FELSEFi KÖKENLER 51
Ayrıca bkz. Francis Gaitan 28- 29 • Jean-Martin Charcot 30 • Wilhelm Wundt
32-37 • Raymond Cattell 314 15
Zeka testinin ölçebildiği yalnızca ..
...bireyin belli bir zamanda ve belli bir bağlamdaki
zihinsel yetenekleridir.
Zeka insanın yaşamı boyunca değişecektir. Alfred Binet, Fransa'nın Nice
kentinde doğmuştur ama an-
ılham kaynağı olur ve aynı onu büyülemesinden nesiyle babası ayrıldıktan son-
zamanda Alfred Binet'nin insan ra küçük yaşında Paris'e gider.
zekası araştırmalarının da temelini kaynaklanmaktadır. Çocuklarının 1878'de hukuk derecesini alır
ve tıp okumak üzere
oluşturur. yeni bilgileri hızlı ve kolay şekilde Sorbonne'de temel bilimler ü-
emmelerinin konuya ne kadar zerine çalışmaya başlar. An-
Öğrenme ile büyülenme dikkat ettiklerine bağlı olduğunu cak asıl ilgi alanının psikoloji
Binet psikoloji gönlünü çelmeden not etmiştir. Öğrenmede bağlam ve olduğuna karar verir ve büyük
önce hukuk ve doğa biHmleri çocuğun zihinsel çerçevesi büyük ölçüde kendi kendine edindiği
uzerine çalışmıştır. Paris önem taşıyor gibi görünmektedir. eğitime rağmen 1883'te Faris
Salpetriere Hastanesi'nde yedi Salpetriere Hastanesi'nde Je-
yıldan fazla Jean-Martin Charcot ile Francis Galton'un Londra'daki an-Martin Charcot ile çalışma
çalışmış olması ona, deneysel deneyini duyan Binet de matema- sı için teklif alır. Ertesi yıl evle-
süreçler deneylerin dikkatli ve tikçiler, satranç oyuncuları, yazarlar nir ve iki kızının doğumundan
doğru planlama gerektirdiği ve sanatçılar gibi çeşitli özel ilgi sonra zeka ve öğrenmeyle ilgi-
konusunda ciddi bir kavrayış gruplarının bireysel yetenekleri ara- lenmeye başlar. 1891'de Sor-
kazandırmışsa da Binet büyük sındaki farklar üzerindeki kendi ge- bonne Deneysel Psikoloji
olçüde kendi kendini eğitmiştir. niş ölçekli araştırmasını başlatma Laboratuvarı'nın direktör yar-
insan zekası üzerinde çalışma ya karar verir. Aynı zamanda, dımcılığına atanır ve 1894'te
arzusu, iki kızının gelişimlerinin çocukların fonksiyonel zekaları üze- direktör olur.
rindeki çalışmasına da devam et-
mektedir. Çocukların belli becerile- Binet 1911'deki zamansız ö -
lümünden beri sayısız şekiller
de onurlandırılmıştır. Burılar
arasında La Societe Libre pour
l'Etude Psychologique de
l'Enfant'ın adının 1917'de La
Societe Alfred Binet olarak de-
ğiştirilmesi de bulunur.
Önemli eserleri
1903 Zekli Üzerine Deneysel
Çalışma
1905 Zihin ve Beyin
1911 Zeklinın Gelişimini Ölç-
mek İçin Bir Yöntem
52 ALFRED BINET
re belli yaşlarda erişebildiklerini not Binet-Simon Ölçeği ' 'Zekada, eksikliği ya da
etmiştir. Örneğin çok küçük çocuk- Bu görevde 1894'ten beri direktörü
lar soyut düşüncelerden anlamazlar olduğu Sorbonne Üniversitesi bozukluğu gerçek hayatta
- bu, doğrudan yaşla bağlantılı ge- Deneysel Psikoloji Laboratuvarı'nda büyük sorun yaratacak temel
lişmiş düzeyde bir zekılnın işareti araştırmalar yürüten bilim adamı
dir. Theodore Simon da ona katılır. Bu, bir unsur mevcuttur:
iki bilim adamı arasında uzun Bu da yargıdır.
Binet 1899'da eğitim araştırma sürecek ve verimli bir işbirliğinin Alfred Binet
ları yapan La Societe Libre pour
l'Etude Psychologique de l'Enfant başlangıcıdır. ''
(Çocuklara Yönelik Psikolojik
Çalışmalar İçin Özgür Toplum) adlı 1905'te Binet ve Simon "İdiosi, kuldaki öğretmenleri tarafından ,
yeni bir örneğe davet edilir. Kısa Embesilite ve Moronluk yaş grupları içinde ortalama öğren
sürede grubun lideri olur ve öğret Durumlarının Teşhisinde Yeni ciler olarak seçilmişlerdi ve her dü-
menlerle eğitim görevlileri için çok Yöntemler" adını taşıyan ilk testle- zeyde beceri sahibi çocuğun ölçü-
yararlı makale ve bilgile r yayımla rini geliştirirler. Çok geçmeden ay- lebileceği normalliğin temel bir
maya başlar. Yaklaşık olarak aynı nı çalışmanın 3-13 yaş arası çocuk- ölçüsünü oluşturmaktaydılar.
zamanlarda Fransa'da 6-12 yaş ara- lar için düzeltilmiş ve Binet-Simon
sı eğitim zorunlu hale getirilir ve Ölçeği olarak bilinen yeni versiyo- Binet ve Simon'ın zorluk derece -
Binet'den gereksinimleri olan eğiti nunu tanıtırlar. Bu ölçek 1908'de ve sine göre düzenlenmiş 30 ödevi dik-
mi alabilmelerini sağlamak amacıy 1911'de iki kez daha düzeltilir. katle kontrol edilen koşullar altında
la öğrenme zorlukları olan çocukları gerçekleştirilmeliydi. Binet kendi
tanımlamak için bir test geliştirme Uzun yılların gözlem ve deneyi- kızlarıyla yaptığı gözlemlerden ço-
si istenir. Yaptığı bu iş Binet'nin mine dayanarak Binet ve Simon cukların dikkatlerinin çok çabuk da-
1904'te çocukların öğrenme potan- farklı yaşlarda çocukların ortalama ğılabildiğini ve dikkat düzeylerinin
siyellerini değerlendirmek için bir yeteneklerini yansıtan ve zorluk de- ödevleri yerine getirmede büyük ö-
yöntem geliştirmesi için resmi bir recesi artarak ile rleyen 30 testi bir nem taşıdığını öğrenmişti. Zekayı,
komisyonda görevlendirilmesine araya .getirirler. En kolay testler bir sürekli değişen şartlarıyla gerçek
neden olur; Binet normal ve zor öğ dünyada faaliyet gösteren ve pratik
renen çocuklar arasındaki farklar ve ışık huzmesini takip etme veya kılgısal yargıyla kontrol edilen çok
bu farkların ölçülebilmesi üzerinde kendilerini test eden kişiyle temel yönlü zihinsel yetilerin bir karışımı
çalışmayı kendine amaç edinir. bir konuşmayı içermektedir. Biraz olarak görüyordu.
daha zor olan testler çeşitli beden-
Büyük ölçüde Binet-Simon Ölçeği'ne sel organları gösterme, iki basa- Zeka sabit değildir
dayanan zeka testleri bir çocuğun maklı sayıları ve basit cümleleri Binet başından beri Binet-Simon
okuldaki potansiyel başarısını tekrarlama, "ev" veya "çatal" gibi
öngörmek için başvurulan standart bir basit kelimeleri tanımlamayı içer- Ölçeği'nin sınırlı olduğunu
yöntem haline gelmiştir.
mektedir. Daha zor testlerde çocuk- biliyordu. Ölçeğin sade ce
lardan benzer eşya çiftlerinin arala- çor.ukları zekayla ilgili
rındaki farkları tarif etmeleri,
akıldan resimler çizmeleri, verilen performansları bakımından aynı
üç kelimeyi kullanarak cümleler o-
luşturmaları istenmektedir. En zor yaştaki diğer çocuklardan
testlerde rastgele yedi basamaklı ayırmaya yaradığını belirtiyordu.
sayıları tekrarlama, Fransızca 1908 ve 1911 testleri farklı yaş
"obeisance" kelimesi için üç tane grupları için testler üzerinde
kafiye bulmaları ve "Komşuma ga- büyük bir vurgu yapmıştır ve
rip ziyaretçiler geliyor. Evine önce
bir doktor, oonra avukat ve sonra da
rahip geldi. Orada neler oluyor?" gi-
bi sorulara cevap vermek bulun-
maktadır.
Binet ve Simon ölçeklerini önce
beş yaş grubuna ayrılmış 50 çocuk
üzerinde denediler. Bu çocuklar o-
FELSEFİ KÖKENLER 53
s onunda "akıl yaşı" kavramının Binet-Simon te stleri genel bir performans düzeyini
ortaya çıkmasına neden olmuştur. temsil eden bir 10 (zeka katsayısı) sayısını ortaya
çıkarmıştır. Bu grafik nüfus grupları arasındaki 10
Binet ayrıca zinihsel gelişimin varyasyonlarım göstermektedir.
farklı hızlarda gerçekleştiğini ve çev-
resel faktörlerden etkilenebileceğini IO 52 68 84 100 116 132 148
de vurgulamıştır. Testlerinin zaman
içinde belli bir noktadaki zihinsel Siman Ölçeği'nde değişiklikler yap- öğrendiğinde zekayı "vahşi kötüm-
düzeyi değerlendirmenin bir yolu ol- mıştır. Çok sayıda Amerikalı serlikleri" ve "içler acısı hükümleri"
duğunu düşünmeyi tercih etmiştir çocuğun test sonuçlarını kullana- ile değişmez bir sabit olarak ileri
çünkü bu, koşullar değiştiğinde bire- rak adını Stanford-Binet olarak de- sürenleri lanetlemiştir.
yin düzeyinin de değişebilmesi ola- ğiştirmiştir. Test artık özel gereksi-
sılığına imkan tanımaktadır. Bu, da- nimleri olan çocukları belirlemek Binet'nin "IQ testi" kavramı bu-
ha sonraları zekanın yalnızca için değil, mesleki veya iş odaklı e- gün de zekanın temelini oluşturma
biyolojik unsurlara dayandığını öne ğitime uygun kişileri ayırmak ve ya devam etmektedir. Eksiklerine
sürecek olan tanınmış İngiliz psiko- onları ömür boyu vasıfsız işlere rağmen yine de insan zekası hak-
logu Charles Spearman'ın görüşleri mahkum etmek için kullanılmakta kındaki bilgilerimizin ilerlemesinde
ne ters düşmektedir. dır. Terman da Goddard gibi ciddi bir araştırma birikimi sağla
zekanın kalıtsal olduğuna ve değiş
Binet, çocuğun "zekasının sabit mıştı r.•
bir nicelik olmadığını", çocuk büyü- meyeceğine, dolayısıyla eğitimin
dükçe geliştiğini, kendisinin bunu ' 'Bir ölçme yöntemi bulmak
ölçmek için bir test geliştirmesine zeka üzerinde bir etki yapmayaca-
rağmen hiçbir rakamın bir insanın istemedim... Sadece bireyleri
zeka düzeyini kesin olarak yansıta ğına inanmaktadır. sınıflandırmak için bir yöntem
mayacağını özellikle belirtmiştir.
Binet'ye göre tablonun tamamı an- Binet, uzun bir süre boyunca bulmaya çalıştım.
cak bu teste eşlik eden bir vaka ça- çalışmalarının bu şekilde kötüye Alfred Binet
lışmasıyla ortaya çıkarılabilir. Sonuç kullanıldığının büyük ihtimalle far-
olarak Binet, zihinsel yeteneklerin bir kında olmamıştır. Binet, profesyo- ''
uzunluk veya kapasiteymişçesine öl- nel meselelerle nadiren ilişkisi olan,
çülmesinin mümkün olduğuna inan- kendi dünyasından pek dışarı çık
mamaktadır; ona göre zekayı ancak mayan yalnız biriydi. Hiç Fransa
sınıflandırmak mümkündür. dışına çıkmamıştır, Binet-Simon
Ölçeği de Fransa'da -onun yaşadı
Kullanım ve kötüye ğı sürece- kimse tarafından kulla-
nılmamıştır, bu nedenle hiçbir za-
kullanımlar man ölçek üzerinde yapılan
1908'de Amerikalı psikolog Henry değişikliklerle karşılaşmamıştır.
H. Goddard Avrupa gider ve Binet-
Simon testlerini keşfeder. Testleri Nihayet "kendi geliştirdiği teste ya-
çevirerek yaklaşık 22.000 kopyasını
okullarda kullanılması için ABD'nin bancı düşüncelerin aşılandığını"
her yerine dağıtır. Ne yazık ki Binet
zekayı kalıtsal unsurlara
dayandırmamaya özen gösterdiği
halde Goddard zekanın genetik
olarak belirlendiğine inanmaktadır.
Goddard, Binet-Simon ölçeğini
zorunlu bir sterilizasyon için "geri
zekalı kişilerin" kökünü kazımak
için bir yöntem olarak görmüştür.
1916'da yine bir Amerikalı psi-
kolog olan Lewis Terman, Binet-
54
BİLİNÇDIŞI PERDENiN
ARKASINDAKİ
ADAMLARI GÖRÜR
PIERRE JANET (1859-1947)
KISACA Eğer bir kişi ortada hiçbir 1 880-1910 yılları arasında "çö-
görünür neden yokken zülme" durumu -kişinin bi-
YAKLAŞIM linçli zihni ya da normal gün-
psikolojik dehşet belirtileri lük kişiliğinde bazı zihinsel süreç-
Nörolojik bilimler gösteriyorsa.. lerde ayrılmalar- yoğun bir ilginin
odağı olmuştur. Dünyanın "rüyada
ÖNCE \I gibi" ya da "gerçekdışı" gibi görün-
1878 Jean-Martin Cbarcot, düğü hafif çözülme en sık görülen
Sinir Sistemi Hastalıkları'nda .. .bunlar bilinçaltı bir türdür ve şu ya da bu zamanda ço-
isterinin semptomlannı ğu insanın başına gelmiştir. Genel-
tanımlar ve daha sonra ayrı, düşünceden kaynaklanıyor likle soğuk algınlığı gibi hastalıklar
biyolojik bir hastalık olarak sırasında ya da uyuşturucuların ve -
kabul eder. olabilirler. ya alkolün etkisi olarak çözülme sı
rasında ve sonrasında hafızanın
SONRA \~ kısmen ya da tamamen kaybına ne-
1895 Sigmund Freud, çözül- den olabilir. Nadir vakalarda o za-
menin zihnin savunma Bu düşüncenin daha önce manlar çoklu kişilik bozukluğu ola-
mekanizmalarından biri yaşanmış bir olayla ilgisini rak tanımlanan bu durumda kişinin
olduğunu öne sürer. iki ya da daha çok kişiliği ortaya çı
terapi ortaya çıkarabilir. kar. Bu tür uç örnekler artık "kimlik
1900'1er Amerikalı nörolog çözülmesi rahatsızlığı" olarak sınıf
Morton Prince, çözülmeye ~
bağlı geniş bir hastalıklar landırılmaktadır.
yelpazesi olduğunu ileri sürer. Bu, ciddi vakalarda
çözülmeye -iki ayrı bilincin Fransız filozof ve doktor Pierre Ja-
1913 Fransız doğa bilimcisi net, çözülmeyi bir psikiyatrik durum
J.P.F. Deleuze, çözülmeyi iki varlığına- yol açabilir. olarak tanımlayan ve araştıran ilk kişi
ayrı insanın oluşması gibi olarak bilinir. 1880'lerin sonu ve
diyerek tanımlar; biri tamamen 1890'ların başında Paris'teki
uyanıktır diğeriyse yarı uykuda. Salpetriere Hastanesi'nde çalışan Ja-
net, "isteri" hastalarım tedavi etmiş,
1977 Ernest R. Hilgard, aşın semptomlar sergileyen pek çok
Bölünmüş Bilinç'te bilincirı kadının vaka incelemelerini yayımla
hipnoz yoluyla ayrışmasını ele mıştır. Örneğin "Lucie" adındaki bir
hasta genellikle sakin bir durumday-
alır. ken aniden tedirginleşerek görünürde
FELSEFIKÖKENLER 55
Ayrıca bkz . Jean-Martin Charcot 30 • Alfrcd Binet 50-53 • Sıgmund Freud 92-99 • Thigpen & Cleckley 330-31 •
Emest R Hilgard 337
' 'Bu insanları rahatsız eden bir matik bir anısını da hatırlayabilmek olduğunu düşünmüş ve onun yerine
tedir. hastasının zihinsel travmalarının
şey var ve siz bunun köklerine kaynağını "bilinçdışı" olarak adlan-
inebilmek için dikkatle Bilinçaltı travma
incelemelisiniz. Janet, Lucie'nin bu çocukluk trav- dırmıştır. Freud ayrıca. çözülmenin
Pierre Janet masının çözülmesinin nedeni oldu- evrensel bir "savunma mekanizması"
ğu sonucuna varmıştır. Psıkolo1ik olduğunu öne sürerek Janet'in düşün
'' Otomatizm'de bunu şöyle anlatır: celerini de geliştirmiştir.
"Bedenin korku durumunda olması
hiçbir neden yokken ağlamaya başla korku duygusunu hissetmektir; ve Hipnotizmanın akıl hastalıkları
makta ve korkmuş görünmekteclir. eğer bu durum bilinçaltı bir düşün
Lucie'nin, Janet'in "Lucie 1", "Lucie 2" ce tarafından belirleniyorsa hasta- nın teşhis ve tedavisinde kullanıl
ve "Lucie 3" adını verdiği üç kişiliği nın bilincinde sadece duygu bulu- ması gözden düştüğü için Janet'in
var gibidir ve özellikle hipnotize edil- nur ama neden böyle hissettiğini çalışmaları da onlarca yıl boyunca
diğinde üçü arasında ansızın gidip bilemez." Korku onu ele geçirdiğin ihmal edilmiştir. Ancak 20. yüzyılın
gelmektedir. Lucie 1'in sadece "ken- de Lucie "Korkuyorum ama neden sonlarından itibaren çözülmeli rahat-
di" anıları vardır, aynen Lucie 2 gibi korktuğumu bilmiyorum.'' demekte- sızlıklarla uğraşan psikologların ye-
ama Lucie 3 üç kişiliğin tümüyle ilgili dir. Janet şöyle der: "Bilinçaltı kendi niden ilgisini çekmeye başlamıştır. •
olayları hatırlayabilmektedir. Yine Lu- rüyasının içindedir; perdenin arka-
cie 3, yedi yaşında tatildeyken bir sındaki adamları görmekte ve be- -~~--- '...
perdenin arkasına gizlenmiş iki adam deni korku durumuna sokmakta-
tarafından korkutulduğu ile ilgili trav- dır." Janet travmatik olayların ve . ~.. ~.- .\· ,,...' •' ;'' .. :..il
stresin, buna eğilimli herhangi bir
kişide çözülmeye neden olacağına .. _;_ .. ı . '
inandığını da eklemektedir.
