The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by Toprak Mahsulleri Ofisi, 2022-07-05 08:48:29

TMO Tarih Kitabı

TMO Tarih Kitabı

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Nizamname’nin 18’inci maddesi İdare Meclisi kararlarının içerik, görev alanı, gaye ve metodolojisinin nasıl olacağını
ele almaktadır. Buna göre İdare Meclisi, bütçeyi hazırlamak, işletme masrafları için ilgili müdürlük tarafından hazırlanan
bütçeyi onaylamak, faaliyet raporlarını hazırlamak, kurum içi ikramiye düzenlemesini yapmak, buğday ve Ofis’in ilgilendiği
diğer ürünlerin alım ve satım yerleri ile alım satım fiyatları için incelemeler yaparak sonuçları Bakanlar Kurulunun onayına
sunmak, hububat ve afyon stoklarını tespit etmek gibi görevleri bulunmaktaydı. İdare Meclisi’nin görevleri ise şöyleydi: Ofis
Umum Müdürlüğünce hazırlanacak talimatnameleri onaylamanın yanı sıra ihtiyaç görülen yerlerde ülke içi ve dışında şube
ve ajans açıp kapatma kararını verme, inşa edilecek olan silo ve ambarların yerlerini tayin, bunların yapılması için gereken
ihale işlemlerini yapmak. Ofis işleri, gerekli olan gayrimenkul alım ve inşasını yapmak. Ofis alacaklarına karşılık ipotek işle-
rini yapmak ve ofis hakkında açılan davaların sulh yoluyla çözümünü sağlamak.154

Bu arada İktisat Vekâleti, Ofis’in sermayesini tespit edecek ve devir/teslimi yapacak olan komitenin kurulması için fa-
aliyetlerini sürdürmekteydi. Kanunun Geçici 2’nci maddesine göre, Komite, Ziraat Bankası, Uyuşturucu Maddeler İnhisarı,
Ziraat Bankası ve Ofisi delegelerinden teşekkül edecekti. Sermaye tespit edilerek devir ve teslimler başlatılacaktı. Ofis’in
merkez teşkilâtına memur tayini hazırlıkları da yapılmaktaydı.155

Ofis’in kuruluş sermayesinin tamamının devlet tarafından sağlanmış olmasından dolayı 3460 sayılı Kanunun 26’ncı
maddesi ile verilen yetki ile Ziraat Bankası üzerindeki konuyla ilgili yetkiler devralındı.156 Aynı zamanda Kanun, Ziraat Ban-
kası bünyesinde bulunan finansal ve fiziki sermaye yatırımlarının Ofis’e devredileceği bir sürecin başlamasının hukuki zo-
runluluğunu da getirmekteydi. Nitekim bu kanundan kısa bir süre sonra çıkarılacak olan Toprak Mahsulleri Ofisi Kanunu bu
işlevi yerine getirecekti. Ziraat Bankasından devrolunacak silo ve ambarların işletilmesi de buna bağlıydı. Ofis aynı şekilde
bankadan devrolunacak stoklarla birlikte esas olarak stok bulundurma ile görevlendirilmekteydi. Kanun çerçevesinde Ziraat
Bankasının elinde bulunan ve Ofis’e devredilen buğday stoku, demirbaş ve çuval stoku aşağıdaki tabloda belirtilmektedir.157

Aynı Sermaye Miktar Tutar
(Kilo/Adet) (TL)

Buğday 29.738.796 1.457.712,81
Demirbaş 6,481 35.200,28
Çuval 16.716,21
Ayni Sermaye Toplamı 154,81
Nakit Sermaye Devri   1.509.629,30
Ziraat Bankasından Devir Alınan Sermaye Toplamı   3.221.474,34
Uyuşturucu Maddeler İnhisarlar İdaresi afyon devri 4.731.103,64
Uyuşturucu Maddeler İnhisarlar İdaresi yan ürün devri   1.500.000,00
 
  6.304,15

Uyuşturucu Maddeler İnhisarları İdaresinden Devir Alınan   1.506.304,15
Ayni Sermaye Toplamı

Genel Toplam   6.237.407,79

Tablo 6 : Ziraat Bankası ve Uyuşturucu Maddeler İnhisarları İdaresinden
Toprak Mahsulleri Ofisine Devredilen Sermaye Kalemleri158

Tablo 6’da görüldüğü üzere Ziraat Bankası ve Uyuşturucu Maddeler İnhisarları İdaresinden devir alınan ayni ve nakdi
sermaye 6.237.407,79 TL’dir.159

154 Acun, a.g.e., s.106-109.
155 Ulus, 07.07.1938, s.2.
156 Acun, a.g.e., s.69.

157 3491 sayılı Kanun’un geçici 2. Maddesi gereğince, oluşturulan Devir Komitesi başkanına ayda 400, üyelere ise 300 lira ücret verildi.
Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 7, Toplantı Tarihi: 01.12.1938, Karar No: 2.

158 Başbakanlık Yüksek Murakebe Heyeti, Toprak Mahsulleri Ofisi 1938 Yılı Faaliyet Raporu, s.2.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 51

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Bu sermayeye 22.06.1933 tarih ve 2434 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2303 sayılı Silo ve Ambarlar Hakkında
Kanun gereğince bedeli genel bütçeden ödenerek, mülkiyeti Hazineye ait olmak üzere Ziraat Bankasına yaptırılan Silo ve
Depolar 3491 sayılı Toprak Mahsulleri Ofisi Kuruluş Kanunu gereğince Ofise aynı sermaye olarak konulmuştur. Bu işlem
sonucunda TMO’nun kuruluşunda ödenmiş sermayesi 9.620.514,27 TL olarak gerçekleşmiştir.

Kuruluş sermayesinin ayrıntısı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Devrolunan Aynı ve Nakdi Sermaye Tutar
Buğday (TL)
1.457.712,81

Demirbaş 35.200,28

Çuval 16.716,21

Silo, ambar, lojman 3.383.106,48

Ziraat Bankasından nakden devrolunan 3.221.474,34

Uyuşturucu Maddeler İnhisarı İdaresinden devir alınan afyon 1.506.304,15

TOPLAM 9.620.514,27

Tablo 7 : TMO’nun 1938 Yılında Devraldığı Sermayeyi Oluşturan Kalemler159

Tablo 7’de görüldüğü üzere 3491 sayılı Toprak Mahsulleri Ofisi Kuruluş Kanunu gereğince Ofisin sermayesi 9 milyon
lira gibi bir meblağın olduğu görülmektedir. 2303 sayılı Kanun gereğince yaptırılan Silo ve Depoların yapımı ile ilgili ayrıntılı
bilgi aşağıda verilmiştir.

Ofis’in İlk Genel Müdürü Hamza Osman Erkan (En solda)160

159 Başbakanlık Yüksek Murakebe Heyeti, Toprak Mahsulleri Ofisi 1938 Yılı Faaliyet Raporu, s.13.
160 İclal-Tunca Örses Arşivi’nden alınmıştır.

52 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Ofis’in ilk genel müdürü Hamza Osman Erkan’dır.161 Erkan’ın yanı sıra üç genel müdür muavinliğinden ikisine
15.08.1938 tarihinde Uyuşturucu Maddeler İnhisarı Müdür Muavini Şakir Turalı ile Ziraat Bankası İstanbul Şubesi Mü-
dürü ve Uyuşturucu Maddeler İnhisarı İdare Meclisi azasından Hamit Koray’ın tayinleri gerçekleştirildi.162 13.09.1938
tarihinde İdare Meclisi Reisliğine, İktisat Vekâleti tarafından seçilen Emlak Bankası İdare Meclisi Reisi Raşit Bigat,
meclis azalıklarına İktisat Vekâleti tarafından seçilen emekli Erkan-ı Harp Yarbayı Mahmut Celal Bilgin, Maliye Vekâ-
leti tarafından seçilen İlhami Bulak ve Ziraat Vekâleti tarafından seçilen Mecit Mağmumî getirildiler.163 Hamza Osman
Erkan’ın kısa süren görevinden sonra 13.09.1939 tarihinde Ofis İdare Meclisi Reisi Raşit Bigat getirildi.164

Ofis’in ilk İdare Kurulu toplantısına katılan dönemin İktisat Vekili Şakir Kesebir’e göre, “Buğdayda esas himaye-
dir. Himaye için ölçü: Takriben dünya fiyatını köylünün ayağına getirmektir. Bugün hububat ve ticaret merkezlerinde
mesela Anvers ve Liverpool’da buğdaya ne fiyat veriliyorsa bu fiyatı köylünün ayağına getirmek, hatta biz bunu dahi
geçirdik. Diğer memleketler de aynı şekilde çalışmaktadırlar. Bu usul, beş senedir, buğday ziraatını ayakta tutmuştur.
Buğday müstahsili büyük bir zümredir. Bütün memleket buğday fiyatını tutunca, köylü geçinmesini, devlete karşı mü-
kellefiyetlerini vermekle çarşı ve pazar hareketi bu suretle idare edilmiş oluyor. Çok olan faideleri karşısında zararları-
nı üzerine almaktan devlet çekinmedi. Buğday işi şimdiye kadar Ziraat Vekâletinde muhtelif vekâletlerden müteşekkil
bir komisyonla idare ediliyordu. Mubayaa 54 merkez vedaatiyle yapılmaktadır. Ofis’in sermayesi Ziraat Bankasının
ve Uyuşturucu Maddeler İnhisarı’nın yapacağı devirler neticesinde anlaşılacaktır. Kanuni ahkâma göre: 10 milyon
lira ikramiyeli ve ikramiyesiz 15 milyon lira vadeli, istikraz obligasyon çıkarabiliriz. Bu salahiyetimizi indelhace istimal
edeceğiz. Tabiî bu selahiyete yalnız Ziraat Bankasının kredimizi artırması imkânsız olduğu takdirde müracaat edece-
ğiz. Yeni planda birkaç mevzuumuz vardır. Onlar hakkında harekete geçmek icab edecektir. Ekmek fabrikası, Ekmek
sanayii ve Morfin fabrikası. Bunların kendi kanunumuzda da yeri vardır, un sanayiinde mevcut fabrikaların devletleşti-
rilmesi muhtemeldir. Yalnız bu devletleştirme, memleketin bazı noktaları için, betahsis İstanbul için variddir.

Şimdilik Ankara’da, çiftlikte, yevmi 25 bin ekmek çıkaran bir ekmek fabrikası mevcuttur. Bu işe müdahalemiz yok-
tur. İleride, daha büyük mikyasta, ekmek işi tabiî elimizde bulunacaktır. Mesela İstanbul’da bütün İstanbul’un ekmek
ihtiyacına cevap verebilecek bir fabrika kurmak, İzmir’de keza yalnız bir yerde, belediyenin iştirakini temine çalışaca-
ğız. Çünkü İzmir belediyesinin kendi ekmek fabrikası vardır. İleride bu cihetleri yegan yegan165 düşünür ve yaparız.
Şimdilik yalnız hazırlanmakla iktifa ediyoruz.

Bütün bunların başında teşkilatımızı tamamlamak zarureti vardır, (Meclis’te hazır bulunan İhracatı Teşkilatlandır-
ma Müdürü Bay Servet Berkin’e hitaben): Devir işi ne oldu?

Servet Berkin: - Devir için altı ay bir müddet münasip görülmüştü. Şimdilik ancak iki aylık bir zaman geçmiştir,
devir işleri yürümektedir.

Daha sonra söz alan Hamza Osman Erkan166: - “Mahsulün tam idrak mevsiminde işe başlanmıştır. Sonra devirde
yalnız kayıtlarla iktifa etmiyoruz, Mevcudu ayrıca tadat da ediyoruz. Diğer taraftan işlerin teşrii (kanunlaştırma) ciheti-
ne gitmeyi de ihmal etmiyoruz. Mesela devir komitesinden Bay Mahmut bir aylık işi bir haftada tamamlamıştır. Birçok
yerlerde mal tesellümünde (mesela Samsun’da) sondajla hareket etmek zarureti hâsıl oldu.”

161 Hamza Osman Erkan (Şhaplı). Büyük çerkes sürgününde (1864) İstanbul’la gelen Şhaplı adlı bir Vubıh ailesinden, Medine Muhafızı
Osman Ferid Paşa’nın oğludur. 1897 yılında İstanbul’da doğdu. Cenevre ve Paris üniversitelerinde ekonomi ve bankacılık eğitimi gördü. Aynı
yıllarda Osmanlı Teşkilat-ı Mahsusa’sının bir mensubu olarak görevler aldı. Birinci Dünya Savaşı’na Irak’da, çoğunluğunu Kafkas göçmenleri-
nin oluşturduğu “Osmancık Gönüllü Taburu”nun bir mensubu olarak katıldı. Türkiye Cumhuriyeti döneminde de TBMM’nde Afyonkarahisar (VI.
Dönem), Kocaeli (X. Dönem), Sakarya (XI. Dönem) Milletvekili olarak bulundu. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü yaptı. Olimpiyat
Komitesi Genel Sekreterliği’nde bulundu. Ocak 1968’de öldü. Hamza Osman Erkan’ın, Fransa ve İsviçre’de yayınlanan bazı gazetelerde “Hamzat
Şhaplı” imzasıyla Kafkasya konusunda yazıları bulunduğu gibi, Türkiye’de de başta “Resimli Tarih Mecmuası” (1950-51) olmak üzere çeşitli dergi
ve gazetelerde tarihi konularda makaleleri ve anıları yayımlanmıştır. Savaş anılarını içeren “Bir Avuç Kahraman” (İstanbul 1946) adlı bir kitabı
bulunmaktadır. http://www.kafkasevi.com/index.php/whoswho/detail/3688 (Alınma Tarihi: 08 Haziran 2019).

162 BCA, 030 18 0102, 84 75 2, 2/9443. Erkan, 1939 yılında yapılan genel seçimlerde Afyon milletvekili seçildiğinden Ofis’ten istifa etti.
163 Toprak Mahsulleri Ofisi Teşkilatı (1938–1959), TMO Yayınları, Ankara 1960, s.18.
164 BCA, 030 18 01 02, 88 88 7.
165 Tek tek.
166 Uyuşturucu Maddeler İnhisarı Müdürü Hamza Erkan TMO Genel Direktörlüğüne 750 TL aylık ücretle, iki müdür yardımcılığına Uyuş-
turucu Maddeler İnhisarı Umum Muavini Şakir Turalı ile Ziraat Bankası İstanbul Şubesi Müdürü ve Uyuşturucu Maddeler İnhisarı İdare Meclisi
azasından Hamit Koray 600 lira ücretle atandılar. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Fon Kodu: 030 18 01 02, Yer No: 84 75 2. (Bundan sonra BCA
şeklinde yer alacak olup Fon Kodu ve Yer No ifadeleri yazılmayacak. Ayrıca Ofis İdare Meclisi Reisi azalğına İktisat Vekâleti tarafından atanan
Emlak Bankası İdare Meclisi reisi Reşad’ın 500, azalıklarına yine İktisat Vekâleti tarafından atanan Emekli Erkan-ı Harp Yarbayı Mahmut Celal
Bilgin, Maliye Vekâleti tarafından atanan İlhami ve Ziraat Vekâleti tarfından atanan Mecit Mağmumi 350’şer lira ücretle atandılar. BCA, 030 18 01
02, 84 81 17.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 53

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Sözlerine devam eden Erkan, buğday alımı için Haziran’ın ilk 15 günü içinde, tespit edilen fiyatlarda, dünya pa-
zarlarındaki buğday kursları karine kabul edildiği hâlde, pratikte dünya piyasalarında dalgalanma olmasına rağmen
bunun dikkate alınmayarak fiyatların olduğu gibi muhafaza edildiğini, bu durumda dünya fiyatları ile Türkiye fiyatları
arasında bir bozulma meydana geldiğini, dünya fiyatlarında meydana gelecek bir durgunluk neticesinde Türkiye’deki
fiyatların dünya fiyatlarına uydurulması gerektiğini belirtti.

Bunu cevaplayan Kesebir ise, “Fiat meselesi çok hassas bir meseledir. Bu işi ticari sahada göreceğiz. Ayrıca
tesiratını Devlet tahsilatında da göreceğiz. Fiyat bizi zarara sokabilir. Bu zarar dağılan faideye göre ehemmiyetsizdir.
Esasen harice satılacak elli bin ton kadar bir miktardır. Ayrıca askere de buğday veriyoruz. Senevi zararımız bir mil-
yon lira kadardır. Buna mukabil buğday fiyatını tenevvüçten (dalgalanmadan) koruyoruz. Bizim fiyatımızı az bulanlar
da vardır. Hâlbuki dünya piyasası düşmek üzeredir. Tabiîdir ki, bu sükût harici satışlarımızda da tesirini gösterecektir.
Mesela 85 bin İngiliz sterlini tutarındaki satış; bu satış belki bizi ½ milyon liradan fazla zarara sokacaktır. Çünkü dâ-
hilde 5 ½ kuruş olan buğdayı hariçte üç kuruşa vermiş oluyoruz. Bu zarar yüzünden 10 bin ton yerine meselâ 25 bin
ton satmaya mecbur olacağız, şimdilik buğday fiyatı üzerine zarar mikdarı mevzubahis değildir.”

Bay Hamza: Müessese müdürü sıfatı ile işi az zararla çıkarmak noktasından maruzatta bulunmuştum.

Sayın Vekil: Tabiî az zarar daha iyidir.

Bay Reşid: Her yerde buğday alınmıyor, sonra fiyatlarda tahallüfler (geri kalmalar, değişmeler) olmaz mı?

Sayın Vekil: Öyle amma yine fiyatlarda tevazün (eşitlik) hâsıl oluyor. Uzak yerlerde fiyatımız zaten düşüktür. 54
merkezimiz haricinde bizim fiyatlarımızla ahenkdar piyasalar vardır. Çünkü satış fiyatının ne olması icab ettiği fiyatla-
rımızdan bellidir. Mesela, Ankara’da, Konya’da buğday büyük müstehlik merkez İstanbul’a sevk edildiği düşünülerek
mahalli fiyatlarla santim farkı olabilir. Satıcı köylü, en yakın alım merkezine kadar malını götürdüğü takdirde elde ede-
ceği fiyattan, alım merkezine kadar yapacağı nakil masrafını göz önünde tutarak malını tüccara satar.

Hamza Osman Erkan’ın, Heyeti Vekile mubayaa için azamî limit tespit etmiş midir? sorusuna Kesebir’in cevabı,
“Hayır etmemiştir… Ofis’in yapacağı mubayaat (alımlar) için konulmuş bir limit yoktur. Nakliye masrafları da fiyata
yansıtılacaktır. Mesela Haymana’dan mubayaa merkezi Pulatlı’ya nakliye hesap edilir.” Mesela Haymana’da buğday
41/2 kuruş ise “İlin merkezi Pulatlı’da 51/2 kuruştur. Alım merkezleri daimi müşteri olduğu için, köylü acaba malımı
Haymana’da mı satmalıyım yoksa bizzat alım merkezine götürüp Pulatlı’da mı malımı elden çıkarmalıyım diye hesa-
bını yapar ve ihtiyar edeceği nakliye masrafı iki piyasa arasındaki fiyat farkına müsavi olduğu takdirde malını köyünde
satar.

“Bizim demiryolları şebekesi haricinde, Erzurum ve Urfa’da mubayaa merkezlerimiz vardır. Tabiî bu merkezlerin
mubayaa maksatları hat üzerindeki diğer merkezlerinki ile aynî değildir. Hükûmet kaliteye göre fiyat biçmektedir. (tabiî
nakliye farkları düşünülmek şartı ile) Hükûmetin aldığı buğday mikdarı 150 bin tondur. Bu sene mahsulümüz fazladır.”
Takriben 3,6 milyon ton; buna mukâbil yaptığımız müdahale umumi mahsule karşı %5 kadardır.

Hamza Osman Erkan’ın alımın finansmanı hakkındaki açıklama talebine ise Kesebir, şimdilik Ziraat Bankası ile
işi idareye çalışacağız. İleride Merkez Bankası ile 10 milyon lira kadar tahvil ihracı sureti ile Ziraat Bankasının vaziyeti
finansmana müsaid olduğu takdirde bittabi Ziraat Bankasının finansmanı ile iktifa edilecek ve olmadığı takdirde Mer-
kez Bankasına müracaat edilecektir, demiştir.

Erkan’ın Ziraat Bankasının faiz şartları hafifletilemez mi? Mesela İş Bankası reeskontunu %3½’den yapabileceği
şeklindeki sözlerine Kesebir, “İleride size daha ucuz fiyatlar teminine çalışacağız. Reeskont yerine Maliye Vekâletinin
kefaleti ile çalışmak daha iyidir.”(Faiz haddi %2 ½)167

Ofis İdare Meclisi’nin bu ilk toplantısında geçen yukarıdaki konuşmalar Ofis’in kuruluşu ile ilgili olarak yönetimin
kafasındaki düşünce ve gerekçeleri aslında tam olarak ortaya koymaktadır. İlerleyen yıllarda Ofis’in yapacağı işlerle
ilgili olarak farklı hususlar da gündeme gelecektir.

Ofis’in ilk Genel Müdürü olan Hamza Osman Erkan, Cumhuriyet gazetesine vermiş olduğu demecinde; Ofis idare
teşkilatının Ankara merkezli olarak en kısa sürede Ziraat Bankasından hububat işlerini devralarak üretici ve tüketicinin
hizmetinde olacağını ortaya koymaktaydı.168 Ofis, bu doğrultuda başta büyük şehirler olmak üzere Anadolu kentlerin-
deki teşkilatlanma faaliyetlerine hız verdi. Ofis tarafından ilk etapta, memleketin coğrafî, idarî, iktisadî ve ziraî durum-
ları dikkate alınarak İstanbul, İzmir, Afyon, Konya, Diyarbakır, İskenderun, Samsun ve Erzurum bölge müdürlükleri ile
İstanbul, Afyon, Tekirdağ, Mersin, Yerköy, Trabzon gibi illerde şube müdürlükleri kuruldu.169 Bunun yanı sıra, Ofis’in

167 TMO, İdare Meclisi Kararları, Toplantı Tarihi: 14.10.1938, Toplantı No: 1, Ofis İdare Meclisi’nin 1. Toplantısı.
168 Afşar, a.g.t., s.53.
169 Ahmet Samim Karkın, “ Toprak Mahsulleri Ofisi ve Faaliyetleri ”, TMO Dergisi, C.I, Sayı:10–12, Ankara 1956, s.7.

54 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

henüz kurulduğu bu dönemde ülkenin her tarafına dağılmış olan 270 daimi ajans ve altı satış ekibi dâhil 33 ekipten
oluşan idarî teşkilatı mevcuttu.170

Ziraat Bankasına ait hububat alım merkezleri ise Ofis tarafından yeni teşkilat oluşturuluncaya kadar 3491 sayılı
Kanunun Geçici 5’inci maddesi gereğince eskisi gibi Ofis adına görevine devam etmiştir. Bu merkezler zamanla Ofis’e
devrolunarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.171 1938 yılında çıkarılmış olan 2302 sayılı Silo ve Ambar Kanunu hükümle-
ri ve 3491 sayılı Ofis Kanunu’nun 12’nci maddesinin e fıkrasına göre Ofis’e, Ziraat Bankasınca dörder bin tonluk silolar
devredildi. Bunlar Ankara, Polatlı, Eskişehir, Konya, Yerköy, Sivas silolarının yanı sıra beş bin tonluk Afyonkarahisar
siloları ile bu silolardan başka Ziraat Bankasından, Ofis’e biner tonluk Çerikli, Şefaatli, Yerköy, Derince, Akşehir ve
Denizli ambarları ile Balıkesir’de bin tonluk makine tesisatını haiz bir ambar devredildi. Bu silo ve ambarların teşkilat
bünyesine alınmasıyla Ofis, 1939 yılına 122.021 tonluk bir stoklama kapasitesiyle girdi.172

Cinsi Tutar (TL)
Silolar 1.690.535,56
Silolar makine ve tesisatı 1.520.362,08
Lojmanlar
Ambarlar 17.129,07
Ambarlar makine ve tesisatı 95.115,08
20.821,14
Silolar ve teknik büro demirbaşları ile levazım deposu
ambarları mevcudu 39.143,55

Toplam 3.383.106,48

Tablo 8 : Ziraat Bankasından Toprak Mahsulleri Ofisine Devrolunan Silo,
Ambar ve Lojmanlarla Makine ve Tesisat, Demirbaş ve Levazım Ambarları Mali Mevcutları

Silolar Komisyonu Reisliği, 3491 sayılı Kanun gereğince Ofis’e devredilecek olan silo ve ambarların maliyet he-
saplarının tespitini belli ilkelere göre yaparak toplam maliyeti de 552.080,72 lira olarak belirlemişti.173

1938 yılında kaleme alınan Yüksek Murakebe Heyeti raporuna göre, hububat alım merkezlerinin çoğaltılması,
demiryolu tarife ücretlerinin pahalı olduğundan taşıma ücretlerinin düşürülmesi, silolar ve ambarların ihtiyacı karşıla-
madığından Haydarpaşa Devlet Demiryollarına ait silonun sermaye olarak Ofis’e devredilmesi ve kuraklığa karşı, Millî
Müdafaa ihtiyaçları ve stoklar için gereken fenni ambar ve siloların süratle yaptırılması önerilmekteydi.174

Uyuşturucu Maddeler İnhisarı İstanbul’da çalışmakta iken Ofis’e intikal eden Genel Müdürlük teşkilatı 15.12.1938
tarihinde Ankara’da yeniden kuruldu. Diğer taraftan mevcutları tespit edilen ve devri tamamlanan merkezler peyder-
pey Ofis’e bağlanarak faaliyete başlamışlardı. Ofis tarafından yeni teşkilat vücuda getirilinceye kadar da kanunun
geçici 5’inci maddesi gereğince Ziraat Bankası eskisi gibi Ofis adına hububat alımına devam edecekti. Ofis Kanunu-
nun geçici 5’inci maddesi: “Ziraat Vekâleti ile Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasının buğday ve silolara ait teşkilatı ile
Uyuşturucu Maddeler İnhisarı İdaresi teşkilatı, Ofis tarafından yeni teşkilatı vücuda getirip faaliyete başlayıncaya ka-
dar eskisi gibi faaliyetlerine devam ederler” şeklindeydi.175 Bu sebeple Ofis’in görevi devralmasının tamamlanmasına
kadar alım işleri Ofis’e bağlı alım merkezlerinin yanı sıra Ziraat Vekâleti ile Ziraat Bankası eliyle gerçekleştirilecekti.

Ziraat Bankasına bu şekilde verilen buğday görevinin özellikle bankanın buğday aldığı bölgelerde olmak üzere
çeşitli katkıları olduğu anlaşılmaktadır. Bankanın buğday aldığı yerlerde bölge halkının gerek Bankaya olan borçları-
nın ve gerek devlete olan resmî vergi borçlarının tahsilat nispetlerinde göze çarpan fazlalıklar olduğu görülmektedir.
Ziraat Bankası yaptığı satışlarda tüketim piyasalarında düzenleyici bir vazife görmüştü. Kurak olan ve rekoltenin dü-
şük olduğu yıllarda piyasaya mal arz etmek suretiyle buğday fiyatının tüketici zararına artmasına engel olundu.

170 Afşar, a.g.t., s.54.

171 Ofis’in geçici 5.maddesi: “Ziraat Vekâleti ile Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasının buğday ve silolara ait teşkilatı ile uyuşturucu mad-
deler inhisarı idaresi teşkilatı, Ofis tarafından yeni teşkilatı vücuda getirip faaliyete başlayıncaya kadar eskisi gibi faaliyetlerine devam ederler”
şeklindedir. TBMM Kavanin Mecmuası, Devre: V, İçtima: 3, C.XVIII, s.2.

172 Afşar, a.g.t., s.65.
173 Başbakanlık Yüksek Murakabe Heyeti, Toprak Mahsulleri Ofisi 1938 Yılı Faaliyet Raporu, s.3.

174 Aynı yer.

175 TBMM Kavanin Mecmuası, Devre: V, İçtima: 3, C.XVIII, s.2.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 55

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

II. Dünya Savaşı Yılları ve Sonrası (1938-1951)

Kuruluş ve Savaş Yılları (1938-1946)

Toprak Mahsulleri Ofisi, kuruluşunun hemen ardından buğday alım ve satımına başladı. Buğday ekim alanları
1938 yılında genişledi. Bunun en önemli sebeplerinden birisi 1925’ten itibaren sürdürülen demiryolu inşaat programı-
nın artık çoğunlukla tamamlanmış olmasıydı. Ayrıca ülke genelinde demiryolu hatlarının yaygınlaştırılması ile buğday
üretim merkezlerinin rahatlıkla pazarlara bağlanması ve iklim şartlarının da genel olarak iyi geçmesi gibi etkenler
buğday ekim alanlarının artmasını sağlayan önemli faktörlerdendi.176 Bu sayede ülkede ticaret küçük pazarların daha
büyük pazarlara bağlanması ile genişlemişti. Bunda gerek Ofis’in kuruluşu gerekse daha önce devletin Ziraat Ban-
kası eli ile yaptığı hububat alımları ile birlikte, buğday fiyatlarını korumak hususunda aldığı esaslı tedbirlerin çiftçiler
üzerinde güven artırıcı bir faktör olarak görülmesinin büyük bir etkisinin olduğunu söylemek yanlış olmasa gerektir.

Ofis kuruluşunun ardından yoğun bir mesaiyle baş etmek durumunda kaldı. Ancak henüz kanunla kendisine
verilen görevin yürütülebilmesi için gerekli olan personel, bina, silo vb. gibi alt yapıya sahip değildi. Bu şartlar altında
1938 yılında Ziraat Bankasının 58 yerde alım yaptığı anlaşılmaktadır. Ofis kurulur kurulmaz bankanın alım yaptığı
yerlerde ve ek olarak Buğday Komisyonu tarafından açılmasına karar verilen Fakılı’da alım yaptı.177 Ayrıca bundan
sonra ihtiyaç görülen yerlerde alım merkezi açılmaya devam edilecekti. Örneğin 1939 yılında Trakya’da mahsulün
bol olması sebebiyle ihtiyaç fazlasının İstanbul ve mülhakatına (bağlı olan yerlere) çekilmesi için alım merkezlerine
ilaveten Edirne’de de bir alım merkezi açılması kararlaştırıldı.178

1938 Yılında Alınan Buğday Miktar Tutar
(Kg) (TL)
Ziraat Bankasınca Ofis Hesabına Alınan 80.179.787 3.776.545,39
Ofis Teşkilatı Tarafından Alınan 41.453.009 1.937.592,05
Toplam 121.632.796 5.714.137,44

Tablo 9 : 1938 Yılında Ziraat Bankası ve Toprak Mahsulleri Ofisi Tarafından
Alınan Buğday Miktarı ve Tutarı179

1928-1929 hasat döneminde 1.961 bin ton olan üretim, devletin Ziraat Bankası eli ile yaptığı destekleme alım-
ları, diğer teşvikler ve 1929 buhranının şokunu 1935’lerde kısmen atması gibi faktörlerin etkisi ile 1938-1939 hasat
mevsiminde 3.811 bin ton gibi yüksek bir orana yükselmişti. Ancak 1929’da buğdayın kilosu 13 kuruş iken 1939’daki
fiyatı ise halen 4 kuruş civarındaydı. Üretim sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada arttığından mal arzı talebin üs-
tüne çıkmış, bu yüzden de buğday fiyatı yükselmemişti. Köylü ve üreticinin ekonomik durumunu, az da olsa öncekine
göre artan üretim artışı kurtarmaktaydı.180 Çift hayvanlarının sayısındaki artış ile toplam ekili arazide 1929’lara göre
1939’da %42 oranında bir üretim artışı söz konusu olmuştu.181 Tablo 9’da görüldüğü üzere 1938 yılında alımın ağırlığı
Ziraat Bankası üzerinde kalmıştı. Ofis’in 13 Temmuz’da kurulmasından dolayı alımların da bir hayli düşük gerçekleş-
miş olması 1938 yılındaki satışlarının da düşük olmasına yol açtı.

176 Afşar, a.g.t., s.62.
177 BCA, 030 18 01 02, 85 98 13.
178 BCA, 030 18 01 02, 88 90 11.
179 Başbakanlık Yüksek Murakebe Heyeti, Toprak Mahsulleri Ofisi 13 Temmuz – 31 Birinci Kanun 1938 Bilançosuna Aid idare Mec-
lisi Raporu Bilanço ve Kar ve Zarar Hesabı, s.4.
180 İstatistik Genel Müdürlüğü, Tarım İstatistikleri, Bulutay, Tezel, Yıldırım, Türkiye Millî Geliri (1923-1948).
181 Şevket Pamuk, “İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Devlet, Tarımsal Yapılar ve Bölüşüm”, (Derleyenler: Şevket Pamuk-Zafer Toprak), Yurt
Yayınları, Ankara 1988, ss.95-108, s.91.

