The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by klastion312, 2020-03-02 05:28:28

Alfa - Psikoloji Kitabı

Alfa - Psikoloji Kitabı

Bu bir Do rling Kindersley kitabıdır.
www.dk.com

Alfa Yayınlan: 2309
Popüler Kültür: 2

PSİKOLOJİ KİTABI

Orijinal Adı The Psych ology Book Akademik Kitap Kulübü
lngilizce Aslından Çeviren Emel l.akşe

l. Dasını: 20 12
ISBN 978-605-106-452-9

Sertifika No: 10905

Yayıncı ve Genel Yayııı Yönetmeni M. Paruk Bayrak
Genel Müdiir Vedat Bayrak

Yay ın Yöıı etm eıı i Mustafa Küpüşoğlu

Proje Sanat Editörü Amy O rsborne
Proje Editörii Sam Aıkinson, Saralı Tomley

Saııat Yönetmeni Phili p Ormerod
Çizjm/erjamcs Graham

G rafilı Uygu lama KAmuran Ok

© 2012, ALFA Basım Yayım Dağıtı m Lld. Şti.
© Dorling Kindcrslcy Limited, 2012

Kitabın Türkçe yaym Jıakları Alfa Basım Yaymı Dağıtım Ltd. Şii.'ne aillir.
Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen ya da tamamen alıntı yapılamaz,

lıiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.

Alfa Basım Yay ı m Dağıtım Ltd. Ş ti.
Ticarethane Sokak No: 53344 10
C.-.ğaloğl u, İsta nbul /Türkiye

Tel: (212) 511 53 03- 513 87 51 - 5 12 30 46
Faks: (2 12) 519 33 00

www.alfakitap.com [email protected]

Çin'e.le Lto Paper Products tarafından üreıilmiştir Printt:d in Chına.

KATKIDA BULUNANLAR

CATHERINE COLLIN VOULA GRAND

Danışmanımız Catherine Collin, klinik psikolog ve İş dünyası psikologu olarak çalışan Voula Grand,
aynı zamanda Plymouth Üniversitesi'nde Psikolojik uluslararası şirketlere liderlik ve yönetici
Terapiler dersi veren kıdemli bir doçenttir. performansları konusunda danışmanlık yapmaktadır.
Catherine'in başlıca ilgi alanları temel akıl sağlığı ve İlk romanı Honor's Shadow (2001) sırların, ihanetin ve
bilişsel davranış terapisidir. intikamın psikolojisi üzerine yazılmıştır. Halen aynı
kitabın devamı olan Honor's Ghost üzerinde
NIGEL BENSON
çalışmaktadır.
Felsefe ve psikoloji dallarında öğretim üyesi olan Nigel
Benson'un başta Psychology far Beginners ve MERRIN LAZYAN
Introducing Psychiatry olmak üzere psikoloji üzerine
yazılmış çok satan kitapları bulunmaktadır. Yazar, editör ve klasik müzik sanatçısı olan Merrin
Lazyan Harvard Üniversitesi'nde psikoloji eğitimi
JOANNAH GINS,BURG almış ve geniş bir konu yelpazesine sahip pek çok
roman ve inceleme üzerinde çalışmıştır.
Klinik psikolog ve gazeteci olan Joannah Ginsburg,
New York City, Baston, Philadelphia ve Dallas'ta MARCUS WEEKS
toplumsal tedavi merkezlerinde çalışmakta ve
psikolojik yayınlara düzenli olarak katkı Yazar ve müzisyen Marcus Weeks, felsefe eğitimi
sağlamaktadır. Thi!J Book Has lssues: Adventures in almış ve yazarlık kariyerine başlamadan evvel
Popular Psycho/ogy adlı kitabın yazarlarından biridir. öğretmen olarak çalışmıştır Gii~P.l samıtlar ve popüler
bilimler üzerine çok sayıda kitaba katkıda

bulunmuştur.

İÇİNDEKİLER

10 GİRİŞ 38 Bilincin anlamını hepimiz DAVRANIŞ~ILIK
biliriz yeter ki onu
FELSEFi ÇEVREMİZE TEPK VERMEK
KÖKENLER tanımlamamızı
60 Lezzetli bir yemeğin
PSiKOLOJi OLUŞUYOR istemesinler görüntüsü aç bir insanın
WilliamJames
18 Dört kişilik yapısı ağzını sulandırır
Galen 46 Ergenlik yeniden
İvan Pavlov
20 Bu makinenin akıllı bir doğmaktır
ruhu var 62 Kazançsız eylemler silinir.
Descartes G. Stanley Hali Edward Thorndike

22 Uyu! Abbe Faria 48 Bir şeyi öğrendikten 24 66 Doğası ne olursa olsun
saat sonra üçte ikisini herhangi biri herhangi bir
24 Kavramlar birbirlerine unuturuz şey olması için eğitilebilir
direnç gösterdiklerinde Hermann Ebbinghaus John B. WaLson
kuvvet haline gelirler
Johann Friedrich Herbart 50 Bireyin zekası sabit bir 72 İnsan dünyası denen o bü·
nicelik değildir yük doğal labirent
26 Gerçekte kimsen o ol Alfred Binet Edward Tolman
S0ren Kierkegaard
54 Bilinçdışı perdenin 74 Bir fare tahıl çuvalımızı
28 Kişilik genetik ve çevre- ziyaret ettiyse geri
nin bileşiminden oluşur arkasındaki adamları
Francis Gaitan dönüşüne hazırlıklı
görür
30 İsterinin yasaları Pierre Janet olabiliriz.
evrenseldir Edwin Guthrie
Jean-Martin Charc.:uL ~.
.••' 75 Hiçbir şey kedinin fareyi
31 İnsan ruhunun iç " sevmesi" kadar doğal
• 1' olamaz. Zing·Yang Kuo
bağlantılarının olağandışı ••• 1'
yıkımı 76 Öğrenmek tam olarak
•••• mümkün değildir
Emil Kraepelin Kari Lashley

32 Zihinsel yaşamın 77 Mühürleme unutulamaz!
Konrad Lorenz
başlangıcı yaşamın
78 Davranış olumlu ve
başlangıcına kadar gider olumsuz pekiştirme ile
Wilhelm Wundt şekillenir B.F. Skinner

86 Sahneyi hayal etmeyi
bırakın ve gevşeyin
Joseph Wolpe

-P-S"""l.'...K_O_T_E_R_A_P"""l.---ı 130 İyi bir yaşam bir durum Bl~IŞSEL .
değil bir süreçtir PSiKOLOJi

DAVRANiŞi Cari Rogers HESAP YAPAN BEYiN

BILINÇDIŞI BELiRLER 138 Bir insan ne olabilecekse, 160 İçgüdü dinamik bir
o olmalıdır yapıdır Wolfgang Köhler

92 En doğru ruhsal gerçeklik Abraham Maslow 162 Bir işin kesintiye
uğraması onun
bilinçdışıdır
hatırlanma şansını
Sigmund Freud 140 Acı, bir anlam kazandığı
yükseltir
andan itibaren acı değildir Bluma Zeigamik

100 Bir nevrotik sürekli olarak Viktor Frank! 163 Bebek ayak sesleri
duyduğunda bir küme
aşağılık kompleksi 141 İnsan acı çekmeden tam harekete geçer
hisseder DonaldHebb

Alfred Adler bir insan olamaz 164 Bilmek bir ürün değil bir
süreçtir
RolloMay Jerome Bruner

102 Kolektif bilinçdışı 166 İnançlı bir insanı
değiştirmek zordur
arketiplerden oluşur 142 Akılcı inançlar sağlıklı Leon Festinger

Cari Jung duygusal sonuçlar doğurur 168 Sihirli rakam artı veya
eksi 2 olmak üzere 7'dir
A1bert Ellis George Armitage Miller

108 Yaşam ve ölüm içgüdüleri 174 Görünüşte göründü-

arasındaki mücadele 146 Aile, insanların yapıldığı ğünden fazlası vardır

yaşam boyu sürer "fabrika"dır Aaron Beck

Melanie Klein Virginia Satir 178 Bir kerede sadece tek
sesi dinleyebiliriz
110 Olmah'ların tiranlığı 148 Rahat yaşa, hayallere dal, Donald Broadbent
KarenHomey sorumluluklardan kurtul
Timothy Leary 186 Zamanın oku çember
111 Süperego ancak egoyla çizer
149 İçgörü körlüğe sebep Ende! Tulving
düşmanca karşılaştığında olabilir
Paul Watzlawick 192 Algı dışarıdan yönlendi-
belirgin hale gelir rilen halüsinasyondur
AnnaFreud Roger N. Shepard

112 Gerçek ancak onu kendiniz 150 Deliliğin mutlaka bir
keşfettiğiniz zaman çöküntü durumu olması
katlanılabilirdir. Fritz Perls gerekmez. Aynı zamanda
bir dönüm noktası da
118 Birinin evlat edindiği bir olabilir
çocuğu evine götürüp R.D. Laing
sevmesi yeterli ~ğildir
Donald Winnicott 152 Geçmişimiz kaderimizi
belirlemez
122 Bilinçdışı, "Öteki"nin Boris Cyrulnik

konuşmasıdır 154 Sadece iyi insanlar
bunalıma girerler
Jacques Lacan Dorothy Rowe

124 İnsanın asli görevi kendini 155 Babalar bir sessizlik
yasasına tabidirler
doğurmaktır Guy Corneau

Erich Fromm

SOSYAL ·

PSİKOLOJİ

DIGERLERININ
DÜNYASINDA OLMAK

193 Sürekli nedensel 218 Bir sistemi, onu 238 Amaç bilgiyi geliştirmek
değil, kimsenin bilmediği
bağlantılar arayışındayız değiştirmeye çalışmadan şeyleri bilmektir
anlayamazsınız Serge Moscovici
Daniel Kahneman
Kurt Lewin 240 Bizler doğuştan sosyal
194 Olaylar ve duygular hafı­ varlıklarız William Glasser
zaya birlikte depo edilirler 224 Sosyal uydumculukta
Gordon H. Bower baskının gücü ne 242 İnsanların hak ettiklerini

196 Duygular kontrolden kadardır? aldıklarına inanırız
çıkmış trenlerdir
Pau!Ekman Solomon Asch Melvin Lerner

198 Esriklik, alternatif 228 Yaşam önemli ölçüde 244 Çılgınca şeyler yapanların
gerçekliğe atılan bir oynanan bir şeydir mutlaka çılgın olmaları
Erving Goffman gerekmez
adımdır Elliot Aronson
230 Ne kadar çok görürseniz o
Mihaly Csikszentmihalyi kadar çok seversiniz 246 İnsanlar kendilerine yap-
Robert Zajonc maları söyleneni yaparlar
200 Mutlu kişiler fazlasıyla Stanley Milgram
sosyaldirler 236 Yetkin kadınları kim
Ma rtin Seligman sever? 254 İyi insanları kötü bir yere
Janet Taylor Spence koyduğunuzda ne olur?
202 Tüm kalbimizle Philip Zimbardo
inandıklarımız her zaman 237 Flaş bellek duygusal
gerçek olmayabilirler olaylarla ateşlenir 256 Travma, bireyle toplum
Elizabeth Loftus Roger Brown
arasındaki ilişki açısından
208 Hafızanın yedi günahı anlaşılmalıdır
Daniel Schacter
lgnacio Martin-Bar6
210 Kişinin düşünceleri
kendisi değildir
Jon Kabat-Zinn

211 Korkulan odur ki biyoloji
bizim kutsal saydığımız
her şeyi alaşağı edecektir
Steven Pinker

211 Zorlanımlı davranış alış ­
kanlıkları davetsiz düşün­
celeri kontrol etme

girişimleridir

Paul Salkovskis

GELiŞiM 286 İnsan davranışlarının 324 Duygu esas olarak
çoğu modelleme yoluyla bilinçdışı bir süreçtir
PSİKOLOJİSİ Nico Frijda
öğrenilir
BEBEKLiKTEN 326 Çevresel unsurlar
Albert Bandura olmadan davranış
YETIŞKINLIGE anlamsızca kaotik olurdu
292 Ahlak altı aşamada gelişir Walter Mischel
Lawrence Kohlberg

262 Eğitimin amacı aynı 294 Dil organı da vücuttaki 328 Deli olanla olmayanı akıl
şeyler yapabilme diğer organlar gibi gelişir hastanelerinde
becerisine sahip kadın Noam Chomsky
ve erkekler yetiştirmektir ayıramayız
Jean Piaget 298 Otizm erkek beyninin
aşırı bir biçimidir David Rosenhan
270 Başkaları aracılığıyla Siman Baron-Cohen
kendimiz oluruz 330 Eve'in üç yüzü
Lev Vygotsky Thigpen & Cleckley

271 Bir çocuk ebeveyn- FARKLILIKLAR 332 REHBER
lerine borçlu değildir 340
Bruno Bettelheim PSİKOLOJİSİ TERiMLER
344 SÖZLÜGÜ
272 Gelişen her şeyin bir KiŞiLiK VE ZEKA 351
taban planı vardır DİZiN
Erik Erikson 304 Kürdan için aklınıza gelen TEŞEKKÜR
bütün kullanım
274 İlk duygusal bağlar insan
doğasının ayrılmaz bir amaçlarını sayın
parçasıdır John Bowlby
J.P. Guilford
278 Beden teması rahatlığı
çok önemlidir Harry Harlow 306 Cuma gelmeden önce
Robinson Crusoe
279 Çocukları, akışı hakkında kişilik özelliklerinden
hiçbir şey bilmediğimiz yoksun muydu?
bir yaşama hazırlıyoruz Gordon Allport
Françoise Dolto
314 Genel zekayı oluşturan
280 Duyarlı bir anne, güvenli sıvı zeka ve kristal-
bir bağlanma yaratır
Mary Ainsworth leşmiş zekanın bileşimidir

282 Bir çocuğa başka bir ırkın Raymond Cattell
üyesinden nefreti ve
korkuyu kim öğretiyor? 316 Delilikle deha arasında bir
Kenneth Clark
ilişki vardır
284 Kızlar erkeklerden daha
yüksek notlar alıyorlar Hans J. Eysenck
Eleanor E. Maccoby
322 Performansı üç temel
motivasyon yönetir
David C. McClelland

10 GİRİŞ

• • • • • • • • • • • • • • • • • • • Akademik Kitap Kulübü • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •

P sikoloji, tüm bilimler içinde içine alacak şekilde, Antik bunların zihinlerimizin çalışması
belki de insanlara en Yunan'da "ruh" ya da "zihin" anla- hakkında neler söylediğini araştırır.
gizemli gelen ve yanlış mına gelen psyche ile "çalışma" ya
yorumlara en açık bilimdir. Her ne da "açıklama" anlamındaki Tüm bilimler, felsefi sorulara
kadar jargonu ve fikirleri günlük /ogia'dan türemiştir. Ancak günü- bilimsel yöntemler uygulanma-
hayatın içine sızmış olsa da müzde bu kelime daha çok "zihin sıyla, felsefeden ortaya çıkmıştır.
psikolojinin konusunun ne olduğu ve davranış bilimi"ni tanımlamak­ Ancak bilinç, algı ve hafıza gibi
ve psikologların gerçekte ne konuların anlaşılması zor doğaları
yaptıkları çoğu insan için halil tadır. psikolojinin felsefi spekülasyondan
belirsizdir. Bazılarının psikoloji bilimsel uygulamaya geçmekte
denince gözlerinin önüne ya akıl Yeni bilim yavaş kaldığı anlamına gelmekte-
hastalıklarıyla uğraşan bir dir. Özellikle ABD'deki bazı ün i-
kuruluşta çalışan ya da fareler Psikoloji, aynı zamanda felsefe ve versitelerde, psikoloji bölümleri
üzerinde laboratuvar deneyleri fizyoloji arasında bir köprü olarak da felsefe bölümlerinin alt dalları ola-
gerçekleştiren beyaz gömlekli görülür. Fizyoloji beynin ve sinir rak, Almanya'daki bazı ünive rsite-
insanlar gelir. Bazıları ise sisteminin fiziksel oluşumunu lerdeyse fen fakülteleri kapsa-
hayalinde, kanepedeki hastasına tanımlarken, psikoloji de bu mında kurulmuşlardır. Ancak
Orta Avrupa aksanıyla konuşarak sistemin içinde yer alan zihinsel psikolojinin kendi başına bir bilim-
psikanaliz yapan veya eğer film süreçleri ve bunların sel d isiplin olması 19. yy. sonlarını
senaryoları gerçeği yansıtıyorsa bir düşüncelerimize, fikirlerimize ve
tür zihin kontrolü gerçekleştirmek bulmuştur.
içirı entrikalar çeviren bir adam davranışlarımıza nasıl yansıdığını
Wilhelm Wundt'un 1879'da
canlandırır. inceler. Felsefe düşünceler ve Leipzig Üniversitesi'nde dünyanın
fikirlerle uğraşırken, psikoloji bizim ilk deneysel psikoloji laboratuva-
Bu klişeler ne kadar abartılı da bunlara nasıl sahip olduğumuzu ve rını kurması, psikolojinin gerçek
olsa altlarında bir gerçek yatmakta- bir bilimsel ders konusu olarak
dır. Belki de psikolojinin neleri kap- ' 'Psikolojinin uzun bir tanınmasını ve daha önceleri keş­
sadığı konusunda karışıklık yaratan
esas unsur, psikoloji şemsiyesinin geçmişi, ama kısar.ık fedilmemiş araştırma alanlarında
altına giren konuların (ve psiko- ön
ekiyle başlayan şaşırtıcı derecede bir tarihi vardır. yeni bir çığır açmasını sağlamış­
çok terimler dizisinin) devasa bir Hermann Ebbinghaus tır. Psikoloji 20. yy. boyunca geliş­
meye devam etmiş, ana dalları ve
çeşitlilikte oluşudur. Psikologların '' önemli hareketlerıyle ortaya çık­
mıştır. Tüm bilimlerde olduğu gibi
da kelımenin tek bir anlamı üze- psikolojinin tarihi de birbirini izle-
rinde anlaşamamaları da bundan yen kuramlar ve keşifler üzerine
kaynaklanıyor olabilir. Psikoloji kuruludur. Eski kuramların çoğu­
kelimesi, konunun geniş kapsamını nun çağdaş psikologlarla yakın
ilişkisi de bu yüzdendir. Bazı araş-

