URLA GUIDE TASLAK kapaklı YENİ V111

Zeytinyağının içerdiği 'nefaset' skalasının genişliği, yani;
zeytinyağında tespit edilen tat-koku ve aroma çeşitliliği ile
bunların yoğunluk farkları aynı şarap ve kahvede olduğu gibi
çok zengindir. Zeytinyağı nefaset yoğunluk ve çeşitliliğine göre
ve doğru yöntemle kullanılırsa sofralarımızı şifalandırdığı gibi
lezzetlendirir de!

Bu nedenle Zeytinyağı ‘gastronomik’ değer içeren bir ana
malzemedir.

Yemeklerimizde sadece bir sağlık unsuru değil aynı zamanda
tat ile doğrudan bağlantılı ana malzemedir. Zeytinyağının tat
– koku ve aroma tespitinde kullanılan terminoloji ilk kez 1983
yılında İtalya ‘nın İmperia Şehri’nde Ticaret Odası’na Bağlı olarak
kurulan O.N.A.O.O. Zeytinyağı Tadımı ve Teknolojileri Okulu
tarafından açıklanmıştır.

Bu terimler, zeytinyağının kalite tespitinde kullanılan kusur
veya kalite kriterlerini betimleyen kavramlardır. Örneğin: Acılık,
Yakıcılık ve Meyvemsilik temel 3 kalite kriteridir.

Zeytinyağının nefasetinin tespit edilmesi ve kusursuzluğunun
belgelenmesi önce laboratuvar ortamında sonra da Profesyonel
Tadımcılar ( panelistler) tarafından tadılarak yapılır. Zeytinyağının
yemeklerimizle nasıl eşleştirileceği konusuna geçmeden önce
dilerseniz zeytinyağında kalite sıralaması hakkında temel bir
bilgi paylaşayım:

- Natürel Sızma ( Extra Virgin) : Bir kalite terimidir. Yağın serbest
oleik asitliğinin 0,8 `in altında tat ve kokusunun ( nefasetinin)
kusursuz olduğunu garanti eder. Bu yağlar Meyvemsidir. Yani
kokusunda ve tadında zeytinin cinsine göre: çağla badem,
enginar, muz kabuğu, domates, taze kesilmiş çimen gibi
aromalar alırız.

- Erken Hasat ve Geç Hasat diye 2 çeşittir.

Bu 2 çeşit yağ arasında önemli bir nefaset farkı vardır. Erken
Hasat Zeytinyağları; zeytinler tam olgunlaşmadan elde
edildiğinden daha az yağ elde edilmesine karşın, besin değeri
daha yoğun ve nefaseti karakteristik yağlar verirler. Daha acı ve
yakıcıdırlar. Taze kesilmiş çimen kokusu Erken Hasat bir yağın
en belirgin meyvemsilik karakteridir.

- Natürel Birinci : Serbest asit oranı %0,8 – 2 arasında olup tat ve
kokusunda az miktarda kusur olan ama meyvemsiliğini koruyan
yenilebilir zeytinyağıdır. Bu kalite bir yağ yemek pişirmede
kullanılabilir. Fiyatının daha uygun olması gerekir. Ancak
ülkemizde; isminin ‘Birinci’ olduğuna kanılması ihtimali ile iyi bir
ambalaja konmuş ve çok yüksek fiyattan satılan bu kalite yağlar
mevcuttur.

- Lampant: Marketlerde bu isimde bir zeytinyağı bulamazsınız.
Çünkü Lampant yenemeyecek kadar fazla kusurlu ve asit oranı
%2’den yüksek yağdır. Bu şekilde satışı yasaktır.

- Riviera ise (adının bu kadar gösterişli olmasına kanmayın!)
yemeklik kalitenin en altıdır. Besin değeri yoktur. Çünkü Riviera:
Lampant yağın ısıl işlemle kötü tat ve kokusundan arındırılarak

51

52

içerisine en az %1 oranında Natürel Sızma veya Natürel Birinci
katılması ile elde edilir. Raflarda ‘en ucuz’ fiyattan satılması
gereken yağ kalitesidir. Rivierayı rahatlıkla kızartmalarda
kullanabilirsiniz. Yanma seviyesi 200 derece olan en güvenilir
ve en hesaplı kızartma yağı rivieradır. Zeytinyağının her kalitesi
kızartmada yüksek dereceye kadar dayanır. Kanserojen madde
salınımı yapmaz. Kızartmalarda kullanılabilecek en güvenli yağ
bu nedenle zeytinyağıdır.