56 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Çiftçinin Tırpanla Buğday Hasadı

Dolayısıyla Ofis’in faaliyetleri esas itibarıyla üreticiyi korumaya yönelik olarak sürdürüldü. Ofis’in kurulduğu 1938
yılı içerisinde buğday fiyatları illere göre 5,50 ile 6,00 kuruş arasında değişmekteydi. Bu fiyatlar 1929 fiyatlarının hâlâ
en fazla yarısına kadar dahi ulaşamamıştı.182 1938 yılı itibarıyla buğdayın alım fiyatı 5 kuruş olarak belirlenmişti. (Ek
Tablo 17) 1938 yılında Ofis, yeni merkezlerinde buğday alımı yapmaya başladı. Bu merkezlerin açılması, ilgili bölge
ahalisi ve yöneticileri açısından memnuniyetle karşılanmaktaydı. Yeni alım merkezi açılan yerlerden birisi de Yoz-
gat’tı. Yozgat Belediye, Halkevi ve Ticaret Odası başkanları açılan merkez vasıtasıyla yapılan alımdan dolayı Ofis’e
bir teşekkür mektubu göndermiş olması Ofis’in halk ve hububat piyasasında bir yer edinebileceğini, halkın beklentile-
rini karşılayacak bir konum elde edebileceğini göstermektedir.183

Devir işlemleri henüz bitmediğinden Ziraat Bankası tarafından yapılan alımlara devam edildi. Kuruluşunu tam
olarak gerçekleştirememiş olan Ofis ise yıl içinde Bankanın yaptığı alımların ancak yarısı kadar bir alım gerçekleştire-
bildi. Mevcut alımların büyük çoğunluğunu gerçekleştiren Ziraat Bankası ile Ofis tarafından yapılan alımların toplam
miktarı ise oldukça düşük gerçekleşmiş olup 121 bin ton civarında kaldı. Bu durum henüz yeni kurulmuş olan Ofis’in
teşkilatını kuramadığını ve duruma hâkim olamadığını göstermektedir. Bu nedenle Ziraat Bankası 6 yıldır devam ettiği
işe bir süre daha devam etmek durumunda kalacaktır. Ofis, kuruluş yılı olan 1938 yılında Ziraat Bankasınca belirlen-
miş fiyatlar çerçevesinde alımlarını yaptı.

TMO Alımlarından Bir Görüntü

182 Toprak Mahsulleri Ofisi, 40. Hizmet Yılı 1938-1978, s.46.
183 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 6, Toplantı Tarihi: 30.11.1938, Karar No: 3.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 57

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

1938 yılı içerisinde Ofis teşkilatının yeni kurulmasından dolayı istenilen düzeyde hububat satışı gerçekleşmese
de 1939 yılına 58.494 ton buğday stokuyla girilmesi Ofis için umut verici bir gösterge oldu.184 Ofis’in bu dönemdeki
stratejik fonksiyonunu en iyi şekilde yansıtan husus yaptığı satışlardı.

Satışlar Miktar Tutar
(kg) (TL)
Dış Memleketlere Yapılan Satışlar
Orduya yapılan satışlar 10.000.000 566.000.000
Ziraat Bankasına yapılan satışlar 3.330.392 170.813.054
Bozuk ve bozulmağa yüz tutmuş buğdaylardan yapılan satış 384.598
Ziraat Bankasınca Ofis hesabına içeride satılan 531.061 17.929.096
Toplam 2.332.809 23.726.040
106.439.083
16.578.860 884.907.273

Tablo 10 : Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 1938 Yılında Yaptığı Satışlar185

II. Dünya Savaşı başladığı sıralarda Türkiye’de iktisadî kalkınmanın temeli atılmış ve iktisadî hayatta bir hızlanma
her an başlayabilir duruma gelmişti. Fakat savaşın başlamasıyla Türkiye’nin dünya ile ilişkileri iktisadî açıdan son
derece zayıfladığı gibi, bütün milletlerarası münasebetler savaş durumuna göre yeniden dizayn edilmişti. Ekonomik
münasebetler milletlerarası münasebetlerle ilgili olan yeni düzenlemelerin tam merkezinde yer almıştı. Üstelik diğer
alanlarda da olduğu üzere tarım alanında gerçekleştirilmeye çalışılan modernleştirmelerin de henüz tam olarak neti-
ceye ulaşmaması, modern tarımın tüm ülkede yaygınlaşmamış olması, ulaştırma imkânlarının arzu edilen seviyeye
henüz gelmemesi gibi sebeplere bağlı olarak tam savaşın başında iaşe ile ilgili olarak oldukça büyük problemlerin
yaşanması kaçınılmaz oldu.

II. Dünya Savaşı yıllarında tarım üretiminin düşmesi en görünür durumlardan biriydi. Yani 1930’larda ihtiyaca
göre fazla veren hububat arzı bu yıllarda azalmıştı. Bu durum ciddi bir iaşe meselesini de gündeme taşıdı. Diğer ül-
kelerde de olduğu üzere Türkiye’de iaşe meselesi üzerinde ciddi bir şekilde durularak bu sefer 1930’larda yürütülen
üreticiyi koruma politikasının yanı sıra tüketiciyi koruma hususunda politikalar devreye sokulmak durumunda kalındı.

27 Ocak 1939’da ilk hükûmetini kuran Dr. Refik Saydam, “halkçılığı” başarmak için ekonomide de “devletçilik”
politikasının uygulanmasının gerekli olduğuna inanmakta ve programını buna göre oluşturmaktaydı. Bu konuda Cum-
hurbaşkanı İsmet İnönü ile aralarında bir görüş birliği de bulunmaktaydı. Ancak Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın
başlaması ile birlikte Saydam’ın arzu ettiği ölçü ve çerçevede bir devletçilik politikası izlemenin pek imkânı buluna-
madı.

Türkiye savaş dışında olmasına rağmen ülkede kısmi seferberlik ilan edilmesiyle birlikte bir milyona yakın üretici
konumundaki gencin silah altına alınması, bunların üretici yerine tüketici konuma geçmeleri, yatırımların devlet eliyle
inşa edilecek yeni fabrikalara kaydırılamayacak olması, şehirlerin iaşesi ile ilgili yeni uygulamaların devreye sokulma-
sı gibi sebepler, ister istemez devlet öncülüğünde başlatılan planlı kalkınma çabalarının askıya alınmasına sebebiyet
verdi. Savaş öncesinde yapılan bütün planları sekteye uğradı. I. Beş Yıllık Sanayi Planı 1938 yılında tamamlanma-
sına rağmen 1939 itibarıyla devreye girmesi beklenen ikinci plan savaş sebebiyle uygulanamamıştı. Bu arada savaş
sadece sanayi alanını değil, tarım alanını da oldukça olumsuz b ir şekilde derinden etkiledi.

Refik Saydam hükûmetinin ekonomi politikası, bir taraftan mevcut bütçe imkânlarıyla ordunun ve büyük şehir-
lerde yaşayan insanların iaşesini karşılamak, diğer taraftan da ülkede cereyan eden tüm iç ve dış ticareti devlet de-
netimine alarak satış ve fiyatlar üzerinde sıkı bir devlet kontrolünü öngörmekteydi.186 Bu önlemler Almanya’daki fiyat
stopajı (fiyatların tavan ve tabanı belirlenecek) örneğinde olduğu gibi bir savaş ekonomisi stratejisi olarak uygulamaya
konuldu. Ancak bu politika iç üretimin düşmesine yol açtı.187

184 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Başbakanlık Muamelât Genel Müdürlüğü Evrakı Kataloğu 030.10.00.00, Klasör 184, Dosya 269,
Belge No. 4. (Bundan sonra kısaca BCA, 030.10.00.00 ve 184, 269, 4 gibi sadece fon ve yer numaraları verilecektir.)

185 Toprak Mahsulleri Ofisi, 13 Temmuz–31 Aralık 1938 İdare Meclisi Faaliyet Raporu, s.4.
186 Korkut Borotav, Türkiye İktisat Tarihi 1908 – 1985, IV. Cilt, Cem Yayınevi İstanbul 1997, s.221.
187 Ş. S.,Aydemir, Suyu Arayan Adam, Remzi Kitabevi, İstanbul 2004, s.462.

58 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

II. Dünya Savaşı’nın patlak verdiği 1939 yılının Eylül ayından itibaren diğer tüketim mallarının bütününde olduğu
gibi hububat fiyatları da hızlı bir şekilde yükseldi. Savaşın kokusunu alan piyasada fiyatlar, buğdayda önce 13,5 kuru-
şa, daha sonraki yıllarda 100 kuruşa, zeytinyağının litresi 85 kuruştan 350 kuruşa çıktı. Kalay 280 kuruştan 12 TL’ye,
demir 8 kuruştan 18 kuruşa fırladı. Cam %100, fayans %100, hırdavat malzemesi %15 - 20, çinko %50 oranında
yükseldi.188 Ofis, 3491 sayılı Ofis Kanunu’nun 2’nci maddesinin “a” fıkrası gereğince buğday fiyatlarını dünya pazar-
larındaki buğday fiyatlarını da dikkate alarak 1939 yılında oldukça yüksek olarak tespit etmişken piyasada fiyatların
yükselmesi üzerine bu fiyatların üzerine 3 kuruş daha zam yapıldı. Böylece üreticiye kısmen de olsa devletin şefkat
ve himayesi sağlanmış olacaktı.189

II. Dünya Savaşı patlak verdiğinde 11 Kasım 1939 tarihinde Başbakan Refik Saydam, hükûmetin iç politikası ile
ilgili olarak Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada; hububat üretim ve stoku konusunda iyimser bir tablo çizmek-
teydi. Saydam’ın yaptığı konuşma aşağıdaki gibidir:

“Ziraî istihsal vaziyetimiz emin ve sağlamdır. Gıda maddeleri üzerinde herhangi bir sıkıntı varit değildir. Bereketli
ve iyi kaliteli bir mahsul yılını idrak etmiş bulunuyoruz. Evvelce arz ettiğim gibi, mevcudumuz yıllık ihtiyacımızın üstün-
dedir… Geçen umumi harpten evvel büyük şehirlerimizin ekmek ve un ihtiyacının dışarıdan temin edildiğini hepimiz
hatırlarız. Bu gün ise buğday da ihraç edecek vaziyete geçmiş bulunuyoruz. Sekiz-on yıl evveline gelinceye kadar beş
milyon kentali ancak bulabilen buğday rekoltesi bu gün 35-40 milyon etrafındadır ki ihtiyacımızın fevkindedir. Toprak
Mahsulleri Ofisi’nin silo ve depolarındaki buğday mikdarı bir buçuk milyon kentaldir (100 kg). Köylü ve tüccar elinde
de bulunan en az iki misli bir stok kalmış olduğunu tahmin ediyoruz. Pirinç, harbi umumiden evvel hemen tamamen
bir idhal maddesi idi, bugün pirinci de ihtiyacımıza yeter derecede yetiştirmekteyiz ve daha fazlasını yetiştirecek vazi-
yetteyiz. Şeker evvelce münhasıran hariçten tedarik ediliyordu. Bu gün bunu memleket içinde ve ihtiyacımızın yüzde
yetmiş beşi derecesinde yapmaktayız. Diğer bütün gıda ve iaşe maddeleri üzerinde de aynı inkişaf ve tezayüdü gör-
mekteyiz. Fındık, kuru üzüm, incir ve emsali gibi bu gün esas itibarıyla ihraç ettiğimiz mahsullerimizin de çok kesif ve
yüksek kalorili gıda maddeleri olduğunu unutmamak lazımdır. Et bakımından da vaziyet müsaid ve emindir. Hayvan
mikdarı yıldan yıla artmaktadır, bu artış 1929’a nisbetle yüzde kırkı bulmaktadır. Pamuk ve yünümüz memleket ihtiya-
cının çok fevkindedir. Bu itibarla giyim ve yiyim maddeleri üzerinde hiç bir endişeye mahal yoktur. Bazı gıda ve ibtidaî
maddelerinin ihracı hususunda son zamanlarda yapılan takyidat, zaruret icabı değil, ihtiyat tedbiridir. Aynî mülâhaza
ile istihsali eksiltmemek, bilâkis artırmak için icab eden tedbirleri de almak yolundayız.”190 Saydam’ın bir politikacı
olarak belki de çizmek zorunda olduğu bu iyimser tablo uzun bir süre devam edemeyecekti.

1938–1939 hasat döneminde 3.973.133 hektar ekimi yapılmış olan buğdaydan 4.204.170 ton üretim elde edil-
di. Arpa üretimi 2.386.717 ton, yulaf ise 280.038 ton olarak gerçekleşti. Bu genişleme geçen yılın ziraatına nazaran
%5 nispetinde artış demekti.191 1939 yılında üreticinin malını herhangi bir şekilde istediği yere satabilmesi ile ilgili bir
kısıtlama olmadığından Ofis ya da Ziraat Bankası alımlarının yüksek olmadığı görülmektedir. 1939 yılında iki kurum
tarafından yapılan alım miktarı toplam 194.170 ton olarak gerçekleşti. Yani toplam üretimin %4,6’sı gibi düşük bir
oranda kalmıştı. (Ek Tablo 2)

Buğday dışındaki diğer hububat ürünlerinin alım ve satımı da söz konusu olmaktaydı. Nitekim, 3491 sayılı Ka-
nunun 3’üncü maddesi gereğince savaş şartlarından dolayı ordu ihtiyaçlarından olan arpa ve yulaf gibi ürünlerle ilgili
işlerin de Ofis’in görevleri arasına alınması, Ticaret Bakanlığının 24.10.1939 tarih ve 3563/14548 sayılı teklif üzerine
Bakanlar Kurulu’nca 27 Ekim 1939 tarihinde kabul edildi.192

1939 ve 1940 yıllarında alımların hangi fiyattan yapılacağına piyasanın nabzını tutan Ofis’in verdiği raporlar doğ-
rultusunda Bakanlar Kurulu’nca karar verildi. Ofis, kurulduğu bu ilk faaliyet yıllarında öncelikle üreticinin menfaatlerini
dikkate alarak hareket etti. Çünkü henüz 1929 buhranının hububat üzerine yaptığı olumsuz etki sürmekteydi.

Türkiye 1939 ve 1940 yılında az da olsa buğday ihraç ederken daha sonra buna imkân bulunamayacak, ülkedeki
üretim ancak iç tüketimi karşılayabilecektir. 1940 yılında Ofis tarafından toplamda ancak 156 bin ton kadar buğday
alındığı ve alımın ancak toplam üretimin %3,8’i olduğu görülmektedir. (Ek Tablo 2) 1940 yılında yapılan nüfus sayımı-

188 Çetin Yetkin, Türkiye’de Tek Parti Yönetimi (1930 – 1943), Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul 1983, s.180.
189 Toprak Mahsulleri Ofisi, 40. Hizmet Yılı 1938-1978, s.46.
190 İsmet Binark, Türk Parlamento Tarihi TBMM- VI. Dönem (1939-1943), 1.cilt, Türk Parlamento Tarihi Araştırma Grubu, Ankara 2004,
s.1057-1060.
191 Toprak Mahsulleri Ofisi, Üçüncü Hesap Yılı 1940 Bilânço Kâr ve Zarar Hesabı İdare Meclisi Raporu, Ankara 1941. TMO, Üçüncü He-
sap Yılı 1940..., s.7-8.
192 Afşar, a.g.t., s.55.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 59

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

na göre 17.820.850 olan toplam nüfusun 13.474.701 kişisi yani %75’i halen kırsal kesimde yaşamaktaydı.193 Savaşın
başlaması, tarım ürünlerinin fiyatlarının artışına, ekim alanlarının azalmasına ve tabiî olarak üretimin azalmasına, bu
alandaki modernizasyonun durmasına, ürün kalitesinin düşmesine, büyük çoğunluğu köylerde sıkıntı içinde yaşayan
insanların hayat standartlarının daha da kötüleşmesine sebep oldu.194

1939 yılında ordu, okul ve diğer resmî daire ve müesseselerin buğday ihtiyaçlarını 3491 sayılı Kanunun 21’inci
maddesi gereğince sadece TMO’dan temin etmeleri zorunluydu. Bu kurumlara satış fiyatı ise mal oluş fiyatına göre
yapılacaktı.195 TMO’nun İktisat Vekâletinin teklifi üzerine Ankara şehri ekmek ihtiyacını karşılamak üzere, Ankara Be-
lediyesinin ihtiyaç göstereceği günlük elli ton kadar buğdayı kendi alım fiyatları üzerinden (mahlut 4,5 TL, yumuşak ve
sert 5 TL, ekstra 5,5 TL olarak) 24 Mart 1939 tarihinden itibaren değirmenlere satması kararlaştırıldı.196

Ofis, kuruluşundan itibaren tüketici için daima hazırda bekleyen bir tedarikçi konumunda oldu. Nitekim Ticaret
Vekâletinin 2151/8230 sayılı teklifi üzerine Bakanlar Kurulu’nca 05 Ağustos 1939 tarihinde verilen karar gereğince,
İzmir, Konya, Afyonkarahisar, Kayseri, Kütahya, Denizli ve Çankırı’da piyasaya gelen buğdayların tüketime yetme-
mesinden dolayı gerek buralarda gerekse ihtiyaç olacak diğer şehirlerde Ofis tarafından tanzim satışları yapılmıştı.197

Hükûmetler muhtaçlara buğday dağıtımını Ofis eliyle yapmaktaydı. Bakanlar Kurulu, 05 Eylül 1939 tarihinde 3242
Sayılı Kanun gereğince muhtaçlara dağıtılmasına karar verilmiş olan buğdaylardan olup da TMO alım teşkilatı olan
yerlerde Ofis tarafından satın alınmasına rağmen depo ve hangar bulunmamasından dolayı muhafazasına imkân
olmayanların alım baremi üzerinden Ofis’e mal edilerek bedellerinin Ziraat Bankasına ödenmesine karar verildi.198

Bakanlar Kurulu Kararı ile Ofis elindeki stokun bir miktarını ordu ile halkın ekmeklik buğday ihtiyacını karşılamak
üzere maliyet fiyatı üzerinden satmaktaydı. Ofis’in yaptığı tanzim satışları halkın iaşesi açısından büyük önem arz
etmektedir. Ofis’in bu dönemde icra ettiği en önemli görevlerden biri de ordunun ihtiyacı olan ekmeklik buğday ve un
ile yemlik ihtiyacını temin etmekti. Nitekim Ofis Kanununun 21. maddesi ve 27 Ekim 1939 tarihinde uygulamaya ko-
nulan kararname ile ordunun talebi olan ekmeklik un ve yemlik ihtiyaçları karşılandı. 1939 senesinde halkın ihtiyacını
karşılamak üzere gerçekleştirilen tanzim satışı 47 bin ton oldu.

Ofis, resmî kurumlara yaptığı satışlarda kendisini zarara sevk etmeyecek bir maliyet esasını uygulamakta ancak
tanzim satışlarında ise hizmet ve masrafını karşılayacak bir pay ilâve etmemekteydi. Alım fiyatına ancak hububatın
nakliye masraflarının az bir kısmının ilave edilerek satılması, bu zararın ortaya çıkmasına sebebiyet vermekteydi.
Nitekim 1939 yılında sadece 47 bin ton olan tanzim satışında 1.410.040 Lira nakliye masrafı etmişken 1940’ta tan-
zim satışı üç katından daha fazla bir miktara, 180 bin tona yükselmiş ve faaliyet gösterilen bölge de genişlediğinden
nakliye masrafı iki buçuk katından daha fazla bir miktara, 3.618.176 liraya ulaşmıştı. Buradaki vaziyet Ofis’in savaş
ortamında yerine getirdiği iaşe görevindeki hayati fonksiyonu izah etmektedir.199

TMO’nun temel görevlerinden birisi halk iaşesini ucuz bir şekilde sağlamak idi, bu görevi yerine getirebilmek adı-
na halka doğrudan un satışı yapma yolunu tercih etti. Bu sebeple maliyet fiyatları ile bazen de maliyetin altında olmak
üzere değirmenlere buğday vererek kırılması ve daha sonra da halka satılması usulü takip edildi. Bu stratejik satış
Ofis’in iaşe konusundaki en önemli fonksiyonu oldu.

1939-1940 kampanyasında buğday, arpa ve yulaf üretimi, Trakya, Marmara ve Ege bölgelerinde oldukça düşük,
Doğu bölgesinde de kısmen eksik, Güney Doğu ve Karadeniz sahili civarında hemen hemen bir önceki yıl kadar, Gü-
ney ve Orta Anadolu vilayetlerinde bir önceki yıldan fazla olmak üzere iyi denecek bir üretim oldu. Ancak çok üretim
olan yerlerin mahsulü az üretim olan bölgelerin açığını kapatmaya yetmedi ve bu durum savaş ortasında hububat
arzında bir düşüş meydana getirdi.200 1940 yılında üretim bir önceki yıla yakın olarak elde edildi. Ancak TMO’nun alış
miktarının bir önceki yıla göre çok fazla olmadığı görülmektedir. Buğday üretiminin sadece %3,8’i alındı. 1940 yılında
rekolte, buğday 4.381.420, arpa 2.249.314, yulaf 327.596 olmak üzere 7 milyon tona yakın olarak gerçekleşti. Rekol-

193 21 Ekim 1945 Genel Nüfus Sayımı, Türkiye Nüfusu, Yayın No: 286, Ankara, Aralık, 1950, s. 43.
194 Acun, a.g.e., s.127-128.
195 BCA, 030 18 01 02, 85 118 16.
196 BCA, 030 18 01 02, 89 27 12.
197 BCA, 030 18 01 02, 88 77 17.
198 BCA, 030 18 01 02, 88 85 2.
199 TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s.25.
200 TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s.8.

60 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

tenin yüksek veya düşük oluşu Ofis faaliyetleri açısından en önemli etken oldu ve bundan sonra da olmaya devam
edecekti.

Millî Korunma Kanunu ve Ofis

Ofis’in 1940 yılındaki faaliyetlerine damga vuran esas gelişme Millî Korunma Kanununun kabul edilmesidir. Bu
durum aslında Sağlam’ın aktardığına göre, Foucalut’un iaşe politikalarının güvenlikle olan ilişkisi ile ilgili söylediklerin-
den hareketle iktidarların en önemli dışa vurum alanlarından biri de azlık politikalarının parçası olan hububatın nasıl
organize edileceğinin daima bir sorun olması ile yakından ilgilidir.201 Yani tarihten gelen uygulamalar açısından iktidar
ve yönetimler açısından değişen bir şey yoktur ve savaşın getirdiği kaçınılmaz endişeler, sıkı bir ekonomi ve hububat
politikasını da beraberinde getirir.

Celal Bayar Hükûmeti’nden görevi devralan Refik Saydam Hükûmeti’nin göreve başladığı dönemde II. Dünya
Savaşı patlak verdi. Hükûmet de bu durumu dikkate alarak aynen I. Dünya Savaşı yıllarındaki uygulamalara benzer
bir savaş ekonomisi hazırlığı girişimlerine başladı. Savaş ekonomisiyle ilgili olarak yapılan en önemli hazırlık, Şevket
Süreyya Aydemir başkanlığında oluşturulan bir uzman ekibin çalışmalarıydı. Bu ekip yaptığı çalışmaların sonuçlarını,
04 Eylül 1939’da İktisat Vekili Hüsnü Çakır’a “Müdafaa Ekonomisi Hakkındaki Rapor” adıyla sundu. Bu raporda savaş
ekonomisiyle ilgili olarak alınması gereken tedbirler ayrıntılı bir biçimde belirtilmekteydi. Şevket Süreyya Aydemir,
yapmış oldukları çalışmalarda, savaş ekonomisinin başlıca meselesi olan memleketin iaşesini temin etmede nasıl
bir yol izlenmesi gerektiği üzerinde durduklarını ifade etmektedir.202 Ayrıca Başvekâlette Millî İktisadi Kanun projeleri
hazırlandı. Recep Peker başkanlığında kurulan komisyon tarafından üzerinde mutabık kalınan bir metin ortaya çıktı
ve bu metin bir kanun teklifi olarak TBMM’ye sunuldu.203 Bu teklif, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan görüşme-
lerden sonra, 18 Ocak 1940 tarih ve 3780 sayılı “Millî Korunma Kanunu” adı ile yasalaştı. Millî Korunma Kanununun
gerekçesine göre Kanunun amacı, iktisadî bakımdan korunma ve savunmayla ilgili tedbirlerin alınarak II. Dünya Sava-
şı’nın olumsuz etkilerinin önlenmesiydi. Ayrıca hükûmetin, olağanüstü zamanlarda katlanılması gereken fedakârlıkları
halka yüklemek mecburiyetinde kalması da bu gerekçede yer alan hususlardan biriydi.204

Kanun ile hükûmete bütün ekonomi üzerinde çok geniş yetkiler tanınmakta, bu şekilde ekonomi üzerinde güçlü
bir kontrol ve denetim imkânı elde edilmekte ve I. Dünya Savaşı yıllarında olduğu üzere yeniden savaş ekonomisinin
gereklilikleri uygulamaya geçirilmekteydi. II. Dünya Savaşı yıllarında ekonomi ve iaşe uygulamaları I. Dünya Savaşı
yıllarındaki uygulamaların tecrübelerine dayalı olarak inşa edildi. 1916 yılında ilk olarak tahıl üreticilerinin ellerindeki
ürünün sadece tohumluk ve hane halkının ihtiyacı kadarını alabilecekleri, geri kalanı ise belirlenen sabit fiyatlar doğ-
rultusunda devlet görevlilerine teslim etmeleri gerektiği ilan edilmişti. İaşe konusunda atılan önemli adımlardan birisi
de 18 Ağustos 1917 tarihli İaşe-i Umumiyye Kararnamesi’dir. Bu kararname ile Harbiye Nezaretine bağlı bir İaşe-i
Umum Müdürlüğü oluşturulmuştu. Böylece seferberlik boyunca ordu, kurumlar ve ihtiyacı olan yöreler halkının iaşesi
Harbiye Nezareti tarafından üstlenilmiş ve devlet eliyle daha geniş bir savaş ekonomisi uygulamasına geçilmişti.205

Türkiye’de yönetimin bir büyük savaşın getireceği felaket ve sıkıntılardan ülkeyi koruma endişesi ile her alanda
düzenlemeler yaparak devleti hem hukuki hem de yönetim açısından daha etkin hâle getirdiği göze çarpmaktadır.
Ofis ise bu düzenlemelerin neredeyse merkezinde yer almış ve önemli fonksiyonlar üstlenmiştir. Bu çerçevede hubu-
bat politikası, Millî Korunma Kanunu’nun 4’üncü maddesi ile kurulan ve Maliye, Ticaret, Ziraat, Millî Müdafaa, İktisat,
Münakâlat vekillerinden teşekkül eden ve başkanlığını Başbakan ya da belirleyeceği bir Bakan tarafından yürütülecek
olan “Koordinasyon Heyeti”nin vereceği kararların Vekiller Heyeti’nce de kabul edilip hükûmet kararnamesi olarak
yayınlanması ile tamamen hükûmetler tarafından belirlenmeye başlandı.206 Heyetin işleri için Başbakanlıkta bir büro

201 Muhammet Ali Sağlam, “Toprak Mahsulleri Ofisi’nin İnşası ve Savaş Dönemi Hububat Piyasasındaki Yeri (1938-1945)”, Current De-
bates in History & Politics, (Edited by: Muhammet Ali Sağlam, Emek Yıldırım), Ijopec Publication, VoL 23, Nisan 2018, ss.25-38, s.26.

202 Afşar, a.g.t., s.96.

203 Mustafa Yahya Metintaş - Mehmet Kayıran, “Refik Saydam Hükûmetleri Döneminde Türkiye’nin Ekonomi Politikası (1939-1942)”, Es-
kişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9(2), ss.155 -184, s.168.

204 Millî korunma Kanunu lâyihası ve Muvakkat Encümen Mazbatası (1/301), TBMM Zabıt Ceridesi, D. VI, C. 8, İ. 27, 18.1.1940 günlü
birinci celseye ek 64 sayılı basmayazı, s. 1-2.

205 Büşra Karateşer, “Birinci Dünya Savaşı ve Mütareke Döneminde İstanbul’un İaşesi”, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İİBF
Dergisi, III (2013), s. 99 vd.

206 Kolaç’ın yaptığı tespitlere göre hükûmet, bu dönemde izlenecek hububat politikası ile ilgili takriben 980 adet koordinasyon heyeti ka-
rarını kabul ederek uygulamaya soktu. Bu Kararnamelerde; hububatın ekim şartlarının, ekim sahalarının belirlenmesi, hububat ekim zorunluluğu
getirilmesi, çiftçi, tüccar ve diğer bütün özel ve tüzel kişilerin elinde bulunan hububat üretim ve stok miktarının hükûmete bildirilmesi, hububatın

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 61

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

kurulacak ve heyetin aldığı kararları konuyla doğrudan ilgili bakanlıklar ya da devlet kuruluşları uygulayacaktı. II. Dün-
ya Savaşı konjonktürü devam ettiği sürece, Türkiye’de hububatla ilgili alınan kararların tamamı, Millî Korunma Kanu-
nu’nun 4’üncü maddesi gereğince yukarıda üyeleri belirtilen “Koordinasyon Heyeti” tarafından alındı ve yayımlanan
kararnamelerle uygulamaya sokuldu.207

Kanun çerçevesinde Hükûmet, çiftçilikten anlayan her kadın ve erkeği kendi işini ihmal etmemek kaydıyla 15
kilometre mesafedeki herhangi bir özel veya devlet işletmesinde ücretli olarak çalıştırabilecek, lüzum gördüğü yerler-
de yapılacak ziraatın nevi ve çeşitlerini tayin ve tespit edebilecek, üzerinde tarım yapılamayan 500 hektardan fazla
araziyi bir bedel karşılığı işletebilecek, ekilen her 4 hektar arazi için bir çift öküz millî müdafaa yükümlülüğünden muaf
tutulacak, 8 hektardan fazla arazisi olanlardan bu toprağın yarısını hububat ekimine tahsis etmesini isteyebilecekti.208

Türkiye böylece savaşa giren diğer ülkelerdeki örnekleri gibi bir savaş ekonomisi planlaması yapmaktaydı. Bu
Kanun çerçevesinde devlet üretim yapmak, bu iş için gerekli araçlara el koyabilmek, çalışma şartlarını yeniden düzen-
lemek, fiyatların belirlenmesinde söz sahibi olabilmek, stratejik tüketim mallarına olan talebi, o malın arzına uyduracak
şekilde kısmak üzere malın tüketim miktarının tespiti ve kısılması, iaşenin temini gibi birtakım olağanüstü yetkileri aldı-
ğı görülmektedir. Bu kanunla devlet gerekli gördüğünde ve dengeyi bozacak durumlar yaşandığında üretimi, tüketimi
ve fiyatları yapılacak müdahalelerle tanzim etmeye yönelik olarak hareket edebilecek şekilde yetkilendirilmekteydi.209

Tekneden Tekneye Hububat Tahliyesi
II. Refik Saydam Hükûmeti, devletin ve çiftçinin elinde bulunan mevcut buğday stokları ve üretim artışlarına güve-
nerek savaşın başlangıcı olan 01 Eylül 1939’dan 05 Aralık 1940 tarihine kadar bir yılı aşkın bir süre hububat ürününün
ekimi, üretimi ve tüketimine ilişkin herhangi bir düzenleme ve müdahalede bulunmadı. Bakanlar Kurulunun 28 Kasım
1940 tarihli ve 2/14709 sayılı kararı ile çavdar da TMO’nun iştigal sahası içine alındı.210

serbest piyasada satılma şartlarının belirlenmesi, ürünün bütününe veya belli bir bölümüne devletçe el konulması, tüketim bölgelerine dağıtımının
düzenlenmesi, ihtiyat ve güvenlik stoklarının yapılması, askerî birliklerin ihtiyaçlarının karşılanması ile hububat fiyatlarının tespiti, yer almaktaydı.
Kolaç, a.g.m., s.670.

207 İlhan Tekeli-Selim İlkin, “II. Dünya Savaşında Millî Korunma Yasasının Uygulanmasında Yaşananlar”, https://dokupdf.com/queue/ii-dn-
ya-savainda-mll-korunma-yasasinin-uygulanmasinda-yaananlar-_5a3c29cfd64ab2a614f30e40_pdf?queue_id=-1 (Alınma Tarihi 06.04.2018),
s.6.

