The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search

Medyalab Dergisi_19.Sayı

Medyalab Dergisi_19.Sayı

editörden EDİTÖR
MESAJI

Değerli Okuyucular,

Üniversite eğitimi gençlerin kendilerini keşfet-
tikleri, geliştirdikleri ve iş dünyasına atılmalarında-
ki ilk ve önemli dönemeçlerden birini oluştur-
maktadır. Bilginin kolay ulaşıldığı ancak neyin
ne kadar doğru ya da gerçek olduğunun muğlaklaştığı
günümüzde, iletişim fakültelerinin önemi ve yetiştire-
ceği bilinçli öğrencilerin değeri de giderek artmaktadır.

Bu bakış açısıyla, Medya Çalışmaları Uygulama ve Araştır-
ma Merkezi (İSÜMED) bünyesinde hazırlanan ve fakülte
öğrencilerimizin katkılarıyla mümkün olan MedyaLab’ın
basılı olarak yayımlanacak ilk sayısıyla sizlere ulaşıyoruz.

Öğrencilerimizin röportajlar hazırlayarak, seyahat notlarını
derleyerek ya da yoğun araştırmalarla hazırladığı içeriklerle
beraber zenginleşen MedyaLab dergimiz, hem öğrencilerim-
ize içerik hazırlamanın inceliklerini öğretirken hem de kendil-
erini bilinçli, yetkin ve medya okuryazarlığı yüksek birer medya
profesyoneli olarak geleceğe hazırlamalarına destek oluyor.

Bu sayıya ulaşana kadar yayınlanan tüm sayılar için emek
harcayan ve içerik üreten tüm öğrencilerimize, stajyerler-
imize ve akademik kadromuza teşekkür ediyoruz. Oluşan
bu birikimin aramıza katılacak yeni öğrencilerle beraber
büyüyerek devam edeceğini umuyoruz. İstinye Üniver-
sitesi İletişim Fakültesi olarak öğrencimize verdiğimiz
değerin çıktısı olarak ortaya çıkan içerikleri siz okur-
larımızla paylaşmaktan ötürü büyük gurur duyuyoruz.

Arş. Gör. Tugay Sarıkaya, Editör
Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü

İÇİN

MEDYA MERKEZİ 10İletişim Fakültesi 16 26Hiç Bir Yere Ait
MEDYA ÇALIŞMALARI UYGULAMA Neden Kusursuz
VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (İSÜMED) Dekanı Prof. Dr. Güzellik Arıyoruz? Değilim(Z): Ama
Peyami Çelikcan Hala Umut Var!
MEDYA MERKEZİ MÜDÜRÜ Doç. Dr. Aybike Serttaş
DOÇ. DR. AYBİKE SERTTAŞ İletişim alanı sektörle iş Kintsugi, her mecrada her Doç. Dr. Hasan Gürkan
birliklerini öne çıkaran açıdan kusursuz olmaya Göçmenlerin hayatlarında-
EDİTÖR ve gerekli kılan alanlardır. zorlandığımız bu çağda, ki üzüntü, yalnızlık ve ya-
ARŞ. GÖR. TUGAY SARIKAYA Çünkü işin içerisinde bir bize mütevazı bir tavırla bancılaşma, bir şekilde
uygulama boyutu var. çok önemli şeyler anla- bu kitapta tartışılıyor. Bu
EDİTÖR YARD. Bu uygulama boyutunun tan Japon felsefesinin sayının teması medya ve
DOÇ.DR. HASAN GÜRKAN sektörel ihtiyaçları da yansımalarından biridir. göç olunca, filmler, özellikle
DOÇ. DR. AYBİKE SERTTAŞ karşılayacak düzeyde göç filmlerinin bu meseleyi
yapılması çok önemlidir. ele alış biçimleri tartışmaya
GRAFİK TASARIM değer.
ENES ALUÇ
32E-Sporun 36 42Cumhuriyet
YAYIN ŞEKLİ Küresel Olaylar
AYLIK- TÜRKÇE Profesyoneli
Eray Sarıkaya ile Türkiyesi’nde Nezdinde Televizyon
EMEĞİ GEÇENLER Sektör Üzerine
DOÇ. DR. MICHAEL KUYUCU Bir Söyleşi Mevlevi Ayinlerinin Mecrasının Pandemi
DR. ÖĞR. ÜYESİ NEZAHAT YÜCEIŞIK
Arş. Gör. Tugay Sarıkaya Medyatikleşmesinin Döneminde
YAREN KALKAN ALUÇ Uzun yıllar E-spor sek- Yaşadığı Reyting
töründe profesyonel olarak Kısa Tarihi Artışına Bakış
ADRESLER yer alan ve CS:GO Türkiye
[email protected] şampiyonluğu dahil birçok Arş. Gör. Burcu Sarıkaya Doç. Dr. Mihalis Kuyucu
website/med.istinye.edu.tr turnuvadan ödülle dönen Mevlevi sema ritüeli nasıl Küresel özelliği olan
Eray Sarıkaya ile e-spor böyle turistik ve popüler toplumsal olaylar medya
youtube/isümed dünyasını konuştuk. hale geldi, hatta milli bir kullanımına da çok ciddi
twitter/isümedya sembole dönüştü? etki ediyor. Ve
Bu yazıda bunun tarihine problemlerine göz
C ve problemlerine göz atacağız.
2022 atacağız.

DEKİLER

46 58
70

64 78

84 92 96

100 104
113

108 118
124

120 19202 126







Prof. Dr. Peyami Çelikcan
İstinye Üniversitesi
İletişim Fakültesi Dekanı
İle Üniversite Eğitimi
Üzerine Söyleşi
RÖPORTAJ
BÜŞRA ASLAN

İletişim alanı sektörle iş
birliklerini öne çıkaran
ve gerekli kılan alanlardır.
Çünkü işin içerisinde bir
uygulama boyutu var.
Bu uygulama boyutunun
sektörel ihtiyaçları da
karşılayacak düzeyde
yapılması çok önemli.
Bu nedenle İletişim Fakültesi
bir yandan teorik bir yandan
da pratik derslere
devam ediyor.

BA: Merhaba hocam, öncelikle değerli okurlarımız için da bu içeriği üretebilecekleri beceriyi kazandırma-
biraz kendinizden ve kariyerinizden bahsedebilir mis- ya çalışıyoruz. Çünkü her türlü medya için içerik üre-
iniz? tirken teknolojik araçları kullanarak yapabiliyoruz.
PÇ: Merhaba ben Peyami Çelikcan. İstinye Üniversi- Bunu yapabilmek için de bu araçların kullanma bec-
tesi İletişim Fakültesi Dekanıyım. Aynı zamanda da erisine sahip olmamız gerekiyor. Dolayısıyla bizim
İstinye Üniversitesi’nde eğitim ve öğretimden sorum- bütün bölümlerimizdeki programlarımız bu için te-
lu Rektör Yardımcısı olarak çalışmalarıma devam meli de sağlam oluşturacak şekilde yapılandırılmıştır.
etmekteyim. Ben İletişim alanında eğitim almış ve Bu nedenle de öğrencilerimiz daha ilk yıllarda
akademik kariyerini bu alan üzerinde gerçekleştirmiş başlayarak hemen her derste bir proje üretmek
bir akademisyenim. 1987 yılında Ankara Üniversite- ve geliştirmek gibi yoğun faaliyet içerisine giriyor.
si Basın Yayın Yüksek Okulu şimdiki İletişim Fakült-
esi Radyo, Televizyon, Sinema bölümünden mezun BA: Sizce Türkiye’deki İletişim Fakültelerinin en büyük
oldum. Ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde sorunu nedir?
İletişim Sanatları alanında daha sonra da Dokuz Eylül PÇ: İletişim Fakültesi mezunu olmanın meslek hayatın-
Üniversitesi’nde Sahne ve Görüntü alanında doktora da bir karşılığının olmaması pek çok alanda iletişim
yaparak çalışmalarıma devam ettim. Bir yandan akade- mezunu olmaksızın çalışıyor olabilmesidir. Burada bir
mik çalışmalar yaparken bir yandan da belgesel yönet- mesleki standardın olmaması, uygulanmaması önemli
menliği ve metin yazarlığı yaparak da bu alanda yapım- bir sorundur. Tabii her yıl pek çok genç iletişim eğitimi
lar gerçekleştiriyorum. Dolayısıyla akademik ilgi alanım almak için İletişim fakültelerine geliyor. Fakültelerde
içerisinde belgesel, sinema hem yönetmen olarak hem buna imkanları, kadroları, teknik alt yapıları, vizyonları
de sinema üzerine araştırma yapan bir akademisyen doğrultusunda öğrencileri yetiştiriyorlar, mezun edi-
olarak devam ediyor. Bunun dışında medya ve sinema yorlar. Sonuçta diyelim ki kamu ya da özel yayın ku-
tarihi, popüler müzik, popüler kültür gibi farklı alanlar- ruluşlunda iletişim fakültesi mezunu olmadan da bu
da da akademik ilgimi ve çalışmalarımı sürdürüyorum. alanlarda meslek icra edebilmek mümkün hale geliyor.
Yıllardır da öğrencilere İletişim ve Medya alanında- Bununla ilgili bir yasal düzenleme söz konusu değildi.
ki temel, teorik ve uygulama dersleri veriyorum. Bu 4 yıl bu alanda eğitim almış birisi ile iletişim, hukuk,
alanda çalışmaktan, İstinye Üniversitesi öğrenciler- iktisat alanında eğitim almış birisinin aynı beceriyi
ine tecrübelerimi aktarabilmekten dolayı mutluyum. gösterebilmesi mümkün olmaması gerekiyor. Biraz
medya alanı disiplinlerarası etkileşime açık olduğu için
BA: Bölümünüzde verilen eğitim ve iletişim sektörünü bu alanda bir düzenleme yapılmaması iletişim fakültesi
hakkında bilgi verebilir misiniz? öğrenci ve mezunlarını kariyer planlarında hedeflerinde
PÇ: İletişim alanı sektörle iş birliklerini öne çıkaran çok büyük bir soruna sebep oluyor. Bunun için ben yıl-
ve gerekli kılan alanlardır. Çünkü işin içerisinde bir lardır mücadele eden insanlardan birisiyim. Özellikle
uygulama boyutu var. Bu uygulama boyutunun sek- tamamen olmasa da belli bir kotanın yayın kuruluşları
törel ihtiyaçları da karşılayacak düzeyde yapılması çok için koşul olması gerektiğini düşünüyorum. Nitelikli
önemli. Bu nedenle İletişim Fakültesi bir yandan te- iletişim mezunlarının medya içerisinde yer alması, on-
orik bir yandan da pratik derslerle devam ediyor. Biz lara öncelik tanınması önemli bir konudur. Burada şu
İstinye Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki Türkiye’de tür şeyler olabilir ki belli alanlarda var bu tür düzenle-
en son kurulan iletişim fakültesi bir başka ifade ile de meler. Çalışanın belli bir oranını İletişim Fakültesi me-
en yeni iletişim fakültesi. Tabii en yeni olunca en son zunlarından olması özellikle kamu yayın kuruluşlarında-
teknoloji en son ihtiyaçlara göre de yapılandırma fır- ki Trt’de bunu yapmak daha kolay olabilir ama özellerde
satı sunuyor. Biz de bu fırsatı iyi değerlendirerek ‘’En de olması icap eder. Böyle bir düzenleme olmayınca
yeni iletişim fakültesini en dijital iletişim fakültesi’’ gibi da herkesin girebildiği, mesleği icra edebildiği bir
konumlandırdık. Ders programlarımızı da buna göre aslan haline geliyor. Bu önemli sorunu aşmanın bir yolu
hazırladık. Öğrencilerimize bir yandan içerik üretebi- yasal düzenleme diğer yolu da şudur. İletişim Fakül-
lecekleri kültürel donanım kazandırırken bir yandan tesi öğrencilerini biraz daha girişimci bireyler olar-

rak yetiştirmektir. Çünkü dijital teknolojiler bu alanda BA: Yeni teknolojik araç ve ortamların ortaya çıkması
yeni fırsatlar da sunuyor. Yani mezunlarına kendi işini iletişim disiplinin ve İletişim Fakültelerini nasıl etkile-
yapabileceği, kurabileceği, kendi medyasını oluştura- mektedir?
bileceği bir imkan da sunuyor. Girişimci bir mentaliteye PÇ: İletişim teknolojileri alanında çok baş döndürücü
sahip özellikte mezunlar vermemiz gerekiyor. Biz bu bir değişim var. İletişim teknolojileri alanındaki değişim
yanı da güçlendirmeye çalışıyoruz. Geleneksel medya gerçekten yakalamakta zorlandığımız gelişmelerdir.
odaklı bir kariyer hedefi yerine dijital medyayı da dik- Sürekli format değişiyor, format değiştikçe cihazlar
kate alan, önemseyen ve fırsatlarla öğrenciyi buluş- değişiyor cihazlar değiştikçe sizin teknik becerilerin
turan bir politika benimseyeme çalışıyoruz. Bir diğer değişip uyum sağlaması gerekiyor. Temelde benzer
sorun da eğitim ve öğretime de ilişkin sorunlardır. fonksiyonlar fakat yine de sürekli olarak her şey güncel-
Son birkaç yıldır benim de dahil olduğum bir girişimle leniyor sizin de güncellemeniz gerekiyor. Bu bir bakıma
İletişim Eğitim Akreditasyon Çalışmaları başladı. Biz insanı dinamik de yapıyor. Değişime çok daha açık hale
de iletişim fakültemizin bütün bölümlerinde standart- geliyorsun. Bu bakımdan teknolojik gelişmeler etkiliyor
ları takip edebilmek açısından akretidasyon kurallarına ama iletişim çalışmalarının da etkinliğini artırıyor. Daha
göre programlarımızı oluşturduk. Dolayısıyla da belli bir öneki dönemlerde uzmanlık gerektiren birçok işlemi
standartta eğitimi bütün fakültelerce verilmesi gere- herkes yapabilir hale geliyor. Medya sektöründe net
kir. Eğitim programları akredite edilmeli, akreditasyo- ayrılmış uzmanlık alanları giderek birbiri içine girmeye
na uygun şekilde hazırlanmalı. Bütün fakülteler bunu başladı. Dijitalleşme, dijital formatlar beraberinde bu
yaptığı oranda iletişim eğitimine de ülke çapında ulusal amatör- profesyonel standartlar arasındaki uçurumu
düzeyde bir standart gelmiş olacaktır. ortadan kaldırdı.

