NİSAN 2019 SAYI:2
“YOL”A ÇIKMAYA
“YOGA”YA HAZIR MISIN?
FÜSUN UZUNOĞLU ERİŞ
ENGİNAR YEMEKLERİ DENİZİN KARAYLA
TARİFLERİ KUCAKLAŞTIĞI
BETÜL BATUR ÜNAY NORVEÇ FİYORDLARI
ARZU ÖZKANER ÖZKUŞ
BİYOLOJİK SÜS HAVUZU ENGİNAR KALBİNİ AÇIYOR SİBEL UYAR
BİTKİLERİ BURAK OĞUZ
MELTEM DÜZBASTILAR
ARZU MERMERCİOĞLU
5. ULUSLARARASI
URLA ENGİNAR FESTİVALİ
VOURLmAag
MERCANLAR OPEL İZMİR
2
GAZİEMİR / İZMİR 0232 282 0 333
0232 282 0 333
Akçay Cad. No: 99/2
Telefon Numaramız 3
Servis Telefon Numaramız
VOURLmAag
VOURLmAagay l ı k y a ş a m t a r z ı d i j i t a l d e r g i s i
Enginar. Kralların yiyeceği. 16. yüzyıl Avrupa’sında “soylu” bir
bitki olarak kabul edildiğinden asillerin ve zenginlerin sofralarının
baştâcı olmuş. Osmanlı Mutfağında da kendisine yer bulan enginar
günümüzde neredeyse unutulmuş. Orjinal adı Cynara Scolymus olan
enginar adını bir efsaneden almış ender bitkilerden. Efsaneye göre
Zeus güzelliği ile ünlü Cynara'yı görür. Ona aşık olur. Cynara'yı bir
tanrıçaya çevirir ve Olimpos dağına götürür. Zamanla Cynara ailesini
özler ve gizlice ailesinin yanına gider. Bunu öğrenen Zeus o kadar kızar
ki Cynara'yı dikenli bir bitkiye dönüştürür. Diğer bir efsaneye göre de
çapkın Zeus bir müddet sonra gönlünü Afrodit'e kaptırır. Bunu öğrenen
Cynara kıskançlıktan deliye döner ve Zeus'a rahat vermez. Öfkelenen
Zeus Cynara'nın kalbini dikenli yaparaklarla çevirir ve enginara
dönüştürür. Hangisi doğrudur bilinmez ama belki de enginar kalbi bu
yüzden bu kadar güzel, lezzetli ve şifalıdır.
Urla enginar sayesinde bir festival, festivaller sayesinde de gastronomik
bir kimlik kazanma yolunda hızla ilerliyor. Enginar bir dünya mutfağı
lezzetine dönüşüyor. Enginar 5. kez kalbini açıyor.
Şunu da söylemeden geçmek istemeyiz; Vakti zamanında dünyanın bir
başka köşesinde ABD’nin enginar üretilen eyaletlerinden Kaliforniya’nın
Castroville'de kentinde, 1948 yılında düzenlenen ‘Enginar Festivali’nde
bir güzellik yarışması yapılmış. Bu yarışmada, 22 yaşındaki Norma
Jeane Mortenson ilk ‘Enginar Güzeli’ seçilmiş. Kim bu Norma Jeane
Mortenson derseniz daha sonra 'uçuşan etekleriyle' tanıdığımız Marilyn
Monroe'den başkası değil.
4
5
VOURLmAag
Kapak: SELİN SEYHAN
Fotoğraf: Tayfun Özel
Makyaj: Handan Çelimli Gencay
Kostüm: Karmaşık Butik
İmtiyaz sahibi
Vourla Dijital Medya Ajansı
Genel Yayın Yönetmeni
Tayfun Özel
Grafik Tasarım
Vourla Dijital Medya Ajansı
Reklam Sorumlusu
Ecem Özbey
Yayın Türü:
Süreli (Aylık) Dijital Dergi
Yönetim Yeri:
Park Sokak No:62B
Urla - İzmir
[email protected]
/vourlamag /vourlamag /vourlamag /vourlamag
Vourlamag isim ve yayın hakkı Vourla Dijital Medya Ajansı’na aittir.
Tamamen gönüllü kişilerle çalışılmaktadır. Yazarlarına, içerik sağlayanlara vb. para ödenmemektedir.
Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve görseller izin alınmadan kullanılamaz, özet ya da kısmen alıntı yapılamaz.
Yayınlanan her türlü ilan / reklam, yazı ve konular sahiplerinin sorumluluğundadır. Dergi sahibine sorumluluk atfedilemez.
ÜCRETSİZ ABONELİK ve daha fazlası için uygulamamızı indirin.
Çok yakında Google Play ve AppStore’da.
6
7
VOURLmAag 62
72
52 88
8 82 92
46
42
İÇİNDEKİLER
MODA - KADIN 233884
MODA - ERKEK 40
MODA- ÇOCUK 42
İP 46
ALANDAN TASARRUF ETTİREN 5 YARATICI FİKİR
52
NORVEÇ FİYORDLARI 62
5. ULUSLARARASI URLA ENGİNAR FESTİVALİ
70
ENGİNAR YEMEKLERİ 72
76
BİYOLOJİK SÜS HAVUZU BİTKİLERİ 80
82
DÖNÜŞÜM BAŞLASIN! 86
88
MUTLULUĞUN PEŞİNDE
90
KEDİ VE KÖPEKTE TÜY DÖKÜLMESİ
92
BRONZ OLMAYI KİM SEVMEZ?
94
TEKNOLOJİ
104
KUMDA SÜRÜŞ TEKNİKLERİ
DOĞAYA YARDIM ZAMANI
KİTAP
ENERJİ BOYUTU VE SAĞLIK ETKİLERİYLE DUYGULARIMIZ
BURÇ YORUMLARI
9
VOURLmAag Hüner Coşkuner
İZSİAD TSM Korosu ve
Hüner Coşkuner Konseri
Karşıyaka Deniz Baykal Kültür Merkezi’nde TSM Sanatçısı Hüner Coş-
kuner’in konuk sanatçı olarak katıldığı ve büyük ilgi gören gecede İZSİ-
AD üyeleri müzik ziyafeti çekti. Şef Engin Karadağ yönetimindeki İZSİ-
AD’lı kadınlardan oluşan koro 70’li yılların birbirinden güzel şarkılarını
seslendirdi.
