SAYI: 25
URLA
CAZ FESTİVALİ
ZEYNEP OMAY
ÇORBALARIN
ATASI
TARHANA
GÜLHAN KARA
"OLEA EUROPEA"
KORCAN KARAR
FOTOĞRAF
SERGİSİ
BAHAR SOYOĞUZ
KİM BU SÜSLÜ KADINLAR?
RÖPORTAJ: HANZADE ÜNUZ
1
2
Dünyamız
gelecekte de
yeşil, temiz
ve doğal
kalsın!
3
VOURLAo n l i n e
magd e r g i
Yaz molamız bitti. Eylül ayı ile birlikte yeni bir döneme
başlıyoruz. Bu arada VourlaMag'a yeni katılan yazar
arkadaşlarımız oldu. Şef Gülhan Kara, Zeynep Omay,
Bilge Keykubat, Mehmet Tuncer, Hanzade Ünuz, Resmiye
Dinlenmez...
Onlara hoşgeldiniz diyoruz.
Zeynep Omay, Urla Caz Festivali'nin düzenleyicisi Hamza
Mert ile konuştu. Festival ve programla ilgili tüm bilgileri
bulabilirsiniz.
Resmiye Dinlenmez her sayımızda gittiği, gördüğü yerleri sizler
için yazacak. Bu sayımızda Türkiyenin yağmur ormanları diye
adlandırılan Macahel'i anlatan yazısını ilgiyle okuyacaksınız.
Urla Doğa ya da nam-ı diğer Mehmet Tuncer'i pek çoğumuz
Urla'dan tanırız. Tuncer de Urla Doğa grubu ile yaptıkları
yürüyüşler, rotalar ile ilgili bize bilgiler aktarıyor.
Bir tarım bölgesi olan Urla'da pek çoğumuz irili ufaklı
toprakla uğraşıyor. Bilge Keykubat, tarım, gıda, yerel ürünler
konularında bizleri aydınlatıyor, görüşlerini paylaşıyor.
Urla bir gastronomi merkezi olma yolunda hızla ilerliyor.
Gastronomi Yazarı Şef Gülhan Kara hem gastronomi yazılarıyla
hem de "Şefin Urla Lezzet Rotası" sayfaları ile bize ışık tutacak.
Şef Gülhan Kara'nın yazı ve röportajlarını keyifle okuyacaksınız.
Doğal Sofra Urla ise yerel yemek tarifleri ile gastronomi
sayfalarındaki yerini alıyor.
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu'nu bilmeyeniniz yoktur. Ancak
bu etkinliği kim, neden başlatmış, Urla'ya nasıl gelmiş merak
ederseniz Hanzade Ünuz'un röportajını bir okuyun deriz.
Hepimizin çok sağlıklı, çok güzel günleri olsun.
Sevgiyle kalın.
4
5
İmtiyaz sahibi
Vourla Medya Ajansı
Genel Yayın Yönetmeni
Tayfun Özel
Grafik Tasarım
Vourla Medya Ajansı
Yayın Türü:
Süreli (Aylık) Dijital Dergi
[email protected]
/vourlamag /vourlamag /vourlamag /vourlamag
Vourlamag isim ve yayın hakkı Vourla Medya Ajansı’na aittir.
Tamamen gönüllü kişilerle çalışılmaktadır. Yazarlarına, içerik sağlayanlara vb. para ödenmemektedir.
Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve görseller izin alınmadan kullanılamaz, özet ya da kısmen alıntı yapılamaz.
Yayınlanan her türlü ilan / reklam, yazı ve konular sahiplerinin sorumluluğundadır. Dergi sahibine sorumluluk atfedilemez.
6
URLA
İSKELE MEYDANI’NDA
BULUŞUYORUZ!
SAAT: 17.00
7
10
32
82
48
68 120
114
8
İÇİNDEKİLER
URLA CAZ FESTİVALİ 10
18
Zeynep Omay 26
32
ŞEFİN LEZZET ROTASI; BALIKÇIM URLA 44
48
Gülhan Kara 56
66
ŞEFİN LEZZET ROTASI; KIRMIZI OCAKBAŞI 68
76
Gülhan Kara 82
94
KİM BU SÜSLÜ KADINLAR? 102
104
Hanzade Ünuz 108
114
URLANIN SÜSLÜ KADINLARI 120
126
OLEA EUROPEA - KORCAN KARAR FOTOĞRAF SERGİSİ 128
Bahar Soyoğuz
URLA DOĞA’DAN / URLA SULAK ALANI
Mehmet Tuncer
ÖRNEK OLMAK ZORUNDAYIZI
Bilge Keykubat
GASTRONOMİ / ÇORBALARIN ATASI TARHANA
Gülhan Kara
DOĞAL SOFRA URLA’DAN / YEMEK TARİFLERİ
Zeynep Omay
GEZİ / BİR MACAHEL RÜYASI İLE BAŞLAMAK
Resmiye Dinlenmez
MODA / YEPYENİ BAŞLANGIÇLAR İÇİN EN GÜZEL AY EYLÜL
Beste Bragg
ÇOCUK MODASI / HEYECANLI EYLÜL
Gülin Özen
DEKORASYON / GLOBAL TARZ
Pelin Kaleci
SANAT / “DOĞA, BAHÇELER, DÜŞLER” SERGİSİ
BAHÇE / EVDE LİMON AĞACI NASIL YETİŞTİRİLİR?
PET / KAVGA EDEN KEDİLER
KİTAP
ASTROLOJİ / EYLÜL’DE BİZİ NELER BEKLİYOR?
Ufuk Örmen
9
URLA CAZ
10
FESTİVALİ
11
RÖPORTAJ
Urla Caz ve Gastronomi Günleri hakkında
Urla Caz Festivali kurucusu
Hamza Mert ile
konuştuk.
Röportaj: Zeynep Omay
12
Urla Caz ve Gastronomi Günleri… Caz sağlanabileceğini düşünüyoruz.
ve gastronomi çok farklı iki disiplin…
Gastronominin caz festivaline eklenmesi fikri Hedef kitleniz hakkında neler söylersiniz?
nasıl oluştu?
Komite olarak bir hedef kitlemiz yok, birlikte
İlkini 2019’un Eylül ayında düzenlediğimiz Urla olmak istediğimiz insanlar var. Hem Urla’da
Caz Festivali, kısa sürede hem caz severlerin yaşayan hem de büyük şehirlerden uzaklaşıp
hem de Urla’ya gönül vermiş kişilerin nezdinde nefes almak isteyen, gustoya değer veren, rafine
büyük beğeni topladı. Geçen sene gastronomi zevkleri olan, bir ürünün önümüze gelirken
programını da eklediğimiz festivalimizi, pandemi geçirdiği uzun ve zorlu süreci anlayan, güzel
nedeni ile ertelemek zorunda kalmıştık. Bu müzik dinlemek isteyen herkes yaş veya statü
sene değerli sanatçılarımızın, öncü şeflerin, Urla fark etmeksizin katılım gösteriyor. Bizce önemli
eşrafının kısaca bizi destekleyen ve bizimle güzel olan yaptığımız işi içselleştiren ve buna dahil
vakit geçirmek isteyen herkesin katılımı ile caz ve olmak isteyen kişilere ulaşmak…
gastronomi dolu bir hafta bizleri bekliyor.
Nasıl bir tanıtım ve duyuru çalışması yaptınız?