208 Metintaş - Kayıran, a.g.m., s.170. 1940-1945 döneminde devletin ekonomiye yetkiyle müdahalesinin kanuni zeminini oluşturan Millî
Korunma Kanunu Bakanlar Kurulu’na verdiği yetkiyle, iktisat, maliye ve tarım alanındaki diğer politikaların oluşturulmasına zemin hazırladı.
Kanundan aldığı yetkiye dayanan Bakanlar Kurulu, bu Kanun çerçevesinde bütün ekonomik faaliyetleri savaşa göre yönlendirmek ve yönetmek
imkânına sahip oldu. Millî Korunma Kanunu devlet ile ekonomi arasındaki mesafeyi daha da yaklaştırdı ve devleti bütün ekonominin patronu ve
hâkimi hâline getirecek uygulamaların önünü açtı. Resmî Gazete, 26.01.1940, s.13214-13216.

209 İlhan Tekeli - Selim İlkin, “II. Dünya Savaşında Millî Korunma…”, s.7.
210 BCA, Bakanlar Kurulu Kararları Kataloğu, 030 18 01 02; 93 107 9.

62 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Ayrıca Ofis, savaş şartlarında meydana gelebilecek iaşe spekülasyonlarını önlemek üzere Millî Korunma Kanu-
nunun 4’üncü maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan 20 Şubat 1940 tarih ve 2/12879 sayılı kararname ile
hükûmet tarafından oluşturulan koordinasyon heyeti kararnamesi çerçevesinde verilen değişik görevleri yerine getir-
di.211 Aynı zamanda TMO kuruluş kanununun 3. maddesine dayanılarak kurum kısa sürede arpa, çavdar, yulaf, mısır,
patates, pirinç, çeltik ile fasulye, nohut, mercimek gibi bakliyat, yağlı tohumlar ve uyuşturucu maddeleri de faaliyet
alanı içine aldı.212

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin esas kuruluş amacı, hububat piyasalarına doğrudan girerek destekleme alımları yön-
temi ile ülkedeki hububat piyasalarını düzenlemek, üretici çiftçileri ve hububat ürününü korumaktı. Ancak bu asli gö-
revlerini 1938 ve 1939 yıllarında sadece iki yıl gibi kısa bir süre için yerine getirebilen Ofis, savaşın hız kazanmasıyla
birlikte kanunun verdiği diğer tali görevlerin yanı sıra kendisine verilen diğer yeni görevleri de yürütmek durumunda
kaldı. Ordunun hububat ihtiyacının karşılanması da en önde gelen sorumluluklardan biriydi. Nitekim 1940 yılında Ge-
nel Kurmay Başkanlığı Ofis’ten 217 bin ton buğday stoku yapılmasını talep etti.213

1940 yılı büyük ölçüde stoklara dayanılarak geçirildi. Bu dönemde Hükûmet, üreticileri, ürünlerini TMO’ya veya
tüccara satmakta serbest bıraktı. 1939 yılı sonunda Ofis’in buğday stoku 213.854 ton olup stokta sadece buğday bu-
lunmaktaydı. (Ek Tablo 27) Fiyat artışlarına ve yaratılan darlıklara karşı diğer idari önlemler alınmaya çalışıldı. Ancak
1940 yılında birçok mal fiyatında ani yükselişler meydana geldi, bazı hububat ürünlerinde fiyatlar yıllık ortalama olarak
%25 ile %50 arasında arttı.214 Fiyatların bu şekildeki yükselişi ile bazı bölgelerde rekoltenin yüksek olmasından da
faydalanmak isteyen bazı tüccar ve sermaye sahipleri ile elindeki malı paraya çevirme konusunda çekingen davranan
büyük üreticilerin fiyat yükselişlerinden istifade etmek amacıyla ürünlerini ellerinde tuttukları görülmektedir. Bu sebep-
le Ofis’in aldığı ürün miktarı önce 1939 yılından daha aşağıda kalmışken yılın ikinci yarısında Ofis’in iştigal alanına
yulaf, arpa ve çavdarın (46.892 ton) da girmesiyle birlikte alınan ürün miktarı yeniden yükseldi ve 194 bin ton olan
1939 rakamlarının biraz üstünde (sadece buğday 156.505 ton yani üretimin %3,8’i) 203 bin ton üstünde gerçekleşti.
(Ek Tablo 1)215 Mülkiyeti Ofis’e ait bulunan silolara, 1940 senesi zarfında 68 bin ton ürün girdi ve daha evvelinden
mevcutları olmak hasebiyle stok durumu 98.875 tona çıktı.216

TMO kurulduğu yıl ve sonrasında öncelikle üreticinin emeğini koruma ve değerlendirmeye yönelik faaliyetlerde
bulunmaktayken bu görevi 1940’ta ülkedeki hububat üretimi ve iaşeyi düzenlemeye yönelik olarak genişledi ve olduk-
ça stratejik bir mahiyete erişti. Yani üretim, üretici ve aynı zamanda tüketiciyi de içine aldı. Ofis bu dönemde üreticiyi
korumak ve piyasada oldukça yükselen fiyat artışlarını yakalayabilmek adına esaslı fiyat artışları uygulasa da alım
fiyatları bütün savaş boyunca piyasa fiyatlarının oldukça altında kaldı. Bu dönemde fiyatların aşırı yükselmeye başla-
masından dolayı üreticiden ziyade tüketiciyi korumaya yönelik faaliyetler gerçekleştirildi. Tüketici olan halkın ekmeği
asgari maliyetlerle tüketebilmesini sağlayacak tedbirler alınmaya çalışıldı. Bu nedenle fazla nakliye gerektirmeyen
yakın bölgelerde düzenlenen satışlarda, direkt olarak satış fiyatı, diğer bölgelerde ise yakın bölgelerden yapılacak
nakliyat maliyeti esas alınacaktı. Ofis bu şekilde idareden ve nakliyeden kaynaklanan masrafları halk için karşılamış
olmaktaydı.

211 Millî Korunma Kanunu, Kanun No: 3780, Düstur, Cilt: 21, s. 433. Değişik 3954, Düstur, Cilt: 22.
212 Afşar, a.g.t., s.55.
213 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 113, Toplantı Tarihi: 27.02.1940, Karar No: VI/485.

214 Çetin Yetkin, Türkiye’de Tek Parti Yönetimi (1930–1945), Altın Kitaplar, İstanbul 1983, s.183.
215 TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s.8.

216 Ofis hububatı stokuna aldıktan sonra bu stokun bozulmadan muhafazası, depolanması ve havalandırması işlemleri yapmaktaydı.
Nitekim 1940 stoğunun 15.845 tonu transfer edildi, 777 tonu havalandırıldı, 27.190 tonu da temizlendi. TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s.12.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 63

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Kamyondan Tekneye Hububat Tahliyesi
TMO, 28 Kasım 1940 tarih ve 2/14710 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kuruluş Kanununun 5’inci maddesinin
2’nci fıkrası gereğince buğday, çavdar, arpa ve yulaf ürünlerinden stok yapılması ile yani memleket ihtiyatı tesisine
memur edildi. Kararın 3’üncü maddesine göre Devlet Limanları İşletmesi Umum Müdürlüğü ile Devlet Demiryolları
ve Devlet Denizyolları İdareleri Ofis tarafından talep edilecek kara ve deniz vasıtaları ve nakliyat taleplerini, askerî
nakliyat hariç olmak üzere, sıra gözetmeksizin tercihen sağlamakla yükümlü kılındı.217
Aynı kararname ile Ofis, spekülatörler tarafından yapılan fiyat artışlarının önüne geçmeye çalışmıştır. 08 Kasım
1940 tarihinde mezkûr tarihte yürürlüğe konulan 2/14711 numaralı kararname ile de buğday, çavdar, arpa ve yulafın
vasıflarla ebatlarında (baremlerinde) üretici lehine değişiklikler yapılmıştı. Aynı kararname ekinde buğday, arpa ve
yulafın kanunun ilgili maddesine göre alım yerleri, fiyat ve şartlarına ait hususlar da yer almaktaydı. Buna göre alım
merkezleri, çevreleri ile birlikte birer mıntıka teşkil edecek, bu mıntıkalar dâhilinde Ofis’çe lüzum görülecek yerlere ise
alım merkezlerine bağlı ekipler gönderilerek üreticinin malları bu ekiplerce satın alınacaktı. Bu Kararname’nin 3’üncü
maddesine göre depo, silo, değirmen ve diğer yerlerde herhangi bir sebeple muhafaza edilen hububat tespit edilerek
Toprak Mahsulleri Ofisi’ne teslim edilecekti. Yine Millî Korunma Kanununun 14’üncü maddesi hükmü gereğince de
hububat ticareti ile uğraşmayan ve belirtilen merkezlerdeki bütün gerçek ve tüzel kişilerin ellerinde bulunan buğday ve
çavdara bedelleri peşin ödemek kaydı ile el konulabilecekti.218
Bakanlar Kurulunun yine aynı tarihli 2/14712 sayılı kararı ile Ofis’çe yapılacak tanzim satışlarının esasları be-
lirlendi, fiyatlar bölgelere göre örneğin Edirne, Kırklareli, Bursa gibi yerlerde değişecek, bazı yerlerde Orta Anadolu
fiyatına göre ilaveler yapılacaktı.219
28 Kasım 1940 tarihinde yürürlüğe konulan 2/14713 sayılı kararname ile de hububat ve tarım alanında önemli
değişiklikler getirildi. Bu durum dolayısıyla Ofis açısından yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bu kararın alınmasının
sebebi ise savaşın seyrinin değişmesi idi. Hitler 05 Aralık 1940 tarihinde daha önce müttefiki olan Sovyetler Birliği’ne
karşı yapılacak Alman taarruzunu onayladı ve Alman orduları kısa bir süre sonra Barbarossa Harekâtı’nı başlattı.
Bu durum hükûmetin hububat konusundaki bu radikal kararı almasında önemli rol oynadı. Kararnamenin 1’inci mad-
desinde, Millî Korunma Kanununun 31’inci maddesine dayanarak hububat ticareti ile uğraşmayan üreticiler dışında
bütün gerçek ve tüzel kişiler, adı geçen kararnamenin yayın tarihinden itibaren dört gün içerisinde mahallin en büyük
mülki amirine ellerinde bulunan buğday ve çavdarın miktar ve cinslerini bildirmek zorunluluğu getirildi. Bu bildirimden

217 BCA, 030 18 01 02, 93 107 10.
218 TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s.4.
219 BCA, 030 17 01 02, 93 107 12. Bkz. EK 6.

64 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

sadece devlet kurumları, belediyeler ve Toprak Mahsulleri Ofisi ile ellerinde buğday miktarı 500 kg’ın altında olan
vatandaşlar muaf tutulmuştu.220

Ofis bu denli yoğun bir görev için hem teşkilatlanma hem de personel açısından henüz hazır değildi. Bu sebeple
Ofis, üretilen hububatı Mal Müdürlüğü ve Ziraat Bankası aracılığı ile almak durumunda kalmıştı.221 Ayrıca Ofis, yeni
kurulduğu bu yıllarda şube, ajans veya ekibi bulunmayan bölge ve istasyonlarda da aracılar yoluyla alım yapmak
durumunda kalmıştı. Aracılar malı alarak Ofis’e teslim etmek durumundaydılar. Bu konuda çalışmak isteyen kişilerin
gerçek ve tüzel kişilerin vilayet ve kaymakamlıktan izin almaları gerekmekteydi. Bunların alım yapabilecekleri bölgeler
Ofis teşkilatı bulunan yerlerden en az 30 kilometre uzakta olması gerekiyordu. Bölgeler Vilayet İaşe Heyetleri tarafın-
dan tespit olunacaktı.222

Ticaret Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunun 28 Kasım 1940 tarihli toplantısında çavdarın da Toprak
Mahsulleri Ofisi’nin görevleri alınması kararlaştırıldı.

Millî Korunma Kanunu yılın başında kabul edilmesine rağmen bu kanun kapsamında Refik Saydam Hükûmeti’nin
08 Kasım 1940 tarihli yayımladığı 2/14714 sayılı Kararname ve 77 sayılı Koordinasyon Heyeti Kararı ile yine Millî
Korunma Kanununun 31’inci maddesinin 1’inci fıkrasına dayanarak, tacir olan veya olmayan gerçek ve tüzel kişiler
tarafından 100 kg’den fazla buğday, çavdar, arpa ve yulaf satışlarında tespit edilmiş olan azami fiyatların hiçbir şe-
kilde geçilemeyeceğini kararlaştırdı. Böylece devletin makul olarak belirlediği bu fiyatlar üzerine piyasada alışveriş
yapılmasına müsaade edilmeyerek hububat piyasasında bir istikrar sağlanmaya çalışıldı.223

Yukarıda ifade edildiği üzere el konulan bütün hububat türlerinin üretici ve diğer gerçek ve tüzel kişilerden alına-
rak Toprak Mahsulleri Ofisi’ne satma mecburiyeti getirilmişti. El konan ürünü ihtiyaçları için hemen paraya çevirmek
isteyen üreticilere ise, ürünlerini Toprak Mahsulleri Ofisi’ne getirip tespit edilen fiyat ve şartlarda satma imkânı da
verilmekteydi. Hükûmetçe el konan buğdayların cinsi ve kalitesine göre belirlenen taban fiyatları çerçevesinde hu-
bubatın teslim alınması, stok yapılması görevi ülke genelinde Ofis’e verilmekteydi. Bütün hububat teslimatı Ofis’e,
bulunmadığı yerlerde ise Ziraat Bankası ve valilerin onayı ile belediyelere ve zahireci birliklerine yapılacaktı. Bu ka-
rarla fiyat artışını sınırlandırmak amacıyla çiftçilerin ellerindeki hububatı devlete satması sağlandı. Böylece Türkiye’de
hububatın, üretimden tüketime kadar süren her aşamada hükûmetler tarafından ilk defa sıkı bir denetime tâbi tutulma
dönemi başlatılıyordu.224

Bu çerçevede 1940 hesap devresi zarfında tanzim gayesi ile yapılan satışların toplamı, yaklaşık 181 bin ton ola-
rak gerçekleşti. Ofis, bu satışın yanı sıra elde tutulması mahzurlu görülen 3.098.618 liralık buğdayı da piyasa fiyatları
ile elden çıkardı. Ofis bu sıkıntılı zamanda memleketin iaşesi için devreye girerek 1940 yılında daha önce müdahale
ve tanzim satışı yapmadığı birçok mahalde satış yaparak kanunla kendisine verilen görevi yerine getirmeye çalıştı.
Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen fiyatlarla İstanbul, İzmir, Ankara şehirlerinden başka bütün Trakya, Karadeniz,
Marmara havzası ve Ege bölgesi ile Afyon, Kütahya, Konya ve Sivas gibi büyük tüketim yapan şehirlerin ihtiyaçlarını
karşılamak üzere tanzim satışları yaptı.225 Ofis, 1940 yılında muhtaç çiftçilere, göçmenlere, nakledilenlere, kuraklık,
sel ve diğer afetlerden etkilenen muhtaçlara gerek yemeklik gerekse tohumluk olarak dağıtılmak üzere Ofis Kanunu-
nun 22’nci maddesi gereğince hububat satışı yaptı. Bunun yanı sıra Ziraat Bankasına da maliyet fiyatları üzerinden
3.517.145 kg (kilo başına yaklaşık 15 kuruş) hububat satıldı. Yapılan bu tanzim satışları ile ekmek fiyatlarının aynı
seviyelerde tutulması ve halkın ekmek sıkıntısı çekmemesi hedeflenmekteydi. Bu durum, Ofis’in bu yıllarda ülkedeki
geniş bir tüketim sahasının ihtiyaçlarını karşılamak üzere faaliyet gösterdiğini ortaya koymaktadır.226

220 Ayrıca bu Kararnamede şu hükümler bulunmaktaydı: Hükûmet, her vatandaşı kendi ziraat işi, yüz üstü kalmamak şartıyla 15 kilomet-
relik mesafede gerek şahıslara gerek devlete ait ziraat işlerinde çalıştırılabilecek (madde:37), üzerinde ziraat yapılamayan beş yüz hektardan
fazla araziyi hükûmet bir bedel karşılığında işletebilir, deniliyordu (madde:38), hükûmet lüzum gördüğü mıntıkalarda yapılacak ziraatın nevi ve
çeşitlerini tayin ve tespit edebilecek (madde:39), her traktör hal ve vaziyetine göre 15–30 çift karşılık addedilecek (madde:40), ekilen her dört
hektar arazi için, bir çift öküz, millî müdafaa mükellefiyetinden istisna edilecekti (madde:41). Afşar, a.g.t., s. 324 323.

221 Sağlam, a.g.t., s.172-173.

222 “Bu konuda bkz. Başbakanlık Neşriyat ve Mudevvenat Dairesi Müdürlüğünün “Değirmenlere verilecek mubayaa salâhiyetlerine müte-
dair Talimatname”si. Bkz. EK 9.

223 TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s.Giriş.

224 2/ 14713 sayılı kararname ile 1/76 no’lu Koordinasyon Heyeti Kararı, Kolaç, a.g.m., s.66.

225 Bu satışın ayrıntısı şöyledir: Satışların toplamı 4.991.695 lira tutarında 79 139.119 kilo buğday, 752.761 lira kıymetinde 14.240.015 kilo
arpa ve 1.056.658 lira kıymetinde 18.422.723 kilo yulaf. TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s.9.

226 TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940…, s.39.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 65

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Ofis, 1940 yılı rekoltesinin yüksek olacağı hususunu dikkate alarak serbest döviz temini için bedeli serbest dövizle
ödenmek şartıyla Filistin, Yunanistan ve İspanya’ya buğday ihraç etti.227 Ayrıca Anadolu Çimentoları Türk AŞ’nin blo-
ke olmuş divitantının (kâr payının)228 deblokajı için Belçika’ya da tonu 68 liradan 3 bin ton buğday ihraç edildi.229 Aynı
şekilde İzmir Tramvay ve Elektrik Şirketi’nin Belçika’daki hissedarlarına tevzi edeceği 300 bin liralık faiz ve dividantları
karşılığında bu ülkeye buğday ihracı gerçekleştirildi.230

Türkiye aynı yıl Filistin ve İspanya dışında Yunanistan ile birlikte Belçika ve Almanya’ya da toplam olarak 60 bin
ton hububat ihraç etti.231 Yunanistan’a satılan 40 bin ton buğdaydan 31.500 ton yumuşak buğdayın bedeli Türkiye-Yu-
nanistan Ticaret ve Tediye Anlaşması’na göre serbest dövizle ödenmesi söz konusu oldu.232

Ülke Ton Fiyatı Miktar
(Dolar/Sterlin) (Ton)

Filistin Sterlin 9,5 300
Yunanistan Dolar 31 31.500
Yunanistan Dolar 34,5
İspanya Dolar 34,5 8.500
İspanya Dolar 34 3.250
TOPLAM 5.400
  48.950

Tablo 11 : 1940 Yılında TMO tarafından İhraç Edilen Buğdayın Ülke, Fiyat ve Miktarı233

Ofis bir taraftan depolama imkânlarını da artırmaktaydı, bu nedenle alınan hububatın muhafazası ilk yıllarda sı-
kıntı olmuyordu. Şehir merkezlerinin ve ordu birliklerinin yemeklik ihtiyaçlarını karşılama zorunluluğundan dolayı buğ-
day fazla bekletilmeden tüketime tahsis edilmekte olduğundan bu devrede bir depolama sıkıntısı yaşanmadı. Ülkenin
değişik bölgelerinde yaklaşık olarak 42 bin tonluk yeni silo yapımını planlandığı görülmektedir. Bu planın ayrıntıları
Stok ve Depolama bölümünde geniş olarak verilmektedir.

Ofis’in yeni kurulduğu bu dönemde ilk görev zararının da ortaya çıktığı görülmektedir. Nitekim Ofis, 1940 yılında
hububatla ilgili işlemlerde 1.855.893,82 TL, siloların işletmesinde ise 229.156,61 TL zarar etti, afyon işlemlerinden ise
2.706.365,61 TL kar edildi. Böylece diğer işlemlerden zarar edilmesine rağmen bilanço 621.315,18 TL kârla kapan-
dı.234 Ofis hububat işlerinden önemli bir oranda zarar etmesinin en önemli sebebi ise 1940 yılında tüketiciyi korumak
üzere yapılan tanzim satışlarından kaynaklanmaktaydı. Yukarıda da bahsedildiği üzere bu satışların bölge ve miktar
olarak genişlemesi ile böyle bir zarar ortaya çıkmaktaydı.

Savaşın bütün şiddetiyle sürdüğü 1941 yılında Millî Korunma Kanununun uygulamaları Ofis çalışmalarına dam-
gasını vurdu. İaşe ile ilgili büyük sıkıntıların ortaya çıkması üzerine 1941 yılında Ticaret Vekâletine bağlı İaşe Teşkilatı
Ticaret Ofisi kurulması TMO açısından önemli bir gelişmedir. Bu birim, memleketin ihtiyaç duyacağı her türlü iaşe
madde ve malzemesini satın alma, stoklama, satma, ihraç ve ithal etmenin yanı sıra üretim yapabilecek gerçek kişiler
tesis edebilecekti. Müsteşar muavininin başkanlığında yürütülecek olan bu Ofis, Ticaret Vekâleti’ne bağlı olan Toprak
Mahsulleri Ofisi, Petrol Ofisi ile Ticaret Ofisi gibi kurumların işlerinin yürütüleceği bir merkez olarak işlev görecekti.235

227 Ticaret Vekâleti’nin 13.5.1940 tarihli ve 6/2975 sayılı emriyle 9,5 İngilz Sterlininden 300 ton ve 2/3359 numaralı kararname ile Yunanis-
tan’a, bedeli yine serbest dövizle yani Ofis aynı zamanda ihracata da destek vererek memlekete serbest döviz girişine de vesile oldu.

228 Bir işletmenin maliyet giderleri ve zararları çıkarıldıktan sonra kalan net kârın pay senedi başına düşen bölümü, temettü hissesi.

229 Maliye Vekâletinin 14.02.1940 tarih ve 2053-17/5429 numaralı onayı ile.

230 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 18, Toplantı Tarihi: 21.02.1939, Karar No: 68.
231 Pamuk, a.g.m., s.17.

232 BCA, 030 18 01 02, 90 39 19.

233 TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s.9-10.
234 TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s.25.

235 İlgili Bakanlar Kurulu Kararı’na göre, Ticaret Vekâleti iaşe teşkilâtı, Ticaret vekilinin emri altında bir müsteşarla bir müsteşar muavini ile
İaşe işbirliği heyeti, İaşe Umum Müdürlüğü, Fiyat Murakabe Müdürlüğü, Matbuat; muhasebe; Zatişleri; levazım; evrak ve dosya ve şifre servisleri
ile Vilâyetler teşkilâtı şeklinde oluşturulmuştu. 14.11. 1941 tarih ve 2/15168 sayılı kararname. Koordinasyon Kurulunun 103 sayılı Kararı ile Kuru-
lan İaşe Müsteşarlığının 124 kişilik bir merkezi kadrosu bulunmaktaydı. Kurul’un 14 Mayıs 1941’de aldığı 151 aldığı kararla Fiyat Murakabe Teş-
kilatı genişletildi. 156 sayılı kararla da vilayetlerde İaşe Müdürlükleri ve İaşe Heyetleri kurularak İaşe Müsteşarlığı salt merkezi bir örgüt olmaktan

66 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

TMO gibi diğer alanlarda da Millî Korunma Kanununun ilgili maddeleri gereğince müdahale kurumları kurulmuştu.
Petrol Ofisi de her türlü petrol ürününü satın alma, stoklama ve satma gibi işlevlere sahip olacaktı.236 30 Ocak 1941’de
halkın ihtiyacı olan un stokları oluşturma görevi de Toprak Mahsulleri Ofisi’ne verildi.237

II. Dünya Savaşı sırasında Svilengrat-Uzunköprü demiryolu kısmının tamiri ve geçici olarak tekrar işletmeye
açılması hakkında 18 Haziran 1941 tarihli Türk-Alman Anlaşması’nın müzakereleri esnasında Alman heyetine iştirak
eden Hariciye Vekâleti temsilcisi von Ripken, Svilengrat garının müşterek gar olarak kullanılmasını ve Türk katarları-
nın personeli ile birlikte oraya gitmelerini Alman Hükûmeti Bulgar Hükûmeti nezdinde yapacağı demarşla (diplomatik
girişim) temin edeceğini söz vermişti. Bunun için Alman tarafı Bulgarlar nezdinde teşebbüste bulunmalarına rağmen
Bulgarlar bu işe yanaşmadılar. Bu durumda Demiryolları Genel Müdürlüğü Bulgar hududu civarında yeni bir mübadele
durağının tesisini demiryolu işletme tekniği bakımından mahzurlu görmemekteydi. Ancak bunun için karşıdaki hattın
tamiri için kira mukabilinde Türkiye’nin istediği lokomotif, kapalı ve 10 platform vagonunun Demiryolları tarafından ve-
rilmesi icab etmekteydi. İnşaat mevsimi geçmekte olduğundan köprü malzemesinin bir an evvel nakledilebilmesi için
yukarıdaki hususların en kısa zamanda çözülmesinin zorunluydu. Münakâlat (Ulaştırma) Vekâleti Toprak Mahsulleri
Ofisi’nin hububat nakliyatı için imkânlar ölçüsünde yerine getirilmesi konusunda çaba gösterilmekte ise de işin önemi
ve ihtiyat stoklarını bir an evvel oluşturmaya başlamaktaki zorunluluktan dolayı Ofis emrine verilen vagon miktarının
200’e artırılması için gereken tedbirlerin alınması için uğraşılmaktaydı.238

Peker Hükûmeti tarafından239 1941 yılının Şubat ayından itibaren yeni bir uygulama başlatılarak üreticilerin elin-
deki hububatı daha önceden Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen fiyatlarla TMO’ya satmaları mecburiyeti getirildi.
Millî Koruma Kanunu çerçevesinde ürünlerin alımına başlandı. El koymanın artık yaygın olarak işlediği bu dönem
kısmi değişikliklere uğrasa dahi, bu durum 1946 yılına kadar devam etti. Dolayısıyla fiyat politikasını belirlerken iki alt
dönem ortaya çıkmaktadır. Savaş öncesi ve savaş dönemi olmak üzere ikiye ayrılan bu sınıflandırma, Ofis’in alım ve
satım politikasını da belirledi.240

Ofis şube ve ajanslarının bulunmadığı yerlerdeki Ziraat Bankası teşkilatı, Ofis şube ve ajansları tarafından ya-
pılan görevleri Ticaret Vekâletinin onaylayacağı şekilde yerine getireceklerdi.241 25 Nisan 1941 tarihinde Bakanlar
Kurulunca çavdarın yanı sıra mısırın da Ofis görevleri arasına alınmasına karar verildi. Ayrıca kuşyemi ve susam gibi
ürünlerde de buğdaydakine benzer piyasa işlemlerini yürütmekle görevlendirildi.242

1941 yılında hububat rekoltesinde bir önceki yıla göre bir azalma yaşandı. Bu durum buhranın ortaya çıkmasında
etkili oldu. 1941 yılı üretimi 3.483.981 ton buğday, 1.764.470 ton arpa ve 269.246 ton yulaf olarak gerçekleşti.243 Buğ-
day üretimi 1939 yılı üretimine göre % 17 oranında azaldı.244 Hükûmetin yürüttüğü el koyma politikası ile çıkarılan Ko-
ordinasyon Kurulu Kararları ile bu kararları mesnet olarak alan Bakanlar Kurulu Kararları çerçevesinde hareket eden
Ofis, bu dönemde 491.404 ton buğday, 137.066 ton arpa, 24.417 ton çavdar ve 46.366 ton yulaf aldı. Alımlar önceki
yıla göre oldukça önemli bir oranda artış gösterdi. 1941 yılı içerisinde Bakanlar Kurulunun belirlemiş olduğu hububat
alım fiyatları; bazı illerde değişiklik gösterse de aynı buğday 14 kuruş, arpa 11 kuruş, çavdar 11 kuruş ve yulafın alım
fiyatı ise 11,5 kuruş olarak tespit edildi.245 Piyasa fiyatlarının yüksek olmasından dolayı zaman zaman bu fiyatlara
zam yapıldığı ve ürün alım kriterlerinde yumuşamaya gidilmişti.246 10 Aralık 1941 tarihinde 207 sayılı Koordinasyon

çıkarak tüm ülkeye yayılmış oldu. Daha sonra alınan kararla İaşe Müsteşarlığının merkez kadrosu 370’ye, taşra kadrosu 1279’a yükseltildi. İlhan
Tekeli - Selim İlkin, “II. Dünya Savaşında Millî Korunma Yasasının Uygulanmasında Yaşananlar”, s.17.

236 İlhan Tekeli - Selim İlkin, “II. Dünya Savaşında…”, s.17.
237 Resmi Gazete, 14 Şubat 1941.

238 BCA, 030 10 0 0, 152 77 31.

239 II. Peker Hükûmeti 03.04.1939 - 08.07.1942.

240 Sağlam, a.g.t., s.154.
241 TMO, Beşinci Hesap Yılı 1942 Bilanço Kâr ve Zarar Hesabı İdare Meclisi Raporu, Ankara 1943, s.10-11.
242 Tezel, a.g.e., s.489.
243 TMO, Beşinci Hesap Yılı 1942 Bilanço…, s.10.
244 Pamuk, a.g.m., s.98.
245 Afşar, a.g.t., s.76.

246 Serbest piyasada fiyatları oldukça yükselen hububat ve bakliyat fiyatları Ofis alımlarında oldukça düşük tutulmaktaydı. Bu sebeple alım
sezonunda zaman zaman Bakanlar Kurulu kararları ile bu fiyatlara az da olsa zamlar yapılmaktaydı. Örneğin 1942 yılında 270 sayılı kararla buğ-
day, çavdar, arpa, yulaf, mahlût ve mısır bedellerine sadece üreticiyle sınırlı olmak üzere kiloda 2 kuruş zam yapıldı. 286 sayılı kararla yürürlüğe
konan kararla kuru bakla fiyatlarına kiloda İstanbul ve İzmir’in belediye hudutları dâhilinde 25 diğer bazı vilayet ve kazaların belediye hudutları
içinde de 1 kuruş zam yapıldı. 365 sayılı kararla buğday alım fiyatı, 20, çavdar 15, mahlût, 16, mısır 16, arpa 15, yulaf 16, akdarı 15 liraya yük-
seltildi. Şubat 1942’de pirincin alım fiyatına beş kuruş zam yapıldı. 387 sayılı kararla 1942 yılında el konulan çeltiğe 27,5, pirince 65 kuruş fiyat

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 67

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Kararı’nın birinci maddesinde yapılan değişiklikle hububat fiyatlarının arttırılmasının yanı sıra hububatın evsafı ile ilgili
olarak da üretici lehine yeni düzenlemeler yapıldı.