GİRİŞ 11

turna alanları psikolojinin ilk gün- bilimsel odaklı bu psikologların etkileşiminden nasıl şekillendiği
lerinden beri çalışma konusu araştırmaları bile yöntemlerinin
olmaya devam eder, çeşitli içgözlemsel yapıları nedeniyle sınırlı üzerine yoğunlaşmış; bu "uyarıcı­
kalmıştır: Hermann Ebbinghaus tepki" kuramı, John Watson'un
düşünce okulları tarafından farklı gibi öncüler kendi araştırmalarının
konusu haline gelerek kendilerinde çalışmaları aracılığıyla tanınmıştır.
yorumlarla açıklanırken bazıları gözlemlenebilecek temaların
ise zaman içinde öne çıkıp geri çeşitliliğini ciddi ölçüde Avrupa ve ABD'de yeni öğrenme
düşerek, ama her seferinde mut- kısıtlamışlardır. Bilimsel yöntemler kuramları ortaya çıkmaya başlamış
laka bir sonraki düşünce üzerinde kullanmalarına ve kuramlarıyla yeni ve halkın ilgisini çekmiştir.
önemli etkiler bırakmışlar ve
zaman zaman tamamen yeni keşif bir bilimin temellerini atmalarına Ancak davranışçılığın ABD'de
rağmen kendilerinden sonra gelen ortaya çıkmaya başlamasıyla aynı
ala nları doğur mu şlard ır . psikologlar onların yöntemlerini çok zamanlarda Viyana'da genç bir
öznel bulmuşlar ve daha nesnel bir nörolog o günlerde geçerli düşünce
Psikolojinin geniş sahasına ilk metodoloji arayışına girmişlerdir. biçimini altüst edecek ve çok farklı
kez yaklaşanlar için en basit yol, bir yaklaşıma esin kaynağı olacak
bizim de bu kitapta yaptığımız gibi, 1890'larda Rus fizyolog Ivan zihinsel bir kuram geliştirmeye
onun ana akımlarına kabaca krono- Pavlov, psikolojinin hem Avrupa başlamıştır. Sigmund Freud'un
lojik bir sıralama içinde göz atmak- hem de ABD'de önemli ilerlemeler laboratuvar deneylerinden çok
tır. Başka bir deyişle psikolojiye, kaydetmesine neden olacak deney- hasta gözlemlerine ve vaka tarih-
felsefi düşüncedeki köklerinden ler yürütmüştür. Hayvanların tepki çelerine dayanan psikanalitik
başlayıp davranışçılık, psikoterapi üretmeleri için şartlanabileceklerini kuramı öznel deneyim çalışmala­
ve bilişsel, sosyal ve gelişimsel rına dönüşün yolunu açmıştır.
psikolojiden geçerek farklılıklar kanıtlayarak sonraları davranışçılık Freud, anılar, çocukluktaki gelişim
psikolojisine kadar gelmektir.
olarak bilinecek yeni bir hareketin ' 'Bu durumda biz psikologlar
İki yaklaşım gelişmesine neden olacak fikri
Ortaya çıktığı ilk günlerde bile ortaya atmıştır. Davranışçılar, zihin- için ilk gerçek, düşünmenin ne
psikolojiye farklı insanlar farklı sel süreçler üzerinde nesnel olarak türde olursa olsun devam
anlamlar vermişlerdir. ABD'de
kökleri felsefeye dayandığı için çalışmanın imkansız olduğunu ettiğidir.
bilinç ve benlik gibi kavramlarla
uyraşan spekülatif ve kuramsal bir düşünmüşler, ancak davranışları William James
ölçmeyi göreceli olarak kolay bul-
yaklaşım benimsenmiştir. muşlardır. İnsan psikolojisinin içyü- ''
zünü anlama yolunda önce hayvan-
Avrupa'da kökleri bilime dayandığı larda, daha sonra da insanlarda,
için daha çok duyusal algı ve hafıza kontrollü koşullar altında yürütüle-
gibi zihinsel süreçlerin laboratuvar bilecek deneyler tasarlamışlardır.
koşullarında incelendiği bir alan Davranışçıların çalışmaları nere-
olarak bakılmıştır. Ancak daha fazla deyse sadece davranışın çevreyle

12 GİRiŞ Orijinal "konuşma tedavisi"nden
pek çok farklı biçimde mantar gibi
•••••••••••• türemiş olan psikoterapi bile biliş­
ve kişilerarası ilişkilerle ilgilenmiş sel yaklaşımdan etkilenmiştir. Freud'un devam eden etkisi
ve bilinçdışının davranışları belir- Bilişsel terapi ve bilişsel-davranış­ kendisini daha çok gelişimsel psi-
lemedeki rolünün önemine vurgu sal terapi, psikanalize alternatif koloji üzerinde hissettirmektedir.
yapmıştır. Yaşadığı dönemde fikir- olarak ortaya çıkmış ve insan yaşa­ Başlangıçta sadece çocuk gelişi­
leri büyük şok yaratmış olsa da mına özgü niteliklere odaklanan miyle ilgilenen bu alandaki çalış­
hızla ve geniş ölçüde kabul gör- hümanist psikoloji gibi hareketlerin malar yerini giderek bebeklikten
müştür. Onun "konuşma tedavisi " doğmasına yol açmıştır. Bu tera- yaşlılığa kadar yaşam boyu gerçek-
mefhumu günümüzde hala çeşitli pistler ilgilerini hastaları iyileştir­ leşen değişimleri incelemeye bıra­
psikoterapi biçimlerinde kullanıl­ mekten çok sağlıklı kişilerin daha kır. Araştırmacılar sosyal, kültürel
maya devam etmektedir. anlamlı bir yaşam sürmeleri için ve ahlaki öğrenme kuramları ve
rehberlik etmeye yöneltmişlerdir. bağ kurma biçimlerimiz hakkında
Yeni çalışma alanlan grafikler çıkarırlar, Gelişimsel psi-
Psikoloji ilk dönemlerinde kolojinin eğitim ve öğretim alanla-
20. yüzyılın ortalarında zihinsel büyük ölçüde zihin ve bireylerin rına yaptığı katkıların önemi orta-
süreçlerin bilimsel incelenişine geri davranışları üzerine odaklanmış­ dadır, ancak bir de çocukluktaki
dönüşle birlikte hem davranışçılık ken artık giderek insanın çevre- gelişimiyle ırk ve cinsiyete dair
hem de psikanaliz gözden siyle etkileşimiyle ilgilenmeye baş­
düşmüştür. Bu, kökleri algı lamıştır ki, bu da sosyal tavırlar arasındaki ilişki düşüncesi
üzerinde çalışmalar yapan Gestalt psikolojinin doğuşu anlamına gel-
psikologlarının bütüncü mektedir. Bilişsel psikoloji gibi bu üzerinde daha az görünür bir etkisi
yaklaşımlarına dayanan bilişsel da Gestalt psikologlarına, özellikle
psikoloji hareketinin başlangıcı de 1930'larda Nazi Almanya'sından olmuştur.
olmuştur. Bu psikologların eserleri ABD'ye kaçan Kurt Lewin'e çok
II. Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda şey borçludur. Sosyal psikoloji, ' '19. yüzyıl editör koltuklarının
ABD'de ortaya çıkmaya başlamış tümü de modem dünyanın şehir
ve bilişsel psikoloji 1950'1erle yaşamı ve sürekli gelişen iletişim çağı ise bizimki de psikiyatr
birlikte egemen yaklaşım haline alanıyla yakından ilgili olan tutum- kanepelerinin çaQ'ıdır.
gelmiştir. İletişim ve bilgisayar larımız ve önyargılarımız, itaat ve Marshall McLuhan
bilimi alanlarındaki hızlı büyüme uyum göstermeye eğilimimiz ve
poikologlara yararlı bir saldırganlık ya da fedakarlık ''
nedenlerimiz hakkındaki ilginç
karşılaştırma olanağı sağlamıştır. gerçekleri ortaya çıkaran araştır­
malarla birlikte, 20. yüzyılın ikinci
Bilgi işleme modelini dikkat, algı,
hafıza ve unutma, dil ve dil yarısında hız kazanmıştır.
edinimi, sorun çözme, karar verme
ve motivasyon gibi alanlarda
kuramlar geliştirmek için

kullanmışlardır.

GİRiŞ 13

Hemen hemen her psikolojik tik ve çevre faktörü" tartışması Psikologların fikirleri ve kuram-
ekol insanın eşsizliği konusuna günümüze kadar gelmiştir; evrimsel ları günlük hayatlarımızın birer par-
değinmiştir ancak bu alan 20. yüz- psikoloji yakın bir geçmişte, psikolo- çası haline gelmiştir; o kadar ki.
yılın sonlarında farklılıklar psikolo- jik özellikleri, genetik ve doğal selek- davranışsa! ve zihinsel süreçlerle
jisi içinde kendi başına bir dal siyon yasalarına konu olan doğuştan ilgili bulgularının çoğu artık kısaca
haline gelmiştir. Giderek büyüyen gelen ve biyolojik fenomenler olarak "sağduyu" olarak görülmektedir.
bu alanda çalışan psikologlar, kişi­ araştırarak bu tartışmaya katkı sağ­ Bununla birlikte psikolojide keşfedi­
lik özelliklerini ve zekayı oluşturan len bazı buluşlar içgüdüsel duygula-
çeşitli fa ktörleri tanımlama ve lamıştır. rımızı doğrular ve pek r,:oğu bizi bir
ölçme dışında normal ve anormal kez daha düşünmeye zorlarken psi-
tanımlarını ve ölçümlerini de ince- Psikoloji devasa bir alandır ve kologlar bazı buluşlarıyla da köklü ve
lemişler ve bireysel farklılıklarımı­ bulguları hepimizi ilgilendirmekte- geleneksel inançları sarsarak insan-
zın ne kadarının çevrenin bir dir. Devlette, iş dünyasında ve sana- ları sık sık şaşırtmakta ve öfkelen-
ürünü, ne kadarının genetik kalıtı­ yide, reklamcılıkta ve kitle iletişi­ dirmektedirler.
mın bir sonucu olduğuna bakmış­ minde alınan kararları şu ya da bu
biçimde etkilemektedir. Bizleri, Kısacık tarihi boyunca psikoloji
lardır. bireyler veya gruplar olarak etkiler, bize, düşünce biçimlerimizi değişti­
toplumlarımızın nasıl oldukları veya recek ve kendimizi, başka insanları
Etkili bir bilim nasıl yapılandırılabilecekleri konu- ve içinde yaşadığımız dünyayı anla-
Günümüzde psikoloji çok çeşitli s undaki tartışmalara da en az akıl mamıza yardımcı olacak pek çok
dalları ile zihinsel varlığın, insan ve hastalıklarının teşhis ve tedavisine fikir vermiştir. Derinlere kök salmış
hayvan davranışlarının tüm yaptığı kadar katkı sağlar.
spektrumunu kapsamaktadır. inançları sorgulamış , rahatsızlık
Kapsadığı konular, tıp, fizyoloji, ' 'Psikolojinin amacı, bize, en iyi
sinirbilimi, bilgisayar bilimi, eğitim yaratan gerçekleri gün yüzüne
bilimleri, sosyoloji, antropoloji ve bildiğimiz şeyler konusunda çıkarmış ve karmaşık sorulara şaşır­
hatta politika, ekonomi ve hukuku tamamen farklı fikirler tıcı açıklamalar ve çözümler bulun-
da içeren diğer pek çok disiplinle masını sağlamıştır. Üniversitelerde
örtüşecek kadar genişlemiştir. kazandırmaktır. giderek artan ilgiyle karşılanan bir
Psikoloji, belki de bilimlerin en bölüm olması sadece psikolojinin
Paul Valery modern dünyadaki geçerliliğinin
çeşitlisidir. değil aynı zamanda insan zihninin
'' gizemli dünyasını inceleyen zengin
Psikoloji, özellikle sinirbilimi ve ve çok yönlü bir konuda çalışmanın
genetik başta olmak üzere diğer sağlayacağı keyif ve uyarımın da bir
bilimlerden etkilenmeye ve onları
etkilemeye devam etmektedir. göstergesidir. •
Özellikle Francis Galton'un 1920'ler-
deki fikirlerine kadar uzanan "gene-





16 GiRiŞ

Rene Descartes'ın Abb8 Faria,Bilinçli Charles Darwin, Francis Galton,
beden ve ruhun Uykunun Nedenleri Türlerin ıçökcni Üzerine Kalıtsal Deha'da
birbirinden ayrı
Üzeıine adlı kitabında adlı kitabını yayı mlanan
olduğunu öne araştırmalarıyla
sürdüğü kitabı Ruhun hipnozu inceler. yayımlayarak tüm
Tutku/an yayımlanır. özelliklerimizin kalıtsal çevrenin genetikten
i daha önemli
i olduğunu öno sürer.
1819 olduğunu öne sürer.
1649 i
i
1859
1869

1816 1849 1861 1874

11 1 1
Johann Friedrich Herbart, S0!en Kierkegaard ' ın kitabı Beyin ve sinir cerrahı
Psikoloji için Ders Kitabı adlı Ölümcül Hastalık Umutsuzluk Pierre Paul Broca, Cari Wernicke,
kitabında dinamik aklı bilinç beynin sol ve sağ yarım beynin belli bir
varoluş çuluğun bölümündeki hasarın
ve bilinçdış ı ile anlatır. kürelerinin farklı belli becerilerin
başlangıcını belirtir. kaybına neden
fonksiyonları olduğunu olduğuna dair
keşfeder. kanıtlar bulur.

M odem psikolojide incele- soruya cevap verdiyse de zihnimi- sonraki psikoloji düşünürleri
nen konuların çoğu zin nasıl çalıştığını açıklamakta makine benzetmesini genişleterek
bugün bildiğimiz yetersiz kalmıştır. Bununla birlikte içine beyni de katmışlar ve zihnin
bilim ve teknoloji doğru sorular işleyişini beyin makinesinin
anlamıyla psikolojinin ortaya sormaya başlayabileceğimiz ve çalışması olarak tanımlamışlardır.
kuramları ilgıli verileri toplayarak
çıkmasından çok önceleri felsefi test edebileceğimiz modeller oluş­ Akılla bedenin ne dereceye
kadar ayrı oldukları bir tartışma
tartışmaların konusu olmuşlardır. turmuşlardır. konusu olmuştur. Bilim insanları
zihnin ne kadarının fiziksel faktör-
Antik Yunan'ın ilk filozofları Akılla bedeni ayırmak lerden oluştuğunu ve ne kadarının
17. yüzyıl bilimsel devriminin en da çevre ile şekillendiğini merak
çevremizdeki dünya, düşünce ve önemli figürlerinden biri filozof ve
matematikçi Rene Descarte&. etmişlerdir. İngiliz doğabilimci
davranış biçimlerimizle ilgili soru- psikolojinin gelişiminde büyük rolü
olacak ruh ve beden ayrımının Charles Darwin'in evrim kuramı
lara cevaplar aramışlardır. O anahatlarını çizmiştir. Descartes, ile başlayan "genetik ve çevresel
tüm insanların ikici! bir varoluşu faktör" tartışması Francis Gaitan
zamandan bu yana bilinç ve benlik, olduğunu, makine benzeri bir tarafından devralınmış, berabe-
bedenle maddesel olmayan, rinde ozgür irade, kişilik, gelişim
ruh ve beden, bilgi ve algının yanı düşünen bir akıl ya da ruhtan ve öğrenme gibi konuları da gün-
oluştuğunu öne sürmüştür. deme getirmiştir. Bu alanlar felsefi
sıra toplumu nasıl şekillendireceği­ Aralarında Johann Friedrich sorgulama ile tam olarak açıklana­
Herbart'ın da bulunduğu daha mamıştır ve bilimsel çalışmalar
miz ve nasıl "iyi bir hayat" yaşaya­ için yeterince olgunlaşmışlardır.
Bu arada zihnin gizemli yapısı
bileceğimiz üzerine sorularla boğu­

şup duruyoruz.