" .1'~_,.,, , ' . .• •..••..... . ....
Janet zihnin kendine özgü olma-
yan ve dengesiz davranışlarının ar- Çocukluk travmaları unutulmuş gibi
dında olduğuna inandığı kısmını "bi- görünebilirler ancak Pierre Janet'e göre
linçaltı" olarak tanımlar. Ancak Sig- sıklıkla zihnin "bilinçaltı" kısmında kala-
mund Freud bu terimin çok belirsiz rak daha sonraki yılarda zihinsel sorunla-
rının ortaya çıkmasına neden olurlar.
Pierre Janet Pierre Janet, Paris'te kültürlü bir malarını "isteri"yi de kapsayacak
orta sınıf ailenin çocuğu olarak şekilde genişletmiş ve 1898'de
doğmuştur. Çocukken doğa bilim- Paris'teki Salpetriere
lerine ilgi duymuş ve bitkiler topla- Hast anesi'nde Charcot 'un labo-
yıp onları kataloglamıştır. Filozof ratuvarının direktörü olmuştur.
amcası Paul Janet onu hem tıp hem Ayrıca Sorbonne'da da dersler
felsefe eğitimi alması için ce saret- vermiş ve 1902'de College de
lendirmiş ve Paris'teki Ecole Nor- France'da psikoloji profesörü ol-
male Superieure'e g ittikten sonra
muştur.
Sorbonne'dan felsefe alanında
master derecesi almıştır. Henüz 22 Önemli eserleri
yaşındayken Le Havre'daki
Lycee'ye felsefe profesörü olarak a- 1893 İsteriklerin Zihin sel
tanmış ve orada hipnotizmanın te-
tiklediği durumlarla ilgili araştır Durumları
malar yapmıştır. Jean-Martin
Charcot'dan esinlen en Janet, çalış- 1902 N evrozlar
1907 İsterinin Önemli Belirtileri
1
58 GiRIŞ
1
1 John B. Watson,
Charles Darwin, davranışçıların gayri
1 davranışların evrimsel resmi manifestosu İvan Pavlov köpekler Zing-Yang Kuo'nun kedi
adaptasyon!ar olduğunu haline gelen Bir ve farelerle yaptığı
savunan eseri İnsan ve Davranışçının Gözüyle üzerindeki deneyleriyle deneyleri içgüdü diye
1 Hayvanlarda Duyguların
Psikoloji'yi klasik koşullanmayı bir şeyin olmadığını
//adesi'ni yayımlamıştır. yayımlamıştır. göstermiştir. göstermeye yöneliktir.
1 i i i
i1
1872 1913 1927 1930
1
1898 1920 1929 1930
1 1 1 1
John B. Watson, "Küçük
Edward Thorndike'ın Kari Lashley'in beyin B. F. Skinner,
Etki Yasası, tatmin Albert" üzerinde deneyler kesitleri üzerindeki
edici etkiler yaratan deneyleri öğrenmenin "işlemsel
tepkilerin tekrarlanması biryapmış, bebeğe şartlı koşullandırma"nın
olasılığının yüksek tüm beyinle
duygusal tepkiyi etkilerini fareler
olduğunu öne gerçekleştiğini üzerindeki deneylerle
'öğretmiştir. göstermiştir.
sürmüştür. göstermişti r.
1
1 890'larla birlikte psikoloji, boratuvar koşullarında zihnin -dav- deneylerden etkilenmiştir ve yeni
felsefi kökenlerinden ranışın- işleyişinin göstergeleri yeni ortaya çıkmakta olan
ayrılarak bilimsel bir konu üzerinde çalışmaktır. John B., davranışçı psikolojiye farkında
olarak kabul edilmeye başlanır. Watson'un ortaya koyduğu gibi psi- olmadan temel oluşturan da Rus
Avrupa ve ABD'de laboratuvarlar ve koloji "Doğabilimlerinin, konusunu fizyolog İvan Pavlov olur. Ünlü
üniversite bölümleri kurulmaya, insan davranışlarından -öğrenilmiş köpek salyası deneyinde Pavlov,
ikinci kuşak psikologlar ortaya veya öğrenilmemiş eylemler ve söz- koşullandırma süreci içinde bir
lerden- alan bölümüdür." Araların hayvanın uyarıcıya nasıl tepki
çıkmaya başlar. da Edward Thorndike, Edward Tol- verdiğini tanımlamış ve
man ve Edwin Guthrie'nin de psikologlara davranışçılığın
ABD'de psikologlar, William Ja- bulunduğu ilk "davranışçılar." dik- anafikrini üzerine inşa edecekleri
mes ve diğerleri tarafından gösteri- katle hazırlanmış koşullarda hay- bir temel sağlamıştır.
len içgözleme yönelik, felsefi yakla- van davranışlarını izleyerek ve bu Koşullandırma kavramı psikolojide
şıma tepki göstererek nesnel ve testlerden insanların çevreleriyle ol- genelhkle " uyarıcı-tepki" olarak
bilimsel bir temel üzerinde yeni bir duğu kadar öğrenme, hafıza ve kullanılır ve davranışçılığ ın alacağı
disiplin oluşturma arzusundadırlar. şartlanmayla nasıl etkileşim içinde
İçgözlemin doğası gereği öznel ve nklııkları hakkında kuram lar çıka biçimi belirler.
onun üzerine inşa edilen kuramla- racakları deneyler tasarlarlar.
rın ne kanıtlanabilir ne de aksi is- Davranışçı yaklaşım dış koşu l
patlanabilir olduklarını; eğer psiko- Koşullandırma tepkileri
loji bir bilim olarak muamele Davranışçıların deneyleri fiziksel landırmalara verilen tepkileri göz-
görecekse gözlemlenebilir ve ölçü- süreçler üzerinde çalışan fizyologlar lemlemeye yoğunlaşır, bilimsel ola-
lebilir bir olgu üzerinde yükselmesi tarafından tasarlanan benzer rak incelemenin imkansız olduğu
gerek tiğini düşünmek tedirler. Bul- düşünülen ve bu yüzden hiçbir dav-
dukları çözümse, sıkı kontrollü la- ranış analizine dahil edilemeyecek
elan zihinsel durumları ve süreçleri
DAVRANIŞÇILIK 59
Konrad Lorenz, hayvan Clark L. Hull itkile rin B, F, Skinner, Sözel Noam Chomsky,
yavrularının kritik bir indirgenmesinin
zamanda aldıkları duyumsal Davranış'ta konuşmanın, Skinner'ın Sözel
bir bilgi nedeniyle bazı (temel insani
içgüdülerimizin tatmin davranışsa! ve gene tik birDavranış kitabına
yetişkin hayvanları edilmesi) pekiştirmenin tarihçemizin bir ürünü eleştiri yazısı yazarak
bilişsel devrimin
ebeveynleri sanmalarından tek gerçek temeli olduğunu iddia eder.
yola çıkarak mühürleme kıvılcımını çakar.
olduğunu ileri sürer. i
olgusunu keşfetmiştir. i
1957
ii 1959
1935 1943
1938 1948 1958 1960'1ar
1 1 1 1
Edwin Guthrie, tek Edward Tolman'ın Fareler Joseph Wolpe, "savaş Neal Mi11er'in
deneme öğrenmesinin nevrozu" yaşayan savaş deneyleri
ve İnsanlarda Bilişsel
yeterli olduğunu, gazileri üzerinde biyofeedback
Haritalar'ında günlük tekniklerinin
koşullandırmanın hayatlarımız içinde duyarsı zlaştırma keşfine yol açar.
bilişsel haritalar
tekrarlamaya bağlı geliştirdiğimizi öne sürer. teknikleri dener.
olmadığını öne
sürmüştür.
görmezden gelir. Psikolojinin temel- tarafından öne sürülen düşüncelere ateşlemek olmuştur. Bu dönemin en
lerinde "zihin"den "davranış"a doğru benzese de genetik faktörleri dikka- önemli kişilerinden biri, Alman
gerçekleşen bu kayma devrim niteli- te a larak ve zihinsel durumların kaynaklı Gestalt psikolojisine olan
ğindedir ve "davranışçı manifesto" (nedenden çok) sonuç olduklarını ilgisi nedeniyle kuramları, algı ve
da - 1913 'te Watson tarafından yazı ileri sürerek davranışçılığın yolunu kavramanın önemini dışlamayan
lan Bir Davranışçının Gözüyle Psiko- radikal biçimde değiştirmiştir. bir davranışçı olan Edward
loji- buna eşlik etmektedir. Tolman'dır. Başka bir davranışçı
Bilişsel devrim olan Karı Lashley, vurgunun
Davranışçılık, sonraki 40 yıl bo- davranıştan beyine ve onun
yunca, psikoloji alanında başı çeken Ancak 20. yüzyılın ortalarında işleyişine kaymasında önemli rol
ABD'd e egemen yaklaşım haline psikologla r davranışçı-yaklaşımı
gelir. Pavlovyen ya da klasik koşul sorgulam aya başlamışlardır. oynamıştır.
Hayvan davranışları üzerine
landırma düşüncesinden Watson'ın çalışmalar (etoloji) öğrenilmiş Davranışçılık artık görevini ta-
davranışlar kadar içgüdüsel mamlamış ve bilişsel psikolojinin
davranışları, doğuştan ya da kalıtsal olanların da önemli olduğunu çeşitli dalları tarafından gözden dü-
faktörlerin değil sadece çevresel göstermiştir. Bu bu luş şürülmüştür. Ancak özellikle konu
uyarıcıların şekillendirdiği tezi orta - için bilimsel bir metodoloji geliştir
ya çıkmıştır. Sonraki kuşağın üyele- koş u lland ırmanın katı me ve psikolojik deneylerde kullanı
ri arasında, davranışın önceden bir labilecek modeller sağlama konu-
uyarıcıyla değil, sonuçlarla şekillen düşünceleriyle pek sundaki mirası kalıcı olmuştur.
diğini öne süren "işlemsel koşullan uyuşmamaktadır. Skinner'in Davranışsa! terapi, bilişsel-davra
düşüncelerine karşı bir tepki de nışsal terapinin önemli bir parçası
dırma" kuramında uyarıcı-tepki d ikkatleri yeniden davranıştan olarak günümüzde hala kullanıl
zihne ve zihinsel süreçlere geri maktadır. •
kavramını yeniden değerlendiren döndüren "bilişsel devrim"in fitilini
"radikal davranışçı" B. F. Skinner da
vardır. Bu kavram William James
60
LEZZETLİ BİR YEMEGİN
~ÖRÜNTÜŞ,Ü AÇ BİR
iNSANiN AGZINI
SULANDIRIR
İVAN PAVLOV (1849-1936)
KISACA - M odern psikoloji henüz
(Yemek sunulması gibi) çocukluk çağını yaşarken
YAKLAŞIM şartsız bir uyarıcı. .. yapılan önemli buluşların
Klasik tartlandırma ,ı, .. çoğu, başka alanlarda çalışan bilim
ÖNCE insanlarının araştırmalarının
12. yüzyıl batlan Arap
Hekim İbn Zü hr, cerrahi sonucudur. Bu öncüler arasında en
işlemleri tes Letmek için
hayvanlar üzerinde deneyler Şartsız bir tepkiye çok tanınanlardan biri de Rus
yapar. (tükürük salgılamaya fizyolog İvan Pavlov'dur. Köpeklerde
başlamaya) neden olabilir.
1890 William James, Psikoloji- sindirim sırasında tükürük
nin İlkeleri'nde h ayvanlarda \11
"dürtüsel bir adımın gerçekleş l salgılarını araştırdığı çalışması onu
me sinin bir sonraki adım içirı
vazgeçilmez bir uyarıcı" hiç beklenmedik sonuçlara
olduğunu ileri sürer.
götürmüştür.
SONRA
1920 John B. Watson'ın Pavlov 1890'!arda, cerrahi
"Küçük Albert" d ene yi insan-
larda klasik şartlandırmayı Şartsız bir uyarıcıya nötr bir yöntemlerle eklenen bazı gereçlerle
gösterir. uyarıcı (çalan bir zil gibi)
yemek yerken tükürük salgılarını
1930'lar B. F. Skinner farelerin eşlik ederse..
belli bir şekilde davranmaları ölçtüğü köpekler üzerinde bir dizi
için koşullandırılabilecekleri
ni" göstenr. deney yürütmüştür. Bu sırada
1950'ler Psikoterapistler köpeklerin sadece yemek yerken
"şartlandırmayı" davranış değil iştah açıcı bir besini
terapisinin bir bölümü olarak .. .şartlı bir tepki gördüklerinde ya da kokusunu
kullanırlar. gelişmeye başlar. aldıklarında da tükürük
salgıladıklarını keşfetmiştir. Hatta
köpekler bakıcılarının kendilerine
yaklaşmaları sırasında bile yemek
Tekrarlanan durumlardan sonra beklentisi içinde Lükürük
şartlı uyarıcı tek başına . ..
salgılamaktadırlar.
'1
Pavlov'un gözlemleri onu çeşitli
. .. şartlı bir tepkiye (tükürük
salgılamaya başlamak) neden uyarıcılara yarattıkları tepkiler
olacaktır. arasındaki ilişkileri incelemeye
yöneltmiştir. Bir deney sırasında
köpeklere yemek vermeden hemen
önce bir metronomu kurmuş ve
köpekler bu sesi yemekle
özdeşleştirinceye kadar işlemi
DAVRANIŞÇILIK 61
Ayrıca bkz. William James 38-45 • John B. Watson 66-71 • B.F. Skinner 78-85 • Stanley Schachter 338
Pavlov'un köpe kleri beyaz laboratu- uyarıcının niteliği ne olursa olsun deneyler yaparak şartlı tepkinin
var önlüğü giyen birini gördüklerinde sonuç her zaman aynıdır: Nötr fiziksel olduğu kadar zihinsel de
tükürük saJgılıyorlardı. Onlara yemek uyarıcıyla (zil veya ışık) yemek olabileceğ ini kanıtlamış ve şartlı
veren kimseler her zaman beyaz göm- arasındaki çağrışım bir kez bir uyarıcıyı korku veya kaygı
lek giydikleri için gömleği yemekle yerleşince köpekler uyarıcıyla her tepkisine yol açacak şekilde
zaman tükürük salgısıyla tepki
"şartlandırmam ışlar"dı. yönlendirmiştir.
vermişlerdir.
tekrarlamıştır. Bu "şartlandırma" en Klasik veya Pavlov
sonunda köpeklerin sadece Şartlı tepki şartlandırması olarak bildiğimiz
metronomun tıkırtısına b ile ilkenin yanı sıra Pavlov'un deney
tükürük salgılamalarıyla Pavlov köpeklere sunulan yemeğin, yöntemleri de psikolojinin, felsefi
öğrenilmemiş veya "şartsız" değil gerçek bir bilimsel disiplin
sonuçlanmıştı r. tepkiye neden olduğu için "şartsız olarak ortaya çıkmasında çığır açan
uyarıcı", yan i bu durumda tükürük adımlar olmuştur. •
Daha sonraki deneylerinde salgısı olduğu sonucuna varmıştır.
Pavlov metronomu bir zil vızıldayıcı Ancak metronomun tıkırtısı, ' 'Gerçekler bilimin nefesidir.
ya da yanıp sönen bir ışıkla ve yemekle olan çağrışımı bir kez
larklı ses perdelerinden ıslıklarla öğrenildikten sonra tükürük için bir Onlar olmasa bilim insanları
değiştirmiştir. Ancak kullanılan uyarıcı haline gelir. Pavlov bunun ilerleyemez.
üzerine metronomu "şartlı uyarıcı" İvan Pavlov
İvan Pavlov olarak tanımlar. Metronoma tepki
olarak salgılanan tükürüğe de ''
"şartlı tepki " adını verir.
Kendisine 1904'te Nobel Ödülü
Daha sonraki deneylerinde kazandıran köpeklerin sindirim
Pavlov, şartlı uyarıcının sürekli salgıları ile ilgili ünlü araştırma
olarak yemek verilmeden sını da burada yapmıştır. 1925'te
tekrarlanması halinde resmi olarak emekli olmuş ama
baskılanabileceğini veya 1936'nın Şubat'ında zatürreeden
ölümüne kadar deneylerine
"unutulabileceğini" göstermiştir. devam etmiştir.
Ayrıca çeşitli uyarıcıları acı veya Önemli eserleri
bir tür tehdit olarak çağrıştıran
1897 Aııa Siııdiriın Bezleriııiıı
Rusya, Ryazan'da bir köy rahibinin Çalışması Üzerine Konferanslar
en büyük oğlu olan İvan Pavlov'un 1928 Şartlı Refleksler Üzerine
kaderi ilk başlarda babasının ayak Konferanslar
izlerini takip etmek üzerine kurulu 1941 Şartlı Refleksler ve
gibidir. Ancak yerel bir okuldaki Psikiyatri
eğitimini çabucak terk ederek
doğabilimleri üzerine eğitim almak
için St. Petersburg Üniversitesi'ne
transfer olmuştur. 1875'te mezun
oldu kta n sonra Tıbbi Cerrahi
Akademisi'ne kaydolmuş ve orada
önce doktora unvanı, sonra da burs
kazanmıştır. 1890'da Askeri Tıp
Akademisi'nde profesör olmuş ve
aynı zamanda Deneysel Tıp
Enstitüsü'nde Psikoloji bölümünün
direktörlüğüne getirilmiştir.
62 KISACA
KAZANÇSIZ YAKLAŞIM
EYLEMLER Bağlantıcılık
SİLİNİR ÖNCE
1885 Hermann Ebbinghaus
EDWARD THORNDIKE (1874-1949) Bellek Üzerine adlı kitabında
"unutma eğrisini" -insan
anılarının silinme hızını
tarumlar.
1890'lar Ivan Pavlov klasik
şartlandırmanın ilkelerini
belirler.
SONRA
1918 John B. Watson'ın
"Küçük Albert" deneyleri ile bir
bebeğe şartlanma uygulanır.
1923 İngiliz psikolog Charles
Spearman, insan zekasının
ölçümünde tek bir genel faktör
-"g faktörü"nü- önerir.
1930'lar B. F. Skirıner
sonuçlardan bir şartlandırma
kuramı işlemsel
şartlandırma- geliştirir.
P avlov, Rusya'da köpekler
üzerinde deneyler yaptığı
sıralarda Edward
Thorndike da Amerika'da doktora
tezi için hayvan davranışlarını
incelemeye başlamıştır.
Çalışmaları terimin
benimsenmesinden çok önce
gerçekleşmiş olsa da Thorndike
belki de ilk gerçek "davranışçı"
psikologdur.
Thorndike 1890'larda mezun
olduğunda, bilimsel psikoloji
üniversitelerde yeni bir araştırma
alanı olarak yeşermektedir ve bu
bilimi ilgilendiği eğitim ve
öğrenme alanlarına uygulamak ona
çok cazip gelir. Asıl amacı
insanlarda öğrenme üzerine
Ayrıca bkz. Hcrmann Ebbinghaus 48-49 • İvan Pavlov 60 61 • John B. Watson 66- 71 • Edward Tolman 72-73 •
B.F. Skinner 78-85 • Donald Hebb 163
' 'Psikoloji, bir hedefin
ulaşılabilirliğini ölçer.