TMO’nun Hububat Alımı ve Çiftçiler
Bazı ülkelerdeki uygulamaların bir benzeri olarak ekim seferberlikleri oluşturularak Tarım Bakanlığına boş devlet
arazileri ile okul bahçeleri gibi devlete ait arazilerde buğday ve patates yetiştirilmesi ve devlet hesabına tarım yapma
yetkisi verildi.247 Ayrıca kara ve deniz ulaşım araçlarıyla tarım makinelerinin taşınması gibi bir dizi tedbirlerle hububat
krizi engellenmeye çalışıldı.248 Savaş yıllarında üretim ancak iç tüketime yettiğinden ihracat yapılamamıştı. Bu durum
ülkeye döviz girişinde hububatın rolünü azaltmış, daha çok madenlere bilhassa da krom satışına yüklemişti.
Savaş ortamında Ofis Yunanistan’a yapılan yardımlarda da aracı oldu. Türkiye, Kurtuluş Vapuru ile 13 Ekim 1941
tarihinde 50 ton buğday, pirinç, sağlık malzemesi ve giyim eşyasını Yunan halkına dağıtılması için Yunan Kızılhaç
Cemiyetine teslim etti.249 1943 yılında da Kızılay tarafından 10 Temmuz 1943’te Yunanistan’ın muhtaç halkından 10
bin kişiye sıcak yemek temini için gereken 335 ton kuru fasulye, nohut, buğday, makarna, kuru incir, ince pamukyağı
gönderildi.250 Türkiye’den toplanılan paralarla alınacak yiyecek ve giyecek maddelerini Yunanistan’a götürmeye Ege
Vapuru tahsis edildi. Aynı vapurla müttefik ülkeler tarafından Türkiye’den alınan buğday, balık, şeker gibi maddelerin
Yunanistan’a sevki kararlaştırıldı.251
1941 yılında el koyma hububat üretiminin en yoğun olduğu 17 ilde geçerli iken 1942 yılında 63 ile yayıldı.252 Ancak
bu durum üreticinin pasif direnişle karşılık vermesine sebep oldu. Zorunlu olarak Toprak Mahsulleri Ofisi’ne teslim
etmesi gereken ürünün tamamını teslim etmekten kaçındı. Üreticinin ürününün miktarını az göstermesi yanında dev-
let görevlilerinin suiistimali de söz konusuydu. Bilhassa büyük üreticiler denetimden kaçırdıkları buğdayı karaborsa
fiyatları ile elden çıkarmaktaydı.253 Ayrıca yine seferberlik sebebiyle çift hayvanlarının bir kısmına millî müdafaa mü-
kellefiyeti kapsamında el konulması tarım ürünlerindeki düşüşün diğer önemli bir sebebiydi. II. Dünya Savaşı boyun-

belirlendi. Toprak Mahsulleri Ofisi, Beşinci Hesap Yılı 1942 Bilânço, Kâr ve Zarar Hesabı İdare Meclisi Raporu, Ankara 1943, s.11.
247 İlhan Tekeli-Selim İlkin, “Devletçilik Dönemi Tarım Politikaları: (Modernleşme Çabaları)”, Türkiye’de Tarımsal Yapılar (1923-2000),

Derleyenler: Şevket Pamuk-Zafer Toprak, Yurt Yayınları, Ankara 1988, s.49.
248 Türkan Çetin, “İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Türkiye’nin Tarım Politikaları”, Altıncı Askerî Tarih Semineri Bildirileri ll, Genelkurmay

Basımevi, Ankara1999, s.281-292.
249 Bu konuda ayrıca bkz. Ceren Utkugün, “İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Türkiye’den Yunanistan’a Yapılan İnsani Yardım Faaliyetleri”,

Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 18, Sayı: 2, Aralık 2016, ss.199-219.
250 Bülent Bakar, “Zor Zamanlarda İyi Komşuluk Örneği”, İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’den Yunanistan’a Yapılan Yardımlar, Atatürk

Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt: XXIV, Temmuz 1938, Sayı: 71, s.413-444, s.71.
251 Utkugün, a.g.m., s.208.
252 Pamuk, a.g.m., s.103.
253 Pamuk, a.g.m., s.103.

68 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

ca tarım üretimi %50 civarında azaldı ve 1942’den itibaren biraz toparlanmasına rağmen savaş bitene kadar savaş
başlamadan önceki durumuna dönemedi.254

1942 yılı Millî Korunma Kanununun uygulamalarının koyulaşarak devam ettiği bir yıl oldu. Ofis 1942’ye önceki
yıldan 58.644.499 kg hububat ve bakliyat stoku ile girdi. 1942 yılında buğdayda 4.263 bin ton, arpada 2.165 bin ton,
yulafta ise 322 bin ton ürün elde edildi. Bu rakamlar 1939, 1940 üretimlerine yakın olmakla birlikte, ihtiyaç üretimden
daha fazlaydı. 1942 yılında kişi başına 224 kg buğday düştüğü görülmektedir. İhtiyacın artışı ise asıl olarak savaş
ortamında stokçuluğun engellenememesi ve üretimin düşmesi sebebiyle hububat arzının ihtiyaca göre oldukça düşük
kalmasına bağlıydı. Bu durumda hükûmet savaşın tüm şiddetiyle devam ettiği 1942 yılında 2/17141 sayılı Kararname
ile uygulamaya konulan 247 sayılı Karar gereği, 1942 yılında şehirlerdeki ekmek ve ekmeklik hububat tüketiminin
sınırlanması amacıyla ekmeğin karneye bağlanarak satılmasını, piyasada un ürünlerinin serbestçe satılmasının ya-
saklanmasını öngören kararı kabul etti.

Ekmeklere getirilmiş olan karneler birer aylık olarak vatandaşlara dağıtıldı. Hububat sıkıntısının artması üzerine
Ticaret Bakanlığı çıkarmış olduğu 249 sayılı Kararla, gerekli görülecek yerlerde Ofis tarafından kuşyemi alım ve sto-
kunun yapılması da kararlaştırıldı. Ardından ülkedeki değirmen ve un fabrikalarının tamamı tespit edilerek bunlarda
tek tip ekmek çıkarılmasına karar verildi. Bunun yanı sıra ekmek yapımında kullanılan un içerisinde çavdar ununun
oranının artırılması kararlaştırıldı. İlerleyen günlerde ise unlu mamullerin ithali sınırlandırıldı.

Şubat 1942’de ise 387 sayılı kararla el konulan pirincin alım fiyatına da 5 kuruşluk zamla çeltik 27,5, pirinç ise 65
kuruş olarak belirlenmişti.255 Ancak Bakanlar Kurulu kararıyla önceden belirlenen resmî fiyatlar olağanüstü bir şekilde
artmış olan piyasa fiyatlarının oldukça altında kaldı. Hükûmetin takip ettiği bu müdahale iaşe sorununu çözemedi.
Bunun sonucunda, özellikle şehir belediyeleri ekmeklik buğday temin etmekte güçlüklerle karşılaştılar.

Ofis iaşeyi ucuza sağlamak gayesiyle 1942 yılında bazı değirmenlerle anlaşarak onlara buğday verip karşılığında
onlardan un alma yoluna gitti. Bu amaçla Satış Müdürlüğü bünyesinden ayrılan ve müstakil yeni bir müdürlük olarak
kurulan Un ve Değirmenler Servisi kuruldu. Böylece Ofis hububatın un hâline getirilip dağıtılmasını da takip etmek
durumunda kaldı. Önce değirmenlerle mukavele yapmak ve yapılacak iş hakkında kendilerinden taahhüt alınmaktay-
dı. 157 sayılı Koordinasyon Kurulu Kararı ile belirlenen değirmenlere hububat alım yetkisi verildi. Ancak bu konudaki
suiistimalleri engellemek adına Ofis kontrol memurları vasıtasıyla bu değirmenleri sıkı bir şekilde kontrol altına almak
zorunda kaldı. Böylece neredeyse yapılan her üretimden alınan un numuneleri Ofis laboratuvarlarında incelendi. Bu
tahlillerle belirlenen evsafa uymayanlara yapılan mukaveleler çerçevesinde cezai müeyyideler uygulandı.

Türkiye’de ise 1929-1945 arasında ortalama olarak ancak 30 bin ton buğday ihraç edilebildi.256 Savaş ortamında
hububat, savaş öncesinde olduğu gibi ihracatın temel maddesi olmaktan çıkmıştı ve sadece iç tüketime yetecek kadar
üretilebilmekteydi.

Bu arada 2/17144 sayı ve 13 Ocak 1942 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile bazı vilayetlerde kuru baklalara beyana
tabi olarak ve yine bu Kararla belirlenmiş olan fiyatlar çerçevesinde el konmasına ve yapılacak alımlar için TMO’ya
1,5 milyon lira tahsis edilmesine karar verildi. Aynı zamanda Ziraat Bankası da bu alımları yapabilecekti. Bu Karara
göre tacir veya çiftçi ürünü kendi nakil vasıtasıyla Ofis’e teslim edecek, eğer nakil vasıtasına sahip değilse mesafeye
göre mutad olan nakil ücreti kendisine ödenecekti.257

1941 yılında toplam ürün satışı 477.235 tonu buldu ve bunun önemli bir miktarı ise tanzim satışı olarak gerçek-
leşti. (Ek Tablo 19)

254 Pakize Çoban Karabulut, “İkinci Dünya Savaşı’nın İzmir’deki Hububat Üretimine Etkisi”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, ss.93-
122, s.106.

255 TMO, Beşinci Hesap Yılı 1942 Bilanço…, s.12.
256 Acun, a.g.e., s.140-141.

257 BCA, 030 18 02 02, 97 108 11.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 69

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

TMO’nun Hububat Alımı
1942 alım kampanyasının başlamasından kısa bir süre sonra Başbakan Dr. Refik Saydam 08 Temmuz 1942’de
vefat etti. Yerine Şükrü Saraçoğlu yeni hükûmeti kurdu. I. Saraçoğlu Hükûmeti (09 Temmuz 1942-09 Mart 1943)
döneminde iç ve dış piyasalarda savaş kıtlıklarından doğan talep artışlarının gerek çiftçi gerek sanayi üzerinde ya-
ratacağı üretimi teşvik edici etkiden yararlanmak ve üretimi artırmak amacıyla harekete geçti ancak bu politika da
enflasyonu artıran bir sonuca ulaştı.258 Saraçoğlu Hükûmeti, 11 Temmuz 1942’de aldığı bir kararla hububat satışlarını
kısmen serbest bırakma yoluna gitti. 15 Temmuz 1942 tarihinde “Hububat Mahsulünden Muayyen Nispetlerin Satın
Alınması Hakkında Kararı” alındı. I. Saraçoğlu Hükûmeti döneminde alınan bu karar, Ofis faaliyetlerinin artmasına
neden oldu. Bu kararla ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla, “Yüzde Yirmi Beş Kuralı” adı ile anılan bir sistem ge-
tirildi. Bu politika Temmuz 1942’den Haziran 1943’e kadar bir yıllık dönemde uygulandı.259
1942 yılı Hububat Mahsulünün Borçlandırılmasına ve Satın Alınmasına Dair Talimatnamenin 4’üncü maddesinde
buğday, çavdar, mahlût, mısır, arpa, yulaf ve akdarı mahsullerinin tahmin yekûnlerine nazaran üreticilerin elindeki;
Elli bir tona kadar istihsal yaptıkları anlaşılan müstahsillerin, bu cins mahsullerinin, her bir nevinin %25’i,
Yüz tona kadar istihsal yapan müstahsillerin bu cins mahsullerinin her bir nevinin elli tona kadar olan kısmının
%25’i ve elli tondan yüz tona kadar olan kısmının %35’i,
Yüz tondan fazla istihsal yapan müstahsillerin bu cins mahsullerinin her bir nevinin elli tona kadar olan kısmının
%25’i,
Elli tondan yüz tona kadar olan kısmının %35’i ve yüz tondan fazla kısmının da %50’sine el konulacaktı.
Geçimlik, tohumluk ve hayvan yemi için üreticiye bırakılan miktar uygulaması da devam ettirilmiştir. Ürünün satın
alış fiyatı ise hububatın piyasadaki karaborsa fiyatları ile değil, serbest hububat piyasasının ancak 1/5 oranına yakın
olarak belirlenecekti. Bu durum tabiî olarak toplumda büyük ölçüde hoşnutsuzluklarla karşılandığı gibi aynı zamanda
stokçuluğun artışına da sebep olacaktı.260 1942 yılında, serbest piyasadaki buğday fiyatları 40–50 kuruşa yükselmiş-
ken hükûmet, Toprak Mahsulleri Ofisi aracılığıyla buğdayı 20 kuruştan satın almaya çalışıyordu.261 245 sayılı Kararla
her nüfusa ekmeklik olarak ayrılan 20 kg’dan 10 kg’a indirildi ve kalan 10 kg da el koyma hükmüne tabi tutuldu. 1942

258 Şefik Taylan Akman - İnci Solak Akman, “II. Dünya Savaşı Yıllarında Türkiye’de Hububat Üretiminin Vergilendirilmesi”, Hacettepe
Hukuk Fakültesi Dergisi, 1(2) 2011, ss. 73–91, s.75.

259 15 Temmuz 1942 tarih 2/18365 sayılı kararname K/366 no’lu Koordinasyon Heyeti kararı ile “Hububat Mahsulünden Muayyen Nispet-
lerin Satın Alınması Hakkında Kararı” kabul edildi. Topuz, a.g.m., s.386.

260 Kolaç, a.g.m., s.673.
261 Afşar, a.g.t., s.107.

70 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

yılı Ocak ayında 255 sayılı Kararla da hububat, bakliyat, patates ve pirincin un ve ezmelerinden pasta, çörek ve bun-
lara benzer maddelerin imal ve satılması yasak edilmek suretiyle bu maddelerin tüketimi sınırlandı.262

Çiftçinin Ofis’e Hububat Nakliyesi

Saraçoğlu, 1942 yılındaki durumu değerlendirirken “… diğer bir hesaba göre harp başladığı zaman Devlet elinde
250 bin ton bir buğday stoku vardı. Halkın ve tüccarın elindeki miktar herhalde bu miktardan az değildi. Demek harp
yıllarına 500 bin ton bir buğday stoku ile girdik. Bu sıkışık yılda huzurunuzda şükranla yad etmeyi vazife bildiğim yüz
küsur bin tonluk İngiliz hububat yardımına rağmen gayet sıkı ve sert tahdidi tedbirler aldık ve Türk ırkının başlıca
gıdası olan ekmeği çok küçülttük. Bütün bunlara rağmen ekmek darlığını ve sıkıntısını hâlâ bertaraf edemedik. Bu
hesaplar da göstermektedir ki yalnız buğdayda 250 bin tonluk bir açığımız vardır… binbir çeşit yollarla yapılan alış
verişlerde, muhtekirler ve vurguncular tarafından yaratılan yüksek fiyatların da önüne geçemedik. Böylece fiyat ka-
rarlarımızın yükünü daha ziyade çiftçiye yüklemeye devam ettik…” demekteydi.263 Yani daha önceki olumlu izlenimler
yerini daha olumsuz düşüncelere bırakmıştı.

1942 yılında Ofis’le sözleşme yapan değirmenlere 234.947.202 kg hububat verildi ve bundan 3.172.098 çuval un
ve 16.753.754 kg kepek üretilmesi sağlandı. Yine aynı yıl içinde, Ofis’e taahhütname ile bağlı olan Samsun ve Amas-
ya değirmenlerine 6.133 ton hububat verildi ve karşılığında 76.522 çuval un teslim alındı. Toplamda yaklaşık olarak
158 bin ton civarında hububat bu şekilde işlendi.264 Ayrıca ordu ve resmî dairelere yapılan satış ise 234 bin civarında
oldu. Buna göre Ofis bilhassa ordunun ihtiyacı olan hububatı da sağlamış olmaktaydı.265

Başbakanlık “Değirmenlere Verilecek Mubayaa Salahiyetlerine Mütedair Talimatname”yi yayımladı. Bu talimat-
nameye göre, 157 Sayılı Koordinasyon Kurulu Kararının dördüncü maddesi gereğince el konma hükmünden istisna
edilebilecek olan ve belli şartlara sahip olması gereken değirmenler Toprak Mahsulleri Ofisi’nin teklifi üzerine Ticaret
Vekâletince tespit olunmaktaydı. Satış yapabilecek olan değirmenlerin yukarıda bahsedilen ve değirmen alanında
faaliyette bulunduğu şehirlerde olmaması gerekmekte, suçlu olmamaları, özellikle Millî Korunma Kanunu uygulama-
larından mahkûmiyetleri olmaması, bu değirmenlerin ürün alabilecekleri bölgelerin TMO teşkilatı olan merkezlerden
en az 30 kilometre uzağında bulunması ve Ofis alımlarını ihlal etmemek şartıyla tayin edilmekteydi. Alım fiyatları da
TMO tarafından belirlenen esaslar dâhilinde yapılacaktı. Buna göre:

262 TMO, Beşinci Hesap Yılı 1942…, s.11.
263 Pamuk, a.g.m., s.105.
264 TMO, Beşinci Hesap Yılı 1942…, s.21.
265 TMO, Beşinci Hesap Yılı 1942…, s.20.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 71

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

a. Ürünün değirmende teslim fiyatı, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin aynı mıntıkada bulunan en yakın merkezinin alım
fiyatından değirmene teslim edilen mallar için nakliye düşülmez,

b. Civardan gerçekleşen alımlar için bu esastan TMO tarafından kabule şayan olan nakliye tenzil edilir.
Ürününü Ofis’e teslim eden üretici ise en geç 1 ay zarfında bizzat veya bilvasıta veya köy ihtiyar heyetleri ma-
rifetiyle değirmenci veya komisyoncusunun makbuzu ile birlikte beyanname kaydını kapattırmadıkları takdirde, be-
yannamelerinde bulunan ürünü teslime mecburdurlar. Değirmenciler ve komisyoncuları alımları sırasında bu hususu
üreticiye anlatmak durumdadırlar.266
Ofis buğdaydaki gibi unda da satış fiyatlarını halk ihtiyacı için yapılan tanzim satışlarında maliyetsiz, resmî da-
ireler için uygulanan maliyetli çuvalsız ve maliyetli çuvallı olmak üzere üç farklı fiyat üzerinden yapmaktaydı. 4226
sayılı kanun çerçevesinde un muamele vergisi 30 Mayıs 1942’den itibaren %12,5’a çıkarıldı, bu durum un fiyatlarına
da yansıtıldı. Ayrıca 365/369 sayılı kararnamelerle hububat fiyatlarına zam yapıldı ve bu fiyatlar 18 Temmuz 1942
tarihinden itibaren un fiyatlarına da yansıtılmıştır. Ofis ülkenin değişik yerlerinde değişik fiyatlar uygularken bundan
sonra fiyatları her yerde aynı olarak belirledi. Belirlenen tek fiyat üzerinden Ankara, İstanbul ve İzmir Vilâyetlerinin sa-
bit gelirliler haricinde kalan nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak üzere Ofisçe verilecek unlara uygulanacak satış fiyatı
tanzim satışları sabit gelirliler ve halk ihtiyaçlarına mahsus olarak iki farklı skalada ele alındı ve un satışları bundan
sonra buna göre sürdürüldü.267
Değirmenlerden bu şekilde halk iaşesi için yapılan tanzim un satışları için de TMO, “Değirmenlerde Un Çuval-
larının Mühürlenmesine Mahsus Talimatname”yi yayımladı. Bu Talimatname ile usulsüzlük ve yolsuzlukların önüne
geçilmeye çalışılmaktaydı. Talimatnameye göre, un çuvalları dolduktan sonra ağızları yekpare bir iple dikilecek, daha
sonra Ofis kontrol memurları tarafından kurşunla mühürlenecek, değirmenden kurşunsuz çuval çıkmayacak, değir-
menlerden kurşunsuz çuval alınmaması için ayrıca alıcılar uyarılacaktı.268
Dünyanın bazı bölgelerinde hububat rekoltesinin düşmesine rağmen 1943 yılının hububat açısından en büyük
özelliği 1942 yılına göre oldukça yüksek bir rekoltenin elde edilmiş olmasıdır. 1942’de 3.821.750 ton olan rekolte
1943’te 6.986.395 ton oldu. Yine bakliyat açısından da çok verimli bir yıl oldu. 1942’de 248.923 ton olan bakliyat re-
koltesi 382.532 tona yükseldi.269
Savaş yıllarında bazı ülkelerin Alman işgaline girmesi ile denizlerde ticaret nakliye gemilerine yönelik saldırılar
dünyada beslenme açısından büyük sıkıntılar ortaya çıkardı. Bu sebeple hububatın ABD ve Kanada tarafından ihracı
ciddi sıkıntılara uğradı. Toplumlar açlık felaketleri ile karşı karşıya kaldı. Öyle ki bazı memleketlerde park ve stadyum
ile buna benzer alanlarda ziraî ekim yapılmak zorunda dahi kalındı. Bu çerçevede Hükûmetin kararıyla 1942-43 yılla-
rında 348 bin dönümde devlet hesabına ekim yapıldı. Buradan 47.169 ton hububat elde edildi. Bunun yaklaşık 37 bin
tonu Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından teslim alındı. 10 bin tonluk kısmı ise Ofis teşkilatının iaşesine ve tohumluğa
ayrıldı.270
1943 yılının ilk dört ayında eşya fiyatları ile birlikte hububat ve bakliyatta azami seviyeyi bulan artışlar oldu. Ek-
mek fiyatları ise şehirden şehre önemli farklar göstermekte olduğundan neredeyse bütün şehir ve kasabalarda ekmek
ihtiyacının Ofis’çe karşılanması, ekmek fiyatlarının her yerde aynı olması ve fiyatların aşağıya çekilmesi için çaba
gösterildi.

266 Toprak Mahsulleri Ofisi, Talimatnameler, Cilt 1, EK 9.
267 TMO, Beşinci Hesap Yılı 1942…, s.21.
268 Değirmenlerde Un Çuvallarının Mühürlenmesine Mahsus Talimatname, Ek 8.
269 TMO, Beşinci Hesap Yılı 1942…, s.8.
270 Tekeli, İlhan, İlkin Selim , İktisadî Politikaları ve Uygulamalarıyla İkinci Dünya Savaşı Türkiyesi, I. Baskı, II. Cilt, İletişim Yayıncılık A.
Ş., İstanbul 2014, s.386.

72 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Ofis Alımlarından Bir Görüntü

1943 yılında Ofis’in iş yükünü daha da ağırlaştıran ve üretici ile temasında el koymalarla birlikte oluşan olumsuz-
lukların artmasıyla birlikte gerginliği de beraberinde getiren bir uygulama gündeme geldi. Bu uygulama Millî Müdafaa
masrafları 1939 yılında 387,5 milyon iken 1943 yılında bu rakamın 1.009,7 milyon TL’ye yükselmesi sebebiyle Hükû-
metçe 04 Haziran 1943 tarih ve 4429 sayılı kanun çerçevesinde Toprak Mahsulleri Vergisi’nin getirilmesidir. 10 bö-
lüm ve 43 maddeden oluşan Kanunun uygulaması ise 08 Eylül 1943 sayılı Bakanlar Kurulunca kabul edilen “Toprak
Mahsulleri Vergisi Talimatnamesi” ile sağlandı. Bu Kanunla belli başlı bütün hububat ürünlerine uygulanan ve aynî
olarak toplanan yani tarım kazançları üzerinden bir vergi getirildi.271 Bu vergi Kanunun 17’nci maddesine göre daha
önce kabul edilmiş olan %25 sistemine giren hububat ve baklagiller ürünlerinde %8, diğer ürünlerde ise %12 oranında
tespit edildi.272 Kanunun 24. maddesine göre vergi; hububat, bakliyat, fındık, üzüm, incir, zeytin ve pamuk gibi ürünler-
den aynî olarak, afyon, susam, keten, ipek kozası, kendir, pancar, narenciye, patates ve tütün ürünlerinden ise nakdî
olarak alınacaktı. Aynî olarak ödenmesi gereken hububat ve bakliyatın köylü tarafından Toprak Mahsulleri Ofisine
kendi imkânlarıyla götürülerek teslim edilmesi gerekmekteydi.

Kanun, alınmasını öngördüğü aynî verginin toplanması, stoklanması ve paraya çevrilmesi işini de Ofis’e vermek-
teydi.273 Bu durum Ofis’in iş yükünün bir hayli genişlemesine sebep oldu. Vergi tam da 1943 yılı hububat alım kampan-
yasının başladığı tarihe denk gelmekteydi.274 Millî Korunma Kanunu ile ordunun savaşa hazır tutulması, karaborsanın

271 Kolaç, a.g.m., s. 86.

272 Nisan 1944’te çıkarılan yeni Toprak Mahsulleri Vergisi kanunu ile vergi oranı tüm ürünlerde %10 olarak belirlendi. Kanunun önemli
maddeleri şunlardı: Türkiye de yetiştirilen arpa, buğday, çavdar, çeltik, kuşyemi, mahlût, mısır, yulaf, bakla, mercimek, nohut ve afyon gibi toprak
mahsulleri ile ipek kozası, bu kanunda yazılı kurallara göre Toprak Mahsulleri Vergisin’e tabidir (madde:1). Vergiden alınacağı umulan üretim
miktarı hakkındaki cetveller, mükelleflerin beyanlarına göre Maliye Bakanlığınca üretim bölgeleri ve ürün çeşitlerine göre tayin edilecek zaman-
larda, şehir ve kasabalarda belediyeler, köylerde muhtar ve ihtiyar meclislerince hazırlatacaktı (madde:6). Vergi oranı Millî Korunma Kanununa
müsteniden muayyen fiyatla alınan mahsullerde % 8, diğerlerinde % 12’dir. Yalnız % 12’lik vergiye tabi ürünlerin vergi oranı Bakanlar Kurulu
tarafından % 8’e kadar indirilebilmekteydi 364. (madde:17).

273 Tezel, a.g.e., s.489. Toprak Mahsulleri Vergisi Kanunu, 1. Maddesi’nde Toprak ürünlerinin vergiye tâbi olduğu, 3. Maddesinde; Vergi,
vergiye tâbi ürünlerin olgunlaşma zamanındaki sahibinden alınır, 4. Maddesine göre, Vergi, ürünün elde edildiği kaza gelir dairesince tarh olunur,
6-10. Maddelerine göre de Ürün miktarı üretici tarafından bildirilir ve daha sonra bildirimler denetlenir, 11. Maddesine göre ise, Devlet görevli-
leri, üreticinin elde edebileceği ürünün miktarını tahmini olarak ürün hasat edilmeden tespit ederler. Aslında geçici bir süre için aşarın yeniden
yürürlüğe konması anlamına gelen Toprak Mahsulleri Vergisi, üç mahsul dönemi uygulandıktan sonra toplama güçlükleri ve beklenen verimin
sağlanmaması üzerine Kasım 1945’de hazırlanan kanun teklifi ile 23 Ocak 1946 tarih ve 4840 sayılı kanun ile tamamen kaldırıldı. Bu konuda
ayrıca bkz. TBMM Tutanak Dergisi, Devre: VII, C.XXI, 23.01.1946, TBMM Basımevi, Ankara 1946, s.91–92.

274 Vergi, II. Saraçoğlu Hükûmeti döneminde 4 Haziran 1943 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde devlet hazinesine ekstra gelir sağ-
layarak 1943 yılının bütçesi dışında devletin ekstra harcamalarını karşılayacak 400 milyon TL’lik bir fon oluşturulması amacı ile çıkarılmaktaydı.
Bunun yanı sıra 1942 yılında bir servet vergisi olarak çıkarılan Varlık Vergisi’nin ortaya çıkardığı tepkileri önlemek amacıyla bu defa hububat
ürünleri vergilendirilmesi yoluna gidildi. Ş.Ertan Çomaklı- Fatih Koç - Kürşad Emrah Yıldırım, “Türk Vergi Hukuku Tarihinde Tartışılan Bir Vergi:
Toprak Mahsulleri Vergisi”, Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, No 2, 2012 ISSN: 2146-0817, ss.61-69, s.63.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 73

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

ve haksız kazançların önlenmesi, enflasyonun düşürülmesi, ülkede görülen mal darlığının giderilmesi, fiyat istikrarının
sağlanması hedeflenmişti. Bu durum Ofis’in çiftçi ile olan münasebetlerini genişletti ve daha karmaşık hâle getirdi.275
Toprak Mahsulleri Vergisi, aşarın 1925’te kaldırılmasından beri ilk kez tarıma yönelik büyük çapta ilk dolaysız vergi
olarak yeniden gündeme geldi. Savaş ortamında konulmuş olan bu vergi fakir köylü kesim üzerinde çok ağır bir yük
oluşturdu. Gerek ürünün belli bir kısmına el koyma gerekse belli bir kısmının vergiye tabi tutulması hububat üreticisi
çiftçilerin ürettikleri ürünlerin belirli bir bölümünün vergi haricinde bırakılmak üzere hükûmetten saklanmasına ve kaçı-
rılmasına sebep oldu. Bu durum hububatın beyan edilmeyerek piyasadan tamamen çekilmesine yol açtı. Beklenenin
tam tersine bir buğday karaborsası ile kıtlığına sebep oldu. Yani devlet hedeflediği hububat stokunu yapamadığı gibi
ihtiyaçtan dolayı kullanmak zorunda kaldığı ihtiyat stoklarını da eritti. Ayrıca Kanunun getirdiği olumsuzluklarla birlikte
savaş hâlinin ortaya çıkardığı gelişmeler ve İkinci Dünya Savaşı yıllarında savaş sebebiyle ortaya konulan politikalar
ise bir buğday krizini doğurdu. Bu vergi, Hükûmetin arzu ettiği miktara ulaşamamış, beklentileri karşılayamamıştı.

Örneğin 6’ncı hesap dönemine ilişkin, TMO 1943 Faaliyet Raporu’nda Kurum görüşü olarak şu çözümlemeye yer
verilmektedir:

“1943 yılı, bilhassa harp sonrası ekonomik düzenin ne şekilde temin olunacağının düşünce, tesir ve hazırlıklarıyla
da doludur. Aşırı silahlanma, sivil halk istihlakinin tahdidi, iştira kudretinin fazlalığı, piyasaların genel seyrinde anormal
şekilde kendini hissettirmiştir. Bu harpte muhtelif hükûmetlerin ihtiyaçları, geçen büyük harptekinin tamamen aksine
olarak istikrazlarla değil vergi yoluyla temin edildiğinden, harp sonrasına borçlu olarak girmemeleri bu harp sonrası
tedbirlerinin bilhassa ayrı bir şekilde tecelli edeceğini göstermekte ve sermayelerin millî hudutlar içinde daha geniş
ölçüde piyasaya dökülmesine sebep olacak bir mahiyet arz etmektedir.”276

Hububattaki üretim, fiyat artış ve düşüşleri ülkedeki yönetimi derinden sarsacak bir mahiyetteydi. Üretim yük-
sek olmasına rağmen savaş şartları ve civar ülkelerde yaşanan büyük kıtlık buğday fiyatının büyük bir artışla 100
kuruşa kadar yükselmesine sebep oldu. Bu durum daha 1943 yılı başlarında iaşe sorunlarını daha da ağırlaştırdı.
Yükselen fiyatların ve artan karaborsacılığın ülkede yol açtığı bunalım sonucunda I. Saraçoğlu Hükûmeti sona erdi.
09 Mart 1943’te II. Saraçoğlu Hükûmeti’nin kuruluşuyla birlikte izlenecek yeni politikalar da ortaya çıkmaya başladı.
II. Saraçoğlu Hükûmeti, kurulduğu 09 Mart 1943’te hububat krizinin önüne geçmek için daha sıkı tedbirler alma yolu-
na giderek Millî Korunma Kanunundan hareketle 15 Mayıs 1943 tarih ve 2/19930 sayılı Kararname ile hububata ek
olarak baklagilleri de el koyma uygulamasının kapsamına dâhil etti.277 Bu kararla buğday, arpa, yulaf, çavdar, çeltik,
mısır mahsullerinin 6 tona kadar olan bölümün %20’sine, 6 tondan 15 tona kadar olan bölümünün %30’una, 15 ton-
dan yukarı olan bölümünün ise %50’sine hükûmetçe el konuldu. Hububatla birlikte fasulye, börülce, nohut, mercimek
ve bakla mahsullerinin %25’ini hükûmet hissesi olarak belirtilen mahallerde Toprak Mahsulleri Ofisine teslim etme
zorunluluğu getirildi.278

1943 yılı buğday hasat sezonunda piyasadaki fiyatlar 100 kuruşa çıktığı halde, Saraçoğlu Hükûmeti, bir önceki
yılın fiyatı olan 20 kuruştan alım yapmaya devam etti.279 II. Saraçoğlu Hükûmeti280 Ofis’in hububat satış fiyatlarını
buğday 26, mahlût 22, arpa 21, çavdar 21, yulaf, 22, mısır 22, akdarı 21 lira olarak tespit etti.281 Üretici ya da tüccar
zorunlu olan el koyma oranı hariç elindeki malı bu sebeple Ofis’e vermekten kaçınmaktaydı.

Hububat ve baklagiller üzerinden devlete teslim edilmesi zorunlu olan paylar devletin belirlediği fiyatlar üzerinden
satın alınırken bu paylara ödenecek ücretlerin bir kısmı da Toprak Mahsulleri Vergisi olarak kesilmekteydi. Devletin
ordunun ve şehirlerin iaşesinde takip ettiği yöntem daha çok kanunların gücüne dayanarak piyasayı tamamen kontrol
altına almak ve bu şekilde malı piyasadan yine kendi belirlediği şartlarla almaktı. Bu sebeple Ofis 57.613 ton buğday
ithalatı yapmak durumunda kaldı. Bu ithalat sonucunda ülke 16 milyon liralık zarara uğramıştır.282 1943 yılında alımlar
740.626 ton olarak gerçekleştirildi. Bu miktar ülkenin bulunduğu ağır koşullar için yetersizdi. 1943 yılının rekoltesi bir
önceki yıla göre yukarıda da belirtildiği üzere oldukça yüksek olmasına rağmen Ofis alımları 1943 yılında 1942’ye

275 Tezel, a.g.e., s.489.
276 Toprak Mahsulleri Ofisi, 1943 Çalışma Bilanço Kâr ve Zarar İdare Meclisi Raporu, Ankara 1945, Doğuş Matbaası, s.6.
277 Pamuk, a.g.m., s. 102 -107.
278 Sağlam, a.g.t., s.273.
279 Pamuk, a.g.m., s.104.
280 (09.03.1943 - 07.08.1946).
281 TMO, 1943 Çalışma Bilanço Kâr ve Zarar…, s.11.
282 TMO, 1943 Çalışma Bilanço Kâr ve Zarar…, s.9.