Zeytinyağının Natürel Sızma olduğunun tespiti öncelikle
Laboratuvarda yapılan Kimyasal Analiz ile sonrasında ise
Duyusal Analiz Yöntemi ile olur.

Duygusal Analiz nasıl yapılır kısaca anlatayım:

• Tadı ve kokusu; Zeytinyağını bir çay bardağına bir miktar
koyun. Önce elimizde biraz bardağı hafifçe döndürerek ısıtın.
Bu sayede aromaların canlanarak havaya karışmasını sağlamış
oluyoruz. İlk olarak gözünüzü kapatarak koklayın. Gözünüzde
canlanan algılar: yeşil çimenli vadi, elma, enginar, domates belki
muz veya kuru nane olabilir. Buna ‘Meyvemsilik’ diyoruz. Bu
aşamada eğer sofralık siyah zeytin, küf, metalik bir koku alırsanız
zeytinyağının kusurlu olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonra
zeytinyağını dilinizin üzerinde tutun, meyvemsi tadı ve kokuyu
yavaşça hissetmelisiniz.

• Dilinizde ‘Acılık’ hissederseniz ve yanlarında sulanma hissi
olursa bunlar doğru yolda olduğunuzun işaretidir. İyi bir
zeytinyağı ‘acı’ olmalıdır.

• Aroması; Yavaşça yutarken kendine has aroma genzinize
doğru yayılmalı ve genzinizi yakmalıdır. Kısa süre sonra
yanma hissi geçmelidir! İyi bir zeytinyağı ‘Yakıcı’ olmalıdır. Bu
zeytinyağındaki anti-oksidan bileşenler olan bio-aktif fenollerin
varlığının ispatıdır.

Meyvemsi, Acı ve Yakıcı bir yağ Natürel Sızma Kalitedeki bir
yağın en önemli ipuçlarıdır.

Zeytinyağını yemeklerle eşlerken önce nasıl kullanacağımıza
çok dikkat etmeliyiz. Bildiğiniz gibi zeytinyağının en büyük
düşmanı : Isı, Hava ve Işıktır.

Zeytinyağından en yüksek besin değeri ve nefaseti almak
istiyorsak onu ‘çiğ’ olarak tüketmeliyiz. Yani sıcak ile temas
etmesine izin vermemeliyiz. Türk mutfağı gerek kahvaltı sofraları
olsun gerekse ‘zeytinyağlılar’ ı olsun bu tarz kullanıma çok
elverişli tarifler bize sunuyor.

Biz de zeytinyağını yemeklerimiz ile eşleştiriken onun
meyvemsilik, acılık ve yakıcılık derecesi ile aromasını dikkate
alarak tercihler yapmalı ve yağı ıstmadan servisten hemen önce
kullanmalıyız.

Benim Eşleştirme önerilerim şöyle:

- Kahvaltınızda Zeytinyağı ve Domates eşleştirirken:

Acılık ve yakıcılığı yüksek, Yüksek meyvemsilikte , ‘kuru
nane’ aromalı bir ‘gemlik cinsi zeytinden’ üretilmiş zeytinyağı

53

54

kullanabilirsiniz.
Zeytinyağının kalp dostu bir yağ olduğunu ve kötü kolesterol
denilen LDL kolesterolü düşürdüğünü zaten biliyoruz. İşte doğru
zeytinyağı ve domates birleşince sağlık için süper bir ikili ortaya
çıkıyor!
- Orta Meyvemsilikte acılık ve yakıcılık oranı dengeli ve çağla
badem ve enginar aromalı bir erken hasat ‘ayvalık cinci zeytin’
den üretilmiş zeytinyağını fırından yeni çıkmış bir fileto beyaz
balık etinin üzerine gezdirmelisiniz.
- Izgara etin üzerine; acılığı baskın biberimsi yapıda ve ‘yeşil
elma’ aromalı bir ‘memecik zeytin cinsinden’ üretilmiş zeytinyağı
tercih edebilirsiniz.
Zeytinyağında eşleştirme yaparken tek tip zeytinden üretilmiş
yağları tercih etmenizi öneririm. Böylelikle aromatik karakterler
sizin için bir sürpriz olmayacaktır.
Lezzete düşkün herkesin mutfağında farklı aromalarda en iyi
kalite zeytinyağından çeşitler olması ve kendi tariflerinizde
bu çeşitleri deneyerek zeytinyağının lezzete etkisini
deneyimlemenizi öneririm.
Unutmayın; özenle üretilmiş en iyi kalite bir zeytinyağı bir ev
sahibine verilebilecek en güzel hediyedir. Sadece konuk
olduğunuz sofraya lezzet katmakla kalmaz sizden sonra nice
sofraları lezzetiyle sarıp sarmalar!
Afiyet ve Sevgiyle kalın!