Edward Thorndike
''
çalışmaktır ancak araştırması için
uygun bir özne bulamayınca bir
dizi kontrollü deneyle gözlem
yoluyla zeka ve öğrenme süreçlerini
incelemek için dikkatini hayvanlara
çevirmiştir. Thorndike'ın vardığı
sonuçlar bundan çok daha ileriye
gitmiş ve davranışçı psikolojinin
temellerini atmıştır.
Öğrenme ortamlan düğme gibi çeşitli gereçlerle Deney, her biri farklı gereçlerle
Thorndike'ın ilk deneyleri, bu karşılaşır. Bunlardan yalnızca biri açılan çeşitli bulmaca kutularına
deneyler için özellikle tasarlayıp kutunun kapağını açacak mandala yerleştirilen farklı kedilerle
yaptığı labirentlerden çıkmayı bağlıdır. Zamanla kedi oradan tekrarlanır. Thorndike, tüm
öğrenen civcivlerle ilgilidir. Bu, kaçmasını sağlayacak gereci kedilerin kaçış mekanizmasını
- özel olarak yaratılmış bir ortamda keşfeder ve yiyecekle ödüllendirilir. deneme-yanılma yoluyla ilk
belli bir uyarıcı ya da görev verilen İşlem tekrar edilir ve her seferinde girişimlerinde veya daha
özneler- daha sonra davranışçıların kedinin kapağı açmasının ne kadar sonrakilerde keşfetmelerine
deneysel tekniklerinin ayırıcı zaman aldığı not edilir. Bu, rağmen, kedilerin hangi
özelliği, günümüzde bilinen adıyla hayvanın çevresini ne kadar hızla eylemlerinin sonuçsuz olacağını ve
"araçsal şartlandırma" ya da öğrendiğini göstermektedir. hangilerinin ödül getireceğini
"araçsal öğrenme" haline
gelecektir. Araştırması ilerledikçe
Thomdike dikkatini kedilere
yöneltmiş ve onlar için "bulmaca
kutuları" icat ederek kaçış için
mekanizmalar öğrenme
yeteneklerini gözlemlemiştir.
Aç bir kedi bulmaca kutusunun
içine hapsedilir. Çevresini
keşfederek bir parça ip, bir halka,
üzerine basılacak bir panel ya da
64 EDWARD THORNDIKE
Etki Yasası Thorndike tarafından bulunmuştur ve tepki arasındaki sinirsel bağlar
davranışçı psikolojinin temellerini oluşturur. zayıflar ve sonunda "kazançsız
Thorndike, hayvanların eylemlerle sonuçlar arasında eylemler silinir".
bağ kurmayı öğrendiklerini, olumlu sonuçları daha çok
hatırladıklarını ve olumsuz olanları unuttuklarını Bir uyarıcıyla etkisi arasındaki
sonuca odaklanma ve sonucun
göstermiştir.
uyarıcı-tepki ilişkisini
öğrendikçe deneme-yanılma "bağlantıcılık" adını verir ve
güçlendireceği fikri daha sonraları
miktarının giderek düştüğünü fark öğrenme sırasında yapı lan
eder. öğrenmede pekiştirme adı
bağlantıların, beynin devresinde
Etki Yasası damgalandığını ileri sürer. verilecek olan kuramın bir
Bu deneylerin bir sonucu olarak örneğidir. Pekiştirme ve sonuçların
Thorndike, bir duruma gösterilen Thorndike'ın öne sürdüğü önemi, John B. Watson gibi bir
tepkinin tatmin edici sonuçlar sonraki kuşak davranışçı
vermesinin o tepkinin gelecekte şudur: Uyarıcı-tepki arasındaki psikologlar tarafından hemen
hemen görmezden gelinmiştir
tekrarlanması olasılığını bağlantının ne kadar güçlü ya da ancak Etki Yasası B. F. Skinner'in
zayıf olacağını belirleyen eylemin eserleri ve "işlemsel şartlandırma"
artırdığını, tepkinin tatmin edici sonucudur; bulmaca kutuları
sonuç vermeyen tepkinin de durumunda bir ipi çekmek veya kuramında başarıyla kullanılmıştır.
bir paneli itmek kaçış ya da
tekrarlanması olasılığının düşük hüsranla sonuçlanır. Diğer bir Sonraki araştırmasında
deyişle belirli bir uyarıcı-tepki Thorndike Etki Yasası'nı, tepki ile
olduğunu gösteren Etki Yasası'nı sıralaması tatmin edici ya da hoş ödül arasındaki bekleme süresini
ileri sürer. Bu, tüm davranışçı sonuçlar verdiğinde (kaçış veya geciktirmek, görevin
psikolojinin arkasında yatan fikrin, ödül gibi) bu tepkiler "durumla tekrarlanmasının etkisi ve
uyarıcı ve tepki arasındaki ilişki, daha yakından bağlantılı hale tekrarlanmadığında bir görevin ne
bunun öğrenme süreci ve gelirler. Öyle ki durum kadar çabuk unutulduğu gibi
davranışla ilgisinin ilk rnsmi tekrarlandığında, tepkinin de başka değişenleri de dikkate
ifadesidir. Thorndike, bir tekrarlanması muhtemeldir". Artık a larak geliştirmiştir. Buradan,
uyarıcıyla (U) bir tepki (T) sinirsel bir bağlantı olarak
arasında bir ilişki kurulduğunda uyarıcı-tepki ilişkisinin
beyinde de buna karşılık gelen damgalanmışlardır. Uyarıcı-tepki tekrarlandıkça güçlendiğini,
sinirsel bir bağlantı yapıldığını
öne sürmektedir. U-T öğrenimine sıralaması can sıkıcı ya da nahoş kullanılmadığı zamansa
bir sonuç verdiğinde (devam eden zayıfladığını öne süren Tekrar
hapislik veya ceza gibi) durumla Yasası'nı geliştirir. Üstelik ilişkinin
güçlenip zayıflama oranı da
değişebilmektedir. Thorndike'a
' 'Kişinin sahip olduğu zeka,
karakter ve beceriler kendine
özgü belirli eğilimlerin ve
aldıkları eğitimin sonucudur.
Edward Thorndike
''
yanılma ile öğrenmek
zorundadırlar çünkü kapıyla
çalıştırma kolu arasındaki ilişkiyi
kurmak için akıllarını
kullanamazlar.
Bir zamanlar yetişkin öğrencileri n İnsan zekası Metodist bir rahibin oğlu olan
bilgileri çocuklardan daha zor akılların Hayvan Zekası'nın Edward Thorndike, 1874'te
da tutabildikleri düşünülüyordu. Thorn- yayımlanmasından sonra ABD'nin Massachusetts
dike anlamlı tek değişimin, hafızada Thorndike dikkatini insan zekasına eyaletinin Williamsburg
değil öğrenme hızında olduğunu ortaya çevirir. Ona göre en temel zeka kentinde doğar. 1895'te
sinirsel bir bağ ile sonuçlanan basit Wesleyan Üniversitesi'nin fen
çıkardı. bir uyarıcı-tepki bağlantısı ile bilimlerinden mezun olduktan
nitelenmektedir. Bir hayvan ne sonra Harvard'a William
göre "rahatsızlık ya da tatmin ne kadar zekiyse bu tür bağlantılar Jaınes'in hocalığında psikoloji
kadar büyük olursa, bağ o kadar yapabilme yeteneği o kadar çalışmaya g ider. 1897'de New
güçlenir ya da zayıflar. artmaktadır. Bu nedenle de zeka, York City'deki Columbia
sadece genetik faktörlere değil Üniversitesi'ne giderek
İlginç bir şekilde, Thomdike deneyime de bağlı olan sinir 1898'de doktora tezini
standart davranışçı yöntemler bağlantıları kurma yeteneği ile tamamlar.
haline gelecek yöntemler
kullanarak hayvan davranışlarını tanımlanabilir. Thorndike'ın eğitim
araş tırmı ş ve ilk davranışçıların
klasiği haline gelecek olan Hayvan İnsan zekasını ölçmek için psikolojisine olan ilgisi
Zekası (1911) adlı kitabı yazmış Thorndike CAVD (Tamamlama, Cleveland'daki Case Westem
,olsa da o kendisini esas olarak bir Aritmetik, Kelime ve Yön) testini Reserve Kız Koleji'nde bir
eğitim psikologu olarak yaratmıştır. Bu, tüm modern zeka öğretmenlik görevi almasına
görmektedir. Başlangıçta testlerinin yanı sıra mekanik zeka neden olur. Ancak sadece bir
davranışı değil hayvan zekasını (gereçlerin nasıl işlediğini yıl sonra, 1899'da Columbia'ya
incelemek istemiştir. Örneğin o kavrama), soyut zekıl (yaratıcı dönerek 1939'daki emekliliğine
dönemde psikolojiye egemen bir yetenek) ve sosyal zekanın dek orada çalışır. 1912'de
görüş olarak hayvanların kavrama (kişilerarası ilişki becerisi)
yeteneğiyle değil basit bir deneme değerlendirilmesi için de bir meslektaşları tarafından
model oluşturmuştur. Thorndike
yanı l mayla öğrendiklerini Amerikan Psikoloji Derneği'ne
yaşın zekayı nasıl etkileyebileceği başkan seçilir. 74 yaşında New
göstermek istemiştir. Thorndike York, Montrose'da ölene dek
şöyle yazar: "Öncelikle kitapların ile özellikle ilgilenmiş ve ayrıca araştırma yapmaya ve
çoğu bize hayvanların günümüzde de hala eğitim yazmaya devam eder.
psikolojisinden çok bir psikolojisinin kalbinde yer almaya
methiyelerini verirler. Hepsi devam eden bir öğrenme kuramı 1905 Psikolojinin Unsuıları
geliştirmiştir. Belki de Thorndike 1910 Psikolojinin Eğitime
hayvanların aptallığı değil zekaları her şeyden çok bu kuramla
anılmak isterdi. Ancak onun en Katkısı
üzerinedir." Kedilerin bulmaca çok övüldüğü konu, davranışçı
hareket üzerindeki devasa etkisi 1911 Hayvan Zekası
kutularından nasıl kaçacaklarını 1927 Zekanın Ölçümü
olmuştur. •
a ni bir kavrama ile değil, yavaş
yavaş öğrenmeleri kuramını
doğrulamıştır. Hayvanlar deneme
i NE OLURSA OLSUN
ı HERHANGİ BİRİ HERHANGİ
1 BİR ŞEY OLMASI İÇİN
/ JOHN B. WATSON (1878-1958)
1
1
68 JOHN B. WATSON Temel (öğrenilmemiş) iosan Pavlov hayvanlara
duyguları korku, öfke ve şartlandırma yoluyla
KISACA
sevgidir. davranışsa! tepkiler
YAKLAŞIM
Bu duygular, öğretilebileceğini
Klasik davranışçılık göstermiştir.
uyarıcı-tepki
ÖNCE İnsanlar da nesnelere ya da
1890'lar Almanya doğumlu şartlandırması yoluyla olaylara fiziksel tepkiler
biyolog Jacques Loeb nesnelere de bağlanabilir. vermeye şartlandırılabilirler.
(Watson'ın hocalanndan biri)
hayvan davranışlarını tama- İnsanlar nesnelere
men fiziksel/kimyasal açıdan duygusal tepki
vermeye şartlanduılabilirler.
açıklar.
1890'lar Klasik şartlandırma
nın prensibi İvan Pavlov'un
köpekler üzerindeki deneyleriy-
le konulur.
1905 Edward Thomdike
hayvanların davranışlannın
başarılı sonuçlan yoluyla
öğrendiklerini gösterir.
SONRA
1932 Edward Tolrnan davra-
nışçılığa bilişi ekleyerek gizli
öğrenme kuramını ortaya at.ar.
1950'ler Bilişsel psikologlar,
hem insan davranışlarının
arkasında yatan ve h em de
onları yaratan zihinsel süreçle-
ri kavramaya odaklanırlar.
2 O. yüzyılın başında pek çok cı-tepki öğrenme kuramı üzerindeki manifesto" adıyla anılmıştır.
psikolog, insan zihninin iç- çalışmalarının öncüsü Thomdike Watson'ın ABD, Baltimore'daki-
gözlemsel yöntemlerle yete- olsa da Watson "davranışçılığın ba- Johns Hopkirıs Üniversitesi 'ndeki
rince incelenemeyeceği sonucuna bası" olarak görülür ve bu terimin araştırmalarından önce deneylerin
varmıştı ve insan zihni üzerindeki çoğu, sonuçları insan davranışları
çalışmaların, kontrollü laboratuvar kullanımının popülerleşmesinde hakkında da fikir verebilecek olan
deneylerinde davranış kanıtları yo- hayvan davranışlarına yoğunlaş
luyla incelenmesine kayılması ge- büyük rolü olmuştur. 1913 tarihli mıştır. Watson kendisi de doktora
Davranışçının Gözüyle Psikoloji ko- tezi için fareler ve maymunlarla ça-
rektiğini savunuyorlardı. nuşmasında "gerçek bir bilimsel lışmıştır ancak (belki de !. Dünya
psikolojinin zihinsel durumlar hak- Savaşı 'nda orduda çalışmış olması
John Watson, bu eksiksi:'-'rlıwrnnı ş kında konu şmay1 bırakması ve o- nın etkisiyle) insan denekler üzerin-
çı yaklaşımın ilk savunucusu değil nun yerine davranışların tahmin ve de deneyler yapmaya daha istekli-
dir ama kuşkusuz en dikkat çekeni- kontrol edilmesi üzerine odaklan- dir. Klasik şartlandırmanın uyarıcı
dir. Evlilikteki sadakatsizliği yü- ması gerektiği hakkındaki devrim tepki modeli ve bunun insan davra-
zünden kısa kesilen kariyerinde 20. niteliğindeki düşüncesini ortaya nışlarının tahmini ve kontrolüne et-
yüzyılın en tartışmalı ve etkili psi- koymuştur. Bu konuşma daha sonra
kologlarından biri olmuştur. Uyarı- psikologlar tarafından "davranışçı
DAVRANIŞÇILIK 69
Ayrıca bkz. İvan Pavlov 60-61 • Edward Thomdiko 62-65 • Edward Tolman 72-73 • B.F. Skinner 78-85 •
Joseph Wolpe 86- 87 • Kenneth Clark 282- 83 • Albert Bandura 286 91
' 'Psikoloji, davranışçılara göre çocuk hastanesinden seçilen "Albert davranışlarında nesnelere karşı da·
B." adında dokuz aylık bir bebek bu- ha sonradan oluşacak herhangi bir
doğabilimlerinin tamamen lunmaktadır. Testler. küçük bir bebe- değişimi ölçebileceği bir başlangıç
nesnel deneysel bir dalıdır. ğe, her seferinde yüksek, korkutucu noktası oluşturmuş olur.
bir sesle aynı anda gösterilen bir hay-
John B. Watson vandan korkmayı öğretmenin müm- Başka bir sefer, Albert şiltenin ü·
kün olup olmadığını anlamak için ta- zerinde otururken Watson bir çekiçle
'' sarlanmıştır. Watson aynı zamanda metal bir plakaya vurarak ani bir ses
bu tür bir korkunun diğer hayvanlara çıkarır ve beklenebileceği gibi Al·
kileri üzerine çalışmak istemekte- veya nesnelere aktarılıp aktarılmaya bert korkar, huzursuz olup ağlamaya
dir. Watson insanın üç temel duy- cağını ve ne kadar kalıcı olacağını da başlar. Watson'ın artık çocukta kor-
gusunun -korku, öfke ve sevgi- ol- öğrenmek istemektedir. Günümüzde ku tepkisi uyandıracağını bildiği
duğuna inanmaktadır ve kişinin bu yöntemleri etik dışı, hatta zalimce şartlandırılmamış bir uyarıcısı (ani
duyguları bir uyarıcıya tepki olarak bulunabilir ancak o zamanlar, önceki yüksek ses) vardır. Bu sesi beyaz fa-
hissetmeye şartlandırılıp şartlandı hayvan deneylerinden ileriye doğru renin görüntüsüyle birleştirirse
rılamayacağını ortaya çıkarmak is- mantıklı ve doğal bir ilerleme olarak Albert'ı hayvandan korkması için
temektedir. görülmektedirler. koşullandıracağım varsayar.
Küçük Albert Ünlü "Küçük Albert" deneyinde Albert 11 aylık olduğunda Watson
Watson sağlıklı ama "genel olarak deneyi tekrarlar. Beyaz fare Albert ile
Araştırma görevlisi Rosalie Rayner ile duyarsız ve duyguları olmayan" be- birlikte şiltenin üzerine konur ve
birlikte bir dizi deneye başlarlar. Bu beği bir şiltenin üzerine koyarak o- Watson çocuk fareye dokunduğunda
deneyleri kapsamında bir de yerel bir nun, karşısına çıkarılan köpek, be- çekici çelik bir plakaya vurur. Çocuk
yaz fare, tavşan, eşek ve aralarında ağlamaya başlar. Bu süreç birer hafta
insan maskeleri ve yanan bir arayla iki oturumda yedi kez tekrarla-
kağıdın da bulunduğu bazı cansız nır. Albert artık sesin eşlik etmesine
nesnelere karşı tepkilerini gözlem- gerek bile kalmaksızın fare odaya ge-
tirilir getirilmez huzursuzlanmaya
ler. Albert bu hayvanlarla nesnelere
karşı hiçbir korku belirtisi göster- başlamaktadır.
mez ve hatta uzanıp onlara dokun-
mak ister. Watson bu yolla çocuğun Fareyi sesle defalarca eşleştirerek
Watson, Pavlov'un köpeklerle yaptığı
deneylerde olduğu gibi bir tür klasik
John B. Watson Güney Carolina'da yoksul bir aile- müştür. Araştırma görevlisi Ro·
nin çocuğu olarak doğan John Bra- salie Rayner'la yaşadığı ilişki yü-
dus Watson'ın çocukluğu çok mut- zünden emekli olmaya zorlanmış
suz geçmiştir; 13 yaşındayken ken- ve bir yandan eski mesleği olan
dilerini terk eden babası alkolik ve reklamcılığa dönmüş, diğer yan-
dan psikoloji kitapları yazmaya
kadın düşkünü, annesi ise sadık bir devam etmiştir. Rayner'ın
dindardır. Watson asi ve sert bir er- 1935'te 37 yaşında ölümü üzerine
gen ama başarılı bir öğrenci olmuş, inzivaya çekilmiştir.
