6 Şubat’ta Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde ve Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremlerle birlikte Türkiye deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzleşti. AFAD tarafından açıklanan güncel verilere göre 47 bin 975 kişi hayatını kaybederken 11 ilde yıkıcı hasar bırakan ve asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremde acı bilanço her geçen gün artmaya devam ediyor. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ SAYI:01 www.arel.edu.tr ASRIN FELAKETİ www.arel.edu.tr 17 Ağustos Depremi’ne benzetenleri, çok büyük bir felaket olduğuna dair paylaşımları görünce telaşlandım. Bir an önce bölgeye gidip elimden gelen ne varsa yapmak istedim. > Sayfa 5 Öğrencilerimizin yazdığı haberlerden oluşan Arel Haberci Dergisi, iki ayda bir periyodik olarak yayınlanacaktır. Gelecek sayılarda dergimize İletişim Fakültesi öğrencileri olarak sizlerin de katkılarını bekliyoruz. Ayrıntılı bilgi için; [email protected] adresine mail atabilirsiniz. ÇEK, YAZ ve GÖNDER! Fotoğraf: Adem Altan Agence France-Presse (AFP) MART 2023 Mesleki kariyerinde birçok seçeneğe sahip olmasına rağmen Yuji Umeji, kelle söğüş ustası olmayı tercih etti. Umeji yaşadığı deneyimleri Gizem Tarçınoğlu’na anlattı. > Sayfa 14 Kadıköy’de Bir Japon Kelle Söğüşçü: Yuji Umeji İstanbul Arel Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Radyo ve Televizyon Programcılığı 2. sınıf öğrencisi Fatma Didar Yıldırım, enkaz altında yaşadıklarını Arel Medya’ya anlattı... > Sayfa 4 “Canlısına ulaşamıyorsak en azından ölüsünü alalım” “17 Ağustos Depremi’ni yeniden yaşadım”
Gazetecilik Bölümü olarak İletişim Fakültesi bünyesinde öğrencilerimizin de haberlerinin yer aldığı Arel Haberci Dergisi Mart 2023 ilk sayısıyla okurlarıyla buluşuyor. İstanbul Arel Üniversitesi’nden, İletişim Fakültesi’nden haberlerin bir araya getirildiği dergimizde, güncel gelişmelerin konu edinildiği özel içeriklerin yanı sıra çeşitli konularda röportajlar yer alıyor. Dergimiz, yazmaya, gazeteciliğe ilgi duyan ve kendini bu alanda geliştirmek isteyen öğrencilerimizin buluştuğu bir mecra olmayı hedefliyor. Binlerce kişinin yaşamını yitirdiği ve yaralandığı Kahramanmaraş depremiyle beraber yaşadığımız böylesine hassas bir dönemde biz de ilk sayımızın odak noktasını deprem olarak belirledik. Bu nedenle ilk sayımızda yer alan içeriklerin hepsi birbirinden değerli olsa da bilhassa depremle alakalı haberler bizler için özel bir önem atfediyor. Deprem dışında İletişim Fakültesi olarak yaptıklarımıza geniş bir yer verdiğimiz bu sayıda, İFTasarım Atölyesi çalışmaları, markalı dersler gibi hayata geçirdiğimiz projeleri sizlerle paylaşıyoruz. Bu içeriklerin yanı sıra bu sayıda; Basın İlan Kurumu taslağında yer alan ilgili hükümleri yerel medya çerçevesinde değerlendirdiğim ve bu konuda görüşlerimi sunduğum Nezihe Doğan tarafından gerçekleştirilen bir röportaj yer alıyor. Öğrencilerimizin özel haberlerinin de bulunduğu ilk sayımızda farklı konulara yer verdiğimiz içerikleri sizlerin beğenisine sunuyoruz. Bu bağlamda büyük emek harcayarak derginin oluşturmasında görev alan tüm dergi ekibimize, yaptığı içeriklerle bize destek olan tüm öğrencilerimize teşekkür eder, gelecek sayılar için de öğrencilerimizden katkılarının devamını dileriz… Keyifle okuyacağınız, öğrencilerimizin de haberleriyle yeni tecrübeler edineceği nice sayılara… Merhaba Doç. Dr. Duygu DUMANLI KÜRKÇÜ İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı KEMAL GÖZÜKARA YERLEŞKESİ Türkoba Mahallesi, Erguvan Sokak, No: 26, Tepekent – Büyükçekmece/İst. CEVİZLİBAĞ YERLEŞKESİ Merkez Efendi Mah., Eski Londra Asfaltı Cd., No 1/3, Cevizlibağ – Zeytinburnu/ İst. SEFAKÖY YERLEŞKESİ Kemalpaşa Mah., Halkalı Cd., No: 101, Sefaköy – Küçükçekmece/ İst. DANIŞMA KURULU Arş. Gör. Dr. Musa ÇELİK Arş. Gör. Ömer Batuhan AKGÜNER Arş. Gör. Oktay KARA Arş. Gör. Dr. Enes Dönmez GENEL YAYIN YÖNETMENİ Doç. Dr. Duygu DUMANLI KÜRKÇÜ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Doç. Dr. Kenan DUMAN HABER MÜDÜRÜ Doç. Dr. Göksel BASMACI YAYIN KOORDİNATÖRÜ Doç. Dr. Begüm Aylin ÖNDER HABER KOORDİNATÖRÜ Arş. Gör. Duygu NEŞELİ TASARIM İFTasarım Atölyesi- Nazire Alaca KATKIDA BULUNANLAR Gürkan ŞEN / Arel Medya Özkan EMRE / Arel Medya Nazire Alaca /Öğrenci Hilalnur Karakiraz / Öğrenci Sueda Şentürk/ Öğrenci Yağmur Bayansalduz/ Öğrenci Sadiye Didar Kılıç/Öğrenci Mevlüt Budak/İletişim Ofisi Nezihe Doğan/ Gazeteci Mevlütcan Öz / Öğrenci Gizem Tarçınoğlu/Öğrenci Dr. Öğretim Üyesi Rahime Akikol MART 2023 SAYI:01 www.arel.edu.tr Türkiye, basın ilkelerine uymaya söz vermiştir. Haber, fotoğraf kaynak gösterilerek kullanılabilir. areledu (0850) 850 2735 İFTasarım Atölyesi İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ ADINA İMTİYAZ SAHİBİ Özgür GÖZÜKARA 2 MART 2023 Künye www.arel.edu.tr
www.arel.edu.tr İstanbul Arel Üniversitesi lisansüstü Hemşirelik Bölümü öğrencisi Arife İlay Açık, İstanbul Arel Üniversitesi 4. sınıf Mimarlık Bölümü öğrencisi Malik Doğan, İstanbul Arel Üniversitesi İngilizce Endüstri Mühendisliği Bölümü İngilizce hazırlık sınıfı öğrencisi Elif Sezer, İstanbul Arel Üniversitesi Uçak Teknolojisi Programı mezunu Mustafa Serhat Çalışkan ve İstanbul Arel Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu Mehmet Koçaklar hayatını kaybetti. İstanbul Arel Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada, deprem felaketinde hayatını kaybeden öğrencilere Allah’tan rahmet, vefat eden öğrencilerin ailesi ve yakınları başta olmak üzere tüm yurttaşlara baş sağlığı dileyerek “kendilerini bir kez daha anmak ve hiç unutmamak üzere, öğrenci ve mezunlarımızın mekanları cennet olsun” denildi. Arel Depremde 5 Öğrencisini Kaybetti Hayatını Kaybeden Öğrencilerimiz Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen 6 Şubat'taki 7,7 büyüklüğündeki depremde, Arel 5 öğrencisini kaybetti. Mehmet Koçaklar (Mezun): 1993 yılında doğdu. İstanbul Arel Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuydu. On ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremde, Hatay ’da vefat etti. Arife İlay Açık (Öğrenci): 1998 yılında doğdu. İstanbul Arel Üniversitesi lisansüstü Hemşirelik Bölümü öğrencisiydi. On ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremde, Malatya’da vefat etti. Malik Doğan (Öğrenci): 1998 yılında doğdu. İstanbul Arel Üniversitesi 4. sınıf Mimarlık Bölümü öğrencisiydi. On ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremde, Hatay Samandağ’da vefat etti. Elif Sezer (Öğrenci): 2003 yılında doğdu. İstanbul Arel Üniversitesi Endüstri Mühendisliği (İng.) Bölümü, İngilizce hazırlık sınıfı öğrencisiydi. On ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremde, Gaziantep’de vefat etti. Mustafa Serhat Çalışkan (Mezun): 1998 yılında doğdu. İstanbul Arel Üniversitesi Uçak Teknolojisi Programı mezunuydu. On ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremde, Adıyaman’da vefat etti. Sizi Unutmayacağız... Acı Kaybımız MART 2023 3