55

Saffet Emre Tonguç

BAŞLIK GEREKİYOR...
3600 - 3700 BOŞLUKSUZ KAREKTER OLMASI GEREKİR-
KEN 2372 OLMUŞ.

56

Her dem güzel ve davetkardır İzmir. Gerek
konumu, gerekse bereketli topraklarıyla Asya’nın
Anadolu’dan batıya açılan limanı olmuş, “ana
tanrıça, kutsal ana” anlamına gelen Symrna adını
hakkıyla yüzyıllardır yaşatmış bu şehir. Kentin hep
adı bilinen, gidenlerin vazgeçemediği ama özellikle
son yılların en gözde yerleri arasında olan Urla;
eski taş evleri, sakin sahili, çevresindeki yemyeşil
tarlaları, bağları ve şirin köyleriyle doğanın içinde
nefes almaya çağırıyor. İyonlar, Persler ve Romalılar
için vazgeçilmez olan Urla’ya gittiğinizde siz de
neden öyle olduğunu anlayacaksınız.

Bu popülerliğin en önemli sebebi Urla Bağ Yolu. Bu
rota üzerinde; Limantepe, Urla, Urla Bağevi, USCA,
Mozaik, Urlice, MMG ve Çakır bağlarında kendinizi
doğanın kollarına bırakıp Od Urla, Vino Locale
ve Lokanta Levan’ın özgün ve enfes menülerini
tadabilirsiniz. Konaklamanız için önerilerim;
Manej, Two Rooms Hotel ve Urla Bağevi… Bir
aile şaraphanesi olan HUS Wines’ı da listenize
eklemenizi tavsiye ederim.

Urla’nın konakları

Eski Urla’nın sokaklarında gezerken Rum
mimarisiyle yapılmış taş konaklara hayran
kalacaksınız. Bunların arasında Necati Cumalı’nın
evi ve Urla Müzik Akademisi’nin taş binaları
karşınıza çıkacak güzel örneklerden birkaçı.

Sanat denince Urla Sanat Sokağı’nı görmeden
dönmek olmaz! Sanat Sokağı olarak anılan Zafer
Caddesi’ne mutlaka uğrayın. Burası, Urla’nın
merkezinde, pek çok sanatçının el emeği göz nuru
işlerini yapıp sattığı keyifli bir sokak...

Sanat Sokağı’ndaki Hiç Lokanta ve Tadım Atölyesi,
Vourla Fırın Café, Keçi Café, İstifçi Bahçe, Uzun
Masa Avlu, İrmik Hanım Patisserie, Şafak Lokantası,
Ömre Bedel ve Beğendik Abi’nin lezzetleri
damaklarınızı şenlendirirken Çivit Mavi, Keramikos
ve Urlalı sanatçı Bilter Anı’nın atölyesi, harika
eserlerle gözlerinize hitap edecek. Her cumartesi
Tarihi Urla Tamirhane binasında kurulan, kadın
emeğini destekleme amaçlı Urla Kadın Üretici
Pazarı’nı ziyaret etmeyi unutmayın.

Ayrıca çevredeki Uzunkuyu, Barbaros, Yağcılar,
Demircili, Kuşçular, Bademler, Özbek köyleri
bölgenin keşif durakları.

Urla pek çok sanatçıya da ev sahipliği yapmış,
ilham veren bir yer. Efkarlı şarkıların efsane sesi
Tanju Okan’dan hiciv ustası Neyzen Teyfik’e,
Nobel ödüllü ünlü Yunanlı şair Yorgo Seferis’ten
edebiyatımızın ölümsüz yazarlarından Necati
Cumalı’ya kadar pek çok isim Urla’da yaşamış.

57

58

Bodrum Koyu’ndan Aydilek Koyu’na, Kum Denizi
Plajı’ndan Deniz Yıldızı Plajı’na; Urla’da denize
girebileceğiniz pek çok koy ve plaj var. Urla’nın
Sığacık Körfezi’ne bakan kıyısındaki Demircili
ve Altınköy sahilleri de denize girmek için bakir
adresler...
Ayrıca kite surf yapmayı seviyorsanız, mutlaka
Gülbahçe’ye uğrayın derim; Akyaka’nın
kalabalığından kaçan pek çok kite surf okulu
buraya taşındı.

