The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by muharrembayrak26, 2018-04-20 09:43:53

türk_mitoloji_sözlüğü

Cedey: Türk ve Altay mitolojisinde Bekçi Tanrı. Şedey
(Şaday, Çaday) Han olarak da bilinir. Altın Dağ’ın
koruyucusudur.
Cembil: Türk mitolojisinde Dağ Tanrıçası. Çembil
(Çenbil, Cenbil) olarak da söylenir.
Köroğlu destanındaki Çenlibel/Çamlıbel yer adıyla
yakından ilgilidir. Köroğlu’nu koruyan bu Dağ Tanrıçası
zaman içerisinde bir yer adına dönüşmüştür. Azerilerin
Koroğlu (Köroğlu) destanında Çenlibel olarak geçen dağ
Anadolu’da Çamlıbel’e dönüşmüştür. Cembil bazen de
Köroğlunun annesinin adı olarak çıkar karşımıza
doğrudan. Bir başka bakış açısıyla, ters mantık
yürütülerek onu var eden yerlere geçen zaman içerisinde
kişilik verip annesi hâline getirilmesi olarak da ele
alınabilir. Daha sonra başı sıkıştığında bu dağlara
sığınmıştır. Dağ, su ve ağaç gibi tüm kutlu unsurlar
burada toplanmıştır.

Cemre: İlkbahar başlangıcında yedişer gün arayla önce
havada sonra su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık
artışı. Arapça olan sözcük kör durumda ateş anlamına
gelir. Mina Vadisi'nde Arafattan gelen hacıların attıkları
taşlarla oluşan yığınlara da "cemre" adı verilir. Türk
kültüründe Kor (Gor) veya Çoğ (Şoğ, Şok, Çok) olarak da
bilinir.
















Cıda (Cirit): kültüründe kutlu sayılan bir oyundur. At
üzerinde koşturularak, ucu sivri değneklerin
fırlatılmasıyla oynanır. Atsız olarak oynanan ve en uzak
mesafeye ulaştırmak için atılan biçimi ise daha çok
çağdaş sporlar arasında yer alır.

Cılka: Türk, Yakut ve Altay mitolojisinde Çocuk Tanrısı.
Çocuk doğduğunda kaderini belirler. Doğumu yapan
kadını da korur. Çocuğu olamayan kadınlar tarafından
ondan çocuk dilenir.

Cin: Modern veya antik birçok din ve inanışta, semavi
dinler de dâhil, bulunan bir tür ruhani mitolojik
yaratıktır. Farklı inanışlarda farklı karakteristiklere ve
özelliklere sahiptir. Sözcük Arapça kökenlidir.
















Ciren: Türk ve Altay mitolojisinde ve masallarda
konuşan at türü. Ceren veya Ceyren de denir.
Konuşabilen, sıra dışı bir hayvandır. Kayçı Ceren ve Kamçı
Ceren en iyi bilinen iki tanesidir. Oçı Ceren, Gıl Ceren gibi
adlara da rastlanır.

Curuntay Han: (Curantay Han) – Yasa Tanrısı.
İlahi yasaları yazar. Yasaların yazıya dökülmesi anlayışı
derin içeriğe sahiptir. Sözün yazılı hale getirilmesi onun
somutlaştırılması demektir. Bir anlamda vücut bulması,
canlı bir varlığa dönüşmesidir. Gerçekten de çağdaş
hukuk anlayışında pek çok ülkede kanunların yazılı
olması esastır.

Ç













Çak: Türk ve altay mitolojilerinde kötü ruh. Şeytan. Çek,
Şek veya Çekir olarak da bilinir.













Çakay: Türk ve Altay mitolojisinde Yıldırım Tanrısı.
Çakkay veya Şakkay olarak da bilinir.

Çarşamba: Türklerde haftanın çalışma günü olarak
sonudur ve bu nedenle bugüne değişik
anlamlar yüklenmektedir. Diğer günlerden farklı olarak
görülmektedir. Nevruzdan önceki son
dört Çarşambaya özellikle Azeri kültüründe ayrı bir önem
verilir.

Çike: Türk ve Tatar mitolojisinde Şarkı Cini. Şeke veya
Çeke olarak da bilinir. Dirsek boyunda bir cücedir.