BA: Sizce bir İletişim Fakültesi öğrencisinde olması sadece teknik işlemlerden ibaret değil içerik üretmek
gereken yetkinlikler nelerdir? güçlü bir kültürel donanım gerekiyor. Siz insanlara bir
PÇ: İletişim eğitimi çok yönlü bir eğitim modeli gerek- mesaj vermek bir içerik üretiyorsunuz. Bu da güçlü
tiriyor. Bir yandan öğrencinin çok güçlü bir entelektüel bir hikâyeniz olmasını zorunlu kılıyor. Bir söyleyecek
birikim olması lazım diğer taraftan güçlü bir artistik sözününüz olması lazım. Dünyaya dair, yaşadıklarınıza
iğlisinin olması gerekiyor yani yaratıcılık boyutu çok dair, hayata dair, sorunlara dair, insana dair. Söyleye-
önemlidir. Entelektüel boyutu eleştirel bakışını, sanat cekleriniz varsa içerik üretebiliyorsunuz. Hangi alanda
boyutu da yaratıcılık yönünü oldukça güçlendiriyor. Bir eğitim alırsanız alın üniversitenin insana kazandırdığı
de bunun teknik beceri ile desteklenmesi gerekiyor. en büyük özellik kültürel donanımdır. Söyleyecekler-
Eleştirel düşünme, analitik düşünme problem çözme inizi önce sizin anlamanız gerekiyor ve buna dair bir
yeteneği, yaratıcı düşünme yani farklı bakış açısı ile vizyonunuzun olması gerekiyor. İçerik üretmek de bir
dünyaya bakabilme yetkinlikleri oldukça önemlidir. misyon işi. İnsanlara bir olayı aydınlatıyorsunuz gaze-
Çünkü İletişim eğitimi bir yandan da bir sanat eğiti- teci yaklaşımı ile. Ya da insanların estetik duygularını
midir. Yaratıcılığı geliştiren bir eğitim model olmak da geliştirebilecek özellikte bir estetik sanat eseri ortaya
zorundadır. Bu bakımdan öğrencilerin ders dışı zaman- çıkartıyorsunuz. Dolayısıyla bütün bunları yapabilmek
larında da kültüre ve sanatla buluşmaları, etkinliklere de eğitimi zorunlu kılıyor. Bütün dijital değişmelerin
katılmaları çok büyük önem taşıyor. bize kazandırmış olduğu bu özellikleri bir tehdide değil
fırsata dönüştürmek gerekiyor.
BA: Her geçen gün gelişen ve değişen dijital teknolo-
jiler interaktif iletişimi güçlendirmektedir. Bundan BA: İletişim fakültesi öğrencisi hangi alanlarda, ne tür
dolayı insanların gündelik yaşamlarında da değişimler firmalarda staj yapmalıdır?
meydana gelmektedir. Siz genç iletişimcilerin ge- Yer olarak değil, kurum adı olarak da değil. Ben staja
leceği hakkında neler düşünüyorsunuz? şöyle bakıyorum. En iyi staj yeri neresidir? En iyi staj
PÇ: Bu dönemin iletişimcileri bir bakıma çok şanslılar. yeri en verimli çalışabildiğin yerdir. Bu bazen çok küçük
İçerik üretebilecekleri bütün araç ve gereçlere avuçları bir işletme olabilir. Hiç kimsenin önemsemediği bir
içerisinde sahipler. Cep telefonlarını sunmuş olduğu yayın kuruluşu olabilir. Mühim olan burada şudur. Siz
dijital evren içerisinde internetin sunmuş olduğu im- staj yaptığınız yerde ne kadar sahipleniliyorsunuz, yön-
kanları da kullanmak suretiyle aslında daha çocuk- lendiriliyorsunuz. Ne kadar üretim içerisine dahil oluy-
luktan itibaren özellikle sosyal medyayı çok etkin kul- orsunuz önemli olan budur. Böyle yer bulmak önemlidir.
lanabilen becerileri geliştirmiş oluyorlar. Dolayısıyla Hedefin şu olması lazımdır. En bilinen, en popüler, en
fotoğrafın işlenmesi bile çok profesyonel iş iken diji- yıldız kurumlardan ziyade stajyere destek olan, sahip
talleşeme ile birlikte bu herkesin yapabileceği bir ile çıkan, yön gösteren, rehberlik eden, stajyerin kendisini
dönüştü. Video kurgu yapmak özel bir eğitim gerek- geliştirmesi için uygun ortamı sağlayan yerdir. Yöneti-
tirirken dijital imkanlarla bunu artık çok kolay bir şekil- ciler olarak da bize düşen görev fırsatları çoğaltmaktır.
de üniversite öncesinden de günümüzdeki gençler Farklı sektörlerle iletişim öğrencisini ilişkilendirmektir.
beceri kazanabiliyorlar. Üretimi gerçekleştirmekle Bütün bunlar düzelsin, yasalar değişsin diye beklemek
kalmıyor bir de bunu paylaşabilme imkânı değişik plat- yerine kendi alternatif ve çözümlerimizi üretmek daha
formlar üzerinden gençlere önemli birtakım fırsatlar gerçekçi bir yoldur. Medikal Park Hastaneleri, Liv Hos-
sunuyor. Yüksek öğretime gelip bu alanda eğitim al- pital bir kurum olarak sağlık sektörü iletişim öğren-
maya başlayınca artık bu temel becerilerin üstüne bir cisinin gündeminde staj için güçlü ve yaygın bir adres
şeyler ekleme durumu ortaya çıkıyor. Temel yetkin- değil. Biz buna özel bir çaba sarf ettik. Şu nedenle; bir
liklere sahip öğrenciler karşımıza çıkınca bizim de daha alternatif oluşsun. İki kurumun faaliyet alanı ne olur-
üst düzeyde yetkinlikler kazandırabilmemiz mümkün sa olsun her kurumun iletişimle ilgili belirli bir birimi
oluyor. Bu nedenle daha önceki yıllarda ancak 3. Sınıf- vardır. Sağlık hizmetlerinde de bu çok güçlü. Mesela
tan sonra başlayan uygulama çalışmaları bugün üniver- her hastanenin mutlaka bir halkla ilişkiler, kurumsal
siteye girer girmez gerçekleşme noktasına geldi. Bu iş iletişim departmanı vardır. Biz bir yandan da mezun-

larımıza bunu sağlıyoruz. Bu sene ilk defa Halkla İl- iyi performans gösteren adaylar için istihdam imkanı
işkiler ve Reklamcılık bölümü öğrencilerimiz buralarda tabii ki daha kolay ilerlemektedir.
staj yapma imkanı buldu. Şu anda 23 tane öğrencimiz
hastane grubu içerisinde stajlarını gerçekleştiriyorlar. BA: Değerli okurlarımıza, Aday İstinyelilere İletişim
Sağlık sektörüne de gidip mesleğini icra edebilsin. Sa- Fakültesini biraz daha yakından tanıtmak istiyoruz.
dece televizyon kanalları, reklam ajansları değil, koca Fakülte hakkında bilgi verebilir misiniz?
bir sektör dünyası. Bizim şöyle bir avantajımızı var İs- Bizim fakültemiz en yeni en dijital fakültedir. İçerisinde
tinye Üniversitesi olarak böylesi bir grubun parçasıyız. 4 bölümümüz var. Bu bölümlerden 2 tanesi İngilizce
Dolayısıyla öğrencimiz için staj yapma imkanı sağlay- eğitim vermektedir. Bunlar Yeni Medya ve Radyo, Tel-
abiliyoruz. O öğrencilerin bir kısmı da orada istihdam evizyon, Sinema bölümleridir. Görsel İletişim Tasarımı
edilme imkanı bulabiliyor. ile Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümümüz ise Türkçe
eğitim vermektedir. İngilizce programlarımız dolayısıy-
BA: İletişim fakültesi öğrencisi kendisini nasıl geliştir- la uluslararası öğrenci sayısı ve oranı yüksek bir
melidir, müfredatta bulunan iş birlikleriniz hangi fakülteyiz. Bu %40 %60’lık oran da fakülte ortamımızı
boyuttadır? daha uluslararası bir boyuta taşıyor. Öğrencinin ul-
PÇ: İş birliklerini sürekli geliştirmek çabası içerisind- uslararası bir network oluşturmasına fırsat sağlıyor. Bu
eyiz. Çünkü şunun farkındayız. Bir kere iş birliklerinin durumda bir proje gerçekleştirirken daha uluslararası
çok önemli üç boyutu var. Bir tanesi eğitim, öğretime bir vizyonla bakma imkanı sunuyor. Bu sene Halkla İl-
destek. Şimdi bizim eğitimimizin böylesi bir uygulama işkiler ve Reklamcılık bölümümüz ilk mezunlarını vere-
alanı olması nedeniyle mutlaka sektörün temsilcileri- cek ardından da seneye Radyo, Televizyon ve Sinema
yle iş birlikleri yaparak eğitim ve öğretimi destekleye- ile Yeni Medya ve İletişim dahil olacaktır. Görsel İletişim
cek bir ilişki gerçekleştirmemiz gerekiyor. Burada ve Tasarım bölümümüz ise geçen sene açılan yeni
özellikle dijital alanda çalışan birtakım firmalarla güçlü bir bölüm. Çok güçlü bir kadro kurduk. Bu kadroda ilk
birtakım ilişkiler kurduk. Mojo şirketiyle uzun zamandır öğrencilerini el üstünde tutarak geliştirmeye çalışıyor.
yapmış olduğumuz görüşmeler artık tamamlandı. Diji- Teorik çalışmaların yanında bir de atölyelerimiz bu-
tal teknolojiler alanında ortak bazı eğitim programları lunuyor. Bu atölyeler derslerin dışında katılıma gönüllü
gerçekleştirme projesini tamamlamak üzereyiz. Bir katılıma açıktır. Bununla şunu hedefliyoruz. Öğrenciler-
başka dijital yapım şirketiyle özellikle Virsual Produc- in ilgi alanlarını daha da derinleştirebilecekleri birtakım
tion konusundaki gelişmeleri bir yandan takip ediyoruz. konularda atölyeler düzenleyerek uygulama beceriler-
Buralarda da öğrencilerimize staj imkanı sağlayacağız. ini geliştirmeye teşvik ediyoruz. Mesela haber atölyesi
Bir yandan eğitim öğretimi destekleyici birtakım iş açıyoruz. Bizim Gazetecilik bölümümüz yok ama haber
birlikleri diğer taraftan staj imkanı ayarlıyoruz. Stajda iletişimin ayrılmaz bir boyutu dolayısıyla habercilikle

ilgilenen öğrencilerimiz bu atölyelere katılım sağlayar- siteler arasında yer almayı hedefliyor. Girişimci, ye-
ak haber yazma becerilerini de geliştiriyorlar. İsümed nilikçi üniversite endeksi içerisinde sıralamasını her
adlı dergimizde öğrenciler çeşitli çalışmalarını serg- yıl daha da yükseltmeye çalışıyor. Bu yıl her iki alanda
ileme fırsatı yakalıyorlar. Film atölyemiz var burada film da güçlü bir sıçrama yapacağımız bir yıl olacak. Çünkü
yapımına ilgi duyan öğrenciler bir araya geliyor. Her tüm birimlerimiz ile topyekün bir seferberlik halinde
dönem de öğrencilerin taleplerini dikkate alarak plan- bu hedeflere ulaşmak için yoğun bir çaba sarf ettik.
lıyoruz. Gelecek sene için bir reklam atölyesi açmamızın Dolayısıyla daha önceki yıllardan daha büyük bir sıçra-
iyi olacağını düşünüyoruz. Çünkü öğrencilerimizden ma gerçekleşecektir. Kasım ayı gibi hepimizi mutlu
böyle bir geri dönüş oluştu. Biz de çok mutlu oluyoruz ve edecek bir tablo ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.
her dönemde yeni konular ekleyerek devam ettireceğiz.
BA: Son olarak aday öğrencilere bölüm seçimleri
BA:İstinye Üniversitesi’nin stratejik hedefleri arasın- konusunda verebileceğiniz önemli tavsiyeleriniz nel-
da İletişim Fakültesi ne gibi katkılar sunmaktadır, yeri erdir?
nedir? PÇ: Alanları seçerken özellikle Z kuşağında yer
PÇ:İstinye Üniversitesi genç bir üniversite ama alan gençler açısından bunun çok önemli olduğunu
hedefleri büyük bir üniversitedir. Dolayısıyla bu hede- düşünüyorum. Çünkü bizde yıllar itibariyle kuşak-
flere ulaşmak üzere bütün akademik birimler bir katkı ları tanıdığımız için özelliklerini az çok yakından
üretiyor. Biz de kendi alanımızla ilgili olarak üniversit- bildiğimizden dolayı neleri beklediğini kestirebili-
enin araştırma, yayın ve değişik konulardaki farkındalık yoruz. İstediği bir yerde okumak, istediği bir bölümde
oluşturma çalışmalarına destek olmaya gayret ediyoruz. okumak. Çevre, aile, rehber öğretmen ne derse desin
Bu sene öğrenci projeleri çalışmalarına çok fazla ağırlık şunu kendilerine sormaları gerekiyor. Kendimizi nere-
verdik. İstiyoruz ki öğrencilerimiz özellikle bitirme pro- de daha iyi, daha verimli ve daha mutlu hissedeceğiz.
jeleri fikirleri ile Tubitak fon alabilsinler ve çalışmalarını Bununla çevremizdekilerin söyledikleri çelişebilir, pi-
geniş kapsamlı, bütçeli bir çalışamaya dönüştürsün- yasa koşulları farklı olabilir. Hiçbir alanda mezuniyet
ler. Öğrenci olarak da ödüllendirilmiş olsunlar. Hoca- ile iş garantisi sağlanmıyor. Sonuçta iş ne kadar yetkin
larımızın rehberliğinde bu fikirleri belli bir formatta ve donanımlı olduğuna kalıyor. Ne kadar donanımlı isen
hazırlayıp değerlendirmekteyiz. Şu anda Hasan Gürkan şansın o kadar artıyor. Sizi meslek hayatında, kariyerin-
ve Esra Bayhantopçu hocamız almış oldukları araştır- izde başarıya götüren şey alanın garantisi olmuyor. Siz-
ma ödülleriyle yurt dışında araştırma yapıyorlar. Birisi in meslek ile ilgili düzeyiniz oluyor, iş yapma beceriniz,
Tubitak diğeri ise İspanya Hükümeti’nden almış olduk- kişiliğiniz oluyor. Bu bakımdan verimli olabileceğiniz
ları burslar ile çalışıyorlar. Üniversitemiz kısa zaman alan hangisi ise orayı seçmeniz gerekiyor. Son olarak
içerisinde Türkiye’de araştırma alanında sayılı üniver- aday öğrencilere başarılar diliyorum.

