The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by ugurserin, 2017-09-20 05:12:02

Sayı 21

Bunları Yapmadan
Dönmeyin
Marmaris’in çevresini saran toprakların altında el değmemiş binlerce yıllık tarihe ev sahipliği yapan, verimli arazilerinde Türkiye’nin en lezzetli sebze ve meyvelerini yetiştiren, dantel gibi koylarında huzura yolculuk yapacağınız çevrenin gerçek hazinesi 16 köy...


Gezi
o S
SELİMİYE
Turgut Köyü’nün yeşillik denizinden kurtul- manızla beraber Selimiye’nin kristal mavi güzelliğiyle karşılaşırsınız,hayran kalırsınız. Dağlar birden koyu orman dokusunu yitirip tipik Akdeniz-Ege makiliklerine dönüşür. Bunlara badem, zeytin ağaçları eklenir. Ardından Selimiye Köyü tablo gibi,yamaç- lardan kıyıya doğru serpilmiş evleriyle
sizi selamlamaya başlar.Burası Marma- ris-Bodrum arasında kalan en önemli mavi yolculuk duraklarından birisi.Denizi çok berrak ve durgun Selimiye köyü’nün.Akşam üzeri ise yapabileceğiniz en güzel şey sahil kenarına sıralanmış restaurantlarda taze deniz ürünleri ve zeytinyağlılara doymak
lacak.Kalabalıktan uzak,huzurlu bir köy
elimiye.Kalacak yerler ise aynı dinginli-
ği korumakta.Köyde küçük ama kaliteli pansiyonlar,moteller ve apartlar bulmanız mümkün. Gezelim görelim kısmında ise 3 adet antik kalıntı bekliyor sizi. Denizden çıkarılmış antik kalıntıları ve kaleleri gör- menizi tavsiye ederiz. Selimiye içinde yer alan minik adaları da gezme şansınız var. Dişlice ve Kameriye adalarını günlük tekne turlarıyla görebilmeniz mümkün. Marmaris-Hisarönü-Orhaniye-Turgut–Seli- miye hattını takip ederek buraya ulaşmanız mümkün.
Akçapınar
Marmaris koyunun deniz sporlarına elverişli bölgelerinden bir tanesi Adaköy. Marmaris’e en yakın köy olmasına rağ- men Bill Gates,Abramoviç gibi ünlülerin özel yatlarıyla sakince tatil yaptığı bir
yer aynı zamanda.Köyün sınırları içinde Türkiye’nin en önemli deniz üssü Aksaz bulunmakta.Burası NATO gemileri olmak üzere birçok yerli-yabancı deniz aracının ziyaret ettiği bir limandır.
Adaköy Marmaris’e en yakın dinlenme ve piknik yeri olarak bilinir. Çevredeki Aktaş sahilde denize girebilir ve yeme-içme alanlarında vakit geçirebilirsiniz. Yaz-kış fark etmeksizin sakin bir ortam arayan- ların tercihi Adaköy Adaköy’ün tarihi
ve doğal zenginlikleri arasında bir çok seçenek var.Özellikle Nimara Mağarası 3bin yıl öncesine uzanan insan yaşamını ortaya koymuştur.Mağara aynı zamanda ‘’kaplan kelebekleri’’nin üreme alanı olması açısından da önemlidir.
Marmaris merkezden her yarım saatte bir kalkan seferlerle ile Adaköy’e ulaşım sağlamanız mümkün.
Ağustos 2017
51
Görülecek Yerler: Kameriya Adası, Küçükada Feneri kalıntısı, Sarıayan Kalesi, Karaincir Kalesi, Aşarkale kalıntıları,Dişlice adası
Görülecek Yerler:
Okaliptuslü yol, Uzun Plaj, Azmak


EN UYGUN FİYAT
Bu zorlu rekabet ortamında mülkünüz için en uygun fiyata nasıl karar vereceksiniz?
ZAMAN AYIRMA
Mülkünüzü satmak için her gün ne kadar zaman ayırmayı düşünüyorsunuz?
PAZARLAMA PLANI
Mülkünüzün pazarlanması için gerekli adımların yer aldığı bir pazarlama planı hazırlayacak mısınız?
BÜROKRASİ
Bürokratik işlemlerle uğraşacak sabır ve uzmanlığa sahip misiniz?
PAYLAŞIM
Satılık gayrimenkulünüzün pazarlanması konusunda size yardımcı olacak Gayrimenkul Danışmanlarından oluşan 2.500 kişilik bir paylaşım ağına sahip misiniz?
ALICI TAKİBİ
Pazarlık şansınızı kaybetmeden potansiyel alıcıların takibini yapabilecek misiniz?
PAZAR ANALİZİ
Mülkünüzün gerçek değerini tam ve doğru olarak saptamak için pazar analizini hazırlayacak mısınız?
MAKSİMUM TANITIM
Mülkünüze pazardaki maksimum tanıtımı nasıl yapacağınızı düşündünüz mü?
DEĞERLENDİRME
Mülkünüze talip olacak potansiyel müşterileri değerlendirme işlemi konusunda deneyiminiz var mı?
GÖRÜŞME
Evinizin kapısını kime açıyor olabileceğinizi hiç düşündünüz mü?
EĞİTİM
Gayrimenkul Danışmanlarının size doğru hizmeti verebilmek için katılmış oldukları pek
çok zorunlu ve seçmeli mesleki eğitimi siz de almayı düşünüyor musunuz?
FİYAT TEKLİFLERİ
Alıcının size önereceği fiyatın, mülkünüz için en iyi fiyat olup olmadığını nasıl anlayacaksınız?
Lorem ipsum dolor sit,tcoanmsecte- tur adipiscitn.grEgeolita: non posse honeste vivi, nisite hvovinateusr? Utinam quidemcedreint alium alio beatiroem! Iam ruinasresv.idEesse enim,nirsisi,enontpeos.
Siz en iyisi, konusunda uzman bir RE/MAX Gayrimenkul Danışmanı ile çalışın
AYŞE ASLAN
Marmaris ve Bölgesi Konut Satış ve Kiralama Sertifikalı Uzman Danışman
YUSUF PINARLI
Marmaris ve Bölgesi Konut, Arsa Satış-Kiralama Sertifikalı Uzman Danışman
Bildiği Diller : İngilizce, Arapça.
YELİZ KAN
Konut, Arsa, Villa Satış ve Kiralama Muğla Marmaris Bölgesi Expertiz Değerleme Sertifikalı Uzman Danışman
KEMAL KERETLİ
Konut ve Konut Arsaları Satış-Kiralama Sertifikalı Uzman Danışman
Bildiği Diller : İngilizce
Ticari M Uzman Bildiğ