Felsefeden türemiş çok çeşitli

bilim dalları, 16. yüzyıldan itibaren

hız kazanarak 18. yüzyıl Akıl

Çağı'nı getiren "bilimsel devrim"

olarak patlak vermişlerdir. Bilimsel

bilgilerdeki bu gelişmeler, içinde

yaşadığımız dünya ile ilgili pek çok

FELSEFIKÖKENLER 17

Wilhelm Wundt, Hermann Ebbinghaus, G. Stanley Hail, "Psikolojinin Babası"
Hafıza Üzerine adlı Amorican Journal of William James,
Almanya'nın Psycho/ogy'nin ilk
kitabında anlamsız Psikoloıinin İlkeleri'ni
Leipzig kentinde ilk sayısını yayımlar.
deneysel psikoloji heceleri öğrenme yayımlar.
deneylerini detaylandırır. i
laboratuvarını i
i 1887
kurar. 1890
1885
i

1879

1883 1877 1889 1895

1 1 1 1

Emil Kraepelin, Jean-Martin Charcot, Pierre Janel, Alfred Binet, ilk
Psikiyatri Ders Kitabı'nı Sinir Sistemi Hastalıkları isterinin kişiliğin psikodiyagnostik
Ozerine Dersler' i yazar. laboratuvarını açar.
yayımlar. ayrılması ve
bölünmesini
içerd iğ i ni öne

sürer.

hipnozun keşfedilmesiyle popüler- şekillerde gelişmiştir: Almanya' da temlerine benzer bilimsel bir meto-
leşmiş ve daha ciddi bilim insanı­ Wundt, Hermann Ebbinghaus ve dolojinin zihin çalışmaları için de
nın, akıl dünyasının görünürdeki kuruluşuna sahne olmuştur. İlk kez
bilinçli düşünceden daha fazlası Emil Kraepelin gibi psikologlar algı, bilinç, hafıza, öğrenme ve
olduğunu düşünülmesine neden konuya katı bir bilimsel ve deneysel zekayla ilgili sorulara da bilimsel
olmuştur. Bu bilim insanları yaklaşım benimserlerken ABD'de yöntem uygulanmaya başlanmış,
"bilinçdışı"nın yapısını ve gözlem ve deney uygulamaları
düşünce davranışlarımız üzerin- William James ve Harvard'daki sayesinde yeni kuramlar ortaya
deki etkisini incelemek üzere işe takipçileri daha kuramsal ve felsefi
bir yaklaşım izlemişlerdir. Bu atılmıştır.
koyulmuşlardır. alanların dışında Paris'te, isteri
hastalarının tedavisinde hipnoz Her ne kadar bu düşünceler
Psikolojinin doğufu yöntemini kullanan nörolog Jean- araştırmacı tarafından zihnin
İşte modern psikoloji bilimi bu Martin Charcot'nun eserleri iç-gözleme dönük yönelik çalışma­
a ltyapı üzerine doğmuştur. Wilhelm çevresinde de başka bir ekol lardan ya da çalışmalarında kullan-
Wundt, 1879'da ilk deneysel gelişmeye başlamıştır. Bu ekol, dıkları öznelerin hayli sübjektif
ps ikoloji laboratuvarını Almanya'da bilinçdışı üzerine düşünceleri kayıtlarından çıkıyor olsa da, yüzyı­
Leipzig Üniversitesi 'ndc kurmuştur. Sigmund Freud'un psikanalitik lın sonunda gelecek nesil psikolog-
Bu arada ABD'de ve Avrupa'nın her kuramlarının habercisi olan PiP.rrP. ların zihin üzerinde tam anlamıyla
yerindeki üniversitelerde psikoloji Janet gibi psikologları kendisine nesnel çalışmalar yapabilmeleri ve
bölümleri açılmaya başlanmıştır. akıl hastalıklarının tedavisinde
Tıpkı felsefenin belirli bölgesel çekmiştir. kendi yeni kuramlarını uygulayabil-
özelliklere sahip olması gibi meleıi için temeller atılmıştır. •
psikoloji de farklı merkezlerde farklı 19. yüzyılın son yirmi yılı , genç
psikolojı biliminin hızlı yükselişi­
nin yanı sıra fizyoloji ve diğer
bilimlerin bedeni araştırma yön-

18

DYAÖPRITSıK~~'İ.' Ş.İ.L., İK.

GALEN (Mö v. 129-201)

KISACA Her şey dört temel elementin R omalı filozof ve hekim
bileşiminden doğar: toprak, Claudius Galen antik
YAKLAŞIM hava, ateş ve su. Yunan'ın insan bedeninin
işleyişini açıklayan suyukçuluk
Suyukçuluk Bu elementlerin nitelikleri kuramına dayanan bir kişilik tipleri
bedenimizin işlevlerini kavramı formüle etmiştir.
ÖNCE
MÖ 400 civan Yunanlı hekim etkileyen dört ruh halinde Suyukçuluğun kökleri, dört
Hipokrat beden salgılannın karşılık bulur (salgılar). temel elementin farklı niteliklerinin
dört elementin tüm nitelikleri- - toprak (soğuk ve kuru), hava
nin yansıttığını söyler. --v (sıcak ve ıslak), ateş (sıcak ve kuru)
ve su (soğuk ve ıslak)- bilinen tüm
MÖ 325 civan Yunanlı fllozof Bu ruh halleri aynı zamanda nesnelerin varlığını açıklayabilece­
Aristoteles dört m utluluk duygularımızı ve ğini öne süren Empedokles'e (MÖ
kaynağıru b elitler: t e nsel 495-435 civarı) kadar uzanır.
(hedone), maddesel (propraie- davranışlarımızı -"kişilik "Tıbbın Babası" Hipokrat (MÖ 460-
tari), etik (ethikos) ve mantık­ 370) bedenin dört salgısına bu ele-
sal (dialogike). yapımızı"- da etkiler. mentlerin niteliklerini atfederek bir
model geliştirmiştir. Bu salgılara
SONRA --v "humour" (ruh hali) adı verilmiştir
1543 Anatomi uzmanı Andre - (Latince beden salgısı arilamına
as Vesalius İtalya'da İnsan Be- Kişilikle ilgili sorunlara ruh gelen umor'dan türeme).
deninin Yapısı Üzerine adlı ese- hallerimizdeld orantısızlık
rini yayınlar. Bu kitap Galen'in 200 yıl sonra, Galen suyukçuluk
hatalanru göstermekte ve onu neden olur. kuramını bir kişilik kuramı olarak
genişletir; bedendeki salgılarla
sapkınlıkla suçlamaktadır. ~ duygusal ve davranışsa! eğilimler
- veya "kişilik yapıları"- arasında
1879 Wilhelm Wundt kişilik Bu nedenle bir doktor ruh doğrudan bir bağlantı olduğunu
yapılarının iki eksen boyunca hallerimizdeld dengeyi
farklı oranlarda geliştiklerini sağlayarak duygusal ve düşünmüştür.
söyleı. Bu eksenler: "değişebi­
lirlik" ve "duygusall.ık"tu. davraruşsal sorunlarımızı Galen'in dört kişilik yapısı -
iyileştirebilir. iyimser, soğukkanlı, sinirli ve
1947 Hans Eysenck Kişiliğin melankolik- bedendeki salgıların
dengesini temel almaktadıL
Boyutları adlı kitabında
Eğer bu salgılardan biri fazlala-
kişiliğin iki boyuta dayandığı­ şırsa ona karşılık gelen kişilik
nı öne sürer.

FELSEFIKÖKENLER 19

Aynca bkz. Rene Descartes 20- 21 • Gordon Allport 306-13 • Hans J. Eysenck
316-21 • Walter Mischel 326-27

Melankolik: üzgün, Soğukkanlı: yavaş, sessiz, utangaç,
korkulu, elemli, şiire ve akılcı ve tutarlı

sanata yatkın.

Asabi: ateşli,
enerjik ve tutkulu

Beden - İyimser: sıcak kalpli, Galan
neşeli, iyimser ve güvenli
salgılarında Claudius Galenus, ya da daha
orantısızlık çok bilinen adıyla '"Bergamalı
kişilik Galen" (Türkiye'de bir kent) Ro-
yapılarının malı bir hekim, cenah ve filo-
zoftur. Babası, Aelius Nicon
yanı sıra belli Yunanlı, varlıklı bir mimardır
ve oğluna iyi bir eğitimle birlik-
hastalıklara eğilimli te dünyayı g e zme imkiinl.a.n da
sağlamıştır. Galen Roma'ya
olmayı da belirler. yerleşmiş ve aralarında Marcus
Aurelius'un da bulunduğu im-
yapısı da egemen olmaya başlar. davranıyorsa et yemeyi azaltmalı ve paratorlara hekim başı olarak
İyimser bir insanın kanı (Latince fazla kanı akıtmak için damarlarına hizmet vermiştir. Profesyonel
sanguis) fazladır ve sıcak kalpli, küçük kesikler yapılmalıdır. gladyatörleri tedavi ederken
neşeli, iyimser ve güvenlidir ama travma tedavisi hakkında bilgi
bencil olabilir. Soğukkanlı birinin Galen'in doktrinleri Rönesans sahibi olmuş ve tıp üzerine
balgamı (Yunanca phlegmatik6s) boyunca, daha iyi araştırmalar 500'den fazla kitap yazmıştır.
boldur ve sessiz, kibar, serinkanlı, ışığında daha iyi kuramların ortaya Öğrenmenin en iyi yolunun
a kılcı ve tutarlıdır ama yavaş ve çıktığı zamana kadar tıp dünyasına hayvanları kesip Üzerlerinde
utangaç olabilir. Sinirli birinin saf- egemen olmuştur. 1543'te İtalya'da çalışmak ve anatomi çalışmak
rası (Yunanca kh6Je) safrası boldur hekimlik yapan Andreas Vesalius olduğuna inarıır. Galen pek çok
ve kişiliği ise ateşlidir; aşırı öd (1514-1564) Galen'in anatomi iç organın işlevini keşfetmiş ve
salgısından muzdariptir. Son olarak tanımlarında 200'den fazla hata hatalar da yapmıştır çünkü
melankolik birinin (Yunanca melas bulmuştur. Gale n'in tıbbi fikirleri o (maymunlar ve domuzlar gibi)
kh6le) kara safra salgısının fazlalı­ gün için gözden düşse de daha hayvan bedenlerinin insanla-
ğından muzdariptir, çoğunlukla sonraları 20. yy. psikologlarına esin
üzüntü ve korkuların eşlik ettiği kaynağı olacaktır. 1947'de Hans rınkiyle tıpatıp aynı olduğunu
şiirsel ve sanatsal yönü ağır basar. Eysenck kişilik yapısının biyolojik
temelli olduğu sonucuna varmış ve farz etmiştir. Ölüm tarihi tartış­
Ruh hallerinde orantısızlık antik kişilik yapısı tanımlamalarını malı olsa da öldüğünde en az
Galen'e göre bazı insanlar doğuştan yansıtan iki kişilik özelliği tanımla­ 70 yaşında olduğu kesindir.
belirli kişilik yapılarına mıştır - nevrotiklik ve dışadönük­
eğilimlidirler. Bununla birlikte MS 190 elvan Kişilik Yapıları
kişilik yapısıyla ilgili sorunlar beden lük. MS 190 elvan Doğal
Suyukçuluk artık psikolojinin bir Yetenekler
sa lgılarının orantısızlığına bağlı MS 190 civan Bilimin Doğası
parçası olmasa da Galen'in fiziksel Üzerine Üç Tez
olduğundan Galen bunların diyet ve ve zihinsel hastalıkların bağlantılı
egzersizle iyileştirilebileceğini iddia olduğuyla ilgili fikri modern terapi-
eder. Bazı aşırı vakalarda tedavi lerin temelini oluşturmuştur. •
lavman ve kan almayı da içerebilir.
Örneğin kanı fazla olan biri bencilce

- - ------ - - - --

20

BU MAKİNENİN
AKiLLi BİR RUHU
VAR

RENE DESCARTES (1596-1650)

KISACA A kıl ve bedenin birbirinden "ruh" beynin epifiz bezinde yer alır
ayrı ve farklı oldukları ve düşünme işlevini yerine getirir,
YAKLAŞIM fikrinin kökeni Platon ve beden ise "hayvani ruhlar" veya
Akıl/beden ikiliği antik Yunan'a kadar gider ancak sinir sistemin içinde akan sıvılarla
akıl-heden ilişkisini ayrıntılı olarak hareket eden bir makinedir. Bu
ÖNCE ilk tanımlayan 17. yüzyıl filozofu düşünce biçimi 2. yüzyılda, bunu
MÖ 4 . ~yıl Yunanlı filozof Rene Descartes olmuştur. kendi kuramına iliştiren Galen
Platon bedenin maddi Descartes ilk felsefe kitabı De
dünyadan ruhun ya da aklına Homine'yi ("İnsan"} 1633'te yazmış, tarafından popülerleşLirilmiştir
ise ideaların ölümsüz akıl ve bedenin ikiliğini bu kitapta
evreninden geldiğini iddia anlatmıştır. Descartes'a göre ancak kuramı ilk kez ayrıntılı
eder. maddesel olmayan zihin ya da biçimde anlatan ve akıl ve bedenin
ayrılığını vurgulayan Descartes
MÖ 4. ~yıl Yunanlı filozof olmuştur. Fransız filozof Marin
Aristoteles ruh ve bedenin
ayrılamayacağını ruhun,
bedenin gerçekliği olduğunu
söyler.

SONRA
1710 İrlandalı-İngiliz filozof
George Berkeley, İnsan
Bilgisinin İlkeleri Üzerine adlı
eserinde bedenin sadece
zihnin bir algısı olduğunu
iddia eder.

1904 William James Bilinç
Gerçekten Var mı? adlı
kitabında bilincin ayn bir
varlık olmadığını ama belirli
deneyimlerin bir fonksiyonu
olduğunu ileri sürer.

FELSEFIKÖKENLER 21

Ayrıca bkz. Galen 18- 19 • William James 38 45 • Sigmund Frcud 92- 99

Mersenne'e yazdığı bir mektupta ' 'Akıl ve beden arasında çok Ren6 Descartes
Descartes epifiz bezinin büyük bir farklılık vardır.
"düşüncenin oturduğu yer" Rene Descartes Fransa'nın (günümüzde Descar-
olduğunu ve bu yüzden de ruhun tes olarak bilinen) La Haye in To-
yuvası olması gerektiğini çünkü '' uraine kentinde doğmuştur. Do-
"ikisinin birbirinden ğumundan birkaç gün sonra
Akıl için bir benzetme ölen annesinden verem kapmış
ayrılamayacaklarını" anlatmıştır . Descartes'ın ilham kaynağı ve hayatı boyunca zayıf bünyeli
bahçelere ve süslü havuzlara su biıi olarak yaşamıştır. Sekiz ya-
Descartes'a göre bu önemlidir sağlayan hidrolik sistemleriyle şından itibaren Anjou'da La
çünkü aksi takdirde ruh bedenin Fransa'daki Versailles Bahçeleri'dir. Fleche'deki Cizvit okulunda eği­
herhangi somut bir parçası ile Kasları ve sinirleri çalıştıran tim almaya başlamış ve orada
bağlantı kuramaz ancak ruhani bir bedenin ruhlarını suyun gücüne sağlıksız bünyesine bağlı olarak
g üce bağlanabilir. benzetir ve "tüm parçaların bu sabah saatlerini yatakta,-felse-
şekilde hareket edebildiğini" söyler. fe, bilim ve matematik hakkın­
Descartes akıl ile bedenin Havuzlar bir havuzcu tarafından da- "sistematik meditasyon"lar
bedenin içinde dolaştığına inanılan kontrol edilmektedir ve Descartes yaparak geçirme alışkanlığını e-
hayvani ruhların farkındalığı burada akıl için bir benzetme dinmiştir. 1612'den 1628'e kadar
yapar: "Bu makinede akıllı bir ruh seyahat etmiş ve yazmıştır.
a racılığıyla iletişim kurduklarına var; esas olarak beyinde yer alıyor 1649'da İsveç Kraliçesi
ve orada aynen makinenin tüm Christina'ya öğretmenlik yap-
tasavvur etmiştir. Epifiz bezinde yer borularının uzandığı su rezervinde ması için davet edilmiş ancak
a lan akıl ya da ruh beynin durması gereken havuzcu gibi her kraliçenin sabah erken saatler-
derinliklerine yerleşmiştir ve bazen istediğinde hareketi başlatıyor, de ders yapmayı isteği sert ik-
hareket eden ruhların farkına durduruyor veya değiştiriyor". lim koşullarıyla birleşince sağlı­
varmakta ve bu da bilinçli algıya ğı daha da bozulmuş ve 11
neden olmaktadır. Beden aklı bu Filozoflar Mla akılla beynin bir Şubat 1650'de ölmüştür. Resmi
şekilde etkiler. Benzer biçimde şekilde farklı varlıklar olup ölüm nedeni zatürreedir ancak
akılda hayvani ruhları bedenin belli bazı tarihçiler Protestan olan
bır bölgesine gönderip hareketlerini olmadıklarını ta rtışadursunlar çoğu Christina'nın Katolikliğe dön-
başlatarak bedeni etkileyebilir. mesini engellemek için zehirlen-
psikolog aklı beynin işleyişi ile eşit
Descartes epifiz bezinin, beyinde. i- tutmaktadır. Ancak pratikte akıl diğine inanmaktadırlar.
ki gözün ve iki kulağın görüntülerini ve sağlığı ile fiziksel sağlık arasındaki
seslerini tek bir izlenimde birleştirebi­ ayrım biraz karmaşıktır: Zihinsel Önemli eHrlerl
lecek şekilde ideal bir korumda yer alan stresin fiziksel hastalıklara neden
tek bir organ olduğunu gösterir. olduğu veya kimyasal 1637 Yöntem Üzerine Konuş­
dengesizliklerin beyni etkilediği malar
söylendiğinde ikisi arasında yakın 1662 De Homine (1633'te
bir ilişki kurulmuş olur. •
yazılmıştır)

1647 İnsan Vücudunun Tanımı
1649 Ruhun İhtirasları

22

UYU!

ABBE FARIA (1756-1819)

Akademik Kitap Kulübü

KISACA T edavi amaçlı trans uygulama- nun bir tedavi yöntemi olarak kulla-
sı yeni bir yöntem değildir. nılması Alman doktor Franz
YAKLAŞIM Aralarında Mısır ve Mesmer'in yöntemi 18. yüzyılda yeni-
YunanWann da bulunduğu pek çok den gündeme getirmesine kadar terk
Hipnoz antik kültürde insanlar hastalarını, ö- edilmiştir. Mesmer'in yöntemi mık­
zel olarak eğitilmiş rahipler tarafın­ natıs ve telkinle bedenin doğal veya
ÖNCE dan uykuya benzer bir duruma getiri- "hayvani" manyetizmasını manipüle
1027 Pers filozof ve hekim İbn lerek tedavi olmaları için "uyku etmeyi içeriyordu. Bazı insanlar
Sina Şifa Kitabı'nda trnnslar tapınakları"na götürmekte hiçbir ga- "manyetize" ya da "hipnotize" edil-
hak.kında yazar. riplik görmezlerdi. 1027'de Persli he- dikten sonra kasılma durumuna giri-
kim İbn Sina trans durumunun tüm yorlar, ancak bunun sonrasında daha
1779 Alman doktor Franz özelliklerini belgelemiştir ancak bu- iyi hissettiklerini iddia ediyorlardı.
Mesmer, Hayvan
Manyetizmasının Keşfi Üzerine Bu durumda kişi
Bir Rapor adlı kitabını telkin gücüne

yayımladı. yatkın hale gelir.

