Ne yazık ki, Atatürk’ün yemeğe kıyamadığı kuşlar, doğru, doğu cephesinde Ahmet İzzet Paşa’ya halef
birkaç gün sonra bir kedi tarafından yenmiş ve olduktan sonra, emir erliğini yapan birisi anlatmıştı:
kafeste sadece kuşların tüyleri bulunmuştur. “Hizmet için Atatürk’ün odasının kapısı önünde
beklerdim, yemek sofrasını hazırlar, akşam yatarken
Aka Gündüz Bey’in “Bıldırcın ve Atatürk” adlı soyunmasına ve sabah yataktan kalkınca giyinmesine
hatıratını da okuduktan sonra çok sevdiği köpeği yardım ederdim. Yatak ve çalışma odalarında bütün
“Foks” hakkındaki bilgilere devam edeceğiz. eşyanın yerini ben bilirdim ve ben kullanırdım. Bu yüzden
paşamın yanına serbestçe girebilirdim. Bir de Atatürk’ün
Atatürk, bir akşam misafirleriyle Florya deniz alp adında büyükçe bir köpeği vardı ki, bu köpeğe ben
köşkünde oturuyordu. Sofra uzun ve kalabalıktı. bakardım. Yedirir, içirir, zamanı gelince iyice yıkardım
Bir kayık tabağın içinde tepeleme bıldırcın kebabı ve bazen huysuzluk yaptığında döversem de beni çok
getirdiler, sofranın ortasına koydular. Başta kendisi, sevdiğinden, dizimin dibinden ayrılmazdı. Gece, Alp yatak
herkes keyifle birer tane aldı. O sırada sofranın odasının kapı arkasında dururdu, ben de dışarıda kapının
öbür ucunda oturan rahmetli Salih Bozok, eğlence önünde yarı uyur, yarı uyanık yatardım ve atatürk’ün
olsun diye cebinden bir canlı bıldırcın çıkarıp emrini beklerdim. Bazı geceler içeriden atatürk
sofranın kenarına koydu. Kalabalıktan ve bol ışıktan seslenince kapıyı açmaya başlarken, o gündüz dizimin
ürken kuşcağız tabakların üstünden atlayarak koşa dibinden ayrılmayan arkadaşı, dadısı olduğum, beni tâ
koşa gitti. Atatürk’ün kucağına atılıp saklandı. uzaktan görünce elimi yüzümü yalamak için koşup gelen
Konuşmalar durdu, çatal sesleri kesildi, ortalığı köpek, bu zamanlarda başkalaşır, beni içeriye sokmamak
bir sükunet kapladı. Atatürk, kuşu aldı okşadı, için kapıya yükselip bütün vahşiliği ile parçalamak isterdi.
ceketinin yan cebine koyduktan sonra, garsona Bu durumda, ben de paşam Alp’e söyleyin de çekilsin!
kebap tabağını göstererek şu emri verdi: “Bu derdim. Atatürk’ün “Alp!.. Alp!..” ihtarı üzerine, şahlanan
tabağı kaldırınız ve bir daha soframa bu kuşun yemeğini köpek uysallaşır, yerine çekilirdi, ben de işimi görürdüm.
getirmeyiniz.” "(S.554)
Evet, tartışmasız Atatürk’ün tüm hayvanlara karşı Kurtuluş savaşı sırasında Yunanlılardan alınmış
sevgisi vardı ama köpeği Foks’un onun yaşamındaki beyaz sarı karışık bir av köpeği vardı. Alber
yeri ayrıydı. Kız kardeşi Makbule Atadan ise adındaki bu köpeği çok severdi. Ölümüne de uzun
bir anısında ağabeyinin köpeği Foks için şöyle boylu üzülmüştü. Atatürk’ün henüz üzüntüsü
demektedir: “Afet Hanım (İnan), Darülaceze’den dinmemişken Foks onun yeni köpeği olmuştu.
dört beş yaşında bir evlatlık almıştı. Aramızda Foks’un rengi kahve, cinsiyeti erkekti. Irkı ise bir
dolaşır, sigaralarımızı yakardı. Bir gün, yine böyle kaynakta puanter olarak, bir başka kaynakta ise
sigaralarımızı yakarken, ağabeyimin çok sevdiği yavruyken tüyleri çok güzel olan bir sokak köpeği
köpeği Foks’un da ağzına bir sigara iliştirdi, kibriti olarak geçer. Foks, çok sadık, çok duygulu, sert,
de çaktı. Foks tabii kibrit alevinden fena halde pek yaman, hassas, iyi yetiştirilmiş koruyucu,
ürktü, ama bir anda hepimize bakarak, kendisini yabancılara pabuç bırakmayan, muhafız hizmeti
mütemadiyen yüzüne doğru kibritler çakarak taciz gören, aklına eseni yapan, çok yüz bulduğu için
eden çocuğa acıdığını hissettiren bir tavırla, hiçbir bir süre sonra hemen hemen terbiyesini kaybeden,
şey yapmadı. Bir kenara çekildi, boynunu büktü, bazen yaramaz, son zamanlarında çiftliğe geri
sessizce durdu. Foks’un bu haline bakan ağabeyim: gönderilmesinden sonra hırçınlığı ve saldırganlığı
“gördünüz mü, şu köpek, insan denen mahlüktan çok artan bir köpek olarak tarif edilmektedir.
daha temiz, çok daha asil… anladınız mı?” demişti.
Foks, Atatürk’ün odasında yatar, her gittiği yere
Atatürk, Bulgaristan Ataşemiliterliğinden yanında gider, gireceği salona herkesten ve
dönüşünde oradan Alp adını verdiği güzel bir Atatürk’den daha önce koşar, adeta Atatürk’ün
köpek getirmişti ve Çanakkale savaşlarında da geldiğini haber veriyormuş gibi hareket ederdi.
yanında bulundurmuştu. Bu güzel köpekle Atatürk nereye gitse onu da birlikte götürür,
ilgili Niyazi Ahmet Banoğlu “Nükte ve Fıkralarla yurt gezilerinde bile ondan ayrılmazdı. Kılıç
Atatürk” adlı eserinde Alp’e şu satırlarla yer verir: Alianılarında, Foks’u bir Samsun seyahatinde
“Atatürk’ün Birinci Dünya Savaşı’nın nihayetine arkadaşı Deniz Bozok’la deniz fenerinin yanında
101
102
sabah gezintisi yaparken gördüklerini ve sahibinden böyle olur mu?” dedi. “Bir tencere pilavı elimle verdim.