www.arel.edu.tr 4 MART 2023 Deprem Özel “Canlısına Ulaşamıyorsak En Azından Ölüsünü Alalım” Röportaj : Gürkan ŞEN/ Arel Medya Deprem anında neredeydiniz ve o an neler yaşadınız? Deprem anında ben uyanıktım. 4-4.30 saatleri sıralarında oldu deprem. Ama annem ve kız kardeşim uyuyordu. Biz çocuk odasında üçümüz yan yana uyuyorduk. Annemle kız kardeşim bazada, ben yerde uyuyordum. Deprem başlayınca hepimiz yere kapaklandık, birbirimize sarıldık. Zaten deprem olmaya başladığından itibaren bina üstümüze çökmeye başladı. Bina çöktükten sonra da binanın içinde sıkıştık. Enkazdan kurtulduktan sonra ne yapmaya başladınız ilk saatlerde? Annem, kız kardeşim ve ben yan yana uyuyorduk. Tavan üstümüze çöktü. Önce kız kardeşim çıktı. Bir saat sonra da enkazdan ben çıktım ama AFAD ekibi falan olmadığı için bizi komşular çıkarttı. Annemi 6-7 saat sonra enkazdan yine komşular çıkarttı. Enkazdan çıktıktan sonra aşırı derecede yağmur vardı. Biz hepimiz sadece sokakta durduk. Yani ayağımızda çorap yok, ayakkabı yok, üstümüze kıyafet yok. O yağmurun altında insanları kurtarmaya çalıştık kendi çabalarımızla. Yani kurtarabildiklerimizi kurtardık, kurtaramadıklarımız da kaldı. Depremin üçüncü günü AFAD gelmeye başladı. Yaklaşık iki buçuk gün burada kimsesiz kaldık. Depremin ilk günü nasıl geçti? Özelikle de geceyi nasılgeçirdiniz? Depremin olduğu ilk gece biz sokaktaydık. İnsanları kurtarmaya çalışıyorduk. Enkazda kalanlardan çıkartabileceklerimizi çıkartmaya çalışıyorduk. Sonra bir servis geldi, sağ olsun. O servisin içine girdik. Yaklaşık 30 kişi falan bir servisin içindeydik. Orada bekledik. Sabah olduğunda da yine enkazın olduğu taraflara doğru gittik ve insanları kendi çabamızla kurtarmaya çalıştık. Orada en çok neye ihtiyaç duruyor insanlar,nelereksik? Depremin ikinci gününde bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz şeyler su, yemek ve battaniyeydi. Aşırı derecede yağmur vardı. Hava çok soğuktu ve barınabileceğimiz hiçbir yer yoktu. Bu yüzden en çok ihtiyaç duyulan şeylerden bir tanesi battaniye, ısınmak için. Deprem bölgesinde insanlar bölgenin deprem durumu hakkında ne düşünüyordu? Burada Karadağ var. Karadağ’ın orada bir fay hattı var ve yıllardır o fay hattının oynamadığını söylüyorlardı. Zaten onun bir gün büyük bir depreme, büyük bir yıkıma sebep olacağını biliyorduk. Ama bu kadarını biz de tahmin etmiyorduk açıkçası. O fay hattının oynadığını düşünüyoruz. Ancak şu anda herhangi bir şekilde medyaya ulaşamadığımız için yani telefonlar burada çekmiyor hiçbir şekilde. Çekse bile şarjlarımız yok, telefonlarımızı şarj edemiyoruz, medyaya ulaşamıyoruz. Onun için ne olduğunu ne bittiğini biz de tam olarak bilmiyoruz. Depremde sosyal medya sizin psikolojimizi nasıl etkiledi? İlk iki gün boyunca internetimiz yoktu. Telefonlarımız çekmiyordu, çekse bile şarjımız olmadığı için medyadan ya da sosyal medyadan herhangi bir bilgiye ulaşamadık. Ama sonradan baktığımda sosyal medyaya ya da medyaya yansıtılanların gerçek olduğunu düşünmüyorum. Çünkü şehrin çıkışından merkeze kadar yani kendi evimin enkazına kadar yürüyerek gittim. Adıyaman’da sağlam bina yok. Hepsi enkaz ve hiçbir müdahale yapılmadı. Üçüncü gün müdahale yapıldı. İki gün boyunca o enkazlar öylece bırakıldı. Yani iki gün boyunca o enkazın altındaki insanlar resmen ölüme terk edildi. O enkazlar onların mezarı oldu. İki gün boyunca hiçbir şekilde AFAD, polis, jandarma o enkazların başında durmadı. Şu an için insanların morali nasıl? Kimsesiz kaldıkları hissi var mı ve bu his yavaş yavaşdağılıyor mu? Şu an için insanların psikolojisi “canlısına ulaşamıyorsak en azından ölüsünü alalım” şeklinde. Herkes şok halinde. Yani insanlar şu an sadece enkaz altındaki akrabalarını düşünüyorlar ve bir şekilde yaşama tutunmaya çalışıyoruz burada. Çünkü hava çok soğuk, iki gün boyunca yemek gelmedi ve hepimiz açtık, su yoktu. İki gün boyunca biz burada ölüme terk edildik. Bir şekilde başımızın çaresine bakmaya çalıştık. İnsanlar şu an sadece kendi akrabalarından haber bekliyor. İstanbul Arel Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Radyo ve Televizyon Programcılığı 2. sınıf öğrencisi Fatma Didar Yıldırım,, enkaz altında yaşadıklarını ve Adıyaman’daki durumu Arel Medya’ya anlattı.
www.arel.edu.tr Deprem Özel MART 2023 5 “17 Ağustos Depremi’ni Yeniden Yaşadım” Fırtına camları dövüyor, rüzgârın çıkardığı uğultu ve ıslık sesi can sıkıyordu. Yattığım yerde sokak lambasından görünen karla karışık yağmur yere paralel geçiyor, su bile o gece yerden korkuyordu... Yazı: Dr. Arş. Gör. Enes Dönmez / Sinema ve Televizyon Bölümü Evden çıkmama 2 saat vardı. Telefonu elime alıp biraz kafamı dağıtmak istedim. Doğruyu söylemek gerekirse gördüğüm ilk deprem paylaşımları beni o kadar etkilemedi. Saat 4.30 civarıydı. 6,6 büyüklüğünde olduğuna dair tweetleri görünce, sanırım yıkılan binalar var diye düşündüm. Ama büyüklüğünü ve etkisini 17 Ağustos Depremi’ne benzetenleri, çok büyük bir felaket olduğuna dair paylaşımları görünce telaşlandım. Çünkü 17 Ağustos Depremi’ni yaşamış bir çocuktum. Ama hiçbir şeyin o kadar kötü olacağına ihtimal vermiyordum. Televizyonu açtım. İçişleri Bakanı’nın bilmem kaçıncı seviye alarm verdiğini, yurt dışından yardım talep edildiğine dair açıklamasını görünce, kendimi koltuğa bıraktım. Çünkü bu 17 Ağustos’ta da olmuştu. Ama yine de ihtimal vermiyordum. Eşim içeriden seslendi. Ona “Çok büyük bir deprem oldu.” dediğimde bile bugün karşılaştığımız tablo kadar büyük bir felaketi yaşadığımızı bilmiyordum. Her şeyi tam olarak anlamamız 5-6 saati almıştı. Televizyonlar daha önceki Van, Elazığ ve İzmir’de olduğu gibi tek bir enkazın önünden haber yapıyorlardı. Yıkımı tahmin etmek zordu. Bölgedeki yakınlarımız, çok büyük bir felaket olduğunu söylediler. 7,4 büyüklüğü düzeltildi. 7,7 büyüklüğünde olduğu söylendi. Ancak tam bu sıralarda 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha olunca kâbus daha da felaket bir hal almaya başladı. Bir an önce bölgeye gidip elimden gelen ne varsa yapmak istedim. Birkaç gün içinde 4 kişi ve iki mobil araç ile yola çıktık. Amaç Adıyaman’a gitmekti. Arkadaşımızın 5 yaşında yeğeni ve annesi enkaz altındaydı. Yol karlı ve -9 dereceydi. Cam suyu donmuştu. Öndeki araç arada bir seyir halinde ön cama su fırlatıyor. Yolu görmemizi sağlıyordu. İstanbul’dan bölgeye gidene kadar yollar yardım etmeye giden araçlarla doluydu. Benzin istasyonlarında uzun sıralar vardı. Telaş içinde meydana gelen kazalarda kimsenin maddi hasarı gözü görmüyordu. Birbirlerine “Canın sağ olsun kardeşim, ikimiz de hayırlı bir iş için uğraşıyoruz” diyorlardı. Ülkemin insanı ile gurur duyduğum çok an yaşadım. Navigasyon en hızlı rota olarak Adana, Osmaniye ve tam merkez üstü olan Kahramanmaraş Pınarcık üzerinden bizi Adıyaman’a götürüyordu. Osmaniye Bahçe’yi geçene kadar bizi derinden etkileyen bir görüntü ile karşılaşmadık. Ancak sonrasında yollarda ve köprülerde oluşan hasarlar ile karşılaştık. Kahramanmaraş yolu kapalıydı. Mecburi bir dönüş yapıp Nurdağı’na girmek zorunda kaldık. İlk defa her şeyi anladığım an o andı. Gözümün gördüğü her şey yıkılmıştı. Sadece tek katlı küçük bir karakol ayaktaydı. Onun da istinat duvarları yıkılmıştı. Gaziantep üzerinden yola devam etme kararı aldık. Her girdiğimiz merkezi alan yıkılmıştı. Kötü haberi almıştık. Arkadaşımızın yeğenin küçük cansız bedeni enkazdan çıkarılmıştı. Morgda yer olmadığı için dışarıda bekliyordu. Kendisini taşıyabilmek için cenaze aracı ve tabut bulmaya çalışıyorduk. Oldukça basit değil mi? Ne var ki? Bir tabut ve cenaze aracı, bir iki telefon görüşmesi ile halledilebilecek bir iş. Ancak hayatımızın en zor telefon görüşmeleriydi. Bulunması en zor şeylerden biriydi. Adıyaman’a yaklaştığımızda durduğumuz her yerde ayrı bir şey yaşıyorduk. İhtiyaç gidermek için girdiğimiz her işletmenin çalışanlarının bir kısmı hayatını kaybetmişti. Var olan çalışanlar ise yakınlarını bırakıp bölgeye gelenlere yardım ediyordu. O sırada yüzümü yıkadığım bir yer de aynaya baktım. İnsanların hepsi yıkılmış durumdaydı. Aynada ise markanın maskotu beni işaret ediyor ve “Bugün harika görünüyorsun” diyordu. Bölgede gördüğüm reklamlar panolarının hepsi, büyük bir ironi yaşatıyordu. Merkezde navigasyon işlevsizdi. Girdiğimiz sokakların çoğu yıkılan binaların enkazlarından dolayı kapalıydı. 