The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by erenaslan08, 2017-01-20 07:02:53

KÜLTÜR ATÖLYESİ III

49

50










İSTANBUL

Öğr.Gör.Batu Duru> İKÜ Sanat Yönetimi Bölümü





hızlı ve keskin biçimde değişmesi çoğunluğu genç olan pek çok insanın
kimliksel bir dönüşüme uğramasına Anadolu’dan İstanbul’a üniversitelere
İSTANBUL’UN yol açmıştır. gelmeye başlamasıyla İstanbul’da

DÜNYA KÜLTÜR VE Tarihçi İlber Ortaylı’ya göre; “16. konser salonları, orkestralar
kurulmaya başlanmıştır. Her yıl
SANAT PİYASASINA yüzyılda Osmanlı imparatorluğunun yapılan “Cumhuriyet Baloları” bile
tüm bunların birer göstergesi olarak
başkenti olan İstanbul caput mundi
GİRİŞİ olarak yaşadı. Ancak 18. ve özellikle kabul edilebilir.
19. Yüzyıldan bu yana İstanbul’a
sanayinin gelmesinden sonra kentin Ellilerde ise, büyük bir göç dalgasıyla
yaşamsal biçiminin değişime değişen ekonomik ve siyasal kimlikler
Bir kentin sıradan söylemlerle uğraması söz konusuydu. üniversitelerden sokaklara yansır.
betimlenmesi ve anlatılması İstanbul’da 1950’lerden daha doğrusu
olanaksız, ancak bir o kadar da Kentin geleneksel yerleşme 1946-47’lerden sonra başlayan
gereklidir. İki tür tanımlama düzenindeki değişmenin ilk belirtileri ve İstanbul Büyükşehir Belediye
yapılabilir. Bu tanımlama, o kentte 18. yüzyılda gözlemlenmeye Başkanı’nın tanımlamasıyla son
“kim” olduğumuzla çok ilgilidir. başlanabilir. Gerçekte ülkenin 50 yılda 12 milyon gibi bir rakam
Dışardan gelen bir “yabancı” mıyız? ekonomik yapısında köklü olarak değerlendirilen göç, kültürel
İçinde yaşayan kentli bir “birey” değişiklikler saptanmamasına karşın, yozlaşmanın tek nedeni değildir.
miyiz? Her iki tarafta başka yanıtlar yönetici sınıfın elinde toplanan servet
ortaya atacaktır. gösterişçi tüketimi artırmaktaydı”. Toplumun yaşadığı “ekonomik”
dalgalanmalar, 1945’ten bu yana
İstanbul gibi tarihsel süreç Cumhuriyet sonrası Türk Türkiye’nin genel kimliğini de
içerisinde kentli bireyi ve yabancıyı burjuvazisinin de gözdesi olan belirlemiştir. Ekonomik girdiler,
fazlasıyla içinde barındıran İstanbul’un kimliğini belirleyen diğer gerçekten bu noktada önemlidir;
bir kent için ise, bu anlatıların önemli kurumların hemen hemen Çünkü kültür aynı zamanda bir
farklılığı çok daha ileri boyutlara hepsi, bu görkemli kenti, “uhrevi”, varlık, bir yaşama düzeyi, bir yaşam
ulaşacaktır. Kentin imparator ”oryantalist” kimliğinden kurtarmak, kalitesi, bir konfor, tarih boyunca da
Constantin zamanından bu yana yalnızca boğazda yalıları, köşkleri ya olanaklarla beslenmiş bir süreçtir.
“merkez” olması ulaşılabilirliliğine, da cumbalı mahalleleri olan bir “doğu Yaşam biçeminin “mahalle”den
coğrafi zenginliğine ve ikliminin kenti” değil aynı zamanda eğitim ve “site”lere dönüşmesi ise, seksenli
yumuşaklığına bağlanabilir. Ancak kültür alanında da anımsanmasını yılların başlarından bu yana
Bizans ve Osmanlı kimliğindeki isteyen bir Cumhuriyet kentine, yapılanmaya başlayan büyük “kentsel
İstanbul ile Cumhuriyet sonrası kültürün başkenti yapmaya kırılma”nın yaşandığı dönemlere
İstanbul arasındaki farklılık çalışmıştır. Yalnızca kültürün değil, rastlamaktadır.
yalnızca zaman içindeki doğal sermayenin de başkenti olan bir
değişimden kaynaklanmamaktadır. noktada sanatın İstanbul için “Ticari” “Kırılmalar ve kentsel kriz “Globalizm
Aynı zamanda kentin yabancısı ve bir kimlik olması söz konusudur. Çağı’nda” bütün dünya kentlerinin
vatandaşı arasındaki dengelerinin 1940’lardan sonra büyük bir gündemine girmiştir. Türkiye

51




















üzerinde düşündüğümüzde İstanbul, Milyar Euro’nun
Ankara, İzmir, Adana gibi kentlerdeki döndüğü iddia edilen
toplumsal kırılmaların keskin varlığı, bir sanat piyasasında,
kentsel şiddet ve bunların arasında y a t ı r ı m c ı l a r ı n
inşa edilen devasa ticari merkezler İstanbul gibi bir
içindeki multipleksler, bu konunun mekanı kullanmamaları
güncelliğini ortaya seriyor”. düşünülemez. Kentsel
zenginliğin yanı sıra çok
Mahalleden “multipleks”lere dönüşen farklı kültürün de etkisi
yaşam biçimleri ise, en çok toplumsal ile değişim gösteren sanat
yaşamın içerisindeki değişikliklerle eserleri, aslında birer “meta”
birlikte incelenmelidir. Toplumsal olarak yalnızca anılara hizmet
yaşamın gereksinimlerinin alanları etmiyor; başka bir yatırımcıya gidene
büyüdükçe, sıradanlığı aşıp “kentin kadar önemli bir sermaye birikiminin
nimetlerinden” yararlanmak isteyen de korunmasına katkıda bulunuyor. yıllardan bu yana kullanılmaya
bir kesimin de hiç de azımsanmayacak Modern anlamda siyasetin başlaması inanılmaz bir süratle
derecede arttığını gözardı etmemek oluşmasıyla başlayan dönem, sanatın piyasanın birbirine ulaşmasını
sağlamaktadır. Kendini sırf internette
gerekmektedir. Sanat piyasasının da çevriminin yaşandığı önemli bir
oluşumunu destekleyen, sanat dönem olarak kabul edilebilir. var eden kollektif girişimler, sanatın
eserinin tekliğidir. Sanat piyasasında değer- değişim ölçüsünde köprülerin
eserlerin el değiştirmesi kültürel Ulus devlete dayalı siyasi iktidar kurulmasına yol açmaktadır. Sermaye
kaymalara bağlıdır. Yaşanılan değişim tarzının yerleştiği, sanatın önemli bir piyasasına yönelik bu alım etkisi
reklam, pazar ve estetik üçlemesinde
çok eski dönemlerden beri süre gelen kamusal sorun haline geldiği ve “ulus
bir hareketin sonucudur. Sermayenin devletlerin” kimlik inşasında etkili İstanbul’u cazip kılmaktadır.
büyük bir bölümünün artık sanatı olduğu dönemlerde piyasadaki sanat İstanbul’un kendisini ifade edebilecek
ticari bağlamda görmesi, sanatın etkileşimlerinin toplumsal kırılmaları bir festivale ulaşma çabası da bundan
ulaşılabilirliği ve satın alınarak yansıttığı gözlemlenebilir. ayrı düşünülemez.
“dokunulabilir”liğini göstermektedir.
Birey günümüzde ise, teknik bir Dijital çağın kenti başlı başına
İstanbul büyük bir kültürel müze dünyada varlığını sürdürmektedir. sanatın sunumu ve pazarlanmasıyla
olmaktan başka aynı zamanda da bir Düşünce dahil herşeyin teknikten ilgilenmelidir. Bu noktadan
“değişim limanı”dır. İstanbul’da sanat yararlandığı bir çağda, sosyo- sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nin
kuruluşunun 50. yıldönümü olan
eserleri daha çok geleneksel dokuya ekonomik ve toplumsal alanda bir
uygun olarak el değiştirebilir. Çünkü teknikten bahsetmemek olanaksızdır. 1973 yılında düzenlenen ilk İstanbul
ona değer kazandıran, sanatı piyasada Sanatçının düşünümünün de Festivali de bir noktadan sonra bu
talep eden kesimin İstanbul’un üretiminin de teknik hale geldiği bir kimliğin ulusal bazda bir pazarlaması
kendine özgü dokusuna yakışan dönemden bahsederken, dünyada olmuştur. Festival öncelikle, bir buçuk
aylık bir döneme yayılmakla işe
bir biçimde yaşamak istemesinden fotoğraf ve video teknolojilerinin
kaynaklanmaktadır. Yaklaşık 35 dışında bilgisayarın bile altmışlı başlamıştır. Programda çoğunlukla

52






























































http://tr.hdscreen.me/wallpaper/2783740-İstanbul-Türkiye-sanat-fan-art-liman
klasik müziğe yer verilmiştir. Bir sanatın çekiciliği de yatırımcının evrensel boyutlara ulaşabilmesi
süre sonra festival kapsamında diğer gözbebeği olmaya devam etmiştir ki için bakış açısının “modernite”nin
sanat dallarına da yer verilmeye günümüzde sponsorluk kavramının tüm kurallarını yerine getirmesiyle
başlanmıştır. Film gösterimleri, daha fazla ortaya çıkmasının oluşmaya başlamıştır. Öncelikle,
tiyatro, caz, bale performansları ve nedeni de budur. Festivalin sanata ayrılan mekanlar yeniden
tarihsel mekânlarda gerçekleştirilen kentselliğinin dışında evrenselliğinin yapılanmıştır. Dünyanın belli
sergiler de programda yer almıştır. de vurgulanması, dünya sanat başlı sanat endüstrileri ile bağlantı
İzleyicilerin giderek artan ilgisi sonucu piyasasının dikkatini çekmiş, sanat kurulmuş, evrensel boyuta ulaşmış
ayrı ayrı sanat disiplinlerine özgü Avrupa’dan gönderilen bir akım olarak sanatçılar ve kurumları davet
etkinlikler, zaman içinde gelişerek İstanbul’da değişkenlik göstermiştir edilerek uluslararası alanda saygınlık
ayrı festivaller olarak yapılanmıştır. amaçlanmıştır.
Birbirine bağlanan yapısal zincirde Hem yerel etkileri olup hem de

53

54










İSTANBUL

Doç.Dr.Uğur Batı > Borsa İstanbul Kurumsal İletişim Direktörü








BİRLEŞMİŞ marka algılarını da etkiliyor.” markalara ilham veren. Rapaille

KÜLTÜRLER; Özellikle bu bir mekan ya da devamında şehir markaları
konusunda şu çarpıcı saptamaları
insansa bu etki daha da artabiliyor.
İSTANBUL’UN Mesela İstanbul’sa... yapıyor:
TÜKETİCİ

İÇGÖRÜSÜNDEKİ “Hint kültüründe cennete gitmek “İdeal olan şehir devletlerdir.
Venedik birçok şeyin merkezi ve
için çok fazla yaranız olması gerekir.
ANLAMI? Yaranız yoksa yeniden dünyaya çok kültürlü bir şehir devletiydi.
gönderilirsiniz, yaralar edinmek Muhteşemdi. Önce Napolyon
“Başkentler başkenti olarak bilinen, için... Türk kültürünün de çok kırdı geçti, sonra Avusturyalılar
önce Roma, ardından Bizans ve en son yarası var. Bunlardan gurur duyun ve nihayet İtalyan birliğine katıldı.
Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik çünkü cennete bu yara izleriyle Bugün ne Venedikli var ne de o
yapan İstanbul, geçmişin ihtişamını gideceksiniz. Türkiye’de önemli bir eski Venedik. Şehir devletlerinin
gururla korurken modern bir geleceğe hizmet kültürü var ve bunun da bir tarihsel kökü de olmak
doğru ilerlemekte, İstanbul tarihi Türkiye’nin başarılı olması için bir zorunda değil. Singapur’un fazla
değerleri kadar, kültürel değerlerin, fırsat yarattığı kesin. İstanbul çok bir tarihi yok ama sağlam bir iş
modernlik ile tarihin başkenti olmayı güçlü bir marka. Pek çok cazibeye yapış kültürleri var. Dünyada iş
becerebilecek midir?”
sahip bu şehrin daha fazla öne yapmanın en kolay olduğu yer.
çıkarılması gerekmektedir.” En zoru da Fransa. Hong Kong’da
Turizm sezonu başladı, başlıyor. iş yapmanın çok kolay olduğu
Türkiye’de bu yıl turizmde en büyük Bu yukarıdaki satırlar, kültürel harika bir şehir ama burada mesele
paylardan birini yine İstanbul kodların marka, pazarlama Çin’in bu şehri böyle bırakıp
alacak. Yeterli olacak mı, tartışılır. ve tüketime etkisi üzerine bırakmayacağı. Böyle karmaşık
Ama İstanbul’u destinasyon
pazarlaması anlamında tartışmak çalışmalarıyla tanınan Clotaire bir dünyada markalar kimlik
önemli. Konuya zihindeki Rapaille’den. Rapaille, İstanbul’da tanımlamada rol üstlenebilirler
İstanbul’u tartışarak başlayalım. Turkcell’in davetlisi olarak katıldığı çünkü hiçbir zaman Çinliler ve
konferansta, “Singapur, Hong Kong Hintliler Amerikalaşmayacak
Bugün tüketici davranışları ilkeleri gibi yerler artık şehir devletleri... mesela.”
bize özel bir içgörü söylüyor: 1960’larda İstanbul’a geldiğimde
buranın da geleceğin bir şehir Turizmin son yıllarda gelişmesi ve

“Tüketiciler marka ile ilgisi olsun ve devleti olacağını anlamıştım” şehir markalamaları ile pazarlamada
olmasın bulundukları ruh halinden diyerek söze başlamıştı. Rapaille’nin önemli bir yer alması bu alana
dolayı eğer kendilerini huzursuz, sözleri de hep kültürellik üzerine. bakış açısını da değiştirmiştir.
mutsuz hissediyorlarsa, bu onların Onun kod çözümü dediği şey, Eskiden ülkelerin yaptıkları turizm

55























amaçlı gelen tanıtım çalışmalarına görülmesi gereken
bakıldığında genellikle birbirinin yerler listesinde
aynı olan, kopyala-yapıştır sistemi t u t m a y a c a k t ı r
ile çoğaltılmış; ancak manzara, (Limburg, 1998:
sahil, sanat, tarihi birikim gibi 475). Yani öncelikle
malzemelerinin farklı olduğu tanıtı merak uyandıracak,
ve imaj çalışmalarına girilmiştir. Ve tercih edilecek, farklılık
ülkeler ilgi çekmek için pazarda tek yaratabilecek bir alt yapıya
bir ürün gibi konumlandırılmıştır. sahip olmak gerekmektedir. Bu
Ancak pazarlama alanında şekilde merak uyandıran yerler
olan değişim, tüketicilerin çoğaldıkça, ülkelerin tanıtımlarının ziyaret etmesine neden olan en
beklentilerindeki farklılaşma bu yapıldığı alanlar da artacaktır. Bu önemli faktörlerden birisini o
alanda da kendini göstermiştir. bakımdan ülke yöneticileri de bir destinasyonun imajıdır. Eğer
Eskiden deniz, güneş, kumsal gibi ülkenin tamamını değil, ülkenin o ülkenin ya da o şehrin imajı
nedenlerle daha çok Ege ve Akdeniz sahip olduğu her yörenin birer turistlerin genellikle saldırıya
bölgelerinde turistlerin akın ettiği destinasyon olarak pazarlanması uğradığı, taciz edildiği ya da
yerlere yönelik yapılan pazarlama kavramına ağırlık vermeye öldürüldüğü gibi kötü bir algı
çalışmaları artık turistlerin daha başlamışlardır. Önceleri sadece ile oluştuysa, zorlu bir imaj
önce görmedikleri, bilmedikleri ulusal kalkınmanın bir aracı olarak çalışması sizi beklemektedir. Bu
ve merak ettikleri yerlere ilgi kullanılan ve bu yönde desteklenen sebeple çoğunlukla ağızdan ağıza
duymaları ile farklılaşmış ve bu turizm sektörü artık yöresel, söylenenler ile oluşan imaj kavramı,
şekilde bir ülke ki biz Türkiye bölgesel ve şehirsel kalkınmanın turizm üzerinde yoğunlaşan
örneği üzerinden hareket ediyoruz, da destekleyicisi durumundadır araştırmacıların konuları arasına
sadece kıyı sahilleri ile imaj (Tosun ve Bilim, 2004: 125). girmiş ve bir ülke/destinasyon
çalışmaları yürütülmeye çalışılan veya şehirlerin imajının ölçülmesi
bir ülke olmaktan çıkmıştır. Markaların kendilerine yeni ile ilgili çok sayıda çalışma
pazar yaratma arayışını turizm gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmalar
Günümüzde turizm sektöründe sektöründe ülkeler de şehir sonucunda ve turistlerin genel
şehirlerin imajı ziyaretçiler destinasyonları ile yakalama tercihleri konusunda görülmüştür
açısından önemli bir role sahiptir. çalışmaları içine girmiştir. Bu ki, markalaşma bölge veya şehirlerin
Eğer bir şehir pek olumlu olmayan anlamda imaj çalışmalarına da pazarlanması açısından önemli bir
bir imaja sahipse ya da ilgi çekecek ağırlık verilmiştir. konu haline gelmiştir. Günümüzde
özellikleri, altyapısı açısından bir tek ülkenin tek destinasyon
zayıf kalıyorsa turistler bu şehri Çünkü turistlerin bir destinasyonu olarak pazarlama anlayışı yerini