Çıvı: Altay ve Türk halk inanışında Savaş Cini. Çığı veya
Çiği de denir. Geceleri birbirlerine ok

attıkları söylenir. Bu nedenle bu varlıkların bulunduğu
bilinen yerlerde dışarıya çıkmaya korkulur ve mecbur
kalınıp çıkıldığında da temkinli davranılır.

Çor: Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe Cin
demektir. Çer, Çur, Şor, Şar, Çora, Çura şeklinde de ifâde
edilir. Moğolcada Çotgor, Çutgur, Çutkur, Çetger, Çetker,
Çidkür, Südkür, Sötkör olarak söylenir. Gözle
görülemeyen, ateşten yaratılmış varlık.

D














Dağ Han:Türk ve Altay mitolojisinde Dağ Kağanı. Tav
(Tağ, Tak, Dak) Han olarak da söylenir.









Dağ İyesi:Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde dağın
koruyucu ruhudur. Değişik Türk dillerinde Tav (Tağ, Tak,
Dak) İyesi ve Moğolcada Uğul (Ula) Ezen olarak bilinir.

Damga: Bir şeyin üzerine bir işaret basmaya yarayan
alet, mühür demektir. Ayrıca herhangi bir şeyin üzerine
bu aletle bırakılmış olan işaret, iz anlamına da gelir.













Darhan: Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde karı koca
Metal Tanrıları. Sosyal bir statüyü ve bir meseği ifade
eden Tarkan kavramı ile yakından alâkalıdır.


Dayın Han: Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde Savaş
Tanrısı. Zayın Han da denir. Savaşçıların

koruyucusudur. Askerler savaşlardan önce kendisinden
yardım dilerler.

Dede Korkut Öyküleri: Oğuz Türklerinin en
bilinen epik destanlarındandır. 15. Ve 16. Yüzyılda
yazıya geçirilmiştir. Dede Korkut Kitabı’ndaki hikâyeler
târih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan
bir sözlü gelenek ürünüdür.
















Değirmen İyesi: Türk ve Tatar mitolojilerinde
değirmenin koruyucu ruhu. Deyirmen İyesi de
denir. Değişik Türk dillerinde Tegermen (Tiyirmen) İyesi
olarak da bilinir.

Deli Dumrul: Deli Dumrul (veya bazı halk
hikâyelerinde Dumrul Han, Dumrul Bey) – Türk ve Altay
mitolojisinde söylencesel kahramandır.












Demirkıynak: Bigadiç dağlarında yaşayan, her kılığa
girebilen, korkunç sesler çıkararak
insanların delirmelerine sebep olan, çok pis kokulu
kötücül bir yaratıktır. "Demirtırnak" da denir. Sudan çok
korkar. O göründüğü anda akarsu veya göle giren
insanlara bir zarar veremeyeceğine inanılır. Ormanlarda
yaşayan bu varlık, demir tırnaklı, demir burunludur.
"Demirtırnak", Tepegöz efsanelerinin Kazak, Karakalpak,
Kırgız, Özbek, Türkmen, Altay ve diğer versiyonlarında,
Tepegözün bazen kızı veya bazen de kız kardeşi olarak
geçmektedir. Avcı gibi ortaya çıkan kahraman, önce
Demirtırnağı, ardından da Tepegözü öldürür.

Deniz: Bir okyanus ile bağı olan ve büyük bir alanı
kaplayan ve genellikle tuzlu olan su birikintisidir. Terim
genellikle okyanus terimi yerine de kullanılır.

Deniz Han: Türk ve Altay mitolojisinde Deniz Kağanı.
Tengiz (Dengiz, Teniz, Teñiz, Deñiz) Han
olarak da söylenir. Moğollar ise Tengis Han şeklinde
anarlar.













Deniz Kızı: Belinden yukarısı dişi bir insan
görünümünde olan, ama aynı zamanda bir balık
kuyruğuna sâhip olan efsaneleşmiş düşsel inanışlardır.
Dünya üzerinde birçok kültürde denizkızları farklı, ama
birbirine çok yakın şekillerde betimlenmiştir.