rica edip Atatürk’e hediye ettirdiklerinden Hem öyle pilav ki, fukaranın evinde dört kişi doyar.”
bahseder. Cemal Granda anılarında, Foks’un dedim. Hiç sesini çıkarmadı önce … Çıkarmadı ama
yavruyken Yalova’da seyyar fotoğrafçılık yapan aklına Foks gelmiş olacak ki, yemekten sonra sözü
Hasan Efendi’den 50 lira gibi önemli bir paraya yine ona getirdi: “bu köpek çiftleşti mi?” diye sordu.
satın alındığını anlatır. Başka bir kaynakta ise Foks Anlaşılan Foks’un keyifsiz halini, bu kez de cinsel
un bir büyük devletten Gazi’ye hediye edildiğinden durumuna yoruyordu. “Konya’da iki ay önce çiftleşti”
bahsedilmektedir. Foks’un yaşadığı tarihler de
çelişkilidir. Latife Hanım’ın Kâğıtları’nda Atatürk’ün dedim. “O orada kaldı. Ben burada bir şey oldu mu, diye
13 Kasım 1923 günü öğle saatlerinde Çankaya soruyorum.” dedi. “Henüz olmadı paşam” dedim. O
Köşkü’nün bahçesinde yürüyüşe çıktığı ve köpeği zaman Atatürk şöyle konuştu: “hayvanlar muayyen
Foks ile oynadığı yazılıdır. Falih Rıfkı Atay ise
“Çankaya” isimli kitabında “Foks, Atatürk’ün son zamanlarda çiftleşirler. Onların hiç değilse bir zamanı var.
köpeğinin adıdır. Birkaç yıl eski ve yeni köşkte Onlar kadar olamıyoruz.” Atatürk’ün bu sözlerine için
rahmetli lideri eğlendirir idi. Foks’u kendisine için ne kadar gülmüşümdür. Bir kaç yıl Atatürk’ün
hediye etmişlerdi. Daha önce de bir köpeği varmış yanında kalan Foks, hırçın bir köpekti. Misafirlerden
ama ona ben yetişemedim” diye yazar. Ancak 3 birçoğunu ısırdıktan başka bir gün de Atatürk’ün
Temmuz 1927’den, ölümü olan 10 Kasım 1938’e elini ısırmış. Hem de oldukça derin bir yara açmış.
kadar 12 yıl Atatürk’ün hizmetinde olan Cemal O gün elini sarılı görünce hepimiz meraklanmıştık.
Granda ise anılarında “Foks’un Yalova’daki bir Bunun üzerine köpeği köşkten uzaklaştırdılar,
fotoğrafçıdan alınırken henüz yavru olduğunu çiftliğe götürdüler. Yakınlarında birkaç kişi “sahibini
belirtmekte ve alınırken Atatürk’ün de yanında ısıran köpekten hayır gelmez” diye öldürülmesi için
olduğunu ve fotoğrafçı ile aralarında geçen Atatürk’e ısrar ettiler. İzin verdi
duyduğu konuşmaları anlatmaktadır. Diğer bir
ifadeyle Foks, Cemal Granda’nın Atatürk’ün
hizmetine girdiği 1927’den sonraki bir zamanda
doğmuş bir köpektir der ve şöyle devam eder:
“Atatürk’ün en sevdiği hayvanın at olduğunu
biliyorum. Fakat köpeği de çok severdi. Bu vefakâr
iki hayvana ayrı ayrı sevgi besler, onlara çok acırdı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Alp adında çok
sevdiği iri bir köpeği varmış. Atatürk’ün kapısında
nöbet bekler, hiç kimseyi içeriye bırakmazmış.
Kurtuluş savaşı sırasında Yunanlılardan alınmış
beyaz sarı karışık bir av köpeği vardı. Alber adındaki
bu köpeği çok severdi. Ölümüne de uzun boylu
üzülmüştü. Atatürk’ün bunlardan başka Foks
adında bir köpeği daha vardı. Yalova’da Hasan
Efendi’den 50 liraya satın almıştı. O zaman da
50 lira oldukça önemli bir paraydı. Foks uzun
süre köşkte kaldı. Bir Cumhurbaşkanı köpeği
olarak hayatta kendi cinslerinin hiç birine kısmet
olmayan rahat ve mutlu bir yaşantı sürdü. Atatürk,
Foks’un yaşantısıyla yakından ilgilenirdi. Köşkün
bahçesinde dolaşırken, köpeğinin hareketlerini
dikkatle izliyordu. Foks’un tembelliği mi üzerinde
miydi, neydi? Bir köşeye çekilmiş, boş gözlerle
sahibine bakıyordu. Atatürk, hayvana uzun uzun
baktıktan sonra bana döndü; “bu hayvan aç” dedi.
“Yemeğini az önce yedi.” diye karşılık verdim. “Yese
103
104
mi, vermedi mi bilmiyorum ama Foks o günlerde
öldürüldü. Atatürk’e yaranmak için özenle köpeğin
derisini yüzmüşler, içini samanla doldurup, göz
yerlerine cam göz takmışlar ve bir camekân içine
oturtmuşlar. Tabii Atatürk’ün bunlardan haberi
yok. Bir gün gezinti sırasında çiftliğe de uğradığı
zaman, camekânda Foks’u görünce duraklar. İçi
acıyla burkulur. Üzgün bir halde: “sevdiğim bir
mahlûku böyle görmek istemem, kaldırın onu.” der.
Atatürk’ün elini ısıran köpekten “sevdiğim” diye
bahsetmesi oradakileri şaşırtır. Bunu yüzlerinden
okuyan Ata şunları söyler: “her ısırana kızılmaz. Foks
fenalık yapmak için ısırmamıştır. Ertesi gün Foks’un
doldurulmuş derisi camekândan kaldırılmış ve
bahçenin bir köşesine gömülmüştü.”