74 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

göre %10 azaldı. (1942 alımları 817 bin ton olarak gerçekleşmişti).283 Bu azalma Ofis fiyatları ile piyasa fiyatları ara-
sındaki büyük farktan kaynaklanmaktaydı. Alımların bu şekilde yükselmiş olması aynı zamanda bu ürünlerin depolan-
ması problemini de beraberinde getirdi. Ürünler bulunabilen her kapalı mekâna, ibadet yerleri de dâhil olmak üzere
depolanmak zorunda kalındı.

Ofis’in savaş ortamında ülke iaşesine yaptığı katkı satışlarından net olarak anlaşılmaktadır. Ofis’in savaş orta-
mında ülke iaşesine yaptığı katkı ekteki muhtelif tablolardan anlaşılmaktadır.

1942 yılının Temmuz ayında uygulamaya konulan ve 1943 yılında da uygulanmaya devam edilen hububata el
koyma uygulaması Ofis’in iş yükünü artırdı ve direkt olarak Ofis’e bağlı alım yapan merkezlerin sayısı da artarak 241’i
buldu. Bunların 149’u Ofis’in temel işleri ile ilgili olan alım, satım, tevzi ve sevk faaliyeti ile uğraşan aktif teşkilat içeri-
sinde yer almaktaydı. Teşekküle ait işlerde görevlendirilen 194 Ziraat Bankası şubesi, 153 belediye ve kooperatiflerle
birlikte aktif olarak bu faaliyetler içinde bulunan ünitelerin sayısı toplamda 517’ye ulaştı.284

Ofis 1943 yılında hububat, bakliyat, un, tali hasılat ve makarna olmak üzere resmî dairelere 294.639 ton ve
78.792.271 liralık, piyasa ve halka 34.037 ton ve 106.947.153 liralık satış, değirmenlere un imalatı için 265.067 ton
ve 69.269.548 liralık teslimat yaptı. Toplamda Ofis bu şekilde 883.743 tonluk ve 255.008.975 liralık satış yaptı. Bu
toplamda İngiliz Korporasyon Heyeti hesabına Kızılay’a verilen 20 ton un, 400 ton buğday ve arpa ile gelecek yıl tahsil
edilmek üzere köylüye dağıtılan 8.908 ton hububat ile halk ve piyasaya satılan miktar da yer almaktadır.285

1944 yılı rekoltesi bir önceki yıla göre düşük oldu. 1943 yılında hububat ve bakliyatta toplamda 7.368.927 ton
iken bu rakam 6.171.678 tona geriledi.286 1944 alım döneminde 491 ve 525 sayılı Koordinasyon Kurulu Kararları çer-
çevesinde buğday 27, arpa 19-20, çavdar, 20-21, yulaf 16-19, mısır 16, fasulye 40-55, mercimek ise 55 kuruş olarak
uygulandı.287

1944 yılında Koordinasyon Kurulunun 452 sayılı Kararı çerçevesinde üreticinin hububat ve bakliyat ürünlerinden
6 tona kadar olan kısmından %20, 6-15 ton arasında olanlardan %30, 15 ton yukarısından da %50’sine hükûmet
tarafından el konulması kararlaştırıldı. Fasulye, börülce, nohut, mercimek ve bakladan ise tonaj farkı olmaksızın ürü-
nün %25’i devlet hissesi olarak belirlendi. Devlet hissesi olarak el konulan kısmına %8 vergi hesap edilerek Maliye
Bakanlığı hesabına alacak yazıldı.288

Hububat alımları vergi ve devlet hissesi 467.708 ton, serbest alımlar 887.845 ton, bakliyatta vergi ve devlet hisse-
si 25.650 ton ve serbest alım 13.957 ton olarak gerçekleşti. Toplamda ise tüm hububat ve bakliyat alımları 336 milyon
lira civarında 1.429.888 ton olarak oldukça yüksekti. Bu alımlar arasında 633 ton un ve 4 ton makarna da bulunmak-
taydı. Rakamların 1942 ve 1943’e göre yüksek olmasının bir sebebi de Ziraat Bankası alımlarının önceki yıllarda
toplama yansıtılamayan miktarının bu rakama eklenmiş olmasıdır.289 Yüksek oranda alıma rağmen Romanya’dan ek
olarak 6 bin ton buğday ithal edildi.290

Ofis’in 1943’te başlayan Toprak Mahsulleri Vergisini toplama görevi 1944 yılında da devam etti. 26 Nisan 1944
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeni bir “Toprak Mahsulleri Vergisi” kanunu kabul edildi. 02 Haziran 1944
tarih ve 3/924 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle yürürlüğe giren 525 numaralı Kararla daha önceden %8 olan
vergi oranı %10’a çıkarıldı. Ayrıca bu kararla verginin iki katı karşılığında üretimin (%20)’sinin devlet hissesi adı altın-
da bedeli karşılığında alınması kararlaştırıldı.291

Ofis 1944 yılında 466.213 tonu buğday olmak üzere toplamda 757.610 ton hububat satışı gerçekleştirdi. Hububat
satışlarında geçen yıla göre %25 oranında bir artış oluştu. İhracat yok denecek kadar az olup ithalat ise sadece İngiliz
Korporasyon Heyetine verilen 168 bin lira karşılığındaki 600 ton buğdaydan ibaretti.292 Ofis’in 1944 yılında resmî dai-

283 TMO, Beşinci Hesap Yılı 1942…, s.13.
284 TMO, 1943 Çalışma Bilanço Kâr ve Zarar…, s.7; Kolaç, a.g.m., s.440.
285 TMO, 1943 Çalışma Bilanço Kâr ve Zarar…, s.9-11.

286 1944’te 3.148.396 ton buğday, 1.403.000 arpa ve 136 ton arpa olmak üzere toplamda 5.907.018 ton hububat ile 271.453 ton bakliyat
elde edildi. Toprak Mahsulleri Ofisi, 1944 Çalışma, Bilanço, Kâr ve Zarar İdare Meclisi Raporu, Kanaat Basımevi, Ankara, s.XV, 4.

287 TMO, 1944 Çalışma, Bilanço…, s.6.
288 TMO, 1944 Çalışma, Bilanço…, s.5.
289 TMO, 1944 Çalışma, Bilanço…, s.6.
290 Afşar, a.g.t., s.86.
291 Resmî Gazete, 10.06.1944, s. 5727; TBMM Tutanak Dergisi, Devre: VII, İçtima: L, C.IX, TBMM Matbaası, Ankara 1944.
292 TMO, 1944 Çalışma, Bilanço…, s.16.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 75

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

relere yaptığı hububat ve bakliyat satışı 423.839 ton olarak gerçekleşti. Bu miktar içinde en fazla 109.882 ton buğday,
151.827 ton arpa bulunmaktaydı. Resmî daireler dışında piyasaya ve halka yapılan hububat satışları ise 339.812 ton
olarak gerçekleşti. 1943 yılında ise değirmenlere verilen hububat ile birlikte toplam miktar 883.741 ton iken bu rakam
1944 yılında 1.103.368 tona yükseldi.293

Ofis, 1944 yılında 52 değirmen ve fabrika ile sözleşme yaparak halkın ve ordunun un, makarna, bulgur ve pirinç
ihtiyacını karşılamaya çalıştı, toplamda bunlarda 345 bin ton civarında imalat yapıldı. İmal edilen bu ürünlerin oranı
geçen yıla göre %66 oranında arttı.294

Bu çalışmaların yanı sıra, buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi ürünlerin TMO dışında İstanbul, Ankara ve İzmir
şehirlerine hububat taşınması hususunda daha önce alınmış olan yasak kararı devam etti, iaşeleri Ofis tarafından
sağlandı. Diğer şehir ve kasabaların yemeklik ve yemlik ihtiyaçlarının da Ofis fiyatları dâhilinde karşılanmasına karar
verildi.295 Başta ordu olmak üzere, devlet dairelerinin ve iktisadî devlet teşekküllerinin hububat ihtiyaçlarını karşılama
görevini yerine getirerek İstanbul, İzmir ve Ankara şehirleri ile üretim miktarı tüketimine yetmeyecek bölgelerde ise, 2
ayda bir nüfus başına 2 kilo hesabıyla Ofis tarafından un dağıtılmasına karar verildi. 296

1944 yılında Türkiye Ziraî Donatım Kurumu ve TMO tarafından muhtaç köylüye 16 bin ton tohumluk dağıtıldı ve
köylülere teknik araç ve gereç gibi yardımlar yapılmasına karar verildi. Bu çerçevede 167.225 parça teknik üretim araç
ve gereç köylüye dağıtıldı. Ayrıca hükûmet ziraî mücadele için çalışmalar yaptı. 783.632 dekarlık hazine arazisi Ziraî
Kombinalar Başkanlığı eliyle ekildi, buradan 61.553 tonu buğday olmak üzere 86.747 ton hububat üretimi gerçekleş-
tirilerek TMO’ya devredildi.297

Hükûmet, üretimdeki bolluk ve stokların yeterli olmasına dayanarak makarna, bisküvi, peksimet, simit, çörek ve
benzeri hamur işleriyle unlu çocuk gıdalarının yapılmasını ve satılmasını serbest bıraktı.298 Çeşitli karar ve kararname-
ler ile belirlenen hububat ve bakliyat fiyatları ülkenin ve dünyanın durumuna göre değiştirilmekteydi. Ofis, şehirlerdeki
makarna ihtiyacını karşılamak için zaman zaman makarna stoku yapmıştı ve 1944 yılı itibarıyla Ofis’in elinde toplam
800 ton stoku bulunmaktaydı.299

Ofis bu dönemde depolama kapasitesinin yetersiz olmasından dolayı yaklaşık 600 bin tonluk ambar kiralayarak
toplamda 850 bin tonluk depolama kapasitesi oluşturuldu.300 Taşıma işlerinde nakliye ile ilgili bölümde ayrıntılı olarak
görüleceği üzere Ofis’in henüz Anadolu’da çok yaygın olarak kullanılmayan kamyonlarla da nakliyat yaptırdığı anla-
şılmaktadır.

1945 yılında iklim şartlarının iyi olmamasından dolayı buğdayda rekolte 2.189 milyon tona düştü. Arpa 934 bin,
yulaf ise 122 bin tona geriledi.301 Buğday üretimi savaş öncesi döneminin yaklaşık %51’i oranında gerileyerek 1943 ve
1944 yıllarında elde edilen üretimin de çok çok gerisinde kalmıştı. Azalma sadece hububatta değildi, yük hayvanları
sayısında da gerileme vardı.302 Ofis’in elinde bir önceki yıldan devrolan 375 bin ton hububat stoku bulunması, durumu
nispeten rahatlatmaktaydı.303 Alımlarda üreticinin nakliye masrafını Ofis karşıladığı için fiyatlar buğdayda 27 kuruşa
yükseldi.304 Bu şekilde önceden belirlenen fiyatlarla 377.334 ton buğday, 99.089 ton arpa, 45.657 ton çavdar, 18.179
ton yulaf, 31.406 ton mısır, 874 kilo bakla, 1.047 ton mercimek alımı gerçekleştirildi.305

293 TMO, 1944 Çalışma, Bilanço…, s.13-15.
294 Ayrıca anlaşma yapılan değirmen ve fabrikaların listesi ile ilgili olarak bkz. TMO, 1944 Çalışma, Bilanço…, s.17-18.
295 Afşar, a.g.t., s.87.
296 TMO, 1944 Çalışma, Bilanço…, s.12–13.
297 TMO, 1944 Çalışma, Bilanço…, s.12.
298 Afşar, a.g.t., s.87.
299 Afşar, a.g.t., s.89.
300 Afşar, a.g.t., s.89.
301 Toprak Mahsulleri Ofisi, Konjonktür Bülteni 1938 -1958, s.7; Diğer tarım ürünlerinden çavdar ve mısır için de ayrıca bknz: BCA,
030.01.80.508.07’den aktaran Afşar, a.g.t., s.89.
302 Pamuk, a.g.m., s.98.
303 Afşar, a.g.t., s.89.
304 Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 40.Hizmet Yılı (1938–1978), s.44–45; Afşar, a.g.t, s.91.
305 Çavdar 20, arpa 19, yulaf 19, mısır 16, bakla ise 10 ile 25 kuruş arasında değişen fiyatlarla alındı. Ancak 590 sayılı Koordinasyon
Kurulu Kararı ile Seyhan, İçel, Hatay, Antalya Serik, Finike, Manavgat, Kaş, Alanya ilçelerinde bu fiyatlardan 2 kuruş daha aşağıya alındı. Bunun
karşılığında ise 133.315.632 lira ödendi. TMO 1945 İdare Meclisi Raporu, s.23. Bu rakam verilen İstatistik Umum Müdürlüğü verilerine göre
584.026’dır. Toprak Mahsulleri Ofisi, Konjonktür Bülteni 1938-1958, s.17-18.

76 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Ofis 1945 yılında, bucak ve köylere tohumluk, ekmeklik ve yem satışları gerçekleştirerek mağduriyetlerin önüne
geçmeye çalıştı. Tarım Bakanlığı tarafından temin edilen 50 bin ton çeşitli hububat ve hayvan yemi tohumluğu Ofis
tarafından muhtaç köylüye dağıtıldı. Böylece piyasada fiyatların dengelenmesine çalışıldı.306

Ofis savaş yılları içerisinde en yüksek satışını Ofis hesabına çalışan fabrikalara imalat için verilenler de dâhil ol-
mak üzere 1945 yılında 1.333.683 ton olarak gerçekleştirdi. Buradan 390.981.000 lira gelir elde edildi. Bu yıl 35.004
ton hububat ihracı gerçekleştirilerek 8.798.210 lira karşılığında serbest döviz elde edildi. İhracat gerçekleştirilen ülke-
lerin başında; İspanya, Kıbrıs, Malta, Yunanistan ve diğer bazı Akdeniz ülkeleri gelmektedir.307 Bu arada Ofis, halka
hububat ve bakliyat satışlarının yanı sıra, un ve makarna satışları da yaptı.308

1946 yılı 1945 yılına göre rekolte açısından daha verimli bir yıl oldu. Artık üreticinin ürününün tamamı veya bir
kısmına el konulmayacak, hububat ticareti ve nakliyesi tamamen serbest olacak, seferberliğin sona ermesinin ardın-
dan silah altındaki askerlerin terhis edilmesiyle köylerine dönen ve o dönemde henüz yüksek oranda insan gücüne
çok bağlı olan tarım üretiminin buna bağlı olarak artması ile iaşe sıkıntıları da ortadan kalkacaktı. 1946 yılında 3.618
milyon ton buğday, 1.654 milyon ton arpa hasat edildi. (Ek Tablo 3) Böylece 1945 rekoltesinin en az yarısından fazla
bir üretim artışı söz konusu oldu. Ofis 1946 yılında üretimin %16’sı gibi yüksek bir oranda alım gerçekleştirdi.

1946 yılında Toprak Mahsulleri Ofisi’nin genel satışlarında artışlar görülürken bu satışlar içerisinde orduya ve di-
ğer resmî dairelere yapılan satışlarda diğer yıllara nazaran küçük azalmalar oldu. Yıl içerisinde Ofis’in yapmış olduğu
tanzim, ordu ve resmî dairelere yapılan toplam satış 1.490.023 tona ulaştı.309

TMO, sadece buğday ihtiyacı için değil, zaman zaman diğer hububat ihtiyaçları için de devreye girmekteydi. 1946
yılında ürün rekoltesinin iyi olmasından dolayı ihracata önem verildi. II. Dünya Savaşı yıllarında üretimi ancak kendi
ihtiyacı için kullanabilen Türkiye, savaş sonrasında üretimin artmasıyla ihracat yapma imkânı buldu. 1946 yılında
kaydedilen önemli artışta hükûmetçe alınan malî ve ekonomik kararlarla beraber uluslararası ticari münasebetlerdeki
gelişmelerin ve komşu memleketlerce Türkiye’de üretilen bazı ürünlere karşı duyulan ihtiyacın tesiri görülmektedir.310
(Ek Tablo 21) Bu arada Türkiye savaştan sonra 1946 ilkbaharında hâlen iaşe sıkıntısı devam eden Yunanistan’a 10
bin ton buğday ve 5 bin ton çavdar satışı yaptı.311

Yukarıda izah edilmeye çalışıldığı üzere savaş yılları oldukça zor geçmiş, yoğun bir faaliyet dönemi olarak gerek
Ofis’in gerekse Türkiye’nin tarihinde önemli bir yer tutmuştur. Ofis bu dönemde üreticinin korunmasına yönelik kuruluş
dönemindeki düşüncenin tersine tüketiciyi korumaya yönelik bir çaba sergiledi. 1930’larda hububat fiyatlarındaki aşırı
düşüklüğün tersine savaş dolayısı ile fiyatların aşırı yükselmesi söz konusu olmuş ve bu durumda Ofis, aşırı fiyatlara
göre değil, fiyatların normalde olması gereken durumlarına göre alım yapmak zorunda kalmıştı.

Savaşın bitmesi ve barış şartlarının görüşüldüğü dönemde Türkiye’de savaş zamanının uygulaması olan karne
uygulaması ile değirmenlere el koyma gibi hususlarda ortaya çıkan hububat yasakları ve müdahaleleri ortadan kalktı.

Toprak Mahsulleri Ofisi, Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirlerde hububat piyasasının düzenlenmesine yaptığı
alım ve satımlarına 1946 yılında da devam etti. Özellikle buğday tacirlerinin İstanbul’a buğday getirememelerinden
dolayı buğday ve un ihtiyacı Ofis tarafından karşılandı. Bunun öncelikli sebebi tüccarın, Anadolu kentlerinden almış
olduğu buğdayları İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde piyasaya fahiş fiyatlarla satmaya çalışmasıydı. Bu
durum karşısında, değirmenciler ve fırıncılar hububat alımı için Ofis’i tercih etmekteydiler.312

Ofis tarafından satın alınacak ürünlerin nitelikleri ve fiyatlarının tespitine ilişkin Koordinasyon Kurulunun 648 sayılı
kararı doğrultusunda Bakanlar Kurulunun Haziran 1946 tarihli toplantısında alınan kararla ülke içerisindeki çeşitli gıda

306 Toprak Mahsulleri Ofisi, 1945 Sekizinci Hesap Devresi Çalışma, Bilanço, Kâr ve Zarar idare MecIisi Raporu, İbrahim Horoz Bası-
mevi, İstanbul, s.1; İklimin elverişsiz geçmesinden ötürü, muhtaç çiftçilere 50.000 ton tutarında iyi cins çeşitli hububat, bakliyat ve hayvan yemi
nebatları tohumluklarının dağıtılması hakkındaki Tarım Bakanlığının 09.08.1945 tarihli ve 21408 sayılı yazısı ile Bakanlar Kurulu’nca kabul edilen
karara göre tohumlukların Toprak Mahsulleri Ofisi ve Ziraî Kombinalardan Ziraat Bankasınca sağlanacaktı. Bu tohumluklar peşin veya parası
sonradan ödenmek şartıyla muhtaç çiftçilere dağıtıldı. Afşar, a.g.t., s.91.

307 Yabancı ülkelere yapılan hububat veya bakliyat satışlarında, tüccarlara da Ofis’ten ürün satın almak suretiyle yabancı ülkelere satış
yapmalarına izin verilmiştir. Bu yıl itibarıyla satışlarda, Yunanistan başta olmak üzere Avrupa ülkeleri (İtalya, Belçika) hububat özellikle de buğday
almak için başvurmuşlardır. Afşar, a.g.t., s.93.

308 Afşar, a.g.t., s.181.

309 TMO, 1946 Dokuzuncu Hesap Devresi…, s.30.

310 Toprak Mahsulleri Ofisi, 1946 Dokuzuncu Hesap Devresi, Çalışma, Bilanço, Kar ve Zarar Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu, s.30.

311 Bakar, a.g.m., s.438.

312 Afşar, a.g.t., s.180.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 77

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

ve ihtiyaç maddelerinin fiyatlarındaki artış oranları, hava koşulları ile tarım üreticilerinin bu şartlar içindeki durumları ve
diğer dünya ülkelerinin tarım politikaları gibi şartlar çerçevesinde, Ofis’in bu yıl uygulayacağı alım fiyatları belirlendi.
Bu fiyatlar belirlenirken birçok husus göz önünde bulunduruldu.313

Hasan Saka Hükûmeti, Toprak Mahsulleri Ofisi ile koordineli çalışarak 10 Eylül 1946 tarihinden itibaren İstanbul,
İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerde karne ile dağıtımı yapılan ekmek satışlarını diğer il ve ilçelerde olduğu gibi ser-
best bırakarak bu satışlara konan sınırlama esaslarını kaldırdı.314

Savaşın bitmiş olmasıyla birlikte henüz suların durulmadığı bir dünya ortamında devletin iaşe ile ilgili hububata
müdahalesi devam etti. Ofis dışında büyük şehirlere hububat ve bakliyatın giriş-çıkış yapılması yasağı bu yıl da de-
vam etti. Bu sebeple, 247 sayılı Kararnamede kabul edilmiş olan kararlar gereğince, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi
illerin iaşesi yine Ofis tarafından temin edildi. Diğer şehir ve kasabaların yemeklik ve yem ihtiyaçları da serbest pi-
yasadan Ofis’in belirlemiş olduğu fiyatlar dâhilinde karşılandı. Başta ordu olmak üzere, devlet dairelerinin ve iktisadî
devlet teşekküllerinin yemeklik ve yem ihtiyaçlarının Ofis’çe karşılanmasına devam edildi. Ofis, destek faaliyetlerini de
sürdürerek muhtaç köylüye 1945/1946 sezonunda özellikle iklimin elverişsiz geçtiği Ege Bölgesi’nde, üretim miktarı
tüketimini karşılamayacak olan kesimlere tohumluk hububat dağıtımı yapmaya devam etti.

Ofis Genel Müdürü Hamit Koray, Aralık 1946’da basına, sorumluluklarının farkında olduklarını ve 1946 yılında
havaların iyi gitmesiyle birlikte ekimin de iyi olduğunu, bu nedenle Ofis’in bu yıl Ziraat Bankası aracılığıyla köylülere
50 bin ton tohum dağıttığını açıkladı.315

TMO’nun kurulmasından kısa bir süre sonra II. Dünya Savaşı başladı. Bu süreçte dünyanın önemli bir bölümü
savaşa dâhil olmasına rağmen Türkiye bu savaşa girmedi. 1939 yılında patlak veren savaş bütün dünyada siyasi,
sosyal, askerî ve ekonomik faaliyetlerin tümünü etkiledi. Bu çerçevede ekonomik faaliyetler ise tamamen savaş hâline
göre cereyan etti. Kuruluşundan kısa bir süre sonra Ofis, bir milyona yakın askerî ve aynı zamanda da kent nüfusunu
besleyebilmek ve piyasada meydana gelecek fiyat artışlarını kontrol altında tutabilmek gibi zor bir görevi yürütmek
durumunda kaldı. II. Dünya Savaşı yıllarında kendisine verilen görevler ve yetkiler itibarıyla Ofis yoğun bir faaliyet dö-
nemi geçirdi. Hububat yönetiminde ülkedeki en etkili ve yetkili kurum olarak üretici, tüketici, tüccar ve devlet kurumları
ile yoğun bir temas yürüttü. Alımlar, mal müdürlükleri, Ziraat Bankası gibi kurumlarla yapılan işbirliği ile gerçekleştirildi.

Hububat üretimi, tüketiminin ülkenin ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi ve kontrolü devletin yürüttüğü stratejik iş-
lerin en önemlilerinden biri hâline geldi. II. Dünya Savaşı şartlarının büyük oranda sona erdiği 1946 yılına kadar ülke
yönetimi hububatın üretim, dağıtım, satış ve fiyatının belirlenmesinde yoğun bir müdahale, denetim ve düzenlemesin-
de bulundu. Benzin, lastik ve yedek parçanın bulunmadığı ya da çok sınırlı olarak bulunduğu savaş döneminde Ofis,
hububatın nakliyesini de üstlenmiş ve bu işi de başarmıştır.316

Ofis savaş yıllarında yapılan görevlendirmeler sonucunda tüm tarım ürünlerinin en büyük alıcısı oldu. Kendisine
verilen görevler sonucunda çok miktarda almak zorunda kaldığı ziraî ürünleri depolamak durumunda kaldı. Bu sebep-
le yine savaş ortamında bu amaçla ihtiyacı olan yeni depo, silo ve ambarlar inşa edildiği gibi mabedler de dâhil olmak
üzere bulunabilen kapalı mekânlar kullanılmak zorunda kalındı. Memleketin iaşesinde büyük rol oynayarak topladığı
ürünlerin tüketim merkezlerine ulaştırılmasını sağladı. Toplumun iaşesi için değirmen işletti ve kontrol etti. 1943 yı-
lında kanun gereği Toprak Mahsulleri Vergisi’ni topladı. Ayrıca savaş ortamında açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalan
bazı ülkelerin hububat ihtiyacını da karşıladı.317

Ofis kurulduğu 1938’den itibaren alımlarını 1940 yılı hariç olmak üzere artırdı ve 1941’den itibaren alımlar kanuni
zorunluluk nedeniyle yarım milyon tonun üzerine çıktı. Hatta 1944 yılında alımlar neredeyse 1,5 milyon ton gibi çok
yüksek bir orana ulaştı. Bu dönemde izlenen politikalar ve uygulanan yöntemler sonucunda Toprak Mahsulleri Ofi-
si’nin kanuni el koymalar dışında üreticinin Ofis’e ürün satışında önemli oranda düşüşler görülürken, meydana gelen
spekülasyon ile hububat yokluğu ve karaborsası yaşandı. Bu durum, hububat fiyatlarını hızla yükseltti. Bununla birlik-
te bazı yıllarda yaşanan üretim azlığı gibi gelişmeler Türkiye’yi II. Dünya Savaşı döneminde ciddi bir hububat krizi ile
karşı karşıya bıraktığı gibi Ofis’in işlerini de oldukça zora sokmuştu. Günlük besin tüketiminin büyük çoğunluğunu un
ve ekmekle geçiren bir toplum için TMO’nun yürüttüğü faaliyetler elbette büyük önem taşımaktaydı.

313 Bkz. Ek Tablo 17.
314 TMO, 1946 Dokuzuncu Hesap Devresi…, s.27.
315 Afşar, a.g.t., s.176.
316 Acun, a.g.e., s.160.
317 Acun, a.g.e., s.127.

78 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Fiyatların 4 kat arttığı 1938–1946 aralığında, baskı, aşırı çalışma ortamında işçi ücretleri hemen hemen sabit
kaldığından bilhassa kırsal kesimde yoksullaşma genel bir eğilim hâlini aldı. Tarımda makineleşme henüz gerçekleş-
mediğinden, köylü ilkel şartlarda tarım yapmakta idi.

TMO Alım Merkezlerinde Hububat Tartılması

Toprak Mahsulleri Ofisi Vergisi ve el koyma uygulamasına son verilince Mal Müdürlükleri ve Ziraat Bankası
aracılığı ile yapılan alımlar sona erdirildi. Ayrıca TMO kendi içinde de küçülmeye giderek sabit alım merkezlerinin
birçoğunu ya kapattı ya da sadece hasat dönemlerinde geçici olarak açtı. Yani Ofis daimi alım merkezlerini sadece
yoğun alımların yapılacağı üretim kapasitesi yüksek yerlerde devam ettirdi. Böylece masrafları kurtaracak durum-
da olan bölgelerdeki merkezler çalışmaya devam edecek, diğerleri kapatılacaktı. II. Dünya Savaşı sonrası yeniden
yapılanma söz konusu olmuş ve sadece 150 civarında bir alım noktası kalmıştı. Bu şekilde masrafların azaltılması
da hedeflenmekteydi. Daimi olanların yanında bir de sadece hasat dönemlerinde oluşturulan geçici alım merkezle-
ri ve komisyonlar oluşturuldu. Bu usul Ofis’in giderlerini azaltma konusunda oldukça faydalı oldu. Bu şekilde alım
merkezlerinde kısa süreli görevlendirilen personel aracılığı ile alımlar yapıldıktan sonra personel genellikle kurum
içinde başka birimlere kaydırılıyordu. Ofis, alımlarda yeni bir usul belirleyerek alım merkezlerine uzak olan bölgelerde
komisyon usulü satın alım işlerini yapacak komisyoncular görevlendirdi. Komisyoncular tarafından alım merkezine
30 kilometreden fazla uzaklıkta olan alanlarda alım yapılmakta ve alım fiyatına nakliyat farkı da eklenerek ürün alım
merkezlerine satılmaktaydı. Böylece ülkedeki üretimin alanları özellikle savaş döneminde bu şekilde tamamen dene-
tim altına alınmış oldu.318

Varlık Vergisi uygulaması, bunu takiben 1944-1946 yılları arasında tarım kazançlarına uygulanan Toprak Mah-
sulleri Vergisi, köylülere angarya biçiminde yansıyan Yol Vergisi ve Çiftçiyi Topraklandırma Kanunuyla (1945) birlikte
dönemin hükûmetini zora sokan uygulamalar oldu. Millî Korunma Kanunu daha sonraki dönemlerde de uygulanmaya
devam edilecek ancak ileride de bahsedileceği üzere 10 Eylül 1960 tarihinde kaldırılacaktır.

Savaşın oluşturduğu şartların ortadan kalkmaya başladığı 1946 ve sonrasında Türkiye’de de tarım, hububat ve
dolayısıyla TMO için ayrı bir dönem başladı. Savaş şartlarının ortaya çıkardığı hububat ve hububata dayalı diğer
sıkıntılar artık sona ermiş görünüyordu. Savaş şartlarının olağanüstü durumunun sona ermesi ve piyasada normal-
leşmenin başlamasının ardından 1946 yılından itibaren artık piyasayı dikkate alan ve serbest piyasa şartlarının oluş-
turduğu fiyatlar üzerinden hareket eden bir alım- satım politikası sürdürülmeye başlandı. Bu normalleşmeye Toprak
Mahsulleri Vergisi’nin kaldırılması ile Millî Korunma Kanunu çerçevesinde gerçekleştirilen sıkı ve sert mahiyetteki çe-
şitli uygulamaların sona ermesi katkı yapmıştı. Böylece el koyma kanunu olarak bilinen uygulamaların da kaldırılması
ile serbest piyasa koşullarının tamamen uygulamasında önemli adımlar atılmış oldu. Devletin sert müdahaleciliğinin

318 Sağlam, a.g.t., s.163.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 79

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

olmaması ve stokçuluğun bitişi ile birlikte üretici artık daha rahat ve istediği şekilde ürününü değerlendirme imkânı
buldu.319

1946 yılından itibaren ülkenin ihtiyaçlarına göre tarım alanında yapılan planlamalara dayalı politikaların uygu-
lanması da gündeme gelmişti. Türkiye hâlen tarım ağırlıklı bir ekonomiye sahip olduğundan savaş sonrasında ekilen
toprakların genişletilmesi ve ekilen ürün miktarlarının artırılmasını sağlamak amacıyla çalışmalara hız verildi.320

TMO kuruluşundan itibaren savaş yıllarında gerçekleşen uygulamaların kazandırdığı önemli tecrübeler sayesin-
de teşkilat yapısı ve kurumun işleyişinde ortaya çıkan aksamaları düzeltmek üzere harekete geçti. 1945 yılında kuru-
mun işleyişini bir düzene koymak amacıyla çalışacak olan Etüt ve Organizasyon Şubesini kurdu. Ancak organizasyon
işi bir uzmanlık işi olduğundan ve 1945 yılının haziran ayında bir baş organizatörle işe başlamasına rağmen bu yılın
sonuna kadar yeteri kadar uzman eleman istihdam edememişti. Şube 1945 yılında muhasebe, alım, satım, nakliyat ve
muhafaza, analiz, personel, muhasebenin makineleştirilmesi (Hollerith) konularının organizasyonları üzerinde çalıştı.
Ayrıca bazı etütler ve taşra teşkilatının hesap işlerini çok kolaylaştıran hesap tutar cetvelleri, çalışma programları ve
formüller izahnameleri hazırladı.