Gecede sahne alan Hüner Coşkuner ise İzmir’de bulunmaktan büyük
keyif aldığını belirterek, Türk Sanat Müziği eserlerini seslendirdi. Birçok
şarkısını izleyicilerle birlikte söyleyen Coşkuner’e programın sonunda
İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt teşekkür plaketi ile
çiçek takdim etti. İZSİAD’lı kadınların büyük bir emek harcayarak bu
geceye hazırlandıklarını belirten Küçükkurt, bütün kadınlara teşekkür
etti. İZSİAD’lı kadınlar solo performansları ile de izleyenlerin takdirini
toplarken, geceyi izleyenlerle birlikte söyledikleri İzmir Marşı ile kapat-
tılar.
10 Ayhan-Eray Baran Beyhan Aksoy - Nurgül Kavur Davut - Sebahat Yanik
Dilek Özkarali - Sülün Akmercanoğlu Gülseren Canatan - Zatinur Özkaya Hasan - Nazmiye Küçükkurt
Hilal Özer - Ferdal Demiral Özge Küçükkurt Nazan Tütüncü - Dilek Önd1e1r -
Güler Dalgıç
VOURLmAag
Nermin - Cengiz Yavaş Selime Çelik - Ferdane Kaya Nevin Dönmezler - Ayşe Özçiftçi
12Sevinç Taş - Gülten Avcı - Sevil Gül Zengin Yiğit - Ayşe - Salih Çifçi
13
VOURLmAag DAVET Sibel Uyar - Ayşe Başkanoğlu
Urla'nın İlk Kadın Belediye Başkanı
Sibel Uyar’a Teşekkür Yemeği
Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar Türk Kadınlar Birliği Urla Şubesi tara-
fından La Pena Restoran’da kendisi için düzenlenen teşekkür yemeğine
katıldı. Şu ana kadar yapmış olduğu hizmetlerden ve kadınlara verdiği
desteklerden dolayı Başkan Uyar’a teşekkür eden Türk Kadınlar Birliği
Urla Şube Başkanı Ayşe Başkanoğlu; “5 yıllık süreçte Başkanımızla her
zaman uyum içinde çalıştık. Bizlere her zaman destek oldu. Birlikte çok
güzle işler başardık. Bugünde burada Başkanımız için toplandık. İste-
dik ki Başkanımız Sayın Sibel Uyar’a bir teşekkür edelim. Bizler de her
zaman başkanımızın yanında olup, destekçisi olacağız. Birlikte birçok
güzel işlere imza atacağız” dedi.
Her zaman kadınların yanında olduğunu, kadınların da hayatın her
alanında olması gerektiğini birkez daha vurgulayan Urla Belediye Baş-
kanı Sibel Uyar; “Ben her yerde kadınları anlatıyorum. Kadınların sa-
dece siyasette değil her alanda olması gerektiğini söylüyorum. Ama
galiba yeterince birlik olamıyoruz. Birlik olsak herşey daha farklı olabilir.
Ben bunun için çalışmaya devam edeceğim. Bu beş yılda çok şeyler
öğrendim. Urlamıza ve Urlalılarımıza hizmet etmeye çalıştık. Bundan
sonrada Urlam için çalışmaya devam edeceğim. Emeği geçen herkese
çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
14Figen Bak - Figen Terzi Dilek Bengi Radife Orbay - Radife Büyüksomalı
Nurdan Canbolat - Dilek Bengi - Figen Terzi - Figen Bak - Gülten Çakır
Hatice Erenler Mitingoğulları - Pervin Birsen Burak - Ruhsar Güngören Betül Batur Ünay 15
Eğrikülah
VOURLmAag
Gülsevin Sezgin Birsen Tanrıer - Gülten Çakır Övün Ünal
16 Çiğdem Ünay Figen Önder - Münevver Çetin
17
VOURLmAag
Gül - Rüzgar - Doğan - Alvin Dermenci
Dermenci'lerden
Aile Arasında
Doğum Günü
Kutlaması
Doğan ve Gül Dermenci çifti oğulları
Rüzgar Dermenci’nin 5. Yaş gününü
kutladılar. Ayşe Hanım Konağı Butik
Otel’inde yakın arkadaşlar ve aile
arasında kutlanan doğum günü
samimi bir ortamda gerçekleşti.
Konağın geniş bahçesinde koşup,
oynama fırsatı bulan çocuklar
günün tadını doyasıya çıkarttılar.
18 Gül - Rüzgar - Doğan Dermenci
Fikret Aygün - Melis Tetik Yiğit - Duygu - Eliz Baratalı Hasan - İpek Aygün
Tülin Durali - Ayşe Dermenci İsmail - İlkay Dermenci Selin - Erman Dural1i 9
VOURLmAag
Orçun Berrakçay - Semra Güngör - Neslihan Girgin - Emre Sarıgedik - Hasan Çetin
Neslihan Girgin Otizmli Çocuklara
Destek Etkinliği
20
Küçük Kulüp Derneği ve Buca Rotary Kulübü ortaklaşa yürüttüğü
'Otizmin Farkındayız Onların Yanındayız' programı dahilinde otistik
çocukların aileleri ile bir araya geldi. Toplantıya psikolog Neslihan
Girgin de konuşmacı konuk olarak katıldı. Söyleşinin ardından ODER
Otizm Derneği’nin desteklediği otizm tanılı çocukları ve gençleri bir
araya getiren, pek çok ulusal ve uluslararası başarıya imza atmış İzmir
Otizm Orkestrası ve Korosu (İZOT), 20 kişilik grubu ile Şef Dr. Orçun
Berrakçay yönetiminde konser verdi.