SONRA
1843 İskoç cenah James
Braid, Neurypno/ogy adlı
kitabında "nöro-hipnoz"
terimini ilk kez kullandı.

1880'ler Fransız psikolog
Emile Coue, plasebo etkisini
keşfederek Telkin Usulü ile
Kendine Hakim Olma adlı

kitabını yayımlar.

1880'ler Sigmund Fıeud,
hipnozu ve hipnozun bilinçsiz
semptomları kontrol etmedeki
etkisin i inceler.

FELSEFIKÖKENLER 23

Ayrıca bkz. Jean-Martin Charcot 30 • Sigmund Freud 92-99 • Cari Jung 102- 07 • Milton Erickson 336

Birkaç yıl sonra Portekiz-Goalı bir hypnos ve durum anlamına gelen ' 'Manyetizmacı hiçbir şey
keşiş olan Abbe Faria, Mesmer'in e- osis'in birleşmesinden oluşan hipnoz
serleri üzerinde çalışmış ve mıknatıs­ terimi, ilk kez 1843'te İskoç cerrah Ja- yapmaz; her şey kişinin ve
ların bu işlemin hayati birer parçası mes Braid tarafından kullanılmıştır. onun hayal gücünde yer
olduğunu düşünmenin "tamamen Braid hipnozun bir uyku türü olmayıp alanlar sayesinde gerçekleşir.
saçma" olduğu sonucuna varmıştır. tek bir düşünce üzerinde yoğunlaşma
Ona göre gerçek çok daha ilginçtir: ve böylece telkine açık hale gelme ol- AbbeFaria
Transa ya da hipnoz uykusuna geç- duğu sonucuna varmıştır. Ölümünden
me gücü tamamen bireyin kendisiyle sonra hipnoza olan ilgi azalmış ancak ''
ilgilidir, başka hiçbir özel güce gerek
yoktur çünkü tüm fenomen sadece Franz Mesmer transı, sıklıkla mideye
telkin gücüne bağlıdır.
mıknatıs uygulamaları aracılığıylo
Bilinçli uyku
başlatırdı. Bunların bedenin "hayvani"
Farta bu işlemde kendini, karşısındald manyetizmasını yeniden uyumlu
kişiyi doğru zihin durumuna geçiren duruma getirdiğine inanılırdı.
bir "yoğunlaştırıcı" olarak düşünmek­
tedir. Bilinçli Uykunun Nedenleri Fransız nörolog Jean-Martin
Üzerine adlı kitabında yöntemini şöyle Charcot'nun hipnotizmayı travmatik
anlatmaktadır: "Doğru eğilime sahip isterinin tedavisinde sistematik ola-
kişileri seçtikten sonra onlardan bir rak kullanmaya başlamasıyla yeniden
koltukta gevşemelerini, gözlerini ka- gündeme taşınmıştır. Böylece hipnoz,
patmalarını, yoğunlaşmalarını ve u- hipnotik benliğin arkasındald itkileri
yumayı düşünmelerini isterim. Onlar sorgulayan ve bilinçdışının gücünü
sessizce daha sonraki talimatları bek- keşfeden Josef Breuer ve Sigmund
lerken ben kibarca veya amirane bi- Freud 'un ilgi alarıına girmiştir. •
çimde 'Dermez!' yani 'Uyuyun' derim
ve bilinçli uykuya geçerler."

Faria'nın bilinçli uykusundan türe-
yen ve Yunanca uyku anlamına gelen

Abb6Faria Portekiz Goa'sında doğan Jose Abbe kadar çabuk değiştirebildiğini me-
Facia Cust6dio de Facia, varlıklı bir rak etti. Fransa'ya giderek Fransız
mirasyedi kadının oğludur, ancak İhtilali'nde önemli bir rol üstlendi
annesiyle babası o 15 yaşındayken ve hapse girdiğinde kendine telkin
ayrılmıştır. Portekiz Sarayı ile iyi iliş­ tekniklerini ilerletti. Farta daha
kileri bulunan Abbe (Abbot) Farta ve sonra felsefe profesörü olmuş, an·
cak "bilinçli uyku" seansları yaptı·
babası Portekiz'e giderek rahip ol· ğı tiyatro gösterileri ününü zedele-
mak için eğitim almışlardır. Bir kere- mişti. 1819'da felç sonucu
sinde genç Farta kraliçe tarafından öldüğünde Patis, Montmartre'da i-
kendi özel şapelinde vaaz vermesi i· simsiz bir mezara gömüldü.
çin davet aldı. Ayin sırasında paniğe
kapıldı ama babatiı kulağına şöyle fı­ OnemU . . .ıteri
sıldadı: "Onların hepsi samandan a-
damlar - kes samanları!" Korkusu 1819 Bilinçli Uykunun Nedenleri
geçti ve vaazına akıcı biçimde de· Üzerine
vam etti; daha sonra bu kadar basit
bir cümlenin ruh durumunu nasıl bu

24

KAVRAMLAR BİRBİRİNE

DİRENiNCE GÜÇ HALİNE

GELİR

JOHANN FRIEDRICH HERBART (1776-1841)

KISACA Deneyimler ve algılar
bir araya gelerek
YAKLAŞIM
Yapısalcılık düşünceleri oluştururlar.

ÖNCE Benzer düşünceler bir Benzer olmayan dfltünceler
1704 Alman filozof Gottfried arada bulunur veya birbirlerine direnir ve
Leibniz, İnsan Anlayışı Üzerine
adlı kitabında peLites birleşirler. çatqan güçler haline gellder.
perceptions (bilinçsiz algılar)
kavramını ele alır. Bi r düşüncenin

1869 Alman filozof Eduard von diğerine tercih edilmesi " " '
Hartmann geniş kitlelere
~. _ _ . _ .. . . .g•e•r•e•k•i·r·. . . . . . . . . .. I
ulaşan kitabı Bilinçdışının
Tercih edilen düşünce Tercih edilmeyen düşünce
Felsefesi'ni yayımlar. bilinçte kalır. bilinci terk eder ve bilinçdışı bir

SONRA düşünce haline gelir.
1895 Sigmund Freud ve Josef
Breuer İsteri Üzerine J ohann Herbart zihnin nasıl şünceleri ayırmak ve saklamak için
çalıştığını -özelde düşünceler bir sistemi olması gerektiğini söyle-
Çalışmalar kitabını ve kavramları nasıl yonettiği­ yerek cevaplamıştır. Onun açıklığa
ni- araştırmak isteyen bir Alman fi- kavuşturmak istediği bir diğer ko-
yayımlayarak psikanaliz ve nuysa, düşünceler sonsuza kadar var
lozoftur. Her birimizin yaşamı bo- oldukları halde (Herbart onların yok
bilinçdışı kuramlarını yunca aklından çok sayıda düşünce olmayacağını düşünüyordu) bunlar-
açıklarlar. geçtiğini düşünürsek nasıl oluyor da dan bazılarının bilinçli farkındalığı­
kafamız giderek daha fazla karışmı­ mızın ötesinde var olmalarıydı. 18.
1912 Cari Jung, Bilinçdışının yor? Herbart bu soruyu zihnin, dü-
Psikolojisi adlı kitabını yazar ve
tüm insanların kültürlerine
göre kolektif bir bilinçdışına
sahip olduklanru öne sürer.

FELSEFİKÖKENLER 25

Ayrıca bkz. Wilhclm Wundt 32- 37 • Sigmund Freud 92-99 • Carı Jung
102- 07 • Anna Freud 111 • Leon Festinger 166- 67

Herbart'a göre düşünceler ve Rahatça Johann Herbart, Almanya,
duyguların enerjileri vardır; benzer ya bir arada Oidenburg'da doğmuştur. 12
da benzemez düşünceleri mıknatıslar varolamayarı iki
gibi çekmek ya da itmek için birbirleriyle düşünce birbirini yaşına kadar evde annesi
etkileşim içindedirler. tarafından eğitilmiş, daha
iter.
~ sonra yerel bir okula gitmiş ve
... ve bunlardarı Jena Üniversitesi'nde felsefe
Birbirleriyle ~ biri bilinçten bile eğitimi almıştır. Göttingen
Üniversitesi'nde doktora yapıp
çelişmeyen itilebilir. felsefe dersleri vermeye
düşünceler başlamasından önce üç yıl

beraberce çekilir boyunca özel dersler vermiştir.
ve bilinç düzeyinde 1806'da Napolyon, Prusya'yı
bozguna uğratmış, 1809'da da
birlikte Herbart'a Prusya kralı ve
varolabilirler. maiyetinin sürgünde
bulunduğu Königsberg'de
yy. Alman filozofu Gottfried Leibnitz leşirler. Ancak eğer iki düşünce Immanuel Kant'ın koltuğu /
farkındalığın ötesinde de düşünceler benzer değilse, bir araya gelmeden önerilmiştir. Bu aristokratik
bulunduğunu ilk keşfeden kişidir ve var olmaya devam edebilirler. Bu da
onlara küçük algılar adını vermiştir. zaman içinde zayıflamalarına ne- çevrelerde dolaşırken yarı
Bunlara örnek olarak da sıklıkla bir yaşında bir İngiliz olan Mary
şeyleri - bir sahnedeki bir detay gibi- den olur, bu yüzden de "bilinç Drake ile evlenmiştir. 1833'te
algıladığımızı o anda fark etmeme- eşiği"nin altına doğru itilirler. İki Prusya hükümeti ile ters
m ize rağmen arıımsayabilmemizi düşünce doğrudan birbirleriyle çeli- düşmesini takiben Göttingen
göstermiştir. Bu, bazı şeyleri algıla­ şirlerse "direnç oluşur" ve kavram- Üniversitesi'ne geri dönmüş ve
dığımız ve farkında olmadan bunları lar birbirlerine direnince güç haline 65 yaşında bir felç sonucu
gelirler". Birbirlerini iterlerken çıkan ölene dek orada felsefe
hafızamızda saklaclığımız anlamına enerji bir tanesini bilincin ötesine, profesörü olarak kalmıştır.
Herbart'ın "eğilim durumu" dediği
gelmektedir. bizim de "bilinçdışı" diye bildiği­ Önemli eserler
miz yere iter.
Dinamik fikirler 1808 Genel Pratik Felsefe
Herbart'a göre düşünceler, duyular- Herbart bilinçdışını zayıf ya da 1816 Psikoloji Ders Notları
dan gelen bilgilerin birleştiği gibi karşıt düşünceler içirı bir depolama 1824 Bilim Olarak Psikoloji
oluşur. Onun düşünceler için kul- yeri olarak görür. Belirgin bir eşikle
landığı terim - Vorsfellung- düşün­ birbirinden ayrılan iki parçalı bir bi-
celeri, zihinsel imgeleri ve hatta linç varsayarak sağlıklı bir zihinde
d uygusal durumları da kapsamak- düşüncelerin yönetimi içirı yapısal
tadır. Tüm bunlar zihnin içeriğini bir çözüm getirmeye çalışmaktadır.
oluşturmaktadırlar ve Herbart onla- Ancak Sigmund Freud bilinçdışını
rı statik değil dinamik unsurlar ola- çok daha karmaşık ve açıklayıcı bir
rak görür. ÜnA görn düşünceler bir- mekanizma olarak görür. Freud,
birlerini çekebilir, diğer düşünceler Herbart'ın kavramlarını kendi bi-
ve duygularla birleşebilir ya da linçdışı kuramlarıyla birleştirerek 20.
mıknatıs gibi birbirlerini itebilirler. yüzyılın en önemli tedavi yaklaşımı
Renk ve ton gibi benzer unsurlar olan psikanalizin temellerini oluş­
birbirlerini çekerler ve daha karma-
şık bir düşünce oluşturmak için bir- turmuştur. •

26

GERÇEKTE
KİMSEN OOL

SBREN KIERKEGAARD (1813-1855)

KISACA E n temel soru olan "Ben ki- yaşamaya değmediğine" inanır. Kier-
mim?" Antik Yunan'dan beri kegaard, Ölümcül Hastalık
YAKLAŞIM üzerinde düşünülmüş bir so- Umutsuzluk'ta (1849), depresyondan
rudur. Sokrates (MÖ 470-399) felsefe- değil kendine yabancılaşmadan kay-
VarolWJçuluk nin esas amacının kendini tanıyıp naklandığına inandığl "umutsuzluk"
anlayarak mutluluğu artırmak oldu- sorununu anlamak için kendi-kendi-
ÖNCE ğuna, "sorgulanmamış bir hayatın ne-analizi bir araç olarak önerir.
MÖ 5. yy. Sokrates mutluluğa
giden yolun "benliğini keşfet­ Olduğumdan başka biri olmak istiyorum:
mek"te n geçtiğini belirtir. Başka bir benliğe sahip olmak.

SONRA Böyle ce kendimi farklı biri yapmaya çalışıyorum .
1879 Wilhelm Wundt, kendi
kendine analizi psikolojik araş­ Başaramıyorum ve Başarıyorum ve gerç ek
tırmalar için bir yaklaşım ola- başaramadığım için kendimden benliğimi terk ediyorum.
rak kullanır.
nefret ediyorum.
1913 John B. Watson, "içe ba-
kış, yöntemlerinin esasını o- Her iki durumda da gerçek benliğimden umutsuzluğa kapılıyorum.
luşturmuyor" diyerek psikoloji-
de kendi kendine analizi Umutsuzluktan kaçmak için gerçek benliğimi kabul etmeliyim.
tahtından indirir.

1951 Car! Rogers, Müşteri O-
daklı Teıapi'yi ve 1961'de de
Birey Olmak Üzerine adlı kitap-

larını yayımlar.

1960 R.D.Laing'in Bôlünmüş
Benlik adlı kitabı "deliliği" ye-
niden tanımlayarak iç çelişki­
lere terapi olarak varoluşsal a-
nalizi önerir.

1996 Rollo May, Kaygının Anla-

mı adlı kitabını Kierkegaard'ın

Kaygı Kavramı kitabına dayan-

dırır.

FELSEFiKÖKENLER 27

Ayrıca bkz. Wilhelm Wundt 32- 37 • William James 38-45 • Carı Rogers 130- 37 • Rollo May 141 • R.D. Laing 150- 51

Kierkegaard umutsuzluğun pek Napolyon'un onu ögrenci olarak tasvir arzusunda hem de ona ulaşmasında
çok derecesini tanımlar. En sık görü- eden bu resimde de görüldüğü gibi, güce kendi benliğinden "kurtulınuş olma-
len ve en aşağı derecede olanı bilgi- olan aşın hırsı onu gerçek benliğini ve yı" istemektedir. Kendi benliğini bu
sızlikten kaynaklanır: Kişinin "benli- fazlasıyla insani sınırlamalarını kaybet· şekilde inkfil acı vericidir: Kişi ken-
ğ in" ne olduğu hakkında yanlış bir meye ve sonunda umutsuzluğa götürür. dini dışlamak istediğinde ortaya çı­
düşüncesi vardır ve potansiyel benli- kan umutsuzluk bunaltıcıdır. Kişi
!'.) inin varlığından veya yapısından şiddetle farkında olmaktan kaynak- "kendine sahip değilken kendisi de-
habersizdir. Bu tür bir bilgisizlik larur ve kendi benliğinden ciddi şe­
mutluluk hissine yakındır ve o kadar kilde hoşnutsuz olmak da buna eşlik ğildir".
mantıksızdır ki, Kierkegaard bunun eder. Bir şeyler yanlış gittiğinde, me-
u mutsuzluk sayılabileceğinden bile sela doktorluk sınavını geçemediğin­ Ancak Kierkegaard bir çözüm ö-
emin değildir. O. gerçek umutsuzlu- de kişi, kaybolan bir şey için umut- nerir. Kişinin başka biri olmayı iste-
(Jun . kendi benliğiyle ilgili farkındalı­ suzluğa kapılmış gibi görünür. mek yerine. gerçek benliğini bulma
ğın artmasıyla ortaya çıktığını öne Ancak Kierkegaard'a göre. duruma cesaretini göstererek huzuru ve iç
' sürmektedir ve bu daha derin düzey- daha yakından bakıldığında kişinin uyumu bulabileceği sonucuna varır.
deki umutsuzluk, kendi benliğinin olan olaydan de!'.Jil (sınavda başarısız "Gerçekten olduğun kimseyi olmak
olına) kendisinden umutsuzluk duy- istemek. aslında umutsuzlu(Jun zıd­
du(Ju açıkça görülebilir. Bir amaca u- dıdır" der. Gerçek benli(Jimizi inkar
laşmayı başaramayan benlik taham- etmeye son verdiğimizde ve gerçek
mül edilmez hale geHr. Kişi farklı bir doğamızın üzerindeki örtüyü kaldı­
benlik olmak istemektedir (doktor) a- rıp onu kabullenmemiz durumunda
ma şimdi başarısız olınuş bir benlik- umutsuzluğun yok olacağına inanır.
le umutsuzluk içinde kalakalmıştır.
Kierkegaard'ın bireysel sorumlu-
Kendi benliğini terk etmek luk ve kişirıin yaşamdaki özü ve ama-
cını bulına ihtiyacına yaptığı vurgu,
Kierkegaard imparator olmak iste- sıklıkla varoluşçu felsefenin başlangı­
yen bir adam öme(Jini verir ve ironik cı olarak görülür. Düşünceleri ile doğ­
bir biçimde. eğer bu adam bir şekil­ rudan R. D. Lairıg'in varoluşsal terapi
de amacına ulaşsa bile eski benliği­ yöntemini kullarırnasına ve Cari
ni terk edeceğine işaret eder. Hem Rogers gibi klinik psikologlar tarafın­
dan uygulanan hümanistik terapilere
ilham kaynağı olınuştur. •