Diren: Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde
Şeytan Piri. Tiren (Tiyren, Teyren) de
denir. Şeytani İnsan. Kuran-ı Kerim’deki “Şeytan Evliyası”
tabiri ile benzerlik gösterir. İnsanların her tür isteklerini
yerine getiren kötücül ruhlara da bu ad verilir. Fakat bu
ruhun karşısındaki insan o kadar kötüdür ki, onun
tarafından kandırılır. İşte bu kişilere Diren denilir.


Dokuz: Türk ve Altay mitolojisinde, halk kültüründe,
halk inancında ve Şamanizm’inde kutlu
rakamdır. Tokus, tuğız, tugıs, dokıs, toğuz, tokız olarak da
söylenir.













Dolun Han: Türk ve Altay mitolojisinde Verimlilik
Tanrısı. Tolun Han da denir. Hayvanların ve
ekinlerin verimli olmalarını, çoğalmalarını sağlar.
Yeryüzüne bereket verir. Dolunay ile bağlantılı olma
ihtimali yüksektir. Çünkü dolunay bereketin, tamlığın ve
güzelliğin sembolüdür.

Duyar Han: Türk ve Altay mitolojisinde Eziyet Tanrısı.
Tuyar veya Toyar da denir. Ateşten
yaratılmıştır. Boynuzlu ve kuyrukludur. Eli ve ayağı
yoktur. Ölüm tohumu eker. Mutsuzluk
getirir. İnsanlara eziyet eder ve delilik verir. Alnının
ortasında tek gözü vardır. Bazen yarı insan yarı şeytan
olarak tanımlanır. Üç ayaklı atı vardır. Ulu Tuyar ya da
Dohsun Duyar olarak da bilinir. Yeraltında yaşar.

E













Ebede: Türk ve Tatar mitolojisinde Ağaç Cini.
Ormanlarda yaşar. İnsanlara zarar vermez. Bâzen yaşlı
bir kadın görümündedir. Ormanlarda yerlerdeki kurumuş
ağaç yapraklarından gelen çıtırtılar onun ayak sesleridir.

Ebey: Türk ve Altay mitolojisinde Yeryüzü Tanrıçası.
Abay veya Apay da denir. Yeryüzünü korur. İskit (Saka)
mitolojisindeki Ana Tanrıça Abay ile bağlantılıdır.


Ecey: Türk ve Altay mitolojisinde yeryüzündeki ilk
kadın, Havva. Ece, Eçe, Ejey, Ecey de denir. Törüngey'in
eşidir. Sümerlerdeki Ecem (Kraliçeler Tanrıçası) ile de
bağlantılıdır. Âdem ise Elley veya Törüngey olarak bilinir.
Türkçede ise abla, kraliçe gibi anlamları vardır. İlk insan
olan kocasının ve kendisinin adı Ecey (Ece) ve Elley (Ele)
şeklinde geçerler. İlk insan (ilk erkek ve ilk kadın)
kavramlarına tüm kültürlerde ilgi duyulmuştur, çünkü
insanın yeryüzünde ne zaman ve nasıl var olduğu sorusu
daima merak edilmiştir.

Ekin İyesi: Türk ve Tatar mitolojilerinde ekinin
koruyucu ruhu. Arış İyesi de denir Ayrıca dirgen, tırmık,
yaba, döven, kosa, orak, bel, kürek, kazma gibi tarım
araçlarının her birinin dâhi iyeleri olduğu düşünülür.

Elbis: Türk, Yakut, Tuva ve Altay mitolojisinde Kavga
Tanrısı. İlvis (ilbis, Elvis, Yilbis) Han
şeklinde de tanınır. Elbis Kuha (İlbis Kığha) olarak da
anılır. Savaş Tanrısı olarak da algılanır.
Acımasızdır ve insanlara acımasızlığı telkin eder. Savaşçı
bir karakteri vardır. Şeytâni özelliklere sahiptir.

Emegen: Kafkas efsânelerinde anlatılan çirkin,
insanüstü, zaman zaman birden fazla başı

olan dev varlıklardır. İmegen de denir.


















Erdeney: Türk ve Altay mitolojisinde Haber Tanrısı.
Tanrıların haberlerini insanlara iletir. Habercileri ve
ulakları korur. Uçan beyaz bir atı vardır. Elçilerin

başlarına zarar gelmesine engel olur. İletilen haberlerin
olduğu gibi, ilmeden yerine
ulaştırılmasının önemi sembolize edilir.