Küçük Kulüp Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Sarıgedik yaptığı
konuşmasında 'Otizm Farkındalık Haftası' dolayısıyla nisan ayında
Ankara'da düzenlenecek etkinliğe davet edilen İzmir Otizm Orkestrası
ve Korosu üyesi 20 çocuk ve ailelerinin ulaşım ve konaklama
masraflarının Küçük Kulüp Derneği ve Buca Rotary Kulübü tarafından
karşılanacağını açkladı. Buca Rotary Başkanı Hasan Çetin ise, "Dünyada
otizmli bireylerden kurulmuş en büyük orkestra ve koro olan İZOT’a
destek vermekten mutluyuz." dedi. Etkinliğin sonunda, ODER Otizm
Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve İZOT Koordinatörü Semra Güngör
Küçük Kulüp Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Sarıgedik ve Buca
Rotary Başkanı Hasan Çetin’e teşekkür plaketi sundu.
Hasan - Yonca Çetin İlker - İlknur Balcı Genç Şebnem - Yiğit Temizocak
Ceyda - Emre Sarıgedik Zeynep Akyünlü Semra Güngör 21
VOURLmAag
Reyhan Özlen - Neptün - Tunç Soyer - Yasemin Reşitoğlu
Reyhan Özlen Sergi Geliriyle Burs
22 Peyzaj Mimarı ve Fotoğraf Sanatçısı Reyhan Özlen,
dünyanın beş kıtasında çektiği fotoğrafları İzmir Ticaret
Odası’nda sergiledi.
Dünyanın Beş Kıtasından Yaşantının Suretleri adıyla
sergilenen fotoğrafların geliri, Ege Çağdaş Eğitim
Vakfı (EÇEV) ve Gündoğdu Rotary Kulübü aracılığıyla
bursa dönüştü. Serginin açılışı için özel bir davet
organize edildi. Sanat, iş ve siyaset dünyasından pek
çok davetlinin katıldığı davette konuşan EÇEV Yönetim
Kurulu Başkanı Yasemin Reşitoğlu, “Sanat, hayata renk
ve anlam katıyor. Bunu yaparken sanatın ve sanatçının
sosyal sorumluluk çalışmalarına destek vermesi, bu
anlamı daha da yüceltiyor. Kuruluşundan bu yana
yaklaşık 20 bin çocuk ve gencin eğitimine destek olan
vakfımızın çalışmalarına sanatıyla katkıda bulunan
sevgili Reyhan Özlen’e tüm EÇEV ailem adına yürekten
teşekkür ediyorum” dedi.
Akın - Yağız Kazancıoğlu Işıl Nişli Yasemin Reşitoğlu
Yeşim Alça - Umur Türker - Sema Akça Tankut Karabacak - Selami Özpoy2ra3z
VOURLmAag
Belgin Günaydın
Belgin Günaydın'ın
"Sis Dünyası"
Belgin Günaydın, beşinci kişisel sergisini İzmir Gt Art
& Interiors Sanat Galerisi’nde açtı.
Halen Yurtbay Seramik Ürün Geliştirme ve Tasarım
Müdürü olarak iş hayatını sürdüren, aynı zamanda
da resim çalışmalarına devam eden Günaydın, ‘Sisli
Puslu, Renkli Renksiz’ olarak adlandırdığı sergisini
yaklaşık dört buçuk yılda tamamladığını ifade etti.
Beşinci kişisel sergisinde yağlı boya ve akrilik tekniği ile
hazırladığı otuz üç tabloyu sergileyen sanatçı, sade-
ce sis değil, resimlerinde çevre kirliliği, savaşlar, iklim
bozulmaları gibi pek çok konuya dokunduğunu, bu
konuların insanlara etkisini renklerle sembolik olarak
meydana getirdiğini söyledi.
Ö2z4gül Atasoy - Nermin Mert - Fatoş Keleş
Ahsen Tutal - Selda Gökçe Ayşe Kantar - Fulya Savaş Hüseyin - Selen Taşçı
Nermin Solar - Sevin Turgut - Güler Ünlü Koray Gürbüz 25
Reyhan Hasbora Kepoğlu
VOURLmAag
Gözde Yener Birman - Azra Kohen - Ali Nesin - Şela Habif
NETTALKS Söyleşileri
İzmirli Yaşam Koçu Şela Habif ve Gazeteci-Yazar Göz-
de Yener Birman tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen
NETTALKS Söyleşiler Serisi’nin konuğu bu kez yazar
Azra Kohen oldu.
Geliri Aziz Nesin Matematik Köyü’ne bağışlanacak
olan söyleşi Ege Palas Oteli’nde ‘8 Mart Dünya Kadın-
lar Günü’nde gerçekleşti. Söyleşiye Aziz Nesin’in oğlu
Ali Nesin ve İzmir Cemiyet Hayatının tanınmış isimleri
katıldı.Yazar-düşünürün söyleşisi konuklara keyifli sa-
atler yaşattı. Söyleşinin bitiminde konuklar yanlarında
getirdikleri kitaplarını imzalattı.
26Zeynep Temizocak - Hatice Güner
Ayda Benefrahim Başak Tatiş Berkay Eskinazi
Ebru Abay Ferah Sancak Özlem Ertuğ - Seda T2ez7ol
VOURLmAag
Kutlama
Pınar Aygün
Moda Tasarımcısı
“Memleketime çoktan bahar gelmiştir
Başakları şimdiden göğe ermiştir
Dağlarını gelincik sarmıştır
Yer, gök ve yürek çiçek açmıştır”
Sezen Aksu ve Arto Tunç Boyacıyan şarkısı Kutlama, baharı hatta sanki Ege
baharını anlatır.
