BÂL i s t a n b u l M a y ı s 2 0 2 4 karanlıktan ışığa Işk’a, Aşk’a giden yolculuk kadim sanat ebrunun büyülü dünyasında Hikmet Barutçugil ie söyleşi the questions never asked before KARANLIK SUYUN RÜYASI EBRÛ WHAT IS PHILOSOPHY? SAYI: 1
BAHARİYE ANADOLU LİSESİ İnsanlığın ve ülkemizin gelişmesi; araştıran, öğrenen, sanatla hemhâl olmuş, felsefi ve bilimsel bilginin ön saflarından koşabilen gençlerin gelişmesiyle mümkün olacaktır. Bu kapsamda öğrencilerin desteklenmesi, yönlendirilmesi, hedeflerine ulaşabilmeleri için gerekli şart ve zeminin ulaştırılması gerekmektedir. Bireysel farklılıkların, öğrenme farklılıklarının en yoğun yaşandığı bu çağda bireysel eğitim politikasıyla eğitim camiasında kendine yer edinen kurumumuz, eğitimci kişiler tarafından 2006 yılından beri eğitim öğretim faaliyeti yürütmektedir. Merkeze bireyi alarak sevgi ve bilgiyi bütünleştirip her öğrencinin hedeflediği başarıya ulaşmasını temel ilke edinen kurumumuz eğitim sürecinde ve sonrasında tüm öğrencilerin destekçisi konumundadır. Çağa uygun olarak, küreselleşen dünyada yeni neslin dünya vatandaşı olmak için en az bir yabancı dile sahip olması gerektiğinden hareket ederek, öğrencilerimizin yabancı dil eğitimine fazlasıyla önem veren bir eğitim programı bulunmaktadır. Uzun bir dershane tecrübesine sahip olan Bahariye Anadolu Lisesi; 9. Sınıftan başlayarak öğrencilerin sağlam temel oluşturmalarını ve aynı zamanda üniversite sınavlarına hazırlanmalarını sağlamaktadır. 01 Kurucu Müdür Sacit HAKVERDİ
02 İçindekiler 05 Nefesimle İstanbul Âlî Zafer Erkal 06 Çizik Duru Hakan 07 Karanlık Derin Filiz 09 Dostlar Bizi Hatırlasın Âşık Veysel 11 Hayat Sahnesi Cemile Hülya Zorluer 12 Müziğin Kökeni 15 Öykü Yıldırım Tasavvuf Müziği 19 Rüveyda Ünal Suyun Rüyâsı Ebru 22 Yağmur & Nehir Yapay Zekâ 26 Serkan Güden Müzik Yağız Baran Ceylan
03 30 What is Philosophy? 34 Marcus Danets Değişimin Dört Adımı Ercan İlkhan 54 Kediler Helin Solmaz 61 Çevre Kirliliği 62 Ege Mert Başar Akira Toriyama Halit Şengezer 63 Serbest Cumhuriyet Fırkası Doğuhan Sapan 64 Kaptan Arda Turan 66 Duhan Tefe FB 6 - 0 GS Emirhan Murat Duman 67 Filenin Sultanları Nisanur Taşçı Nisan Karaahmetoğlu Irmak Karaboğa 74 Bilgi Nedir? Ela Taslam & Rümeysa
Barut Ebrusu - Hikmet Barutçugil 4
S T A N B U L NEFESİMLE İSTANBUL..! İ İSTANBUL’u-Anarım, her Gün Âheste-Âheste..! Görürüm-Bilmecemi, Sonu gelmeyen NEFESTE..! Ötüşür BÜLBÜL’ler SEVDÂ ışığıyla her zamân; Gömülür karanlıklar, Baharı her BEKLEYİŞTE..! Âlî Zafer ERKAL 03.Aralık.1983,Harbiye İstanbul 20.Haziran.1985 ‘Sayın, Ânâsıyla, Öğreten-öğretmenim; Tokat-seslenişiyle.. ÖMER FARUK TOKAY’a... VE Hayrettin Yazıcı, Bâbâsı ve ilesinde, Faruk Altuntaş-Bâbâsıyla aile Efradına, Kolordu Yüzbaşıyla, Başhekimine..! Ve Âli-Mehmet Karaaslan’a..!’ 0202.1983.1203-39İST/Y 105/970-066-602-171-354-469- Barut Ebrusu - Hikmet Barutçugil 5
Geleceğim, bekle dedi, gitti.. Ben beklemedim, o da gelmedi. Ölüm gibi bir şey oldu.. Ama kimse ölmedi. ÇİZİK Özdemir Asaf Çizen ve Hazırlayan Duru Hakan 6
Her yer kapkara oldu elektrikler kesilmişti. Alelacele başucumdaki mumu yaktım. Elektriklerin kesilmesiyle ortamda birden sessizliğe büründü. Nedense sessizlik, iç sesimin daha gürültülü olmasına neden olmuştu. Çok fazla şey düşünüyordum bu aralar kafam karmakarışıktı, kafamı toplayıp aşkı düşünmeye karar verdim. Nasıl bir histi acaba aşık olmak? Bu zamana kadar sadece gördüklerimle ya da okuduklarımla fikir sahibi olmuştum. Muhtemelen bu duyguyu yaşamak daha farklı bir histir diye düşündüm. Aşk sevginin derin tutkulu biçimi olmalıydı. Karşılıklı ise bu duygular "biz" kavramı ne heyecan verici fakat tek taraflı sevmekse bu bir ızdıraptı sanki. Hayatımda bir şeylerin eksik olduğunun farkındaydım ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Birden aklıma Picasso’nun sözü geldi: ’’Aşk hayatı tazelemenin en güzel yoludur’’ .Tazeleme vakti gelmişti belki de. Henüz var olmayan birine karşı büyük bir özlem hissetti kalbim. Sonra birden beynim sustu, iyi gelmişti. Düşünmeye biraz ara verip su içmeye gittim, artık hiçbir şey düşünemiyordum, kafam fazla karışmıştı. Aşık olmak güzel olmalıydı ama önce insanın kendini sevmesi gerekmiyor muydu? Varlığını kabul etmesi, içindeki sevgiyi çoğaltması ve paylaşmasıydı önemli olan. Gözlerim uyumamaya direniyor ama bazen sohbetleri tadında bırakmalıyız değil mi? Bu gece güzel eşlik ettin kalbim bana. Şimdi uyuma vakti. Yeni bir gün, yeni mutluluklar getirsin bize. DERİN FİLİZ - 9A 7
Bedri Rahmi Eyüboğlu 8
Ben giderim adım kalır Dostlar beni hatırlasın.. Düğün olur bayram gelir Dostlar beni hatırlasın.. Can kafeste durmaz uçar Dünya bir han konan göçer Ay dolanır yıllar gecer Dostlar beni hatırlasın.. Can bedenden ayrılacak Tütmez baca yanmaz ocak Selam olsun kucak kucak Dostlar beni hatırlasın.. Ne gelsemdi ne giderdim Günden güne arttı derdim Garip kalır yerim yurdum Dostlar beni hatırlasın.. Açar solar türlü çiçek Kimler gülmüş kim gülecek Murad yalan ölüm gerçek Dostlar beni hatırlasın.. Gün ikindi akşam olur Gör ki başa neler gelir Veysel gider adı kalır Dostlar beni hatırlasın. DOSTLAR BENİ HATIRLASIN Aşık Veysel Şatıroğlu 9
SEN BEN O... BİZ SİZ ONLAR... HAYAT SAHNESİ HANGİ YOLDAN GİTMELİ? ÇIZEN VE HAZIRLAYAN CEMILE HÜLYA ZORLUER 10A BU YOLUN SONU NEREYE VARIYOR? Denizde susuzluktan ölmek korkunçtur... Susuzluğunuzu bir daha gideremeyeceği kadar tuzlamak zorunda mısınız- hakikatinizi? Friedrich Nietzsche İyinin ve Kötünün Ötesinde SAYFA 11