59

Ege’nin Toscana’sı…
Tuscany of the Aegean

Bahar Akıncı

Pazarından karışık ot almaya gittiğimiz, gitmişken de Pazarından karışık ot almaya gittiğimiz, gitmişken de

tıka basa nefis katmerinden yediğimiz, çocukluğumuzun tıka basa nefis katmerinden yediğimiz, çocukluğumuzun

Urla’sına usul usul bir haller oldu. Urla’sına usul usul bir haller oldu.

Aslında ilk hareket 1996 yılında, Can Ortabaş’ın Kuşçular Aslında ilk hareket 1996 yılında, Can Ortabaş’ın Kuşçular
köyünde, sonraları arberotoryum haline gelecek Uzbaş köyünde, sonraları arberotoryum haline gelecek Uzbaş
Çiftliği’ni kurması ve vadiyi koruma altına almasıyla Çiftliği’ni kurması ve vadiyi koruma altına almasıyla
başladı. başladı.

Takip eden ilk yıl, kendini doğaya ve üretime adamış bir Takip eden ilk yıl, kendini doğaya ve üretime adamış bir

çiftin girişimi ‘Urliçe Bağları’ geldi. çiftin girişimi ‘Urliçe Bağları’ geldi.

Ardından, binlerce yıldır zeytin ve yüzlerce yıldır Ardından, binlerce yıldır zeytin ve yüzlerce yıldır

bağlarıyla tüm Anadolu ve Akdeniz’e nam salmış Urla’nın bağlarıyla tüm Anadolu ve Akdeniz’e nam salmış Urla’nın

bağlarını yeniden canlandırmaya geldi sıra. bağlarını yeniden canlandırmaya geldi sıra.

‘Urla Şarapçılık’ açıldı, ‘MMG Şarapçılık’ açıldı, USCA, ‘Urla Şarapçılık’ açıldı, ‘MMG Şarapçılık’ açıldı, USCA,
Urla Bağ Evi, Limantepe Bağları Urla’nın gastronomi Urla Bağ Evi, Limantepe Bağları Urla’nın gastronomi
yolculuğunda yeniden yerini aldı. yolculuğunda yeniden yerini aldı.

Peşi sıra gelen, bağların içindeki irili ufaklı şef restoranı, Peşi sıra gelen, bağların içindeki irili ufaklı şef restoranı,
hayatını büyük şehirlerin cenderesinde tüketmeyi hayatını büyük şehirlerin cenderesinde tüketmeyi
reddeden genç şeflerin işletmeleri geldi. Komşuların reddeden genç şeflerin işletmeleri geldi. Komşuların
enginar tarlaları, bahçelerinde karabaş otu, kınalı enginar tarlaları, bahçelerinde karabaş otu, kınalı
bamya... Narlar, narenciyeler, hormonsuz kabak... bamya... Narlar, narenciyeler, hormonsuz kabak...

Bundan iyisi nasıl olabilir? Bundan iyisi nasıl olabilir?

Artık Urla’da cordon bleu’lu pastacılar butik pastaneler Artık Urla’da cordon bleu’lu pastacılar butik pastaneler
açıyor, festivaller yapılıyor, katmer – balık – enginar açıyor, festivaller yapılıyor, katmer – balık – enginar
üçgenine, mübadele mutfağından yaratıcı tarifler üçgenine, mübadele mutfağından yaratıcı tarifler
ekleniyor, İtalyan bir çift kalkıp pizzacı açıyor. ekleniyor, İtalyan bir çift kalkıp pizzacı açıyor.

Od Urla’ya, Vino Locale’ye, Teruar’a dünyanın her Od Urla’ya, Vino Locale’ye, Teruar’a dünyanın her
yerinden gastronomi meraklısı ziyaretçiler akıyor. yerinden gastronomi meraklısı ziyaretçiler akıyor.

Kısacası; bahar ve yaz, bağları, daracık sokakları, cumbalı Kısacası; bahar ve yaz, bağları, daracık sokakları, cumbalı

evleri, şahane lokantaları ve kızıla bürünen renkleri ile evleri, şahane lokantaları ve kızıla bürünen renkleri ile

Urla sizi bekliyor. Urla sizi bekliyor.

Üstelik, her biri denenmiş bir rota da... Üstelik, her biri denenmiş bir rota da...