Günümüzde Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde
sergilenen ve tüm tüy rengi kahverengi olarak
görünen Foks’un içi doldurulmuş hali 1930
yılında Yalova’da, Turhal’da, Ege vapurunda
Atatürk ile birlikte görüntülendiği fotoğraflara
çok benzemektedir. 1927’den önceki çeşitli
fotoğraflarda Atatürk’ün yanında bir köpek daha
görünmektedir ve Foks adıyla anılmaktadır, ancak
bu köpek alnında, göğsünde ve bacaklarında
beyazlıklar olan çift renkli ve bacakları da daha
uzun olan bir köpektir. Atatürk, Gaziantep’i ilk kez
26 Ocak 1933 günü ziyaret etmiştir. O gün Foks
da Atatürk ile birlikte Gaziantep’tedir… 1933’den
sonra mevcut kaynaklarda Foks hakkında herhangi
bilgi ve fotoğraf görünmemektedir. Uzun süre
köşkte kalan Foks bir Cumhurbaşkanı köpeği olarak
hayatta kendi cinslerinin hiç birine sahip olmayan
rahat ve mutlu bir yaşantı sürer. Atatürk’ün
köpeği Foks’un doldurulmuş hali 2002 yılında
açılan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde
bulunmaktadır. Anıtkabir yetkilileri, Foks’un
bedenini Atatürk’ün arkadaşı Necdet Pençe’nin
sakladığını, 1969’da da eşi İrfan Pençe’nin
Anıtkabir’e hediye ettiğini belirtmiştir.
Kaynak: İsmet Erarpat
105
OTO / MOTO
Renault Megane’ın Elektrikli Konsepti Tanıtıldı
eVision
106
Türkiye’de en çok satılan otomobiller arasında Fransız otomobil üreticisi
yer alan Renault Megane, önümüzdeki yıllara Renault, önümüzdeki sene
da sağlam bir şekilde gelmeye hazırlanıyor. seri üretime başlayacak
Yeni Dacia Spring’in tanıtıldığı eWays etkinliğinde elektrikli otomobili Megane
ortaya çıkan yeni konsept Megane eVision, eVision’ı tanıttı. Araç, 0 - 100
görenleri adeta büyüledi. km/s hıza 8 saniyenin altında
ulaşabiliyor.
Dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden
olan Fransız Renault, önümüzdeki yıl seri üretimi
başlayacak elektrikli otomobili Megane eVision’ı
görücüye çıkardı. Kompakt hatchback modeliyle
karşımıza çıkan elektrikli otomobil, Renault’nun
mart ayında tanıtılan Morphoz konsept aracıyla da
birtakım benzerlikler gösteriyor.
Günümüzün elektrikli otomobillerindeki şık
tasarımını Megane’ın tasarımıyla birleştiren
Megane eVision, Nissan Ariya’da da kullanılan
CMF-EV platformu üzerine inşa edilecek.
Renault Megane eVision’ın özellikleri
Fransız devinin yaptığı açıklamaya göre konsept
Megane eVision’da 130 kW’a kadar hızlı şarjı
destekleyen 60 kWh batarya paketi yer alıyor.
Önden çekişli olan otomobilin uzunluğu 4210 mm,
genişliği 1800 mm ve yüksekliği 1505 mm aks
mesafesi ise 2700mm olarak açıklandı. Bu boyutlar
Renault Megane eVision'u rakip olarak görülen
Volkswagen ID.3'ten biraz daha kısa ve asfalta da
yakın bir otomobil yapıyor.
0-100'ü 8 saniyenin altında
Renault Megane eVision, elektrikli motoruyla 217
beygir güç ve 300 Nm tork üretebiliyor. Otomobil
bu sayede 0'dan 100 km'e hızlanmasını 8 saniyenin
altında bir sürede tamamlıyor. 130 kW hızlı şarj
destekli bataryaya yer veren Megane eVision'un
menzili ise bilinmezliğini koruyor. Zira önden çekişli
olduğu açıklanan elektrikli otomobilin sürüş menzili
açıklanan bilgiler içerisinde yer almadı.
Megane eVision, 2021’in sonlarında seri üretime
başlayacak. Çıkacağı dönem itibariyle yerli elektrikli
otomobilimiz TOGG’un da rakibi olması bekleniyor.
Yüzde 95’i üretime hazır
Groupe Renault CEO’su Luca De Meo, Megane’ın
elektrikli versiyonu için yaptığı açıklamada Megane
eVision’ın yüzde 95’inin üretime hazır olduğunu,
yani konsept araçta gördüğümüz pek çok detayın
seri üretim araçlarda da görüleceğini söyledi.
107
BİLİM / TEKNOLOJİ
Üzerine Dizüstü bilgisayarların
Sıvı üzerine herhangi bir sıvı
Dökülen dökülmesi, kullanıcıları en çok
endişelendiren kazalardan bir
Laptop tanesidir. Böyle bir durumda,
öncelikle soğukkanlı olmalı
Nasıl ve cihaz hasar görmeden
hızla müdahale etmelisiniz.
Sizin için üzerine sıvı
dökülen dizüstü bigisayar
Temizlenir? nasıl temizlenir adım adım
anlattık.
108
Görünmez kazalar her
an her yerde başımıza
gelebiliyor. Özellikle
her an her yerde yanımızda Dizüstü bilgisayarlar kompakt
olan laptop gibi cihazlar cihazlardır, bu nedenle
bu tip kazalardan kolaylıkla
etkilenebiliyor. Laptop nasıl parçalar hasara çok açıktır.
temizlenir sorusunun yanıtı Eğer bilgisayarınız yeniyse
oluşan kazaya göre değişiklik teknik servisine ya da işin
gösterebilir. Kullanıcıların en uzmanına götürün.
sık yaşadıkları kaza laptopa sıvı
dökmek olduğu için üzerine sıvı
dökülen laptop nasıl temizlenir
sorusunun yanıtı en merak edilen
konulardan bir tanesi.
Peki, üzerine sıvı dökülen Kaynak; www.webtekno.com/sivi-dokulen-laptop-nasil-
laptop nasıl temizlenir? Böyle temizlenir-h100592.html
bir durumda ilk yapmanız
gereken tamamen soğukkanlı
olmak çünkü acele edeyim
derken cihaza daha fazla
hasar verebilirsiniz. Sizin için
üzerine sıvı dökülen laptop nasıl
temizlenir sorusunu yanıtladık.
Temizleme işlemi yapmadan
önce hızlı davranmayı unutmayın
ve laptop üzerine döktüğünüz
sıvının yüksek sıcaklıkta
olmadığından, içinde şeker ve
asit bulunmadığından emin olun.
109
BİLİM / TEKNOLOJİ
1: Laptopu kapatın ve güç bağlantısını kesin:
Laptopun üzerine herhangi bir sıvı döküldüğü zaman yapmanız gereken ilk şey
üzerinde bulunan güç düğmesi ile cihazı kapatmak ve eğer güç kaynağına bağlıysa
bu bağlantıyı kesmek yani prizden çıkarmaktır. Böylece tüm elektrik akımını kesmiş,
olası iç bileşen zararlarını ve yangına kadar varabilecek kötü sonuçları engellemiş
olursunuz.