MÜZİK Müzik, sesin ritmik düzenlemesi ve melodik yapılarıyla ifade edilen sanatsal bir ifade biçimidir. İnsanlar genellikle enstrümanlar veya sesler kullanarak müzik oluştururlar. Melodi, ritim, harmoni ve ses tonları gibi unsurlar, müziğin temel yapı taşlarıdır. Müzik, duyguları ifade etmenin yanı sıra eğlence, iletişim ve kültürel ifade aracı olarak da kullanılır. Her kültürün kendine özgü müzikal gelenekleri ve tarzları vardır, bu da müziği evrensel bir dil haline getirir. Geçmişten Bugüne Müzik Tarihi Antik Dönem (MÖ 2000 - MS 476): Antik çağlarda müzik, dinî törenlerde ve eğlencelerde önemli bir rol oynuyordu. Antik Yunan ve Roma medeniyetlerinde müzik, tanrılara sunulan ibadetlerde ve tiyatro oyunlarında kullanılıyordu. 1. Orta Çağ (MS 476 - 1450): Orta Çağ'da kilise müziği, dinsel ayinlerde ve liturjide önemli bir rol oynadı. Bu dönemde gregoryen şarkıları ve litane gibi dini müzik türleri gelişti. 2. Rönesans (1450 - 1600): Rönesans döneminde müzik, sanatın ve bilimin yeniden canlanmasının bir parçasıydı. Polyphony gibi karmaşık müzikal yapılar geliştirildi ve müzikal icracılıkta önemli ilerlemeler kaydedildi. 3. Barok (1600 - 1750): Barok dönemi, müzikte büyük bir gelişim dönemiydi. Bach, Vivaldi, ve Handel gibi bestecilerin eserleri bu döneme damgasını vurdu. Barok dönemi müziği, karmaşık yapıları ve duygusal derinliği ile ön plana çıktı. 4. Klasik (1750 - 1820): Klasik dönem, müzikte denge, orantı ve sadelik arayışının olduğu bir dönemdir. Bu dönemin en önemli bestecileri arasında Mozart, Haydn ve Beethoven yer alır. 5. Romantik (1820 - 1900): Romantik dönemde müzik, duygusal ifade ve kişisel özgürlük üzerine odaklandı. Bu dönemin önemli bestecileri arasında Beethoven, Chopin, Schumann ve Liszt bulunmaktadır. 6. 20. Yüzyıl ve Günümüz: 20. yüzyıl müziği, birçok farklı tarz ve akıma sahne oldu. Caz, blues, rock, pop, elektronik müzik gibi birçok yeni tür ve alt tür ortaya çıktı. Günümüzde müzik, dijital teknolojinin etkisiyle daha erişilebilir hale geldi ve küresel çapta birçok farklı müzikal etkileşim yaşanıyor. Hip-hop, rap ve elektronik dans müziği gibi tarzlar popülerlik kazandı. Ayrıca klasik müzik ve dünya müziği gibi geleneksel tarzlar da varlığını sürdürüyor ve yeniden şekilleniyor. 7. Müzik Nedir? 12
Müziğin Toplumdaki Yeri Duygusal İfade Aracı: Müzik, duyguları ifade etmenin güçlü bir yoludur. Mutluluk, hüzün, coşku, öfke gibi birçok duygu müzik aracılığıyla ifade edilebilir. İnsanlar, müziği duygusal deneyimlerini paylaşmak ve anlamak için bir araç olarak kullanır. 1. Kültürel İfade ve Tanımlama: Müzik, bir toplumun kültürel kimliğinin bir parçasıdır. Her kültürün kendine özgü müzik tarzları, enstrümanları ve ritimleri vardır. Bu müzikal miraslar, toplumun tarihini, değerlerini ve geleneklerini yansıtır. 2. Toplumsal Birleştirici Güç: Müzik, insanları bir araya getiren güçlü bir araçtır. Konserler, festivaller ve diğer müzik etkinlikleri, insanları farklı geçmişlerden ve kültürel arka planlardan bir araya getirerek ortak bir deneyim paylaşmalarını sağlar. 3. Eğlence ve Stres Azaltma: Müzik, eğlence ve stres azaltma için yaygın bir araçtır. Konserlere gitmek, favori şarkıları dinlemek veya enstrüman çalmak, insanlara keyifli bir zaman geçirme ve zihinsel rahatlama sağlar. 4. Sanatsal ve Yaratıcı İfade: Müzik, sanatsal ve yaratıcı bir ifade biçimidir. Besteciler, şarkı yazarları ve müzisyenler, kendi duygularını, düşüncelerini ve deneyimlerini müzikal eserler aracılığıyla ifade ederler. 5. Sosyal Değişim ve Aktivizm: Müzik, sosyal değişim ve aktivizmin bir parçası olarak da kullanılabilir. Özellikle protest müzik ve marşlar, toplumsal haksızlıklara dikkat çekmek ve değişim talep etmek için güçlü bir araç olmuştur. 6. Eğitim ve Öğrenme Araçları: Müzik, öğrenme ve eğitimde önemli bir rol oynar. Müzik eğitimi, çocukların ve yetişkinlerin disiplin, işbirliği ve özgüven gibi birçok beceriyi geliştirmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca müzik, dil, matematik ve beyin gelişimi üzerinde olumlu etkilere sahip olduğu bilinmektedir. 7. 13
Müziğin İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkisi Duygusal Etki: Müzik, duygusal durumları etkileme gücüne sahiptir. Hüzünlü bir şarkı duygusal bir tepkiye yol açabilirken, neşeli bir melodi ruh halini iyileştirebilir. Müzik, duygusal deneyimleri ifade etmek ve düzenlemek için bir araç olarak kullanılabilir. 1. Stres Azaltma: Araştırmalar, müziğin stresi azaltma ve rahatlama üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir. Stresli bir durumda müzik dinlemek, vücuttaki kortizol seviyelerini azaltabilir ve gevşeme hissini artırabilir. 2. Motivasyon ve Performans Artışı: Müzik, motivasyonu artırabilir ve performansı iyileştirebilir. Egzersiz yaparken veya çalışırken dinlenen müzik, enerji seviyelerini artırabilir ve daha yüksek bir performans düzeyine ulaşmaya yardımcı olabilir. 3. Zihinsel Yetenekler ve Bellek İyileştirme: Müzik, zihinsel yetenekleri ve belleği iyileştirmede etkili olabilir. Özellikle müzik eğitimi, çocukların bilişsel gelişimini destekleyebilir ve bellek kapasitesini artırabilir. 4. Sosyal Bağlantı: Ortak müzikal deneyimler, insanlar arasında güçlü sosyal bağlar oluşturabilir. Konserlara gitmek, birlikte şarkı söylemek veya müzikal enstrümanlar çalmak, insanları bir araya getirerek sosyal etkileşimi artırabilir. 5. Özgüven ve Kendine İnanç: Müzik, özgüven ve kendine inancı artırabilir. Müzik yapmak veya performans sergilemek, insanların kendilerini ifade etmelerini ve güven duymalarını sağlayabilir. 6. Duyarlılık ve Empati Gelişimi: Müzik, duyarlılık ve empati gelişimine katkıda bulunabilir. Başkalarının duygularını ifade eden şarkılar dinlemek, insanların başkalarının duygularını anlama ve empati kurma yeteneklerini artırabilir. 7. 14
Müziğin Geleceği: Teknoloji, Yaratıcılık ve Değişim Yağız Baran Ceylan Günümüzde müzik endüstrisi, teknolojik ve kültürel değişimlerin etkisi altında büyük bir dönüşüm geçiriyor. Sanatçılar, yapımcılar ve dinleyiciler, dijital devrimin ve yenilikçi teknolojilerin getirdiği yeni fırsatlar ve zorluklarla karşı karşıya. Müzik, gelecekte nasıl bir yol izleyecek? İşte bu sorunun altını çizen bazı önemli trendler: 1. Yapay Zeka ve Müzik Üretimi: Yapay zeka (AI) teknolojisinin gelişimi, müzik üretimi ve yapımında devrim yaratıyor. AI, müzikte yenilikçi ritimler, melodi önerileri ve ses efektleri üretebiliyor. Sanatçılar, AI tabanlı araçları kullanarak yaratıcılıklarını genişletiyor ve sınırları zorluyor. 2. Sanal Gerçeklik Konserleri ve Deneyimler: Sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojileri, müzik deneyimini yeniden tanımlıyor. Artık dinleyiciler, sanal konserlerde favori sanatçılarını canlı olarak izleyebiliyor veya interaktif VR deneyimleriyle müziği deneyimleyebiliyorlar. Bu teknolojiler, müzik sektöründe yeni bir canlanma ve etkileşim sağlıyor. 