The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by leylaatay, 2019-12-02 08:03:20

Yıldız'da Yaşam - 8. Sayı

SAYI 8
Asya’nın egzotik ülkesi: Tayland
Sanat ve insani yardım bir arada
Türkiye’nin çeliği tüm dünyada yıldız gibi parlayacak!
Yıldız Entegre,
İSO 500’de sektörünün lideri
Reklam dünyasının duayeni Ender Merter’le kariyerine dair
Başarılarla dolu bir hikayenin kahramanı Bahattin Hekimoğlu
Akademi Yıldız’la ÖĞREN, GELİŞ, FARK YARAT!
YILDIZLAR YATIRIM HOLDİNG’İN SÜRELİ YAYINIDIR.




Yıldızlar Yatırım Holding AŞ’nin kurumsal dergisidir.
Üç ayda bir yayımlanır.
Yayın Türü
Yaygın Yayın / Gayri Siyasi
Yıldızlar Yatırım Holding Adına İmtiyaz Sahibi
İlkay Ünal
Yazı İşleri Müdürü
Mehmet Bülent Yücelen
Editör
Leyla Atay
Görsel Yönetmen
Senem Ener
Tasarım Uygulama
Emre Yamakoğlu
Fotoğraflar
Aykut Karadere
Haber Merkezi
Dilara Doğan, Hüseyin Türk, Sercan Karagöz
Katkıda Bulunanlar
Elif Kutlu, Ezgi Aydoğanoğlu, Levent Pakdamar
Yönetim
Yıldızlar Yatırım Holding A.Ş. Arslanbey OSB Mah.
1. Cadde No: 13
41285 Kartepe / Kocaeli
T: 0262 316 61 00 www.yildiz.com.tr
Yapım
Demirbağ Yayın ve Tasarım İBA Blokları 42/6 Barbaros Bul. Balmumcu / İstanbul
T: 0212 347 47 80 www.demirbag.com.tr
Ofset Baskı ve Hazırlık
MD Basım
Sertifika No: 41746 Seyrantepe Mah. İbrahimkaraoğlanoğlu Cad. No: 105/1236
Kağıthane / İstanbul
Sayı 8 • Aralık 2019
Merhaba,
Mevsimler değişirken ve zaman hızla geçerken küreselleşmenin yanı sıra, teknolojinin baş döndürücü hızı ve rekabet ortamı her geçen gün daha derin hissediliyor. Yıldızlar Yatırım Holding olarak böyle bir ortamda tüm paydaşların ön plana çıktığı, inovatif ve öğrenme odaklı yönetim yaklaşımları benimsemenin de giderek daha gerekli hale geldiğinin farkındayız. Bu bilinçle 2017’nin sonlarında, sahip olduğumuz değerler ışığında Akademi Yıldız’ı kurmaya karar verdik.
Geçtiğimiz Nisan ayında alanında yetkin eğitmenler ve danışmaların iş birliğiyle devreye aldığımız Akademi Yıldız’la Yıldızlar Yatırım Holding çatısı altında görev yapan tüm çalışanları kucaklamayı hedefliyoruz. Akademi Yıldız’ı yeteneklerimizi yetiştirecek, çalışanlarımızın kariyer planlamalarına katkı sağlayacak, üretkenliğin, verimliliğin, takım ruhunun, pozitif düşüncenin hakim olduğu değerli bir enstrüman olarak görüyoruz. Sunacağımız eğitim programlarıyla performans değerlendirme, yedekleme planlaması, yönetici gelişimi, kariyer planlama ve yetenek yönetimi gibi birçok insan kaynakları fonksiyonunu doğrudan destekleyeceğiz. Bu da iş gücünün ve kaynakların etkin kullanımını sağlayacak.
Yıldız’da Yaşam’ın bu sayısında Akademi Yıldız’da neler yapmayı planladığımıza dair detayları bulabilirsiniz. Her zaman olduğu gibi Yıldızlar Yatırım Holding, Yıldız Entegre, İGSAŞ ve Yıldız Demir Çelik’ten son gelişmelerin yanı sıra, paydaşlarımızla yapılan röportajları da okuyabilirsiniz. Reklam dünyasının duayenlerinden Ender Merter’le yapılan söyleşiyi ve bütünsel yaşam koçu Ayşe Tolga’nın sağlık önerilerini okurken sayfaları merakla çevireceğinize inanıyorum.
Keyifli okumalar.
Greetings,
As seasons change and time flies, the evolving of technology, the impact of globalization and competitiveness is felt on a deeper level every day. At Yıldızlar Investment Holding, we are aware that adopting innovative and learning- focused management approaches, and involving all stakeholders is becoming increasingly important in such an environment. This is why we decided to establish Akademi Yıldız in late 2017 to promote our values.
With Akademi Yıldız, which we launched in April together with a team of experienced trainers and consultants, we aim to embrace all employees under the umbrella of Yıldızlar Yatırım Holding. We see Akademi Yıldız as a valuable tool for enhancing productivity, efficiency, team spirit and positive thinking to help train our talents and contribute to the career planning of our employees. We will directly support several human resources functions such as performance appraisal, succession planning, executive development, career planning and talent management through the training programs. This will ensure efficient utilization of the workforce and resources.
In this edition of “Yıldız’da Yaşam”, you will find details of our plans for Akademi Yıldız. As always, you can also read about the latest developments at Yıldızlar Yatırım Holding, Yıldız Entegre, İGSAŞ and Yıldız Demir Çelik as well as interviews with our stakeholders. I hope that the engaging content, which includes an interview with Ender Merter, a veteran of the advertising world, and wellness recommendations by holistic life coach Ayşe Tolga, will satisfy your curiosity about various topics.
Happy reading.
İlkay Ünal
Yönetim Kurulu Genel Sekreteri
Secretary General of Board
İÇİNDEKİLER
02 ODAK
Akademi Yıldız’la
ÖĞREN, GELİŞ, FARK YARAT!
10 TOPLUMSAL KATKI
Sanat ve insani yardım bir arada
12 HABER
Yıldız Entegre, dünyanın en
prestijli mobilya fuarında
1 4 HABER
Türkiye’nin çeliği tüm dünyada
yıldız gibi parlayacak!
16 UZMAN GÖRÜŞÜ
Reklam dünyasının duayeni Ender
Merter’le kariyerine dair
20 HABER
Çocuklar için tohumun hikayesi,
22 İNOVASYON Sürdürülebilir kurumsal
başarı için İNOVASYON
24 KONUK
Başarılarla dolu bir hikayenin
kahramanı: Bahattin Hekimoğlu
28 YENİ TRENDLER
İGSAŞ ve Yıldız Entegre’den
42 SAĞLIK
İyi yaşam için
titreşiminizi yükseltin
46 KARİYER ÖYKÜLERİ
İşini severek yapmanın
kuşların şarkısı
YILDIZLARDAN HABERLER
1
30
son trendler
UZAKLARA YOLCULUK
Asya’nın egzotik ülkesi: Tayland
48 50
getirdiği başarılar
HOBİ
Bir motivasyon kaynağı olarak doğa
DEKORASYON
İleriye bakarak iç mekan tasarımına katkı sunmak
34 PAYDAŞLARIMIZ
• Yıldız Entegre: Mehmet Özdamar
• İGSAŞ: Davut Durak
• Yıldız Demir Çelik: Gökhan Demiruz
37


ODAK
Akademi Yıldız’la
ÖĞREN, GELİŞ, FARK YARAT!
Gelişen ve geliştiren, yenilikçi ve mutlu, şirketine ve şirket değerlerine bağlı çalışanlarla geleceğe hazırlanma hedefi doğrultusunda yol alan Yıldızlar Yatırım Holding, Akademi Yıldız’la daha da güçlü olmaya hazır.
Y ıldızlar Yatırım Holding’in stratejik hedefleri ve değerleri
ışığında, tüm çalışanların ge- lişmesi, geleceğe hazırlanması ve kurumun öğrenen bir or-
ganizasyona dönüşmesi gerektiği vizyonuyla ortaya çıkan akademi kurma fikri, Eylül 2017’de ilk tohumların atılmasıyla hayata geçirildi. İnsana yatırım yapmadan kurumsal gelişimin olmayacağı inancıyla çıkılan bu yolculukta, Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız başkanlığında, birçok yönetici-
nin katılımıyla oluşturulan proje grubunun çalışmaları akabinde Akademi Yıldız’ın kurulma süreci başladı. Sabancı Üniversitesi Yönetici Ge- liştirme Birimi’yle yapılan iş birliği sonrasında süreç hızlanarak devam etti.
Nisan 2018’de ekip üyelerinin göreve baş- lamasıyla birlikte Akademi Yıldız Eğitim ve Geliştirme Müdürlüğü kuruldu. Ekip, okul programlarının tasarımları ve diğer altyapı çalışmalarına yönelik tüm süreçleri tamamla- mak üzere işe koyuldu. Akademi Yıldız, eğitim
ve geliştirme faaliyetleri öncesinde Haftanın Yıldız Sözü ve Ayın Yıldız Kitabı çalışmalarıyla kendini şirket içinde hissettirmeye ve merak uyandırmaya başladı. Yapılan tüm hazırlık çalışmalarının sonrasında 13 Nisan’da alanında uzman önemli isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı Akademi Yıldız Gelişim Zirvesi & Lansma- nı gerçekleştirildi. Lansmanla birlikte Akademi Yıldız, “Öğren, Geliş, Fark Yarat!” sloganıyla her biri farklı bir gelişim fırsatı sunan dört okulunu hayata geçirdi ve gelişim programlarını başlattı. Eğitim ve gelişim programları planlanan takvim doğrultusunda hızla devam ediyor.
OKULLAR VE GELİŞİM PROGRAMLARI Liderlik Okulu
Değişim ve dönüşümün çok hızlı yaşandığı günümüz dünyasında iş liderlerinin kendilerini, ekiplerini, kurumlarını geliştirmeleri, güçlendir- meleri ve rol model olmaları kritik bir önem ta- şıyor. Bu bakış açısıyla Yıldızlar Yatırım Holding’in tüm yöneticilerine günümüz iş hayatının gerektirdiği yeni yetkinlikleri ve yaklaşımları ka- zandırmak, holdingin değerleri doğrultusunda
2


ortak ve global bir liderlik dili oluşturmak amacıyla Liderlik Okulu kuruldu. Okulda hedef kitlesine göre farklılık gösteren
ve özel olarak tasarlanan
dört gelişim programı
yer alıyor. Farklı kademeler-
deki yöneticiler için belirlenen
yetkinlikler doğrultusunda geliştirilen programlar, katılımcıların birbirilerini desteklemelerini de sağlayacak şekilde tasarlandı. Her gelişim programında sınıf
içi eğitimler, bireysel koçluk uygulamaları, çeşitli envanterler, 360 derece geri bildirim anketi, dijital öğrenme araçları, kitap/makale gibi gelişimi destekleyecek uygulamalar yer alıyor. Tüm programlar, belli bir zaman dilimine yayılarak birbirini takip eden eğitim modülleri ve uygulamalarla, 12-15 ay arasında sürecek şekilde planlanarak sürdürülüyor. Programlar, kendi alanında uzman eğitmenler, akredite koçlar ve/veya deneyimli danışmalarca yürü- tülüyor. Danışmanlar, hem temel eğitimlerin verilmesinde görev alıyorlar hem de koçluk yapıyorlar.
Kutup Yıldızı Gelişim Programı: Üst kademe yönetim seviyesi için tasarlanan program, ismini, tarih boyunca insanlara seyahatlerinde yön gösteren Kutup Yıldızı’ndan alıyor. Liderlerin iş hayatında insanlara yön ve
yol göstermeleri düşüncesini temel alan program; ilham verecek, değişime ve dönüşüme ön- cülük edecek liderlik yetkinlikleri kazan-
dırmayı ve değerleri yaşatan liderler yetiştir- meyi hedefliyor. Programın
danışmalığını ve yürütücülüğünü yönetim danışmanı, yönetici koçu Dr.
Gürkan Sekmen gerçekleştiriyor.
Yıldızlar Lider Gelişim Programı: Orta kademe yönetim seviyesi için geliştirilen prog- ram, yöneticilerin kendilerini, ekiplerini ve işleri- ni en verimli şekilde yönetmelerini ve yeni nesil yöneticilik yetkinlikleri kazanmalarını sağlamak hedefiyle hazırlandı. Programın danışmanlığını ve yürütücülüğü yönetim danışmanı, yönetici koçu İlhan Gülertan gerçekleştiriyor.
Yıldızlar Yönetici Gelişim Programı: İlk kademe yönetim seviyesi için geliştirilen program, kişisel gelişime katkı sağlamayı ve temel seviye yönetim becerilerinin kazandırıl- masını hedefliyor. Eğitim, aynı zamanda bir üst seviye yönetim rolleri için hazırlık olacak şekilde tasarlandı. Programın danışmanlığını ve yürütü- cülüğünü eğitmen, kariyer danışmanı, yönetici koçu Ruhan Maral gerçekleştiriyor.
Akademi Yıldız’ın
vizyonu
Yıldızlar Yatırım Holding’in faaliyet gösterdiği her alanda yenilikçi, sürdürülebilir öğrenme ortamını sağlayan ve şirketin güçlü
bir işveren markası olmasını destekleyen yaşam boyu gelişim odaklı akademi olmaktır.
Akademi Yıldız’ın
misyonu
Kalite ve güven ilkeleri üzerine kurulu değerleriyle, her bir çalışanına eğitim ve gelişim fırsatları sunarak şirketin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesini sağlamaktır.
To read a brief summary in English, please go to page 52. 3


Geleceğin Yıldızları Programı: Program, yete- nek yönetimi çalışmaları kapsamında, yetenekli ve potansiyeli yüksek çalışanlar arasından gele- ceğin yönetici adaylarını belirlemek, geliştirmek ve geleceğe hazırlamak amacıyla tasarlandı. Katılımcıları, Yetenek Komitesi’nin çalışmalarıyla belirlenen program, kendine liderlik, iletişim ve ilişki yönetimi, takım olma, problem çözme tek- nikleri gibi eğitim modülleriyle, çalışanların kişisel gelişimine yatırım yaparak yönetsel roller için hazırlanmalarını hedefliyor. Programın danışman- lığını ve yürütücülüğünü eğitmen, koç ve yazar olan Müge Çevik gerçekleştiriyor.
Satış ve Pazarlama Okulu
Şirketlerin, benzer üretim/hizmet koşulları içinde ve rekabetin çok yoğun olduğu piyasa şartlarında hedeflerine ulaşması, sürdürülebilirliğin sağlan- ması ve rakipleri arasında fark yaratabilmesi için en önemli alanlardan biri satış ve pazarlamadır. Bu farkındalıkla kurulan okul, Yıldızlar Yatırım Hol- ding bünyesindeki şirketlerde satış ve pazarlama fonksiyonlarında, farklı pozisyonlarda görev alan tüm çalışanların, gerekli mesleki eğitim/gelişim ihtiyaçlarının karşılanması ve holding genelinde ortak satış dilinin yaratılması hedefiyle kuruldu. Okulda hedef kitleye göre farklılık gösteren Satış Gelişim Programı, Pazarlama Gelişim Programı ve çeşitli eğitim modülleri sunuluyor. Satış ekipleri için geliştirilen programlarda sınıf içi eğitimler, saha koçluk uygulamaları, saha çalışmaları, an- ketler, dijital öğrenme araçları, kitap/makale gibi gelişimi destekleyen birçok uygulama yer alıyor.
4
Yıldızlar Lider Gelişim Programı’nın Danışmanı İlhan Gülertan Akademi Yıldız’ı anlatıyor...
Akademi Yıldız programlarıyla ilgili görüşme davetini aldığımda, bu eğitim programının da pek farklı olmayacağını düşünerek ön çalışmamı yap- mıştım. Yanılmışım! Akademi Yıldız, yaklaşımı ve yapısıyla diğerlerinden ayrılıyor. Akademinin kısa zamanda şirket içinde kabulünü, aldığı desteği ve katılımcıların faaliyetlerle ilgili gösterdikleri hassasiyeti bu farklılığa bağlıyorum. Akademi Yıldız’ı farklı kılan özellikleri ise şöyle sıralayabilirim: (1) Bütüncül bakış açısıyla yaklaşım. Bütüncül olarak şirket çalışanlarının iş yapış şekillerini ve yaklaşımlarını güncel rekabetin şartlarına uyumlu hale getirecek eğitim programlarını yürütürken şirketin hedeflerini ve amaçlarını gözden kaçırmıyor. (2) Kapsayıcı yaklaşım. Akademi Yıldız, şirket içindeki tüm paydaşları dikkate alıyor. Şirket içinde her seviyedeki paydaşların gelişim ihtiyaçlarını gözeterek tüm seviyelerin birbirini destekleyen bakış açıları kazanmalarını sağlayacak, birbirlerini destekleyen ve örtüşen eğitim programlarıyla yoluna devam ediyor. (3) Katılımcının gelişim sürecini yakından takip eden ve destekleyen yaklaşım. Bütünde şirketin hedefle- rini gözetirken özelde bireylerin ihtiyaçlarının anlaşılması, desteklenmesi
ve geliştirilmesi için tamamlayıcı bir yaklaşım sergileyen Akademi Yıldız bunu envanterler, eğitimler ve koçluklar vasıtasıyla yapıyor. Böylece her bir katılımcı çeşitli araçlarla nerede olduğunu, nereye doğru ilerlediğini, neye ihtiyaç duyduğunu görürken bu araçların sonuçlarına uygun olarak tasar- lanmış eğitimler ve eğitimleri destekleyen koçluklarla ihtiyacı olan bilgi ve desteğe ulaşabiliyor. (4) İşine adanmış Akademi Yıldız ekibi. Her aşamada titizlikleri, disiplinleri ve ekip olarak hareket etmeleriyle biz eğitimcilerin
ve katılımcıların verimli çalışması için ihtiyaç duydukları ortamı ve süreci yaratıyorlar. Sonuç olarak yönetim kurulu seviyesindeki inanç ve destekle; yürütme seviyesindeki adanmışlık, cesaret ve çalışkanlıkla Akademi Yıldız yoluna hızlı ama emin adımlarla devam ediyor.