Eren: Türk halk inancında Evliya demektir. İren veya
Yiren de denir. Ermiş olarak da adlandırılır. Kendini
Tanrıya ve onun yoluna adamış kişi.











Ergene İyesi: Türk ve Altay halk inancında mâden
ocağının koruyucu ruhu. Urka (Urkay, Urhay) İyesi olarak
da bilinir. Her mâden ocağı için farklı bir İye vardır. Bu
iye, insan gözüne gözükmez, fakat ıslık çalar, kedi gibi
miyavlaması ve bebek ağlaması, köpek uluması gibi
sesler çıkarır. Çalışan işçilere yardım eder, meselâ mâden
ocağı çökeceği zaman işçilere “Gidin” diye seslenerek
onları kazadan korur. Türk işçilerin Ukrayna, Rusya gibi
ülkelerdemaden işçiliğine gittiklerinde dâhi buralarda bu
İyeye dua ederek yardım diledikleri anlatılır.

Erkenek: Türk ve Tatar halk inancında armak
boyunda bir insan. Türklerde ruh başparmakta bulunur.
Öbür Dünya'da insanlar çok küçük boyludur. Türkler,
insanların binlerce yıldır boylarının ve ömürlerinin
kısaldığına inanırlar. Eskiden insanlar çok iri ve uzun,
ayrıca daha uzun ömürlüymüş, binlerce yıl yaşarlarmış.
Boyları ve ömürleri kısalarak bugünkü durumlarına
ulaşmışlardır.
















Erkliğ Han: Türk ve Altay mitolojisinde Uzay Tanrısı.
Yıldızlardan, göktaşlarından ve gök
nesnelerinden sorumludur. Erklik olarak da söylenir. Adı
gezegenlerden birisine (Satürn veya
Venüs) verilmiştir. Birçok bilimciler, (Erklik söyleyişi) isim
benzerliği yüzünden Tengricilik'te
yeraltı âleminin efendisi olan Erlik ile karıştırırlar.

Erlik: Türk ve Altay mitolojisinde Kötülük Tanrısı. Erlik
Han eski Türklerin inancı Tengricilikte yeraltı âleminin
efendisidir. Moğollar ise Erleg veya Yerleg derler.

















Erşek: Türk ve Altay mitolojisinde söylencesel yaratık.
Pars ve Ayı’nın çiftleşmesinden1 doğan efsâne yaratığıdır.
Yarı ayı yarı pars olarak da düşünülür. Gövdesi pars,
kafası ayı şeklindedir. Pençeleri de ayınınkiler gibidir.


Esin: Metafizik, doğaüstü veya tanrısal yetenek veya
buna bağlı söz, duyum ve algı. İlham.

Etkilenme, çağrışım, içe doğma ile gelen yaratıcı
düşünce.


Eşik İyesi: Türk halk inancında eşiğin koruyucu ruhu.
Eşgik İyesi veya Esik İyesi olarak da söylenir. Eşanlamlı
olarak Astana İyesi veya Bosağa İyesi ifadeleri de
kullanılır. Moğollar Bohogo Ezen derler.

Etügen: Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde Yeryüzü
Tanrıçası. Ütügen veya İtügen olarak da söylenir.




















Ev İyesi: Türk halk kültüründe evin koruyucu ruhu. Üy
(Uy, Oy, Öy) İyesi olarak da tanınır.
Moğollar Ger (Ker) Ezen derler.

Evren: Düzenli ve uyumlu bir bütün oluşturan,
bildiğimiz varlık âlemindeki tüm her şeyin bütünü. Türk
Dünya ve Uzay anlayışında Evren iki katlıdır: Yer ve Gök.
Yer dişiliği, Gök erkekliği simgeler. Başka bir
sınıflandırmada ise üç katlıdır. Ancak aslında ikili
sınıflandırmanın biraz genişletilmiş bir hali olup (çünkü
Yeraltı aslında Yerin bir parçasıdır) bu üç katlı anlayış
dünyevi olmaktan ziyade öteki âlemi içerir. Cehennem
yeraltında, Cennet gökyüzündedir. Bu sınıflandırmanın
merkezinde insanın yaşadığı Dünya vardır. Buna göre
aşağıya ve yukarıya doğru birer katman eklenir (Yeraltı
ve Yerüstü). Bu katmanlar da alt ve üst katlara kendi
içinde bölünür.