16 yaşında yakınlardaki Furman
Üniversitesi'ne kaydolınuştur. Dok- Önemli eserleri
torasını Chicago'da alan Watson
1913 dersinin "davranışçı manifes· 1913 Davranışçının Gözüyle Psi-
to" olarak tanınacağı Johns Hop- koloji
kins Üniversitesi'nde doçent olınuş· 1920 Şartlandırılmış Duygusal
tur. I. Dünya Savaşı sırasında kısa Tepkiler (Rosalie Rayner'le birlikte)
süreliğine ordu için çalışmış daha 1924 Davranışçılık
sonra Johns Hopkins'e geri dön-
70 JOHN B. WATSON
şartlandırmayı yaratmıştır. Çocuğun davranışlarının sadece önceden Sonsuz biçimde işlenebilir
tahmin edilmekle kalmayıp -belli
sese doğal tepkisi -korku ve huzur- uyarıcı ve şartlarla- kontrol edilebil- Watson'ın kariyeri Küçük Albert de-
suzluk- artık fareyle özdeşleşmiştir. diğini ve değiştirilebildiğ ini de neylerinden kısa bir süre sonra, asis-
Çocuk fareye korkuyla tepki verme- keşfetmiştir. Albert'ın fare, tavşan tanı Rosalie Rayner ile yaşadığı evli-
ye şartlandırılmıştır. Klasik şartlan ve köpeğe gösterdiği tepkileri bir likdışı ilişkinin ortayla çıkması üze-
dırma anlamında fare ilk başta hiç- ay sonra yeniden gözlemlenir ve so- rine üniversiteden emekliliğe zorlan-
bir belirgin tepki yaratmayan nötr nuçlar bu tepkilerin uzun vadede ması ile aniden kesilmiştir. Araştır
bir uyarıcı, yüksek ses ise "şartsız
korku tepkisi"ni yaratan "şartsız bir kalıcı olduğunu düşündürmektedir ması tamamlanamamış olmasına
uyarıcı"dır. Şartlandırmadan sonra
fare "şartlı bir korku tepkisi" yaratan ancak bu kanıtlanamaz zira Albert rağmen Watson'ın davranışçılığı ve
"şartlı bir uyarıcı" haline gelmiştir. kısa süre sonra annesi tarafından özellikle de klasik uyarıcı-tepki şart
hastaneden alınıp götürülür. Bu- landırmasının insanlara uygulan-
Ancak bu şartlandırma beyaz fa- nun , bir annenin huzursuzluğunun masını savunmaya devam etmiştir.
reye yönelik bir korkudan daha derin- işareti olduğu düşünülür ancak Belki de akademik dünyadan çekil-
lere iniyormuş görünür ve geçici ol- Watson ve Rayner'in kendi kayıtla meye zorlanması nedeniyle (geçtiği
maktan uzaktır. Albert'ın korkusu- rına göre bu daha önceden saptan- reklamcılık sektöründe çok başarılı
nun "genellenmiş" ya da benzer diğer mış bir tarihtir. olmuştur) buluşlarının kapsamını a-
nesnelere de yayılmış olup olmadığı bartmaya eğilimli olmuş ve doğuş-
nı test etmek için çocuk ilk şartlan
dırmndnn beş gün sonra tekrar -ara-
larında bir tavşan, köpek ve kuzu tü-
yünden bir paltonun bulunduğu- be-
yaz tüylü şeylerle karşılaştırılır. Al-
bert fareye gösterdiği endişeli ve kor-
kulu tepkinin aynısını bunlara da
gösterir.
Watson bu deneylerle insan duy-
gularının klasik şartlandırmaya el-
verişli olduklarını göstermiştir. Bu
yeni bir bulgudur çünkü daha ön-
ceki uyarıcı-tepki deneyleri fiziksel
davranışların öğrenilmesini test et-
meye odaklıdırlar. Watson insan
' '"İçinde... sürekli gözlemim Watson, çocuğu boş levha
altında çocuklar olarak görüyordu.
yetiştirebileceğim bir Çocukların karakterlerine
laboratuvarım olmadan asla
bakılmaksızın, davranışçı
tatmin olmayacağım."
John B. Watson ilkeler kullanılarak
ressamdan doktorluğa
'' kadar her alanda
uzmanlaştırılabileceklerini
iddia ediyordu.
DAVRANIŞÇILIK 71
tan gelen pazarlama yeteneği ile ' 'Watsonizm Amerika'nın değer biçimde görünür hale gelmiş
psikoloji üzerine kitaplar yayımlama kreşlerinde ve misafir tir. Bugün işlevsiz ve kötü bir yöntem
ya devam etmiştir. odalarında bir kutsal kitap olarak görülmekle birlikte Watson'ın
çocuk bakımında kutsal kitap olarak
Örneğin duygusal tepkileri şart haline gelmiştir. kabul gören kitaplarının popülaritesi
landırmanın mümkün olmasıyla ye- Mortimer Adler koca bir neslin bundan etkilenmesi
tinmemiş, aynı ilke üzerinden ne ka- anlamına gelmiş, Watson'ın kendi ai-
dar karmaşık olursa olsun neredeyse '' lesi bile bundan zarar görmüştür. Ro-
her insan davranışının kontrol edile- salie sonunda kocasının çocuk bü-
bileceğini ve değiştirilebileceğini id- olarak hasar bırakıcı sonuçları ola- yütme kuramındaki hataları görmüş
dia ederek övünmüştür. Watson ay- bilecek aşırı derecede duygusal bir ve Parents' Magazine'e "Bir Davra-
nen Küçük Albert'ın doğasına aykırı tarafsızlığa dayandığını görmek nışçının Oğullarının Annesiyim"
biçimde belli beyaz tüylü nesneler- mümkündür ama yöntemleri kendi- başlığıyla eleştirel bir makale yaz-
den korkmaya şartlandmlabilmesi si ve Rosalie Rayner başta olmak ü- mıştır. Watson'ın torunu, oyuncu
gibi "karakterine bakılmaksızın her- zere milyonlarca aile tarafından uy- Mariette Hartley otobiyografik kitabı
hangi birinin herhangi bir şey olabil- Sessizliği Bozmak'ta örselenmiş aile
mek için eğitilebileceğine" inanmış gulanmıştır. geçmişlerinin hikayesini anlatmıştır.
tır. Hatta 1924 tarihli kitabı
Watson bir çocuğun çevresi ta- Çok geçmeden -sadık davranış
Davramşçıhk'ta şöyle övünmüştür : rafından şekillendiğine ve bu çev- çılar arasında bile- çocuk bakımına
renin aile tarafından kontrol edildi- alternatif yaklaşımlar geliştirilmiştir.
"Bana kendi özel olarak tasarlanmış ğine inanmaktadır. Çocuk büyüt- Watson tarafından ortaya atılan şart
dünyamda yetiştiımek üzere bir dü- meyi özünde, -özellikle de korku, landırmanın temel ilkesini kabul et-
zine sağlıklı, yapılı çocuk verin. İçle öfke ve sevgi duygularının- davra- se (Küçük Albert deneyinin kuşkulu
rinden herhangi birini yeteneklerine, nışların değiştirilmesi üzerinde etiğine rağmen) ve bunu kendi "radi-
tutkularına, eğilimlerine, kabiliyeti- nesnel bir egzersiz olarak görmüş kal davranışçılık" yaklaşımı için baş
ne, mesleki ilgisine ve atalarının ırkı tür. Belki de kendi mutsuz çocuklu- langıç noktası yapsa da psikolog B.
na bakmaksızın, seçeceğim herhan- ğunun etkisi altında anlaşılabilir F. Skinner davranışçılığı çocuk ye-
gi bir alanda -doktor, avukat, sanat- nedenlerle şefkati, duygusal, çocu- tiştirmeye (garip olsa da) daha mer-
çı, tüccar, ve evet, hatta dilenci ve ğu aileye aşırı bağımlı hale getiren hametli bir tutumla uyarlamıştır. •
hırsız- olarak yetiştirmeyi size ga- bir duygu olarak gördüğü için red-
ranti ederim." Bundan da anlaşılabi deder. Ancak öte yandan tam tersi fr İ5 plc:uing mo rc pcopl c th :an
leceği gibi "genetik çevre" tartışma bir duygusal aşırılık olan fiziksel
sında Watson hiç kuşkusuz çevrenin cezalandırmayı savunur. any orhcr coffcc ever offcrcd forsa.le
tarafında olmuştur. Watson'ın uyarıcı-tepki şartlan Watson insan davranışı konusundaki
anlayışını 1920'lerde reklam sektörü-
Duygulardan annmış dırmasını çocuk bakımına uyguladı ne uyarlamış ve insanların ürünleri içe-
l!beveynllk ğı bu sorgulanabilir tutumu sonunda riklerinden değil resimlerinden etkile-
eleştirilere hedef olmuştur. Sonraki nerek salın almaya yönlendirilebilece-
Universitedeki araştırmasını ta- nesiller bu yaklaşımı çıkarcı ve özen-
mamlayamayan Watson davranış siz bulmuşlar ve çocukların iyilikle- ğini göstermişti.
çılık üzerine fikirlerini, ilgisini ço- rinden çok etkisi ve sonuçlarını ö-
cuk bakımı üzerine yoğunlaştırarak
popülarize etmiştir. Görüşleri en nemsediğini düşünmüşlerdir.
çok bu alanda kitleler üzerinde etki-
li olmuş ancak sonunda tartışmalı Watson'ın davranışçı modeline göre
bir hal almıştır. Tahmin edilebile- yetiştirilen çocuklardaki uzun vadeli
ceği gibi çocukların katı davranışçı hasarlar yavaş yavaş ancak kayda
bir yaklaşımla büyütülmeleri gerek-
tiğini savunmuş ve 1920'ler ve
30'larda çocuk bakımı konusunda
yazdığı kitaplar kapış kapış satıl
mıştır. Geriye dönüp bakıldığında
yaklaşımının, en iyimser tahminle
yanlış yönlendirilmiş ve potansiyel
72
İNSAN DÜNYASI
DENEN OBU•• YU•• K
DOGAL LABİRENT
EDWARD TOLMAN (1886-1959)
KISACA A merikan davranış psiko- kavrama ve motivasyon gibi zihin-
logları arasında ileri gelen- sel süreçlerle de ilgilenmektedir.
YAKLAŞIM lerden biri olarak kabul e- Önceden ayrı kabul edilen bu iki
Bllişsel ("amaçlı") yaklaşım arasında köprü kurarak
davranışçılık dilse de Edward Tolman, Thorndike şartlandırmanın rolü üzerine yeni
bir kuram geliştirmiş ve adını "a-
ÖNCE ve Watson'ınkinden farklı bir yakla- maçlı davranışçı lık" koyduğu gü-
1890'lar İvan Pavlov'un nümüzde bilinen adıyla bilişsel
köpeklerle deneyleri klasik şım benimser. Davranışçılığın te- davranışçılığı yaratmıştır. Tolman,
şartlı öğrenmenin temel tezini (dav-
şartlandırma kuramını mel metodolojisine - psikolojide sa- ranışların sadece bir uyarıcıya oto-
oluşturur.
dece nesnel, bilimsel deneylerle ça-
1920 John B. Watson
davranışçı deneyleri insanlar. lışılabileceğine- inanmakta ancak
özellikle de "Küçük Albert"
üzerinde uygular. Almanya'da Gestalt psikolojisi üze-
SONRA rine çalışırken karşılaştığı algı,
1938 B.F. Skinner'in işlemsel
şartlandırma araştırmasında
fareler yerine güvercinler
kullanılır ve daha karmaşık
hale getirilir.
1950'ler Bilişsel psikoloji,
egemen hareket olarak
davranışçılığın yerini alır.
1980'ler Joseph Wolpe'un
davranışsa! terapisi ile Aaron
Beck'in bilişsel terapisi
birleşerek bilişsel davramşsal
terapiyi oluştururlar.
DAVRANIŞÇILIK 73
Ayrıca bkz. İvan Pavlov 60-61 • Edward Thorndike 62-65 • John B. Watson 66-71 • B.F. Skinner 78-85 •
Joseph Wolpe 86-87 • Wolfgang Köhler 160-61 • Daniel Kahneman 193
' 'Birden fazla öğrenme türü Tolman'ın düşünceleri doğru yere erişmek için gereken dönemeç-
vardır. lerden çok bir tür yer duygusu
Edward Tolman lanmıştır. İkinci ve üçüncü grupta-
ki fareler yiyecekle ödüllendirildik- öğrendiklerini göstermiştir.
'' leri günün ertesinde labirentte ko-
şarken daha az hata yapmaktadırlar Hayvanlar ve İnsanlarda Amaçlı
matik tepki yoluyla öğrenilmesi) ve bu da labirentteki yollarını zaten Davranışçılık adlı kitabında Tolman
sorgulamıştır. Hayvanların içinde "bildiklerini", ödülü almadan önce gizli öğrenme ve bilişsel haritalar
yaşadıkları dünyayı bir ödülün pe- kuramının anahatlarını vermiş, dav-
öğrendiklerini göstermektedir. ö- ranışçılığın metodolojisini Gestalt
kiştiriciliği olmaksızın öğrenebile psikolojisiyle birleştirerek biliş unsu-
düller verildikten sonra labirentten runu tanıtmıştır. •
ceklerine inanmaktadır ve daha daha hızlı çıkabilmek için oluştur
sonra bu bilgiyi karar vermede kul- dukları "bilişsel haritaları"nı kullan- Çevremizin bllişsel haritası günlük
hayatlarımızın akışı içinde gelişir. Fark
lanacaktır. maktadırlar. etmeden geçtiğimiz bir yeri bulmamız
gerekene kadar bunun farkına
Pekiştirmenin öğrenmedeki ro- Gizli öğrenme
lünü incelemek için labirentteki fa- varmayız .
releri kullanarak bir dizi deney ta- Tolman farelerin, görünürde bir ödül
sarlar. Labirentten başarıyla çıka olmadığı, ilk baştaki öğrenme dö-
bildikleri için her gün yiyecekle ö- nemlerini "gizli öğrenme" olarak
düllendirilen bir grup fareyi, altı adlandırır. İnsanlar dahil tüm hay-
gün sonra ödüllendirilen ikinci bir vanlar günlük hayatlarına devam
grup ve iki gün sonra ödüllendirilen ederken, çevrelerindeki dünyanın,
üçüncü bir grupla karşılaştırır. "doğal labirentin", belirli amaçları
bulmak için kullanabilecekleri biliş
sel bir kontrasını oluştururlar.
Bunun için şu örneği verir: Günlük
gezintilerimiz sırasında belirli nok-
taların konumların ı öğreniriz ama
sadece yol üzerinde bir yer bulma-
mız gerektiğinde bunu
öğrendiğimizin farkına varırız. Son-
raki deneyler farelerin de belli bir
Edward Tolman Edward Chace Tolman, A BD'nin rent deneylerini de bu rada yapar.
McCarthy döneminde akademik
Massachuset ts eyaletinde West
Newton'da varlıklı bir ailenin oğlu özgürlüğünü kısıtladığını düşün
olarak doğar. Massachu setts Inst i-
t ute of Technology'de eğitim alır ve düğü için imzalamayı reddettiği
sad akat yemini yüzünd en kovul-
191l'de Elektrokimya bölümünden ma tehdidiyle karşı karşıya kalır.
mezun olur. Ancak William Dava 1955'te mahkeme tarafın
James'in eserlerini okuduktan sonra dan bozulur. 1959'da Berkeley'de
psikoloji ve felsefe alanlarında yük- 73 yaşında hayatını kaybeder.
sek lisans yapmak için Harvard'a
başvurur. Bu sırada Almanya'ya gi- Önemli eHrlerl
de r ve Gestalt psikolojisiyle tanışır.
Doktorasını aldıktan sonra 1932 Hayvanlarda ve İnsanlarda
Northwestem Üniversitesi'nde ders
vermeye başlar ama barışçı düşün A maçlı Davranışçılık
celeri yüzünden işini kaybeder ve
Berkeley'deki Califomia 1942 Savaşa Yönelik İtkiler
1948 Psikoloji Tebliğleri Derle-
Üniversitesi'ne gider. Farelerle labi- mesi
74
BİR FARE TAHIL
ÇUVALIİVİIZI ZİYARET
ETTİYSE GERİ DÖNÜŞÜNE
HAZIRLIKLI OLABİLİRİZ
EDWIN GUTHRIE (1886-1959)
~~~~~~~~~~~~~~~~~-
KISACA 1 920'lerde Amerikalı filozof Ed- cek kaynağı bulduktan sonra her a-
win Guthrie ilgisini psikoloji- cıktığında nereye gideceğini bildi-
YAKLAŞIM ye yönP.lttiği zaman uyarıcı ğini söyler.
tepki modelli öğrenme neredeyse
Öğrenme kuramı tüm davranışçı kuramların temelini Guthrie fikrini "bir harekete eş
oluşturmaktaydı. lvan Pavlov'un lik eden uyarıcıların bileşimi tek-
ÖNCE rarlandığında o hareket de arkasın
1890'lar İvan Pavlov "klasik "klasik şartlandırma" fikrinden türe- dan gelecektir" olarak açıkladığı
koşullanma"yı köpeklerde
gösterir. yen bu modelde nesnelerin tekrar " bitişiklik " kuramına genişletmiş
1890'lar Edward Thorndike, tekrar belirli uyarıcı bileşimlerine tir. Uyarıcı-tepki birlikLeliğinden
kediler üzerindeki deneyleri için maruz bırakılarak (yiyecek verirken
"bulmaca kutusu"nu tasarlar. zili çalmak gibi) sonunda şartlı tep- davranış değil, hareket öğrenilir. i-
kiler vermelerine neden olduğu iddia
1920'ler F.dward Tolman, ediliyordu (zil çaldığında tükürük lişkili hareketler bir eylem oluştur
salgılamak gibi). mak üzere birleşirler; tekrarlar bağ
koşullanmada pekiştirmenin lantıyı pekiştirmez, sadece birleşe
Guthrie katı bir davranışçı ol- rek davranışları oluşturacak eylem-
rolünü sorgular. lerin oluşumuna neden olur. •
SONRA masına rağmen koşullanmanın ba- ' 'Bir tartışmanın tüm tutumları
1938 B.F. Skinner, sonuçların şarılı olması için pekiştirilmesi ge- değiştirmesini bekliyoruz.
davranışlardaki rolünü rektiğine inanmaz. Belli bir uyarı Edwin Guthrie
vurgulayarak edimsel cıyla tepkinin ilk kez eşleştirildiğin
koşullanma fikrini ortaya atar. de tam anlamıyla özdeşleştiklerine ''
inanır. Guthrie'nin tek deneme öğ
1940'lar Jean Piaget, renmesi kuramı "bulmaca
çocukların bilgiyi araştırmaya kutuları"ndaki kedileri gözlemleme-
ve edinmeye doğal olarak sine dayanmaktadır. Kaçmak için
yönlendiklerini iddia eden bir gereken mekanizmayı bir kez öğ
rendikten sonra kediler kaçmayla
öğrenme kuramı geliştirir. kendi eylemleri arasında bir ilişki
kurarlar ve daha sonraki durumlar-
1977 Albert Bandura'nın da bunu tekrarlarlar. Guthrie, ben-
zer şekilde bir farenin bir kez yiye-
Sosyal Oğrenme Teorisi
davranışın gözlem ve Aynca bkz. İvan Pavlov 60 61 • Edwmd Thomdike 62- 65 • Edward Tolman
başkalarının davranışlannı 72- 73 • B.F. Skinner 78-85 • Jean Piaget 262- 69 • Albert Bandura 286- 91
taklit etme yoluyla öğrenildiğini
öne sürer.