3. Blockchain ve Müzik Endüstrisi: Blockchain teknolojisi, müzik endüstrisindeki dağıtım, lisanslama ve telif hakları sorunlarına çözümler sunuyor. Akıllı kontratlar ve dijital tokenler, sanatçıların ve yapımcıların gelirlerini adil bir şekilde yönetmelerine olanak tanıyor. Aynı zamanda, müzik dinleyicileri, içeriğe doğrudan erişim ve katılım sağlayarak daha şeffaf bir müzik endüstrisine katkıda bulunuyor. 4. Kültürel Çeşitlilik ve Global Bağlantılar: Dijital platformlar ve sosyal medya, küresel müzik sahnesini daha erişilebilir hale getiriyor. Sanatçılar, dünya çapında dinleyici kitlesine ulaşma ve farklı kültürel etkileşimlerden ilham alma fırsatına sahip oluyorlar. Bu da müzik endüstrisinde daha fazla çeşitlilik ve yenilik getiriyor. Müzik, teknolojik, kültürel ve toplumsal değişimlerle birlikte sürekli evrim geçiren dinamik bir sanat formudur. Gelecekte, müzik endüstrisi daha da ilginç ve çeşitli bir hal alacak ve bu değişimler, sanatçılar ve dinleyiciler arasındaki bağları daha da güçlendirecek. 15
müzik kelimesinin kökeni 16
17
Notaların ilişkilendirildikleri kavramlar ise şöyle: Ut/Do: Dominus (yaradan, mutlak) Re: Rerum (madde) Mi: Miraculum (mucize) Fa: Familias planetarium (gezegenler ailesi/güneş sistemi) Sol: Solis (güneş) La: Lactea via (samanyolu) Si: Siderae (gökler) Vaftizci Aziz John'a İlahi Böylece hizmetkarlarınız yumuşak seslerle, Gerçekleştirdiğiniz mucizeleri yeniden seslendirebilir. Kirli dudaklarımızdaki günahı temizle Aziz John. 18
9. yüzyıldan itibaren Türkistan, İran ve Kuzey Afrika bölgesinde sûfî görüşler müsait ortam bularak yaygınlaşmıştır. Bunda Moğol İstilası sonrası ortaya çıkan çöküntü ve sosyoekonomik durumun toplumu ruhani bir arayışa sevk etmiş olması büyük bir etkendir. Buhara, Semerkant ve Taşkent gibi şehirleri içeren Fergana Vadisi pek çok mutasavvıf yetiştirmiştir. Ahmed Yesevi, Abdulkadir Geylani gibi tasavvuf büyükleri bu bölgede tasavvuf ve tarikat yapısını olgunlaştırmışlardır. Tasavvuf Müziği Tasavvuf (Farsça: تصوف tasavvuf) veya Sûfîzm ya da Sûfîlik, وِف ِي ِية :Arapça( ص ُُص ُُSufiyye; Farsça: صوفيگری sūfīgarī), İslam'ın iç veya mistik yüzü olarak tarif edilir. Ayrıca Sufizmin batıda yükseltilen içeriğinin "Budizm ve Taoizm gibi içeriksiz güzel yaşama tarzı" olarak yorumlanması da vardır. Tasavvuf, insanın kendisini keşfetme yoludur. Dini kurallara bağlı, dogmaları esas alan bir olgu değildir. Tasavvufun öğretisi “Ben kimim? Nerden geliyorum? Nereye gideceğim?” sorularını soran kişilerin, sorularına sufizm yoluyla cevap bulmasıdır. Tasavvuf müziği; İslam’da net olarak yer alan tasavvuf felsefesine uygun olarak eyleme dökülen; eğlendirmek amacı ile değil, insanın Allah’a kulluğunun farkında olmasını sağlamak amacı ile yapılan bir müzik türüdür. Tasavvuf müziği dini duyguların seslendirilmesi olarak nitelendirilir. Tasavvuf müziği bir tür ilahidir. Tasavvuf müziği tarihi Süleyman Çelebi’nin 1409 senesinde yazmış olduğu “Vesiletü’n Necat” isimli bestesi ile ortaya çıkmıştır. Bu beste, tasavvufi ilk beste olarak kabul edilmektedir. Bu eser günümüzde “Mevlid” adı ile bilinmektedir. Tasavvuf müziği bu beste ile ortaya çıkmış ve bu beste sonrasında gelişmeye devam etmiştir. Tarihi kaynaklara göre tasavvuf müziği 17. yüzyılda genel anlamda gelişiminin birçoğunu tamamlamıştır. Tasavvuf müziği, 19. yüzyıla gelindiği zaman Lale Devri ile beraber önemli değişimler geçirmiştir. Batı musikisi ile yakın temasta bulunmuş olan tasavvuf müziği bu değişimler ile gelişmeye devam etmiştir. Tasavvuf Nedir? Nasıl Yayıldı? Tasavvuf ileMüzigin Bulusması 19
TasavvufMüzigiÇesitleri Şuğul: Şuğl, Türk dinî mûsikisinde bestekârların Türk mûsikisi makam ve usulleriyle besteledikleri Arapça güfteli ilâhilere verilen isimdir. Günümüze ulaşan örneklerden XVII. yüzyıldan beri şuğul bestelendiğini söylemek mümkündür. Nefes: Çoğunlukla Bektaşî usülüne bağlı şairler tarafından kaleme alınmış tasavvufî güftelerin, bu usül çerçevesinde düzenlenen sazlı sözlü toplantılarda okunan şeklidir. Mevlevi Ayini: Mevlevî ayini yahut kısa adıyla semâ, tasavvuftaki devran anlayışına uygun biçimde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin, bulunduğu dinî toplantılarda duyduğu vecd ve zevk eseri olarak herhangi bir usul ve kaideye bağlı kalmaksızın zaman zaman yaptığı semâlardan (dönüş) alınan ilhamla, kendisinden sonra düzenlenip geliştirilerek şekillenmiş, diğer tarikatların zikir ve mukabele meclislerine benzer bir zikir toplantısıdır. Mersiye: Sözlükte “ölenin iyiliklerini anıp ağlamak, onun hakkında ağıt söylemek” anlamında Arapça masdar olan mersiye (risâ’) “bu amaçla söylenen sözler” manasında isim olarak da kullanılır. Kaside: Türk din mûsikîsinin hem tekke hem de cami mûsikîsi formlarından kaside, Cenâb-ı Allah (c.c), Hz. Peygamber (s.a.v) ve diğer din büyüklerine gösterilmesi gereken saygı başta olmak üzere, İslam dininin ibadet ve ahlak meselelerini konu edinen uyarıcı ve öğüt verici şiirlerinden oluşmaktadır. İsm-i Celal: “Allah” lafzına (Ağızdan çıkan söz, kelime) denir. Tekke mûsikîsi'nde, “Kelime-i Tevhîd (lâ ilâhe illallah)'dan sonra, her tarikatın kendine özgü üslûbu ile, oturarak veya ayakta, “Allah Allah” diye zikretmeleri” hakkında kullanılan bir tabirdir. Durak: Mevlevîlik dışındaki usüllerin hemen hepsinde, zikrin birinci bölümünü teşkil eden kelime-i tevhidden sonra “ism-i celâl” zikrine geçilmeden önce verilen arada bir veya iki zâkir tarafından okunan, serbest olarak bestelenmiş Türkçe manzumelere durak denir. 20
