The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by erenaslan08, 2017-01-20 06:37:01

KÜLTÜR ATÖLYESİ II

149


















fazladır. Ortalama 250 bin nüfusu harika bir manzara
olan bu şehirde, 3 tane üniversite karşısında kahve
bulunmaktadır. Bunlar; Christian- yudumlamak burada
Albechts- Universität zu Kiel kısa öğrenci olmanın
ismiyle CAU, Fachhochschule Kiel ve en keyif i yanını
Muthesius Kunsthochschule (sadece oluşturmaktadır.
müzik, resim ve oyunculuk gibi sanat
dallarının eğitiminin verildiği bir Erasmus bir insanın
üniversite) ‘dir. kendini geliştirebilmesi,
vizyonunu genişletebilmesi
Fachhochschule’nin normal için en büyük şans hiç
üniversitelerden farkı, teorik derslere kuşkusuz. Bu gibi artılarının
ek olarak uygulamalı derslerin yanında yabancı dil pratiği yapma
vermesidir. Zaten tam Türkçe karşılığı olanağının da bulunması son derece
da “Uygulamalı Bilimler Üniversitesi” önemli. Tamamen farklı ülkelerden, Almanca’yı başlangıç seviyesinde
dir. Bu tür üniversitelerde genellikle farklı kültürlerden gelen öğrencilerle öğrenebilme olanağı söz konusu
mühendislik, mimarlık gibi uygulama sürekli birlikte olmak, öğrencinin olmaktadır. Ben de gitmeden bir ay
ağırlıklı bir eğitim verilmektedir. Ben yabancı dilini daha da geliştirebilme önce 60 saatlik bir hızlandırılmış
Fachhochschule, FH Kiel’de eğitim fırsatını sunuyor. Almanca kursu aldım. Hakikaten
gördüm. çok faydalıydı. Almanya’ya gittiğim
İstanbul Kültür Üniversitesi ilk gün birçok kez kaybolmam
Fotoğraf 2’de görüldüğü üzere, Kiel Almanya’ya ve Avusturya’ya Erasmus sonrasında yolları sorup, tarif eri
Kanalı’nın hemen bitişiğinde bulunan programıyla gidecek öğrencilerine anlayabilmeyi bu kurslara borçluyum.
müthiş manzaraya sahip olan bir Almanca Dil Kursu’nu ücretsiz olarak İyi bir Almanca temelinin ardından
üniversite… Okulun yemekhanesi vermektedir. Bildiğim kadarıyla bunu Kiel’e gittiğimde, Uluslararası Of s
olan Mensa hemen sahile bağlanmakta yapan nadir üniversitelerden biri… de oryantasyon dahilinde bizlere
ve öğle yemeklerinden sonra Böylelikle bizlerin Erasmus’tan önce, Almanca kursu verildi. 3 haf a
süren bu yoğunlaştırılmış kursta;
Almancamı ilerlettim ve bol bol
Alman hocalarımla birlikte pratik
yaptım.

FH Kiel’de gerek uluslararası of s
çalışanları, gerekse hocalar son
derece donanımlıydı. Erasmus
Koordinatörlerimiz bizlerle birebir
ilgilenerek, tüm sorunlarımızı
çözmeye, bize her anlamda destek
olmaya çalıştılar. Bu açıdan üniversite
ortamında yabancılık çekmediğimi

150


















söyleyebilirim. Onlar, beni kendi
üniversitemdeymişim gibi hissettirdiler.
Uluslararası of s, şehir içinde ve
şehir dışında pek çok etkinlik ve
gezi düzenledi. Böylelikle Berlin,
Hamburg ve Lübeck gibi birbirinden
güzel şehirleri keşfetme fırsatını da
buldum.