Yeme-içme ve festival aslında hep iç içe olan Geniş kitlelere ulaşabildiniz mi?
kavramlar... Caz ve gastronomi farklı iki disiplin
gibi görünse de gastronomi alanında çok Aslında çok agresif bir tanıtım programı yapmak
hızlı yükselen bir değer olan Urla bazında istemedik. Olağan seyrinde giden reklam işlerine
değerlendirdiğimizde, güzel bir yemeği kendine ağırlık verdik. Özellikle sosyal medya, ulusal basın
has, doğru müzik ile birleştirmek bizce uzak bir ve influencer paylaşımlarını ön plana çıkardık. Asıl
fikir değildi. Sonuçta caz da gastronomi de belli amacımız organik iletişim yolu ile kulaktan kulağa
insanların gustolarına hitap eden ve birbirlerini yayılmak ve gerçekten festivalin bir parçası olmak
çok iyi tamamlayan zevkler diye düşünerek böyle isteyen doğru kitleye ulaşmak olduğu için de
bir yola çıktık. dostlarımızı, Urla’ya gönül vermiş insanları ve
bize inananları bolca bilgilendirdik.
Urla Caz ve Gastronomi Festivali’nin temel
amacı nedir? Pandemi nedeniyle katılımcı sayısı konusunda
tedirginliğiniz var mı? Bu anlamda öngörünüz
Başlangıçta amacımız doğru bir iş yapmak ne?
ve Urla’lı müzik severler ile değerli sanatçıları
buluşturmaktı. Ancak bugün geldiğimiz noktada Katılımcı konusunda ciddi bir limit belirledik.
temel amacımız, Urla bölgesine katkı sağlamak ve Pandemi önlemleri nedeni ile 10.000 m2 olan
zaten bizim dışımızda hali hazırda hızla yükselen bir alanı çok az sayıda kişi ile sınırlı tuttuk. Doğru
Urla gastronomisine ufacık da olsa destek hizmet vermek ve herkesin sağlıklı bir şekilde
olabilmek oldu. Ki bu da başlangıçta doğru bir iş eğlendiğini garantilemek istiyoruz. Tabii ki
yaptığımızı gösterdi diye düşünüyoruz. Özellikle maliyetlerin artması ve ekonomik sebepler bizi
gastronomi tarafı bizim ticari kaygı duymaksızın, de tereddüde düşürdü ancak öngörüyoruz ki
katılımcılara sponsorluk ve PR konusunda katkı böyle markalar zor dönemlerde ayakta kalabilirse
sağlamaya yönelik olarak heyecan duyduğumuz uzun soluklu olur.
bir alan... Umarız daha da büyür ve gelişir.
Festivale katılacakları nasıl bir program
Festivalin bir teması var mı? bekliyor?
“Together to be” birlikte olalım, kendimiz Çok dolu bir program bekliyor. Festivalimiz
olmak için… Biliyorsunuz pandemi nedeni ile sadece son 3 gün gerçekleşecek olan sıralı
birbirimizden çok uzaklaştık ve yalnızlaştık. Bu müzik performanslarından ibaret değil. 13-16
süreçte hayata ve geleceğe bakış açılarımızda Eylül tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz
değişiklikler yaşadık. Bizler beraber olmanın ne gastronomi etkinliklerini planlarken elimizden
kadar önemli olduğunu hatırlamak ve kendimiz geldiğince Urla’ya gönül ve emek vermiş, bizden
olabilmek istedik. Bunun için doğru ortamın, önce burada olan ve bizden sonra burada
ortak masalarda yenen güzel yemekler ve olacak insanlara dokunmaya çalıştık. Urla Caz ve
ortak zevklere hitap eden kaliteli müzikler ile Gastronomi Festivali kapsamında, konusunda
uzman şef ve araştırmacıların ilham
13
RÖPORTAJ
14
veren hikâyeleri ve uzmanlık alanlarına dair bilgi "Sultanlar Vadisi'nin
paylaşımları, ürün-üretici-şef buluşmaları, sosyal ormanın içinde, günlük
sorumluluk projeleri, sohbet ve tadım etkinlikleri kaygılardan uzak bir alan
gerçekleştireceğiz. Hem Caz müziğinin farklı
standartlarına, hem de caz müziği dışında aşina
olduğumuz sanatçıların caz doğaçlamalarına yer
verecek geniş bir müzik yelpazesi katılımcılarımızı
bekliyor. Kısaca 13-19 Eylül haftasını Urla
geneline yayılmış deneyim dolu bir hafta haline
getiriyoruz.
Programı yaparken nelere dikkat ettiniz?
Tabi ki geniş kitlelere ulaşmak istedik. Öncelikle oluşu 'Together to be!'
kendi alanında başarılı işlere imza atmış, yani kendimizi hatırlama
birbirinden yetenekli sanatçıları ve öncü şefleri ve beraber doğaya dönüş
ağırlamaya çalıştık. Gün ve line-up kısıtlaması algısı içeren sloganımız ile
nedeni ile maalesef pek çok çalışmak istediğimiz çok örtüşüyor."
başarılı isme yer veremedik. Ancak önümüzdeki
senelerde bu isimleri de mutlaka aramızda
göreceğimizi umuyoruz. Farklı müzik türlerinde
iyi yorumcuların ve başarılı müzisyenlerin
yanı sıra konusunda uzman şeflerin ve öncü
gurmelerin yer alacağı özel bir program yapmaya
çalıştık.
Hangi sanatçılar sahne alacak?
Line-up şu şekilde:
17 Eylül Cuma: Karsu, Çağrı Sertel ‘’Multiverse’’, yerlerinden biri diye düşünüyoruz. Mükemmel
Dolunay Obruk bir Urla manzarası ve 10.000 m2 gibi geniş bir
alana sahip. Ormanın içinde, günlük kaygılardan
18 Eylül Cumartesi: Baba Zula, Jülide Özçelik, Elif uzak bir alan oluşu da “Together to be!” yani
Çağlar, Erdem Özkan, Cansu Nihal Akarsu Ft Batu kendimizi hatırlama ve beraber doğaya dönüş
Şallıel algısı içeren sloganımız ile çok örtüşüyor.
Sultanlar Vadisi hem pandemi önlemlerini büyük
19 Eylül Pazar: Birsen Tezer, Jehan Barbur, Sar bir titizlikle alabileceğimiz hem de birlikte rahatça
Maden-Volkan Öktem-Alp Ersönmez, The Kites müzik dinleyip yemek yiyebileceğimiz geniş bir
alan.
Gastronomi tarafında neler olacak?
Festival paydaşlarınız kimler, hangi kurumlar?
Gastronomi, Urla içinde bizden bağımsız olarak Ve destekçileriniz?
çok gelişen bir alan. İşini bizden çok daha iyi
bilen şefler, restoran sahipleri ve öncüler var. Urla’da yaşayan, Urla’ya gönül ve emek veren
Bizler bu alana dokunup, katkı sağlamak istedik. herkes bizim paydaşımız diyebiliriz. Tabi ki
Onlar da bizlere bu konuda çok destek oldu. sponsorlarımız var, tek tek saymak uzun olur. Biz
Pandemi nedeni ile kapalı gruplarda katılım sınırlı bu iş için yola çıktığımızda çok ciddi bir destek
olmak durumunda kalsa da 13 -16 Eylül günlerini gördük ve iyi bir noktaya değindiğimizi fark
dolu dolu programladık. Programı yakında ettik. Birlikte çalışmak istediğimiz ancak zaman
instagram sayfamızdan açıklayacağız. Ancak darlığı ve pandemi kısıtlamaları nedeni ile yer
alanında çok başarılı isimlerin bizlerle olacağını vermediğimiz pek çok paydaş ile uzun vadede
söyleyebilirim. daha da büyüyeceğimizi düşünüyoruz.
Mekân hakkında bilgi verir misiniz?
Sultanlar Vadisi Urla’nın en bakir, en özel
15
RÖPORTAJ
16
Bu festival ile ilgili hayaliniz ne? Urla’da bizim haricimizde
Hayalimiz, festival kapsamında ön plana çıkarmak de etkinlikler ve çok güzel
istediğimiz alanların daha da büyümesi...