2: Sıvının olduğu bölgeden uzaklaştırın, ters çevirin
ve bataryasını çıkartın
Sıvının bir bardağın ya da şişenin devrilmesi sonucu laptopun üzerine döküldüğünü
düşünürsek laptopun durduğu zeminde ufak bir göl oluşmuş olabilir. Cihazın daha
fazla sıvıya maruz kalmaması için hemen o zeminden kaldırmalısınız.
Sıvının yoğun olduğu bölgeden uzaklaştırdığınız laptopu ekranı altta kalacak şekil-
de ters çevirin ve sıvının akmasına izin verin. Bu sırada eğer çıkabiliyorsa laptopun
bataryasını çıkarın. Bataryası kolay çıkmayan modellerden biriyse iç bileşenleri
sökme adımında bataryaya müdahale edebilirsiniz.
110
3: Tüm harici donanımları çıkarın:
Eğer laptop üzerinde USB bellek, hafıza kartı, mouse bağlantısı, şarj cihazı gibi
farklı harici donanımlar varsa bunları laptoptan çıkarın. Eğer bu harici donanımlar
da sıvıdan etkilendilerse kuru bir bez yardımıyla nazik bir şekilde temizleyin ve kuru
bir havlunun üzerinde kurumaya bırakın.
4: Kuru ve temiz bir havlu serin ve laptopu kapağı
açık şekilde yüzüstü olarak havlunun üzerine koyun
Üzerine sıvı dökülen laptop ile ilgili diğer adımları uygulamak için düz ve kuru bir
zemin üzerine temiz ve kuru bir havlu serin. Diğer adımları uyguladıktan sonra
serdiğiniz havlu ıslandıysa yeni bir temiz ve kuru bir havlu ile değiştirmeyi ihmal
etmeyin.Laptopun kapağını açabildiğiniz kadar açarak yüzüstü olacak şekilde sermiş
olduğunuz te miz ve kuru havlunun üzerine yerleştirin. Bazı laptoplar 180 derece ya
da fazla açılabiliyor. Bu kadar açmanıza gerek yok. Laptop, havlu üzerinde bir çadır
gibi durmalı ve içindeki sıvılar havlu üzerine akmalı.
111
BİLİM / TEKNOLOJİ
5: Görünen sıvıyı kuru bir bezle silin:
Kapağı açık bir şekilde temiz ve kuru bir havlu üzerine yerleştirdiğiniz laptopta
görünen sıvı alanları kuru bir bez yardımıyla temizleyin. Bu noktada mikrofiber,
yüksek emici özellikli bir bez kullanmalısınız. Kurulama sırasında asla baskı
uygulamayın. Yavaş ve nazik hareketlerle bezin suyu emmesini sağlayın.
6: Ellerinizin nemsiz ve kuru olduğundan emin olun
ve iç bileşenleri sökün:
Yukarıdaki adımlar hızla ve laptop dışına uygulanması gereken adımlardı. Bundan
sonrakiler ise laptopun iç bileşenlerini temizleme adımları olacak. Bu nedenle eğer
siz de dökülen sıvıdan etkilendiyseniz kendinizi kurutun. Özellikle ellerinizin kuru
olması iç bileşenlere temas ederken son derece önemlidir.
Yüzüstü durmakta olan laptopun önce arka kapağını; ardından RAM, sabit disk gibi
çıkarılabilen iç bileşenlerini sökün. İç bileşenlere hakim değilseniz detaylı anlatım
videolarına bakabilirsiniz. Tekrar birleştirme işlemi sırasında işinizi kolaylaştırması
için bileşenleri sökmeden önce bir fotoğraf çekebilirsiniz.
112
7: İç bileşenleri kuru bez ile nazik şekilde temizledik-
ten sonra laptopun iç bölümünü de temizleyin:
Sökmüş olduğunuz iç bileşenleri kuru bir havlu üzerine yerleştirebilirsiniz. Tüm
bileşenlerin üzerinde bulunan sıvıyı mikrofiber, yüksek emici özellikli bir bez ile
nazikçe temizleyin. Asla baskı uygulamayın. Ardından hafif nemli bir bez ile, eğer
varsa, bileşenler üzerindeki farklı lekeleri nazik bir şekilde temizleyin. Bileşenleri
çıkardıktan sonra laptopun alt bölümünü yani kasasını da temizlemelisiniz. Aynı
şekilde iç bölümü de mikrofiber, yüksek emici özellikli bir bez ile yavaş ve nazik
bir şekilde temizleyin. Baskı uygulamadan tüm sıvının bez tarafından emilmesini
sağlayın.
8: Laptop parçalarını birleştirmeden kuru bir havlu
üzerinde 24 saat kurumaya bırakın:
Laptop üzerindeki, içindeki ve iç bileşenlerindeki görünen sıvıları temizledikten
sonra laptopu ve tüm iç bileşenleri birleştirmeden en az bir gün yani 24 saat
kurumaya bırakın. Laptop ve bileşenleri üzerine koyduğunuz havlu ıslandıysa
değiştirin. Asla saç kurutma makinesi ve benzeri bir ısıtma aracı kullanmayın. Kuru
ve oda sıcaklığında bir ortamda müdahale etmeden kendi kendilerine kurumalarını
bekleyin.
113
BİLİM / TEKNOLOJİ
9: Parçaları birleştirin ve laptopu çalıştırın:
En az 24 saat kurumaya bıraktığınız laptop ve iç bileşenleri kontrol edin. Eğer
tamamen kuruduysa tüm bileşenleri yeniden laptopa bağlayın. Eğer bu konuda
sorun yaşıyorsanız daha önce çektiğiniz fotoğrafa bakabilir ya da detaylı anlatım
videolarına bakabilirsiniz. Birleştirme öncesi tüm bileşenlerin tamamen kurumuş
olduğundan emin olmanız son derece önemli.
10: Herhangi bir sorun olup olmadığını kontrol edin:
Bileşenlerini yeniden bağladığınız laptopu her zamanki gibi çalıştırın. Eğer cihaz
açılmazsa, önyükleme sırasında garip sesler çıkarırsa, görüntüde bir gariplik varsa
ya da çalışırken bir koku yayıyorsa mutlaka en kısa sürede laptopunuzu üretici
firmanın teknik servisine götürün. Bazı parçalar sıvıya maruz kaldığı sırada hasar
görmüş olabilir.