EVİNİZİ KENDİNİZ Mİ
SATMAYI
DÜŞÜNÜYOR
SUNUZ?
MÜLKÜNÜZÜN SATIŞI İLE İLGİLİ KONULARDA İŞİNDE UZMAN BİR RE/MAX GAYRİMENKUL DANIŞMANI İLE ÇALIŞIRSANIZ KENDİNİZE VE AİLENİZE AYIRACAK BOL BOL VAKTİNİZ OLUR.
SİZİN YERİNİZE TÜM İŞLEMLERİ DANIŞMANINIZ HALLEDER.
Tamer Balcı
Broker / Owner
HAVVA BİLGİÇ
Mülkler Devir ve Kiralama Sertifikalı n Danışman
i Diller : İngilizce, Almanca
GIORDANO LEONI
Uluslar arası Ticari Mülkler Sertifikalı Uzman Danışman
Bildiği Diller : İtalyanca, İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Türkçe
GÜLÇİN GAZELCİ
Marmaris Bölgesi Kiralık, Satılık Mülkler Sertifikalı Uzman Danışman. Bildiği Diller: İngilizce.
SEZGİN ÜÇÜNCÜ
Marmari Bölgesi Konut, Villa Satış Kiralama Sertifikalı Uzman Danışman Bildiği Diller : İngilizce
BİRCAN DALAN
Kurumsal İletişim – Resepsiyon
ğ


Gezi
TURGUT
Sahip olduğu tarihi ve doğal zenginlikler saye- sinde ‘’sit alanı ilan edilerek korumaya alınmış Turgut Köyü.Bu sebeple bakirliğini ve güzelliğini hala korumakta.Manzarası,sahili,plajları özellikle şelalesi görülmeye değer yerler arasında.Çok eski çağlarda deniz olan Turgut Köyü zamanla suların çekilmesiyle yerini kızılçam ağaçlarına bırakmış bir ova yerleşkesi.Topraklarının çok ve- rimli olması yerlileri geçim kaynağı olan tarıma yöneltmiş.Köy turuna çıktığınızda mutlaka uğrak yeriniz olacak bir meydan camii var,yanındaki çınar ağacının gölgesinde serinleyip köylülerle birlikte çayınızı yudumlayabilirsiniz.Meydanın yanıbaşındaki tezgahlara uğrayarak bölgenin en meşhur ekini olan yer fıstığını ,el işi ürünlerini ve çeşitli hediyelik eşyaları alabilirsiniz.
Turgut’a gelip şelaleyi görmeden dönmek ol- maz. Çok büyük ve ulu bir şelale değil,6-7 metre yükseklikten dökülür Turgut Şelalesi. Ancak siz kendinizi şelalenin altındaki küçük ama buz gibi gölcüklere bırakıp çam ve amber kokularıyla dinlenebilirsiniz.
Köyün güneydoğusunda denize dik inen dağ- ların üzerinde kurulu bir yerleşim yeri var. Adı Hydas/Hygassos Antik Kenti.Ege ve Akdeniz ticaret yollarının kontrolü için önemli bir konum olmuş eski zamanlarda.Antik yerlere merakınız varsa bu kale Bozburun Yarımadası’nda varlığı bilinen 18 kaleden biri.Tarihini yerinde gidip öğrenmekte yarar var.
Turgut Köyü’ne de Marmaris’ten kalkan seferler- le ulaşmanız mümkün.
ÇETİBELİ
Marmaris çevresini saran bölgenin en küçük köylerinden birisi Çetibeli. Adını bir zamanla köydeki çeteden aldığı zamanla da Çetibeli’ne döndü- ğü söyleniyor. Buranın Karadeniz’i andıran bir yapısı var. Kırsal yerleşim içinde dağınık haldeki evlerin bahçelerinde rengarenk bitkiler görebilirsi- niz.Köy havasını almak için yürüyüşe çıktığınızda burnunuza gelen Sığla ağacı kokularıyla da mest olabilirsiniz. Özellikle Mart-Aralık ayları arasında Çetibeli’nin içindeki manzarayı görmeden, sığla ağaçlarının yanında mola verip amber kokusuna doymadan bu köyden dönmeyin deriz.
Akçakapız Yalısı isimli plajı sizi turkuaz mavisi sularıyla bekliyor olacak. Burada en çok tüketilen besin pırasa.Lezzetli pırasa yemeklerinin yanında ‘’lak lak’’ adıyla bilinen patlıcan yemeği de çok meşhur. Marmaris’e 16 km olan bu minik köye Muğla’ya giden her otobüsle ulaşabilirsiniz.
Ağustos 2017
54
Görülecek Yerler: Şelale, Kale, Piramid Mezar, Hydas Kalıntıları, Sahil
Görülecek Yerler: Asartepe, Akçakapız sahili, Sığla ormanı


GÖKÇE
Rotamızı narenciye bahçeleriy- le meşhur, 2 katlı, beyaz renkli kendine özgü evleriyle Gökçe Köyü’ne çeviriyoruz.
Gökçe köyünün Gökova kıyısın- daki denizi, komşu Akçapınar köyü gibi rüzgar sörfünün uğrak noktalarından. Köy içinde turizm amaçlı 5 villa hizmet verse de köy halkı geçimini ağırlıklı olarak na- renciye tarımından sağlıyor. Yılın 12 ayı yol kenarındaki restaurant ve marketlerden taze portakal suyu bulabilir, Gökçe’nin meşhur çam balından alabilirsiniz.
Köy düğünlerinin vazgeçilmezi keşkek Gökçe’nin de vazgeçil- mezleri arasında. Köy halkından ‘’ Ne zaman keşkek yiyeceğiz?’’ soruları duyarsanız bilin ki yakın zamanda düğün bekleniyor. Öyle sevilir keşkek burada.
Gökçe Köyü’ne de Muğla-Marma- ris arası sefer yapan her otobüsle kolayca ulaşabilirsiniz.
ÇAMLI
Doğa ve tarih kavramlarıyla ziyaretçilerini en estetik biçimde buluşturan bir köy Çamlı. Köy adını etrafını saran çamlardan almış. Çamlı’yı daha önce duymadıysanız içinde bulundurduğu Kleopatra Plajı’nı muhakkak duymuşsunuzdur. Sedir adasının içinde bulunan plaj beyaz renkli kumsalıyla Çamlı’yı taçlandırır. Çamlı’ya gelirseniz haftanın her günü sıcacık köy ekmeğiyle gelen köy kahvaltısını yap- madan dönmeyin deriz.
Çamlı köyü geleneklerine bağlı bir köy, her yıl 5 Mayıs’ta Hıdralllez için yaprak sarmaları, dolama tatlıları,yufka kırmaları en özenli haliyle yapılır. Yaprak sarmalarının bir tanesine konulan çöp kime çıkarsaşans getireceğine inanılır.Gün doğmadan önce çiğden yoğurt atılması ve kekik suyunun elde edilmesi gelenekler arasında asırlardır yaşamak- tadır.Çamlı’ya gelip kendini egenin serin sularına atmak isteyenler Gökova Körfezi’nin sonunda bulunan Boncuk Koyu’na mutlaka gitmeli.Berrak ve dinlendirici suyuyla Ege Denizi’nin en özel koyla- rından birisi olan Boncuk Koyu özel mülkiyet arazisi olmasına rağmen sahibi tarafından ücretli olarak halka açık tutuluyor.Bir diğer tercihiniz ise İncekum Plajı’ndan yana olmalı ‘’Marmaris’in Hawaii’si’’ olarak bilinen plajda incecik altın sarısı rengindeki kumla- rın üzerinde dinlenebilir, denize girebilirsiniz. Marmaris’ten gelmek isteyenler için Çamlı Köyü 12 km mesafede. Temmuz ve Ağustos aylarında ise saat başı servis bulmanız mümkün.
Ağustos 2017
55
Görülecek Yerler:
Narenciye Bahçeleri, Plaj
Görülecek Yerler: Sedir Adası, İncekum Plajı, Boncuk Koyu,Gökova Körfezi