Ofis’in elinde bulunan 9 silo ve birçok deponun bakım ve malzeme işlerinin düzenli yürütülebilmesi de ancak tec-
rübeli bir organizatör marifetiyle olabilecekti. Bu sebeple, 1946 yılında Haymatlos, Werner Hans Bodlaender’i uzman
organizatör olarak istihdam etti. Etibank’ta çalışmakta olan Organizatör Alman Yüksek Mühendis Bodlaender, Berlin
Darülfünununda dünyaca tanınmış organizasyon profesörlerinden Sachsenber’in yanında organizasyon tahsili ve
stajı görmüştü. Kendisine Etibank’ta 750 lira brüt ücret, bu ücretin %25’i oranında prim, aynî yardım ve çocuk zammı
verilmekteydi. Ofis ise Bodlaender’i ayda 700 lira net ücretin yanında aynî yardım ve çocuk zammı ve seyahatlerinde
nakliye masraflarıyla günde brüt 15 lira yevmiye ile bir yıllığına istihdam etti. Adı geçenin süresi 3/4112 sayılı ve 30
Nisan 1946 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile 01 Mart 1946 tarihinden 01 Mayıs 1947 tarihine kadar uzatıldı. Ücreti ise
1075,50 kuruş oldu. Yine 01 Mayıs 1947 tarihinden 01 Mayıs 1948 tarihine kadar aynı ücretle süresi bir yıl uzatıldı.
Ofis yabancı uzman istihdam ederek hizmetlerinin kalitesini yükseltmeye çalışmaktaydı.321

II. Dünya Savaşı Sonrasında Kurumsallaşma Dönemi (1947-1951)

Ofis’in II. Dünya Savaşı sonrasındaki faaliyetlerinin ülkede gerçekleşen gelişmeler çerçevesinde yeni durumlar
içerdiği ve savaşın olağanüstü şartlarının zorlaması olmadan gerçekleştiği söylenebilir. Normal şartların sürdüğü bu
dönemde Ofis’in Kanunun icap ettirdiği hizmet ve faaliyetlerini daha sakin bir şekilde yeniden teşkilatlanarak yerine
getirmeye çalıştığı görülmektedir.

Türkiye’de 1947 yılında iklim şartlarının elverişsizliği sebebiyle rekolte 1946’ya göre oldukça düşük gerçekleşti.
Üretim buğdayda 3.216 bin ton olarak gerçekleşerek örneğin 1938 rakamı olan 4.279 bin ton üretimin oldukça altında
kalmıştı. 1947 yılında Ofis’in alımlarının azalmasının sebeplerinden en önemlisi rekoltenin düşüklüğü olduğu gibi aynı
zamanda güney hudutlarından Suriye’ye, Ege Denizi’nden Adalara hububat kaçakçılığı, Ofis’in para temininde ya-
şadığı güçlük, hububat alım fiyatlarının artırılacağı yönündeki spekülasyonlar sonucunda üreticinin elinde kalan malı
satışa sunmamasına ve ülkedeki hububat nakil yasağının 1946 yılında kaldırılmasına bağlanmaktaydı.322

TMO, 1947 yılının ilk altı ayında, İngiltere başta olmak üzere Yunanistan, İtalya ve Belçika gibi ülkelere hububat
ihracatı yaptı. Bu durum kamuoyunda ve Meclis’te tartışmalara neden oldu. Toplamda 287.313 ton ihracatın; 169.820
tonu buğday, 62.234 tonu çavdar, 24.244 tonu arpa, 15.603 tonu yulaf, 12.500 tonu mısır, 2367 tonu kuru fasulye
ve 545 tonu nohut unudur. Dönemin Tarım Bakanı Faik Kurdoğlu, yapılan ihracat konusundaki eleştiriler karşısında,
ürünün az olmasından dolayı buğday ihracının mümkün olmayacağını açıkladı. Ofis memlekette iaşe için gerekli
tedbirleri alma konusunda savaşın da getirdiği tecrübe sayesinde adımlarını yerinde ve zamanında atma becerisini
gösterebilmekteydi.323

319 Sağlam, a.g.t., s.158.
320 Afşar, a.g.t., s.175.
321 Boadlaender, Sümerbank, Etibank ve Cumhurbaşkanlığı atölyesi ile daha birçok yerin organizasyonunu yaptığı gibi, Etibank’ın İzmir
Fuarı’ndaki pavyonunu da yapmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 87, Toplantı Tarihi: 27.03.1946, Karar No:
XXXIII/1249; BCA, 030 18 01 02, 110 31 1; BCA, 030 18 01 02, 114 42 20.
322 TMO, Toprak Mahsulleri Ofisi, 1947 Onuncu Hesap Devresi Çalışma, Bilânço, Kâr ve Zarar Yönetim Kurulu Raporu, İbrahim
Horoz Basımevi, İstanbul 1948, s.32.
323 Tablo… Bu durum basında ve Meclis’te çeşitli tartışmalara yol açtı. “İngiltere’ye 25 bin ton Buğday Satıldı ” Tanin, 15.01.1947;
05.04.1947; 1947 yılında Ticaret Bakanı Atıf İnan, Meclis’te Eskişehir Milletvekili Abidin Potoğlu’nun 1947 yılı itibarıyla hububat hakkında ne gibi

80 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Ayrıca Ofis, Bakanlar Kurulunun 25 Nisan 1947 gün ve 3/5736 sayılı kararıyla yürürlüğe koyduğu K/693 sayılı
Koordinasyon Kararıyla bazı bölgelerde susam alımı da gerçekleştirdi. 1947 yılında satın alınan susam miktarı toplam
7.265 ton olarak gerçekleşti.324

TMO’nun Eski Logolarından Biri

Üretimin ve buna bağlı olarak alımın düşük kalması sebebiyle Ofis 1947 yılında toplamda 611.685 tonluk bir satış
gerçekleştirebildi. Satışlarda önceki yıla göre önemli ölçüde bir azalma söz konusuydu. Toprak Mahsulleri Ofisi, 1947
yılında un imalâtı işlerini, eski yıllara nazaran daralttı ve sınırlı bölgelerdeki 12 değirmenle büyük şehir ve ordu iaşesi
için un imalatı işlerine devam etti. 1946/1947 yılı kampanya döneminde değirmenlere verilen hububat ve üretilen un
aşağıdaki tabloda gösterilmektedir:325

Ürünler 1947 Yılı 1946 Yılı
Buğday Miktar Miktar
(Ton) (Ton)
105.130 397.287

Mahlût 403 4.121

Çavdar 8.070 26.096

Darı, Bulgur, Bakla, Nohut, Börülce   1.568

Hububat Toplamı 113.603 429.072

Çeltik   1.620

Un   2.872

Tali Hasılat (Yan Ürün)   28

Diğer Ürünler Toplamı   4.520

Tablo 12 : 1946-1947 Yıllarında TMO’nun Bazı Şehirlerin Ekmeklik İhtiyacı İçin
Anlaşmalı Değirmenlere Dağıttığı Hububat ve Bakliyat Miktarları

Ofis’in halkın iaşesi konusunda üstlendiği görevlerden birisi de ekmek üretimi idi. Savaş sonrası olmasına rağ-
men, Türkiye’nin büyük şehirlerinde bilhassa hububat piyasasında stokçuluk sebebiyle sıkıntı çıkmaya başladı. Bu
sebeple üç büyükşehirde (İstanbul, Ankara ve İzmir) tek tip ekmek çıkarılması kararlaştırıldı. Alınan karara göre, ek-

tedbirler alındığı, dışarıya hububat satışı yapılıp yapılmadığı şeklindeki sorularını şu şekilde cevapladı: “…Toprak Mahsulleri Ofisi’nin elinde hâ-
len ihtiyacımıza kifayet edecek miktarda stok vardır…halen hububat satışı da yapılmamaktadır…bütün devlet işlerinde, hizmetlerinde olduğu gibi
hububat satışında da hususi şartlar ve hususi müsaadelerle muamele yapılması keyfiyeti asla vârit değildir”. TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:
VIII, C.VI,18.05.1947, TBMM Basımevi, Ankara 1948, s.166– 171’den aktaran Afşar, a.g.t., s.187.

324 TMO, 1947 Onuncu Hesap Devresi…, s.58.

325 TMO, 1947 Onuncu Hesap Devresi…, s.69.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 81

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

meklerde %50 buğday, %20 arpa, %20 çavdar, daha önce %5 olarak kararlaştırılan mısır oranı %10’a çıkartıldı. Bu
durum ekmeğin kalitesi ile ilgili TMO, değirmenciler ve fırıncılar arasında çeşitli tartışmalara yol açtı. Bu tartışmalar
üzerine; Ofis, değirmencilerle işbirliği içerisinde fırınlara iyi un verilmesi için çalışma yaparak özellikle İstanbul’da ya-
şanan ekmek sıkıntısının önüne geçebilmek için doğrudan tanzim satışlarına başladı.326

1947 yılında İstanbul ve İzmir bölgelerinde çalıştırılan değirmenlerle yapılan sözleşme gereğince Ofis, değirmen-
lere kilosu 23,80 kuruştan buğday satmakta ve bu buğdaylardan yapılan 84 ve 86 randımanlı unun beher çuvalını İs-
tanbul’da 23,25, İzmir’de de 23,50 kuruştan satın almakta idi. İmalat işlerini, eski yıllara nazaran daraltmış ve mahdut
bölgelerdeki 12 değirmenle büyük şehir ve ordu iaşesi için un imalatı işlerine devam etmiştir.

Ofis tarafından buğdayın değirmenler vasıtasıyla un haline getirilmesi sürecinde, nakliye işlerinin çoğalması ve
memur adedinin buna göre artmasına, nakil esnasında hububatın dökülüp saçılmasından dolayı fire vermesi, değir-
men kantarının başındaki memurların dikkatsizlikleri yüzünden tartılarda Ofis aleyhine farkların ortaya çıkması, değir-
menlere verilen maldan numune alırken itinalı hareket edilmemesi gibi sebeplerle yöntem değiştirildi. Bunun yerine
1948 yılında değirmencilerle bir anlaşma yapılarak buğdayın Haydarpaşa’da teslimi esası getirildi. Böylece İstanbul
bölge merkezi memur kadrolarından ve sevk ve nakil masraflarıyla ortaya çıkan firelerden mühim miktarda tasarruf
sağlanacağı düşünüldü.327

Ofis’in bilhassa hububatla ilgili faaliyetlerini hububat üretimi doğrudan etkilemektedir. İçerideki üretim kadar dün-
yada gerçekleşen üretim de aynı şekilde Ofis faaliyetleri için büyük önem arz etmekteydi. Bu sebeple bu dönemdeki
gerek dünya gerekse ülkedeki hububat üretimine bir göz atmak gerekir. Ofis çeşitli bültenler sayesinde dünyadaki
üretimi ve ticareti de takip etmekteydi. Politikalarını da bu verileri alarak oluşturmaktaydı. Ofis faaliyet raporlarında da
bu durum yer almaktaydı. Faaliyet raporlarına göre, 1934-1938 ortalaması ile 1948-1949 yıllarında dünyadaki buğday
ve çavdar ekiliş ve üretimi de Tablo 13’te verilmektedir:

Bölgeler Ekiliş (Milyon Hektar) Üretim (Milyon Ton)

Amerika 1934-38 1948 1949 1934-38 1948 1949
Avrupa
Sovyet Rusya 62,2 68,2 67,7 81,4 134,7 121,8
Asya
Afrika 35,9 33,6 31,8 54,9 49,7 49,7
Güney Amerika
Okyanusya 35   27,1 34,8   21,5
Toplam
29,2 30,5 32,7 33 33,6 33

12,1 14,3 14,33 8,8 10 11,3

11,9 10,3 10,53 17 13,3 11,86

1 1,3 1,34 0,8 0,9 1,25

187,3 158,2 185,5 230,7 242,2 250,41

Tablo 13 : Dünyada 1934-1938 Ortalaması İle 1948-1949 Yıllarında Dünyadaki Buğday ve Çavdar Üretimi328

Savaş sonrasında bütün dünyada üretimin savaş öncesindeki kapasitesine yeniden gelebilmesi için büyük bir
çaba sarf edilmekteydi. Bu yıllarda Kanada ve Amerika yaptığı ekmeklik hububat üretiminin %75’ini ve yemlik hububa-
tın ise %54’ünü ihraç etmişlerdi329. Dolayısıyla savaş sonrasında üretim şartları yeniden olgunlaşmaya ve bu sayede
üretim artmaya başlamıştı. Dünya buğday üretimi ise aşağıdaki grafikte karşılaştırmalı olarak verilmektedir.

326 Afşar, a.g.t., s.191.
327 TMO, 1944 Çalışma, Bilanço, Kar ve Zarar…, s.48-49.
328 Toprak Mahsulleri Ofisi Umum Müdürlüğü, 1949 On İkinci Hesap Devresi Çalışma, Bilanço, Kâr ve Zarar Yönetim Kurulu Raporu,
Türkiye Matbaacılık ve Gazetecilik A. O. - Yeni Matbaa, Ankara 1949, s.1. (Bundan sonra Toprak Mahsulleri Ofisi Yönetim Kurulu raporları TMO,
1949 İdare Meclisi Raporu olarak verilecektir).
329 TMO, 1949 On İkinci Hesap Devresi…, s.3.

82 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

A.B.D.AV6U.2S0T5RLYA A.B.D. KANADA ASYA AVRUPA
37.146 AVU1.S3T3R5ALYA10.5706.351 4.240 13.233

KAN9A.2D7A4

Grafik 1 : Kıtalara ve Ülkelere Göre Dünya Buğday Üretim ve Ticareti (1.000 ton).330

Aşağıdaki tablo incelendiğinde Türkiye’de bilhassa buğday üretiminde 1934-1938 ortalamasının üstüne 1948 yılı
hariç olmak üzere çok fazla çıkamadığı görülmektedir. Bu yıllarda henüz ekim yapılabilen toprak miktarının artmama-
sı ile tarımda makineleşmenin henüz gerçekleşmemiş olmasından dolayı oldukça düşüktü. Ancak ülkedeki hububat

ihtiyacı artan nüfus nedeniyle önceki döneme göre oldukça fazlaydı.

1938-34 1948 1949 1950

Ürün Ekim Alanı Üretim Ekim Üretim Ekim Üretim Ekim Üretim
Cinsi (Hektar) (Ton) Alanı (Ton) Alanı (Ton) Alanı (Ton)
Buğday (Hektar) (Hektar) (Hektar)

3.458.237 3.397.286 4.588.749 4.689.089 4.000.000 2.500.000 4.477.191 3.871.978

Çavdar 349.883 330.625 456.422 514.326 414.000 250.000 487.538 442.879

Yulaf 437.825 554.014 285.292 338.524 273.000 220.000 302.376 315.801

Arpa 179.504 180.924 1.836.592 2.163.400 1.720.000 1.220.000 1.901.910 2.047.018

Mısır 1.775.771 1.972.188 543.162 700.288 600.600 600.000 593.161 627.987

Toplam 6.201.220 6.435.037 7.710.217 8.405.627 7.007.600 4.790.000 7.762.176 7.305.663

Tablo 14 : 1934-1950 Arasında Türkiye’de Ortalama Ekim Alanı ve Üretimi331

1947-1948 alım döneminde Ofis ülkede üretilen toplam buğdayın %12’sini, 1949 yılında ise bir önceki yılın ne-
redeyse yarısına düşmüş olan üretimin ancak %2’sini, 1950’de ise %8’inin alımını gerçekleştirmiştir. 1947 yılında
Koordinasyon Kurulunun 696 numaralı kararı çerçevesinde Bakanlar Kurulunun almış olduğu karar gereği Ofis’in
buğday alım fiyatı 22 kuruş olarak belirlendi.332 Fiyat nedeniyle hububat ve bakliyat alımlarında geçen yıla göre dü-
şüşler görüldü. Ofis, alım fiyatlarını yüksek tutmaya çalışmasına rağmen çiftçi ürününü tüccara satmayı tercih etti.333

1948 yılında buğdaya verilen primlerin satış fiyatlarına yansıtılmasına rağmen kuraklık ve sel afetleri sebebiyle
beklenen rekoltenin gerçekleşmemiş olması dolayısıyla bir kısım tüccarın spekülatif amaçlarla piyasadan hububat
alıp stok yaptıkları görülmekteydi. 1948 yılında bu şekilde hareket eden tüccarlar yüzünden alımda fiyat artış beklen-
tisinin yükselmesi üzerine üreticinin malını satışta tereddüt etmesi, fiyatların artışına sebep oldu. Ofis’in bu dönemde
yüksek fiyata müdahale etmekten kaçınması sebebiyle, alımlar beklendiği kadar gerçekleşmedi. Elindeki stokun da

330 TMO, 1947 Onuncu Hesap Devresi…, s.7
331 TMO, 1950 Onüçüncü Hesap Devresi…, s.6.

332 Diğer ürünlerdeki fiyatlar şu şekildeydi: Çavdar 16, arpa 15, yulaf 13, mahlût 18 ve mısır 19 kuruş. Ofis bu fiyatlar üzerinden toplamda
642.573 ton alım gerçekleştirdi. Bu alımlar karşılığında 168.230 lira ödendi. TMO, 1947 Onuncu Hesap Devresi…, s.60.

333 TMO, 1947 Onuncu Hesap Devresi…, s.57.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 83

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

yetersiz olması, piyasaya etkili bir şekilde müdahale etmesini engelledi.334 Piyasa fiyatları, Ofis alım fiyatlarının üzeri-
ne çıktığından Ofis alımları düştü ve ABD’den buğday ithal edilmesine karar verildi. İthal kararının yanı sıra memleket
ihtiyaç ve ihtiyatını temin etmek üzere Ofis bazı idari tedbirlere başvurmak zorunda kaldı.

Bu kapsamda Ofis, francalanın kaldırılarak tek tip ekmeğin üretilmesi, Ofise hububat satanlara piyasadan daha
ucuz fiyatla kaput bezi verilmesi, bankalarca zahire tüccarlarına verilen kredilerin kesilmesi gibi önlemler aldı. Ayrı-
ca ortaya çıkacak duruma göre kaçakçılığın ve stokçuluğun önlenmesi, nakil yasağı, el konma ve vesika usulü gibi
tedbirlerin uygulanması da gündeme geldi. Sümerbank’tan ve Japonya’dan 4 milyon metrelik kaput bezi alınarak kâr
eklenmeden üreticiye dağıtıldı.335 Ayrıca bazı üretim bölgelerinde, mahallî piyasa şartlarına uyulmak suretiyle Kızı-
lay’a buğday ve mısır aldırıldı. 734, 735 ve 739 sayılı Koordinasyon Kurulu kararlarıyla hububata kısmi nakil yasağı
konuldu, un randımanı yükseltildi ve güney vilayetlerinde huduttan itibaren 20 kilometrelik saha dâhilinde hububat
nakliyatı müsaadeye tâbi tutuldu.336 Bu önlemlerle hububat fiyatlarının hem üretici hem de tüketici açısından mağduri-
yete sebebiyet vermeyecek bir şekilde ayarlanmasına çalışılmaktaydı. Ofis 1947’de başladığı susam alımlarına 1948
yılında da devam etti ve 4.747 kilo susam aldı.337

1944-1948 yılları alım fiyatları bir mukayese yapabilmek adına aşağıda verilmektedir:338

Ürünler 1948 1947 1946 1945 1944
K*/740 K*/696 K*/648 K*/590 K*/525

Buğday 22 22 22 27 27
Karışık buğday -
Siha 21 21 21 26 27
Siha karışık buğday -
Çavdar 20 20 20 25 20
Siha çavdar 20
Arpa (beyaz) -- - 24 19
Arpa (çakır) 19
Siha arpa (beyaz) 18 16 16 20 19
Siha (çakır) 19
Yulaf - 14 14 18 19
Siha Yulaf 19
Mahlut 16 15 15 19 19
Siha mahlut 19
Mısır vergi ve Devlet hissesi 15 13 13 18 22
Mısır serbest alım beyaz -
Mısır (sarı) 15 13 13 17 -

- 11 11 16

15 13 13 19

13 11 11 17

- 18 - -

- 16 - -

- - 19 19

18 19 Piyasa Fi. -

19 (18-19) -

Tablo 15 : 1944-1948 Yılları Arasında Hububat Alım Fiyatları (Kuruş) * K=Koordinasyon Kurulu Kararı

Görüldüğü üzere hububat fiyatlarında savaş sonrasında ciddi bir düşüş yaşanmaktaydı. Bunun en önemli sebebi
ise dünyada savaş sonrası üretimin artmasıydı. Ofis, piyasa ve dünya fiyatlarını göz önünde tutarak yıl içinde alım fi-

334 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.2.
335 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 67, Toplantı Tarihi: 09.01.1948, Karar No: II/1034.
336 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.10.
337 Toprak Mahsulleri Ofisi, 1948 Onbirinci Hesap Devresi Çalışma, Bilanço, Kâr ve Zarar Yönetim Kurulu Raporu, İbrahim Horoz
Basımevi, İstanbul 1949, s.9-13.
338 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.9.

84 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

yatlarında yeni ayarlamalar yapmak durumunda kalmaktaydı. Ofis, 1944-1945 yıllarında piyasa fiyatlarının yüksekliği
sebebiyle buğday fiyatını yüksek tutmasına rağmen savaş sonrasında fiyatları yeniden aşağıya çekti. Bunun sebebi
hububatın serbest piyasada yükselmesiyle ahalinin beslenmesi açısından sıkıntıların ortaya çıkmasıydı. Halkın temel
beslenme ürünü olan buğdayın pahalanması, hayat pahalılığı anlamına gelecek ve bu yönetim için de arzu edilen bir
durum olmayacaktı. Ofis, fiyatları bilerek ve isteyerek düşük tutmaktaydı ve fiyatlar dünya borsalarındaki fiyatlar da
dikkate alınarak belirlenmekteydi. Ofis kanunla kendisine verilen iaşe temini görevi sebebiyle, her yıl belirli miktarda
hububatı acil durumlarda piyasaya sürebileceğini hesaplar ve piyasadaki olumsuz durumlara müdahale edebilecek
miktarda elinde hububat stoku bulundururdu. Ancak piyasa fiyatları zaman zaman ciddi miktarda artış gösterdiğinden
Ofis’in Bakanlar Kurulunca belirlediği fiyatlar daha düşük kalmakta ve üretici ürününü haklı olarak serbest piyasaya
satmaktaydı. Bu durumda da Ofis yeterli miktarda alım yapamama ve fonksiyonunu yerine getirememe gibi ciddi bir
problemle karşılaşabilmekteydi.

Ek Tablo 1’den de anlaşılacağı üzere Toprak Mahsulleri Ofisi’nce 1948 yılında toplamda, 715.483 ton alım ger-
çekleştirildi. 1946 yılında 944.886 ton, 1947 yılında da toplam 549.696 ton alım yapılmıştır. Buna göre 1948 alımları,
1947’ ye göre düşük, 1946’ya göre ise yüksek gerçekleşmiştir.339 1948 yılında 481.850 ton, 1949 yılında 98.555 ton
toplam hububat stoku bulunmaktaydı.340 1948 yılında “Açığa Hububat Alma” izahnamesi hazırlanarak yürürlüğe kon-
du.341 Ofis yeterli kapalı depoya sahip olmadığı için alımların bir kısmını açık yığın olarak depoladı.

Rekoltenin yükselmesiyle birlikte ekmekteki buğday oranı yükseltildi. 01 Haziran 1948 tarihine kadar devam
eden, %50 buğday, %20 çavdar, %20 arpa ve %10 mısırdan oluşan ekmek harmanları, yeni alımların verdiği imkân
nisbetinde başlangıçta %70 buğday, %15 çavdar ve %15 arpaya az bir müddet sonra da %90 buğday ve %10 çavdar
olarak uygulandı.342 Bu konudaki eleştirilere dönemin Ticaret Bakanı M. Nedim Gündüzalp: “Biz bu karara, hububa-
tımızdan tasarruf etmek düşüncesiyle gittik” şeklinde cevap verdi. Bakan’a göre üç büyük şehirdeki spekülasyonlar
sebebiyle uygulama kararlılıkla sürecekti. Ayrıca bu konuda Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Cemil Parman’ın
basına vermiş olduğu demeçte; Ofisçe tarımsal üretimin artırılması için ellerinden geleni yapacaklarını ve köylüden
tohumluk dağıtımında alınan nakliye masraflarını da bu yıl için kaldırdıklarını belirterek üretimin artırılması için ne
gerekiyorsa onu yapacaklarını açıkladı.343 1948 yılında Ofis değirmenlere vererek ürettirdiği undan yaklaşık 113 bin
tonunun 2 bin tonunu resmî dairelere, 34 bin tonunu halk satışlarında, 77 bin tonunu tanzim satışlarında elden çıka-
rarak aynı yıl itibarıyla un imalatı işine son verdi.344 Böylece hem hububat tüccarlarına hem de değirmencilere serbest
rekabet esaslarına dayanan bir çalışma alanı açılmış oldu.

Fabrika Türleri Fabrika Sayısı

Un Fabrikaları (Değirmen) 1947 1946 1945 1944
Çeltik Fabrikaları 6 27
Bulgur Fabrikaları - 30 31 12
Makarna Fabrikaları - 1
Toplam - 37 12
6 52
21

11

36 40

Tablo 16 : 1944-1947 Yıllarında Ofis Namına İş Yapan İşletme Sayıları345

1948 yılında Orduya yapılan satış 189.215 ton, Resmî kurumlara 11.733 ton, halka doğrudan 230.821 ton,
195.785 ton tanzim, 14.042 ton tohumluk satışı gerçekleştirildi. Bu satışların yanı sıra, 22.715 ton da ihracat yapıldı.346
Satış fiyatları ortalaması buğdayda 25 lira, çavdarda 20,79 lira, arpada ise 22,26 lira idi.

339 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.9.
340 TMO, 1949 Onikinci Hesap Devresi…, s.35.
341 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.7.
342 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.10
343 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.10.
344 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.12-13.
345 TMO, 1947 Onuncu Hesap Devresi…, s.45; TMO, 1944 Çalışma, Bilanço, Kar ve Zarar..., s.17.
346 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.9-13.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 85

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan sıkıntının giderilmesi için alınması gereken tedbirler neticesinde, Ofis tarafından
İstanbul’dan mısır alınması ve bölgeye gönderilmesi kararlaştırıldı.347 Başbakan Hasan Saka basına verdiği demeçte;
Karadeniz bölgesinde mısır arzı konusunda meydana gelen aksaklıkların giderilmesi için Toprak Mahsulleri Ofisinin
devreye girerek bölgeye mısır sevkiyatı yapacağını ve fiyat dalgalanmalarının engelleneceğini ifade etti. Daha sonra
Başbakan yardımcısı Ahmet Faik Barutçu’nun yaptığı açıklamada; Toprak Mahsulleri Ofisinin Samsun depolarında
hazır bulunan 209 ton mısır ve 100 ton arpanın bu il emrine verildiği belirtilmekteydi. Ayrıca talepte bulunan diğer
Karadeniz illerinin ihtiyaçları da Ofis tarafından karşılandı. Trabzon’a 740 ton, Ordu’ya 450 ton, Çoruh’a 100 ton, Gi-
resun’a 270 ton, Rize’ye 90 ton, Sinop’a 50 ton olmak üzere toplam da 1.700 ton mısır tahsis etti.348

Hükûmet, ülkedeki hububat sıkıntısını gidermek için 1949 yılında da tek tip ekmek çıkartılması uygulamasına
devam etti. Çünkü yıllık üretim buğdayda 2,5 milyon ton gibi oldukça düşük bir tonajda gerçekleştiğinden Ofis bu du-
rumda önceki yılda aldığı 569.384 ton buğdaya karşılık bu yıl 231 bin ton alım yapabilmişti. Bu durum tek tip ekmek
uygulamasının sürmesine yol açtığı ifade edilebilir.349 (Bkz. Ek Tablo 1)

Çiftçinin Ofis’e Hububat Teslimi
Ofis, alım fiyatları piyasa fiyatlarına göre daha düşük olduğundan alımların düşmesi üzerine hububat ithal etmek
durumunda kaldı. Dönemin Ekonomi ve Ticaret Bakanı Vedat Dicleli, yaptığı basın açıklamasında; iklimin elverişsiz
olmasından dolayı ülkede zaman zaman yaşanan hububat sıkıntısını aşmak için çeşitli ülkelerden (Amerika, Kanada
ve Avustralya) 300 bin ton buğday ithal edileceğini belirtti. Tabiî bu durum basında bazı eleştirilere uğradı. Nitekim
Mümtaz Faik Fenik, Zafer Gazetesinde 03 Temmuz 1949 tarihinde yayımlanan, “Gündelik Ekmeğimiz” adlı makale-
sinde; “… hububat ihraç eden bir ülke konumundayken şimdi dışarıdan hububat arayışlarına giriyoruz. Türkiye bir
ziraat memleketidir. Halkın yüzde doksanına yakın bir nispeti ziraatçıdır. Buna rağmen biz bugün Kanada buğdayına
muhtaç bir hâle gelmişiz” şeklinde durumu değerlendirmektedir.350 Bu kapsamda Kanada ve Amerika’dan buğday ile
Ürdün’den arpa ithal edildi.351 (Bkz. Ek Tablo 22)

347 Afşar, a.g.t., s.190.
348 Afşar, a.g.t., s.190.
349 Afşar, a.g.t., s.190.
350 Afşar, a.g.t., s.194.
351 TMO, 1949 Onikinci Hesap Devresi…, s.12-18.

86 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

TMO Depolarından Hububat Nakliyesi

Ek Tablo 19’a göre, TMO tarafından 1949 yılında toplamda 644.779 ton ürün satışı gerçekleştirildi.352 Ofis, 1949 yılın-
dan itibaren Karadeniz sahil şehirleri mısır ihtiyacının Fındık Tarım Satış Kooperatifleri eliyle temin edilmesi emri gereğince
bu kurumla 23 Mart 1949 tarih ve 8/174 sayılı karar çerçevesinde bir protokol yaptı.353

14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan seçimler sonucunda Adnan Menderes başbakanlığında Demokrat Parti (DP) hükûmeti
kuruldu. Alım fiyatları Türkiye’yi derinden etkileyen iktidar değişimi öncesinde tespit edilmişti. İktidara gelen yeni hükûmet
de bu fiyatları benimsedi ve bu fiyatlar üzerinden alım yapılması kararlaştırıldı. Ancak hububat alımları memleket ihtiyacını
karşılamaya yetmediğinden Amerika, Suriye, Macaristan, Pakistan, Ürdün ve Irak’tan buğday, arpa ve un alındı.354

Demokrat Parti hükûmetinin ilk Ticaret ve Ekonomi Bakanı olan Zühtü Hilmi Velibeşe: “…üreticileri korumak amacıyla
hububat fiyatlarının geçen yılın fiyatları ile aynı olarak tespit edildiğini ve tüketicilerin de korunması amacıyla ekmek fiyatla-
rının azaltılacağını …” ifade etti. Ardından Başbakan Adnan Menderes de ekmek fiyatlarının 5 kuruş azaltılacağını açıkla-
yarak konuya olan ilgisini ortaya koydu.355

Harmanda Düven Sürme

352 TMO, 1949 Onikinci Hesap Devresi…, s.13.
353 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 7, Toplantı Tarihi: 17.01.1951, Karar No: III/40.
354 TMO, 1950 Onüçüncü Hesap Devresi…, s.15.
355 Afşar, a.g.t., s.197-198.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 87

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

1950 yılında rekolte, 1948 rekoltesinin biraz aşağısında olmasına rağmen üretim yüzleri güldürecek bir mahiyet-
teydi. Buğdayda hasılat 1948 yılına göre azalış gösterirken 1949 yılına göre artış söz konusu oldu.356

Ofis, 1950 yılında 321 bin ton buğday, (üretimin %8’i), 140 bin ton arpa (üretimin %7’si) ve 19 bin ton mısır (üreti-
min %3’ü) aldı. Bu rakamlar Ofis’in asıl ilgisinin iki temel ürün olan buğday ve arpa olduğunu göstermektedir. Bakanlar
Kurulu serbest piyasa şartlarını esas alan K/780 ve K/809 sayılı Kararları ile 1950 yılı hububat alım fiyatları; buğday
20, çavdar 18, arpa 15, yulaf 13, mısır 20 ve nohut 33 kuruş olarak belirlenmiştir.357

1950 yılının Haziran ayında kuraklık, kış, don, su baskını, yangın, haşere ve diğer afetlerin tesiriyle muhtaç
duruma düşen vatandaşlara 22 Haziran 1950 tarih ve 3/11425 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan
yönetmelik esasları çerçevesinde vade ile 600 bin liralık yemeklik hububata ilave olarak olağanüstü haller karşısında
da 341 bin liralık yemeklik hububat satılması kararlaştırıldı.358

Ek Tablo 19’a göre, Ofis tarafından 1950 yılında toplamda 432.759 ton ürün satışı yapıldı. Bu satışlar içerisinde
137.562 tonu resmî kurumlara (ordu, okul…) yapıldı. Resmî kurumlara yapılan satıştan geriye kalan stoklar da piya-
sanın dengelenmesi amacıyla serbest piyasaya arz edilerek döviz elde edilmesi için ihracat yapıldı.359

Teşkilat ve Kadro

Ofis’in kuruluş ve ardından gelen yıllarda yeterli alım merkezi yoktu. Ofis, kurulduğu 1938 yılında idarî olarak 3
bölgeye ayrılmış olup bunlar; I. bölgede Batı Anadolu-Trakya- Orta Anadolu ve Karadeniz’de 49, II. bölgede Doğu
Anadolu’da (Diyarbakır – Erzurum- Kars- Karaköse –Bayburt) 5, III. bölgede Güney Anadolu (Adana-Tarsus-Cey-
han-Suruç-Urfa) 5 olmak üzere toplamda 59 alım merkezi bulunmaktaydı.