60

61

URLA İSKELE

URLA İSKELE

Rüzgar sörfü, Uçurtma Sörfü ve yelken sporu denilince
ülkemizde ilk akla gelen yerlerden biri de Urla’dır. TYF’ye
federe birçok spor kulübümüz Olimpik sınıflarda rüzgar
sörfü, Uçurtma Sörfü ve yelken sporlarında eğitimler
vermektedir.
Rüzgar Sörfü: Çeşmealtı ve İçmeler… Egitim alabilir,
ekipman kiralayabilirsiniz.
Uçurtma Sörfü: Gülbahçe… Dünyanın en iyi parkurları
arasında sayılıyor. Dünyaca ünlü birçok uçurtma sörfçüsü
antreman yeri olarak da Gülbahçe’yi tercih ediyor.
Yelken Sporu: Optimist sınıfından yat eğitimlerine kadar pek
çok sınıfta eğitim veren kulüpler Çeşmealtı ve İçmeler’de
yer almaktadır.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit.
Nulla fringilla malesuada tellus, pretium feugiat elit iaculis
quis. Etiam ac magna nisl. Etiam ut leo ac erat bibendum
scelerisque. Pellentesque habitant morbi tristique senectus
et netus et malesuada fames ac turpis egestas. Ut vitae
viverra nisl. Donec pulvinar neque in turpis interdum
sodales. Pellentesque et turpis libero. Duis bibendum
commodo felis, molestie tempus massa lacinia quis.

62

44

48 49
42 43

Sayfa

42-Klazomenai
43- Limantepe Kazı Alanı
44- Yelken Kulübü
48- Bi yer
49- Kum Denizi

63

MALGACA PAZARI MERMERLİ ÇEŞME (Ahmet Ağa Çeşmesi)
15 ve 16 yy Çeşme limanının ticari alanda önemli Urla’nın sembollerinden biri olan bu çeşmenin
bir liman olduğu dönemlerdir. Avrupa ve Sakız üzerinde bulunan dört ayrı kitabeden 1646 yılında
Adası’ndan Çeşme limanına gelen mallar, gümrü- Ahmet Ağa tarafından yaptırıldığını ve 1923 yılında
ğe buradan alınırdı. Dönemin önemli ticaret yolu Urla Belediyesi’nin bu çeşmeyi onararak ve mer-
üzerinde bulunan Malkoç Köyü halkı ise bugün mer kaide ekleyerek bir İstiklal Abidesine dönüş-
İçmeler adıyla bilinen Malgaca Ovasında yetiştirdiği türdüğünü öğreniyoruz.
ürünlerini Urla merkezde bulunan geniş alana geti-
rir ve satışını burada yapardı. Ürünlerinin tazeliği ve
bolluğu ile ün yapan köylülerin ürünlerinin pazar-
landığı yer olan bu meydana zamanla Malgaca
Pazarı denmiş ve adı böylece günümüze kadar
Malgaca Pazarı olarak gelmiştir. Pazara bitişik olan
Arastası ile Urla’nın merkezinde yer alır.

64

KILIÇ ALİ PAŞA CAMİİ
İnşa kitabesinin bulunmadığı bu caminin yapılan
araştırmalarda 14 veya 15 yy da yapıldığı ve Ahmet
Ağa tarafından onarıldığını öğreniyoruz. İlk inşa
edildiğinde kare planlı olan bu cami tek kubbeli ve
üç birimli cemaat yeri vardır. Daha sonra yapılan
eklemelerle günümüze kadar gelmiştir.

HACI TURAN (KAPAN )CAMİİ VE ŞADIRVANI
Kare planlı ve tek kubbeli bir cami olarak 14 veya
15. yy da inşa edildiği tahmin edilen bu caminin
kitabesinin bir onarım kitabesi olabileceği düşü-
nülmektedir. Doğu ve batısına yapılan eklemelerle
günümüze kadar gelen bu caminin şadırvanının
kalem işi süslemeler, batılılaşma dönemi Anadolu
tasvir sanatı açısından oldukça önemlidir.

65

HERSEKZADE AHMET PAŞA HAMAMI NECATİ CUMALI ANI VE KÜLTÜR EVİ
Hersekzade Ahmet Paşa Hamamı cami, türbe ve 1921 Manastır Cuma kazasında dünyaya gelen Ne-
çeşmeden oluşan Hersekzade Ahmet Paşa Külliye- cati Cumalı ve ailesi mübadele ile Urla’ya gelmiş ve
si’nin yapılarından biri olarak karşımıza çıkar. Erkek- yerleşmiştir. Hukuk öğreniminin yanı sıra öykü, şiir,
ler ve Kadınlar bölümü olarak çifte hamam şeklinde roman gibi eserlerinde Urla ve çevresini, burada
yapılmıştır. Yapının kitabesi bulunmamakla birlikte yaşayan insanların hayatını ve mücadelelerini anlat-
süslemelerinden ve 1511 tarihli vakfiyesinden 16 mıştır. Necati Cumalı’nın çocukluğunu geçirdiği bu
yy yapılmış olduğunu söyleyebiliriz. Mülkiyeti Urla ev Urla Belediyesi tarafından 2001 yılında restore
Belediyesi’ne aittir. edilerek Kültür ve Anı Evi olarak hizmete açılmıştır.