Gezi
YeşİLBELDE
Yeşillikler arasında gizlenmiş, kızılçam,- sığa ve okaliptus ağaçlarının çerçevele- diği köy adını bul yeşillik cennetinden almış.Sit alanları arasında olduğu için köyde çok fazla bir yapılaşma gözük- müyor.Köy, Gökova kıyısındaki Dünyaca ünlü koylara gelen yatların organik seb- ze-meyve ihtiyaçlarını karşılayarak gelir elde ediyor.Hemen her evin bahçesini süsleyen asmalar ve zeytin ağaçlarına sık sık rastlayabilirsiniz bu köyde.Köy mezarlığının yanında küçük tepeciğe yaslanmış antik mezar bu bölgenin Dalyan ve Akyaka’dan sonra aynı tarzda yapılmış mezarlarından 3.sü.Karşısın- daki antik akropol de kazı yapılmamış şekilde keşfedilmeyi bekliyor.Yeşilbel- de’ye yolunuz düşerse çam ve okaliptus balı almadan dönmeyin.
Marmaris’e 10 km uzaklıktaki köye hem Datça yolu üzerinden ayrılan yoldan hem de Muğla yönündeki Yeşilbelde yol ayrımını takip ederek ulaşabilirsiniz. Köye toplu toplu taşıma seferi olmadığı için ancak özel aracınızla Yeşilbelde’ye ulaşmanız mümkün.
HİSARÖNÜ
Yeşillikler arasında gizlenmiş, kızıl- çam,sığa ve okaliptus ağaçlarının çerçevelediği köy adını bul yeşillik cennetinden almış.Sit alanları ara- sında olduğu için köyde çok fazla bir yapılaşma gözükmüyor.Köy, Gökova kıyısındaki Dünyaca ünlü koylara gelen yatların organik seb- ze-meyve ihtiyaçlarını karşılayarak gelir elde ediyor.Hemen her evin bahçesini süsleyen asmalar ve zeytin ağaçlarına sık sık rastlayabi- lirsiniz bu köyde.Köy mezarlığının yanında küçük tepeciğe yaslanmış antik mezar bu bölgenin Dalyan ve Akyaka’dan sonra aynı tarzda yapılmış mezarlarından 3.sü. Karşısındaki antik akropol de kazı yapılmamış şekilde keşfedilmeyi bekliyor.Yeşilbelde’ye yolunuz düşerse çam ve okaliptus balı almadan dönmeyin.
Marmaris’e 10 km uzaklıktaki köye hem Datça yolu üzerinden ayrılan yoldan hem de Muğla yönünde- ki Yeşilbelde yol ayrımını takip ederek ulaşabilirsiniz. Köye toplu toplu taşıma seferi olmadığı için ancak özel aracınızla Yeşilbelde’ye ulaşmanız mümkün.
Ağustos 2017
56
Görülecek Yerler: Hisarönü kalesi, Kastabos kalıntıları, İnbükü Koyu, Bencik Koyu,Tavşan Adası, Bördübet Koyu, Tarihi Değirmen
Görülecek Yerler: Antik Kaya Mezarı, orman içi yürüyüş yolları


ORHANİYE
Mavi Yolculuk ve Gökova Körfezi deyince akla gelen ilk yer kuşkusuz Karacasöğüt köyüdür. Denizi sevin sevmeyin, köyün güzel bir tabloyu andıran görünümü karşısında etki- lenmemek elde değil. Çevresi çam ağaçlarıyla çevrili köy, çevresindeki arkeolojik kalıntılarıyla tam bir He- lenistik tarih yuvası haline gelmiş. Köy adını denizcilikle duyurmuş olsa da geçiminin büyük bir kısmı- nı tarımdan karşılıyor aynı zaman- da Marmaris’in de sebze ve meyve ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyor. Bir deniz köyü olsan Karaca içinde meraklılar için balık avlama turu düzenleyen tekneler de var.Sadece yemekten yana olanlar içinse
taze balıklarıyla bir çok restaurant köyde hizmet vermekte. Gezi gör- meye doyamayanlara Karacasöğüt Şelalesi ve Karacain Mağarası’nı tavsiye ederiz. Amatörler için ma- ğaraya rehber eşliğinde girmek ve 10 metreden fazla uzaklaşmamak önemli detaylar arasında. Marmaris’ten köye ulaşım için
ayın her günü 3 kez dolmuş seferi düzenlenmekte.
KARACA
Mavi Yolculuk ve Gökova Körfezi deyince akla gelen ilk yer kuşkusuz Karacasöğüt köyüdür. Denizi sevin sev- meyin, köyün güzel bir tabloyu andıran görünümü karşısında etkilenmemek elde değil. Çevresi çam ağaçlarıyla çevrili köy, çevresindeki arkeolojik kalın- tılarıyla tam bir Helenistik tarih yuvası haline gelmiş.Köy adını denizcilikle duyurmuş olsa da geçiminin büyük bir kısmını tarımdan karşılıyor aynı za- manda Marmaris’in de sebze ve meyve ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyor.Bir deniz köyü olsan Karaca içinde merak- lılar için balık avlama turu düzenleyen tekneler de var.Sadece yemekten yana olanlar içinse taze balıklarıyla bir çok restaurant köyde hizmet vermekte. Gezi görmeye doyamayanlara Karacasöğüt Şelalesi ve Karacain Mağarası’nı tavsiye ederiz. Amatörler için mağaraya rehber eşliğinde girmek ve 10 metreden fazla uzaklaşmamak önemli detaylar arasın- da.Marmaris’ten köye ulaşım için ayın her günü 3 kez dolmuş seferi düzenlen- mekte.
Ağustos 2017
57
Görülecek Yerler: Kızkumu, Bybassos kalıntıları, Tarihi cami
Görülecek Yerler: Euthenna ve Amnistos Kalıntıları,Somaklı Kaya Mağarası, Ayın Koyu, Okluk Koyu, İngiliz Limanıi