HİÇBİ~ ŞEY KEDİ~İN
FAREYi "SEVMESi"
KADAR DOGAL OLAMAZ
ZING-YANG KUO (1898-1970)
KISACA 1 920'lerde davranışçı John B. Kuo, geleneksel olarak düşman bilinen
Watson doğuştan gelen dav- hayvanlar arasında uyumlu ilişkilerin var
YAKLAŞIM ranışların bile şartlandırmay olabileceğini kanıtlamıştır. Onları kavga
la değiştirilebileceğini iddia et- etmeye yönlendiren "doğuştan gelen bir
Davranışsa! epigenetik m ektedir. Ancak davranışın bira-
çıklaması olarak içgüdülerin varlı mekanizma"olmadığı sonucuna
ÖNCE ğını inkar etmesiyle davranışçılığ ı
en aşırı uca taşıyan, Çinli psikolog varm ı ştır.
1874 Francis Galton, İngiliz Zing-Yang Kuo olmuştur. Kuo, iç-
Bilim Adamlan.· Yaradılışları ve güdünün sadece psikologların Kuo'nun çalışmaları Çin'deki si-
Yetişme Koşullan 'nda genetik davranışı açıklamaları için uygun yasi olaylar nedeniyle yarıda kesilmiş
ve çevre tartışmasından bir yol olduğunu ama mevcut kura- ve Kuo önce ABD'ye, sonra Hong
bahseder. ma uymadığını söylemiştir: "Geç- Kong'a kaçmak zorunda kalmıştır. Fi-
kirleri sadece, Batı'da davranışçılığın
1924 John B. Watson ünlü "bir m işteki davranış araştırmalarımı z sönmeye yüz tutup bilişsel psikoloji-
düzine çocuk" böbürlenmesiy- nin yükselişe geçliği zaman bilinir
le temel doğalarına bakılmak- ya nlış yöne doğru yapılmı ştır çün- hale gelmiştir. Ancak doğuştan ge-
' sızın herkesin her şey olabile- kü hayvana nasıl doğa inşa edece- len mekanizmaların olmadığı süregi-
cek şekilde eğitilebileceğini ğimizi düşünmek yerine hayvanda den gelişimi kuramı Konrad
söyleyerek övünür. doğa bulmaya çalıştık." Kuo'nun Lorenz'in içgüdü temelli psikolojisine
en çok bilinen deneyleri kedi yav- karşıt olarak etkili olmuştur. •
SONRA ruları büyütmeyi içermekteydi. Bu
1938 B.F. Skinner Organizma- kedilerin bazıları doğumlarından
larm Davramşları'nda, davranışı beri farelerle aynı kafesteydi.
içgüdülerin değil koşulların Kuo'nun bulgularına "Bir kedi çok
yönettiğini öne sürerek radikal küçüklüğünden itibaren fareyle ay-
davranışçı fikirlerini açıklar. nı kafese konursa büyüdüğünde
farelere karşı toleranslı olur: sade-
1942 Edward Tolman, Savaşa ce bir fareye saldırmamakla kal-
Yönelik İtkiler adlı kitabında maz ayrıca onu 'arkadaşı' olarak
saldırganlığın içgüdüsel mi benimser, onunla oynar ve hatta o-
koşullu mu olduğunu inceler. nunla bağ kurar."
1966 Konrad Lorenz, Saldır Ayrıca bkz. Francis Gaitan 28-29 • John B. Watson 66-71 • Edward Tolman
ganlık Üzerine'de saldırgan 72-73 • Konrad Lorenz 77 • B.F. Skinner 78- 85
davranışları doğuştan tepkiler
olarak açıklar.
76
ÖGRENMEK TAM
OLARAK MU••MKU••N
DEGiLDİR
KARL LASHLEY (1890-1958)
KISACA F izyologdan dönme Amerikalı olarak labirente koyduğu fareleri
psikolog Kari Lashley, öğren kullanmıştır. Fareler ilk önce
YAKLAŞIM me işlemi sırasında beyinde yiyecek ödülüne erişmek için
fiziksel olarak neler olduğuyla ilgi-
Nöropsikoloji lenmiştir. Pavlov ve diğer davranış yollarını bulmayı öğrenmektedirler.
çılar şartlandırmanın beyinde elekt-
ÖNCE riksel veya kimyasal değişimlere ne- Daha sonra Lashley farelerin her
1861 Fransız anatomi uzmanı den olduğunu öne sürmüşlerdir ve birinin serebral kortekslerinin farklı
Paul Broca Beynin konuşma Lashley de bunların tam olarak neler ama belli bölümlerini alır. Bundan
dan sorumlu bölgesinin yerini olduğunu işaret etmek istemiştir. sonra fareler hafızaları ve öğrenme
belirler. yetenekleri test edilmek üzere
Lashley, özellikle beynin tekrar labirente konmuşlardır.
1880'ler İspanyol patolog ve hafızadan sorumlu özel bölümünü,
nöropsikolog Santiago Ram6n bir hafıza izi ya da "engram"ı tespit Belleğe yer yok
y Cajal, bedenin sinir sistemi- etmek istemiştir. Çoğu davranışçı Lashley beynin hangi kısmını al-
nin, Alman anatomi uzmanı gibi öğrenme deneyinin temeli mış olursa olsun farelerin görev ha-
Heinrich Waldeyer-Hartz'm da- fızalarının yerinde kaldığını bul-
ha sonra "nöronlar" adını vere- ' 'Özel anılara ayrılan hücrelere muştur. Yeni görevleri öğrenme ve
ceği hücrelerden oluştuğu ku- erişim sağlanamaz. akılda tutma yetenekleri bozulsa da
Kari Lashley bu bozukluğun miktarı hasarın ye-
ramını geliştirir. rine değil boyuta bağlıdır. Hafıza
'' nın belli bir yerde konumlanmadığı
SONRA ama serebral korteksin her yerine
1949 Donald Hebb hücre top- yayıldığı, bu yüzden de beynin her
luluklarının oluşumunu ve yerinin eşit derecede önemli ya da
bağlantılı öğrenme sürecinde- eşit potansiyele sahip olduğu sonu-
ki evre leri tanımlar. cuna varır. Onlarca yıl sonra dene-
yinin "zorunlu olarak öğrenmenin
1980'den itibaren CT, fMRI mümkün olmadığı hissine kapılma
(fonksiyonel manyetik rezo- sına" neden olduğunu söylemiştir. •
nans görüntüleme) ve PET ta-
rayıcı (pozitron emisyon to- Ayrıca bkz. John B. Watson 66 71 • Donald Hcbb 163 • George Armitage
mografü:ıi) gibi modem beyin Miller 168-73 • Daniel Schacter 208 09 • Roger Brown 237
görüntüleme teknikleri sinir
bilimcilerin belli beyin fonksi-
yonlarını haritalandırmalarına
olanak sağlar.
DAVRANIŞÇILIK 77
MU•• HU•• RLEME
UNUTULAMAZ!
KONRAD LORENZ (1903-1989)
KISACA Avusturyalı zoolog ve doktor Lorenz kur yapma davranışı gibi
Konrad Lorenz davranış bi- başka pek çok evre-bağlantılı, içgü-
YAKLAŞIM limlerinin -doğal yaşamda düsel davranışı gözlemlemiş ve bun-
ki hayvan davranışlarının karşılaş ları "sabit eylem modelleri" olarak
Etoloji tanımlamıştır. Bunlar belli bir kritik
tırmalı araştırması- kurucuların dönemde belli bir uyarıcı tarafından
ÖNCE tetiklenene kadar uykuda kalırlar.
1859 İngiliz biyolog Charles dan biridir. Lorenz çalışmalarına Lorenz sabit eylem modellerinin öğ
Darwin Türlerin Kökeni ailesinin Avusturya, Altenberg'deki renilmediklerini ancak genetik ola-
Üzerine adlı eserinde doğal yazlık evlerinde, kazları ve ördekleri rak programlandıklarını ve doğal se-
seleksiyon kuramını tanımlar. gözlemlemekle başlamıştır. Yavru- leksiyon sürecinden evrildiklerini
ların yumurtadan çıktıkları andan vurgulamaktadır. •
1898 Lorenz'in akıl hocası itibaren anneleriyle hemen bir bağ
Alman biyolog Oskar Heinroth kurduklarını ama eğer anneleri yok- Lorenz kazlann ve diğer kuşların yu-
ördek ve kaz davranışlan sa aynı bağı bir bakıcı anne ile de
, araştırmasına başlar ve oluşturduklarını fark etmiştir. murtalarından çıkar çıkmaz karşılaştıkları
mühürleme olgusunu tanımlar. Lorenz'in "mühürleme" adını verdi-
ği bu olgu daha önceleri de gözlem- ilk hareket eden nesneyi -burada
SONRA lenmiştir ancak Lorenz bunu siste- Lorenz'in Wollington çizmelerini- izledik-
1959 Alman psikolog Eckhard matik olarak inceleyen ilk kişidir. lerini ve ona bağlandıldanru keşfetmiştir.
Hess'in deneyleri, bağlantılı Hatta kaz ve ördek yavrularını ken-
öğrenmede en son öğrenilen disini bakıcı ebeveyn olarak be-
e n iyi hatırlanırken nimsemeye ikna etmesiyle ünlüdür.
mühürlemede ilk öğrenilenin
e n iyi hatırlandığını gösterir. Lorenz, mühürlemeyi öğrenmek
ten ayıranın, sadece hayvanın geli-
1969 John Bowlby yeni doğan şiminin "kritik dönem" adını verdi-
bebeklerin annelerine ği belli bir evresinde gerçekleşmesi
bağlılıklarının genetik bir
yatkınlık olduğunu savunur. olduğunu keşfetmiştir. Öğrenmenin
tersine hızlıdır, davranıştan bağı m
sız işler ve geri dönüşsüz gibi gö-
rünmektedir; mühürleme asla unu-
tulamaz.
Ayrıca bkz. Francis Gaitan 28-29 • İvan Pavlov 60-61 • Edward
Thorndike 62-65 • Kari Lashloy 76 • John Bowlby 274- 77
OLUMLU VE
PEKİŞTİRME İLE
1 ŞEKİLLENİR
1 B.F. SKINNER (1904-1990)
80 B.F. SKINNER
KISACA B urrhus Frederic Skinner, da- ' 'İdeal davranışçılık baskıyı
ha çok bilinen adıyla B.F.
YAKLAŞIM Skinner, davranışçı ortadan kaldırmak, kontrolleri
psikologların muhtemelen en
Radikal davranışçılık tanınmışı ve etkili olanıdır. ortamı değiştirerek
Alanında bir öncü olmamasına uygulamaktır.
ÖNCE rağmen İvan Pavlov ve John B. Wat-
1890 WiJliarn Jarnes, Psikoloji- son gibi öncüllerin in düşüncelerini B.F. Skinner
nin İlkeleri'nde davranışçılığın geliştirmiş, bunu yaparken de
kuramlarının çerçevesini çizer. tartışmalı bir "radikal ''
1890'lar İvan Pavlov şartlı davranışçılık" duruşuna ulaşmak cak ilk psikologların çoğunun felsefi
uyarıcı ve tepki kavramını ge- kuramlaştırmaları için çok az vakti
için davranış kuramlarını titiz bir olmuştur. İlhamının çoğunu Pavlov
liştirir. deneysel incelemeye tabi ve Watson'ın eserlerinden almıştır.
Psikolojinin bilimsel geleneği izle-
1924 John B.Watson modern tutmuştur. diğini görmüş ve görülemeyen, öl-
davranışçı hareketin temelleri- çülemeyen ve özenle kontrol edilen
ni atar. Skinner sadece tezlerinin özenli deneylerle tekrarlanamayan hiçbir
bilimsel metodolojinin (kanıtlara
1930'lar Zing-Yang Kuo dav- dayanan ve ispatlanabilir) ürünü ol- şeyle ilgilenmemiştir.
ranışların hayat boyunca sü- maları ile değil aynı zamanda de-
rekli değişime uğradıklarını ve neylerinde kamuoyunun bayıldığı Zihnin işleyişi bu yüzden de
yeni mekanizmalar kullandığı için Skinner'in ilgisi ve kapsama alanı
doğuştan geldiğine inanılan de ideal bir davranışçılık savunu- dışında kalmıştır. Aslında bunla-
cusu olduğunu kanıtlamıştır. Skin- rın bütünüyle nesnel olması gerek-
davranışların bile e mbriyo iken ner müzmin bir "cihaz adamı"dır ve tiği ve bedenden tamamen ayrı bir
"deneyimler"den etkilendiğini kışkırtıcı bir kendini pazarlama ye- varlığı olmadığı sonucuna varmış
öne sürer. teneği· vardır. Ancak şovmen gö- tır. Skinner'in görüşüne göre psi-
rüntüsünün ardında eserleriyle, psi-
SONRA kolojiyi sonunda içe dönük felsefi
1950 'ler Joseph Wolpe, davra- köklerinden kopararak başlı başına
nış terapisinin bir parçası ola- bilimsel bir disipli n olmasına yar-
rak sistema tik duyarsızlaştır dım eden ciddi bir bilim adamı yat-
manın öncü lüğünü yap ar.
maktadır.
1960'lar Albert Bandura'nın
sos yal öğrenme kuramı radikal Skinner bir zamanlar yazar ola-
davranışçılıktan ilham alır. rak kariyer yapmayı planlamış an-
B.F. Sklnner Burrhus Frederic Skinner, 1904'te rada kalır. 19BO'lerde lösemi
Pennsylvania, Susquehanna'da teşhisi konmasına rağmen çalış
doğar. Yazar olma niyetiyle New
York, Harnilton College'da İngiliz maya devam eder. 18 Ağustos
ce eğitimi alır ancak çok 1990'da son makalesi üzerinde
geçmeden edebiyatın kendisine çalışırken son nefesini vermiştir.
göre olmadığını fark eder. İvan
Pavlov ve John B. Watson'ın eser- Öne mli eserleri
lerinden ilham alarak Harvard'da 1938 Organizmaların Davranış
psikoloji eğitimi alır, 1931'de dok- ları: Deneysel Bir Analiz
torasını tamamlar ve öğretim 1948 Walden İki
üyesi statüsü kazanır. 1936'd" 1953 Bil im ve İnsan Davranışı
Minnesota Üniversitesi'ne gider ve 19 57 Sözel Davranış
1946'dan 1947'ye kadar Indiana 1971 Özgürlük ve Onurun Öte-
Üniversitesi'nde psikoloji bölümü- sinde
nü yönetir. 194B'de Harvard'a
dönerek hayatının sonuna kadar o-
DAVRANIŞÇILIK 81
~~~~~~~~~~~~~
Ayrıca bkz. William Jamcs 38-45 • İvan Pavlov 60-61 • John B. Watson 66- 71 • Zing-Yang Kuo 75 •
Joseph Wolpe 86-87 • Albert Bandura 286-91 • Noam Chomsky 294 97
Bir farenin bir meye ne zaman bastırsa yiyecek
belirdiğini öğrenir ve karnını doyur-
düğmeye basması mak için bilerek bastırmaya başlar.
Bölmeye bastırma davranışı için
gibi yiyecekle "olumlu pekiştirme" uygu-
bir eylemin... lanan farelerle, uygulanmayanların
veya farklı sıklıklarda yiyecek sunu-
... eylemin Sonuçları vardır;
lanların sonuçları kıyaslandığında
tekrarlanmasını örneğin yiyecek
verilmesi.. yiyecek farenin eylemlerinin sonucu
teşvik eder ve olarak sunulduğunda bunun gele-
davranış gösterme cekteki davranışı etkilediği ortaya
olasılığının artmasına çıkar.
neden olur. Skinner hayvanların eylerrilerin-
den veya ortamlarından aldıkları
kolojik araştırmayı yürütmenin ma davranış psikolojisinde önemli tepkiler tarafından koşullandıkları
yöntemi, gözlemlenemeyen düşün bir dönüm noktasına işaret eder. sonucuna varmıştır. Fareler çevrele-
celerden çok gözlemlenebilir dav- rindeki dünyayı keşfettikçe eylemle-
Skinner kutulan rinin bazılarının olumlu sonuçları o-
ranışlardır. Skinner, Harvard'da araştırma lur (Skinner "ödül" kelimesini "iyi"
yaparken, daha sonraları "Skinner davranış için verilen yan anlamları i-
Kariyerinin başlangıcından beri kutusu" olarak adlandırilacak olan le kullanmama konusunda çok dik-
\<atı bir davranışçı olan Skinner, bir icadını kullanarak fareler üze- katlidir) ve bu sonuçlar fareleri davra-
şartlandırma yorumuyla - özellikle rinde bir dizi deney gerçekleştirmiş nışı tekrarlamaya teşvik eder.
Pavlov tarafından tanımlanan "kla- tir. Bir fare, içinde özel bir bölme Skinner'in terimleriyle, bir "organiz-
sik şartlandırma" ilkesiyle- ilk dav- olan bu kutulardan birine yerleştiril ma" kendi çevresinde iş görür ve iş
ranışçılardan ayrılır. Koşullu bir mektedir. Fare bu bölmeye her bas- lemsel şartlandırmasını (bölmeye
tepkinin tekrarlanan bir eğitimle tırdığında bir parça yiyecek sunul- bastırmak) pekiştiren bir uyarıcıyla
ortaya çıkarılabileceğine karşı çık maktadır. Bölmeye bastırma (bir parça yiyecek) karşılaşır. Bunu
mamakla birlikte bunun koşullu bir sıklıkları otomatik olarak kaydedil- klasik şartlandırmadan ayırmak için
uyarıcı planlı ve yapay bir şekilde mektedir. Başlangıçta fare bölmeye "işlemsel şartlandırma" terimini bul-
sunan özel bir durum olduğunu dü- yanlışlıkla veya sadece merakından
basmakta ve sonucunda bir parça
şünür. yiyecek almaktadır. Zamanla böl-
Skinner'a göre bir eylemin so- Skinner kutuları psikologun yarattığı
ve kendisine davranışlarını
nuçla rı , davra nı şı şekillendirmede
gözlemlediği hayvanların ortamı
eylemden önce gelen veya aynı an-
da gelen uyarıcıdan daha önemli- üzerinde tam bir kontrol imkfını veren
dir. Deneylerinden davranışın, te- pek çok dahice gereçten biridir.
mel olarak eylemlerin sonuçların
dan öğrenildiği sonucunu çıkar
mıştır. Pek çok içgörüde olduğu gi-
bi bu da apaçık gibi görünebilir a-
82 B.F. SKINNER
Olumlu pekiştirme, Skinner'in bir fareyi, bir basamak ya
da bölmesi bulunan özel tasarlanmış kutularından birine
koyarak gösterdiği gibi, belli davranış modelleri teşvik
edebilir. Hayvan bölmeye her bastığında yiyecek ortaya
çıkmakta ve onu bu eylemi tekrar tekrar yapmaya teşvik
etmektedir.