Ahmed Yesevi Kimdir? KullanılanEnstrümanlar Kudüm (Nakkare): Çalan kişiye “kudümzen” denir. Mevlevi müziğinde dört ana çalgıdan biri olan ney, rebap ve halile ile gruplandırılmıştır. Bir çift küçük, yarım küre tamburdan oluşur. Ahmed Yesevî ya da Ata Yesevî; 1093-1166 yılları arasında yaşamış, kendisi gibi Türk asıllı olan Arslan Baba'nın talebesidir. Alevi erenlerinden olan ve "Pîr-i Türkistan" lakabıyla bilinen bir mutasavvıf ve şairdir. Tarihte bilinen ilk büyük Türk mutasavvıfı unvanını taşır. Tam adı: Ahmed bin İbrâhim bin İlyâs Yesevî’dir. “Yesevilik” adı verilen tasavvufi akımının mimarı olan "Hazret-i Türkistan" nâmıyla da meşhur "Hâce Ahmed Yesevî" bir İslâm alimidir. Manevi kimliğinin yanı sıra edebî kimliği ile de öne çıkan Yesevî, "Dîvân-ı Hikmet"'inde yazdığı şiirlerinde; ilâhî aşkı, dinî konuları ve erdemli insanı oluşturan dinî-tasavvufî unsurları öne çıkararak İslâm'ın Türkler arasında yayılmasında önemli rol üstlenmiştir. Orta Asya Türklerinin İslâmlaşma öncesi Kopuz eşliğinde icra ettikleri müzik geleneği Yesevî'nin hikmetlerinin de eklenmesiyle farklı bir muhtevaya bürünmüştür. Böylece, Yesevî'nin hikmetleri Anadolu irfan geleneğimizi yansıtan Türk din mûsikisine de nüfuz etmiş ve son dönmede yapılan yeni beste ve icra şekilleri ile dikkatleri üzerinde toplamaya başlamıştır. Ruveida Unal 11-A Rebap: Rebap, çoğunlukla Orta Asya'da kullanılan, çeşitli biçimleri olan telli bir çalgı türüdür. Bir saz türüdür, gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılır. Bendir (Def): Zilsiz büyük def, nakkare ve kudümle birlikte kullanılır. Derisinin iç yüzüne boydan boya gerilen kiriş sayesinde aynı anda iki değişik tını çıkarabilir. Ney: Ney, üflemeli çalgıdır. Kaşgarlı Mahmut, Divân-ı Lügati't-Türk adlı Türk kültür ve dilini anlatan eserinde, sagu denilen, "erler" için düzenlenen, ölüm, erdem ve acıları anlatan törenlerde kullanıldığını aktarmıştır. Gelecek sayıda: Balkan Müziği 21
Bir mağara düşün dostum.. Girişi boydan boya gün ışığına açık bir yeraltı mağarası. İnsanlar düşün bu mağarada. Çocukluktan beri zincire vurulmuş hepsi; ne yerlerinden kıpırdamaları, ne başlarını çevirmeleri kabil, yalnız karşılarını görüyorlar. Arkalarından bir ışık geliyor.. uzaktan, tepede yakılan bir ateşten. Ateşle aralarında bir yol var, yol boyunca alçak bir duvar. Gözbağcıları seyircilerden ayıran setleri bilirsin, üzerlerinde kuklalarını sergilerler, öyle bir duvar işte… Ve insanlar düşün, ellerinde eşyalar: Tahtadan, taştan insan veya hayvan heykelcikleri, boy boy, biçim biçim. Bu insanlar duvar boyunca yürümektedirler, kimi konuşarak, kimi susarak. Garip bir tablo diyeceksin, hele eserler daha da garip. Doğru.. O esirler ki ömür boyu başlarını çeviremeyecek, kendilerini de, arkadaşlarını da, arkalarından geçen nesneleri de duvara vuran gölgelerinden izleyecekler. Şimdi de mağarada seslerin yankılandığını düşün.. Dışarından biri konuştu mu, esirler gölgelerin konuştuğunu sanır, öyle değil mi? Kısaca, onlar için tek gerçek var: Gölgeler. Tutalım ki zincirlerini çözdük esirlerin, onları vehimlerinden kurtardık. Ne olurdu dersin, anlatayım.. Ayağa kalmaya, başını çevirmeye, yürümeye ve ışığa bakmaya zorlanan esiri, bunları yaparken acı duyardı. Gözleri kamaşır, gölgelerini görmeye alıştığı cisimleri tanıyamazdı. Biri, ona: “Ömür boyu gördüklerin hayaldi. Şimdi gerçekle karşı karşıyasın” diyecek olsa, sonra da eşyaları bir bir gösterse, “bunlar nedir” diye sorsa, şaşırıp kalır, mağarada gördüklerini, şimdi gösterilenlerden çok daha gerçek sanırdı. Bir de düşün ki tutsağı mağaradan çıkarıp dik bir patikadan güneşin aydınlattığı bölgelere sürükledik. Bağırdı, yanıp yakıldı, öfkelendi… Kulak asmadık. Gün ışığına yaklaştıkça gözleri daha çok kamaştı. Hiçbirini seçemez oldu gerçek nesnelerin. Sonra, yavaş yavaş alıştı aydınlığa. Önce gölgeleri fark etti, arkasından insanların ve cisimlerin suya vuran akislerini. Akşam olunca göğe çevirdi bakışlarını, ayı gördü, yıldızları gördü. Zamanla güneşin sulardaki aksine bakabildi. Nihayet gökteki güneşe çevirdi gözlerini. Ve düşünmeye başladı. Ona öyle geldi ki; mevsimleri de, yılları da güneş yaratıyor, görünen dünyanın yöneticisi o. Esirlerin mağarada gördükleri ne varsa onun eseri. Ve eski günlerini hatırladı. Ne kadar yanlış anlamışlardı bilgeliği. Mutluydu şimdi, mağarada kalan arkadaşlarına acıyordu. Eski hayatına, eski vehimlerine dönmemek için her çileye katlanabilirdi. Adamın mağaraya döndüğünü tasavvur et. Karanlığa kolay kolay alışabilir mi? Dostlarına hakikati söylese dinlerler mi onu? Ağzını açar açmaz alay ederler: “Sen dışarıda gözlerini kaybetmişsin, arkadaş. Saçmalıyorsun. Biz yerimizden çok memnunuz. Bizi dışarı çıkmaya zorlayacakların vay haline..” İşte böyle aziz dostum. Sana anlattığım hikaye kendi halimizin tasviridir. Yer altındaki mağara: Görünürler dünyası. Yücelere çıkan tutsak, meseller (idea’lar) alemine yükselen ruh.. EFLATUN, Devlet 22
Bu sayımızda; suyun rüyâsı, yaşayan gelenek ebrunun izinde yolumuz Üsküdar’da, Kız Kulesinin masalsı manzarasına karşı şirin mi şirin bir konağa, Ebristan’a düştü. Ebristan, 1830’lu yıllarda Sultan III. Selim tarafından yapımına başlanıp Sultan II. Mahmut döneminde bitirildikten sonra, Selimiye Kışlası paşalarına ihsan edilen 12 konaktan biri. İlk sahibi İzzettin Paşa. O dönemde yapılmış ve semte de adını veren -İhsaniye- aynı özellikteki 12 konaktan maalesef sonuncusu olması sebebiyle de önem taşımakta. Ebristan 10 yıl süren restorasyonundan sonra 1996 yılında faaliyete geçmiş. Ebristan, başta Ebru sanatı olmak üzere diğer bütün Türk İslam sanat ve zanaatlerinin günümüzde uygulandığı bir mekân. Biz de bu güzel mekânda, ebrunun büyülü dünyasını dinlemek üzere Hikmet Barutçugil’i ziyarete gittik. Burada zaman durmuştu sanki. Ebrunun mistik kokusu, damla damla tekneye renk renk düşen su sesi, bulutların eşliğinde bize huzuru fısıldamaktaydı. Hikmet Hoca ve tatlı eşi Füsun Hanım bizleri gönülden bir kucaklamayla karşıladılar, öyle ki bu huzur hissiyle sonsuza dek orada kalmak istedik. Gelelim sohbet kısmına; Hocası Emin Barın vesilesiyle başlayan ebru yolculuğunu, Necmeddin Okyay’ı, Hattat Hafız Osman’ın meşhur Vav Hikâyesini, ebrunun tabiattaki izlerini ve adeta bir vecd haliyle insana yansıyan esintilerini, teknolojinin gelişmesi ile gelecekte dijital sanatın hangi boyutlara gelebileceğini, yapay zekânın hayal âlemini, en önemlisi de yapılan iş her ne olursa olsun sevmenin, sevdirmenin ne kadar kıymetli olduğunu anlattı bize Hikmet Hoca. Duygu meselesi gönül meselesi sohbetimizin ana başlığıydı. Hayallerimizin peşinden koşmanın ve bu yolculuktaki en büyük motivasyonun aşk olduğunu konuştuk. Öyle ya; ‘Aramayla bulunmaz ama bulanlarhep arayanlar’idi. Sohbetimizdeki samimiyet, sıcak ortam size de yansısın istedik ve sayfamızın sonuna bir karekod ekledik. Bu karekod üzerinden siz de sohbetimizin tamamına katılabilirsiniz. Bir sonraki sayımızda yazının izinde, çizgi ötesine yolculukta görüşmeküzerehoşkalın,hoşçakalın. ‘Ebru süpriz bir sanat. Eskiler bu sanata zuhurat sanatı derlermiş, yani kendi kendine oluşan bir sanat. Siz sihir gibi, büyü gibi, mucize gibi bir şeye şahit oluyorsunuz. O anda kendi iç ve dış dünyanızla ilgili hiçbir şey aklınıza gelmiyor, öyle bir huzur. Kendinden geçercesine, vecd halinde mestane bir hale geliyorsunuz.’’ Yağmur & Nehir SUYUN RÜYASI EBRÛ 23