Sadece caz ve gastronomi alanlarında değil
farklı zevklere de hitap eden organizasyonların
işler zaten oluyor. Bizlerçoğalması… Urla’nın gelişmesi ve hak ettiği
değerle büyümesi diyebiliriz. Umarız festivalimizi
de bu sürecin bir parçasıuluslar arası caz ağına da taşırız.
Bu festivalin hem ulusal hem de uluslararası olabilirsek ne mutlu…
saygınlığı olan bir festival olması için
çalışmalarınız var mı? maalesef yeterince zorlayıcı iken üstüne bir de
pandemi eklendi. Elbette zorlandık ancak Urla
Komite olarak sevgili Murat Sezgi öncülüğünde bu tarz güzel işleri hak ediyor diye düşünüyor ve
TCA (Türkiye Caz Ağı) üyesiyiz. Öncelikli amacımız motive oluyoruz.
Türkiye’de doğru ve başarılı bir işe imza atmak.
Çevreye ve sağlığa zarar vermemek adına
Festivalin sürdürülebilir olması için ayakta festival alanında ne tür tedbirler aldınız?
kalma stratejileriniz neler?
Bizim için en önemli konu sağlık... Pandemi
Bizim öncelikli amacımız festivali başarılı nedeni ile ilgili çok ciddi önlemler aldık. Bilet
bir şekilde gerçekleştirip, doğru insanlara satışımızı kısıtlı tutarak hem ekip olarak hem
ulaşabilmek... Bildiğiniz gibi Türkiye’de bu tarz de katılımcılarımız nezdinde Bakanlık kararı ile
işlerin karşılığını alabilmek ve zorluklara göğüs alınan çift aşı ve en fazla 48 saati kapsayan PCR
gerebilmek biraz güç. Öncelikle Urla eşrafının test uygulamalarını zorunlu tuttuk. Özellikle
ve sakinlerinin desteği çok büyük... Yine birlikte kaymakamlık, valilik ve belediyemizin desteği
yola çıktığımız sponsorlarımız ve paydaşlarımız ile ambulans, acil müdahale ve sağlık ekibi, özel
ile uzun vadeli planlar yapıyoruz. Sadece bilet hijyen kitleri, itfaiye ve güvenlik unsurlarımız ile
alıp katılım göstermenin dışında takdir edip alan güvenliğini sağlamaya özen gösterdik. Çok
paylaşanların ve bir parçası olmak isteyenlerin de büyük bir otoparkımız mevcut… Giriş ve çıkışları
bizleri desteklediğini düşünüyoruz. çok dikkatli planladık. Herkesin rahatça girip,
güvenli ve sağlıklı bir şekilde vakit geçireceği bir
Festivalin Urla özelinde faydaları konusunda ortam hazırlıyoruz.
neler söylersiniz?
Oturma alanlarında herkese özel hijyen kitleri,
Urla’da bizim haricimizde de etkinlikler ve alan içerisinde hijyen noktaları ve sosyal mesafe
çok güzel işler zaten oluyor. Bizler de bu kurallarına göre organize ettiğimiz bir yerleşim
sürecin bir parçası olabilirsek ne mutlu… Hem alanı hazırlıyoruz. Hem sağlık ekiplerimizin
ulusal basında Urla’nın yer alması hem farklı devamlı hizmet vermeye hazır olacağı, hem
sanatçıların ve önemli şeflerin buraya gelecek de personelimizin hazır bulunacağı bir festival
olması, Urla’nın konuşulması ve desteklenmesi düzenliyoruz. Sponsorlarımızın da ön planda
bizce çok önemli... Bu anlamda elimizden geleni tuttuğu sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm
yapmaya çalışıyoruz. konularında oldukça hassasız. Tüm çalışma
süresince doğa dostu, insan dostu ve hayvan
Festival için kaç kişilik bir ekip çalışıyor? Biraz dostu olmayı ön planda tuttuk. İlerleyen
süreçten bahsedebilir misiniz? süreçlerde çevre ve doğa anlamında çeşitli sivil
toplum kuruluşları ile yaptığımız çalışmaları da
Ana ekip ve ofis ekibimiz haricinde destek paylaşıyor olacağız.
aldığımız hem sponsorlarımız hem de
paydaşlarımızın ekipleri ile oldukça kalabalığız. Teşekkür ederiz Hamza Mert ... Urla Caz ve
Tabii bu sayı, işler ivme kazandıkça her gün Gastronomi Günleri'nde görüşmek üzere.
artıyor. Yine bize destek olan, bu işin bir parçası
olamasa dahi bize dışarıdan katkı sağlamaya
çalışan pek çok kişi var. Buradan hepsine
teşekkür ediyoruz. Bu iş kendi doğası itibarı ile
17
ŞEFİN URLA LEZZET ROTASI
Denizlerin Efendisi
Balıkçım Urla
Urla’da denize aşık bir genç adam, denizin
sunduklarını mutfak sanatıyla işliyor ve Urla
Balıkçım’da özel lezzetler arayanlara sunuyor.
Balıklar, midyeler, istiridyeler, karidesler, yengeç
ve kalamar hiç tatmadığınız sıra dışı lezzette ve
şahane sunumlarıyla geliyor masanıza...
Gülhan Kara
Gastronomi Yazarı ve Danışman Chef
18
Bundan 5 yıl önce serin bir kasım günüydü. Kendine has ambiyansı,
Havanın erken karardığı ve karnımızın da beyaz kumaş örtülü
acıktığı saatlerde Urla merkezde “nerede masaları, rahat
ne yesek acaba?” diye dolaşırken burnumuza sandalyeleri, mandalina
gelen mis gibi balık kokusu bizi Urla Balıkçım’ın ağaçlarının süslediği
aile mutfağına götürdü. Kaldırımdaki masalardan bahçesi, kışın ortada
birine oturduk önce ama üşüyünce uzun boylu, yanan şöminesi, her daim
güler yüzlü, genç bir adam 3 masalı yandaki taze onlarca çeşit mezesi
kapalı alana aldı bizi. Tazecik bir kaç meze seçip ve balıklarıyla Emre
barbunya tava söyledik. Masaya gelen tekmil Kızılışık Urla’ya harika bir
fava, enginar kalbi ve köz patlıcanı kızarmış mekan kazandırdı.
ekmekle tatmaya başladık. Tanıştık genç adamla,
Emre Kızılışık. 2011 yılında eşiyle birlikte açmışlar
bu balık pişiricisini. İster otur ye kalk, ister paket
yaptır.
Sohbet ederken bu işi ne kadar severek yaptığını
anlamıştım. Emre’yi eşimle biz de çok sevdik ve
tabii ki işine gösterdiği ilgi ve özen, lezzetten taviz
vermeyişini de... Ailesiyle de tanıştık zamanla
ve haftada bir uğrayıp balığımızı almaya, arada
bir alışveriş sonrası balık ekmek yemeğe devam
ettik.
Bir kaç yıl sonra 2017’de kendine has ambiyansı,
beyaz kumaş örtülü masaları, rahat sandalyeleri,
mandalina ağaçlarının süslediği bahçesi, kışın
ortada yanan şöminesi, her daim taze onlarca
çeşit mezesi ve balıklarıyla Emre Kızılışık Urla’ya
harika bir mekan kazandırdı. Duvarları süsleyen
ahtapot resmi, balık ve deniz objeleri, mavi ve
beyazın hakim olduğu renklerle kapıdan içeri
girdiğiniz anda hem açık hem kapalı olabilen son
derece ferah bir ortam karşılıyor sizi.
MENÜSÜ İLE FARK YARATAN BALIK RESTORANI
Urla’nın ilk dijital dergisi VourlaMag Eylül sayısı
için ilk söyleşimi Emre Bey ile yapmak istedim.
Çünkü burası sıradan bir balık lokantası değil.