Geleceğin Yıldızları Programı’nın Danışmanı Müge Çevik Akademi Yıldız’ı anlatıyor...
Akademi Yıldız, içinde olmaktan büyük mutluluk duyduğum, olmasaydım kıskanırdım, dediğim plan ve içerikle başladı; devam ediyor. İlk duyduğumda gerçekleşemeyecek kadar bütüncül ve kapsamlı olduğunu düşünmüştüm. Hadi başlıyoruz, dediklerinde biraz şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Böyle bir ekonomik konjonktürde, tüm firmalar ilk olarak eğitim bütçelerinde kısıntıya giderken her seviyeye özel, değerlendirme, eğitim ve koçluk adımlarıyla entegre bir programın parçası olduğum için çok mutluyum. Her seviye yetkinliğe özel kurgulanan, birbiriyle bağlantılı ve gerçek bir akademi olma yolunda çok hızlı ilerleyen Akademi Yıldız’ın çok sağlam bir vizyonun eseri olduğunu düşünüyorum. Firmanın geleneksel değerlerini koruyarak üzerine gençleri ve onların yeteneklerini de eklediği, mentorluğun kurum kültürünün bir parçası olarak yerleştirildiği Geleceğin Yıldızları Programı’nın akademi için önemli bir başlangıç olacağına ve bu sayede, çalışanlarıyla kıymet yaratan şirketin orta ve uzun vadede fark yaratacağına inanıyorum. Emeği geçen tüm ekibi kutluyor, tüm katılımcıların hem bireysel hem de profesyonel gelişimlerinde bu fırsatı olabilecek en verimli şekilde kullanmalarını diliyorum. İyi ki parçasıyım, iyi ki bir gün, “Ben ilk zamanlarında oradaydım ve bugünün büyük yöneticilerini geleceğin yıldızları oldukları dönemden tanıyorum.” diyeceğim.
Pazarlama bölümlerine yönelik olarak da farklı eğitim modülleri ve yine benzer destekle- yici uygulamalar bulunuyor. Kendi alanında uzman ve deneyimli danışmalar/eğitmenler liderliğinde yürütülecek bu programlar da belli bir zaman dilimine yayılarak, birbirini takip eden eğitim modülleri ve uygulamalarla 10-12 ay sürecek şekilde planlandı.
Temel Gelişim Okulu
Temel Gelişim Okulu ve programlarıyla Yıldızlar Yatırım Holding’in değerlerinin, viz- yonunun, misyonunun, iş yapış biçimlerinin yanı sıra, ortak kurumsal yetkinliklerin tüm çalışanlar tarafından benimsenmesi, ortak bir
kültürün yaratılması hedefleniyor. Ayrıca çalı- şanların ihtiyaç duyacağı temel eğitimlere de bu okulda yer veriliyor. Bu okulda iki program ve yıllık katalog eğitimleri bulunuyor.
Yıldızlı Olma Yolunda Oryantasyon Programı: Program, Yıldızlar Yatırım Hol- ding’de ve şirketlerinde, görevlerine yeni başlayacak çalışanların işlerine, iş ortamına, kurumsal kültüre adaptasyonunu hızlandır- mak ve işveren markasına katkı sağlamak amacıyla tasarlandı. İki aylık süreci kapsıyor.
Kurumsal Temel Gelişim Programı: Program, kurumsal yöndeşlik ve temel eğitim seviyesi
Akademi Yıldız, gelişim programları, eğitimleri ve destekleyici birçok uygulamayla Yıldızlar Yatırım Holding çatısı altında görev yapan tüm çalışanların kurumsal gelişim yolculuğunun önemli bir destek noktası oluyor.
kazandırmak amacıyla hazırlandı. Müdür ve üstü kadrolarda çalışan yöneticiler hariç tüm ofis çalışanlarına yönelik olan program kapsamında Etkili İletişim ve İlişki Yönetimi, Takım Çalışması, Problem Çözme Teknikleri eğitimlerine yer veriliyor.
Akademi Yıldız Katalog Eğitimler:
Okullardaki programlarda yer almayan ancak ihtiyaçlar doğrultusunda, çalışanların gelişi- mine katkı sağlayacağı düşünülen eğitimlerin bulunduğu genel eğitim kataloğudur. Bu katalogda yer alan genele açık eğitimler için çalışanlar ya da yöneticilerden gelen taleple- rin toplanması durumunda değerlendirme
To read a brief summary in English, please go to page 52. 5


yapılıyor ve uygun eğitim için gerekli orga- nizasyon kuruma özel ya da genel katılıma açık olarak gerçekleştiriliyor.
Mesleki ve Teknik Gelişim Okulu
Bu okul; çalışanlara, görev yaptıkları iş aile- sine ve fonksiyona göre mesleki ve teknik konularda ihtiyaç duydukları eğitimlerin ve gelişim programlarının sunulması hede- fiyle kuruldu. 2019 için Mali İşler Gelişim Programı ve Üretim Teknik Gelişim Programı olmak üzere iki eğitim sunuluyor. Diğer tüm departmanların ihtiyaç duydukları eğitim
ya da programlara ise yeni dönemde yer verilecek.
PROGRAMLAR BAŞLAMADAN NELER YAPTIK?
Haftanın Yıldız Sözü: Her hafta pazartesi mesaisinin ilk saatlerinde motivasyon sağ- layacak sözler paylaşılıyor. İlk haftanın sözü, Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Baş- kanı Fehmi Yıldız’ın, “Bir işte başarılı olmak
istiyorsanız ya farklı bir iş yapın ya da işinizi farklı yapın.” oldu.
Haftanın Yıldız Kitabı: Çalışanların kişisel gelişimlerini desteklemek hedefiyle devreye alınan uygulama kapsamında önerilen kitap- lardan alıntılara ve özetlere yer veriliyor.
NELER YAPACAĞIZ?
Akademi Yıldız, belli bir program dahilinde birçok yeni çalışmayı hayata geçirmeye devam edecek. Bu kapsamda planlan diğer çalışmalar şöyle:
Öğrenmenin @ Hali: Karma bir eğitim-ge- lişim modeli benimseyen Akademi Yıldız, sadece sınıf içi eğitimleri değil, günümüz dünyasının dijital ve mobil öğrenme ortam- larını da çalışanlarına sunmanın hazırlığını yapıyor. Bu kapsamda hizmet verecek bir sanal platform üzerinden, zamana ve sınırla- ra bağlı kalmadan çalışanlara gelişim olanağı sunulacak.
Yabancı Dil Programları: Farklı ihtiyaçlara ve taleplere göre geliştirilen programlar doğrul- tusunda tüm çalışanlara yabancı dil gelişimi konusunda destek verilecek.
Yıldızlı Sohbetler: Farklı alanlarda uzman- lıkları ya da deneyimleri olan konuşmacıların katıldığı kısa seminer programlarıyla çalışanların gelişimine katkı sağlanacak.
İç Eğitmen Yetiştirme Programı: Çalışanla- rın farklı uzmanlık alanlarındaki deneyimlerini çalışma arkadaşlarıyla paylaşmalarına olanak sağlamak amacıyla gerçekleştirilecek programı başarıyla bitirenler, kurum içinde eğitmen olarak kendilerine ve kuruma katkı sağlama imkanına sahip olacaklar.
Zirveler: Akademi Yıldız Gelişim Zirvesi’yle ilki düzenlenen bu zirvelerle, hem çalışanlara hem de diğer paydaşlara katkı sağlayacak gelişim organizasyonları gerçekleştirilecek.
Süreli Yayınlar: Çalışanlara farklı gündem maddeleri dahilinde, belli zaman dilimlerinde gelişimi destekleyecek dijital yayınlar gönderilecek.
Üniversite İşbirlikleri: Çalışanların lisansüstü çalışmalarını desteklemek ve farklı gelişim ko- nularını Akademi Yıldız bünyesine kazandırmak için üniversite iş birliği çalışmaları yürütülecek.
Kutup Yıldızı Programı’nın Danışmanı Dr. Gürkan Sekmen Akademi Yıldız’ı anlatıyor...
Yıldızlar Yatırım Holding ve Akademi Yıldız’ın liderlik programını yönetmek benim için birçok açıdan heyecan verici bir süreç. Öncelikle Kutup Yıldızı Programı’nın katılımcısı olan değerli yöneticilerin, iş ve hayat tecrübelerinin birçok profesyonel danışman ve eğitmenden aşağı olma- ması benim açımdan son derece öğretici bir deneyime dönüşüyor. Bu süreçte eğitmenlikten çok, birlikte keşfetme ve paylaşma sürecinin
bir moderatörü olarak görüyorum kendimi. Değerli katılımcıların zihinlerini ve yüreklerini açarak, karşılaştıkları problemlere birlikte ürettiği- miz çözümlerin, yönettikleri şirketler için kalıcı sonuçlar yaratacağına gönülden inanıyorum. Bunun yanında bu süreçte kazandığım değerli dostluklar beni büyük bir ailenin bir parçası gibi hissettiriyor. Çoğu kere klişeden öteye gidemeyen “aile” kavramının içini ortak akıl, farklılıklara tolerans ve ortak amaçla, birlikte doldurmamızdan çok keyif alıyorum. Yıldızlar Yatırım Holding’in stratejik hedefleri doğrultusunda liderlik becerilerini yenilediğimiz bu sürecin, şirketin büyüme vizyonuna güçlü katkılar sağlamasını içtenlikle diliyorum.
6


Akademi Yıldız’ın eğitmen ve danışman kadrosu
İlhan Gülertan
Sürekli değişim ve gelişimin insan hayatının temelinde yer alması gerektiğine inanarak her biri kendi alanında köklü, bilgi ve deneyim sahibi şirketler tarafından Türkiye’de yetkilendirildi ve akredite edildi. Kendi şirketi Akıl ve Yürek Eğitim & Danışmanlık bünyesinde yönetici koçluğu, danışmanlık ve eğitmenlik yapıyor.
Dr. Gürkan Sekmen
Davranışsal boyuttan önce bilişsel boyutu temel
alan ve zihinsel süreçlerden yola çıkarak kalıcı davranış değişikleri geliştirmeyi hedefleyen eğitimler tasarlamayı ve sunmayı benimsiyor. Kendi şirketi GEN Danışmanlık bünyesinde yönetici koçluğu, eğitmenlik ve kurumsal danışmanlık yapıyor.
Müge Çevik
Koçluk çalışmalarını, eğitimini aldığı Gestalt metodolojisi ve profesyonel tecrübesiyle birleştirerek bireylere kariyer koçluğunun yanı sıra, kurumlara özellikle satış, uluslararası satış ve uluslararası marka yönetimi konularında koçluk ve danışmanlık yapıyor. Aynı zamanda birçok kişisel gelişim kitabının yazarı.
Prof. Dr. Erhan Eroğlu
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi dekanlığını yürütüyor. Kişilerarası iletişim, örgüt ve grup iletişimine odaklanan eğitimlerin yanı sıra, danışmanlık hizmetleriyle özel sektöre de katkı sağlıyor.
Uzm. Dr. Çağlayan Aktaş
Farklı disiplinlerde yer alan uzmanlıklarıyla doktor, psikolog, koç ve danışman unvanlarına sahip. Yurt içi ve yurt dışında liderlik, yönetim becerileri, koçluk, değişim psikolojisi ve yönetimi eğitimleri ile danışmanlık hizmetleri veriyor.
Dr. Ulaş Özcan
2009’dan bu yana Insight Factor çatısı altında, 100’den fazla ulusal ve uluslararası kuruma örgütsel davranış alanında danışmanlık yapıyor. Üniversitelerde öğretim görevlisi olarak lisans ve yüksek lisans seviyesindeki öğrencilere dersler veriyor, araştırmalarına ve yazarlık çalışmalarına devam ediyor. Davranış bilimini iş dünyasına entegre ederek çalışıyor, geliştirdiği birçok psikometrik araç bulunuyor. Mesleki uzmanlık ve ilgi alanları liderlik, yetenekli çalışanların özellikleri, fark yaratan çalışanların özellikleri, kurumsal iklim ve duygusal zeka, pozitif psikoloji ve stratejik insan kaynakları yönetimidir.
To read a brief summary in English, please go to page 52. 7


8
Akademi Yıldız’ın danışmanlarından Dr. Gürkan Sekmen yazdı:
Mutluluk mu, keyif mi? Hayal mi, heves mi?
Söze sert bir soruyla başlayalım. Umut etmek, insanın yaşam enerjisinin kaynağı mı yoksa güçlü bir uyuşturucu mu? Her şeye rağmen umudunu korumak güçlü bir karakter özelliği mi yoksa umut hakikatin panzehri mi? Başka bir ifadeyle kabul edebilme ve yüzleşebilme cesareti gösteremediğimiz gerçekleri umutla makyajlayıp katlanabilir hale mi getiriyoruz?
1943 yılının sonunda bir Alman toplama kampındaki esirlerin çoğu, gelecek yılın Noel’inde evlerine döneceğini umut etmişti. Ama beklenen Noel geldiğinde kamptaki ölüm oranı, beklenmedik bir şekilde, ortalamanın çok ötesinde bir artış göstermişti. Bu ani ölümlerin açıklamasını, kendisi de bu toplama kampın- da yaşamak zorunda kalan ve 20. yüzyılın en önemli psikiyatrlarından biri olan Victor Frankl, “İnsanın Anlam Arayışı” kitabında şöyle yazar: “İnsanlar çektikleri tüm acıları hafifletmek için kendilerine, yeni yıl geldiğinde evlerine döneceklerini söylemişlerdi. Ama yıl sonu geldiğinde ve ufukta hiçbir kurtulma umudu kalmadığında bu çok tehlikeli bir şeye
sebep olmuştu. Umutları, hayal kırıklığına ve çaresizliğe dönüşmüş, tüm direnme güçlerini ve bağışıklık sistemlerini çökertmiş, birden ölmeye başlamışlardı.”Ümit acıyı ertelemenin bir yolu olduğunda teskin edici bir ninniye dönüşmüştü. Oysa bu durumda yapılması gereken, durumla yüzleşmek ve yıkıcı olası- lıklara karşı hazırlık yapmaktı. Sonuçta ümit etmek ve hayal kırıklığı birbirinin ikiz kardeşi olmuştu. Hayal kırıklığı yaşanan şartlar altın- da ölümcül sonuçlar doğurmuştu.
Umut etmek ama neden?
Bu gerçek hikayeden ortaya çıkan kitap, bir toplama kampı me- taforu üzerinden şartları bu kadar dramatik olma-
sa da gerçek
hayatları-
mızla güçlü
paralellikler
kurar. Umut
etmeyi
güçlü bir
sabotajcı
olarak kabul
etmek yine de
sağduyumuza
ters gelir. Peki,
insan kendini nasıl
motive eder o zaman?
Hiçbir umuda sahip olma-
mak, boş vermişlik ve amaçsızlık
duygusu yaratmaz mı? Belki de
öncelikle umut etmek veya heves etmekle, hayal etmek arasındaki farkı netleştirmeliyiz. Bu iki kavram arasındaki farkın anlaşılması, insanın yürüdüğü bu puslu hayat yolculuğunda, içsel pusulasını geliştirmesindeki en önemli etken- lerden biridir kanımca.
Gelecek umutlarının kökeninde genellikle geçmişin mutsuzlukları yatar. Yani aslında bu umutlar, geçmişin hayal kırıklıklarına ve travma- larına verdiğimiz ümitsiz bir tepkiden başka bir
şey değildir çoğu kere. Narsistik yaralanma ya- şamayalım diye egomuz, “Bugün olmadı ama bir gün mutlaka olacak.” diyerek bize tatlı yalan- lar söyler. Ayrıca bu örtülü travmalar, geleceğe de geçmişin gözlerinden bakmamıza sebep olur ve bu nedenle geçmiş değişmeyince ge- lecek de değişmez. Eğer bu travmaları silmeyi başarırsak aynı zamanda gelecek umutlarını


da silmeyi başarabiliriz. O zaman geriye ne kalır? Sadece bu an kalır. Bu an hayalin habitatıdır.
Mutsuzluğun temeli keyif mi?
Umut etmek, mutluluğu gelmeyecek bir geleceğe ertelemekken hayal etmek ancak anda kalarak üre- tilebilecek bir şeydir. Fakat insan, geçmişin yüklerin- den kurtulmak için gelecek umutlarıyla oyalanırken bu anı ıskalar. Peki, ama neden insan, pop kültür bu kadar üzerinde dururken anda kalmayı başaramaz? Çünkü anı yaşamak ile anlık yaşamayı karıştırır. Postmodern çağın etkisiyle“keyif”kavramını o kadar yüceltir ki bir hayalin bedelini ödemeye ve rahatını kaçırmaya hiç niyeti yoktur. Anın içindeki
birçok bedelle yüzleşmek yerine, andan kaçma stratejisi olarak anlık yaşama-
ya, keyif almayı abartmaya başlar. Keyifle mutluluğu karıştırmak ve
mutluluğu keyifli anların toplamı sanmak, en sinsi sabotajcılardan
biridir ve bu durumda umut, bu sürdürülemez keyif arayışının coşkulu
bir enstrümanıdır. Oysaki mutluluk, anlam yüklü bir çaba ve değerli bir amaç için
göğüs gerilmiş acının içinde hiç beklemediğimiz anda karşımıza çıkan şeydir. Bir hedef ya da arayış değil, bir karşılaşmadır. Bir anda karşımıza çıkar ve anda kalır. Keyif ise peşinden koştuktan sonra yaka- ladığımızda büyüsü kaybolan ve bayağı bir nesneye dönüşen bir bağımlılıktır. Tekrarlandıkça değeri aza- lır ama bağımlılığı artar. Mutluluk özgürleştiricidir, keyif ise uyuşturucu. Bu nedenle mutluluğun huzur duygusuyla keyfin rehavetini birbirine karıştırmama- mız da çok önemlidir. Aslında keyif bağımlılıklarımı- zın altında temel mutsuzluklarımız yatar.
Yolculuğun tadına varmak için
Sonuçta insan, anlam arayışıyla inşa ettiği hayalinin yarattığı varoluşsal neşesinin eksikliğini hazlarıyla telafi etmeye çalışır. Sadece birbirine top atarak deliler gibi eğlenen çocuklara bakın ve kendinize sorun, “Hiçbir yardım almadan en son ne za-
man böyle eğlenmiştim?” Hayatımızda heves ve umudun yarattığı iki trajedi vardır: Birincisi, özenle beslediğimiz umut ve hevesler gerçekleşemeyince olur. Hayal kırıklığı, çaresizlik ve öfke yaşarız. İkinci ve daha büyük olanı ise bunlar gerçekleştiğinde ortaya çıkar. Çünkü değerini ve anlamı yitirir. Bu durumda ruhun son durağı nihilizm yani anlamsızlıktır. Özetle gerçekleştiğinde değerini yitiren şey, umutlarla şişi- rilmiş hevestir, bedelini ödemeye hazır olduğum ve
hep bizimle beraber olan ise hayal. Birdenbire çekip giden hevestir, sabırla bizimle kalan ise hayal. Birinin içinde abartılmış bir keyif arayışı, diğerinde ise so- nuçlardan bağımsız bir şekilde, arka fonda var olan bir tatmin duygusu vardır. Biri değersizlik duygusu yaratır, diğeri ise anlam krizini çözer. Biri sonuçlara takıntılıdır, diğeri yolculuğun tadına varır.
Nedenin peşine düşünce
Hayalin içinde kişisel egoları aşan güçlü bir anlam ve misyon duygusu vardır. Bu anlam ve misyon duygusunun yarattığı güçlü motivasyon, heve-
sin dolduruşundan çok daha güçlü bir enerji ve kararlılık yaratır. Çünkü Nietzsche’nin dediği gibi, “Ancak nedeni bulan ‘nasıl’a katlanabilir.” Hayal bir tohumun ağaç olma tutkusudur ve doğuştan bizle doğar. Heves ise değersizlik korkusuyla, salt ötekinin hayranlığını kazanma ve hiç olmadığımız bir şeyi başkalarının gözünde bulma çabası hatta yakarışıdır. Heves, olduğumuz benle olmak istediğimiz ben arasındaki mesafeyi kapatmaya çalışırken hayal, doğuştan sahip olduğumuz özgünlüğümüzü yansıtır. Yani hayal doğuştan sahip olduğu özgünlü- ğü, heves ise hiç sahip olamayacağı üstünlüğü arar. Başka bir deyişle hayal, kendini gerçekleştirmeye odaklı varoluşsal bir dürtüdür. Heves ise kendimize yarattığımız sanal kimlikleri sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğumuz büyülü nesnelerdir. Hayal ile heves arasındaki farkı ayırt edebilmek, hayattaki yön duygumuzun temelini oluşturur.
Hayallerden ya da hevesten beslenmek
Kısa bir dönem sonra bir yılı daha bitirip 2020’ye merhaba diyeceğiz. Bu yeni yılın iyimserliğine hiç mi kapılmayalım? Yeni yılın iyimserliği umuttan gelirse çok kırılgan olabilir. Çünkü umut bize duymak iste- diklerimizi tekrarlar ve yeni yılda başımıza iyi şeyler geleceğini söyler. Oysaki bu tip bir ümidin hızlıca hayal kırıklığına döndüğüne hiç yabancı değilizdir. Gerçek iyimserlik ise hayalden gelir. Çünkü o, başı- mıza ne gelirse gelsin, sonunda bize iyi geleceğini söyler. En önemli sabotajcılarımızdan biri de büyü- yünce tüm cevapları bildiğimizi zannetmemizdir. Halbuki henüz kendimize doğru soruları sormaya başlamamış bile olabiliriz. Yeni yıl için kendimize soracak güzel bir soru şu olabilir mi? “Motivasyon- larımın ne kadarı hayallerimden, ne kadarı heves- lerimden besleniyor?” Bir yola çıkmadan ve yeni yıl için bir şey dilemeden önce, cevaplamamız gereken en önemli soru bu bence.
9