Sizin için içine sıvı dökülen laptop nasıl temizlenir sorusunu yanıtladık ve
uygulamanız gereken işlemleri adım adım anlattık. Anlattığımız adımları uygularken
hızlı davranmanız gerekiyor. Bir laptop sıvıya ne kadar uzun süre maruz kalırsa o
kadar geri dönülmez hasarlar alabilir.
114
,,
sosyal medyada
etkinlikleri
düzenli takip edebileceğiniz
bir rehberiniz var!
@urlaetkinlikrehberi
115
KİTAP
Aşk bir durumdur, bozukluk değil. Neredeyse her Yolu bilmekle o yolu almak, o yolda su içmek, o yola
insanın yaşadığı, zaman zaman kendini içinde teslim olmak arasında fark vardır. Siyah olmadan
bulduğu bir haldir. Ancak yaygınlığına rağmen, birçok beyaz olamazsın. Beyaz olmadan gri... Gri olmadan
insan için aşk acılı, kederli ve kaygılı bir süreçtir. İşte tam gümüşe dönüşemezsin. Gümüşü tecrübe etmeden altını
da bu nedenle, yapısında “bozulma” potansiyeli taşıdığı taşıyamazsın.”
söylenebilir.
Yüzleşmek; kendinle, geçmişinle, ailenle, çevrenle, do-
Aşk bir bozukluk değilse de, insanın normali de değil- ğayla, seni sarmalayan ve var eden her şeyle... En büyük
dir. Yani insan âşıkken, biyolojik olarak normali dışında, cesaret, güç, özveri, özgüven, öz idrak, sorumluluk,
farklılık gösterir. Söz konusu bu biyolojik fark, psikolojik, sevgi, nefret... hepsi yüzleşmede saklı değil mi? Laci-
davranışsal, fizyolojik ve bilişsel farklılıklara da yol açar vert’in, Mor’un, şimdi de Siyah’ın var karşında yani en
kuşkusuz. zoru, en zorlayıcısı, en acımasızı... Öyleyse ışıkla aydın-
lansın karanlığın, kuytu köşelerin. Barış ve huzur çalsın
“Âşık bir insan, tam olarak kendinde değildir, yargılama o karanlık odanın kapısını. Siyahın beyaz olsun, nefretin
yetisi bozulmuştur!” demek hiç de yanlış bir tarif olmaz. sevgi, sevgin AŞK OLSUN...
Bu nedenle âşık kişi, çeşitli istenmeyen durumlara açık
ve duyarlı hale gelebilir. Aşkı zor hale getiren bir diğer Pınar Boylu Gogulan, Siyah kitabıyla insanı sorgulama-
özelliği de istemli cereyan ediyor olmamasıdır. Aşk, ya, anlamaya, keşfetmeye devam ediyor.
kontrol edebileceğiniz, “Gelsin gitsin, başlasın bitsin!”
diyebileceğiniz bir süreç de değildir.
Prof. Dr. Özgür Öner’in kaleme aldığı Aşkın Kimyası
evrimsel, kimyasal, psikolojik, antropolojik, biyolojik,
sosyolojik ve evrensel açıdan aşk hakkında yazılmış en
kapsamlı ve çok boyutlu bir kaynak...
Prof. Dr. Özgür Öner, şu ana kadar 70’in üstünde ulus-
lararası bilimsel yayın yapmış, yerli ve yabancı kitaplarda
bölümler yazmış, kendi alanında birçok bilimsel ödül
almıştır. Öner; kaygı bozukluğu, dikkat eksikliği ve hipe-
raktivite bozukluğu, yeme bozuklukları, davranış bozuk-
lukları, tik bozuklukları, kişilik bozuklukları, depresyon,
sosyal ilişki sorunları, öğrenme sorunları, madde kullanı-
mı gibi psikiyatrik sorunlarda çocuk, ergen ve yetişkinle-
re danışmanlık vermekte, bireysel, aile ve grup terapileri
yapmaktadır.
116
Npr, Washington Post, Financial Times ve The Econo- Ama bir gün öyle bir şey oldu ki; bilge bir el bana bir
mıst’e Göre Yılın En İyi Kitaplarından. armağan, sanki sihirli bir küre uzattı ve tek yapmam
gerekenin onu tam kalbimin üzerinde taşımak oldu-
Onu görmeden önce sesini duydum: Çığlığı surlarımı- ğunu söyledi. Omuzumdan aşağıya, kalbime uzanan,
zın içinde yankılanıyordu. Tanımak için onu görmenize minik sihirli bir küre; adı HABBE… Daha ilk kalbimle
gerek yoktu, şanı savaşacağı yerlere önceden gelirdi: buluştuğunda fısıldayıverdi kulağıma, “Zihninle değil,
Yüce ve zeki Akhilleus, tanrılara benzeyen Akhilleus… kalbinle yazacaksın. Zihnini kalbine indir. Düşünme, an-
Ondan bahsederken bu isimlerin hiçbirini kullanmazdık. latma, sadece hisset, bırak kalbinden akanlar dökülsün
“Kasap” derdik biz ona. satırlara…”
Beni kendi şehrimden, tahtımdan kopardığı gün eski ha- Şila Servet Yıldız, üç yılı aşkın bir sürede Yoga dergisi
yatıma dair her şey ardımda kaldı. Troya’yı almak üzere için kaleme aldığı yazılarının bir kısmını yeniden düzen-
yola çıkmış bir ordunun kölesi, kardeşlerimi ve kocamı leyerek bu kitabı hazırladı. Ruhu okşayan nahif üslubu-
öldürmüş Akhilleus’un odalığıydım artık. Kim olduğunu nu kimi zaman kısa hikâyeler, kimi zaman bilgelerden
önemsemediği bir ganimettim onun için, fazlası değil. öğütlerle süsleyen yazarın, ortaya çıkardığı bu eser
başucu kitabınız olmaya aday. Bir ömrün birikiminin
Neyi mi önemserdi peki? Şanını… çünkü pazarlık böyle nakış nakış işlendiği bu satırlarla hayatınıza yeniden yön
yapılmıştı, hilekâr tanrıların ona verdiği söz buydu: Troya vereceksiniz. Habbe ile siz de Zihinden Kalbe Bir Yolcu-
surları altında erken bir ölüme karşılık ebedi şan ve şe- luk’a çıkacak ve beğenerek okuyacaksınız.
ref. Ve ölümü yakındı, bunu biliyordu.