Neden Kusursuz
Güzellik Arıyoruz?

KINTSUGI, HER MECRADA HER AÇIDAN KUSURSUZ OLMAYA
ZORLANDIĞIMIZ BU ÇAĞDA, BİZE MÜTEVAZİ BİR TAVIRLA
ÇOK ÖNEMLİ ŞEYLER ANLATAN JAPON FELSEFESİNİN
YANSIMALARINDAN BİRİDİR.

DOÇ. DR. AYBİKE SERTTAŞ



Kintsugi, her mecrada her “Teröristlerin bizi
açıdan kusursuz olmaya alışverişten
zorlandığımız bu çağda,
bize mütevazı bir tavırla alıkoymasına
çok önemli şeyler anla- izin veremeyiz.”
tan Japon felsefesinin
yansımalarından biridir. Bu yaklaşım kırılan George W. Bush, 11 Eylül saldırısı sonrası.
eşyaları atmak yerine onları onarmaya dayanır
ve aslında kusurlunun, bir öyküsü olanın daha Baudrillard’ın deyişiyle beden ruh gibi bir
güzel olduğunu söyler. Kintsugi uygulamasında fikirdir. Töz niteliği verilmiş bir nesne, ayrı-
nesneler altın, gümüş, platin gibi değerli mad- calıklı bir kopyadır ve bu haliyle kuşatılır. Es-
enlerle tamir edilir. Bu şekilde onlara ışık vur- kiden ruh neyse beden de o olmuştur; yani
duğunda ilk göze çarpan o noktalar -yaralar- nesneleştirmenin ayrıcalıklı dayanağı ve bir
olur. Bu da mecazi anlamda yaralarımızın ışık tüketim etiğinin temel söylemi (2018:174).
penceresine dönüşmesini simgeler. Baudrillard’a göre bedenin yeniden keşfi
öncelikle nesnelerden geçer. Özgürleşen
Yaşamın akışında yıpranan, dönüşen ve tek şey satın alma itkisi gibi görünür. Beden-
büyüyen öznelerin, bu süreçte sahip oldukları lerini yeniden keşfetme umuduyla kendil-
fiziksel ve ruhsal deformasyonu en etkileyici erini parfümlere, masajlara, kürlere adayan
şekilde yorumlayan bu ve benzer yaklaşım- kadınlar örneğine sık rastlanır (2018:172).
ların yanında, özellikle kitle iletişim araçları Göstergeler olarak bedenin eşdeğerliği, satın
vasıtasıyla pürüzsüzlüğü, simetriyi, orantıyı, alıp kişinin kendisiyle barışması eşdeğerliğine
güncel normlara uygun görünmeyi dikte eden, olanak tanır.
aksi durumda kadınları ve erkekleri büyük bir
mücadele içerisine atan bir sistem vardır. Bu
sistemin baş aktörü reklamlardır.

Vücut, kadının bireyselliğinin merkezi bir değerid- Tüketicilik ideolojisini tanıtmak için en önemli araç olan
ir. Reklamlarda beden birçok yönden parçalan- reklamın bağdaştırıcılığıyla medya, ürünlerin somut
mış ve detaylı olarak incelenmiştir. Yine de, kadının veya somut olmayan önemini değerlendirme mekaniz-
reklamcılıktaki görüntüsü karmaşıktır. Genel olarak, masını dengesizleştirmiştir. Reklamı yapılan ürünlere
kültürümüzde “akıl”, “ruh”, “kafa”, “öz” gibi terimlerle işaretler ve çağrışımlar eklenerek, ürünlerin değeri
tanımlanmış olan madde, onu sağlayan maddi boyu- yapay ilişkileriyle ayrılmaz bir şekilde iç içe geçmiştir.
tun üstesinden gelir. Bu nedenle, reklamların büyülü Güzel bir kadının nelere sahip olması gerektiği konusu,
dünyasında bile, kadınsı bireysellik sadece beden kadının görüntüsü ve güzellik ürünleri ile hizmetlerinin
tarafından çerçevelenebilir (Rocha,2013:7). merke- kullanımı ile ilişkilendirilmiştir (Xu,2019:2).
zi bir değeridir. Reklamlarda beden birçok yönden
parçalanmış ve detaylı olarak incelenmiştir. Yine de, Bourdieu’nun kavramsal dünyasında, tüm kültürel
kadının reklamcılıktaki görüntüsü karmaşıktır. Genel semboller ve uygulamalar sosyal ayrımları geliştirmek
olarak, kültürümüzde “akıl”, “ruh”, “kafa”, “öz” gibi ter- için ilgi alanlarını ve işlevleri içerir. Kültürel bir sembol
imlerle tanımlanmış olan madde, onu sağlayan mad- olarak güzel dişi olan kadın, kadınların güzel ten tonları,
di boyutun üstesinden gelir. Bu nedenle, reklamların vücut şekilleri, şık kıyafetler ve mizaç gibi yazılı özel-
büyülü dünyasında bile, kadınsı bireysellik sadece likler bakımından medya tarafından nasıl disiplin altı-
beden tarafından çerçevelenebilir (Rocha,2013:7). na alındığını ortaya koymaktadır. Güzel kadınlar meşru
olarak tanındığında ve kabul edildiğinde, prestij ve so-
Reklamda gösterildiği gibi kadın birey, esasen parçal- syo-kültürel ayrım sağlayan sembolik bir sermaye biçi-
anmış bir kurum olarak mevcut olduğunda, bir iç planın mi olarak işlev görürler.
inşasını ve sonuç olarak konuşmanın gerçekleştiril-
mesini olanaksız kılar. Reklamlardaki feminen kim- Reklamın sanatsal bir yönünün olup olmadığı tartışmalı
liğe sabitlenen imge, bir vücuda sahip olan sessiz bir olsa da reklamcılık bazı uygulamacılar, pazarlama
kadındır ve bu beden sözlerini yasak olsa da, nasıl araştırmacıları ve eleştirmenler tarafından sanat
kullanılacağını bilmek zorundadır. “O” nun bir özü ol- olarak tanımlanmıştır (Ogilvy 1985’ten aktaran Stern,
madığından reklamcılıktaki kadın, onun için konuşan 1990). Bütün bu kişilerin odaklandıkları nokta tüketi-
ürünlere kelimeler atar, fikirlerini ortaya çıkarır ve içsel cilerin maruz kaldıkları günlük mesaj bombardımanıdır.
benliğini ihtiyaçlar ve arzular olarak ifade eder. Sadece Reklam, bilgi vermek ve ikna etmenin yanında eğlen-
onu anlayabilirler (Rocha,2013:10). diren bir medya ürünüdür. Estetik olarak tatmin edici

diğer türlerin -şiir, oyun, film gibi- yanında Umberto Eco, “Güzel, tarihin farklı dönem-
reklam da “hoşa gidebilir.” Bunun için de reklam lerine ve kültürlere bağlıdır.” ifadesine katıl-
formatı merkeze alınarak güzellik, eğlence mamaktadır, aksine kitabında farklılıkların
ve zevk unsurları kullanılabilir (Stern,1990:71). altını çizer ve bu farklılıkların temelindeki
Bu yazıda da bu noktadan hareketle güzelliğin birliği arayıp bulmayı okura bırakır. Yazara
tıpkı sanatta olduğu reklamlarda da üzerine göre güzel; mutlak ya da değişmez değildir.
düşünülen bir kavram, şekillendirilen bir algı Güzel, tarihsel çağa ve ülkeye bağlı olarak
olduğunu varsayarak; güzelliğin alımlamasını çeşitli biçimlere bürünür ve bu durum sa-
sorgulama çabasına girmiştir. dece fiziksel güzellik için değil, Tanrı’nın veya
fikirlerin güzelliği için de geçerlidir. Binlerce
Pazarlama Unsuru Olarak Güzellik yıl içerisinde yapılan tanımlara baktığımız-
da, bazı dönemlerde en güzel en adil olandır.
Umberto Eco’nun güzelliği milat öncesin- Zaman zaman güzellik; ılımlılık, uyum ve si-
den ele almaya başlayıp günümüze kadar metri ile bağdaştırılmıştır çünkü ortak kanı
taşıdığı eserinde (2006) güzel sözcüğü genel- uyarınca doğru oranlanmış bir şeyi güzel olar-
likle beğendiğimiz bir şeyi belirtmek için kul- ak değerlendiririz (Eco,2006). Güzellik farklı
landığımız bir sıfat olarak tanımlanır. Güzel insanlar tarafından anlamı, önemi ve günlük
olan aynı zamanda iyi olanla da eştir, çeşitli yaşamda oynadığı rol açısından farklı tanım-
tarihi dönemlerde güzel ile iyi arasında sıkı bir lanır. Reklamcılığın güzellik standartlarını
bağ görülür. Modern çağda güzellik ile san- büyük ölçüde etkilediği ve özellikle kadınların
at arasındaki ilişki çok belirgin değildir fakat rötuşlu mükemmellik ve gerçeklik arasında-
tarihin başka dönemlerinde güzellik sadece ki boşluğa rağmen kendilerini modellerle
doğal şeylerin (ay ışığı, zarif bir meyve, harika karşılaştırdıkları yaygın olarak bilinmekte-
bir renk) sahip olabileceği bir özellikti; san- dir. Millard (2009) on altı kadınla derinleme-
atın görevi de yarattığı şeyleri iyi yapmaktı sine görüşme ile yürüttüğü araştırmasında,
(Eco,2006). güzellik temalı reklamlara maruz kalmanın

kadınların beden imajı, kaygı ve özgüven- yönünden ideal benlik imajları kültürlerarası bir bakış-
ine etkilerine ve bu durumun sonuçlarına oda- la incelenmiştir. 750 kadın katılımcı ile sağlıklı ve
klanmıştır. Millard’a göre (2009) ticari neden- güzellik açısından ideal kişisel imgede, kültürler arası
lerden dolayı, güzellik markalarının güzellik çeşitliliğin irdelendiği çalışmada, uluslararası reklam-
standartlarına erişilemez, böylece insanlar görünüşler- verenlerin, standartlaştırılmış güzellik kalıpları içeren
ini değiştirme umuduyla ürün almaya devam ederler. reklamlar geliştirmeden önce, ideal güzellik türünün
kültürel özelliklerini anlamaları gerektiği vurgulanır.
Dünyanın farklı bölgelerindeki kozmetik reklamlarını
inceleyen (Spyropoulou,2018) modeller arasında Trampe ve diğerleri (2010) bir ürünün veya mesajın
şu ortak özellikleri tespit etmiştir: Simetri, yüksek fiziksel olarak çekici bir modelle ilişkilendirilmesinin
yanak kemikleri, küçük burun, ince çene, gür, tem- hedef ürüne yönelik tutumu olumlu yönde etkileye-
iz ve pürüzsüz ten, beyaz dişler. Latin Amerika, ABD ceğinin genel bir kanı olduğunu, modelin çekiciliğinin,
ve Avustralya bronzlaşmış modelleri ve dolgun duda- tüketicilerin ürünün değerlendirmelerine etki ede-
kları tercih ederken Çin, Japonya, Kore ve Tayland ceğinin düşünüldüğünü söylemektedirler. Yazarlar
süt beyazı modelleri ve küçük ağızları tercih etmek- yaptıkları araştırmada, fiziksel olarak çekici modellerin
tedir. Çin, Japonya, Tayland ve Kore kozmetik ürün- hangi tür ürünlere hangi koşullar altında en etkili şekil-
lerinde yaş, Amerikan, Avrupa, Hint, Avustralya ve de eşleştirildiği ve hangi koşullarda etkili reklamcılık
Arap modellerine göre daha küçüktür. Arap ve Güney araçlarıolduklarısorusunuyanıtlamayıamaçlamışlardır.
Doğu Asya’daki kadınlar yoğun kaşları sevmektedir Buna göre, birden fazla ürün kullanılan iki deneyde, çe-
ve yapay kirpik kullanırlar. Kore, Çin ve Japon model- kici modellerin reklam etkinliğinin, “Güzel olan iyidir.”
lerinde sivri uçlu küçük yüzler vardır. Tüm ortak özel- klişesini yansıtmadığı bulunmuştur. Daha ziyade, mod-
likler simetri, doğurganlık ve sağlık anlamına gelmek- elin hedef ürün için uygunluğu ve bireylerin konu ile
tedir. Araştırmaya göre modeller arasındaki farklar, ilgili düşünmeye dâhil olma dereceleri, karar verme-
güzellik algısındaki kültürel etkileri yansıtmaktadır. de belirleyicidir (Trampe ve diğerleri,2010:1116-1117).