Cemrelerin düşmesi ,gündüz ve gecenin eşitlendiği bahar ekinoksuyla baharın
gelişi, çok tanrılı dinlerden bu yana Mart Dokuzu, Nevruz, Paskalya, Pesah
Bayramı ve Hıdrellez ritüelleriyle kutsanır. Doğaya yakın yaşayan insanın do-
ğanın canlanmasını bünyesinde hissedip bunu hayata ritüellerle geçirmesinin
farklı adlarıdır aslında.
Kutlamalar, nişan ve evlilik törenleri günümüzde mezuniyetler de bu canlan-
manın sonrasında başlar. Güneşin insanlara verdiği enerji ve coşkuyla...
Kadınlar için bu kutlamalarda giyilecek kokteyl ya da gece kıyafetleri genelde
üzerinde ince ince düüşünülüp özen gösterilen bir konudur. Bir taraftan da
diyetler, bakımlar başlar. Çünkü her kadın biriciktir ve kendini güzel hissedip
çekici olmak ister. Bu eğilimin dozu coğrafyaya göre değişse de genel bir
davranıştır.
Bir tasarımcı için hem form hem de materyal özgürlüğü tanımasından dolayı
kokteyl ya da gece kıyafeti tasarlamak iştah kabartıcı bir deneyimdir. Bu da
alıcıya şık kokteyl kıyafetlerinden ihtişamlı gece kıyafetlerine, renklerden, form-
lara geniş yelpazede seçenekler sunmakta elbet ama çekici şıklık için giyilen
kıyafetin söz konusu davete uygunluğu eğer düğün veya nişansa başroldeki
çifte yakınlığa göre ihtişam dozunun ayarlanması gibi kriterler mevcut. Ama
aslolanın, seçilen giysinin yanısıra onu taşıyanın ruhu ve bu ruhun seçilen
giysi ile oluşturduğu sinerji sonucu giyenin yıldızlaştığı da unutulmamalı.
Yaz akşamlarının tatlı esintisinde yıldızlaşan hanımefendi ve beyefendilere
keyifli kutlamalar dileğiyle.
28
29
VOURLmAagMODA
Yaz Haute Couture Haftasının Yıldızlarına Bir Göz Atış...
El Saab El Saab
Valentino Valentino
Elie Saab
Tasarımlarını giyenlere, kırmızı halı seremonilerinin gediklisi oyunculara kendilerini rüya prensesi gibi
hissettiren modacı, bu sezonda alameti farikası olan işleme stilini 80’lerin tafta gece kıyafetlerinden aldığı
ilhamla yorumlamış. Sezonun anahtar trendi iri volümlü volanları ve kendi stilinin farklı yorumlarında
uçuşan gece kıyafetlerini koleksiyonunda görmekteyiz.
Valentino
Valentino’nun kreatif direktörü Pier Piccoli iri volümlü volanları, fırfırları canlı renklerle kullanmış.
İri ölçekli A formda, büyüterek kademelendirdiği katlarını kah pastel kah değerli taş renklerinde iri floral
desenlerde tasarlamış ve ihtişamlı fırfırları, büzgüleri, dantel aplikleri modaevinin DNA'sındaki yüksek
terzilikle sunmuş. Modellerin makyajında kullandığı tüy detayları ise gözalıcı.
30
Balmain Dior
Zuhair Murad Zuhair Murad
Balmain
Olİvİer Rusteing, Balmain’i couture haftası takvimine uzunca bir aradan sonra tekrar soktu. Modaevindeki
on yıllık çalışma sürecince markaya kattığı seksi estetik değerlerle sezonun trendleri tafta, tüyler, inciler,
boncuklarla etkileyici tarzını koleksiyonuna taşımış.
Dior
Sirk temalı koleksiyonu Maria Grazia Chiuri’nin modaevindeki en iyi showu. Uzun ceketler, takımlar,
pardesüler, yarı transparan çemberli eteklerin yanında etek kısmı tütü formlu elbiseler plisoley uzun
elbiseleriyle koleksiyonu masalsı eleganlığa sahip. Sirk müdiresi tasarımcı fonda akrobatlar, dansçılarla
izleyiciyi büyülüyor.
Zuhair Murad
Lübnanlı modacı Zuhair Murad, koleksiyonunda izleyicilerini kendi okyanus fantezisine daldırıyor.Diğer
taraftan da Cher, Jerry Hall ve Bianca Jagger 70’ler sonu ve 80’lerin güçlü kadın figürlerinden ve o
dönemin esinlenmiş gece hayatından etkilenmiş. 31
VOURLAmag MODA - NEREDE NE VAR
Beymen
payetli mini elbise
Beymen Beymen Payetli tulum Beymen
Alex Perry Boyundan bağlı
tek omuz uzun elbise şifon uzun elbise
Beymen - Jimmy Choo Clutch
Vakko
Self Portrait payetli
tek omuz mini elbise
Oleg Cassini Vakko
Bedeni işlemeli uzun elbise Stras taş detaylı topuklu ayakkabı
Oleg Cassini
V yakalı uzun elbise
32
Vakko Oleg Cassini
Kokteyl elbise Bedeni işlemeli eteği
tüllü uzun elbise
Oleg Cassini
İnce askılı
payetli elbise
Oleg Cassini
Göğüs kısmı işlemeli
şifon elbise
Beymen - Saint Laurent clutch
Beymen Saint
Laurent Volan
detaylı mini elbise
Vakko
Kokteyl elbise
Oleg Cassini Elle Gümüş stiletto Roman
Göğsü işlemeli Uzun Elbise Straples elbise
33
VOURLmAag MODA
Kutlamalarda Erkek Şıklığı
Erkek giyiminde kutlamalarda tercih edilmek üzere şık takım
elbiselerden simokinlere uzanan seçenek grubu erkelerin
beğenisine sunulmakta. Takım elbiselerdeki şıklık ise renk,
formlardaki değişiklik ve yüksek terzilikle yakalanmakta. 2019
yazında ise İtalyan Ermenegildo Zegna, Canali gibi markalar yine
kumaşları, formları ve yüksek terzilik kalitesi ile İtalyan gustosunu
öne çıkarıyorlar. Ceketlerde kruvaze kapama öne çıkmakta.
