...... ..................
XIII. Bölüm
Karışık ama güçlü duyguların etkisiyle yazmaya başla
dığım notlaruna dokunmayalı neredeyse bir ay oluyor. Ge
lişini sezdiğim felaket gerçekleşti, ama sandığımdan yüz kat
şiddetli ve beklenmedik oldu. Her şey tuhaf, çirkin, hatta
trajikti, en azından benim için. Başımdan mucizevi denebi
lecek pek çok şey geçti; yaşadıklarım bir başka bakış açı�
sıyla, özellikle de o zamanlar kapıldığım girdapta en fazla
alışılmışın biraz dışında görünse bile, en azından şu zamana
dek mucize diye baktım onlara. Ama asıl mucizevi dediğim
o olaylar esnasındaki davraruşlanmdı. Şu ana dek kendimi
anlamış değilim! Bütün bunlar bir rüya gibi geçti... şiddetli
ve samimi olan tutkum bile geçti... peki tutkum nereye gitti?
Bazen aklıma bir düşünce geliyor: "Acaba o zamanlar ak
lımı mı kaçırnuşnm, aslında bir akıl hastanesinde miydim?
Belki de hala oradayım, belki de bütün bunlar sadece bana
olmuş gibi göründü, belki de hala öyle görünüyor... "
Yazdıklarımı toplayıp tekrar inceledim. (Belki de onları
bir akıl hastanesinde yazmadığıma kendimi ikna etmek is
temişimdir kimbilir?) Şimdi yapayalnızım. Sonbahar geliyor,
yapraklar sararıyor. Bu kasvetli küçük şehirde (ah ne kas
vetli olur bu küçük Alman şehirleri! ) bir sonraki adımımı
planlamak yerine, izleri henüz silinmiş duyguların, taze han
raların, yakın zamanda beni içine çekip girdabında döndür
dükten sonra bir yerlere fırlanp atan hortumun etkisi alnnda
1 19