The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by klastion312, 2020-03-02 05:28:28

Alfa - Psikoloji Kitabı

Alfa - Psikoloji Kitabı

SOSYAL PSİKOLOJİ 251

yönetmeleri iseten katılımcıların ne Wallace) ile tekrar bir araya ' 'Kendi işinde gücünde, belirgin
kadar ileriye gidebilecekleri bir düşmanlıkları olmayan
hakkındaki düşüncelerini sorar. gelmişlerdir. sıradan insanlar dehşetli yıkıcı
Çoğu insan katılımcıların acı veren
bir düzeyde duracaklarını itaate mecbur hissetmek bir sürecin parçaları haline
düşünmektedir; psikiyatrlar en gelebilirler.
yüksek şok seviyesine en fazla Milgram deneyin bu kadar yüksek
1000'de birinin çıkabileceğini itaat seviyelerine çıkmasını Stanley Milgram
öngörürler. Şaşırtıcı bir şekilde, sağlayan birkaç özelliği de
de ney yapıldığında Milgram 40 belirtmiştir. Örneğin deneyin ''
katılımcının tamamının şoku 300 prestijli Yale Üniversitesi'nde
volta kadar çıkardıklarını görür. Bu etkilediği anlaşılmaktadır ama pek
noktadan sonra devam etmeyi yapılmasının güvenilirliğini çok durumda uyum gösterme
sadece 5 kişi reddetmiştir; baskısı karşı gelinemeyecek kadar
katılımcıların yüzde 65'i 'bilim artırdığı gibi. Buna ek olarak güçlüdür.
adamının" talimatlarına sonuna katılımcılar deneyin bilgi edinmek
kadar, en yüksek seviye olan 450 için tasarlandığına ve şokların acı Milgram bu itaat hissinin,
volta kadar uymuşlardır. verici ancak tehlikeli olmadığına insanların çok küçük yaşlardan
inanmışlardır. Kendilerine para itibaren (ebeveynleri ve
Bunu yaparken duydukları ödenmiş olması ve deneyde gönüllü öğretmenleri tarafından) itaat
rahatsızlık her hallerinden bellidir: olarak yer aldıkları gerçeği onların göstermek ve emirleri yerine
Pek çoğu deney süresince ciddi zorunluluk hissini artırmış olabilir. getirmek - özellikle otorite figürleri
üzüntü, gerilim ve sinirlilik belirti- Bu yorumları test etmek için tarafından gündeme getirilen
leri göstermişlerdir. Kekelemişler. Milgram, araştırmada çeşitli kurallar- üzere
varyasyonlar denemiş ancak
titremişler, terlemişler, inlemişler, içerikteki değişiklikler sonuçlarda
çok az etki yaratmıştır.
ani sinirsel kahkaha krizlerine
kapılmışlar ve üç kişi tam anla- Milgram otorite figürlerine itaat
mıyla nöbet geçirmiştir. Deneyin eğilimini n uç koşullarda bile
her aşamasında katılımcılar durup davranışı belirlemedeki esas faktör
bir noktada sorgulamışlar, bazıları olup olmadığını görmek istemiştir.
başlangıçta kendilerine ve rilen Katılımcıların tepkilerinden "bilim
parayı geri verme teklifinde bile adamı"na itaatin ke ndi ahlak
,bulunmuşlardır. Deneylerden son- duygularına ters düştüğü ve onları
raki görüşmeler, birkaç istisna fiziksel ve duygusal olarak olumsuz

dışında, katılımcıların "öğrenme

deneyi"nin gerçek olduğuna tama-

mıyla inandıklarını doğrulamıştır.

Tüm katılımcılar sonradan
deneyde gerçekte neler olup bittiği
hakkında bilgilendirilmişler ve
deney yüzünden duygusal olarak
zarar görmediklerinin test edilmesi
için bazı sorulara cevap

verm i şlerdir. Katılımcılar ayrıca

gerçek şok uygulanmadığını
görebilmeleri için "öğrenci" (Mr

19 60'larda Yale Üniversitesi
kamuoyunda çok prestijli olarak
bilinirdi; Milgram'ın çalışmasının
katılımcıları için otoritesi kelimenin
tam anlam ıyla sorg ulanama zdı.

252 STANLEY MILGRAM

sosyalleştirilmesinden kavramada hayati önem taşıdığını Kendini tanımanın, katılımcıların
kaynaklandığını düşünür. düşündüğü nokta tam da budur. daha önce akla hayale sığmaz
Ancak kişinin vicdanıyla dış otorite şekilde davrandıkları gerçeği ile
Milgram'ın söylediği gibi: "İtaat arasındaki çelişki devasa bir iç yüzleşmeye mecbur kaldıklarında
sosyal yaşamın yapısında, baskı yaratır ve Milgram bunun hissetmiş olabilecekleri rahatsızlığa
gösterilebilecek en temel kendi çalışmasında katılımcıların rağmen, değerli bir nitelik olduğunu
unsurdur. .. Sayısız üretken işleve yaşadıkları aşırı üzüntü halini savunur.
hizmet eder". Ancak aynı şekilde il.
Dünya Savaşı'ndaki ölüm açıkladığını düşünmektedir. Ancak pek çok psikologun
konuyla ilgili huzursuzluğu
kamplıırının insanlık dışı Etik kaygılar geçmemiştir ve sonuç olarak
çalışma psikolojik deneylerin etik
politikaları da "ancak çok sayıda Milgram'ın çalışmasıyla özdeşleştiri­ standartlarının gelişimi için büyük
insanın emirlere itaat etmesiyle önem taşımıştır. Katılımcıların
kitlesel ölçüde len pek çok etik kaygı vardır. İlk kasten kandırılmalarının
yayınlandığında birbiri ardına neden engellenmesi ve deneye katılanların
gerçekleştirilebilmiştir". Milyıam'ın olduğu tartışmalar o kadar fazladır ki duygusal acılardan korunması
Amerikan Psikoloji Derneği üyeliğini gerekliliği gibi önemli ilkeleri
deneyleri normalde zararsız olan bir yıllığına iptal etmiştir. Ancak
sonunda Milgram'a üyelik hakkı geri tanımlamaya katkıda bulunmuştur.
insanların şartlar zorladığında verilmiş ve 1974 tarihli kitabı
Otoriteye İtaat her yıl verilen Sosyal Kültürlerarası geçerlilik
canavarca davranabileceğini Psikoloji Ödülü'nü kazanmıştır.
açıkça gösterir. Milgram'ın çalışmasına yöneltilen
Deneyle ilgili ana sorun, katılım­ başka bir eleştiri de örnekleminin
Milgram sonuçlarını anlatırken, cı ların hem çalışmanın niteliği hem temsil sorunudur: Amerikalı erkek-
kişinin karar almak için ne de elektrik şoklarının gerçekliği ler mutlaka genel nüfusu yırnsıtma­
uzmanlığı ne de yetisi olduğunda konusunda açıkça kandırılmış yabilirler. Öyle bile olsa Milgram,
nasıl davranacağına karar vermek olmalarıdır. Milgram'ın buna karşı itaatin 20. yüzyıl Almanlarının
için gruba baktığını öne süren zihinlerine özel değil, daha evrensel
uydumculuk kuramından da savunması, onları kandırmadan bir nitelik olduğu sonucuna varmış­
yararlanır. Uydumculuk bireyin bir tır. Orijinal deneyin kültürlerarası
duruma tepkisini sınırlayabilir ve gerçekçi sonuçlar elde edemeye-
bozabilir ve görünüşe göre ceği ve tüm katılımcılara deneyden
sonra bilgi verildiği olmuştur.
sorumluluğun dağılmasıyla

sonuçlanabilir, ki Milgram'ın
Nazilerin yaptıkları kötülükleri

Nazilerin il. Dünya Savaşı sırasındaki
davranışı toplum içindeki "otoriter

kişiliğin" egemenliğine atfedilmiştir;

bu, Milgram'ın deneylerinde

sorgulanmıştır.

' 'Otoriteye itaat Alman

kültürünün bir özelliği değil,
görünüşe göre insan

davranışının evrensel bir

özelliğidir.

Stanley Milgram

''

SOSYAL PSİKOLOJi 253

' 'Bir asker savaş sırasında bir

köyü bombalamanın iyi mi
kötü mü olduğunu sorgulamaz.

Stanley Milgram

''

Vietnam'daki Amerikan askerleri
- şok üretecinde olduğu gibi
davranışlarının, kendilerini masum
insanları öldürürken bulmalarına dek
kademeli olarak kabul edilemez hR le

geldiğini bildirmişlerdir.

tekrarlarındaki sonuçlar toplumlar sanal öğrenci sadece yazarak karşı suç işlemeye ikna edecek
içinde çok yüksek derecede tutarlı­ iletişim kurmakta ve ikincisinde de şekilde kullanan insan örnekleriyle
lık göstermiş, sadece bir ülkeden ekranda bilgisayar tarafından doludur.
dığerine küçük farklılıklar görül- üretilmiş modeli görünmektedir.
müştür. Örneğin Kuzey Amerika ve Öğrenciyle sadece yazı ile iletişim Milgram eşit derecede önemli
Avrupa'nın büyük bölümünde kuranlar şokları vermekte çok az bir şeyi daha göstermiştir: "Bir
sonuçla rın çoğu, yüksek itaat oran- zorluk yaşarlar ama sanal öğrenci
larıyla, Milgram'ın orijinal deneyin- katılımcılara görüntüsü ile erişince insanın nasıl davranacağını
dekilerle benzerdir. Asya'daki Milgram 'ın orijinal deneyindeki
, (Doğ u Asya ve özellikle Müslüman katılımcılar gibi davranırlar. belirleyen ne tür biri olduğu değil,
ülkelerde) çalışmaların sonuçlan kendini ne tür bir durum içinde
daha bile yüksek itaat seviyeleri Toplum itaat talep eder bulduğudur". Ona göre suçu
gösLeıiıken, Afrika ve Latin açıklamak için kişilikleri incelemek
Amerika'nın yerli halkları ile Toplum kavramı bireylerin büyük yerine durumu veya koşulları
Kanada'nın İnuit halklarında itaat ölçekli ya da daha geniş perspektifli
düzeyi düşmektedir. kararlar verirken, kişisel incelemek gerekir.
özerkliklerin bir kısmından Milgram'ın önemli çalışması
Sanal işkence vazgeçip daha otoriter ve sosyal
konumu daha yüksekte olanları zamanında çok eleştiri almıştır,
2006'da psikolog Mel Slater izlemeleri anlayışı üzerine özellikle de hiç çekici olmayan, kan
deneklerin, durumun gerçek kuruludur. En demokratik toplumlar dondurucu bir insan doğası portresi
olmadığının açıkça bilincinde bile, ortak iyiliğe ulaşmak için çizdiği için. Naziler ve insanlığın
olduklarında ne olacağını görmek kabul edilmiş, yasal bir otoritenin geri kalanı arasında temel
için bir deney yapar. Bu tekrar egemenliğinin bireysel özerk farklılıklar olduğuna inanmak, belli
deneyinde öğrenci ve şok sürecinin düzenlemelerin önüne geçmesini durumlarda pek çoğumuzun
bilgisayar simülasyonunu kullanır, isterler. Bir toplumun işleyebilmesi olağanüstü şiddet eylemlerine
böylece şokları veren katılımcılar için halkın o toplumun kurallarına girişebilecek potansiyeli olduğunu
öğrencinin bilgisayar tarafından uyması zorunludur. Elbette kabullenmek ten daha kolaydır.
üretildiğinin tamamen bilincinde meşruluk önemlidir ve tarih, Milgram güç ve otorite figürlerine
olurlar. Deney iki kez yapılır: İlkinde otoritelerini başkalarını insanlığa itaat eğilimimizle ilgili karanlık
gerçeklere ışık tutmuş ve bunu
yaparak aynı anda hem hepimizi
kötü adam yapmış hem de bizi
beraat ettirmiştir. •

254

İYİ İNSANLARI KOTÜ
BİR YERE
KOYDUGUNUZDA NE
OLUR?

PHILIP ZIMBARDO 1933-

KISACA S ta nley Milgram'ın şok edici i- dır (ya da istismar mı edeceklerdir)?
taat deneyleri insanların, ah- 1971'de zihinsel olarak sağlıklı olduk-
YAKLAŞIM laki değerlere karşı davran- larını gösteren testlerden geçen 24
malarını gerektirse de otorite figürle-
Uydumculuk rine itaat ettiklerini ortaya koyar. orta sınıf Amerikalı üniversite öğren­
Zimbardo ise insanların sınırsız güce cisini kullanarak sonradarı Stanford
ÖNCE sahip oldukları bir otorite konumun- hapishanesi deneyi olarak ün kaza-
1935 Muzaffer Şerif otokinetik da nasıl davranacaklarını keşfetmek nacak deneyini gerçekleştirir.
etki de neylerinde grupların na- için yola çıkar. Kendilerine bağışla­
sıl hızla "sosyal norm" geliştir­ nan gücü isteyerek kullanacaklar mı- Öğrencilere yazı tura yöntemiyle
diklerini gösterir.
"gardiyan" veya "mahküm" rolleri ve-
1940'lar Kurt Lewin koşullar rilir, bir Pazar öğleden sonrasında

değişirken insanların davra nış­ Normal, sağlıklı insanlar kendilerine biçilen sosyal rollere
göre davranmaya başlarlar.
larının da değiştiğini gösterir.
Gücü elinde bulunduranlar Tabi konumda olanlar
1963 StanJey Milgram, insanla- doğal olarak bu otoriteyi kullarıır otoriteye boyun eğerler.
rın şiddet uygulamak anlamına
gelse bile otoriteye itaat ede- (ve kötüye kullanırlar).
ceklerini gösteren itaat araştır­
malarını yürütür. Kötü davranışlara yol açan insanların karakterleri
değil sosyal konumların gücüdür.
SONRA
2002 İngiliz psikologlar Steven
Reicher ve Alex Haslam, nega-
tif grup davranışındarı çok po-
zitif grup davranışını keşfet­
mek için Zimbardo'nun çalış­

masını genişletir.

2004 Zimbardo, gardiyanın
şiddet içeren davranışlarına
koşulların neden olduğunu
söyleyerek Ebu Garip hapisha-
nesinin eski bir gardiyanını
mahkemede savunur.

SOSYAL PSİKOLOJİ 255

Ayrıca bkz. John B. Watson 66-71 • Zing-Yang Kuo 75 • Kurt Lewin 218-23 •
Elliot Aronson 244- 45 • Stanley Milgram 246-53 • Muzaffer Şerif 337

"Mahkumlar" "gardiyanlara" karşı a- Araştırmacıları şaşırtacak şekilde Philip Zimbardo 1933'te New
yaklanmışlar ancak gardiyanların tak- York City'de Sicilya-Amerikalı
Lıkleri giderek daha da saldırganlaşmış­ ortam katılımcılara o kadar hızlı bir bir ailenin oğlu olarak
Lır. Mahkümlan gruplara ayırarak kimi- şekilde lehdit oluşturmaya başlar ki doğmuştur ve Bronx'taki
lerine ödül kimilerine ceza vermişlerdir. deney sadece altı gün sonra sona er- James Monroe Lisesi'nden
dirilir. Gardiyanların hepsi tacizkiir Stanley Milgram'ın sınıf
mahkumlar evlerinden alınarak tu- ve otoriter olmuşlar; mahkumlar ye- arkadaşıdır. Lisans derecesini
luklanırlar, gerçek bir polis karako- mek ya da uykudan mahrum bırakıl­ Brooklyn College'dan ve
lunda lutanak tutulur ve sahte bir makta, kafalarına kukuleta giydiril- doktorasını da Yale'den
hapishane haline getirilen Stanford mekte, zincirlenmekte ve tuvaletleri almıştır. 1968'de halen
Üniversitesi psikoloji bölümünün elleriyle temizlemeye mecbur edil- psikoloji profesörü olduğu
bodrum katına lransfer edilirler. mektedirler. Can sıkıntısı artıkça Stanford'a taşınana dek çeşitli
gardiyanlar mahkümları, onur kırıcı üniversitelerde ders vermiştir.
Hapishane ortamı oyunlara zorlamaktadır. Sadece 36
saat scnra bir mahküm kontrol edile- 2000'de, George Armitage
Deneyimi psikolojik olarak gerçek meyen ağlama krizleri, öfke nöbetleri Miller'la hemfikir olduğunu,
,hale getirebilmek için mahkumlar ve şiddetli depresyon nedeniyle ser- "psikolojiyi halka hediye
"hapishaneye" geldiklerinde soyu- best bırakılır. Diğer mahkümlar da a- etmenin" zamanının geldiğini
lup aranırlar, bitlerine bakılır ve üni- kut sıkıntı semptomları göstermeye belirtmiştir ve kariyeri de bu
formalarıyla yatak takımları verilir. başlayınca Zimbardo tehlikeyi fark e-
Anonimlik ve insan dışılaştırma dip deneye son verir. düşünceyi yansıtmaktadır.
hissini güçlendirmek için kendileri-
ne verilen numaralarla hitap edil- Zimbardo'nun deneyi iyi insanla- 1980'lerde "psikolojiyi
mektedir ve her birinin ayak bileği­ rın meşrulaştırıcı bir ideoloji ve onay- keşfetmek" üzerine popüler
ne özgürlüklerinin kısıtlandığını a- lanmış kurallar ve roller içeren "sınır­ bir televizyon dizisi
nımsatan birer zincir bağlıdır. sız durumlar"a tabi tutularak cana- sunmuştur. Amerikan Psikoloji
varca davranmaya ikna edebileceği­ Derneği Zimbardo'yu 2000'de
Gardiyanlar askeri tarz ünifor- ni göstermektedir. Zimbardo'nun da Genel Psikolojiye Ömür Boyu
malar giymekte ve (göz temasını açıkladığı gibi bu deneyin içeriği çok Seçkin Katkı ödülüne layık
engellemek için) güneş gözlükleri geniştir: "Herhangi bir irısanın yaptı­ görmüş ve iki yıl sonra
takmaktadırlar. Anahtar, düdük, ğı herhangi bir hareketi, ne kadar Amerikan Psikoloji
kelepçe ve coplar taşımaktadırlar. dehşet verici olursa olsun, doğru ya
Günün 24 saati görev başındadırlar da yanlış durumsal baskılar altında­ Derneği'nin başkanı
ve mahkumlar üzerinde tam bir her binmız yapabiliriz". • seçilmiştir.
kontrolleri vardır; düzeni sağlamak
adına uygun görecekleri her taktiği ' 'Çalışmamız... iyi insanları Önemli eserleri
kullanmaya yetkilidirler.
kötü şeyler yapmaya zorlayan 1972 Stanford Hapishanesi
sosyal. kurumsal güçleri Deneyi
ortaya çıkarmaktadır. 2007 Şeytan Etkisi
Philip Zimbardo 2008 Zaman Paradoksu
2010 Psikoloji ve Yaşam
''

256

TRAVMA, BİREYLE
TOPLUM .ARASINDAKİ
İLİŞKİ AÇISINDAN

ANLAŞIL~ALl~IR

IGNACIO MARTIN-BARO (1942-1989)

KISACA 1gnacio Mart!n-Bar6 "travma, birlikte çalıştıkları insanların tarih-
bireyle toplum arasındaki ilişki sel bağlamlarını ve sosyal koşulla­
YAKLAŞIM açısından anlaşılmalıdır" tezini rını hesaba katmak zorunda olduk-
1980'1erde El Salvador'daki sosyal ları düşüncesini hayata geçirmiştir.
Özgürlük psikolojisi adaletsizlik ve şiddet salgınına Bazı akıl sağlığı problemleri, makul
tanık olduktan sonra öne sürmüştür. ve normal koşullara anormal tepki-
ÖNCE Psikolojiye tarafsız, evrensel bir yak- leri yansıtırken, sömürü ve baskı
1965 Bireylerle toplumların ara- laşımı reddederek psikologların altındaki gruplara özel problemlerin
sındaki ilişkileri inceleyen yeni
bir disiplin olan toplum psikolo- Ama zihinsel bozuklukları anlamak ve tedavi etmek
jisi ABD, Massachusetts'deki için bir psikolog, deneklerinin ve hastalarının
Swarnpscott Konferansı'ndaki s osyopolitik ortamlarını anlamalıdır.

tartışmalardan doğar.