Ne ödeyeceğinizi bildiğiniz her şeyin en tazesinin
özenle sunulduğu ve sahibinin aynı zamanda
mutfağa ve menüye elinin değdiği bir restoran.
Asıl farkını da balık haricindeki deniz ürünlerinde
ortaya koyuyor.
Yazımın girişinde bahsettiğim, yüzde seksen
telefonla paket servis hizmeti vererek çalıştıkları
ilk dükkan olan balık pişiricisini Eylül ayı içinde
kapatıp restoranın yanında aynı sisteme devam
edeceklerini söyleyen Emre Bey’e ilk olarak bu
balık işine nasıl girdiğini ve hem mekan sahibi
hem de işletmecisi olarak nasıl çalıştığını sordum.
19
ŞEFİN URLA LEZZET ROTASI
20
Emre K. : "Balığı çok severim, balığa "Pişirmeyi, değişik
dokunmayı çok severim. Urla’da doğup sunumlar yapmayı
büyüdüm. Küçüklüğümden beri zıpkınla balık farklı tatlar denemeyi de
avlarım, zamanla profesyonelleşip Türkiye çok seviyorum. Sürekli
şampiyonalarına katıldım. Denizle ve balıkla yakın deniyorum, sürekli
haşır neşirliğim beni bu işe yönlendirdi. Pişirmeyi, pişiriyorum."
değişik sunumlar yapmayı farklı tatlar denemeyi
de çok seviyorum. Sürekli deniyorum, sürekli
pişiriyorum.
Haftada 4-5 gün denize açılıyorum. Yasalara
uygun şekilde av dönemlerinde balık avlıyorum,
bazı özel pek kimsenin bilmediği denizin en
temiz yerlerinden istiridye, midye çıkarıyorum.
Her zaman taze balık, taze karides ve taze
yerli kalamar kullanıyorum. Asla ithal kalamar
kullanmıyorum.
12 ay 7 gün açığız. Öğlen saatinden itibaren gün
boyu dilediğiniz saatte gelip balığınızı, yemeğinizi
yiyebilirsiniz. Balıklarımızı market fiyatı ile
veriyoruz. Burası Urla’nın merkezinde, denizden
uzak ve buradan uzaklaşmadan Urlalıların
kendini deniz kenarındaymış gibi hissedecekleri
şekilde bir hizmet sunmaya gayret ediyorum.
Balıklar mevsime göre değişebiliyor. Mesela bu
ay Çipura yağlanmaya başladı, sardalye lezzetli
çıkıyor. 1 Eylülde av yasağı kalkıyor. Bollaşacak.
Izgara sardalye vermeye başlayacağız. Tekir,
Barbun, Levrek her zaman oluyor. Aslında genel
olarak bu sene balığın oldukça azaldığını daha
çok hissettik, gördük. Barbunun kilosunun 665
Liraya satıldığına şahit olduk bu yaz.
Deniz ürünlerimizi mavi yengeç, ıstakoz, kum
midyesi ve değişik midye çeşitleri, karides,
kalamar, ahtapot olmak üzere hem ana yemek
hem ara sıcak hem de mezelerde veriyoruz."
Gülhan K.: "En sevilen ve başka yerlerde pek
bulunmayan size özel tabaklarınız neler?"
Emre K.: "Son zamanlarda çok sevilen ‘deniz
ürünlü makarna’ mız var. Kalamar mürekkebiyle
taze siyah makarna yapıyoruz. Ve yengeç,
midye, karides gibi karışık taze deniz ürünleriyle
buluşturup servis ediyoruz.
Kırmızı karides Antalya’dan geliyor. Akdeniz’den
çıkarılıyor ve çok az bulunur iç piyasada, çünkü
yurt dışına gidiyor. Onu da mümkün olduğunca
temin etmeye çalışıyorum. Saedece una
bulayarak derin yağda kızartıyorum. Tempura
21
ŞEFİN URLA LEZZET ROTASI
22
23
ŞEFİN URLA LEZZET ROTASI
24
yapıyoruz yani. Bütün halde servis ediyoruz. Balbadem; sürpriz
bir lezzet ile tanışmak
Yine bir başka spesiyalim de ‘Çipura Sashimi’ istiyorsanız bir top
yapıyorum. Son zamanlarda bu da sevilmeye dondurma ile mutlaka
başlandı. Soya sosu, limon suyu ve acı biber sos tatmalısınız.
ile birlikte sunuyorum.
Az tereyağlı istiridye de çok özel bir lezzet
aslında. Onu da kendi kabuğu içinde servis
ediyorum.
Ara sıcak olarak ‘Patlıcan kumpir’ imiz çok
seviliyor. Tereyağında sübye, karides ve ahtapotu
çevirip köz patlıcan içinde kaşar peyniri ile
fırınlayarak sıcak sıcak güveçte servis ediyoruz.
Son derece doyurucu ve lezzetli.”
Urla Balıkçım’da Lakerda, çiroz, ahtapot, soslu
hamsi, levrek marin; fava, girit ezmesi, ızgara
enginar kalbi, közbiber domates, deniz börülcesi,
ege otları ve tüm ege balık mezeleri bulunuyor.
Ilık ege otlarını mevsime göre pişiriyorlar.
Üzerinde sarımsaklı yoğurtla veya sade
yiyebilirsiniz. Alkollü alkolsüz içecek seçenekleri
mevcut. Urla şaraplarından çeşitler epeyce bol
tutulmuş.
Balıktan sonra ılık bir tatlı olmadan olmaz
elbette... Ona da özenmişler ve her yerde
olanların haricinde bir spesiyal tatlı sunuyorlar;
Balbadem. Ayrıca fırın helva, çikolatalı sufle
de var. Kışın bunlara kabak ve ayva tatlıları
da ekleniyor. Sürpriz bir lezzet ile tanışmak
istiyorsanız balbademi bir top dondurma ile
mutlaka tatmalısınız.
Urla Balıkçım Keyif - Erdoğan Ker Cad. No:9/1
Urla/İzmir / (0232) 729 5 155
25
ŞEFİN URLA LEZZET ROTASI
Urla’da Bir Adanalı
Kırmızı Ocakbaşı
Kebabını adıyla tescilleyen Adana, gastronomi
şehirlerinden biri artık. Adana kebabının hasını
da bilen bilir ve o lezzetin peşine düşer. Kırmızı,
Adana lezzetlerini ustasıyla, etiyle, şalgamıyla,
keyifli uzun ocak başı ve tabii ki 'Adana Usulü'
sunumuyla Urla'ya getirdi.
Gülhan Kara
Gastronomi Yazarı ve Danışman Chef
26
Siz de benim gibi kebap için en doğru adresi Kırmızı Ocakbaşı,
arayanlardansanız çıtır çııtır yanan mangal, İpek Hanımla birlikte
mangal başındaki usta, mis gibi köz biber "Adana'yı Urla'ya getirdik"
kokusuyla kebap kokusunun birbirine karıştığı mottosuyla yola çıkmış.
Urla Kırmızı'nın kapısından girdiğinizde 'doğru
yerdeyim' diyorsunuz.
2 yıl önce 2019 Ocak ayında Urla'da hizmete
giren Kırmızı Ocakbaşı açıldığında en çok
sevinenlerden biri olmuştum. 2 hafta sonra
soluğu mekanda almış hemen Adana kebabımı
ve yanına tabii ki has Adana şalgamımı söylemiş
hasretle lokmalarımı dürüm yapıp tadını
çıkarmıştım.
Sonrası malum, sürekli kapanmalarla sıkıntılı
bir pandemi dönemi yaşandı. Bu dönemde de
personelini, ustasını koruyarak ; evinde kebabını
yemek isteyen müşterilerine "al-git" şeklinde
mangalını yakıp pişirerek hizmete devam eden
mekan, yeme-içme sektöründeki yasakların
kalkmasıyla tam kapasite hizmetine kaldığı
yerden devam ediyor.