3 gün boyunca elimizden gelen ne varsa yaptık. İnsanları dinledik. En çok ihtiyacı olan şeylerden biri de konuşmaktı. Çokça sosyal medyanın yanlış yönlendirmesinin mağduru olduk. Televizyonda gördüğümüz görseller ile karşılaşıyorduk. Yıkılan belediye binası, temelinden çıkan binalar, sanki bir ünlü ile karşılaşmış gibi şaşırıyorduk. Tek farkı ise görmenin dışında ciğerimize soluyorduk. ert bir toz ve duman kokusu her yere hâkimdi. Soğuktan dolayı her köşe başında ateş yakılıyordu. Yolculuğumuz esnasında -25 dereceye kadar soğuğu tecrübe ettik. Her şeyini kaybetmiş, canları yanmış çok insan vardı. Onlarla konuştukça çocukluğumda 17 Ağustos Depremi’nde yaşadıklarımız aklıma geliyordu. Tek çare gereken ne varsa amasız, fakatsız, verilmesi gereken tüm tavizleri vererek yerine getirmektir.
www.arel.edu.tr Hayat Kurtaran Teknoloji: Termal Drone Görsel İletişim Tasarımı öğrencisi Melihcan Özkara, enkaz altındaki canlıların tespitini sağlayan termal droneların afet sonrası çalışmalardaki önemini anlattı. Termal drone ve normal drone arasındaki fark nedir? Normal drone görüntü alır. Termal drone nokta atış ısı farklarını gösterir, en temel fark budur. Termal drone ve termal kamera arasında ne gibi bir farklılıklar var? Kameranın da çok büyük faydası var, büyük tabletlerden izlenebiliyor ve enerji kullanımı yönünden bir drone kadar enerji tüketmiyor, termal drone ile havadan izlenebildiğinden özellikle hız ve genel tarama ile hedefi daha kolay bulabilmek mümkün. Termal drone kullanımının deprem sonrası arama kurtarma sürecine katkısı nasıl oldu? Gece gündüz termal droneları aktif bir şekilde kullandık. Sesi çıkmayan canlı insanları, droneların termal kameraları ile ısı farkları sayesinde bulduk ve kurtarma ekiplerine haber verdik. Termal dronenun ilk 4 gün çok verimli olduğunu düşünüyorum, sonraki günler, canlıların daha çok soğuması ile ısı farklarının azaldığını ve bu faydanın gittikçe azaldığını gördüm. Termal drone hava şartlarından etkilendi mi, termal droneları başka etkileyen faktörler neler? Sinyal kirliliği çok düşük olduğundan dronelar çok stabil ve sorunsuzdu, bir problem yaşamadık. Termal droneları AFAD, polis, itfaiye gibi ekipler daha çok kullanmalı mı? Kesinlikle kullanmalı çünkü ne kadar faydalı olduğu açıkça ortada. Termal drone kullanımı ve yaygınlaşması konusunda sence nasıl bir yöntem izlenebilir? Bazı kurumlara devlet tarafından termal drone alınması zorunlu hale getirilebilir. Termal drone kullanımı eğitim ister mi? Normal bir drone kullanıcısının AFAD’la birlikte eğitime bunu da dahil etmesi güzel olabilir, onun haricinde İha-1 derslerinde termal drone kullanımı eğitimi dahil. Fotoğraf: Melihcan Özkara - İFTasarım Atölyesi 6 MART 2023 Deprem Özel Röportaj: Hilalnur Karakiraz ve Sueda Şentürk / İFTasarım Atölyesi
www.arel.edu.tr Deprem Özel MART 2023 7 Afet Gönüllüsü Arelli İnsanlara Umut Oldu MAKUD’da arama kurtarma Gönüllüsü İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Bölümü öğrencisi Eray Hatırnaz, Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında bölgede gönüllü olarak aktif rol aldı. Hatırnaz, deprem bölgesinde yaşadıklarını ve afet gönüllüsü olarak deneyimlerini aktardı. Ülkemizde 6 Şubat günü 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 ve 7,6 şiddetinde gerçekleşen iki deprem sonrası 10 şehir derinden etkilendi. Birçok can kaybı verilmesine sebep olan deprem sonrası bölgede arama kurtarma alanında 7 gün boyunca aktif rol üstlenenlerden birisi de İstanbul Arel Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Bölümü öğrencisi Eray Hatırnaz’dı… Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Öncelikle milletimizin ve devletimizin başı sağ olsun. Ben İstanbul Arel Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü’nden Eray Hatırnaz. Motorize Arama Kurtarma ve Destek Derneği’nde (MAKUD) arama kurtarma gönüllüsüyüm. Depremi ilk duyduğumuzda direkt operasyon merkezimizden Hatay’a doğru harekete geçtik ve ben 7 gün boyunca orada görev aldım. MAKUD ekibine dahil olmaya nasıl karar verdiniz? MAKUD dediğim gibi motorize arama kurtarma ve destek ekibi olduğu için ben de çocukluğumdan beri motosikletlere ilgili bir motorcu olduğumdan MAKUD’a dahil olmak istedim. Zaten arama kurtarmaya da hep merakım vardı. MAKUD olarak uluslararası ekiplerle çalışmalarınız nasıl oldu? Uluslararası bir Fransız ekibiyle diyalogumuz oldu. Musa abimiz Fransızca biliyordu ve Fransızca tercümanlık yaparak ekibin doğru bölgeye kusursuz şekilde ulaştırılmasını sağladı. Enkazın altında yaşayan bir can gördüğünüzde onu kurtarmak için nasıl bir mücadele verdiniz? Enkazda öncelikle dinleme yapıyoruz. Dinleme yaparken ses alırsak operasyon liderimize iletiyoruz. Operasyon liderimiz bize görev dağılımı yapıyor. 2 kişi enkazı gözetliyor, diğer kişiler arama kurtarma faaliyetlerine devam ediyor. Buğra kardeşimiz vardı. 1,5 gün boyunca gece gündüz demeden çalıştık ve onu sapasağlam çıkarttık. Enkaz altındayken eşini aradık. Eşini daha öncesinde çıkartmıştık. Onunla sohbet ettik ve bu şekilde moral verdik. İnsanlara umut olmak nasıl bir duygu? Neler hissettiriyor? İnsanlara umut olmak gerçekten güzel bir duygu. O duygu tarif edilemez. Enkazdan bir insanın çıkarıldığı ilk an, ilk ses duyduğun an gerçekten tarif edilemez bir duygu. Bölgeye gittiğinizde soğukkanlılığınızı koruyabildiniz mi? Bölgede elbette soğukkanlılığımızı koruduk çünkü biz MAKUD olarak her hafta sanki yarın afet olacakmış gibi eğitimler görüyoruz. Kendimizi hazırlıyoruz. Siz bölgeye gittiğinizde halk sizi görünce ne tepki verdi? Gerçekten iyi karşılandık. Bizi ses gelen enkazlara yönlendirdiler. Haber: Yağmur Bayansalduz ve Sadiye Didar Kılıç / İFTasarım Atölyesi Sizi en zorlayan olay hangisiydi? Beni en zorlayan olay ekipmanımız olmadığı için tehlikeli bir enkazın altında kalan dört tane çocuğu kurtaramamamızdı. Bizi zorlayan durumlardan birisi de bölgeye ilk gittiğimiz bölge İskenderun’du ve gittiğimizde saat 01.30’du ve hiçbir ekipmanımız yoktu. Ekip ve ekipman en büyük eksiklikti. Afet bölgesinde görevli olmak isteyenlere neler söylemek istersiniz? Afet bölgesine gelmek isteyenler öncelikle eğitim almalılar. Eğitim en önemli nokta burada ve kendilerini hazır hissetmeliler. O psikolojiye, o duruma, orada olanlara şahit olmaya kendilerini hazırlamalılar. Afet gönüllüsü olmak için hangi eğitimleri almamız gerekir? Temel afet bilinci eğitimi, afetin ne olduğunu ve ne tür durumlarda oluştuğunu bilmek gerekiyor. Aynı zamanda enkaz çalışmaları, hafif arama kurtarma gibi eğitimleri alması gerekiyor. Vatandaşlar afet sonrasında nasıl hareket etmeliler? Vatandaşlar soğukkanlı olmalılar. Tehlikeli müdahalelerde bulunmamaları gerekir çünkü enkazda bir taşı bile yerinden çekmenin çok büyük tehlikelere yol açabildiğini biliyoruz. Elbette hepimizin acısı bu biz de oraya acımızı paylaşmaya, yardım etmeye gidiyoruz, gönüllü olarak ve vatandaşlar da sakin kalarak bizlere yardımda bulunabilir. Fotoğraf: Zehra ÖZKAN- İFTasarım Atölyesi