56























artık, bölge ve şehirlerin pazarlama oluşturmaktadır (Sohn ve Park pazarlamasında ilk sırada pek
anlayışına bırakmış ve bu durum 1999: 71). Bir şehrin performans çoğumuzun tahmin edebileceği
da ülkelerin turizmi açısından göstergelerini arttıran özellikler iç gibi İstanbul yer almaktadır.
pazarlama stratejisinde riskleri ve dış performans faktörleri olmak Sonrasında Antalya, Kapadokya ve
azaltıcı bir etken olmuştur (Tosun üzere ikiye ayrılmaktadır. Bir şehrin Ege gelmektedir. Diğer destinasyon
ve Bilim, 2008: 126). performansını etkileyen iç faktörler şehirlerinden bazıları ise, Alanya,
şunlardır (Eroğlu, 2008: 65-66); Avanos, Ayvalık, Bergama,
Hem yerli hem de yabancı turistler coğrafi konum, eğitim altyapısı, Bodrum, Çeşme, Cumalıkızı,
farklılaşma ve kendilerine özgü doğal yapı, tarihi yapı, yerel yönetim, Doğubayazıt, Erdek, Fethiye,
bir şeyleri görüp, deneyimleme merkezi hükümet nezdinde şehrin Finike, Boğazkere-Hattuşa, Hacı
konusundaki istekleri ile bu temsil gücü, endüstriyel altyapısı, Bektaş Manavgat-Side, Midyat,
alandaki pazarlama çalışmalarına güvenlik unsurları.Şehirlerin Selçuk, Olympos, Tarsus şeklinde
yön vermişlerdir. Bu şekilde şehir şehir pazarlaması kapsamında gitmektedir. Aralarda bazı yerleri
turizmi gibi farklı turizm çeşitleri performansını etkileyen diğer bir atlayarak bu şehirlerin isimlerini
gündeme gelmiştir (Koçak ve unsur da dış faktör unsurlarıdır. yazdığımı da ayrıca belirtmek
Tandoğan, 2008:7). Bir diğer ifade Dış faktör unsurları ise (Eroğlu, isterim ki haksızlık olmasın.
ile yine pazarlama alanında yeni 2008: 66); ülkenin ekonomik ve İstanbul bazılarının hâlâ ismini
bir pencere açılmıştır. Özellikle siyasi şartları, çevre iller, bölgenin İstanbul olarak kabul etmediği,
Türkiye’de birçok şehir kendine gelişmişlik düzeyi, uluslararası dünya tarihine tanıklık etmiş,
kattığı değer ve markalama, imaj aktörlerin o bölge üzerindeki medeniyetlerin kurulup yıkıldığı,
oluşturma çalışmalarında gösterdiği etkileri oluşturmaktadır. Tüm taşı toprağı altın, fethi efsane olan
başarı ile geçmiş yıllara oranla çok bu iç ve dış etkenler destinasyon dünya şehirlerinden biri.
daha yüksek sayıda turist çekerek, pazarlamasından izlenecek
popüler hale gelebilmektedir. Bu stratejinin de hiç kuşkusuz Genellikle Türkiye’nin tanıtımında da
şehirlere gelenlerin duydukları çerçevesini oluşturmaktadır. sürekli gördüğümüz köprülerinin
memnuniyet onların tekrar üzerinden padişahların geçtiği,
buraları ziyaret etmesine ya da İstanbul ne durumda? Osmanlı Devleti’nin tarihini
çevresindekilere önermesine de üzerinde taşıyan, kısacası
neden olabilmektedir. Bu yüzden Dünyada Amsterdam, New York, kendisinden beklentilerin yüksek,
bir şehri markalaştırırken onunla Barcelona, Dubai, Singapur gibi omuzlarında bir ülkenin tanıtım
ilgili vaatlere de dikkat etmek birçok şehir için destinasyon aracı olma yükünü uzun süre
gerekmektedir. Bu nedenle pazarlaması yapılırken, Türkiye’de taşımış yorgun, güzel şehrimiz
şehirlerde turiste sunulan hizmetler Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan İstanbul. Bu duygusal geçişten
o şehir açısından önemli bir unsuru alınan son verilere göre destinasyon sonra destinasyon pazarlaması ile

57























ilgili olan bölümde değinmemiz gerçeğini inkâr edemeyeceğiz. yok. Kraliçe Viktorya Alman,
gerekenler, İstanbul’un markalaşma Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda zamanın İspanya kralı Fransız’dı.
stratejisinde sahip olduğu tarihi yazan İstanbul destinasyon Asillerin çoğu akrabaydı, kültürler
ve kültürel dokusunu kullanması, yazısında aynen şöyle diyor; birbirine geçmişti. Ancak Birinci
İstanbul’un 2010 Avrupa kültür “Başkentler başkenti olarak bilinen, Dünya Savaşında hepsi Almanya’ya
başkenti olması, uluslararası önce Roma, ardından Bizans ve karşı savaşınca isimlerini
kongrelere ev sahipliği yapması, F1 en son Osmanlı İmparatorluğu’na değiştirdiler. Adam Windsor’da
İstanbul Park yarışlarının İstanbul’a başkentlik yapan İstanbul, geçmişin yaşıyorsa adı oldu Windsor... Bugün
da gelmesi ancak tanıtımda istenilen ihtişamını gururla korurken ulus çoğu yerde içi boş bir kavram.
başarının sağlanamaması nedeniyle modern bir geleceğe doğru O yüzden Birleşmiş Milletleri de
yapılmaması gösterilebilir. İstanbul ilerlemekte.. Boğazın kıyısında tamamen işlevsiz bulurum. Bence
destinasyon pazarlamasında şöyle bir arkanıza yaslandığınızda, doğrusu Birleşmiş Kültürler (United
elindeki imkânları tam anlamıyla, grupta kızaran renklerin karşı Cultures). İstanbul da o tanıtım en
aktif olarak kullanabilmiş midir? sahildeki evlerin pencerelerine önemli temsilcilerinden.
Turistlerin en çok gittikleri yansımasını seyrederek, yüzyıllar Değerini bilin ve bulun!”
yerlerden biri olan Taksim’deki öncesinde, insanların bu olağanüstü
çalışmaların bu anlamda şehri yeri neden seçtiklerini birden Kaynakça
yapaylaştırarak o tarihi havasına anlar ve İstanbul’un “dünyanın
zarar verecek midir? İstanbul tarihi merkezindeki” şehir olduğunu Tosun, Cevat ve Yasin Bilim(2004),
“Şehirlerin
Turistik
Açıdan
değerleri kadar, kültürel değerlerin, hissedersiniz.” Pazarlanması”, Anatolia Turizm
modernlik ile tarihin başkenti Araştırmaları Dergisi, Cilt: 15, sayı:2.
olmayı becerebilecek midir? Şimdi yaşadığınız şehre bir daha Eroğlu, Hüsrev, “Şehirlerin
bakın, dünyanın merkezinde bir Markalaşması”, Erişim Tarihi:
Bu soruların cevaplarını tabii şehrin stratejisini çizerken kalemi 20.11.2008
ki yapılan pazarlama strateji ve biraz korkak oynatmıyor muyuz? http://www.yerelsiyaset.com/pdf/
çalışmaları ortaya koyacak. Ancak Fazlaca da tutarsız, bir de. kasim2007/16.pdf.
görünen o ki, İstanbul ile ilgili vaat İstanbul ve şehir markalarına Sohn, H.S. ve C. Park(1999),
ettiklerimizi, hayata geçirmediğimiz Rapaille ile başladık, Rapaille ile “International Visitors’ Satisfaction
sürece ve yapacağımız tanıtım bitirelim: With Pusan City And Its Implications
çalışmalarında, markalama “Bence ülkeler/uluslar hakkında For City Marketing”, Asia Pacific
stratejilerinde uzun süreli dikkatli olmak lazım. ‘Nation’ lafı Journal Of Tourism Research, Vol: 4,
no:1.
çalışmadığımız sürece aslında bir Napolyon tarafından Avrupa’yı Limburg, B.V.(1998), “City Marketing:
dünya şehrini elimizde eritmekten işgal edip herkesi öldürmek için icat A Multi-Attribute Approach”, Tourism
başka bir şey yapamadığımız edildi. Bugün bence bir geçerliliği Management, vol:19, no:5.

58










İSTANBUL

Öğr.Gör.Dr.Dide Akdağ Satır > İKÜ İletişim Tasarımı Bölümü





bir birey olarak kente baktığımızda Kentsel Tasarım Müdürlüğü
oluşan görsel kirliliğe dikkat çekilmesi tarafından hazırlanan T.C. İstanbul
YOK OLAN ve önlem alınması gerekmektedir. Büyükşehir Belediyesi reklam, ilan
ve tanıtım yönetmeliğinde belirtilen
KATMANLAR: Tek tip, birbirinin ticari ve tanıtım kurallara uymayan, İstanbul’da yer
tabelaların, billboardların kent alan grafik tasarım öğeleri tespit
İSTANBUL… kimliğine etkileri konusunda kente edilmiş; hatalı, yanlış, belirlenen
yeniden bakmak ve farklı disiplinlerin, hükümlerin uygulanmadığı ya da
21. yüzyılda İstanbul’da yaşanan görsel anlamda kentin bu tek amacı dışında kullanılan görüntüler
değişim ve dönüşümün yarattığı düzeliğini temel alarak sorgulaması ortaya konularak, kamu kurum
çevre sorunları karşısında “Kentlerin anlamında değerlendirilmelidir. Kent ve kuruluşlarının uymak zorunda
düzenlemesinde grafik tasarımdan ne kimliği tarihsel süreçte irdelenir ve bulundukları esaslar yoluyla
gibi katkılar gelebilir? Kent ve görsel güncel olgular ile bütünleştirilebilir. farkındalık yaratılması amaçlanmıştır.
tasarım ilişkisi nasıl olabilir? Kentlerde Kurumsal kimlik arayışlarındaki
bir estetik kavramından söz edilebilir değişkenler ile belirlenemeyecek Reklam, ilan ve tanıtım yönetmeliğinde
mi?” sorularına yanıt aranırken… kadar karmaşıktır. Sürekli değişip belirtilen kurallara göre sabit reklam
gelişen bu dinamik oluşumun fiziksel asma elemanları, “Tarihi eser ve
İstanbul’u sevenler, ona yapılanları ve sosyal katmanlarını birlikte tescilli yapıların, ibadethanelerin,
görenler, algılayanlar olarak çoğu okumak gerekmektedir. Kentsel heykel ve sanat eserlerinin ve kültür-
zaman kente yapılan uygulamalarda mekanının başarılı bir iletişim işlevi sanat işlevli yapıların v.b önüne
gözlerimizi kapatmak zorunda sağlaması öncelikle insanların kentte gelmeyecek ve bunları kapatmayacak
kalıyoruz ancak bir iletişim bulunduğu bir noktada kolayca biçimde yerleştirilmelidir.” Topkapı
tasarımcısı olarak bu yapılanları kentin tümüne göre konumunu Kalesi önüne gelecek bir biçimde
görmezden gelmemiz mümkün kestirebilmesini sağlamaktadır. Bu yerleştirilen billboard uygulamaları
olmuyor. Kentsel alanın göç alma bağlamda sağlanan görsel iletişim örneğinde kuralın uygulanmadığı,
ve nüfus artışı nedeniyle farklı ve hazırlanan tasarımlar hem grafik tasarım öğelerinden biri
kimliklerin mekanı olması, gelişen mekansal hem de kültürel tarihe olan billboard gruplarının tarihi
ulaşım ve iletişim teknolojileri, kent bağlı gerçekleştirilmeli, aynı zamanda eserin önüne gelecek bir biçimde
imgesini ve algılanış biçimlerini geleceğe dönük esnek bir şekilde yerleştirildiği görülmektedir.
değiştirmiştir. Bu değişimin en üretilmelidir. Tasarlanan mekanın
belirgin göstergesi mekanın tüketim hangi tür birimlerin denetimi
nesnesine dönüşmesidir. Kentlere altında bulunduğu ve kurum kimliği
tüketim nesnesi olarak bakılarak, ile yapılan tasarımın tutarlılığı
imgeler yaratılmaktadır. Hayatın irdelenmeli, böylece günümüzün
her alanında görselleşme sürecinin kamusal mekanları korunmalıdır.
yaşandığı yirmi birinci yüzyılda Zamana, mekana göre değişen anlam
modern kent yaşamının geçirdiği değişse de kültürel tarihe bağlı anlam
evreler, mekanda yeni görsel iletişim aynı kalacak şekilde tasarımlar
araçları ile yansımaktadır. Duyarlı hazırlanmalıdır. Bu bağlamda, Resim 1. Topkapı Kalesi, İstanbul, 2014

59


















“Sabit reklam asma elemanlarının belirlediği şekil ve
üzerindeki ticari duyuruların ebatlarda konulacak ve
izin süresinin bitmesi, bozulması, diğer pano veya pano
yırtılması, işlevini yitirmesi veya boş grupları arasında en
kalması halinde, yüzeyleri beyaz kağıt az 25m. mesafe şartı
veya beyaz renkli bir malzeme ile aranacaktır ve billboard
örtülecektir” kuralının yırtıldığı halde grupları arasındaki
kaldırılmayan ya da üzeri örtülmeyen mesafe 5m.’den az
sabit reklam asma elemanı ile ihmal olamaz.” Ancak E-5
edildiği belirlenen örnek uygulama karayolu üzerinde yan yana
ile ortaya çıkan görsel kirlilik bitişik nizamda yerleştirilen
görülmektedir. billboard grupları ile kuralın
uygulanmadığı tespit edilmiştir.

“Şehrin hiçbir yerine kağıt afiş ve
duyuru yapıştırılmayacak, ancak
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin
belirleyeceği alanlara, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’nden izin
alınmak kaydıyla izin verilebilir”
kuralının uygulanmadığı saptanan
örnekte, izin alınmadan gelişi güzel
Resim 2. Sabit reklam asma elemanı, 2014 yapıştırılmaya devam eden kağıt
afişler belirlenmiştir.


Resim 5. Pencere boşlukları olmasına
rağmen uygulama yapılan dış cephe
kaplaması örneği, Zincirlikuyu, 2013

“Bina Sağır Duvarları, binaların
pencere, kapı gibi boşluğu olmayan
duvarlarıdır. Bu duvarlar Kentsel
Tasarım Müdürlüğü’nce uygunluk
görüşü verilmesinin ardından reklam
ve tanıtım amaçlı kullanılabilir”
Resim 3. Billboardlar arası olması gereken
mesafe kuralı örneği, 2013 kuralının, pencere boşlukları
Resim 4. İzinsiz yapıştırılmış kağıt afiş olmasına rağmen uygulanmış
Reklam, ilan ve tanıtım yönetmeliğinde örneklerine ek olarak, yapıştırılmaya olmasının yanında biraz daha detaylı
belirtilen kurallara göre, “Billboardlar, hazırlanan kağıt afiş örnekleri, Beyoğlu incelendiğine duvar yüzeyinde yer
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2013 alan pencerinin içerisine yerleştirilen

60


















bayrak görseli (sol üstte) ile de reklam yer alan bir otomobil servisi tanıtım “Bina sağır duvarlarına konulacak
görselinin bütünselliği ve işlevselliği uygulaması birarada yerleştirilerek olan reklamlar, görsel, sanatsal
bozulmaktadır. ortaya çıkan karşıt görünümler ile ve estetik değerler taşıyacaktır”
görüntü kirliliği yaratılmıştır. kuralının uygulanmadığı örnekte
Reklam, ilan ve tanıtım dış cephe reklam kaplamasında
yönetmeliğinde belirtilen kurallara kullanılan figürler, konumları ve
göre “Sağır alanın bir kısmına zeminde kullanılan renk geçişi ile
reklam veya tanıtım uygulaması
yapılması durumunda, açıkta kalan oluşturulan uygulamanın görsel,
sanatsal ve estetik değerler taşımadığı
diğer kısımlar konulan reklamın görülmektedir.
zemin rengine uygun bir renkte
boyanmalıdır.” Ancak örnek “Dini yapılar, tarihi eser ve tescilli
uygulamada sarı renkte bir tanıtım yapılar ile bunları etkileyecek yapıların
tabelası kullanılmasına rağmen, sağır duvar ve yüzeyleri, reklam alanı
duvar yüzeyinin kiremit rengi olduğu, olarak düzenlenemez” kuralının göz
tanıtım uygulaması ile uyumlu ardı edildiği belirlenmiştir.
olmadığı görülmektedir. Resim 7. Birden fazla reklam ve tanıtım
uygulaması ile ortaya çıkan karşıtlıklar ve
görüntü kirliliği örneği. Zeytinburnu, 2013












Resim 6. Reklamın zemin rengine
uymayan, farklı renkte tabela kullanımı
örneği. Zeytinburnu, 2013
Resim 9. Tarihi sur yapı üzerine reklam
“Kullanılacak olan sağır duvar ve tanıtım amaçlı üç boyutlu Türkiye
veya bina sağır yüzeylerine birden haritası yerleştirilerek, tarihi yapının
fazla reklam ve tanıtım uygulaması dokusu zedelenmiştir. Sultanahmet, 2013
konulamaz” kuralının, belirlenen
örnekte birden fazla reklam ve tanıtım “Yapıların mimarisinde, duvar
uygulaması yerleştirilerek kurallara yüzeylerinden çıkıntılı olarak
aykırı bir biçimde uygulandığı tasarlanan konstrüksiyon elemanları
saptanmıştır. Sol tarafta yer alan üzerine, reklam uygulaması
bir tekstil firmasına ait reklam yapılamaz” kuralının uygulanmadığı
uygulaması, sol kısımda yer alan bir Resim 8. Dış cephe reklam kaplamasında örnekte, yaşanan kargaşa ortamı
restaurant reklamı ve alt bölümde kullanılan figür örneği. Aksaray, 2013 sergilenmektedir.

61


















“İmar planlarında, ticaret
fonksiyonunda olan veya konut
niteliğini yitirerek ticaret işlevi
kazanan binalarda, üst katlarına
tanıtım tabelası uygulaması
yapılamaz” kuralının uygulanmadığı
örneklerde ayrıca farklı türde, dijital,
standart, kutulu harf tabelaları
kullanılarak tüm binayı kaplayan bir
tabela kirliliği görüntüsü oluşmuştur.
Orta refüjde bulunan elektrik
direklerine simetrik olarak 2 adet,
kaldırım kenarında bulunan elektrik
direklerine 1 adet tabela konulabilir”
kuralının uygulanmadığı örnekte,
tabela kirliliği oluşturan karmaşık
düzen görülmektedir.
Resim 10. Çıkıntılı olarak tasarlanan Resim 13. Paravan yüzeyinde birden fazla
konstrüksiyon elemanları üzerine kullanılan reklam ve yönlendirme tabelası
yerleştirilen reklam uygulamaları örneği. uygulaması. Sultanahmet, 2013
Merter, 2013











Resim 12. “Kaldırım kenarında bulunan
elektrik direklerine bir adet tabela asılabilir”
kuralı bulunmasına rağmen birden fazla
tabela yerleştirilerek, görsel kirlilik yaratan
tabela örnekleri. Kayabaşı, 2013
Örnekte, “Paravan yüzeyinde birden
fazla firmanın reklam uygulaması
yapılamaz” kuralının otel, restaurant,
kuaför, kuru temizlemeci, hamam Resim 14. Tarihi çevrenin algılanmasını
Resim 11. Konut niteliğini yitirerek ticaret vb. tanıtım-reklam yönlendirmeleri engelleyecek şekilde yerleştirilmiş, büfede
işlevi kazanan binada, binayı kaplayan ile ihlal edildiği uygulamalar satılan ürünlere dair hazırlanan reklam
tabela kirliliği örneği. Aksaray, 2013 belirlenmiştir. uygulamaları. Sultanahmet, 2013

62


















“Reklam ve tanıtım uygulamaları “Tanıtım, ilan ve reklam elemanları
yatay ve dikeyde çıkıntı oluşturacak birbirinin görüntüsüne engel olacak
şekilde konulamaz. Kent estetiği bir şekilde yerleştirilemeyeceği” kuralı
bütün olarak değerlendirilir. Kentsel yönetmelikte yer almasına rağmen
Tasarım Müdürlüğü kent estetiğini iki tabelanın üst üste gelerek hem
olumsuz etkileyen tüm reklam ve okunurluk sorunu hem de görsel
tanıtım uygulamalarına müdahale kirlilik yarattığı görülmektedir.
etme hakkına sahiptir” kuralının
seçilen örneklerde uygulanmadığı
görülmektedir.