Bir diğer çalışma Bjerke ve Polegato’ya aittir (2006). Benzer bir çıkarım Bower ve Landreth’in (2013)
Bu çalışmada, kadınların sağlık ve güzellik yönünden çalışmasında da görülür. Buna göre reklamlara son
ideal benlik imajları kültürlerarası bir bakışla in- derece çekici modeller dâhil etmenin olumlu etkilerini
celenmiştir. 750 kadın katılımcı ile sağlıklı ve güzellik araştıran birçok çalışma, tek taraflı olarak güzelliğin

kullanımını desteklememiştir. Geçmiş araştır- işkilendirilmesinin hedef ürüne yönelik tutu-
maların aksine, Bower ve Landreth’in ulaştığı mu olumlu yönde etkileyeceğinin genel bir kanı
sonuçlar güzelliğin tüm ürün kategorileri için olduğunu, modelin çekiciliğinin, tüketicilerin
en etkili seçenek olmadığını göstermektedir. ürünün değerlendirmelerine etki edeceğinin
Nagar ve Virk’in (2017) araştırmasında ise bul- düşünüldüğünü söylemektedirler. Yazarlar
gular, kentli genç Hintli kadınların, Batı ince yaptıkları araştırmada, fiziksel olarak çekici
ideal görüntülerine maruz kaldıklarında vücut modellerin hangi tür ürünlere hangi koşullar
memnuniyetsizliği yaşadıklarını ve özgüven- altında en etkili şekilde eşleştirildiği ve hangi
lerinin azaldığını göstermektedir. Ayrıca, bul- koşullarda etkili reklamcılık araçları oldukları
gular, modeller arasındaki farklar, güzellik sorusunu yanıtlamayı amaçlamışlardır. Buna
algısındaki kültürel etkileri yansıtmaktadır. göre, birden fazla ürün kullanılan iki deneyde,
çekici modellerin reklam etkinliğinin, “Güzel
Bir diğer çalışma Bjerke ve Polegato’ya ait- olan iyidir.” klişesini yansıtmadığı bulunmuş-
tir (2006). Bu çalışmada, kadınların sağlık tur. Daha ziyade, modelin hedef ürün için uy-
ve güzellik yönünden ideal benlik imajları gunluğu ve bireylerin konu ile ilgili düşünmeye
kültürlerarası bir bakışla incelenmiştir. dâhil olma dereceleri, karar vermede belir-
750 kadın katılımcı ile sağlıklı ve güzellik leyicidir (Trampe ve diğerleri,2010:1116-1117).
açısından ideal kişisel imgede, kültürler ar-
ası çeşitliliğin irdelendiği çalışmada, uluslar- Benzer bir çıkarım Bower ve Landreth’in (2013)
arası reklamverenlerin, standartlaştırılmış çalışmasında da görülür. Buna göre reklam-
güzellik kalıpları içeren reklamlar geliştir- lara son derece çekici modeller dâhil etmenin
meden önce, ideal güzellik türünün kültürel olumlu etkilerini araştıran birçok çalışma, tek
özelliklerini anlamaları gerektiği vurgulanır. taraflı olarak güzelliğin kullanımını destekle-
memiştir. Geçmiş araştırmaların aksine, Bow-
Trampe ve diğerleri (2010) bir ürünün veya er ve Landreth’in ulaştığı sonuçlar güzelliğin
mesajın fiziksel olarak çekici bir modelle il- tüm ürün kategorileri için en etkili seçenek

olmadığını göstermektedir. Nagar ve Virk’in (2017) kadınların en son moda ve güzellik trendlerini elde et-
araştırmasında ise bulgular, kentli genç Hintli kadın- tiği çevrimiçi dergileri içeren medyada yaygın olarak
ların, Batı ince ideal görüntülerine maruz kaldıklarında gösterilmektedir. Genç Çinli kadınlara göre, moda der-
vücut memnuniyetsizliği yaşadıklarını ve özgüvenlerin- gileri, kadın ideal güzelliğinin çağdaş kültürel standart-
in azaldığını göstermektedir. Ayrıca, bulgular, bir dakika larını şekillendirmede önemli bir rol oynuyor. Batı’dan
kadar kısa bir sürede medya imajlarının, sosyal olarak etkilenmiş görünüm standartları çağdaş Çin’de hüküm
tanımlanmış ideallerin kabul edilmesine (içselleştiril- sürmektedir ve genç kadınların değişen kültürel or-
mesine) yol açabileceğini ortaya koymuştur. tamlardan gözlemlediği çağdaş görünüm standart-
larının içselleştirilmesinden kaçınmaları zor olacaktır.
Grogan (2016), çekici bireylerin daha akıllı ve ikna ed-
ici olduğunu düşünmektedir. Bu bilgiden hareketle, Medya ve Beden Algısı
photoshop ve rötuşlama ortaklığının yer aldığı mod-
ern reklamlarda kadınlar artık kusursuz ve anatomik Medyada güzelliğin temsili ve bu temsilin
olarak imkânsız bir biçimde gösterilmektedir (Gro- kadınlar üzerindeki etkileri son yıllarda daha çok sosyal
gan,2016). Bir başka araştırma kadınların reklamlarda- medya üzerinden incelenmiştir. Fardouly ve Vartanian,
ki görsellerin doğal olmadığının farkında olduklarını (2016) sosyal medya kullanımının olumsuz beden ima-
göstermiştir. Buna göre, kadınlar bir açıklama olma- jı ile ilişkili olduğunu ifade ederler. Çalışmalar, Face-
sa bile reklamlarda rötuş yapılmasını beklerler ve bu book’a kısa süreli maruz kalmanın beden imajını olum-
nedenle rötuş kullanılmayan markaları tercih ederler suz yönde etkilemediğini gösterse de yazarlara göre
(Schirmer, Schwaiger, Taylor ve Castello,2018). Seçilen görünüş kıyaslaması, sosyal medya ve beden imgesi
üç reklamın metinlerinin incelendiği bir diğer çalış- arasındaki bağlantıda önemlidir. Diğer bir çalışma self-
mada ise bu reklamların analizine dayanarak, güzellik ie (özçekim) fotoğraflar kullanılarak yapılmıştır (Mills ve
veya iyi görünme kavramlarının hatalı olduğu sonucu- diğerleri, 2018). Araştırmada seçilen kadınlar, rastgele
na varılmıştır. Bu reklamlar, insanların sahip oldukları üç deneysel koşuldan birine atanmıştır: Doğal bir selfie
güzellik anlayışını sorgulamalarını sağlarlar. Analiz ay- yüklemek, rötuşlanmış bir selfie alıp sosyal medyaya
rıca, genel olarak insanların kitle iletişim araçlarının ya da bir kontrol grubuna göndermek. Selfieleri sosyal
topluma kazandırmak istediği değişikliği kabul et- medyada yayınlayan kadınlar, kontrol grubundakilere
meye hazır olduklarını göstermiştir (Kumar,2018). göre daha endişeli, daha az kendine güvenen ve fizik-
sel olarak daha az çekici hissettiklerini aktarmışlardır.
Kozmetik ürünlerinin tüketiminde Dünya’daki en büyük Deneyde katılımcılar selfielerini alıp rötuşlayabildikler-
pazarlardan biri olan Çin’de yapılan bir araştırmada der- inde bile kendilerini kötü hissetmişlerdir. Çalışma
gi reklamlarının tüketiciyi etkilemek için kullanılırken, selfie çekmenin ve paylaşmanın kadınlar için olum-
satın alma davranışı, toplumsal cinsiyet rolleri de dâhil suz psikolojik etkilere neden olduğunu gösteren
olmak üzere sosyalleşme süreçlerine katkıda bulunan ilk deneysel araştırma olması açısından önemlidir.
kültürel mesajların aktarılmasında da toplum üzerinde
önemli bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu Marengo ve diğerleri (2018) ergenlik çağındaki gençler-
nedenle, reklam görüntüleri yalnızca kadınların güzellik le yaptıkları araştırmada ergenlerde yüksek görsell-
tanımına yönelik kültürel tutumlara katkıda bulunmak- iğe sahip sosyal medya (EYGSSM) kullanımını değer-
la kalmaz, aynı zamanda toplumdaki toplumsal cinsi- lendirmişlerdir. Çalışmada, EYGSSM kullanımı, vücut
yet rolleriyle ilgili tutumları da etkiler (Jung,2018:60). imajı endişeleri ile ilişkili çıkmıştır. Bununla birlikte
değerlendirebileceğimiz başka ilginç ve tamamlayıcı
Jung’un (2018) araştırmasının bulguları, kadın ideal bir örnek ise sosyal medya okuryazarlığının önemini
güzelliğinin çağdaş kültürel standartlarının geleneksel vurgulamaktadır. Bu örnekte de sosyal medya kullanımı
tercih ve görüşlerden farklı olduğunu göstermiştir. İnce oranı yüksektir. Kız öğrenciler, özellikle görünüm kay-
gövdeler ve Batı’dan etkilenen yüz özellikleri (örneğin, gılarını ve sosyal karşılaştırmayı onaylamakla birlikte,
keskin yüz) dâhil olmak üzere bu yeni standartlar, medya okuryazarlığı, farklılıkların takdir edilmesi ve

güven, sosyal medya ve beden imajı arasında- mesi açısından önemlidir. Araştırma, ide-
ki potansiyel negatif ilişkinin azaltılmasında al olarak sunulan herhangi bir beden tip-
yardımcı görünmüştür. Öğrenciler, bu durumun inin –zayıf, kıvrımlı ya da atletik- kadınları
olumlu ebeveyn etkisi ve destekleyici bir okul birbirine yakın oranlarda rahatsız ettiğini
ortamı tarafından beslendiğini bildirmiştir. aktarmıştır. Bu açıdan, kadınlar açısından
Sonuçlar, vücut memnuniyetsizliğinin önlen- problemin nedeni sadece zayıf olmak değil
mesine ekolojik bir yaklaşımı desteklemek- ideal olarak sunulana yakın olup olmamaktır.
tedir. Akran etkisi ergenlik dönemi boyunca
güçlense de, mevcut bulgular, ebeveynlerin “Güzellik
ve okul ortamının, kızların sosyal medya ve endüstrisinden
beden imajına ilişkin tutum ve davranışlarıy- önce kızınızla siz
la ilişkili olduğunu göstermektedir (Burnette
ve diğerleri,2017). Benzer bir bakış açısına konuşun”
sahip çalışma beden imgesi müdahalelerin-
in sadece fiziksel görünümle ilgili meseleleri Sonsöz
değil aynı zamanda ergenlerin genel aidi-
yet ve güçlenme duygularını da hedef alması Klasik pazarlama iletişiminde reklamın te-
gerektiğini vurgular (Gattario ve Frisen,2019). mel fonksiyonları içerisinde tüketicinin ürünü
veya hizmeti satın almasını sağlama, mar-
Güncel bir başka çalışmada Betz kanın bilinirliğini arttırma, markaya kişilik
ve diğerleri (2019) yaptıkları araştırma ile kazandırma, marka imajını pekiştirme gibi
ince, atletik ve kıvrımlı beden ideallerinin belli başlı fonksiyonlar vardır. Günümüzde
kadınların beden imajı üzerindeki etkilerini ise reklamı yapılan ürünlere atfedilen soyut
karşılaştırmıştır. Bu araştırma sadece zayıflık özelliklerle bağlantılı yeni ve reklamcılar
üzerine odaklanmayıp medyada kadın bede
ninin temsiline güncel bir bakış açısı getir-

tarafından doğrudan bu amaçla tasarlanmayan bir
fonksiyon ortaya çıkmıştır. Bu fonksiyon, izleyicinin
ürünün / hizmetin somut faydalarını bir kenara bıra-
karak, reklam metninin kendi algılarını değiştirme-
sine izin vermeleridir. Reklam, hedef kitlenin büyük
çoğunluğunda “ürünün / hizmetin türü ne olursa
olsun- kendi hakkında düşünme eylemi yaratmıştır
ki burada düşünülen kişinin fiziksel özellikleridir.
Reklam, içeriğinden bağımsız olarak, sinematograf-
isi, oluşturulan atmosfer ve kadın karakterler ile izle-
yenlerin estetik standartlarını belirleyen bir metne
dönüşmekte ve çoğu izleyiciye beden algısına dair
bu standartları dikte etmektedir. Hedef kitleyi ürünü
satın alma eylemine yöneltmek için tasarlanan reklam
metni, izleyicinin kendi güzelliğini tasarlamasına ne-
den olan, satıştan bağımsız bir medya ürünü halini
almıştır. Bazı izleyiciler reklamdaki kadının güzelliği ile
özdeşleştirdikleri ürünleri / hizmetleri satın almaktadır
fakat bir kısmı için reklam, sadece içerisinde yer alan
güzel kadının incelendiği bir yapımdır. Reklamlardaki
kadınlar ile reklamı yapılan ürünü özdeşleştiren izle-
yiciler için güzellik, iyi ürünü / hizmeti, işlevselliği, kalit-
eyi, tercih edilebilirliği sembolize eder hale gelmiştir.

Yazının kaynakçası derginin sonundadır.



Hiç Bir Yere Ait Değilim(Z):
Ama Hala Umut
Var!