www.arel.edu.tr 8 Deprem Özel Öğrenciler Depremzedeler İçin El EleVerdiler... İstanbul Arel Üniversitesi Gastronomi Bölümü, Kahramanmaraş merkezli depremde mağdur olan depremzedeler için harekete geçerek bölgeye 5 bin ekmek gönderdi. Haber: Mevlüt Budak / Arel İletişim Ofisi İstanbul Arel Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Aşçılık Programı Bölüm Başkanı Öğr. Gör. Vildan Özhan koordinesinde, program öğrencileri ve mezunların katılım gösterdiği etkinlikte, depremde mağdur olan depremzedeler için harekete geçerek 5 bin ekmeğin üretimini gerçekleştirdi. Üretilen ekmekler, Optisyenlik ve Bilgisayar Destekli Animasyon program öğrencilerin desteğiyle paketlenerek depremzedeler için hazır hale getirildi. Yaklaşık iki günde üretilen 5 bin ekmek Kızılay’a teslim edilerek deprem bölgesine gönderildi. “Bu zor günleri yardım ve sevgi ile aşacağız” ArelKAM, ISS Türkiye Bunzl Bursa Pazarı ve Titiz Plastik firmalarının da destek olduğu etkinlikle ilgili açıklamalarda bulunan Aşçılık Programı Bölüm Başkanı Öğretim Görevlisi Vildan Özhan, bu zor günleri yardımlaşarak anlayış ve sevgiyle aşılacağını söyledi. Özhan açıklamasının devamında, “Bölüm Hocalarım, Aşçılık Programı ve Gastronomi Bölümü öğrencilerimizle birlikte afet bölgesindeki vatandaşlarımız için biz de bir şeyler yapmak istedik ve elimizden geldiğince de destek vermeye devam etmek istiyoruz. İlk olarak 5 bin ekmek yaptık ve Kızılay Lojistik desteği ile yaptığımız ekmekler afet bölgesine gönderilmek üzere yola çıktı. Ekmek yapımı için gerekli tüm ürünlerin temin edilmesinde bize destek veren ISS Grup İnsan Kaynakları Direktör Yardımcısı Ünal Seven ve tatlı ekibine, Arel Kurumsal İlişkiler Müd. Yard. İclal Alioğlu ve Arel Kurumsal İlişkiler Uzmanı Yavuz Selim Önal'a, Bölüm Hocalarım ve öğrencilerime, atölyede bize destek olmak için gelen tüm kurum çalışanlarına, Büyükçekmece Kızılay Bölge Başkanı Sayın Namık Duran'a ve manevi olarak destek veren MYO Hocalarıma desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. “İnsanlara yardımcı olabildiğimiz için çok mutluyuz” Gastronomi ve Mutfak Sanatları 3. sınıf öğrencisi Mercan Yılmaz, “Yaşanan depremden dolayı üzüntü içerisindeyiz, o yüzden sofrada bizim de tuzumuz olsun istedik. 5 bin adet ekmek yapacağız. Kızılay teslim alacak depremzedelere ulaştıracaklar. Umarım onlara ulaştığında çok mutlu olurlar. En azından bizim de onlara destek olduğumuzu hissederler” dedi. Gastronomi ve Mutfak Sanatları 3. sınıf öğrencisi Poyraz Mehmet Oğul ise, “Bu ekmeği seçmemizdeki temel amaç; ekmeğin yedi ve 10 gün arası bayatlamadan durabilmesi. Umarım depremzedelere bir nebze de olsa yardımcı olabiliriz. Hepsine başsağlığı ve geçmiş olsun diliyorum. Allah yardımcıları olsun” ifadelerini kullandı. 2018 Aşçılık Mezunu Samet Başaran, “Şu anda ülke olarak çok acı günler yaşıyoruz. Bizde bu üzüntünün tabii ki çok büyük bir iştirakindeyiz ama burada bu ekmeği yapıp depremde etkilenen vatandaşlara gönderebilmek açıkçası bir nebze olsun bize mutluluk ve gurur veriyor. ” şeklinde konuştu. Aşçılık Programı 1. Sınıf öğrencisi Beyza Ünalmış, “İnsanlara yardımcı olabildiğimiz için çok mutluyuz. Orada olmasa da onlarla beraber en azından gönül bağı ile yanlarında olduğumuzu göstermek adına bugün böyle bir proje yaptık” ifadelerine yer verdi. MART 2023
www.arel.edu.tr www.arel.edu.tr Deprem Özel MART 2023 9 F A Y H ATT I 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremlerin ardından, kamuoyunda deprem konusu sıklıkla tartışılmaya başlandı. Konuya ilişkin merak edilenleri Sueda Şentürk, İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünde öğretim üyeliği yapan Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Mustafa KUMRAL’a sordu. Depremin şiddetini nasıl hesaplıyorsunuz ? Depremde en çok karıştırılan iki birim şiddet ve büyüklük. Şiddet depremin etkisi ve gözlemle belirlenirken büyüklük deprem esnasında ortaya çıkan enerjiyle belirlenir. Büyüklük ölçüm dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın aynıdır ama şiddet deprem episantr noktasından uzaklaştıkça azalır. 6 Şubat’ta gerçekleşen iki büyük depremin bu denli yıkım yapmasında hangi nedenler etkili olmuştur? Asla yerleşilmemesi gereken alanlarda yerleşim, binaların inşaatı esnasında yapılan çeşitli hatalar, inşaat sonrası kontrolsüz ve hatta kolon kesmeye varan tadilatlar ve hiç bir mühendislik hizmeti almamış konutlar bu büyük felaketin yaşanmasına neden olmuştur. İstanbul’un zeminini hangi kaya tipleri oluşturmaktadır? İstanbulun zemini üç ayrı bölge olarak ele alınabilir. Beyoğlu ve civarı ile Sur içi olarak tanımlanan bölge ve bu bölgenin batısı görece genç ve dayanımsız birimlerden oluşmaktadır. Anadolu yakası ile boğazın batı yakasında daha yaşlı ve daha daya nımı yüksek birimler yer alır. Kayaçlar yaşlandıkça taşlaşma düzeyleri artar ve depremin yıkım oluşturma sebebi olan S, R ve L dalgalarını soğrurarak etkilerini azaltırlar. İstanbul’da çoğu yerde rastlanan alüvyonlar bu etkinin en yüksek olduğu zemin tipidir. Google deprem sarsıntılarından korunmak amacıyla geliştirdiği deprem uyarı sistemi hakkında görüşleriniz neler? Lokasyonlarda bahsedilen sistem deprem uyarı sisteminden ziyade olan depremi gerçekleştiği anda haber veren bir sistem. P ve S dalgaları arasındaki hız fark nedeniyle P dalgası algılanınca aktif oluyor. Türkiye gibi P ve S dalgası arasındaki sürenin 4 ila 5 saniye civarında olduğu yerlerde pek anlamlı olmayacağını düşünmekteyim. Kurumların jeologların görüşlerinizi önemsediğini düşünüyor musunuz? Meslek mensubu olarak akademik toplantılarda tartışılması gereken konuları basın üzerinden tartıştığımız için dinlenirliğimizi azalttığımızı düşünüyorum, iğneyi biraz da kendimize batırmamız lazım. Bunun insanlar ve dolayısıyla üyesi oldukları kurumlar üzerinde de etkisi olduğunu kabul etmek gerekir. Röportaj: Sueda Şentürk / İFTasarım Atölyesi Deprem riski olan bölgelerde imar planı nasıl olmalı? Öncelikli olarak “mikrobölgeleme” adı verilen işleme temel oluşturacak çok büyük ölçekli jeoloji haritaları oluşturulması gerekir. Ardından yine bu jeoloji haritaları doğrultusunda zemin mekaniği hesaplamaları gibi uygulamalarla zemin kalite sınıflaması yapılarak yapılaşma bu hesaplama sonuçlarıyla elde edilen zemin kalite verilerine göre düzenlenmelidir. Fay Hattında Yaşamak...