Vourlamag dergisi için bu kez rotamı
Kırmızı'ya çevirdim. Söyleşi yapmak üzere
öğle saatlerinde Kırmızı'ya geldiğimde beni
İşletme Müdürü Ahmet Özbir karşıladı. Ahmet
Bey, Turem mezunu ve 22 senedir turizm -
restoran sektöründe emek vermiş. Şimdi de
bu deneyimiyle Kırmızı Ocakbaşı'nda sizleri
karşılıyor.
Ahmet Bey'e mekandaki günlük hizmet akışını ve
ilk yola çıkışı sorduğum da şöyle anlattı:
"Kırmızı'yı Saat 10.00 gibi açıyoruz. öğlen
12:00'de ocağımız yanıyor ve gece saat 11:00'e
kadar mutfağımız açık. Haftanın 7 günü
açığız. Eylül ayı itibariyle menümüzü yeniledik.
Kebaplar ve ana yemekler aynı kalırken kebap
mezelerimizi çoğalttık. Meze seçeneklerimiz de,
ara sıcaklarımız da tabii ki Adana usulü".
Kırmızı Ocakbaşı, İpek hanımla birlikte “Adana’yı
Urla’ya getirdik” mottosuyla yola çıktı. Urla'da
sadece burada bulabileceğiniz lezzetlerimiz
var. Adana kebap, çöp şiş (kuzu şiş), ciğer şiş
başta olmak üzere salatadan tatlıya kadar hepsi
Adana usulü. Sadece Kırmızı'ya özel spesiyal
lezzetlerimiz de var menüde. Mesela "Közlerin
aşkı" gibi. Tatlı menümüzdeki "Kırmızı Tatlı" gibi...
27
ŞEFİN URLA LEZZET ROTASI
28
Adana sofrasında olmazsa olmazlardan haşlama En çok rağbet gören yer
İçli Köfte, Kuru patlıcan dolma, Fındık lahmacun, ocakbaşı olduğundan
Humus ve yeşilliklerimiz Adana usulü sunuluyor. rezervasyon erkenden
Adana kebabını ince lavaş ekmeğin üzerinde doluyor. Ocak başı
yanında köz biber ve köz domates ile veriyoruz. hemen hemen her akşam
Kebabınızı söylediğinizde Ezme salatanız, sumaklı rezervasyonla kapatılmış
soğan ve yeşillik tabağınız hemen taze hazırlanır. oluyor.
Kendi fırınımızda pişen balon ekmeğimiz ve
pidemizle birlikte masaya gelir.
Mutfakta 6 kişi çalışıyor. Mezelerden ekmeklere,
içli köfteden çiğ köfte ve ara sıcaklara kadar
hepsini Numan Usta ve ekibi hazırlıyor.
Alkollü ve alkolsüz içecek seçeneklerimiz mevcut.
Adana usulü şalgamı kendimiz yapıyoruz.
Mekan 55 kişilik. Ocakbaşı ile beraber 65 kişilik
oluyor.
En çok rağbet gören yer ocakbaşı olduğundan Kırmızı Ocakbaşı İşletme Müdürü Ahmet Özbir
rezervasyon erkenden doluyor. Ocak başı hemen
hemen her akşam rezervasyonla kapatılmış
oluyor. O nedenle 1-2 gün önceden yer ayırtmak
gerekiyor. Yaz sezonunda Urlalılar'ın yanısıra
epeyce İstanbullu müşterimiz de oldu. İzmirliler
de epey ilgi gösteriyor. "
Kırmızı Ocakbaşı'nın ustası Numan Ateş'i de
mangalın başından bir süreliğine alıp sorularımı
yönelttim:
- "Sizi biraz tanıyabilir miyiz?"
- "Adanalıyım. İzmir'e Adana lezzetlerini Kırmızı Ocakbaşı'nın ustası Numan Ateş
tanıtmaya geldim. 2 yıldır yani açılışından
beri buradayım. Mesleğim asıl kasaplıktan
gelme. Adana'nın Tekir yaylasında başladı. İşi
ağabeylerimden öğrendim. Adana lezzetlerini
tanıtırken en iyisini, en doğrusunu yapmaya
gayret ediyoruz. Gelenler de çok memnun
kalıyor. Şimdiye kadar olumsuz bir tepki hiç
almadık. Müşterilerimiz de genellikle bu kişiden
kişiye tavsiyelerle geliyor.
- "Kebap işinin incelikleri nelerdir?"
- "Eti iyi bilmek lazım, iyi işlemek lazım. Adana
tabiri ile 'avcarlamak lazım. Kıyma kebabı
işlemek ustalık ister. Adana lezzetini yakalamak
için eti doğru seçmek önemli. Karkas olarak
20 kg. civarında geliyor. Özellikle kuyruk yağını
Adana'dan getiriyoruz. Çünkü Adana kebabın
lezzetinde, kokusunda, kıvamında kuyruk yağı
çok önemlidir. Etimiz Balıkesir'den geliyor. Kıyma
kebabında kol ve kaburga eti kullanıyoruz. Eti
29
ŞEFİN URLA LEZZET ROTASI
30
zırhla çekiyor, kuyruk yağı oranını ayarlıyorum. her şey taze taze tarladan geliyor, elimizin altında
Kırmızı toz biber, pul biber, sumak Adana'dan taze temin edebiliyoruz.
özel geliyor. Saf biber kullanıyoruz. Kebap
pişerken kebabın kokusuyla biberin kokusunu Ben her sabah ilk iş olarak mutfağa bakarım.
da almak gerekir. Ateşi, mangal ısısını ayarlamak Temizliği kontrol ederim. Tüm mekanı gözden
önemlidir ki kebabı kurutmadan içi sulu ve geçiririm. Gün içinde de sık sık gelir bakarım. Her
yumuşak kalacak şekilde pişsin. Ocağımız yani şey yolunda mı? diye. Urlalılar bizi çabuk öğrendi.
ocak başı mangalımız 5 metre uzunlukta. Aynı En büyük reklam da tavsiye ile oldu tabi. Sosyal
anda 100 kebap pişebiliyor. Yanı sıra biber, medyayı da kullandık.
domates, patlıcan da ocakta şişlerde közleniyor.
"Kırmızı" adına gelince; hem ateşi, ocağı yansıttığı,
Adana kebap sofrasının vazgeçilmezi taze ezme hem feminen, samimi ve sıcak bir duygu yarattığı
salata ve taze sumaklı soğan, yeşilliktir. Adana düşüncesiyle tercih ettik ve meselemiz Kırmızı
usulü haşlama içli köftemiz var onu da ben oldu. Mutfaktaki duvara da bunu 'Kırmızıdır
yapıyorum. 2 türlü veriyoruz yanında limonla meselemiz' diye kocaman yazdık."
veya altı sarımsaklı yoğurtla. Cuma günleri etli
çiğ köfte yapıyoruz. Çarşamba günleri tandırımız Kırmızı Ocakbaşı
var. Usta köfte yapıyorum. Adana kebabından
sonra en çok talep görenler çöp şiş ve ciğer şiş". Kısmet Sokak, No:21/A Urla İzmir
Kırmızıdır meselemiz... Rezervasyon ve bilgi için: 0552 621 13 53 - 0232
754 70 10
Kırmızı Ocakbaşı'na geldiğinizde rengiyle adını Şef Gülhan Kara ve İpek Yazgan
yansıtan objeler hemen dikkat çekiyor. "Bir
kadın eli değmiş ve feminen bir dokunuş var
belli ki " dedim. Çekimlerimizi tamamlamak
üzereyken işte bu tahminimde yanılmadığımı
kanıtlayan genç, girişimci bir hanım geldi. İpek
Yazgan. Murat Bey'in eşi ve Kırmızı'nın kurucu
ortağı aslında. Fikirleriyle, mutfak denetimleriyle,
mekana dokunuşlarıyla Kırmızı'nın sahibesi.