TOPLUMSAL KATKI
Sanat ve insani yardım bir arada
Birçok sanatçı ve ünlü isim tarafından tasarlanan 150. yıla özel Hilal-i Ahmer Koleksiyonu, sponsorları arasında yer alan İGSAŞ ve Yıldız Entegre’nin de desteğiyle ihtiyaç sahiplerine umut oldu.
Köklü tarihiyle dünyanın en eski ve en büyük afet örgüt- lenmelerinden birine sahip olan Türk Kızılay, 150. yılını İstanbul’da farklı ve özel bir sergiyle kutladı. Türk Kızılay’ın kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında, farklı disiplin- lerden sanatçılar, ünlüler, öğrenciler ve hayalini yansıtmak
isteyen kişilerin tasarladığı “Hilal-i Ahmer Koleksiyonu”, İstanbul Kanyon AVM’de sergilendi. Sanat ve insani yardımı bir araya getiren Hilal-i Ahmer Koleksiyonu’yla insani yardım ve sosyal sorumluluk konularında toplum- sal duyarlılığın artırılması hedeflendi. Sosyal sorumluluk bilincini daha
da artırmak için çalışmalarını bu doğrultuda sürdüren İGSAŞ ve Yıldız Entegre, organizasyonun Gold Katılımcıları arasında yer aldı. Sponsorla- rın, organizasyon için yapılan eserleri Kızılay’a bağışlamaları sayesinde elde edilen gelirle Türk Kızılay, ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmaya devam edecek.
10


Sanat ve insani yardımı bir araya getiren Hilal-i Ahmer Koleksiyonu’yla insani yardım ve sosyal sorumluluk konularında toplumsal duyarlılığın artırılması hedeflendi.
Hilal-i Ahmer Koleksiyonu
hangi sanatçıların eserlerini kapsıyor?
Koleksiyon kapsamında İGSAŞ’ın adını taşıyan hilal, Görkem Dikel; Yıldız Entegre’nin adının yer aldığı hilal ise Filiz Piyale tarafından yapıldı. Koleksiyonun özel seri sanatçıları arasında Bahri Genç, Devrim Erbil, Ertuğrul Ateş, Günseli Kato, Hikmet Barutçugil, Hüsamettin Koçan, İsmail Acar ve Tomur Atagök yer aldı. Eserleri sergilenen diğer sanatçılar ise şöyle: Ayla Makas, Aysel Ergül, Ayşegül Kırmızı, Bahar Oskay, Bulut Bagatur, Defne Samman, Derya Tatari, Dilek Yerlikaya, Ebru Ceylan, Elif Karadayı, Emel Gemici, Erhan Cihangiroğlu, Erkan Özdilek, Esra Baş, Esra Meral Demircan, Esra Şatıroğlu, Esra Yıldırım, Figen Batı, Filiz Hatipoğlu, Funda Kılıç, Gazi Sansoy, Gül Şahin, Gülten İmamoğlu, Haydar Akdağ, Hırant Melih Sucu, Hüseyin Hüsnü Yaman, Maryam Salahi, Melike Kapıcıoğlu, Melike Kılıç, Melike Uçku, Meltem Demirli, Merve Arslan, Merve Gürsel, Nuriye Yılmaz, Özlem Aleçakır, S. Fatih Aktürk, Serdar Acar, Serpil Danışman, Seval Özcan, Sevinç Çiftçi, Sevtap Yılmaz, Seydi Murat Koç, Sinan Doğan, Şevval Başalan, Şeyda Cesur, Şeyda Demirburan, Taylan Türkmen, Tuğçe Kesen, Tüzin Tiryaki, Yasemin Acar, Yılmaz Enes, Zeynep Çilek.
Sanat insan içindir
Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın ev sahipliğinde koleksiyona destek veren sanatçılar, katılımcı firmalar ile ünlü davetlilerin katıldığı açılışa ziyaretçiler de yo- ğun ilgi gösterdi. Açılışta konuşan Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, “150. yılımızı kutluyoruz. Bu bir buçuk asırlık kilometre taşına estetik bir işaret koy- mak istedik. Sanat eserlerimiz sizlerin görüşünden, vizyonundan çıkan kilometre taşları olarak bundan sonraki yüzyıllara da kalacak. Sanat insan için yapılır. İnsan ıstırabını dindiremedikten sonra ne anlamı
var? Değerli sanatçılarımız, eserleriyle insanın derdini anlatıyorlar, şifa oluyorlar, umut veriyorlar.” şeklinde konuştu.
To read a brief summary in English, please go to page 52. 11


HABER
Yıldız Entegre,
dünyanın en prestijli
mobilya fuarında
8-14 Nisan arasında Uluslararası Milano Mobilya Fuarı’na 55 mimar ve tasarımcıyla katılan Yıldız Entegre, mobilya tasarımlarındaki son gelişmeleri yakından inceledi.
Yıldız Entegre, Avrupa’nın tasarım başkenti olarak kabul edilen Milano’da düzenlenen
ve dünyanın en prestijli mobilya fuarı olarak gösterilen Salone del Mobile’e (Uluslararası Mobilya Fuarı) 55 mimar ve tasarımcıyla katıldı. 8-14 Nisan tarihleri arasında 58’inci kez gerçekleştirilen fuarı ziyaret ederek çeşitli etkinliklere katılan mimar ve tasarımcılar, mobilya tasarımlarındaki son gelişmeleri yakından incelediler. Tasarımda yeni yaklaşımları yakından takip eden bir şirket ola- rak Uluslararası Mobilya Fuarı’nı çok önemsediklerini söyleyen Yıldız Entegre Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü Ercan Şahin, “Tasarımcı ve mimarlar için çok özel bir ürün portföyü- ne sahibiz. Birlikte çalıştığımız mimar ve tasarımcılar için yeni ürünler üretirken dünyadaki gelişmeleri yakından görmek, deneyimlerimizi artırmak için Türkiye’nin farklı kentlerinden çok değerli 55 isimle Milano‘yu ziyaret ettik.” dedi. Fuarda fark- lı disiplinlere sahip tasarımcıların sıra dışı ve vizyon genişleten yaklaşımlarını yakından görme fırsatı bulduklarına da vurgu yapan Şahin, “Bir kez daha Yıldız Entegre olarak ürün, renk
ve desen seçimlerimizde çok doğru kararlar verip doğru seçimler yaptığımızı gördük. Yaptığımız her renk ve desen seçiminde tasarımcı ve mimarların yönlendirmelerine değer veriyoruz. Tasarımlarını gerçeğe dönüştürmek için mümkün olan en kapsamlı portföyü onlara sağlamak hedefiyle her sene derinlemesine bir araştırma yapıyor ve mümkün olan en iyiyi sunmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
Mimar ve tasarımcıların görüşleri
PAB Mimarlık’tan Pınar Gökbayrak, CM Mimarlık’tan Sezin
Ergene Sürgit, Motto Mimarlık’tan Onur Özkoç, Zoom/TPU’dan Yunus Emre Kara, Hatırlı Mimarlık’tan Yeşim Hatırlı, M+D Mimarlık‘tan Dürrin Süer gibi büyük mimari projelere imza atmış isimlerin katılım gösterdiği gezi hakkında yorumlar, “yenilikleri takip etmek” konusuna odaklandı. Fuar hakkında dü- şüncelerini paylaşan Dürrin Süer, “Fuarda ilgimi en çok çeken konu, pek çok tasarımcı ve şirketin doğa temasını merkeze alması oldu.” dedi.
Yeşim Hatırlı, fuarla ilgili görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: “Bu gibi ziyaret- ler, kendimizi güncellememizi sağlıyor. Günü, çağı, yenilikleri takip etme imkânı buluyoruz, bu sebeple Yıldız Entegre’ye teşekkür ediyorum.” Yunus Emre Kara ise, “Dünya devleri hem tasarımcı olarak hem firmalar anlamında burada yer alıyor. Burada herkes kendi payına düşen şeyleri yakalayabiliyor.” yorumunu yaptı. İstanbul’un yanı sıra, Bursa, Kayseri, İzmir ve Ankara gibi farklı kentlerden gelen mimar ve tasarımcı ekibi, meslektaşlarıyla görüş alışverişinde bulunma fırsatı da yakaladı.
12


Fuardan notlar
Uluslararası Mobilya Fuarı, 2019’da yayınladığı manifestoyu “ustalık, marifet” üzerine temellendirdi. Tasarım ve modanın başkentinde “marifet” kavramının tema olarak seçildiği fuarda bu yıl birbirinden marifetli ellerin birbirinden özgün tasarımları yer aldı. Marifet ve yaratıcılığın yeni ve farklı fikirlerle beslenmesiyle ortaya çıkan özgün ve yeni tasarımlar, fuarda binlerce profesyonelin beğenisine sunuldu. Öne çıkan renk, desen ve dokulara dair ipuçları şöyle:
• 2019’un rengi mercan özellikle ev ve ofis dekorasyonlarında talep görüyor. Duvar dekorasyonun yanı sıra, mobilyada da dikkat çeken mercan ve kiremit tonları adeta sıcaklık ve enerjinin simgesi niteliğinde.
• Son yıllarda öne çıkan gri, her tarza ve renge hitap ediyor. Grinin sadeliği ve nil yeşilinin zarafetiyle mekanlar yeni bir çehre kazanıyor.
• Mobilya tasarımında öne çıkan yeni bir yaklaşım da çekmece ve dolap içlerinde deri ile kumaş dokusunun hissinin kullanılması. Gelişen teknolojiyle ahşaba kazandırılan yetenekler arasında farklı dokular da var.
• Dolap içlerinde çeşitli dekoratif MDF kullanımlarıyla tasarımlar farklılaşıyor. Dolap tasarımlarında kapaklar şeffaflaşırken dolap içleri ceviz ve mermer dekorlarla dikkat çekiyor. Özellikle dolap içi aydınlatma çözümleri farklı ve estetik bir görüntü sunuyor.
• Tüm mobilyalarda hatta duvar dekorasyonlarında koyu renk ceviz ve meşe dekorlar öne çıkıyor. Meşe ve ceviz ağaçlarının dokularını yaşam alanlarına taşıyan yüzeylerde bu yıl özellikle koyu tonlar tercih ediliyor.
• 1950’li yılların en çok tercih edilen zemin kaplama ürünü Terrazzo ile geçmişe dönüş başlıyor. Bu ünlü taş deseni, duvar kaplaması olarak sık sık göreceğiz gibi duruyor.
• Son yılların en çok tercih edilen desenleri mermer, taş ve metalik desenler popülerliğini koruyor. Ahşabın sıcaklığından vazgeçmeden bu desenleri yaşam alanlarına taşımak isteyenler için alternatif çok.
• Bu yıl, düz renklerin mat yüzey seçeneklerine pek çok alanda rastlayacağız. İster soft tonlar olsun ister siyah... Dekorasyonunuza göre seçebileceğiniz mobilya renginde mat yüzeyler bu yılın vazgeçilmezi oluyor.
• Pirinç, bakır ve bronz ögeler yine kendine özgü ışıltı ve cazibesiyle karşımıza çıkıyor. Özellikle sehpa ve mobilya ayakları, mutfak ve banyoda tasarım objelerinde rastladığımız metallerle mekanlar bambaşka bir çehreye kavuşuyor.
To read a brief summary in English, please go to page 53. 13


HABER
Türkiye’nin çeliği tüm dünyada yıldız gibi parlayacak!
Üretiminin beşinci ayında Türkiye’nin İlk 1.000 İhracatçı Firması listesine 407’nci sıradan giriş yapan Yıldız Demir Çelik, tüm dünyaya çelik ihraç ederek ülke ekonomisine sağladığı katkıyı daha da artırmayı hedefliyor.
Türkiye’nin yassı çelik ihtiyacını karşılamayı ve global bir oyuncu olmayı hedefleyen, Yıldızlar Yatırım Holding’in en yeni üyesi Yıldız Demir Çelik, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıkla- nan 2018 Türkiye’nin İlk 1.000 İhracatçı Firması listesine 407’nci sıradan giriş yaptı. Kuruluşundan bu yana çok önemli başarılar
elde eden Yıldız Demir Çelik, sektörün en güçlü oyuncusu olmak için yenilikçi yaklaşımıyla üretime devam ediyor. Alanında kendini kanıtlamış ve şirkete değer katmak için canla başla çalışan insan kaynağıyla sektörün dinamizmi doğrultusunda hem bu alanda Türkiye’nin geleceğine hem de ülke ekonomisi- ne katkıda bulunuyor. Türkiye’nin yassı çelik açığını kapatma gayretiyle çalışma- larını sürdürürken ihracatta da önemli başarılara imza atıyor.
İkinci faz yatırımı sürüyor
Türkiye’de özellikle beyaz eşya ve otomotiv sanayinin ihtiyaç duyduğu ve ithal etmek zorunda kaldığı kaliteli yassı sac ihtiyacını karşılamaya odaklanan Yıldız Demir Çelik, ülkenin bu alandaki dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla yola ko- yuldu. Otomotiv, beyaz eşya gibi sektörlerin kalite çıtasının çok yukarıda oldu- ğunu belirten Yıldız Demir Çelik Satış ve Pazarlama Direktörü Emrah Kendüzler, “Bu sektörlere servis vermek, demir çelik sektöründe işin en üst noktası olarak tarif edilebilir. Bu noktada Yıldız Demir Çelik olarak ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu ürünlerden birini pazara sunmaktan mutluluk duyacağız.” dedi.
14


Yıldız Demir
Çelik her ne kadar Türkiye iç pazarının ihtiyacını karşılamak misyonuyla hareket etse de ihracatta da önemli başarılara imza attı.
Üretimin yüzde 30’u ihracata
Yıldız Demir Çelik, Türkiye iç pazarının ihtiyacını karşılamak misyonuyla hareket etse de ihracatta da önemli başarılara imza attı. Kendüzler, “Mart 2018’de üre- time başladık, hemen ardından Ağustos 2018’de ilk ihracatımızı gerçekleştirdik. Yıl sonunda ihracat rakamımız 47 milyon 500 bin dolara ulaştı ve Türkiye’nin en çok ih- racat yapan 1.000 şirketi listesine 407’nci sıradan giriş yaptık. Bu durum, demir çelik sektörü açısından önemli bir başarıdır.” dedi. İhracatta önemli hedefleri olduğunu açıklayan Kendüzler, açıklamalarına şöyle devam etti: “Şirket olarak bu yıl üretim kapasitemizin yüzde 30’unu ihracata yönlendirmeyi planladık. Hedef olarak da pek çok ülkeyi belirledik. Özellikle beyaz eşya, sandviç panel, genel imalat sanayi ve varil üretimi yapan şirketlere yaptığı- mız satışlarımızı artıracağız.”
To read a brief summary in English, please go to page 53. 15


UZMAN GÖRÜŞÜ
Reklam dünyasının duayeni Ender Merter’le kariyerine dair
16
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Güzel sanatlar ve işletme eğitimi aldım. TRT’de dublaj sanatçılığı ve yayıncılık alanında çeşitli görevler üst- lendim. 1986’da kurduğum, yurt içinde ve yurt dışında birçok başarı kazanan Tür Tanıtım’da 20 yıl boyunca ajans başkanlığı yaptım. 2006’da kurduğum Espas İleti- şim’i 2013’te İlancılık Reklam Ajansı’yla birleştirdik; halen İlancılık Reklam Ajansı’nın eş başkanlığını yürütüyorum.
Güzel sanatların ardından işletme okumaya iten neydi sizi?
Baktım ki bu sırf güzel sanatlarla gidecek bir iş değil. Bu işin idari ve ekonomik kısmı da var. 1994’te Bilgi Üniver- sitesi’ne girdim ama çıkışı 2009 oldu maalesef. Çünkü biraz ara vermek durumunda kaldım.
Kariyeriniz reklamcılığa nasıl evrildi? Ailenizde reklamcı var mıydı?
Reklamcı yoktu ama matbaacı vardı; amcam. Oku-
la giderken önce matbaada başladım işe. O zaman kartpostallar çok revaçtaydı, bayramlarda seyranlarda gönderilirdi. Bir Karakter Color, bir de Keskin Color vardı. Bunlar kartpostal matbaalarıydı ve onlar için İstanbul, çiçek, çocuk fotoğrafları çekiyordum. Orada biraz daha matbaaya bulaştım. Dönemin en büyük matbaaların- dan Sayılı Matbaa vardı, takvim konusunda Türkiye’nin bir numarasıydı ve her sene takvim lansmanı kokteylle kutlanırdı. E tabii kartpostal ve takvim birbirine yakın
işler. Yorum Ajans’tan Erhan Sayılı’nın karşısında oturuyorum, konu- şuyoruz: “Müşteri temsilciliğinde başla. Senin sesin çok etkili, müş- teri temsilciliği yaparsın.” dedi. Hoşuma gitti, o dönemde de TRT’de radyoda bazı dizilerde, filmlerde seslendirme yapıyorum. Reklama girişim öyle. Başladım, 4-5 yıl orada sürdü, sonra matbaa tarafına da geçtim tabii. 1986’da zaten kendi şirketimi, Tür Tanıtım’ı kurdum. O zaman her şirketin açılımları vardı. Mesela tür Almancada kapı demek, Tanıtım Ürünleri Reklamcılık’ın baş harflerini almıştık.
“Reklamarkası” programı nasıl başladı?
2010’da Galatasaray’ın kurumsal iletişim direktörlüğünü yapıyorum, Ali Sami Yen’in yıkılıp yeni stada geçiş dönemleri. Yiğit Şardan’la reklam veren tarafına geçmiştik. Tabii önemli bir operasyondu; bir stadın yıkılıp taşından tırnağından her şeyinden faydalanılabilecek promosyon ürünler yaparken bir taraftan da yeni stadın kamuo- yuna lansmanı söz konusu. O zaman medya daha şaşalı. Grupları alıp Ali Sami Yen’i gezdiriyoruz, modern bir stat olacağını anlatıyo- ruz. “Türkiye” gazetesinin o zamanki genel yayın yönetmeni Nuh