Kiel’de yaşamanın en güzel
yanlarından biri de hiç şüphesiz ki
(Kieler Woche) Kieler Woche Kiel
haf ası anlamına gelen festivaldir.
Geleneksel olarak haziran ayının
ikinci ya da üçüncü haf ası yazın
gelişini kutlamak amacıyla tüm
şehirde yapılan Almanya’nın en
büyük festivallerinden biridir. Tam
bir haf a sürmektedir. Ve dopdolu bir
programdır. Diğer ülkelerden gelen
arkadaşlarımla konuştuğum kadarıyla
çoğu Avrupa ülkesinde böyle bir
festivalin varlığı söz konusu değil,
Bu festivalin diğerlerinden ayırt edici
özelliği, bir haf a boyunca tüm şehirde etmekteydiler. Müthiş gösteriler büyük bölüm Türklere aitti.
devam eden bir etkinlik olması. Evet, sergilediler. Biraz şehrin içine doğru
tüm şehirde… Norveç’ten bu etkinlik ilerlediğimizde ise, Hauptbahnhof’da Kısacası Kieler Woche festivali,
için özel gemiler kalkmakta ve pek (ana tren garının olduğu yer; şehir Erasmus’a eğlence dolu bir haf a
çok misaf r gelmektedir. Almanya’nın merkezi) kocaman bir konser alanının daha kattı. Erasmus programı da
diğer şehirlerinden gelen insanların kurulu olduğunu gördüm. Gerçekten genel itibariyle bana pek çok artı
sayısı da oldukça fazlaydı. Her zaman çok kaliteli bir müzik ziyafeti içinde kattı. İmkânı olan herkese tavsiye
sessiz, sakin ve huzur dolu olan Kiel’ı, Erasmus grubumuzla harika anlar edeceğim; hem eğlenip hem de
o haf ada hiç olmadığı kadar hareketli yaşadık. Festival sadece bir açık hava eğitim alabileceğiniz, döndüğünüzde
gördüm. Geceleri çadırlarda kalanlar konseriyle sınırlı değildi. Hemen kendinizi farklı bir insan olarak
bile vardı. Dünya’nın en büyük hemen her sokakta ayrı bir sahne görebileceğiniz bir program…
yelken yarışması Kieler Woche’de vardı. Hepsi birbirinden güzeldi. Umarım isteyen herkes, bu
bu dönemde düzenlenirmiş. Deniz Dev bir lunapark kurulmuştu, çeşit programdan yararlanabilme şansını
kenarında her zaman olduğundan çeşit hediyelik eşya standları ve her yakalar.
çok daha fazla yelkenli vardı ve ülkenin kültürünün ve yemeklerinin
birbirleriyle kıyasıya mücadele tanıtıldığı bölümler vardı. Haliyle en Ayça Tezeken