Seren Klerkegaard S0ren Kierkegaard, Danimarkalı bir kişi olarak boş zamanlarını
varlıklı bir ailenin oğlu olarak doğ­ dolduran tek etkirılik, sokaklarda
muştur ve katı bir Lüteryen olarak yürüyüp tanımadığı kişilerle ko-
büyütülınüştür. Kopenhag nuşmak ve at aralbasıyla kırlarda
uzun gezilere çıkmaktır.
Üniversite-si'nde teoloji ve felsefe e-
ğitimi almıştır. Hatırı sayılır bir mi- Kierkegaard 2 Ekim 1855'te so-
rasa konduğunda yaşamını felsefe- kakta yere yığılmış ve 11 Kasım'da
ye adamaya karar vermiştir ancak Kopenhag'daki Friedrich's
sonunda bundan da tatmirı olama- Hastanesi'nde ölmüştür.
mıştır. "Yapmam gereken şey, ne
bilmek zorunda olduğum hakkında ÖaemU -r1er1
değil ne yapacağım hakkında net
olmaktır" der. 11140'ta Regirıe 1843 Korku ve Titreme
Olsen'le nişanlanmış ancak evliliğe 1843 Ya / Ya da
uygun biri olmadığını söyleyerek ni- 1844 Kaygı Kavramı
şanı bozmuştur. Genelde hAkiın o- 1849 Ölümcül Hastalık Umut-
lan melankolik hali yaşamı üzerinde suzluk
belirgin bir etkiye sahiptir. Yalnız

28

KİŞİLİK · GENETİK

VE ÇEVRENİN

BİLEŞİMİNDEN OLUŞUR

FRANCIS GALTON (1822-1911)

KISACA Kişilik iki farklı kaynaktan
gelen unsurlarla oluşur.
YAKLAŞIM
Genetik doğuştan Çevre doğumumuzdan itiba ren
Biyo-psikoloji gelen, kalıtsal ve ...
yaşadıklarımızdır.
ÖNCE
1690 İngiliz filozof John Locke, Yeteneklerimizi ve becerilerimizi
her çocuğun zihninin tabula eğitim ve öğrenme yoluyla
rasa ya da boş bir levha geliştirebiliriz ama ..
olduğunu ve bu bakımdan
hepimizin eşit doğduğumuzu .. .yeteneklerimizi nereye kadar
öne sürer. geliştirebileceğimizle ilgili sınırlamalar koyar.

1859 Biyolog Charles Darwin, Genetik ve çevre birlikte rol oynarlar ama
insan gelişiminin tamamen genetik belirleyici faktördür.
çevreye uyum sağlamanın
sonucu olduğunu iddia eder. F rancis Galton'un akrabalan a- "çevre"nin etkilerini ölçülebilen ve kı­
rasında pek çok yetenekli ycıı;layabilen iki ayn etki olarak tanım­
1890 William James, kimse sayılabilir: Evrimci bi- layan ve kişiliği sadece bu iki unsurun
insanların bireysel eğilimlerini belirlediğini öne süren ilk kişidir.
ya da "içgüdülerini" kalıtımsal yolog Charles Darwin de bunların ara- 1869'da kendi aile ağacıyla birlikte,
olarak devraldığını ileri sürer. sındadır. Bu yüzden de Galton'un han- "yargıçlar, devlet adarrilan, kurnan-
gi yeteneklerin ne ölçüde doğuştan darilar, bilim insarilan, edebiyatçılar
SONRA geldiğini ve öğrenildiğini araştırması . .. falcilar, kürekçiler ve güreşçilerinki-
1925 Davranışçı John B. şaşırtıcı değildir. "Genetik" ve
Watson, "kapasite, yetenek,
mizaç veya zihinsel yapının
kalıtımı gibi biı şeyin
olmadığını" söyler.

1940'lar Nazi Almanya'sı
öjenik (soy ıslahı) aracılığıyla
"üstün Aryan ırkı" yaratmanın

peşine düşer.

FELSEFIKÖKENLER 29

Ayrıca bkz. G. Stanlcy Hail 46-47 • John B. Watson 66-71 • Zıng-Yang Kuo 75
• Eleanor E. Maccoby 284-85 • Raymond Cattell 314-15

' 'Özellikler aileye sımsıkı olduğunu ama mutlaka eğitimle tak- Francis Galton
bağlıdır. viye edilmesi gerektiğini söyler.
Francis Galton Sir Francis Galton, aralarında
Galton 1875'te 159 çift ikiz üze- antropoloji, kriminoloji (parmak
'' rinde bir araştırmaya başlar. İkizle­ izlerini sınıflandırma), coğraf­
rin kardeşler arasındaki, bir derece- ya, meteoroloji, biyoloji ve psi-
ni" birlikte kullandığı kalıtsal özellikler ye kadar aynı oldukları "normal" kolojinin de bulunduğu pek çok
benzerlik dağılımını ızlemediklerini, alanda yazılar yazan çok yönlü
araştırmasının sonuçlarını açıkladığı yani bir dereceye kadar aynı ama ve üretken bir entelektüeldir.
her zaman çok benzer veya çok ben- İngiltere, Birmingham'da var-
Kalıtsal Deha adlı kitabını yayımlamış zemez olduklarını fark eder. Onu lıklı bir Protestan (Ouaker) aile-
tır. Önceden düşündüğü gibi belli aile- gerçekten şaşırtansa benzerlik dere- nin oğlu olarak doğar, okumayı
lerde genel nüfusa oranla daha fazla cesinin zaman içinde asla değişme­ iki yaşında sökmüş bir d§.hi ço-
sayıda yetenekli insan bulunduğu so- mesidir. Oysa ortak yetiştirilişin i- cuktur. Londra ve
nucuna vanr. Ancak bunu sadece ge- kizler arasındaki benzemezliği, onlar Birmingham'da tıp eğitimi al-
netiğe bağlamaz çünkü ayncalıklı bir büyüdükçe azaltacağını düşünmüş­ mış v e daha sonra
aıle ortamında büyümenin kazandırdı­ tür ama gerçek böyle değildir. Çev- Cambridge'de matematik okur-
ğı özelliklerin de etken olabileceğirıi renin en ufak bir etkisi bile yoktur. ken , 1844'te babasının ölümüy-
düşünür. Neticede kendisi de varlıklı le daha da kötüye gide n zihin-
bir ailede büyümüş ve olağanüstü iyi "Gen-çevre taruşması" günümüze sel bir çöküntü yaşamıştır.
oğitim olanaklanna sahlp olmuştur. kadar gelmiştir. Bazıları Galton'un,
günümüzde soy ıslahı olarak bilinen, Galton bunun üzerine seya-
Gerekli bir denge insanların da belli özelliklere sahip ol- hatlerine ve icatlarına dönmüş­
maları için atlar gibi "çiftleştirilmeleri­ tür. 1853'te Louisa Jane Butlar
Galton bir dizi farklı çalışma da yü- rıi" öngören düşüncesi dahil tüm ku- ile yaptığı evlilik 43 yıl sürmüş­
rütmüştür. Bunlar arasında, Royal rarnlannı desteklemektedirler. Bazıları tür ancak çiftin çocukları olma-
Society'ye gönderilerek ilgi alanları ve ise her bebeğin bir tabula rasa, boş bir mıştır. Tüm yaşamını fiziksel
ilişkilerinin sorulduğu, anketle yapı­ levha olduğuna ve hepimizin eşit doğ­ ve psikolojik özellikleri ölçmeye,
lan ilk büyük çaplı araştırma da bu- duğumuza inanmayı tercih etmekte- zihin testleri geliştirmeye ve
lunmaktadır. Sonuçları İngiliz Bilim dirler. Günümüzde psikologların çoğu yazmaya adamıştır. Sayısız ba-
A damlan'nda yayımlamış ve yaradı­ genetik ve çevrenin insan gelişiminde şarıları pek çok ödülle onurlan-
lışla yetiştirme koşullarının birbiriyle eşit derecede önemli olduğunu ve kar-
rekabet etmeye zorlandığında yaradı­ maşık biçimlerde etkileşim içinde ol- dırılmıştır, bunların arasında
lışın galip çıktığını öne sürmüştür. duklarını kabul etmektedirler. •
Dış etkilerin de bir katkısı olduğunu birçok onursal makam ve şöval­
ancak hiçbir şeyin "bireysel özellikle- Galton'un ik izler çalışması benzer- yelik payesi de bulunmaktadır.
rin derin izlorirıi silemeyeceğini" söy- likleri, aralarında boy, kilo, saç ve göz
ler. Ancak kişiliğin oluşmasında yara- rengi ve yetenek olmak üzere pek çok a- Önemli eserleri
dılışın da yetiştirilişin de gerekli çıdan araştırmıştır. El yazısı ikizlerin
olduğunda ısrar eder çünkü ona göre her zaman farklılaştığı tek konudur. 1869 Kalıtsal Deha
en yüksek doğal yetenekler bile "ku- 1874 İngiliz Bilim Adamları: Ya-
surlu yetiştiriliş biçiminden dolayı" radılışları ve Yetişme Koşulları
besinsiz kalabilirler. Zekanın kalıtsal 1875 İkizlerin Tarihi

--------

30

İSTERİNİN

YASALARI

EVRENSELDİR

JEAN-MARTIN CHARCOT (1825-1893)

KISACA M edem nörolojinin kurucu- jik nedenlerle ilgili bir araştırmayı
su olarak bilinen Fransız gerektirdiğini söylemiş ancak
YAKLAŞIM doktor Jean-Martin Char- çağdaşları bu düşüncelerine
cot, psikoloji ile fizyoloji arasındaki katılmamışlardır. Hatta bazıları
Nörolojik bilim ilişki ile ilgilenmiştir. 1860'1ar ve onun "isterikleri"nin Charcot'nun
1870'1er boyunca, o zamanlar rahim- kendilerine söylediği şekilde rol
ÖNCE le (Yunanca hystera) ilgili olduğu yaptıklarını bile öne sürmüşlerdir.
MÖ 1900 Mısırlı Kahun Papy- Ancak öğrencilerinden biri olan
rus, kadınlarda "gezgin sanılan ve kadınlarda aşırı duygusal Sigmund Freud isterinin fiziksel bir
rahim"in neden olduğu davra- davranışları tanımlamak için hastalık olduğuna ikna olmuş ve
kullanılan terimle, "isteri" üzerinde konu merakını uyandırmıştır. Bu.
nışsa! rahatsızlıkları anlatır. Freud'un psikanaliz kuramında
çalışmıştır. İsterinin semptomları tanımladığı ilk hastalıktır. •
MÖ 400 civan Yunanlı hekim
arasında aşın ağlama ya da gülme, Charcot, Paris'tcki Salplltriere Hasta-
Hipokrat, Kadın Hastalıkları ü- çılgınca bedensel hareketler, bükül- nesi'nde isteri üzerine konferanslar verir.
me, bayılma, felç, kasılmalar, geçici İsterinin her zaman düzenli. net evreler-
zerine adlı kitabında belli ka- körlük ve sağırlık bulunmaktadır. den geçerek ilerlediğine ve hipnotizmay-
dın hastalıklarına "isteri" adını la bile tedavi edilebileceğine inanıyordu.
Paris'teki Salpetriere
vermiş tir. Hastanesi'nde binlerce vakayı ince-
leyen Charcot, hastalığı tamamen
1662 İngiliz hekim Thomas anladığına inanarak "İsterinin
Willis, "isterik" kadınlar üze- Yasaları"nı tanımlamıştır. Ona göre
rinde yaptığı otopsilerde rahim isteri yaşam boyu süren ve kalıtsal
patolojisi ile ilgili hiçbir bulgu- ola n bir durumdur; semptomları da
ya rastlamamıştır. genellikle şokla tetiklenir. Charcot
1882'de şunları söylemiştir:
SONRA "(İsterik) atakta ... her şey kurallara
1883 Alfred Binet, Paris'teki uygun gelişir. Bu yasalar da hep ay-
Salp(ıtriere Hastanesi'nde nıdır; her ülke, h er çağ, her ırk için
Charcot ile buluşur ve daha geçerlidir. kısacası evrenseldir."
sonra Charcot'nun isteriyi teda- Charcot. isterinin fiziksel bir
vi etmek içın kullandığı hipno- hastalığa olan benzerliğinin biyolo-
tizma yöntemi hakkında yazar.
Aynca bkz. Alfred Binet 50-53 • Pierre Janet 54- 55 • Sigmund Freud 92-99
1895 Charcot'nun eski bir öğ­
rencisi olan Sigmund Freud, İs­
teri Üzerine Çalışmalar kitabını

yayımlar.

FELSEFIKÖKENLER 31

İNSjlN RUHUNUN İÇ
BAGLANTILARININ
OLAGANDIŞI YIKIMI

EMiL KRAEPELIN (1856-1926)

KISACA A iman psikiyatr Emil ise hastalarda korku hali ve takip
Kraepelin, çoğu akıl edilme duygusu ile kendini
YAKLAŞIM hastalığının biyolojik gösterir; sürekli "gözetlendiklerini"
kökenleri olduğuna inanmıştır ve ve " haklarında konuş ulduğunu"
Tıbbi psikiyatri modern tıbbi psikiyatrinin ileri sürerler. Üçüncü tür olan
kurucusu olarak kabwul edilir. ebefreninin belirtileri ilgisiz
ÖNCE 1883'te yayımlanan Psikiyatri Ders konuşmalar ve üzüntülü bir
MÖ 50 civan Romalı şair ve Kitabı'nda "dementia praecox"u durumda yüksek sesle gülme gibi
filozof Lucretius, "aklını (erken bunama) Alzheimer gibi geç duygusal tepki ve davranışlardır.
kaybetmek" anlamında başlayan bunamalardan ayırdığı Dördüncü kategori katatonide
"dementia" (bunama) terimini ayrıntılı bir akıl hastalıkları hareketler ve ifade çok kısıtlıdır; ya
saatlerce aynı durumda oturmak
kullanmıştır. sınıflandırması yapmıştır. gibi bir donuklukla veya sürekli öne
ve arkaya zıplamak gibi bir aşırı
1874 Kraepelin'in hocası Şizofreni hareketlenmeyle kendini belli eder.
Wilhelm Wundt, Fizyolojik
Psikolojinin İlkeleri adlı kitabını 1893'te Kraepelin, günümüzde Kraepelin'in sınıflandırması
şizofreni olarak bilinen erken hala şizofreni teşhisinin temellerini
yayımlamıştır. bunamayı "ortak özellikleri, ruhsal oluşturmaktadır. Dahası, ölüm
kişiliğ in iç bağlantılarının sonrası incelemeler şizofreni
SONRA olağandışı yıkımı olan bir d izi hastalarında biokimyasal ve yapısal
1908 İsviçreli psikiyatr Euge n klinik durum" olarak tanımlar. Kafa beyin anomalilerinin yanı sıra
Bleuler, Yunanca bölünme karışıklığı ve antisosyal beyin fonksiyonlarında bozukluk
anlamına gelen skhizein ile davranışlarla kendini gösteren bulunduğunu da göstermiştir.
zihin anlamına gelen phren'i hastalığın genellikle ergenliğin Kraepelin'in, akıl hastalıklarının
sonlarında veya erken yetişkinlikte çoğunun biyolojik nedenlerden
birleştirerek "şizofreni" ortaya çıktığını gözlemlemiştir. kaynaklandığı inancı, psikiyatri
Kraepelin, hastalığı daha sonra dört alanında kalıcı bir etki bırakmıştır
terimini kullanmıştır. alt kategoriye bölmüştür. Bunlardan ve günümüzde de pek çok akıl
ilki olan "basit" bunamanın hastalığı ilaç tedavisiyle kontrol
1948 Dünya Sağlık Örgütü belirtileri ağır bir çöküş ve geri edilmektedir. •
(WHO) U1uslararası Hastalıklar çekilmedir. İkinci tür olan paranoya
Sınıflandırması'na (ICD)
Kraepelin'in akıl hastalıkları Aynca bkz. Wilhelm Wundt 32- 37 • Sigmund Freud 92- 99 • Cari Jung 102- 07
sınıflandırmasını da dahil eder. • RD. Laing 150-51

1950'ler İlk antipsikotik ilaç
Chlorpromazine şizofreni
tedavisinde kullanılır.

ZİHİNSEL YAŞAMIN

BA LANGICI

BA LANGICINA

KADAR GİDER

WILHELM WUNDT (1832-1920)



34 WILHELM WUNDT Bilinç bir "iç deneyimdir". Bu nedenle psikolojinin
kendini gözlemle
KISACA Her canlı başlaması gerekir.
bu iç dnneyime sahiptir
YAKLAŞIM Deneylerle kaydedilen bu
Her canlı bu iç deneyime gözlem istemsiz tepkileri
Deneysel psikoloji her zaman sahip olmuş
sergilemek için tasarlanmıştır.
ÖNCE olmalıdır.
5. yy. Antik Yunan filozofları Bu bilinç hakkında
Aristoteles ve Platon, hayvan- nicel veriler toplar.
ların düşük düzeyli, açık bir
biçimde insandışı bir bilince Her canlı bu iç deneyime
sahip olduklarını öne sürerler. sahiptir.