Ama bu hikâye savaşın nasıl şanlı olduğunu, erkeklerin
ne kadar cesurca çarpıştığını anlatmayacak, o defalarca
yapıldı. Hayır, bu tarihte unutulmaya zorlananların hikâ-
yesi. Yine de unutulmayacağız, yıllar sonra bile anneler
çocuklarına Troya şarkılarını söyleyecek, biz de onların
rüyalarından eksik olmayacağız… kâbuslarından da.
Kızların Suskunluğu’nda Pat Barker, Troya Savaşı’nı Ak-
hilleus, Odysseus ve Agamemnon gibi intikam peşindeki
erkeklerin değil, onların gölgesinde kalan bir kadın olan
Briseis’in gözünden anlatıyor ve İlyada destanına yepye-
ni bir bakış açısı getiriyor.
117
ASTROLOJİ
Tutulmalar
F. Ufuk Örmen
Karma Astrolog
Oğuzhan Ceyhan Astroloji Ekolü
118
Güneş ve Ay tutulmaları Bir Ay tutulmasının etki alanı Güneş tutulmasına
Güneş, Ay ve Dünya’nın göre daha geniş bir perspektiftedir. Ay tutulması-
aynı eksen ve çizgi içinde nın etkileri Güneş tutulmasına göre daha duygusal,
maksimum 5 derecelik daha karışık, daha kararsız ve her zaman sınırlayıcı-
açı içinde aynı hizaya dır. Güneş ve ay tutulmalarının etki süreci tutulma-
gelmesinde ortaya çıkan göksel nın süreside dikkate alınarak güneş tutulmaları için
fenomenlerdir. yaklaşık 1 yıllık, ay tutulmaları içinde yaklaşık olarak
6 aylık bir etki sürecini içerirler. Tutulmadan 1 ay ön-
Güneş tutulmaları yeni aylarda meydana gelir, cesinde de etkisini göstermeye başlar. Bazı astrolog-
güneş ve ay kavuşumdadır. Yeni ay gök bili- lar etkisinin tutulmadan birkaç ay önce başladığını
minde eril enerji güneş ve dişil enerji ayın gök- da söylerler.
yüzünde birleşerek ortak enerjinin yeryüzüne inmesi-
dir. Güneş tutulmalarında başlangıçlar ve girişimler Bir yılda çoğunlukla iki güneş tutulması iki ay tutul-
vardır. Güneş karakterimizi, erkek figürleri, babayı, ması olur biz buna ‘’Regular Yıllar’’ (düzenli yıllar)
bilinçli yönümüzü, otoriteyi, yöneticileri temsil ettiği deriz. Irregular (düzensiz) yıllarda; bazen iki Ay
için güneş tutulmalarında bu konular daha fazla tutulmasının arasında bir Güneş tutulması olur. Buna
gündemimizde olur. iki eşli Güneş tutulması denir. Bunlar irregular yani
düzensiz davranışlardır. Irregular yıllarda çok önemli
Ay tutulmaları dolunaylarda meydana gelir, güneş ve olaylar olur. 2013-2016-2020 İrregular düzensiz
ay karşıt konumdadır. Ay tutulmaları sonlanmalarla yıllardır.
ilgilidir. Zorlayıcı, stresli zamanlar olarak değerlendi-
rilir. Her sonlanma yeni bir başlangıçtır. Yeni aylarda Tutulma dönüşmek demektir. Bu sene altı tutulma
başlanılan işlerin, olayların, koşulların belirginleştiği deneyimliyoruz:
sonuçlarını gördüğümüz tamamlanma zamanlarıdır.
Dolunay eril enerji güneş ile dişil enerji ayın gök- 10 Ocak 2020 Yengeç burcunda ay tutulması
yüzünde karşı konumda olmaları eril enerji ile dişil
enerjinin birbiri ile zıtlaşmaları karşıt olmalarıdır. Yin 5 Haziran 2020 Yay burcunda ay tutulması
(ay-kadın) ve yang (güneş-eril) arasındaki çekişmedir.
Ay Tutulması kadının kutsaliyetiyle eril olan enerjinin 21 Haziran 2020 Yengeç burcunda güneş tutulması
karşıtlığını gösterir. Kadın aslında Güneş’ten o ener-
jiyi alır, Dünyaya yansıtır. Arada bir dünyasal madde 5 Temmuz 2020 Oğlak burcunda ay tutulması
vardır. Güneş ile Ay’ın enerjisi belli bir dönem kesilir.
İşte o anda Ay erkek enerjiden de bağımsızdır. Ay 30 Kasım 2020 İkizler burcunda ay tutulması
tutulmaları aslında dişinin bağımsızlaştığı dönemler-
dir. Dolunay zamanları güneş kişiliğimizle ay duy- 14 Aralık 2020 Yay burcunda güneş tutulması
gularımızın çatıştığı duygusal dengemizi korumakta
zorlandığımız zamanlardır. Güneş bilinçli yönümüzle
ay bilinç altımızın zıtlıklarını çatışmalarını yaşadığımız
bir zaman dilimidir. Ay duygularımızı, bilinç altımızı,
anneyi, dişil enerjiyi kadını, halkı temsil ettiği için ay
tutulmalarında bu konular daha fazla ön planda ve
gündemimizde olur. Dolunaylar farkındalık zamanla-
rıdır.
119
ASTROLOJİ
120
Güneş ve Ay tutulmaları çok önemlidir astrolojik
haritalardaki kozmik kapılardır. Çünkü Güneş ve Ay
tutulmaları düğümlerle bağlantılıdır. Hepimiz bir
güneş tutulmasıyla doğarız, tutulmalarla evleniriz,
boşanırız, çocuğumuz olur hayatımızdaki çeşitli olay-
ları tutulmalarla yaşarız ve bir ay tutulmasıyla ölürüz.