Bu yazın en şık erkek koleksiyonu da Kim Jones’un Dior erkek
koleksiyonu olarak görünüyor.
Revizyondan geçen yeni terzilik anlayışı geleneksel kuralları yıkıp
2019 yaz şıklık anlayışını yeniden yorumluyor. Kim Jones Dior
koleksiyonun da, Virgil Abloh Luis Vitton koleksiyonun da yüksek
ilhamlı modern yaklaşımlarıyla terziliğe yeni yorum getiriyorlar.
Dolge Gabbana erkek koleksiyonunda ise kendi stil yaklaşımlarıyla
şık takımlar, smokinler yine bu yazın robdöşambr tarzı ceketlerini
görmekteyiz.
Smokini ise erkek giyiminde takım elbisenin daha şık versiyonu
olarak görebiliriz. Sadece kutlama başrolündeki beyefendinin
kıyafeti olarak değil özel davetlerde, mezuniyetlerde de tercih
edilmekte.
Canali
34
Dolge & Gabbana Dolge & Gabbana
Alexander Mc Quınn Dior
35
VOURLAmag MODA - NEREDE NE VAR
Zara - Üçlü takım elbise Beymen - Club Smokin
Damat - Smokin Beymen - Saint Laurent Smokin Zara - Smokin
Damat - Kol Düğmeleri Beymen - Ayakkabı Vakko - Dsquared2 Papyon
36
37
VOURLmAag
Enerjisi İlkbaharın sunduğu sonsuz
yüksek renk cümbüşü moda’ya
ilkbahar ilham olmaya devam ediyor.
kombinleriyle Renkler bu ilkbahar da en
şıklığın tadını canlı haliyle sarılar, yeşiller,
çıkartın! kırmızılar jeans kumaşlar,
atletik akımlarla birleşti.
Gülin Özen Moda sektörünün bitmek
Moda Tasarımcısı tükenmek bilmeyeb çiçeklerle
olan ilişkisi, 2019 sezonunda
artık doyma noktasında.
Formlar biraz karısık olmakla
işçi tulumlar çocuk modasında
püsküllerle hareket buluyor.
Sportif formlar, ihtişamlı
süslemeler bir arada.
Bisiklet form şortlar jean
montlarla çok havalı.
Omuzlara sabitlenmiş dev
kurdaleler, bu sezon romantik
olma gibi bir derdi yok.
Şifonlar küçük modaseverler
için eğlenceli bir şıklık sunuyor.
Denim 80’lerin en hit trendi
asit yıkamalar yine karşımızda,
neonlarla kombin…
38
39
VOURLAmag DEKORASYON
Yazı ve Fotoğraflar İP ne soruyor. Zaman artık onun...
Binay Bayram Üretmek, yeni evi için dekoratif
Eğitim sektöründe uzun yıllar çalı- eşyalar yapmak arzusu ile, Ur-
İç Mimar şan ve bir İstanbul aşığı olan Gül- la’nın enerjisini doğal malzeme-
den hanım emekliliğinden son- lerle objelere nasıl yansıtabilece-
40 ra şehri dinlemeye başladığında ğini düşünerek iplerle çalışmaya
şehrin enerjisinin kendisine ağır başlıyor.
geldiğini fark ettiğini söylüyor. Üç
sene önce arkadaşının tavsiyesi Günümüzde kullanım alanı ola-
ile Urla’yı ziyaret ediyor ve yerle- rak kaybetmeye başladığımız ha-
şiyor... Orman yolundan gidilen lat, kenevir, keten ipi jüt, keçe gibi
enerjisi yüksek, zamanın artık malzemeleri dekoratif, sıradışı ve
kendisinin hakimiyetinde olduğu şık olarak nasıl kullanabiliriz...
bir dünyada yaşıyor.
Gülden hanım yaptığı işi şöyle an-
Yurtdışında yaşadığı dönemde ev latıyor: “Doğal iplerin işlenmesi
aksesuarlarını genelde satın alma- için öncelikle pürçümlerin temiz-
yıp insanların kendilerinin yaptığı- lenmesi, kirden arındırılması ge-
nı, ürettiğini gözlemleyen Gülden rekiyor. Böylece doğal hali bozul-
hanım ne yapabilirim diye kendi- madan ipler pürüzsüz, parlak hale
geliyor. Daha sonra değişik bağ-
lama ve materyal kullanmadan
örme tekniği ile şekillenip halat,
kordon haline getiriliyor. Böylece
ipe değişik bir form kazandırılıyor.
Motifler dizayn edilerek uygula- nım harika sabun lifler üretmiş.
nacak yüzeyin cinsine göre deği- Torunları Defne ve Kerem in “Ha-
şik yapıştırma teknikleriyle montaj latın ahenkle buluşması” sözüyle
yapılıyor. Ürünün tek elden çık- ilham alan ve onlara güzel bir he-
ması çok önemli. El değiştiğinde diye vermek amacıyla markasını
mutlaka farklılıklar oluyor. Arzu oluşturmuş, tescilini yaptırmış.
edilirse danteller, boncuklar, pul- Profesyonel olarak satış yapmıyor.
lar, tahta parçaları, taş parçaları Festival veya etkinliklere sergi ola-
vs. ile zenginleştiriliyor, renklendi- rak katılıyor.
riyor.” Ürünlerinin temiz ve şık bir
şekilde bitmesine itina gösteriyor. İnsan yaşamını kolaylaştırmak,
Tasarım son haline geliyor. yaşama dokunmak ve tasarımsal
bütünün kullanılması sonucu iyi
“Workshop yapmayı İsterdim. bir proje ortaya koymak önemli.
Çok kısa sürede ortaya çıkan ürün Gülden Atamer’e teşekkür ediyor,
değil bunlar, doğru ürünü doğru çalışmalarında başarılar diliyor,
şekilde işleyebilmek önemli. Süre yeni çalışmalarını heyecanla bek-
ayarlanabilirse neden olmasın.” liyoruz.
diyor.