--+
muştur. İkisi arasındaki en önemli vermeyeceklerini anlamak için yap- ğin hayvanlar bir çocukta korku ya
fark, edimsel şartlandırmanın önce tığı program değişiklikleri de vardır. da hoşlanma gibi iki zıt dürtü yara-
gelen bir uyarıcı değil izleyen davra- Tahmin ettiği gibi fareler yeni prog- tırlar. Ama eğer bir çocuk bir köpe-
nışlara bağlı olmasıdır. Ayrıca edim- ramlara da hızla uyum sağlarlar. ği ilk okşama girişimlerinden birin-
sel şartlandırma iki yönlü bir süreç- de ısırılırsa, korku dürtüsü o kadar
tir; onun çevredeki etkisi kadar çev- Olumsuz pekiştirme güçlü biçimde ortaya çıkar ki, kö-
renin de davranışları şekillendirme peklere karşı yeniden bir hoşlanma
de etkisi olmaktadır. Daha sonraki deneylerinde Skinner dürtüsü hissetmesi için aradan u-
kutularının tabanlarına bir elektrik zun yıllar geçmesi gerekebilir."
Deneyleri sürerken Skinner'in ızgarası yerleştirilir ve bu Skinner bu düşüncenin deneysel
yiyeceği azalmaya başlar ve farele- çalıştırıldığı zaman farelere nahoş kanıtını bulmak üzeredir.
re yiyecek verme aralığını yeniden bir şok dalgası verilir. Bu uygulama,
düzenlemek zorunda kalır. Artık olumsuz pekiştirmenin davranış Olumlu pekiştirme
bazı fareler sadece bölmeye arka ar- üzerindeki etkisinin incelenmesine
kaya birkaç kez bastıktan sonra, olanak tanır. Skinner, "ödül" Tanmin edildiği gibi Skinner,
belli aralıklarla veya rastgele biçim- kelimesinden kaçındığı gibi burada elektrik şoku gibi olumsuz bir
de yiyecek almaya başlarlar. Bu de- da elektrik şokunu da "ceza" olarak sonuç veren davranışta azalma
ğişikliğin sonuçları Skinner'in oriji-
nal bulgularını pekiştirir ama aynı tanımlamaktan kaçınır.
zamanda yeni bir keşfe de yol açar:
Pekiştiren bir uyarıcı, davranışın Deneylerinin çıkarımlarını
tekrarlanma olasılığını artırırken, inceledikçe bu ayrım giderek daha
önemli hale gelir.
pekiştiren uyarıcı durdurulduğunda
Olumsuz pekiştirme psikolojide
o davranışın tekrarlanması olasılığı yeni bir kavram değildir. 1890'larda
William James Psikolojinin
düşmektedir. İlkeleri'nde şöyle yazmıştır: "Örne-
Skinner daha da çeşitlendirip Kumarda kazanmak genellikle
karmaşıklaştırdığı deneylerine de- yeniden deneme dürtüsünü artırır,
vam eder. Bu değişiklikler arasında kaybetmekse azaltır; aynen Skinner'in
farelerin yiyecek parçalarının veril- farelerinin beslendiği sıklığın
me sıklığındaki değişimi ayırt edip
edemeyecekleri ve buna tepki verip davranışlarında değişiklik yaratması
gibi.
olacağını bulur. Deneylerde Genetik eğilimler Skinner'ln güve rcin deneyleri bir
kullanılan Skinner kutularını Davranışların edimsel şartlandırma
yeniden tasarlayarak içindeki ile "şekillenmesi" Charles görevi başarmanın yiyecekle olumlu
farelerin bir pedala basarak Darwin'in -özünde. sadece genetik
elektrikli ızgaranın akımını mekanizmalarını belli bir çevreye yenipekiştirilmesinin, davranış
kapatabilecekleri hale getirir. Bunu uydurabilen organizmaların sağ
yaparak olumsuz bir uyarıcının kalıp üreyebileceklerini ve modellerini öğrenmeyi hızlandırdığını
kaldırılmasıyla ortaya bir tür olumlu türlerinin "başarısını"
garantileyebileceklerini söyleyen- ve pekiştirdiğini kanıtlamıştır.
uyarıcının çıkmasını doğal seleksiyon kuramıyla çarpıcı
paralellikler göstermektedir. Bir vercinleri kullanmaktadır. Güver-
sağlamaktadır. Sonuçlar Skinner'in farenin, edimsel şartlandırma cinlerle çalışırken daha incelikli de-
kuramını doğrular niteliktedir: Eğer sürecini tetikleyen pekiştirici bir neyler geliştirebileceğinin farkına
bir davranış olumsuz uyarıcının uyarıcıyla sonuçlanacak
ortııdan kaldırılmasına neden varmıştır. "Ardışık yaklaşım" adını
oluyorsa o davranış artmaktadır. davranışlarda bulunması olasılığı,
verdiği yöntemi kullanarak çok da-
Ancak sonuçlar aynı zamanda her ikisi de genetik oluşumla ilgili ha karmaşık davranış modellerini
olumlu pekiştirmeyle öğrenilen olan merakına ve zekasına bağlıdır. öğretip inceleyebilecektir.
davranışlarla, olumsuz uyarıcıyla Skinner'in "kişinin davranışları
öğrenilen davranışlar arasındaki il- genetik ve çevresel tarihçesiyle Skinner, güvercinlere öğretmeye
ginç bir ayrımı ortaya koymaktadır. kontrol edilir" sonucuna götüren de çalıştığına benzer herhangi bir
Fareler olumlu uyarıcıylara (aynen işte bu genetik ve şartlandırma davranış için de olumlu pekiştirici
olumsuz uyarıcının kaldırılmasında kombinasyonudur. Skinner bu ler kullanır. Örneğin bir güvercine
olduğu gibi), davranışları olumsuz fikrini 1981'de Science dergisinde saat yönünde daireler çizerek uç-
bir tepki ile sonuçlandığı zaman ol- yayımladığı Sonuçlarla Seçim adlı mayı öğretiyorsa, güvercinin sağa
duğundan daha iyi ve daha hızlı bir makalesinde inceleyecektir. doğru yaptığı her hareket karşılı
tepki vermektedirler. Skinner. hala ğında, ne kadar küçük olursa olsun
"ödül" ve "ceza" olgularını kullan- Skinner 1936'da Minnesota yiyecek verilmektedir. Davranış bir
maktan kaçınmaktadır ve davranı Ünuversitesi'nde görev almış, e- kere yerleştikten sonra yiyecek sa-
şın olumlu pekiştirme programıyla dimsel şartlandırma konusundaki dece sağa doğru uzun uçuşlar için
daha etkili biçimde şekillendirildiği deneysel araştırmalarını geliştirme verilmekte ve işlem güvercinin yi-
sonucuna varır. Aslında, denek belli ye ve düşünceleri için pratik uygu- yecek alabilmesi için tam bir daire
bir davranış için olumlu tepkiler a- lamalar keşfetmeye orada devam çizmesine kadar tekrar edilmekte-
,ramaya devam etmesine rağmen etmiştir. Bu kez fareler yerine gü- dir.
vakaların çoğunda olumsuz tepkile-
re yol açtığı için olumsuz pekiştir Program öğretme
menin ters etki yapabileceğine i- Skinner'in araştırması onun
nanmaya başlar. okullarda kullanılan öğretim
Bunun insan davranışlarıyla il-
gili pek çok alanda da -örneğin öğ
retimde disiplin cezalarının kulla-
nılması gibi- etkileri vardır. Eğer
bir erkek çocuk, bumunu karıştır
mak gibi eğlenceli bulduğu bir şey
için sürekli cezalandırılıyorsa bunu
etrafta yetişkinler varken yapmaz.
Çocuk davranışını değiştirmiştir
ancak sadece cezalandırılmasını
önlemek için. Skinner sonuçta ço-
cukların davranışlarını kontrol et-
mede tüm ceza biçimlerinin elve-
rişsiz olduklarına inanır.
84 B.F. SKINNER
yöntemlerini sorgulamasına yol kıştırma kazandırdığı söylenmekte- ' 'Ruhsal durumlara karşı
açar. 1950'1erde kendi çocukları dir. Örneğin "baby tender" (bebek çıkılması onların var
resmi eğitim alırlarken öğrencilere bakıcısı) adını verdiği icadı, kendi
genellikle uzun süren, çok aşamalı kızını kontrollü, sıcak ve cereyansız olmadığından değil, işlevsel
ödevler verilmekte ve tüm proje bir ortamda tutmak için tasarlan-
tamamlanana kadar çocuklar mış alternatif bir bebek beşiğidir. bir analizle ilgileri
neredeyse hiçbir tepki Ancak kamuoyunun bunu Skinner
alamamaktaydılar. Bu yaklaşım, kutusuyla karıştırması sonucu ge- olmamasındandır.
Skinner'in öğrenme süreci ile ilgili rece basın tarafından "evlat koşul
bulgularına ters düşmektedir ve landırıcı" lakabı takılmış ve B.F. Skinner
ona göre gelişimi geriletmektedir. Skinner'in kendi çocukları üzerinde
Skinner buna karşılık bir projenin deneyler yaptığı yolunda dedikodu- ''
her aşamasında yapıcı geri lar almış yürümüştür. Yine de "be-
bildirimler veren bir öğretim bek bakıcısı" ilgi çekmiştir ve Skin- bir resmini gagalamaları için
programı -ki bu program daha ner hiç de spot ışıklarından utana- eğitilmişlerdir ve bu resim öndeki
sonra sayısız eğitim sistemine cak biri değildir. bir mercek aracılığıyla burun
entegre edilecektir- geHştirir. konisine yansıtılmıştır. Bu
Ayrıca öğrencilere, uzun bir test Savaş çabası gagalama füzenin uçuş rotasını
soruları dizisinin sadece sonunda kontrol etmektedir. Gençek savaşta
değil, her aşamasında verdikleri Skinner'in başka bir ünlü deneyi hiçbir zaman kullanılmadığı halde
doğru cevaplar için teşvik edici olan "Güvercin Projesi" de kuşku ve en azından ordu Skinner'in bu
geri bildirimler veren bir "öğretme bir parça alayla karşılanmıştır. icadını ciddiye almış, Ulusal
makinesi" icat etmiştir. O dönemde Skinner'in güvercinlerle Savunma Araştırma Komitesi
sınırlı bir onayla karşılanmış olsa çalışmalarının pratik bir projenin finansmanı için para
da Skinner'in öğretme makinesinde uygulaması olan proje 1944'teki vermiştir. Cihazlara olan tutkusu
vücut bulan ilkeler, onlarca yıl savaş çabalarına ciddi bir katkı yüzünden Skinner'in bu cihazın
sonra kendi kendine eğitim veren olması için tasarlanmıştır. uygulanışından çok icadıyla
bilgisayar programlarında yeniden Güdümlü füze sistemleri henüz icat
ortaya çıkmıştır. edilmediği için Skinner, bombaya ilgilendiğinden kuşkulanılmıştır.
takılabilecek ve içine yerleştirilen Hayvanların savaşa karıştırılmasını
Skinner'in icatlarının çoğunun üç güvercinin idare ettiği bir burun
zamanında yanlış anlaşıldığı ve konisi geliştirmiştir. Kuşlar edimsel doğru bulup bulmadığı
kendisine eksantriklik gibi bir ya- şartlandırmayla bomba hedefinin
sorulduğunda insanları
karıştırmanın doğru olmadığı
cevabını vermiştir.
Daha sonraki hayatını
Harvard'da akademisyen olarak ge-
çiren Skinner buluşlarının çıkarım
larını makaleleri ve kitapları yoluyla
genişletmiştir. Walden Thro (1948)
edimsel şartlandırma ile öğrenilmiş
davranışlar üzerine kurulmuş üto-
Bir görevin gelişimi süresince. sık
aralıklarla verilen övgü ve teşvikin
çocukların öğrenme hızını , en sonunda
verilen tek bir ödülden daha fazla
artırdığı görülmüştür.
DAVRANIŞÇILIK 85
pik bir toplumu anlatır. Kitabın, o- da özgür olacağız.' Ve bu, benim ' 'Skinner'in, bireylerin,
lumlu pekiştirme yoluyla toplumsal düşünceme göre eski moda bir libe-
kontrol kurma hayali tartışmalara ralin kaderidir. Özgür olacaktır ama aracıların olmadığına, sadece
neden olmuş ve iyi niyetli amaçları kendini Cehennem'de bulacaktır.''
na rağmen totaliter olmakla suçlan- organizmaların bulunduğu
mıştır. 11. Dünya Savaşı sonrasında Bunun gibi düşünceleri ona kö-
ki siyasal ortama bakıldığında bu tü bir ün kazandırmış ve en ateşli fikrine sarsılmaz bir inancı
hiç de şaşırtıcı bir tepki değildir. eleştirmenlerini kışkırtmıştır. Özel-
likle davranışçı fikirlerinin dil eğiti vardı .
Radikal davranışçılık mindeki uygulamalarını içeren
Skinner davranışçı yaklaşımına 1957 tarihli kitabı Sözel Davranış, Thomas Szasz
sadık kalarak benimsediği psikoloji bilişsel psikoloji olarak bilinen hare-
dalına "radikal davranışçılık" adını keti başlattığı düşünülen Noam ''
vermiştir. Düşünce süreçleri ve Chomsky'nin sert bir eleştiri yazısı
zihinsel durumların varlığını inkar na hedef olmuştur. 1960'1arda psikolojinin odak
etmese de, psikolojinin yalnızca noktası davranıştan zihinsel süreç-
yaygın koşullara ve durumlara Ancak Skinner'in eserlerinden lerin araştırılmasına kaymış ve
verilen fiziksel tepkiler üzerinde bazılarına yöneltilen eleştiriler e- Skinner'in fikirleri bir süreliğine
çalışmayla ilgilenmesi gerektiğine dimsel şartlandırmanın yanlış an- gözden düşmüş, en azından gör-
mezden gelinmiştir. Ancak davra-
inanmıştır. laşılmasından kaynaklanmaktadır. nışçılık çok geçmeden tekrar önem
kazanmış ve Skinner'in çalışmaları
Özgürlük ve Onurun Ötesinde Radikal davranışçılık, çoğunlukla uygulamalı psikolojinin pek çok a-
adlı kitabında Skinner özgür irade hatalı bir biçimde, ifadelerin ve dü- lanında, özellikle de eğitimciler ve
ve determinizm arasındaki felsefi şüncelerin yalnızca gerçek dene- klinik psikologlar arasında değer
tartışmayı yeniden canlandırarak yimlerle doğrulandıkları zaman an- bilir bir izleyici kitlesi kazanmıştır.
lamlı olabileceklerini savunan Bilişsel davranışçı terapi yaklaşımı
davranışı şekillendirme kavramını Avrupa'nın mantıksal pozitivizmi i- onun fikirlerine çok şey borçludur. •
le ilişkilendirilmektedir. Ancak as-
daha da ileri götürmüştür. Radikal lında, eylemlerin önem veya değer
davranışçı Skinner'e göre özgür ira- lerini sonuçlarına göre ölçen Ameri-
de bir illüzyondur; tüm davranışla kan pragmatizmi ile çok daha fazla
rımızı ve dolayısıyla hayatımızı ortak noktası bulunmaktadır. Ayrı
kontrol eden sonuçlar arasında bir ca tüm canlıları şartlandırmanın
seçim yapmamızdır. Bu kavramdan pasif özneleri olarak sunduğuna da-
•kaçma girişimleri başarısızlığa ve ir yanlış bir yorumlama da vardır.
kaosa mahkümdur. Skinner bunu Oysa Skinner'in edimsel şartlandır
şöyle ortaya koyar: "Milton'un ması iki yönlü bir işlemdir; organiz-
Şeytan'ı Cennet'ten düştüğünde ma çevre üzerinde etkili olur ve
kendini Cehennem'de bulur. Ve çevre de tepki verirken sonuçlar ge-
neyle teselli bulur? 'Sonunda, bura- nellikle davranışı şekillendirir.
~ + fg~ ~ Klasik şartlandırma, zil çaldığında
o yemek beklentisi içinde tükürük
y +~ o salgılama örneğindeki gibi, nötr bir
uyarıcıya karşı otomatik bir davranış
tepkisi yaratır.
Edimsel şartlandırma, bir kolu
çekerek yiyeceği serbest bırakma
örneğindeki gibi, olumlu pekiştirme
yoluyla davranışın tekrarlanması
olasılığını yükseltir.
86
SAHNEYİ HAYAL
ETMEYİ BIRAKIN VE
GEVŞEYiN
JOSEPH WOLPE (1915-1997)
KISACA l İnsanlar iki zıt duyguyu
aynı arıda hissedemezler.
YAKLAŞlM Pavlov ve Watson'a göre belli bir
uyarıcıya duygusal tepkiyi '-V
Karşılıklı ketleme öğrenmek mümkündür. l
ÖNCE '-V - E ğer biri gevşemişse aynı
1906 İvan Pavlov, davranışın zamanda endişeli olamaz.
O zaman bir uyarıcıya tepkiyi
koşullanmayla öğrenilebilece unutmak da mümkündür.
ğini gösteren uyarıcı-tepki tek- ~ -..v
nikleri üzerindeki ilk çalışma
r
larını yayımlar.
Eğer korkulan bir nesneye şartlı bir tepki olarak
1913 John B. Watson, davra- derin bir gevşeme öğretilirse aynı anda endişe
nışsa! psikolojinin temel ilkele-
rini belirlediği Davranışçıların hissedilemez.
Gözüyle Psikoloji'yi yayımlar.
2 O. yüzyılın ilk yarısının büyük doğumlu bir psikiyatr olan Joseph
1920 John B. Watson'ın Küçük kısmı, kaygının psişenin de- Wolpe , il. Dünya Savaşı sırasında (o
Albert deneyleri duyguların da rinlerinde çatışan güçlerin zamanlar "savaş nevrozu" olarak bi-
klasik şartlandırmayla oluşa sonucu olduqunu varsayan Freud- linen) post travmatik stres bozuklu-
bildiğini gösterir yen psikanalizin egemenliği altında ğunun neden olduğu kaygıdan
geçmiştir. Bu çatışma yalnızca, bi- mustarip askerleri tedavi etmiş ve
1953 B. F. Skinner, insan dav- reyin bilinçüstü ve bilinçaltı düşün bu psikoterapileri hastalarına yar-
ranışlarının biyoloji ve çevreye celerinin ve bunları oluşturan dene- dımcı olma konusunda yetersiz bul-
nasıl bağlı oldukları ile ilgili yimlerin uzun içgözlem analizleri ile muştur. Bu askerlerle yaşadıkları o-
kuramlarını tanıttığı Organiz- hafifletilebilir. Ancak Güney Afrika layları konuşmarıın onların orijinal
maların Davranışları'nı yayım
lar.
SONRA
1961 Wolpe, sistematik duyar-
sızlaştırma kavramım tanıtır.