66

ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ ARDİTİ KONAĞI
Zafer Caddesi’nin önemli bir yol kavşağında bu-
lunan ve iki büyük binadan oluşan bu yapı bugün
Atatürk Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır. Daha
önceleri üzüm mağazası, yağ deposu ve sonrasın-
da İtfaiye Binası olarak kullanılmış, geçirdiği yangın
sonrasında, Urla Belediyesi tarafından restore
edilerek kültür ve sanat etkinlikleri ile birlikte İzmir
Devlet Tiyatrosu Urla Sahnesi olarak ta hizmet
vermeye başlamıştır.

67

Karantina Adası

KARANTİNA ADASI VE TAHAFFUZHANE
Urla’nın İskele bölgesini gezerken gözünüz
anakaraya bir yol ile bağlanmış bir adaya
ilişebilir. Karantina Adası hem Klazomenai
kentinin Hellenistik ve Roma Dönemi kalıntılarını
barındırması hem de 19 yy.da salgın hastalıklardan
şehri korumak için inşa edilmiş Tahaffuzhane
binası ile Urla’nın keşfedilmeyi bekleyen yeri.
Sefer sırasında ya da çalışanlar arasında bulaşıcı
hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini
geçirip, gerekli sağlık önlemleri alınıncaya kadar
konakladıkları büyük liman yakınlarına kurulmuş
sağlık kuruluşu olan bu tahaffuzhane 1865 yılında
Osmanlı Devleti tarafından Fransızlara yaptırılmıştır.
Karantina Adası girişi içinde yapılan yenileme
çalışmaları nedeniyle ziyaretçilere kapalı. Dünyada
ayakta kalmayı başarmış üç tescilli karantina
adasından biri olan bu adaya yürürken deniz
tarafında su altında kalmış eski Karantina Adası
yolu ile siz de tarihin içinden geçeceksiniz.

68

KLAZOMENAİ ANTİK ZEYTİNYAĞI İŞLİĞİ 360 DERECE TAD

Her Cumartesi günü İskele’de kurulan 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, sualtı
yöre köylerinin taze sebze ve meyvalarını arkeolojisi ile ilgili çalışmaların sürdürüldüğü,
bulabileceğiniz pazar yerinin hemen yanı geçmişten günümüze taşıdığı tekne yapım
başında sizi 2600 yıl öncesine götürecek olan teknikleri, replika gemileriyle seyahatleri ve antik
Antik Klazomenai Zeytinyağı İşliği bugün bile dönem deniz malzemeleri ile donatılmış bir alanda
tekniklerinden yararlanılan muhteşem bir öğretisi çalışmalarına devam ediyor. Hem internet hem de
ile sizi karşılamaktadır. 12 İon kentinden biri olan basın yayın organlarından takip edebileceğiniz
Klazomenai şehir surlarının dışında kalan ve çalışmaları sizleri şaşırtacak ve ziyaret etmeniz için
günümüz sanayi sitesi konumunda olan zeytinyağı bir neden olacaktır. Limantepe kazı alanının deniz
işliği Deniz Urla’nın yani İskele’nin incisidir. kısmında görebileceğiniz bir alanda çalışmalar
devam etmektedir.

69

Urla’nın sembolü haline gelmiş Tanju Okan Meydanı gelip geçen herkesin göz göze geldiği ve selam
verdiği heykeli ile bugün Deniz Urla’dan adalara bakmaktadır.
1938 Tire/ İzmir doğumlu olan Tanju Okan Urla ‘da yaşadığı yıllarda yazdığı “Kadınım” şarkısı ile son
albümünü yapmış ve 1996 yılında vefatı ile isteği üzerine Urla İskele mezarlığına defnedilmiştir.
Urla’nın sembolü haline gelmiş Tanju Okan Meydanı gelip geçen herkesin göz göze geldiği ve selam
verdiği heykeli ile bugün Deniz Urla’dan adalara bakmaktadır.
1938 Tire/ İzmir doğumlu olan Tanju Okan Urla ‘da yaşadığı yıllarda yazdığı “Kadınım” şarkısı ile son
albümünü yapmış ve 1996 yılında vefatı ile isteği üzerine Urla İskele mezarlığına defnedilmiştir.