1970'ler İngiltere, Kuzey Ame-
rika ve en şiddetli olarak Latin
Amerika'da sosyal psikolojinin
bağıntılılığı, sosyal koşullar,
duygular ve davranışlar arasın­
daki ilişkilerin incelenmesi ü-
zerinde bir kriz patlak verir.

SONRA
1988 Latin Amerika Akıl Sağ­
lığı ve İnsan Hakları Enstitüsü
kurulur.

1997 Amerikalı psikologlar
Isaac Prilleltensky ve Dennis
Fox Eleştırel Psıkoloji'yi yayım­
layarak geleneksel psikolojinin
adaletsizliği ve sosyal baskıyı
ayakta tutmaya nasıl yardımcı
olduğunun altını çizerler.

SOSYAL PSİKOLOJi 257

Ayrıca bkz. Lev Vygotsky 270 • Jeıome Kagan 339

anormal koşullara tamamen anlaşı­ Travmatize toplum ' 'Yeni bir toplumda yeni bir
labilir ve normal tepkileri yansıtma
eğiliminde olduğuna inanır. Martin- Martin-Bar6'nun onlarca yıllık insan inşa etmek zorlu bir iştir.
Bar6 psikologların zor koşullarda düşüncelerini kapsayan Özgürlük Ignacio Martin·Bar6
yaşamanın akıl sağlığı nı nasıl etki- Psikolojisi İçin Yazılar derlemesi
lediği hakkında daha bilinçli olma- 1994'te ölümünden sonra yayım­ ''
ları ve geçmişteki baskıları aşmaları lanmıştır. Bu yazılarda, psikoloji-
için toplumlara yardım etmeleri nin, savaş ve siyasi yönlendirme Martin-Baro Orta Amerika'ya
gerektiğine karar vermiştir. aracı olarak kullanılmasına, psiko- odaklanmıştır ancak düşünceleri
1980'lerin ortalarında tüm dışlanmış lojik savaşta dinin rolüne ve travma sosyal ve politik çalkantıların
ve baskı altındaki insanların yaşam­ ve şiddetin akıl sağlığı üzerindeki gündelik hayatı altüst ettiği her
larını iyileştirmeye hizmet eden etkilerine işaret etmektedir. yerde geçerlidir. İnsancıl ve
özgürlük psikolojisi dalının öncülü- Martin-Bar6 bağımlı ekonomilerin tutkulu bakış açısı ile akıl sağlığı
ve ağır eşitsizliklerin bitmez bır ile adaletsizlik arasında çok önemli
ğünü yapmıştır. yoksulluk ve sosyal dışlanmaya yol bir bağ kurmuş ve buna bağlı
açtığı bölgeleri incelemiştir. El psikolojik sorunlara çözüm
Özgürlük psikologları geleneksel Salvador'daki iç savaş ve baskının, üretmenin yeni yöntemlerini
psikolojinin pek çok yetersizliği Arjantin ve Şili'deki diktatörlükle- bulmaya çalışmıştır. •
olduğunu iddia ederler. Sıklıkla rin, Puerto Rica, Venezuela,
sosyal sorunlara pratik çözümler Brezilya ve Kosta Rika'daki yoksul-
bulmakta başarısız olmaktadır ve luğun psikolojik etkilerini incele-
ilkelerinin çoğu refah toplumlarının miştir. Hepsi farklı koşullar içeren
yapay ortamlarından geliştirildiği bu durumlar yerli halkı farklı
için farklı durumlara tercüme
biçimlerde etkilemektedir. Bir
edilmeleri de mümkün durumda meydana gelen akıl sağ­
olmamaktadır. Umut, cesaret ve lığı sorunlarının , o ülke nin sosyal
bağlılık gibi insanoğlunun ahlaki ve politik ortamının yanı sıra tari-
niteliklerini göz ardı etmektedir ve hini de yansıttığını ve bireylerin
esas amacı adalet ve özgürlük tedavisinde tüm bu unsurların göz
a rzusunu uyandırıp yönlendirmeyi önüne alınması gerektiği sonucuna
cliişünmekten çok hazzı artırmak
gibi görünmektedir. varmıştır.

lgnacio Martfn·Bar6 Ignacio Martin-Baro İspanya'da geri dönerek sonunda psikoloji
Valladolid'de doğmuştur. 1959'da bölümünün başına g eçer. El
Cizvit tarikatına katılır ve Güne y Salvador'u yönetenlere açıkça
eleştirel davranır ve 1986'da
Amerika'ya gönderilir. Orada, Üniversite Kamuoyu
Ekvador, Quito'daki Katolik Enstitüsü'nü kurar. Siyasi
Üniversitesi'nde ve Kolombiya, yozlaşma ve adaletsizlikleri
Bogotiı'daki Javeriana ortaya çıkardıkları için o ve beş
Üniversitesi'nde eğitim alır. kişi daha ordunun ölüm timi
tarafından öldürülürler.
1966'.da artık bir Cizvit rahibi olan
Martin-Baro, El Salvador'a Önemli eserleri
gönderilir. San Salvador'daki
Ce ntral Ameıicö Ürıiversitesi'nde 1983 Aksiyon ve İdeoloji
eğitimine devam ederek 1975'te 1989 Sistem, Grup ve Güç
psikoloji diploması alır. Daha sonra 1994 Özgürlük Psikolojisi için
Chicago Üniversitesi'nden sosyal
Yazılar
psikoloji doktorasını alır ve
Central America Üniversitesi'ne





260 GIRIŞ

Freud Cinse/Uk Kuramı Lev Vygotsky'nin Kenneth ve Mamie Clark Noam Chomsky
sosyokültürel öğrenme Sentaktik Yapılar'da
Üzerine Üç Dencme'nin ırksal önyargıların
vekuramı, öğrenme geleneksel dil
yeni baskısına oluşumunu incelemek için
psikoseksüel gelişim gelişimde toplumun New York, Harlem'de öğrenimi kuramlarına
kuramının ana hallarını önemini vurgular.
anlattığı bir kısım daha Northside Çocuk Gelişimi meydan okur.
Merkezi'ni kurarlar.
ekler. i
1946
1915 1930'1ar 1957

1920'1er 1936 1950 1958-60

1 1 1 1

Psikanaliz dünyası Arına Jean Piaget bilişsel Eric Eriksen psikososyal John Bowlby
Freud'un muhafazakar ve süreçlerin çocukluk gelişimin sekiz evresini psikanalitik ve
Melanie Klein'ın "devrimci" yılları boyunca iyi
tanımlanmış evreler içeren Çocukluk ve davranışsa! bağlılık
yaklaşımlarıyla çocuk halinde geliştiğini öne Toplum'u yayımlar. kuramlarını

gelişiminin sorunları sürer. reddeden bir dizi
makale yayımlar.
konusunda ikiye ayrılır.

2 O. yüzyılın ilk yarısında evrelerde mi ediniriz; belli önemini de vurgular. Erik Erikson
psikolojide, insanların ye tenekler doğuştan mıdır yoksa ise psikolojik gelişimin, aralarında
çocukluktan yetişkinliğe öyrenilir mi; çevre, gelişimi nasıl "kimlik krizi"nin de bulunduğu
psikolojik gelişimlerini inceleyen iki etkiler? Piaget'nin bilişsel gelişim sekiz evresini tanımlayarak
ana yaklaşım olmuştur: Freud'un Piaget'nin düşüncelerini geliştirir.
psikanaliz kuramı, çocuklarda kuramı çocuğun yetişkinliğe Lawrence Kohlberg ise
psikoseksüel gelişimi göz önüne çalışmalarında ahlaki gelişimin altı
alır, davranışçılık ise öğrenme geçişinin birkaç gelişimsel evreye evresiyle ortaya çıkar.
sürecinin mekanizmasını açıklar. bölündüğünü ve her evrede
Ancak gelişimin kendisi üzerindeki talimatlarla değil, yaparak II. Dünya Savaşı'nı izleyen
çalışmalar -yaşam boyunca öğrendiğini ileri sürer. Piaget'nin "bilişsel devrim"le birlikte Albert
meydana gelen psikolojik, duygusal fikirleri gelişimsel psikolojide yeni Bandura gibi psikologlar, gelişim
ve algısal değişimler- 1930'lara, bir alan açılması için zemin başlığına yeniden ve bu kez bilgi
Jean Piaget'nin çocuğun sadece hazırlamış ve günümüze kadar işlemenin bilişsel modelleri
bedeni olgunlaşırken bilgi kazanan ışığında dönerler. Bandura hem
"minyatür bir yetişkin" olduğu ile okulların eğitim programlarını Piaget'nin gelişim evrelerini ve
ilgili geleneksel düşünceyi altüst şekillendirmiştir. Vygotsky'nin sosyal öğrenme
ederek, çocuğun aynı zamanda kuramındaki sosyal yapısalcılıktan
radikal psikolojik değişimlerden de Çok geçmeden başka gelişimsel öğeler alır. Aynı zamanda bilişsel
geçtiğini savunmasına kadar kuramlar da ortaya çıkmıştır. psikoloji de öğrenme, özellikle de
gelişmemiştır. Piaget bazı temel Büyük ölçüde Piaget'nin dil öğrenimi konusunda yeni fikirler
sorular ortaya atmıştır: Bilgiyi bulgularıyla hemfikir olan Lev getirmiştir. Noam Chomsky'nin dil
yavaş yavaş mı yoksa farklı Vygotsy, çocuğun öğrenme öğreniminin doğuştan gelen bir
sürecinin çeşitli evrelerinde bir yetenek olduğuyla ilgili iddiası gen

yetişkinin rehberliğine ihtiyacı

olduğunu savunur ve çocuğun
sosyal ve kültürel ortamının

GELiŞiM PSiKOLOJİSİ 261

Harry Harlow maymunlar Mary Ainsworth Fransa'da, Jerome Bruner
üzerinde, bağ oluştu rmada Yabancı Ortam Neuville-du-Bosc'ta
Françoise Dolto'nun Gerçekliğin İnşasının
temas rahatlığının çalışmalarında Hikayesi'nde gelişen
yiyecek tedarikinden daha eğitim kuramlarını
bağlılık türlerini zihnin kendi gerçeklik
önemli olduğunu izleyen bir okul açılır. duyusunu yapılandırma
kanıtlayan deneyler inceler.
biçimini inceler.
gerçekleştir ir.

i
- 1959 1970 1973 1991

1961 1971 1974 1995

11 11
Albert Bandura gözlemsel Lawrence Kohlbcıg Eleanor Maccoby Siman Baron-Cohen
öğrenme (modelleme) için Ahlaki Gelişimin Cinsel Farklılıkların otizmle büyümenin
Bobo Doll deneylerini
Evreleri'nde ahlaki Psikolojisi'nde cinsiyet etkilerini inceleyen
yürütür. farklılıkları ile ilgili Zihin Körlüğü 'nü
gelişimin altı bir çalışma yapar.
yayımlar.
evresini tammlar.

mi çevre mi tartışmalarını bir kez etkilerini gösteren Amerikalı ve gelişimin hangi evresinde
daha alevlendirir. psikolog Harry Harlow'un oluştuğu, çocuk gelişimi
sürdürdüğü deneylerle pekişmiştir. çalışmalarını Ncw York , Harlem'de
Bağlanma kuramı Harlow'un deneyleri sağlıklı bilişsel sürdüren Afrikalı-Amerikalı
ve sosyal gelişim için bebeklerin Kenneth ve Mamie Clark 'ın ilgisini
Gelişim psikolojisi, öğrenme eşlik edilmeye ve bakılmaya çekerken, Eleanor Maccoby
s üreciyle uğraşırken İngiliz cinsiyetler arasındaki gelişimsel
psikanalist ve psikiyatr John ihtiyaçları olduğunu göstermiştir. farkları inceler; bu, yeni bir alan
Bowlby tarafından yürütülen bir olan cinsiyet çalışmalarındaki pek
araştırma giderek artan bir ilgi Daha sonra Mary Ainsworth çok benzer araştırmanın ilkidir.
yaratır. il. Dünya Savaşı sırasında tarafından yapılan araştırmalar bu
ailelerinden ayrılan çocuklarla ilgili bulgular üzerine, bebeğin dünyayı Gelişimsel psikoloji halen otizm
çalışması, a ilemiz ve keşfedebileceği "güvenli üs" ve öğrenme güçlüklerinin nedenleri
kavramı eklenerek inşa edilmiştir. ve tedavi yöntemlerini
arkadaşlarım ızla nasıl ilişki Bruno Bettelheim kibbutzimde incelemektedir. Psikoloji giderek
ortaklaşa büyütülen çocuklarla yaşlanan b ir nüfustan hareketle,
kurduğumuz ve sürdürdüğümüzle yaptığı çalışmadan sonra, ilerleyen yaşlarımızda
ilgilenen ve bebeklerin kendilerine geleneksel ailenin önemini karşılaşacağımız sorunlara da
bakan kişilerle kurdukları bağlara reddederek kend i tartışmalı çocuk eğilmektedir. •
özel bir önem atfeden bağlanma
kuramının oluşmasına yol açar, gelişimi kuramlarını geliştirir .
Bowlby bunu hayatta kalma için
doğal bir güdü olarak görür. 1960'larda insan hakları hareketi ve
Bağlanma kuramının temel fikirleri, feminizm gibi sosyal konular hem
a nneden ayrılmanın ve yalnız sosyal psikoloji hem de gelişim
kalmanın bebekler üzerindeki psikolojisindeki düşünceleri etkisi

altına alır. Önyargılarımızın nasıl

AMACI AYNI

ŞEYLER YAPABİLME

BECERİSİNE SAHİP

KADIN VE ERKEKLER

YETİŞTİRMEKTİR

JEAN PIAGET (1896-1980)



264JEAN PIAGET J ean Piaget genç bir biyolog duyularını ku llandıklarına
olarak kökleriyle sonraki
KISACA epistemoloji merakının inanmaktadır. Aynı zamanda bu
arasında bir yerlerde kendine, yolculukları sırasında çocuklara yol
YAKLAŞIM çocuklar büyürken zeMnın nası l gösterip onları beslemenin, kendi
değiştiği üzerine çalışan ve genetik deneylerini ve keşiflerini
Genetik epistemoloji epistemoloji adını verdiği yeni bir yapabilmeleri için onlara, bireysel,
d isiplin açmıştır. Piaget farklı
ÖNCE yaşlardaki çocukların zeka deneme -yanılma anlamında
düzeylerini kıyaslamakla (nicel
1693 İngiliz filozof John özgürlük tanımanın önemine de
Locke'un Eğilim Hakkında bilişsel değişim) ilgilenmemiştir; inanmaktadır. Bu nedenle iyi bir
öğretmenin görevi bu evrelerdeki
Bazı Düşünceler'i çocuğun onun ilgi alanı zihinsel becerilerin yolculukları boyunca çocukları,
zaman içindeki doğal gelişimidir yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini
zihnınin tabula rasa veya boş (nitel bilişsel değişim). Nicel sürekli teşvik ederek
bir levha olduğunu öne s ürer. desteklemektir çünkü "eğitimin
araştırmalar olası sayısal amacı yeni şeyler yapabilecek
1780'ler Alman filozof kadın ve erkekler yetiştirmektir".
Immanuel Kant, şema kıyaslamaları mümkün kılmaktadır
kavramını tanıtır ve ahlakın ancak Piaget çocukların Öğrenme aktiftir
akranlar aracılığıyla otorite öğrenmesindeki tür, deneyim ve Piaget'nin zeka gelişimi kuramına
figürlerinden bağımsız olarak nitelik farklarını araştırmak hakim olan tema, aktif kişisel bir
geliştiğ'ini ileri s üre r. istemektedir ve bu da niteliksel s üreç olarak öğrenme kavramıdır.
araştırmayı gerektirmektedir. Piaget , bebeklikten başlayarak
SONRA Çocuk gelişimini tamamen çocukluk boyunca öğrenmenin,
1907 İtalyan eğ'itimci Dr. çevresel faktörlere bağlayan çocuğun duyumsama, keşfetme,
Maria Montessori, doğ'al dönemin popüler modeli harekete geçme ve sonra da
gelişim aşamaları için saygı ve davranışçılığı bir kenara bırakarak ustalaşmaya olan doğal arzusundan
bağımsızlığ'ı teşvik eden ilk çocukların yaşla belirlenen bir dizi doğduğunu söyler. Bu nedenle de
Montessori okulunu açar. gelişim evresine rehberlik ettiğine çocukların zekalarının nicel
inandığı doğuştan gelen ölçümlerini yapabilmek için
1970'ler-80'ler Batı eğitim yetenekleri incelemeye karar verir. önceden biçimlendirilmiş "doğru"
sistemlerinin çoğu, cevapları olan testlerden geçtiği
öğrenmede çocuk-merkezli Piaget çocukların aktif ve özerk standart test yöntemleri ile ilgili
öğrenciler olduklarına ve gelişimsel şüpheleri vardır. 1920'lerin başında
yaklaşımı kapsamlarına alırlar. evrelerden geçerken çevrelerindeki
dünyayla etkileşime geçmek için

GELİŞİM PSiKOLOJiSi 265

Ayrıca bkz. Alfred Binet 50-53 • Jerome Bruner 164-65 • Lev Vygotsky 270 • Erik Erikson 272- 73 • Françoise Dolto 279
• Lawrence Kohlbcrg 292-93 • Jcrome Kagan 339

Alfred Binet için zeka testlerini ve kişisel olmayan bir soru ' 'Pek çok insan için eğitim,
standartlaştırma üzerine çalışırken listesine bağlı kalmak yerine, bu
cevapların aslında ne olduklarıyla esnek yöntem çocukların çocuğu ait olduğu toplumun
çocukların doğru cevap verebilme cevaplarından bir sonraki soruyu tipik bir yetişkini olmaya
becerilerinden daha çok belirlemeye imkan tanımıştır. yönlendirmek demektir.
ilgilenmeye başlamıştır. Piaget çocuğun düşünce çizgisini Jean Piaget
Çocukların, dünyanın işleyişi ile izleyerek altında yatan süreçleri
ilgili varsayımlarının daha iyi anlayabileceğine ''
yetişkinlerinkinden çok daha farklı inanmıştır. Nicel veya ölçülebilir
olduğunu ortaya çıkaran zeka mefhumunu reddetmesi Çocuklar henüz yetişkinler kadar
açıklamaları, Piaget'nin onların çocukluktaki bilişsel gelişimle ilgili şey bilmeyen minik yetişkinler
değillerdi r; dünyayı farklı görürler ve
yetişkinlerden farklı birtakım çığır açıcı kuramların onunla tamamen farklı bir yolla
düşündüklerinin yanı sıra farklı etkileşime geçerler.
doğmasına yol açmıştır.
yaşlarda, farklı düşünme yöntemleri yapabilseler de - esas olarak ağlar
olduğunu düşünmesine de neden ZekAyı geliştirmek ve meme emerler- çok kısa sürede
bunlara bir oyuncağa uzanmak gibi
olmuştur. Piaget başlangıçta çocukların zeka yeni hareketler eklemektedirler.
gelişimleri üzerinde en çok dil ve Böylece Piaget bu evrede
Evrilen zihin aile üyeleri ve akranlarla iletişim düşüncenin kaynağının sosyal
Bir çocuğun minyatür bir yetişkin g ibi sosyal faktörlerin etkili etkileşimden çok eylem olduğu
olduğu düşüncesi 17. yüzyıldan beri olduğuna inanmıştır. Ancak sonucuna varır.
egemen olmuştur. Dönemin bebeklerle çalışırken dilin onlar için
ampirist filozofları çocuk beyninin daha az önemli olduğunu ve kendi Bu keşif her çocuğun bilişsel
tam olarak bir yetişkin beyni gibi etkinliklerinin daha büyük önem gelişimin çeşitli evrelerinden
çalıştığını ancak daha az bağlantısı taşıdığını fark etmiştir. geçtiğini ve bu evrelerin nitelik
olduğunu öne sürmüşlerdir. Başka Yaşamlarının ilk birkaç gününde bakımından farklı ve hiyerarşik
bir grup düşünür, doğalcı psikolog bebekler sınırlı bedensel hareketler olduğunu söyleyen kuramının bir
da -zaman, mekan ve sayı gibi- kısmını oluşturur. Bir çocuk bir
belli kavramların doğuştan ya da sonraki evreye ancak mevcut evreyi
,beyinle "bütünleşik" olduğunu bu gerçekten tamamlamışsa geçebilir.
yüzden de bebeklerin onları Araştırma ve gözlemlerle Piaget
kullanma yeteneğiyle doğduklarını çocukların bu evrelerden, hiçbirini
öne sürmüşlerdir. Piaget'nin atlamadan ve öncekilere geri
çocukların zihinsel süreçlerinin dönmeden, aynı sıra ile geçtiklerini
-bebeklikten ergenliğe kadar- belirlemiştir. Bu acele edilecek bir
temelde yetişkinlerinkinden farklı süreç değildir ve çocuklar genellikle
olduğu düşüncesi, bu görüşten hemen hemen aynı yaşlarda aynı
kökten ve tartışmalı bir sapmadır. evrelerden geçseler de her çocuğun
kendine özgü bir gelişim hızı
Piaget çocukluk boyunca
zekanın oluşumunu ve evrimini bulunmaktadır.
anlamanın çok önemli olduğunu
çünkü bunun insa n kavrayışını
anlamanın tek yolu olduğunu ileri
sürer. <,;ocuklara cevaplarını
açıklamaları için psikoterapik
mülakat teknikleri kullanması
ilham vericidir ve bütün
araştırmasında önemli bir gereç
olmuştur. Önceden kararlaştırılmış

266JEAN PIAGET

1 Duyu-motor evresinde 2 Çocuklar işlem 3 Somut işlem evresinde 4 Soyut işlem
bebekler dünyayı öncesi evrede çocuklar niceliklerin farklı
dokunarak ve diğer nesneleri mantıklı biçimler alabileceklerini evresinde sözel
şekilde düzenlerler. muhakeme ve kuramsal
duyularıyla öğrenirler. öğrenirler.
düşünce gelişir.