151










GEZİ-YORUM
Derya Ergün, Gizem Yılmaz > İKÜ İletişim Sanatları Bölümü Öğrencileri









TAKSİM SANAT
SAYFALARINI ÇEVİRİN…

Arter, 2010 yılında Vehbi Koç
Vakfı’nın projesi olarak açılmış bir
sanat galerisidir. Birbirinden güzel cornucopia.net
birçok sergiye ev sahipliği yapmış olan Katılıma açık olan bir diğer yapıt ise,
Arter, İstiklal Caddesinde gezintiye Alwin Reamillo’nun kuyruklu piyano
çıkan herkesin mutlaka uğraması eseridir. Babasının da yardımıyla
gereken bir mekan olarak varlığını sanatçı bu piyanoyu kendi elleriyle
sürdürmektedir. yapmıştır. Bu piyanonun yapılışını
hemen yanında bulunan led ekranlar
Dergimiz için Arter’e yapmış sayesinde izleyebilmekteyiz. Bu
olduğumuz bu ziyaretimizde ise, eserin en güzel yanı ise, ziyaretçilerin
Güney Doğu Asya’dan Çağdaş bu piyanoyu çalma şansına sahip
Sanat “Göçebe Bakış” adlı sergiyle olmasıdır.
karşılaşıyoruz. Bu sergide sıradışı
bulduğumuz eserleri yazımızda Sergide bulunan bir diğer etkileyici
sizinle paylaşacağız. yapıt ise, “Sindirim” adlı kumaş
parçalarından oluşan, tavana
İlk olarak serginin vitrininde bizleri tutturulmuş, görüntüsü bağırsağı
Singapur’lu sanatçı Lee Wen’in andıran eserdir. Kamboçyalı Srey
katılıma açık işlerinden birisi olan Bandaul bu yapıtında, evrim ve süreç
“Yuvarlak Masa Tenisi” karşılamakta. kavramlarına gönderme yapmıştır.
Bu eser, izleyicileri zaman ve mekan Bu eserin yapım aşamaları da duvara
içinde eylem halinde bir araya yansıtılmış projeksiyon sayesinde
getirmeyi başarıyor. İzleyiciler ziyaretçilere izletilmektedir.
raketlerini alarak oyuna dahil olma
fırsatını yakalayabiliyorlar bu eserde. Birinci kata çıktığımızda ilk
dikkatimizi çeken ilk teser ise
İkinci olarak karşımıza çıkan palyaço Singapurlu Jason Lim’in yapmış
kafaları dikkatimizi çekiyor. “Politik olduğu “Son Damla” adlı çalışmadır.
Palyaçolar” adlı eser, Endonezyalı Bu eser, 2005 yılında başlayan ve hala
Heri Dono tarafından yapılmış ve devam eden bir performans serisinin
Endonezya toplumunun sorunlarına parçası. Eserde masanın üstünde
dair görüşlerini ve siyasi eleştirilerini bir sandalye ve yanlarında değişik
sanatçı bu biçimde ifade etmiştir. şekillerde, değişik boyutlarda dizilmiş

152


















bardaklar bulunmakta. Bardakların