Resim 15. Tarihi çevrenin algılanmasını
engelleyici şekilde yerleştirilmiş büfe, berber
dükkanlarına (solda) ve eczaneye (sağda)
ait tanıtım ve reklam uygulamaları. Resim 17. Üç boyutlu Türkiye Haritası
Çemberlitaş Hamamı, 2013 kullanılarak hazırlanan, kent estetiğini Resim 19. Üst üste yerleştirilerek birbirinin
olumsuz etkileyen su firmasına ait tanıtım engelledikleri için ileti işlevini sağlamayan
uygulaması. Zuhuratbaba, İstanbul, 2013 tabela örnekleri. Zuhuratbaba, Bakırköy,
İstanbul, 2013




















Resim 20. Binanın dış cephesinde yer
Resim 16. Binanın dış cephesine yerleştirilen, Resim 18. Görsel açıdan olumsuz etki alan kaplamanın üzerine yerleştirilerek
yatay ve dikey çıkıntı oluşturan, görsel bırakan, yatay çıkıntı oluşturan, reklam birbirinin görüntüsüne engel olan, aynı
açıdan olumsuz etki bırakan, üç boyutlu amaçlı kullanılan üç boyutlu baklava tepsisi zamanda birbirinin etkisini yok eden
ekmek maketi ile oluşturulan tanıtım ile oluşturulan tanıtım örneği. Şirinevler reklam örnekleri. E-5 Karayolu Üzeri -
örneği. Heybeliada, 2013 E-5 Karayolu üzeri, İstanbul, 2013 Şirinevler, 2013

63


















SONUÇ YERİNE… sanat tarihçisi, arkeolog, restarotör, oluşturulması, kentte yaşayan
sosyolog, inşaat mühendisi gibi sanatçılar, tasarımcılar ve sivil
Bu çalışmanın amacı, tüm kentsel bilim dallarında uzmanlaşmış, kendi toplum kuruluşlarının temsilcilerinin
alanı etkileyebilme potansiyeline alanlarında eğitimli, tecrübeli ve kent estetiği kurulunda yer alması
sahip işlevsel ve mekânsal profesyonel bir ekip oluşturulmalıdır. gerekmektedir. Tabela ve reklam
karmaşaların çok boyutlu olarak Sorunların çözümünde, mekansal panolarının yoğunluğu nedeniyle
algılanarak değerlendirilmesi ve kararların alınmasında, mekâna algılanamayan bina cepheleri
bu değerlendirme sonucu erişilen yansıtılmasını sağlayan bir iş bölümü reklam, ilan ve tanıtım yönetmeliği
bilginin mekana ilişkin karar süreçleri ve uzmanlık tanımlaması içerisinde maddelerine uygun olarak
içerisine yerleştirilebilmesinin çalışılabilmelidir. Düzenlemeler uygulanmalı ve denetlenmelidir.
yollarının aranması olarak ifade hayata geçirilirken aynı zamanda İstanbul’da çevresel grafik tasarım
edilebilir. İstanbul’da grafik tasarım da sürdürülebilmesi sağlanmalıdır. çalışmalarını gelişmiş ülkelerde
öğelerini kent dokusu içinde daha Yükseköğrenim kurumları da çevre görülen örneklerde olduğu gibi bir
sistemli hale getirmenin yolları konularına karşı yeni yöntemler noktaya taşımak için ilk aşamada bu
başlangıç olarak, grafik tasarımcı geliştirmeli, sorunları saptamalı, maddelerin hayata geçirilmesi, alana
ve şehir plancısı, kentsel tasarım toplum yararına çözümler daha fazla katkı sağlayabilir.
uzmanı, mimar, harita mühendisi, üretmelidir. Kent estetiği kurulunun



























İstanbul Kültür Üniversitesi değişim ve dönüşümün yarattığı
İletişim Tasarım Bölümü Öğr. grafik tasarım ve çevre sorunlarını
Gör. Dr. Dide Akdağ Satır’ın gözler önüne seren “Farklı
Yalova Üniversitesi, Sanat Katmanlar” isimli grafik tasarım
ve Tasarım Fakültesi Sergi ve fotoğraf sergisi 25.06-25.07.2015
Salonu’nda kentlerde yaşanan tarihleri arasında gerçekleştirildi.

64










İSTANBUL Öğr.Gör.Benian Kalafatoğlu > Yaratıcı Yönetmen / Stratejist


> İKÜ İletişim Sanatları Bölümü




biri” tanımlaması bilinen deyimi ile İspanya Kralı’nın elçisi yazar Ruiz
“beylik” ve gerçeği “kısmen” yansıtan, Gonzales de Clavijo, İtalyan seyyah ve
İÇİNDEN DENİZ eksik bir tanımlamadır. Ancak yazar Christophoro Buon del Monti,

GEÇTİĞİ KADAR, İstanbul’u kıyısı, köşesi, meydanı, ortaçağ sonrası Edmondo De Amicis,
Alphonse de Lamartine, Pierre Loti,
sokağı, caddesi, yokuşları, Arnavut
EDEBİYAT DA GEÇEN kaldırımlı semtleri ile tanıyıp bilenler, 1900 yıllarının yazarları arasında
ŞEHİR; İSTANBUL denizinde yüzüp, tablasından balığını Dostoyevski, Puşkin, Panait Istrati,
yiyen, Erguvan ve Çınar ağaçlarının
Agatha Christie, Ernest Hemingway,
gölgelerinde serinleyip, sokaklarından günümüzden John Freely edebiyat
simit, kara fırınlarından mis gibi tarihinin önemli ve ünlü yazarları
taze ekmek alan, çeşmelerinden arasında eserlerinde, İstanbul’un eşsiz
Orhan Veli’nin gözleri kapalı, seslerini suyunu içip, yedi tepesinden gün güzelliklerine yer veren yazarların en
sonsuza dek dinleyebileceği, Yahya doğumları ile gün batımlarına bilinenlerindendir.
Kemal’in, bir semtini sevmek için bile tanık olanlar, boğazdan geçen
bir ömür adayabileceği, Abdülhak gemilere el sallayanlar, Heybeli’de Şair Refik Durbaş’ın “İstanbul,
Şinasi’nin hayat boyu tatlı sevgilisi, mehtaba çıkanlar, deli yağmurları ile romanımızın, öykümüzün, şiirimizin,
Ahmet Hamdi Tanpınar’a bitmez ıslanıp, ayaz rüzgarlarıyla savrulan, denememizin, kısaca Türk
tükenmez sürprizler sunan, Selim titreten soğuklarında ısınılacak edebiyatının başkentidir” saptaması
İleri’ye koskocaman bir yalnızlık kahvehanelerini bilenler, İstanbul’un
hüznü bağışlayan, Roni Marguiles “dünyanın en güzel şehri” olduğuna
için içinde yaşayan herkesin yabancı kesinlikle inanırlar, bu inanç; “görerek
ama yine de birbirine tanıdık olduğu ve yaşayarak bilmenin” gücünden
garip bir ülke olan, bu eşsiz şehir, Refik kaynaklanır.Elbette, dünya üzerinde
Durbaş’ın deyimi ile; “Romanımızın, hem tarihiyle, hem coğrafi konumuyla
öykümüzün, şiirimizin, denememizin; hem de doğasıyla adının önüne
edebiyatımızın başkenti”. ‘güzel’ sıfatını hak eden pek çok şehir
vardır. Ama, tarihin, coğrafyanın ve
Edebiyat ve İstanbul… Diğer sanat doğanın İstanbul’daki kadar cömert,
dallarından daha fazla birbiri ile bağ ölçüsüz güzellikteki bir bileşim ile
kuran, birbirini sürekli etkileyen, bir araya gelip, ışıltılı, büyüleyici,
adeta birbirlerini var eden iki içten, şirin, sıcacık ve hemen aşık
sözcük, iki anlam, iki kavram, iki olunabilen, çekici bir başka şehir
sonsuz alan… Ama aynı zamanda herhalde gösterilemez. 12. yüzyıldan
kenetlenmiş bir bütün… başlayarak Fransız seyyahlarından
Odon de Deuil, yazar ve seyyah Rus
Hemen hemen her kesimden insanın Papaz Anton, asker yazar Fransız
duyduğu ya da İstanbul’dan söz Geoffroy de Villehardouin ve bir
açıldığında söylediği; “İstanbul, başka Haçlı subayı, yazar Robert
dünyanın en güzel şehirlerinden de Claire, Arap Seyyah Ebu El Fida,

65


















İstanbul için doğru ve hak edilen bir yönelmesinin bir
saptamadır. Osmanlı’dan günümüze yansıması olan Servet-i
edebiyatımızda; Türk klasik Fünun (Edebiyat-ı
eserlerinin yaratıcılarının, modern ve Cedide) Dönemi’nde
çağdaş edebiyatımızın öncülerinin, de, Ulusal Kurtuluş
ustalarının eserlerine İstanbul; Savaşı sonrası
tarihi olay ve olguları olsun, doğal Cumhuriyet Dönemi
güzellikleri ile olsun, insani, mimari, edebiyatında da,
kültürel ve sosyal yapısı ile olsun pek günümüzün modern
çok değişik nedenle girmiştir. eğilimlerini taşıyan Çağdaş
Edebiyat Dönemi’nde de
Edebiyat tarihimiz içinde hiçbir yazar ve sanatçılarımızı derinden
dönem yoktur ki eser vermiş olan etkilemiş ve onları beslemiş bir
yazar ve şairler yapıtlarında onu mekandır. Bu etkilenme çok farklı
konu edinmemiş olsunlar, İstanbul; temalarla, farklı öge ve konularla farklı
Osmanlı’nın yüzünü batıya ve yapı ve edebi biçimlerle muazzam bir bütünleşmiş Tevfik Fikret, İstanbul’u
modernliğe döndüğü Tanzimat çeşitlilik ve zenginlik oluşturur. kimi eserlerinde çok sevdiğini
Dönemi edebiyatında da, toplumsal açıklıkla belirtir, kimi zaman da oğlu
hayatın iyice modernleşme eğilimine “Bizden biri” olarak yaşamını Haluk’un başına gelen talihsizliklerden
yıllarca İstanbul’da sürdüren Piere bile İstanbul’u sorumlu tutar.
Loti’nin İstanbul’u ise masal gibi bir Peyami Safa, Kurtuluş savaşı öncesi
İstanbul’dur. Şayet Batı toplumunda Anadolu’dan İstanbul’a gelen
olduğu gibi soy ünvanları taşımak kahramanı ile birlikte İstanbul’daki
geleneği olan bir toplumsal yapı yaşama şaşırıp kalır. Midhat Cemal
adetimiz olsaydı “kont” ya da “baron” Kuntay ise; İstibdat, Meşrutiyet ve
benzeri bir ünvanı rahatlıkla hak İşgal İstanbul’unu “Üç İstanbul”la
eden ve özel bir İstanbul yazarı olan anlatır. Bir başka İstanbul yazarı,
Abdülhak Şinasi Hisar, İstanbul’a Kurtuluş Savaşı’nın cephe gerisindeki
yok olmakta olan bir Osmanlı ateşli savunucusu Halide Edip’in
Soylusu’nun duygu dünyasından ve en bilinen romanı “Sinekli Bakkal”
görüş açısından bakar. Çocukluğunun da Osmanlının son dönemlerinde
büyük bölümü Çamlıca, Büyükada bir İstanbul semti anlatılır. Nahid
ve Rumelihisarı’nda geçmiş olan Sırrı Örik “Abdülhamit Düşerken”
Abdülhak Şinasi; mehtapları ve de Osmanlı’nın hazin sonuna sessiz
yalılarıyla yaşayanlara rüya gibi bir bir yas tutan ve her şeye şahit bir
hayat sunmuş “Kaybolmakta olan bir İstanbul anlatır. Halide Edip’in geç
Boğaziçi”ni anlatır. Bebek/Aşiyan da fark edilen ve İstanbul/Pendik’de
mimari planlarını kendi çizdiği yine geçen, konusunun günümüzde de
ustaların başında durarak inşasına geçerliliğini koruduğu Romanı
nezaret ettiği evi adeta kendi ile “Çaresaz” da İstanbul’un uzak

66


















semt yaşamı ayrıntıları ile yer alır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar,
İstanbul’un bir dönemdeki mahalle
ve konaklarında yaşanan hayatı
o kendine özgü gülmecesi ile
anlatır. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın
İstanbul’u ise tarihsel ve estetik
ögelerle dopdolu “yaşayanı her an
şaşırtan bir İstanbul” dur. Sait Faik
ise “Günümüz İstanbul”unu olanca
gerçek kahramanları aracılığıyla
adeta semt semt, sokak sokak
dolaşarak anlatır ve bambaşka insani
zenginlikte bir boyuta taşır.


Dudağının kenarından hiç
eksiltmediği, yarım hüzünlü
gülümsemesi ile yine gerçek bir
“İstanbul Beyefendisi” Haldun Taner;
okuyucuya yağmur yağan Şişhane
semtinden seslenir, bu sesleniş, İstanbul’u ise bitirimlerin, kentte yaşayan herkesi hem yabancı
küçük insanların büyük hikayelerine bıçkınların, pavyon fedailerinin, hem de tanıdık olarak nitelendirir.
tanıklık etmeye çağırır bizi. Salâh geçkin ama efsanevi güzel, müşfik, iyi Şairler ise bambaşka temalar ve farklı
Birsel, “Boğaziçi Şıngır Mıngır” da; fahişelerin İstanbul’u olarak anlatılır. tonlarla seslenirler İstanbul’a… Kimi
Dünya’nın ve İstanbul’un en ilginç Şebnem İşi güzel “Çöp” bir İstanbul zaman sevda dolu bir romantizm,
coğrafi parçalarından olan “Boğaziçi anlatır. Latife Tekin’in İstanbul’u ise kimi zaman umutsuzluk ve nefret,
coğrafyasının insan haritasını fabrikaların, işçilerin ve işsizlerin kimi zaman öfke ve isyan, kimi
çıkartmak için tarihin derinliklerine olduğu başka bir “Buz’dan Kılıç” zaman da dostluk dolu olan bu
doğru sizi ilginçliklerle dolu, keyifli İstanbul’dur. Orhan Pamuk önce seslenişler; Tevfik Fikret “Sisler içinde
ve bir o kadar da güzel bir yolculuğa Nişantaşı ve Teşvikiye’den kendi İstanbul’u” öfke ve nefret zamanın
çıkarır. ailesi ile özdeşleşen eski, kalabalık bir iktidarının kötülük kaynağı olarak
ailenin İstanbul’unu anlatır, sonra da tanımlar. İstanbul, bütün yönleri ile
Dünya Edebiyatının sayılı doğa Haliç kıyısında yerleşmiş bir Osmanlı Yahya Kemal’de sonsuz bir sevgidir
anlatıcıları arasındaki saygın yerini Asilzadesi ve kölesinin İstanbul’unu… ve bir ömre bedeldir. Orhan Veli ise
çoktan almış büyük romancımız Ahmet Ümit ise “Beyoğlu’nun “Gözleri kapalı” dinlediği İstanbul’dan
Yaşar Kemal’de “Deniz Küstü” de arka yakasının” kalabalık, kanlı, “Sesler Senfonisi” çıkartır, Nazım
korkunç karmaşasıyla, yabancılaşan karmaşık, kirli ilişkiler yaşanan Hikmet önce “Beyazıt Meydanı’ndaki
insanları, talan edilen, kirletilen polisiye İstanbul’undan seslenir. Ölü” den hüzün ve umutla söz eder,
denizi ile ürkünç bir İstanbul’u Kadıköy’lü Roni Marguieles, bir sonra Gülhane Park’ında “Bir Ceviz
karşımıza çıkartır. Metin Kaçan’ın İstanbul yerlisi olmakla birlik bu Ağacı” olur. Ahmet Hamdi Tanpınar

67


















geçen” dünyanın tek kenti İstanbul’un 17-Evlerden Biri / Orhan Kemal
yazar ve şairlerimize verdiği 18-Fatih-Harbiye/ Peyami Safa
ilhamların birkaç örneği; İstanbul’un 19-Gurbet Kuşları /Orhan Kemal
içinden deniz geçtiği kadar edebiyatta 20-Hababam Sınıfı / Rıfat Ilgaz
geçmeye devam ediyor! 21-Hep O Şarkı / Yakup Kadri
Karaosmanoğlu
İster şiir, ister roman, ister anlatı, ister 22-İntibah / Namık Kemal
anı ya da deneme; Edebiyatımızda 23-İstanbul Bir Masaldı / Mario Levi/
İstanbul’u konu almış yapıtları 24-İstanbul’da Aşktan /Atilla Birkiye
okudukça gelişip, düşünsel ve ruhsal
anlam da, zenginleşeceğimiz kesin, 25-İstanbul Kırmızısı /Ferzan Özpetek
işte size “içinden deniz geçtiği 26-Kaybedenlerin Öyküsü / Hikmet
kadar edebiyatta geçen, İstanbul” Temel Akarsu
romanlarımızdan bir “seçki”. 27-Kiralık Konak/ Yakup Kadri
28-Kurt Kanunu / Kemal Tahir

Edebiyatımızda, konusu “İstanbul’da” 29-Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç
geçen 47 romanlık bir seçki / Hüseyin Rahmi Gürpınar
30-Kuşlar da Gitti / Yaşar Kemal
1-Acımak / Reşat Nuri Güntekin 31-Konstantiniyye Oteli / Zülfü
2-Allah’ın Süngüleri: Reis Paşa / Atilla Livaneli
için İstanbul “Geçen Zamanın İlhan 32-Masumiyet Müzesi/Orhan Pamuk
33-Mahşer / Peyami Safa
Onulmaz Hüznü”dür. Bedri Rahmi 3-Alnında Mavi Kuşlar / Aysel Özakın
Eyuboğlu sizi alır, Kapalıçarşı’ya 4-Ağır Roman / Metin Kaçan 34-Miras / Memduh Şevket Esendal
götürür, Cahit Sıtkı Tarancı; bir 5-Aziyade/ Piyer Loti 35-Murtaza / Orhan Kemal
serçe, bir kırlangıç, bir güvercin 6-Baba ve Piç / Elif Şafak 36-Pervaneler /Müfide Ferit Tek
olup uçar İstanbul üzerinde. Ziya 7-Beyaz Kale / Orhan Pamuk 37-Râna /Osman Necmi Gürmen
Osman Saba “Anılarının Mekanı” 8-Benim Adım Kırmızı /Orhan Pamuk 38-Sergüzeşt / Sami Paşazade Sezai
İstanbul’da gezinir ve ömrünün 9-Beyoğlu Rapsodisi / Ahmet Ümit 39-Sinekli Bakkal / Halide Edip Adıvar
dönüm noktalarını hatırlar, Ümit 10-Berci Kristin Çöp Masalları / Latife 40-Sultan Hamit Düşerken / Nahid
Yaşar Oğuzcan bir dosta sığınır Tekin Sırrı Örik
gibi yaklaşır İstanbul’a ve ondan 11-Bir Filiz Vardı /Orhan Kemal 41-Sokakların Çocuğu / Orhan Kemal
“üstüne varmamasını” ister. İlhan 12-Çaresaz / Halide Edip Adıvar 42-Sözde Kızlar /Peyami Safa
Berk Galata Köprüsü’nden çalışan 13-Cevdet Bey ve Oğulları/ Orhan 43-Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat /
insanların coşkusu ile seslenir. Atilla Pamuk Şemsettin Sami
İlhan “Ağlayan İstanbul’a” tanıklık 44-Üç İstanbul / Mithat Cemal Kuntay
eder. Cemal Süreyya eşikte durup 14-Deniz Küstü / Yaşar Kemal 45-Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz /Aziz
dışarıdan bakar İstanbul’a, Hilmi 15-Dünyaya İkinci Geliş yâhut Nesin
Yavuz ise çökertilip, talan edilmiş İstanbul’da Neler Olmuş / Ahmed 46-Yorgun Savaşçı / Kemal Tahir
günümüz İstanbul’una ağıt yakar. Mithat 47-Zehra / Nabi-zade Nazım
Bütün bu örnekler “içinden deniz 16-Esir Şehrin İnsanları / Kemal Tahir