24
25 Röportajı izlemek için karekodu okutunuz.
YAPAY ZEKA: GELECEĞİ ŞEKİLLENDİREN GÜÇ Serkan Güden Gelecekte yapay zeka, daha da yaygınlaşacak ve hayatımızın her alanında daha etkili bir şekilde kullanılacaktır. Özellikle, otonom araç teknolojileri üzerindeki çalışmaların ilerlemesiyle birlikte, trafik kazalarını önleme ve ulaşımı daha güvenli hale getirme potansiyeline sahiptir. Ayrıca, yapay zeka sayesinde iş dünyasında verimlilik artacak, üretim süreçleri optimize edilecek ve yeni iş modelleri ortaya çıkacaktır. Ancak, yapay zekanın getirdiği faydaların yanı sıra bazı endişeler de bulunmaktadır. Özellikle, yapay zekanın iş kaybına yol açabileceği ve insanların yerini alabileceği endişesi yaygındır. Bu nedenle, yapay zekanın etik ve sosyal etkileri üzerinde düşünülmesi ve uygun politika ve düzenlemelerin oluşturulması önemlidir. Günümüzde teknolojinin hızlı ilerleyişiyle birlikte yapay zeka (YZ),insan hayatında önemli bir yer edinmeye başladı. Yapay zeka, bilgisayar sistemlerinin insan zekasını taklit etmesini sağlayan bir teknolojidir.Bu teknoloji,birçok alanda devrim yaratarak yaşamımızı kolaylaştırıyor ve geleceği şekillendiriyor. Yapay zeka, sağlık sektöründen eğitime, otomotiv endüstrisinden finansal analize kadar pek çok alanda kullanılmaktadır. Örneğin, tıbbi görüntüleme tekniklerinde yapay zeka, hastalıkları erken teşhis etme ve tedavi süreçlerini optimize etme konusunda büyük bir potansiyele sahiptir. Aynı zamanda, yapay zeka destekli öğrenme yöntemleri, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş eğitim imkanları sunarak eğitimdeki verimliliği artırabilir. 26
YAPAY ZEKANIN GELECEĞİ: İNOVASYON VE FIRSATLAR Serkan Güden Otonom Araçlar: Otonom araçlar, yapay zeka ve sensör teknolojilerinin birleşimiyle mümkün olmaktadır. Bu araçlar, sürücüsüz araçlar olarak da adlandırılan otomatik araçlar, trafik kazalarını önleme potansiyeline sahiptir. Yapay zeka, araçların çevrelerini algılamalarını, trafiği tahmin etmelerini ve güvenli bir şekilde seyahat etmelerini sağlamak için kullanılır. Bu teknoloji, sürücülerin yorgunluğunu azaltacak, trafik kazalarını önleyecek ve ulaşımı daha güvenli hale getirecektir. Tıp ve Sağlık Hizmetleri: Yapay zeka, tıp ve sağlık hizmetlerinde devrim yaratacak. Yapay zeka destekli tıbbi teşhis sistemleri, hastalıkların daha doğru ve hızlı bir şekilde teşhis edilmesini sağlayarak sağlık hizmetlerini iyileştirecek. Ayrıca, kişiye özel tıbbi tedavi planları oluşturmak için hastaların genetik verilerini analiz etme potansiyeline sahiptir. Bu, hastaların daha etkili ve kişiselleştirilmiş tedavi almasını sağlayacak. Endüstri 4.0: Yapay zeka, endüstriyel süreçlerdeki verimliliği artıracak ve üretim maliyetlerini düşürecek. Makine öğrenimi ve yapay zeka algoritmaları, üretim süreçlerindeki veri analizi ve tahminini optimize ederek atık miktarını azaltabilir ve üretkenliği artırabilir. Ayrıca, otomatik stok yönetimi ve talep tahmini gibi alanlarda yapay zeka, işletmelerin kaynaklarını daha verimli bir şekilde yönetmelerine yardımcı olabilir. Eğitim: Yapay zeka, eğitim sektöründe de büyük bir potansiyele sahiptir. Özellikle, yapay zeka destekli öğrenme yöntemleri, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş eğitim imkanları sunarak eğitimdeki verimliliği artırabilir. Ayrıca, yapay zeka tabanlı öğrenme yönetim sistemleri, öğretmenlere öğrenci ilerlemesini izleme ve değerlendirme konusunda değerli araçlar sunar. 27
Serkan Güden Finansal Hizmetler: Yapay zeka, finansal hizmetler sektöründe de büyük bir etkiye sahiptir. Özellikle, sahtekarlık tespiti, kredi riski değerlendirmesi ve yatırım tahminleri gibi alanlarda yapay zeka ve makine öğrenimi teknikleri kullanılmaktadır. Bu teknolojiler, finansal kuruluşların verimliliğini artırırken müşteri memnuniyetini ve güvenliğini de sağlamaktadır. Gelecekte, yapay zeka, daha da yaygınlaşacak ve hayatımızı birçok şekilde dönüştürecektir. Ancak, bu teknolojinin etik ve sosyal etkileri üzerinde düşünmek ve uygun politika ve düzenlemeleri oluşturmak önemlidir. Yapay zeka, insan odaklı bir yaklaşımla geliştirilmeli ve kullanılmalıdır. İnsanların mahremiyetinin ve güvenliğinin korunması, yapay zekanın geliştirilmesinde öncelikli bir konudur. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin şeffaf ve hesap verebilir olması, insanların bu teknolojiye güven duymasını sağlayacaktır. Yapay zekanın sağladığı faydaların yanı sıra, bazı endişeler de bulunmaktadır. Özellikle, yapay zekanın iş kaybına yol açabileceği ve insanların yerini alabileceği endişesi yaygındır. Bu nedenle, yapay zekanın etik ve sosyal etkileri üzerinde düşünmek ve uygun politika ve düzenlemelerin oluşturulması önemlidir. Yapay zeka, insan odaklı bir yaklaşımla geliştirilmeli ve kullanılmalıdır. İnsanların mahremiyetinin ve güvenliğinin korunması, yapay zekanın geliştirilmesinde öncelikli bir konu olmalıdır. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin şeffaf ve hesap verebilir olması, insanların bu teknolojiye güven duymasını sağlayacaktır. YAPAY ZEKA: İNSAN VE TEKNOLOJİ ARASINDAKİ DENGE 28
Sonuç olarak, yapay zeka, geleceğin en önemli teknolojilerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Doğru kullanıldığında, insanlığın yaşam kalitesini artırabilir, iş süreçlerini optimize edebilir ve çeşitli zorlukların üstesinden gelmemize yardımcı olabilir. Ancak, yapay zekanın potansiyel risklerini yönetmek ve insan odaklı bir yaklaşımla geliştirmek için sürekli olarak çaba sarf etmek gerekmektedir. serkanguden Merhaba! Bu yazıyı, OpenAI tarafından geliştirilen bir yapay zeka olan ChatGPT tarafından oluşturulmuştur. Merak ediyorsanız, ChatGPT, geniş bir metin veri kümesi üzerinde eğitilmiş ve çeşitli konularda bilgi sahibi olan bir dil modelidir. Evet, şu an sizinle benim aracılığımla iletişim kuruyorsunuz ve bu oldukça heyecan verici! ChatGPT, size yardımcı olmak, bilgi vermek ve hatta sadece sohbet etmek için burada. Okumuş olduğunuz metin dahil tüm yazılar ChatGPT’ye aittir. Eğer herhangi bir konuda sorunuz veya bir konuda yardıma ihtiyacınız varsa, sadece sormaktan çekinmeyin! Kaynak: ChatGPT 29