F













Fal: Bazı alet ve araçlarla ya da bazı yöntemlerle, içinde
bulunulan zamanla ve gelecekle ilgili yorumlar yapma
tahminde bulunma işidir. Fal bakan kişiye falcı denir. Yüz
falı, tarot, iskambil falı, bakla falı, el falı, kahve falı gibi
birçok fal çeşidi bulunur. Sezgiye dayalı bir tahmin

uygulamasıdır ve doğruluğu büyük bir tartışma ve
spekülasyon konusudur. Şiddetle karşı çıkanlar ve bir
safsatadan ve aldatmacadan ibaret bulunduğunu öne
sürenler olduğu gibi savunanlar ve kesin olarak inananlar
da vardır.

G













Gal Han: Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde Ateş
Tanrısı. Ateşin ve ocağın devamlılığını sağlar. Al/Hal
inancı ile bağlantılıdır. Moğol kökenli bir kavramdır.
Türklerdeki Al (Hal) Ana’nın karşılığı olarak düşünülebilir.
Tehlikeli ve zaman zaman kızıp yangınlar çıkaran bir
varlıktır. Bu kelimeden türeyen ve Ocak Tanrısı anlamına
gelen Golomto Han adlı bir karaktere yine Moğol
mitolojisinde rastlamak mümkündür.

Geyik Ana: Türk, Moğol ve Altay mitolojilerinde
Geyik Tanrı. Bazı Türk boylarına yol göstericilik yapar.















Gezer Han: Türk, Altay, Moğol ve Tibet efsânelerinde
adı geçen söylencesel hakan. “Abay Geser” veya Geser
(Keser, Kezer) Han olarak da anılır. Türk, Moğol ve Tibet,
Tunguz efsâne kahramanıdır.

Gök Han: Türk ve Altay mitolojisinde Gökyüzü Kağanı.
Kök (Kük) Han olarak da bilinir. Oğuz
Han’ın ilk eşinden doğan oğludur. Türk yurdunun
sınırsızlığını ve enginliğini simgeler. Göğün
enginliği ve sonsuzluğu büyük öneme sahiptir. Gök
Han’ın ongunu Sungur kuşudur. Maviye
çalan bir rengi vardır. Diğer kuşları avlamakta kullanılır.
Gök ve Han Birleşerek Gökhan diye
erkek ismi olmuştur.
Gökkuşağı: Güneş ışınlarının yağmur damlalarında
veya sis bulutlarında yansıması ve kırılmasıyla meydana
gelen ve ışık tayfı renklerinin bir yay
şeklinde göründüğü meteorolojik bir olaydır.
Gökkuşağında görülen yedi renk; kırmızı, turuncu, sarı,
yeşil, mâvi, lacivert ve mordur.

Gök Tanrı: En yüce yaratıcıdır. Soyut bir kavram
olarak yer alır. İnsan biçimli değildir. Eşi ve benzeri
olmayan, insanlara yol gösteren, onların varoluşuna
hükmeden, cezalandıran ve ödüllendiren bir ulu varlıktır.
İnsanların yaşamına doğrudan karışır, buyruklar verir,
iradesine boyun eğmeyenleri cezalandırır, insanlara
bağışladığı iktidar (kut) ve kısmeti (ülüğ) değerini
bilmeyenlerden geri alır.



Güreş: Uygulayıcılarının birbirlerine vurmaksızın
rakiplerini yenmeye çalıştıkları bir spor türü. Güreş
tarihteki en eski sporlardan biridir ve zamanla farklı stil
ve formları geliştirilmiştir. Güreş genellikle savaş
sanatları arasında değerlendirilir.

H













Hadur: Macar Savaş Tanrısı. Macarca "ordularının
efendisi" anlamındaki “Hadak Ura” sözcüklerinin
bileşimidir.


Hal Ata:İnsanları kandıran bir varlık olarak görünür.
Sözcük kökeni itibâri ile
bakıldığında Moğolca Gal (ateş) ile bağlantılıdır. Kızıl
giysiler giyer. Kızıl renkli ve ateş yalımına
benzeyen sakalları vardır. Al Ana’nın eril karşılığı olarak
da düünülebilir. Yurt koruyucusu, Al Ana inancından
doğan iyi bir ruhtur.