Gezi
TAŞLICA
Mavi Yolculuk ve Gökova Körfezi deyince akla gelen ilk yer kuşkusuz Karacasöğüt köyüdür. Denizi sevin sevmeyin, köyün güzel bir tabloyu andıran görünümü karşısında etki- lenmemek elde değil. Çevresi çam ağaçlarıyla çevrili köy, çevresindeki arkeolojik kalıntılarıyla tam bir Hele- nistik tarih yuvası haline gelmiş.Köy adını denizcilikle duyurmuş olsa da geçiminin büyük bir kısmını tarım- dan karşılıyor aynı zamanda Marma- ris’in de sebze ve meyve ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyor.Bir deniz köyü olsan Karaca içinde meraklılar için balık avlama turu düzenleyen tek- neler de var.Sadece yemekten yana olanlar içinse taze balıklarıyla bir çok restaurant köyde hizmet vermekte. Gezi görmeye doyamayanlara Kara- casöğüt Şelalesi ve Karacain Mağa- rası’nı tavsiye ederiz. Amatörler için mağaraya rehber eşliğinde girmek ve 10 metreden fazla uzaklaşmamak önemli detaylar arasında. Marmaris’ten köye ulaşım için ayın her günü 3 kez dolmuş seferi düzen- lenmekte.
BAYIR
Bayır köyü Evliya Çelebi’nin bahsettiği ‘’Geçit vermez, her türlü vahşi hayvanın yaşadığı dağların’’ eteklerinde kurulu bir köy. Köydeki 1500-2300 yıl arasında olduğuna ilişkin iddi- aları olan‘’Anıtsal Çınar Ağacı’’ köyün sembolü haline gelmiş burada.Bölge ziyaretçileri için buradaki ağaç altında mola verip gözleme yemek günün en güzel saatleri arasındadır.Mo- lanın yanı sıra etraftaki tezgahlardan da küçük çaplı alışverişler yapmanız mümkün.
Bayır köyünde hem tekneyle hem de kara- yoluyla uğrayabileceğiniz gezi durakları ise bolca bulunmakta. Syrna buranın antik kenti. Antik taşlı yolu kullanarak buraya yarım saatte ulaşabilirsiniz. Çengirek Mağarası ise bir diğer rota. Mağarada hangi dönemden kaldığı belli olmayan duvar yazıları ile girişinde sunak olduğu düşünülen kalıntılar var.Denize girmek isteyenleri ise pırıl pırıl sularıyla Çiftlik Koyu beklemekte. Buraya hem çeşitli tekne turlarıyla hem de karayolundan ulaşım mümkün. Koyun suları o kadar berrak ki 10 metre aşağıdaki taş- ları tek tek saymanız mümkün. Dalış severler için ise en uygun nokta Gebekse Koyu. Küçük bir kumsal ve bir çardak lokantanın olduğu koy dalışseverlere sualtında bin bir renk sunuyor. Buraya Marmaris’ten kalkan seferlerle ve özel aracınızla gelmeniz mümkün.
Ağustos 2017
58
annehtuE :relreY kecelüröG ılkamoS,ıralıtnılaK sotsinmA ev ,uyoK nıyA ,ısarağaM ayaK iınamiL zilignİ ,uyoK kulkO
Görülecek Yerler: Phoenix antik kalıntıları, Kırkkuyular, Asarkale, Serçe Limanı, Loryma, Kıran Gölü
Görülecek Yerler: Çınar Ağacı, Çiftlik Koyu, Gebekse Koyu, Syrna Kenti kalıntıları ,Çengirek Mağarası


OSMANİYE
Yaşam kaynağı arı ve bal olan,denizden 550 metre yükseklikte bir dağ köyüdür Osmaniye. Geniş bir alana dağınık olarak yerleşen köyün içinden geçerken yol kenarında bulacağınız en önemli ürün Dünyaca ünlü ‘’çam balı’’dır. Köyün içinden geçen yol boyunca birkaç nok- tada küçük köy lokantası veya kahvehaneler var. Buralarda doğal köy kahvaltısı yapmadan Osmaniye köyünden ayrılmamanız tavsiye edilir.Dağlardan toplanan otlarla yapılan gözlemeler ve ayran bu köyün vazgeçilmezleri arasında .Yöresel lezzetler arasında köy tavuğu dolması,imambayıldı,ballı çerezli sac böre- ği,ballı çorbayı mutlaka denemelisiniz.Bahar aylarında gelmeyi tercih ederseniz köyün çevresindeki yürüyüş turları sırasında bir çok sayıda çiçek türüne rastlayabilirsiniz.Yöreye özgü yani endemik bir çok bitki, özellikle şaka- yık en çok Osmaniye’de bulunur.
Serinlemek isteyenler için ise Osmaniye kö- yünün denizle buluşma noktasını Kumlubük koyu sağlıyor.Güzel plajı ve denizi yanında sahildeki balıkçılarda uğrak noktalarından biri. Kumlubük’te yürüyüş yapmak isterseniz bura- da 5bin yıl önceki yerleşime ev sahipliği yapan mağara ziyaret noktalarından bir tanesi. Marmaris merkeze yaklaşık 18 km olan Osma- niye köyüne özel aracınızla 20 dakikada ula- şabilirsiniz. Marmaris’ten ise her gün düzenli seferler yapılmakta.
ADAKÖY
Marmaris koyunun deniz sporlarına elverişli bölgelerinden bir tanesi Adaköy. Marmaris’e en yakın köy olmasına rağmen Bill Gates,Abramoviç gibi ünlülerin özel yatlarıyla sakince tatil yaptığı bir yer aynı zamanda.Köyün sınırları içinde Türkiye’nin en önemli deniz üssü Aksaz bulunmakta. Burası NATO gemileri olmak üzere birçok yerli-yabancı deniz aracının ziyaret ettiği bir limandır.
Adaköy Marmaris’e en yakın dinlenme ve piknik yeri olarak bilinir. Çevredeki Aktaş sahilde denize girebilir ve yeme-içme alanlarında vakit geçirebilirsiniz. Yaz-kış fark etmeksizin sakin bir ortam arayan- ların tercihi Adaköy Adaköy’ün tarihi ve doğal zenginlikleri arasında bir çok seçe- nek var.Özellikle Nimara Mağarası 3bin yıl öncesine uzanan insan yaşamını ortaya koymuştur.Mağara aynı zamanda ‘’kaplan kelebekleri’’nin üreme alanı olması açısın- dan da önemlidir.
Marmaris merkezden her yarım saatte
bir kalkan seferlerle ile Adaköy’e ulaşım sağlamanız mümkün.
Ağustos 2017
59
Görülecek Yerler: Kumlubük, Amos Çınar Ağacı, Bal evi,Palamut tepesi, Eren Dağı’nda gün batımı, Kavacık Kalyonu, Çakmaklı Kalyonu
Görülecek Yerler: Günnücek Parkı, Aktaş plajı, Yalancı Boğaz, Cennet adası, Nimara mağarası,Adaköy kalıntıları,Fosforlu mağara