"Neden kırmızı ? " ve neden "ocakbaşı"diye İpek
hanıma sordum.
- "Biz burayı açmadan önce yerinde küçük bir
börekçi vardı. Benim güzellik merkezim de yolun
tam karşısında. O sıralar eşimle hep bir ocakbaşı
sevdamız ve ocakbaşı hikayemiz olduğundan
"burada olur mu acaba" diye bakıyordum. Turizm
İşletme mezunuyum ama yemek ve restoran
işi başka bir şey. Biz gastronomiye çok önem
veriyoruz ve olmayan bir şey yapalım istedik,
tabi bir yandan da kendi sevdiğimiz bir konu
olsun istedik. Kendimiz de burada yiyebilelim,
gönül rahatlığı ile tat değişmeden, kaliteyi ve tadı
bozmadan sürdürebileceğimiz Urla'nın da ihtiyacı
olan ocakbaşına karar verdik. O arada börekçi
kapandı. Burası boşalınca hayalimizi hayata
geçirmek üzere alan düzenlemesi ile işe başladık.
Ocak 2019 dan beri aynı tadı sürdürmek,
malzeme kalitesini bozmadan devam ettirmek
için özen gösteriyoruz. Urla'da en büyük şansımız
31
RÖPORTAJ
Sema Gür’e sorduk;
Kim Bu
Süslü Kadınlar?
Röportaj:
Hanzade Ünuz
32
Sema sen ne yaptın, Süslü Kadınlarla birlikte "Süslü Kadınlar
neler oldu böyle? organizasyonu
benim okulum. Beni
Kendime naif bir devrim yaptım. Bütün hayatımı, bir kişisel gelişim
yaşam tarzımı değiştirdim. Aslında bisiklete okuluna gönderselerdi
binmeyi öğrendiğimde değişti hayatım, sonra bu kadar kazanım
ise bambaşka bir şeye dönüştü. Şunu anladım sağlayamazdım."
ki, kadın dönüştürür. Aslında çok yoruldum,
bazen çok mutsuz oldum. Bu ülkede gönüllü bir Sema Gür
organizasyon yapmak ceza mı acaba dediğim
çok oldu. Yedinci yılda hiçbir maddi karşılık
beklemeden, ciddi bir manevi karşılık alarak
devam ediyorum.
Süslü Kadınlar hayatına da çok farklık
anlamlar kattı, farklı pencereler açtı senin
de...
İnanılmaz pencereler açtı, ondan devam
ediyorum sanırım. Yoksa bazen çekilecek gibi
olmuyor. Vakit alması dışında, insanların farklı
yüzlerini görmek beni çok yoruyor. Örneğin
başka bir şehirden bir otel bizim fotoğrafımızın
üzerine kendi logosunu koyup Süslü Kadınlar
Bisiklet Turu’na beklediğini söylüyor. Sonra
bana mesaj geliyor, “Siz otellerden para mı
alıyorsunuz” diye...
SÜSLÜ KADINLAR OKULUM OLDU
Bunu neden yapıyorsun, niye bu kadar çok
uğraşıyorsun?
Bunu ben de merak ediyorum... Çünkü özel
bir okulda öğretmenim ve çok yoğunum.
Arkadaşlarım öğle aralarında çaylarını
yudumlarken, ben bütün gün yazışmalarla
meşgul oluyorum, Süslü Kadınlarla ilgili
aranıyorum ya da mesaj alıyorum. Her yıl daha
da yoğunlaşıyor, yaz tatilim de böyle geçiyor
aslında elimde cep telefonum sorulara yanıt
veriyorum.
Sana ve birçok kadına çok farklı katmanlar
kattı bana kalırsa...
Ben hep söylüyorum Süslü Kadınlar
organizasyonu benim okulum, beni bir kişisel
gelişim okuluna gönderselerdi bu kadar
kazanım sağlayamazdım. Yüzlerce üniversite
daha okusam şu hayat üniversitesi denen şeyi
bu organizasyonla kazandığım deneyimleri
öğrenemezdim. O yüzden çok değerli benim için.
33
RÖPORTAJ
34
KENDİNİ AL DA GEL...
Kadınlara neden bu kadar dokundu, sevildi
bu iş? Mersin Mut’taki kadınları etkilemeyi
nasıl başardı?
Ben Mersin’e gitmedim, onlar da İzmir’e Bütün siyasi, sosyal,
gelmedi. Kadınlara nasıl bu kadar dokundu? kültürel kimliğini bırak
Bizim hayatımız zaten zorlu bir hayat, o nedenle kendin olarak gel. Ve
gülümseyen bir etkinlik gördüklerinde ve birey abart, lütfen abart.
olarak katılmaları işin çıkış noktası. Özgürleştirici, Kafana tüy tak gel, buna
kuralsız, neşeli bir etkinlik. Biz sürekli şunu ihtiyacı var insanların.
tekrarlıyoruz, “Kendini al da gel”.
Bütün siyasi, sosyal, kültürel kimliğini bırak
kendin olarak gel. Ve abart, lütfen abart. Kafana
tüy tak gel, buna ihtiyacı var insanların. Süslü
Kadınlar Bisiklet Turu 115 şehir ve 15 ülkede
düzenlendi. Yurtdışından 36 şehirdeki kadınlar
Süslü Kadınlara katılmak için organize oldular ve
dünyanın dört bir yanında çok farklı kadınlar, aynı
gün aynı saatte birlikte bisiklete bindik.
Teyzeler, gençkızlar yanyana bisiklet
sürüyorlar harika bir görüntü. Çok farklı
kadınlar biraraya geliyor...
Bizde kadın kendisi olamıyor, sürekli anlamlar
yükleniyor. Şimdi anne oldun, sen artık evlendin,
sen artık şööyle böyle. Bisiklet ve özgürlük
şemsiyesi altında toplanıyor kadınlar. Öfke yok,
mutsuzluk yok, herkes keyif almak için geliyor,
Süslü Kadınlar’da herkese yer var. 115 şehirde
en az 3 kilometre olsa düşünün dünya üzerinde
farklı kentlerde binlerce kadın aynı günde aynı
anda Süslü Kadınlar’da bisiklet sürüyor. Bir
günde toplam 500 kilometre yol alıyorlar.
ASKIDA BİSİKLET
Yabancı medyada yer almanız nasıl oldu, çok
yoğun ilgi gösterdiler...
O tamamen Pınar Pinzuti sayesinde oluyor. Pınar
Pinzuti Milano’da yaşıyor, organizasyonu benimle
birlikte yapıyor. Bisikletizm diye bir sayfası
var, kendisi blogger. kendisi gerçek bir bisiklet
gezgini, eşiyle beraber dünyayı geziyorlar ve
yazılar yazıyor. Pınar’ın farklı diller bilmesi, sosyal
medyayı çok iyi bilmesi, tecrübesi, marketing
bilgisiyle yurtdışı ayağını yönetiyor.
Çok büyük sponsorluklar gelmedi mi?
Biz sponsorluk değil, destekçiler arıyoruz diye
hep söyledik. Manisa’da Aksel Bisiklet bizim
35
RÖPORTAJ
36
için Süslü Kadınlar korusu oluşturdu. Biz o "Evet, biz neşe ve
tarz bağışları tercih ettik. Avrupa Birliği’nin gülümseme
sivil düşün platformundan destek aldık, çünkü
web sayfamızı yenilememiz gerekiyordu. yayıyoruz."