Albayrak, “Gazetemizde reklam ve iletişimle ilgili bir köşe yazar mısın?” dedi. “Peki, ama böyle kenarda köşede olursa olmaz.” dedim. Ekonominin sağ sayfasında, Az ve Öz adlı köşemde ilginç konulara dair yazmaya başladım. Böyle 5-6 ay geçti. “TGRT Haber’de yeni bir yapılanmaya gidiyoruz, köşe yazısı mantığını iletişim sektörüyle ilgili kanala taşıya- bilir miyiz?” teklifi geldi bu defa. Televizyoncu değilim, tele- vizyonculuk apayrı bir şey, desem de sen yaparsın, diyerek gaz verdiler. “Yaparım herhalde.” dedim. İlk beş programda reklamcılara, sektöre, siyaset iletişimine odaklanırım, en azından beş programı yaparım, diye düşündüm. Sonra- sında da kanalı değişti. Baktım programım tutmuş. Şimdi Bloomberg HT’de cuma günleri 12.30’da yayınlanıyor.
Aynı zamanda yazarsınız. 17 kitabınızı okurlarınızla buluşturdunuz. Nereden geliyor bu üretme arzusu? Ben arşive çok meraklıyım. Her eşyanın hikayesi olduğu- na inanırım. Ofisim de müze gibidir. Müşteriler gelirdi,
kendilerini alamazlardı; “Ender, bunu özellikle dikkatimizi dağıtmak için mi yapıyorsun?” derlerdi. Marmara’da beraber görev yaptığımız dönemde hocamız Kayahan Güven, “Boş fotoğraf çekmeyin.” derdi. Çektiğiniz her fotoğrafın bir hi- kayesi olmalı; önce onu planlayacaksın ve altına bir hikaye yazacaksın. Onun için benim de yaptığım işlerde objelerin hep bir hikayesi vardır. Bu hikayeler beni de besliyor.
İhap Hulusi Görey’e dair tutkunuz nasıl başladı peki?
19-20’li yaşlardayım. O yıllarda yazları nisandan itibaren adada olurduk. Vapurda herkesin yeri vardı. Tüm adalara uğrayan vapurlara tekmil adalar denirdi. Vapur yanaşır; birileri, burada İsmet İnönü’nün evi var, şurada Sait Faik’in evi var, derdi. Kınalı’ya doğru geldiğimizde iki-üç kere İhap Hulusi’nin adını duydum. Türkiye’nin ilk grafikeri, doğal olarak dikkatini çekiyor mesleki bir konu. Bir gün taktım kafaya, bindim sabah vapuruna, gittim Kınalı’ya, sordum nerede, diye. Poyrazlı Köşk’te oturuyor, dediler. Kırmızı bir
İletişim dünyasının duayenlerinden, İlancılık Reklam Ajansı’nın eş başkanı Ender Merter’in tecrübelerine, reklamcılığa ve İhap Hulusi Görey tutkusuna mercek tutuyoruz.
17


18
köşk, tık tık çaldım kapıyı. Kapı açıldı saat 10 buçuk falan. Bir yelek, uzun kollu bir gömlek, gömleğin üzerinden bağlanmış deri kayışlı bir saat, lafları tam hatırlamıyorum ama İhap Hulusi karşımda bir Hollywood yıldızı gibi. 15-20 dakika konuştuk, kendimi geliştirmek istiyorum, dedim. Kitap oku, dedi. O zaman bir sergisi olacaktı, sergime gel, dedi. Milli piyango sergisiydi. Orada öyle tanıştık ve çok etkilendim hakikaten.
Bu tanışmanın kariyer hayatınızda çok önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Size ilham veren, Türkiye’deki diğer reklam- cılar kimler?
Ben biraz farklı bakıyorum aslında. Tabii bizden önce de reklamcılar var Türkiye’de önemli adımlar atmışlar. İzidor Barouh, Eli Acıman var mesela. İlancılık Reklam Ajansı 110. yılında Yakup ve İlker Barouh kuşağın devamı...
O zamanların abileri Ersin Salmanlar, Nazar Büyümler, Haluk Mesciler yani bizim neler çıkarıyorlar, dediğimiz abilerimizdi. Hatta Haluk Mesci bana, “Ya Ender şu usta-çırak ilişkisini ne olur bıraktırma, ona devam et.” demişti. Onu da ben biraz götüren biriyim yani. El vermenin, destek olmanın önemi ondan. Özdemir Asaf, İhap Hulusi, Sait Faik, Orhan Veli benim için çok önemlidir. Ogilvy demeyeceğim yani, ben biraz daha milliyet- çiyim ve harika sanatçılarımız var bizim.
Bugüne kadar yaptığınız kampanyalar arasında en keyif aldığınız iş hangisiydi? Yaptığım işlerin en ufağında bile sanatsal değerler vardı ama hem ticari açıdan hem bu zamana örnek olabilecek bir işim var. Marshall’la çalışıyoruz o zaman Dyo’yla müthiş bir çekişme dönemi. Galatasaray’la sponsorluklar falan daha o zaman yeni konuşuluyor. 1998 yılı UEFA yolunda adımlar atmış, para lazım. Hep bir para lazımdır
ya... Konuşuluyor işte göğse reklam nasıl olur, diye. Durun, bir Marshall’la konuşayım, dedim. Feridun’u aradım durumu anlattım; yönetim kurulunda herkes Fenerli nasıl girelim böyle bir şeye, dedi. O sıralarda da Marshall ilk defa yabancı bir ortak arayışında. Ortaklığa gideceksiniz uluslararası ortamda adınız görünsün, dedim. Olur da kupayı kazanırsa düşünebiliyor musun Marshall bütün dünya medyasında! “Ya hayal kurmak
da güzelmiş!” dedi. Hemen bir teklif hazırla- dık. En çabuk kabul edilen, en yüksek bütçeli işi o an yaptım. Bir hafta içinde sponsorluk bedeli çıktı ve Marshall’ı taktık göğse. Bir en- teresan iş de o zamanlar Türk Hava Yolları’yla çalışıyoruz Cem Kozlu genel müdür. Orada da yönetim kurulu Fenerli. Bir Gürkan abimiz vardı, Galatasaraylı. Kopenhag’a giderken uçağın üstüne bir logo koy, dedim. Ne di- yorsun, uçağın üstüne bir şey mi yazılır, dedi. Düşünsene Avrupa’ya ineceğiz, Galatasaray logosu... İmkansız Ender, dedi. Ben organize ederim, bana bir izin çıkarın ben halledece- ğim, dedim. O uçağın üstüne Galatasaray logosu bastırdım ve o da bir ilktir. Şimdi
uçakların üstü tablo gibi biliyorsunuz. Daha sonra on bin tane tişört basacağım, Arsenal’e götüreceğim, üstüne Galatasaray-Arsenal yazıp tarih atacağım, dedim. Güzel fikir ama ne gerek var, dediler. Onları da yaptım, bindik uçağa. Bilet alan her taraftara bir tişört. Stada bakıyorsun her yerde bizim tişörtler! Müthiş oldu ve kupayı aldık. Bunların yanında İhap Hulusi’nin markalaşması adına yaptığımız çalışmalar da var tabii.
İletişim sektöründe 35 yılı aşan deneyi- minizi nasıl özetlersiniz?
17 kitap, 63 sergi, paneller, konferanslar, söyleşiler, birçok gazete, blog ve dergi yazısı,


Çektiğiniz her fotoğrafın bir hikayesi olmalı; önce onu planlayacaksın ve altına bir hikaye yazacaksın. Onun için benim de yaptığım işlerde objelerin hep bir hikayesi vardır. Bu hikayeler beni de besliyor.
ulusal ve uluslararası ödüller, sektöreller başta olmak üzere kuruculuğu ve yönetimleri üstlenilmiş onca sivil toplum kuruluşu, 1982-1987 arası Yorum Ajans’ta matbaa ve müşteri ilişkileriyle başlayıp 1987-2006 arası Tür Tanıtım, 2006-2013 arası Espas İletişim’de ajans başkanlığıyla süren, 2011’de “Reklamarkası” program yapımcılığı ve sunuculu- ğuyla renklenip 2013’ten bu yana İlancılık Reklam Ajan- sı’nın eş başkanlığıyla bugüne gelmiş bir kariyer... İletişim yolculuğumda hizmet verdiğim ve ortaya koyduğum her işte ikna etmeyi misyonun ayrılmaz parçası olarak gören bir yönetici ve bir eğitmen olarak, deneyim ve belleğin benim için önemini vurgulamak isterim. Günümüzde de- ğişime ayak uydurmayanın hızla yok olup gittiği, acımasız bir dünyada yaşadığımızın bilincinde olduğumuza göre hafızada kalanları orada tutmaya devam etmeliyiz.
İhap Hulusi Görey, İletişim Devrimi sergisiyle anılıyor
Ender Merter tarafından 2010 yılında Marmara Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi’nde açılan “Müsellesten Üçgene” özel ga- lerisi başta olmak üzere bugüne dek imza atılmış sergilere bir yenisi ekleniyor. Cumhuriyet öncesini ve sonrasını afişleyen, grafik sanatının öncüsü İhap Hulusi Görey’in 121’inci yaşı ve
1 Kasım 1928 Türk Harf Devrimi’nin 91’inci yılı anısına Beykent Üniversitesi’nde 31 Ekim-15 Kasım arasında “İletişim Devrimi” sergisi düzenleniyor. Beykent Üniversitesi ve Ender Merter iş birliğiyle düzenlenen sergide Görey’e ait “Vatandaş” ve “Alfabe” gibi oldukça bilinen çalışmalara da yer veriliyor.
Reklamcı olma sebebiniz?
İşin mutfağından değil, daha çok “hal”den (toptancı pazarı) geliyorum. Onun için halden iyi anlarım. Reklamcı olma sebe- bim, iletişim ve halkla ilişkilere yatkın olmam.
Kariyerinizdeki en iyi an?
İhap Hulusi Görey’in 26 yıl boyunca topladığım koleksiyo- numun müze haline gelmesi ve Marmara Üniversitesi’nden aldığım onur ödülü.
Bugüne kadar aldığınız en iyi öğüt?
Atilla Öğüd’den: “İyi planlamanın ilk kararı en önemlisidir. Rek- lam planının ilk kararı mamul veya hizmetinin nereye ve nasıl yerleştirileceği kararıdır.”
Bugüne kadar verdiğiniz en iyi öğüt?
Üniversitedeki öğrencilerime; mutlaka staj yapmaları ve hakikaten iletişimci olacaklarsa konularıyla ilgili vakalara 360 derece görebilecek şekilde bakmayı öğrenmeleri. Çünkü geçmişini bilmeyen gelecekte başarılı olamaz.
Ender Merter’le kısa kısa...
19


HABER
Çocuklar için tohumun hikayesi, kuşların şarkısı
Yıldızlar Yatırım Holding, geleneksel hale gelen
23 Nisan Çocuk Şenliği kapsamında Ekoldrama Eğitim Enstitüsü’yle iş birliği yaparak çocukları doğayla buluşturdu ve onların hem eğlenerek hem de öğrenerek özgür ve macera dolu bir gün geçirmeleri sağladı.
Yeşil alanlar gittikçe azalıyor, şehirleşme günden güne artıyor. Doğadan kopan, kapalı ortamlarda zaman geçirmek zorunda kalan çocukları do- ğayla buluşturmak ve onların hem eğlenerek hem de öğrenerek özgür ve macera dolu bir gün geçirmelerini sağlamak giderek daha da önem kazanıyor. Bunu göz önünde bulundu- ran Yıldızlar Yatırım Holding, geleneksel hale gelen 23 Nisan Çocuk Şenliği için Ekoldrama Eğitim Enstitüsü’yle iş birliği yaptı. İGSAŞ çalışanlarının 6-10 yaş arası çocuklarına Ali- kahya İlkokulu’nda gerçekleştirilen etkinlikle yaşadığımız çevre ve İGSAŞ’ın ilgi alanı olan toprakla ilgili duyarlılık kazandırıldı.
Eğlenceli ve eğitici bir gün
Bu bir günlük programa katılan 16 çocuk, kendileri ve doğayla ilgili farkındalık geliş-
tirme, doğayla iç içe olabilme fırsatı yaka- ladıkları eğlenceli ve eğitici bir gün geçirdi. Atölyede grup bilgilendirmesi yapılmasının ardından takımlar oluşturuldu, her atölye- nin lideri kendi istasyonunda eş zamanlı etkinlikler düzenledi. Tanışma seremonisinin ardından, hedeflenen becerileri ve bilgiyi iletmek için gerçekleştirilecek anlatımın tamamlayıcısı olarak katılımcıların deneyim- leyerek, yaparak ve yaşayarak öğrenmelerinin yanı sıra, bilgiyi içselleştirmeleri sağlandı.
Tohumun Hikayesi
Ekolojik yaratıcı drama atölyesi Tohumun Hi- kayesi’nde çocuklar yaşayarak ve uygulayarak öğrendiler; eğlenceli bir ortamda doğayla ilgili farkındalık geliştirme olanağı yakaladı- lar. Mevsimlerin oluşumunda doğanın rolü, doğayı temiz tutmak, tohumun yolculuğu, doğanın döngüsü, çevre gibi konularla
20


ilgili çalışmaların ardından uygulamalı kavramlardan yola çıkılarak drama atölyesi yapıldı.
Kuşların Şarkısı
Müzik ve drama atölyesi Kuşların Şarkısı’nda ise çocuklar, doğada bulunan atık malzemelerle kendi enstrümanını yaratmanın ve birlikte müzik yapmanın tadına vardılar. Ritim aletlerinin yapımı sı- rasında doğaya atılan pet şişe, cam, içecek kutuları gibi maddelerin doğaya verdiği zararlar ve kaç yılda yok olabildikleri anlatıldı. Her çocuk kendi hayalleri doğrultusunda yaptığı özgün müzik aletini, kendi beğendiği, seçtiği malzemelerle ve renklerle tasarladı. Daha sonraki aşamada gerçekleştirilen ritim atölyesinde ise çocuklar, özgün ritimlerini bularak performans sergilediler. Atölye sonunda yapılan enstrümanlar çocuklara hediye edildi.
Ekoldrama Eğitim Enstitüsü hakkında
Ekoldrama Eğitim Enstitüsü, 20 yıllık saha deneyimiyle kurguladığı yaşantısal öğrenme metoduyla eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşaya- rak öğrenme, En basit anlamıyla, katılanların “içinde yaşadıkları” eğitici-öğretici bir süreçtir. Yaşayarak öğrenmenin temel felsefesi, kişinin doğrudan doğruya kendi yaşadığı yaşantılarla ilgili olarak çalışmasının ve düşünmesinin, başkalarının yaşadığı ya da anlattık- larından daha anlamlı ve kalıcı olduğu, kişinin temas ettiği bilginin sorumluluğunu alacağı yönünde olmasıdır. Çünkü öğrenme sorumluluğu katılımcınındır. Klasik eğitim ortamlarında katılım-
cı, eğitimi verenin yönlendirmeleriyle bilgiye ulaşır. Yaşayarak öğrenmede ise katılımcılar öğrenme süreci içinde etkin bir şekilde yer alır. Bilgiye ulaşma katılımcının eğitim ortamında yaşadıkları- nı kendisiyle ve profesyonel hayatıyla ilişkilendirmesi sayesinde gerçekleşir.
Etkinliğin gerçekleştirildiği Alikahya İlkokulu’nun tiyatro salonu için sunduğu destek kapsamında Yıldız Entegre okula parke temin ederek zemin yenilemesine destek oldu.
Neler yaptılar?
Çocuklar önce arkadaşlarıyla sonra da Ekoldrama Eğitim Enstitüsü’nün eğitmenleriyle tanıştılar.
Tohumun Hikayesi atölyesinde tohumun hikayesine tanık olundu.
Yemek zamanı!
Çocuklar yeni atölye için karınlarını doyurdular.
Kuşların Şarkısı atölyesinde atık malzemelerle kendi müzik aletlerini yaptılar.
Tohumun Hikayesi atölyesinin başlıkları: Minik Tohum
Başağın Serüveni
Bir Zamanlar Ağaçtım
Kuşların Şarkısı atölyesinin başlıkları:
Doğadaki Atıklar
Kendi Enstrümanını Yap Özgün Ritmini Bul
To read a brief summary in English, please go to page 53. 21