Halay: Türkiye'nin Doğu Anadolu, Güneydoğu
Anadolu, İç Anadolu ve Çukurova bölgesinde
oynanan halk oyunlarının genel ismidir.














Han: Eski Türk ve Moğol topluluklarında hükümdar.
“Ulu insan”, “lider” anlamları taşımaktadır. Moğolcada
ve bazı Altay lehçelerinde Kan (Gan) olarak da söylenir.
Arapça’da melik, Farsça’da şah, Latince’de regis,
İngilizce’de king denilen kral kelimesinin Türkçe’deki
karşılığıdır.

Haydut: Yol kesici, harâmi, soguncu, eşkıya. Aynı
zamanda bir masal ve efsane motifi olarak
edebiyatta yer alır. Kuldur veya Uğru da denir.















Hızır: Türk ve Ortadoğu mitolojisinde saygı gören,
Kuran’ın Hehf suresinde de Allah katından kendisine bilgi
ve hikmet verildiği ifâde edilen bir karakterdir. Kuran’da
Musa ile arkadaşlığı anlatılır. Fakat hikâyenin diğer
versiyonlarında o Hz. İbrahim, İranlı mitolojik kral
Feridun, Makedonyalı İskender, veya Türk mitolojisinde
olduğu gibi (hıdrellez) İlyas ile birlikte anılır.

Hürmüz: Türk mitolojisindeki Kürmez (Körmöz,
Körmös, Kürmüs) ile özdeşleşmiştir. İran (Maniheizm ve
Zerdüştlük) kökenli bir tanrı olmasına karşılık eski bir
türk tanrısı olan Kürmez Han ile eşdeğer tutulmuştur.
Ahura Mazda “Bilginin Efendisi” demektir.

I













Irkıl: Türk ve Altay mitolojisinde söylencesel Şaman.
Arkıl Han olarak da bilinir. Şamanların atası olarak kabul
edilir.

Irmak İyesi: Türk ve Altay inancında ırmağın
koruyucu ruhu. Irmag (Yırmag) İyesi olarak da
söylenir. Moğollar Mür (Mör) Ezen veya Müren (Mören)
Ezen derler. Azeri dilinde Çay iyesi
olarak da bilinir.












Izıh Han: Türk ve Altay mitolojisinde Hayvan Tanrısı.
Itıh Han olarak da anılır. Hayvanları ve
özellikle atları, Idık olarak doğaya salınan azat kurbanları
koruyan tanrıdır. Dağların zirvesinde
yaşar.

İ




İblis:İslâmiyet'te ne olduğu ile ilgili pek çok görüş
vardır. İblis'in hakkında Kuran'da birçok ayet mevcuttur.
Özellikle şu üç görüş üzerinde durulur;
•1) İblis, bir melek idi. Bu görüşte meleklerin cin adlı
cenneti koruyan bir kabîlesine
mensup olduğu görüşü hâkimdir. Melekler ve cinler
gözükmez. Bu yüzden melekler de,
cinler sınıfına dâhildir. “O, cinlerdendi.” denilmiştir.
•2) Bu husustaki ikinci izaha göre ise, İblis ateşten
yaratılmış olan cin şeytanlarındandı ve
onların ilk atasıydı.
•3) Üçüncü görüşe göre o, meleklerdendi, ama sonra
şeytana dönüştürüldü.

İçite: Türk ve Altay mitolojisinde Sağlık Tanrıçası.
Hastalıkları önler, insanlara sağlık verir. Yaşlı ve bilge
görünümlü bir kadındır. Sâhip olduğu güç yardımıyla
derdi hastanın vücûdundan kovar. Kızıl saçlı, inci dişli,
gelecekten haberler verebilen, insanları beladan koruyan
bir varlıktır. Çevresi sık ormanlarla kaplı bir gölün içinde
yaşar.
















İfrit: Cinlerin en güçlülerinden olan soyut varlıklardır.
Sözcük Arapça kökenlidir ve İslam

kültüründe de rastlanır. Sıradışı güçleri vardır ve son
derece kurnazdırlar. Yeraltında yaşadıkları ve büyük
görkemli kanatları olduğu söylenir. İnsanlar gibi evlenir
ve kabîleler hâlinde yaşarlar. İyi ve kötü türleri vardır
ama çoğunlukla acımasızdırlar. Masallarda insanları,
özellikle genç kızları kaçırırlar.