www.arel.edu.tr 10 Fakülteden Haberler TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması’na Katılmak İsteyenlere “ ” Başarılı olmak için yapmanız gereken tek şey, ne yapmak istediğinizi bilmek ve elinizden gelenin en iyisini yapmaktır. Haber: Mevlütcan Öz / Öğrenci Merhaba ben Mevlütcan, İstanbul Arel Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Öncelikle TRT gibi ülkemizin önde gelen kurumlarından birinde kısa sürede bu başarıya ulaşmak benim için gurur verici ancak daha iyisi her zaman mümkün... Bu yüzden 2023 senesinde umarım bu başarıyı ödüllendireceğim. Projemi hazırlarken, derslerde öğrendiğim araçların neredeyse hepsinden yararlandığımı belirtmek istiyorum. Ancak web sitesini üretmek için gerekli olan temel dilleri 2020 senesinde kurs alarak deneyimleme fırsatım olmuştu. Yarışmaya hazırlanmak kesinlikle gözüktüğü kadar kolay değildi. Logosundan içeriklere verdiğiniz başlıklara kadar hepsi bir kod dizini idi. Bunların hepsini bir bütçe olmadan yaptım. Bu zorlukları çekeceğimi tahmin etmek zor olmadı. Zorluklar bir süre baş edilebilir seviyede oldu ve yarışma sonlanana kadar da içerik üretmemiz beklendi. Bu süreçte mental zorluklar çekebilirsiniz ancak yol boyunca neleri atlattığınızı düşününce hepsi gelip geçiyor. Bu zorlukların yanında zamanı yönetmenin ve planlı çalışmanın önemini tekrar deneyimlediğimi söyleyebilirim. Ankara seyahati ve ödül töreni Öncelikle güzide bir kurumda yer aldığımızı hissettim ve her şey olması gerektiği gibi ilerledi. Bu süreçte TRT Oran Kampüs gezisi, stüdyo gezileri, atölyeler ve seminerlerin yer aldığı ilham verici, etkileşimin ve iş ağının kurulduğu verimli bir 4 gün geçirdim. Ödül gününden bir gün önce ise bir prova gecesi gerçekleşti. Bu prova gecesi 17.00’de başlayıp yaklaşık 23.00’te sona erdi. Prova gecesi bile ayrı bir tecrübeydi. Üniversite derslerinde gördüğünüz içerik ve konuları, profesyonellerinden canlı bir şekilde izlemek apayrı bir deneyimdi. Ödül günü ise bulunduğumuz 4 gün içerisinde en güzel olanıydı. Ödül gününde ben gerçekten büyük bir şey başarmışım dedim. Çünkü orada ödül kazanmak dışında yeni insanlar ile iletişim kurmayı tecrübe etmiştim. “Kendimle gurur duydum, staj mülakatı hakkı kazandım” Törenin yapılacağı Arı Stüdyosu’na ulaştığımda stüdyonun önünde ablam ile buluştum ve o anda gerçekten etrafımdaki insanların da bu andan keyif aldıklarını ve beni desteklerini hissettim. Bu an kesinlikle bambaşka bir duyguydu. Bunca tecrübenin dışında bir de canlı yayın tecrübesi edinme fırsatım oldu. Ödül kazanamadım ancak kendim ile gurur duydum. Bu tarz kurumsal yarışmalara katılmanın bir avantajı ise yarışma sonrası sunulan fırsatlar. Bu yarışmada kendi kategorimde finalist olduğum için staj mülakatı hakkı da tanıdılar. Bu sene ise aynı türde ancak daha profesyonel bir yazılım ve bütçe ile bir web sitesi geliştiriyorum. Hedefim ödül sanırdım. Oysa ki tek başına ödülün hiçbir anlamı yokmuş, asıl ödül orada sunulan fırsatlarmış anladım... Oprah Winfrey MART 2023
www.arel.edu.tr “Türkiye İnternet Haber Sitesi Mezarlığı Olacak!” ‘Akademik çevreler ‘Basın İlan Kurumu Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği’ taslağına nasıl bakıyor? ‘Yasa neydi, sonradan ne hale dönüştürüldü?’, ‘İnşaatçı medyalar mı inşa edilmeye çalışılıyor?’, ‘BİK taslağı yönetmeliğe dönüştüğünde sektörü neler bekliyor?’ İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Duygu Dumanlı Kürkçü’ye sorduk. ‘Dezenformasyonla Mücadele Yasası’ ile İnternet Medyası mensuplarının ‘Gazeteci’ olarak tanınmasının önü açılmıştı. Beraberinde İnternet Haber Siteleri çalışanlarının ‘basın kartı’ alabileceği ve bu haktan her basın mensubunun yararlanabileceği ilan edilmişti. Konu ‘Basın İlan Kurumu Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği’ taslağı kısmına gelince işin rengi değişti. Taslakta şehirlerin nüfus oranları üzerinden belirlendiği ifade edilen 5 kategori içerisinden 3. kategoride yer verilen Bursa internet medyası için de zor koşullar ve zorunluluklar belirlendiği duyuruldu. 3’üncü kategoride yer alan yayın organları için 8 kişilik kadro, 20 bin günlük tekil tıklama, 60 bin görüntülenme ve 24 ay bekleme süresi şartı getirildi. Ancak ve ancak şartlar yerine getirildiği takdirde Basın İlan Kurumu’ndan ilan hakkı kazanılabileceği gündeme bomba gibi düştü. Dezenformasyon Yasası Meclis’ten geçtiğinde ilk izlenimler sektöre nasıl yansımıştı? Medya sektörünün ve basın meslek örgütlerinin “sansür yasası” olarak nitelendirdiği Basın Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifi, bir haber veya sosyal medya paylaşımının “dezenformasyon” amaçlı olduğuna mahkemelerce karar verilmesi ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı olacağı düşüncesiyle eleştirilmişti. Diğer yandan haber sitelerinde çalışan gazetecilerin, Basın Yasası’na tabi olacak olması, gazetecilik özlük haklarına kavuşması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmişti. Yönetmelik ile gücün, gazeteciler yerine sermaye odaklarına geçecek olması sonucu Türkiye internet haber sitesi mezarlığı oluşur diyebilir miyiz? Gücün gazeteciler yerine sermaye odaklarına geçecek olması beraberinde birçok sorunu getirecektir. Bunlardan birisi de “Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği” taslağında yer alan hükümleri yerine getiremeyen birçok haber sitesinin önümüzdeki aylar kapatılması ve internet haber sitesi mezarlığının oluşması muhtemel görünmektedir. İnternet haber sitelerine resmi ilan ve reklam yayınlama düzenlemesi için Basın İlan Kurumu’nun yetkili kılınmasını doğru buluyor musunuz? Basın İlan Kurumu’nun yetkili kılınmasını doğru buluyorum. Ancak 13 Ocak tarihinde Basın İlan Kurumu Genel Kurulu olağanüstü toplantısında sunulacak taslak yönetmelikte yer alan hükümlerin yerel internet siteleri tarafından yerine getirilebilecek şekilde, gerçekçi olacak biçimde yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir internet haber sitesinde kıstaslar ne olmalıdır? İnternet haber siteleri, vergi levhası, işyeri ruhsatlı firma adresi, künye ve iletişim bilgileri, server sağlayıcı firma bilgileri olmalıdır. Resmi ilan alabilmek için Basın İlan Kurumu’na başvuracak olan haber sitelerine, Basın Savcılığı Mevkute Beyannamesi alındı belgesi, vergi levhası, SGK onaylı sigorta dökümleri, işyeri ruhsatlı kira sözleşmesi, server sağlayıcı şirket sözleşmesi, haber ajansı sözleşmesi, Google Analytics aylık raporu belgelerini temin etme zorunluluğu getirilmelidir. Resmi ilan alacak