Piaget tarafından tanımlanan hükümet"in nelerden oluştuğunun vardır ve içsel görüntüler, semboller
dört evre, zekanın gelişimindeki ve dili geliştirmeye ve kullanmaya
basamakları simgeler ve bu şekilde kavranması imkanını sağlar. başlar. Bu da çocuğun en çok şeyle­
çocukların gelişimlerinin herhangi rin nasıl göründükleriyle ilgilendiği
bir noktasında kullanabilecekleri Piaget'ye göre zeki davranış giderek ikinci veya işlem öncesi evreyi
"şemalar"ın bir listesini oluştururlar. büyüyen bir şemalar toplamasından oluşturur. Çocuklar bu evrede nes-
Şema geçmiş deneyimlerimizi orga- neleri mantıklı bir düzende dize-
nize etmemizi ve gelecek deneyim- oluşur. bilme (örneğin yüksekliklerine
lere hazırlanmamıza yardım etmek göre), iki nesneyi, her seferinde bir
için zihinsel yapıyı sağlayan, bir Gelişimin dört aşaması algısal niteliğine odaklanarak ortak
grup ve düşünce, algı ve eylemin Piaget'nin ilk evresi duyumotor özellikleri aracılığıyla kıyaslaya­
temsilcisidir. Bebeklik ve ilk çocuk- e vresi adını taşır ve çocuğun yaşa­ bilme (bloklar gibi) gibi beceriler
luk dönemindeki şemalar "yiyebildi- mının ilk iki yılını kapsar. Bu gösterirler. Çocuk iki yaşından dört
ğim şeyler" gibi basit olabilir. Ancak dönemde bebekler dünyayı esas yaşına kadar mutlak terimlerle
çocuklar büyüdükçe şemaları daha olarak duyuları (duyu) ve fiziksel ("büyük" veya "en büyük" gibi)
karmaşıklaşarak "mutfak", "en iyi eylemler ve hareketleri (motor) ara- düşünür; dört ile yedi yaş arasında
arkadaş" veya "demokratik cılığıyla tanırlar. Bu evrede çocuk- göreceli terimler ("daha büyük"
lar benmerkczcidir, dünyayı sadece veya "daha ağır" gibi) kullanmaya
' 'Bilgi. .. gittikçe yeterli hale kendi bakış açılarından görebilirler. başlar. Mantıklı düşünme becerisi
gelen bir dönüşümler Bu evrenin başlangıcında bebekler Mla sınırlıdır ve çocuklar hala ben-
sistemidir. anlayış veya irade olmaksızın ref- merkezcidirler, henüz başkalarının
Jean Piaget lekslerini çalıştırırlar ; daha sonra- bakış açısından göremezler.
ları bu refleksleri nesnelerle genişle­
'' tebilir ve koordine edebilirler. Üçüncü evre, çocuğun mantıklı
Ardından duyularını. olayları öngö- etkinlikler sergileyebildiği ama
rür g ibi koordine etmeye başlarlar. bunu ancak gerçek (somut) nesnele-
Örneğin mevcut olmayan nesneleri rin mevcudiyeti halinde yapabil-
hayal edip saklı olanları bulabilirler. diği, somut işlem evresidir. Çocuk
Nesneleri kullanırken amaçlar belir- artık muhafaza etme kavramını
leyip deneyler yapmaya ve harekete
geçmeden önce problem hakkında anlayabilmekte, bir nesnenin yer-
düşünmeye başlarlar. Bu gelişmeler leştirilişinde fiziksel değişimler olsa
ilk evrenin bittiğinin işaretidir. da niceliğinin aynı kalacağını kav-
rayabilmektedir. Kısa, geniş bir
Çocuk benlik farkındalığı geliş­ bardaktaki bir sıvıyı uzun, ince bir
tirmeye doğru yol alırken, artık
elinde simgesel düşünce gereçleri

GELİŞİM PSİKOLOJİSi 267

bardağa boşalttığınızda yüksekli- gereken gelişimsel süreçlerin birkaç ' 'Zeka, ne yapacağınızı
ğinde oluşan farka rağmen mikta- temel bölümünü de tanımlamıştır:
rın aynı kaldığını fark ederler. bunlar asimilasyon, akomodasyon bilmediğiniz zamanlarda
Çocuklar bu evrede ayrıca nesnele- ve dengedir. Asimilasyon kullandığınız bir şeydir.
rin aynı anda çok sayıda niteliğe (özümseme) yeni bilgileri mevcut
göre düzenlenebileceğini de anlar- şemalarla birleştirdiğimiz süreçtir. JeanPiaget
lar - bir bilye büyük, yeşil veya Akomodasyona (uyumsama) ise
şeffaf olabilir. Artık daha az ben- asimilasyon sürecinde mevcut bilgi ''
merkezci olan çocuk şimdi bakış ya da becerilerimizi değiştirmemiz
açılarına daha çok görecelilik kat- gerektiğini keşfettiğimiz zaman çocuk merkezli bir yaklaşım
maya başlamıştır. başvurulur. Yeni deneyimlerinin getirmiştir . Eğitimciler bir çocuğa
çoğunu ya da tümünü başarıyla yetişkin gibi düşünmeyi ve
Dördüncü evrede -soyut işlem asimile edebilen bir çocuğun denge
evresi- çocuklar (sadece nesneler durumunda olduğu söylenir. Ancak davranmayı öğretmeye
yerine) düşüncelerini eğer mevcut şemalar, yeni
yönlendirmeye ve sadece sözel durumların başarıyla üstesinden çalışmaktansa işlerini, çocuklara
ifadeler temelinde akıl yürütmeye gelmede yetersiz kalıyorsa o zaman yeni ve bireysel düşünce biçimleri
başlarlar. Artık somut nesneleri çocuk bilişsel bir dengesizlik kazandırmak için bir fırsat olarak
referans almaya gerek durumundadır ve gerekli bilgileri görmeye teşvik edilmişlerdir.
duymamaktadırlar ve bir konuyu uyumsama için yeni şemalar Piaget eğitimin, insanlardaki
takip edebilirler. Varsayımsal geliştirmesi gerekir. Aslında bu, yaratıcılığa, mucitliğe ve
düşünmeye başlamışlardır ve bu öğrenmenin en temel biçimlerinden yenilikçiliğe ilham kaynağı
yeni hayalgücü kapasitesi ve soyut biri olan adaptasyon sürecidir. olacağına inanmış ve onları hayal
güçleri pahasına uyum sağlama
düşü nceler hakkında konuşabilme Eğitimdeki etkiler veya yerleşik kuralları izlemekten
Piaget'nin çalışmaları 1970'1er ve
becerileri artık daha az 80'lerde Avrupa ve ABD'deki caydırmaya çalışmıştır . Eğer doğal
benmerkezci olduklarını eğitim sistemlerinin dönüşümüne
göstermektedir. ilham kaynağı olmuş , öğretmeye öğrenme süreci -bebeklikten
hem kuram hem de uygulamada itibaren- bireysel, aktif ve keşifçi
Dengeye ulaşmak ise o zaman çocukların formel zeka
Piaget bu dört evreyi belirlemenin gelişimini yönlendiren eğitim
dışında evrelerin her birinde sisteminin de öyle olması
gerekmektedir.

Çocuk merkezli eğitimin hayati
önem taşıyan bir başka yönü de,
çocuğun gelişim evresi temelinde
öğrenmeye sınır getiren, "hazır
olma" kavramı ile ilgili farkındalık­
tır. Piaget'nin eğitim alanına, özel-
likle de matematik ve fen bilimle-
rine yaptığı en kalıcı katkı

P iaget eğitimcilerin bir şeyi belli bi-
çimde yapma veya anlama konusunda
ısrarcı olmamaları gerektiğini ama ço-
cukların doğal öğrenme süreçlerini
beslemek gerektiğini öne sürer.

)

268 JEAN PIAGET

Montessori okulundaki çocuklar aktif yolla öğrendiklerine ve öğret­ ' 'Çocuklar sadece kendilerinin
Piaget'nin düşüncelerini hayata geçir- menlerin de buna uygun davran-
mişlerdir. Kendi öğrenme süreçlerini uy- icat ettikleri şeyleri gerçekten
gulamalı alıştırmalarla ve akranlarıyla bol maları gerektiğine inanır. Sınıfta a nlayabilirler.
bol tartışarak inşa etmeye yönlendirilirler. JeanPiaget
öğrenciler arasında etkileşim birin-
öğretmenlerin, çocuğun yeni bir cil önemdedir ve bilgiyi güvence ''
deneyim veya taze bir bilgiyle baş altına almanın en iyi yollarından
edebilme kapasitesinin farkında birinin onu bir başkasına öğretmek öğrenme deneyiminin ayrılmaz bir
olup buna saygı göstermeleri gerek- parçası olarak görür.
liliğinin kabul edilmesidir. olduğu yerleştirilirse, çocukların
Öğretmenin verdiği ödevler her Bu nedenle de Piaget'nin çocuk
öğrencinin bilişsel seviyesi ve yete- (pasif şekilde ders dinlemek yerine) merkezli sınıfında öğretmenin rolü
neklerini yansıtmalı ve bunlara kendi aralarında bazı konuları tar- neredeyse bir danışmanın rolüdür ve
mümkün olduğu kadar kusursuz tışmalarına olanak tanınması öğrencilere standart bir eğitmenden
biçim de uyarlanmalıdır. Piaget halinde mevcut bilgileri pekişecek daha fazla imkan tanır.
çocukların pasif gözlemden çok ve derinleşecektir. Öğretmenlerin her öğrencinin bilişsel
gelişim seviyesini dikkatle değerlen­
Ahlak eğitimi dirmeleri ve sonra doğası gereği
Piaget çocukların zeka gelişimleri­ motive edici ödevler vermeleri gere-
nin olduğu gibi ahlak gelişimleri­ kir. İlginç bir şekilde, öğretmenler bir
nin de evreler halinde ve çoğu sonraki evreye ilerlemelerine yar-
zaman özerk şekilde gerçekleşti­ dımcı olmak ve böylece gerçek
ğine inanır. Gerçek ahlak gelişimi öğrenme fırsatları yaratmak için
yetişkin ler in tali matlarının bir öğrencilerinde bilişsel bir dengesizlik
ürünü değildir; çocuğun dünya
hakkındaki kendi gözlemlerine
dayanır. Piaget akran etkileşiminin
çocuklardaki ahlak gelişimi için
hayati önem taşıdığını düşünür.
Ahlak gelişimi için ebeveynler ya
da diğer otorite figürleri değil
akranlar önemli görülürse, karşılık­
lılık, eşitlik ve adalet gibi kavram-
ların anlaşılmasında önemli bir
kaynak oluştururlar. Dolayısıyla
Piaget sını fta akran etkileşimini

JeanPiaget İsviçre, Neuchatel'de doğan Jean Üzerlerinde yaptığı üç çocukları
Piaget doğaya doymak bilmeyen olmuştur. 1955'te Uluslararası
bir ilgiyle büyümüş ve 11 Genetik Epistemoloji Merkezi'ni
yaşındayken ilk bilimsel kurmuş ve 1980'deki ölümüne
makalesini yazmıştır. Doğa dek direktörlüğünü yapmıştır.
bilimleri üzerine eğitim almış ve Dünya çapında ödülleri ve onur
dereceleri vardır.
22 yaşında Neuchatel
Üniversitesi'nden doktorasını ÖnemlleHded
almıştır. İlgisi psikanalize
yönelmiş ve Fransa'da genetik 1932 Çocuğun Ahlaki Yargısı
epistemoloji kuramlarını 1951 Zek4 Psikolojisi
geliştirmiştir. 1921'de 1952 Çocuklarda Zekanın
Cenevre'deki Jean-Jacques Kökeni
Rousseau Enstitüsü'nün direktörü 1962 Çocuk Psikolojisi
olmuştur. Valentine Chatenay ile
evlenmiş ve Piaget 'nin bilişsel
gelişimle ilgili gözlemlerini

de yaratmalıdırlar. Yol boyunca bazı !arını gözleri bağlanmış birinin yetişkinlerden ya da daha büyük
hatalar yapmaları anlamına gelse de rahatça anlayabileceği şekle uyarla- çocuklardan yardım istediklerini öne
öğrencilerinj daha çok soru sormaya, dıklarını ve kendilerinden küçük süren "yakın gelişim alanı" kuramı
denemeye ve araştırmaya teşvik çocuklarla konuşurken daha basit Piaget'ye bir cevap niteliğindedir.
ederek, sonuçlardaki başarıya değil bir ifade biçimi kullandıklarını gös-
öğrenme sürecinın kendisine odak- termiştir ki bu, Piaget'nin başkala­ Başka bir araştırma alanı da Pia-
lanmalıdırlar. Tüm bunlara ek olarak rının gereksinimlerinden haberi get tarafından tanımlanan gelişim
öğrencilerin birbirlerinden öğrenebi­ olmayan benmerkezci bir çocuk evrelerinin evrenselliği varsayımı ol-
lecekleri ve birbirlerine öğretebile­ tanımı ile uyumlu değildir. muştur. Zamanında bu varsayımı
cekleri işbirlikçi bir ortam meydana desteklemek için hiçbir ikna edici
getirmelidirler. Piaget'nin, çocukların bilgi inşa­ kanıtı olmamasına rağmen daha ya-
sında esas olarak bağımsız ve özerk kın bir geçmişte yapılan duyumotor
Piaget'nin çalışmalanna oldukları ve fiziksel dünyayla ilgib evresiyle ilgili (aralarında 1994'te Pi-
anlayışları hakkındaki tasviri de, erre Dasen tarafından yapılan bir
eleştiriler başka insanların bir çocuğun bilişsel çalışmanın da bulunduğu) kültürle-
gelişimine yaptıkları önemli katk1yı rarası incelemeler çevresel ve kültü-
Popülaritesine ve çalışmalarının göz ardı ediyor göründüğünden biraz rel faktörler bu evrelere erişilen hızı
gelişimsel psikoloji, eğitim, ahlak, dirençle karşılanmıştır. Öncü psiko- ve sonradan ne kadar hızlı tamam-
evrim, felsefe ve hatta yapay zeka log Lev Vygotsky'nin çalışmaları landığını etkilese de Piaget'nin öne
alanları üzerindeki geniş etkilerine bilgi ve düşüncenin esasen doğaları sürdüğü alt evrelerin, aslında evren-
rağmen Piaget'nin fikirleri tetkik ve gereği sosyal olduğunu kanıtlamaya sel olduğunu göstermiştir.
eleştiriler olmaksızın kabul görme- ve Piaget'nin, bir çocuğun sosyal
miştir. Tüm çok e tkili kuramlarda bütünün gerçekten bir parçası olma- Piaget'nin çalışmaları hiç kuş­
olduğu gibi yıllar süren araştırma dığı varsayımını çürütmeye odak- kusuz , çocuk gelişimi ve insanın
ve keşifler bunların da sorunlu ve lanmıştır. Vygotsky'nin kuramı bilişsel gelişiminin doğası ile ilgili
insan gelişiminin üç seviyede varol- yeni araştırma alanlarına yol
zayıf taraflarını günışığına çıkar­ duğunu öne sürer: bireysel gelişimin açmıştır. 20. ve 21. yüzyıllarda çok
yanı sıra kültürel ve kişilerarası geli-
mıştır. Örneğin Piaget'nin benmer- şim. Vygotsky'nin esas ilgisi son iki sayıda araştırmanın biçimleneceği
kezcilik kavramının doğruluğu seviyeyedir. Vygotsky'nin, çocukla-
sorgulanmıştır. Amerikalı psikolog rın bazı ödevleri tamamlamak için bir içerik yaratmış ve Batı dünya-
Susan Gelman tarafından 1979'da sındaki eğitim sisteminin yapısını
yapılan çalışmalar dört yaşındakile­ temelden değiştirmiştir. •
rin bir şeyi tarif ederken açıklama-

Avustralya'nın merkezinden çok
uiakla yaşayan, yaşları sekiz ile on dört
arası olan Avustralyalı Aborjin çocuklar

Pierre Dasen tarafından bulunmuş,
Piaget'nin tanımlanmış aşamalarında

incelenmiştir.