Ortaca’da Süslü Kadınlar yapan arkadaşımız
Zehra “Askıda Bisiklet” yapıyor. Çok sayıda
çocuğa bisiklet verildi, biz aslında devasa bir ağa
dönüştük. Başka şehirde de başka kadınlara ve
çocuklara dokunmaya başladı katılımcılar. Süslü
Kadınlar Ormanı yapmak istiyoruz, kadınlar
fidan bağışlayabilecek. Önceki yıllarda da kız
çocuklarına burs sağladık.
15 BİN KADIN KATILDI
Çok renkli görüntülere sahne oldu Süslü
Kadınlar bu sene de...
Ben bazı fotoğrafları sonradan gördüm,
çıldırmışlar neler yapmışlar. Köpeğiyle gelenler
de vardı. Bir kadın bisikletinin arkasına tahta bir
bavul yerleştirmiş, bavulu yarım açık bırakmış.
İçine de eski eşyalar koymuş, gümüş aynalar, eski
sarı bir kitap kendisi de retro giyinmiş. Dedim ki
bir kadına bile bunu yaptırabildiyesek tamamdır,
kadınlar gülüyor demek ki, bu çok güzel...
İzmir’de başlayan Süslü Kadınlar neşesinin
Tahran’daki kadınları etkilemesi müthiş bir
şey...
Evet biz neşe ve gülümseme yayıyoruz.
Tahran’daki kadın da bunun bir paydaşı oluyor.
Onca çirkinliğin ortasında kadınlara inadına
gülümsüyor. Kosta Rika’daki kadına da dokunduk,
hiç gitmediğim hiç adını duymadığım şehirlerden
kadınlar katıldı Süslü Kadınlara. Dünyadan 15
bin kadın Süslü Kadınlar’a katıldı ve hepbirlikte
güldük. Kocaeli’nden MS hastası bir kadın
aradı, ben dışarı çıkıp katılamayacağım ama
saatini söyleyim o saatte evde ben de bisiklet
çevireceğim dedi. Neşenin bir parçası oldu
herkes, bu çok özel bir şey. Mısır’da El Gouna
şehrinden bir kadın tur düzenlemek için izin
alamadı yetkililerden, ben de ona aynı saatte
giyin süslen bizim için tek başına tur at dedim.
her yerde ortak bir payda var, hepimiz neşeliyiz.
PİŞMAN ÖLMEYECEĞİM
Bu 15 bin kişilik organizasyonun arkasında
kaç kişi var?
Üç kişiyiz aslında bir elin parmaklarını
geçmiyoruz. Ama büyük bir şirket gibi çalışıyoruz.
37
RÖPORTAJ
38
39
RÖPORTAJ
Kendimle ve bütün katılımcı kadınlarla gurur
duyuyorum. İyi ki yaptım diyorum, iyi ki konfor
alanımdan çıktım. İyi ki kendimi zora soktum,
kendimi ararken, Süslü Kadınları buldum...
40
Gece evde çay demleyip, görev dağılımı "Yaşadığım endişeleri
yapıyoruz. Herkes harıl harıl çalışıyor. Tabii 115 bir kenara bırakırsak
kentteki turları düzenleyen sorumlu arkadaşlar etkinlikten gelen bir
da var. gülümseyen bir kadın
fotoğrafı beni çok
Sen ne hissediyorsun, iç dünyanda seni gururlandırıyor."
nereye taşıdı bu iş?
Ben turdan önce ve turdan sonra diye ikiye
ayrılıyorum. M.Ö, M.S. gibi... Yaşadığım
endişeleri bir kenara bırakırsak etkinlikten
gelen bir gülümseyen bir kadın fotoğrafı beni
çok gururlandırıyor. Bunu kendime bile itiraf
edemiyorum sanki ukalalık gibi geliyor. İnsanlara
antipatik gelecek sanıyorum ama evet itiraf
ediyorum ben çok gururluyum. Gerçekten en
derinden hissettiğim şey bu, kendimle ve bütün
katılımcı kadınlarla gurur duyuyorum. İyi ki
yaptım diyorum, iyi ki konfor alanımdan çıktım. İyi
ki kendimi zora soktum, kendimi ararken, Süslü
Kadınları buldum... Eskiden dışarıyı suçlayan
anlarım vardı ya da kendimi çok dövdüğüm
anlarım vardı. Şimdi ne kendimi çok dövüyorum,
ağzımı burnumu kırıyorum. Ne de bir başkasının
ağzını burnunu kırıyorum, olduğum gibiyim
öfkeliysem öfkeliyim gülüyorsam gülüyorum.
Hayat beni olgunlaştırdı (gülüyor). Ama ben
pişman ölmeyeceğim onu biliyorum... (gözleri
doluyor).
GÜN TEYZELERİ ÇOK DEĞERLİ
Diğer kadınları da dönüştürdü mutlaka...
Bazı kadınlar arayıp ben hayatımda hiç Valiliğe
gitmedim, kapısından girmedim elim ayağım
titriyor diyordu. Fabrika işçisi bir kadın örneğin
dilekçe verecek, emniyetle Valilikle hiç işi
yok. Bir anda farklı bir şey yapıyor, belediye
başkanıyla konuşmaya gidiyor. “Acaba ben de
ses sistemi istesem verirler mi” diyor. Hayatında
hiçbir organizasyona katılmamış, bu işlerle
ilgisi olmayan ev kadınları kolları sıvadı. Kravatlı
erkeklerin karşısında kendilerini anlattı. Önce
zorlanıyorlar ama sonra çok mutlu oluyorlar.
Şunu söyleyebilirim, bir gün teyzesi bisiklet
gruplarından daha organize çalışıyor. Apartmana
girip, “Kızlaaaar bu pazar gidiyor muyuz” diye
konu komşuyla ekibini kuruyor. Gün teyzelerini
sakın atlamayın diyorum, gün teyzelerini
sakın küçümsemeyin. Onlar çok değerli, olay
günde başlar ve gündem günlerde belirlenir.
Arkadaşlara hep söylüyorum, annelerinize
41
RÖPORTAJ
42
"Bisiklet üzerinde bir ağaç
gibi tek ve hürsünüz,
Süslü kadınlar’da
biraraya geldiğimizde
de orman gibi oluyoruz.
Ama neşeli bir ormanız."
söyleyin güne gittiğinde çantalarında bizim afişi
de götürsünler...
Karakterine uygun bir işi başardın belli ki...
Bana 10 yıl önce böyle bir şeyi söyleselerdi,
saçmalamayın derdim. Ben bisikleti öğreneceğim
de, yabancı basın gelip belgeselimi çekecek
de... Belki de hiçbir şey tesadüf değil, ben
çocukluğumdan beri etrafımı gözleyip acaba
ne yapabilirim diye düşünen biriydim. Ben 7
yaşıma kadar köyde büyüdüm, karton kutulardan
sahne yapıp benden küçük çocuklara tiyatro
yapardım. Bandırma’nın Aksakal kasabasında bir
cam pervazında büyüdüm ben, çizgi romanların
resimlerine bakarken cama yapıştırırdım. Her
gün bir sayfa çevirir, diğer çocuklar da okusun
isterdim. Yarın sayfayı çevireceğim, yine gelin
derdim.
Resim yapar cama yapıştırırdım. İnsanlar bazen
beni gösterişi çok seviyor, kendini çok öne
çıkarıyor diye rahatsız oluyor. Ben köyde yaptığım
resimleri cama yapıştıran bir çocuktum, bu olsa
olsa benim mizacım olabilir. Ben dışa dönüktüm.
Hep, içinde hiçbir şey tutamayan biriydim. Şimdi
47 yaşıma girdim, düşünüyorum benim bu
mizacım hiç değişmedi... Bunu neden yapıyorsun
diye sorulduğunda şaşırıyorum, çünkü çok
içimden gelen bir şey bu. Pervazın içinde
çocuklara neden çizgi roman okutuyorduysam,
aynı nedenle yapıyorum bu işi. Bisiklet üzerinde
bir ağaç gibi tek ve hürsünüz, Süslü kadınlar’da
biraraya geldiğimizde de orman gibi oluyoruz.