URLA BALIK MEZATI (KANTO)
Urla İskele’de yürürken sabah saatlerinde denizden çıkarılan balıkların satışının açık arttırma olarak
yapıldığı bir alana denk gelebilirsiniz. Urla İskele Su Ürünleri Kooperatifi Balık Mezat Alanı, bazı sahil
kasabalarında gelenek haline gelmiştir. Urlalılarca Urla Kanto olarak bilinen bu alan mutlaka ziyaret
edilmesi gereken yerler arasında.

70

ÇEŞMEALTI/GÜVENDİK

71

URLA SANAT SOKAĞI (Zafer Sokak)

URLA SANAT SOKAĞI (Zafer Street)

URLA SANAT SOKAĞI

Urla’nın tam ortasından geçen Akpınar Deresi’nin batı
yönünde kalan Sanat Sokağı adını, sanatçıları bir araya
getirmek amacıyla almış. Asıl adı Zafer Caddesi olan bu
sokak bir dönemin İzmir Çeşme yolu üzerinde işlek bir
yol olarak ta işlev görmüş. Sanatın birçok dalında kurs ve
atölyelerin yanı sıra damak tadınıza da hitabeden kafeler
ve hediyelik eşya satıcılarıyla renklenen bu sokakta tarihi
mekânlar üzerinden Urla tarihini de okuyabilirsiniz.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit.
Nulla fringilla malesuada tellus, pretium feugiat elit iaculis
quis. Etiam ac magna nisl. Etiam ut leo ac erat bibendum
scelerisque. Pellentesque habitant morbi tristique senectus
et netus et malesuada fames ac turpis egestas. Ut vitae
viverra nisl. Donec pulvinar neque in turpis interdum
sodales. Pellentesque et turpis libero. Duis bibendum
commodo felis, molestie tempus massa lacinia quis.

72

SANAT SOKAĞI
HARİTA

73

BADEMLER
Tiyatrosu olan ilk köy. Bir Türkmen Köyü köyü olan Bademler,
1923 yılından beri her yıl köy halkı ile oluşturdukları tiyatro
topluluğu ile bir oyun çıkartıp günümüze kadar getirebilmiş-
ler. 1820 li yıllara kadar göçebe olarak yaşayan halkı, çevre
köylere tahta tokaç, dibek gibi aletler yaparak geçimini
sağlamış. Zamanla yerleşik düzene geçmek için çevresinde
badem ağacı bulunan bu yeri seçmişler. Bu yüzden adı
Bademler olarak kalmış. Geçimlerini zeytin ve tütüncülükten
sağlamaya başladıklarında susuzluğun ve yetiştirdikleri
ürünlerin para etmemesinden 1962 yılında Tarımsal Kalkınma
Kooperatifi’ni kurarak yeni bir iş alanı yaratmışlar. Kesme çi-
çek yetiştiriciliği. Gelenek ve görenekleriyle günümüze kadar
gelebilmiş, eğitime önem veren bir köy olan Bademler’de
tiyatrosunun yanında bir de Musa Baran Çocuk Oyuncakları
Müzesi bulunmaktadır.

74

Sayfa

36- A’nın Yeri
56- C’nın Yeri

56
36

75

BALIKLIOVA
İçinde balık lokantalarının ve bir de tiyatrosunun bulundu-
ğu Balıklıova Köyü bir söylentiye göre köyün alanı denizle
kaplıyken sular çekilince bugünkü ovanın ortaya çıkmasıyla
kurulmuş. Halk arasında Balıklıova denen bu yerleşim zaman
içinde bu beldenin ismi olmuş. Köyün etrafını saran Akdağ
nedeniyle ılıman bir iklime sahiptir. Bu dağlar serin rüzgârları
bölgede tuttuğu için yaz aylarında serinlik getiriyor. Balıkçılık
ve tarımla uğraşan Balıklıova un kurabiyesi ile de ünlenmiştir.

76

77

BARBAROS
Barbaros Köyü uzun yıllar nahiye merkezi olarak adı Sıradam
iken 1913 yılında Barbaros adını alıyor. Köy meydanına 2.5 km
uzaklıkta olan Başköy(Tepeüstü) Höyüğü prehistorik bir yer-
leşim olarak sit alanı ilan edilmiş. Kadınların tarlada, bahçede
başlarına taktıkları “Boru” adını verdikleri yerel başlık sadece
Barbaros Köyü’ne özgü. İkiyüzün üstünde su kuyusunun
bulunduğu bu köyde Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin
destekleriyle, buğday, susam, kavun gibi ürünler üretilmekte-
dir. Zeytincilik ve üzümü de bu ürünler arasına ekleyebiliriz.
OYUK Festivali ile bilinirliliği artan Barbaros Köyü’nün Urla
Sanat Rotası üzerinde bulunan Mimas Sanat Evi köyün
girişinde bulunmaktadır.