' 'Derin yapılar, temel bilişsel

süreçler gerçekten evrenseldir.
Pierre Dasen

''

270

BAŞKAL~RI

ARACILIGIYLA

KENDİMİZ OLURUZ

LEY VYGOTSKY (1896-1934)

KISACA R us psikolog Lev Vygotsky'ye Vygotsky çocukların kendilerini bü-
göre muhakeme, kavrayış ve yütenlerle etkileşimleri yoluyla önceki
YAKLAŞIM hatırlama için gereken tüm nesillerin birikmiş tüm bilgeliklerini,
beceriler çocuğun ebeveynleri, öğret­ değerlerini ve teknik bilgilerini kavra-
Sosyal yapısalcılık menleri ve akranlarıyla yaşac!Jğı de- dıklarına ve kendilerini nasıl yönlen-
direceklerini bu "gereçler"i kullanarak
ÖNCE neyimlerden kaynaklanmaktadır. in- öğrendiklerine inanmaktadır. Ancak
1860'lar Franc is Galton kişilik çocukların bu kültüre! gereçleri dene-
üzerinde doğa mı (doğuştan san gelişiminın üç düzeyde meydana yimleyebilecekleri ve içselleştirebile­
yetenek) yoksa çevren.in geldiğini düşünür: kültürel, kişilerara­ cekleri tek yol sosyal etkileşimdir. Bi-
(yetiştirme) mi d ah a etkili sı ve bireysel. Vygotsky en biçimlen- reysel düzeyde düşürırne ve muhake-
dirici deneyimlerimizin sosyal oldu- me becerimiz bile, doğuştan gelen bi-
olduğu tartışmasını ateşler. ğuna inanarak kültürel ve kişilerarası lişsel yeteneklerimizi pekiştirdiğimiz
düzeylere odaklanmıştır: "Başkaları gelişme sürecimizdeki sosyal aktivi-
SONRA aracılığıyla kendimiz oluruz". telerimizden kaynaklanır.
1952 Jean Plaget bilgiyi alma
ve işleme becerisinin ' 'Tüm yüksek psikolojik işlevler Vygotsky'nin kuramları hem öğ­
çocukların doğuştan gelen renme hem de öğretme yaklaşımları­
yetenekleri ve çevrelerirıin sosyal nitelikli içselleştirilmiş na ilham kaynağı olmuştur. Öğret­
menlerin, sürekli olarak öğrencilerinin
etkileşimiyle geliştiğini ilişkilerdir. dikkat sürelerini, konsantrasyonlarını
ve öğrenme becerilerini geliştirmek
savunur. Lev Vygotsky ve böylece yetkirıliklerini artırmak i-
çin onlara rehberlik ederek ve onları
1966 Jerome Bruner çocuğa '' besleyerek yol gösterici bir rol oyna-
gelişimın herhangi bir maları gerektiğine inanır. Bu düşün­
evresinde her konunun ce eğitimde, özellikle de çocuk mer-
öğretilebileceğini öne sürer. kezli öğretmeden müfredat merkezli

1990 Amerikalı eğitim öğretmeye doğru kaymanın yaşandı­
psikologu Robert Slavin
eğitimde daha fa zla işbirliği ğı 20. yüzyılın sonlarında belirgin bir
içeren öğrenmeyi teşvik ve etki yaratmıştır. •
rekabe tçi, kazanan-kaybeden
yaklaşımını geriletmek için Ayrıca bkz. Fıancis Galton 28-29 • Jerome Bruner 164- 65 • Jean Piogct
262- 69
Öğrenci Takımları Başarı
Bölümleri'ni tasarlar.

GELiŞiM PSİKOLOJİSİ 271

BİR ÇOCUK .
EBEVEYNLERiNE
BORÇLU DEGiLDİR

BRUNO BETTELHEIM (1903-1990)

YAKLAŞIM B runo Bettelheirn örselenmiş Bettelhelrn, Kibbutz çocuklarının
çocukların profesyonel bakı­ birbirleriyle yetişkinlerden daha yakın i-
Ebeveynlik sistemleri cılar tarafından başarıyla lişkiler kurduklarını keşfetmiştir. Akra n-
büyütüldüğü bir merkez çalıştırırken larıyla iyi ilişkiler kurma becerileri onla-
ÖNCE en iyi yetiştirmenin yakın bir anne- rın yetişkinler olarak profesyonel başarı­
1945 Amerikalı psıkanalist çocuk ilişkisi içerdiği ile ilgili ortak larını da açıklayabilir.
Rene Spitz çocukları vaımıyımı sorgulamaya başlar. Batı
kurumlarda yetiştirmeni n feci dünyasının, İsrail kibbutz'ları ortak- geldiklerini keşfetmiştir. Birbkte ça-
sonuçlarını ifade eder. laşa çocuk yetiştirme sistemlerin- lıştığı çocukların 1990'la rda bir gaze-
den öğreneceği bir şeyler olup olma- teci tarafından izleri sürülmüş ve he-
1951 John Bowlby bir bebeğin dığını merak etmektedir. men hepsinin çok başarılı profesyo-
annesiyle yakın ve devamlı bir neller oldukları ortaya çıkmıştır.
ilişki istediği sonucuna varır. 1964'te Bettelheim yedi haftasını,
çocukların özel evlerde ailelerinin Bettelheim kibbutz'un komünel
'1958 Amerikalı antropolog evinden uzakta bakıldıkları bir yaklaşımının büyük bir başarı
Melford Spiro Kibbutz kibbutz'ta geçirmiştir. 1967'de Rüya olduğu sonucuna varmıştır.
Çocuklan'nı yazarak Batı'nın Çocuklan adlı kitabında "bir kibbutz Bulgularını yayımlayarak ABD' deki
annenin esas bakıcı olduğu çocuğu belli bir ebeveyne minnettar çocuk bakımı sistemlerini iyileştir­
çocuk yetiştirme değildir" diye belirtmiştir ve bunun meyi ummuştur. •
yöntemlerirıin tüm kültürler çok daha az bire bir ilişki barındırma­
için en iyisi olduğunu ima sına rağmen aktif bir sosyal hayatı ve
eder. daha az yakın pek çok ilişkiyi teşvik

SONRA ettiğini gözlemlemiştir.
1973 Amerikalı psikiyatrlar
Charles M.Joh nston ve Robert Başanlı yetişkinler
Deisher ortaklaşa çocuk
büyütmenin çok az çekirdek Çalışmasından önce Bettelheim bir
a ile tarafından sunulabilecek kibbutz'un topluma çok küçük kültü-
avantajlan olduğunu savunur. rel etkileri olan vasat yetişkinler ye-
tiştirdiğini tahmin etmiştir. Anma
kibbutz'larda yetişen çocukların ge-
nellikle mükemmel yetişkinler haline

Ayrıca bkz. Virginia Satir 146 47 • J ohn Bowlby 274-77

272

GELİŞEN HER ŞEYİN
BİR TABAN PLANI
YARDIR

ERiK ERIKSON (1902-1994)

KISACA E rik Erikson'a göre, insan karşı suçluluk" krizi yaşanır.
gelişimi , her organizmanın Çocuklar, yaratıcılığı, oyunculuğu
YAKLAŞIM bir amacı olduğunu ve ve bir amaca uygun hareket etmeyi
başarılı gelişiminin bu amaca ula- bu evrede öğrenir. Başkalarıyla
Pslkososyal gelişim şılmasıyla sonuçlandığını öne etkileşime geçerek, hareketlerinin
süren, aşamalı oluşum ilkesine diğer kişiler üzerinde olumsuz etki-
ÖNCE bağlıdır. E ıikson bu görüşünü şu leri olabileceğini keşfederler. Bu
1930'lar Jean Piaget, sözlerle açıklamıştır: "Her organiz- evrede, katı cezalar aşırı suçluluk
e vrelerden oluşan bir bilişsel manın bir yapı planı vardır. Bütün duygusu oluşumuna neden olur.
gelişim kuramını ortaya atar. bölümler bu plana uygun ilerler"
Erikson, insan karakterinin önce- 6 ve 12 yaş arasında çocuklar
1956 Sigmund Freud, bir den belirlenmiş sekiz evreyle geliş­ eğitim ve sosyal becerileri öğren­
çocuğun, cinsel erişkinliğe beş tiğini öne sürer. Erikson'a göre geli- meye odaklanır. "Becerikliliğe karşı
aşamadan geçerek ulaştığını şim süreci çevresel etkilerle aşağılık duygusu" olarak bilinen
varsayan, psikoseksüel gelişim kalıtımın daimi etkileşimini de dördüncü evrede yeterlilik duygusu
teorisini öne sürer. gelişir. Lakin çalışmak konusunda
kapsamaktadır. fazla telkin yapılırsa, çocuk yanlış­
SONRA lıkla özsaygı ve üretkenliği aynı
1980 Amerikalı psikolog Sekiz evre kefeye koyabilir.
James Marcia, Erikson'un Birinci evre, bebeğin ilk yaşında
teorilerinden yola çıkarak yaşadığı "güvene karşı güvensizlik" ' '"Umut, yaşamın ilk ve en
ergenlik döneminde kişilik evresidir. Bebeğin ihtiyaçları yeter- zaruri erdemidir."
oluşumu araştırmaları yapar. siz veya özensiz bir şekilde karşıla­ Erik Erikson
nırsa, daha sonraki ilişkilerde
1996 Amerikalı yazar Gail güvensizlik duyguları görülebilir. ''
Sheehy, New Passages adlı çok "Özerkliğe karşı kuşku" olan ikinci
satan kitabında, yetişkinlerin aşama 18. ay ve ikinci yıl arası
ergenlik dönemlerini 30'1arına yaşanır. Bu evrede çocuk etrafını
kadar uzatarak Erikson'ın keşfeder. Aynı zamanda ilk kez ufak
yetişkinlik evrelerini, on yıl yenilgiler ve ebeveyn paylamala-
geriye ittiklerini yazar. rıyla utanç ile şüphe duygularını
tadar. Başarı ve yenilgi arasında
denge kurularak sağlıklı kararlılık
kazanılır. Üç ve altı yaşları arasın­
daki üçüncü evrede "girişkenliğe

GELİŞİM PSiKOLOJİSİ 273

-------

Ayrıca bkz. G. Stanley Hal! 46-47 • Sigmund Freud 92-99 • Kurt Lewin
218 23 • Jean Piaget 262-69 • Lawrence Kohlberg 292-93

İnsan karakteri doğum ve ölüm arasındaki
farklı ve önceden belirlenmiş sekiz evreyle gelişir.

Bu noktadan sonra ergenlik döne- lar. Bu dönemde bireyler yaşlarıyla Erik Eriksen, Almanya'nın,
mi ve "Kimlik kazanmaya karşı rol barışık ve yaşamlarından tatmin Frankfurt kentinde, evlilik dışı
karışıklığı" adı verilen beşinci evre olurlar. Veya fiziksel sorunlar ve bir ilişkiden dünyaya gelir.
bçışlar. Beşinci evrede, geçmişimizi, ölüm gerçeği yüzünden korkuya Annesinin evli olduğu adamın
yaşadığımız anı ve geleceğimizi mu- kapılırlar. Bu evrede başarılı bir soyadım alan Eriksen,
hakeme ederek tutarlı bir kimlik duy- denge kurulursa, bilgeliğe ulaşılır. • biyolojik babasının kim
gusu kazanırız . Başarıyla dengele- olduğunu hiçbir zaman bilmez.
nirse. bu dönem güçlü bir kimlik Erikson'a göre yaşlılık yıllarında Üç yaşındayken annesi tekrar
duygusu kazanılmasını sağlar. Yaşa­ ulaşılan "kişisel bütünlük" ve evlenir. Doğal olarak, Eriksen
nan problemler ise ilk kez Erik Erik- eksiksizlik duygusu tamamen daha her zaman kimlik sorunları
sen tarafından kullanılan bir kavram önceki evrelerin hang i başarıyla yaşar. Tıp okuması için teşvik
olan "kimlik bunalımına" neden olur. edilen Eriksen, buna
dengelenmiş olmasına bağlıdır. kulaklarını tıkar ve sanat
18 ve 30 yaş arası yaşanan, altıncı
evre "Yakınhğa karşı yalıtılmışlık" eğitimi alır. Gençliğini
evresinde yakm ilişkiler kurar ve sev-
gi yaşarız. 35 ve 60 yaş arası yaşa­ İtalya'da gezen bir sanatçı
nan, sondan bir önceki evre olan "Öz- olarak geçirir. 1933 yılında
geciliğe karşı kendine dönüklük" ev- Joan Serson ile evlenir. Çift,
resinde gelecek nesiller adına çalışı­ Amerika'nın, Boston kentine
nz. Kültürel faaliyetler veya sosyal ey- yerleşir. Eriksen, bir süre
lP.mlerle topluma katkıda bulunuruz. sonra şehrin ilk çocuk
psikanalisti olur. Ardından
Son evre olan "Bütünlüğe karşı Harvard, Yale ve Berkeley'de
umutsuzluk" 60 yaş civarında baş- ders verir. 1933 yılında
Amerikan vatandaşlığına
geçtiğinde, soyadını Eriksen
olarak değiştirir.

Önemli eserleri

1950 Çocukluk ve Toplum
1964 Anlayış ve Sorumluluk
1968 Kimlik: Gençlik ve Kriz

274 KISACA

İLK DUYGUSAL YAKLAŞIM

BAGLARİNSAN Bağlanma teorisi

DOGASININ · ÖNCE
AYRILMAZ BİR 1926 Sigmund Freud, çocukla-
PARÇASIDIR rın kendilerine bakan kışilere
bağlanmasının nedeninin sa-
JOHN BOWLBY (1907-1990) dece fizyolojik ihtiyaçlarının
karşılanması olduğunu iddıa e-
den, psikanalitik bir "çıkar bek-
lentili sevgi" teorisini öne sürer.

1935 Kondrad Lorenz'in aıaı;;­
tırmaları insan dışı canlıların
ilk karşılaştıkları hareket eden
nesne ile güçlü bağlar kurduk-
larını gösterir.

SONRA
1959 Harry Harlow tarafından
yapılan çalışmalar çocukken
annelerinden ayrılan maymun-
ların sosyal ve duygusal sorun-
lar yaşadığını ortaya koyar.

1978 Michael Rutter, çocukla-
rın bi rçok bağlanma figürüne
(baba, kardeş, yaşıt, cansız
nesneler vb.) çok bağlanabile­
ceğini gösterir.

1 950'li yıllarda çocukların
bağlanma süreçlerine dair
kabul gören teori, psikanali-
tik "çıkar beklentili sevgi" teorisi-
dir. Buna göre, bebekler beslenme
gibi fizyolojik ihtiyaçlarını g ideren
kişilerle bağ kurarlar. Aynı
dönemde, Konrad Lorenz'in hay-
vanlar üzerinde yaptığı çalışma
sonuçlarına göre, hayvanlar karşıla­
rına çıkan ilk hareket eden nes-
neyle bağ kurarlar. Bu nesne çoğ u
zaman anne olur.

John Bowlby, böyle bir ortamda
bağlanma sürecine, evrimsel pers-
pektiften bakan çok farklı bir
kuram geHştirir. Bowlby'a göre,
yeni doğmuş bebekler, tamamen
savunmasız oldukları için , hayatta

GELiŞiM PSİKOLOJİSİ 275

------~

Ayrıca bkz. Konrad Lorenz 77 • Sigmund Freud 92-99 • Melanie Klein 108-109 • Anna Froud 111 •Kurt Lewin 218 23 •
Lev Vygotsky 270 • Bruno Bettelheim 271 • Harry Harlow 278 • Mary Ainswoıth 280-81 • Michael Rutter 339

Küçük çocuklar ve anneleri Bağ mutlaka çocuğun olduğunu savunur. Bowlby'a göre bu
birbirleriyle bağ kurmak için hayatı için kritik önem bağ yaşamın ilk yılında veya en azın­
taşıyan sürede kurulmalıdır dan iki yaşından önce kurulmalıdır.
biyolojik olarak Annelik etme çabalarının üç yaşın­
(ilk 24ay) dan sonra başlaması yararsızdır.
programlanmıştır. Çocuk ne olursa olsun anne yoksun-
luğunun zararb sonuçlarını yaşaya­

caktır.

kalmak adına, anneleriyle bağ kur- Bu bağlar kritik dönem Anne yoksunluğu
maya genetik olarak programlan- içinde hasar görürse, Bowlby, 1950 yılında, Dünya Sağlık
mışlardır. Anneler de, genetik ola- çocuğun gelişimi çok ciddi Örgütü tarafından, il. Dünya
rak bebeklerine bağlanmaya ve ve kalıcı zarar görecektir. Savaşı sırasında evsizlik veya tah-
liye edilmeleri sonucu anne yok-
onları yanlarından ayırmamaya anlatmak için "monotropi" teri mini
kullanmıştır. Bowlby'a göre küçük sunluğu yaşayan çocukları araştır­
programlanmıştır. Anneyle bebeği çocuklar birden fazla bağlanma
birbirinden ayırmakla sonuçlanabi- figürüyle bağ kurabilirler. Ancak makla görevlendirilir. Bowlby'dan
lecek olan durumlar, içgüdüsel bağ­ anne figürü ile kurulan bağ, ömrü ayrıca bakımevi veya yetimhane
ianma davranışları ile güvensizlik, boyunca kuracağı d iğer bütün bağ­ gibi büyük kurumlarda yetiştiril­
korku duygularını harekete geçirir. lardan çok farklı ve önemlidir. menin yarattığı etkileri incelemesi
Çocuk ve anne bu bağın devam istenir. Bowlby bu çalışmasının
Bowlby kuramını bu varsayım­ etmesini sağlayacak davranışlarda sonunda, 1951 yılında "Anne
ların üzerine kurarak, anne-çocuk bulunurlar. Örneğin küçük çocuk Bakımı ve Ruhsal Sağlık" adlı
arasındaki bağların yaşam boyu kendisiyle ilgilenen kişinin davra- raporunu hazırlar. Raporda, erken
süren önemini incelemiştir. nışlarını şekillendirip, kontrol çocukluk döneminde, uzun süre
Bowlby'nin teorisi ayrıca bu bağın etmek için gülümser, ağlar, bakar anne bakımından mahrum kalan
zarar görmesi veya tamamen kop- ve sarılır. Küçük çocukla ilgilenen çocukların, hayatlarının ileriki
ması durumunda yaşanan psikolo- kişi de, onun ihtiyaçlarına karşı dönemlerinde bir miktar entelek-
jik sorunları da kapsar. hassas ve ilgili olur. Böylece bağ­ tüel, sosyal ve duygusal gerilik
lanma ve bakma olmak üzere iki
Sadece anneler davranış sistemi karşılıklı olarak yaşadıkları saptanmıştır.
Bowlby kuramının en tartışmalı diğerine şekil verir. Ömür boyu
yönlerinden biri, bebeklerin asla bir sürecek bir bağ yaratır. Beş yıl sonra, Bowlby ikinci
erkekle değil, sadece dişiyle bağ araştırmasına başlar. Bu kez konu
kurduğu varsayımıdır. Söz konusu Bowlby'a göre bu bağ o kadar tüberküloz tedavisi için
dişi figür, biyolojik anne olmayabi- d erindir ki, küçük çocuğun hayatının
lir. Yine de her halükilrda anne figü- ilk yıllarındaki yokluğu veya hasar ' '"Kişinin beden sağlığı için
rünü temsil eder. Bowlby, sadece görme durumu ileriki yıllarda çok
dişi figürle bağ kurma durumunu ciddi olumsuz sonuçlara yol açacak- vitaminler ne kadar önemliyse,
tır. Bowlby, ayrıca arıneyle küçük erken çocukluk döneminde
çocuk arasında güvenli bağ kurul- anne sevgisi de ruhsal sağlık
ması için kritik bir zaman dilimi için o kadar önemlidir."
JohnBowlby

''

276JOHN BOWLBY

Bowlby'ın anne lerinden ayrılmak
zorunda bırakılan çocukların ileride
uzun vadeli bağlanma sorunları
yaşayacağına dair saptamaları, daha
sonra yapılan araştırmalar tarafından

kanıtlanmıştır.