kimisi kırık, kimisi ise devrilmiş
şekilde bizlere günümüz hayatının
gerilimleri ve kırgınlarının anlatmaya
çalışıyor bu anlamda.


Birinci katta sola doğru
ilerlediğimizde ise kendimizi bir
sınıfın içerisinde buluyoruz. Taylandlı
sanatçı Suree Kuvanichayanont’un
“Tarih Dersi” serisinden alınan, 23
sıradan oluşan, karşısında iki adet kara
tahta bulunan eser bizleri karşılıyor.
Tahta sıraların üstü, kazınmış yazılar,
resimler ve çiziklerle dolu. Eser
gerçekten de çok etkileyici ve biraz
da ürkütücü yapısıyla ziyaretçilerine
ilginç dakikalar yaşatmayı başarıyor. Yine ikinci katta tahta bir yükseltinin
üstüne konmuş terliklere gözümüz
Sağa doğru ilerlediğimizde ise, çarpıyor. Yaklaştıkça bu terliklerin
ulusal gücün simgesi olan paraların sıradan olmadıklarını farkediyoruz.
çerçevelenmiş bir şekilde, tüm duvarı Josephine Turalba’nın katılıma dayalı
kapladığını görüyoruz. Vu Dan Tan’ın bir yapıtı olan “Skandallar” adlı bu eser,
bu eseri, bazı ülkelerin banknotlarına estetik olarak çekici ancak acı verici
kendi bakış açısıyla çizmiş olduğu bir eser olarak zihinlerde yer ediyor.
resimlerden oluşuyor.
Bu acının sebebi ise terliklerin boş
mermi fişekleriyle yapılmış olması.
İkinci kata çıktığımızda bölmeli Sanatçı bu eserinin sömürgecilikle
bir odayla karşılaşıyoruz. Odaya bağdaştırıyor ve bu terlikleri giyen
girdiğimizde bir masa ve masanın insanların fotoğraflarını çekip sergide eseri seçkin sınıflara gönderme
üstünde bulunan, defter, lamba, bizlere gösteriyor. yapmayı başarıyor.
biblolar olduğunu görüyoruz. İlk
bakışta masanın yanında bir ayna Üçüncü ve son kata geldiğimizde, Göçebe Bakış sergisi 18.09.2014 -
varmış gibi hissediyorsunuz ancak farklı renk ve modellerde, tenekeden 04.01.2015 tarihleri arasında Arter’de
dikkatli baktığınızda ayna gibi duran yapılmış taçlar dikkatimizi çekiyor. ziyaretçileriyle buluştuktan sonra
yerin başka bir bölme olduğunu Bu taçları denemek ve fotoğraf başka bir sanat galerisine yol almak
farkediyorsunuz ve o bölmede de çektirmek serbest olduğundan üzere kapılarını kapattı.
aynı eşyaların olduğunu, bir yansıma bundan biz de faydalanıyoruz. Isabel
efektinin o eşyalarla gerçekleştirilmiş ve Alfredo Aquilizan’ın “Müşterek/
olduğunu anlıyorsunuz. Servet: Başka Bir Ülke Projesi” adlı Derya Ergün, Gizem Yılmaz