_ _ __ _ _ _ _ __ _D_AVRANIŞÇILIK 87
Ayrıca bkz. İvan Pavlov 60- 61 • John B. Watson 66 71 • B.F. Skinner 78- 85 • Aaron Beck 174-77 • W.H.R Rivers 334
' 'Davranış sinirsel uyarıların mesi ve daha sonra onları eşza Fare korkusu gibi fobiler Wolpc'un
geçtiği yollara bağlıdır. manlı olarak kaygıya neden olan bir karşılıklı ketleme (derin gevşemeyi kor-
Joseph Wolpe uyarıya maruz bırakarak iki duru- kulan nesneye maruz kalmayla eşleştir
mu eşleştirmesi için ilham verir. Bu me) düşüncesinden geliştirilen yöntem-
'' teknik daha sonra karşılıklı ketleme ler kullanılarak başarıyla tedavi edilmiş
tekniği olarak bilinecektir. tir.
travmalarına geri dönüşlerini dur-
durmadığını ve kaygılarını sona er- Wolpe'un hastalarından kendile- fare ya da uçma korkusu gibi fobileri
rini rahatsız eden şeyi ya da olayı tedavi etmek için günümüzde de
dirmediğini görmüştür. hayal etmeleri istenir. Eğer endişe hala yaygın biçimde kullanılan bir
lenmeye başlarlarsa "o sahneyi ha- sistematik duyarsızlaştırma progra-
Korkuyu unutmak yal etmeyi bırakıp gevşemeleri" i- mı geliştirmiştir. •
Wolpe, derin kaygı sorununa çözüm çin teşvik edilirler. Bu yaklaşım
olarak psikanalizden daha basit ve hastanın korku duygularını giderek olur. Önceleri Virgirıia Üniversite-
hızlı bir yöntem olması gerektiğine bloke eder. Hasta önceden nasıl ya- si'nde ders verir, daha sonra
inanmaktadır. Hayvanlara ve şadığı dehşet verici anıları anımsa Philadelphia'daki Temple Üniver-
çocuklara uyarıcı-tepki eğitimi dığında kaygı duymaya koşullan sitesi'nde profesör olur ve orada
veya klasik koşullanma yöntemiyle mışsa şimdi de - çok kısa bir süre- saygın bir davranış terapisi ensti-
yeni davranış modellerini başarıyla de- tam tersi bir duygu olan tama- tüsü kurar. Başarılı bir öğretmen
.öğreten İvan Pavlov ve John Watson men gevşemeye odaklanarak kaygı olarak ün yapan Wolpe, 82 yaşın
gibi davranışçıların tepkisini bloke etmeye koşullan da akciğer kanserinden ölene dek
çalışmalarından haberdardır. Bir ders vermeye devam eder.
nesneye ya da olaya karşı daha maktadır.
önceden hissedilmeyen bir Önemli eHrlerl
duygusal tepkiyi otomatik hale Wolpe'un karşılıklı ketleme yön-
getirebildiklerini bilmektedir. temi, hastanın geçmişinin bir anali- 1958 Karşılıklı Ketleme ile Psiko-
Wolpe, eğer davranışlar bu şekilde zi yapılmadan, beyni sadece mevcut terapi
semptomlar ve davranışa odaklaya- 1969 Davranış Terapisi Uygula-
öğrenilebiliyorsa, aynı şekilde rak yeniden şartlandırır. Bu da etkili
ve hızlı sonuçlar veren bir yöntemdir maları
unutulabileceği yönünde akıl ve davranış terapisi alanında önemli
yürütür ve savaş gazilerinin yeni tekniklerin doğmasına yol aç- 1988 Korkusuz Yaşayın
rahatsızlıklarını gidermekte mıştır. Wolpe bu yöntemi kullanarak
kullanılacak bir yöntem önerir.
Joseph Wolpe
Wolpe insanın iki zıt duygu du-
rumunu aynı anda yaşayamayaca Joseph Wolpe, Güney Afrika,
ğını keşfetmiştir. Örneğin çok gev- Johannesburg'da doğar. Witwa-
şemiş bir durumdayken herhangi terstrand Üniversitesi'nde tıp
bir tür kaygı yaşamak mümkün de- eğitimi alır ve sonra Güney Afri-
ğildir. Bu, Wolpe'un hastalarına de- ka Ordusu'nda, "savaş
rin kas gevşetici teknikleri öğret- nevrozu"ndan mustarip hastaları
tedavi ederek hizmet verir. Du-
yarsızlaştırma tekniğini
geliştirmek için üniversiteye dö-
ner; nevrozları önce nedenlerini
ortaya çıkarmadan tedavi etme
girişimleri nedeniyle psikanaliz
çevreleri tarafından alaya alınır.
Wolpe, 1960'ta yeniden ABD'ye
yerleşir ve Amerikan vatandaşı
90 GİRİŞ
Sigmund Freud ve Cari Jung, Psikolojik Anna Freud Ego ve Karen Horney'in,
Josef Breuer İsteri Tipler adlı kitabında Savunma Freud'la olan farklılıkları
Üzerine Çalışmalar'ı Amerikan Psikanaliz
11içedönük" ve Mekanizmaları adlı Enstitüsü'nü kurmasına
yayımlarlar. kitabını yayımlar.
"dışadönük '' yol açar.
i i
lerimlerini tanıtır. 1
1895 1936
i 1941
1921
1900 1927 1937 1941
ı ı ı ı
Sigmund Freud Rüyaların Alfred Adler Bireysel Jacques Lacan 14. ErichFromm
Yorumu'nda psikanalizin Psikolojinin Kuram ve Uluslararası Psikanaliz sosyopolilik
önemli kavramlarını tanıtır.
Uygulamaları kitabının Kongresi 'nde Ayna psikolojinin en önemli
Evresi adlı bildirisini eserlerinden biri olan
yayımını takiben bireysel
psikolojinin kurucusu olarak sunar. Özgürlük
Korkusu'nu yazar.
tanınır.
2 O. yüzyılın başında ABD'de nın, acılı, gizlenmiş anılarını, onlara reddetmekten çok değiştirmiş ve
psikoloji, davranışçılık yakla- anlam kazandıracağı bilinç farkın sonradan gelen kuramlar farklı
şımının egemenliği altınday dalığına getireceğini ve böylece alanlara vurgu yapmıştır. Örneğin
ken Avrupa'da farklı bir yöne doğru Erik Erikson, daha sosyal ve
eğilim başlamıştır. Bu, büyük ölçü- semptomlarından kurtulacağına gelişimsel bir yaklaşım
de, kuramları zihinsel süreçler ve benimsemiş, Jung ise ortak bir
davranıştan çok psikopatoloji ve te- inanır. bilinçdışı fikrini ortaya koymuştur.
davi üzerine odaklanan Sigmund
Freud'un eserlerinin etkisiyle ger- Yeni psikoterapiler 20. yüzyılın ilk yarısında
çekleşmiştir. Davranışçılığın tersi- Freud'un fikirleri Avrupa ve psikanaliz çeşitli biçimleriyle
ne Freud'un fikirleri deneysel kanıt ABD'nin her yanına yayılmıştır. davranışçılığın tek a lternatifi olarak
lar yerine gözlem ve vaka tarihçele- Aralarında Alfred Adler ve Cari kalmış ve iL Dünya Savaşı
rine dayanmaktadır. Jung'un da bulunduğu bir çevreyi, sonrasına kadar ciddi bir rakiple
kendi Viyana Psikanaliz Derneği'ne karşılaşmamıştır. 1950'lerde
Freud Fransız nörolog Jean çeker. Ancak bu ikisi Freud'un Freudyen psikoterapi, terapistler
Martin Charcot ile çalışmış ve onun kuramlarındaki unsurları kabul tarafından hala kullanılmaktadır,
isterinin tedavisinde hipnoz kullan- etmeyerek onun temeli üzerinde özellikle de Fransa'da Jacques
masından çok etkilenmiştir. Charcot kendi psikodinamik yaklaşımlarını Lacan ve takipçileri tarafından,
ile geçirdiği zamanda Freud, davra- ancak hastaların hayatlarında
nışlarımıza bir anahtar oluşturdu geliştirmeye başlarlar. Tanınmış gerçek değişimler yaratabilecek
ğunu düşündüğü bilinçdışının ve yeni terapiler aranmaktadır. Fritz
bilirıçli olmayan düşünce alanının terapistler Melanie Klein, Karen ve Laura Perlis ile Paul Goodman
önemini fark etmiştir. Freud hasta- Horney ve hatta Freud'un kızı tarafından kısmen eklektik olan
larla konuşarak bilinçdışına ulaşma- Anna'nın da Freud'la yolları ayrılır. Gestalt terapisi geliştirilmiş; Viktor
Ancak bu düşünce farklılıklarına
rağmen, bir sonraki psikanalist
kuşağı, Freud'un temel fikirleri
PSiKOTERAPİ 91
Carı Rogers, Melanie Klein, tartışma Albert Ellis, Akılcı Yaşam Rollo May'in Varo/uş'u nun
hasta-odaklı terapiyi yaratan bildirisi Haset Kılavuzu'nda Rasyonel,
yayımlanmasıyla
geliştirerek kuramlarını ve Şükran'ı sunarak Duygusal Davranış
"ölüm içgüdüsü"nün Terapisi'nin ana Amerikan varoluşçu
Danışman/ık ve doğuştan itibaren var hatlarını çizer. psikolojisi doğar.
Psikoterapi adlı
olduğunu doğrular. 1 1
kitabında yayımlar.
1 1961 1967
i
1955
1942
1946 1959 1964 1970
1 1 1 1
Viktor Frank!, Auschwitz'den R.D.Laing Bölünmüş "Aile sistem Abraham Maslow
çıktıktan sonra İnsanın Benlik'le şizofrenik terapisinin annesi'' Motivasyon ve
deneyimin do(jasını Virginia Satir, Birleşik
Anlam Arayışı'nı yazarak acı Kişilik'te kendini
çekmede anlam bulma tanımlar. Aile Terapisi'ni
gerçekleştirme
gereksiniminin ana hatlarını yayımlar. kavramını tanımlar.
çizer.
Frank! ve Erich Fromm gibi etkin olmadığı için eleştiren bilişsel koterapi!eri getirir. Freud'un çocuk-
varoluşçu felsefeden etkilenen psikolojiden gelmektedir. Bilişsel luk dönemine ve kişisel tarihçeye
psikologlarsa terapiye daha sosyo- psikolojininse tam tersine bilimsel yaptığı vurgu, gelişimsel ve sosyal
politik bir gündem getirmişlerdir. olarak kanıtlanmış kuramları ve psikolojinin büyük kısmına ilham
sonraları da klinik olarak etkisi kaynağı olur ve 20. yüzyılın sonla-
En önemlisi de daha hümanistik kanıtlanmış terapi uygulamaları rında Guy Corneau, Virginia Satir
bir yaklaşım keşfetmeye hevesli bir ve Donald Winnicott gibi psikotera-
grup psikologun ABD'de bir dizi vardı r. pistler dikkatlerini aile ortamına
toplantı düzenleyerek 1950'lerin çevirirken aralarında Timothy Le-
sonlarında kendini gerçekleştirme, Bilişsel psikoterapiler ary ve Dorothy Rowe gibi diğerleri
yaratıcılık ve kişisel özgürlük gibi Bilişsel psikologlar psikanalizi bi- de sosyal baskılar üzerine yoğunla
temaları incelemeye yönelik limsellikten ve kuramlarını da ka-
"üçüncü güç" olarak bilinen nıtlanabilirlikten uzak bularak red- şırlar.
topluluğun çerçevesini detmişlerdir. Freudyen analizin en
oluşturmasıdır. Aralarında Abraham önemli kavramlarından biri olan Freud'un orijinal fikirleri yıllar
Maslow, Carı Rogers ve Rollo May'in -bastırılmış anılar- Paul Watzla- boyunca sıklıkla sorgulanmış olsa
de olduğu kurucu ları, akıl wick tarafından sorgulanır; tüm ha- da Freudyen analizden bi!işsel
hastalıklarının tedavisi kadar akıl fıza biçimlerinin geçerliliğinin de- terapi ve hümanistik psikoterapiye
sağlığının önemine vurgu ğişken olduğu da Elizabeth Loftus evrim akıl saqlıqı uyqulamalarında
tarafından kanıtlanır. Bilişsel psiko- devasa ilerlemelere yol açmış ve
yapmaktadırlar. loji bunların yerine Albert Ellis'in bilinçdışı, itkilerimiz ve davranışlar
Rasyonel, Duygusal Davranış Tera- için bir model oluşturmuştur. •
O dönemde psikanaliz için en pisi (RDDT) ve Aaron Beck'in biliş
önemli tehdit belki de psikanalizi, sel terapisi gibi kanıtsa! temelli psi-
hem kuramlarında nesnel kanıtlara
yer vermediği hem de tedavide
1 GER EKLİK
ı Bi•Li•N Dl IDIR
[ SIGMUND FREUD (1856-1939) _
94 SIGMUND FREUD
KISACA güçlü, çok daha korkutucu veya çok
daha anlaşılmaz ruhsal aktivitelerle
YAKLAŞIM dolu olduğundan korkmuştur.
Freud'un konu üzerindeki çalışması
Psikanaliz ilktir. Zihnin yapısını oluşturan
bilinç, bilinçdışı ve önbilinci
ÖNCE
MÖ 2500-600 Hindu Vedaları tanımlar. Ayrıca bilinçdışı
bilinci "bilincin soyut, sessiz,
tamamen bütünleşmiş alanı" olgusunu popülarize ederek
olarak tanımlarlar. düşünme ve deneyim
kabiliyetimizin arkasındaki işleyişi
1567 İsviçreli Hekim
Paracelsus bilinçdışı ile ilgili tanımlayıp açıklar.
ilk tıbbi tanımı yapar.
Hipnoz ve isteri Anna O., gerçek adıyla Bertha
1880'ler Fransız Nörolog Fneud'un bilinçdışıyla tanışması ilk Pappenheim'a felç ve isteri teşhisi
Jean·Martin Charcot kez 1885'te, akıl hastalığı belirtileri konmuştur. Doktor Josef Breuer
hipnotizmayı isterinin ve diğer gösteren hastalarını hipnoz tarafından. "konuşma tedavisi" olarak
anormal zihinsel durumların aracılığıyla başarılı biçimde tedavi tanımlanan yöntemle başarıyla tedavi
tedavisinde kullanır. eden Fransız nörolog Jean-Martin
Charcot'nun çalışmalarıyla edilmiştir.
SONRA
1913 John B. Watson, Freud'un karşılaştığında gerçekleşmiştir. psikoterapi tedavisinin uygulandığı
bilinçdışıyla ilgili fikirlerini ilk örnektir.
bilimsellikten uzak ve Charcot'nun görüşü isterinin sinir
sisteminin anormalliğinden Breuer, Freud 'un dostu ve
kanıtlanamaz olmaları kaynaklanan nörolojik bir hastalık meslektaşı olur. İkisi birlikte,
olduğu yönündedir ve bu görüş zihinsel rahatsızlıkların pek
nedeniyle eleştirir. hastalığın tedavisinde yeni ve çoğunun (mantıksız korkular, kaygı,
önemli olasılıkların kapısını isteri, hayali felçler ve ağrılar, belli
1944 Cari Jung evrensel açmıştır. Freud bu yeni bilgiyi paranoya türleri) hastanın
prototiplerin varlığının kullanmaya hevesli şekilde geçmişinde meydana gelen ve artık
Viyana'ya döner ancak işe yarar bilinçten uzaklaştırılmış olan
bilinçdışının varlığını teknikler bulmakta zorlanır. travmatik deneyimlerin sonucu
olduğu fikrine dayanan yeni bir
kanıtladığını öne sürer. Daha sonra, hastalarından psikolojik tedavi yöntemini
birinin zihinsel rahatsızlık geliştirerek tanıtırlar. Freud ve
B ilinçdışı, psikolojinin en belirtilerini, ondan sadece Breuer'in tekniklerinin ayrıntıları
ilginç alanlarından biridir. halüsinasyonlarını ve fantezilerini İsteri Üzerine Çalışmalar'da (1895)
Gerçeklikle ilgili tüm anlatmasını isteyerek önemli a na hatlarıyla tanıtılır; ikili
deneyimlerimizi içerir görünür ve ölçüde azaltabileceğini keşfeden
farkındalığımızın ya da saygın doktor Joseph Breuer'le bilinçdışında bastırılmış anıları
kontrolümüzün ötesindedir. tanışır. Breuer, travmatik bir olayın
anılarına ulaşması için hastasına yüzeye çıkararak hastanın
Anılarımızı, düşüncelerimizi, hipnoz uygulamaya başlar ve anılarıyla bilinç düzeyinde
haftada iki kez uyguladığı hipnoz veanımsamasını yaşadıklarıyla
duygularımızı sakladığımız yerdir. seanslarından sonra tüm hastalık hem duygu hem düşünce
Bilinçdışı olgusu, o dönemde belirtileri ortadan kalkar. Breuer
psikolojinin erişebileceğinin anlamında yüzleşmesini sağlayan
ötesinde neler yattığını bulmayı ve hastanın rahatsızlığının
mümkünse açıklamayı isteyen bir yöntem bulduklarını öne sürer.
Avusturyalı nörolog ve psikiyatr bilinçdışında gömülü tedirgin edici Bu süreç hapsedilmiş duyguları
Sigmund Freud'u büyülemiştir. serbest bırakmakta ve belirtiler
Bilinçdışını incelemeye başlayan anılarından kaynaklandığı, bunları ortadan kaybolmaktadır. Breuer,
herkes onun, bilinçli bir aklın Freud'un cinsel kökenlere yaptığı
kavrayabileceğinden çok daha seslendirerek bilinç seviyesine aşırı vurgu ve nevrozun (psikolojik
taşımanın da belirtilerin yok
olmasını sağladığı sonucuna varır.
Bu. Anna 0.'nun vakasıdır ve
zihinsel rahatsızlıklar için yoğun
PSİKOTERAPi 95
Ayrıca bkz. Johann Fıiedrich Heıbaıt 24-25 • Jean-Martin Charcot 30 • Cari Jung 102- 07 • Melanie Klein 108- 09 •
Anna Freud 111 • Jacqucs Lacan 122-23 • Paul Watzlawick 149 • Aaron Beck 174 75 • Elizabeth Loltus 202-07
çatışmalardan kaynaklanan depo, yani bilinçdışının güçlü ' 'Benden önceki şair ve filozoflar
sorunlar) içeriği konusundaki katmanları bulunur. Bilinç, bilinçdışını keşfetmişlerdi,
görüşlerine katılmaz ve ikisinin bilinçdışının ellerindeki bir kukla benim keşfettiğim, onun
yolları ayrılır. Freud fikirlerini ve gibidir. Bilinçli zihin sadece
psikanaliz tekniklerini karmaşık bir ruhsal dünyanın üzerinde çalışmayı sağlayacak
geliştirmeye devam eder. yüzeyidir. ola n bilimsel yöntemdir.
Sigmund Freud
Günlük aklımız Freud'a göre bilinçdışı her şeyi
Bilinç gerçeğini normal kabul kapsar nitelikte olduğundan içinde ''
etmek ve düşündüğümüz, bilincin küçük yarıkürelerini ve
hissettiğimiz, hatırladığımız ve "önbilinci" de barındırır. Bilinçli yemeyeceği kadar fazla olan
yaşadığımız her şeyin insan olan -etkin olarak bildiğimiz- her düşünceler ya da anılar için bir
zihninin tümünü oluşturduğuna şey, bilince yükselmeden önce bir depo vazifesi görür. Freud belli
inanmak kolaydır. Ancak Freud zamanlar bilinçdışında var düşüncelerin ve anıların (ve onlarla
bilincin etkin halinin -günlük olmuştur. Ancak her şey bilinçli
şekilde bilinemez, bilinçdışının bağlantılı duyguların) psişeyi
yaşantımızda doğrudan farkında büyük bölümü olduğu yerde kalır.