sanatoryumlarda, anne bakımından eder. Bu suçlulardan 14'ü duygula- kuram, evrimsel olarak kadınların
uzak, beş ay ile iki yıl arası zaman ebeveyn olmaya meyilli olduğu
geçiren, dört yaş altı çocuklardır. nımsız psikopatlık bozukluğu yaşa­
Çocuklar araştırma yapıldığı maktadır. varsayımına dayanır. Kadınlar.
sırada, 7 ile 13 yaş arasındadır.
Oyunlarda daha sert davranışlar Bowlby, güçlü bağların çocukla- çocuk bakımında kendilerine yol
sergilemekte, daha abartılı gösteren annelik içgüdüleri ile doğ­
heyecanlar yaşamakta ve daha az rın kendılerini, etraflarındaki kişileri muştur. Erkekler ise daha çok ihti-
girişkenlik göstermektedirler. Daha yaçları tedarik eden taraf olmaya
geleneksel yöntemlerle yetiştirilmiş ve dünyayı anlamak için ihtiyaç uygundur.
çocuklar kadar rekabetçi duydukları çerçevenin gelişmesi
için şart olduğunu savunur. Bu iç Bununla birlikte, Londra'daki
değillerdir. mekanizma kişinin bütün ilişkile­ Tavistock Kliniği 'nde Bowlby ile
rindeki düşüncelerine, duygularına birlikte çalışmış olan İngiliz ps iko-
Bowlby, annelik yoksunluğunun, ve beklentilerine yetişkinlik döne- log Rudolph Schaffer, babaların
bazı aşırı durumlarda, "duygula- minde bile yön vermktedir. Esas çocuk bakımına dahil olma süreci-
nımsız psikopatlık"a kadar vardı­ bağlanma gelecekteki bütün ilişki­ nin kültürden kültüre çok fark gös-
ğını keşfeder. Duygulanımsız psi- ler için bir ilk örnektir. Çocuğun, terdiğini ortaya koymuştur. Babalar
kopatlık durumunda kişiler diğer başkalarına güvenmesi, kendine sürekli çocuk bakımına daha fazla
insanları sevemez ve dolayısıyla değer vermesi ve topluma güven- yardımcı olmaktadır. Öyleyse, ebe-
anlamlı ilişkiler kuramazlar. Bu mesi bu bağlanmanın kalitesine veynlik rolleri biyolojiden çok top-
sorunu yaşayan kişiler suçluluk bağlıdır. Bu bağlar değişime direnç- lumsal uzlaşmanın sonuçlarından
duygusundan yoksun oldukları için, lidir. Oluştuktan sonra kişinin dav- biridir.
çocukluk döneminde hiç pişmanlık ranışını ve kendi çocuklarıyla kura-
çekmeden daha fazla suç işler ve cakları bağları belirler. Bowlby'a göre erkekler kaçınıl­
anti sosyal davranışlarda bulunur- maz olarak, kadınlar kadar iyi ebe-
lar. Bowlby, 1944 yılında, çocuk Babanın rolü veyn olamaz. Ancak Schaffer ve
hırsızlar üzerinde yaptığı çalış­ Amerikalı psikolog Ross Parke tara-
mada, pek çok suçlunun beş yaşın­ Bowlby teorisi, anne-çocuk ilişkisi­ fından yapılan araştırmalara göre
dan önce, annelerinden altı aydan nin önemini abarttığı ve babanın erkekler, çocuklarına kadınlar kadar
uzun bir zaman ayrı kaldığını tespit katkısını hafife aldığı için eleştiril­ sıcaklık ve hassasiyet gösterebil-
miştir. Bowlby, babanın küçük mektedir. Ayrıca çocuğun gelişim
' '"Bağlanma davranışı insan çocuk için direkt bir duygusal sürecini ebeveynin cinsiyeti değil,
önem taşımadığını öngörür. kurdukları bağın kalitesi ve gücü
karakterini beşikten mezara Babanın, yalnızca, anneyi finansal
kadar etkiler." ve duygusal olarak desteklediği belirler. Schaffer ve psikolog Peggy
JohnBowlby için dolaylı bir önemi vardır. Bu Emerson daha sonraki araştırmala-

''

' 'Babalar üzerinde yapılan üstlenmelidirler. Bowlby'ın kuramı­ Bowlby kreşlerin bebek bakımı i-
nın ardından, onlarca yıl boyunca çin uygun olmadığını, çünkü anne yok-
gözlemler, erkeklerin sıcaklık çalışan anneler suçluluk duygusuyla sunluğunun çocuğun suç işlemesine
ve hassasiyet gösterme mücadele etmiştirler. O günden yol açtığını söylemiştir. Bu çalışan an-
sonra birçok araştırma, Bowlby'in neler için gerçek bir ikilem yaratmıştır.
kapasitesinin kadınlarla eşit teorisinin ne kadar geçerli olduğunu
olduğunu gösteriyor. sorgulamıştır. Örneğin, 1970'li yıl­ daha derinlemesine incelemişlerdir.
larda, psikologlar Thomas Weisner Yetişkinlik döneminde bağ kurma
H. Rudolph Schaffer ve Ronald Gallimore, arınelerin kuramları, ebeveyn ile çocuk ara-
insan lopluluklarının sadece pek sında kurulan bağın ileride eşler ve
'' azında, esas bakı m sağlayan kişi romantik ilişkiler yaşanan kişilerle
olduğunu göstermiştir. Anneler kurulacak bağları nasıl etkileyeceği
rında, bebeklerin ve küçük çocukla- bakım için sıklıkla arkadaş ve akra- göz önünde bulundurarak geliştiril­
rın anneleri dışında birçok insana baların dılhil olduğu diğer insanlar-
karşı çok çeşitli bağlanma davranış­ dan yardım almaktadırlar. Schaffer miştir. Bowlby'ın kuramlarının
ları sergilediğini ortaya koymuşlar­ ayrıca iş hayatında mutlu olan anne-
dır. Ayrıca birden fazla kişiye bağ­ lerin, çocuklarıyla evde kalmak çocuklara kurumlar tarafından
lanma istisnai bir durum değil, zorunda olduğu için kızan anneler- sağlanan bakımın iyileştirilmesi ve
aksine en sık görülen durumdur. den daha sağlam bağlar kurduğunu evlatlık verme alternatifinin yaygın­
öne sürer. laştırılması gibi çocuk bakımını
Son araştırmalar özellikle çalışan olumlu yönde geliştirecek etkileri
kadınlar için çok önemlidir. Zira Çığır aç an çalışma
Bowlby'in kuramlarına göre kadınlar olmuştur. •
anne olduktan sonra çalışma haya- Bowlby'ın kuramı çok sık eleştiri­
lına son vermelidir. Evde, çocukları­ lere ve değişimlere maruz kalmıştır.
ıı.ın yanında kalıp, esas bakım sağla­ Ancak günümüze kadar insan bağ­
yan kişi olma görevini lanması üzerine yapılmış en ayrın­
tılı ve elkili çalışma olmaya devam
etmiştir. Bowlby kuramı, Harry
Harlow ve Mary Ainsworth'ün çığır
açan deneyine ilham kaynağı
olmuştur. Psikologlar, Bowlby'in
temel önermesinden yola çıkarak,
çocukluktaki bağlanma biçimlerini

JohnBowlby John Bowlby, Londra'da yaşayan ğu olur. Savaştan sonra, emekli-
üst orta sınıfa m ensup bir ailenin, liğine kadar çalışmaya devam e-
altı çocuğundan dördüncüsü ola- deceği, Tavistock Kliniği'nin yö-
rak dünyaya gelir ve çoğunlukla neticiliğine getirilir. 1950 yılın­
dadılar tarafından büyütülür. Yedi da, Dünya Sağlık Örgütü için ö-
yaşında yatılı okula gönderilir. Bu nemli bir araştırma yapar. 83 ya-
deneyimi sayesinde küçük çocuk- şında, İskoçya'nın Skye adasın­
ların bağlanma sorunlarına duyar- da bulunan yazlık evinde hayatı­
lı hale gelir. Cambridge'deki, Tri- nı kaybe der.
nit y College'de psikoloji eğitimi a-
lır. Bir süre s uçlu çocuklara öğret­ Önemli e88rlerl
mtııı!ik Y"-V"' · Sonra , tıbbi eğitimi­
ni tamamlar ve psikanalist olur. 1951 Maternal Care and
Mental Health (WHO Raporu)
II. Dünya Savaşı sırasında, Kra- 1959 Separation Anxiety
liyet Ordusu Tıbbi Birlikleri'nde 1969, 1973, 1980 Attachment
görev yapar. 1938 yılında, Ursula and Loss (üç cilt)
Longstaff ile evlenir ve dört çocu-

278

BEDEN .T~MASI
8AHAT~IÇI ÇOK
ONEMLIDIR

HARRY HARLOW (1905-1981)

KISACA B irçok psikolog, çocuklann Harlow'un deneyinde kullandığı
kendilerine bakan kişilere sa- yavru makak maymunları, beslenme
YAKLAŞIM dece besin ihtiyaçlarını gi-
derdikleri için bağlandıklarını söyler. sağlama masına rağmen , yumuşak
Bağlanma teorisi John Bowlby, bu çıkar beklentili sev-
gi fikrine kuramsal olarak karşı çıkar. kumaştan yapılmış "anne" figü rüyle
ÖNCE Kuramı kanıtlayan ise Barlow'dur. güçlü bir bağ kurarlar.
1926 Sigmund Freud, çocuk-
ların kendilerine bakan kişile­ Harlow makak maymunlarını an- Böylece Harlow, bakıcılığın temel iş­
re bağlanmasının nedeninin nelerinden ayırır. Maymunlara ıki levinin anneyle bedensel temel kur-
onları gıda kaynağı olarak şans verilir. Ya içinde dolu bir biberon mak olabileceğini ileri sürer.
görme si olduğunu iddia e den ile telden yapılmış anne figürü olan
psikanalitik bir "çıkar beklen- kafese girmeyi tercih edeceklerdir ya O dönem psikologlar ve doktorlar
tili sevgi" teorisini öne sürer. da yumuşak kumaştan yapılmış, da- ebeveynlere ağlayan çocuklarını sal-
ha sevimli anne figürünün bulundu- lamamaları ve kucaklarına almama-
1935 Kondrad Lorenz'in araş­ ğu ama içinde yiyecek olmayan kafe- larını tavsiye ederler. Harlow deneyle-
tırmaları insan dışı canlıların se gideceklerdir. Eğer çıkar beklentili ri o kadar etkili olmuştur ki, Batı dün-
ilk karşılaştıkları hareket eden sevgi kuramı doğruysa, maymunlar yasının ebeveynliğe olan yaklaşımın ı
nesne ile güçlü bağlar kurdu- içirıde dolu biberon olan kafesi tercih değiştirmeyi başarmıştır. •
ğunu söyler. edecektir. Maymunlar vakitlerinirı
çoğunu daha sevimli ve yumuşak
1951 John Bowlby, insan an- anne figürünün olduğu kafeste geçi-
nelerin ve bebeklerin güçlü bir rirler. Yumuşak anne figürünü güven-
bağ kurmaya programlandığı­ li bir üs olarak kullanmaktadırlar. Ka-
nı iddia eder. fesin içine ürkütücü objeler konuldu-
ğunda, emniyet duygusu sağlamak i-
SONRA çin yumuşak anne figürüne sarıl­
1964 İngiliz psikologlar Ru- maktadırlar. Sonraki testlerde ki bez-
dolph Schaffer ve Peggy Emer- den anne figürü sallanabiliyordur ve
sen, küçük çocukların besleme kafese yiyecek de eklenmiştir. Böyle-
ve bakım görevini üstlenmeyen ce bağlilik miktarı daha da artmıştır.
kişilerle bağ kurabildiğini qös-
terir. Ayrıca bkz. Konrad Lorenz 77 • Sigmund Freud 92 99 • Abroham Maslow
138-39 • John Bowlby 274-77 • Mary Ainsworth 280-81 • Michael Rutter 339
1978 Michael Rutter çocukla-
rın cansız nesneler dahil bir-
çok farklı bağlanma figürüne
bağlanabildiğini gösterir.

GELiŞiM PSİKOLOJiSi 279

ÇOCUKLARI, AKIŞI
HAKKINDA HİÇBİR ŞEY

BİLMEDİGİMİZ BİR YAŞAMA

HAZIRLIYORUZ

FRANCOISE DOLTO (1908-1988)

KISACA Z orlu bir çocukluk dönemi yetişkinlerden farklıdırlar. Onların
geçirmiş olan Fransız doktor
YAKLAŞIM ve psikanalist Francoise yaşındayken, eski nesillerin yaşaya­
Dalto çalışmalarını çocukların arzu- madığı deneyimlere sahip olmuşlar­
Psikanaliz
larını keşfedip, gerçekleştirmeleri dır.
ÖNCE
üzerine yoğunlaştırmaya karar veri- Dolto için eğitimin amacı her
1924 Sigmund Freud, miştir. Dalto, arz uları gerçekleştir­ çocuğa kendi kişisel eğilimlerini
çocukların hadım edilme menin nevrozları önleyeceğini keşfetmesine olanak sağlayacak
endişesiyle ilgili teorisini özgürlüğü tanımak olmalıdır. Dolto
açıkladı. Dolto'ya göre bu düşünmektedir. Çocukların yaşadığı için yetişkinler belirli yöntemler
endişe bilinçaltımızdaki beden kullanılması için baskı yapmak
imajımızı etkileyen hastalıkların temelinde aslında ebe- yerine örnek olabilecek bir rol
unsurlardan biridir. veyn ve çocuk arasındaki iletişim modeli olmalıdır. Dolto'ya göre eğit­
kopukluğunun yattığına inanmakta- menin rolü çocuklara kendilerini
1969 Jacques Lacan "ötekilik" dır. Dolto'ya göre, yetişkinler, kendi- yönetmeyi öğretmektir. •
leri de bir zamanlar çocuk olmala-
• kavramını araştırmaya başladı. rına rağmen, çoğu zaman çocukları
anlamakta güçlük çekmektedirler.
Bu kavram sayesinde Dolto
bireylerin farklılıkları üzerinde Benzersiz bakış açısı ' 'Yetişkinleri değiştirmek için
Dolto'ya göre, her çocuk geleneksel
yoğunlaşmaya başlar. eğitim yöntemleri tarafından balta- çok geç, işimiz çocuklarla.
lanan benzersiz bir bakış açısına Françoise Dolto
SONRA sahiptir. Taklit ve itaat yöntemiyle
1973 Fransa'nın La Neuville- çocukları kontrol etmeye çalışan ''
du- Bosc kentinde Dolto'nun bütün ahlaki ve eğitimsel sistemlere
teorileri temel alınarak eğitim karşıdır. Gelecekte ne olacağı tama-
veren bir okul açılır. Okulun men belirsiz olmasına rağmen evde
odak noktası kişisel mutluluk ve okulda çocukların geleceğini
ve hobilerdir.
belirlemek için kullanılan yöntemleri
1978 Dolto'nun fikirlerinden yetersiz bulmaktadır. Dolto'ya göre
yola çıkarak, ayrı kalmanın çocuklar kendilerine eğitim veren
ebeveyn ve çocuk uzerındckı
olumsuz etkilerini asgariye Ayrıca bkz. Sigmund Freud 92- 99 • Alfred Adler 100- 01 • Jacques Lacan
indirmeyi amaçlayan La 122-23 • Daniel Lagache 336-337
Maison Verte kreşi Paris'te

açılır.

280

DUYARLI BİR ANNE,
GUVENLI BiR
BAGLANMA YARATIR

MARY AINSWORTH (1913-1999)

KISACA 1 950'li yılların başında, bağlan­ keşfetme ihtiyaçlarını nasıl dengele-
ma psikologu John Bowlby ile dikleri gözlenmektedir. Ainsworth
YAKLAŞIM çalışan Mary Ainsworth, arıne deneylerde, anne ve bir yaşındaki be-
çocuk ilişkisiyle yakından ilgilenme- beğini , bebeğin oynayabileceği o-
Bağlanma teorisi ye başlar. 1969 yılında, sonradan "Ya- yuncaklarla dolu bir odaya yerleştirir.
bancı Durum" adıyla tanınacak olan Bu arada odaya yabancı bireyler so-
ÖNCE bir test hazırlar. De neyde bebeklerin kulmadan önceki ve sonraki davra-
1950'ler John Bowlby anne- farklı stres koşullarında bağlanma ve nışları incelenir. "Durumlar" annenin
çocuk arasındaki bağın
önemini vurgular. Bebekler annelerinden ayrı kaldıklarında üç bağlantı
tipinden birini sergiler.
1959 Harry Barlow'un yavru
makak maymunları üzerinde Bebek hiç gerginlik Bebek annesi gidince çok
göstermez ve yabancı gerilmesine rağmen, geri
yaptığı çalışmalar, canlıların
tarafından teskin dönüşün ardından temas
çevrelerini keşfetmek için edilebilirse bağlanma kurmayı reddederse
bağlanma figürlerini güvenli
bir üs olarak kullandığım kaçıngan tiptir. bağlanma kaygılı tiptir.
ortaya koyar.

SONRA
1980 Amerikalı psikiyatr Brian
E. Vaughn, bağlanma
figürünün aile şartlarındaki
değişimlere göre
değişebileceğini gösterir.

1990 Amerikalı psikolog Mary
Main küçük çocuklarda
dördüncü bağlanma tipini
keşfeder. Bu "organize
olmayan" bağlanma tipinde
küçük çocuk hem çevresinden,
hem de bağlanma figüründen

korkmaktadır.

GELİŞİM PSiKOLOJiSİ 281

Ayrıca bkz. Sigmund Freud 92 99 • John Bowlby 274-77 • Harry Harlow 278 • Jerome Kagan 339 • Michael Rutter 339

' '"Bağlantı davranışları, bağlantı Bağlanma tipleri Batılı olmayan kültürlerde anneler
figürü ulaşılmaz olduğunda bebeklerini her zaman yakınlarında
ortaya çıkar." Ainsworth'un çalışmasındaki tutar. Bu gibi Meller topluluktaki farklı
Mary Ainsworth bebeklerden yüzde 70'i "güvenli bağlanma tarzlarının ortaya çıkışını
bağlanma" kurmuştur. Bu bebekler etkileyebilir.
'' annelerini, keşiflerini gerçekleştire­
bilecekleri güvenli bir üs olarak Ainsworth'a göre bağlantı tipini
bebeğini odada yabancı bireyle bera- kullanmaktadırlar. Anneleri odadan annenin hassasiyeti belirlemekte-
ber bırakması ve soma odaya dönme- ayrıldığında gerilmektedirler. dir. Duyarlı bir anne çocuklarının
sini kapsamaktadır. Odadaki yabancı bireye rağmen ihtiyaçlarını anlar ve gerektiği
a nnelerinin ihtiyaç olduğunda geri şekilde yanıt verir. Böylece güvenli
Ainsworth anne- bebek arasın­ geleceğini bilerek, mutlu bir şekilde bir bağlanma sağlar.
daki bağa dair en önemli bulgula- oyunlarına devam etmektedirler.
rın, bebeğin annesinin gidişine Annelerine duyarsız kalan bebekler, Eleştiri
verdiği tepkiden çok geri dönüşünü odada yalnız bırakıldıkları zaman
nasıl karşıladığı gözlenerek elde bu durumdan hiç etkilenmemekte- Ainsworth'un bağlanma tipleri
edileceğini keşfeder. Ainsworth'e dirler. Ainsworth bu bağlantı tipine
göre bebeğin annesinin geri dönü- kaçıngan bağlantı tipi adını ver- kalıcı olmadıkları iddiasıyla eleştiril­
şiine verdiği tepkiler üç bağlanma miştir. Bu bebekler yabancılara,
tipine işaret etmektedir. annelerine verdikleri tepkileri ver- miştir. Ayrıca bebekler her zaman
mektedirler. Bebeklerin yüzde 15'i tek bir tipte öngörülen davranışları
Mary Ainsworth bu gruptadır. sergilememişlerdir. Kültürel farklar
sonuçları etkilemiştir. 1990 yılında
Mary Ainsworth, ABD'nin, Ohio Geri kalan yüzde 15 ise "kaygılı Japonya'da yapılan araştırmada
eyaletinin Glendale kentinde bağlanma" tipi olarak nitelenmekte- kaygılı bağlanma tipindeki bebekle-
doğar. Beş yaşında Kanada'ya dir. Bu bebekler anne odadayken rin oranı çok yüksek çıkmıştır.
taşınır. 1939 yılında Toronto bile yabancıdan çekinmekte, anne Bunun nedeni olarak Japon bebekle-
Üniversitesi'nde doktorasını odayı terk ettiğinde çok gerilmek- rin annelerinden, Amerikalı bebek-
tamamlar. 1942 yılında, Kanada tedirler. Annenin geri dönüşünde ler kadar ayrı kalmaya alışkın olma-
Kadın Ordusu Birliklerine ise öfke göstermekte, onunla temas maları göstermiştir. Ancak yine de
katılmadan önce burada bir süre kurmak istememektedirler. Yabancı Deneyi, bugün M.la bağ­
öğretmenlik yapar. II. Dünya lanma kuramının en önemli araştır­
Savaşı'ndan sonra Toronto Leonard'ın görevi nedeniyle malarından biri olarak kabul gör-
Üniversitesi'ne geri döndü. 1950 Uganda'ya taşınır. Burada, meye devam etmektedir. •
yılında Leonard Ainsworth ile kabilelerde anne ve çocuk
evlenir. Londra'ya taşınarak, arasındaki bağı gözlemleme
Tavistock Kliniği'nde John fırsatı bulur. 1956 yılında
Bowlby ile çalışır. 1954 yılında, Amerika'ya döner. Akademik
kariyerine devam eden
Ainsworth 1975 yılında profesör
olur.