68










İSTANBUL

Yrd. Doç. Dr. Arzu Eceoğlu > İKÜ İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü










DEVRİK CÜMLELERİ
İLE USTACA

TASARLANMIŞ BİR

MEKAN; İSTANBUL



Yüzyıllardır süre gelen bir sorudur bu;
mekanı var eden kazandırılan işlev
midir, yoksa içindeki yaşanmışlıklar
mı? Peki mekanı tanımlamak için bize
gerekli olan şey sadece dört duvar, tavan
ve döşemeden oluşan alan mıdır, yoksa
gözün alabildiğine uzanan açıklıklar
mı? İçinde bulunduğumuz evren, nefes
aldığımız dünya, ait olduğumuz ülke,
yaşadığımız şehir ve ihtiyaçlarımızı
karşıladığımız evimiz; bunlar bize
mekan kavramını tanımlamakta
yardımcı olan öğeler midir yoksa
hayatımızı tanımlamamıza,
işlev yüklememize, barınma vb.
ihtiyaçlarımızı karşılamamızdaki bakış açısını belirlenmekte ve zorunlu veya keyfi sebepler dışında
temel öğeler midir? toplum karşısındaki yerini ortaya değiştirmediğimiz İstanbul gibi.
koymaktadır. Zaman kavramı
Bu kavramları düşünürken ile ortaya konan aidiyet kavramı Aslında kocaman bir bütünleşik
unutulmaması gereken öğelerden aslında bizim nerede, neden var mekandır İstanbul. İçerisinde 7
biri de ait olma duygusudur. İnsan olmak istediğimizin de temelini tepeyi, onlarca ilçeyi, binlerce haneyi
hayatında diğer canlılardan farklı oluşturmaktadır. Aslında her şey ve milyonlarca insanı barındıran
olarak 12 yıllık bir süreçte gelişen yaşam ile alakalıdır ve insan tamamı kocaman bir mekan. Bu mekanda
ve insanın toplumdaki asıl yerini ile yaşamın içindedir. Üstünde ya da zaman geçiren birey ne gecesinden,
belirlemesini sağlayan bu duygu yanında değil. Tıpkı şehir kavramı ne gündüzünden, ne kavgasından ne
evrimini gerçekleştirdiği bu süre gibi. Hayatımızın 7 gününü, 24 de keyfinden geri koyamaz kendisini.
zarfının sonunda kişinin hayata saatini, her dakika ve her saniyesini Parlak yıldızları dikkat çektiği kadar

69


















gündüzleri bile görmezden gelinen altı yüz yıl boyunca,
alt başlıklara, detaylara sahiptir. El 330’dan 1922’ye
sürülmeye çalışıldığında 3.Sayfa kadar olan dönemde;
manşetlerinde yer alan mahremiyeti, Roma İmparatorluğu
yıkım haberlerinden, yıkılan ocakların (330-395), Bizans
yerine dikilen gökdelenlerden, İmparatorluğu (395-
alışveriş merkezlerinden kendini 1204, 1261-1453),
bir anda 1.Sayfa manşetlerine taşır. Latin İmparatorluğu
Bilinen mimari ve doğa harikası (1204-1261) ve Osmanlı
manzaraları kadar herhangi bir doğal İmparatorluğu (1453-
afette Türkiye’nin milli felaketi gibi 1922) olmak üzere dört
karşımıza çıkar İstanbul. farklı imparatorluğa başkentlik
yapmıştır. Bu imparatorluklardan
Uğruna yazılan kitaplardan, şiirlerden üçü var oldukları dönemde dünyanın
yahut çekilen belgesel filmlerden en büyük güç ve iktidar sahibi
ziyade eğrisi ve doğrusu ile yaşanılası devletleri olarak tarihe geçmiştir. artışa ayak uyduramaması, rant
bir hayattır İstanbul. Hepsinin İstanbul’dan yönetildiği beklentileri ve daha birçok çıkar
düşünüldüğünde şehrin tarihsel amaçlı atılan adımlar nedeni ile alt
Çarpık Kentleşen ve Doğal önemi ve değeri anlaşılabilir. yapı sorunları başta olmak üzere
Afetlerden Yara Alan Mekan büyük yaralar almıştır. Özellikle son
Tarihe adını altın harferle yazdıran 20 yıllık dilimde geçirdiği depremler,
bu şehir, günümüzde sürekli göç çağa ayak uydurma çabalarında
İstanbul, yerleşim tarihi 300
bin, kentsel tarihi yaklaşık 3 bin, alması, bundan kaynaklanan çarpık adım başı yükselen inşaatlar
başkentlik tarihi 1600 yıla kadar kentleşme, belediyelerin bu hızlı (alışveriş merkezler, iş kuleleri,
uzanan Avrupa ile Asya kıtalarının
kesiştiği noktada bulunan bir dünya
kentidir. Şehir çağlar boyunca farklı
uygarlık ve kültürlere ev sahipliği
yapmış, yüzyıllar boyu çeşitli din,
dil ve ırktan insanların bir arada
yaşadığı kozmopolit ve metropolit
yapısını korumuş ve tarihsel süreçte
eşsiz bir mozaik halini almıştır. Uzun
zaman dilimleri boyunca her alanda
merkez olmayı ve iktidarda kalmayı
başaran dünyadaki ender yerleşim
yerlerinden biri olan İstanbul
geçmişten günümüze bir dünya
başkentidir. İstanbul kesintisiz bin
İstanbul’un Tarihi Bölge ve Yapıları

70












































http://i.ensonhaber.com/resimler/diger/istanbul_9498.jpeg


gökdelenler vb.) sayesinde her yer artık şehirle ilgili yapılacak çalışmalar neticesinde İstanbul’un durumuna
beton yığınına dönmeye başlamış kepçelerle kazılıp yığınlar halinde bakılacak olursa; gecekondu yerleşim
ve yeşil alan minimum derecede harabeleri oraya buraya bırakmayı ya yerleri toplam yerlerin %55’e yakın
değerlendirilme noktasına gelmiştir. da tarihi yıkarak geçmişi yok etmeyi bölümünü oluşturmaktadır. Buna
Oysaki, 3 bin yıllık tarihinde hüküm değil, yapılan hataları yapmamaya müteakiben %20 ile düzensiz
süren devletlerden kalan yapıları özen göstererek yenileşme ve gelişme yapılaşma gelmektedir. Özetle,
ile de (Surlar, Dolmabahçe Sarayı, çalışmaları yapmayı gerektirmektedir. İstanbul’un %75’i plansız ve kaçak
Çırağan Sarayı, Topkapı Sarayı, Bu da çok dikkat isteyen bir süreçtir. yapılaşma şeklindedir. Düzensiz
Nuruosmaniye Cami, Mihrimah Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük konut alanlarının ilçe toplam konut
Sultan Cami, Ayasofya, Kapalı Çarşı ve tarihi geçmişe sahip şehirlerden alanına göre en fazla bulunduğu
vb. başta olmak üzere birçok mimari biri olan İstanbul’un Osmanlı ilçeler, Bayrampaşa, Zeytinburnu,
harikayı) tarih kitaplarındaki yerini İmparatorluğu’ndan günümüze kadar Esenler, Bağcılar, Kartal, Pendik
almıştır. nasıl bir şehirleşme sürecinden ve Bahçelievler ilçeleridir. Düzenli
geçtiğini ve geçmişin herhangi konut alanlarının ilçe toplam konut
Kentsel değişim ve dönüşüm süreci bir etki bırakıp bırakmadığını alanlarına göre en fazla bulunduğu
temelinde büyük planlamalar irdelemek ve analiz etmek gerekir. ilçeler; Fatih, Kadıköy, Bakırköy,
gerektiren bir süreçtir. İstanbul’da çok İstanbul’un bu duruma gelmesinde Beşiktaş, Maltepe, Güngören
uzun zamandır süregelen bu durum merkezî yönetimde siyasilerin, ilçeleridir. Gecekondu alanlarının
geri dönülmesi zor hatta imkânsız yerel yönetimlerde Belediyeler, ilçe toplam konut alanına göre en
hataları ortaya koymuş ve daha fazla bürokratlar, meslek odalarının olup fazla bulunduğu ilçeler Ümraniye,
hata yapmamayı gerektiren bir süreci bitene seyirci kalan toplumun her Kağıthane, Gaziosmanpaşa, Beykoz,
de beraberinde getirmiştir. Bu yüzden ferdinin payı vardır. Çarpık kentleşme Avcılar ve Eyüp ilçeleridir. Bugünkü

71


















duruma baktığımızda, bu veriler 1982 yılından beri düzenlenmekte Aynı şekilde Şükrü Saraçoğlu Stadı
kısmen de olsa değişmiştir. Hazine ve olan Uluslararası İstanbul Film da 2009 UEFA Kupası Finali’ne ev
belediye parsellerinde 1985 yılından Festivali, Avrupa’daki en önemli sahipliği yapmıştır. Dünyanın en
önce yapılan gecekondulara önce film festivallerinden birisidir. Güzel büyük spor organizasyonlarından
Tapu Tahsis Belgesi, sonrasında Tapu sanatlarla ilgili olarak 2 yılda İstanbul biri olan Formula 1 yarışlarına 2005
Belgesi vermek suretiyle gecekondu Bienali düzenlenmektedir. 1881 ila 2011 tarihleri arasına kadar ev
olmaktan çıkarılmış olup, kaçak yapı yılında kurulan İstanbul Arkeoloji sahipliği yapmıştır ve 2012 Grand
durumu oluşmuştur (2013 Nedir – Müzesi kendi türünde dünyanın en Prix takviminden çıkarılmıştır.
Nedir.com). Bilinçsizce tahrip edilen büyük müzelerinden biridir. 2004 İstanbul Park Pisti, toplam 2 milyon
yeşil alanlar, yeni inşaatlar da önem yılında açılan İstanbul Modern 215 bin m²’lik bir alanı kaplamaktadır
verilmeyen temeller, bodrum katlar, Sanat Müzesi sık sık Türk ve yabancı (Predavatel.com. http://www.
dere yataklarına inşa edilen yapılar sanatçıların sergilerine ev sahipliği predavatel.com/tr/istanbul.htm).
felaketleri de peşinde getirmektedir. yapmaktadır. Canlı gösteriler ve Türkiye’nin en önemli hipodromu
konserler için ev sahipliği yapan olan Veliefendi Hipodromu kentteki
Bununla birlikte Mimar Sinan’ın bir numaralı tarihi mekânlar Aya önemli yarışlara ev sahipliği
Selimiye Camisini tanımlarken İrini, Rumeli Hisarı, Yedikule Hisarı, yapmaktadır.
kullandığı “Ustalık Eserim” Topkapı Sarayı avlusu ve Gülhane Çok donanımlı bir o kadar tadilatı
kelimesinin tam karşılığı olarak Parkı’dır. Önemli kültür öğelerinden devam eden bir yapı gibi karşımızda
ülkemizin kelimenin tam anlamıyla biri de Türk Hamamı’dır. Osmanlı duran bu yedi tepeli şehir, gecesi
hiç değişmeyen yükselen incisidir Dönemi’nde yapılan ve buna en iyi ve gündüzüyle, havası ve suyu ile
İstanbul. Bünyesinde bulundurduğu örnek olan Çemberlitaş Hamamı kullanıcılarını kendisine hayran
onca tarihi yapı, iki kıtayı birbirine (1584), Fatih’in Çemberlitaş bırakmaya ve bağımlı kılmaya hiç
bağlayan köprüleri, eşsiz boğazı ile semtindedir. ara vermeksizin devam etmektedir.
asırlardır süre gelen geleneği olan Orhan Veli’nin dizelerinde bahsettiği
farklı dil, din, ırk ve mezhep göz Bizans ve Roma dönemlerinden beri gibi;
etmeksizin bütün kullanıcılarına birçok spor faaliyetine ev sahipliği
kapılarını ardına kadar açmaya yapan İstanbul; günümüzde futbol, İstanbul’u dinliyorum, gözlerim
devam etmektedir. basketbol, voleybol, hentbol ve kapalı,
çeşitli motor ve spor yarışlarına ev Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Kültürel açıdan her geçen gün biraz sahipliği yapar. Türkiye liglerinin üç Yavaş yavaş sallanıyor,
daha kendini geliştiren şehir 2010 büyüğü olarak adlandırılan Beşiktaş, Yapraklar, ağaçlarda;
yılında “Avrupa Kültür Başkenti” Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Uzaklarda, çok uzaklarda,
seçilmiştir. Ayrıca dünyaca ünlü antrenman ve maç sahaları da Sucuların hiç durmayan
popstarlar İstanbul stadyumlarını burada bulunmaktadır. Ali Sami çıngırakları,
doldururken, opera, bale ve tiyatro Yen Spor Kompleksi Türk Telekom İstanbul’u dinliyorum, gözlerim
gibi sanat dallarında eserler yıl Arena, Atatürk Olimpiyat Stadı ve kapalı.
boyu sahnelenir. Mevsimsel festival Şükrü Saraçoğlu Stadı UEFA’nın beş
boyunca, dünyaca ünlü orkestralar, yıldızlı statları arasındadır ve Atatürk
koral müzik grupları ve caz müziğinin Olimpiyat Stadı, 2005 Şampiyonlar
efsane isimleri konser vermektedirler. Ligi Finali’ne ev sahipliği yapmıştır.

72










İSTANBUL

Grafiker Ömür Kınay > İKÜ İletişim Tasarımı Bölümü









“ŞEHRİN
KIRIŞIKLIKLARI”:


İSTANBUL


Sokak sanatı (street art), sokaklar
kullanılarak gerçekleştirilen her türlü
sanatsal faaliyeti içermektedir. Grafiti,
stencil (şablon), sticker (çıkartma)
sokak işaretleri, video projeksiyon ve
sokak enstelasyonları sokak sanatı
içinde yer almaktadır.

Sokak sanatı, halka ulaşmak
için oldukça güçlü bir platform
olmaktadır. Sokak sanatı, terim olarak
Jean-Michel Basquiat, Andy Warhol,
Richard Hambelton gibi sanatçılar
tarafından ilk kez kullanılmıştır. Çoğu
sanatçı reklamın egemenliğine bir
başkaldırı olarak mecralarını sokak
olarak belirlemiş ve üretimlerini
gerçekleştirmişlerdir. Dünyanın
önemli şehirlerinde sokak sanatını
ve grafiti ürünleri görmek mümkün Eser: Cibali sk. Balat, 2015. / Kaynak: JR. resmi facebook sayfası.
olmaktadır. Paris, Berlin, Londra, Birçok sanat alanından etkilenen, kalıcı hale getirmek, aktarmak ve
Tokyo, Barselona ve daha pekçok yerleştirme, geri dönüşüm, anlık toparlamak gibi amaçlara hizmet
şehirde önemli sanatçılar çalışmalarını eylemler gibi birçok türevi kapsayan, etmektedir. Sokak sanatı, bu
yapmaktadırlar. Türkiye’de ise bu şehrin oluşturduğu platformu anlamda temsil edici bir örnek alan
sanatsal akımın özellikle İstanbul’da kullanarak ürünler veren bir sanat oluşturmaktadır. Yasaklı yerlere
son beş yılda geliştiği görülmektedir akımıdır. resimler çizmelerine karşılık, şehir
(www.demokrathaber.net, 02.06.2015). yöneticileri bu resimleri ortadan
1980’lerin başlarında New York’ta Mağara duvarlarından internete kaldırmaya ya da bunların yasal
kullanılmış olan bu terim, sokağı kadar kullanılan tüm iletişim araçları, olarak belirlenmiş yerlere çizilmesini
sanatsal yüzey olarak kullanmaktadır. insanların sözlerini, düşündüklerini sağlamaya çalışmaktadırlar. Bu

73


















süreç ise bu sanatın kendisini siyasal galerilerde de yerini
bir konu haline getirmektedir. almıştır. Özellikle
Duvarlara, sokaklara, kamuya ait başlangıç noktasını
alanlara yapılan bu resim, çizim vb. düşündüğümüzde,
uygulamalar “vandalizm” olarak da geleneksel sanat
algılanabilmektedir. Fakat vandalizm, anlayışına ve
“bilerek ve isteyerek kamu malına endüstriyel sanata
zarar vermektir” ancak bu sokak karşı bir duruş olan
sanatında amaç zarar vermek değil, sokak sanatı artık
dikkat çekmek, politik veya sosyal ticari sanatın içinde yer
içerikli mesajlar vermek; yapıldığı bulmaya başlamıştır. Sokak
alanı, saptanan amaç doğrultusunda sanatı ile grafiti çoğunlukla
manipüle etmek ve dönüştürmektir. karıştırılmaktadır; oysa ki grafiti bu
akımın sadece bir parçası olmaktadır.
Günümüz araştırmalarında mekan, Grafiticiler işlerini en kısa zamanda
kent sorunsalı, David Harvey gibi bitirmeye programlanmışlardır, “Sokak sanatı” ismi altında, yerlerin
seçkin coğrafyacıların eserlerinin sokak sanatçıları ise daha uzun (kaldırım, yol gibi) resimlenmekte
merkezinde, 1968 toplumsal zaman dilimleri çerçevesinde bunu olması, duvarların, binaların
hareketlerinin şehir mekanlarının yaymaktadırlar. Sokak sanatında tuvale dönüştürülmesi, ağaçların
ve kamusal alanların siyasal önemi amaç kenti, kendilerinden izinsiz giydirilmesi, binaların dışındaki
hakkındaki felsefi farkındalıklarının reklam panoları ve ilanlarla işgal edilen yağmur borularının süslenmesi
artışıyla paralel şekilde H.Lefebvre sokakları geri alarak, yaratıcılıkla gibi farklı uygulamalar İstanbul’da
ve M.Castells gibi araştırmacılarla birleştirdikleri çalışmalarını kente özellikle Cihangir, İstiklal caddesi,
popülerleştirilmiştir. Ancak mekan yaymaktır. Karaköy ve Balat’ta ağırlıklı olarak
sorunsalının sosyal bilimlere ve onun sanatçıların kullandığı alanlardır.
üzerindeki geniş bir alandaki uzman Sokak sanatı demek, sokakta büyüyen Sokak sanatında, şehirlerin ‘mutsuz’
ve entelektüellere taşınmasındaki sanat demek. Yani sözlük anlamıyla boş bina cephelerine, dev fabrika
merkezi rol Şikago Üniversitesi bile bu işle ilgili bir ilegal durum binalarına yapılan büyük ölçekli işlere
sosyologlarının araştırma ve söz konusudur. Grafiti kültürüyle ise “mural” denmektedir.
kitaplarıyla gerçekleşmiştir. (Park, R. özdeşleşen vandallık, kurallara aykırı
ve Burgess, E., 2015). davranma vs. gibi olumsuz ve “göz İSTANBUL’74’ün her yıl düzenlediği
korkutan” tanımlamalar sokak sanatı Uluslararası Sanat ve Kültür Festivali
Sokak sanatının günümüzde için de kullanılmaktadır ama araçların Istancool ile İstanbul’a gelen son
birçok farklı uygulaması vardır. ve onları kullanışın farklılığından Ted Prize ödüllü sokak sanatçısı
Dünyaya hızla yayılmasıyla birlikte dolayı çoğu yerde sokak sanatı için ve fotoğrafçı “JR.” The Wrinkles of
Türkiye’de de son dönemlerde post-grafiti yahut doğasına uygun the City (Şehrin Kırışıklıkları) adlı,
özellikle İstanbul’da oldukça popüler şekilde daha sarsıcı bir sokak diliyle 2008 Sonbahar’ında başladığı projesi
bir hal almaktadır. Geleneksel “gerilla sanatı” deyimlerini uygun kapsamında ilk olarak soluğu İspanyol
sprey boyamalar sokak sanatının görüp kullananlar da olmaktadır şehri Cartagena’da almış, o zamandan
temelini oluştururken, sokak sanatı (www.emlakansiklopedisi.com). beri Şangay, Los Angeles, Havana