Üretim miktarının 1940 yılında 1939’a göre daha fazla olacağı beklentisi sebebiyle Ofis’in teşkilatı bulunmayan
üretim bölgelerinde yeni merkezler açma veya buralara seyyar ekipler göndererek alımların artırılması yoluna gidil-
di.360

Sermayesinin tamamı Devlet Tarafından Verilmek Suretiyle Kurulan İktisadi Teşekküllerin Teşkilatıyla İdare ve
Murakebeleri Hakkındaki 3460 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesine göre Ofis,

I) Umumî Heyet (Genel Kurul)

II) Umumî Murakabe Heyeti (Denetim Kurulu)

III) İdare Meclisi,

IV) Umum Müdürlük şeklinde teşkilatlandırıldı ve bir süre bu şekilde çalıştı.

Kanun’un 5. Maddesine göre umumî heyet; “Başvekilin veya vekillerden tevkil edeceği bir kişinin reisliği altında
Maliye, İktisad ve Ziraat Vekilleri ile TBMM Bütçe, Adliye, Divanı Muhasebat, Maliye, İktisad ve Ziraat Encümenleri
reis ve reis vekilleri ile mazbata yazarları ve kâtiplerinden ve bu encümenlerin her yasama yılı için kendi üyeleri ara-
sından seçecekleri beşer zattan ve Divan-ı Muhasebat birinci reisinden ve umumi murakebe heyeti reisiyle bu Kanun
hükümlerine tabi teşekküllerle sermayeleri bir milyon Türk lirasından fazla olan millî bankaların idare meclisi reisi ve
umum müdürlerinden oluşmaktaydı. Umumi Murakabe Heyeti reisi, murakebe heyetinin çalışmalarını ilgilendiren ve
bu kanun hükümlerine tâbi teşekküllerin İdare Meclisi Reis ve umum müdürleri mensub oldukları teşekkülleri ilgilendi-
ren işlerde oy veremezlerdi. Umumî heyet Başvekilin davetile toplanırdı. Toplanılacak gün bir hafta evvel ilân olunur.
Umumî heyetin toplanma ölçüsü toplam üye adedinin mutlak çoğunluğudur. Kararlar mevcudun çoğunluğunun oyuyla
verilirdi.”361

Ancak kuruluşunda İdare Meclisi Başkanlığı ile Genel Müdürlük gibi iki farklı yetki alanının açılması, bu iki maka-
mın birbirleri arasında anlaşmazlıkların ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Nitekim 1939 yılı Ofis işlemlerinde Ofis İdare
Meclisi ile Umum Müdürlüğü arasında yetki konusunda ihtilaf ortaya çıkmış, Vekâletin müdahalesi ile halledilmişti.362

356 TMO, 1950 Onüçüncü Hesap Devresi…, s.6.
357 TMO, 1950 Onüçüncü Hesap Devresi…, s.14.
358 BCA, 030 18 01 02, 124 80 9; BCA, 030 18 01 02, 153 56 16.
359 BCA, 030 18 01 02, 126 63 7.
360 TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s.9.
361 Bu şekildeki idare şekli ileride 440 sayılı Kanun, 60 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 233 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameler
ile yapılan değişiklikler sonucu Umumi Heyet Yönetim Kurulu kaldırıldı.
362 BCA, 030 10 00 00, 184 270 16.

88 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Ofis kurulduğu yıllarda yeterli sayıda ve nitelikte personele sahip değildi. Nitekim 1940 Yılı Umumi Murakebe
Heyeti Ofis raporunda Ofis memurlarının yeterli ehliyete sahip olmadığı yer almaktadır. Ofis buna verdiği cevapta,
“kadrolarımı adetle değil, keyfiyet itibarıyla doldurmak hususundaki emel ve mesaimiz tam randımanını veremiyorsa,
bunun mes’uliyetini yalnız Ofis’e tevcih etmek haksızlık olacağını yüksek umumi heyetiniz de takdir buyurur. Memle-
ketin umumi ve içtimai seviyesini yükseltmeye matuf mesaiden Ofis’in müstakbel teşkilatının da faydalanacağı şüp-
hesizdir” denmekteydi.363

Kuruluşundan itibaren Ofis hizmetlerinin gerektirdiği alt yapı eksiklikleri depolamada olduğu gibi alış ve satış
işlemleri gibi bütün hizmetlere yansıdı. Bunun en temel sebebi personelin bu işler konusundaki yaygın tecrübesizliği
oldu. Kendi personeli dışında alımlarda diğer kurumlara yaptırılan işlerde bu durum daha fazla ön plana çıkmaktaydı.
Bilhassa Mal Müdürlüklerinin gerçekleştirdikleri hububat işlemleri çok sıkıntılı idi. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölge-
lerinde alınan mallarda ortaya çıkan noksanlıklar, saklama şartlarının rutubetli, toprak seviyesinin altında oluşu, hava-
sız mekânlar ve ahır niteliğindeki yapılarda depolamanın sağlıksız oluşu, nakliyat için gerekli araçların bulunamayışı
gibi sebeplerle ürünlerin bozulması söz konusu olmaktaydı.364 1946 yılında personelin bilgi ve tecrübeleri arttıkça
ileride daha esaslı surette kendilerinden faydalanılacağı umulmaktaydı.365

20 Haziran 1941 tarihinde yapılan idare Meclisi toplantısında Ofis iş ve işlemlerinin daha hızlı ve organize yapıla-
bilmesini sağlamak üzere alım merkezlerinin 8 bölgeye ayrılmasına karar verildi. Böylece Ofis faaliyetlerinin yurt ça-
pında genişlemesi sağlanmaktaydı. 1944 yılı TMO açısından kurumsal anlamda yeniden teşkilatlanma dönemi oldu.
Kurumun taşra teşkilatı yeniden yapılandırıldı. Bu çerçevede ajans görevliliği ambar şefliğine dönüştürülerek belediye
ve diğer kurumlar vasıtasıyla yürütülen iş ve işlemlerin bitirilmesi üzerine Ofis teşkilatlarında genişlemeler ortaya çıktı.

1943 yılında merkez teşkilatında 468, taşra teşkilatında 1.825 olan memur sayısı, bu yıl merkezde 401, taşra-
da ise 1.537’ye düştü. İşletmelerde geçici olarak çalışanların sayısı 1943’te 5.633 iken 1944’te bu rakam 3.829’a
geriledi. Ziraat Bankası ve belediyelerde bu iş için istihdam edilenlerin sayısı ise 1943’te 7.377 iken 1944’te 5.903’e
düştü. Ofis’in merkez ve taşra teşkilatında 1946’da 2.162 kadrolu, 987 müstahdem, işletmelerde ise 776 kişi istihdam
edilmişti. 1946, 1947, 1948 yıllarında Ofis merkez ve taşra teşkilatındaki kadrosunun genelde çok değişken olmadı-
ğını kısmen oturduğunu görmekteyiz.366 Aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere Ofis, personel sayısında 1945’ten sonra
önemli bir değişme olmadığı anlaşılmaktadır. Bu ise Ofis’in kuruluşundan 1946’lara kadar geçen süreçte kurumsal-
laşma açısından belli bir noktaya geldiğini göstermesi açısından önemlidir.

Kadro Bölümleri 1945 1946 1947 1948
Personel Personel Personel Personel
1-Daimi memur toplamı
a)Merkez teşkilatı Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı
b)Taşra teşkilatı 2.032 2.162 2.361 2.129
527 535 562 535
2-Müstahdemler 1.505 1.627 1.799 1.594
3-İşletmeler Toplamı 1.039 987 948 884
1.014 776 318  
a)İmalat teşkilatı 416 323 26  
b)Nakliyat teşkilatı 335 182 167  
c)İnşaat teşkilatı 263 271 125  
Genel Toplam (1+2+3) 4.085 3.925 3.627 3.013

Tablo 17 : 1945-1948 Yıllarında TMO Personel Sayıları367

363 BCA, 030 10 00 00, 185 273 3.

364 Muhammet Ali Sağlam, “Toprak Mahsulleri Ofisinin İnşası ve Savaş Dönemi Hububat Piyasasındaki Yeri (1938-1945)”, Current Deba-
tes in History & Politics, (Edited by: Muhammet Ali Sağlam, Emek Yıldırım), Ijopec Publication VoL 23, Nisan 2018, ss.25-38, s.30-32.

365 Toprak Mahsulleri Ofisi, 1946 Dokuzuncu Hesap Devresi Çalışma, Bilânço, Kâr ve Zarar Yönetim Kurulu Raporu, İbrahim Horoz
Basımevi, İstanbul 1947, s.18-21.

366 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.5.
367 TMO, 1949 On İkinci Hesap Devresi…, s.8.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 89

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Tablo 17’de de görüleceği üzere eksperlik, muhasebecilik ve veznedarlık gibi ihtisas isteyen meslekler için kurs-
lar açılarak ihtiyaç duyulan unvanlarda personelin yetiştirilmesi sağlandı. Bu kurslarda başarılı olanların bu kadrolara
tayinleri yapıldı. Alt kademedeki unvanlara ise uygun öğrenimi bulunan ve kurumda uzun süre hizmetli olarak görev
yapan ehliyet ve liyakat sahibi müstahdemler atandı. Ofis hububat alımı görevini Ziraat Bankasından devraldıktan
sonra bankanın Buğday Servisindeki bazı görevlileri de bünyesine aldı. Ofis personeli Hasan Şimşek de Ziraat Ban-
kası Buğday Servisinde görev yaparken Ofis’e naklen geçen kişilerden biriydi. Kendisi TMO Dergisi’nde ilgili bölümde
de ele alındığı gibi çok sayıda şiiri yayımlanan bir şairdi. Şimşek aşağıda verilen şiirinde dün ve bugün başlıkları ile

Ziraat Bankasından Ofis’e geçişi dizelerinde dile getirmektedir:

DÜN BUGÜN

Kayseri – Sivas hattında bir yerdesin Ankara’da Radyoevine karşı

Toprak Ofiste memur Hububat silosunda bir adam

Neden sonra bir parça gönlün ferah Bir garip kişi

Sakin ve rahat geçiyor günlerin Toz toprak içinde sabah akşam
İyi – kötü yaşamaktasın amma Buğdayla uğraşmaktır işi…

Gün inerken akşama Nasıl başladıysa bu hikâye

Bir tren gelir – geçer 1937’de

Hasret kavuşturur, hasret tazeler -Ziraat Bankası buğday servisinde-

Ne olacak bunun sonu, diye sorma Hep aynî minval üzere berdevam…

Ne olacağı belli; Toz toprak içinde bir adam…
Dalgın olmaya gelmez

Bakarsın prim % e

Ofis’in bölge ve şube sayısı 1944’te 5 iken, 1945 ve 1946’da 6, 1947 ve 1948’de 15 yükseldi. 1944 yılında Am-
bar Şefliği sayısı da 148’a yükseldi. Ayrıca bu yıl içerisinde Ofis teşkilatı ile koordineli çalışan 209 Ziraat Bankası
Şubesi, 166 belediye ve 15 Tarım Kredi Kooperatifi olmak üzere 1943 yılında 496 olan alım merkezi toplamda 543’e
yükseldi.368 Böylece üretim yerlerinden alınan ve toplanan mahsul, ülkenin diğer bölgelerindeki tüketim merkezlerine
ulaştırılarak dağıtılıyordu. Tabloda görüldüğü üzere Ofis işyeri sayıları hububat alım durumuna göre her yıl değişiklik
göstermekteydi.369

Birimler 1943 1944 1945 1946 1947 1948 1949 1950
Genel Müdürlük Bölgeler ve Şubeler
Ofis Ambar Şeflikleri 5 5 6 6 15 15 15 15
Ofis Ekip Şeflikleri
Ziraat Bankaları 144 148 126 141 156 132 125 125
Belediyeler
Mal Müdürlüğü         59 68 62 23
Tarım Kredi Kooperatifleri
Toplam 194 209 213 217 101      

138 166 165          

 0   164 164        

15 15 15          

496 543 689 528 331 215 202 163

Tablo 18 : TMO 1943-1950 Yılları Arasında Taşra Teşkilatı ile TMO Adına İş Yapan İşyerleri Sayıları

1939 senesinde 68 olan Ofis alım ve toplama merkezi adedi, 1940 yılında yeni açılan veya seyyar ekip gön-
derilmesi suretiyle açılan merkezlerle birlikte 87’ye ulaştı. Böylece ilk etapta tren istasyonlarına yakın olarak açılan
istasyonlardan sonra tren güzergâhlarının uzaklarında da yeni alım merkezleri açılarak alımın daha geniş bir sahada

368 Rakamlar TMO İdare Meclisi raporlarının ilgili yıllarından derlenmiştir. TMO, 1950 Onüçüncü Hesap Devresi…, s.8; TMO, 1946 Do-
kuzuncu Hesap Devresi…, s.17 vd.

369 Sağlam, a.g.m., s.28-29.

90 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

yapılmasına ve böylece daha fazla üreticiye ulaşılmaya çalışılmaktaydı. Genel Müdürlük, merkezde Ziraat Müşavir-
liği, Teknik Büro, Muhasebe, Alım, Satış, Personel Müdürlükleri ile Neşriyat, İstihbarat ve İstatistik, Analiz, Evrak ve
Muhaberat, Müşavir Avukatlık Servisleri ile merkez dışında İstanbul, İzmir, Samsun, İskenderun Şubeleri ile 64 Ajans
ve 18 ekipten oluşmaktaydı. 1940 yılında kadroya dâhil olan 792 memurdan 547’si 3659 sayılı Kanunun 3, 9 ve 10.
Maddeleri hükmüne tabi idiler.370

Ofis, yeni alım merkezlerini hububatın bol üretildiği yerlerde açmaktaydı. Bunun yanı sıra Ofis’in piyasaya müda-
halesinin toplum tarafından da kabul gördüğünü gösteren önemli bir gösterge ise halkın kendi mahallinde de Ofis alım
merkezi açılması talepleridir. Nitekim Ulukışla çiftçilerinin 13 Ağustos 1946 tarihinde Başbakanlığa çektikleri telgraf
üzerine 14 Ağustos 1946 tarihinde Ofis alım merkezi açılması emrinin verilmesi bunu göstermektedir.

Ofis kurulduğu 1938 yılından 1946 yılına kadar başta Ziraat Bankası ve belediyeler olmak üzere çeşitli kurum
ve kuruluşlarla işbirliği yapmak durumunda kaldı. Bu tarihler arasında bir taraftan II. Dünya Savaşı yıllarının verdiği
ağır, yorucu ve yoğun görevleri yerine getirirken diğer taraftan da hizmetin gerektirdiği kurumlaşma, değişim ve ye-
nileşmeleri de yerine getirmeye çalışmaktaydı. Savaş sonrasında iş hacminin düzenli bir hâle gelmesi ve hizmetin
gerektirdiği dinamizmin sağlanması üzerine 1945 yılından itibaren Belediyeler vasıtasıyla yürütülen hizmetler bitirildi
ve hesaplar tasfiye edildi. Belediyelerden alınan bu görevler 1946 yılında Mal Müdürlüklerine devredildi. Ancak ge-
rek Ofis işyerlerine gerekse Belediye ve Mal Müdürlüklerine teslim edilmiş olan hububat eksikliğinin önüne bir türlü
geçilememekteydi. Bunun en önemli sebebi hububatın saklandığı ambar ve depoların son derece yetersiz ve sağlık-
sız olmasıydı. Ofis 1946 yılında belediyelerle olan hesapların tasfiyesinden sonra bu defa Mal Müdürlükleri ile olan
hesapların ve depoların tasfiyesine karar vererek noksanlıkların belli bir yüzdeye kadar olanlarını bu sebeplere bağlı
olarak kayıtlardan düşmeyi tercih etti.371

Ofis’in kanunla verilen görevleri tek başına yürütebilmesi ancak 1947 yılından itibaren gerçekleşebilmişti. Bundan
sonra Ofis hububat alımını artık tek başına gerçekleştirmeye başladı. Ofis, 1947 yılında belediye, mal müdürlüğü,
Ziraat Bankası gibi kurumların taşra teşkilatı ile olan mal alımı ve tahsilat gibi faaliyetleri sona erdirerek bütün bu işleri
kendi uhdesine aldı. Böylece kuruluştan itibaren geçen 10 yıllık süre içerisinde Ofis ancak bütün ana faaliyetlerini
kendi kadrosuyla yapabilecek bir yapıya kavuşmuş oldu.372

Bu da Ofis’in artık kurumlaşmasında önemli bir aşamaya geldiğini göstermektedir. Personel hareketliliğinin daha
fazla olduğu işletme, imalat ve inşaat kadrolarında yer alan personel sayısının 1947 yılında oldukça önemli bir şekilde
azaldığı anlaşılmaktadır. Ofis ekip şeflikleri sayılarında pek oynama olmazken, ambar sayılarında ve bilhassa gezici
ofis ekiplerinde ise ciddi azalmalar meydana geldi. 1947 yılında 59 olan gezici ekip sayısının 1950 yılında 23’e düş-
tüğü görülmektedir.

1944 yılında Teftiş Heyeti, Etüd Organizasyon Kurulu, Hukuk Müşavirliği, İmalat, İstatistik, Konjonktür Müdürlü-
ğü, Malzeme Müdürlüğü, Bakım ve İnşaat Muamelat Müdürlüğü, Malzeme Müdürlüğü, Ticaret Dairesi gibi birimlerle
faaliyetler sürdürüldü.

Diğer taraftan kurum teşkilatlanmasında önemli gelişmeler yaşanmaktaydı. 1945 yılına kadar Ofis teşkilatı her yıl
çeşitli değişikliklere uğramasına rağmen bu değişiklikler ciddi bir etüde dayanmamaktaydı. 1945 yılında Genel Müdür-
lük tarafından esaslı bir etüt yapmak suretiyle teşkilatın yeniden organize edilmesine karar verildi ve bu amaçla yu-
karıda bahsedilen “Kurul” yerine Etüd ve Organizasyon Servisi kuruldu. Böylece Ofis kurumsallaşma ile işlerini daha
düzenli ve verimli sürdürebilmeyi hedeflemiştir. 1946 yılında Etüt ve Organizasyon Servisi tarafından teşkilat etütleri
yapılarak geçmiş yılların tecrübeleri, yabancı memleketlerin benzer kurumları, genel ekonomi ve sanayi kuralları ve
esasları çerçevesinde Ofis işlerinin mahiyeti ve gereklilikleri göz önünde tutulmuştu. Buna göre Genel Müdürlük, mev-
cut il sınırlarını esas almak şartıyla, idare sistemini, alım yerlerini, iklimi ve aynı zamanda uygulanan Hollerit hesap
sistemini de göz önünde bulundurarak ülkeyi 9 bölgeye ayırdı. Bölge müdürlükleri ülkenin coğrafi, idari, iktisadî ve zi-
raî durumları göz önüne alınarak İstanbul, İzmir, Ankara, İskenderun, Afyon, Konya, Samsun, Diyarbakır ve Erzurum
olmak üzere ülkenin 9 yerinde kurulmuştu.373

Etüt ve Organizasyon Servisi, hızlı bir şekilde organize olarak yoğun bir çalışma sonucunda aşağıdaki etüt, orga-
nizasyon ve diğer çalışmaları gerçekleştirdi:

370 TMO, Üçüncü Hesap Yılı 1940..., s. 8-9.
371 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 103, Toplantı Tarihi: 04.12.1946, Karar No: IV/3.
372 TMO, 1947 Onuncu Hesap Devresi…, s.44.
373 A. Samim Karkın, “Toprak Mahsulleri Ofisi ve Faaliyetleri”, TMO Dergisi, Sayı: 10, Yıl: 1, Ocak 1956, s. 8.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 91

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

1. Etütler

a) Alım, muhafaza, satış, imalat ve nakliyat işleri: Toprak Mahsulleri Ofisinin kuruluş maksadını teşkil eden alım,
muhafaza ve satış işlerini ön plana alarak incelemeler yapılmış, sonuçları rapor hâlinde tespit olunmuştur. Bu incele-
me sonunda önce Ofis’in geniş bir etüdü yapılarak teşkilât yapısı üzerinde durulması gerektiği neticesine varılmıştır.

b) Toprak Mahsulleri Ofisi hakkında genel etüt: Bu etütte Ofis’in kuruluş kanunu ele alınarak hukukî ve ekonomik
yönlerden kendisine verilen görev ve sorumlulukların 1945 yılı sonuna kadar seyri incelenmiştir. Bu etüt ile Toprak
Mahsulleri Ofisinin millî ekonomimizdeki rolü ve ehemmiyeti açıklanmıştır.

c) Teşkilat etüdü: Toprak Mahsulleri Ofisinin işe uygun ve istikrar kazanmış bir teşkilata sahip olmayışı, kurulu-
şundan beri birçok aksaklıklara neden olmuştur. Yapılan teşkilat etüdünde, geçmiş yılların tecrübeleri, yabancı mem-
leketlerin benzer teşekkülleri ve işin mahiyeti göz önünde tutulmuştur.

d) Hollerin etüdü: Toprak Mahsulleri Ofisi gibi büyük hacimli ve çok miktarda işleri olan teşekküllerde hesap işle-
rinin el sistemi ile yürütülmesi son derece zordur. Ofis gibi büyük teşekküllerde uygulanan Hollerith sisteminin Ofis’e
uygunluğu üzerinde incelemeler yapıldı ve olumlu sonuç alındığından uygulama için gerekli girişimler başlatıldı.

e) Avans karşılığı alım usulü: 1945 yılında, yapılacak alımların muhafazasındaki güçlük nazara alınarak satıcıla-
ra, mal arz ettiklerinde muayyen bir miktar avans vermek suretiyle muhafaza işinin kendilerine bırakılması ve Ofisçe
lüzumlu görülecek zamanda malı talep ederek tam bedelin ödenmesi düşünülmüş ve bunun ne şekilde tahakkuk
ettirilebileceği üzerinde bir etüt yapılarak uygulama esasları hazırlanmıştır.

f) Tahmil - tahliye etüdü: Gerek iş ve gerek sarf edilen para bakımından çok önemli bir konu olan tahmil ve tahliye
işlerinin etüdü yapılmıştır. İşin ne şekilde ele alınması ve nasıl çalışılması gerektiği bir rapor ile tespit edilmiştir.

g) Kadro etüdü: 1945 yılı sonunda kadrolar üzerinde bir etüt yapılarak tasarruf tedbirleri araştırılmıştır.
h) Çuval işleri etüdü: Ofis için oldukça önemli olan bu konudaki etütlerde hububat işine en elverişli çuval tipleri
araştırılıp tespit edilmiştir.
i) İşçi sigortalarını idaremizde tatbik etüdü: Yeni kanunun merkez ve taşra teşkilatındaki uygulama şekilleri ve
Çalışma Bakanlığı ile aramızdaki münasebetler ve bu işte kullanılması gereken formüler ve izahnameler tanzim edi-
lerek tatbikata geçilmiştir.

Bu etütlerin dışında Ofis’in diğer yardımcı ve ana hizmetleri ile ilgili olarak diğer organizasyonlar gerçekleştirildi.

2. Organizasyon İşleri

a) Yazı ve arşiv işleri: Gerek genel müdürlükte gerekse taşra teşkilatında yazı ve arşiv işlerinin reorganizasyonu
yapılmıştır. Yazı ve arşiv işlerinin bu dönemde ele alınmış olması kurumun en önemli işlerinden birisidir. Dosyalama
sistemlerinin oluşturulması ve evrak için gereken arşiv işlerinin gündeme gelmesi hayati bir iştir.

b) Malzeme işlerinin tahlil raporları hazırlanmış ve reorganizasyonu için lüzumlu çalışmalara başlanmıştır.
c) Bakım ve inşaat işlerinin tahlil raporu bitmiş ve reorganizasyon planının hazırlanmasına başlanmıştır. Ofis
elinde bulunan hizmet binaları ve bilhassa silo, ambar, depo gibi binalarla ilgili olarak işlerin yeniden planlanması söz
konusu oldu.
d) Daktilo işleri reorganizasyonu tamamlanmıştır.
e) Ticaret Dairesi Sekreterliği oluşturulmuş ve dosya organizasyonu yapılmıştır.
f) Zatişleri reorganizasyonuna başlanmıştır.
g) Denizyolu ile yollama işleri reorganizasyonu planları tamamlanmıştır. Ofis işlerinin en önemlilerinden birisi
hububatın nakli olduğundan bunun ele alınması mühimdir.
h) Formüler işlerin organizasyonu tamamlanmıştır.

3. Hazırlanan izahname ve yönetmelikler

a) Kasa Tazminatı Yönetmeliği

92 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

b) Prim Yönetmeliği
c) Yazı ve Arşiv İşleri Yönetmeliği
d) Teşkilat Yönetmeliği
e) Bölge Müdürlükleri Yönetmeliği
f) Ambar Şeflikleri Yönetmeliği
g) Yangından Korunma İşleri Yönetmeliği
h) Prim İzahnameleri
i) Yazı ve Arşiv İzahnamesi
j) Bölge Müdürlükleri Alım, Muhafaza, Muayene ve Depolama İzahnamesi
k) Bölge Müdürlükleri Personel İzahnamesi
l) Bölge Müdürlükleri Yazı, Arşiv ve Dosya İzahnamesi
m) Neşriyat İzahnamesi
n) Etüd ve Organizasyon İzahnamesi
o) Formüler İşleri İzahnamesi (genelge hâlinde)
p) Çalışma Programları İzahnamesi (sirküler hâlinde)
r) İnzibat Komisyonu Çalışma İzahnamesi
Bu yönetmelik ve izahnamelerin bir kısmı tatbike konuldu, diğerlerinin de henüz son tetkikleri yapılmaktaydı.

4. Sair müteferrik işler

a) Tamim tasfiyesi
b) 1945 alım ve satış baremlerinin şekil hazırlığı
c) 1946 alım ve satış baremlerinin esaslarının tamamen yeni bir görüşle hazırlanması
d) Arsa ve arazi sicil kartları
e) Bina ve tesisat sicil kartları
f) İşyeri sicil kartları
g) İhtiyaç listeleri
h) Toprak Ofisi el kitabı
i) Teşkilat kitabı
j) Tutar hesaplama cetvelleri
k) Çeşitli formülerler ve izahnameleri
Yukarıda verilen bilgiye göre Ofis bu dönemde oldukça kararlı bir şekilde kurumsallaşma, işleri daha planlı ve
düzenli yapma yolunda önemli çabalar sarf etmekteydi. Ofis’te yürütülen neredeyse bütün işlerle ilgili izahlar, etütler,
kartlar gibi çalışmalarla işleri daha somut olarak tarif edilmekte ve hata ile suiistimallerin en aza indirilmesi hedeflen-
mekteydi.
Çalışma Talimat ve Prensiplerine Ait Organizasyon İşleri: Büyük bir kısmı 1946 yılı faaliyetinde yer alan mev-
zuat işlerine 1947 yılında da devam edilmiş ve aşağıda yazılı talimatname ve izahnameler hazırlanmıştı:

a) Malzeme yönetmeliği
b) Malzeme izahnamesi
c) Plan arşivi izahnamesi

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 93

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

d) Taşra teşkilatı dosya plan ve izahnamesi

e) Desimal tasnif izahnamesi

f) Prim yönetmeliği

g) Demiryolu ile nakliye izahnamesi

h) Bazı bölgelere ait dosya ve yazı işleri organizasyonu ve tatbikatı.

Muhtelif işlerin sevk ve idaresini disiplin altına almak ve rasyonel bir surette çalışmada emniyet ve sürat sağlamak
üzere, yukarıda adları verilen türlü formülerler ve bunların izahnameleri hazırlandı ve uygulanmaya konuldu.

1946 yılında muhafaza edilen alım ve satım müdürlüklerinin üstünde bir Ticaret Dairesi, inşaat ve bakım mü-
dürlükleri için de Bakım ve İnşaat Dairesi ihdas edildi. Böylece Genel Müdürlük servisleri arasındaki koordinasyon
eksikliği giderilmeye çalışılmaktaydı.

Etüt ve Organizasyon Servisi çalışma sahasının genişliği ve bu işlerin süratlendirilmesinin bu konuda yetişmiş
uzman personele bağlı olduğu şüphesizdir. Ancak ülkede bu sahada yetişmiş elemanların çok kıt olmasından ötürü
1947 yılında servis dar kadrosuyla bir taraftan mevcut işlerin reorganizasyonu üzerinde çalışırken diğer taraftan te-
şekkülün karşılaştığı günlük hadiselere ve şartlara, işlerin intibak ettirilmesi için gerekli etütleri yapmakta ve planlar
hazırlamaktaydı.374

Ofis depo ve ambar inşaatları haricinde de çeşitli inşaatlar yapmaktaydı. Bunlardan biri de gittikçe genişleyen ve
kalıcı olan Ofis’in bünyesindeki personelinin mesken problemini çözmek ve kuruma olan ilgiyi artırmak üzere lojman
inşaatları yapılmaya başlanmasıydı. Şefaatli ve Arıkören ilçelerinde başlanmış olan üçlü lojmanların inşaatı tamam-
landı. Ayrıca Ofis teşkilatının bulunduğu yerlerdeki sarnıçlar ve salaşlar elden geçirilerek yeniden kullanıma alınmak-
taydı. Argıthan, İhsaniye ve Kadınhan sarnıçları 1946 yılında tamir edilerek tamamlandı.375

1947 yılı Ofis açısından yeni bir dönemin başlangıcı oldu.376 İdari açıdan yetkiye sahip olmayan ve taşradaki
problemleri çözmekten uzak kalan Bölge Şeflikleri kaldırılarak daha hızlı karar alma ve problem çözme yeteneğine
sahip olacak Bölge Müdürlükleri kuruldu. Bunlar kurulurken her bölgenin limanlara açılabilmesi esası gözetilmişti.
Bu şekilde gerek Ofis’e doğrudan bağlı olan teşkilatları gerekse sözleşmeler vasıtasıyla Ofis namına iş gören diğer
birimlerin sevk, idare ve kontrolünü sağlama amaçlandı. Bunun için Bölge Yönetmeliği oluşturuldu. Bölgelerin çalış-
maları için ayrıca detaylı olarak tertip ve tanzim için gerekli yönergelerin hazırlanmasına da başlandı. 1947 yılından
itibaren bölgeler daha geniş kadrolarla takviye edilerek yerinden yönetim (Âdemi merkeziyetçilik) ilkesinden hareketle
yetkilerin bir kısmı bölgelere devredilerek işlerin daha hızlı işlemesi amaçlandı. Ancak daha yeni kurulan bölge mü-
dürlüklerinden de istenilen verim alınamamaktaydı. Şube ve bölge müdürlükleri aynı mahalde ve hatta aynı binada ol-
malarına rağmen bu iki birim arasında gereksiz yazışmalar yapılmaktaydı. İstanbul, İzmir, Samsun gibi bölge ve şube
müdürlükleri ile aynı mekânda görev yapılan yerlerde şube ve bölge müdürlüğü birleştirilerek bu karışıklığın önüne
geçildi. Ofis bölge müdürlüklerinin bünyesindeki eksperler, hesap kontrolörleri, inşaat teknisyenleri, kantar memurları
gibi birimlerle daha özerk bir yapı kurulmaya çalışıldı.377 1948 yılında İstanbul Şube Müdürlüğü ile Bölge Müdürlüğü
birleştirildi. İzmir, Samsun, Ankara, İskenderun Şube ile Yerköy Ambarları yerlerine “İşletme Şeflikleri” oluşturuldu.
1955 yılında da Ambar Şeflikleri Ajans Müdürlüğü hâline getirildi.