Yıldız Entegre’de İnovasyon Odaklı Mentorluk Programı kapsamında başlatılan çalışmalar, şirketin küresel rekabette kendine güçlü bir pozisyon yaratmasını sağlayacak.
İNOVASYON
Sürdürülebilir kurumsal
başarı için İNİ
OVASYON
novasyon yani yenilikçilik günü- müz ekonomisinin tartışmasız en önemli bileşeni olarak kabul görüyor. Günümüzde teknolojik gelişmeler, artı değerli ürün, kilo
bir yolculuktur. Kurumsal bir hedefe ulaşmak, yenilikçiliği durdurmaz. İnovasyon, kurum kültürünün içinde, tüm çalışanların faaliyetlerine sirayet etmiş, sürekli yeniden değer üretme ve keşif sürecidir. Rekabet edebilmenin veya rekabetçi koşullarda üstünlük sağlamanın en güçlü ve etkin anahtarı olarak gösterilen inovasyon, temel olarak katma değer yaratmak amacıyla yeni ürün, hizmet, süreç, iş modeli
ve fikirlerin ortaya konulması olarak tanımlanıyor. Küresel rekabetin hızla ve artarak güçlendiği ortamda firmala-
rın uzun ömürlü var olabilmeleri için inovasyon olmazsa olmaz unsurlardan biri durumundadır.
İnovasyon Odaklı Mentorluk Programı
Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM), ülkemi- zin ekonomik kalkınmasında ihracatın, ihracatta ise yenilikçi ürünlerin öne- minden yola çıkarak ulusal firmaların
başına kâr gibi kavramlar, kurumsal başarıda ve sürdürülebilir ekonomik gelişme açısından önemli faktörler olarak öne çıkıyor. Sürdürülebilir yenilik, bir organizasyonun yönetim, birimler, operasyonlar, çalışanlar, müşteriler
ve tedarikçiler de dahil olmak üzere yürüttüğü fonksiyonların her alanında inovasyon yapmaya çalıştığı yüksek ve- rimliliği hedefleyen bir durumdur. Yö- netim kurulu ve üst yönetim düzeyin- de liderlikle başlayan, teknoloji yatırımı ve uygulamalarıyla tüm yolu birbirine bağlayan kesintisiz ve yapılandırılmış bir yönetim yaklaşımı gerektiriyor.
Her şeyin öncesinde sürekli inovas- yon, bir yarışta varılması gereken sonuç noktası değil, sürekliliği olan
22
Dr. Öğr. Üyesi Ayhan Enşici
İnosuit Mentörü


inovasyon güçlerini artırmaya yönelik İnovas- yon Odaklı Mentorluk Programı’nı (İnoSuit) yürütüyor. Üniversite-sanayi iş birliğine dayanan program kapsamında, ihracatçı birlikleri üyesi şirketlerde inovasyon yönetimi yetkinliğinin sürdürülebilir şekilde artırılması, inovasyon yönetimi altyapısının oluşturul- ması, güçlendirilmesi, her bir kurumun kendi hedeflerine, yapısına ve ihtiyaçlarına uygun kurumsal inovasyon sistemlerinin tasarlan- ması ve hayata geçirilmesi amaçlanıyor. Yıldız Entegre olarak Nisan 2019’dan itibaren dahil olduğumuz ve seçili firmalarla yürütülen program, 12 ay sürüyor. Programın hedefleri temel olarak şöyle;
• İnovasyon sürecini sistematik, bütünsel ve odaklı bir yaklaşımla ele alan “Kurumsal İnovasyon Sistemi”nin oluşturulması,
• İnovasyon süreçlerini ve sonuçlarını besleyecek stratejik, organizasyonel, kültürel altyapının ve bilgi altyapısının oluşturulması,
• Ürünlerde, süreçlerde, organizasyonel ya- pılanmalarda veya pazarlama faaliyetlerinde inovasyon projelerinin hayata geçirilmesi,
• İnovasyon çalışmalarının ve yatırımlarının etkinliğinin, rekabetçilik üzerine sürdürü- lebilir etkisinin, sistemli işleyişinin ve takip edilebilirliğinin sağlanması,
• İnovasyon yönetimi konusunda Türkiye’deki üniversiteler ve özel sektör arasında iş birliği- nin artırılması.
Yıldız Entegre’de inovasyon
İnovasyon çalışmalarının temel olarak üç başlıkta ele alınması önem taşıyor: kurumun inovasyon kapasitesinin artırılması, tüm çalışanların inovasyon çalışmalarına katılımı- nın sağlanması ve sürdürülebilir inovasyon sistemlerinin kurum prosedürlerine entegre edilmesi. İnoSuit’in yürütüldüğü Yıldız Enteg- re’de program hedeflerine varmak için yoğun olarak çalışılıyor.
Kurullar oluşturuldu: İnovasyon Kurulu ve İnovasyon Alt Kurulları oluşturuldu. Kurul- ların sorumlulukları, kurum içi inovasyon çalışmalarının planlanması, takip edilmesi ve yürütülmesini içeriyor.
Yenilikçi fikir öneri sitemi: Kurumsal inovasyon sisteminde tüm çalışanların inovasyon süreçlerine katılımının sağlan- ması için tüm çalışanlara açık olan “Fikrinle Gel” yenilikçi fikir öneri sistemi geliştirildi ve uygulamaya alındı.
Anket ve çalıştaylar: İnovasyon proje portfolyosunun oluşturulması için birimlerle
problem belirleme anketleri ve çalıştayla- rına başlandı. İnovasyon proje portfolyosu yönetimiyle kurumsal stratejiler ve hedefler çerçevesinde en doğru ve etkin inovasyon projelerinin planlanarak yürütülmesi hedef- leniyor.
Farkındalığı artırmak: Akademi Yıldız bünyesinde inovasyona yönelik eğitimler planlanırken İnsan Kaynakları departmanı bünyesinde çalışanların inovasyon farkın- dalığını ve iş birliğini artırıcı faaliyetlerin planlanması için harekete geçildi.
İnovasyon çalışmalarının en önemli bileşen- lerinin başında yer alan Yıldız Entegre çalı- şanlarının bilgi, birikim ve deneyimlerinden yenilikçi fikirler doğurmaları, Yıldız Enteg- re’nin sahip olduğu sektörel gücü önümüz- deki on yıllara inovasyonla daha da artırarak taşımak için yapılacaklar oldukça önemlidir. İnovasyon, nihai bir hedef olarak görülme- den, sürekli dönüşen, gelişen bir bütünleşik kurum kültürü olarak içselleştirilmeli. İnovatif şirketlerin küresel rekabette kendilerine güç- lü bir pozisyon yaratacağının bilinciyle üst yönetim, ofis ve saha çalışanları olmak üzere Yıldız Entegre’nin tüm çalışanlarıyla başladığı bu yolculuğa birlik, dayanışma ve iş birliğiyle ilerleyeceğine inanıyoruz.
To read a brief summary in English, please go to page 6531. 23
Yenilikçi kurum kültürü için 3 temel prensip
2
3
Birleşmiş birimler ve fonksiyonlar
Yenilikçi fikirler izole edilmemelidir. Birimler, firmaların bütünsel tek bir varlık olarak hareket etmesini sağlar. Herhangi birinin ya da birimin yeni fikir ve olasılıklardan faydalanma fırsatını kaçırmamasını sağlamak için iş ve teknoloji yönetimi özellikle önemlidir.
Fonksiyonların ötesinde iş birliği
Her yönetici ve çalışan, yeni bir atılım amacıyla iş fırsatı yaratmak için yap-bozun bir parçasını oluşturur. Tedarikçiler, ortaklar, distribütörler ve müşteriler eşit derecede değerli bilgi ve fikir kaynağıdır.
Yenilikçi iş yapısı
Her firmadan çığır açan yeniliklere öncülük eden inovasyon kültürüne sahip olması beklenmemelidir. Kalıcı ve güçlü bir inovasyon kültürü, yönetim kademelerinin ve operasyonel birimlerin yakınlaşmasını, iş birliği yapmasını ve bilgi paylaşmasını zorunlu kılan bir yapıya ihtiyaç duyar.
1


KONUK
Başarılarla dolu bir hikayenin kahramanı Bahattin Hekimoğlu
24
Okçuluğa başladıktan sonra katıldığı ilk müsabaka olan Türkiye Şampiyonası’nda, ardından Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında birinciliği kimseye bırakmayan milli okçu Bahattin Hekimoğlu, herkese örnek olacak bir hikayenin kahramanı.


1989 yılında Şişli’de doğmuş Bahattin Hekimoğlu. Karamanlı ailenin üç çocuğu- nun en büyükleri. Lise eğitimini tamam- layıp üniversiteyi kazandıktan sonra belki de hayatını bütünüyle değiştiren bir kaza geçirmiş. 2006 yazında arkadaşlarıyla eğ- lenmek için gittiği Heybeliada’da derinli- ğini bilmediği suya balıklama atladığı için boynu kırılmış ve omurilik felci olmuş. “Zor bir hayatın başlangıcı oldu.” diyerek tanım- lıyor Bahattin Hekimoğlu bu kazayı.
Hissetmediği bir bedende yaşamayı kabullenmesi iki yılını almış. Beşinci kattaki evine asansör olmadan, babasının sırtında inip çıkarak, o süreçte dışarı çıkmak yerine kendini eve hapsederek geçen iki yıl... Sonrasında tanıştığı bir sivil toplum kuru- luşunun verdiği grafik tasarım ve kişisel gelişim kurslarından haberdar olmuş. Kurslara gittikçe evden çıkmanın onda
bir farkındalık oluşturmaya başladığını
fark etmiş. “Bugüne kadar kendimi neden eve hapsetmişim?” diye sormaya başla- mış kendine. Kurs bitince aynı yerden iş teklifi almış ve çalışmaya başlamış. Çalışma hayatında yer alarak kendini daha sosyal hissetmeye başlayan ve bu başlangıç sayesinde “Bu hayatta benim de bir yerim var.” diye düşünmeye başlayan Bahattin Hekimoğlu’nun okçuluğa ve dünya şam- piyonluğuna uzanan hikayesinin devamını kendisinden dinliyoruz.
Okçuluğa ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?
Açıkçası zaten bir spor dalıyla uğraşmak istiyordum, son zamanlarda aklımı meşgul eden bir konuydu bu. Bu süreçte gittiğim engelliler fuarında biriyle karşılaştık. Kendi- si bana okçuluk sporuyla uğraşmak isteyip istemediğimi sordu. Bu çok güzel bir rastlantı oldu. Hayatımda fark yaratan bu soruyu soran kişi, şu an takım arkadaşım ve aynı zamanda rakibim olan Naci Yenier’di.
25
Avrupa şampiyonu olarak okçuluk sporunda W1 klasmanında ilk kez ülkeye şampiyonluk getirmenin haklı gururunu yaşadım. Marşımızı okutup bayrağımızı göklere çekmenin verdiğini onur ve mutluluğun tarifi yok.


Klasik olacak ama dünya şampiyonluğu için gerçekten çok çalıştım. Babamın emeği de çoktur üzerimde ancak bu sporda yeteneğin de önemli olduğunu düşünüyorum. Beni diğerlerinden farklı kılan da bu oldu. İki yıl içinde üst üste dört şampiyonluk getirdim ülkeme.
26
Yarışlara ne zaman katılmaya başla- dınız? Hangi yarışlara katıldınız? Katıldığım ilk yarış, 2018 Türkiye Şampiyo- nası oldu. Şampiyon olarak başladım ve milli takıma girmeye hak kazandım. Daha sonra yurt dışındaki ilk yarışmam için
yola çıktım. Özel bir turnuva için Çekya’ya gittik. Rakiplerimi eleyerek finale adımı yazdırdım ve orada da ikinciliği elde ettim. Bundan bir ay sonra da Avrupa Şampiyonası’nda tüm rakiplerimi eleyerek Avrupa şampiyonu oldum. Ardından
yine 2019 Türkiye Şampiyonası ve Dünya Şampiyonasına katıldım. Her ikisinde de şampiyon oldum.
Bedensel Engelliler Okçuluk Açık Hava Türkiye Şampiyonası Türkiye Bi- rincisi oldunuz. İlk yarışmada birinci olmak size neler hissettirdi?
İlk yarışmamda şampiyonluğa ulaşmak beni çok mutlu etti. Dediğim gibi bu aynı zamanda ülkemi yurt dışında milli for- mayla temsil etmek anlamına geliyordu.
Peki ya Avrupa şampiyonluğu? Bu gururu yaşamak nasıl bir duyguydu? En mutlu ve gururlu olduğum anlardan biriydi. Okçuluk sporunda W1 klasmanın- da ilk kez ülkeye şampiyonluk getirme- nin haklı gururunu yaşadım. Marşımızı okutup bayrağımızı göndere çekmenin verdiğini onur ve mutluluğun tarifi yok.
Bir diğer şampiyonluk ise 2019 Engelli Okçuluk Dünya Şampiyona- sı’nda geldi. Dünya Şampiyonası’nda böyle bir başarıyı elde etmek için nasıl çalıştınız?
Klasik olacak ama gerçekten çok çalıştım. Evimiz beşinci katta, asansörü yok. Her gün babamın sırtında inip kulübe çalış-
maya gittim. Babamın emeği de çoktur üzerimde ancak bu sporda yeteneğin de önemli olduğunu düşünüyorum. Beni diğerlerinden farklı kılan da bu oldu. İki yıl içinde üst üste dört şampiyonluk getirdim ülkeme. Bu zamana kadar W1 klasmanında olan bir şey değildi bu.
Dünya şampiyonu olmak nasıl bir duygu?
Harika! Nasıl tarif edeceğimi gerçekten bil-
miyorum. Evet, Avrupa şampiyonu oldum ancak dünya şampiyonluğu daha farklı bir mutluluk yaşattı bana. Çünkü daha çok ülkeden sporcuyla karşılaştım ve en iyisi olduğumu ispatladım. Üst üste ikinci kez marşımızı okutup bayrağımızı göndere çektim. Çok mutlu ve gururluyum. Tabii bu yarışı kazanarak aynı zamanda 2020 Tokyo Olimpiyatlarına gitmeye hak kazandım. Bu başarıdan dolayı ayrıca mutlu olduğumu da söylemeliyim.


2020 Tokyo Olimpiyatlarında da he- definiz şampiyonluk, değil mi?
2020 Tokyo Olimpiyatlarında ülkemi en iyi şekilde temsil ederek olimpiyat şampiyo- nu olmayı hedefliyorum. Bunu söylerken bile heyecanlandığımı itiraf etmeliyim.
Herkese örnek olacak, engel tanı- mayan, bahane aramayan, çalışınca neler başarılabileceğini kanıtlayan bir başarı hikayeniz var. Hikayenizi
okuyacaklara bir tavsiyeniz var mı?
Herkese tavsiyem şu, asla vazgeçmeyin! Hayallerimizin peşinden koşun. Şunu da eklemek istiyorum: Eminim evlerinde yatan onlarca yetenekli engelli birey var. Onlara kendilerine güvenmelerini ve harekete geçerek hayallerinin peşinden koşmalarını söylemek istiyorum. İstemek başarmanın yarısıdır. Ben istedim, çalıştım, azmettim ve bugün dünya şampiyonu- yum.
27
Herkese tavsiyem şu, asla vazgeçmeyin! İstemek başarmanın yarısıdır. Ben istedim, çalıştım, azmettim ve bugün dünya şampiyonuyum.


Yıldız Trend’e 9 yeni renk daha
Mdflam/suntalam ürün grubunda doğalı yansıtan yüzey seçenekleriyle yaşam alanlarında fark yara- tan tasarımlara olanak tanıyan Yıldız Trend’in renk yelpazesine katılan dokuz yeni ilham veren renk The Nine adıyla sektöre sunuldu. Ahşap, mermer ve kumaş desenlere sahip yeni seri; çizilmeye, çarpmaya, solmaya, sürtünmeye dirençli yapısı, temizliği kolay ve estetik bakımdan kusursuz gö- rünümüyle hayal edilen tasarımların gerçekleşme- sine imkan sağlıyor. Yıldız Trend markası altında piyasaya sunulan yeni renkler, isimlerini ilham kavramından alıyor. Hayatta her üretim sürecinin en önemli basamağı olan ilhamla Everest, Lagina, Asia, Spring, Sonata, Dante, Lumiere, Vals ve Moon isimlerini taşıyan dokuz parçalık yeni renk koleksiyonu benzersiz tasarımlara eşlik edecek gibi görünüyor.
Doğanın her hali Yıldız Trend’de
Doğanın her halini koleksiyonlarına taşıyan Yıldız Entegre, yeni taş sacı sayesinde ürünlerin dokularında taşı hissetme olanağı veriyor. Mermer ve taş desenin asil ruhunu ahşabın sıcaklığıyla birleştirerek mekanlara yeni bir atmosfer kazandıran yeni taş sac, ilk aşamada 20 farklı mermer, taş ve düz renge uygulanarak sektöre sunuluyor.
YENİ TRENDLER
Yıldız Entegre’nin yenileri
Tasarım dünyasını yakından takip eden Yıldız Entegre, yenilikçi ve ilham veren ürünleriyle yaşam alanlarını güçlendirmeye devam ediyor.
28
To read a brief summary in English, please go to page 54.


Yıldız Demir Çelik’te
renkte sınır yok!
Müşterilerinin talep ettiği her rengin uygula- nabilirliğini sağlamak için boya üreticileriyle iş birliği içinde çalışmalarını sürdüren Yıldız Demir Çelik’te renkte sınır yok! Renklendirme sürecinde boya türleri sacın nerede ve nasıl kullanacağına göre değişiklik gösteriyor. Kepenk gibi mekanizmalarda, sürtünmeden dolayı boyada deformasyon istenmiyorsa PURPA (poliüretan poliamid) denilen boya tipleri kullanılıyor. Kar yağışı alan bölgelerde karın tutunmasını engelleyen wrinkle boya tipi mevcut. Aside dayanıklılık için plastisöl, renk dayanıklılık ve UV dayanımı isteniyor-
sa PVDF boya tercih ediliyor. Yıldız Demir Çelik’te standart üretim ise polyester boyayla sağlanıyor. Sıcak laminasyon durumunda mermerden ahşap desene, inoks’tan metal desene sınırsız hayal gücünün ürünü olacak birçok ürünün üretimi yapılabiliyor. Malzeme olarak PVC, PET (Polyethylene Terephtalete)
ve PVC+PET filmler kullanılıyor. Yapı sektörü, beyaz eşya, iç/dış dekorasyon birçok yerde kullanım alanı bulunan ürünler için Yıldız Demir Çelik henüz deneme aşamasında.
KAPLAMA TÜRLERİ
Protective film kaplama: Galvanizli, soğuk ya da alüminyum sac yüzeylerinin nakli-
ye, formlandırma, montaj gibi operasyon süreçlerinde çizilme, kirlenme benzeri dış etkenlerden korunmasını sağlamak üzere uygulanır. Şeffaf ya da renkli olarak çeşitli kalınlıklarda uygulama yapılabilir. Nakliye, formlandırma ya da montaj sonrasında bo- yalı yüzeyden sökülmek üzere geçici olarak kullanılır.
PVC film kaplama: Sac ve alüminyum yüzey üzerine lamine edilen PVC film, iç veya dış ortamlarda kullanılabilir. Düz yüzeyli, dokulu
ve desenli alternatifleriyle çok geniş kullanım olanakları sunar. Metalin arka yüzeyine uygu- lanan boyayla poliüretan köpüğün metale daha iyi tutunması sağlanır. Kaplanmış metal yüzey, talep halinde sökülebilir şeffaf koru- yucu filmle kaplanır ve ilave koruma sağlanır. PVC filmler, non-toksik, alev yürütmezlik, UV direnci, gıda güvenliği ve mekanik ortama uygun seçenekleriyle farklı sektörlerde pratik ve etkili kullanım olanakları sunar.
PET film kaplama: Galvanizli, soğuk ya da alüminyum sac yüzeylere uygulanabilen PET film, renk ve desen açısından geniş bir yelpaze sunar. İç ve dış mekanda kullanılabi- len bu ürün, mükemmel kimyasal dayanım, buzdolapları için leke bırakmazlık, kolay temizlenebilme, yüksek çizilme direnciyle günümüz kaplama endüstrisinin en gözde ürünlerinden biridir.
Boya üreticileriyle ortak çalışarak müşteri talepleri doğrultusunda hareket eden Yıldız Demir Çelik’te renklendirme süreci boyalı sacın nerede ve nasıl kullanacağına göre değişiyor.
To read a brief summary in English, please go to page 54. 29


UZAKLARA YOLCULUK
Asya’nın egzotik ülkesi:
Tayland
Doğal ve tarihi güzellikleri, yeme içme seçenekleri ve eğlence hayatıyla Tayland’ın başkenti Bangkok’u turluyor, Puket Adası’nın ünlü plajlarından esen rüzgarı sayfamıza taşıyoruz.
30
Bilinen en eski insan yerleşimi 40.000 yıl öncesine dayanan Tayland, dünyanın en büyük 51’inci ülkesi. Aynı zamanda yaklaşık 67 milyonluk nüfusuyla dünyanın en kalabalık 20’nci ülkesi. Doğal güzellikleriyle dikkat çeken ülke, 2004’te meydana gelen Hint Okyanusu depremi sonrası zor günler yaşasa da eski canlılığına yeniden kavuştu; turizm endüstrisi de kıpır kıpır. Budizm’in hakim olduğu ülke, mimarisiyle şaşırtan pek çok tapınağa ev sahipliği yapıyor ve hemen hemen her yerde farklı renk ve boyutlarda buda heykeline rastlanıyor.