Kullanmadığımız bazı objeleri bu
Ayrıca keçe ürünler gözüme ilişti. teknikten yararlanarak yeni form-
Urla organik zeytin yağı sabunu lar yaratabiliriz. Kimbilir belki bir
üzerine Avusturalya keçesini iğne gün sizde kendini markanızı yara-
tekniği ile kaplayan Gülden ha- tırsınız...
41
VOURLAmag DEKORASYON
Alandan Tasarruf Ettiren
5 Yaratıcı Fikir
Pelin Kaleci
İç Mimar
Evinizin her bölümünde, salondan banyoya, mutfaktan,
yatak odasına tüm ihtiyaçlarınıza cevap verecek alana her
zaman ihtiyaç duyulur. Bu sebepten özellikle sınırlı met-
rekarelere sahip iseniz, her alanı ve boşluğu da maksimumda
kullanmak zorunlu bir hal alıyor. Kıyafetler, kitaplar, mutfak
aletleri, oyuncaklar, kişisel bakım malzemeleri ve tüm ıvır zıvır-
lar için her zaman yeterli depolama alanları yaratılmak zorun-
da. Aynı zamanda konforu sağlayacak, hobilerin gerçekleştiril-
mesi için de ekstra alanlara gereksinim duyarız.
Daha fazla alan için genellikle mobilyalarla çözüm aranılır. Do-
ğal olarak mobilya tasarımcılarının ve tasarımlarının sunduğu
tüm avantajları kullanmak isteriz. Özellikle kompakt ve çok
fonksiyonlu mobilyalar, işinizi kolaylaştırır. Evinizdeki potansi-
yeli gözden geçirip neler yapılabileceği konusunda yaratıcılığı-
nızı kullanabilirsiniz. Örneğin; merdiven altı, duvar boşlukları,
yatak altları, kapıların üzeri, dolap içleri, atıl durumda olan
tüm boşlukları kullanabilirsiniz. Alandan tasarruf etmek için
duvarlarınızı da cömertçe kullanabilirsiniz. Öncelikle neye ihti-
yacınız olduğunu tespit edip, evinizde keşfe çıkmanız yeterli.
Sizinle paylaşacağımız alandan tasarruf ettiren 5 yaratıcı fikir
ile siz de evinizde daha fazla yer açabilirsiniz.
42
1 Yatak odası duvarlarına dolap
yaparak alandan tasarruf edin,
özellikle yatak başınızın olduğu
duvarı daha efektif kullanmak
her zaman sizin elinizde.
Merdivenlere raf çözümü size çok 2
yer kazandıracak bir fikir. Merdiven
altı veya basamaklarını bunun için
kullanabilirsiniz.
43
VOURLAmag DEKORASYON
3 Merdiven altında kendinize bir
dinlenme alanı veya çalışma
alanı yaratıp ciddi anlamda yer
tasarrufu sağlayabilirsiniz.
Mutfakta yeterli alan olmasa 4
da, bir masaya her zaman ihti-
yaç vardır. Çekmece içine sakla-
nan katlanır bir masa ihtiyacınız
olanı size sunacaktır.
5 Özellikle çocuk odalarında, alandan
tasarruf için yatak altlarını olabildiğince
çok kullanın. Bu alanları çekmece
veya bir çalışma masası olarak
değerlendirebilirsiniz.
44
100 35430 Urla
(0232) 754 2868
E-mail
[email protected]
45
VOURLmAag
Denizin Karayla Kucaklaştığı
Norveç Fiyordları
Yazı ve Fotoğraflar
Arzu Özkaner Özkuş
46
‘’Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete‘’ deyimini
ters yüz eden bir durumun içinde hissetti ruhum ken-
dini. Devasa bir geminin mini mini bölünmüş odala-
rından birinin balkonunda uçsuz bucaksız denizi yara
yara gidişinin sesini dinlerken kulaklarım, ruhumun
derinliklerine işliyor huzur. İç çekişlerimin üstünü ör-
tüyor gece, aklımı alıp götürüyor sarıdan turuncuya
boyanan günbatımı. Aklımı alıp götürüp geçmişten
ve gelecekten, bu anı kazıyor belleğime ince ince…
Ufukta bir yelkenli süzülüyor beyaz bir kuğu gibi,
içindeki bedene benzer duygular yaşatarak. Gece
sır gibi saklıyor gün doğumuyla birlikte varacağı
limanın güzelliklerini. Gün sunuyor tüm cömert-
liğiyle soğuk kuzey ülkelerinin bildiğimizin tersine
sevimli , güzel ve sıcak insanlarını, doğal güzellik-
leriyle büyüleyen fiyortlarını, çok yüksekten düşen
coşkulu şelalelerini, ille de ille leziz balıklarını, mini
mini balıkçı kasabalarını ve daha da fazlasını…
İlk limanımız WARNEMUNDE Almanya’da sevimli ve
turistik bir tatil kasabası. Cafeleri, birahaneleri ve tek
katlı dik çatılı kimi butik otel ve pansiyona dönüştü-
rülmüş, camları süslerle bezenmiş, önleri renk renk
çiçeklerle renklenmiş evleri, balık lokantalarına dö-
nüştürülmüş balıkçı tekneleriyle güzel bir iz bırakıyor
belleğimizde. Her objenin ufak tefek olduğu bu li-
manda gemimizin büyüklüğü ortalamayı kurtarıyor.