1948 yılında Zatişleri Müdürlüğünün reorganizasyonu, müdürlüğün işlemleri ve haberleşmesinde sürat ve doğ-
ruluğu sağlayacak şekilde düzenlenerek uygulamaya geçirildi. Ayrıca Fen Dairesi, Muhafaza Araştırma Müdürlüğü,
Harcırah Yönetmeliği tasarıları yapıldı, açığa hububat alma, telefonla konuşma izahnameleri hazırlanarak yürürlüğe
konuldu. Formülerler üzerinde 245 adet baskı ve düzeltme işleri tamamlanarak 33 adet formüler yapıldı ve 43 adet
formüler izahnamesi yazılarak işleme konuldu. Norm dışı olan 37 eski formüler yeniden tertiplenerek norma konul-
du.378

1949 yılı kadrolarında ayrı birer ünite olarak gösterilen ve öylece vazife gören Müşavirlerle, Etüt ve Organizasyon,
İstatistik ve Konjonktür Müdürlükleri 1950 yılında (Etüt ve Organizasyon Kurulu) adıyla bir araya toplandı.379 Bu kurula

374 TMO, 1947 Onuncu Hesap Devresi…, s.49-50.
375 TMO, 1946 Dokuzuncu Hesap Devresi…, s.35.
376 Başbakanlık Yüksek Murakabe Heyeti, Toprak Mahsulleri Ofisi 1947 Yılı Faaliyet Raporu, s.6.
377 Kolaç, a.g.m., s.168-189.
378 TMO, 1948 Onbirinci Hesap Devresi…, s.7.
379 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 101, Toplantı Tarihi: 07.11.1951, Karar No: VI/963.

94 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

bir dönem Muammer Kocabaş, Kocabaş’tan sonra Londra Üniversitesi mezunu olan mühendis Fuat Pekin başkanlık
etti.380 Bu Kurul şu izahnamelerle etüt ve raporları hazırladı:381

İzahnameler:

a) Bölge teknik kontrolörleri çalışma izahnamesi,
b) Kiralama işleri izahnamesi,
c) Higrograf izahnamesinin tadili,
d) Zatişleri formüler ve izahnamelerinin revizyonu,
e) Rasyonalizasyon komitesi için formüler ve izahnameler ihzarı,

Etüd ve raporlar:

a) Et ve balığın muhafazası hakkında etüt,
b) Merkez servisleri çalışma programları ve zaman planlarının yeniden etüdü,
c) Et Kombinaları hakkında etüt ve mütalâa,
d) Malzeme reorganizasyonu hakkında yeni bir etüt,
e) Yollama farkları hakkında etüt,
f) Bölge Mağazalarının lağvı hakkında etüt,
g) Kasa muamelâtı ve muhafaza izahnamesi etüdü,
h) İsviçre et kombinası ve mekanizması hakkında etüt,
ı) Depolama işleri etüdü
i) Danimarka balıkçılığı hakkında etüt,
j) Makineleştirilmesi kararlaştırılan ambarlar hakkında etüt,
k) Etüd ve Organizasyon Kurulu yönetmeliği etüdü,
I) Silo programları etüdü,
m) Tercüme işleri hakkında etüt,
n) Ankara fırınları hakkında etüt,
o) Değirmenlerin maliyet hesapları hakkında etüt,
ö) Mısır muhafazası hakkında etüt,
p) Pakistan’dan alınan buğday hakkında rapor,
r) İtalya’nın hidrobiyolojik kurumları ve faaliyetleri hakkında rapor,
s) Almanya’nın hidrobiyolojik kurumların faaliyetleri ve teknik mütehassıs teminine ait rapor,
ş) Ulaştırma Bakanlığı muhaberat organizasyonu hakkında rapor,
t) Dış memleketlerde açılan sergi ve fuarlar komitesinin toplantılarına ve mesaisine iştirak raporları,
u) 1949 Bilanço Raporu’nun hazırlanması.

380 Selanik doğumlu olan Pekin, İstanbul kütüğüne kayıtlıydı. Selanik’te İdadi seviyesindeki Fevziye Mektebi’nden mezun olduktan
sonra Lozan Üniversitesi’ne bağlı, Ecale D’İngeniers’den 19.07.1919’da mezun oldu. 1035 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Kanunu gereğince
27.10.1928 tarihinde verilmiş olan inşaat mühendisliği yerine geçmek üzere 3458 Sayılı Kanunun geçici maddesi gereğince kendisine inşaat
yüksek mühendisliği ruhsatnamesi verildi. Pekin Anadolu-Bağdat Demiryolu Fen Heyeti mühendisliği, Devlet Demiryolları mühendisliği ve Fen
Hizmetleri Müdürlüğü, Nafıa Vekâleti Demiryolları İnşaat Dairesi Mühendisliği, Ziraat Vekâleti Silo Teknik Büro Reisliği, TMO Teknik Büro Reisliği,
TMO Teknik Heyet Müşavirliği gibi önemli görevler üstlendi ve TMO’dan emekli oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü, İnsan Kaynakları
Dairesi Başkanlığı Sicil Arşivi, İsmail Fuat Pekin özlük ve sicil dosyası.

381 TMO, 1950 Onüçüncü Hesap Devresi…, s.12.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 95

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Muhafaza-Araştırma Şubesi Yönetmeliği ile birlikte Stok Analiz Raporu Formüler ve İzahnamesi, Ambar Noksanı
Fazlası Formüler ve İzahnamesi, Mal Temizleme İşleri İzahnamesi, Açığa Hububat Alma İzahnamesi, Numune Alma
ve Yollama İzahnamesi, Ziraî Vaziyetin Tetkik ve Takibi İzahnamesi hazırlandı ve uygulamaya konuldu.382 Bütün bun-
lar Ofis’in sistemli çalışma ve kurumsallaşma yönündeki gayretlerini ortaya koymaktadır.

1948 yılında Başbakanlık talimatı ile “Teşkilatın Rasyonel Çalışması” konusunda bir rapor hazırlanarak Ekonomi
ve Ticaret Bakanlığına sunuldu. Ayrıca 1949 yılında Toprak Mahsulleri işletmeciliğinin nasıl gerçekleşebileceği hak-
kında bir rapor hazırlandı383.

1949 yılında Genel Müdürlük ve bölgelerde kitaplık tesisi organizasyonuna başlandı ve buna ait plan ve formü-
ler meydana getirildi. Böylece Ofis yönetimi bilgiye yönelik bir alt yapı oluşturulmaya başlandı. 1952 yılında İşletme
Şeflikleri (Yerköy ve İstanbul Afyon İş. Şb. Md. hariç) tamamen kaldırılarak kadroları Bölge Müdürlüklerine aktarıldı.

Ofis, yaptığı iş itibarıyla yurt dışında hububatla ilgili olan gelişmeleri yakından takip etmekte, zaman zaman yurt
içi ve yurt dışında organize edilen fuar ve sergilere de katılmaktaydı. Dış İşleri Bakanlığının talebi üzerine 15-30 Eylül
1947 tarihleri arasında “Bari”de açılacak olan Şark Fuarı’nda Ofis’in, Teknik Müşavir Yüksek Mühendis Fuat Pekin’le
temsil edilmesi kararlaştırıldı.384 Yine 1950 yılında Amsterdam ve Brüksel’de açılacak olan fuarlara Ofis’i temsilen
Fuad Pekin ve Ertuğrul Kayıhan katıldılar.385

Ofis çeşitli dernek, kurum ve kuruluşlar ile fakir öğrencilere yardım yapmaktaydı. Ankara Kızılay’da bulunan Kızı-
lay yardımı ile kurulmuş olan Ankara Aşevinde yoksul halk ve öğrencilere günde bir öğün sıcak yemek verilmekteydi.
İçinde bulunulan iktisadî şartların zorluğundan dolayı halk nezdinde yaşanan sıkıntıları hafifletmek adına yapılan bir
faaliyet idi. Ofis bu hizmet için 1944 yılından beri yıllık 1000 lira yardım yapmaktaydı.386 İlk, orta ve yüksekokullarla sa-
nat okullarındaki fakir öğrencilere ve halktan yoksul olanlara günde bir öğün sıcak yemek veren Aşevine Ankara Vali
ve Belediye Başkanlığının ricası üzerine bu yardım 1947 yılında da verildi.387 Ofis aynı zamanda verem hastalığının
ülkede yaptığı geniş ve kırıcı tahribatını önlemek ve bu hastalığa tutulmuş olan hastaların muhtaç bulundukları tedavi
vasıta ve müesseselerini kurup çalışmak amacıyla oluşturulmuş olan Veremle Savaş Derneğine de yardım etmektey-
di. 1947 yılında da bu derneğe 5 bin TL yardım etti.

1947 yılında Ofis merkez teşkilatı mensupları arasında “Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı’nın kurulması karar-
laştırıldı.388 Ayrıca aynı yıl Ankara’da AOÇ arazisinde 101.165 metrekare arsanın Ofis’e satılmasına dair kanun çıkın-
caya kadar metrekaresinin senelik kira bedeli karşılığında kiralanması uygun görüldü.389 Bu arazi Ofis’in Ankara’daki
faaliyetleri için adeta büyük bir üs haline geldi. Daha sonra bu arazide silo, lojmanlar, sosyal tesisler, spor tesisleri ve
eğitim binası gibi binalar inşa edilecek ve Ofis faaliyetlerinin yürütülmesinde büyük bir rol oynayacaktır.

Ayrıca Ofis’in yurt dışı ile olan mesleki ilgi ve münasebetleri müstakil olarak veya heyetler yolu ile ziyaret, eğitim,
bazen bültenlerin tercümesi yoluyla bazen de milletlerarası kuruluşları takip ederek gerçekleşmekteydi. Buğday tica-
retinde hem üretici hem de tüketicilerin menfaatlerini korumak amacıyla oluşturulan ve 01 Ağustos 1949’da yürürlüğe
giren Milletlerarası Buğday Anlaşması ile de yakından ilgilenmekteydi. 1949 yılının Ocak ve Mart aylarında yapılan
buğday konferansına 37 ithalatçı ve 5 ihracatçı olmak üzere 42 ülke katıldı. Bunlardan buğday ithalatçısı olan Paragu-
ay, Çin ve Kolombiya ile ihracatçı Uruguay bu anlaşmaya imza atmadılar. Mayti, Kostarika, Batı Almanya, Endonez-
ya, İspanya, Monduruvaz) ise bu anlaşmayı sonradan imzaladılar. Türkiye ise durumu takip etmekte olup imzalamak-
tan imtina etmekteydi. Bu Antlaşma ile ithalatçı memleketler için asgari, ihracatçı memleketler için buğdayda azami
fiyatlar tespit edilmişti. Türkiye henüz bu anlaşmaya üye olmamakla birlikte Ofis, bu anlaşmanın uygulamalarını takip
etmekteydi. Ofis tarafından yapılan değerlendirmeye göre, 1949 yılında imzalanan Milletlerarası Buğday Anlaşması
31.07.1950 tarihinde bir yaşını doldurmuş olmasına rağmen anlaşmanın birçok maddesi henüz uygulanmamıştı. Ofis
tarafından yapılan değerlendirmeye göre, 1949 yılında imzalanan Milletlerarası Buğday Anlaşması 31.07.1950 tari-
hinde bir yaşını doldurmuş olmasına rağmen anlaşmanın birçok maddesi henüz uygulanmamıştı.390

382 TMO, 1949 On İkinci Hesap Devresi…, s.29.
383 TMO, 1949 On İkinci Hesap Devresi…, s.9.
384 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 41, Toplantı Tarihi: 30.07.1947, Karar No: VI/617.
385 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 52, Toplantı Tarihi: 21.01.1950, Karar No: III/702.
386 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 67, Toplantı Tarihi: 30.07.1947, Karar No: V/1037.
387 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 15, Toplantı Tarihi: 19.02.1947, Karar No: IV/166.
388 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 18, Toplantı Tarihi: 12.03.1947, Karar No: XXX/237.
389 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 32, Toplantı Tarihi: 14.04.1955, Karar No: 412/20.
390 TMO, 1950 Onüçüncü Hesap Devresi…, s.2-3.

96 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Değişme ve Genişleme Dönemi (1952-1962)

Bu dönem Ofis için bir geçiş dönemi özelliği taşır. Yukarıda da bahsedildiği üzere 1950 yılında Türkiye Cumhuri-
yeti siyasi tarihinde önemli bir değişim yaşandı ve 27 yıllık CHP iktidarı yerine DP iktidarı kuruldu. Bu durum hükûmet,
Ofis ve tarım üçlüsü arasında yaşanan münasebetleri de derinden etkiledi ve özellikle 1952 yılından itibaren Ofis’in
faaliyetleri ve hububat politikalarını da içine alan çizgileri son derece koyu birçok değişim yaşandı. Diğer taraftan
dünya piyasalarında özellikle Kore Savaşının da etkisi ile tarım ürünlerinin fiyatlarının artış göstermesi pazara yönelik
tarım üretiminin artmasında diğer önemli bir etki oluşturdu. Bu durum ise tarım üreticisinin gelirlerinin artışına sebep
oldu. Tarımın ekonomi içerisindeki payı bu dönemde artış gösterdi.

Ofis’in 1952 yılından itibaren izlediği fiyat ve alım uygulamaları, dönemin hükûmetinin genel tarım ve kırsala yö-
nelik politikalarının derin izlerini taşımaktadır. Tarım kesiminin kullandığı alet ve edevatın modernizasyonunda Ofis’in
de görev alması buna verilecek örneklerden biridir. Ofis, Ziraî Donatım Kurumu ve Tarım Kooperatifleriyle birlikte
gerçekleştirilen koordinasyonla çiftçileri, modern ziraî alet ve araçlarını tarım alanlarında kullanmaları yönünde teşvik
etti.391

II. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında serbest piyasada fiyatların oldukça yüksek seyretmesinden dolayı Ofis,
Hükûmetin savaş ortamının kanunla sağladığı avantajların da sayesinde daha çok ordu ve tüketiciyi koruyan bir politi-
ka takip etmek durumunda kalmıştı. 1952 yılından itibaren dönemin DP hükûmetleri hububat fiyatının belirlenmesinde
Fransa ve İtalya’da olduğu gibi yüksek bir taban fiyatı esas alarak 1930’lardakine benzer şekilde üreticinin destek-
lenmesi esasına dayanan bir alım politikası belirledi ve uyguladı. (Bkz. Ek Tablo 17) Bu politika Ofis’in iş yükünü ve
hizmetlerini oldukça belirgin bir şekilde artırdı. Ofis’in alım, satım ve stoklamaları zaman zaman önceki dönemin en
yüksek oranının dahi iki katına ulaştı.

TMO’nun faaliyetlerini etkileyen etkenlerden en önemlisi ülkede gerçekleşen hububat ve bakliyat rekoltesidir. Re-
kolte yüksek olduğunda Ofis faaliyetlerini daha rahat yürütebilmekte, düşük olduğunda ise iaşeyi sağlama hususunda
oldukça sıkıntılı bir dönem geçirmekteydi. Buna göre, Ofis’in 1952-1962 dönemi önceki döneme göre farklı özellikler
ve çizgiler barındırmaktaydı. Bu dönemde gerek ekim alanlarında gerekse üretim miktarında sıçramalar söz konusu-
dur.

Üretim ve Alımlar

1948 yılında başlayan Marshall yardımı ile tarım alanında kullanılan aletlerin ve bilhassa traktörlerin devreye
girmesi ile birlikte daha fazla toprağın işlenebilmesi söz konusu oldu. Nitekim 1950 yılında ekim alanında 5.527.888
hektar gibi oldukça yüksek bir rakama ulaşıldı. Bu Cumhuriyet tarihinin o güne kadar ki en büyük rakamı oldu. Bu
rakam 1934-1938 ortalamasına göre %21,4, 1948 yılına göre %9,35, 1949 yılına göre de %11,8 daha fazlaydı.392 Bu
yardım çerçevesinde bilhassa 1950 yılında verilen tohum, gübre ve makine gibi destekler sayesinde tarım kesiminde
bir canlılık ortaya çıktı. Marshall yardımı ile gelen ve 30 bini aşan ziraî teçhizat ve makinanın ziraî sektörde kullanıl-
maya başlanması sayesinde üretimde bilhassa 1950’lerden itibaren büyük artışlar meydana geldi. 1950’lere kadar
topraksız ya da çok az toprağı bulunan köylüye dağıtılan toprakların işlenmesi de üretimin artmasına katkıda bulundu.

391 TMO, 1951 Ondördüncü Hesap Devresi…, s.3.
392 TMO, 1950 Onüçüncü Hesap Devresi…, s.3.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 97

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Mahsuller 1950 Ekiliş 1952 1950 Üretim 1952
4.789.800 (Hektar) (Ton)
Buğday 2.059.400 1951
Arpa 1951
Çavdar 515.800 5.450.000 6.390.000 5.600.000 6.500.000 8.000.000
Yulaf 308.400 2.300.000
Mısır 623.000 2.436.000 2.700.000 3.200.000 3.500.000
Mahlut 259.200 587.000
Toplam 8.555.600 360.000 647.000 600.000 670.000 736.000
640.000
305.000 319.000 350.000 400.000 413.000
9.642.000
619.000 850.000 830.000 845.000

362.000 300.000 395.000 460.000

10.773.000 10.400.000 11.995.000 13.954.000

Tablo 19 : 1951-1952-1953 Yılları Ekiliş ve Üretim Miktarları393

Yukarıdaki tabloya göre Türkiye’de uygulanan modern tarım yöntemleri, kullanılan modern tarım araç ve ge-
reçleri, devletin çeşitli şekillerde verdiği teşvikler ve Ofis vasıtasıyla üretici lehine yapılan müdahalelerin de etkisi ile
ekim alanları genişledi ve bunun neticesinde hububat ve bakliyat üretiminde büyük bir artış söz konusu oldu. 1952 yılı
gerek ekim sahaları gerekse ürün açısından Cumhuriyet tarihinin o güne kadar ki en üst rakamlarına ulaştı.394 1953
üretimi oldukça yüksek olan 1951 üretiminin oldukça üstünde gerçekleşti. Bu durum Ofis işlerini artırdı, bilhassa alış,
satış ve ihracatı eskiye oranla alışılmamış bir seviyeye ulaştı.

Resmî rakamlara göre, 1951 yılında 11,9 milyon ton hububat üretildi. (Ek Tablo 1 ve Ek Tablo2) Arpa üretimi de
3,2 milyon tona yükseldi. 200 bin tonu yaklaşık %06 Ofis tarafından satın alındı. 1951 yılında üretim sadece buğdayda
6,5 milyon tona yükseldi. Bu yüksek oranın %11’ü, 726 bin tonu Ofis tarafından satın alındı.395 Ofis’in alım miktarları
1944 yılı el koymalarla yükselen oranlar dışında hiçbir dönemde 1951 yılında olduğu kadar yüksek olmamıştı. 1944
yılında gerçekleşen 1,4 milyon tonluk yüksek alım miktarı yanında 1951’de 1,1 milyon ton gibi bir rakam daha az gö-
rünse de Ofis’in kuruluşundan bu yana ikinci büyük alım olarak gerçekleşti. (Ek Tablo 1 ve Ek Tablo 3)

Ek Tablo 2’den de görüldüğü gibi 1951-1955 yılları dâhilinde %13, 19, 22, 10, 14 gibi yüksek oranlarda buğday
alımlarında piyasaya müdahale söz konusu oldu. Ancak 1955 yılından itibaren bu yüksek oranlar yerini %7, 9, 10, 6,
5, 0 ve 6 gibi oldukça düşük oranlara bıraktı. İlk dönemin ortalaması %15,6 iken ikinci dönem bu ortalama %5,4 gibi
bir seviyeye geriledi.

İtalyan Hükûmeti 1951 yılında 24 bin ton buğday ödünç verdi. Kendi ihtiyacı olduğu ve bir büyük hububat üreticisi
olmadığı hâlde, bir dostluk eseri olan bu olayın gerçekleşmesinde İaşe Yüksek Komiseri Prof.Dr. Quideo de Marzi,
yine aynı teşkilattan Prof. Carlo Pellegrini, ziraat müdürlerinden Dr. Alfrede Ferretti ve eskiden Türkiye’de uzun müd-
det bulunmuş olan Komandatör Alfonso Vidal’in hizmetleri olmuştu. Bu kişilerin gösterdiği dostluk bağlarını takviye
etmek ve temellerini sağlamlaştırmak maksadıyla adı geçenler 1951’de bir hafta için Türkiye’ye davet edildi.396 İtalya
1957 yılında da Amerika’dan sipariş edilen buğdayların gecikmesi üzerine Türkiye’ye 48.316.681 kilo buğday ödünç
verdi. Bunlar iki gemi ile nakledildi.397

Ofis 1951 yılında Karadeniz Bölgesi’nin yemeklik mısır ihtiyacı için kilosu 20-25 kuruş arasında yapılan mısır
alımlarının yanı sıra Millî Savunma Bakanlığının ihtiyaçları için pirinç de aldı. Ofis’e mısır satanlardan arzu edenlere,
teslim edecekleri mısır bedeli tutarı kadar mevcut kaput bezlerinden metresi 107,5 kuruştan satılması kararlaştırıldı.398
İhtiyaç duyulmadığından bakliyat alımı yapılmadı.399

393 Toprak Mahsulleri Ofisi, 1953 Onaltıncı Hesap Devresi Çalışma, Bilanço, Kâr ve Zarar Yönetim Kurulu Raporu, s.1.
394 TMO, 1953 Onaltıncı Hesap devresi…, s.1.
395 Toprak Mahsulleri Ofisi, 1951 Ondördüncü Hesap Devresi Çalışma, Bilanço, Kâr ve Zarar Yönetim Kurulu Raporu, s.1.
396 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 86, Toplantı Tarihi: 20.09.1951, Karar No: X/822.
397 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 12, Toplantı Tarihi: 22.03.1957, Karar No: 322/25.
398 Toprak Mahsulleri Ofisi, İdare Meclisi Kararları, Toplantı No: 28, Toplantı Tarihi: 30.03.1951, Karar No: X/289.
399 TMO, 1951 Ondördüncü Hesap Devresi…, s.6.

98 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

TMO faaliyetleri açısından 1952 yılı önemli bir dönüm noktası olup 9.910.500 hektar ekim yapılarak 10,5 milyon
tonluk rakam, Cumhuriyet tarihinin o güne kadar ki en yüksek ürünü elde edildi. Alınan hububat miktarı da buna
paralel olarak 1.569.214 ton ve rekoltenin %13’ü gibi oldukça yüksek bir miktara ulaştı. 1.230 bin ton olarak aldığı
buğdayın oranı ise üretimin 19,1’i idi.400 (Ek Tablo 1, Ek Tablo 3) Buğdayın yanı sıra 95.403 ton çavdar, 170.984 ton
arpa, 66.158 ton mısır alımı da yapıldı. (Bkz. Ek Tablo 1) Alım fiyatları memleketin çeşitli bölgeleri ve ürünün kalitesine
göre birkaç kuruş azalıp birkaç kuruş artma durumu da olmakla birlikte 20-30 lira arasında değişiklik gösterdi. Bunlar
K/868 no’lu Karara göre, hektolitre ağırlığı 77 kilogram olan yabancı maddesiz, çavdarsız, sert, yumuşak, karışık ve
karışık olmayan buğday ile yine katkısız ve hektolitre ağırlığı yüksek olan çavdar, arpa, yulaf gibi ürünlere 1,5 veya 2
kuruş gibi ekstra fiyatlar uygulandı.401

Ofis, kuruluş kanunun verdiği yetki çerçevesinde ürünün kalitesinin yükselmesinde de rol oynamaktaydı. Bunu
üreticiden ürünü alırken yaptığı kalite değerlendirmesine göre yapılan fiyat takdiri yoluyla gerçekleştirmekteydi. Örne-
ğin 1951 yılında Bakanlar Kurulu Kararına göre bazı yerlerde buğdayın alım fiyatı 20 kuruş iken diğer bazı yerlerde ise
22 kuruş olarak belirlenmişti. Bunun yanı sıra bu fiyatlar hektolitre ağırlığı 75 kg, çavdar nispeti %5’e kadar, yabancı
madde nisbeti %4’e kadar olanlar, aynı evsafta olup %15’ten fazla nevi değişikliği arz eden buğdaylar ile hektolitre
ağırlığı 46 kg’dan aşağı ve yabancı maddesi %4’ten fazla olmayan yulafları kapsamaktaydı. K/809’da da niteliği belir-
tilen özelliklerden daha aşağı olan ürün alımlarında Ofis tarafından kâdemeli ve tenzilatlı alım baremleri uygulaması
çiftçiye daha kaliteli üretim yapma konusunda olumlu bir yönlendirme sağladı. Ayrıca üreticiye dağıtılan tohumlar da
ürünün kalitesinin yükselmesinde önemli rol oynadı.402 İlgili bakanlıklar ve müesseseler temsilcilerinden oluşan bir ko-
misyon tarafından buğday standardizasyon esasları ile standardizasyon tablosu hazırlandı. Bu esas ve tablolar 1953
yılından itibaren Ofis tarafından uygulamaya sokuldu. Bu hazırlık yapılırken çeşitli bölge ve işyerlerinden merkeze
getirilen 610 numunenin etüt ve analizi gerçekleştirildi. Daha sonra da ortaya konulan bu esasları açıklamak ve ne
şekilde hareket edileceğini izah etmek üzere bölgelerdeki kontrolör ve muhafaza şefleri merkeze toplanarak kendi-
lerinin bu mevzuda bilgi edinmeleri sağlandı. Ayrıca merkezde hazırlanan buğday numuneleri bölgelere gönderildi.
Türkiye buğdaylarına ait standardizasyon tablosu da büyük kartonlara bastırılarak bütün iş yerlerine dağıtıldı. Ofis’in
elinde bulunan buğday stoklarının muayenesi ve bu tabloya göre standart mallarla standart dışı malların ayrılmasına
başlandı. Böylece bu bilgi ışığında gelecek dönem standart malların ayrı depolanması ve silo ile ambarların buna göre
ayrılması sağlandı. Bunun yanı sıra 1954-1955 alım kampanyasında uygulanmak üzere bir de “Standardizasyon ve
Depolama Yönetmeliği” hazırlanarak açıklaması da düzenlendi.403

1953 yılında 10.773 bin hektar ekim yapıldı ve toplamda hububat olarak 13.954 bin ton ürün hasat edildi. Üretimin
rekor seviyeye çıkmış olması Ofis alımlarını da tarihinin en yüksek seviyesine çıkardı. 1953’te 1952’nin alım rekoru
da kırılarak 1.913.348 tonluk bir rakama ulaştı. Ofis 1.723.948 ton buğday aldı. Neredeyse üretimin beşte birini üre-
ticiden almış oldu. Bu alımlarda uygulanan fiyatlar dış piyasalardaki yüksek fiyatlar baz alınarak belirlenmiştir. Ofis’in
bu şekilde yüksek fiyatla ürün alması sebebiyle serbest piyasada tüccar da bu fiyatlardan alım yapmak durumunda
kalmaktaydı. Ofis yaptığı alımda buğday üretiminin %22’si gibi tarihinin o güne kadar ki en büyük alım oranına ulaştı.
(Ek Tablo 2) Ofis, hasat dönemi başlamadan önce bir alım planı yaparak bu plan üzerinden faaliyetlerini sürdürmek-
teydi. Özellikle alımların mali yönünü karşılamak hususunda hazırlık yapmak üzere oluşturulan bu planlar, Ofis’in mali
ve teşkilat altyapısını hazırlaması açısından son derece önemlidir.

400 1951-1952 yılı TMO tarafından satın alınacak ve satılacak hububat fiyatının tespitine ve bu konu ile ilgili hususlara dair K/831 sayılı
kararın Bakanlar Kurulu tarafından 25.5.1951 tarihinde kararlaştırıldı. BCA, 030 18 01 02, 125 38 5 1. Ek 10.

401 Toprak Mahsulleri Ofisi, 1952 Onbeşinci Hesap Devresi Çalışma, Bilanço, Kâr ve Zarar Yönetim Kurulu Raporu, s.6.
402 TMO, 1951 Ondördüncü Hesap Devresi…, s.6.
403 TMO, 1953 Onaltıncı Hesap Devresi…, s.22.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018) 99

I. BÖLÜM

KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ (1938-2018)

Hububat Program Alınan Miktar Alım Tutarı Ofis Alım Alım Fiyatı
(Ton) (Ton) (TL) Birim Fiyatı (kg/krş.)404

(kg/krş.)

Buğday 1.500.000 1.723.948 507.729.394 29,5 30
Arpa 250.000 79.582 14.971.655 18,8 19
Çavdar 100.000 55.830 11.699.448 21 21
Yulaf 30.000 6.736 1.283.020 19 19
Mısır 40.000 45.918 10.507.351 22,9 24-25
Toplam
1.920.000 1.912.014 546.190.868    

404Tablo 20 : 1953 Yılı Ofis Alım Plan ve Gerçekleşme Miktarları405

Yukarıdaki tablodan Ofis’in 1953 yılı planlanan alımlarına ulaşıldığı görülmektedir. Planlanan buğday alım tahmi-
ninin üzerine çıkılmasına rağmen arpa, yulaf ve çavdarda alımların planın altında gerçekleşmesiyle plan toplamına
çok yakın bir alım yapılmış oldu.

Ofis’in hububatla ilgili faaliyetleri esas itibarıyla o yılın üretimine bağlıdır. Ürünün fazla olması Ofis’in iş yükünü
artırmakta, ancak ülke için gerekli iaşenin garanti altına alınması açısından son derece büyük bir rahatlık sağlamak-
taydı. Bu durumda ihraç imkânları araştırılmakta ve ürünü en iyi fiyattan dünyaya pazarlama girişimleri başlamaktay-
dı. Ürünün az olduğu yıllarda ise Ofis’in alımlarını, dolayısıyla iş hacmini azaltıyor görünse de Ofis, yeterli stok elde
etmek için yoğun bir faaliyet içerisine girmekte, hububat fiyatlarının aşırı yükselmesinin önüne geçebilmek amacıyla
ithalat imkânlarını araştırma ve gerektiğinde de bunu gerçekleştirme yoluna gitmekteydi.

1954 yılı ekim ayının kurak geçmesi sonucunda tohumun kuruya atılması ile hububat üretiminin olumsuz netice-
leneceği belli olmuştu. Olumsuz yağış şartları dolayısıyla 1953 yılı hasadında 13.950 bin ton gibi yüksek bir rakama
erişen toplam üretim 1954 yılında 9,4 milyon tona kadar düştü. 1954 yılı rekoltesinin önceki yıla göre ciddi bir şekilde
düşmesine bağlı olarak Ofis’in yaptığı hububat alımları, 1951-1953 arasındaki rakamların altında, 654.761 gibi düşük
bir rakamda kaldı. Bunun 6 bin tonu da ithal edilmişti. Ofis 1954 yılında buğdayı bir önceki yılın fiyatları ile aldı.406

Ek Tablo 1’de görüldüğü üzere 1951-1954 yılları TMO hububat alım ortalaması, 1946-1950 yılları ortalamasının
yaklaşık iki katıdır.407

Bu dönemde alımlarının artması nedeniyle ihtiyaç duyduğu finansmanı sağlamak üzere Ofis’in 30 milyon olan
sermayesinin 600 milyona çıkarıldığı görülmektedir. Bu şekilde imkânları genişleyerek, hububat piyasasına daha faz-
la müdahil olabilecekti. 1952 yılından itibaren üretimin artması dolayısıyla ihracat da ciddi miktarda artış gösterdi. Ek
Tablo 21’e göre, 1953’te buğday ve arpa ihracatı 763.233 ton, 1954’de ise bu rakam 971.412 tona ulaştı. 1955-1956
yılarında da ihracat yapılmasına rağmen karşılığında da toplam 514.289 ton buğday ithali söz konusu oldu. (Ek Tablo
ve Ek Tablo 22)

404 1953 Yılı K/868 ve K/899 sayılı Kararname.
405 TMO, 1953 Onaltıncı Hesap Devresi…, s.13.
406 Toprak Mahsulleri Ofisi, 1954 Yılı Onyedinci Hesap Devresi, Bilânço Kâr ve Zarar İdare Meclisi Raporu, s.7-8.
407 TBMM, Zabıt Ceridesi, Dönem: 10, Toplantı: 2, Cilt 8, 1. Birleşim, 01.11.1955, s.15.

100 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TARİHÇESİ (1938-2018)


Click to View FlipBook Version