78

79

BİRGİ
Urla’ya bağlı Birgi Köyü’nün adının “Prygos” (kale,kule)
sözcüğünün değişime uğrayarak Birgi olarak değişmiş
olabileceği söylenmektedir. Köyün kuzey kısmında bulunan
Değirmen Dağı’ndaki yıkık değirmen kulelerinden ötürü bu
isim verilmiş olabilir.

80

81

DEMİRCİLİ
Urla’ya 15 km uzaklıkta, geniş sahili ve temiz denizi ile Demir-
cili Köyü günübirlik denize girmek isteyenler için ideal bir yer.
Üç ayrı koyunun yanında köyün batısında yer alan Airai Antik
Kenti ilginizi çekebilir.

82

83

GÜLBAHÇE
Eski bir yerleşim olan Gülbahçe, bir dönem Rumlarla Türkle-
rin birlikte yaşadığı bir köy iken Mübadele sonrası Rumeli ve
Arnavutluk’tan gelen Türklerin yerleşim yeri olmuş. Bu bölge-
deki şifalı su kaynakları çok eski yıllardan beri bilinmektedir.
Tatar Deresi’nin denize ulaştığı yerde bulunan Gülbahçe
Ilıcası denizin içinde zamana direnen ve hala kullanılan bir
kaplıca.

84

85

KADIOVACIK
Köyde güneş enerjisi sistemi kurup, karbon ayak izini hesap-
layıp düşürmeye çalışan ilk köy. Ölçümlerde dünyada karbon
ayak izi düşük olan 2. köy olarak ölçülmüş.

86

87

KUŞÇULAR
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde bahsettiği Kuşçular
Köyü, günümüzde bağların, zeytin ağaçlarının ve enginar
tarlalarının süslediği bir köy. Köyde bulunan kalıntılar ile
tarihinin Selçuklu dönemine kadar gittiğini söyleyebiliriz.
Onarılmayı bekleyen 500 yıllık Helvacılar Camii köyün en
eski camilerinden.

88

89

NOHUTALAN
Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan Nohutalan Köyü
yetiştirdiği nohut ve Çeşme Kavunu ile ünlenmiştir. Kavun
Festivalinin yapıldığı bu köyde bulunan yıkık kiliseden Rum-
larla Türklerin bir dönem bir arada yaşadıklarını öğreniyoruz.

90

91

OVACIK
Adını geniş ovalarından alan Ovacık Köyü Çeşme’nin eski
yerleşim yeridir. Çeşme’ye 4 km uzaklıkta bir tepenin üzerin-
de bulunur. Verimli topraklara sahip olan bu köyde kavun ve
üzüm yetiştiriciliği yapılmaktadır. Geniş ovaların çevrelediği
görüntü ile birleşen denizi ile görülmesi gereken yerlerden
biridir.

92

93

ÖZBEK
Tarihi Hamamı, Taş Köprüsü ve asırlık selvi ağacı ile sizi karşı-
layan Özbek Köyü meydanında kurulan pazarda taze ürünler
bulabilirsiniz. Özbek Köyü önce yakın bir alan Yuvaca’da ku-
rulmuş fakat veba salgını nedeniyle bugünkü yerine taşınmış.
Söylentiye göre Çaka Bey’in keşif için yolladığı komutanın adı
Uzbek imiş. Sonraları köyün adı Özbek olarak anılmış. Diğer
bir rivayete göre ise Özbekistan’dan gelen bir aşiretin bu
köyü kurduğu söylenir.

94

95

UZUNKUYU
Zeytinler Köyü’ne 1 km mesafede olan bu köy Mübadele
döneminde Nalcı(Nallı) aşireti tarafından kurulmuş. Geldikleri
Kavala Uzunkuyu Köyü’nün adını verdikleri bu köyde binlerce
yıllık zeytinyağı geleneğini yaşatan Köstem Zeytinyağı Müzesi
mutlaka ziyaret etmelisiniz.

96

97

YAĞCILAR
Etrafında çam ormanları ve tarım arazileriyle çevrili olan
küçük bir köy. Bağ Rotası üzerinde bulunan bir bağevi ve
organik tarım ile zeytin yetiştiren bir çiftlik bu köye değer
katanlardan.

98

99

ZEYTİNELİ
Zeytineli Köyü, Urla’nın güneyinde ve uzak kalmış bir köy. Ba-
kir koylar, doğal yaşamı ve temiz havası ile pek te bilinmeyen
bir köy. Tarım, hayvancılık ve balıkçılıkla geçinen bu köyde
eski bir zeytinyağı işliğini görebilirsiniz

100