1630'lar Rene Descartes,
hayvanların duyguları olma·
yan otomat varlıklar oldukları·
nı söyler.

1859 İngiliz biyolog Charles
Darwin, insanı hayvan atalarla

ilışkilendirir.

SONRA
1949 Konrad Lorenz, ınsanla­
rın hayvanlarla benzer yönleri-
ni gösterdiği kitabı Kral
Süleymanin Yüzüğü ile
hayvanlara bakış açısını

değiştirir.

2001 Amerikalı zoolog Donald
Griffin, Hayvan Zihni adlı
kitabında hayvanların bir
gelecek hissine, karmaşık bir
belleğe ve belki de bilince
sahip olduklarını savunur.

H ayvanların da zihinleri eder. İnsanların hayvanlara hayvanlar üzerindeki deneylerin
olduğu ve bazı düşünce benzerliği filozoflar için çok önemli, açıklayıcı olabilecekleri
türleri üretebildikleri fikri psikologlar için daha da hayati bir anlaşılmıştır. Bu da yaşamın en
konudur. 15. yüzyılda Fransız filozof minik hayvanlardan bize kadar
Antik Yunan filozoflarına kadar Rene Descartes hayvanların, uzanan bir devamlılığı olduğunu
refleksleriyle yönetilen, karmaşık açıklayan Alman doktor, filozof ve
uzanır. Aristoteles üç tür zihin makinelerden ibaret olduklarını psikolog Wilhelm Wundt'un
iddia etmiştir. Eğer haklı olsaydı durduğu noktadır. Fizyolojik
olduğuna inanır: bitki, hayvan ve hayvanları gözlemlemek bize kendi Psikolojinin İlkeleri adlı kitabında
davranışlarımız hakkında hiçbir Wundt, bilincin tüm canlılarda
insan. Bitki zihni sadece beslenme şey anlatmayct<;aklı. Ancak bundan ortak olduğunu ve evrim sürecinin
200 yıl sonra, Charles Darwin, başlangıcından beri var olduğunu
ve büyüme ile ilgilidir. Hayvan insanların genetik olarak diğer öne sürmüştür.
hayvanlarla bağlan olduğunu ve
zihni bu işlevine ek olarak acı, zevk, bilincin, evrimsel ölçekte bizden en Wundt'a göre yaşamın tanımı
uzaktaki hayvanlarda bile bile bir tür zihin içermektedir ve
arzu gibi duyumların yanı sıra bulunduğunu öne sürünce bunu şöyle anlatır: "O zaman,
gözlem noktası bakımından
hareketleri başlatma işlevine de

sahiptir. İnsan zihni tüm bunları

yapabilir ve aynı zamanda akıl da

yürütebilir. Aristoteles sadece

insanların benlik farkındalığına

sahip olduklarını ve üst düzey bir

kavrama yetenekleri olduğunu iddia

FELSEFi KÖKENLER 35

Aynca bkz. Rene Descartes 20- 21 • William James 38-45 • Edward Thorndjke 62 65 • John B. Watson 66-71 •
B.F. Skinner 78-85

' 'Zihinsel fonksiyonlardaki Wundt'a göre tek hücreli organizma- örneği gibi- yararlanılır. Ölü bir
lar bile bir tür bilince sahiptirler. Wundt, kurbağadaki bir sinir ucuna küçük
farklılaşmanın başlangıcına amiplerin yiyecek parçalarını tüketme bir elektrik şoku verilirse bağlı
yeteneklerinin zihinsel bir sürecin de- bulunan kaslar titreşir ve bacakları
tek hücrelilerde bile rastlanır. vamlılığını işaret ettiğiıU ileri sürer. hareket ettirir. Bunun ölü bir
Wilhelm Wundt hayvanda bile olabilmesi bu tür
Cattell gibi öğrencileri tarafından hareketlerin hiçbir bilinç olmadan
'' yönetilen psikoloji bölümleri meydana gelebileceğini
açmaları için ilham kaynağı göstermektedir. Canlılarda bu tür
zihinsel yaşamın başlangıcının hareketler "refleks" adını
ya şamın başlangıcına kadar gittiği olmuştur. verdiğimiz otomatik davranışların
hipotezi oldukça mümkün bir temelini oluşturur; aynen sıcak bir
varsayım görünmektedir. Zihinsel Davranış incelemesi şeye dokunduğunuzda aniden
gelişimin kökeni sorusu da bu elinizi çekmeniz gibi.
nedenle yaşamın kökeni sorusuna Wundt "bilincin tam bir tanımının
bağlanır." Wundt, tek hücreliler gibi yapılmasının deneysel psikolojinin Wundt'un ikinci tür gözlemi
basit organizmaların bile bir tür yegane amacı olduğuna" inanır. "içe bakış" ya da "kendi kendini
zihinleri olduğunu söyleyerek Bilinci bir "iç deneyim" olarak gözlem" olarak tanımladığı içten
devam eder. Bu son iddia, tek anlasa da, bu deneyimin sadece "en
hucreli bir hayvanın basit dahi olsa gerçek" veya görünen biçimiyle gözlemdir. Bu gözlem, duygu ve
' zihinsel yeteneği olabileceğine pek ilgilenir. Bu da onu sonunda düşünceler gibi iç olayları fark
az insanın inandığı günümüzde "doğrudan gözlemle" etmeyi ve kaydetmeyi içerir.
bile şaşırtıcıdır ama ilk kez ortaya incelenebilecek ve ölçülebilecek Araştıımalar için hayati bir önemi
atıldığı 100 yıl önce çok daha davranışlar üzerinde araştırmaya vardır çünkü zihnin nasıl çalıştığı
götürür. ile ilgili bilgiler sağlar. Wundt,
şaşırtıcı olmuştur. birbirini dışlayan olarak görmediği
Wundt iç ve dış olmak üzere iki ama interaktif bulduğu ve "fiziksel
Wundt kuramlarını test etmeye tür gözlem olduğunu söyler. Dış ve ruhsal" olarak tanımladığı iç ve
çok heveslidir ve "deneysel gözlem, dış dünyada gözle dış dünyalar arasındaki ilişki ile
psıkolojinin babası" olarak anılır görülebilen olayları kaydetmek için ilgilenmiştir. Wundt ayrıca , ışığın
çünkü 1879'da dünyanın ilk resmi kullanılır ve fiziksel bedenler görsel duyusu gibi insan duyuları
deneysel psikoloji laboratuvarını üzerindeki neden ve sonuç
Almanya, Leipzig Üniversitesi'nde ilişkilerine ulaşmada -etki-tepki
kurmuştur. Zih in ve insan
davranışları üzerinde sistematik Wundt'un laboratuvarı tüm
ara ştırmala r yapmak, hFlşlımgıç dünyadaki psikoloji bölümleri için bir
olarak da temel duyu süreçlerini model oluşturmuştur. Deneyleri
yakından incelemek istemiştir. psıkolojiyi, felsefenin egemenlik
Laboratuvarı, ABD ve Avrupa'da alanından çıkararak bilimin alanına
dığer ü n iversitelere de pek çoğu
onun orijinal laboratuvarını model sokmuştur.
alan ve Edward Titchener ve James

36 WILHELM WUNDT

üzerine çalışmaya başlamıştır Duyularımız şekıller, boyutlar, renk- geldiğini ileri sürer. Simgeler, dış
çünkü bunlar dışarıdaki fiziksel ler. kokular ve dokuların ayrıntılarını dünyadan algılanan bir nesnenin
dünyayı zihinsel dünyaya bağlayan algılamamızı sağlar ama Wundt'a gö- zihindeki görüntüsünü (görüş alanı
re bunlar içselleştirildiklerinde yüz gibi içindeki bir ağaç gibi) temsil
ajanlardır . karmaşık simgeler halinde birleşirler. ediyorlarsa "algılar", öznel bir
aktiviteyi (bir ağacı anımsamak veya
Wundt, bir deneyde verdikleri ortak bilgilerle olduğu tek boynuzlu bir atı tasavvur etmek
katılımcılardan -belli bir renkte ve kadar, açıkça görülen bireysel gibi) temsil ediyorlarsa "sezgiler"dir.
belli bir parlaklık düzeyinde, belli farklılıklarla da ilgilenmiştir.
süreyle parlayan- standart bir ışık Wundt bir sezginin ya da algının
sinyalini aldıklarında ne Wundt saf duyuların üç bileşeni bilinçte berraklaşmasını "kavrama"
duyumsadıklarına dair bilgi olduğunu öne sürer: nitelik, olarak adlandırır. Yani örneğin ani ve
vermelerini ister. Bununla tüm yoğunluk ve "hissediş tonu". yüksek bir sesi algılar ve sonra
katılımcıların ayrı etkiyi aldıkları Örneğin belli bir parfümün tatlı bir bunun eğer yoldan hemen
garanti edilmekte, farklı kokusu olabilir (nicelik), bu koku çekilmezseniz size çarpacak olan bir
katılımcıların tepkilerinin belirgin ama uçucudur (yoğunluk) araba anlamına gelen bir uyarı sesi
kıyaslanabilmesine ve eğer ve koklaması hoştur (hissediş
istenirse deneyin ileri bir tarihte tonu). Öte yandan ölü bir farenin olduğunu kavrarsınız.
tekrarlanabilmesine olanak İrıide bulandırıcı (nicelik), kuvvetli
tanınmaktadır. Wundt'un (yoğunluk) ve kötü (hissediş tonu) Bilincin irade kategorisi dış
tekrarlama olasılığı üzerindeki bu bir kokusu olabilir. Wundt bilincin dünyaya müdahil olma yöntemiyle
ısrarı gelecekteki tüm psikolojik duyularda ortaya çıktığını söyler nitelenir; kolumuzu
deneylerinde de standart olarak ama bunlar "saf" duyusal veri kaldırmamızdan tutun da kırmızı
görülecektir. olarak içselleştirilmezler, onun giymeyi seçmemize kadar
yerine önce den toplanmış veya bir isteklerimizi veya "irademizi" ifade
Duyu deneylerinde Wundt araya getirilmiş, ölü fare gibi eder. Bu tür bir bilinçlilik deneysel
insan bilincini ölçülebilir bir simgeler olarak algılanırlar. Wundt
yöntemle keşfetmeye çalışmıştır. bunları "bir nesnenin görüntüleri kontrolün ve ölçümün üzerindedir.
Bilincin, bilinemeyen, öznel, eşsiz veya dış dünyadaki bir süreç" Bununla birlikte Wundt, bilincin
ve bireye özgü olduğunu görmeyi olarak adlandırır. Bu nedenle, üçüncü kategorisi olan
reddetmiştir. Işığa tepki örneğin belli özellikleri olan bir yüz hissetmenin, deneye katılanların
deneylerinde, kişinin bir tür gördüğümüzde -ağız şekli, göz nesnel lıilyilendirmeleri aracılığıyla
uyarıcı almasıyla ona istemsiz bir rengi, burun boyutu vb.- veya gerginlik, gevşeme ya da
tepkidense) istemli bir tepki tanıdığımız birini anımsarız. heyecan gibi davranışların
vermesi arasında geçen zamanla düzeylerini ölçme yoluyla
ilgilenmiş ve tepkileri kesin olarak Bilincin kategorileri
ölçmek için çeşitli araçlar Wundt deneylerinden yola çıkarak ölçülebildiğini bulmuştur.
bilincin bir araya gelerek birleşik bir
kullanmıştır. Katılımcılarının olaylar akışı izlenimi oluşturan üç
ana eylem kategorisinden -temsil
' 'Bilincin tam bir tanımı etme, isteme ve hissetme- meydana

deneysel psikolojinin tek
hedefidir.

Wilhelm Wundt

''

FELSEFİKÖKENLER 37

Kültürel psikoloji ' 'Normal konuşmanın gidişatı edilmektedir. Aralarında
Wundt'a göre kişinin psikolojik şempanzeler gibi insan olmayan
gelişimi sadece duyularla değil içinde ... irade, düşünceleri primatların da bulunduğu bi rkaç
ama aynı zamanda sıraya sokma ve artiküler istisna bulunabilir ancak dil
tekrarlanamayacak ve deneysel bir hareketleri uyum içinde genellikle bilinçte büyük önem
ortamda kontrol edilemeyecek yönetir. taşıyan bir insan yeteneği olarak
karmaşık sosyal ve kültürel etkilerle Wilhelm Wundt kabul edilir.
belirlenmektedir. Bu etkilere din,
dil, mitler, tarih, sanat, yasalar ve '' Bilinç ve türler
M etleri de dahil eden Wundt, Bilinç, üzerinde hala tartışılan bir
konuyu yaşamının son 20 yılında güçlü duygular söz konusuysa. kavramdır ama Wundt'tan beri
yazdığı Kültürel Psikoloji adlı 10 Wundt, bu süreci izlediğimize temel değişikliklere uğramamıştır.
c iltlik kitabında ele alır. kanıt olarak birinin söylediği Hayvanlardaki bilinç düzeyi henüz
kelimeleri aradan zaman geçince anlaşılamamıştır ve bu da hayvan
Wundt dili, kültürün bilince unutmamıza rağmen onun deneyleri, yoğun tarım, tilki avı ve
katkısının önemli bir parçası söylediklerinin genel anlamını boğa güreşi gibi kanlı sporlar için
olarak görür. Her türlü sözel hatırlamamızı gösterir. bir deontoloji (ahlak kuralları)
iletişim "genel bir izlenim" veya getirilmesine yol açmıştır.
s öylemek istediğimiz şeyin Sadece sınırlı sayıdaki işa retleri Hayvanların rahatsızlık, korku ve
ve sinyalleri değiş tokuş etmek acı duyup duymadıkları konularıyla
birleştirilmiş düşüncesiyle başlar. yerine doğru dili kullanma yakından ilgilenilmektedir.
yeteneği, günümüzde psikologların Günümüzde birkaç psikolog
Bu genel başlangıç noktasını çoğu tarafından insanlarla geri Wundt'un düşündüğü gibi bilincin
"kavradıktan" sonra ifade etmek kalan hayvanlar alemi arasındaki mikroskobik tek hücrelilerde bile
ıçin kelimeleri ve cümleleri seçeriz. en önemli fark olarak kabul bulunduğunu düşünüyor olsa da.
Konuşurken kast ettiğimiz hayvanların benlik farkındalıkları
anlamın doğruluğunu d e netleriz. ve bilinçleri olup olmadığı ile ilgili
" Hayır, bu doğru değil, aslında temel s oru h ala cevapsızdır. •
şöyle d emek istedim..." diyebilir
ve ardından farklı bir kelime ya da
kelime dizisi seçer ve kendimizi
daha iyi ifade edebiliriz. Dinleyen
kışi konuşanın iletmek istediği
a n l am ı anlamalıdır ama ası l
' keli meler genel izlenim kadar
onemli olmayabilirler; özellikle de

Wilhelm Wundt Baden'de (bugün Mannheim, asistanı olur, Heidelberg'deyken
Almanya) doğan Wilhelm Wundt, dünyanın ilk deneysel psikoloji
entelektüel başarılarla dolu bir derslerini vermeye başlar ve
geçmişi olan bir ailenin dördüncü 1879'da ilk psikoloji
çocuğudur. Babası Luteryen bir laboratuvarını açar. Wundt,
rahiptir. Genç Wundt'un oyun 490'ın üzerinde eser vererek
büyük ihtimalle dünyanın en
oynamasına çok az izin verilir zira üretken bilim yazarı olmuştur.
13 yaşından itibaren sıkı bir
1863 İnsan ve Hayvan Zihinleri
Katolik okulunda katı bir dini Üzerine Konuşmalar
eğitimden geçmektedir. Daha 1896 Psikolojinin Ana Hatları
sonra Berlin, Tübingen 1873 Fizyolojik Psikolojinin
Üniversitesi ve Heidelberg İlkeleri
Üniversitesi'nde tıp eğitimi alarak
1856'da mezun olur.

İki yıl sonra Wundt, görsel algı
üzerindeki çalışmalarıyla tanınan
doktor Hermann ven Helmholtz'un

•• •


· HEPi•Mi•Z Bi•L•iRi•Z

YETER Kİ ONU

TANIMLAMAMIZI İSTEMESİNLER

WILLIAM JAMES (1842-1910)



40 WILLIAM JAMES B11 ilinç" terimi ' 'Bilinç... parçalara ayrılmış
genellikle bıreyin, şekilde ortaya çıkmaz ...
KISACA aralarında duyumları,
duyguları ve anılarının da Birleştirilmiş değildir; akıp
YAKLAŞIM bulunduğu kendi düşüncelerinin
farkında olmasını anlatmak için gider.
Bilinç analizi kullanılır. Sıklıkla bu farkındalığı William James
olağan kabul ederiz, ta ki bir
ÖNCE zorlukla karşılaşana, örneğin çok ''
yorgunken bir şey yapmaya
1641 Rene Descartes, benlik çalışana dek. Ama düşüncelerinizi Buradan itibaren ona düşüncelerin,
bilinciniz üzerinde odaklarsanız, bilincin akışı diyelim..."
[arkındahğını düşünme çok geçmeden bilinç
yeteneği açısından tanımlar. deneyimlerinizin sürekli değiştiğini James'in ünlü tanımı "bilinç
fark edersiniz. Örneğin bu kitabı akışı" hemen herkesin tanımlayabi­
1690 İngiliz filozof John Locke, okurken geçmi ş deneyimlerinizi leceği çünkü hepimizin yaşadığı
bilinci "bir insanın kendi anımsayabilir veya bir şeydir. Ancak aynı zamanda
zihninden geçenlerin algısı" konsantrasyonunuzu bozan James aslında bunu tanımlamanın
olarak tanımlar. çok zor olduğuna da dikkat çeker:
rahatsızlıklarınızın farkına "Her düşüncenin kişisel bilincin bir
1781 Alınan filozof Immanuel parçası olduğunu söylediğimde söz
Kant, eşzamanlı olayların varabilirsiniz ya da gelecek için konusu terimlerden biri "kişisel
"bilinç birliği" olarak birtakım planlar aklınıza gelebilir. bilinç" olur... bunun doğru bir tanı­
yaşandığını ifade eder. Bilinç deneyim leriniz hakkında mını getirmek felsefenin en zor
düşünmAk, düşüncelerini zin ne görevidir."
SONRA kadar değiştiğini ve yine de bir
1923 Max Wertheimer, Algısal bütün gibi pürüzsüzce bir arada Bu "en zor ödev"in uzun bir
Formlarda Organizasyon fark etmenizi sağlar. geçmişi vardır. Antik Yunanlılar
Yasaları adlı kitabında zihnin
görüntüleri nasıl aktif olarak Amerikalı psikolog William
yorumladığını gösterir. James bu günlük bilinç
1925 John B. Watson, bilinci deneyimlerini, dış müdahalelere ve
"ne belirgin ne de kullanılabilir yön değiştirmelere rağmen sürekli
bir kavram" diyerek reddeder. akan bir ırmakla kıyaslar ve şöyle
der: "Bir 'nehir' ya da 'dere' onun
WWiamJames en doğal tanım layan metaforlardır.