Günlük çalışan hafızamızda yer
olduğumuz faal zihin- psikolojik almayan ama bastırılmamış anılar,
gerçekliğimiz içinde geçerli toplam bilincin Freud'un önbilinç adını
psikolojik güçlerin sadece bir kısmı verdiği kısmında bulunurlar. Bu
olduğunu söyler. Bilinç kolay ve anıları istediğimiz zaman bilinç
hızlı biçimde ulaşabileceğimiz
yüzeysel düzeydedir. Bilincin farkındalığımıza taşıyabiliriz.
ardında, aktif bilişsel durumumuz
ve davranışlarımızın dikte edildiği Bilinçdışı, çok güçlü, çok acı
verici ya da bilinçli zihnin işle
...bu gerilim yalnızca bastırılmış aniların
psikanaliz yoluyla bilince girmelerinin
sağlanmasıyla boşalır.
96 SIGMUND FREUD
' 'Zihin bir buzdağı gibidir; Bİ LİNÇ
sadece yedide biri suyun ÖN BİLİNÇ
üzerindedir.
Sigmund Freud
'' BİLİNÇDIŞI
Freud'a göre psişemiz.
bilinçdışımızda ilkel itkilerimizin,
id'in bulunduğu alanla bir buzclağına
benzer. Ego bilinçli düşüncelerle
uğraşırken hem id'i hem de -eleştirel,
yargılayıcı sesimiz olan- süperego'yu
düzenler.
boğma t ehlikesi doğduğunda, ama yok edilemez. Bu nedenle korunma ve arkadaş bulma ihtiyacı.
bilinçli zihnin erişebileceği eğer bilinçli zihnimizin kabul edi- Ancak Freud bilinçdışının da
bellekten ayrılıp bilinçdışında lemez bulduğu bir düşüncemiz doğuştan gelen tam ters bir itkiye,
varsa, zihin onu bilinçli düşünce ölüm itkisine sahip olduğunu öne
depolandığına inanır. den bilinçsiz düşünceye gönderir sürer. Bu itki kendini yok etmeye
ki Freud buna "bastırma" adını yöneliktir ve bizi ileri iter. bunu
Dinamik düşünce vermektedir. Bir çocukluk travma- yaptığımızda kendi ölümümüze
sının anısını (cinsel istismar veya yaklaşıyor olsak bile.
F reud ayrıca 19. yüzyılda tüm araba kazası gibi), kabul edilemez
organik fenomenler için mekanik bulduğumuz bir arwyu (belki en Freud sonraki çalışmalarında
açıklamalar arayan "yeni iyi arkadaşınızın partnerine karşı) zihnin bilinç, bilinçdışı ve önbi-
fizyoloji"nin kurucularından fizyo - veya iyiliğimizi veya yaşam biçi- linçle yapılandığı fikrinden uzaklaş
log Ernst Brücke'den de etkilen- mimizi tehdit edebilecek bazı mış, bunlar yerine yeni bir kontrol
miştir. Brücke diğer canlı organiz- mekanizmasını oluş turan , id, ego
mala r g ibi insanların da aslında düşünceleri bastırabi liriz. ve süperegoyu ileri sürmüştür.
birer enerji sistemi olduklarını ve Buna göre id (ilkel itkilerden oluşur)
bu yüzden de Enerjinin Korunması İtkiler
İlkesi 'ne uymaları gerektiğini ileri Bilinçdışı aynı zamanda içgüdüsel her itkinin hemen tatmin edilmesi
sürer. Bu yasa bir sistemdeki top- biyolojik itkilerimizin de bulunduğu gerektiğini söyleyen, her şeyi
lam enerji miktarının zaman yerdir. İtkiler davranışlarımızı hemen isteyen Haz İlkesi'ne itaat
içinde sürekli sabit kaldığını, yok yönetir, bizi temel eder. Ancak zihinsel yapının bir
edilemeyeceğini, sadece hareket gereksinimlerimizi tatmin etmeyi diğer kısmı olan ego, arzu ettiğimiz
ettirilip dönüştürülebileceğini vaat eden seçimler yapmaya her şeye sahip olamayacağımızı,
ifade eder. Freud bu düşünceyi yöneltir. İtkiler sağ kalmamızı içinde yaşadığımız dünyayı dikkate
zihinsel süreçlere uyarlamış ve garanti ederler: yiyecek ve suya almamız gerektiğini söyleyen
"ruhsal enerji" fikrini ortaya atmış gereksinim, türümüzün devamını Gerçeklik İlkesi'ni tanır. Ego id'le
tır. Ona göre bu enerji değişebilir, garanti eden seks arzusu. sıcaklık, onun istediklerini akılcı yollarla,
aktarılabil ir ve dönüştürülebilir kimseye zarar vermeden veya
PSİKOTERAPİ 97
başka kötü sonuçlara yol açmadan acıların bilinçdışındaki çelişkilerin ' 'Kişi komplekslerini yok etmeye
elde etmesi için pazarlık yapar. Ego değil onlarla uyumlu olmaya
ise ebeveynin ve toplumun ahlak sonucu olduğunu iddia eder. mücadele etmelidir; dünyadaki
değerlerinin içselleştirilmiş sesleri Duygusal bir çalkantıya girmeden davranışlarını uygun şekilde
olan süperego tarafından kontrol sürekli olarak kendimize,
edilir. Süperego, yargılamayan güç- yönlendiren onlardır.
tür; vicdanımızın, suçluluk ve bastırılmış şeylerin ayaklanışına Sigmund Freud
utanç duygularımızın da kaynağı
karşı ve ölüm gücüne karşı ''
dır.
savaşamayız. bilinçdışı bilinçle bir şekilde
Aslında Freud bilinçdışında çok iletişim kurabilir. Kavramaya
fazla çatışan güç olduğunu öne Freud 'un psikolojik meyilli olduğumuz şeylerin ve
sürer. Yaşam ve ölüm itkilerinin rahatsızlıkları tedavi için benzersiz çekildiğimiz ya da yarattığımız
yanı sıra yoğun bir bastırılmış anı yaklaşımı bilinçdışında var olan sembollerin içinde bulunduğu
lar ve duygular kalabalığını ve yanı çelişkilerle çalışmayı içermektedir. anlam çerçeveleri olan tercihlerimiz
sıra bilinçli gerçeklikle ilgili görüşle aracılığıyla sessizce iletişime geçer.
rimizdeki kalıtsal çelişkiler ve bastı Hastayı bastırılmış anılardan
rılmış gerçekliğimizi de kapsamak- Analiz sırasında analist bir
tadır. Freud 'a göre bu çelişen kurtarmanın, dolayısıyla da zihinsel aracı gibi davranarak
güçlerden doğan çatışma insanın acısını ortadan kaldırmanın konuşulmamış düşüncelerin ya da
acılarının altında yatan psikolojik yollarını aramaktadır. Tedavi dayanılamaz duyguların gün
çelişkidir. İnsanların kaygı, depres- yaklaşımı psikanalitik psikoterapi
yon, nevroz ve diğer hoşnutsuzluk ya da psikanaliz olarak adlandırılır. ışığına çıkmasını sağlamaya
larla var olmalarında şaşılacak bir Bu süreç kolay ya da hızlı değildir.
şey yoktur. Sadece Freud'un özel yaklaşımı çalışır. Bilinçle bilinçdışı
üzerine eğitim almış bir terapist
Psikanalitik tedavi tarafından yürütülebilen psikanaliz arasındaki çatışmadan doğan
hastayı kanepeye uzanıp
Bilinçdışı erişilmez olduğundan konuşmaya teşvik eder. Freud'un mesajlar, muhtemelen kılık
ilk tedavilerinden itibaren, değiştirmiş ya da şifrelenmiş
çatışmaları belirtilerinden fark psikanalizler haftada birkaç kez olacaktır; psikanalistin görevi bu
edebileceğimiz tek yer bilinçte bazen saatler süren seanslar mesajları, psikanaliz araçları
bulunmaktadır. Freud duygusal şeklinde ve yıllar boyu
yardımıyla yorumlamaktır.
uygulanmıştır.
Bilinçdışının ortaya çıkmasını
BiHnçdışı düşüncelere normal iç sağlayacak birkaç teknik vardır.
gözlem yollarıyla ulaşılamazken Freud tarafından uzun boylu
tartışılanlardan biri rüya
analizleridir. Ünlü kitabı Rüya
Yorumları'nda kendi rüyaları
üzerinde çalışmıştır. Her rüyanın
Freud'un hastaları konuşurken
tedavi odasındaki bu kanepeye
uzanırlardı. Freud onları dinlerken
gözden uzak bir köşede oturur ve
hastanın iç çatışmalarının kaynağına
götürecek ipuçlarını araştırırdı.
98 SIGMUND FREUD
bir isteğin yerine getirilmesi yorumunu desteklemektedir: Kişi ' 'Rüyaların yorumları zihindeki
anlamını taşıdığını, bir istek utancı ve kısıtlamaları ark;ısında
bilinçli zihnimizde ne kadar bırakmak istemektedir. Binalar ve bilinçdışı faaliyetlerin bilgisine
nahoşsa rüyalarımızda o kadar gizli yapıların bile şifreli anlamları giden en rahat yoldur.
ya da çarpıtılmış olarak ortaya bulunmaktad ır. Merdiven aralıkları, Sigmund Freud
çıkacağını iddia eder. Freud'a göre maden kuyuları, kilitli kapılar ya da
bilinçdışı, bilinçli zihnimize işte bu dar bir geçitte!G küçük bir bina ''
nedenle şifreli mesajlar gönderir. Freud'a göre hep bastırılmış cinsel
Örneğin Freud rüya çıörenin çıplak duyguları simgelemektedir. yerde "en iyi memeyi yaptığını"
olduğu rüyaları şöyle yorumlar: Bu söylemesi, gerçek duygularını açığa
rüyaların ana kaynağı, çıplaklığın Bilinçdışına ulaşmak vuran bir dil sürçmesidir. Freud
kaşların çatılmasına neden (Cari Jung tarafında n geliştirilen)
olmadığı ve utanç duygusunun Bilinçdışının kendini ele verdiği serbest çağrışım tekniğini de kul-
insana egemen olmadığı ilk diğer bilinen yollar Freudyen koy- lanmıştır. Bu, hastaların bir keli-
çocukluk yıllarından kalma malar ve serbest çağrışım süreci- meyi duyduklarında akıllarına
anılardır. Rüya görenin rahatsızlık dir. Freudyen kayma bir sözel hata gelen ilk kelimeyi söylemelerinin
hissettiği rüyalarda , rüyadaki diğer veya "dil sürçmesi"dir ve bastırıl
insanlar genellikle ilgisizdirler ki bu mış bir inancı, düşünceyi veya
da yine isteğin yerine getirilmesi duyguyu ele verdiği söylenir.
Birbirine benzer iki kelimeden biri-
Salvador Dali'nin Anıların Direnişi nin istemeden diğerinin yerine
(1931), çürümeye ve ölüme yol açan söylenmesidir; kişin in farkında
zamanın sürrealist bir görüntüsüdür. olmayarak gerçekte hissettiği şeyi
Fantastik niteliği Freudycn rüya söylediği varsayılır. Örneğin bir
erkeğin arzuladığı bir kadının "en
yorumlarını anımsatmaktadır. iyi yemeği yaptığını" söyleyecek
istendiği bir tekniktir. Zihnimiz bırakılması eylemidir. Eğer belirgin PSiKOTERAPi 99
otomatik çağrışımlar yaptığı için olay-örneğin ebeveynlerden
"gizli" düşünceler bilinçli zihnin birinin ölümü- olduğu sırada çok Sigmund Freud
müdahale şansı olmadan seslendi- ezici olduğu için tam anlamıyla
rileceklerdir; Freud bu sürecin yaşanmamışsa, zorluk ve enerji Tam adıyla Sigismund
bilinçdışının kilidini kırdığına ina- olduğu yerde kalır, ta ki katarsis Schlomo Freud Freiberg, Çek
anında serbest bırakılana dek. Cumhuriyeti'nde, Moravya'da
nır. doğar. Kendisini "Altın Siggie"
Psikanaliz ekolü diye çağıran annesinin en
Bireyin bastırılmış bir sevdiği çocuğudur. Ailesi o
durumdan çıkabilmesine ve Freud, Viyana'da ünlü Psikanaliz dört yaşındayken Viyana'ya
kendisini etkileyen gerçek Derneği'ni kurarak bu dernek taşınır ve Sigismund, Sigmund
sorunlarla bilinçli şekilde baş aracılığıyla, yöntemlerini olur. Tıp eğitimini
edebilmesine yardım etmek için başkalarına öğreterek ve geçerli tamamladıktan sonra 1886'da
Freud bastırılmış duygulara uygulamalar konusunda bir otorite nöroloji konusunda
gibi davranarak zamanın akıl uzmanlaşmış bir tıp kliniği
erişmek gerektiğine i nanır. sağlığıyla ilgilenen topluluğu açar ve Martha Be rnays ile
üzerinde güçlü bir etki evlenir. Daha sonra "konuşma
Örneğin eğer bir adam başkalarıyla mekanizması yaratmıştır. Zaman tedavisi" adını verdiği ve
içinde öğrenci leri ve diğer tamamen yeni bir psikolojik
yüzleşmekle zorlanıyorsa, profesyoneller onun fikirlerinde yaklaşım olan psikanalizi
değişiklikler yapmışl ar ve derneği
yüzleşmenin üstesinden gelmek üçe bölmüşlerdir: Freudyenler geliştirir.
yerine duygularını bastırmayı (Freud'un orijinal fikirlerine sadık
seçecektir. Ancak zaman içinde kalanlar), Kleincılar (Melanie 1908'de düşünce okulunun
bastırılmış olan bu duygular Klein'ın fikirlerinin izinden gidenler) geleceğini garantileyen
büyüyecek ve başka şekillerde ve Neo-Freudyenler (Freud'un Psikanaliz Derneği'ni kurar. II.
ortaya çıkacaklardır. Öfke, kaygı, fikirlerini kendi daha geniş Dünya Savaşı boyunca Naziler
depresyon, uyuşturucu ve alkol herkesin gözü önünde
kullanımı, yeme bozukluklarının uygulamalarıyla birleştirenler). eserlerini yakarlar ve Freud
hepsi bastırılmış duygularla baş Londra'ya taşınır. Uzun s üren
etmeye çalışmak yerine onları Freud'un fikirleri tüm çağdaş bir ağız kanserinden sonra
uzaklaştırmaya çalışmanın sonucu uygulayıcılara esin kaynağı olmaya yardımlı öte nazi ile hayatına
olabilirler. Freud işlenmemiş devam ediyor olsa da modern
duyguların sürekli ortaya çıkma psikanaliz en az 22 farklı düşünce son verir.
tehdidi oluşturarak giderek artan ekolünü kapsamaktadır. •
bir gerilim yarattıklarını ve bunları Önemli eserleri
•kontrol altında tutmak için giderek ' 'Fiziksel olan gibi psikolojik
artan aşırılıktaki önlemleri devreye 1900 Rüyaların Yorumu
sokmanın gerekeceğini ileri sürer. olan da gerçekte göründüğü 1904 G ünlük Hayatın
gibi olmayabilir. Psikopatolojisi
Analiz, hapsedilmiş anıların ve 1905 Cinsellik Kuramı Üzerine
duyguların ortaya çıkmasını sağlar Sigmund Freud Üç Deneme
ve hasta çoğu zaman gömülü 1930 Medeniyet v e
duyguyu hissettiğine şaşırır. ''
Hastaların uzun yıllar öncesinde Hoşnutsuzlukları
kalmış ve çoktan "üstesinden
geldiklerini " sand ıkları bir şey
yüzünden kendilerin i gözyaşlarına
boğ ulmuş görmeleri nad ir rastlanan
bir durum değildir. Bu tepki olayın
ve duygunun hala can lı olduğunu
-haıa duygusal enerji
barındırdığını- ve üstesinden
gelinmek yerine bastırıldığını
gösterir. Freudyen terimle
"katarsis" bastırılmış anılara eşlik
eden derin duyguların serbest
100
BİR NEVROTİK SÜREKLİ
OLARAK AŞ~GILIK
DUYGUSU HiSSEDER
ALFRED ADLER (1870-1937)
KISACA 1 9. yüzyılın sonlarında önem taşıdığını ileri sürerek
psikolojiye egemen olan psikolojik kuramı Freud'çu bakış
YAKLAŞIM Freudyen düşüncedir ancak açısının ötesine taşıyan ilk
bilinçdışı itkileri ve bireyin geçmiş psikana!ist olmuştur. Adler, kendi
Bireysel psikoloji mirasını irdelemekte Freud'un yaklaşımını, bireysel psikolojiyi, bu
fikirler üzerine kurmuştur.
ÖNCE yaklaşım ı sınırlı kalmaktadır.
1896 William James, kendine Adler' in aşağılık duygusuna ve
güvenin "ulaşılmış hedefler"le Alfred Adler, kişinin psikolojisinin özsaygının olumlu ve olumsuz etki-
"karşılanmamış hedefler" ara- aynı zamanda mevcut ve bilinçli lerine olan özel ilgisi kariyerinin ilk
sındaki oranla ilgili olduğunu güçlerden de etkilendiğini, sosyal yıllarında, fiziksel engelli hasta la rla
ve başan yoluyla olduğu kadar dünya ve çevrenin eşit derecede
beklentileri azaltmakla da art-
tırılabileceğini söyler. 1
1902 Charles Horton Cooley, Her çocuk aşağılık duyguları hisseder çünkü
"ayna b enlik" kavramını açık çevresinde daha güçlü ve akıllı insanlar vardır.
lar: Kendimizi nasıl gördüğü
müz başkalarının bizi nasıl Bu aşağılık duygusu çocuklan daha iyiyi yapma ve
gördükleriyle ilgili düşünceleri başarmaları için motive eder.
mize dayanır.
Dengeli bir psişede başarı Dengesiz bir psişede başarı
SONRA aşağılık duygularını ortadan aşağılık duygularını ortadan
1943 Abraham Maslow kendi- kaldırmaz ..
mizi hem gerekli hem de iyi kaldırır ..
hissedebilmemiz için başarı
larla birlikte başkalarından ...ve güven gelişir. .. ve aşağılık duyguları
saygı görmeye ihtiyacımız ol-
duğunu söyler. gelişir.
1960'lar İngiliz psikolog Mic-
lıı:ıtıl Aı1,Jyle kendine güveni kı
yaslamaların şekillendirdiğini
öne sürer: Başkalarından daha
başarılı olduğumuzda kendi-
mizi iyi, daha başarısız oldu-
ğumuzda kötü hissederiz.