Önemli e serleri

1967 lnfancy in Uganda
1971 Jnfant Obedience and
Maternal Behavior
1978 Patterns of Attachment

282

BİR ÇOCUGA BAŞKA BİR
iRKiN ÜYESİNDEN NEFRETİ
VE KORKUYU KİM

ÖGRETİYOR?

KENNETH CLARK (1914-2005)
~~~~~~~--~~~~~~~~-

KISACA 1 930'lu yılların sonuna doğru Clark'ın bebek testleri 1 930'1arın sonu
Kenneth Clark ve eşi Mamie ve 1940'\arın başında siyah çocukların o-
YAKLAŞIM Phipps Clark aynmcılığın, o- kullarında sık sık beyaz bebekleri tercih
kul çağındaki Afrika kökenli Ameri- ettiğini, bunun egemen kültürün sembolü
Irksal tavırlar kalı çocuklar üzerindeki sonuçlarını olduğunu kabul ettiklerini göstermektedir.
incelemişlerdir. Özellikle çocukların
ÖNCE öz-imajlarıyla ilgilenmektedirler. Ço- den çocukların toplumda var olan
1929 Almanya doğumlu yazar cukların ırksal farklarla ilgili farkın­
ve sosyal güvenlik görevlisi Bru- dalıklarını ve ırklar konusundaki te- ırksal önyarglları içselleştirme eğili­
no Lasker "Çocuklarda Irksal Tu- mel tutumlarını gösterecek bir "be-
tumlar" kitabını yayımlar. Ki- bek testi" geliştirirler. Testi, yaşları minde oldukları sonucunu çıkarır.
tapta çocukların ırk konusunda- üç ve yedi arasında değişen çocuklar Onlara göre çocuklar bu nefreti ken-
ki görüşlerini incelemek için ge - üzerinde uygularlar. Deneyde, beyaz- dilerine yöneltmektedirler. Bu nokta-
liştirdiği yöntemler yer alır. dan koyu kahverengiye kadar deği­ da ikili çok önemli bir soru ortaya a-
şen ten renkleri dışında, tıpatıp birbi- tar: "Çocuklara başka ırklardan nefret
1930'lann başı Kanadalı psi- rine benzeyen dört tane bebek kulla- etmeyi ve korkmayı kim öğretiyor?"
kolog Otto Klineb erg devlet o- nılmaktadır. Çocuklar bebekleri ten
kullarında göre v yapan zenci renklerine göre algılayıp yadsınama­ Önyargı yaratmak
yacak bir ırksal farkındalık gösterir- Clark'lar Amerika'da önyargıyı şekil­
öğretmenlere eşit maaş hakkı ler. Aynca kendilerine en çok benze- lendiren etkileri incelemek isterler.
yen bebeği seçerek de ten renklerine Çocuklar ırksal farkları toplumsal
verilmesi için mücadele eden göre tanımladıklarını gösterirler. standartlara göre değerlendirmeyi
avukatlarla çalışır. öğrendikleri için kendilerini belirli bir
Clark, çocukların ırklara karşı
SONRA gösterdikleri tutumu anlayabilmek i-
1964 Amerikan Anayasa Mah- çin, onlardan en çok oyun oynamak
kemesi, Brown-Topeka Eğitim istedikleri ve en beğendikleri bebeği
Kurulu davası sonuc unda okul- seçmelerini ister. Çocuklar ayrıca en
larda ırk ayrımının anayasaya g üzel renkli bebeği ve en çirkin be -
aykm olduğu karanna varır. beği de seçeceklerdir. Maalesef, si-
yah çocuklar net bir şekilde beyaz
1978 Elliott Aronson ırk ayrı­ bebekleri tercih eder. Siyah bebekler
mın kaldırıldığı yeni sistemin- reddedilmektedir. Bu durum dolaylı
de önyargılorı ozoltmok için olarak kendilerini reddettikleri olarak
"yapboz" metodunu geliştirir. da yorumlanabilir. Clark'lar, deney-
Yani sınıftaki öğrenciler, siyah
ve beyaz öğrencilerden oluşan
küçük gruplara bölün erek, bir-
birlerine bağlı ola rak çalışırlar.

_GELiŞiM PSiKOLOJiSi 283

Ayrıca bkz. Elliot Aronson 244-45 • Muzaffer Şerif 337

Üç yaşındaki çocuklarda 1930'1u yılların
ırksal farkındalık ve Amerika'sında beyaz
hatta siyah çocuklar bile
önyargı oluşumu beyazlığı tercih ediyor

başlamış olur. ve siyahiliği
reddediyordu.

Ayrımcılık politikasıyla Kenneth Cla rk, Panama'da,
Kanal Bölgesi'nde doğar. Beş
ebeveynlerden, yaşında, New York'un Harlem
öğretmenlerden, oyun semtine taşınırlar. Annesi
arkadaşlarından ve medyadan Kenneth'in ortaokuldan sonra
alınan sosyal etkiler sadece meslek lisesine ya da
teknik liseye devam etmesini
çocukların ırkçı tutumları gerektiren idari karara karşı
içselleştirmelerine çıkar. Bu sayede Clark lise
eğitimi alabilir. Washington
neden olur. DC'deki, Howard
Üniversitesi'nden yüksek
grupla özdeşleştirmeleri gerekmekte- Clark'lara göre bu tutumlar ebeveyn- lisans derecesi alır. Eşiyle
dir. Her ırk grubu hiyerarşik düzen i- lerin, öğretmenlerin, arkadaşların, te- okulda tanışır. İkili birlikte
çinde belirli bir yere sahiptir. Küçük levizyonun, filmlerin ve çizgi roman- yaptıkları araştırmalarla New
yaştaki siyah çocukların beyaz be- ların ortak etkisinin ürünüdür. Ebe- York'taki Columbia
bekleri tercih etmelerinin nedeni A- veynlerin çok azı çocuklarına başka Üniversitesi'nden derece alan
merikan toplumunun beyaz insanları ırka mensup kişilerden nefret etmeyi ilk Afrika kökenli Amerikalı
tGrcih ediyor olduğunu anlamış ve bu öğretmektedir ancak nefret, bilinçdı­ kadın ve erkek öğrenci olurlar.
tercihi içselleştirmiş olmalarıdır. Üç şı bir şekilde, farkında olmadan veril- Harlem'de çocuklar ve gençler
yaşındakiler bile yetişkinlere benzer mektedir. Örneğin bazı beyaz ebe- için gelişim ve olanak
tutumlar sergilemektedirler. veynler çocuklarını siyahi yaşıtlarıyla merkezleri kurarlar.
oyun oynamaması için teşvik etmek-
' 'Ayrım, toplumun bir grup tedirler. Böylece üstü kapalı bir şekil­ Clark aynı zamanda New
de çocuklarına siyahlardan korkmayı York Devlet Üniversitesi'nde
insana onların değersiz ve uzak durmayı öğretmişlerdir. daimi profesörlük pozisyonu
olduğunu a n latma yollarından alan ve Amerikan Psikoloji
Clark'ın 1950'de özetlenen bu ça- Demeği'nde başkan olarak
biridir. lışmasına göre ayrımcılık siyah ve görev yapan ilk Afrikalı
Kenneth Clark beyaz çocukların kişiliklerine zarar Amerikan vatandaşıdır.
vermektedir. Clark'ın 1954'teki
'' Brown-Topeka Eğitim Kurulu Dava- Önemli eserleri

sı'ndaki uzman görüşleri, okullarda 1947 Racial ldentitıcation and
siyah-beyaz ayrımının anayasaya ay- Preference in Negro Children
kırı olduğıı kararı alınan davada bü- 1955 Prejudice and Your Child
yük rol oynar. Davarıın sonucu 1965 Dark Ghetto
Amerika'da eğitimde ayrımın sonu- 1974 Pathos ofPower
nu getirir. Ayrıca yurttaşlık hakları
hareketinin de başlangıcı olur. •

284

KIZLAR. .E. RKEK. LERDEN

DAHA YUKSEK NOTLAR
ALIYORLAR

ELEANOR E. MACCOBY(1917-)

YAKLAŞIM Genel olarak kızlarla Ancak kızlar derslerine daha fazla
erkeklerin akli özen ve ilgi gösterir ve daha iyi
Feminist psikoloji çalışma yöntemleri kullanırlar ..
kabiliyetlerinde çok
ÖNCE önemli farklar yoktur
20. yüzyılın başı Kadın
psikologlar ilk kez cinsiyet 1 970'li yıllarda, feminist psiko- cinsiyet kalıplarının asılsız olduğu­
farklarıyla ilgili araştırma logların sayısı arttıkça, nu göstermektir. Bazı bulgular erkek
yapmaya başlar. öğrencilerin kız öğrencilere göre da-
davranışçılık döneminde unu- ha agresif ve matematik ile üç
1970'ler Cinsiyet araştırmala­ tulmaya yüz tutan cinsiyet farkları boyutlu algılama konusunda daha
rı kadın ve erkek arasındaki araştırmaları tekrar gündeme gel- başarılı olduğunu göstermektedir.
farkları vurgulamaya başlar. miştir. Feminist çalışmalar özellikle Ancak d iğer taraftan kız öğrenciler
Amerikalı psikolog Eleanor Mac- sözel alanda erkeklerden daha üs-
SONRA coby için çok önemlidir. Psikoloji tündür. Daha sonra yapılan
1980'ler Araştırma sonuçla- literatüründe, kadınlarla erkekler a- araştırmalar bu farkların göründük-
rında kadın ve erkek beyni rasındaki benzerlikler yerine lerinden daha karmaşık olduğunu
arasındaki yapısal farklar farklılıkların ön plana çıkarılmasın­ ortaya çıkarmıştır.
ortaya çıkar. dan rahatsızlık duyar. Öğrencisi
Carol Jacklin ile beraber 1600 öğren­ Göz ardı edilemeyecek farklar-
1993 Anne Fausto-Sterling ci üzerinde toplumsal cinsiyet dan biri kızların erkeklerden daha
"kadın" ve "erkek" arasındaki araştırması yapar. Bulgularını 1974 yüksek not almasıdır. Maccoby, ya-
biyolojik farkların çok büyük yılında Cinsiyet Farklılıklarının Psi- pılan testlerin sonuçlan, kız
olması nede niyle, beş cinsiye t- kolojisi kitabında yayımlarlar. öğrencilerin erkeklere göre akli açı­
ten bahsedebileceğini iddia Amaçlan pek çok kişinin cinsiyetler dan daha kabiliyetli olmadığını
eder. arasında elzem sandığı farklılıkların göstermesine rağmen ortaya bu so-
mitten ibaret olduğunu ve toplumsal nuçların çıkmasını ilginç bulur.
2003 Simon Baron-Cohe n

kadın beynının özellıkle

empati kurmak için donatıldJ­
ğını, erkek beyninin ise
sistemleri anlamaya da ha
yatkın olduğunu ortaya atar.

- GELiŞİM PSiKOLOJİSi 285

Ayrıca bkz. Ja neL Taylor Spence 236 • Simon Baron-Cohen 298-99 - - - --

Maccoby'nin araştırmasına göre Maccoby, yüksek notların daha fazla ' 'Kız çocuklarındaki
kız çocukları öğretmenin beklentilerine çaba ve jlgi göstermeyle daha disip-
daha çok cevap verir. çalışmaya daha linli çalışmanın eseri olabileceğini entellektüel gelişim
isteklidirler. bu da onların okulda erkek kabul eder. Ona göre erkekler ve kızlar olumlu ve aktif
çocuklarından daha başarılı olmaların ı arasındakı başarı motivasyonundaki
farklılıklar ne olursa olsun, kızların o- olmalarıyla beslenir.
sağlar. kul yaşamına dair motivasyonlarım Eleanor E. Maccoby
olumsuz etkilememektedir. Kızların
Üstelik daha önce başarı motivas- hayatında bu motivasyonunun önemi ''
yonu hakkında yapılmış olan büyüktür. Zira okuldakı performans,
araştırma sonuçları, erkeklerin kız ya- iş hayatındakı performansa benze- tün tartışmalar aslında toplumsal
şıtlarından daha başarılı alına mektedir. Kadın ve erkek doğasından düzenin nasıl sağlanması gerektiğiyle
olasılığının yüksek olduğunu göster- kaynaklanan farklar üzerine çıkan bü- ilişkili siyasal soruların bir devamıdır.
mjştir. Erkekler kızlara göre daha fazla Bu noktada aslında kadınların ve er-
başarı odaklıdır. Konulara daha fazla keklerin nasıl "doğalarına" uygun
dahil olınakta ve araştırmaktadırlar. roller oynayabileceği tartışıhr. Mac-
Kızlar ise daha çok kişisel iHşkilerinde coby, psikolojik literatürde sürekli
kadın-erkek benzerliklerinin değil de,
başarıh olınaya odaklanmaktadırlar. farklılıklarının dile getirilınesine karşı
çıkarak, kadınlara ve erkeklere bas-
Bunu başarmak için insanları mem- makalıp meslekler uygun
nun et.meye çalışmakta ve birçok görülınesine karşı çıkmıştır. •
konuda erkekler kadar özgüven göste-
rememektedirler.

Klişelerle mücadele etmek

Maccoby, sürekli bu varsayımlara

karşı çıkmaktadır. Çalışmalarında,

kızların akademik olarak erkeklerden
daha başarılı olınalarına, küçük yaş­
lardan itibaren okulla ilgi]j konularla
daha çok ilgilenmelerine ve liseyi bi-
tiLmeden eğitim hayatını bırakma
risklerinin daha az olduğuna değinir.

Eleanor E. Maccoby Eleanor Maccoby (Emmons) başarı ödülüne layık görülür.
Tacmoa, Washington'da doğar. Amerikan Psikoloji Derneği,
Üniversite eğjtimini Washingon Maccoby adına ödül vermeye
Üniversitesi'nde tamamlar. Deney- başlar. Maccoby'nin toplumsal
sel psikoloji dalındaki tezini kalıpları yıkmak için yaptığı
Michigan Üniversitesi'nde verir. çalışmalar, çocukların toplumsal-
1940 'lı yıllarda önce Tarım laşma sürecini ve toplumsal
Bakanlığı'nda ardından Harvard cinsiyet farklarını anlayabilmek
Üniversitesi'nde görev yapar. için elzem kabul edilmektedir.
Araştırmaları çocuk bakımı
uygulamaları üzerinedir. Cinsiyet Önemli eserle ri
ayrımının kariyerine zarar verdiğı­
ni düşünerek, çalışmalarına 1966 Cinsiyet Farklılıklannın
Stanford Üniversitesi'nde devam
eder. Burada ilk kadın Psikoloji Kür- Gelişimi
sü başkanı olur. Amerikan Psikoloji
Derneği tarafından ömür boyu 1974 Cinsiyet Farklılıklarının
Psikolojisi
1996 Boşanma Sonrası Ergenler

İNSAN

DA\[RANIŞLARININ

ÇOGU MODELLEME

Y..O"'-L' UYLA. .

ALBERT BANDURA (1925-)



288 ALBERT BANDURA

KISACA 1 940'lı ve 1950'li yıllarda, Sosyal öğrenme kuramı
öğrenme süreci davranışçı Sosyal öğrenme kuramının
YAKLAŞIM psikoloji terimleriyle temelini, Bandura'nın insanların
açıklanmaktadır. Davranışçı alana pekiştirme (ödül ve cezalar) yoluyla
Sosyal öğrenme kuramı hakim olan B.F Skinner'ıh işlemsel
koşullanma kuramına göre öğrenme değil, başka insanları
ÖNCE süreci tamamen ödüller ve cezalarla
1938 B.F Skinner davranışçı belirlenmektedir. Albert Bandura, gözlemleyerek öğrendiklerine olan
öğrenme kuramı olan işlemsel çocukluk çağında görülen inancı oluşturur. Buna göre bazı
koşullanmayı ortaya atar. İşlem­ saldırganlıkla ilgilenir. Ona göre bu kişiler bizim için uygun veya kabul
sel koşullanma öğrenme süre- dönemde yaşanan saldırganlık, o edilebilir örneklerdir. Biz de onların
cinde olumlu ya da' olumsuz des- günlerde ortama hakim olan eylemlerini önce zihnimizde prova
teklerin rolünü araştırmaktadır. davranışçı kuramla edip ardından taklit ederek
açıklanamayacak kadar karmaşıktır. öğrenmiş oluruz. Bandura "insan
1939 Amerikalı psikolog John Bandura, çocukluk dönemi
Dollard, saldırganlığın her za- saldırganlığını öğrenilmiş bir davranışlarının çoğu
man hayal kırıklığının bir so- davranış olarak görmektedir.
nucu olduğunu söyler. Dollard'a modellemelerle öğrenilir" der.
göre hayaı kırıklığı saldırganlı­ Bandura'nın varsayımına göre, Bandura başka bir insan
ğa neden olmaktadır. çocuklar saldırganlığı yetişkinlerin,
özellikle aile fertlerinin saldırgan davranışının başarıyla örnek
SONRA davranışlarını gözlemleyerek ve alınabilmesi için gerekli olan dört
1966 Amerikalı fizyolojist Leo- taklit ederek öğrenmektedirler. koşuldan söz eder: dikkat, akılda
nard Berkowitz, sinirin saldır­ Problemin anahtarının Skinner'ın tutma, yeniden üretme ve
ganlığa dönüşmesi için, saldır­ işlemsel koşullanması ve Freud'un motivasyon. Öğrenme mutlaka
gan davranışlarla ilişkilendirilen psikanalitik özdeşim kuramının öğrenen kişinin davranışa dikkat
çevresel ipuçlarının mevcut ol- etmesini gerektirir. Davranışın
ması gerektiğini öne sürer. birleşiminde olduğuna inanır. fiziksel olarak yeniden
üretilebilmesi için görülenler ve
1977 Amerikalı psikolog Robert Freud'un kuramı insanların nasıl duyulanlar hatırlanmalıdır. Yeniden
A. Baron, Bandura tarafından diğer kişilerin n iteliklerini üretim için ayrıca ödül beklentisi
yapılan deneylerin medyadaki gibi iyi bir neden gerekir.
saldırganlığın, toplumda görü- benimsediğini araştırmaktadır.
len saldırganlık olaylarını tetik- Bandura'nın öğrenme
lediğini kanıtladığını iddia eder. Bandura'nın çalışmaları ünlü Bobo
bebeği deneyi ve 1977 tarihli çok kuramında, ödül kavramının bir
etkili teziyle sonuçlanmıştır. yeri vardır. Ancak Bandura
kuramındaki, kişinin çevresi ve

davranışları arasındaki ilişki,

davranışçı kuramdan kökten

GELiŞiM PSiKOLOJİSİ 289

Ayrıca bkz. Konıad Loıenz 77 • B.F. Skinner 78 85 • Sigmund Fıeud 92-99 • Lev Vygotsky 270

farklılıklar gösterir Davranışçı
kurama göre davranışı tamamen
çevresel koşullar belirler. Ancak
Bandura'ya göre insan, çevresini,
tıpkı çevresinin kendisini etkilediği
gibi etkiler. Bu duruma "karşılıklı
belirlemecilik" denilir. Bandura'ya
göre kişilik üç bileşenin

etkileşiminden oluşmaktadır.

Bunlar çevre, davranış ve psikolojik
süreçlerdir. Psikolojik süreçler dili
kullanabilme yetisi ve imgeleri
akılda tutmaktan oluşmaktadır. Bu
değişkenler, Bandura'ya göre
yetişkinleri izleyip, örnek alınarak