Gezi
SÖĞÜT
Yunan adalarına yakınlığı nedeniyle ticaret limanı haline gelmiş Söğüt köyü. Geçim kaynaklarını da turizm ve denizcilik haline gelmiş. Karayoluyla ulaşmak isteyenler için Bozburun adasının sapa bir noktasında kalması dolayısıyla turizm hareketi çok
yok ancak mavi yolculuklar için vazgeçil- mez bir adres. Söğütte de antik kalıntıları ziyaret ederek tarihi bir yolculuğa çıkmanız mümkün. Köyün güneybatısındaki tepecik üzerinde Thysannos antik kalıntıları var. Kazı yapılmadığından çok fazla bir şey görünmüyor ancak belirli duvar kalıntılarını ve temel izleri görebilirsiniz.
Köy turizmin yanı sıra badem ve keçi- boynuzu üreterek de ekonomisine katkı sağlıyor.Burada üretilen keçiboynuzu şehir dışındaki bir çok yerden ilgi görüyor.Keçi- boynuzu dışında buraya yolunuz düşerse söğüt baklasını tatmadan dönmeyin deriz. Mezesi de yapılan yemeğim Söğüt köyün- de yaşayanlar için ayrı bir yeri var.Diğer rotalarda da bulabileceğiniz gibi Söğüt de deniz ürünleri açısında bollukta olan bir yer.Buradaki restaurantlarda bir yemek ara- sı verebilir ve çeşitli ürünleri deneme tadını çıkarabilirsiniz.
Söğüt’e Bozburun veya Bayır yolu üzerin- den ulaşabilirsiniz. Marmaris’ten yaklaşık 1 saatlik yol ile buraya ulaşmanız mümkün.
BOZBURUN
Marmaris’in hemen yanı başında Ege ile Ak- deniz’i buluşturan ‘Bozburun Yarımadası’nda, yani, yolun bittiği yerde, tarihin ve doğanın keşfedilmeyi bekleyen güzellikleriyle koyun koyuna adeta bir tatil cennetidir Bozburun. Bu- rası, geniş bir koy olup, ‘Ada Boğazı’ adı verilen geçişle Ege ve Akdeniz’e bağlanır. Dantel gibi kıvrımları ve adalarıyla ‘mavi yolculuk’ teknele- rinin gözdesi bu deniz kasabası, çevresindeki topraklarda yüzlerce, binlerce yıl yaşayan me- deniyetin ayak izlerini taşır. Kıyılarındaki mavi turkuaz renkli sularında batıklardan dalgıçlar tarafından yüzeye çıkarılan amforalar dâhil her türlü nesne Bozburun’un geçmişte önemli bir ticaret limanı oluşunun kanıtlarıdır. Yaşam çok sakin ve ortam çok sessizdir. Bozburun daha çok yat ve gulet tersaneleri ile bilinir.
BOZBURUN’A ULAŞIM
Bozburun Marmaris’e 57 kilometre uzaklıkta yeralıyor. Marmaris’ten Bozburun’a her gün boyunca minibüs seferleri var. Bu minibüs-
ler ile yaklaşık bir saatlik yolculuktan sonra Bozburun’a veya buradan Marmaris’e gidiliyor. Ulaşımınızı araba kiralayarak veya taksi ile de gerçekleştirmeniz mümkün.
Ağustos 2017
60
Görülecek Yerler: Taş evler, Thynassos antik kenti, keçiboynuzu ve sakızağaçları


0252 413 45 02
www.barbossalunch.com


Gezi
Aylardan Mayıs, şehirlerden Isparta, zamanlardan
Gül Hasadı
ise içinizde güller açıyor, çevreniz buram buram
gül kokuyorsa, geçmiş olsun artık her yıl aynı mevsimde orada olmak için can atacaksınız demektir. Gül hasadı
adını duyunca aklınıza sadece çiçek toplamak gelmesin, dünyanın gül yağı ihtiyacının %65 ‘ini karşılayan Gülün Başkenti Güneykent İlçesi’nde yaşayan halkın hemen hemen hepsi geçimini gül ile sağlıyor. Kozmetikten sağlığa, gıdadan güzellik ürünlerine kadar yüzlerce ürünün üretildiği bu harika ilçede insanlar çok mutlu. Gülle yatıp gülle kalkıyorlar, gül kokulu güler yüzlü insanlar yaşıyor Isparta’nın Gönen ilçesinde, 1000 üretici tarafından, toplam 3745 dekar arazide gül tarımı yapılıyor. Ziyaret ettiğimiz Güneykent ilçesi ise 2060 dekarlık gül tarlaları ile başı çekiyor.
Sabahın erken saatlerinde Marmaris’ten başlayan yolculuğumuzun ilk molası Ak- çapınar Tostçusu’nda idi. Kahvaltı ettiğimiz bu molada tüm yolcular birbirini yakınen tanımış oldu. Kahvaltıda ayrıca önceden ta- nıdığım bir çok güzel insanla aynı otobüste harika bir yolculuğa çıktığımı fark ettim. Ko- ral Travel’in müşteri portföy seçiminde son derece hassas davrandığını güzergahlardaki molalarda da anladım. Mola sonrası hepimiz merakla rehberimiz Burhan Taş’ı dinledik. Tur programımızdan kısaca bahsedip az
da olsa merakımızı giderdi. İkinci durağı- mız olan Salda Gölü’ne kadar artık Burhan Bey’in harika sohbeti ile güne hazırdık. Gül Hasadı turuna giderken Gül ile Bülbül’ün hikayesini bilmemek de olmazdı. Tura çok iyi hazırlandığını iyice anladığım Koral Tra- vel’in profesyonel rehberi Burhan Bey bize gül ile bülbülün hikayesinin yazdığı kağıtları dağıttı. Çok etkilendiğim bu hikayeyi sizler de mutlaka okuyun.
Burdur’a gitmek üzere olduğumuz kara- yolunda dikkatimizi çeken bir noktada durduk. Bu mola program dışı idi ve Burhan Bey onayımızı aldıktan sonra bir mola
verdi. Harika bir tesiste durduk. Sıra ile
Kale ve Tavas yollarından geçerken bizler de “Denizli leblebisi de mi yemeyelim?” diye söyleniyorduk. Kapıda bizi alçılardan yapılmış horoz heykeller, su testileri, saksılar gibi çeşitli bahçe süsleri karşıladı. İçeri de ise hiç bu kadar çeşit olabileceğini düşün- mediğim leblebiler vardı. Tarçınlısı favorim oldu. Kurutulmuş meyveler, çerezler ve yöresel bir çok tatlara saldırdık resmen. Bu kocaman görkemli market bize bol bol da çay ikram etti. Yörede el işçiliği ile yapılan ve çok dayanıklı görünen makaslar bıçaklar çakılar bu markette özel bir rafta idi. Ülke- mizde kısmen meşhur olan bu bıçaklarımız Almanya’nın Solingen şehrindeki bıçaklar- dan makaslardan hiç bir eksiği yoktu ama yine de markalaşma ve pazarlama sorunu
Ağustos 2017
62