BANGKOK
Tayland’ın dinamik başkenti Bangkok, kalabalık ve hareketli sokakları, birbirinden görkemli tapınakları, uygun fiyatlı yemekleri ve yüzen marketleriyle şahsına münhasır
bir kent. Geleneksel ve modern mimarinin iç içe olduğu Bangkok’ta gezilmedik yer bı- rakmamayı hedefliyorsanız iyi bir liste ve zaman planı yapmanızı öneririz. Tapınaklar öyle büyük ve büyüleyici ki birkaç saatinizi yalnızca bir tapınakta geçirebilirsiniz, zamanın nasıl aktığını anlamazsınız bile.
Tayland Kraliyet Sarayı
Bangkok’un simgesi Tayland Kraliyet Sarayı, içinde kraliyet ailesinin yaşadığı konutun yanı sıra, devlet daireleri ve tapınağın yer aldığı, yaklaşık iki kilometrelik, dört duvarla çevrili büyük bir alan. Kimi binalar halen ofis olarak kullanılsa da Tayland Kraliyet Sarayı günü- müzde bir müze; düğün, cenaze töreni veya önemli ritüellerin çoğu burada gerçekleş- tiriliyor. 1782’de başkentin Bangkok ilan edilmesiyle başlıyor sarayın inşaatı. Projenin ilk hali saraydan ibaret olsa da kraliyet mensuplarının her şeye hakim olma isteğiyle 218 metrekarelik bir alana binalar ve tapınaklar ekleniyor. Oldukça saygı gösterilen Zümrüt Buda Tapınağı da Tayland Kraliyet Sarayı’nın dış avlusunda bulunuyor. Küçük ama göste- rişli Zümrüt Buda Heykeli bir gün bile ziyaretçisiz kalmıyor. Heykelin fotoğrafını çekmenin yasak olduğunu da hatırlatalım. Müzeye direkt giriş 500 baht yani 93 TL civarında.
Yatan Buda Tapınağı
Yatan Buda Tapınağı, Kraliyet Sarayı’na on dakikalık bir yürüme mesafesinde ve giriş 100 baht (18,5 TL civarı). Tapınağa adım attığınızda sağ kolu üzerine uzanmış 15 metre yüksekliğe, 43 metre uzunluğa sahip bir Buda’yla karşılaşıyorsunuz. Altın rengi Buda’nın ayaklarına Budizm’de uğurlu sayılan semboller gümüş renkle işlenmiş. Tapınak boyun- ca heykelin arkasına doğru ilerlediğinizde 108 tane kase görülüyor. Kaselerin her biri güzel durumu simgeliyor ve bunlara para atmanın kişiye şans getireceğine inanılıyor. Tapınağın içinde Wat Pho adını taşıyan bir masaj okulu var. Thai masajının bu tapınakta ün kazandığı söyleniyor. Wat Pho’da hem masaj yaptırma hem de masaj eğitimi alma şansınız var.
Tayland’ın başkenti Bangkok’ta tapınaklar öyle büyük ve büyüleyici ki birkaç saatinizi yalnızca bir tapınakta geçirebilirsiniz, zamanın nasıl aktığını anlamazsınız bile.
Tayland Kraliyet Sarayı
Büyük Buda
31


Şafak Tapınağı
Beş kuleden meydana gelen ve tamamı porselen olan Şafak Tapınağı, yapısı gereği güneşin altında ışıl ışıl bir hale bürünüyor. Porselene çarparak şehre ulaşan güneş ışığı, tapınak sayesinde gizemli bir ortam oluşturu- yor. Tapınağın isminin hikayesinin nereden geldiğini merak edenler için anlatmadan geçmeyelim: Rivayete göre Tayland’ın baş- kentinin Ayutthaya‘dan Bangkok’a taşınma kararının ardından dönemin kralı tapınağın bulunduğu bölgeye bir şafak vaktinde ulaş- mış. Bunun üstüne tam o noktada bir tapınak inşa edilmiş ve bu adı almış. Tapınağı gezmek Taylandlılara ücretsizken turistlere 50 baht (yaklaşık 9,5 TL).
Çin Mahallesi
Birçok yerde sembol olarak kullanılan Çin Mahallesi Kapısı, Tayland’da yeni sayılabilecek eserlerden. Tayland kralının 72’nci doğum günü için inşa edilen kapı, 1999 yapımı. Bangkok’un uygun fiyatlarıyla meşhur Çin Mahallesi, aynı zamanda beş metre uzun- luğundaki Altın Buda Tapınağı’na da ev sahipliği yapıyor. Yani varlığı 700 yıldır koru- nan Buda heykeli bu tapınakta. Yaklaşık beş ton saf altından yapılmış olan, dünyanın en büyük altın Buda’sının değerinin 250 milyon doları aştığı tahmin ediliyor.
Erawan Müzesi
Meşhur üç başlı filin evi, Erawan Müzesi.
Tayland’ın güneyinde yer alan Puket Adası, ana karaya küçük bir köprüyle bağlı; gitmek isteyenlere hem otobüs hem de uçak yolculuğu seçenekleri sunuluyor.
32
Yatan Buda Tapınağı
Chalong Tapınağı
Şafak Tapınağı


İGSAŞ bayileri
Tayland’taydı
İGSAŞ bayilerinden oluşan yaklaşık
50 kişilik grup, Tayland’taydı. Önce Bangkok’u ziyaret edip uğrak noktalarının keyfine varan, ardından Puket’te ve adadaki plajlarda oldukça eğlenen katılımcılar hem seyahatin hem de bir arada olmanın tadını çıkardılar.
Erawan Müzesi
Patong
33
İsminin müze olması içinde sergilenen eserler olduğu anlamına gelmiyor. Tay- landlı iş insanı Lek Viriyapant’ın, Tayland kültürünü yansıtmak üzere inşa ettirdiği müze üç kattan oluşuyor. Hint mitolo- jisinde yer alan savaş tanrısı Indra’nın bindiği üç başlı fil, müzede görkemli
bir konuma sahip. Filin mitolojideki adı Airavata geçiyor bu ismin Tay dilinde karşılığı, Erawan. Yani müze, adını filden alıyor. Üç başlı dev fil heykeli tam 250 ton ağırlığında!
PUKET
Tayland’ın dillere destan adası Puket, her daim ziyaretçi akınına uğruyor. Burası, Tayland’ın en büyük adası; yüzölçümü yaklaşık 570 kilometre, etrafı da 39 küçük adayla çevrili. Tayland’ın güne- yinde yer alan ada, ana karaya küçük
bir köprüyle bağlı; gitmek isteyenlere hem otobüs hem de uçak yolculuğu seçenekleri sunuluyor. Deniziyle ünlü Puket’te 41 plaj bulunuyor. Böylece di- leyen sessiz sakin plajlarda manzaranın tadını çıkarıyor dileyen eğlenceyi tercih ederek müzik sesinin hiç kısılmadığı plajlara yöneliyor.
Patong
Puket’in kalbi Patong’da atıyor, demek yanlış olmaz. Gece hayatı, restoranları, alışveriş mekanları ve 810 kilometrelik plajıyla oldukça hareketli bir kasaba bu- rası. Sokakları neon ışıklarla süslü ve çev-
resinde lüksle sadeliğin bir arada olduğu her bütçeye uygun oteller bulunuyor.
Chalong Tapınağı
Puket’deki en önemli tapınaklardan biri, Chalong Tapınağı. Zamanında Puket’te yaşayan Luang Pho Chaem ve Luang Pho Chuang adındaki iki keşişin harekete geç- mesiyle 1800’lü yıllarda Çin istilasına karşı inşa edilen tapınakta ölülerin arkasından çatapat patlatmak bir gelenek. Yani tapınak çevresinde patlama sesler duyarsanız şaşırmayın.
Büyük Buda
Tayland’ın ulusal sporu sayılan Muay Thai karşılaşmalarını izleyebileceğiniz Chalong kasabası yalnızca Chalong Tapınağı’na değil, 45 metrelik Büyük Buda’ya da ev sahipliği yapıyor. New York’taki Özgürlük Heykeli’yle hemen hemen aynı boyda olan heykelin en önemli özelliği adanın her yerinden görülebilmesi.
Old Town
Puket’in merkezi sayılan Old Town, Tayland kültürünü anlamak ve yerinde görmek için faydalı bir uğrak noktası. Old Town sokakla- rında Asya’ya özgü izler görmek mümkün. Örneğin yürüyüş yollarında sokak lam- baları yerine kırmızı, pembe Çin fenerleri bulunuyor. Gece pazarıyla da nam salmış Old Town’da altın ya da gümüş takıları dünyanın pek çok yerinden daha uygun fiyatlara bulmanız olası.


Kenar bandı sektöründe öncü kuruluşlardan Mor Plastik’te 2007’den bu yana İnegöl Şube Müdürü olarak görev yapan Mehmet Özdamar, Yıldız Entegre’nin ürünlerini dünyanın birçok ülkesine gönderdiklerini söylüyor.
PAYDAŞLARIMIZ
‘Yıldız Entegre’yle çalışmamızın birçok avantajı var’
Mor Plastik, sektörde ne zamandır hizmet veriyor?
Mor Plastik 2002 yılında Yönetim Kurulu Başkanımız Tanyel Demircan tarafından kuruldu. Merkezi İstanbul’da, İkitelli Keresteciler Sitesi’nde bulunan firma, İnegöl şubesini 2007’de açtı. 2017’de ise Mor Profil markasıyla MDF profil üretimi yapmaya başladı.
Satışını yaptığınız Yıldız Entegre ürünlerinin öne çıkan özellikleri hakkında neler söylersiniz?
Öncelikle Yıldız Entegre gibi sektörün öncü bir kuruluşuyla çalışmak bize ve müşterilerimize güven veriyor. Yıldız Entegre’nin yenilikçi
ufku, geniş ürün yelpazesi ve kalitesi bir araya geldiğinde müşteri memnuniyeti daha çok ortaya çıkıyor.
Yıldız Entegre bayisi olma hikayenizi paylaşır mısınız?
Uzun yıllardan beri mobilya sektöründe hizmet veren bir firma olarak Yıldız Entegre’yi çok yakından takip ediyorduk. Aynı sektörde hizmet veren bir paydaş olarak birlikte çalışma düşüncesindeydik. İnegöl’de iyi bir partner olarak çalışabileceğimizi düşünüyorduk. Haziran 2016’da anlaşma yaptık.
Müşteri portföyünüzde kimler var?
Bilindiği gibi İnegöl’de mobilya sektörü Türkiye’nin mobilya kalbi gibidir. İrili ufaklı birçok üretici firmayla çalışıyoruz. Türkiye’nin ihracat üssü olan İnegöl’den Yıldız Entegre ürünlerini dünyanın birçok ülkesine gönderiyoruz.
Müşterilerinizin Yıldız Entegre’yi seçme nedenleri ürünlerin hangi özellikleridir? Yıldız Entegre sektörde kendini kanıtlamış öncü bir kuruluş. Ürün kalitesi, müşteri memnuniyeti odaklı çalışmaları, satış sonrası hizmeti ve Ar-Ge’ye verdiği destek Yıldız Entegre müşterilerinin tercih sebebidir.
Yıldız Entegre’nin paydaşı olmak size nasıl bir katma değer sağlıyor?
Tabii ki Yıldız Entegre gibi bir değerle ortak çalışmamızın bir sürü avantajı var. Yıldız Entegre’nin profesyonelliği, kurumsal yapısı, çözüm ortaklığı her zaman bizim çıtamızı da yükseltiyor. Sektöre değer katan Yıldız Entegre, bünyesindeki eğitimli ve deneyimli çalışanlarıyla da bize büyük katkı sağlıyor. Örneğin Ağustos ayında İnegöl’deki tüm üreticiler için bir lak panel uygulama eğitimi verildi. Bu gibi faydalı etkinliklerde Yıldız Entegre’yle çalışmaktan biz de keyif alıyoruz.
Biliyorsunuz Yıldız Entegre, bir Yıldızlar Yatırım Holding şirketi. Yıldızlar
Yatırım Holding’in Türkiye ekonomisine katkıları hakkında neler söylersiniz? Türkiye’nin güzide bir kuruluşu olan Yıldızlar Yatırım Holding’in bünyesinde birçok şirket bulunuyor. Holdingin ülke ekonomisine katkısı çok yüksek. Son dönemde yaptığı yatırımlarla da bunu kanıtlıyor. Ülke ekonomisi için yaptıkları katkıdan dolayı Yıldızlar Yatırım Holding’e teşekkür ediyorum.
34
To read a brief summary in English, please go to page 54.


Niğde’de bulunan
ve kurucularının 30 yılı aşkın sektörel deneyimiyle sekiz yıldır Türkiye genelinde faaliyet gösteren Nitar Ziraat’ten Davut Durak İGSAŞ’ın tarım sektörüne sağladığı katkılarla ilgili düşüncelerini paylaşıyor.
PAYDAŞLARIMIZ
‘İGSAŞ çiftçilerin tüm beklentilerini karşılıyor’
İGSAŞ bayisi olma hikayenizi paylaşır mısınız?
Tarım sektörünün en önemli ürünlerinin başında gelen gübrede öncü olmak istiyorsanız bu ürünlerin Türkiye’deki öncüleriyle çalışmanız gerekir. Bu nedenle İGSAŞ, öncelikli çalışma arzusu duyduğumuz şirket oldu. Satış Pazarlama ve Sevkiyat Müdürü Vedat Altınok’un desteğiyle İGSAŞ bayiliğimiz başladı.
İGSAŞ’ı satışını yaptığınız ürünler neler? Bu ürünlerin hangi özellikleri ön plana çıkıyor?
İGSAŞ’ın ithalatını ve üretimini yaptığı klasik ve özel tüm gübrelerin satışını gerçekleştiriyoruz. Klasik gruplarda 20.20, 20.20+Zn, 15.15.15, 15.15.15+Zn, DAP, pril üre, granül üre, 21 AS ve 26 CAN gübreleri bunlar arasında. Özel ürünler diye tabir ettiğimiz segmentte ise saf gübreler ağırlıkta olmak üzere damlama ve sıvı bitki besleme ürünleri de satıyoruz. Ürünlerde kalite, ambalaj görselliği, güvenilirlik ve marka bilinci ön plana çıkıyor. Bilindiği gibi çiftçi nezdinde önce alınan gübrelerin göze hitap etmesi daha sonra kullanılabilirlik ve fayda gelir. İGSAŞ bunların hepsini sunuyor.
Satışını yaptığınız ürünler hakkında müşterilerinizi nasıl yönlendiriyorsunuz? Öncelikle müşterilerimizin yetiştirdiği
ürünler ve yaptırdığı toprak analizleri sonuçlarıyla birlikte, bünyemizde çalışan ziraat mühendislerimiz ve değerli çiftçilerimizin tecrübelerini harmanlayarak en uygun ürünü doğru şekilde sunuyoruz. Bildiğiniz üzere toprak analizlerine göre doğru program yapmak ve çiftçileri doğru gübrelere yönlendirmek hem bize hem de çiftçilere artı sonuçlar getiriyor.
Türkiye’de tarım sektörünün gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’de tarım sektörünün öncülerinin Ar-Ge çalışmaları sayesinde sistematik olarak sürekli bir gelişme söz konusu. Bu da tarımda kullanılan ekipman, tohum, gübre, sulama sistemleri ve benzer malzemelerin sürekli yenilenerek, geliştirilerek tarıma büyük katkı sağlanmasının önünü açıyor.
İGSAŞ’ın bu gelişime katkıları hakkında neler söylersiniz?
İGSAŞ’ın tarla denemeleri, çiftçilere
yaptığı bilgilendirme toplantıları ve Ar-Ge
çalışmalarıyla sürekli çiftçinin yanında olmasını ve Türk tarımına desteğini takdir ediyoruz. İGSAŞ, bayilerinin ve çiftçilerin sürekli yanında; tarım ve toprak adına ihtiyaç duyulan ne varsa uygun ürün portföyüyle piyasaya cevap verebiliyor.
İGSAŞ çatısı altında faaliyet göstermek hakkında neler söylersiniz?
Yüzde 100 yerli sermayeli, kendisini sürekli yenileyen ve geliştiren, güvenilir ve dürüst yönetim prensibiyle hareket eden bir şirketin bayisi olmaktan gurur duyuyoruz. Daha nice uzun seneler birlikte çalışmayı diliyoruz.
Biliyorsunuz İGSAŞ, bir Yıldızlar
Yatırım Holding şirketi. Yıldızlar Yatırım Holding’in Türkiye ekonomisine katkıları hakkında neler söylersiniz?
Faaliyet gösterdiği tüm alanlarda işinin en iyisini yapıyor olması, ekonomiye ve istihdama verdiği destek, sosyal projeleriyle ülkeye sağladığı katkılardan dolayı gurur duyuyoruz. Türkiye ekonomisini ve ithalata açık sektörleri iyi takip edip yatırımlarını bunlara göre yapması da ekonomiye katkı sağlarken dışa bağımlılığı azaltıyor.
To read a brief summary in English, please go to page 54. 35