6 Kasım 2018’den itibaren ay düğümleri Yengeç-Oğ-
lak akslarında. Güney ay düğümü Oğlak-Kuzey ay
düğümü Yengeç bizlere kendimizi, başkalarını hayatı
kontrol etmeyi bırakıp kurallar koymaktan vazgeçip,
sert ve katı plan ve programlar yerine kendi iç dün-
yamıza dönerek duygularımızı besleyip önce kendi-
mizi mutlu etmemizi empati yeteneğimiz, duygusal
kapasitemiz ve anaçlığımızla başka insanları besleyip
büyütebileceğimizi, almaktan vazgeçip vermeyi
ailemizin, evimizin önemini öğretmeye çalıştı. Yen-
geç-Oğlak akslarındaki zorlayıcı ve ağır tutulmalar ile
dünyaya ve bireysel haritalarımız doğrultusunda her
birimize bu konularla ilgili farklı deneyimler yaşattı. 5
Mayıs itibari ile ay düğümleri burç değiştirerek Yen-
geç-Oğlak akslarından Kuzey ay düğümü İkizler-Gü-
ney ay düğümü Yay burçlarına geçiş yaptılar. Yaklaşık
18 aylık yeni bir sürece geçiş yaptık. 5 Haziran 2020
de Yay burcunda bir ay tutulması ile bu sürece adım
attık. 5 Temmuz 2020 de Oğlak burcunda Vega-Si-
rius bağlantılı ay tutulması ile neredeyse 14 yıllık bir
sürecin tamamlanmasını yaşadık. Karmanın elçileri
olarak da tanımlanan ay düğümleri Güney ay düğü-
mü Yay-Kuzey ay düğümü İkizler akslarında bizlere
katı, değişmez, kuralcı bakış açılarımızı, özgürlük
arayışlarımızı, önyargılarımızı, farkında olmadığımız
bencil ve ilkel tavırlarımızı, katı inanç kalıplarımızı,
bilgi arayışımızı ve sahip olduğumuz bilgiyi çok bili-
rim edaları, üstünlük taslayan tavırlarla başkalarına
aktaramadığımız ve alamadığımız iletişim şeklinden
sıyrılarak tarafsız, bilgiyi herkesten alan, herkesle
paylaşan, bilgi potansiyelimizi pratik yaşama indirge-
yerek toplumun anlayabileceği iletişim şeklini kur-
mamızı ve bilgeliğimizi ortaya çıkarmamızı toplumla
bir ve bütün olabilmeyi sosyalleşip iş birliği kurabil-
meyi daha nazik ve ince düşünceli olmayı ve iletişim
şeklimize bunları yansıtmayı, bakış açılarımızı geniş-
letmeyi çok yönlülüğü, empati kurabilmeyi, başkala-
rının haklarına saygı duyabilmeyi bizlere yaklaşık 18
aylık süreçte öğretmeye çalışacak. Güney ve Kuzey
ay düğümleri Yay-İkizler akslarının bizlere anlatmaya
çalıştığı doğrultuda hayatlarımızın ve kaderlerimizin
yönünün değişmeye başladığını bu süreç içerisinde
yepyeni sınavlara tabi tutulacağımızı yepyeni dene-
yimler yaşayacağımızı gösteriyor.
121
ASTROLOJİ Kasım ayının transit etkileri:
122 Güneş 23 Ekim’de Akrep burcuna geçiş yaptı. 22
Kasım’a kadar Akrep burcunda kalacak. Tüm Akrep
burçlarının doğum günü kutlu olsun. Akrep burcu
gizemli, tutkulu, ihtiraslı, şehvetli, tuttuğunu ko-
paran, kararlı, sezgileri güçlü, derin, krizlerle büyü-
yen, takıntılı, kıskanç, sırlarla dolu, büyücü, şaman,
vücutta da üreme organlarını temsil ettiğinden
cinselliğin önemli olduğu, ölüm ve yeniden doğu-
şu temsil eden Anka kuşu gibi küllerinden yeniden
doğan çok güçlü bir dönüşüm burcudur. Her şeyin
derinine ineceğimiz gizli olan saklanan birçok ko-
nunun, durumun ortaya çıkacağı, şok edici olaylar-
la dönüşeceğimiz, sezgilerimizin ön planda olacağı
bir kasım ayı yaşayacağız.
Venüs 28 Ekim’de Terazi burcuna geçti 21 Kasım’a
kadar seyrine devam edecek. Venüs Terazi bur-
cunun yönetici gezegeni olduğu için sevdiği bir
konumdadır. Venüs Terazi burcunda olduğu 21
Kasım’a kadar eşitlik ve adaletin önem kazanacağı,
ölçülü, dengeli, ahenkli, uyumlu, arabulucu ilişkiler
içerisinde olacağımız. Sosyalleşeceğimiz, sanat,
yaratıcılık, aşk, güzellik ve estetik konularının gün-
demimizde olacağı bir ay olacak.
31 Ekim’de 8 derece Boğa burcunda mavi ay deni-
len aynı zamanda Uranüsyen bir dolunay yaşadık.
Mavi ay dediğimiz bir ay içerisinde iki tane doluna-
yın gerçekleşmesidir. Normalde her ay bir tane do-
lunay olur. Mavi ay konuları, olayları çok daha yo-
ğun ve sert yaşayacağımızı gösterir. Boğa burcunda
gerçekleşen Uranüsyen dolunayın bize anlatmak
istedikleri; Boğa sabittir değişim istemez, güvende
olmayı ister, toprağı temsil eder. Uranüs kavuşumlu
olması da beklenmedik, ani olayların, durumların,
şokların yaşanacağına, ani değişimlere işaret ediyor.
Uranüs 6 Mart 2019 da zararda olduğu Boğa bur-
cuna geçti ve 7 yıl Boğa burcunda kalacak. Uranüs
Boğada depremlerle, doğal afetlerle ilgilidir. Dolu-
nayların ve yeni ayların beş gün öncesi ve beş gün
sonrası etkilerinin en yoğun olduğu zamanlardır.
Geçen ayki yazımda 31 Ekim Uranüs kavuşumlu
dolunayın depremlere dikkat çektiğini belirtmiştim.
Birçok astrolog arkadaşım da bu tarihlere dikkat
çekerek depremlerle ilgili öngörülerde bulundular.
Ne yazık ki hepimizi çok üzen İzmir depremini yaşa-
dık ve hala artçı sarsıntıları yaşıyoruz. Geçmiş olsun
İzmir. Yaralılara acil şifalar, yakınlarını kaybedenlere
baş sağlığı ve sabır diliyorum.
4 Kasım Merkür Terazi burcunda Retro hareketini lerle karşılaştık artık yeni başlangıçlar yapabilir, yeni
sonlandırıp ileri hareketine geçiyor. İletişim, haberleş- girişimlerde bulunabiliriz canlanıp aktifleşebiliriz.
me, eğitim, ticaret, seyahat, trafik, elektronik alet- 15 Kasım’da Akrep burcunda yeni ay gerçekleşecek.
lerimizde yaşamış olduğumuz aksamalar, sorunlar Placidus ev sistemine göre 12. evde gerçekleşen
rahatlamaya başlıyor. yeni ay kapalı alanlar, hastanelere dikkat çekiyor.