İksir: Mitolojide ve masallarda adı geçen ve sıra dışı
özellikleri olan su veya sıvı. Kimi zaman ab-ı hayat
(ölümsüzlük) suyu ile eşdeğer tutulurken kimi zamanda
masallarda içenlere sıra dışı güçler veren bir sıvı olarak
yer alır. Görünmezlik, şekil değiştirme, uçabilme,
silâhlardan korunma, mekânda atlama yapabilme bu
özelliklerden bazılardır.

İn İyesi: Türk ve Altay halk inancında mağaranın
koruyucu ruhu. Hin İyesi veya Ünkür (Öngür, Üngür)
İyesi ya da Mağara İyesi olarak da bilinir. Moğollar Hongıl
Ezen derler. Her mağara için farklı bir İye vardır.
Türklerde mağaralar farklı âlemleri ve gizli diyarları
birbirine bağlayan geçitlerdir. Yer altı dünyasını
yeryüzüne bağlayan kapılardır.

K















Kabulgan: Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde “Şekil
değiştirme” kavramı. Metamorfoz, transformasyon.
Kubulgan veya Kabulgak da denir. Moğollar Hubılgan1
olarak söylerler. Don Bürünme (Ton Bürgünme) veya
Donuna Girme (Tonuna Girme) şeklinde de ifâde bulur.

Kaldaz: Türk ve Altay mitolojisinde Ateş Tanrıçası.
Başka bir görüşe göre mal (sığır) ve
büyükbaş hayvanların koruyucusudur. Emrindeki olan
canlılara Kaldazın adı verilir.

















Kam: Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe büyücü din
adamı, Şaman. Gam veya Ham olarak da söylenir. İlkel
topluluklarda doğaüstü güçlerle iletişime geçebilen din
adamı.

Kambar Ata: Sibirya Türklerinin, özellikle Yakutların
ve Altayların Tengricilik inancında, atları
koruyan ruhtur.

















Kara Oğlanlar: Türk ve Altay mitolojisinde Kötülük
Tanrıları. Kara-Erler de denir. Erlik Han’ın
oğullarıdırlar. Sayıları dokuzdur. Moğolların “Dokuz Kana
Susamış Tanrı”ları ile benzerlik
gösterirler. İnsanlara kötülükler getiren kara fırtınalar
estirir, kan yağmurları yağdırırlar. Erlik’in sarayının veya
yeraltının kapılarını bekledikleri için Kapı Bekçileri diye
anılırlar.

Karabasan: Türk halk kültüründe Kâbus ve buna
neden olan varlık. Karabasma (Garabasma)
da denir. Karabasanlar geceleri insanların üzerine çöken
kötücül varlıklardır. Kâbuslara neden olurlar.


















Karluk Han: Türk ve Altay mitolojisinde Duman
Tanrısı. Karlık olarak da bilinir. Ülgen’e
kurbanların ruhlarını iletir. İnsanların yaşamlarını
denetler, bir değişiklik olduğunda Ülgen’e
bildirir. İşareti dumandır. Yakılan kurbanlardan çıkan
duman onun geldiğini gösterir.

Karuk: Ölümcül, yok edici karanlık. Hiçliği ifâde eder.
Karşıtı olan Yaruk ise nur demektir. Yaruk ve Karanuk
tabirleri Aydınlık ve Karanlık şeklindeki daha basit
içeriklerden biraz farklı olarak dinsel ve ilâhi bir anlama
sahiptirler. Tüm kültürlerde Karanlık ölümü, yalnızlığı,
kötülüğü ve korkuyu çağrıştıran bir unsur olarak ele
alınmıştır.



Katay: Türk ve Altay mitolojisinde Deprem Tanrısı.
Kaday veya Kıtay (Kıday) olarak da

söylenir. Demirci Tanrısı olarak da görünür.

Kıla İyesi: Altay halk inancında Hayvanlar Ruhu. Gul
(Kölö, Kiğil, Kığıl, Kölük, Kölik) İyesi olarak da bilinir.
Hayvanların koruyucu ruhudur. Her hayvan için farklı bir
İye vardır.