yaşıyordu. Hepimiz bol bol alışveriş yaptık. Otobüse döndüğümüzde herkes aldıkların- dan bir birine ikram etti.
Salda Gölü’ne inmeden göle kuşbakışı baktığımız manzarada ilk grup fotoğrafımızı çektirmek için durmuştuk. Çeşmesi de olan bu tepede fotoğraf çekmenin sınırı yoktu ama zamanı da iyi değerlendirmek isti- yorduk. Orada bulunan çeşmeden bol bol su içtim, üstelik rehberimiz Burhan Bey’in anlattığı komik ama pek de hoş olmayan anısına aldırış etmeden :)
Maldivler Kadar Güzel Mars Kadar Gizemli
Ülkemizin nadide güzelliklerinden birini daha keşfetmenin heyecanı içerisinde olan
ben notlarımı alıyor, Burhan Bey’in göl hakkında verdiği muazzam bilgileri de can kulağı ile dinliyordum. Yolculuğumuzun üçüncü saatinde; yolun ise 221. kilomet- resinde iken Türkiye’nin Maldivleri olarak adlandırılan Salda gölüne varmıştık. Suları cam göbeği renginden başlayıp en derin yerlerinde çivit mavisine ulaşan, bembeyaz kumsalı ile Türkiye’nin Maldivleri olarak adlandırılan bu krater gölü bizi büyüledi. Yazın en sıcak günlerinde dahi ayakları yakmayan kumsal, berrak sular, şifa kay- nağı, çamur banyosu, benzersiz manzara, yüzmek, piknik, kamp, sessizlik, huzur, Maldivler ve Mars bu kelimelerin hepsini
birleştirip Salda Gölü’nü anlatmak için kulla- nabilirim. İTÜ ve İskoçya’da bir üniversitenin Salda Gölü’ünün Mars’ın yüzey özelliklerini taşıdığını belirten makaleler yayınladığını ve sık sık ziyarete geldiklerini duyduk. İlk defa gördüğüm bu muhteşem güzellikteki gölde çok istesem de ne yazık ki vakitsizlik- ten yüzemedim. Ancak bizi üzen diğer konu ise yine bir çok yerde maalesef dikkatimizi çeken çevre kirliliği idi. Cam şişeler, içecek kutuları, yiyecek ambalaj atıkları o kadar çoktu ki.. Toplayabildiğimizi topladık, sade- ce 2 metre ötedeki çöp koyteynırlarına attık. Hepimiz çevreci olduğumuz kadar hayvan severdik de, orada durup bu harika manza- ranın büyüsüne kapılan bol bol fotoğraf çe-
ken Koral Travel gezginlerinin dikkatini bir şey daha çekti; evsiz bir köpek. Aç ve susuz olduğunu anladığımız bu zavallı köpeğe su ve yiyecek vermek de Burhan Bey’e düştü. Ardından, tekrar gelmek üzere bu muhte- şem Salda Gölü’nden ayrıldık.
Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan
Salda gölünden ayrılırken ormanlarla
kaplı tepeler kayalık araziler küçük alüvyol ovalar ve irili ufaklı bir çok göl daha dikka- timizi çekti. Devam eden yolculuğumuzda Burhan Bey’in yol üzerinde dikkatimizi çeken yerlerde durması da pek hoşumuza gitti doğrusu. Hemfikir olduktan sonra program dışı durduğumuz yer ise Salda gölüne bakan tepelik alanda bol basamaklı bir restorandı. Yemyeşil alanda kurulu bu restoranın göl manzarası ve saksıda envai çeşit çiçekler olması da dikkat çeken diğer özelliği idi. Sultan Pınarı Aile Restoranı adını taşıyan bu kocaman bina biraz uyumsuz
ve bakımsız olmasına rağmen doğallığını koruyordu. Dağlardan oldukça güçlü gelen buz gibi akarsu restoranın bir çok yerinden geçiyordu. Mekan da adını bu sudan almış zaten. Salda gölünü bir kez daha doyasıya izledik. Restoranda sarmaşıklar ve çiçekler arasında gizlenmiş 500e yakın basamaktan Salda Gölü’ne inen harika bir geçit vardı. Avlusunda yetişen alabalık ızgara, kavurma ve kahvaltısının meşhur olduğunu öğrendi- ğimiz restoranda sadece çay ve kahve içtik.
Iştahımızı Isparta merkezde bulunan Ke-
Ağustos 2017
63