DOÇ. DR. HASAN GÜRKAN

Eleven Kinds of Loneliness (Yalnızlığın On Bir Türü), birleştiğinde, ya bir yerleşme hissi ya da izole ve ya-
Richard Yates tarafından 1951 ve 1961 yılları arasında bancılaşma hissi yaratır.
yazılan kısa öykülerden oluşan bir derleme. Richard
Yates’in ilk kısa öykü koleksiyonu olan Eleven Kinds of Film ve göç ilişkisini daha iyi anlayabilmek için, göçmen
Loneliness, kişinin hafızasında, insanların hayatları- kimliğine sahip iki yönetmen ile yapılan bu röportajlar,
na bir dizi dokunaklı bakışlar uyandıran kült bir kitap Türk-Avusturya Göçmen Sineması’ndaki farklı kültürel
özelliğinde. Bu kitaptaki hikayelerin ise “göç” mesele- kavramların temsiline değinmeyi amaçlıyor. Kenan Kılıç
si ile dolaylı yönden bir ilişkisi bulunuyor. Göçmenlerin ve Hüseyin Tabak’ın göçmen sorunu, Avusturya’yı an-
hayatlarındaki üzüntü, yalnızlık ve yabancılaşma, bir latının içine yerleştirerek, melez kimlikler ve milli değer-
şekilde bu kitapta tartışılıyor. Bu sayının teması medya leri ön plana çıkarıyor. Kılıç ve Tabak’ın filmleri iyimser-
ve göç olunca, filmler, özellikle göç filmlerinin bu me- lik ve umutla çok kültürlülüğü, Anadolu milli değerlerini
seleyi ele alış biçimleri tartışmaya değer. ve ulusal sinema anlatısını içeriyor. Her iki yönetmenin
de filmleri Türk kültürünün geleneksel değerlerine,
Göçün sadece ulusötesi bir süreç olmadığını, aynı za- bu değerlerin Avusturya’ya yansımasına odaklanıyor
manda kırsal-kentsel bir mesele olduğunu söylemek ve Türkiye’den Avusturya’ya göçün özelliklerini işliyor.
mümkün. Bu tür herhangi bir süreç sadece sosyal ağları Filmler, Türk göçmenlerin günlük yaşamlarında Türk
geride bırakmayı değil, aynı zamanda ilk başta ve Avusturya kültürleri arasında gidip gelmelerini konu
kültürleşme süreçlerine yol açacak bir kayıp, yerinden ediniyor. Bu yönetmenlerin filmleri, göç sırasında ve
çıkma, yabancılaşma ve izolasyon hissini deneyim- sonrasında yaşanan deneyimleri gözler önüne seriyor
lemeyi de içerir. Ortamdaki bir dizi faktör, stres sevi- ve her iki kültüre de ait olmama olgusunu vurguluyor.
yeleri, stresle başa çıkma yeteneği ve kişinin kişilik
özelliklerine göre kendini köklendirme yeteneği ile Bu bağlamda bu iki röportaj, Kılıç ve Tabak’ın filmler-

inde göçmen sorunu, melez kimlikler, ulusal 1990’larda Türkiye kırsalından gelen göçmen-
ve ulusötesi değerleri yeniden düşünmeye ler de mevcuttu. Öte yandan son yıllarda Tür-
fırsat veriyor. kiye’den Avusturya’ya birçok genç eğitim için
Türkiye’den Avusturya’ya gelen göçmenleri geliyor. Bu umut verici, çünkü o gençlerle yeni
nasıl tarif edersiniz? bir Türkiye imajı oluşuyor.
Hüseyin Tabak (HT): Burada çeşitli kuşak- Türkiye’den Avusturya’ya gelen göçmenlerin
lar var. Aileler, 1960’larda ve 1980’lerde Avus en büyük sorunu nedir?
turya’ya gelen ilk aileler. Bu ailelerin çoğu HT: Avusturya’da gençlerin pek çok sorunu
vusturya hükümeti tarafından işçi olarak davet var. Türkçe konuşuluyor ve evlerinde Türk
edildi. İşçiler ve aileleri gerekli işleri yaparak televizyon kanalları izleniyor. Örneğin birçok
Avusturya’ya yerleştiler. Çocukları okullara genç Avusturya başbakanının kim olduğunu
gitti ve Avusturya hayatına entegre oldular. bilmiyor. Öte yandan, Türk aileleri Avustury-
Avusturya 1990’larda işçi alımını durdurdu; alılara karşı ayrımcılık yapıyor. “Gavur” (gay-
ancak Türkiye’den göç devam ediyordu. Tür- rimüslim) kelimesini kullanıyorlar. Umarım
kiye’den Avusturya’ya gelenler için hayat çok genç nesil bu sınırları aşabilir ve Avusturya’ya
zordu çünkü göçmenlere iş bulmak büyük bir iyi bir şekilde
sorundu. 1990’lı yıllarda Türkiye’den Avustu- entegre olabilirler.
rya’ya gelen göçmenlerin entegrasyonu daha Hiç Avusturya’daki diğer azınlıkları gözlem-
zordu. Çocuklarının Almancaya alışması leme fırsatınız oldu mu? Varsa Türkiye’den
ve okullarında liseye gitmesi mümkün gelen göçmenlerle benzerlikler ve farklılıkları
değildi. 1970’lerde ve 1980’lerde siyasi- nelerdir?
entelektüel göçmenler Avusturya’ya gelirken, HT:Eski Yugoslavya’dan gelen göçmenlerin
daha hızlı entegre olabildiğini söyleyebilirim.

Bunun ilk nedeni aynı inanca sahip olmaları. Ancak il- seliyor. Her yıl 50-60 dizi üretiliyor. Bu sayı 10 yılda
ginç olan nokta Müslüman Boşnaklar Türkiye’den gel- 500’ü geçiyor. Bu sayının 4 veya 5’i bu sorunların bir
en göçmenlere göre daha hızlı entegre olmuşlar. Türk kısmını ele alıyor ancak özgürce değil.
televizyon kanallarının bu anlamda olumsuz etkile- Güzelliğin On Par’etmez filminde bir ailenin dramı an-
diğini düşünüyorum. Örneğin uydu sistemi olmadığın- latılıyor. Öte yandan filmde Kürt-Türk meselesi ele
da ailece Alman filmleri izlerdik. Annem ve babam ana alınıyor. Bu sorun Avusturya’da yaşanıyor mu? Bu
haber bültenini Almanca olarak izlerlerdi ama şu an konuyu filmlerinizde büyük bir sorun olarak ele al-
Türk televizyon kanallarından ana haber bültenini takip dınız mı?
ediyorlar. HT: Türkiye’den Avusturya’ya gelen bir çocuğun hayatı
Filmlerinizi nasıl tanımlarsınız? nasıl değişiyor? Aslında başlangıç noktam bu oldu. Öte
HT: Sinema sinemadır. Bazı çeşitleri var elbette… yandan bu çocuğun yarı Kürt, yarı Türk olması, sorunları
Komedi, dram, gerilim vs… Ancak bir hikaye beraberinde getiriyor. Filmin tüm dertleri Aşık Veysel’in
yazarken her zaman onun hikayesine öncelik veri- türküsüyle son buluyor. Tüm önyargılar anında kaybo-
yorum. Olay örgüsünü insanların bakış açısından ifade lur. Bu çok kolay! Bir yerde barış hâkimse, kapitalist
etmeye çalışıyorum. Gerçekçi ama umut dolu. Dram, güçler iktidar olamaz. Ancak bir yerde kaos veya savaş
ama içinde çok az umut olan. varsa o kapitalist güçler, insanları şaşırtarak istedikleri
Türkiye’de yaşıyor olsaydınız, filmlerinin temaları aynı yere yönlendirebilirler.
olur muydu? Türkiye ile Avusturya arasındaki sorunları anlatan bir
HT: Türkiye’de yaşıyor olsaydım filmlerim aynı ama film çekmeyi düşünüyor musunuz?
daha politik olurdu. Türkiye’deki proleterler ve etnik HT: Evet, sanırım. Güzelliğin On Par’etmez filmine ben-
kimlikler maalesef çok zorlanıyorlar ve manipüle zer olur
ediliyorlar. Bu durum dizilerle başlıyor, haberlerle yük-

Kültürlerarası sinema ve küresel sinema hakkında değişen çocukları ise, ne Avusturya’da ne de Türki-
ne düşünüyorsunuz? ye’de konaklayabiliyor. Aslında nerede iyi hissederl-
HT: Kültürlerarası sinema iyi bir sinema dili. Çoğu erse Avusturya’da ya da Türkiye’de olmayı tercih edi-
filmin kültürlerarası değerleri var. Bir erkek ve bir yorlar.
kadının hikayesi bile kültürlerarasıdır. Bir erkeğin e bir Avusturya’daki diğer azınlıkları gözlemleme fır-
kadının dünyaları birbirinden farklıdır; ama bir şekilde satınız oldu mu? Varsa Türkiye’den gelen göçmen-
aynı noktada buluşabilirler. Örneğin Alejandro Gonza- lerle benzerlikler ve farklılıklar nelerdir?
lez Inyarritu’nun yönettiği ve Oscar adayı olan Reve- KK: Türkiye’den gelen göçmenlerle aynı değiller.
nant filmi kültürlerarası bir filmdir. Film, Amerikalı bir Örneğin Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nden gel-
baba ile Amerikalı-Kızılderili oğlu arasındaki bir hikay- en göçmenler, Avusturya’da rahatlıkla barınabiliyor-
eyi konu alıyor. Baba, oğlunun dilini öğrenir ve oğlu lar. Coğrafyaları ve tabii kültürleri Avusturya’ya yakın
zamanla her şeyi olur. Baba, oğlunun yanı sıra dağları, olduğu için uyum süreçleri daha hızlı ve kolay. Sosy-
vahşi ormanla da tanışır; ama aslında bana her daim alleşme anlamında Batı kültürüne Türkiye’den daha
bir beyaz olarak kalacaktır. Ancak asla tipik Amerikalı yakınlar. Türkiye’den Avusturya’ya gelen ilk göçmenler
Anglosakson bir beyaz olmayacaktır, arada yaşaya- daha farklı. İnançları, güven ilişkileri ve iletişim sis-
caktır, aynı göçmenler gibi. temleri daha farklı.
Türkiye’den Avusturya’ya gelen göçmenleri nasıl Belgeselinizi (Gurbet) izlerken göçmenlere bir haksı-
tarif edersiniz? zlık olduğunu düşündüm. Demek istediğim bu insan-
Kenan Kılıç (KK): Birinci kuşaktan bahsedecek olur- lar anavatanlarından ve kültürlerinden çok uzakta
sak, bir nevi fakir, masum ve aynı zamanda zeki olduk- ve farklı, yeni bir ülkeye taşınıyorlar. Ülkelerinde iyi
larını söyleyebiliriz. Bu ilk nesil aynı zamanda ne Türk eğitim alamasalar da herkes onların yaşamasını ve
ne de vusturyalı hissediyor. Yaşları 25 ile 30 arasında yeni bir ülkeye uyum sağlamasını istiyor.

KK: Avusturya’da ilk göçmenler yüksek vasıflı insanlar matografi, kurgu ve sinema filmlerinde tanımak
değildi. Bu insanların eğitimi yoktu ve hatta bir işleri istedim. Bu dönemi bir alışma süreci olarak ad-
dahi yoktu. Ancak Almanya yüksek vasıflı, iyi eğitimli landırıyorum. Yazdığım ilk konu uzun bir hikayeydi.
insanlar istiyordu. Avusturya sadece erkeklerin insan Oyuncu, senaryo yazarı, yapımcı ve yönetmen Yılmaz
gücü olarak getirilmesini istedi, ancak Almanya hem Güney beni derinden etkiledi. Hayata karşı tepki-
erkeklerin hem de kadınların insan gücü olarak gelm- siz olmamak imkansız. Tek istediğim, her tür filmde
esini istedi ve kabul etti. Avusturya’da göçmenler, toplumsal gerçekliği ve toplumsal eleştiriyi ele almak.
Avusturyalının yapamadığı ya da yapmak istemediği Her filmin toplumsal gerçeklik ve toplumsal eleştiri-
zorlu işlerde çalıştırıldı. İş göçünün ilk yıllarında, ye dayalı konuları işlediğini düşünüyorum. Ben film
göçmenlerin bir süre çalışıp ardından anavatanlarına çekimine Avusturya’da başladım. Filmlerimin odak
döneceklerini düşüncüler, ancak bu, planladıkları noktası, doğal olarak göçmenlik sorunları. Ben de
gibi olmadı. Bu arada ne Avusturya ne de Türkiye bu göçmenim. Bu düşündüğüm ve filme aldığım doğal
insanlara destek vermedi. Sadece birkaç işveren bu bir süreç. Avusturya Hükümeti göçmen film yapım-
göçmenlere Almanca kursu ve yaşam kalitesi konu- cılarından da bunu bekliyor. Kendi topluluğumuzun
sunda yardımcı oldu. Bu işçilerin evleri temizdi ve bilinmeyen hikayelerini ekrana taşımak.
belli standartlara sahipti, ancak bu evlerin çoğu ihmal Avusturya’da çok kültürlülük nasıl deneyimlenebilir?
edilmişti ve belgeselde görüldüğü gibi kötüydü. KK: Yerel halk sizi yabancı olarak gördüğü için hak-
Filmlerinizi nasıl tarif edersiniz? kınızda ak gördüğü için hakkınızda hemen kalıpyargıları
KK: Her filmin bir dönemin yansıması olduğunu vardır. Bir insan, bir yerde uzun süre kaldığında bazı
düşünüyorum. Film çekmeye başladığımda, filmlerim sıkıntılar ortaya çıkar ve şöyle sorular sorulur: Bizden
gerçeküstü özellikler içeriyordu. Bu filmler 5-7 dakika biri değil mi? Vatandaş olun ya da olmayın! Bu konuda
arasındaydı ve 8-16 mm ile filme alındı. Kendimi sine- hala bazı önyargılar var.
Kültürlerarası sinema ve küresel sinema hakkında
ne düşünüyorsunuz?
KK: Kültürlerarası olmak için başka bir coğrafyada
olmak gerekiyor. Böyle bir yer çok kültürlülüğü bera-
berinde getiriyor. Sonra tüm insanları ve her şeyi farklı
algılarsınız. Kültürlerarasılık, ulus kavramını değiştirir.
İnsanlar sizden kültürlerarası sinemada bilinmey-
en yeni bir şey bekliyorlar. Ben buna egzotik hikaye-
lerin satışı diyorum. Burada bir tehdit var ve biz film
yapımcıları bu riski alıyoruz. Bazı gizli şeyleri yakalarız.
Kültürlerarasılık aynı zamanda insanları sosyalleşme-
lerine ve aile-akraba-arkadaş çevrelerine olumsuz
olarak yabancılaştırır. Örneğin göçmenler anavatan-
larından uzaklaşıyor.
Göçmenler neden anavatanlarına dönemiyor?
KK: İlk göçmenler geldikçe Avusturya’da kaldılar. An-
cak Türkiye değişti. Göçmenler buraya geldiklerinde
nostaljiyi ve kültürü yaşadılar. Yeni insanlarla, diğer
azınlıklarla veya Avusturyalılarla sosyalleşmeyi ter-
cih etmiyorlar. Sanki Türkiye’deymiş gibi yaşıyorlar ve
bunu ısrarla yapmaya çalışıyorlar. İkilem içindeler.

E-Sporun
Profesyoneli
Eray Sarıkaya ile
Sektör Üzerine
Bir Söyleşi

Arş. Gör. Tugay Sarıkaya

Uzun yıllar E-spor sektöründe profesyonel olarak yer alan
ve CS:GO Türkiye şampiyonluğu dahil birçok turnuvadan
ödülle dönen Eray Sarıkaya ile e-spor dünyasını konuştuk.
Ülkemizde binlerce gencin takip ettiği ve bu sektörde
kendine yer bulmak istediği biliniyor. Biz de bu röportajda
işin tam merkezinde olan BBL ve Futbolist gibi büyük takım-
larda koçluk yapan bir isimle bir söyleşi gerçekleştirdik.