74




















































Eser: Balıkçı Ali ve eşi Şükran, Haliç, 2015. Kaynak: JR. resmi facebook sayfası. Eser: İnşaat işçisi İsmet, 2015, İstanbul. Kaynak: Ömür Kınay arşiv, Karaköy, 2015.

ve Berlin’de çalışmalarını yapmıştır. duvarlarının kırışıklıklarıyla üst anlaşamadıklarını tespit etmesi
Projenin son ayağı olan İstanbul’a üste biniyor olmasından almaktadır. üzerine portrelerini şehirlerdeki
2015 mayıs ayında gelen sanatçı, Birileri sokak sanatını vandalizm mekanlara yine devasa boyutlarda
diğer işleri gibi önce şehrin yaşını olarak tanımlarken bu çalışmaların yapıştırarak onları “Face to Face” (Yüz
almış sakinlerinin fotoğraflanmasını, üzerinden daha haftalar geçmeden Yüze) projesiyle yüz yüze getirmesiyle
ardından bu fotoğrafların devasa boyalar attılar, bir kısmını yırttılar; de bilinmektedir.
boyutlara getirilerek uygun alanlara tabi ki JR’ın Türkiye’ye geleceği
yapıştırılmasını uygulamaya haberini aylar önce gazetede görünce, JR’ın “Şehrin Kırışıklıkları” isimli
koymuştur. Projenin amacı, bu takvimime büyük bir heyecanla bunu çalışmasının kısa filmleri de Youtube
şehirlerde yaşayan yaşlı halkın portre yazıp, eserlerini görmek için Karaköy üzerinden izlenebilmektedir, yakında
fotoğraflarını, dev ölçeklerde kamu ve çevresine giden benim gibi İstanbul ayağının filmini de sosyal
alanlarına taşımak ve yaşlanma heyecan dolu kişiler de bulunmakta medya aracılığıyla paylaşacaktır.
sürecini ve bu sürecin hem insanların ancak maalesef tüm bunlara karşın bu Projenin kapsamlı tüm çalışmaları
hem de şehrin kimlik anlayışını ne çalışmalara saygı göstermeyip, zarar www.jr-art.net adresinden
şekilde etkilediğini etkili bir biçimde veren bir zümre de bulunmaktadır. incelenebilir.
anlatmaktır. Projenin adı olan Sanatçı, daha önce Filistin ve
“Şehrin Kırışıklıkları” yaşlı yüzlerin İsrail’deki insanların birbirlerine Uluslararası bir sanatçının gözünden
kırışıklıklarının eski binaların çok benzemelerine rağmen yaşalan İstanbul’un son mahalle

75




















































Eser: Sancaktar cad. Balat, 2015. / Kaynak: JR. resmi facebook sayfası. Eser: JR ve Ressam Muzaffer Akyol’un portresi. / Kaynak: JR. resmi facebook sayfası.

kültürü ve otantik evlerini hala öyküleştirmiştir. Sonuçta geçmişten Kaynakça
koruyan Balat, Ayvansaray, günümüze bir çok sanatçı İstanbul’u
Karaköy, Haliç gibi sahil bölgesini eserlerinin ana konusu yapmıştır. www.jr-art.net
de kapsayan bir projede İstanbul’u Bulunduğu özel bölge ve Doğu ile Robert E.Park, Ernest W.Burgess,
İstanbul yapan gerçekler apaçık Batı’nın gidişatını belirleyen olayların “Şehir: Kent Ortamındaki İnsan
görülmekte ve bu sanatçıyla yeniden odağında olan İstanbul, bugün Davranışlarının Araştırılması Üzerine
gün yüzüne çıkmaktadır. Sokağı, tarihi atmosferinin yanı sıra genç Öneriler”.(Çev.:Pınar Karababa
galerisi, gecekonduları şehrin gözü nüfusu sayesinde de en yeni kültürel Kayalıgil) Ankara: Heretik Yayınları,
olarak kullanan sanatçı bir yandan ve sanatsal gelişimlerin merkezi 2015.
sokağın sesini duyurmaya çalışırken olmaktadır. Bunu fark eden JR. gibi Çelebi, Semra. “Kadıköy’de Duvarlar
bir yandan da sokakta yaşayanları sanatçıların çalışmalarına ilham Sanatla Boyanacak”.03/06/2015,
göz önüne getirmeye çalışmaktadır. olmaktadır. http://www.demokrathaber.net/
Tüm bunları yaparken eski yapılarla kultur-sanat/kadikoyde-duvarlar-
İstanbul kentinin 8500 yıldır liman, sanatla-boyanacak-h12012.html
3000 yıldır kent olarak varlığını “Mimarlık Terimleri”,03/06/2015,
sürdüren, iki kıtanın yakasında http://emlakansiklopedisi.com/wiki/
birleşen yaşalmış İstanbul’unu, street-art-nedir-sokak-sanati-nedir
içinde barındırdığı yaşlı insanlarıyla

76










İSTANBUL

Yrd.Doç.Dr. Volkan Ekin > İKÜ İletişim Sanatları Bölümü








İSTANBUL’UN AZINLIK

KULÜPLERİ - I


Bugünden geçmişe doğru bakınca,
çocukluğumun önemli bir kısmının
Kurtuluş’ta geçtiğini söylesem,
sanırım pek de yalan olmaz… Maçka
ve Feneryolu’nda geçen çocukluk
yıllarıma rağmen, haftada en az
birkaç gün annemle birlikte mutlaka
bu semte gitmek zorunda kalırdım.
Çünkü anneannem, eskilerin “Tatavla”
olarak bildiği ve 1929’da çıkan büyük
yangından sonra “Kurtuluş” adını
alan semtte ikamet ediyordu…

Bizimkilerin Kurtuluş hikayesi, dolayı aynı zamanda temiz havası ile ve hüznü paylaşmayı gerçek anlamda
aslında anneannemin gençliğinde anılıyormuş… onlarla birlikte yaşayabildim. Bu
zatürre hastalığına yakalanması ile arada, unutmadan, anneannemin
başlıyor. 1950’lerin başında, zamanın Ömrünün son günlerine kadar, yani Taksim’e, büyük halaya, oradan da
doktorları kendisine temiz hava yaşantısının yaklaşık olarak yetmiş Pera’ya giderlerken kullandığı renk,
almasını ve nemden uzak kalmasını yıldan fazla zamanını Kurtuluş’ta renk, çeşit, çeşit, tüylü şapkaları,
öneriyorlar. İstanbul Anadolu geçiren anneannem sayesinde; bugün hem birer anı, hem de kent
Yakası’nda bulunan ve o yıllarda yıllar sonra ne anlama geldiğini yaşamındaki görgü ve nezaketin
yeni açılmış olan Süreyyapaşa Göğüs anladığım ve “azınlıklar” olarak birer göstergesi olarak, oğlum Okan
Hastalıkları Hastanesi’nde geçen tanımlanan Ermeni, Yahudi ve Rum için siyah-beyaz fotoğraflarla birlikte
tedavi sürecinin ardından, hekimlerin cemaatlerinden pek çok komşu, annemin Kurtuluş’taki evinde saklı
de tavsiyesi ile anneannem, dedem, büyüğüm, arkadaşım ve esnaf ile aynı duruyor...
annem ve çocukluğumda inanılmaz atmosferi paylaşma imkanına sahip
hikayelerini dinlediğim, kedileri oldum… Kent yaşamı ve kurallarından söz
Kısmet ile birlikte ailecek Sarıyer’den açılmışken; belki de kent yaşamında
Kurtuluş’a taşınıyorlar… Dedemin kız Sanırım, “usta” kelimesinin önemli bir yer tutan toplu taşıma
kardeşi, büyük hala ise Sarıyer’den ve hakkını vermenin ne demek kültürünü pek çoğumuz henüz çocuk
Taksim’den ölünceye kadar ayrılmıyor. olduğunu kavrayabilmeyi, koşulsuz yaştayken troleybüsler aracılığıyla
O yıllarda Kurtuluş, şehrin yüksek yardımseverliği, komşuluğu, güveni, Kurtuluş’ta aldık. Bilet kesen
rakımlı bir konumunda olmasından saygıyı, kültürel zenginliği, sevinci görevliye hatır sormak, büyüklere yer

77


















vermek, yüksek sesle konuşmamak, yerinde olmayan “son
hamilelere ve bayanlara yer vermek durak” demekti… Karşı
gibi. Çocukça heyecanlar da yaşadık; apartmanda oturan,
cam kenarında oturmak, troleybüsün güzel Rum kızları ile
o kocaman tekerlekleri önünde boy yaşanan platonik bir
vermek, şoförün reosta cihazı ile aracı aşktı Kurtuluş… Yaz
hızlandırmasını ve fren yapmasını mevsimi gelince konu,
ilgiyle takip etmek, troleybüs komşunun adalara
dirseklerinin elektrik hatlarından taşındığı bir semtti
çıkmasıyla beraber aracın durmasını Kurtuluş. Kilisenin çan
ve yine merakla şoförün bu sorunu sesleri, Rum İlkokulu’nun
nasıl gidereceğini izlemek gibi… merdivenlerinde koşan
çocukların sevinç çığlıklarıydı
Kurtuluş demek geçmişte; Kurtuluş…
70 Numaralı kırmızı renkli
troleybüslerde Tünel ve Eminönü Aslında Kurtuluş demek, çok Kurtuluş’ta bir paskalya yortusu
seferlerinde karşılaştığımız, Rumca, kültürlülüğün inanılmaz ahengini daha kutlanıyordu… Rengarenk
Ermenice, İtalyanca, İspanyolca yaşamaktı. Bugünkünden çok farklı yumurtalar, paskalya çöreğine
konuşan insanlar demekti. Tadilat bir semt ve İstanbul’du aslında saklanan ve kimin diliminde çıkarsa
işleri söz konusu olunca Ermeni yaşanan. Belki de son darbe, adı o yılın, o kişiye şans getireceğine
ustamız Mösyö Siran Bey’di… 1982’de gibi 12 Eylül Darbesi oldu Kurtuluş inanılan madeni para… Bugün
İtalya, Dünya Kupası’nı kazandığında, için. Azınlıklar, o döneme kadar pek hayatta olmayan iki kişiyle, abim ve
sevincinden evinin balkonuna Türk çok badire atlatmışlardı; 6-7 Eylül kardeşimle paskalya çöreğini yeme
ve İtalyan bayrakları asan, Madam Olayları, Varlık Vergisi, 1964 Kıbrıs yarışımız… Bir çocuk için gece geç
Tana’nın eşi Levanten Mösyö Olayları, 1974 Kıbrıs Harekatı, vs. saatlerdi belki ama olsun; Madam
Giovanni idi. Madam Sofula’nın Ancak, 12 Eylül sonrası haklarını Dora, Madam İda bizdelerdi… Mösyö
Yunanistan’dan getirdiği süt tozu, keçi aramakta zorlanan ve yaşananlardan Baruh ise Tante Kaden ve Mösyö Sami
peynirleri ve çikolataların afiyetle korkan azınlık vatandaşları ile de… 5. Kat komşumuz olan madam
yenmesi, pastanelerden çöreklerin vakıflar, 12 Eylül öncesinde yaşanan Christina ve eşi Niko Amca, ellerinde
mis kokularının gelmesiydi. sağ-sol çatışmaları ile birlikte genç yanan mumlarla Kurtuluş son durakta
nüfuslarını yurtdışına gönderme bulunan ve yapımı 1782’ye dayanan
Kurtuluş; Kurtuluş Caddesi’ni telaşını yaşamış, ardından da Aya Dimitri Kilisesi’ne doğru yol
geçip Pangaltı’ya doğru gittiğinizde İstanbul’da yaşanan inanılmaz alıyorlardı. Apartmandan çıkışlarını
köşedeki tezgahta satılan topik, boyuttaki göç dalgası ile gelen kültürel izlediğimi ve anneanneme biz neden
Mösyö Beto’nun mağazasında satılan değişimin önünde duramamışlardı. gitmiyoruz? dediğimi, ardından
kıyafet, parkta çekilen nice Türk Madam Christina’nın o mumları
filmlerine ev sahipliği yapmış olmak, Oysa, geçmişte hoşgörü ve nereye götürdüğünü sorduğumu
çay bahçelerinde ailecek sohbet saygı kavramları ile ilgili belki hatırlıyorum… Anneannem yanıt
etmek, Göreme Muhallebicisi’nde de milyonlarca anı yaşanmıştır olarak; onların dini inançlarının bize
tavuk suyuna çorba içmek, bugün bu semtte... Onlardan birinde; göre farklı olduğunu, ancak farklı

78


















dinlerden de olsak, aynı yaratana varlıklı kişilerin atlarının bulunduğu barındırır olmuştur.
inandığımızı, bu törenin onlar için alan anlamında kullanılmıştır. Türkçe
önemli olduğunu, eğer kiliseye gidene ‘at tavlası’ sözcüğü zamanla Rumca’da Kurtuluş’un kuruluşunun da
kadar mumları sönmezse dileklerinin ‘Ta At Tavla’ veya ‘Tataula’ biçimimde Türkiye’deki pek çok ilçe ve semtin
gerçek olacağına inandıklarını söylenir olmuştur. İstanbul’un kuruluşunda olduğu gibi ihtiyaca
söyledi… O gece tüm kalbimle, fethinden önce boş olan bölgede, yönelik belli bir meslek grubundan
Madam Christina’nın kiliseye Bizans’lılar Dönemi’nde Galata’da yine belli bir zümrenin, bölgeye
giderken taşıdığı mumun sönmemesi yerleşmiş olan Ceneviz’lilerin devlet eliyle yerleştirilmesiyle olduğu
ve dileklerinin kabul olması için dua ahır ve kuyularının bulunduğu görülmektedir.
ettim… sanılmaktadır. Fetih’ten hemen sonra
da Tatavla’dan Kağıthane’ye kadar Kanuni Sultan Süleyman döneminde
Bu semtte geçen çocukluk uzanan geniş ve boş alan padişah (1520-1566) yaşayan ve Osmanlı
günlerimde Lefter adı geçtiğinde atlarına otlak olarak seçilmiş. Daha tarihinin önemli simalarından
gözleri dolan insanları gördüm… sonraları oluşan semtin Tatavla adını olan Barbaros Hayreddin Paşa’nın
Lefter’i anarken, Metin Oktay almış olmasının da bu nedenlere Ege ve Akdeniz’den, özellikle de
adının geçtiğini, Beşiktaşlı Niko’dan dayandığı tahmin edilmekte. Sakız Adası’ndan gemi yapımında
bahsedilirken, asıl adı Nikola çalıştırılmak üzere getirdiği on
Büyükvafiadis olan Galatasaraylı Tatavla, Osmanlı İstanbul’una bini aşkın Rum esir, Kurtuluş’a
Boduri’yi duydum… Lefter’in en çok serpiştirilmiş çok sayıdaki yerleşim yerleştirilmiştir. Böylece, Kurtuluş’un
beğendiği futbolcuymuş meğer… birimi arasında, ötekilerde da kuruluş öyküsü başlamış olur.
Merak ettim… Bu merak, belki de görülmeyen bir özelliğe sahipti. Tersaneliler olarak da anılan, önceleri
benim bugünüme yol haritası oldu… İstanbul’un bazı semtlerinde, Kasımpaşa tersanelerinde çalışan ve
AEK ve PAOK takımları kazanınca 1960’ların ortalarına kadar Rum gemi yapımında usta Rum esirler,
sevinen büyüklerim oldu etrafımda… karakteri görülmekle birlikte hiçbiri daha sonraları tulumbacılıkta ve
O zamanlar bilmiyordum elbette; bu burası kadar katıksız Rum olmamıştır. ayakkabı imalatında da oldukça
iki takımı İstanbul’dan göç eden, Rum 1793 tarihli bir fermana göre semte, başarılı olurlar.
asıllı İstanbul’luların kurduğunu. Rum ortodokslardan başka millet
Renkleri ile amblemlerini İstanbul ve dine mensup kişilerin yerleşmesi Rum tulumbacıların yangın
kulüplerinden aldıkları için yasaklanmıştır. 18. yüzyılın sonlarına söndürmekteki başarıları defalarca
onlara gittikleri ülkede, “Türk doğru ise Kurtuluş’ta yaşayan takdir görürken, imal ettikleri
tohumu” anlamına gelen sıfatlar Rum’ların sayısı 20 bini bulur ve ayakkabılar, ilerleyen yıllarda
yapıştırdıklarını da. Bir de, sahiden bölgeye yabancıların girmemesini Beyoğlu’nun en gözde dükkanlarında
neden Tatavla diyorlardı bizim talep ederler. 1884’e gelindiğinde alıcılarıyla buluşur. Bunlar arasında,
Kurtuluş’a? Kurtuluş özel bir yönetmelik ile mokasen ayakkabıların yanı sıra
yönetilir hale gelir. Bu kendine has yıllarca futbolculara krampon
Tatavla sözcüğünün kökeninin, durum, aşağı yukarı 20. yüzyılın temin eden Rum’lar oldu. Gazeteci
Rumca ‘stavli’, ‘ta tavla’ yani “ahır” ilk yıllarına kadar geçerliliğini İlhan Söyler’in; “çivili kramponlar,
ya da “ahırlar” olduğunu görüyoruz. korumuştur. Kurtuluş, ilerleyen patiska formalar” adlı Hürriyet
Bazı yazarlara göre ise; Tatarca yıllarda Rum nüfusun yanında, Gazetesi’nde yer alan yazısında
kökenli Türkçe bir sözcük olan ‘Tavla’, Ermeni ve Yahudileri de bünyesinde ifade ettiği gibi; “Türkiye’de eskiden

79


















futbol ayakkabısı yapan sadece
birkaç yer bulunuyordu… En iyisi de
Kasımpaşa’daki Dinyakos adlı Rum
ustanın atölyesiydi. Kramponların
altı kösele, kramponlar çiviliydi. Şayet
sezon öncesi sipariş verilmiyorsa,
geçen sezondan kalan kramponlarla
idare edilirdi…” Dinyakos’un önde
gelen müşterileri arasında elbette
dönemin yıldız oyuncuları Lefter
Küçükandonyadis ile Baba Hakkı
bulunuyordu.