Venüs-Plüton karesinin olduğu yeni ay kıskançlık,
1 Kasım - 6 Kasım Merkür-Satürn karesinde inter- takıntı, cinsel takıntıların yaşanacağına, yeni ay’ın
nette, elektronik aletlerde aksaklıklar yaşayabiliriz. kavuşum yaptığı sabit yıldız ise çocuklara yapılabile-
İletişimde sorunlar olabilir kendimizi istediğimiz gibi cek saldırılara, tecavüzlere dikkat çekiyor. Yeni ayın
ifade edemeyebiliriz. Ticarette, eğitimde kısıtlamalar özellikle 5 gün öncesi, 5 gün sonrası ve ay sonuna
sorunlar yaşanabileceğini söyleyebiliriz. kadar kadınlarımız dikkatli olsunlar ve çocuklarımıza,
gençlerimize çok dikkat edelim, uyaralım, koruyalım.
9 Kasım Venüs-Mars karşıtlığı İlişkilerde, parasal 17 Kasım Merkür-Uranüs karşıtlığı sözlerimizde kırıcı,
konularda zorluklar yaşayabileceğimizi, ilişkilerde çatışmacı olabileceğimiz, iletişim şeklimizde bek-
bitirme noktasına gelebileceğimizi gösteriyor. lenmedik çıkışlar yapabileceğimizi, ticarette, medya
yayıncılık, eğitimde beklenmedik durumların yaşana-
11 Kasım’da Merkür’ün Akrep burcuna geçmesiyle bileceğini gösteriyor.
düşüncelerimizde biraz takıntılı durumlar yaşayabili- 19 Kasım Venüs-Satürn karesi maddi konularda,
riz. Dedektif gibi takipte olup gizli saklı şeyleri ortaya kendi öz değerimiz, yaratıcılığımız, ilişkilerimizde
çıkarmak isteyebiliriz ya da gizlenenlerin saklananla- kısıtlandığımız bir zaman dilimi.
rın ortaya çıkmalarına tanıklık edebiliriz. Düşünceleri- 30 Kasım’da hiper bir ay tutulması yaşayacağız.
mizin derinleşeceği bir zaman olacak. Ayın dünyaya nadir yaklaştığı çok yakın olduğu bir
zamandır hiper ay tutulması, etkisi çok güçlüdür.
12 Kasım’da Oğlak burcunda Corona Australis takım 8 derece İkizler burcunda gerçekleşen ay tutulması
yıldızı kavuşumlu 3. Jüpiter-Plüton Kavuşumunu kraliyet yıldızı Aldeberan ile kavuşum yapıyor. Karşı-
yaşayacağız. Eylül sayısında detaylı anlatmıştım. 1. tın da ise yine kraliyet yıldızı olan Antares var. Bu ay
Jüpiter-Plüton kavuşumu 5 Nisan 2020’de, 2. Jüpi- ve önümüzdeki 6 ay boyunca doğruluk, dürüstlük,
ter-Plüton kavuşumu 30 Haziran 2020’de gerçekleş- ahlaklı olmak ile irade gücümüz, gücümüzü doğru
ti. 12-13 yıllık periyodlarla gerçekleşen Jüpiter-Plüton kullanma, inanç-din savaşları arasında hem dünya-
kavuşumları savaşlarla, toplumsal olaylarla, salgın mızda hem de kendi dünyalarımızda çatışmaların
hastalıklarla, doğal afetlerle, toplu ölümlerle alakalı- yaşanacağı her birimizin bireysel haritalarımız doğ-
dır. Dünya tarihinde bu kavuşumların önemli olaylara rultusunda transit etkiyi aldığımız ev doğrultusunda
sebep verdiklerini görüyoruz. bu konularla ilgili sınavlara tabi tutulacağımız bir
1346’da Jüpiter-Plüton Koç burcunda kavuşum zaman dilimi olacak. Doğruluk, dürüstlük, ahlak
yaptı. 1346-1353 yıllarında kara ölüm olarak bilinen ilkelerinden uzaklaştığımız zaman iflas, yıkım, yok
Veba salgını yaşandı. oluşlar yaşanabilirken, doğruluk, dürüstlük ilkesiyle
1918’de Jüpiter-Plüton Yengeç burcunda kavuşum devam ettiğimiz zaman başarı, yükselişte gelecektir.
yaptığında İspanyol gribinin yaşandığını görüyoruz. Sezgilerimizin de yoğun olacağı bu ay, her birimizin
1981’de Jüpiter-Plüton Terazi burcunda kavuşum iç dünyalarımızın derinliklerine inerek kendi gölgele-
yaptığında HIV virüsü AIDS görüyoruz. riyle yüzleşip tekamülümüzde bize engel olan tüm
2020 yılı içerisindeki kavuşumları ile Covid 19 Co- olumsuz duygu ve düşüncelerin farkına varıp onları
rona salgını ile mücadele ediyoruz. 12 Kasım’da öldürüp yok ederek yepyeni bir yaşam döngüsü
gerçekleşecek bu kavuşum bu salgına bir kez daha yaratarak dönüşeceğimiz, ruhlarımızı arındırabile-
dikkat çekiyor. Hepimizin çok dikkatli olması gere- ceğimiz hepimizin birer Anka kuşu gibi küllerinden
ken zamanlar. Ekonomik olarak da zorlanacağımız yeniden doğacağı bir Kasım ayı olmasını diliyorum.
günler. Değişiyorum, dönüşüyorum, dengeleniyorum,
Dengedeyim.
14 Kasım’da Mars 10 Eylül’de Koç burcunda başla- Sevgilerimle,
dığı Retro hareketi sonlandırıp ileri hareketine başlı-
yor. Yaşam enerjimiz geri geliyor tekrar hareketlen-
meye başlıyoruz. Dünyamızda savaş ve çatışmalar
yaşanırken iç dünyalarımızda da kendi çatışmaları-
mızı ve savaşlarımızı yaşadık. 2 aydan beri kendimizi
kısıtlanmış hissettik adeta hareket edemedik engel-
123
VOURLmAagay l ı k y a ş a m t a r z ı d i j i t a l d e r g i s i
124