153

































































#özgecanaslan

154






BU BİR DAVETTİR!


Her şeyin bir yana dağıldığı anlar vardır ya hani… Bütün unvanlarınz, yaptığınız işler, okuduğunuz okullar, her şey
bir anda yerle bir oluverir. 13 Şubat Cuma da öyle bir gün oldu benim için. Bir haber duydum, sonra okudum, sonra
izledim… Doğru olduğuna inanmak istemedim, öfkelendim, kızdım, kırıldım, incindim. Gerçekti… Yüzleşmekten
utandığımız, korktuğumuz ve ne yazık ki her seferinde unuttuğumuz bir gerçek…. 20 yaşında üniversiteden evine
dönen gencecik bir insan… Bir dolmuşa biniyor ve sonra… Sonrası var mı ? Yok! Bir sonrası yok, bir sonrası olamıyor.
20 yaşında gencecik bir insanın evine, yuvasına, anne-babasının kanatlarının altına doğru çıktığı yol, sonu oluyor.
Kim, nasıl yapabilir bunu ?
Bir evlat, 2 kız kardeşle büyümüş bir kadın, 2 kız çocuğu annesi, en önemlisi de bir insan olarak, ben bunun cevabını
veremiyorum. Yaşım, eğitimim, yöneticiliğim, okuduğum, gördüğüm, bildiğim bu cevabı vermeye yetmiyor. Sorup
duruyorum kendi kendime, günlerdir… Bir eve böyle bir haber nasıl gider ? Kendimi bu haberi veren komşunun,
polisin, avukatın, doktorun yerine koyuyorum, boğazım düğümleniyor. Bir evde böyle bir acı nasıl yaşanır ? Ertesi gün
öğretmeni bu gencecik öğrencinin kağıdına ; arkadaşı, onunla birlikte girdiği sınıfa, okulun kapısına nasıl bakar, ne
düşünür ? Empati kurmaya aklım, kalbim yetmiyor. Zor, tahayyül ötesi… Başka bir şey yapmalı , bir şey gelmeli elden!
Unutmamak, unutturmamak gerekiyor artık. Bir zihniyet devrimi gerekiyor.
Şiddetin kadın-erkek meselesinden öte bir sorun olduğunu kavramak zamanı çoktan geldi ve hatta geçiyor.
Herkesin, kadın ya da erkek hepimizin şapkamızı önümüze koyup düşünme zamanı şimdi. Ne yapıyoruz Nasıl karşı
koyuyoruz ? Nerede yanlış yapıyoruz bir düşünmek lazım. Korkarak korunmak çözüm değil. Çocuklarımıza,
gençlerimize “evden çıkma”, “erken dön”, “aman yalnız dolaşma demekle”, aşılmaz bu mevzu.
Şiddet artık bir evin, bir sokağın, bir şehrin, bir ülkenin mevzusu değil. Şiddet; mağduru sadece kadın.
Faili ise sadece erkek olan bir olay da değil. Şiddet bir gerçek. Şiddet kadın, Erkek, çocuk, genç, yaşlı demeden herkesi
hedef alabilecek, dolu bir silah. Kimin elinde olduğu da belli değil. Hangimizi vuracağı da. “Kimseye güvenme” ,
“kimseyle konuşma”, “kimseye bakma”, “gördüğün zaman çevir başını, aman sen karışma” telkiniyle de olmaz, yürümez
bu iş. Kadına bağırmayı, dövüşmeyi, biber gazı taşımayı önermek ya da öğretmek de değil çözüm.
“Gece çıkmasaydı”, “karanlığa kalmasaydı”, “mini etek giyinmeseydi”, “bacak bacak üstüne aymasaydı” diyenlerin sözüne
bakmakla da olmayacak. Biz İstanbul Kültür Üniversitesi olarak 3 yıl önce Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları
Uygulama ve Araştırmaları Merkezimizi kurduk. Yeri geldi şiddete hep beraber hayır dedik, yeri geldi imza verdik ,
söyleşiler yaptık, eğitimler düzenledik. Fakültelerimiz ayrı emek verdi, merkezimiz ayrı, yayınevimiz ayrı…
Peki sonuç ?
Sonuç, ortada. Sonuç, bugün geldiğimiz nokta! Demek ki yetmiyor, demek ki daha fazlası gerekiyor! Kadına şiddet
kimin yüreğini titretip, boğazını düğümlediyse, kime kendisini çaresiz hissettirdiyse işte o , bizim Toplumsal Cinsiyet ve
Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezimizin bir üyesidir.
Merkezimizin yeri belli İstanbul Kültür Üniversitesi. Merkezimizin adresi açık: [email protected] .
Eleştirelim, sorgulayalım, düşünelim, üretelim. Bu bir açık davettir.
Çünkü bir zihniyet devrimi lazım artık bu konuda, bütün dünyaya.
Unutmamak ve unutturmamak için. Çünkü şiddet ne kadının ne erkeğin meselesi.
Sıfırdan başlamalı gerekirse. Ana sınıfından değil ana karnından, ana-baba kucağından başlamalı insan hakları bilinci.
Şiddete karşı bir kültür ve eğitim seferberliği olmalı. Çocuğu, genci, yaşlısı, hukukçusu, doktoru, öğretmeni, politikacısıyla
birlikte… Köyden kente, ülkeden dünyaya…