Kurtuluş’un meyhaneleri ile Bakla
Hurani adlı panayırı da, ilerleyen
yıllarda İstanbul sınırları içinde
adından sıkça bahsettirir olmuştur.
Paskalya yortusundan önceki perhiz
döneminin ilk Pazartesi günü Bakla
Hurani yapılırdı. Bu panayır hayli
renkli geçer, İstanbul’un hemen her
yerinden katılım olurdu. Panayırın
adında anlaşılacağı gibi “bakla” en olmuştur. 1802 yılına gelindiğinde ise gayrimüslimlerin ev ve dükkanlarına
çok tüketilen besin olurdu. Bakladan İngiliz hükümetinin, Osmanlı Devleti yönelik saldırılar söz konusu
yapılan çeşitli yemeklerle İstanbul ile geliştirmeye başlamış olduğu ticari olmuştur. Bu olaylar sonrasında
halkının tanışması da burada ilişkileri doğrultusunda kimi İngiliz yaygınlaşan korku sonucunda ise
olmuştur. aileleri ticaret yapmak üzere İngiliz gayrimüslimlerin semtteki yoğunluğu
hükûmetinin önerisiyle Kurtuluş’a yıllar içinde azalmıştır. Günümüzde
18. yüzyılın sonlarına doğru ise yerleştirilir. Kurtuluş, böylece farklı ise çok küçük bir gayrimüslim kesim
Kurtuluş’ta yaşayan Rumların kültürlerin birleştiği, ticari olarak semtte varlığını sürdürmektedir.
sayısı yirmi bini bulur ve bölgeye da İstanbul’a hizmet eden bir semt
yabancıların girmemesini talep görünümü alır. Kurtuluş denilince, akla gelenler
ederler. 1884’e gelindiğinde Kurtuluş arasında yer alan bir diğer önemli
özel bir yönetmelik ile yönetilir Ne yazık ki, 1955’te Selanik’te konu başlığı da hiç şüphesiz spordur.
hale gelir. 1.030 evin 53 temsilcisi Atatürk’ün doğduğu evin Resmi kayıtlara göre; Osmanlı
seçilerek, semt 12 kişilik “ihtiyar kundaklandığı haberleri ile başlayan İmparatorluğu’nun ilk spor kulübü
heyeti” tarafından yönetilmeye provokasyon süreci, İstanbul’da olan ve 1896 yılında kurulan Kurtuluş
başlanır. Kurtuluş, ilerleyen yıllarda gayrimüslimlerin yaşadığı pek Spor Kulübü, kendisine mekan
Rum nüfusun yanında, Ermeni ve çok semtte olduğu gibi Kurtuluş’ta olarak Kurtuluş Rum İlkokulu’nun
Yahudileri de bünyesinde barındırır da infial yaratırken, semtteki karşısındaki tarihi yapıyı seçmiştir.

80


















İlk yıllarında ‘Tatavla Heraklis
Jimnastik Kulübü’ olarak anılan
kulübün adı 22 Ocak 1929 tarihindeki
250’ye yakın evin kül olduğu büyük
yangından sonra, semtin adıyla
birlikte ‘Kurtuluş Spor Kulübü’ olarak
değiştirilmiştir. Sportif çalışmalarını
günümüzde de devam ettiren bu
kulüp, ülkemizde faaliyet gösteren ‘en
eski’ spor kulübüdür.

Kulüp, kurulduğu günden itibaren,
atletizmin birçok branşına önem
vermiştir. Bu yaklaşım, 1906 “Atina
Ara Olimpiyat Oyunları”ndan iki
altın madalya ile dönülmesine olanak
sağlamıştır. Kulüp sporcularından
Yorgo Alibrantis (1880-1943) 10 Niko Alibrantis - Yorgo Alibrantis
metre ip tırmanma dalında 11,4
saniyelik derece ile olimpiyat altın müsabakalarda İstanbul’u birçok kez (İlerleme)’ olarak adlandırılan
madalyası kazanmıştır. Bu spor dalı temsil etmiştir. dernekle birleşmiş ve faaliyetlerini
günümüzde olimpiyat oyunlarından aynı yerde devam ettirmiştir.
çıkarıldığı için rekor hala Kulübün unutulmaz isimlerinden biri
kendisindedir. Niko Alibrantis (1882- de Türkiye ve Almanya’da basketbol Kulüp binasının arkasında yer alan
1958) ise kardeşi Yorgo Alibrantis’in sporunun tanıtımında önemli rol ve Vasil Zaharof’un maddi desteği
ikinci olduğu pentatlon dalında 90 oynayan Yakovos Bilek’tir. Milli Türk ile yaptırılan ‘Zaharafio’ adlı salon,
puan toplayarak olimpiyat altını Hakemi olan Bilek’in kariyerinde İstanbul’un en eski kapalı spor
almaya hak kazanmıştır. hakemliğin yanı sıra Kurtuluş Spor salonlarından biridir. Spor salonunun
Kulübü’nde antrenörlük ve 1946- dışında, Aya Lefter Mezarlığı ana
Böylece, Kurtuluş Spor’lu 1947 senelerinde Türk Milli Takımı girişi karşısında, bir zamanlar ‘Aya
sporcular tarihe geçerek, Olimpiyat oyuncuğu da bulunmaktadır. Lefter Sahası’nın olduğu ve yeni
Oyunları’nda Osmanlı Marşı’nı ilk kez kurulan futbol takımlarının burada
çaldırma başarısını göstermişlerdir. Kulüp binası Birinci Dünya Savaşı müsabakalar yaptığı bilinmektedir.
Kurtuluş Spor Kulübü ayrıca birçok sırasında bir süre askeri hastane
dalda yarışmalara İstanbul adına olarak da kullanılmış fakat fiziki Bünyesinde itfaiye teşkilatı da
katılmıştır. Başta güreş (1933-1950) koşulları hastane olarak kullanıma bulunduran kulüp, 1929 yılında
olmak üzere, basketbol (1936-1955) uygun olmadığı için bu dönem meydana gelen büyük yangından
ve voleybol (1935-1950) branşlarında kısa sürmüştür. Savaş sonrasında şans eseri kurtulabilmiştir. Ancak,
birincilikler elde ederken, atletizm spor kulübü, eğitime destek vermek 1955 hadiseleri sırasında ağır zararlar
ve masa tenisi branşlarında da çeşitli amacıyla kurulan ve kısaca ‘Prodoos görmüştür.

81


















































119 yıllık tarihinde, başta atletizm Sonuç olarak; İstanbul’daki Kaynakça
olmak üzere güreş, futbol, basketbol, azınlık kulüplerinden bahsederken,
voleybol, masa tenisi, bisiklet gibi araştırmamızda Osmanlı Devleti’nin Biz bu memleketi seninle sevdik Lefter.
dallarda ülkemiz sporuna hizmet ilk ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Adalı Yayınları, 2012, Büyükada, İstanbul.
etmiş ve yüzlerce sporcu yetiştirmiş en eski spor kulübü olan Kurtuluş Fethi Aytuna. “Ayakların İhtilalcisi
olan kulübün son zamanlarda Spor’dan ve Kurtuluş semtinden yola Dinyakos”. SOCRATES Dergisi, 1. Sayı,
en çok üzerine düştüğü branş ise çıkmış olduk. Ancak, İstanbul’daki Nisan, 2015, İstanbul.
basketboldur… birçok azınlık kulübü ve azınlık İlhan Söyler. “Çivili kramponlar, patiska
sporcularının, geçmişten günümüze formalar”. Hürriyet Gazetesi, 19 Ekim
2013.
Günümüzde ise Kurtuluş’ta yoğun yeni kuşaklarla buluşmayı bekleyen http://www.mimarlikmuzesi.org/Gallery/
olarak Erzincan ve Sivas’lıların tarihi birikimleri, Cumhuriyet Photo_28_2_yerlesim-tarihi.html
oturduğu mahallelerden, Afrika Dönemi spor tarihinin ev sahipliğinde http://www.demokrathaber.net/m/
kökenli kaçak işçilere kadar çok farklı bizleri bekliyorlar… Tıpkı, Beyoğlu roportajlar/beyogluspordan-paok-ve-
insanları bir arada görmek mümkün. Spor, Union Sportiva Italiano, Taksim, aeke-h39454.html
Semtte hızla değişen sosyo- Imogene, Prinkipo, İfestos, Imogene, http://www.kurtulussporklubu.com/
ekonomik yapıya dair oluşumlar Maccabi ve diğerleri gibi… İstanbul’un 100 Spor Kulübü. İstanbul
gözlemlenebilirken, söz konusu Yüzleri Serisi- 10.
eskilerle yeniler arasındaki derin ve http://www.posta.com.tr/siyaset/
bir o kadar da sessiz uçurum varlığı Yaz arHaberD etay/Tatavla-dan-
Kurtulus-a---.htm?ArticleID=103994
yadsınamaz bir gerçeklik.

82










İSTANBUL

Doç.Dr.Banu Manav > İKÜ İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü





güçlü kavramını anlatmak için İstanbul; Renk Master Planı ve Kent
yüksek bir yapı, ağır ve kalın bir biçim Kimliği
İSTANBUL; kullanmak fikri olduğu, dinginlik için

ZAMANA RENGİNİ az katlı, yatayda sürekliliği olan bir İstanbul, tarihsel süreç içinde Bizans,
biçim kullanmak önerisi, yumuşak
Osmanlı gibi büyük devletlere de
KATAN, ZAMANDAN izlenimi için özgül ağırlığı hafif ve başkentlik yapmış ve bin yıllar
açık renk bir malzeme, şeffaf için
görkemli
içinde
yapılarla
anıt
RENGİNİ ALAN KENT saydam/yarı saydam malzemeler, donatılmıştır. Tüm bu yapılar inşa
hatta demokrasinin simgesi için edildikleri yüzyıllardan izler taşır.
saydam malzemelerin seçilebileceği Ancak, İstanbul’un geçmişte yaşadığı
anlatılmaktadır (Botton, 2010:80, depremler, yangınlar, imar faaliyetleri
98-105). Tüm bu anlamsal ilişki tarihsel süreç içinde sürekli değişen,
İstanbul’da doğmadım ama, soy kurma çabaları, çevremizi, iç ve dış dönüşen doğal ve mimari çevre
ağacımın bir dalı kökünü İstanbul’da mekanları deneyimlemede etkili ortamını oluşturmuştur. Böylece
buluyor. Bu nedenledir belki de bu olmaktadır. Benzetme (analojik) İstanbul’un geçmiş yaşamının
kentle aramdaki bağ, renklerini, doku yaklaşım bilinmeyen bir olgunun, bugüne ulaşan izlerini ve kanıtlarını
zenginliğini, kültür katmanlarını, bilinen, benzer olgularla açıklanması oluşturan anıt yapılar, kentsel
bitmeyen karmaşasını, telaşını olarak tanımlanmaktadır. İnsanların dokular kendi uyumlu bütünlüğü
sevmem bu yüzdendir belki de! çevresindeki elemanlara benzettiği içinde küresel ölçekte saygı duyulan
Gezdiğim yerlerinde an’ı arşivlemeye yapı/ mekan/ nesne ile iletişim ve korunması önemsenen bir değer
çalışmam ve sonrasında biriktirdiğim kurması daha kolay ve başarılı olarak kabul edilmiştir (Mimarlar
“an”ları çözümlemem, ilgi alanıma olmaktadır. Odası Bülteni, Mimarist). Kente
giren ışık-renk-doku birlikteliğinde yeni eklenen yerleşim yerleri, yeni
algı araştırması ve kimlik tanımlaması Bir kentin algılanmasında, o kent ve modern yüzüyle İstanbul, yapı
yapmaya çalışmam da bu yüzden ile ilgili belleğimizde bir “imaj” tekniği, malzeme seçimleri ve renk
aslında! Sanat, bilim ve teknoloji ile iç oluşmasında bu biçimsel birliktelikler, kompozisyonlarıyla kendine özgü
içe olan bir kıyı kenti olarak İstanbul’u yaklaşımlar etkilidir. Kent kimliğinin bir doku ortaya çıkarmıştır. Bunun
gözlemlerken belleğimizde renkli oluşmasında yapıların biçimsel sonucunda da, plan, cephe ve renk
duyumlar belirebilir mi? Bu sorulara özellikleriyle birlikte, gündüz ve özellikleri açısından, birbirine
cevabı İstanbul üzerinden aramaya gece koşullarında kentin görünen benzemeyen, zıt görünümlü yapılar
çalışacaktır bu yazı! renkleri de önemlidir. Kentin yanyana gelerek, hem yapı hem de
coğrafi özelliklerinin belirlediği yerleşim ölçeğinde çeşitli olumsuz
Bildiğimiz gibi “algı”, mekanı özelliklerin (kıyı kenti olması, yeşil görünümler oluşturmakta ve görsel
görmenin ötesindedir. Alain de alan dağılımı, topoğrafya ve benzeri) açıdan bir çevre kirliliği olarak
Botton “Mutluluğun Mimarisi” adlı mimariye yansıması sonucunda, adlandırılabilecek “renk kirliliği”
eserinde, iç dünyamız ile görsel- dönemin mimari üslup ve yapım ortaya çıkmaktadır (Küçükkılıç,
duyusal algımız için dilimizde birçok teknolojilerinin etkileriyle birbirine Ünver). Günümüzde tasarlanan
metafor olduğunu ifade etmektedir. benzer nitelikte cephe özellikleriyle herhangi bir yapı, genelde proje
Botton’un örneklemleri arasında, karşılaşılabilir. aşamasında, yasal olarak belli

83


















açılardan (örneğin boyutsal olarak) analizinin yapılması,
denetlenmekle birlikte, cephe ve •Bölge ve yapıların
cephe renk düzeni bakımından mimari özelliklerinin
küçük sınırlamalar dışında incelenmesi,
herhangi bir denetim zorunluluğu •Bu özelliklerin
bulunmamaktadır. Bu durum, yapı renk algılamaya
yüzü renk uygulamalarında belirli özgü etkenlere göre
bir renk kompozisyonu ilkelerini değerlendirilmesi.
karşılamayan renk uygulamalarına
neden olmaktadır. İstanbul için bu anlamda
yapılmış bir master plan
Renk konusu, bilimsel araştırmalara bulunmamaktadır. Ancak kentin
dayanan bir uzmanlık konusudur. Ne genişleyen bölgelerinde, yapım
var ki, yapı yüzü renk uygulamalarında teknikleri ve malzeme seçimleri ile
çoğu zaman çevre etkenleri göz kendine özgü bir renk kompozisyonu
önüne alınmadan verilen bir karardır oluşmaktadır. Bununla birlikte tarihi varılmıştır (Mahnke, Meerwein,
cephe renk seçimi! Aslında tasarımda yarımadada, tarihi özellikleriyle Rodeck-2007:30-31). Kırmızı gücü,
en kolay parametre gibi görünen anılan bölgelerde malzemeden neşeyi, mutluluğu harekete geçirir,
bu karar, kent siluetine etki eden en kaynaklanan renk ve doku özellikleri kullanıldığı mekanda dinamik, canlı
kalıcı kararlardandır. Yapı yüzü renk dikkati çekmektedir. Boğazın mavisi bir etki yaratır. Negatif yüzüyle
uygulamalarının gündüz ve gece İstanbul’un siluetinden kent imajına kırmızı korkuyu, aşırı öfkeyi,
görünürlükleri, görsel algıya etkisi, kadar taşınan güçlü bir imgedir. kontrolsüz tutkuyu açığa çıkartır,
kent algısında oldukça önemlidir. Tarihi öğeler, mimari açıdan önemli kan basıncını arttırır. Turuncu
yapıtlar kendine has doku ve renk enerji verir, yaratıcılığı ve hırsı
Bir kentin kimliğine de etki eden özellikleriyle kentin eski, ağırbaşlı ve harekete geçirir, sıcak bir atmosfer
yapı yüzü renk planlaması, o kente ait güçlü imajını desteklemektedir. yaratılmasında etkilidir. Ancak
bir renk master planı oluşturularak turuncu rengin baskın kullanımı
tamamlanmalıdır. Bu süreç, o kentin Kent algısı, renk, üslup, doku ve nevroz ve huzursuzluk nedenidir.
mimari kimliğini güçlendiren, doğal benzeri açılardan farklı özelliklere Doğanın rengi olan yeşil bedensel ve
ve yapay çevre özellikleri ve renkleriyle sahip cephelerin anlamsal etkileri zihinsel açıdan yorgunluğu gideren
uyumlu, görsel algılama açısından üzerinden gerçekleşmektedir. Bu huzurlu ve dingin bir ortam yaratmak
renklerin uygun karşıtlıklarda süreçte, literatürde, rengin anlamsal için kullanılan bir renktir. Ancak, yeşil
kullanıldığı renk düzenlerinin etkisini araştıran çalışmalar ve baskın olarak kullanıldığında sakinlik
oluşturulması için gerçekleştirilmesi bu konuda bazı belirlemelere atıf temsili tembelliği çağrıştırabilir, koyu
gereken aşamaların bütünü olarak yapmakta yarar vardır. Mahnke yeşil sıkıcı, tedirgin edici bir ortam
açıklanabilir (Küçükkılıç, Ünver). tarafından başlatılan ve birçok yaratabilir. Mavi sakinliğin, umudun,
Bu bir planlama sürecidir ve belirli araştırmacı tarafından yapılan uyumun rengi olarak bilinir, bu
adımları içermektedir. Bu adımlar şu çalışmalar sonucunda renklerin özelliğiyle sessiz ve sakin bir ortam
şekilde sıralanabilir; kişilerde uyandırdığı olumlu ve yaratmak istenildiği ortamlarda tercih
•Mevcut doğal ve yapay çevrenin renk olumsuz etkiler olduğu sonucuna edilir. Negatif açıdan mavi, hüzün ve

84


















iç karartıcı bir etki yaratabilir, mekan değer yargılarına göre değişebilir.
donuk, statik, sıkıcı hissedilebilir
(Fraser, Banks, 2004:20, Sharma,2 İstanbul’un renk kompozisyonunun
007:23-29). oluşturulabilmesi;

Tüm bu açıklamalar doğrultusunda •Kent için mevcut doğal (rekreasyon
cephe analizleri yapıldığında, alanları ve benzeri) ve yapay çevrenin
renklerin, doku ve malzeme (yapı yüzleri, restorasyon çalışması
birlikteliğinin kent algısına ve kent ile yapılan alanlar) renk analizinin
ilgili bir imaj oluşmasına etkisi vardır. yapılması,
İstanbul’da yeni yerleşim bölgeleriyle
tarihi özellikleriyle ön plana çıkan •Tarihi bölgeler ve yeni yapılan
bölgelerde birbirinden oldukça farklı yapıların mimari özelliklerinin
üslup ve mimari çözüm önerileri yer incelenmesi,
almaktadır. Bu durum, kent kimliği
açısından bir bütünlük olmayışına en •Kent kullanıcılarıyla, renk
açık etkendir. uygulamalarının çevre algısına
özgü etkenlerinin araştırılması
SONUÇ ve değerlendirilmesi konusunda
çalışmalar yapılması ile gerçekleşebilir.
Bir kentin kimliği, o kentte ikamet
edenlerin yaşadıkları yere yükledikleri
“anlamlar” ve “değerler” kümesi Kaynakça
olarak ifade edilebilir. Bu bağlamda,
İstanbul’un kimliği yaşanılan semtlere A.Botton, Mutluluğun Mimarisi, 4. Basım,
yüklenen anlamlar bütünü olarak Sel Yayıncılık, 2010. Bülteni, İstanbul
Mimarlar
Odası
değerlendirilebilir. Farklı semtlerin Araştırmaları I: Tarih öncesi Dönemin
farklı renkleri olduğu için, kent bu Değişen Doğal ve Kültürel Çevre
renkler bütünü olarak algılanır. Bir Ortamında İstanbul (http://www.
kıyı kenti olarak İstanbul’da boğazın mimarist.org/etkinlik), 2012.
mavisi, kentin ulaşım ağlarının Ö.E, Küçükkılıç, R, Ünver, Yerleşimlerde
grisi, rekreasyon alanlarının yeşili, Yapı Yüzü Renk Tasarımına Yönelik Bir
tarihi dokuda yer alan taş ve tuğla Yaklaşım Önerisi, Mimarlık 379, Eylül-
duvarların rengi gibi yıllardır var olan Ekim 2014.
unsurlara ek olarak, kentin genişleyen Mahnke, Meerwein, Rodeck. Color
bölgelerinde, yapım teknikleri ve Communication in Architectural Space:
Birkhauser, Basel; 2007.
malzeme seçimleri ile kendine özgü T.Fraser, A.Banks The Complete Guide to
bir renk kompozisyonu oluşmaktadır. Colour, Cambridge: The Ilex Press,2004.
İstanbul’un tek bir rengi olmadığı için, R.Sharma, Renklerle Terapi, İstanbul:
baskın bir renk türü de kişiden kişiye, Nokta Kitap, 2007.