Gezi
bapçı Kadir’e sakladık. Bir kez daha vedalaştığımız bu krater gölünü panaromik görme imkanı da yakalamış olduk
Yolculumuz harika bir öğle
yemeği molası ile tatlandı.
Isparta Merkezinde verdiği-
miz molada tarihi bir çarşıya
konuşlanmış restoranlardan
en ünlüsü olan Kebapçı Kadir bizi bekliyordu. Servislerimiz açılmış bir halde karşılandık. Siparişlerimizi önceden verdiği- mizden yemekler hiç beklemeden masamı- za geldi. Bakır bardakta ikram edilen güllü üzüm hoşafı buz gibiydi. Tarifini alamadım ama kesinlikle içmeden geçmeyin derim. Gelelim kebabına Isparta fırın kebabı, tandır gibi lezzetler menünün ünlüleri arasında
idi ve bakır tabaklarda servis ediliyordu. 1851 yılından günümüze gelen bu lezzet markası Isparta merkezinde Ulu Cami Yanı, Valilik Arkası Kebapçılar Arastası No:8’de yer alıyor. Tekrar gittiğimde uğrayacağım ilk yer olacak. Aynı arasta içerisinde yer alan minik ve tarihi bir kapalı çarşıya konuşlanmış dükkanları gezdik. Çin malı ürünlerin önde olduğu çarşıda alacak birşeyler bulamadık, el yapımı deri çantaların olduğu mağaza özgün ürünler satıyordu, bir de kurutulmuş lavanta aldık bol bol. Gül Hasadına geldik ama bölgenin lavantaları da çok ünlü idi. O da bir başka gezinin konusu olacak.
Isparta Merkezde çok büyük tartışmalara mahal vermiş dev gül heykelleri, ferforjeden yapılmış araba heykelleri de dikkatimizi çekti. Bol bol fotoğraf çektiğimiz bu mola sonrası otelimize yerleştik. Koral Travel’de özellikle Turgay Yılmaz’ın yaptığı rezervas- yondan herkes çok memnun kaldı. 5 yıldızlı otelimizin adı Barida idi. Isparta’nın eski adı- nı olan otel, Süleyman Demirel Caddesi’nde yer alıyordu. Şehir otogarının yakınında olan otel karşısında bir de dev bir avm var- dı. Gezi grubumuz arasında Burhan Bey ve Turgay Bey tarafından kurulan grup mesaj uygulaması sayesinde odasına çıkan herkes memnuniyetlerini dile getirdi. Banyosunda- ki diş fırçası, traş seti, gül şampuanları los- yonları mini bardak ikramlık çay ve kahveler,
oda konforu, yerli
tekstil ürünlerin tercih edilmesi dikkatim- den kaçmadı. Birlikte yenen harika bir akşam yemeğinin ardından yorgun bir gün geçirmemiz alışveriş merkezine gitmemize engel olmadı. Tüm şehirlerde birbirinin aynı olan avm’de kısa bir vakit geçirdim. Ertesi günki gül hasadı turu için enerji toplamak üzere dinlendik. Sabahın erken saatlerinde yine otelin açık büfe kahvaltısında buluştuk. Bütün ekip dinlenmiş, meraklı bir şekilde güne başlamıştı. Otelin kahvaltısı harika
idi. Yöresel peynirler bile vardı. Büfeye bol çeşitli taze ve özgün lezzetler hakimdi.
Otobüsümüz bizi bekliyordu. Yine fotoğraf seremonisinden sonra Güneykent’e doğru yol aldık. Güzergahımızda yer alan dev Süleyman Demirel Üniversitesi, yeni yapılan
hastaneler, geniş yollar, heykeller ve milyon- larca güller manzaramızı süsledi. O kadar çok gülü bir arada görebileceğimiz tek şehir olan Isparta daha büyük yatırımları, daha özgün mimarileri, dünya çapında tanınmış- lığı ve daha temiz olmayı hakediyor diye düşündüm. Yol üzerinde lavanta bahçeleri de mor mor göz kırptı ama duramadık onu da bir başka tura sakladık. Zira lavanta hasa- dı tarihi Haziran Ağustos idi.
İtiraf ediyorum çok fazla bir beklentim olmadan koyulmuştum Isparta yoluna. Benim için güller şehriydi ve muhteşem bir manzaraya sahip Eğirdir Gölü vardı sadece. Oysa yola koyulmadan yapılan her önyargı gibi yanıldığımı varınca anladım.
Isparta tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra doğal güzellikleri ile de insanı büyü- lüyor. Baharda yapılan gül hasadı, lavanta vadisi, yazın girilen Eğirdir Gölü, Türkiye’nin
Maldivleri Salda Gölü, Kovada Gölü ve Yazılı Kanyonu ve irili ufaklı bir çok gölleri,
Kaya Mezarları, Antik ören yerleri, tarihi camileri, lilisesi, müzeleri, halıları, Süley- man Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi ile Külliyesi, Medreseleri Kalesi,ve
kış sporları merkezi Davraz Dağı ile dört mevsimde de ziyaret edilebilecek bir şehir var karşınızda. Kebapları, kompostoları, gül tatlıları ve bizim de geliş amacımızı taşıyan gül bahçeleri ve güzellik bakım ürünleri, re- çeller hepsi Koral Travel’in beni ikna etmesi ile keşfedildi. Turumuz bu saydıklarımdan bir kısmını kapsıyor tabiki ancak Isparta’ya daha geniş zamanda tekrar gelmek farz oldu.
2. Günün ilk rotası Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma
Ağustos 2017
64