Ama neşeli bir ormanız.
43
RÖPORTAJ
Pembe Albayrak Emul ile konuştuk;
Urla’nın
Süslü Kadınları
44
Urla Süslü Kadınların başında Pembe Albayrak Süslü Kadın, kendine
Emul var. Pembe Hanım İstanbul’dan İzmir’e dayatılan şekilde değil,
yeleştiğinde değişen yaşamının içinde var dilediği kıyafetiyle tarzıyla
olma çabalarına giriyor. Bundan sonrasını kendisi bisikletiyle, birey olarak
şöyle anlatıyor; kendini ortaya koyan
kadındır.
“ 2014 yılında İzmir’e yerleştiğimde burada ne
yapılır, insanlar neler yapıyorlar, araştırmaya
başladım. Bisikletin erkek egemen görüntüsüne
bir tavır olarak yapılan İzmir Süslü Kadınlar etkinliği
sosyal medyada gözüme ilişti. O sıralar bisiklete
binmeyi de bilmiyorum. Bisikletim de yok. Bir
bisiklet almaya karar verip kısa zamanda bir bisiklet
edinip binmeyi de öğrendim. Sonra doğruca etkinlik
alanına...
Bir yerden çiçekler alıp bisikletin sepetine
yerleştirdim. Vapura binmem gerekiyor ama
bisikletle vapura nasıl biniliyor vs. bilmiyorum.
Kendimi attım vapura. Halim, görüntüm
görevlinin dikkatini çekmiş ki, "hayrola nereye
böyle"diye sordu. Süslü Kadınlar'a dedim.
Görevli "estağfurullah" diyerek vapura buyur
etti.. (Gülümsemeler) Ne bir bilet, ne bir para
istemeden... Bende bir Süslü Kadın olmanın
gururuyla vapura bindim. Böylece Süslü Kadınlar
ve Sema Gür ile tanıştım. Vapurda başımdan
geçenleri anlattım. Meğer o gün sistemlerde bir
arıza olduğu için kart falan okutulamıyormuş ve
herkese ücretsizmiş. Gülüştük. O günden beri
her sene etkinliğin içinde yer aldım. Taa ki, talihsiz
bir hastalığa yakalanıncaya kadar. Hastalığım ve
tedavim İzmir'e kadar gidip etkinliğe katılmama
pek müsade etmiyordu. Sema'ya hastalığımı
söylemeden etkinliği bu sene Urla'da yapalım
dedim. O da haklı olarak pek sıcak bakmadı.
Hastalığıma rağmen kalkıp İzmir'deki etkinliğe
katıldım. Çünkü, benim için hayata tutunmak için
bir motivasyondu. Sema çok iyi kalpli, duygusal bir
insandır. Beni o şekilde görünce ağlamaklı oldu ve
"bundan sonra Süslü Kadınlar'ın Urla ayağı senindir"
dedi. 2016’dan beri Urla’da Süslü Kadınlar Bisiklet
Turu’nu organize ediyorum.”
Tura katılan kadınlar o gün özellikle de
süsleniyorlar. Rutin yaşamlarında da süslü mü bu
kadınlar. Süslü kadınlar kimdir?
Süslü Kadın, kendine dayatılan şekilde değil, dilediği
kıyafetiyle tarzıyla bisikletiyle, birey olarak kendini
ortaya koyan kadındır.
Süslü olmak aslında “İstediğim gibi bisiklete binerim
ve kendi kontrolümü sağlarım” demek.
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu neden yapılıyor?
45
RÖPORTAJ
Fotoğraf: Nejat Gündüz
46
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu yılda bir kez Otomobilsiz
Kentler Günü’nde yapılan, Avrupa Hareketlilik
Haftasına, dikkat çekilen, kadınlar tarafından
kadınlar için organize edilen kısa mesafeli bir bisiklet
sürüşüdür.
“Bisikletli kadınlar olarak varız, istediğimiz gibi,
istediğimiz zaman yollarda oluruz” mesajı vererek
farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Trafikten boğulan
ancak başka bir alternatif tanımayan insanlara,
bisikletin çevreye zarar vermeyen ve keyifli bir
ulaşım aracı olduğunu gösteriyoruz. Bisiklete binen
kadınların sayısını artırmaya çalışıyoruz. Şehirlerdeki
bisiklet kullanıcılarının sayısının artması ve yollarda
görünür olmasının yerel yönetimleri bisiklet yolları
altyapısı konusunda çalışmaya ikna edeceğine
inanıyoruz. Türkiye’de kadının dik duruşunu
göstermek istiyoruz.
Organizasyon her sene yapılıyor mu?
Her yıl Eylül ayının 3. Pazar günü yapılıyor. Bu yıl 19
Eylül 2021 Pazar günü dünyanın 25 ülkesinde 150
sehirde eş zamanlı olarak yapılacak.
Komşularınızı, arkadaşlarınızı, meslektaşlarınızı
bisiklete binmeye davet etmek için harika bir fırsat...
Kayıt yaptırmak yok, para ödemek yok.
Turumuza katılmak isteyen tüm kadınları Urla
İskele’ye bekliyoruz.
Pembe Albayrak Emul ve Müge Buluç
Urla Fotoğraf Gönülleri adına fotoğraf sanatçısı Enver
Karanfil Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nda çektiği ödül
almış bir fotoğrafını hediye ediyor.
47
RÖPORTAJ
Korcan Karar’ın
Belgesel Fotoğraf Sergisi
“Olea
Europaea”
Röportaj:
Bahar Soyoğuz
48
Gazeteci, belgeselci, savaş
muhabiri ve ana haber
sunucusu Korcan Karar’ın
belgesel fotoğraflarından oluşan
“Olea Europaea” sergisi BE
Contemporary Art Gallery’de
26 Ağustos 2021 tarihinde açıldı.
Hem zeytin ağaçlarına hem de
sanata olan desteği bilinen Hiç
Urla’nın katkılarıyla yapılan açılış
davetinde bir çok ünlü isim yer
aldı. Sergi 20 Eylül 2021 tarihine
kadar ziyaretçilere açık olacak.
Bu vesile ile Korcan Karar’ı daha
iyi tanımak için kendisiyle kariyer
hayatı ve fotoğrafçılık üzerine
oldukça ilginç bir röportaj yaptık.
Gazeteciliğe nasıl başladınız?
Gazeteciliğe 1981 yılında Roma’da okurken
İzmir’in çok değerli bir gazetesi, Yeni Asır
gazetesinde Roma muhabiri olarak başladım.
Yeni Asır o zaman çok önemli bir gazeteydi
bugün de halen çok önemli ama o dönemde
daha da yüksek tirajlara sahip olan yani herkesin
evine bir ekmek bir Yeni Asır gazetesi aldığı
dönemdi. 200 bin tirajı vardı ve Türkiye’nin
en büyük bölge gazetesiydi. Ben İzmirliyim.
İzmir’li bir çocuk Roma… O zaman tabi internet
yok ve haberleşme çok daha farklı çok daha
primitif diyebiliriz. Duman değil ama dumanın
bir ötesi diyebiliriz; teletext ve yazdırmalı
telefonun üzerinden iletişim kuruluyordu. Ve
Avrupa’nın haberleri önemliydi. Ben Roma’nın
göbeğindeyken aslında Avrupa’nın her yerindeki
habere yetişebiliyodum. Çünkü o dönemde
vizeler sıkı değildi. Hatta bazı ülkelere vizesiz
girebiliyorduk. Aslında müzisyenlik okurken
49
RÖPORTAJ
50