Merhaba Eray, öncelikle biraz kendinden bahsede- lara ulaştı. Bence Türkiye’de e-spor gelişiyor diyebiliyor-
bilir misin? E-spor kariyerin nasıl başladı? Kaç yıldır sak bunun en büyük yatırımcısı ve nedeni Riot Games’dir.
devam ediyor? Nereden merak sardın bu alana? çıkardığı League of Legends ile başladı. Bu oyunun ar-
Merhabalar, ben Eray, 27 yaşındayım ve yaklaşık 12 dından CS:GO ve günümüzde yeniden Riot Games’in
yaşımdan beri oyunlarla ilgilenmekteyim. Açıkçası çıkardığı Valorant’la milyonlara ulaştı. Bence Türkiye’de
e-spor kariyerimin nasıl başladığını bilmiyorum. e-spor gelişiyor diyebiliyorsak bunun en büyük yatırım-
Zamanla çevre edindikçe kendimi böyle bir ortamın cısı ve nedeni Riot Games’dir.
içinde buldum. Bunun en büyük sebebi gün geçtikçe Türkiye e-sporda dünyanın neresinde yer alıyor? Tür-
e-sporun Türkiye’de ve dünyada ivme kazanması diye kiye’nin bu alanda potansiyeli nedir?
tahmin ediyorum. E-sporun bundan yaklaşık 10 sene Her oyun için farklı düşünmek gerekir. Örneğin, Valor-
öncesine kadar pek fazla adı geçmiyordu. İnternet ant’ın dünyadaki en büyük izleyicisi Amerika ve Tür-
teknolojinin gelişimi ve reklam sektörünün bu te- kiye’den gelmekte. Bir diğer oyun olan CS:GO için ise
knolojiye entegre olması böyle bir mesleğin önünü durum çok daha farklı. CS:GO, genellikle Avrupa ülke-
açmış oldu. lerinde ilgi gören ve en çok izleyicisini Avrupa bölgesin-
E-spor nedir? Türkiye’deki gelişiminden bahsede- den toplayan bir oyun. Türkiye’nin genç nüfus oranından
bilir misin biraz? kaynaklı birçok genç veya çocuk bilgisayarlarla ilgileni-
E-spor profesyonel oyuncuların çevrimiçi veya yor ve bu da e-sporun popüleritesini ve gündem oluştur-
çevrimdışı ortamda birbirleriyle rekabet ettiği ve ma potansiyelini arttırıyor. Bunu gören sponsorlar ve
genellikle strateji ve FPS oyunlarının çoğunlukla reklamcılar Türkiye’yi e-spor alanında yatırım yapılabi-
oynandığı bir sektör. E-sporun Türkiye’deki en büyük lecek ülkelerden biri olarak değerlendiriyor. Türkiye’nin
gelişimi Riot Games’in çıkardığı League of Legends e-spor alanında potansiyeli gerçekten çok fazla. Tüm
ile başladı. Bu oyunun ardından CS:GO ve günümüzde ekonomik parametrelere rağmen sektör ilgi görmeye
yeniden Riot Games’in çıkardığı Valorant’la milyon- ve sponsor bulmaya devam ediyor. İlerleyen yıllarda bu

alanın daha da büyüyeceğini düşünüyorum. için e-spor başka işlerde çalışan birisi için neredeyse
Türkiye’de e-spor sektörü gençler için bir kariyer imkansız bir alan.
imkanı sunuyor mu? Bu sektör genelde gençlerin elinde gibi bir izlenim
Mutlaka alana ilgili her genç için bu sektörde kariyer im- var. Türkiye ve Dünyada bu işin belli bir yaş aralığı var
kanı mevcut. Ancak bunun için çok zaman harcamak ve mı?
çalışmak gerekiyor. Ancak tüm bu çalışmaların sonun- Açıkçası futbol ve basketbolu baz alabiliriz bu konuda.
da hiçbir şey elde edememe riski de mevcut. Türki- E-spor genellikle refleks oyunu olduğu için ortalama
ye’de önemli bir sektör doğuyor evet, ancak bununla yaş aralığı 16-30 gibi konumlandırabiliriz. Tabi refleks
beraber bu alana ilgi duyanlar belirli riskleri göze alarak istemeyen oyunlarda yaş aralığı daha yukarlara çıkabilir.
bu sektör için mücadele etmeli. Bu sektörde profesyonel iş yapanlar nasıl kazançlar
BBL ve Futbolist gibi e-sporda adından çokça söz elde ediyor? Sponsor bulmak ne kadar zor?
ettiren iki takımda koçluk yaptın. Bu seviyelerde kal- E-sporcular genelde bireysel olarak devam etmezler
mak için ne gibi fedakarlıklar gerekiyor? Farklı sek- mutlaka bir takım altında turnuvalara katılırlar ve genel-
törlerde çalışanlar aynı anda bu sektöre profesyonel likle normal bir çalışan gibi maaş alırlar. Bireysel olarak
olarak dahil olabilir mi? sponsorlar bulunabilir ancak bu e-spordan ziyade in-
Bütün zamanınızı harcamanız gerekiyor hepsi bu. fluencer tarafı için yapılan bir sponsorluk anlaşmasıdır.
Farklı sektörde çalışan birisinin bu işi yapabileceğini Bu sporu ülkemizde daha yukarı nasıl taşıyabiliriz?
düşünmüyorum açıkçası. Çünkü çok fazla zaman alan Her sporda olduğu gibi e-sporda da rekabet çok farklı
bir çalışma gerekiyor. Sürekli yenilikleri takip etmek, noktalara taşınabiliyor. Ilımlı ve birbirimize kendi
bir an olsun bile ipi gevşetmemek gerekiyor. Ortala- içimizde destek olduğumuz sürece en yukarı seviyel-
ma bir e-sporcu günde 6 saatten fazlasını bilgisayarda ere çıkacağımıza inanıyorum.
geçirirken bu yeri geldiğinde 8 saat yeri geldiğinde 10 Bu yolda ilerlemek isteyenlere tavsiyelerin neler olur?
saate kadar çıkabiliyor. Gece-gündüz kavramı olmadığı Bu yolda gitmek istiyorsanız çok iyi düşünün ve mut-
laka eğitiminizi aksatmayın. Günün sonunda elin-
izde bir uzmanlığınızın ya da becerinizin olması
gerekir. E-spor için eğitiminizi aksatırsanız günün
sonunda elinizde hiçbir şey kalmama ihtimalini un-
utmayın. Sürekli kendinizi birçok konuda geliştirin.

Arş. Gör. Burcu Sarıkaya

Cumhuriyet Türkiyesi’nde

Mevlevi Ayinlerinin

Medyatikleşmesinin Kısa Tarihi

eyaz etekleri açılarak dönen, biri bu performansı dini özelliklerinden arındırılmış bir
başında uzun sikkeler bulu- folklor gösterisi gibi icra edebilir miydi? Elimizdeki
nan semazen figürlerine bugün hatırat kitaplardan öğrendiğimiz kadarıyla, heyetin ci-
Türkiye’de, hatta belki dünyada ddi kısmı törenleri dini bir motivasyonla sürdürüyordu.
epey insan aşinadır. Türkiye’nin Öte yandan, eğer bu kişiler bu ritüeli gerçekten dini
tanıtım filmlerinden hiç eksik bir motivasyonla yapıyorlarsa, bu Cumhuriyet’in yas-
asının delinmesi ve pek çokları için de “irtica” demekti.
Bedilmeyen, Konya’nın önemli
bir uluslararası turizm merke- Bu dönemin gazetelerinde bu törenleri eleştiren
zi haline gelmesine büyük kat- yazılara rastlamak mümkündür. Bu yazıların en ilg-
kıda bulunan bu semazenler ve onlara eşlik eden inçlerinden biri İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker
ney, tanbur, rebab çalan müzisyenler bugün devlet ‘in sahibi olduğu Akis mecmuasında yayınlanmış 25
destekli bir Mevlana ekonomisinin önemli parçalarını Aralık 1954 tarihli “İhtiyatsız hareketler” başlıklı yazıdır.
oluşturuyorlar. Peki bu ekonomi nasıl kuruldu, Mev- Hükümetin düzenlenen geniş çaplı Mevlevi ayinlerine
levi sema ritüeli nasıl böyle turistik ve popüler hale göz yummuş olmasını hayret ve üzüntüyle karşılayan
geldi, hatta milli bir sembole dönüştü? Bu yazı- yazar, Konya’nın kıyafet kanunun ayaklar altına alındığı
da bunun tarihine ve problemlerine göz atacağız. bir üstü açık dergâha çevrildiğini; turizme faydası olsa
da zararı daha büyük olacak bir irtica riskine girildiğini;
Her yıl Mevlana Celaleddin Rumi’nin ölüm yıldönümü bir mütefekkiri anma bahanesiyle alenen tarikat ayini
olarak kabul edilen 17 Aralık tarihinin öncesindeki 2 yapıldığını ifade ediyordu (Ağaoğlu 2013, ss105-107).
haftasını kapsayacak şekilde gerçekleştirilen, “Mevlana Ayrıca yazıda Cumhuriyet gazetesinde ve Demokrat
İhtifalleri”, “Şeb-i Arus” yahut “Hazret-i Mevlana’yı Anma Parti’ye yakınlığıyla bilinen Zafer gazetesinde de
Törenleri” olarak ifade edilen törenler, 1950’lerde old- törenlerden duyulan rahatsızlıkların dile getirildiğin-
ukça sınırlı imkanlarla kurulmuştu. Bugün ise iktidarıy- den bahsedilmiştir. Kısacası olumsuz tepkiler Akis ile
la muhalefetiyle tüm devlet erkanının bulunduğu, canlı sınırlı değildi. Öte yandan, Tercüman gazetesinin Refi
yayınlarla verilen medyatik bir tören haline gelmiştir. Cevad Ulunay başta olmak üzere, Nezih Uzel ve Sa-
dettin Heper gibi Mevlevi kültüründen gelen yazarları
1940’larda Hasan Ali Yücel’in de desteğiyle Konya vardı. Ulunay her yıl törenlere gidiyor, o yılki tören-
Halkevi tarafından düzenlenen akademik nitelikli anma lerden duyduğu dini şevkten, törenlerde görev alan-
toplantılarıyla başlayan törenlere, yavaş yavaş önce ların maddi karşılık beklemeksizin Mevlana sevgisi-
Mevlevi müziği, sonra semazenler, ardından sema- yle nasıl özverili çalıştıklarından bahseden yazılar
zenlerin kıyafetleri eklenmişti. Nezih Uzel’in aktardığı- yazıyordu (Ulunay 2003). 1964’te Tercüman gazetesi
na göre, tüm unsurlarıyla ilk Mevlevi sema ayini 1956 Mevlevilik ile alakalı geniş bir özel sayı bile yapmıştı.
yılında gerçekleşebildi. Bu dönemde bu etkinlikten 1950’lerdeki irtica eleştirileri giderek zayıflamış,
rahatsızlık duyanlar olmuştu. Çünkü herkesin bildiği 1970’lerden sonra da etkisini kaybetmişti. Bugün ise
üzere, 1925’te tekke ve zaviyeler kapanmış, buna bağlı törenlerden irtica çıkarımı yapılması yahut Atatürk
olarak da tarikat ritüellerinin icra edilmesi, tarikat devrimlerine aykırılığından bahsedilmesi oldukça na-
kıyafetlerinin giyilmesi yasaklanmıştı. Sadece kültürel dir görebileceğimiz marjinal fikirler haline gelmiştir.
bir canlandırma olarak kalması kaydıyla izin verilen Bu yorumların azalmasında; törenlerin dini boyu-
bu törenlerin sadece bir folklor gösterisi olduğuna, tunun giderek aşınması, buna bağlı olarak insanların
bir dini içerik barındırmadığına ne icra edenler ne or- ritüelin otantikliğine daha az inanması, 1970’lerden
ganize edenler ne de basın ikna değildi. Cumhuriyet’in itibaren bir New Age figürü olarak Mevlana Celaled-
semazen yetiştiren veya Mevlevi müziği öğreten bir din Rumi’nin popülaritesinin dünyada yükselişi ile din-
kurumu bulunmadığına göre, bu “temsili” törenleri lerarası/dinlerüstü bir Mevlevilik imajının oluşması,
icra eden insanlar elbette tarikatlarda yetişmiş in- ayrıca 1990’lardan itibaren devletin daha doğrudan
sanlar ve onların eğittiği kişilerdi. Peki, bir Mevle- biçimde törenleri sahiplenmesi de etkili olmuştur.
vi dergahında yetişmiş yahut bu zihniyetle büyümüş