BİLGİ NEDİR? Sınırsız Yönü Bilgi, bilen ve bilinen arasındadır. Bilen özne, bilinen ise nesnedir. Biz aklın var olduğunu biliriz. Sokrates Bilgi, kendi varlığının farkında olması, çevresindeki olayları ve evreni anlama çabasıdır. İnsan yaratıldığından beri birçok şeyi bilmek ister ve sorar, merak eder, anlamak için çabalar. Kısacası zihninde merak uyandıran her şeyi öğrenmek ister. Bunun için de bilgiye ihtiyacı vardır. Bilgi bilen ve bilinen arasındadır. Bilen özne, bilinen ise nesnedir. İnsan özne olan bir varlıktır ve çevresindeki nesne olan varlıkları anlamak ister. Prof. Dr. Hasan Onat'ın bu konu için bir örneği var. “Dış dünyada akıl diye bir şey yoktur. Fakat biz aklın var olduğunu biliriz. “Bilgi” dediğimiz şey de dış dünyada yoktur. Bilginin ne olduğu hakkında sayısız görüş vardır ve bilgiyle ilgili görüşü olan filozoflar vardır. Bu filozoflardan bir tanesi ise Sokrates’tir. Aynı şekilde “insan” kavramı da insanın ürettiği bir kavramdır. O zaman bilgiyi daha geniş olarak şöyle tanımlayabiliriz: Bilgi insanın zihninde kavramsal olarak veya başka bir şekilde karşılık bulan her şeydir.” Onun da dediği gibi insanların bilgiye ulaşımı zihinle başlar ve orada şekillenir. İnsanların bilgiye ulaşımı zihinle başlar. 30
"Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir." “Sorgulanmamış yaşam, yaşanmaya değmez.” Maiotik ve ironi Bilgi hatırlamaktır. Sokrates’in düşüncesine göre bilgi felsefî ve erdemli bir görüşte olmalı. Hayatını sorgulamanın, bunun hakkında bilgi edinmenin kişiyi daha erdemli kılacağını düşünür. Bu düşünce hakkında ünlü bir sözü vardır. “Sorgulanmamış yaşam, yaşamaya değmez.” Sokrates, kendi geliştirdiği bir düşün yöntemi ile insanlarda doğuştan var olduğuna inandığı bilgileri ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Bu yöntemde, Sokrates öncelikle kendisinin hiçbir şey bilmediğini iddia eder, yani bir nevi ironi yapar. Sonra, karşısındaki kişilere belirli bir konu hakkında sorular sorarak tartışmayı başlatır. Tartışma ilerledikçe, doğuştan var olan bilgileri hatırlamaya ve doğru bilgiye ulaşmaya yönlendirilirler. Sokrates'e göre, doğru bilgi kişinin akıl yürütmeleriyle ortaya çıkar ve bu yöntemle keşfedilir. Mesela, "Cesaret nedir?" gibi bir soruyla başlayabilir. Karşı tarafın görüşlerini dinler ve onlardan yola çıkarak daha derin sorular sorar. Bu süreçte, karşı tarafın fikirlerinin tutarlı olmadığını veya eksik olduğunu ortaya çıkarır. Bu şekilde, karşı taraf kendi fikirlerini gözden geçirmeye ve eksikliklerini fark etmeye başlar. Sorgulama yöntemi SOKRATES VE BİLGİ Sokratesin bilgi anlayışı 31
BİLGİ NEDİR? Sınırlı Yönü Gözlemlerimiz, deneyimlerimiz ve olayla ilgili çıkarımlarımız sınırlıdır. Epikuros’un bilgi anlayışı Başta da dediğim gibi bilgi, insanın kendi varlığının farkında olması, çevresindeki olayları ve evreni anlama çabasıdır. Ancak bu çaba sınırlıdır. Gözlemlerimiz, deneyimlerimiz ve olayla ilgili çıkarımlarımız sınırlıdır. Bilgi değişkenlik gösterebilir. Ve bu değişkenlik kendimizi yeterince ifade edememeye sebep olabilir. Bilginin sınırlı olduğunu düşünen filozoflardan biri Epikuros'tur. İnsanlardagerçekbilgiye tamulaşamayacağından rasyonel düşünme ve keyifli bir yaşamını öne sürmüştür. Çünkü mutluluğa erişmek daha kolaydırvesınırlıdır. Epikuros'un felsefesinde bilgiye dair bir sınırlılık vardır. Ona göre gerçek bilgi ancak duyularla elde edilebilir ve duyular hem sınırlıdır hem de yanılabilir. Bundan dolayı gerçek bilgiye tam bir şekilde ulaşmak mümkün değildir. Epikuros bilgi konusunda duyumcudur. Yani, bilginin duyular yoluyla elde edildiğini savunur. Bununla birlikte, duyulardan elde edilen bilginin ispata ihtiyacı olabileceğini söyler. Epikuros’un bilgi kuramı çok açık bir şekilde deneycidir. Epikuros’a göre bizi çevreleyen dünyadaki varlıklar, olaylar, doğanın kendisi ve nihayet kendimiz hakkında bilgi edinmek için elimizde duyularımızdan başka bir bilgi kaynağımız yoktur. Bu düşüncesini aslında Demokritos’un duyuların yanlış bilgi verdiğini söyleyen akla karşı “Zavallı akıl, beni yere sermek için delillerini yine benden alıyorsun” sözünü başka bir şekilde Epikuros tekrar eder: “Eğer bütün duyumlara karşı çıkarsan, elinde kendisine dayanarak bu yanlış olduğunu savunduğun duyumların yanlış olduğuna hükmedebileceğin hiçbir şeyin kalmaz.” “Eğer bütün duyumlara karşı çıkarsan, elinde kendisine dayanarak bu yanlış olduğunu savunduğun duyumların yanlış olduğuna hükmedebileceğin hiçbir şeyin kalmaz.” Duyular hem sınırlıdır hem de yanılabilir. EPİKUROS VE BİLGİ 32
Bilgi sonsuz bir okyanus gibidir. İki filozof birbirinin tersi olan düşüncelere sahiptir. Epikuros bilginin sınırlı, Sokrates bilginin sınırsız olduğunu düşünür. Bize göre de bilgi sınırsızdır, hatta buradaki bilgiye ulaşmayı sonsuz bir okyanusa benzetebiliriz. O okyanusta neler bulabileceğimizi ya da ne kadar fazla şey öğreneceğimizi bilmeyiz. “Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.” Hayatımızda her gün farklı bir şey öğreniyoruz ve farklı insanlarla tanışıyoruz, hepsi de bizi daha deneyimli daha bilgili yapıyor. Bunun sonucunda da yaşamımızı daha anlamlı kılmasını sağlıyor. Bu yüzden biz bilginin sınırsız olduğunu düşünüyoruz. İnsan ruha sahiptir ve bu ruh ölümsüzdür. Yani ezeli ve ebedidir. Ruh beden elbisesini giymekle ezeli ve ebediliğini, başı ve sonu olan bu elbisede gizler. Nasıl ki ruh ölümsüz ise, akıl da öyledir; dolayısıyla bilgi de kaynağını aynı özden almakla sonsuzluk özelliğini taşır. İnsanın amacı bu dünyada iken ruhuna yönelmek ve sonsuzluğunu tekrar keşfetmek olmalıdır. Tıpkı Delphi'de Apollon Tapınağı'nın girişinde altın harflerle yazıldığı gibi: KENDİNİ BİL! Delphi demişken, İngilizce "yunus" anlamına gelen "dolphin" Yunanca "delphi"den alıntıdır. O halde biz de Yunusça alıntıyla yazımızı bitirelim: “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır?” BİLGİNİN SINIRSIZLIĞINA DAİR İki filozof arasındaki görüş farkı Ela Taslam & Rümeysa 33 Bilginin sınırsız olduğunu düşünen bir bakış açısı