35 yılı aşkın süredir yassı çelik sektöründe faaliyet gösteren Gökhan Demiruz’dan, son 10 yıldır hizmet verdiği ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Gökmetal ile Yıldız Demir Çelik arasındaki iş birliğinin detaylarını dinledik.
PAYDAŞLARIMIZ
‘Yassı çelik sektörüne güvenim tam’
Üretim tesisleriniz, üretim kapasiteniz ve ürün gamınız hakkında bilgi verir misiniz?
İki yerde faaliyet gösteriyoruz. Bunlardan biri, Gebze’de yassı çelik servis merkezi olarak hizmet veriyor. Müşterilerimizin istedikleri ölçülerde istedikleri kalitede galvaniz ve soğuk ürünleri kesiyoruz. İkinci üretim tesisimiz ise Karadeniz Ereğli’de. Orada da dilme ve kesme makinelerimiz mevcut. Kendimizi Türkiye’deki yassı çelik merkezleri arasında ilk beşte görüyoruz. Yıllık 200 tonluk yassı çelik işleme kapasitesine sahibiz.
Müşteri porföyünüz hakkında bilgilendirir misiniz?
Beyaz eşyadan otomotiv yan sanayiye, kapı imalatından PVC sektörüne ve inşaat yan sanayiye kadar farklı sektörlerde 110 müşterimiz var.
Yıldız Demir Çelik’le iş birliğiniz ne zaman ve nasıl başladı?
Yıldız Demir Çelik faaliyete başlamadan önce yaptığımız bir toplantıda Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız’a üretimden çıkan ilk malzemeyi almak istediğimi söylemiştim. İlk ruloyu şirketimize gönderdi. Bu benim için çok özel bir hatıradır; minnettarım kendisine. Sonraki süreçte de alışverişimizi sürdürdük. Zaman
zaman bir araya gelip ticari iş birliğimizi geliştirmenin yolları üzerine konuşmaya da devam ediyoruz.
Yıldız Demir Çelik’ten hangi ürünleri alıyorsunuz?
Yıldız Demir Çelik’ten galvanizli kaplama, soğuk ve asitli ürünler alıyoruz. Bize geldikten sonra müşterilerimizin siparişleri doğrultusunda ürünleri kesiyoruz, diliyoruz. Dolayısıyla müşterilerimizin finansman ve stok yükümlülüklerini üstlenmiş oluyoruz.
Sizin için Yıldız Demir Çelik’in öne çıkan özellikleri neler?
Türkiye’de galvaniz üreten firma sayısı sınırlı, boyalı ürün üreten ise daha da az. Soğuk ürün üretenler aynı şekilde... Uzun yıllardır sektörde olduğum için pazarlama ve satışla ilgili bazı tespitlerim var. Bence malzemeyi sattıran fiyat değil, ilişkilerdir. Yıldız Demir Çelik’le iş birliği içinde olmamızın en önemli nedeni, her iki tarafın da ilişki yönetimini en iyi şekilde yürütmesi, diye düşünüyorum. Bu da kaynaklarımızda Yıldız Demir Çelik’i birinci sıraya taşıyor.
Yıldız Demir Çelik sektörün en genç oyuncusu olmasına rağmen faaliyet göstermeye başladığı beşinci ayda Türkiye’nin 1.000 ihracatçı firması
arasında 407’nci sırada yer aldı. Bu başarı hakkında neler söylersiniz? Sektörde yeni bir oyuncu olsa da Yıldız Demir Çelik’in profesyonel yönetim ekibinin sektör tecrübesi epey fazla. Bu ihracat başarısında da ekibin deneyiminin ön plana çıktığını düşünüyorum. Ayrıca şirketin vizyonunun ve misyonunun yanı sıra, yönetim kurulunun bakış açısının bu başarıda çok büyük katkısı olmuştur. Ciddi bir başarı, başarılarının devamını diliyorum.
Önümüzdeki süreç için planlarınız neler?
Biz yassı çelik servis merkeziyiz. Şu an iki farklı bölgede faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’de önümüzdeki süreçte yapılacak yatırımlarla ilgili belirsizlik olduğu söylense de bizim iki yatırım planımız var: İzmir’de ve Hatay’da çelik servis merkezi kurmayı düşünüyoruz. Görüşmeleri, fizibiliteleri, araştırmaları kısmen devam ediyor. Bir-iki yıl içinde her iki kentte de faaliyete başlamayı planlıyoruz. Bütün bilgi birikimimizi, tecrübemizi, kaynaklarımızı yassı çelik sektörüne aktardık, bundan sonra da böyle devam edeceğiz. Sektöre güvenimiz tam. Bugün Türkiye’de 15,5-16 milyon tonluk tüketim söz konusu. 2030 yılına geldiğimizde bu tüketimin 30 milyon tona ulaşacağını düşünüyorum. Bu nedenle sektöre yapacağımız yatırımlarıa devam edeceğiz.
36
To read a brief summary in English, please go to page 54.


YILDIZLARDAN HABERLER
İSO 500’de orman ürünleri sektörünün lideri Yıldız Entegre
Orman ürünleri alanında Türkiye’nin lider üreticisi konumunda bulu- nan Yıldız Entegre, İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan Türki- ye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde bir önceki yıla göre altı sıra yükseldi. Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının 2018 performanslarına göre hazırlanan listede Yıldız Entegre, 3,4 milyar TL’yi aşan cirosuyla Türki- ye’nin en büyük 45’inci sanayi şirketi oldu. Yıldız Entegre, yurt içi ve yurt dışı pazarlarda gösterdiği bu başarılı performansıyla orman ürünleri sektörünün de zirvesine oturdu. Şirket, sadece özel kuruluşların bulun- duğu listede ise 41’inci sırada yer aldı. Konuyla ilgili açıklama yapan Yıldız Entegre Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Yıldız, ülkesi için üretmeyi, yatırım yapmayı ve istihdam sağlamayı ilke edinmiş bir şirket olarak, İSO 500 listesinde ilk 50 içinde yer almaktan büyük gurur duydukla- rını ifade ederken, “Türkiye’nin gelecek hedeflerine ulaşabilmesinde sanayi kuruluşlarının rolü ve sorumluluğu çok önemli. Yıldız Entegre olarak, ‘Üreten, Güçlü Türkiye’ vizyonuna katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi gelecek dönemde
de yatırımlarımıza hız kesmeden devam edecek, ülkemizin ekonomik
kalkınmasına elimizden gelen her türlü desteği sunmayı sürdüreceğiz.” dedi. Yıldız Entegre’nin sektör lideri olmasını daima büyük bir özveriyle çalışmaya borçlu olduk-
larına vurgu yapan Yıldız
şöyle devam etti: “Önemli olan lider olmak değil,
bu unvanı korumak ve hakkını vermek. Bunu da başaracağımıza olan inan- cımız tam. Bizi bugünlere getiren tüm Yıldız Entegre çalışanlarına, ülkemizin
ve dünyanın dört bir yanındaki bayilerimize, iş ortaklarımıza ve bizi tercih eden tüketicilere çok teşekkür ediyorum.”
To read a brief summary in English, please go to page 55. 37


YILDIZLARDAN HABERLER
Sürdürülebilirlik odağında
Tüm iş süreçlerini sürdürülebilirlik odağında yürüten Yıldız Entegre, bu çalışma- larının karşılığını başarı belgesiyle aldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafın- dan, 10. Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı’nda Yıldız Entegre, “Sanayide Verimlilik Artırıcı Projeler” kategorisinde Başarı Belgesi’ne layık görüldü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in de katıldığı törende Yıldız Entegre’nin Başarı Belgesi’ni Resmi ve Dış İlişkiler Müdürü Bülent Yücelen, Enerji Verimliliği Derne- ği Başkanı Murat Kalsın’dan aldı. Kalsın, “Ülkemizin rekabetçi ve sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunan, faaliyetleriyle örnek ve öncü çalışmalarından dolayı Yıldız Entegre yöneticilerini ve tüm çalışanlarını tebrik ediyorum.” dedi.
Çelik piyasasının geleceği
konuşuldu
2005’ten bu yana çelik sektörüne yönelik olarak yüksek katılımlı konferanslar düzenleyen SteelOrbis, Piyasa Sohbet- leri’nin 2019 yılındaki ikinci buluşmasını 4 Eylül’de gerçek- leştirdi. Yıldız Demir Çelik’in Platin Sponsor olarak yer aldığı etkinlik, Kocaeli’nin yanı sıra, tüm Türkiye’den çelik sektörü- nün önemli oyuncularını bir araya getirdi. Çelik sektörünün önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin yanı sıra, lojistik ve finans gibi diğer sektörlerden şirketlerin de kıdemli yetkililerini ağırlayan Piyasa Sohbetleri’nde Yıldız Demir
Çelik Stratejik Pazarlama Müdürü Gökhan Ağca ve Yurt İçi Satış Müdürü İlkay Türkan çelik piyasasının geleceğine dair konuşma yaptılar. Temsilciler, geçmişten günümüze çelik sektörünün değerlendirilmesini dinleme fırsatı bulurken önümüzdeki dönemde çelik sektörünü bekleyen gelişmeler hakkında sohbet etme imkanı yakaladılar.
Yıldız Entegre bayileri dijitalleşiyor!
Yıldız Entegre, rekabet gücü ve verimliliği artırmak, müşterilerine daha yakın olmak ve sürdürülebilirlik çalışmalarına bütünsel bir bakış açısı kazandırmak amacıyla başlattığı dijital dönüşüm sürecinin ilk adımlarını büyük bir başarıyla tamamladı. Çalışmalarına, şirketin tüm paydaşlarını kapsayacak, iş süreçlerini ko- laylaştırıp verimliğini artıracak şekilde devam eden Yıldız Entegre, 2018 sonunda sektöre sunduğu Dijital Görüntüleme Sistemi’ni (DGS) talep eden bayiler için kurulum sürecini başlattı. iOS ve Android işlemcilerin desteklediği, Yıldız Entegre ismini taşıyan aplikasyonla entegre çalışan DGS; ürünleri üç boyutlu bir şekilde yüzey dokularını en gerçekçi haliyle deneyimleme fırsatı sunuyor. DGS aracılığıyla Yıldız Entegre’nin ürettiği tüm ürün grupları, kullanıcı odaklı bir düşünceyle kur- gulanarak deneyimlenebiliyor. DGS’yle tüm karar vericiler, diledikleri Yıldız Entegre ürününün nasıl görüneceğini izleyebiliyorlar. Kullanıcı odaklı yapısıyla oldukça talep gören DGS’yi merkezlerine kurmak isteyen bayilerle etkili dijital pazarlama teknikleri de paylaşılıyor.
38
To read a brief summary in English, please go to page 55.


Eğitime %100 destek
Eğitime %100 Destek Robotik Kodlama Sınıfı Projesi kapsamında Darıca Bağlarbaşı Ortaokulu’nda gerçekleştirilen törende robotik sınıfı yapılmasına destek olan Yıldız Demir Çelik’e katkısından dolayı teşekkür belgesi verildi. Törende konuşan Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, “Gelişen bilgi teknoloji ağından çocukları- mızın geri kalmamaları ve kendilerini daha iyi yetiştirebilmeleri açısından belirli eğitim noktalarında robotik kodlama atölyeleri açtık. Bu amaçla Milli Eğitim Müdürlüğü’müzün yapmış olduğu çalışma çerçevesinde her eğitim bölgesinde bir anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liseye robotik sınıfı açmak konusunda ça- lışma başlattık. Bu çalışmaları başlattıktan sonra hayırseverlerimiz, iş dünyamızla görüşmelerimiz oldu. Şu ana kadar 53 tane robotik sınıfı faaliyete geçirdik. Hedefimiz ilk aşamada 116 dersliği faaliyete geçirmek. Eğitime katkı veren değerli iş insanlarına teşekkür ediyorum. Katkılarla oluşturulan sınıflarda yetişen gençlerimiz önümüzdeki süreçte bizlere çok önemli hizmetler yapacaktır.” dedi. Kocaeli’nde üç okula robotik kodlama sınıfı bağışında bulunan Yıldız Demir Çelik adına plaketi Stratejik Pazarlama Müdürü Gökhan Ağca, Aksoy’dan aldı.
Social Media Awards’tan Yıldız Entegre’ye iki ödül
Yıldız Entegre, Türkiye’nin en kapsamlı sosyal medya ödülleri Social Media Awards Turkey 2019’dan iki ödülle döndü. Raffles İstanbul’da düzenlenen törende Yıldız Entegre, “Kurumsal Web Sitesi” kategorisinde Gümüş Ödül’ün, “Mobil Uygulama” kategorisinde Bronz Ödül’ün sahibi oldu. Deloitte Türkiye’nin uzmanlığıyla katkıda bulunduğu yarışmaya bu yıl rekor başvuru yapıldı. Social Media Awards Turkey’in değerlendirmeye aldığı proje sayısında bir önceki yıla oranla yüzde 24’lük bir artış yaşandı. 24 kategoride 478 başvurunun yapıldığı yarışmanın ödül törenine sektörün önde gelen marka ve ajans temsilcilerinin yanı sıra, Social Media Awards Turkey jüri üyeleri, dernek başkanları ve sosyal medyayı en iyi kullanan ünlüler ile sosyal medya fenomenleri de katılım gösterdi. Törene Yıldız Entegre adına Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Ercan Şahin ile Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdür Yardımcısı Melike Alkan katıldı.
Çevre Ödülü’nün sahibi oldu
Yıldız Entegre, çevreye yaptığı yatırım-
ların meyvelerini almaya devam ediyor. Yıldız Entegre’nin Akdeniz Tesisi, Mersin Çevre Ödülleri kapsamında “Büyük Ölçekli İşletmeler” kategorisinde ikincilik ödülünün sahibi oldu. Ödülü Akdeniz Tesisi Müdürü Fevzi Kıdak, Mersin Vali Yardımcısı Mustafa Atsız’dan teslim aldı.
To read a brief summary in English, please go to page 55. 39


YILDIZLARDAN HABERLER
Ulusal Mimarlık Öğrencileri Buluşması’na destek
Mimarlık öğrencileri tarafından her yıl iki kez farklı ev sahibi ekiplerle, farklı şehirlerde düzenlenen Ulusal Mimarlık Öğrencileri Buluşması (UMÖB) bu yıl Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ev sahipliğinde, Yıldız Entegre’nin Altın Sponsorluk desteğiyle gerçekleştirildi. Türkiye’nin dört bir yanından 50’nin üzerinde mimarlık fakültesi öğrencisi- nin yer aldığı etkinlik, 2-8 Eylül arasında Kocaeli Mimarlar Odası’nda düzenlen- di. Meslek ve meslek eğitimi üzerine fikir geliştirebilmek, farklı okullar ve farklı disiplinlerarası iletişimin sağ- lanması gibi ulusal ölçekte amaçlar taşıyan etkinlik sayesinde Yıldız Entegre geleceğin mimarlarına verdiği desteği sürdürdü. Program çerçevesinde 6 Eylül’de Kartepe Tesisi’ne düzenlenen gezi kapsamında, öğrencilere Yıldız Entegre ürünlerinin üretim aşamaları Üretim Müdürü Ahmet Koçak tarafın- dan anlatıldı. Yıldız Entegre Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Ercan Şahin, Yıldız Entegre olarak geleceğin mimar ve tasarımcılarının her zaman destekçisi olduklarını belirterek orman ürünlerinin mimari ve iç mimarideki önemini öğrencilerle paylaştı.
Yıldız Entegre, ziyaretçilerin ilgi odağı oldu
Sektörün tüm paydaşlarının bir araya geldiği yerli ve yabancı fuarlara katılmaya büyük önem veren Yıldız Entegre, 18-22 Haziran arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Turkeybuild İstanbul Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’nda ilgi odağı oldu. Fuarda ürünlerini sergileyen Yıldız Entegre, doğal, dekoratif ve sıcak yaşam alanları sunan Yıldız Home ve Yıldız Trend markalarıyla dikkat çekti. Yıldız Entegre standında ziyaretçiler tarafından büyük beğeni toplayan Dijital Görüntüle- me Sistemi de şirketin dijitalleşme ve inovasyon çalışmalarının başarısının bir kez daha görülmesini sağladı.
İnegöl’de lak panel ürün grubu tanıtımı
Yıldız Entegre, 28-29 Ağustos tarihleri arasında mobilya üretiminin merkezi olarak bilinen İnegöl’de yeni lak panel ürünlerinin lansman toplantısını gerçekleştirdi. Etkinliğe mobilya ve dekorasyona yön veren üreticilerin yanı sıra, mimarlar ve tasarımcılar da yoğun ilgi gösterdi. Buluşmalarda Yıldız Entegre Üretim Müdürü Ahmet Koçak ile Kalite ve Ar-Ge Müdürü Kenan Çağrı Nevruz, lak panellerin ayırt edici özelliklerine ilişkin sunumlarının ardından soruları ce- vapladılar. Türkiye’deki mobilya sektörünün temsilcilerini aynı çatıda buluşturan toplantıda konuşma yapan Yıldız Entegre Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Ercan Şahin, “Yıldız Entegre olarak mobilya ve dekorasyon alanındaki gelişmeleri yakından izliyoruz. İş ortakları- mızın beklentilerini maksimum seviyede karşılayan, çarpıcı ve kaliteli, güvenilir, çevre dostu, yenilikçi ürünler üretmeye devam edeceğiz.” dedi. Yıldız Entegre’nin Yıldız Trend ana markası altında sektöre sunulan lak paneller, çizilmeye 2,5 kat daha fazla dayanıklı ve lekelere karşı dirençli olması özellikleriyle kullanıcılarının dikkatini çekti. Kalitesiyle ön plana çıkan lak paneller, uluslararası standartlara göre yapılan testler sonucunda sararmaya, çizilmeye, leke tutmaya karşı dayanımla belgelendiriliyor.
40