Bölgeye ismini veren ROSTOCK kasabası ise Amster-
dam’ı çağrıştırıyor ilk bakışta. Önden bakıldığında
kurabiye kalıplarıyla kesilmiş evleri andıran bu yapı-
lar, renkleriyle de görsel bir şölen oluşturuyor. Aynı
zamanda Rostock Üniversitesine de ev sahipliği ya-
pan bu minik Alman kasabası Hamburg’a 1, Berlin’e
2 saat mesafede. Almanya’nın güneyinde ve deniz
kenarında. 13. Yüzyıldan kalma Evangelist bir kilise
olan Barok tarzı St.Mary Kilisesi ise eski Rostock’un
tam kalbinde devasa bir yapı olarak göz dolduru-
yor.1860 yapımı bir ahşap saati de içinde barındı-
ran bu kilise ruhani ambiyansıyla insanı büyülüyor.
Gemi Warnemunde Limanından demir aldıktan 32
saat - 615 deniz mili sonra ‘’Sabrın sonu selamettir’’
atasözünün tam karşılığı olarak fiyortlara giriş yapı-
yor. Sabah saat 8.00’de gözümüzü yeşile, doğaya,
şehirleşmeyi başarmış küçük bir kentte açıyoruz. Yedi
tepe arasında bulunan muhteşem manzaralı fiyort-
lara yakın konumlanan BERGEN , Norveç’in 2. Büyük
şehri. Bergen Üniversitesi sayesinde hem kalabalık-
laşmış hem de canlılık kazanmış.1070 yılında Olaf
Kyree tarafından kurulan ve 1299’a kadar Norveç’in
başşehri olan bu şehri, 1918 yılından beri çalışmakta
olan teleferikle çıktığımız seyir tepesinden doya doya
47
VOURLmAag GEZİ
seyrediyoruz. Birbirine köprülerle bağlanmış çok sa- havası estiriyor. Voss’un geleneksel ve yöresel ye-
yıda küçük adacığın kuşbakışı görüldüğü bu seyir te- meğininse bizim de leziz bir yemeğimiz olan fırında
pesinden onlarca fotoğraf çekerek ayrılıp orta çağın kelle olduğu söyleniyor rehberimizce. Voss’dan bin-
canlı bir ticaret merkezi olan ve o zamanki balık tüc- diğimiz tur otobüsleri bu kez de bizi Tvindefossen’e
carlarının evleri ve işyerlerinin bulunduğu Brygger yani İkiz Şelaleler de denen suyunun şifa, gençlik ve
Caddesindeki Bredsgarden’ e geliyoruz.Bergen’in güzellik verdiğine inanılan bir başka şelaleye götü-
simgesi olan bu dik çatılı 1700’lerden kalma ahşap rüyor. Yol boyunca gördüğümüz dağdaki karların
evler, 1927 yılında UNESCO tarafından korumaya eteklerinden süzülen irili ufaklı şelaleler bir süre son-
alınmış, 1974 senesinde de Dünya Kültür Mirası lis- ra öyle sıradanlaşıyor ki bazılarına dönüp bakmıyo-
tesinde yerini almış. Hali hazırda otantik el sanatları ruz bile. Belki de ileride belleğim zayıfladıkça Norveç
dükkanlarının işletiminde olan bu evler birbirine yas- = Şelaleler olarak hatırlayacak beynim bu ülkeyi.
lanmış, gözle görünür derecede eğilmiş, gönyeden
kaçmış yapılarıyla adeta zamana meydan okuyorlar. Yolculuk boyunca gördüğümüz ot çatılı evler de
Norveç deyince yine ilk aklıma gelecek olanlardan
Bu sevimli şehirden iki gemi düdüğüyle vedalaşıp 35 olacak. Belki de savaş yıllarında kamuflaj amaçlı ya-
km’lik Hjeltefjorden fiyordunda bir süre daha seyir pılan ama daha sonra çok iyi bir yalıtım malzeme-
halinde olduktan sonra dünyanın en güzel doğasına si olduğu keşfedilen bu çatılar ağaç kabuklarının
sahip yerlerden biri olan 205 km ile Norveç’in en üzerine dökülen toprak ve ekilen çimden oluşuyor.
uzun, dünyanın da 3. uzun fiyordu Sognefjord’a gi- Zamanla çim arasında çıkan yabani otlar ve hatta
ren gemimiz bu fiyortta seyrini 5 saat sürdürerek Fla- kuşların veya rüzgarın bıraktığı ağaç tohumlarının
am köyüne yanaşıyor. FLAAM güneybatı Norveç’de çimlenmesiyle oluşan minik ağaççıklar evlere este-
Sognefjord’un yan kolu olan Aurlandsfjord’un so- tik bir görünüm de kazandırıyor. Ayrıca sadece izo-
nunda nefes keser biçimde yer alan kocaman limanı lasyon ve estetik görünüm işlevi dışında ekosisteme
olan küçücük bir köy. Myrdal istasyonuna oradan katkısı dolayısıyla da takdire şayan yapılar bunlar.