Hemen şimdi!
Aksi takdirde…
Aksini düşünmek dahi istemiyorum.

Dr. Bahar Akıngüç Günver
İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı

155

156

157

158





%&3Ý/-&.&4Ý/& eÛ3&/.& .Ý4:0/ .6 1"3" .*
0LVM &ÜJUJNJOEF %zOÚN fOJWFSTJUFMFSJ ,BWSBNBL
:BSBUBCJMFDFL #BTJU #JS :FOJMJL #VSUPO " 8FJTCSPE +FGGSFZ 1 #BMMPV
,JFSBO &("/ &WFMZO % "TDI
Çeviren: "ZUM e;&3 Çeviren: "ZÚÎO ",:03
²%FSJOMFNFTJOF eÜSFONF FÜJUJN LBMJUFTJOJ ZLTFMUNFL BNBDÎZMB BOBPLVMVOEBO ²)BSJLB CJS LJUBQ fOJWFSTJUF JEBSF TBOBUÎ IJmCJSJ EJÜFSJOF CBTLÎO LBMNBZBDBL ÚFLJMEF
CBÚMBZÎQ MJTFZJ EF LBQTBZBDBL CJmJNEF UBTBSMBONÎÚ DFTVS WF IBSFLFUF HFmJSJDJ CJS LB[BOm BSUÎSNBLMB BLBEFNJL IJ[NFU BSBTÎOEB EPÜSV EFOHFZJ CVMVZPS #JSJOEF OJWFSTJUF
NGSFEBU ZFOJMJÜJOJ BOB IBUMBSÎZMB BLUBSÎZPS ,JUBCÎO LJMJU GJLSJ IJm LVÚLVTV[ DJEEJZFUMF UBNBNFO CJS OJWFSTJUF PMNBLUBO mÎLÎQ TBEFDF CJS JÚMFUNF PMVSLFO EJÜFSJOEF JGMBTB
UBSUÎÚÎMNBZÎ WF V[VO V[VO EFOFONFZJ IBL FEJZPS 4BEFDF CV HFSFLmFZMF CJMF CV TSLMFOFCJMJZPS 1JZBTBEB OJWFSTJUFMFSF WFSJMFO NFWDVU zOFN EÚOMEÜOEF mFÚJUMJ
BOMBNMÎ zOFSJZJ CUO EÚODFMJ FÜJUJNDJMFSJO EJLLBUJOF TVOBSÎN ³ LB[BOm LBZOBLMBSÎOÎO WF CVOMBSÎO OJWFSTJUFOJO EBIB VMWJ PMBO HzSFWJOJ OBTÎM FULJMFEJÜJOJO
PHILIP W. JACKSON LBQTBNMÎ WF ZBSBSMÎ CJS ÚFLJMEF JÚMFONFTJZMF UBN WBLUJOEF HFMFO CJS LJUBQ ³
Emekli Profesör, Chicago Üniversitesi DAVID BRENEMAN
$VSSZ &ÜJUJN 'BLMUFTJ 7JSHJOJB fOJWFSTJUFTJ























5&, "5*.-*, ;"3 ,*;-"3 #"Ù,"
0#"."µOÎO ÝSBO %JQMPNBTJTJ e[HWFO 4BIJCJ WF :SFLMJ ,Î[MBS :FUJÚUJSNFL
5SJUB 1"34* +P"OO %FBL 5FSBTB #BSLFS
Çeviren: .FINFU %0Û"/ Çeviren: "ZUM e;&3
²"#%µEF LJNTF ÝSBO IBLLÎOEB 5SJUB 1BSTJµEFO EBIB CJMHJMJ EFÜJM ZB EB ÝSBO JMF "#% ,Î[MBS #BÚLB HON[O EFÜJÚFO EOZBTÎOEB BMUÎ JMF PO BMUÎ ZBÚ BSBTÎOEBLJ CJSmPL LÎ[ÎO
BSBTÎOEBLJ LBSNBÚÎL UBSJITFM JMJÚLJ IBLLÎOEB POEBO EBIB ZFULJOMJLMF LPOVÚBNB[ 5FL LBSÚÎ LBSÚÎZB LBMEÎÜÎ EVZHVTBM WF GJ[JLTFM [PSMVLMBS JmJO LBQTBNMÎ CJS ZPM IBSJUBTÎ TVOVZPS
"UÎNMÎL ;BS JMMF PLVONBMÎ ³ :B[BS +P"OO %FBL ²LPSLV IJLiZFMFSJ³OF EFÜJM BOOF CBCBMBSÎ BZEÎOMBUBO WF LÎ[MBSÎOÎ
REZA ASLAN HmMFOEJSNFMFSJOF PMBOBL UBOÎZBO IJLiZFMFSF EFÜFS WFSJZPS
/P (PPE CVU (PE 5IF 0SJHJOT &WPMVUJPO BOE 'VUVSF PG *TMBN LJUBCÎOÎO ZB[BSÎ



e-posta: [email protected] .com/ikuyayinevi_edu www.iku.edu.tr/ikuyayinevi 0 212 498 45 87


Click to View FlipBook Version