internet haber sitelerinde asgari basın iş koluna göre sigortalı çalışan sayısı, nüfusa oranla belirlenmelidir. Yüksek miktarlarda sponsorlu paylaşımlarla belirli sayıda okunur bir site olmak kıstas mıdır? Resmi ilan alabilmek için Basın İlan Kurumu’na başvuracak olan haber siteleri hükümleri yerine getirebilmek için ya yüksek miktarda sponsorlu paylaşımlara ya da sansasyonel başlıklarla tık tuzağı haberciliği stratejileri ile tekil ziyaretçi sayılarını artırma, site trafiğini artırma vb. gibi yollara maalesef başvuracaklardır. Bu durum da maalesef habercilik etik ilkelerinden uzaklaşmayı beraberinde getirecektir. Günümüzde gazetede çalışan şoförlerin, mutfak görevlilerinin dahi gazeteci gibi gösterilerek 212’li yapılması hakkındaki görüşleriniz nelerdir? İnternet haber sitelerinde kadro sayısının 4 ile 8 arasında olma koşulunu “resmî belgelerde sağlandı” gösterebilmek amacıyla gazetecilik mesleği ile ilgisi olmayan (şoför, mutfak görevlisi, temizlik görevlisi vb. gibi) kişilerin gösterilmesi gazetecilik mesleğinin niteliğini düşürecektir. İletişim fakültesi mezunlarını nasıl bir sektör beklemektedir? “Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği” taslağında kadro sayısına ilişkin kriterler getirilirken ilgili kadroların eğitim düzeyine ilişkin olarak da iletişim fakültesi mezunlarını kapsaması gerektiği kanaatindeyim. Gazetecilik Bölümü Röportaj: Nezihe Doğan / Gazeteci Bölümlerimizden Haberler MART 2023 11
www.arel.edu.tr Haber: İF Tasarım Atölyesi Ekibi 2022- 2023 akademik yılı Güz döneminde kurulan İFTasarım Atölyesi bu zamana kadar pek çok içerik geliştirdi, birbirinden farklı alanlarda tasarımlar geliştirdi, etkinlikler düzenledi. İFTasarım Atölyesi’nde neler yapıldığını ve atölye hakkındaki düşünceleri İFTasarım Atölyesi ekibinden dinledik… Sadiye Didar Kılıç Görsel iletişim ve medya alanında teorik bilginin önemi kadar pratikte öğrenileni tecrübe etmek de büyük önem taşıyor. Bu nedenle Begüm Hocamızın önderliğinde kurulan İFTasarım Atölyesi, biz iletişim fakültesi öğrencileri adına çok güzel bir deneyim kapısı oldu. Her hafta düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz toplantılarla disiplinli ve koordineli bir çalışma ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Yaptığımız röportajlarla mesleğinde başarılı birçok kişiyle de birebir tanışma fırsatı yakaladık. Her türlü fikir hakkında tartışıp beyin fırtınası yapıyor oluşumuz da her birimizin daha geniş düşünme kabiliyetini kazanmasına destek oluyor. Kendi aramızda kurduğumuz samimi ve sıcak ilişki de elbette atölyemizin en güzel yanlarından. Begüm Hocaya sonsuz teşekkürler… İlayda Çalışkan Begüm Hocamızın önderliğinde kurulan İFTasarım Atölyesi ekibi olarak pek çok alanda deneyim sahibi oluyoruz. Teorik bilgilerimizi uygulamaya dökmek bizlere başarı kapısını aralıyor. Her hafta düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz toplantılar ve koordineli görev dağılımları, sorumluluk bilincimizi arttırmaya yardımcı oluyor. Kolektif hareket etmek; birlikteliğimizi, birliktelik ise takım ruhumuzu ortaya çıkarıyor. Bu takım ruhu başarılı işler yapmamızı sağlayan kilit noktalarımızın başında geliyor. Tek tek başarılamayacak işlerin üstesinden bir ekip olarak geliyoruz. Bu çeşit başarılarımızın herkesin motivasyonunu ve azmini arttırdığını düşünüyorum. Ahmet Enes Gökcan Uygulama konusunda eksik kaldığımız noktalarda Begüm Hocamız devreye girerek İFTasarım Atölyesi çatısı altında bize medya ve görsel tasarımla ilgili programların kullanımını öğretmek için çeşitli workshoplar, eğitimler gerçekleştiriyor. Sadece hocamız değil, grup içeresindeki arkadaşlarımızla beraber fikir alışverişi yapıp yeni projeleri hayata geçiriyoruz ve birbirimizle etkileşim halinde kalarak bilgi alışverişi yapıyoruz. Yağmur Bayansalduz İFTasarım Atölyesi benim için çok güzel bir kapı oldu. Hangi kategoride daha çok aktif olacağımızı düşünüyorsak orada yer alıyoruz ve ekibimizle ortaya attığımız fikirler üzerinde ilerliyoruz. Ayrıca bir iş disiplini içerisinde oluyoruz bu sayede bir ekip bilinci içerisinde nasıl ilerlenir bunu tecrübe ediyoruz. Ben kendime en yakın gördüğüm hazırlık kısmındayım. Seçtiğimiz konulara göre sorular hazırlıyoruz dergimiz ve sosyal medya hesaplarımız için haber içeriği buluyoruz. Ben bu sayede ilgi duyduğum alanda kendimi daha çok geliştireceğime inanıyorum hatta röportajlarımızla akademik alanda kendini geliştirmiş insanları tanıma fırsatı buluyoruz. İstanbul Arel Üniversitesi bünyesinde kurulan İFTasarım Atölyesi ekibinde görev alan İletişim Fakültesi öğrencileri, Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Begüm Aylin Önder yönetiminde bir araya gelerek bilgilerini pratiğe döküyor. Öğrenciler, çeşitli projeler için içerik üretiyor. İletişim Öğrencileri İFTasarım Atölyesi’nde 12 MART 2023 Bölümlerimizden Haberler Görsel İletişim Tasarımı Bölümü
www.arel.edu.tr “Renk ve Sinema” Akademi Dünyasıyla Buluştu İletişim Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Rahime Akikol'un kitabı Doruk Yayınları'ndan çıktı. Yazı: Dr. Öğr. Üyesi Rahime Akikol Sinema ve Televizyon Bölüm Başkanı Sinema ve Televizyon Bölümü Sinema ve resim sanatlarını buluşturan renk olgusu sinemanın biçimsel araçlarındandır ve ona estetik katan, anlam yaratıcı bir öğe olarak önemlidir. Çalışma, filmlerin renk atmosferi, renk şemaları (paletleri), sinemada rengin işlevleri, sinemada renk tasarımı bileşenleri; sanat yönetimi, sinematografi, post prodüksiyon ve 2000 sonrası Türk sineması teorik çerçevesinde gerçekleşmiştir. Kitabın ilk bölümünde fiziksel, kimyasal, fizyolojik ve psikolojik bir olgu olan renk tanımlamaya çalışıldı. İkinci bölümde renk, resim ve sinema ilişkisi ele alınarak sinemada renk kullanımına ilişkin kuramcıların görüşlerine yer verilmiştir. Üçüncü bölümde her toplumun siyasi, dini, ideolojik ve kültürel yapılanmasına özgü film dili ve anlatım biçimleri olacağı düşüncesiyle Türk sinemasının dayandığı geleneksel sanatların izi sürülmüş, 90’lı yıllardan başlayarak Türk sinemasında yaşanan değişim ve dönüşüm irdelenmiştir. Kitapta dijital teknolojinin kullanılmaya başlandığı 2000 sonrasında gösterime girmiş popüler ve bağımsız sinema filmlerden Nuri Bilge Ceylan’ın Üç Maymun, Pelin Esmer’in İşe Yarar Bir Şey, Mahmut Fazıl Coşkun’un Anons, Ezel Akay’ın Neredesin Firuze, Türkan Şoray’ın Uzaklarda Arama filmleri, “ışık ve renk atmosferi”, “renk tasarımı bileşenleri ve işlevleri” kategori başlıkları altında incelenmiştir. Karelerle Markalı Dersler Slazenger: Slazenger marka ve ajans yetkilileri İstanbul Arel Üniversitesi’nde ağırlandı. Sektöre dair ve hazırlanacak kampanyalara ilişkin bir brief toplantısı gerçekleştirildi. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü 4. sınıf öğrencileri “Bitirme Projesi 1” dersi kapsamında Slazenger markası için hazırladıkları kampanya tasarımını, marka yetkililerine sundu. Little Ceasars: Little Ceasars Pizza marka ve iletişim departmanlarından Yüce Şahin ve Mehmet Günden, markanın pazarlama iletişimi ve dijital reklam mecralarıyla ilgili öğrencilerle bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehmet YAKIN moderatörlüğünde gerçekleştirilen derslerde öğrenciler, Slazenger, Little Ceasars, Pastavilla, DeFacto gibi dev markalara kampanyalarını sunuyor, markalardan da sektöre dair bilgi ve deneyimleri dinleme fırsatı elde ediyor. Markalı derslerde yapılanları sizler için derledik… Pastavilla: Pastavilla Makarna Kurumsal İletişim Biriminden Güneş Özcan ve Oğuzhan Demirci, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencilerinin hazırlayacağı kampanyaya ilişkin briefi paylaştı. “Bitirme Projesi 1” dersi kapsamında Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü son sınıf öğrencileri Pastavilla Marka için hazırladıkları kampanyaları Pastavilla Makarna Genel Müdürlüğü’nde sundu. DeFacto: “Tüketici Araştırmaları DeFacto Örneği" Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü etkinliğinde DeFacto Yurtdışı Operasyon Direktörü İsmail Ertan, öğrencilere sektör bağlamında deneyimlerini aktardı. Ardından pandemi sonrası değişen tüketici profili ve pazarlama faaliyetlerine dair paylaşımlarda bulundu. Genç İletişimciler Dev Markalarla Buluşuyor... Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencileri markalı dersler kapsamında marka yetkilileriyle bir araya geliyor... Bölümlerimizden Haberler MART 2023 13
www.arel.edu.tr 14 MART 2023 Kadıköy’de Bir Japon Kelle Söğüşçü: Yuji Umeji Mesleki kariyerinde birçok seçeneğe sahip olmasına rağmen Yuji Umeji, kelle söğüş ustası olmayı tercih etti. Umeji yaşadığı deneyimleri Gizem Tarçınoğlu’na anlattı. Röportaj: Gizem Tarçınoğlu / İFTasarım Atölyesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü Sizi İstanbul’a getiren şey nedir? Ve ne zamandır buradasınız? Beni İstanbul'a getiren 10 yıl önceki yeni bir kariyer arayışım oldu. İstanbul’a Hollanda’dan taşındım. Türkiye’de, İstanbul’da yaşamak size ne hissettiriyor? İstanbul’un sizin için anlamı nedir? Aslında kültürlerimiz çok farklı olsa da ortak çok şeyimiz var. Örneğin, aynı dil ailesine sahibiz. Şimdi de mutfakları kıyaslayalım. Türk mutfağıyla Japon mutfağı arasındaki fark nedir? Tabii ki de çok fazla fark mevcut. Türk yemekleri oldukça ağır aslında. Japon yemekleri biraz daha hafif ve tatları da epey farklı. İki ülke de mutfaklarında yoğunlukla sebze kullansa da, biz daha az yağ kullanıyoruz. Bunun dışında sebzelerin türü, baharatlar ve sunuş şekli de çok farklı. Bunlar elbette ufak farklılıklar ama ben tüm bu farklılıkları seviyorum. Öncesinde de bu alanda mı çalışıyordunuz? Eğitimimi Hollanda’da tamamladım. Uluslararası iş geliştirme konusunda on yıllık deneyime sahibim. Türk firmalardan ürün ve hizmetlerini talep ediyor, sonra da iş modellerini değerlendiriyorum. Bu hizmetler ve ürünler uluslararası pazarda mevcut ve rekabetçi ise bu şirketlerin yurtdışındaki işlerini uluslararasılaştırmalarına yardımcı oluyorum. Ustanız Muammer Bey ile nasıl tanıştınız? Aranızdaki usta çırak ilişkisini bize anlatır mısınız? Muammer Usta’nın 7-8 yıllık müşterisiyim. Müşterisiyken iki yakın arkadaş olduk. Fikirlerimizi, tutkularımızı ve hayattaki planlarımızı anlatırdık birbirimize. Önceki işimden 2019’da istifa ettim. Önümde birçok seçenek vardı. Seçeneklerden biri, Muammer Usta’nın işini büyütmekti. Çünkü iş geliştirme alanında tecrübem var. Aslında seçimlerim “sadelik” odaklıydı: sade bir hayat, sade ürünler ve umarım, organik bir şekilde büyüyen sade bir işletmeye sahip olmaktı. Ben de o sırada Muammer Usta’ya işini büyütmek için ne gibi planları olduğunu sordum. Başlangıçta bana “hayır” cevabını vermese de işini büyütmeye yönelik ilgim olduğunu görünce çok şaşırdı. Sonra bana, “Eğer bu fikrinde ciddiysen, Pazartesi mutfağıma gel de seni ailemle tanıştırayım. Önce bir dene, beğenirsen ailemle birlikte işimizi büyütmemize yardımcı olabilirsin” dedi. Japon mutfağı ve Türk mutfağını için ne söylemek istersiniz? Çok çeşitli bir kültürel birikimim var açıkçası: Japon ve Türk kültürü. Hayatım boyunca çok sayıda ülkede yaşadım. Türk mutfağı oldukça geleneksel ve ağır yemeklere sahip. Benim ülkemde, örneğin, pirinci ocağa koyarız fakat su veya yağ koymayız. Fakat burada siz çok fazla yağ ve tuz kullanıyorsunuz. Bu da Türk ve Japon mutfağının ayrıldığı yerlerden sadece biri. Uzun lafın kısası, Türk mutfağını çok seviyorum. Favori sokak yiyeceğim ise kelle söğüştür. Eskiden her hafta ya da iki haftada bir Taksim’e gider, kendime söğüş kelle alırdım. Hep Çiçek Pasajı’nda oturur yerdim. Orası, İstanbul’daki şark kültürünü hissedebileceğiniz yerlerden biri. Kendi işime gelecek olursam, mutfakta çalışmak çok çok zor benim için. Eti haşlarken kullandığınız her baharatın farklı bir tekniği vardır. Eti pişirmeden önce bir uzmanımız var. Bu uzmanımız toptancıya gidip eti seçer. Yani bizim toptancıyla aramızda, eti seçmekle görevli biri var. Kısaca, mutfak cidden zor bir yer ve kelle söğüşü sunmadan önce bazı kesim teknikleri öğrenmeniz gerekir. Dürüm halinde sunacaksanız porsiyondan farklı bir şekilde sunmanız gerekir. Aynı zamanda, maydanoz ve farklı kesim teknikleri olan soğanları da eklemeniz gerekir. Bu işi Japonya’da devam ettirebilir misiniz? Hayal kurmak önemli. Bence hayatta birçok insan tutkularını tanıyamıyor. Birçok insan tutkularını bilmiyor ve bu anlamda kariyerinde gerekli adımları atmıyor. Ben açıkçası şu an işime çok bağlı olduğumu düşünüyorum. Hala öğreniyorum. Oldukça disiplinli bir aileyle çalışıyorum. İş etikleri hususunda da anlaşabilmemiz harika. Disiplinlerini çok beğeniyorum. Tutkuları ve büyüme istekleri beni heyecanlandırıyor. Bölümlerimizden Haberler