İşitsel Medyada Mevlevi Müziği zaman TRT’de gösterildiğini biliyoruz. 1960’larda
Mevlevi ayinleri, bir müzikal form olarak geleneksel Fransız bir kanalın töreni filme aldığını, 1972’de ise
Türk müziğinin en büyük, sanatsal açıdan en kıymetli Amerika turnesi esnasında tören ekibinin bir per-
formlarından biridir. Bu müzikal zenginliğin getirdiği formansının stüdyoda kayda alındığını ise anılardan
meşruiyetten ötürü, Mevlevi ayinleri 1930’larda Darülel- öğreniyoruz. Bunların yanı sıra, 1960’lardan itibaren
han tarafından basılabilmiştir (Erguner 2003). Mevlevi filmlerde de semazen figürlerine ve ney sazına ras-
ayinleri için sembol kişiliklerden biri müzisyen-hafız tlıyoruz. Örneğin, ünlü şarkıcı Zeki Müren’in 1968 yapımı
Kani Karaca’dır. Hem Konya’daki törenlerde hem de Kâtip filmi için semazen kostümü giydiği fotoğraflar
çalıştığı İstanbul Radyosu’nda Mevlevi ayini ve Kur’an basında yer almıştı. 1973’te ise Atıf Yılmaz Mevlana’nın
okuyarak pek çok ilki gerçekleştirmiş, geleneğin ak- hayatını anlatan bir belgesel film çekmişti. 1974’te
tarımında rol oynamıştır. Martin Stokes (2010), Ka- TRT Galata Mevlevihanesi’nde bir film çekti ve ünlü
raca’nın kayıtlarını dini müzik alanına yapılmış çok edebiyat tarihçisi Abdülbaki Gölpınarlı’nın söyleşi-
büyük katkılar olarak değerlendirir. 1964’te Dede Efen- si eşliğinde yayınladı (trtarsiv.com’da mevcuttur). Bu
di’nin saba ayinini plak haline getirmesi de yine bir ilktir. filmin TRT tarafından Türkiye’nin tanıtımı için Avru-
Kani Karaca’nın yanı sıra Münir Nurettin Selçuk, Hami- pa’ya gönderildiğini biliyoruz. TRT’nin 1978’de bir baş-
yet Yüceses ve Bekir Sıtkı Sezgin gibi ünlü müzisyenler ka Mevlana belgeseli daha çekmiş olması bu dönem-
de hem kayıtlar yaparak hem de radyoda ve konser- de Mevlana’nın hem yurt içinde hem de yurt dışındaki
lerinde bu eserlere yer vererek Mevlevi müziğinin popülaritesinin arttığını gösteriyor. 1990’lı yıllardan
meşruiyet alanını ve popülerliğini artırmışlardır. itibaren Kültür Bakanlığı’nın Türkiye tanıtım filmler-
inde de semazenler vazgeçilmez unsurlar olmuşlardır
Bugün en yaygın olarak bilinen Türk müziği en- (Kültür bakanlığının sitesinde örnekleri mevcuttur).
strümanlarından birinin ney sazı olması da tören-
lerle ilişkilidir. Ney sazı Mevlana’nın mesne- 1980 sonrasında, Türkiye’de artan Mevlana ilgisinin,
visinde bir sembol olarak kullanılır ve Mevlevi dünyadaki ünlenmeyle paralel geliştiğini görüyoruz.
ayinlerinde de olmazsa olmaz bir sazdır. Niyazi Sayın 1994’te Madonna’nın “Bedtime Story” adlı şarkısının
gibi neyzenlerin saza getirdiği dinamizmin yanı sıra klibinde, ardından 2001 yapımı Altın Yumruk İstan-
Mevlevi ayinlerinin ve Mevleviliğin artan popülari- bul’da filminin bir sahnesinde yine semazenler kul-
tesinin de bu yükselişle ilişkisi olduğu söylenebilir. lanılmıştı. 2003 yapımı İbrahim Bey ve Kuran’ın
Çiçekleri, 2005 yapımı Bab’Aziz gibi tasavvufu konu
Görsel Medyada Mevlevi Ayinleri alan ünlü filmlerde Mevlana’ya referanslar görüyoruz.

İlk kez bir Mevlevi ayininin 1954 yılında Basın Genel Eurovision şarkı yarışmasının 2004’te İstanbul’daki fi-
Müdürlüğü tarafından filme alındığını bunun da zaman

nalinde bir önceki yılın kazananı Sertab Erener, kadın kimsenin üzerinde otorite olamadığı bir alan olar-
ve erkek semazenlerin yer aldığı bir şov eşliğinde bir ak tasavvuf, neyin dini ritüel neyin eğlence sektörü
şarkı söylemiş, bunun üzerine kadın semazenin ge- ürünü olduğunun birbirine karıştığı, ikisinin de tam
leneğe saygısızlık olup olmadığı bir süre tartışılmıştı. olarak kaybolmadığı iç içe geçmiş anlamlarla örülü bir
Bu tartışmanın devamına bu yıl İBB’nin düzenlediği “çifte performans” (Dayan&Katz 1988) olarak karşımıza
Mevlana anma töreninde kadın-erkek karışık yapılan çıkıyor. Bu durum sektörün faydasına, çünkü insan-
performansın ardından da şahit olduk. Üstelik, Farsça ların törenlerin dini anlamına ve otantikliğine inanması
olan Mevlevi ayini ve naat ile Arapça olan Kuran tilaveti törenleri turistik açıdan da daha çekici kılıyor. Aynı za-
Türkçe okunmuştu. Bütün bunların performansın İsla- manda, törenlerin turistikleşmesinin, Mevlevi ayininin
mi karakterine saygısızlık olduğu gerekçesiyle pek çok yasak olduğu bir ortamda bu performansın kamusal
eleştiri yapıldı. Mevlevi ayinlerinin para verilip seyre- alanda ve meşru bir biçimde gerçekleştirilebilmesini
dilen bir turistik aktivite olduğu, semazenlerin ve or- sağladığını da unutmamak gerekir.
ganizatörlerin bundan para kazandığı bir ortamda bu
gibi İslami kaygıların hala kuvvetli olması törenlerin Yazının kaynakçası derginin sonundadır.
melez bir karakterde olduğuna, ne tam “şov” ne de tam
“dini ritüel” karakterinde icra edilemediğine işaret gibi
görünüyor.

Devlet Destekli Mevlevilik ve Anlamın Çokluğu
1970’li yıllardan beri Mevlana ve Mevlevilik, sema-
zen görüntüsü ve ney sesi eşliğinde ülkenin vitrinine
koyduğumuz, üzerinden Türkiye’nin imajını kurmaya
çalıştığımız bir sembol olmaya devam ediyor. 1991’de
Konya ve İstanbul’da devlet tarafından kurulan tasav-
vuf koroları ise devletin bunu ne kadar sahiplendiğinin
bir başka göstergesi. Yakın bir zamanda İstanbul’da
üçüncü bir tasavvuf korosu daha kurulması bu himay-
enin süreceğinin de işareti. Devletin yoğun desteğiyle
kocaman bir endüstriye dönüşmüş olan sema sek-
törü, içinde dansçısından tarikat mensubuna, organ-
izatöründen müzisyenine bundan faydalanan pek çok
kişiyi besliyor. Tarikatların yasal olmadığı, dolayısıyla



DUNE
DRIVE MY CAR
CODA
KRAL RICHARD
LICARICE PIZZA
NIGHTMARE ALLEY
THE POWER OF THE DOG
WEST SIDE STORY
THE TRAGEDY OF MACBETH
KURAK GÜNLER
NO TIME NO DIE
BEING THE RICHARDOS
BAĞLILIK HASAN
FLEE
DONT’ LOOK UP
BELFAST

UKRANYA- RUSYA SAVAŞI
16 ŞUBAT 2022
apnews.com

Küresel Olaylar Nezdinde Televizyon
Mecrasının Pandemi Döneminde
Yaşadığı Reyting Artışına Bakış

Küresel özelliği olan toplumsal olaylar medya kullanımına da çok ciddi etki ediyor. 2020 yılından
günümüze son iki yılda iki önemli küresel ölçekte toplumsal olay yaşadık. Birincisi iki sene
süren ve hala devam eden pandemi, ikincisi ise 2022 yılının şubat ayında başlayan ve adeta bir
III. Dünya Savaşının gündeme gelmesine kadar varan Ukrayna savaşı. Bu iki küresel olay medyanın
haber verme fonksiyonunun önemini arttırırken mecralara arasında rekabete de etki ediyor.

Doç.Dr. Michael (Mihalis) Kuyucu

Son İki Yılda Medyanın Haber Alma İşlevi Geleneksel medya, kullanımı ve reklam harcama-
Ön Plana Çıktı larından aldığı payda düşüş yaşanırken ortaya çıkan
Medyanın en sık kullanılan fonksiyonu “eğlendirme” pandemin televizyon mecrasının izlenirliğinin art-
işlevidir. Bu 2000’li yıllar boyunca devam etti. İs- masına neden oldu. İnsanlar haklı olarak haber alma
tisnai durumlar dışında medyadan haber alma, ihtiyaçlarını dijital medyadan temin ettiler, ama di-
eğlendirme işlevinin gerisine kalırken, medyanın jital medyada, özellikle sosyal medyada yaşanan
eğitim işlevi de nerdeyse tamamen yok oldu. Daha “güven sorunsalı” insanları televizyon mecrasına
doğrusu bu üç önemli işlevin arzı geleneksel medy- yönlendirdi. İnsanlar dijital mecralardan edindikleri
adan dijital medyaya kaydı. Her şeyin rutinde gittiği haberleri televizyon kanallarından teyit etmeyi ter-
ve “eğlence” işlevinin öncelikte olduğu medya sis- cih etti.
temi, 2020 yılının başlarında küreselleşen covid-19 TV İzleme Oranında Dikkat Çeken Artış
pandemi ile renk değiştirdi. Medyanın nerdeyse RTÜK’ün TİAK (Televizyon İzleme Araştırmaları AŞ.)
açık ara en popüler işlevi olan “eğlendirme” işlevi ‘ın açıkladığı verilere göre Türkiye’de 2020-2021 yıl-
popülerliğini yitirmeye başladı. Onun yerini me- larında günlük televizyon izleme süresi yaklaşık 4
dyanın “haber verme” işlevi almaya başladı. Pandemi buçuk saate çıktı. Bu rakam 2018 yılında 4 saat 18
ile beraber medyanın haber verme işlevinde ciddi dakika, 2019 yılında ise 4 saat 14 dakika iken 2020
bir artış gözlemlenirken, haber verme yönü ön plan- yılında günlük ortalama televizyon izleme süresi 4
da olan mecraların da popülerliğinde artış oldu. Di- saat 33 dakikaya çıktı. Televizyon mecrasının kul-
lanımında rutin bir düşüş yaşanırken 2020 yılında
jital medyanın en önemli haber- bilgi paylaşım me- artış yaşandı. Bu veriyi biraz daha geçmişe yönelik
betimleyecek olursak 1990larda ve 2000lerin başın-
crası olan sosyal medyai pandemi de daha da fazla da Türkiye’de günlük televizyon izleme süresi sekiz
saate kadar çıkmıştı. Dijital dönüşüm sayesinde
kullanılırken, dijital medya karşısında düşüşe geçen

geleneksel medyanın kralı televizyon mecrası pan

demi sayesinde popülerliğini arttırdı.

bu süre her geçen yıl düşmeye devam etti. yetişkinler dediğimiz 15-34 yaş grubunda
Hala Avrupa’nın Üstündeyiz düşüş olduğuna dair bir hipotez olduğuna
Dünyada en çok televizyon izleyen ülkeler söyledi. Bu yaş grubu pandemide 3 saat 37 da-
arasında Türkiye ABD ile yüksek sıralarday- kika televizyon izlemiş. Burada dikkat çeken
dı. Özellikle iki binli yılların başında Türkiye en önemli şey, pandemi de bu kitlenin de daha
nerdeyse dünyanın en çok televizyon izlenen fazla televizyon izlediği. 2019 yılında 15-34 yaş
ülkesi olan ABD ile yarışıyordu. 2020li yıllara grubu yaklaşık 3 saat 18 dakika izlerken pan-
girerken dünyada günlük ortalama televizyon deminin ön planda olduğu 2020 yılında bu süre
izleme süresi 2 saat 54 dakika. Afrika kıtasın- 19 dakika artmış. Türkiye’de bu süre günlük or-
da 4 saatin üzerinde, Avrupa’da 4 saate yakın, talama 19 dakika artarken dünyada da 6 dakika
Asya kıtasında ise 2,5 saat civarında. Ülke artmış. 15-34 yaş grubunun dünyada ortalama
bazında baktığımızda ise TİAK’ın verilerine televizyon izleme süresi 2 saat 54 dakika.
göre 2020 yılında Avrupa kıtasında en çok tel-
evizyon izleyen ülke 5 saat 45 dakika ile Rom- Pandemi dünya genelinde televizyon izlenme
anya olurken, onu 5 saat 40 dakika ile Sırbistan oranını arttırırken bu durum televizyonun
ve 5 saat 30 dakika ile Bosna Hersek izledi. reklam gelirlerine de yansıdı. Her ne kadar
TİAK pandemi döneminde tüm yaş gruplarında
Yaş Düştükçe İzlenme Oranı Düşüyor mü? ve özellikle 15-34 yaş grubunda görülen gün-
TİAK yaptığı açıklamada 55 yaş ve üzerinde lük ortalama televizyon izleme süresindeki
olan kitlenin günde ortalama 5 saat 6 daki- artışa vurgu yaparak “Genç kuşakların tel-
ka televizyon izlediğini belirtirken bu izlenme evizyon izleme oranı düşüyor şeklindeki ka-
süresinin yaş düştükçe azaldığına vurgu naat gerçeği yansıtmıyor” dese de ben bunun
yaptı ve televizyon izlenme süresinde genç

geçici olduğuna inanıyor ve bu artışın pandemi şartla- dya mecralarının ve markalarının her zaman avantajlı
rından dolayı gerçekleştiğini düşünüyorum. olacağını anlamak gerekiyor. Dijital medya, medyanın
TV Mecrası Son 20 Yılın En Büyük Gelir Artışını tüm işlevlerine hizmet sunabilirken geleneksel medya
Yaşadı biraz da yaşadığı ekonomik küçülmenin getirdiği pani-
İzlenme süresinde yaşanan bu artış tabii ki hemen kle medyanın sadece “eğlendirme” işlevine seslenmeyi
işin ekonomisine de yansıdı ve televizyon mecrasının amaçladı. Bu süreçte televizyon mecrası “güvenilir
reklam harcamalarından aldığı payda artış oldu. Reklam ve hızlı haber” verme özelliğini koruduğu için insanlar
veren derneğinin hazırladığı rapora göre 2021 yılının pandemi de o mecraya yöneldi. Gazeteler basılamadı,
ilk yarısında televizyon mecrası son 20 yılın en büyük radyolar müzik kutusuna dönüştüğü için haber verme
reklam artışını yaşamış. TV reklam harcamaları 2021 işlevini tamamen yitirdi ama televizyon mecrası hala
yılının ilk yarısında 2020yılının ilk yarısına göre yüzde 54 haber verme işlevini koruduğu için izleyicinin bu ihti-
artarak 3 milyar 371 milyon TL ‘ye ulaştı. yacına yanıt verebildi ve pandeminin geleneksel medy-
adaki kazananı oldu.
Bu veriler küresel ölçekte yaşanan toplumsal olayların
medya tüketim alışkanlıklarına nasıl etki edebildiğini Ukrayna Savaşı TV İzlenme Süresini Etkiler mi?
de gösteriyor. Eğer 2020 ve 2021 yılında Covid-19 2020 yılında tam her şey normale dönmek üzereyken
pandemisi yaşanmasaydı ve önceki yıllarda seyre- pandeminin gündemden düşmeye başladığı bir
den toplumsal yaşam standardı aynı rutinde devam döneme girerken Ukrayna savaşı başladı. Bu savaş bir
etseydi, televizyon mecrasına olan ilgide yine artış kez daha medyada haber işlevinin önemini gündeme
yaşanır mıydı? sorusunu da düşünmek gerekiyor.Bunu getirdi. Savaşı ve etkilerini medyadan takip etmek ist-
düşünürken medyanın haber verme işlevinin de öne- eyen insanlar bir kez daha dijital medya ve onun en hızlı
mini sorgulamak ve bu işlevi yerine getirebilen me- mecrası sosyal medyaya yöneldiler. Sosyal medyada
yaşanan bilgi kirliliğinin de getirdiği kafa karışıklığını
yine televizyondan gidermeye başladılar.