William James , 1842'de varlıklı ve çalışmaz. 1873'te Harvard'a
nüfuzlu bir ailenin oğlu olarak dönerek felsefe ve psikoloji
New York'ta doğar ve çocukluğu profesörü olur. İlk deneysel
seyahat ederek geçer, Avrupa ve psikoloji derslerini ABD'de verir;
ABD'de çeşitli okullara gider. psikolojinin gerçek bir bilimsel
Erken yaşta sanata yeteneği disiplin sayılmasında çok önemli
anlaşılır ve kariyerine önce bir rol oynar. 1907'de emekli olur
ressam olarak başlar ancak bilime ve 1910'da New Hampshire'daki
olan merakı sonunda 1861'de evinde huzur içinde ölür.
Harvard Üniversit esi'ne
kaydolmasına neden olur. 1864'te Önemli eserleri
Harvard Tıp Fakültesi'ne geçer
ancak çalışmaları fiziksel 1890 Psikolojin in İlkeleri
hastalıklar ve depresyon 1892 Psi koloji
yüzünden sık sık kesilir. 1869'da 1897 İnanma İradesi

doktor olarak mezun olur ama
hiçbir zaman tıp alanında

FELSEFİ KÖKENLER 41

Ayrıca bkz. Rene Descartes 20-21 • Wilhelm Wundt 32-37 • John B. Watson 66-71 • Sigmund Freud 92- 99 •
Frilz Perls 112-17 • Wolfgang Köhler 160-61 • Max Wertheimer 335

zihin üzerinde kafa yormuşlar
ancak "bilinç" terimini ya da
benzer bir ifadeyi
kullanmamışlardır. Ancak zaten
bedenden ayn bir şeyin olup
olmadığı tartışması var olmuştur.
MÖ 4. yüzyılda Platon, ruh ve
beden arasında bir ayrım yapmış
ancak Aristoteles, bir ayrım varsa
bile, ikisinin birbirinden

ayrılamayacağını savunmuştur.

İlk tanımlar
17. yüzyılın ortalarında Rene
Descartes, bilinci tanımlamaya
çalışan ilk filozoflardan biri
olmuştur. O, "uzantılar alemi" adını
verdiği maddesel şeylerin fiz iksel
alanın tersine "düşünceler alemi"
adını verdiği maddesel olmayan bir
a lan olduğunu ve bilincin burada
bulunduğunu öne sürer. Ancak
bireysel algıların sürekli bir geçişi
olarak modem bilinç kavramını ilk
ortaya atan kişi, 17. yüzyıl İngiliz
filozofu John Locke'tur. James,
Locke'un gelip geçici algılar geçidi
fikrinin yanı sıra 18. yüzyıl Alman
' filozofu lmmanuel Kant'tan da
etkilenmi ştir. Kant
cieneyimlerimizin bir araya geliş
bıçiminden etkilenmiş, aynı anda
bir ses duyup bir acı
hıssettiğimizde bunları tek bir olay
gibi deneyimlediğimizi fark etmiş
ve buna sonradan aralarında
William James'in de bulunduğu
pek çok filozofa ilham kaynağı
olacak "bilincin birliği" adını

vermiştir.

James bilinç hakkındaki en
önemli noktanın bir "şey" değil
ama -beynin "kendisini
duzenlemeyecek kadar karmaşık ve
buyük olan sinir sistemini
yönlendirmek için- yaptığı şey, bir
süreç olduğunu fark etmiştir. Bu
süreç bizim geçmiş, şimdiki ve

42 WILLIAM JAMES

' 'Kimse tek başına basit bir gruba benzetmiştir: "Bir düzine şeylerin bu akışın tek titreşiminde
kelime ve bir düzine adam alın; her bilindiklerini" varsaymak olduğu
duyuma sahip olmaz: bilinç. birine bir kelime verin. Sonra onları sonucuna varır. Kant'ın aynı anda
nesneler ve ilişkilerin sıraya dizin ya da karışık halde bir ses duymakla bir acı hissetmek
çeşitWiğiyle doludur. bırakın ve her birini kendi kelimesi örneğinde olduğu gibi bazı
William James üzerinde olabildiğince yoğun düşünceler ya da duyumların
biçimde düşünmeye bırakın; tüm kaçınılmaz biçimde bağlantılı
'' cümlenin bilinci hiçbir yerde olduklarına inanır çünkü
olmayacaktır." Eğer bilinç ayrı ayrı bilincimize aynı anda giren her
gelecek zaman üzerine kafa düşüncelerin akışı ise James düşünce, akış içinde bir titreşim ya
onların nasıl bir araya geldiklerini da bir akım yaratmak için bir araya
yormamızı, koşulları planlayıp görmekte zorlanır ve şöyle der: "a gelmektedir. Bu şekilde
düşüncesi ile b düşüncesi (a+b) bilincimizden akan kimi hızlı kimi
uyarlamamızı ve böylece James'in, yavaş pek çok akım olabilir. Hatta
bilin cin ana nedeni olduğuna düşüncesiyle aynı değildir." İki James zihinlerimizde tutup, uzun

inandığı şeyi -sağ kalmayı­ düşüncenin toplamı bir fikir uzadıya düşünebileceğimiz
başarabilmemizi sağlar. meydana getirmez. Bunların
yepyeni bir fikir oluşturmaları daha resimler oluşturduğumuz dinlenme
Ancak James kesintisiz bir muhtemeldir: Örneğin eğer a noktaları olduğunu bile öne sürer.
bilincin yapısını tasavvur etmekte düşüncesi "saat dokuz" ve b Bu dinlenme yerlerine "sabit
zorlanmış ve bunu 12 kişilik bir düşüncesi de "tren 9.02'de kalkıyor" bölümler" ve hareket eden akımlara
ise bunları izleyen c düşüncesi da "geçici bölümler" adını verir ve
"treni kaçıracağım" olacaktır. düşünmenin akımlar veya geçici
bölümler tarafından itilerek bir
Düşünceleri birleştirmek sabit bölümden diğerine sürekli
olarak hareket ettiğini iddia eder.
James, düşüncelerin bilinç akışı Bu nedenle, amacı bizi bu şekilde
içinde anlamlı şekilde nasıl bir sürekli ileri itmek olan düşünce
araya geldiklerini bulmanın en akışımız tarafından bir sonuçtan
basit yolunun "birlikte bilinen

12-sözcüklü cümle sorunu James tarafından ayrı düşünceler­
den nasıl kesintisiz bir bilinç oluştuğunu kavramada yaşadığı zor-
luğu göstermek için kullanılmıştır. Eğer her adam sadece tek bir
sözcüğün farkındaysa bütün sözcüğün bilincine nasıl varabilir?

FELSEFİ KÖKENLER 43

Fransız post-empresyonist ressam
Georges Seurat'nın bu eseri saf renk
noktalarından oluşmuş. Beynimiz

yine de birbirinden ayrı bu unsurları
birleştirerek bir insan figürü görmemizi

sağlıyor.

diğerine "itilip" durduğumuzu kuram, duyguların bilinçli zihindeki algılanmasının, korku
düşünür. Burada nihai bir sonuç zihnimizin psikolojik durumumuzu duygusuna dönüştüğünü söyler.
yoktur; bilinç bir şey değil ama algılamasından doğduğunu öne J a mes'in kuramına başka bir örnek
sürekli evrilen bir süreçtir. sürer. Bu kuramı açıklamak için de gülümsediğinizin bilincinde
James bir ayı görme ve sonra olduğunuz için mutlu
James bilincin kişiye özgü kaçma örneğini verir. Bu, ayıyı hissetmenizdir; önce mutlu
yapısına da dikkat çekerek vegördüğünüz, korktuğunuz hissedip sonra gülümsemezsiniz.
düş üncelerin bir düşünürden korkudan kaçtığınızı göst ermez.
bağımsız olamayacağını belirtir - Aslında olan, ayıyı görüp Pragmatizm
onlar, benim ya da s izin kaçmanızdır ve bilinçli korku James'in bir şeylerin doğru veya
düşüncelerinizdir. Her birinin bir duygusuna kaçma hareketi neden yanlış olduğuna inanm a şeklimize
"sahibi" vardır ve asla "kendisinden olur. Bu, insanların çoğunun yaklaşımı bilinç kuramlarıyla
başka birinin bilincinde düşündüğü şeyin tersidir ama
oluşmazlar". Ve benliği oluşturan James'in görüş, kaçmanın fiziksel hakkındaki kuramlarıyla ilişkilidir.
"bizim bağlantılı olmalarını etkilerinin -hızlı nefes alıp verme,
ıstediğimiz şekilde bağlantılı olan" yükselen kalp ritmi ve ağır terleme- "Doğrular gerçeklerden doğar..
bu düşüncelerdir. James, ama... bu arada 'gerçekler' doğru
düşünceler benlikten değillerdir sadece gerçektirler.
ayrılamayacakları için bu benliği
incelemenin psikolojinin başlangıç
noktası olması gerektiğini söyler.
Deneysel psikologlar buna
katılmazlar çünkü "benlik" deneye
koyulabilecek bir şey değildir
ancak James belli şeyler yapan ve
belli şekillerde hisseden bir benlik
anlayışıyla çalışmanın yeterli
olduğunu düşünür. Kendisini
davranışları aracılığıyla gösteren
bu benliğe "ampirik benlik" adı nı
verir ve her biri içgözlem
aracılığıyla incelenebilecek birkaç
bölümden oluştuğunu öne sürer:
maddesel benlik, ruhsal benlik ve
sosyal benlik.

Duygu kuramı
Bilinç araştırmalarının ilk
başlarında James, duyguların
gündelik hayatlarımızda önemli bir
rol oynadıklarını fark eder ve
meslektaşı Cari Lange ile birlikte
duyguların hareketlerimiz ve

davranışlarımızla ilişkisi hakkında

bir kuram geliştirir. James-Lange
Duygu Kuramı olarak bilinen bu

44 WILLIAM JAMES

' 'Tek bir kusursuz ve kesin enerjinin yapısında minimum bilinçlilik halinin değerlendirmesi­
doğru vardır. .. bilincin değişikliğe neden olmuştur." Bu nin mümkün olduğunca nesnel
varolduğuna dair mevcuL örnekte Curie'ler bilimsel bilgiyi şekilde yapılmasının yollarını bul-
sorgulamış ve değiştirmişlerdir mak ve altında yatan mekanizma-
olgunun doğrusu. ama özündeki doğrular ları -fiziksel ve psikolojik- anla-
William James
değişmeden kalmıştır. maktır.
''
Sonraki çalışmalar Modern sinirbilimi bilincin
Doğrular, kendi aralarında başlayan
ve biten düşüncelerin bir işlevidir". James'in ölümünü izleyen dönem mekanizmaları olduğunu
James "doğru inançları" i nananın davranışçı hareketin doğuşuna ve
yararlı buldukları olarak bilince olan ilginin düşüşüne göstermiştir. 20 . yüzyılın son
tanıklık etmiştir. Böylece konu
tanımlamıştır. D üşüncelerin üzerinde 1920'lerin başından yıllarına gelindiğinde İngiliz
1950'lere kadar pek az
yararlılığına bu vurgulama, kuramlaştırma olmuştur. Buna moleküler biyolog ve biyofizikçi
James'in düşüncesinin merkezi önemli bir istisna, beynin bütünsel Francis Crick bilincin, beynin özel
olan Amerikan felsefi geleneği olarak işlediğini vurgulayarak, ayrı bir alanıyla -planlama, problem
pragmatizmin kalbinde yatar. olaylardansa tüm bilinçli çözme ve davranış kontrolü gibi
deneyimleri hesaba katan -bir düşünce süreçleriyle ilgilenen alın
James, yaşamlarımız süresince resme baktığımızda sadece ayrı korteksi- ilişkili olduğunu iddia
sürekli olarak "doğru"ları ayrı, noktaları, çizgileri ve şekilleri etmektedir.
birbirlerine karşı sınadığımızı ve görmez anlamlı bir bütünü
bilinçli inançlarımızın değişmeye görürüz- Alman merkezli Gestalt Kolombiyalı sinirbilimci Rodolfo
devam ettiğini çünkü "eski hareketidir. Bu kavram şimdi ünlü Linas tarafından yürütülen
doğrular"ın değiştiğini ve bazen Gestalt cümlesini oluşturmuştur: araştırmalar bilinci talamusun
"yeni doğrular"la yer değiştirdiğini "Bütün, parçaların toplamından faaliyetleriyle birlikte beyin
öne sürer. Bu kuram özellikle, daha büyüktür." korteksiyle ilişkilendirir. Beynin
psikolojiyi de içeren tüm bilimsel Ancak 1908'lerden beri psikologlar merkezinin derinliklerinde yer alan
araştırmaların ilerleme yöntemiyle ve sinirbilimciler "bilinç bir yapı olan talamus, beynin içinde
ilişkilidir. James buna örnek olarak, çalışmaları" adı verilen yeni bir belirli aralıklarla titreşimler
1902'de Marie ve Pierre Curie'nin araştırma alanı geliştirmişler, iki yaratmaktan sorumludur; eğer bu
radyoaktif radyum elementini ana ilgi alanına odaklanmışlardır: titreşimler bozulursa -enfeksiyon
keşiflerini gösterir. Curie'ler Normal ve sağlıklı olduğu kabul veya genetik nedenlerle- kişi
araştırmaları sırasında "bir edilen insanların naklettikleri
anlığına sanki doğa düzeniyle ilgili şekliyle bilinç içeriği; farkındalık epilepsi ve Parkinson gibi sinirsel
tüm bildiklerine ters düşer" bir durumları bir şekilde bozulmuş rahatsızlıkların yanı sıra depresyon
şekilde radyumun sınırsız insanların bilinçleri. İkinci grup, benzeri psikolojik durumlar da
miktarlarda enerji yaymakta deneklerin "bitkisel hayat" duru- yaşamaya başlayabilir. Ancak iş
olduğunu keşfetmişlerdir. Ancak bu munda olduklarını da bilincin tanımına geldiğinde
keşfi bilinçli bir şekilde -hastaların uyanık ve kendi ken- modern girişimler Mla belirsiz
düşündükten sonra şu sonuca dine nefes alabilir durumda ama kalmaktadır ve uygulanmaları
varmışlardır: "Enerjiye ait eski diğer tüm beyin işlevlerini kaybet-
fikirlerimizi genişletmesine rağmen tikleri koma hali- vakaları da kap-
sar. Her iki araştırmanın amacı da

Pierre ve Marie Curie'nin araştırma­
ları, pek çok bilimsel eser gibi, tamamen
karşı çıkılmasa da değiştirilmiş erken
kuramlardır. James, yeni "gerçekler"in de
benzer şekilde temel inançlarımızı sürek-
li değiştirdiğini iddia eder.

Beynin MRI çekimleri bu resmin
ortasında görülen ve bilinçle
bağlantıları varmış gibi görünen
talamus gibi yapıları tanımlamaya

yardımcı ol muştur.

zordur. Örneğin Amerikalı
sinirbilimci Antonio Damasio
bilinci "neler olduğu duygusu"
olarak adlandırır ve "bir
organizmanın kendi benliğinin ve
çevresinin farkında olması" olarak
tanımlar. William James'in öne
sü rdüğü gibi, bilincin
tanımlanması çok zordur.