gerçekleştirilen çocukluk
dönemindeki saldırganlığın
araştırılmasıyla yakından ilgilidir.

Bobo bebeği deneyi Böylece toplumda görülen Bandura' nın 1961 tarihli saldırgan
Bandura, sosyal öğrenme fikirlerini saldırganlık olaylarının ne kadar davranış deneyinde çocuklar Bobo'ya
1961 yılında yaptığı bir deneyle güçlü etkilerinin olduğunu gözler saldırır. Bazı durumlarda denek odada-
ortaya koyar. Deneyin amacı önüne serer. ki diğer oyuncakları kullanarak yeni
saldırı yolları bulur.
saldırgan davranışın amacını Deney, yerel anaokulundan
seçilen, yaşları 3 ve 6 arasında fırlatmakta, tekme atmakta, yere
açıklamak, insanları tahrik eden değişen 36 kız ve 36 erkek çocuk atmakta ve yumruklamaktadır.
uyarıcıları saptamak ve saldırgan üzerinde uygulanmıştır. Çocuklar, Çocuklar, odada oyuncaklarla
davranışın devam etmesinin 12 kız ve 12 erkekten oluşan 24
nedenlerini anlamaktır. Deney, kişilik üç gruba ayrılır. Birinci grup yalnız bırakıldığında, yetişkinin
çucukların yetişkin rol modellerinin kontrol grubudur. Bu grup hiç
davranışlarını taklit ettiğini kanıtlar. yetişkin rol modeli görmemiştir. saldırgan davranışlarını birebir
İkinci grup, "Bobo" adlı şişme kopyalar, hatta bebeğe
' 'Davranış kısmen çevreyi oyuncak bebeğe saldırgan yetişkinlerden gördüklerinin
davranışlar sergileyen bir yetişkin dışında saldırgan hareketlerde
yarattı, ondan doğan çevre de örnek görmüştür. Üçüncü grubun bulunurlar. Bu gruptaki çocuklar,
davranışı etkiledi. yetişkin modeli ise pasif kalmıştır. diğer gruptaki çocuklara göre daha
Albert Bandura Deneyde yer a lan çocuklar, az utangaçtır. Ayrıca yetişkinden
yaşıtlarından etkilenmemeleri için böyle bir davranış görmemelerine
'' münferit olarak test edilmiştir. rağmen silahlarla diğer
çocuklardan daha fazla oynarlar.
İkinci grup üzerinde yapılan
deneyde, çocuklar yetişkin modelin Buna karşın, kontrol grubundaki
bebeğe sözel ve bedensel şiddet veya pasif yetişkin örneği gören
uyguladığını görür. Yetişkin, üçüncü gruptaki çocuklardan çok
bebeği sopayla dövmekte, havaya azı bebeğe şiddet uygular. Bandura,

çocukların saldırgan davranışlar

görmesinin, yalnızca kendi

290 ALBERT BANDURA

Bilgisayar oyunları v e genel
olarak medyadaki şiddet davranış
örnekleri potansiyel kaynak olarak
anılmıştır ama bu görüşü araştırmalar
güçlü bir şekilde desteklemez.

içlerindeki saldırgan itkileri açığa
çıkarıyor olması ihtimalini göz
önünde bulundurmuştur. Ancak
çocukların bu davranışları birebir
taklit ediyor olması gözlemlemenin
öğrenme üzerindeki etkisini net
biçimde ortaya koymuştur.

Medyada saldırganhk görüntülere maruz kalmanın ister. Sosyal öğrenme kuramcıları
çocuklardaki saldırganlığı bilişin örnek almada bir rolü
Bandura'nın araştırmaları, azaltabileceğinj göstermektedir. olduğunu kabul eder. Onlara göre
Katarsis etkisi olarak bilinen bu bilişsel faktörler saldırganlığı
medyadaki şiddet olayları kurama göre, kişiler ekrandaki izlemekle, saldırganlığı taklit etmek
konusunda çok önemli sorulan saldırgan karakterle özdeşim arasındaki sürece yurdımcı olur.
beraberinde getirir. Eğer, saldırgan kurabilmekte ve olumsuz Örneğin televizyondaki
davranışlar sergileyen yabancılar saldırganlığı algılamak ile
çocuklara örnek teşkil edebiliyorsa, duygularından arınabilmektedirler. yorumlamak ve programdaki
o halde televizyon programları da saldırganlığın gerçeklik dozu,
davranışlar için örnek kaynağı Böylece bu görüntüleri izlemeden süreci etkileyen önemli ara
oluşturmaktadır. Çağdaş TV önce olduğundan daha az saldırgan değişkenlerdir. Bandura, çocukların
programları ve filmler yüksek dozda bir bireye dönüşebilmektedirler. saldırganlığı öğrenmesindeki en
şiddet içerir. Üstelik bu şiddet kabul önemli etkilerden birinin çevresel
edilebilir (en azından beklenen) Diğer psikologlar, televizyonu deneyimler olduğunu düşünür.
davranışlar olarak ifade edilir. bir eğitim aracı olarak görür. Zaten, suç oranı yüksek semtlerde
Sürekli medyaya maruz kalan Karakterlerin çocuklara rol modeli yaşayanlar suç oranı düşük yerlerde
çocuklar pekfüa bu davranışları olduklarına inanırlar. Bu nedenle yaşayanlara göre daha fazla suç
taklit edebilirler. Bu fikir çok ateşli karakterlerin toplumdaki
tartışmalara konu olur. Birçok saldırganlık oranını azaltmak için işler.
araştırma vahşet içeren film ve TV olumlu modeller teşkil etmeleri
programlarının çocuklarda şiddet gerektiğini savunurlar. Cinsiyet gelişimi
eğilimini artırmadığını iddia eder. Bandura'nın çocukluk döneminde
Hatta bazı çalışmalar, şiddet içerikli Bandura, katarsis etkisine saldırganlık araştırmasının teme-
inanmamakla beraber davranışı lini oluşturan sosyal öğrenme kura-
' 'Saldırgan modellemeye maruz mının, cinsiyet gelişimini anlama-
kalmak katartik değildir. öğrenmekle, öğrenilen davranışı mızı sağlayacak dört çıkarımı
Albert Bandura vardır. Cinsiyet gelişimi kuramına
sergilemek arasındaki farklara göre, erkek çocuklarla kız çocukla-
'' işaret etmiştir. Ona göre çocukların
saldırganlığı, bu tip davranışlar rın farklı davranışlarının altında
görerek öğrenmesi mümkündür.
Lakin saldırgan davranışları yatan nedenlerinden biri ebeveyn-
görmeleri, illa onların da bu tip lerinden gördükleri farklı davranış­
lardır (Farklı davranışlar gösterenler
davranışlar sergileyeceği anlamına arasında diğer önemli yetişkinler ve

gelmez. Bandura, dikkaLleri
medyadaki saldırganlıkla gerçek
dünyadaki saldırganlık arasında
daha nedensel bir ilişkiye çekmek

GELİŞiM PSiKOLOJiSİ 291

yaşıtlar da bulunur). İnsanların, ve kuramları üzerinden yarım Albert Bandura Kanada'nın,
doğdukları andan. öldükleri güne Alberta kentindeki küçük bir
kadar çocuklara yaklaşımlarını, yüzyıl geçmiş olmasına rağmen kasaba olan Mundare'de,
kafalarındaki cinsiyet rolleri beklen- Polonyalı bir ailenin çocuğu
tilerine göre oluşturdukları bilin- hi'ıla tartışılmakta ve kendine yer olarak dünyaya gelir. British
mektedir. Dolayısıyla çocuklar cin- bulmaktadır. Çığır açan fikirleri, Columbia Üniversit esi'ni
psikolojinin sosyal bilişsel kuram, bitirdikten sonra yüksek
siyet ölçütleri olarak kabul edilen kişilik kuramı ve hatta tedavi lisansını ve doktorasını Iowa
değerlere göre davranmaktadır. yöntemleri gibi birçok alanını Üniversitesi'nde tamamladı.
etkilemiştir. Bandura'nın fikirleri Öğrenme kuramına ilgisi
Bandura'nın bulgularına göre, ayrıca önceki davranışçı kuramla burada başlar. 1953 yılında,
çocuklar nasıl davranacaklarını ardından gelen bilişsel öğrenme Ordinaryüs Profesör olduğu
gözlem yoluyla öğrenme ve teşvik­ kuramı arasında köprü görevi görür. Stanford Üniversitesi'nde
lerle de öğrenir. Çocuklar, yüksek öğretmenlik yapmaya başlar.
bir ihtimalle başkalarının davranış­ Bandura, dikkat, bellek ve
larını taklit ederek, cinsiyetleri için motivasyon süreçlerine Dünyanın en s aygın ve
en uygun kabul edilen davranışla odaklamıştır. Böylece sadece etkili psikologlarından biri
pozitif teşvik kazanır. Cinsiyetleri ölçülebilir ve gözlemlenebilir olan Bandura, psikoloji ve
için uygun görülmeyen davranış­
larda bulundukları takdirde ise değişkenleri araştıran davranışçı eğitim dalında aldığı
doğrudan ya da dolaylı olarak vaz-
yöntemlerden büyük farklılık Thorndike Ödülü (1999) ve
geçirilecektir. göstererek bunun yerine insanların Davranış Tedavisini
Bandura'nın araştırmaları birçok nasıl öğrendiğine dair bilgi Geliştirme Örgütü'nden aldığı
edinmek için zihinsel alana hayat boyu başarı ödülü (2001)
kez eleştirilmesine rağmen -zihne- bakmıştır. Bu nedenle dahil olmak üzere birçok ödül
(eleştirilerin çoğu fikirlerinin Bandura meslektaşlarının çoğu kazanmıştır. Aynca sayısı
gerçekten bilişsel gelişim kuramı tarafından zamanın en etkili ve 16'nın üzerinde fahri doktora
olup olmadığı üzerinedir) bulguları saygın psikologu sayılır. • sahibidir. 1974 yılında
Amerikan Psikoloji
Çocukların cinsiyetlerine uygun kabul edilen
davranışları (erkekler için bağımsızlık. kızlar için empati) Derneği'nin başkanı
ve yaptıkları taklitler genellikle yetişkinler tarafından seçilmiştir.
destek görür.
Ömımll eHrlerl
Duygusal
dışavurumculuk

Dişi Erkek 1973 Saldırganlık: Bir Sosyal
Öğrenme Analizi
1977 Sosyal Öğrenme Kuramı
1986 Düşünce ve Eylemin

Sosyal Temelleri: Bir Sosyal

Bilişsel Kuram

292

AHLAK.ALTI

AŞAMADA

GELİŞİR

LAWRENCE KOHLBERG (1927-1987)

YAKLAŞIM L awrence Kohlberg, ahlakın mektedir. Çocukların bütün tepki-
çocukluk ve ergenlik döne- leri kayıt edilir. Her iki alternatif de
Ahlaki gelişim minde aşama aşama oluştu­ tam olarak kabul edilebilir değildir.
ğuna inanır. 1956 yılında, yaşları 10 Örneğin açmazlardan birinde karısı
ÖNCE ve 16 arasında değişen 72 erkek ço- hasta olan bir adamın ilaç parası
1923 Sigmund Freud, ahlaki cuğunun test edildiği çalışmasına olmadığı için ilacı çalmasının doğ­
gelişimi psikanaliz olarak başlar. Çocuklara önce ahlaki bir ru olup olmadığı sorulmaktadır.
önerdi. açmaz sunulmakta, sonrasında iki Kohlberg deneye katılan 58 çocuğu
alternatiften birini seçmeleri isten- yıllar içinde takip eder. 20 yıllık sü-
1932 Jean Piaget, ahlaki
gelişmeyi iki düşüncede Ahlak, çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemleri
boyunca altı aşamada oluşur.
tartıştı: diğ'erlerinin kuralları
Geleneksellik öncesi iki aşamada , ahlaki davranış
ve kişinin kendi kuralları. tamamen karşılıklı ödül kavramı tarafından belirlenir.

SONRA İki geleneksel aşamada, ahlaki davranış diğer insanların doğru
1977 Amerikalı eğ'itim anlayış14a uygun bir biçimde, yasalara uyma, yasalara saygı duyma
psikoloğu William Daman,
gençlerin söylentilere ihtiyacı ve toplumsal düzeni muhafaza etme üzerinden kurgulanır.
olduğunu Kohlberg'ten önce
öne sürdü.

1982 Amerikalı psikolog
Nancy Eisenberg, çocukların
ahlaki gelişimini anlamamızı,
bizlerin onların ihtiyaçları ve
diğ'er şeylerle yüz yüze
gelmemizi tartıştı.

İki özerk düzey aşamasında, ahlaki davranışa karar veren nihai
kişi bireydir. Bu aşamada, ahlaki davranışı sosyal normlar değil,
evrensel ahlak ilkeleri ve vicdan belirler.

GELİŞİM PSiKOLOJİSİ 293

- -- -- - -

Ayrıca bkz. Sigmund Freud 92 99 • Jean Piaget 262 69 • Albcrt Bandura 286-91

' 'Ahlak düşüncesi kısmen de kapsamaktadır. Bu düzeyde kurallar Mahatma Gandhi, Kohlberg'in ortaya
olsa kendi bilgimize göre sabit ve katıdır. Bu düzeyin ilk iki a- attığı ahlak kuramındaki altıncı evreye
oluşur. şaması olan itaat ve ceza aşamasın­ ulaşabilen az sayıdaki insandan biridir.
Lawrence Kohlberg da eylemlerimizin yanlış mı, doğru Yetişkinlik dönemi boyunca adaletsiz
mu olduğunu ceza görüp, görmediği­ ve baskıcı kanunları değiştirmek için
'' mizde anlarız. İkinci aşama olan saf mücadele etmiştir.
çıkarcı eğilimde, doğru ve yanlış ey-
re zarfında, her üç yılda bir, artan lemlerin getirdiği ödüllerle belirlenir. Ahlaki gelişimin üçüncü düzeyin-
yaşla ahlaki eğilimlerinin nasıl de- Başkalarının arzuları ve ihtiyaçları de, uydumculuğun ötesine geçeriz.
ğiştiğini saptamaktadır. Kohlberg, sadece getireceği karşılık nedeniyle Ancak Kohlberg, insanların sadece
deneklerin verdiği cevaplar üzerin- önemlidir. Örneğin "sen benim sırtı­ yüzde 10 ila 15'inin bu aşamaya gel-
den, ahlaki gelişimin üç aşaması mı kaşı, o zaman ben de seninkini diğini savunur. Bu düzeyin ilk aşa­
olduğunu tespit eder. Bu altı aşama kaşırım". Bu aşamada ahlak tama- ması olan toplumsal sözleşme ve bi-
üç geleneksellik öncesi, geleneksel men sonuçlar tarafından belirlenir. reysel haklar aşamasında hala otori-
ve geleneksellik sonrası olmak üze- teye saygı duyarız. Ancak bu kez ba-
re üç düzeyden oluşur. Ahlakın ikinci düzeyi, ergenlik zen bireysel hakların kısıtlayıcı ya da
çağında başlar ve yetişkinliğin ilk yıkıcı kanunlardan daha önemli ola-
Ahlaki muhakeme oluşumu aşamalarına kadar devam eder. Bu bileceği bilinci vardır. İnsan yaşamı­
Geleneksellik öncesi ahlaki muhake- noktada, sadece sonuçları değil, ay- nın sadece kurallara uymaktan daha
me oluşumu hayatın ilk dokuz yılını nı zamanda davranışın ardında ya- kutsal olduğunu anlanz. Altıncı ve
tan niyeti düşünürüz. Çoğunlukla son aşama olan evrensel ahlak ilkeleri
Lawrence Koblberg "iyi çocuk" adı verilen bu aşamada, eğiliminde artık yargıç kendi vicda-
iyi davranış başkalarını memnun e- nımızdır. Kendimizi herkes için eşit
Lawrence Kohlberg, Bronxville, den veya onlara yardımcı olan dav- hak ve saygı elde etmeye adarız. Hat-
New York'ta dört çocuklu bir ranıştır. Artık hedef iyi biri olarak ta adalet gibi evrensel ilkeler için pa-
ailenin en küçük oğlu olarak görülmektir. İkinci aşamada (yasa sif direnişe geçmeyi göze alabiliriz.
dünyaya gelir. il. Dünya Savaşı ve düzen aşaması) "iyi biri" olmak
bitiminde lise eğitimini için toplumun korunması ve düze- Kohlberg'in altı aşamalı ahlak ku-
tamamlar. Deniz piyadesi olarak nin devam etmesi adına otoriteye ramı oldukça radikaldir çünkü psika-
Yahudi mültecilerin Filistin'e saygı duymak ve kanunlara uymak nalistlerin aksine ahlakın çocuklara
girmesine yardımcı olurlar. 1948 dayatılan, öğretilen bir kavram olma-
yılında, Chicago Üniversitesi'ne gerektiğini düşünürüz. dığını söylemekt.P.ciir. D;ıvranışçıların
girer. Bir yılda lisansını ahı. ahlakın tamamen kötü duygulardan
Araştumalarına devam ederek yılında Belize'de bulunduğu kaçınmak için ortaya çıktığı kuramı­
ve öğretmenlik yaparak 1958 dönemde, parazitlerin neden na da karşıdır. Kohlberg, çocuklarda
yılında doktorasını tamamlar. olduğu bir enfeksiyon alılakın başkalarıyla etkileşime geçe-
Yale ve en son Harvard hastalığına yakalanır. Bu rek sevgi, empati ve saygı gibi duy-
Üniversitesi'nde ders verir. 1971 hastalık kronik acı ve depresyon gularla geliştiğine inanır. •
sorunlarına neden olur. 19 Ocak
1987'de tedavi seansının
ardından Atlas Okyanusu'na
atlayarak intihar eder.

Önemll 8Hrlerl

1969 Aşama ve Kesit
1976 Ahlaki Evreler ve

Ahlaksallaştırma

1981 Ahlaki Gelişim Felsefesi

294 KISACA

DİL ORGANI DA YAKLAŞIM
Doğuştancılık
VÜCUTTAKİ DİGER
ÖNCE
ORGANLAR GİBİ 1958 Skinner, dil gelişimini a-
çıklamak için işlemsel şartlan­
GELİŞİR dırma kavramını kullanır. Ona
göre çocuklar sözcük ve cüm-
NOAM CHOMSKY (1928-) leleri teşvik yoluyla öğrenmek­
tedirler.

1977 Alberl Bandura çocukla-
rın cümlelerin temel yapılarını
taklit edip, boşlukları belirli
sözcüklerle doldurduğunu öne
sürer.

SONRA
1994 Steven Pinkcr, dilin in-
san beyninde, kalıtsal olarak
var olan bir yetenek olduğunu
iddia eder. Ona göre bu yete-
nek insanın hayatta kalabilme-
si için ortaya çıkmıştır.

2003 Stan Kucaj ve Heather
Hill adlı psikologlar ebeveynle-
rin, çocuklar için Chomsky'nin
iddia ettiğinden çok daha iyi
kurallı cümleler örneği olabile-
ceğini öne sürer.

2 O. yüzyılın ortasında,
psikologların dil gelişimi
anlayışına B.F. Skinner'ın ve
Albert Bandura'nın kuramları
hakimdir. Bu davranışçılar dilin
diğer bütün insan yetileri gibi
işlemsel şartlandırmanın temelinde
yatan teşvik ve ödül teknikleriyle
gelişen, çevresel verilerin ve