Bir kez daha bir küresel toplumsal olay medya kullanımı-
na etki etti. Ukrayna savaşının süresi ve bu savaşta batı
cephesinin Rusya’ya olan ekonomik yaptırımlarının orta
ve uzun vadedeki etkilerinin şiddeti bir kez daha medya
kullanımına etki edecektir. Savaş ve etkilerinin süresi
medyada televizyon izleme oranlarına da etki edecek
mi?

Eğer bu küresel gündem, 2022 yılının büyük bir
bölümünü kapsayacak şekilde ilerlerse, televizyon
mecrası yine dijital medya ile popülerliğini sürdürecek
gibi. Çünkü geleneksel medyada şu an medyanın “haber
verme” işlevini en iyi sürdüren mecra televizyon. Barış
ve normalleşme durumunda dijital medya geleneksel
medyanın en güçlü mecrası olan televizyonu da yarışın
dışına itip tek başına medya harcamaları ve medya
kullanımındaki payını arttırarak tekelleştirmeye varan
bir güçle büyümeye devam edeceğini söyleyebiliriz.
Dolayısıyla televizyon mecrasının yaşadığı bu baharın
bir ikinci bahar ve bir yalancı bahar olduğunu söylersek
abartı olmaz.



2010 yılı sonrası TRT Dizilerinde
Din Adamı Temsili:

Ibnül Arabi, Tapduk Emre,
Galip Efendi ve Yusuf Hemadani

İslam dünyasında en yaygın olarak bilinen tarikatlar; Kadirriye, Nakşibendiye ,Mevleviyye,
Bayramiyye ve Zeyniyye tarikatlarıdır. Her tarikatta belirli zikir usulleri vardır.
Kadirriye yolunda topluca halka şeklinde ve def eşliğinde açık zikir yapılırken,
Nakşibendiye tarikatında gizli zikir esas alınmıştır.
ENES ALUÇ

Din ve toplum insanlığın ilk tarihinden beri etkileşim Türk sineması doğup gelişmeye başladığından bu
içerisindedir. ‘’Öyle ki, ne kadar eskiye gidilirse gi- yana, din adamı stereotiplerinde önemli değişik-
dilsin, insanın var olduğu her yerde herhangi bir likler olmuştur. Türk sinemasında din adamı pro-
dine mensup olmayan insanlara rastlanmakla bir- filleri, özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında izlenen
likte, dini olmayan bir toplum ise bugüne kadar modernleşme politikası ile beyaz perdede kendiler-
görülmemiştir” (Malinowski, 1990:7). Aile, ekonomi ine yer bulamamıştır. 1922 – 1960 yılları arası dinde
ve siyaset gibi bütün toplumsal yapılarda dinin et- yapılmak istenen reform hareketleri (Ezanın Arapça
kilerine rastlamak mümkündür. Toplumlar dinin okunmasının yasaklanması, tekke ve zaviyelerin
her yönünü aynı yaşamamışlardır. Dinin birbirinden kapatılması, Kuran-ı Kerim’in Türkçeleştirilmesi) ile
farklı şekilleri toplumlar üzerinde gözlenmiştir. Or- ortaya çıkan profillerle, Türk sinemasındaki din ad-
tak yön ise, dinin topluluk şekillerinde görülüyor ol- amı tiplemeleri isyancı, cahil, hurafeci, batıl inanç
masıdır. Dinin temel amacı, bireyi iyiye ve doğruya sahibi olarak sunulmuştur. 1920-1960 yılları arasında
yöneltmek, emirlerinin toplumun barışına ve huzura Türk sinemasında din adamı stereotipi dışlanmış din
yardımcı olmasını sağlamak, toplumda şefkat, sevgi adamı olarak görülür iken, 1960-2000 yılları arasın-
ve merhametin yayılmasını ve bu sayede hem bireyin da kısıtlanmış profillere dönüşmüştür. Çok partili
hem de toplumun daha huzurlu olmasını sağlam- sistemden sonra değişen siyasi iktidar ile Türk sine-
aktır. Din, ‘’yol, inanç, kulluk, töre ve bağ’’ anlamına masında din adamları ‘’üç kağıtçı, muskacı, büyücü,
gelmektedir. Her toplumunun dini davranışları farklı tüccar’’ gibi tiplemelerde kendisine yer bulmuştur.
olmuştur. Ancak dinlerin amacı doğrultusunda Bu dönemde din adamları şehrin dışında, köy ve
hepsinin ortak birer paydası vardır. Edward Sapir, köylü eksenli olarak yan karakter olarak görülmek-
‘’Din; insanın günlük hayatının anlaşılmaz ve teh- tedir. 2000 sonrası Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)
likelerle dolu ortamı içinde, gönül huzuruna götüre- iktidarı ile Türk sinemasında din adamı stereoti-
cek yolu bulmak üzere giriştiği, bitip tükenmey- pi değişmiş, daha çok olumlanan profiller olarak
en bir çabadır.” demiştir (Edward Sapir, 1928:72). sunuldukları görülmüştür. Bu süreçle birlikte 2010

Dizi 2010 yılı sonrası Türk dizileri bu sunumdan maktadır. Literatür bakımından şeyh, tarikat
Fotoğrafları etkilenmiş Türk dizilerindeki din adamı ste- kurucusu, bir tarikatta en yüksek dereceye
Sırasıyla reotiplerinde belirli değişmeler görüşmüştür. ulaşmış olan kimse anlamına gelmektedir.
2010 yılı sonrası Türk dizilerinde din adam- Tarikat ise sözlükte ‘’gidilecek yol, izlenecek
/Diriliş ları karşımıza daha çok karşımıza ‘’akil, bilge, usul, hal ve gidiş’’ anlamına gelmektedir. “Al-
Ertuğrul yol gösterici ve rehber’’ olarak çıkmıştır. Türk lah’a ulaşmak isteyenlere mahsus âdet, hal ve
/Uyanış Büyük dizilerinde, Joseph Campbell tarafından ka- davranış” demektir (et-Taʿrîfât, “eṭ-Ṭarîḳa”
Selçuklu vramsallaştırılan kahramanın yolculuğunda md.; Kâşânî, s. 349). İçerikleri incelerken bah-
/Payitaht önemli rol alan din adamları, daha çok dönem- sedeceğimiz kavramlar şunlardır;
Abdülhamid sel dizilerde kendilerinde yer bulmuştur.
/Yunus Emre Mürşid: Salike Hak yolunda rehberlik yapan
Aşkın Bu incelemede eleştirel söylem analizi kul- kimse veli, eren, pir
Yolculuğu lanılarak 2010 yılı sonrası TRT’de yayınlanan
Diriliş Ertuğrul (2014), Yunus Emre (2015), Uy- Mürid: Tasavvuf yolunu tutmaya veya tarikata
anış Büyük Selçuklu (2020), Payitaht Abdülh- girmeye karar veren yahut bir şeyhe bağlı bu-
amid (2017) dizileri incelenecektir. Aynı dönem lunan kişi
içerisinde farklı yönetmenlerin yönettiği bu
diziler ‘’kamera kullanımı, dekor, renk, söylem’’ Süluk: Talibin bir mürşidin gözetiminde yaptığı
açılarından değerlendirilecektir. manevi yolculuk

İnceleyeceğimiz Türk dizilerinde yer alan Zikir: Bir şeyi anmak, hatırlamak
dönemsel tarihi dizilerde din adamları özel- Post: Şeyhin oturduğu post mensup bulun-
likle ‘’şeyh’’ karakterleri olarak karşımıza çık-

lunduğu tarikatın pîrinin makamıdır ve şeyh posta otur- din adamı olarak karşımıza çıkan Endülüslü İbnül Ara-
makla tarikat pîrini temsil eder (TDV İslam Ansiklope- bi’dir. Endülüslü İbnül Arabi, Endülüs’ten yola çıkararak
disi). Anadolu’ya kadar gelmiştir.

İslam dünyasında en yaygın olarak bilinen tarikatlar; ‘’ Bir garip gezginim ben, güneşin battığı ülkelerden çıkıp
Kadirriye, Nakşibendiye ,Mevleviyye, Bayramiyye ve güneşin doğacağı ülkeyi arayanım ben’’
Zeyniyye tarikatlarıdır. Her tarikatta belirli zikir usul- (Diriliş Ertuğrul,5.bölüm İbnül Arabi ve Üstadı Azam
leri vardır. Kadirriye yolunda topluca halka şeklinde def Sahnesi).
eşliğinde açık zikir yapılırken, Nakşibendiye tarikatında
gizli zikir esas alınmıştır. Endülüslü İbnül Arabi’ye dizide “pirim ve şeyhim” olarak
hitap edilmektedir. Beyaz sakallı, tok sesli, az konuşan,
Diriliş Ertuğrul (2014): Endülüslü İbnül Arabi konuştuğunda hikmetli sözler söyleyen, herkes
2014 yapımı olan Türk Televizyon dizisi Diriliş Ertuğrul tarafından saygı duyulan bir karakter olarak karşımıza
dört sezon boyunca TRT’de yayınlanmıştır. Yayın- çıkmaktadır. İbnül Arabi’nin söylemleri daha çok had-
landığı zaman aralığında reytinglerde de birinci olmayı islerden, kısaslardan, öğütlerden ve Kuran-ı Kerimde
başarmıştır. Kayı boyunun ve Osmanlı devletinin ku- bulunan ayetlerden oluşmaktadır.
rucusu olarak görülen Osman Bey’in babası olan Er-
tuğrul Gazi’nin yaşamını anlatan dizi ayrıca küçük bir oba ‘’Sen gayretinde sabit kadem olduktan sonra, Allah
olan kayı obasının da devlet olma yolundaki adımlarını senin yardımcını da senin yardım edeceğin er kişileri de
anlatmıştır. Dizi 2015 ve 2016 yılında en iyi dizi ödülünü mutlaka karşına çıkaracaktır (Endülüslü İbnül Arabi)’’.
de almıştır. Dizide ana kahramanımız olan Ertuğrul Gazi
obası için türlü maceralara girmektedir. Bu maceralar- Tasavvufta yer alan müridin süluk yolculuğu, kahra-
da yer alırken en önemli yol göstericisi de dizide din manın yolculuğuyla benzer özellikler içermektedir.

Mürit yolculuğunda zorlu aşamalardan ve sınavlardan halka şeklinde zikri yapan müritlerin hareket noktaları-
geçmektedir, bu sınavları geçerken de mürşidinin na göre hareket etmektedir. Halka halinde olan mürit-
manevi gücüne de ihtiyaç duymaktadır. Ertuğrul da ler birbirlerine yaklaşırken kamera tepe noktasından
tüm bu yolculukta müridiyle beraber manevi bir yolcu- 360 derece dönerek müritlere doğru yaklaşmaktadır.
luk içerisindedir. Dizinin 2. bölümünde Ertuğrul Halep Zikri yönlendiren şeyhtir. Zikrin temposunu o belirler.
sarayında zehirlenir, zar zor kendisini yatağa atar. Nefes Zikrin temposu bazen def aletinin ritmi ile bazen de
almakta güçlük çeker ve rüya görür. Rüyasında kendis- müritlerin ‘’Hay’’ sesleriyle desteklenmiştir. Kamera bu
ini ateşlerin olduğu bir kuyuda bulur. Kuyudan çıkmak değişim noktalarda şeyhi yakın plan göstermektedir.
ister ancak çıkamaz. O sırada Halep’ten bir casus Er- Genellikle renk olarak sarı tonları seçilmiştir. Şeyhin
tuğrul’un odasına doğru yaklaşır, dergâhta müritleriyle olduğu sahnelerde özellikle iç aydınlatmada camlardan
birlikte zikir yapan İbnül Arabi ise rabıtayla Ertuğrul’un ve mumlardan yararlanılmış genellikle loş bir aydınlat-
zor durumda olduğunu görür. Ertuğrul kuyudan çık- ma yapılmıştır. Dergâhta bulunan sahnelerde dergâhın
maya çalışırken İbnül Arabi’nin ‘’Uyan evladım’’ sözünü kubbelerinden ışık düşürülmüş, böylelikle sahneye
duyar ve uyanır. Ertuğrul kendisini öldürmeye gelen- kubbede bulunan şekiller de yansımıştır.
leri öldürür ve kurtulur. Dizide İbnül Arabi’yi mekân
olarak; medresede, dergâhta kütüphanede, obada ve Yunus Emre: Aşkın Yolculuğu (2015): Tapduk Emre
nehir kıyılarında görmekteyiz. Kendisi ayrıca yıldızların 2015 yapımı olan Türk Televizyon dizisi Yunus Emre:
mevkileri hakkında kitap yazmış, felsefe ilimlerine Aşkın Yolculuğu iki sezon boyunca TRT’de yayınlan-
hâkim bir bilge karakter olarak karşımıza çıkar. Kostüm mıştır. 1268’de Anadolu’yu Moğolların istila etmesiyle
olarak ise şeyhin; kumaş beyaz bir elbise, uzun hır- birlikte, Yunus, Nallıhan’a kadı olarak atanmıştır. Kadı
ka, bez ayakkabı, beyaz veya kahverengi bir sarık kul- olarak atanan Yunus ilkin kibirli bir kadı olsa da zam-
lanılır. İbnül Arabi’nin sahnelerinde kamera daha çok anla Tapduk Emre’nin ilminden etkilenerek kadılığı
alt açılardadır. Zikir sahnelerinde kamera hareketlidir, bırakarak dervişlik yoluna girmiştir. Yunusun dervişlik


Click to View FlipBook Version