Türkiye’nin dört bir yanında lak panel uygulama eğitimleri
Yıldız Entegre’nin uzman ekipleri Türkiye’nin dört bir yanında lak panel uygulama eğitimleri vermeye devam ediyor. Üretim Müdürü Ahmet Ko- çak’ın verdiği eğitimlerle, ustaların ürünü anlayarak ve tanıyarak uygulama aşamasında en güzel tasarımları en sağlam mobilyalara dönüştürmeleri hedefleniyor. Yıldız Entegre, bu eğitimler aracılığıyla ustaların ürüne dair bilgi düzeyini en üst seviyeye taşıyarak yaşam alanlarını güçlendirmeye devam ediyor. Yıldız Entegre’nin 2018 yılı itibarıyla üretimine başladığı lak panel ürün grubu, sahip olduğu yüzey kalitesi ve derinliğiyle dekorasyonda sıklıkla tercih ediliyor.
Norm Mimarlık ile buluşma
Geliştirdiği her yeni üründe, tasarımsal farklılaşmaya ve müşte- rilerine globaldeki yenilikleri sunmaya odaklanan Yıldız Entegre, Türkiye’nin önde gelen mimar ve tasarımcılarıyla bir araya gelerek sektördeki yenilikleri değerlendiriyor. Her ay düzenli olarak gerçekleştirilen ofis ziyaretleri kapsamında pek çok başarılı projeye imza atan Norm Mimarlık Ofisi’nde buluşma gerçekleşti- rildi. Yıldız Entegre Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Ercan Şahin, buluşmaların ürün portföyünü geliştirirken globaldeki tasarımsal gelişmeleri yakın takip ederek deneyimleri paylaşmak açısından önemini vurguladı. Ar-Ge ve Kalite Kontrol Müdürü Kenan Çağrı Nevruz ise ürünlerin teknik detayları üzerine soruları cevapladı. Buluşmalar, bir yandan yeni ürünler üretirken diğer yandan dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek ve deneyim paylaşımında bulunmak açısından çok önemli.
Mutlu Cuma etkinliği
Yıldız Entegre aile-
sinin Mutlu Cuma
etkinlikleri devam
ediyor. Yıldız Enteg-
re Pazarlama ve
Kurumsal İletişim
Müdürü Ercan
Şahin, “Kurumun
başarısını tetik-
leyen en değerli
etkenin kuruma
gönülden bağlı
çalışanlar olduğu-
nun bilincindeyiz.
Kişilerin sosyalle-
şerek güne mutlu
başlamaları iş
yaparken de keyif
almak adına etkili
bir unsur. Birliktelik
duygusuyla çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu sebeple bir araya geldiğimiz bu etkinlikleri Mutlu Cuma olarak adlandırdık.” dedi.
Yıldız Entegre profesyonel dünyada çalışanlarının arkasında!
Profesyonel dünyada çalışanlarının arkasında durmasıyla dikkat çeken Yıldız Entegre, çalışanlarının kariyerlerinde zirvede olmaları için iki
gün boyunca LinkedIn Kariyer Günleri gerçekleştirdi. Tüm çalışanların kurumsal fotoğraflarının çekilmesinin ardından, katılımcılara profes- yonel LinkedIn kullanımına dair dijital ajans profesyonelleri tarafından bilgilendirme yapıldı. Kariyerinde zirveyi hedefleyerek her zaman kendini geliştirmeye önem veren profesyonellerin platformu LinkedIn, iş odaklı sosyal bir ağ olarak sektörel dinamikleri takip etmek adına oldukça değerli.
To read a brief summary in English, please go to page 55 - 56. 41


SAĞLIK
İyi yaşam için
titreşiminizi yükseltin
Ayşe Tolga Bütünsel Yaşam Koçu 42
İyi bir yaşamın nasıl olması hakkında ipuçlarına ihtiyacınız mı var? Bütünsel Yaşam Koçu Ayşe Tolga, iyi yaşamın olmazsa olmazlarını ve kişisel titreşiminizi yükseltmenin önemini anlatıyor...
İyi yaşam yolculuğum, 1998’de babamı kanserden kaybetmemle başladı. Sağlığın bir bütün olduğunu, sadece beden sağlığı değil; ruhsal, duygu- sal, zihinsel sağlığın daha çok önem taşıdığını ve çevremde hastalıkların arttığını fark ettim. 1999’da yoga yapmaya başladım, sonrasında veje- taryen oldum. Beslenmenin, iyi yaşamın önemini anladıkça bu alanda
uzmanlaşmaya karar verdim.
İyi yaşam ne demek?
Ruh, beden, zihin, duygu, sosyal çevre, özel ilişkiler, kariyer, maneviyat, kişisel servet... Bunların hepsi iyi yaşam tanımına giriyor. Bir pastanın dilimleri gibi hayatımızda bunların dengede durduğu, hepsinden tatmin ve mutlu olduğu-


Ruh, beden, zihin, duygu, sosyal çevre, özel ilişkiler, kariyer, maneviyat, kişisel servet... Bunların hepsi iyi yaşam tanımına giriyor.
muz bir hayata iyi yaşam diyebiliriz. Eğitim ve söyleşilerimde toplumun bu konuda farkındalığının artması yönünde çalışmalar yapıyorum, sosyal medya paylaşımlarımda
yine aynı şekilde. Bir yaşam modeli olarak elbette kendi hayatımı böyle yaşadım ve faydasını gördüğüm için insanlarla paylaşıyorum.
İyi yaşanan bir gün
İyi yaşam kavramını hayatlarına dahil edenler bir günlerini nasıl geçirmeli? Sabah yataktan kalktığımızda bir bardak su içmek, günümüzü orga- nize etmek, mümkünse zihnimizi
sakinleştirmek adına meditasyona 20 dakika ayırmak, gün içinde mutlaka 30 dakika egzersiz yapmak, temiz gı- dalarla düzenli ve kaliteli beslenmek, kişisel bakımımıza özen göstermek, çevremize ve sevdiklerimize sosyal hayatımızda vakit ayırmak, hobile- rimize zaman yaratmak, işimizde verimli çalışmak ve gece 00.00’da yatakta olmak gerekiyor.
Titreşimi yükseltmek
Evrende yaratılmış her şey titreşim- den ibarettir. Bedeniniz, çevrenizdeki canlı-cansız her şey, yaşadığınız dünya, güneş sistemi, galaksiler,
43


Kişisel titreşiminizin yüksek olması sizi dünyadaki cennete taşımakla birlikte insanlığı yukarıya çekecek bir bilinç boyutuna taşır.
duygularınız, düşünceleriniz... Her şey titreşimlerle oluşmuş- tur. Dolayısıyla negatif ve pozitif duygular, yiyecekler, kişiler, ortamlar varsa yüksek veya düşük titreşimler de vardır. Dün- yanın şu anda içinde bulunduğu savaş, yokluk, nefret, kaygı, fakirlik, kıtlık durumu düşük titreşim bilincinin ürünüdür. “Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin” adlı kitabımda bahset- tiğim metotları sistematik ve bilinçli bir şekilde uygulayarak kişisel titreşiminizi yükselterek frekans boyutunuzu değiştire- bilirsiniz.
Titreşimle gelen değişim
Zaten bir süre sonra titreşim, frekans gibi kavramları sıkça duymaya başlayacağız. Çünkü dünya ve insanlık bilinç boyutu değiştiriyor. Titreşimler yükseldikçe bilinç boyutu da yükseliyor. Kişisel titreşiminizin yüksek olması sizi dünyadaki cennete taşımakla birlikte insanlığı yukarıya çekecek bir bilinç boyutuna taşır.
En eski şifa yöntemi
Dünyanın en eski ve en kuvvetli şifa metotlarından biri, aro- materapide kullandığımız öz yağlar, titreşimleri çok yüksek doğal malzemelerdir. Hem titreşimimizi yükseltmek hem de bütünsel boyutta şifayı hayatımıza almak için aromaterapiyi kullanabiliriz.
Basit bir nefes çalışması
Titreşiminizi yükseltmeniz için sizinle basit bir nefes çalışması paylaşıyorum. Ayakta derin derin nefes alırken başınızın tam orta üstünden yukarıya bir gümüş ışığın yukarıya çıktığını
ve en üst yerde oraya bağlandığınızı hayal edin. Aynı şekilde orta boşluktan yeryüzüne doğru altın bir ışığın gittiğini, yeryüzünün merkezine kadar indiğini hayal edin. Tam nok- taya varınca oraya çapa attığınızı gözünüzün önüne getirin. Şimdi yukarıya ve yere bağlandınız. Bu iki noktadan derin
ve uzun nefesler alarak kalp merkezinize kadar indirdiğinizi yine gözünüzde canlandırın. Yukarıdan aldığınız nefesi alt bölgeden yeryüzüne, yerden aldığınız nefesi baş ortanızdan gökyüzüne vereceksiniz. Böylece her nefes alıp verdiğinizde dönen bir dönüş başlatacaksınız. Bu şekilde gözleriniz kapalı, çember şeklinde hiç aralık vermeden nefesinizi alıp verme- ye odaklanın. Kendinizi zorlamayın ancak derin, sakin ve uzun nefesler olması önemli. Bu egzersizi yaparken Youtube sayfamdaki 21 günlük titreşim yükseltici çalışmamı kulaklıkla dinlemenizi öneririm.
Üç S’yi unutmayın!
Üç S’yi unutmayın. Kendine saygı, başkalarına saygı, her şeyde sorumluluk. Bu yüzden size hayatınız boyunca hizmet eden bedeninize mabediniz gibi davranın.
44


Ayşe Tolga’ya göre iyi yaşamın olmazsa olmaz 11 kuralı
İyi beslenin. Günde 2 öğün yemek yiyin. Tabaklarınızın 1 %80’i yüksek lif, vitamin-mineral içeren az pişmiş
sebzelerden, %20’si protein olabilir. En az 10 bardak iyi kalite su için.
3
5
7
9
11
6-8 saat uyuyun.
2
4
6
8
10
Sevdiğiniz 3 kişiyle 5 dakika sohbet edin.
Her gün mutlaka 1 saat yürüyün.
Haftanın 3 günü 30 dakika egzersiz yapın.
Doğayı koruyun. Mesela geri dönüşümü hayatınıza geçirin, asla plastik şişe kullanmayın, tüm çöplerinizi geri dönüştürün.
Organik beslenin.
Dünyanın en güzel şeyi karşılık beklemeden bir canlıya yardımcı olmaktır, o yüzden hep iyilik yapın.
Zihninizi temizlemeyi öğrenin. Meditasyon, nefes, yoga yaparak zihninizi boşaltın.
Aile önemlidir, her gün en az bir öğünü yemek masasında ailenizle birlikte yiyin.
Ayşe Tolga kimdir?
Oyunculuğuyla tanıdığımız Ayşe Tolga, 2004’te Tayland Chiva Som Spa’da spa yöneticiliği, Londra‘da ITHMA’da klinik aromate- rapi, Çin tıbbı, anatomi ve fizyonomi, masaj terapileri eğitimi, Pro- vence’da parfümcülük eğitimi aldı. Cilt ve vücut bakımı konusun- da eğitim alarak uzman estetisyen oldu. Aynı dönemlerde Aisha Aromaterapi üzerine çalışmaya başladı. Kurucusu olduğu Aisha Aromaterapi Ürünleri Türkiye’nin ilk aromaterapi kozmetiği marka- sıdır. 2007’de kurduğu Aisha’da saf aromaterapi yağları, anne ve bebek ürünlerinin satışının yanı sıra, klinik aromaterapist olarak yüzlerce kişiyle çalıştı, halen Etiler’de açtığı İyi Yaşam Merkezi’nde bütünsel sağlık koçluğu hizmeti veriyor. Ayrıca “Ayşe Tolga ile 8 Haftada Değişim”, “İyilik Sende”, “Titreşimini Yükselt Hayatın Değiş- sin” kitaplarının yazarıdır.
45


KARİYER ÖYKÜLERİ
İşini severek yapmanın getirdiği başarılar
Hiç şüphesiz başarılı bir kariyerin olmazsa olmazıdır işini sevmek. Her daim bilgileri tazelemek, yepyeni projeler üretmek ve gelecek nesilleri yetiştirmek işin ne kadar sevildiğinin kanıtları arasında.
İGSAŞ Elektrik Formeni Tayfun Yamak
Sürekli öğrenmenin önemi
İGSAŞ’ta çalışma hayatıma elektrik teknisyeni olarak başladım. Eski kompoze gübre
üretim tesisi start-up ve yeni kompoze gübre üretim tesisi-
nin kuruluşundan üretime başlamasına kadar bu
görevime devam ettim. Ayrıca amonyak, üre, paketleme ve liman
ünitelerinde elektrik teknisyeni olarak çalıştım. Aralık 2006,
unutamadığım bir yıldı. 12 yıl beraber
emek verdiğimiz çalışma arkadaşlarımla
ayrılmanın üzüntüsünü yaşamıştım. Baharda çiçekler açarken doğa nasıl canlanıyorsa
Haziran 2008’de İGSAŞ’ın bacasının yeniden tütmesi ve üretime başlamasıyla öz-
lediğim çalışma arkadaşlarıma kavuştum. 2017’de elektrik formeni unvanını aldım.
15 yılı Yıldızlar Yatırım Holding bünyesinde olmak üzere 26 senedir İGSAŞ ailesinin içindeyim. Bu süreçte İGSAŞ’ın her ünitesinde tecrübe edindim. Güncel teknolojik geliş- meler kapsamında yapılan projelerin de devam etmesiyle öğrenmeye devam ediyorum. Fabrikaya yeni başladığım- da ustalarım bana, “Bu fabrikada bir eleman üç senede yetişir, beş senede usta olur.” demişlerdi. Kendime öğüt edindiğim bu sözün önemini benden sonraki arkadaş- larımla paylaşmayı ihmal etmiyorum. Tüm tesiste artık gelenekselleşen arkadaşlık ilişkileri sebebiyle çalışma ar- kadaşlarımın tamamıyla rahatlıkla iletişim kurabiliyorum. İGSAŞ kültüründe bilgiyi kıskanmak yoktur, herkes bilgi paylaşımına açıktır. Ben de bu felsefeye uyarak çalışma hayatım boyunca edindiğim tecrübeleri iş arkadaşlarıma aktarmaya özen gösteriyorum. İş arkadaşlarımla yapıla- cak işler hakkında sık sık fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bunun hem tesise hem arkadaşlarıma hem de kişisel gelişimime katkıda bulunduğuna inanıyorum.
46


Yıldız Entegre Çevre Yetkilisi Şerafettin Saim
Başarıyla gelen ödüller
Yıldız Entegre’yle 2012’de Akhisar Yonga Levha Tesisi için verilen Çevre Mühendisliği ilanına başvurmamla yolumuz kesişti. Çalışma hayatım boyunca birçok farklı pozisyonda görevlendirildim. Çevre mühen- disliğinin yanı sıra, kalite kontrol mühendisi, İSG sorumlusu, kalite yönetim sistemleri sorumlusu olarak da görev yaptım. Yıldız Entegre’nin faaliyet- lerini sürdürülebilir çevre felsefesiyle yürütmesi Çevre Birimi’ne ciddi sorumluluklar yüklüyor. “Ağacın İzinde” felsefesinin gerekliliklerini sağlamak için ham madde yönetiminden başlayarak üretim esnasın-
da ve sonrasında oluşan atıkları ve diğer çevresel etkilerin verimli kullanımını düzenleyecek ya da bunları kontrol altında tutacak projeler geliştiriyoruz. Önleyici faaliyetlerle, süreçlerimizi çevreye etkisi or- tadan kaldırılmış olarak yürütüyoruz. Geliştirdiğimiz projeler, şirketimizin çevre giderlerini minimize ede- rek veya ortadan kaldırarak ek maliyetlerin oluşması önlüyor. Bu, Yıldız Entegre’nin çevre politikasının yerine getirilmesi için bir gereklilik olduğu kadar, çevre prestiji için ön plana çıkan bir olgu.
Çevre birimi olarak “Ağaç Sanayisi Üretiminde Madde Akım Yönetimi ve Yıldız Entegre Uygula-
maları” projesini 2015’te hayata geçirdik. Sürekli geliştirdiğimiz proje, birden fazla alt projeyi barın- dırıyor. Projenin en önemli özelliği tek bir
sektör, süreç için değil, tüm sektör ve
süreçlere kolay entegre edilmesi ve uygulanması. Bu da birden fazla sektörde faaliyet gösteren
Yıldızlar Yatırım Holding
için doğru bir proje olma
özelliğini ortaya koyuyor.
“Atık varsa sorun vardır”
teması çerçevesinde ge-
liştirilen proje, bütünleş-
tirici çözümler sunuyor.
Projemiz 2017’de Kocaeli
Sanayi Odası Şahabettin
Bilgisu Ağaç ve Ağaç Ürün-
leri Sektörü Çevre Ödülü’n-
de birinciliğe, 2018’de İstanbul
Sanayi Odası tarafından Büyük
Ölçekli İşletme Çevre Dostu Uygu-
lama Projesi Jüri Özel Ödülü’ne layık
görüldü. Yönetim kurulumuzun verdiği Başarı Takdirnamesi de benim için önemli bir anı oldu.
Yıldız Demir Çelik Bakım Müdürü Murat Çaklılı
Öğretirken öğrenmek
Yıldız Demir Çelik’le yolumuz Şubat 2015’te kesişti. Gö-
rüşmelerin ardından o zaman Yıldız
Demir Çelik yatırımının yapılması
planlanıyor- du. Mart
sonlarına doğru işe başladım. Buraya
geldiğim- de Yıldız
Entegre’yi biliyordum
ama işin içine girdikten sonra daha önce çalıştığım yerlerden çok farklı izlenimler elde ettim. Bize ve- rilen değeri gördükçe ne kadar büyük bir firmada çalıştığımı bir kez daha anlıyorum. Türkiye’nin sayılı şirketlerinden birinde görev yapıyor olmak bana gurur veriyor. Kurum kültürünün iyice yerleşmesiy- le de Yıldız Demir Çelik’in dünya çapında bir şirket olacağına inanıyorum.
Tüm çalışma arkadaşlarıma eşit davranmaya, bildiklerimi onlara aktarmaya çalışırken onlardan çok şey öğreniyorum. Çalışanları gibi genç olan Yıldız Demir Çelik’te çalışacak olan ve çalışan genç arkadaşlarımıza gelecek kariyer planlaması ve tec- rübelerini geliştirecek imkanları sağlayan şirketimiz, kariyerlerindeki ulaşabilecekleri en yüksek noktala- rın fırsatlarını da sunuyor.
To read a brief summary in English, please go to page 56. 47


HOBİ
Bir motivasyon kaynağı olarak doğa
Yoga ve yürüyüş gibi meditasyon pratiklerini doğanın kucağında gerçekleştirmek bedenin ötesinde öze dönmeyi hedefliyor. Hem zihnin hem de evrenin dilini de çözmeye ne dersiniz?
Tüm canlıların doğanın bir parçası olduğunu ve ancak hep birlikte bir bütünlük elde edilebildiğini tekrar hatırlamak, meditasyonun temeli. Doğada gerçekleştirilen bir yürüyüş, yoga veya yalnızca ses- sizlik içinde oturma eylemi düşünceleri gözlemle-
mek için bir fırsat. Doğanın sunduğu temiz hava ve hiçbir yapaylık barındırmayan sesler, vücudu kendiliğinden esnetmeye yetiyor. Bu da demektir ki doğada olmak başlı başına bir terapi. Herkes için farklı deneyimler sunan meditasyon, hobi olarak hayatın bir parçası haline getirildiğinde stresle bağlantılı hastalıkların riskini de en aza indirerek yaşam kalitesine destek veriyor. Açık havada hareket halinde olmak rutin işlerde verimliliği artırıyor, konsant- rasyon sorununa iyi geliyor, motivasyonu yükseltiyor ve sakinliğin korunmasını sağlıyor. Kendine alan yaratmak isteyenler, doğada nefes almanın gücüne inananlar uygun meditasyon pratiğine ulaştıkları an bundan vazgeçmek istemeyeceklerdir.
48


Click to View FlipBook Version