öğrenme sürecinin bir sonucu

olduğunu düşünmektedirler.

Skinner, çocukların sözel sesleri
taklit ettiklerinde ve doğru
sözcükler oluşLUrduklarında hemen
ebeveynlerinden olumlu teşvik
aldığını ve onay gördüğünü söyler.
Böylece yeni kelimeler ve cümleler
öğrenmek için motive
olmaktadırlar. Bandura taklit

GELİŞİM PSiKOLOJİSi 295

- -----

Ayrıca bkz. B.F. Skinneı 78-85 • Jerome Bıuner 164-65 • Steven Pinker 211 • Jean Piaget 262 69 • Albert Bandura
286-91

Küçük çocuklar Küçük çocuklar, bütün gelişiminin bir parçasıdır. Buluğ
kendiliklerinden, asla kelimeleri anlamadan, çağını, hiç sorgulamadan, genetik
öğrenmedikleri dilbilgisi cümlenin anlamını olarak belirlenmiş bir dönüm
noktası olarak kabul ederiz. Elbette
kurallarına uyar. çıkarabilir. bu dönemin belirli ayrıntıları,
birçok farklı çevresel faktöre göre
Sözel taklit ve övgü ile onayın karışımı dilin değişiklik gösterecektir. Ancak
üretkenliğini ve yaratıcılığını açıklayamaz. sonuçta tüm insanlar için bu süreç
esas olarak aynıdır. Bu dönemin
İnsanların dilbilgisini anlama kapasitesi doğuştan ve biyolojiktir. temel biyolojik programlamanın
sonucu olduğunu kabul ederiz.
kavramını genişletir. Ona göre Chomsky'e göre bu yetenek Chomsky, dilin gelişiminin de,
çocuklar sadece belirli sözcükleri insanların doğasında vardı. "Dil insan gelişiminin diğer genetik
taklit etmezler. Şablonları belirli tıpkı diğer bütün organlar gibi olarak programlanmış kaçınılmaz
sözcüklerle doldurur gibi, büyür" diyen Chomsky, dili kalıtım noktalarından biri olduğunu söyler.
cümlelerin genel şekil ve yapılarını yoluyla edinilen bir nitelik olarak Bu süreç, bizim kanatlara değil de
da taklit ederler. kabul eder. kollara sahip olmamızı veya görme
sistemimizi ve dolaşım sistemimizi
Dilbilimci Noam Chomsky, Doğuştancılık belirleyen süreçle eşdeğerdir.
işlemsel şartlandırmanın, dilin
üretkenliğini , yaratıcılığını ve Chomsky, dilin içeriğinin çevresel Dilin büyüme sürecimizin bir
yenilikçiliğini açıklamak için faktörler tarafından sağlanmasına parçası olarak kabul edilmesi
yetersiz kaldığını düşünmektedir. rağmen, dilbilgisinin biyolojik büyük önem taşır. Böylece
Ayrıca edimsel koşullandırma olarak belirlenmiş ve insanın içinde Chomsky'nin iddiası olan dilin
kuramı, çocukların varlıqından bile olan bir olgu olduğunu RAvıınur öğrenmenin bir sonucu olmadığı
haberdar olmadıkları dilbilgisi Kuramını kanıtlamak için, insan ortaya çıkmış olur. Chomsky,
kurallarını kendiliklerinden gelişiminin kabul gören doğuştancı bir bakış açısı
kullanmalarını ve içinde geçen benimser. Davranışımızı belirleyen
bütün sözcükleri bilmiyor noktalarından kalıtımın kaçını lmaz kalıtımsal etkilere odaklanır.
olmalarına rağmen cümlenin Çevrenin kattığı verilerin önemini
tümünü anlamalarını açıklayamaz . sonucu olarak bahseder. Örneğin indirger. Bununla birlikte, çevrenin
dilin gelişiminin özel yönünü
buluğ çağının başlangıcı, tıpkı belirlemekte rol oynadığına inanır.
Ona göre bir organ olan dil, erken
lisanın "gelişimi" gibi insan dönemde yaşanan deneyimlerle

' '"Dilde buluşlara yer yoktur."
Noam Cbomsky

''

296 NOAM CHOMSKY

şekillenir. Örneğin Chomsky uyduğunu bilir. Böylece gramerin ' 'Evrensel gramer
Amerika'nın Pennsylvania, bazı yönlerinin hiç talimata gerek
Philadelphia bölgesinde yetiştiği kalmadan anlaşıldığı ortaya çıkar. diyebileceğimiz ortak bir dizi
için İngilizcenin belirli bir lehçesini Altı yaşında çocukların dili bu denli ilke temelinde dilleri
konuşmaktadır. Dolayısıyla bir yaratıcı olarak kullanabilmesi ve
organı olan dilinin yapısı bu etkiye insanların çok yönlü bir gramer öğrenebilecek şekilde
göre oluşmuştur. Aynı süreç, ister anlayışına sahip olmasını ancak bu tasarlanmı şı z.
Tokyo'da, ister Paris'te ya da nedenle açıklanabilir.
Londra'da doğmuş olsunlar hiç fark Noam Chomsky
etmez; herkes için geçerlidir. Chomsky, "evrensel gramer"
kavramının, insanların anadiliyle ''
Evrensel Dilbilgisi ilgili birkaç değişiklik haricinde
Peki, dilin öğrenilen bir olgu değil dünyanın bütün ülkelerinde geçerli dayanağı vardır. İlki çocukların
de, doğuştan gelen bir özellik olduğunu söyler. Bu mekanizma
olduğu nasıl ispatlanabilir? önceden belirlenmiştir ve bütün daha önceden hiç duymadıkları
Chomsky'e göre bu iddianın en ikna dillerin öğrenilmesinin temeli cümleleri anlama ve formüle etme
edici kanıtı gramerin bazı yönlerinin olmuştur. Bütün çocukların kapasitesiyle doğmasıdır. İkincisi
hiç öğretilmediği veya duydukları bir dilı aynı derecede ise bütün insan dillerinin bazı
tartışılmadığı halde kişiler öğrenebilmesi bu gerçeği açıklar. evrensel unsurlara sahip olmasıdır.
tarafından kendiliğinden biliyor Ona göre bir organ olan dil, Üçüncü dayanak ise bazı gramer
olmasıdır. Bu durum gramerin kalıtımsal olarak birtakım ortak kurallarının bireyler tarafından,
aşikar ve sezgisel bir bilgi dilbilimsel niteliklere sahiptir. zeka ve kültürel seviyelerinden
Dilbilgisi, anlam ve konuşma bu tamamen bağımsız olarak
olmasından kaynaklanır (dolayısıyla niteliklerden bazılarıdır. Dil
öğrenebilmemizi ve öğrenilebilmesidir.
dilbilgisi biyolojik mircısımı~ın bir konuşabilmemizi sağlayan özellik
budur. Söz konusu ilkelere uymayan Ayrıca insanların ses üreten
parçasıdır). Örneğin, İngilizcede dili ise öğrenmemiz mümkün organlarının, nefes alma
aparatlarının, işitme sistemlerinin
bazı cümle yapılarında zamir değildir. ve beyinlerinin özel olarak sözlü
kendiliğinden atılır. Bu istisnai
durum, diğer cümleler için söz Dil edinim cihazı
konusu değildir. İki cümle yapısı Chomsky, doğuştan gelen dil
arasında çok küçük bir fark vardır. organımıza "Dil Edinim Cihazı" der.
Ancak yine de anadili İngilizce olan Dil Edinim Cihazı varsayımının üç
altı yaşındaki çocuklar bile hangi tip
cümle yapılarının bu istisnaya

Noam Chomsky Dilbilımci, filozof, bilişçi bilim Amerikan dış politikalarına
adamı ve sosyal eylemci Noam yönelttiği eleştiriler nedeniyle
Chomsky, Pennsylvania, çok tartışmalı bir isim haline
Amerika'da Yahudi bir ailenin gelmiştir. Birçok fahri doktorası
çocuğu olarak doğar. olan Chomsky, Orwell ödülü ve
Pennsylvania Üniversitesi'nde Dorothy Eldridge Barış
felsefe ve dilbilimi üzerine eğitim Ödülü'nün de sahibidir.
alır. Aynı üniversitede lisansını, Dilbilimci Cara! Schatz ile onun
yüksek lisansını ve doktorasını ölümüne kadar 59 yıl evli
tamamlar. 1955 yılında
Massachusetts Teknoloji kalmıştır.
Enstitüsü'ne girer. Burada, 1976
yılında profesör olur. Önemli eserleri

Modem dilbiliminin 1957 Tümcebilimsel Yapılar
babalarından biri olan Chomsky, 1965 Kartezyen Dilbilimi
aynı zamanda anarşist ve siyasi 1968 Dil ve Zihin
muhalif kimliğiyle de bilinir.

GELiŞiM PSİKOLOJİSİ 297

Sağır çocuklar tarafından süreciyle ilgili olan fikirlerine karşı çevrenin de bir unsur olabileceğini
kullanılan, işaret dilinin sözlü dille çıkar. Dilin sadece insanlara özgü akla getirir. Chomsky'nin dilin
ortak ilkelere sahip olması, sözdizimi ve gelen bilişsel yeteneklerden insanlara özgü bir olgu olduğu
ve gramerin kalıtsal olduğunu gösterir. tamamen bağımsız, müstakil bir varsayımı hakkında da şüpheler
ussal birim olduğunu savunur. mevcuttur. Şempanze ve goriller
iletişim için yaratıldığının üzerinde yapılan araştırmalarda
kanıtlanması da Chomsky'nin Dilbilimci Jean Aitchison, maymun ve insan dilleri arasındaki
argümanını destekler. Chomsky'e Chomsky'nin çocukların dilbilimsel fark niteliksel değil, nicelikseldir.
göre, çocukların sürekli olarak kurallarla donanmış olduğu savını Bu bilgi dillerin türlerle olan
ebeveynlerinin ve diğer kabul eder. Ancak aynı zamanda ilişkisinin sorgulanmasına neden
yetişkinlerin dilbigisi hatalarıyla çocukların dilsel verileri
dolu, eksik cümlelerine maruz olmuştur.
kalmasına rağmen dilbilgisi işlemelerini sağlayan yerleşik
kurallarını bilmelerinin tek nedeni Chomsky'nin araştırmaları
ancak Dil Edinim Cihazı (DEC) problem çözücü mekanizmalara dilbilim, psikoloji, felsefe ve hatta
olabilir. Bütün bunlara ek olarak, sahip olduğunu savunur. Bu matematik gibi farklı alanlarda
sağır çocuklar da Dil Edinim Cihazı mekanizma, sadece dilsel verileri etkili olmuştur. Çocukların dile
teorisini destekler. Zira kendi değil, başka türlü verileri de genetik olarak yatkın olduğu
aralarında kulla nd ıkları el çözebilmektedir. Chomsky ise, varsayımı yaygın olarak kabul
hareketlerine dayanan dil, sözlü insanların kalıtsal dil edilir. Ancak çocukların anne
dillerin temel prensiplerini yeteneklerinin diğer bütün babalarının etkisinden uzak ,
yeteneklerinden bağımsız olduğunu tamamen içsel olarak dil hakkında
paylaşmaktadır. düşünür. Ona göre, zihin tıpkı bilgileri olduğu varsayımı çok
tartışmalıdır. Chomsky, psikoloji
vücut gibi organlardan meydana tarihindeki en aşırı doğuştancı
gelmektedir ve dil diğer zihinsel olarak kabul edilir. Dilin
yeteneklerden farklıdır. gelişiminde biyolojik kaynak

İletişim bozuklukları uzmanı olması, işlemsel şartlandırma

Robin Chapman, Chompsky'i teorisinden daha gerçekçi olarak
eleştiren isimlerden biridir. kabul edilse de, halen tam olarak
Chapman, dil gelişimi
araştırmalarının çocukların sosyal açıklayıcı olmadığı dü şünülür.
etkileşimleri açısından da
irdelenmesi gerektiğini savunur. Dil Daha ayrıntılı ve tamamlayıcı yeni
yapısı, kademeli olarak, yıllar içinde anlayışlara ve fikirlere,
edin ilir. Bu sürecin hızının geniş Chomsky'nin çalışmaları sayesinde
farklılıklar göstermesi, sosyal ulaşılabilecektir. •

Değerlendirme

Bilişçi bilim adamı Steven Pinker,
dilin insan beyninde doğuştan beri
var olan bir donanım olduğunu
kabul eder. Ancak bunun nedenini
evrime bağlar. Dolayısıyla ona göre
dil atalarımızın hayatta kalmasına
yardımcı olan, uyumsal bir olgudur
Chomsky, Pinker'ın d ilin evrilme

Şempanzelerin birbirleriyle

iletişim kurma yöntemleri dillerin
karmaşıklığını gösterir. Ancak yıne de
insan diliyle kıyaslandığında daha az
içerik ve çeşitlilik sahibidir.

298

• • • OTİZM .ERKEK
•.•.·•. B~'(Nİffİff AŞIRI BİR

BiÇiMiDiR

••• SIMON BARON-COHEN (1958-)

KISACA O tizm, beynin normal sosyal Baron Cohen'in "zihin kuramı" hi-
ve iletişimse! gelişimini potezidir. Bu sava göre, cinsiyetler
YAKLAŞIM etkileyen bir bozukluktur. arasındaki farklar gözlemlendiğin­
Otistik çocuklar çevrelerindeki de, otizm erkek beyninin en uç
Zihin kuramı dünyaya genellikle başkalarına çok formlarından biridir".
tuhaf gelen şekillerde tepki verirler.
ÖNCE İletişim yetenekleri az olabilir. Otis- Beyin tipleri
1943 Amerikalı psikiyatr Loe tik bir çocukla sosyal etkileşime 2003'te Cohen empati kuran-sistem-
Ka nner, otizmi tanımlar. Ona girmek zordur. Bazıları konuşmayı leştiren "dişi" ve "erkek" beyni
göre otizm, soğuk ve duygusu z bilmez, bazıları da çevrelerindeki kuramını geliştirir. Kurama göre cin-
ebeveynliğin bir sonucudur. kişilere ilgi göstermez. Otistik ço- siyetten bağımsız herkesin bir beyin
cukların büyük çoğunluğu erkektir. tipi vardır. Bunu belirleyen özellik,
1944 Avusturyalı ç ocuk dok- Bu çocukların büyük bir kısmı ye- empati kurma veya sistemleştirme­
toru Hans Asperger otizmi tişkinlik dönemlerinde de otizm dir. Cohen'in bulguları dişi beyninin
"erkek zekasının uç bir çeşidi " sorunuyla mücadele eder. Otizmin empati kurmaya yatkın olduğunu
olara k tanımlar. nedenleri hakkında birçok açıklama gösterir. Kadınlar çevrelerine daha
yapılmıştır. En yeni ve en çok kabul fazla anlayış göstermekte, yüz mi-
1979 İngiliz psikiyatrlar Lorna gören açıklamalardan biri Simon miklerine karşı daha hassas
Wi ng ve Judith Gould otistik davranmakta ve sözsüz iletişimde
bozuklukların birçok çeşidi ol- ' 'Aşırı dişi beynine sahip biri daha başarılı olmaktadırlar. Erkek
"sistem-körü" olacaktır. beyni ise sistemleri anlamak ve kur-
duğunu keşfederler. Simon Baron·Cohen mak için donatılmıştır. İlgilendikleri
alanlar daha çok sistemlerin yapıları,
SONRA '' çalışma ve düzenlenme şekilleridir.
1989 Almanya doğumlu psiko- Harita okumak gibi şifre çözmeyi ge-
log Uta Frith otistik bireylerin rektiren durumlarda beceriklidirler.
durumların geniş boyutunu de-
ğil, ayrıntılarını fark etmeye e- Ancak bu bulgular iki cinsiyet a-
rasında katı bir ayrım olduğunu
ğilimli olduğunu açıklar. göstermemektedir. Cohen'in deney-
lerinde erkeklerin yüzde 17'sinin
1997 İngiliz psikolog Peter "empati kuran" ve kadınların yüzde
Mitchell, Baron Cohcn'in zihin 17'sinin ise "sistemleştiren" beyinle-
teorısinin bazı otistik bireyler- ri olduğu ortaya çıkmıştır. Pek çok
de görülen sıra dışı zekayı ve kişi ise eşit yeteneklere sahiptir.
yetenekleri açıklamakta yeter-
siz kaldığını iddia eder.

GELİŞiM PSiKOLOJİSi 299

Ayrıca bkz. Roger W. Sperry 337-38 • Heınz Heckhausen 338- 39 •
Michael Rutter 339

Zihin kuramı kurallarla ilgilenirler. Veya belirli bir Londra doğumlu olan Simon
konuya yoğunlaşır ve konu hakkın­ Baron Cohen klinik psikolog
Baron Cohen'e göre, otistik kişilerin daki bütün bilgileri en doğru şekilde unvanını, Londra Üniversitesi
"zihin kuramı" yoktur. Diğer insanla- öğrenirler. Empatiye yok denecek ka- Psikiyatri Enstitüsü'nde kaza-
rın duygu ve davranışlarını dar az sahip, hatta bazen hiç sahip nır. Tıbbi derecesini, Lond-
yorumlayamazlar. Böylece niyetlerini olmamalarının üzerinde bir de sis- ra'daki University College'tan
ve akıllarından neler geçtiğini anla- temlere olan takıntılı ilgileri ve alır. 1995 yılında, Cambridge,
yamazlar. Ayrıca çoğunun elektrik genellikle erkek olmaları nedeniyle, Trinity College'da deneysel
düğmelerine aşırı ilgi göstermek gi- Simon Baron Cohen, otistik insanla- psikolog olur. Şu anda aynı ü-
bi, sistemler üzerinde yoğunlaşan rın en uç noktada "erkek" beynine niversitede Gelişimsel Psiko-
takıntılı ilgili alanları vardır. Sistem- sahip olduğu sonucuna varmıştır. patoloji profesörlüğünü ve O-
lerdeki en küçük ayrıntılara tizm Araştırma Merkezi'nin di-
odaklanır ve sistemi oluşturan temel Otizm çocuklardaki en önemli rektörlüğünü üstlenmektedir.
psikiyatrik bozukluklardan biridir. Burada, otizme neden olan se-
Baron Cohen'in fikirleri bu bozuklu- bepleri ve yeni tedavi yöntem-
ğun daha iyi anlaşılmasına, daha lerini araştırmaktadır.
bilinir hale gelmesine ve daha iyi
tedavi edilmesine yardımcı olmuş­ Aldığı birçok ödül arasında
tur. • Birleşik Krallık Psikoloji
Cemiyeti'nin verdiği Başkanlık
Otistik çocuklar, kimi zaman, bazı Ödülü ile Spearman Madalyası
alanlarda kayda değer kabiliyet ve Amerikan Psikoloji
gösterirler. Bu alanlar özellikle ince Derneği'nin verdiği Boyd
detaylara dikkat isteyen matematik, McCandless ödülü bulunmak-
resim ve çizim gibi alanlardır. tadır. 2009'dan 2011'e kadar,
İngiltere'de bulunan Uluslara-
rası Otizm Araştırma

Derneği'nin başkan yardımcı­

lığını yapmıştır. Şu anda Ulu-
sal Otistik Cemiyeti'nin baş­
kan yardımcısıdır.

Önemli eserleri

1993 Otizm: Gerçekler
1995 Zihin Körlüğü
1999 Otizmli Çocuklara Akıl

Okumayı Öğretmek

2003 Temel Fark


Click to View FlipBook Version