85

86










İSTANBUL

Öğr. Gör. Mehmet Süha Sarıoğlu > İKÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü








İSTANBUL
“ETEKLERİNDE

EFSÛNLU
MASALLARI
SAKLAYAN KOCA
BİR DERVİŞTİR O!”


Evet, hem de öyle bir derviş ki,
muazzam eteklerini savura savura
döner, kalemler gibi, narin minarelere http://istanbulsturkey.blogspot.com.tr/
dönüşen kollarıyla hep Mevlâ’ya
uzanıp, niyaz eder, ilahî bir ritüelin ki, birden ayağa kalktı ve “Eteklerime demektir. Şimdi bu meydanda,
başladığını hiç aksatmadan bizlere tutunun! Sultanahmet Meydanı’na kuruluşundan itibaren dikilip duran
haber verir. Bazen de soluklanmak gidiyoruz!” dedi ve her birimiz dikilitaşların önlerinde duralım ve
için gider ve dayar o geniş sırtını eski, eteklerine tutunarak, tıpkı bir göksel öykülerini anlatalım!” diyerek, önce
yıpranmış ama mağrur surlarına. İşte “atlıkarınca” gibi muhteşem bir Hipodrom’un en ünlü anıtlarından
en güzel öykülerini anlattığı anlar hep yolculuğa çıktık. O muazzam etekler, biri olan “Dikilitaş”ın önüne doğru
bu dinlencelere rast gelir. Bu öyküler dervişin tek bir hamlesiyle havalandı ilerleyip durdu ve anlatmaya başladı:
bizleri büyüleyen, efsunlu masallardır. ve ahenkli kıvrımları bir birini
Varsıl öykülerini bölüşmeye hazır, çok takip ederek bizleri Sultanahmet
yaşlı bir derviş, bir bilgindir o! Meydanı’nın güney tarafına
bırakıverdi! Sonra o davudi sesiyle:
O muhteşem dervişe Topkapı’da, “Şu anda, Sultanahmet Meydanı
dinlenirken rastladık. Niyetimiz üzerindeyiz. Burası Bizans Devrinde
ondan kentin çeşitli yörelerini “HİPODROM” olarak anılırdı.
süsleyen, göğe doğru uzanarak, Osmanlı devrinde de bu meydana “AT
bin bir esrarlı öykülerini engin MEYDANI” adı verilirdi. Durun size
maviliklerle paylaştığı “Dikili Taş” eski halinin bir resmini göstereyim!”
olarak adlandırılan taş kulelerinin dedi ve cebinden bir resim çıkarıp
olağanüstü öykülerini öğrenmekti. gösterdi:
Oysa bizler, onun varsıl öykülerini
paylaşmaktan ne denli zevk aldığını “İşte, burası İstanbul’un en eski ve
da bildiğimizden, hiç çekinmeden en önemli meydanlarından biridir.
ona yaklaştık. Daha niyetimizi Hipodrom denirdi ve bunun anlamı
kendisine açıklamaya yelteniyorduk da -At binenlerin – atların meydanı- https://www.google.com.tr/search?tbm=dikilitas

87


















“İ.Ö.10 yılında imparator Augustus Konstantin’yi öldürdüğü
ilk defa Circus Maximus’a bir dikilitaş günümüze ulaşmış
diktirdi ve uzun yıllar devam eden, söylenceler arasındadır.
hipodromları dikilitaşlarla, çeşitli 30 yıl sonra, İstanbul’u
tiplerde başka anıtlarla süsleme yeniden imar eden
geleneğinin temelini attı. Yekpare I. Theodosius Spina
granit dikilitaş Bizans’a İmparator üzerinde, kaidesini
Julian tarafından götürüldü. Anıt hazırladığı bu taşı
aslında Mısır’daki Karnak kentindeydi hipodroma getirir, fakat
ve firavun III Thutmosis devrinde yerine diktiremeden o da
yapılmıştı. Piramit şeklindeki tepesi ölür!” 2
yamuktur ve dört yanının genişliği
farklıdır. Piramit şeklindeki tepesinin Koca Derviş Baba’nın anlattıklarından
her yüzünde kralın elini tutan ve biraz tedirgin olmuştuk. Daha tam
ona hayatın işaretini sunan, ayakta içimize sindiremeden, az ötede
duran bir tanrı gösterilmektedir. bulunan Örmetaş Sütunu’nun
Gövdenin her yüzünün tepesinde önüne gittik. Bu anıt tıpkı ilerdeki
III Thutmosis’in tanrı Amon- Dikilitaş’ın formunda, fakat
Ra’ya adaklar verdiği sahneler ve örme taşlardan oluşan gövdesiyle
hiyeroglifler bulunmaktadır. Her maviliklere doğru uzanıyordu. Derviş
biri kralın sahip olduğu ünvanların Baba hiç geciktirmeden açıklamaya
listesiyle başlar. Yazıt aslında başladı: “Bizans hipodromundaki
firavunlardan birinin Suriye’deki Fırat örme sütunun mantıken
Nehri’nin geçilmesi dahil olmak üzere Konstantin zamanına dayandığı
en önemli askeri zaferlerinin anısına düşünülmektedir. Oysa Roma’daki gibi
yaptırılmıştır.” buraya iki dikilitaş dikmeyi düşünüp
1
düşünmediği bilinmemektedir.” 3
Derviş bir an soluklandı ve sütunun Sonra derviş şöyle devam etti: “Bu
mitolojik öyküsünü anlatmaya sütun için taşla metalin birbirini
başladı: “Taşın geometrik yapısı ve çekmesini sağlayan, anlaşılmayan
üzerindeki hiyerogliflerin tılsımlı bir teknolojinin manyetizmasından
olduğuna inanılmıştır. Ayrıca, söz edilmektedir. Konstantin sütunu https://geolocation.ws/v/P/41861598/rme-stun/en
benzerlerine Roma’da ve Paris veya örme sütun gibi isimler alan
Concord Meydanı’nda rastlanılan bu bu anıt Colossus adıyla anılır. M.S. Biz bu kehanetlerin üzerinde kafa
dikili taşı, Konstantin II İstanbul’a 944 yılıa ait olup spina üzerine inşa yoramadan, Derviş Baba bizi, her
getirmek için Mısır’da yerinden edilmiştir. O zamanlar tepesinde iki sütunun arasında yer alan, garip,
indirse de imparatorun ani ölümü ile bulunan tunç bir küre ile birlikte burmalı bir sütunun önüne çağırdı.
bu girişim yarıda kalmıştır. (Ruhsal 32 m yüksekliğindeydi, üzerinde Bu belki de alanın en ilginç ve kadim
bir işaret ve nirengi noktası olarak kehanetler kazılı olan tunç levhalarla eserlerinden biriydi ve metalden
kabul edilen bu anıtın lanetinin II. kaplıydı.” 4 yapılmıştı.

88


















yüksekliği 5,5 metredir. Artık kayıp Üç yılan başlarından birinin üst
olan yılan başları değişik yönlere çenesi. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde
bakıyor ve altından yapılmış bir sergilenmektedir.
üçayak sehpayı taşıyordu. Bu
sütunun İ.Ö. 479 yılında Platea
savaşında Perslere karşı kazanılan
Yunan zaferinin anısına yaptırılan
bir anıt olduğu iyi bilinmektedir.
Anıt aslında Delphi’deki Apollo
tapınağında bir adak hediyesi
olarak durmaktaydı. Pausanias’a
(İ.S.2 y.y.) inanılırsa muhtemelen üç
ayak Büyük Konstantin tarafından
Bizans’a götürüldüğünde çoktan
kaybolmuştu.” 5

Derviş: “Yılanların başları kopuktur
ama eğer onlardan birinin resmini
görmek istiyorsanız İstanbul Arkeoloji
Müzesi’nden aldığım şu fotoğrafa
bakabilirsiniz. Fotoğrafın arkasında,
bu sütunun orijinal halinin temsili https://www.google.com.tr/search?hl=tr&site=imghp&tb
bir çizimi de bulunmaktadır. Bakın!” m=isch&source
dedi ve uzattığı resimlere baktık:
Delphi’den getirtilen “Yılanlı Sütun” un
temsili orijinal çizimi.


Bizler resimlere bakarken, Derviş
Baba fısıldayarak devam etti:
http://www.oguztopoglu.com/2013_08_06_archive.html
“Aslında, dünyada mevcut olan
en eski eserler arasında sayılan
Anıt, birbiri üzerine dolanmış yılan (M.Ö. 478) bu sütun yine İstanbul’u
gövdelerinden oluşmuş bir sütundu. koruyan 23 tılsımdan biri olarak
İki dikilitaş arasında, Spina üzerinde bilinir. İstanbul’u yılan, çıyan, akrep
yer alan bu garip eserin daha önüne gibi haşerelerden korurmuş. Bir
varmıştık ki, yine o davudi ses yeniçeri kılıç darbesiyle ejderhanın
kulaklarımızda çınladı: “Bu sütun başlarından birini koparmıştır. Bu
‘Yılanlı Sütun’ olarak tanınır ve tahribattan sonra birçok haşere kenti
gövdeleri birbirine dolanmış üç https://www.google.com.tr/search?hl=tr&site=imghp&tb istila etmiş.” Derviş’i can kulağıyla
6
bronz yılandan oluşmuştur. Şimdiki m=isch&source dinliyorduk. Derin bir nefes aldı ve:

89


















“Haydi tutunun eteklerime” dedi. daha birçok sütun var. Örneğin
Çemberlitaş’ın o inanılmaz, kadim
Her dev adımın yarattığı rüzgâr sırlarını anlatacağım sizlere.
girdabının içinde ahenkli salınımlarla Eski İstanbulluların, ses çıkartıp,
kendimizi Topkapı Sarayı’nın halkı uyaran sütunların varlığına
kuzeyinde, Gülhane Parkı’nın içinde inandıklarını hiç duydunuz mu?
bulduk. Bu kadim parkın önemli İstanbul Boğazı’nın kutsal bir ineğin
tarihsel olaylara tanıklık ettiğini toynaklarıyla yaratıldığını biliyor
biliyorduk. Saygıyla, önlenemez, musunuz? Tüm bunları bir dahaki
boyun eğdiren bir hürmetle sefere anlatacağım sizlere!” dedi ve
etrafımıza bakınırken, 1839 yılında, dev adımlarının havalandırdığı ak
o ünlü Tanzimat Fermanı’nın etekleri mavi gökyüzünde gezinen ak
bir başka deyişle “Gülhane Hattı bulutlara karıştı, gözden kaybolana
Hümayûnu’nun” bu mekânda kadar hayranlıkla seyrettik.
okunmuş olduğunun bilinciyle Derviş
Baba’yı takip ederken, çok önemli
bir başka sahne daha gözlerimizin Kaynakça
önünde canlandı: Büyük kurtarıcımız, 1 “Bizans Yürüyüş Yolu-Büyük Saray
Atatürk’de, en önemli devrimlerinden http://www.istanbullite.com/istanbulsurici8595/ Bölgesi” Jan Kostenec Çev. Y.Funda Öner.
biri olan Lâtin Alfabesini de ilk defa cevizagacigotlarsutunu.html San Ofset-Grafas Yay. İstanbul 2008 s:26
1928 yılının Kasım ayının güzel 2 “İstanbul’un kadim sırları” Murat İrfan
bir günü burada, bir kara tahtanın REDUCI OB DEVİCTOS GOTHOS ağcabay Sınır Ötesi Yay. İstanbul 2011
başında, elinde bir tebeşir, hakına diğer tarafındaki haçın kolları s:105
tanıtmıştı! Parkta bulunan ve henüz arasında ise: IC XC NIKA yazılıdır.” 3 “Bizans Yürüyüş Yolu-Büyük Saray
tam olarak tanımlanamayan Bizans Tabii, hiçbir şey anlamadan Bölgesi” Jan Kostenec Çev. Y.Funda Öner.
kalıntılarının yanında, “Gotlar birbirimize bakarken Derviş Baba San Ofset-Grafas Yay. İstanbul 2008 s:26
Sütunu” adıyla bilinen bir sütunun yine dile geldi: “Bu sözlerin anlamına 4 “İstanbul’un kadim sırları” Murat İrfan
önüne varmıştık. gelince: -Gotların yenilgisi dolayı Ağçabay Sınır Ötesi Yay. İstanbul 2011
s:103
ile geri dönen Fortuna’ya.- diye 5 “Bizans Yürüyüş Yolu-Büyük Saray
Derviş önümüzde bağdaş kurup yazılmış burada! İşte, Almanların Bölgesi” Jan Kostenec Çev. Y.Funda Öner.
oturdu ve başladı anlatmaya: “Gotlar işgalci atası Gotlara karşı Roma San Ofset-Grafas Yay. İstanbul 2008 s:28
sütunu olarak bilinen bu sütunun ne imparatorluğunun kazandığı zaferin 6 “İstanbul’un kadim sırları” Murat İrfan
zamana ait olduğu, üstündeki yazıya göstergesidir bu anıt! Üstelik o Ağçabay Sınır Ötesi Yay. İstanbul 2011
rağmen, tam olarak anlaşılamamıştır. denli sağlam dikilmiştir ki, hiçbir s:106
7
İddiaya göre zamanında, sütunun depremden etkilenmemiş, sonsuza “İstanbul’un Tarihsel Topografyası” Wolf-
üzerinde Byzas’ın bir heykeli vardı. kadar burada yerini koruyacaktır bu gang Müller-Wiener Çev: Ülker Sayın
İki basamaklı bir alt yapı üzerinde tılsımlı sütun!” Y.K.Yayınları 3.Baskı. İstanbul 2007 s:53
değişiklikler yapılan bu kaidede,
günümüze çoğu kez yanlış aktarılmış Daha sonra Derviş Baba bizlere
olan şu yazı yer alır: FORTUNAE dönerek: “Görmemiz gereken

90










İSTANBUL

Yrd.Doç.Dr.Okan Ormanlı > İKÜ İletişim Tasarımı Bölümü








YEŞİLÇAM,

HOLLYWOOD VE

İSTANBUL ÜÇGENİ





Uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğu’na
başkentlik yapan İstanbul, artık
başkent olmasa da bir çok alanda
Türkiye’nin en önemli ve stratejik
kentleri arasındadır.

İstanbul aynı zamanda dünyada da
coğrafi konumu ve kültürel mirasıyla bağlamda bu projedeki sinemaya Avrupa’da bir çok ülkedeki Hollywood
da önde gelen kentler arasında yer dair başarı ya da başarısızlığı sadece hakimiyeti yanında oldukça önemli bir
almaktadır. Yenikapı’daki Marmaray yöneticilerde değil, genel olarak başarıdır.
kazıları sırasında ortaya çıkan Türkiye’de sinemaya ve sanata dair
arkeolojik buluntular bu kentin politikalarda aramak gerekmektedir. Dünya sinemasını yönlendiren
ekonomik ve kültürel alandaki Politika sadece politikacıların yaptığı en önemli merkezlerden biri olan
liderliğini pekiştirmiştir. ve üretttiği şeylerden oluşmaz. Hollywood, yaklaşık 100 yıl önce
Baskı ve çıkar grupları, sivil toplum Kaliforniya, Los Angeles’ta ekonomik
örgütleri (STK), serbest ve özel şartlar ve coğrafi konumuyla film
İstanbul ayrıca 2010 yılında Avrupa teşebbüsler de tutum–davranışları ve yapımcılarını cezbetmiş ve kısa
Kültür Başkenti seçilmiş ve bu aldıkları kararlar ve uygulamalarla sürede yüzlerce kişinin çalıştığı
bağlamda çok sayıda görsel, işitsel kendi toplumlarında, sanat başta binlerce filmin üretildiği bir mekana
ve yazılı proje hayata geçirilmiştir. olmak üzere, bir çok alanda etkin bir ve bir endüstriye dönüşmüştür.
Bu kapsamda çeşitli kısa film, uzun politik güce dönüşebilirler. Günümüzde Hollywood milyarlarca
metrajlı ve belgesel filmler üretilmiştir. dolarlık para hacmiyle dünyanın en
Söz konusu çalışmalardan bazıları Günümüz Türk sinemasının başarı büyük ve önemli ekonomilerinden
ticari gösterime girmiş ancak çok veya başarısızlığı şimdilerde değil, biridir. Bu başarının birçok sebebi
fazla ilgi çekmemişlerdir. Büyük bir geçmişte yatmaktadır. En son veriler bulunmaktadır: Örneğin, İngilizcenin
bütçeye sahip olan Kültür Başkenti incelendiğinde; 2014 yılında 100.yılını yaygın bir dil olması, filmlerin
Projesi nicel açıdan başarılı olarak kutlayan Türk Sineması 100’den fazla teknik kalitesi, tanıtım ve pazarlama
gözükse de niteliksel açıdan açık ve film üretmiş ve yaklaşık 40 milyon olanaklarının nitel ve nicel olarak
net bir başarıya sahip değildir. Bu seyirci bu filmleri izlemiştir. Bu başarı üstünlüğü vb.