www.arel.edu.tr Türkiye’nin bağımsız havacılık başarı ödülü organizasyonlarından Bluesky Awards tarafından jüri komitesinin oylaması sonucu ile İstanbul Arel Üniversitesi Uçak Teknolojisi Bölümü, “En İyi Uçak Teknolojisi Bölümü” seçildi. Bu yıl ikincisi düzenlenen Bluesky Awards’ın “Havacılık Başarı Ödülleri” yarışmasında adaylar 32 farklı kategori için başvuru yaptı. Başvuru yapan adaylar arasından anket oylaması sonucunda 34 havacılık kuruluşu ödül aldı. Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Bölüm Başkanlığı, Uçak Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Nurcan Kızıltepe, “Biz İstanbul Arel Üniversitesi olarak havacılığa ve havacılığın gelişimine çok önem veren bir üniversiteyiz. Aynı zamanda Uçak Teknolojisi Programı olarak sektöre değer katacak profesyoneller yetiştirmek için çok çalışıyoruz. Bu çalışmamızın karşılığını da burada görmüş olmak beni ve çalışma arkadaşlarımı çok mutlu etti” dedi. Kızıltepe sözlerini, “Bu ödülü Uçak Teknolojisi Bölüm Başkanı olarak bütün hocalarım ve öğrencilerim adına alıyorum. Bize her konuda destek veren Mütevelli Heyeti Başkanı Özgür Gözükara ve Meslek Yüksekokulu Müdürümüz Prof. Dr. Bahtışen Kavak Hocamıza çok teşekkür ediyorum” diyerek tamamladı. Arel’e “En İyi Uçak Teknolojisi” Ödülü Depremden Etkilenen Canlar İçin Harekete Geçtik İstanbul Arel Üniversitesi’nde Sanat Rüzgârı İstanbul Arel Üniversitesi, Bluesky Awards tarafından düzenlenen Havacılık Başarı Ödülleri’nde “En İyi Uçak Teknolojisi Bölümü” ödülünü aldı. Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından düzenlenen “INUIT-Türk Karma Sergisi” açılışı Arel Sanat Galerisi’nde gerçekleşti. İFTasarım Atölyesi , Öğrenci Dekanlığı ve Mor Pati Derneği depremden etkilenen canlar için yardım kampanyası düzenledi. İletişim Fakültesi bünyesinde Görsel İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Begüm Aylin Önder yönetiminde kurulan İFTasarım Atölyesi öğrencileri, İletişim Fakültesi, Öğrenci Dekanlığı ve Mor Pati Derneği iş birliğiyle bir yardım kampanyası düzenledi. Dernek tarafından depremden etkilenen ve İstanbul’a getirilen can dostlar için üniversite sosyal medya hesapları üzerinden yapılan çağrılar sonucunda gönüllülerin yaptığı kuru ve yaş mama yardımları İFTasarım Atölyesi ekibi tarafından Mor Pati Derneği’ne teslim edildi. Kar körlüğü gözlerde güneş yanığıdır ve dolayısıyla gerekli önlemler alınmazsa görüş etkilenebilir. Birçok Inuit grubu bu sorunla mücadele için kar gözlüğü üretmiştir. Doç. Dr. Mehmet Taragay AYÇE tarafından düzenlenen INUT- Türk Karma Sergisi’nin de amacı, sanatın tüm insanları dünyaya karşı kör bir bakış açısından kurtarıp, daha objektif, estetik bir gözle olaylara bakış açılarını değiştirmek üzerinedir. Mart ayı boyunca sanatseverler ile buluşan serginin açılışı, Güzel Sanatlar Fakültesi desteğiyle Arel Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilmiştir. Üniversiteden Haberler MART 2023 15
Arel Medya’nın İlk Belgeseli BluTv’de Gösterime Girdi Arel Medya’nın ilk belgesel projesi Dalyan, BluTv’de de yayınlanma başarısı elde etti. Dalyan’ın çekim sürecini Yönetmen Özkan Emre ve İletişim Fakültesi öğrencisi Gizem Tarçınoğlu ile konuştuk... Yönetmen: Özkan Emre Dalyan fikri nasıl ortaya çıktı? Direktörümüz Aykut Hocadan çıktı aslında fikir, kendisi yıllar önce Aktüel dergisinde çalışırken dalyan balıkçılığıyla alakalı özel bir haber hazırlamıştı. Dalyancılığa dair bir belgesel projesi olduğundan bahsetti. Şartlarımızı, hikâyeyi, belgesele yaklaşımımızı tartıştık ve ardından dalyan balıkçılarına ulaştık. Beykoz’a gidip onlarla tanıştık, çok sıcak, samimi insanlardı. Belgesel projesine de olumlu yanıt verdiler ve süreç başladı. Öğrencilerle hazırlanan bu belgeselde öğrencilerin görevleri ne oldu? Öğrencilerimizden Hakan Kulaksız ve Gizem Tarçınoğlu çekim sürecine katıldılar. Hakan ikinci kameradaydı, çok da güzel kompozisyonlara sahip kadrajlar kurdu filmde. Belgeselin büyük bölümünü birlikte çektik. Gizem de daha önce herhangi bir deneyimi olmamasına rağmen, doğal sesleri alma konusunda güzel bir iş çıkardı, boom operatörü olarak çekim sürecine katıldı. Çağtay çekim sonrası kurgu ve afiş tasarım gibi konularda bize destek oldu. Hep birlikte kolektif bir şekilde iyi bir ekip çalışması gösterdik. Belgesel çekiminde ve post-prodüksiyon sürecinde nasıl zorluklarla karşılaştınız? Bu zorlukları nasıl aştınız? Çekimler düşündüğümden zor oldu. Sürekli denizdeydik, balık tutma, ağ çekme işlemi gün içinde devam ettiğinden dolayı bazen istediğimiz röportajları alamıyorduk. Dalyancılar devam eden bir emek sürecinin içerisinde oldukları için çok fazla konuşmak ve işten uzaklaşmak istemiyorlardı. Lojistik konusunda da çok fazla sıkıntı yaşadık. İmkanların sınırlılığına odaklanmaktansa var olanı, nasıl daha iyi hale getiririz buna yoğunlaştık. Belgeselin BluTV’de yayınlanma süreci nasıl gerçekleşti? Yayınlandıktan sonra nasıl tepkiler aldınız? BluTv’ye içerik üreten bir arkadaşım sayesinde platforma ulaştım. 2018’de çektiğim bir belgeseli yayınlamak istediler, onlara Dalyan’ı da önerdim. İki filmi de yayın kuşağına almak istediler. Süreç bu şekilde gelişti. Güzel tepkiler aldım, hiç tanımadığım insanlar filmleri izleyip sosyal medyadan yazdılar. Emek verilen bir hikayenin bu noktaya gelmesi mutluluk verici. Arel Medya’da yeni projeleriniz var mı? Evet var. Arel Medya, Begüm hocanın direktörlüğünü yaptığı İFTasarım Atölyesi ve öğrencilerimizle birlikte Türkiye’de fotoğraf denince ilk akla gelen isimlerden olan hocamız Güler Ertan’ın yaşam hikayesine odaklanan bir belgesel film çekmek istiyoruz. Geleceğe dair nasıl hayalleriniz var? Bir gün uzun metraj film çekeceğim diyor musunuz? Her sinemacının hayalidir bir gün uzun metraj bir film çekmek ama bunun için gerekli maddi şartların oluşması lazım. Tabi iyi bir hikâye olmadan da olmaz. Bakalım, umarım bir gün hep birlikte çekeriz. Yeni Medya ve İletişim ve Görsel İletişim Tasarımı Çift Ana Dal Öğrencisi: Gizem Tarçınoğlu Dalyan belgesel çekiminde siz nasıl bir görev aldınız? Ben boom operatörü olarak yer aldım. Ofiste olduğum günlerde ise ses deşifrelerini yaptım. Belgeselin BluTV’de yayınlanma süreci nasıl gerçekleşti? Yayınlandıktan sonra nasıl tepkiler aldınız? BluTv sürecini Özkan Hocamız sayesinde öğrendim. İlk başta inanamadım çünkü BluTv kaliteli içeriklere sahip ve en çok izlenen platformlar arasında yer alıyor. Çok mutlu oldum, daha mezun olmadan ismimin BluTv’de yer alması benim için çok özel. Geleceğe dair hayalleriniz neler? Arel Medya ve İF Tasarım Atölyesi’nde aktif olarak görev alıyorum. Güler Hocamızın belgeseli çekilecek büyük bir heyecanla bekliyorum. Gelecekten beklentim ise nitelikli bir firmada içerik yöneticisi olmak ve medyanın her alanındaki gereksinimlerini iyi derecede bilmek istiyorum. Röportaj : Gürkan ŞEN/ Arel Medya 16 MART 2023 Röportaj