Kalıcı miras bağımsız psikoloji dersleri kuruluşunun 75. yılı
James'in 1890 tarihli Psikolojinin verilmemektedir. Ancak 20 yıl kutlamalarındaki konuşmasında, o
zamanlar California
Ilkeleri kitabının düzenlenmiş içinde ABD'de 24 üniversite ve Üniversitesi'nde Emeritus Psikoloji
versiyonu hala basılmaktadır ve kolej psikolojiyi ayrı bir akademik Profesörü olan David Krech,
düşünceleri pek çok psikologun disiplin olarak tanımış ve alanda James'ten "psikolojinin babası"
yanı sıra diğer bilim insanların ve diploma vermeye başlamıştır. Üç olarak bahsetmiştir. •
düşünürler üzerinde de derin izler uzman psikoloji dergisi ve bir
bırakmıştır. James'in pragmatik profesyonel kuruluş - Amerikan ' 'Kaybolan görüntüler gibi tüm
felsefesinin gerçeklere uygulanması Psikoloji Derneği- de aynı dönemde
bu bilinç halleri de birbirleri
"doğru" olana değil "düşünülmesi kurulmuştur. içinde eriyip giderler. Bir
yararlı olana" yoğunlaşma­
psi kolojinin zihinle bedenin ayrı James "deneysel çalışmalardan uzatılmış bilinçten, aralıksız
olup olmadıkları sorusundan nefret ettiğini" iddia etmesine bir akıştan başka bir şey
dikkaL, hafıza, muhakeme, hayal rağmen deneysel psikolojiyi
giıcü ve tasarı gibi zihinsel süreçler Amerika'ya tanıtan kişidir. Bunu değildirler.
uzerinde daha yararlı bir çalışmaya yapmıştır çünkü bir kuramı
qeçmesine yardımcı olmuştur. kanıtlamanın ya da çürütmenin en William James
James yaklaşımının filozoflarla iyi yolunun bu olduğunun farkın
psikologları "soyutluk, sabit ilkeler, varmıştır. Ancak özellikle zihinsel ''
kapalı sistemler, varmış gibi süreçlerde bir keşif gereci olarak iç
yapılan mutlaklıklar ve kökenlerden gözlem kullanımına da önem
uzaklaştırıp olgular, eylem ve güce vermeye devam etmiştir.

yaklaştırmaya" yardımcı olduğunu Psikoloji, algısındaki bu kayma
ve ilgi alanının (James'in deyişiyle)
one sürer. James'in - "sıkıcı, küçük bir konu" olarak kabul
yaşadıklarımızı küçük detaylara edilmekten geniş çapta yararlı bir
bölmek için iç gözleme dayalı, disipline dönüşmesindeki en büyük
yapısalcı yaklaşımının tersine- payı James'e borçludur. 1977'de
farklı çevrelerin eylemlerimiz Amerikan Psikoloji Derneği'nin
üzerindeki etkilerini de içeren,

olayların bütüncüllüğüne

odaklanma ısrarı da davranış

anlayışımızı şekillendirmiştir.

James 1875'te Harvard'da
hocalık yapmaya başlamadan önce
hıçbir Amerikan üniversitesinde

46

ERGENLİK
YENİDEN

DOGMAKTIR

G. STANLEY HALL (1844-1924)

~~~~~~~~~

KISACA İnsan gelişimini belirleyen unsur doğadır:
bu, "atalarımızdan gelen kaydın" tekrarıdır.
YAKLAŞIM
Bir çocuğun hayvanlara benzer bir doğası vardır ve
İnsan gelişimi birkaç büyüme evresinden geçer.

ÖNCE Bu çılgın, kural tanımaz dönem boyunca ergerı!er giderek
1905 Sigmund Freud, Cinsellik daha duyarlı, dur durak bilmezdir, özbilinç sahibi olurlar
Kuramı Üzerine Üç Deneme' de
Ukgençlik yıllarının "örgensel ve depresyona eğilimlidirler.
evre" olduğunu ileri sürer.
Çocuk bundan sonra yetişkin olur: Artık daha
SONRA medeni ve üst düzey bir varlıktır.
1928 Amerikalı antropolog
Margaret Mead, in Coming
ofAge in Samoa'da ergenlik
döneminin sadece gelişmiş
Batı toplumunda farklı evreler

geçirdiğini açıklar.

1950 Erik Erikson, Çocukluk
ve Toplum'da ergenliği "Kimlik
Karşısında Rol Karmaşası"
evresi olarak tanımlar ve
"kimlik krizi" terimini kullanır.

1983 Yeni Zelandalı
antropolog Derek Freeman,
Margaret Mead ve Samoa'da
Mead'in ergenliğin sadece
toplumsal olarak inşa edilmiş
bir kavram olduğu fikrine karşı

çıkar.

FELSEFIKÖKENLER 47

Aynca bkz. Francis Galton 28- 29 • Wilhelm Wundt 32- 37 • Sigmund Freud
92- 99 • Erik Eriksen 272-73

11 E rgenlik" sözlük anlamı "bunalım eğrisi" tanımlar. Mo-
olarak "büyümek"tir dern araştırmalar da benzer bir mo-
deli doğrulamaktadır. Hall'un ta-
(Latince adolesce- nımladığı depresyonun nedenleri
şaşırtıcı biçimde tanıdıktır: beğe­
re'den). Kuramsal olarak çocuklukla nilmeme şüphesi ve aşılması güç
g ibi görünen karakter kusurlarına
yetişkinlik arasındaki dönemi ta- sahip olma ve "umutsuz aşktan
hoşlanma''. Hali, ergenlikteki öz-
nımlar ama pratikte genellikle "ilk- bilincin kendini eleştirmeye ve hem
kendini hem başkalarını tenkide
gençlik" yılları anlamına gelmekte- yol açtığına inanır. Bu görüş, genç-
lerin ileri derecedeki akıl yürütme
dir. Çoğu Batı toplumunda ergenlik yeteneklerinin onlara "satır araları­
nı okuma imkanı" tanıdığını, aynı
kavramı 20. yüzyıla kadar tanınma­ zamanda durumlara karşı duyarlı­
lıklarını fazlalaştırdığını savunan
mıştır; belli bir yaşta -18 civarı- ço- yeni çalışmaları yansıtır. Hall'un G. Stanley Hali
suç işleme eylemlerine ilkgençlik
cukluk biter ve yetişkinlik başlar. yıllarında daha sık rastlandığı ve 18 ABD'nin Massaschusetts
Öncü psikolog ve eğitimci yaş civarında zirve yaptığı fikri ger- eyaletinde Ashfield'de bir
çekliğini hala korumaktadır. çiftçi ailesinin oğlu olarak
G. Stanley Hal! 1904'te yazdığı kitabı doğan Granville Stanley Hali,
Ancak Hali ergenlik hakkında 1867'de Massachusetts
Ergenlik'le konuyu araştıran ilk aka- tümüyle olumsuz da düşünmez. Williams Koleji'nden mezun
Gençlik' Eğitim, Disiplin ve olur. Dünyayı dolaşma planları
demisyen olmuştur. Hal!, Darwin'in Hijyen'de yazdığı gibi: "Ergenlik ye- kaynak yokluğundan rafa
niden doğmaktır; daha yüksek ve kaldırılır ve o da annesinin
evrim teorisinden esinlenerek tüm tamamlanmış insan özellikleri do- isteği üzerine Almanya'ya
ğar." Bu nedenle Hall'e göre ergen- gitmeden önce bir yıl New
çocuklukların, özellikle de davranış lik, çok daha iyi bir şeyin zorunlu York'ta teoloji okur. 1870'te
başlangıcıdır. • Amerika'ya dönüşünden sonra
ve erken fiziksel gelişim açısından Harvard'da dört yıl William
' 'Ergenlik, insan ruhunun en iyi James'le çalışır ve ABD'de ilk
evrimsel değişim çizgisini yansıttık­ psikoloji doktora derecesini
ve en kötü dürtülerinin sahip kazanır. Daha sonra Wilhelm
larına ve her birimizin kendi "ataları­ olmak için birbirlerine karşı Wundt'la Leipzig'deki
laboratuvarında çalışmak için
mızdan gelen kayıtlarımızla" uyum i- mücadele ettikleri bir iki yıllığına Almanya'ya gider.
dönemdir.
çinde geliştiğimize inanmıştır. 1882'de Hali,
G. Stanley Hali Baltimore'daki Johns Hopkins
Hall'un önemli ilham kaynakların­ Üniversitesi'nde profesör olur
'' ve ABD'nin psikolojiye
dan biri de Alman yazar ve müzis- ayrılmış ilk laboratuvarını
kurar. 1887'de American
yenlerinin tam bir ifade özgürlüğünü Journal ofPsychology'yi kurar
ve 1892'de Amerikan Psikoloji
destekledikleri 18. yüzyıldaki Sturm Derneği'nin ilk başkanı olur.

und Drang ("Fırtına ve Atılım") hare- Önemll eserleri

ketidir. Hali ergenliği de "Sturm and 1904 Ergenlik
1906 Gençlik: Eğitim, Disiplin
Drang" olarak tanımlar; bunun duy- ve Hijyen
1911 Eğitim Sorunları
gusal çalkantılar ve isyan dönemi ol- 1922 Yaşlılık

duğunu, sessiz bir karamsarlıktan en

çılgın riskleri almaya kadar geniş bir

ruh halini yansıttığını düşünür. Ona

göre ergenlik, "güçlü duygular ve yeni

duyular, arzular... monotonluk, rutin

ve ayrıntılara tahammülsüz olmak"

demektir. Benlikle çevre bilinci çok

gelişir, her şey daha şiddetli hissedilir

ve kendi için duyum arar.

M odem yansımalar
Hall'un bulgularının günümüzdeki
araştırmalarda yansımaları görül-
mektedir. Hali ergenlerin depresyo-
na çok meyilli olduklarına inanır ve
11 yaşında başlayan, 15 yaşında
zirveye ulaşan ve sonra 23 yaşına
kadar istikrarlı biçimde düşen bir

48

BİR ŞEYİ öGRENDİKTEN

24 SAAT SONRA U•• ÇTE
İKİSİNİ UNUTURUZ

HERMANN EBBINGHAUS (1850-1909)

KISACA ... unutma ilk dokuz saatte .. unutulan öğeler ilk kez
en hızlı gerçekleşir. öğrenilen yeni şeylerden
YAKLAŞIM daha hızlı öğrenilir.

Bellek çalışmaları \!

ÖNCE ... üzerinde çok :~ Ebbinghaus'un ~ ... anlamlı
MÖ 5. yy. Antik Yunanlılar durulan bellek deneyleri
göstermiştir ki.. şeyler sıradan,
hatırlatıcılardan -belleğe (aşırı öğrenilen)
anlamsız
yardımcı olan anahtar kelime- materyal daha
ler veya uyaklar- yararlanırlar. uzun süre şeylerden on kat
daha uzun
1582 İtalyan filozof Giordano hatırlanır.
Bruno, Hafıza Sanatı'nda bilgi süre hatırlanır.
ve deneyim diyagramlar
kullanarak ezber için yöntem- I\
ler verir.
... bir serinin başına ya da ... uzun bir aradan sonra
SONRA sonuna doğru olan öğeler yinelenen öğrenme seansları
1932 Frederick Bartlett, her daha kolay hatırlanır. herhangi bir konuyu akilda
anının bilgi ve çıkarsamaların
karışımı olduğunu söyler. tutm ayı kolaylaştırır.

1949 Donald Hebb, Davranışın
Organizasyonu'nda öğrenme­
nin uyarılan beyin hücrelerinin

"birleşimlere" bağlanmasıyla
nasıl oluştuğunu anlatır.

1960 ABD'li psikolog Leo
Postman, yeni şeyler öğrenme­
nin önceki öğrenilenlere
müdahale edebileceğini ve
"geriye dönük müdahale"ye
neden olabileceğini bulur.

FELSEFi KÖKENLER 49

Aynca bkz. Bluma Zeigarnik 162 • Donald Hebb 163 • George Armitage Miller 168- 73 • Ende! Tulving 186- 91 •
Gordon H. Bower 194-95 • Daniel Schacter 208 09 • Frederic Bartlett 335-36

H ermann Ebbinghaus 1895'te bilene kadar sürdürmüştür. Farklı u- Ebbinghaus, bir materyali bir saati-
öğrenme ve hafıza üzerinde zunlukta listeler ve farklı öğrenme a- çinde duyarak öğrenmenin ve hafıza­
sistematik olarak çalışan ilk ralıkları deneyerek öğrenme ve unut- ya katmanın onu daha uzun süre hatır­
psikolog olmuştur. Ebbinghaus bunu ma hızlarını not etmiştir. lamamızı ve daha kolay anımsamamızı
kendi üzerinde uzun ve zorlu bir de-
neyle yapmıştır. Locke ve Hume gibi Ebbinghaus, şiir gibi anlamlı sağladığını göstermiştir.
filozoflar hatırlamanın birbirine bağlı materyalleri kendi anlamsız listele-
şeylerin çağrışım yapması veya za- rinden on kat daha kolay hatırlaya­ yaklaşık üçte ikisi unutulmaktadır.
man, yer, neden veya etki gibi ortak Bir grafikle gösterildiğinde bu kes-
özelliklere sahip düşünceler yoluyla bildiğini görmüştür. Ayrıca uyarıcı kin bir düşüşle başlayan ve sonra
gerçekleştiğini savunmuşlardır. Eb- hafif bir eğimle devam eden "unut-
binghaus çağrışımın hafıza üzerin- (anlamsız heceler) ne kadar çok tek- ma eğrisini " göstermektedir.
deki etkisini test etmeye ve sonuçları rarlanırsa ezberlenmiş bilginin üre-
matematiksel olarak kaydederek hafı­ tilmesi için o kadar az zaman gerek- Ebbinghaus 'un araştırması yeni
zanın kanıtlanabilir şemaları izleyip tiğini de belirtir. Bunun yanı sıra bir bir sorgulama alanı açmış ve psiko-
ızlemediğini görmek istemiştir. listeyi ezberlerken en etkili olanın ilk lojinin yeni bir bilimsel disiplin ola-
tekrarlar olduğu da kanıtlanmıştır. rak yerleşmesine yardımcı olmuş ­
Hafıza deneyleri tur. Titiz yöntemleri hal§. tüm psi-
Ebbinghaus unutma kanıtlarını kolojik deneylerin temelindedir.•
Ebbinghaus ezberlediği bir kelime bulmak için araştırmasının sonuçla-
listesinin ne kadarını hatırlayacağını rına baktığında hiç de şaşırtıcı ol-
test ederek başlamıştır. Ardından mayacak şekilde ezberlemeye en
çağrışım unsurunu ortadan kaldır­ çok zaman harcadığı listeleri daha
mak için sessiz-sesli-sessiz biçimin- az unuttuğunu ve anımsamanın en
de ("ZUC" ve "OAX" gibi) 2300 tane iyi olduğu noktanın öğrenmeden he-
3 h arfli "anlamsız hece" yaratmıştır. men sonrası olduğunu bulmuştur.
Listeler halinde grupladığı bu hecele- Ebbinghaus ayrıca hafızada tutma
rın her birine saniyenin küçük bir bö- konusunda beklenmedik bir bulguya
lümü bakmış ve listeye ikinci kez göz da rastlar. Anımsama ilk saatte en
ııtmadan önce 15 saniye beklemiştir. hızlı b içimde kayba uğramakta, son-
Bu işlemi, tüm seriyi hızla tekrarlaya- ra hafifçe yavaşlamakta ve dokuz
saat sonunda öğrenilenler yüzde 60
oranında unutulmaktadır. 24 saat
sonra ezberlenen herhangi bir şeyin

Hermann Ebbinghaus Hermann Ebbinghaus, profesör olur. Orada iki psikoloji
laboratuvarı ve bir akademik
Almanya'nın Bremen kentinde dergi kurar. Daha sonra Breslau
Luteryen tüccarlardan oluşan bir Üniversitesi'ne geçer ve orada
ailenin oğlu olarak doğar. 17 da bir laboratuvar kurar. Son ola-
yaşındayken Bonn rak Halle'ye giderek 59 yaşında
Üniversitesi'nde felsefe eğitimi zatürreeden ölene dek orada
ders vermeye devam eder.
almaya başlar ama öğrenim hayatı
1870'te Fransız-Prusya Savaşı'yla Önemli eserleri

kesintiye uğrar. 1873't e eğitimini 1885 Hafıza : Deneysel Psikoloji-
tamamlayıp Berlin'e taşınır. Daha ye Bir Katkı
sonra Fransa ve İngiltere'ye gider, 1897-1908 Psikolojinin Temelleri
(2 cilt)
oralarda 1879'dan itibaren kendi 1908 Psikoloji: Yeni Başlayanlar
hafızasının gücü üzerinde araştır­ için Ders Kitabı

malar yapmaya başlar. 1885'te

"saçma heceler" araştırmasını

detaylandırdığı Hafıza'yı yayımlar

ve aynı yıl Berlin Üniversitesi'nde

50 KISACA

BİREYİN ZEKASI YAKLAŞIM

SABİT BİR Zekli kuramı

NİCELİK DEGİLDİR ÖNCE
1859 İngiliz doğabilimci Char-
ALFRED BINET (1857-1911) les Darwin, Türlerın
Kökeni'nde zekanın kalıtsal ol-
duğunu ileri sürer.

1879'dan itibaren Wilhelm
Wundt, psikolojiye bilimsel
yöntemler uygulayarak zeka
gibi zihinsel yetenekleri ölç-
mek için nesnel yollar arar.

1890 Amerikalı psikolog Ja-
mes Cattell, zihinsel yetenek-
lerdeki bireysel farklılıkları ölç-
mek için testler geliştirir.

SONRA
1920'ler İngiliz eğitim psiko-
logu Cyril BurL, zekanın esas
olarak kalıtsal olduğunu ileri
sürer.

1940'lar Raymond Cattell iki
tür zeka ta nıınlar: akıcı (doğuş­
tan) ve kristalize (deneyimle

şekillenen).

1 859'da Charles Darwin
Türlerin Kökeni'nde evrim
kuramını tanıtmakla zekan ın

kalıtımsal olarak mı geçtiği yoksa

koşullarla mı şekillendiği

hakkındaki tartışmaya da bir
çerçeve sağlamış olur. Kuzeni
Francis Galton 1880'lerin başında
Londra'da yaklaşık 9000 kişinin
bilişsel yeteneklerini tesl ederek
temel zekanın doğuştan sabit
olduğu sonucuna varır. Aynı zaman
d iliminde Wilhelm Wundt, zeka
katsayısı (!O} kavramını ortaya atar
ve bunu ölçmek için girişimlerde
bulunur. Wundt'un çalışmaları
Amerikalı psikolog Jamcs Cattell 'in
zihinsel yeteneklerin ölçümü
konusunda çalışmalar yapması için


Click to View FlipBook Version