91























Hollywood’un, sesli sinemaya geçişle dışında, ticari açıdan
başlayan ve günümüze kadar çeşitli başarılı olamamıştır.
inişli ve çıkışlı bir grafik gösteren
başarısına, Türk Sineması’nın ve 2010 Kültür Başkenti
Yeşilçamın, nitel açıdan olmasa projeleri kapsamında,
da nicel açıdan biraz da olsa üniversitemiz öğretim
yaklaştığı 1960’lar ve 1970’lerdir. Bu üyesi Evrim Özkan Töre
dönemlerde yılda yaklaşık 250-300 tarafından hazırlanan “Film
film üretilmekteydi. İstanbul’da yıllık Endüstrisi” başlıklı çalışma,
seyirci sayısının o dönemlerde 30 Türk Sineması adına önemli veriler
milyonu aştığı çeşitli kaynaklarda yer içermektedir. Kitap olarak da
almaktadır. Ancak Türk filmlerinin yayınlanan araştırmada geçmişten alanındaki bütün bu gelişmelere
yaygın olarak dağıtılıp, gösterildiğine günümüze Türk Sineması nitel rağmen bilhassa İstanbul’da
dair herhangi bir bilgi söz konusu ve nicel açıdan ele alınmaktadır. gösterime giren film ve bu filmlere
değildir. Kısacası Türk Sineması Çalışmaya göre, İstiklal Caddesi ve giden seyirci sayısı Paris, New York ve
ilk kurulduğu zamanlardan beri Beyoğlu’nun kültürel ve ekonomik Londra gibi büyük kentlerin oldukça
neredeyse yerel bir sinema olmuş, gücü ve üstünlüğü sinema şirketlerinin altındadır. Aynı çalışmadaki dikkat
uluslararası alanda, bazı ödüller bu bölgede yoğunlaşmasına neden çekici bir veri, Türkiye’de sinemaya
olmuştur. Yeşilçam ise Taksim ve yatırım yapmanın çeşitli riskler
Galatasaray arasında çeşitli sokaklar taşığıdır. Bu bağlamda istikrar ve
arasında kalan bir adadır. Töre, Serpil devamlılık konusunda soru işaretleri
Kırel’den alıntı yaparak Yeşilçam’ın oldukça fazladır. Film üretim
coğrafi bir mekan olmanın dışında alanındaki yatırımlarda sıkıntılar
film üretim ilişkilerinin, ekonomi söz konusu iken, dağıtım alanındaki
yapı ve işleyişi özetleyen de bir tekelleşmeyle bu alandaki yatırım ve
kavram olduğunu ifade etmektedir. karlar konusunda daha net sonuçlar
Hollywood, birebir olarak çevrilirse elde edilebilmektedir.
Kutsal Ağaç demektir. Burada holly-
kutsal yeşil’e, wood-ağaç da çam’a “Film endüstrisi için politika önerileri
dönüşerek Yeşilçam adını almıştır. başlığı” altında Töre, çeşitli maddeler
halinde görüşler öne sürmektedir.
Töre, çeşitli istatistiki bilgilerden Üretimin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi,
yola çıkarak, 2008 yılında film pazarlama ve dağıtımın geliştirilmesi,
endüstrisinde 1500’den fazla firma yer tüketimin artırılması ve düzenlenmesi
aldığını ve bu alandaki büyümenin gibi başlıklar kapsamında Töre, bir
Türkiye ortalamasından yüksek anlamda olması gereken uluslararası
olduğuna vurgu yapmaktadır. Sinema standartları dile getirmektedir.

92























Geldi”, “Hollywood’un Yeni Yıldızı işletmecilik anlamındaki profesyonel
Türkiye’de”, “Mel Gibson Çanakkale yaklaşımlarıyla sinemanın ticari ve
Destanı Filmi İçin Geliyor”, “Türkiye sanatsal gücünün yanı sıra bir iletişim
Kocaeli’nde Kendi Hollywood’unu aracı olduğunun bilincinde olarak
Kuruyor”, “ABD’yi Aşmaya Çalışan büyük başarı kazanmışlardır.
Hollywood’un İlk Hedefi İstanbul”
vb. Türk Sinema tarihine bakıldığında ise,
film çekimlerinin ve gösterimlerinin
Bu başlıklardan yola çıkarak, başlaması bağlamında Batı ya da dünya
Türkiye’nin ve bilhassa İstanbul’un sinemasıyla derin uçurumlar olmasa
uluslararası sinema endüstrisinin da, kurumsallaşma ve uluslararasılaşma
ilgi alanında olduğu söylenebilir. anlamında dezavantajlar söz
İstanbul aslında 1950’lerden çeşitli konusudur. Ancak günümüzde
yönetmenlerin ve sinemaların ilgi iletişim ve teknoloji alanındaki
odağı olmuştur. Ancak geçmişteki değişim ve dönüşümler bu açığı biraz
iletişim olanaklarının kısıtlılığı da olsa kapatmak için çeşitli avantajlar
bakımından günümüzde olduğu sunmaktadır.
gibi geniş kitleler ve kamuoyu
bu durumdan fazlaca haberdar Son sözü söylemek gerekirse, Mustafa
Türk sineması, son yıllardaki olmamıştır. Kemal Atatürk’ün ifade etttiği gibi:
ulusal anlamda seyircinin sinemaya
geri dönüşü, çeşitli uluslararası Türkiye’nin ve bilhassa İstanbul’un “Sinemaya Layık Olduğu Ehemmiyeti
festivallerdeki prestijli ödüller bir biçimde uluslararası sinema Vermeliyiz”.
sayesinde Hollywood ve Bollywood endüstrisinin içinde olması sevindirici
gibi iki dev endüstrinin de dikkatini bir durumdur. Burada önemli olan
çekmeyi başarmıştır. Bu bağlamda bunu kalıcı ve düzenli bir çerçeveye
Hollywood - Türkiye - İstanbul oturtmaktır. Bunun için de özerk ve
gibi anahtar kelimelerle internet etkin, kurum-kuruluş ve oluşumlar
üzerinden yapılacak basit bir ön gereklidir. Bu aşamada devlet-
çalışmada bile yüzlerce haberle özel sektör ve STK (Sivil Toplum
karşılaşılmaktadır. Bu haberlerdeki Örgütleri) arasında sağlıklı ve güçlü
başlıklardan bu ilgi ve alaka kolayca bir işbirliği gereklidir. Bu işbirliği,
anlaşılabilmektedir: “Tarihi mekanlar Batı sinemasında yaklaşık 100 yıl
Hollywood’un film seti oldu”, önce kurulmuştur ve bir şekilde iyi-
“Hollywood İstanbul’a Taşınıyor”, kötü devam etmektedir. Hollywood
“Hollywood İstanbul’u Keşfetti”, sineması ve diğer gelişmiş ülkelerin
“İstanbul Taken filmine Uğurlu sinemaları tanıtım-halkla ilişkiler ve

93










İSTANBUL

İKÜ İletişim Sanatları Bölümü > Erasmus Öğrencileri









Written and experienced by
Philipp Irion, Simon Jacobsen,
Zeliha Ezgi Ocak, Ivona Firicka, Vincent
Holtmann and Roman Romanov


































ISTANBUL Living in Sultanahmet and souvenir shops. Fortunately,
however, our apartment is situated
Istanbul. The biggest and probably We live in the neighbourhood of in a quiet and authentic street. Our
most intense city in Turkey. We Sultanahmet which belongs to the neighbours have apparently been able
chose it as the city for our semester district of Fatih. It is located in the old to preserve the neighbourhood from
abroad. For German citizens Istanbul town of Istanbul and serves as home external influences. It is the perfect
is a very confusing and sometimes to several famous sights such as the place to live. We live close to the city
overwhelming place to live. What does Blue Mosque, the Grand Bazaar and centre and side by side with Turkish
living in Istanbul feel like? And what the Hagia Sofia. Thus, Sultanahmet people. The downside however is that
are the most significant differences attracts thousands of tourists every Sultanahmet is quite far away from our
between Turkey and Germany? Here is day. Our near surrounding is University - approximately one hour
our semester report. characterised by hotels, restaurants by tram and subway.

94


















When we arrived in Istanbul and makes Istanbul a very interesting and go out and have a few drinks is the
entered our apartment the very first unique city. There are a lot of different neighbourhood of Taksim and İstiklal
time we immediately felt at home. things to see and new surroundings Avenue. There are hundreds of venues,
Our flat is sunny and big but the to explore every day. from tiny bars to big nightclubs and
most incredible part is the view of we soon found our favourite places.
the Bosphorus from our balcony. The One of the first things we learned Beer and other alcoholic beverages
flat has soon become our shelter and about Turkish culture is the open- are quite expensive compared to
place of retreat when the city becomes minded and communicative lifestyle Germany. That sometimes results in
too suffocating. of Turks. People seem to be very empty pockets after a merry night at
interested in everything about Taksim. The good part however is:
In Istanbul, different worlds collide everyone and they like to talk. It is Taking a taxi is way cheaper than in
modernity and antiquity, occident very important for Turkish people to Germany and ensures that you get
and orient, Europe and Asia. These sit down and drink a tea with friends, home safe and sound.
different worlds sometimes seem colleagues or literally anyone who
to be a bad match but the city has is willing to spend a few minutes Interesting Facts about Istanbul:
found a way to merge its ancient and talking about life. This lifestyle is
modern elements. Turkey’s capital very different from Germany. In Istanbul is the largest city in Turkey
is full of historical monuments and our hometown nobody seems very with over 13 million people – more
architectural features of the past. But interested in spending a lot of time than the population of Belgium –
it also has a lot of modern elements, without doing anything productive. and the second largest in the world
especially concerning traffic and The open-minded mentality of by population within city limits.
transportation. Like other megacities Turkish people definitely enriches our It also is the economical, cultural
around the world Istanbul has to deal life in Istanbul. People are friendly and historical centre of the country.
with thousands of commuters every and try to help us whenever they can. Istanbul has 3,113 mosques, including
day which results in massive traffic The owner of the restaurant under the historical Sultanahmet Mosque
jams and crowded subways. This our flat for example helped us from and the Süleymaniye Mosque.
can be very tiring and exhausting for the very beginning. He helped us with
German students from a small town. administrational procedures, finding It is one of the fastest-growing
The public transportation in general is our way and supplied us with tea. We metropolitan economies in the world
very modern and well developed and soon became friends and we spend a and accounts for more than a quarter
it sometimes feels strange passing the lot of time talking and smoking water of Turkey’s GDP. Istanbul is the
Blue Mosque in a very modern tram. pipe in front of his restaurant. On the only city in the world that straddles
Modern and ancient elements collide other hand, it can be very annoying two continents: Asia and Europe.
everywhere: McDonald’s restaurants and feels uncomfortable when we While being the ancient capital of
in old Ottoman buildings, traditional walk through the streets of Istanbul many empires, from Rome to the
looking Turkish men with new smart and everyone around wants us to buy Ottoman era, it is not the current
phones or traditional cable cars whatever they offer. capital of Turkey which is Ankara.
crossing the modern and crowded Istanbul, which used to be known as
İstiklal Avenue near Taksim Square. Particularly interesting for students: Constantinople thanks to the Roman
The mixture of all these elements Istanbul’s nightlife. The best place to Emperor Constantine the Great, is

95


















built on seven hills to match the seven The student house has six floors, on time I learned a lot about culture,
hills of Rome. Istanbul’s famous Hagia each floor there were about twenty language, cooking and other activities
Sophia was the largest church in the people living. On the first floor of different nationalities. This
world for about 900 years until Seville we had the security guards and experience is priceless and it opened
Cathedral was completed in 1520. It depending on the day of the week we my mind and widened my horizon.
was also one of the 20 finalists for the had three different house managers Most of the students were Turkish or
New 7 Wonders of the World. which we called “hoca”. Every student Turkish-speakers for example from
had massive respect for these guys as Azerbaijan or Turkmenistan but also
if they were their father. The main some “non Turkish speakers” like
From Bahçelievler to Beyoğlu problem for me was that none of me, for example from Nigeria, Saudi
them spoke English so a conversation Arabia, Syria, France, Switzerland
I arrived in Istanbul on the 25th was very difficult. This student house and Spain. On every floor there were
of January 2015. My new home is a strictly male institution. It is not different smells, moods, languages
was a student house “yurt” in allowed to invite female friends or and music. But almost everybody
Șirinevler which is in the district of even your own mother, if she wants to was going up and down the floors to
Bahçelievler. We lived together with visit you. Also if friends from outside meet other students and spend some
a lot of nationalities mixing different want to come around and hang out quality time. It was not always easy and
characters and culture. Almost with you they have to wait in the lobby relaxed because the language barrier
everybody spoke their own language until the visited person picks them gives space for misunderstandings
but the common language was up. At 23.00 the visitors have to leave and the fact that we lived together
English. Some of my neighbors spoke the house. During the first month I with not a lot of space. Also the
good English but some almost none. spent a lot of time in the yurt. At this different behavior according to the
This type of situation can be funny
but sometimes it can be stressful
and problematic as well. I shared a
room with two Turkish roommates.
One guy called Sezgin who is from
Bursa and other one was Hassan from
Diyarbakır. None of them could speak
English. Sezgin was a quiet guy but
he was interested in learning English
and the European culture and music.
Hassan was gay and a funny, outgoing
person. He was always dancing and
listening to loud Turkish pop music.
Both study in the same department as
me, Communication and Arts. Even
if the communication was difficult we
enjoyed breakfast together with a lot
of cay or a good Turkish kahve.

96


















multiplicity of cultures, religions and
the huge variety of views on politics
caused a lot of discussions but also
mental growth.

I remember the typical day in the
student house. If there was no
university we started the day very
late, because of the long previous
night. After waking up at noon,
“Ismail abi”, a shop owner in our
street supplied us with good “yarim
ekmek” for a reasonable price. We
had a small terrace where we ate our
breakfast when the sun was shining,
unfortunately it was not very often at
that time. After that we came around
in the main halls of each floor and
did some sports and contests like every day. People like street sellers, chat. Every day I improve my Turkish
wrestling or pushups. During the workers and business people.All in all and get to know my neighbors better
evenings we discovered the people it was a great time. and they also get to know me better.
and tasteful foods from the “mahalle”. The best thing about my new home
Especially a small place where “Ibo” After one and a half month in are my flat mates. Yelis, a Turkish girl
prepared handmade pide. The taste of Bahçelievler, which was far away from from Hatay who works in a cafe and
this food still remains in my mouth. the centre of Istanbul I decided to move studies graphic design, Orhan who
I love the way of life on the street to Beyoğlu. I was very lucky to find a is a choreographer and film student,
that Turkish people have. People sit flat with a lot of space and one of the born and raised in Istanbul and
outside, drink cay and play “tavla” most beautiful views of Istanbul. Now Jamshid from Afghanistan studying
or they enjoy a football game in the I live near to “Tarlabasi mahallesi” architecture. Jamshid has been living
cafe. In Germany life is mostly inside, and also near to the “Istiklal caddessi”. in Turkey for eight years and knows a
so mostly we meet at our homes for The variety in this neighborhood and lot about Turkish culture, food, music
activities and only at weekends we go the amount of people I see every day and language. We spend a lot of time
out to clubs or bars but there is not is even bigger than in Bahçelievler. together and learn a lot from each
such a “cafe culture” like there is in In my area there are foreigners, other. The fifth member of our home
Istanbul. For me, as I live in a small Turkish, Kurdish, Gypsies and others is a sweet cat named Ying&Yang, she
city in northern Germany called Kiel, living together. Similar to Șirinevler, loves to keep us in movement.
Bahçelievler and especially Șirinevler I appreciate the familiar atmosphere
were very exciting due to the amount on my street. For instance when I Almost every morning we come
and the variety of people. I have seen go to buy something from the small around to have a huge Turkish
masses of people moving around shops, there is always time for a little breakfast on our beautiful terrace

97


















the view on the Halic and Tarlabasi
roofs. I love to hear the sound of
the call for prayer - the “Ezan” and
it gives me a moment of silence and
reflection. Except of that we are
always chatting a lot while drinking
cay. I will never forget the smell of the
coffee when Yeliz prepared it in the
morning. I am blessed to live in an
old fashioned house with the antique
touch of Istanbul. Even when you
touch the furniture you can feel the
history that the wood preserved. This
house is a good place for meeting
different individuals because my flat
mates always bring their friends from
Turkey and all around the world who
come to visit us. Also my friends
from Germany came to visit me and
we had the possibility to share our people, especially in Beyoğlu, with some regular people, for example
experience and knowledge and the Beșiktaș and Kadikoy. You can feel around the Galata Tower. Also the
most important thing: having a good the melancholy in the music and in biggest amount of tourists can be
time together. the art of the streets. The melancholy seen there outside of Sultanahmet.
is deepey rooted in the soul of the Many Erasmus students like me meet
I have the feeling that I live in a people. Also in Northern Germany in Istiklal to hang out or go clubbing.
Orhan Pamuk novel. Something that you can feel a melancholy but it is Sometimes I compare Istiklal to the”
impressed me the first moment when different here. The people seem to like Reeperbahn” in Germany because
I arrived in Istanbul, is the amount this way of life, whereas in Germany it of the night life, clubs and the big
of dogs and cats living in peace with seems to depress the people. amount of tourist and local people.
the Istanbul inhabitants. In Germany But there is a difference. The big
you can only find dogs and cats which For me as an Erasmus student, Istiklal difference and the most impressive
belong to people, but not free in the caddesi is the vein of night life. The thing is the huge variety and the
streets. This gives me the impression movement of the people of Istiklal is high quality of musicians in this
that I am not in a big city, because the pumping blood from the heart street. From refugee children playing
humans and animals live together. of Taksim. I like the different sides darbuka to big groups of musicians
One thing that I miss, like in almost of Istiklal. On the one hand you can playing all kind of instruments to
every big city are the green areas such find loud and vibrating places with an old man playing the violin. I had
as parks and trees in the streets. What clubs or live music and on the other experienced a big factor of interaction
is very unique about Istanbul is the hand there are also quiet places for around the streets of Istiklal, such as
bohemian life and the melancholic smoking nargile or drinking a beer dancing with a lot of different people.

98


















The eye catcher of Istiklal is the People were literally everywhere. interesting experience to live on your
little red tramway that connects the People were stepping on my shoes, own, because you can admire your
modernity of Taksim with the old bumping into my shoulders without parents for all the free cooking and
past of the city in Şişhane. saying sorry. This was supposed to cleaning that they have done for you.
be just a little preview of local public During the first months, I kept on
In between all the ethniaties, cultures, transportation. I got on Havataș, took track with my home made cooking
languages, nationalities, businesses, the last seat and prayed. Not because really well. I mostly ate just local fresh
refugees, old city and the new city I I was scared, but because I realize vegetables and fruits, which have an
will always remember the contrast how I underestimated the power extraordinary taste here in Turkey.
and the big bridge that cannects of Istanbul. When I finally got out After two months, I slid to Turkish
everything to one another: That is of Havataș in Taksim, my flat mate street food from which I gained 8 kgs.
Istanbul. had been waiting for me fot around Shame on me and my laziness, but
Above and beyond all expectations one hour. Another interesting fact that is another story. If living with a
about Turkish people: they do have Turkish girl taught me anything, it

When I first arrived in Istanbul I was their own time. They are never late; taught me they can be really loud in
full of excitement. I had read a lot you should remember this, especially any time during the day. Also, they
of books, googled too many places when you wait for a teacher in Kultur can start vacuuming at 8 am, while
to explore and talked many hours University. you are asleep. If I would do this in my
to my parents about this upcoming home, my sister would vacuum me.
experience. I knew a lot, but that In Prague, I live in a family house
was not even close to the reality. with 4 other people and 3 dogs. Now, Turkish cuisine is another chapter,
I have already been in Turkey. I I live with only one flat mate. It is an a very pleasant one. You cannot
went on a vacation with my family
to a hotel resort. An extraordinary
accommodation, mouth watering
food and relaxing procedures were
just a little piece of heaven for us. But
of course, that is not real Turkey. But
because I fell in love with Turkish
cuisine and weather, I decided to
choose Istanbul for my Erasmus
Journey.

I arrived on 26th of Janurary at the
Sabiha Gokcen Airport. I had no
clue about how big Istanbul actually
was. My future Turkish flat mate
just told me to take some kind of
bus called Havataș. When I exited
the airport, I just remember people.


Click to View FlipBook Version