Philosophy begins with the conscious replacement of images with concepts. This is the point of transition from mythology to philosophy. In the process of philosophical rationalization of myth, the images of mythical tales are transformed from personal beings into impersonal categories. Philosophy originated at the dawn of human civilization (somewhere at the turn of the 8th-6th centuries BC) in India, China and Egypt, but reached its classical form in Ancient Greece. One of the first historians of philosophy is Aristotle, who gave a historical and philosophical overview of his predecessors in the first book of Metaphysics. It is from him that we know that Thales was the first philosopher. W H A T I S P H I L O S O P H Y THE ONLY TRUE WISDOM IS IN KNOWING YOU KNOW NOTHING. S O C R A T E S . 34
P H I L O S O P H Y O F S O C R A T E S Socrates' philosophy is built on the concepts of ethics, goodness and virtue, to which he included knowledge, courage, and honesty. Moreover, knowledge, according to Socrates, is virtue. Without realizing the essence of concepts, a person cannot do good, be brave or fair. Socrates took poison and asked his friend to make a sacrifice to the god of health, Asclepius. He regarded his death as a recovery: he believed that his soul would finally leave this eternal world and go to the wonderful world of ideas. The main greatness of Socrates as a philosopher is that for the second time, after Pythagoras, he discovered philosophy. The dialogue “Crito” depicts Socrates before execution: his friend, the rich man Crito, wants to arrange his escape, but Socrates explains that if he breaks the earthly law, then he will forever remain an example of injustice and treachery, which means he will betray both the gods and himself. 35
UTOPIA SHOWS A SOCIETY WITH AN ALMOST IDEAL STRUCTURE, WHERE EVERYTHING IS PERFECT. DYSTOPIAN FICTION DEPICTS A WORLD IN WHICH EVERYTHING THAT COULD GO WRONG DID. U T O P I A I S A W O R L D W I T H O U T W A R S A N D R E L I G I O N , I T I S A W O R L D W H E R E P E O P L E S T R I V E T O R E A C H T H E T O P . D Y S T O P I A I S T H E W O R L D W E L I V E I N ! UTOPIA AND DISTOPIA 36
CHAOS AND ORDER ARE MODES OF A SINGLE SOCIAL PROCESS WITH DIFFERENT QUALITIES INHERENT ONLY TO THEM. THEY REPRESENT A DIALECTICALLY CONTRADICTORY SOCIAL UNITY. THE PRESERVATION OF THE SOCIAL UNITY OF CHAOS AND ORDER OCCURS DUE TO THE CIVILIZED ORDER ESTABLISHED IN THE PROCESS OF THEIR DYNAMIC DEVELOPMENT. Y I N A N D Y A N G A R E T H E P E R S O N I F I C A T I O N O F E V I L A N D G O O D , U T O P I A A N D D Y S T O P I A , C H A O S A N D O R D E R . L I F E A N D D E A T H CHAOS AND ORDER 37
M Y T H E S O F O U R W O R L D INDIVIDUAL MYTHS IN EACH CIVILIZATION FORMED A SYSTEM OF MYTHOLOGY AND SERVED AS THE BASIS FOR BELIEFS AND RELIGIONS. ALSO, MYTHS WERE CREATED IN ORDER TO EXPLAIN NATURAL PHENOMENA, BECAUSE THEN THEY DID NOT KNOW WHERE RAIN COMES FROM AND THE GODS CAME TO THE RESCUE! T H E G O D S A N D C O U N T R I E S C H I N A J A P A N N O R W A Y 38
W H Y D O N ’ T P E O P L E P R O G R E S S I S T H A T B E C A U S E O F E V O L U T I O N ? There are many theories about evolution, claiming that humans evolved from monkeys, dolphins, etc. The main question is how did life itself appear? This question is true again. but still, what if life always existed, nothing can appear from the void. is there even a beginning? where are we from? Scientific fact: Now people have different genetic mutations, but since humanity is constantly mixing, marriages are not isolated, there is simply no time for mutations to take hold, so people cannot evolve. “Imagination is more important than knowledge. For knowledge is limited to all we now know and understand, while imagination embraces the entire world, and all there will ever be to know and understand.” ― Albert Einstein 39
The egg as a method of reproduction appeared much earlier than chickens. According to modern views, birds are the evolutionary “descendants” of dinosaurs, which had already reproduced by eggs long before the process of evolutionary transformation of some dinosaurs into birds began. If these elements have always existed in space, why don't we find traces of them on other planets or meteorites? Are monkeys also from eggs or in the process of evolution, one animal that hatched from an egg learned to give birth? then it changes the whole idea of our world… W H I C H C A M E F I R S T T H E C H I C K E N O R T H E E G G ? A BE A U TI F U L S O L U TI O N WA S O N C E P R O P O SE D B Y T H E P H IL O S O P H E R H E R BE R T SPE N C E R , WH O LI V E D I N B R IT A I N I N T H E 1 9T H C E N T U R Y . H I S V E R B A TIM Q U O TE I S : “ A C H I C K E N I S O N L Y A ME A N S B Y WH I C H O N E E G G P R O D U C ES A N O T H E R E G G . ” 40
M E A N I N G O F L I F E There is no meaning in life until you find it yourself. Why should we suddenly fear death? Are we living out of a desire not to die? There is nothing in life until you fill it yourself, you must make your world livable! This is how the meaning of life appears, for some the meaning of life is food, for others it is entertainment, for me it is knowledge of the world, research, perfection and my work! 41
A R E W E A L O N E I N T H E U N I V E R S E ? I Q U O T E : “ W E A R E A L O N E I N T H E U N I V E R S E ” I S A Q U E S T I O N A B O U T T H E P O S S I B I L I T Y O F T H E E X I S T E N C E O F O T H E R I N T E L L I G E N T L I F E F O R M S I N T H E U N I V E R S E , B E S I D E S H U M A N S . T H I S Q U E S T I O N H A S L O N G W O R R I E D S C I E N T I S T S , P H I L O S O P H E R S A N D O R D I N A R Y P E O P L E . T O D A T E , T H E R E I S N O E V I D E N C E O F T H E E X I S T E N C E O F E X T R A T E R R E S T R I A L C I V I L I Z A T I O N S , B U T R E S E A R C H I N T H I S A R E A C O N T I N U E S . There was a great desire to hit those who wrote this, because they contradict their own words and supposed evidence. Initially, they said that many of the files and photographs were taken by the military and were considered vile. It would be stupid if we were alone in the universe, because it’s not possible, we can’t imagine what doesn’t exist. The answer lies in the fact that no one wants people to know that they exist, that it is true. Because it will damage religion and new wars will begin. Humanity is afraid to take a step, but I don’t like to sit still! 42