Kızagan: Türk ve Altay mitolojisinde Savaş Tanrısı.
Kızığan da denir. Göğün dokuzuncu katında yaşar. Kayra
Han’ın oğludur. Çok kuvvetlidir. Orduları yönetmekte,
savaşları kazanmakta, düşmanı yenmekte komutanlara
yardımcı olur.

Kızıl Elma: Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle
Oğuz Türkleri için üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan
ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya
düşlerdir. Türk devletleri için bir hedefin ve amacın
simgesidir. Kırmızı Elma. Olgun, kızarık elma anlamı, bir
sembol ve imgedir. Bazen fethedilmesi gereken illeri
ifâde eder, çoğu kez ise bütün Türklerin, tek bayrak
altında toplandığı devletin simgesidir.

Kilin: Türk ve Altay mitolojisinde yer alan boynuzlu
attır. Çoğu zaman tek boynuzlu olarak tasvir edilir.
Boynuz gücü simgeler. Sözcük, güç ve toprak, çamur
anlamlarını taşır.















Kopuz: Türk ve Altay halk kültüründe çalgı. Komus da
denir. Bağlama’nın atası olan müzik aletidir. Türkler’de
önemi büyüktür. Bağlama ve Kopuz kutsal sayılır.

Korkut Ata: Türk, Altay ve Oğuz efsanelerinde,
masallarda ve halk hikâyelerinde adı geçen
söylencesel ozan. Dede Korkut olarak da bilinir. Dede
Korkut Hikâyelerinin anlatıcısı olduğu
kabul edilir.

Koça Han: Türk ve Altay mitolojisinde Bereket
Tanrısı. Kosa Han da denir. Kendisi adına
İlkbaharda “Koçagan/Koçıgan” adlı bereket töreni yapılır.
Şor Türklerinde ise bu törenin
Sonbaharda yapılan yansımasının adı “Paktıgan” olarak
yer alır. Bu isim de Baktı Han’ın adından gelir. Zaman
zaman adı Baktı Han ile birlikte anılır. Bu törende ev ev
dolaşıp pay toplar. Kosa töreniyle yakından ilgilidir. Bu
törenlerde Şaman bir maske takar. Akşamüzeri
topladıklarını yığarak bir şenlik yapar.



















Kulbastı: Türk, Altay ve Kafkas mitolojilerinde kötü bir
varlık ve onun neden olduğu ızdırap verici, korkunç
görüntü, halüsinasyon.

Kurban: İlah olarak kabul edilen ya da yüceltilmiş bir
varlığa sunulmak üzere öldürülen canlı.
Bir dileğin gerçekleşmesi için sunulan kurbana ise adak
denir.















Kurgan: Türk ve Altay kültüründe kutsal mezar, türbe.
Korgan olarak da söylenir. İçinde ulu ve kutlu kişilerin
yattığı dikkat çekici gömüt.













Kut: Türk, Moğol ve Altay Şamanizm’inde ve halk
inancında kutsal enerji, yaşam gücü.

Küldürgiş: Türk ve Altay halk inancında ve halk
kültüründe Güldürü Cini. Kultarkaç olarak da
bilinir. Ormanlar ve çöllerde yaşarlar. Çok büyük
göğüsleri olan kızlardır. İnsanları yakalayınca
onları güldürecek davranışlar sergilerler. İnsanların
yollarını kesip gıdıklarlar.

L













Lokman: Kur'an'da ve halk efsanelerinde bahsi geçen,
hikmet sahibi olduğuna inanılan kişi.











Lura: Nivih halkının mitolojisine göre yaratılışta suyun
altından balçığı çıkararak

Dünyanın oluşumuna neden olan yaban ördeğinin adıdır.

M













Malahay: Türk ve Altay mitolojisinde Ceza Tanrısıdır.
Mankalay veya Mangalay olarak da
tanınır. Yakutların Tengricilik inancında, yeraltı âleminde
suçlu insanların cezalarını tertip eden tanrı seviyesinde
hâkimlerden biridir. İsmi süvari, atlı anlamları taşır.
Moğolcada başlık, kalpak, örtmek gibi anlamları da
vardır.


Click to View FlipBook Version