da aktarma yaparak Voss’a varacağımız Flaam tren
hattı, Bergen- Oslo tren hattının bir bölümünü oluş- Opheim gölü kenarından geçen otobüsümüzün
turuyor. Dünyanın en dik tren hatlarından olan bu camlarından etrafı seyrederken ‘’nü’’ olarak göle
trenle zikzaklar çizerek , 866 metrelik bir tepeye 18 giren Norveçlileri görüyor ve bu durumun bu ül-
tünelden geçerek varıyoruz. Eşsiz manzaraların, dik kede doğal olduğunu öğreniyoruz. Yine Norveç
çatılı rengarenk İskandinav evlerinin, çiftliklerinin için tipik denilebilecek evlerinin renkleri de ayrı bir
arasından geçerek ulaştığımız Myrdal’da bizi bek- hikayeye gebe. Yaygın olarak 3 renk hakim bu ev-
leyen bir doğa harikasıyla burun buruna geliyoruz. lerde. Kırmızı, sarı ve beyaz. Eskiden Norveç çok
Trenden iner inmez yüzümüzü ıslatan su zerrecikle- fakir bir ülkeyken ( ki 1960 yılından sonra bulunan
rinden nasibini alan objektifimiz ardı ardına çekiyor petrolle kişi başına düşen aylık gelir seviyesinin or-
fotoğraflarını gürül gürül akan şelalenin. Kaydedi- talama 10-15 bin TL’ye karşılık gelmesiyle zengin-
yor bu anı belleklerimizle beraber. Bir müzik sesiyle leşmiş ) kırmızı boya en ucuz boyaymış. Beyazsa en
irkilen kulaklarımıza , şelalenin dövdüğü kayalıklar- pahallı renkmiş. Dolayısıyla evlerin renkleri zengin-
dan ansızın çıkan ve kırmızı giysileriyle dans etmeye liğin simgesiymiş. Kırmızı fakirlerin, sarı orta halli-
başlayan kızları izleyen şaşkın gözlerimiz eşlik ediyor. lerin, beyazsa zenginlerin rengiymiş. Bu geleneğin
1934 yılında buharlı tren olarak yolcu taşımaya baş- hala sürdüğü söyleniyor. Norveç’in soğuk kış gece-
layan trenimiz zamana uyarak elektrikten aldığı güç- lerinde anlatılan masallarından birinin kahramanı
le Voss’a aktarma yapacağımız istasyona bırakıyor olan ve bu bölgede yaşadığına inanılan uzun bu-
bizi. Bergen - Oslo tren hattında çalışan bir başka runlu, kısa boylu, kuyruklu yaratıklar olan Trol-
tren bizi bu istasyondan vagon vagon Voss’a taşıyor. ler de pek çok hediyeliğe konu olmuş durumda.
VOSS köyünde yediğimiz en ufağı 65 cm olan ( Norveç Halk Danslarına yaptığı bestelerle klasik mü-
daha küçüğünün tutulması Norveç kanunlarınca zik ustaları arasında yerini alan Norveç’li Edvard Grieg
yasaklanmış ) devasa ve muhteşem Somon balıkları, de geçtiğimiz köylerden birinde doğmuş. Yine reh-
dilimlenmiş leziz Uskumru tuzlaması, İstakoz,Yen- berimizin ‘’ Norveçli annesinin karnından kayaklarıyla
geç ve Karidesler midemizde birayla birlikte bayram doğar ‘’esprisi yaptığı, bu ülke insanlarının mutlaka
48
49
VOURLmAag GEZİ
kayak bildiği bilgisi, dünya kayak şampiyonu bir ka- turuyor bizler için. Yılda 600.000 kişiye ev sahipliği
yakçının da bu köylerde yaşadığı bilgisiyle taçlanıyor. yapan Geiranger köyünden Dalsnibba dağının zirve-
sine her yılın Haziran ayının son haftasında bisiklet,
Flaam’dan ayrılan gemimiz mavi yeşil renkli denizi koşu ve paten yarışmaları da düzenleniyor. Bence
yara yara rotamızı Geiranger’e çeviriyor. Geiranger sadece bu yarışmayı kazanan yarışmacıya değil, bu
fiyordu 2005 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası dik dağa tırmanmaya cüret eden tüm yarışmacıla-
listesine alınmış, 2006 senesinde de National Geog- ra madalya verilmeli diye düşünüyorum içimden.
raphic gezi dergisi tarafından Milli Miraslar listesin-
de 1. Sırada yer almış. Gece boyunca bu fiyortta yol Hiking denen yürüyüş sporu ve rollerskating bu
aldıktan sonra yeni doğan güne açılan gözlerimizle ülke insanlarınca yaygın olarak yapılıyor, bu yarışlar
Yedi Kardeşler Şelaleleri olarak anılan şelalelere şa- bekar ve dul olanların eş bulmasına da vesile olu-
hitlik ederek varıyoruz Geiranger limanına. Liman- yor. Nasıl mı? Bekarlar yeşil, dullar turuncu, evliler
dan bizi alan tur otobüsleri üstümüze sinen şelale kırmızı bere takarak hiking yapıyorlar da ondan.
kokuları henüz etkisini yitirmemişken bizi 1476 met-
re yüksekliğindeki Dalsnibba dağının zirvesindeki Geirenger fiyordunun yine bir yan kolu olan 105 km’lik
kar kokularına ulaştırıyor. Keskin U virajlarla tırman- bir başka fiyordun bitiminde bulunan Styrn köyüne
dığımız zirveden Geiranger fiyordunun, 260 kişinin de merhaba deyip gemimizin kalkış limanı olan HEL-
yaşadığı Geiranger köyüyle kucaklaşmasının seyrine LESYLT’e geçiyoruz. Bu yolculuğumuzda bize Avru-
doyum olmuyor. Tepeden beyaz bir kuğu gibi görü- pa’nın en derin gölü olan Hornindal gölü ( 514 metre
nen gemimiz gerçek bir kuğu boyutunda buradan. derinlikte ) , irili ufaklı şelaleler, alpaga ve keçi çiftlik-
Üst üste dizilmiş ufak taşlardan oluşmuş minik tepe- leri, gürül gürül akarak Hellesylt’den denize dökülen
ciklerin arasından karlı zirveleri izliyor, buzul olma- buzul sularının oluşturduğu azmaklar eşlik ediyor.
ya yüz tutmuş yılların biriktirdiği karların maviliğini
keşfediyoruz. Taşların şimdilerde turistler tarafından Günde 2-3 saat gün ışığının aydınlattığı soğuk kış
üst üste dizilmesi çok eskiden gelen bir Norveç ge- aylarını saymazsak eğer, tanrının doğal güzellikler,
leneğiymiş meğerse. Kışın yağan karlarda insanların yeraltı suları ve madenleri, petrol yatakları açısın-
yollarını kaybetmemek için üst üste koyduğu taşlar, dan Norveç’e biraz ayrıcalık yaptığı gerçeğine şa-
şimdi dileklerin tutması ve buralara bir daha gele- hitlik ederek ayrılıyoruz beyaz geceleri doya doya
bilmek için sıralanıyor. Bu da görsel bir şölen oluş- yaşadığımız bu kuzey İskandinav ülkesinden…
50