A L I E N S A R E A M O N G U S , W H E R E D O E S T H I S M Y T H C O M E F R O M ? The Aliens Among Us theory is a popular myth that is often discussed in science fiction circles. This theory suggests that there may be aliens on Earth hiding their true nature and pretending to be human. There are many different theories about what life forms among us could be aliens, from the appearance of humanoid aliens to creatures with unusual abilities . This myth is most likely much older than we think, in many myths of our world. Especially in the myths of ancient Egypt, the gods were portrayed as aliens; all the gods had animal heads! what if the aliens wore masks or were animal-like. 43
H O W M U C H A R E T H E F I C T I O N M O V I E S A R E R E A L ? Movies like... Interstellar, The Last Of Us, Dune, The Matrix. have many elements that do not correspond to reality. But there are those that correspond, for example: 1) Interstellar black holes, the fifth measure of space and time, the theory of relativity. 2) The Last Of Us, about zombies, and a mushroom that has mutated and learned to spread through the air, giving rise to the nervous system and zombifying the body, killing it. This mushroom exists and definitely works, but at the moment it only affects the insects, it is called Cordyceps. 3) The Matrix is also my favorite movie. It is assumed that our world is an artificial simulation created by a more advanced civilization 4) Dune is least similar to reality If we look at specific aspects, then we can say that the theme of ecological balance and the impact of humanity on the environment in "Dune" is quite close to reality. The novel also contains elements of political intrigue and the struggle for power, which is also relevant for many societies. 44
W E A R E L I K E B E E S ? B E E H I V E T H E O R Y ! I quote "We are bees, beehive theory" is a concept that suggests that humanity and societies function similarly to a beehive. The theory states that each person in society has a specific role to play, like bees in a hive, and that only through joint efforts and coordination can success be achieved. However, everything is much deeper than what you read. Let's say we are bees, our task is to bring pollen to make a hive of honey. Our brain perceives only a couple of concepts, queen, bees, eggs, hive, pollen and mathematics. People can think much more broadly. But we also have limitations, which means there is something smarter and bigger than us. some kind of civilization. 45
How Americans came to believe in an alien invasion through Orson Welles' radio broadcast raises important philosophical questions about the nature of reality, belief, and mass indoctrination. This case illustrates how the power of compelling storytelling and media influence can change people's perceptions of reality. Mass indoctrination, as illustrated by the War of the Worlds incident, can be used to control people and shape public opinion. Power over information and the ability to control its distribution allows the media and authorities to influence the masses to shape certain beliefs and behavior. In the context of controlling people, mass suggestion can be used to manipulate public opinion, form stereotypes, and control the behavior of groups of people. This incident also highlights the importance of critical thinking and analysis of information in order to avoid being influenced by mass indoctrination. Thus, the War of the Worlds incident and the belief of alien invasion highlight the importance of awareness of the power of media, critical thinking and the ability to distinguish reality from fiction in the information society era. H O W A M E R I C A N S B E L I E V E D I N A L I E N I N V A S I O N ! M R . O R S O N W E L L E S . 46
Henry Holmes, known as one of the most brutal serial killers in history, has attracted the interest of philosophers in the context of morality, ethics and human nature. In philosophy, questions arise about what motivates a person to commit such terrible actions as murder, and what factors contribute to the emergence of such pathologies. Holmes bought the property around the pharmacy, which he built and turned into a hotel, which was immediately dubbed the “Castle.” The hotel was built for the 1893 World's Columbian Exposition. Part of the building was used as a retail space. On the ground floor of the "Castle" there was a pharmacy and various shops, then on the upper two floors there was his office and a labyrinth of several windowless rooms, corridors leading to brick walls, staircases to nowhere, doors that could only be opened from the outside. H E N R Y H O L M E S T H E D E V I L I N T H E D E T E C T I V E H I S T O R Y 2 0 0 M U R D E R S A R E A T T R I B U T E D T O A N A M E R I C A N K N O W N A S H E N R Y H O L M E S . H E N R Y H O W A R D H O L M E S . 1 8 9 1 - 1 8 9 4 M U R D E R P E R I O D H O L M E S ' M U R D E R C A S T L E 47
D O T H E P A R A N O R M A L E X I S T ? There is a lot of debate about whether the paranormal exists. Some people believe in the existence of supernatural phenomena such as ghosts, telepathy or telekinesis, while others consider it just a fantasy or hoax. Paranormal is a phenomenon that goes beyond scientific understanding. Ghosts, demons, poltergeists, curses, it's all mysterious. It's hard to refute and hard to prove. Each cult has its own beliefs and stories, and among you there are also those who have experienced something similar in life. I love this topic since childhood and that’s how I became a writer. 48