Müzesi ile Külliyesi’ne idi. Isparta’nın Atabey ilçesi’ne Bağlı İslamköy’ünde olan bu müze Selçuklu ve Osmanlı mimarisi tarzında kubbeli olarak inşa edilmiş 1500 m2’lik bir alanı kaplamaktadır. Süleyman Demirel Kül- liyesi’nin içinde yer alan Müze’de, özellikle Cumhuriyet tarihimizin son 50 yıllık döne- mine ait demokrasi ve kalkınma dönüşümü- nün belge, bilgi ve fotoğra arı sergileniyor. İslamköy’de, 16 bin m2’lik bir alanı kaplayan Süleyman Demirel Külliyesi’nde, Müze’nin yanı sıra, 9. Cumhurbaşkanı’nın doğup büyüdüğü, 1920 yapımı, ahşap ve kerpiçten inşa edilmiş, baba Hacı Yahya Demirel’in adını taşıyan ev de yer alıyor. 90 yıllık biri- kime şahitlik yapan bu müzeyi ve külliyeyi
1 tam gün gezmek okumak incelemek gerektiğini düşündüm. Ama yinede gazete küpürlerinden oluşan geçmişi anlatan bölümler ve karikatürler, giysiler objeler ve kolleksiyonlar dikkatlerimizi çeken başlıca- larıydı. Kısa bir tur ile yine de bir çok bilgiler edindik ve anıların önünde saygıyla eğildik. Ardından merhum Süleyman Demirel’in anıt mezarına gittik. Henüz görkemli bir anıt inşaa edilmemiş ama yakında bir anıt yapılacağının bilgisini aldık. Kerpiçten evleri geniş bahçeleri topraklı yolları ile İslamköy bana teknolojinin uğramadığı taş binaların gelmediği komşulukların yaşandığı mahalle oyunlarının oynandığı 1980li yılları hatırlat- tı.
Gülün Başkenti Gül Kenti Güneykent
Ve nihayet turumuza adını veren Gül Hasadı için gül bahçelerinin olduğu Güneykent köyüne hareket ediyoruz. Isparta’ya 40 km, Burdur-Antalya kavşağına 15 km mesafe- de, Isparta’nın en büyük gül bahçelerinin bulunduğu, ‘Güller Vadisi’nde Güneykent Beldesi Belediye Başkanı Fahretdin Gözgün ve ekibi bizi karşıladı. Petrol ve Doğalgaz Mühendisi olan başkan aslen ‘gül mühendi- si’ benim nazarımda.
Bir kentin kaderini değiştiren çiçek ve başkan
Isparta’ya gülü ilk getiren ve gülcülüğü başlatanın Gülcü İsmail Efendi mi yoksa Îslamköylü Hacı Abdilağazade İzzet Ağa mı olduğu konusunda tartışmalar var. En kabul gören hikaye şöyle: İsmail Efendi, askerliğini yapmak üzere Bulgaristan’a gider ve burada gül çiçeği ile tanışır. Bulgarlar’ın gülleri toplayıp, kazanlarda kaynatıp yağ çıkarıp
satmasının ne kadar karlı bir iş olduğunu fark eder. Teskere alanlar evlerine kına götürürken, İsmail Efendi Isparta’ya bir gül fidesiyle döner. Rivayete göre fide, Kızan- lık’tan Isparta’ya, yolculuk boyunca İsmail Efendi’nin bastonunun içinde saklıdır.
Gülü Ispartaya kimin getirdiği tartışıladur- sun gül Güneykent’te Başkan Fahredtin Gözgün ile hayat bulur. 2004 yılında seçildi- ği makamında hala başkan. 3 Dönemde bü- yük hayaller kurdu ve hepsini gerçekleştirdi hem de bütün engellemelere rağmen.
Çuval dahi bulamaz dediler 5000 çiftçinin ortak olduğu Gülbirlik markasını, Güneykent Kozmetik A.Ş.’yi kurar. ‘Türkiye’de tek gül
4 Japon yayıncı ve 2 Amerikalı ile başlağımız gül festivallerine şimdi 1000’e yakın yabancı turist katılım sağlıyor. 13 yıldır köyün kadınları ile üretim yapıyor güçleniyoruz. Çılgınlar gibi büyüyoruz. Gülderen evleri üretim ve eğitim merkezleri açtık, tamamı kadınlardan oluşan gülderen kadın kooperatifi kurduk fakat kadınlara olan kışkırtma engellemelerinden dolayı kadınlardan kurulu kooperatife başkan malesef yine ben oldum:) Atık mataryellerden hediyelik eşya, halı, tasarım iğne oyası yapan bu kadınlarımız beldemiz evlerinin geçim kaynağı oldular.
Güneykent, dağların arasında bir köy, 900 rakımdan 1450 rakıma kadar tüm arazileri- miz gül bahçesidir. Biz burada gülü olma- yana kız vermeyiz. Gülün kıymetini bilme- yen kızın da kıymetini bilmez deriz. Gül suyu ve özellikle gül yağı kozmetiğin ana maddesidir. Antiseptik, anti bakteriyel, anti agent, cilt kanserleri için etkin madde içerir. Göz tansiyonuna iyi gelir. Tatlılarda hatta kahvelerde de kullanılır. Gül aşkını yaşayın aşkınızı görmek üzere tekrar gelin.’’’
Öğrencilik yıllarında ağır bir kekeme oldu- ğunu belirten Başkan Gözgün bu problemi ortadan kaldırdığından beri çok hızlı ve
seri konuştuğunu ifade ederek, “Konuşa- madığım yılların acısını çıkartıyorum, beni susturamazlar büyümeye devam edeceğiz gülün başkenti Güneykent için daha bir çok projelerim var” dedi.
Samimi espiritüel ve son derece akıllıca yap- tığı bu konuşması tam 16 dk sürdü. Hepimiz çok etkilendik ve alkışladık. Karizmatik görüntüsü ile de etkileyici olan bu baş- kanla hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedik. Ama anladım ki bir şehre, köye,
bir mahalleye hatta yaşadığın siteye yada apartmana dahi yapacağın bir yenilik bir iyilik ve bir değişiklik tepki ile karşılanıyor ama başarmanı da azimli olman ve yılma- man sağlıyor.
Sen yeterki doğru yolda ol.
Evet biz de doğru bir yolda olduğumuzu
kokan makam tuvaleti benim odamdadır fakat ben menşeili değil gül menşelidir, çelik kasalar içinde 6 milyon liralık gül yağı biriktirdik. 350 bin TL kar elde ettik. Dünya gül yağı ihtiyacının yüzde 64’ünü biz karşılı- yoruz. Tarım bakanlığından destekler aldık.
Ağustos 2017
65


Gezi
anladık. İyi bir karar vermişiz, ekimizde olan Güçsüzler ve Kimsesizler Derneği Başkanı Yasemin Tümer gül bahçesinden çıkarken ‘burada olduğuma inanamıyorum’ diye neşeyle haykırdı evet hiç birimiz bu mis ko- kular arasında olduğumuza inanamıyorduk ama rüyasını bile göremediğimiz bu bah- çenin içinde idik. Bize verilen keselere gül yaprakları toplamıştık. Unutmadan belir- teyim sadece bu bahçelerde yetişen güller ya da onların fideleriyle yetişen gül yaprakları ile kozmetik ve gıdada
kullanım gerçekleşiyor diğerleri sadece güzellik katıyor, yaprakları yenmiyor. Tül keselerle aldığım gül yaprakları ile reçel yapabilirdim, hat- ta kek ya da başka tatlılar ama ben tüketmeye kıyamadım kuruttum ve gardorbumda duruyor. Kokusu mu? Missss, seneye gül hasadına gidene kadar yetecek sanırım.
Gül hasadının hemen ardından
Gülkent Beldesi girişinde yer alan
Gülbirlik Kooparatifine ait bir fabri-
kaya girdik. Eski ve yeni teknolojinin
aynı anda tanıtıldığı tesisi bize Gülbirlik Fab- rikalar Müdürü Erkan Acar anlattı. 1800lü yıllardan kalma buhar makinasının olduğu bölümde nostalji yaşadık. Ama asıl gül suyu ve gül yağı üretilen fabrikanın büyüklüğü karşısında şaşkınlığımızı gizleyemedik. 4 ton gülden sadece 1lt gül yağı çıkartılıyor olduğunu ve bunu da Fransa’ya sattığımızı üzülerek öğrendim. Yeterli araştırma ge- liştirme yapılmadığını ve kendi ülkemizde kullanılmıyor oluşunu da kınadım. Ardından Erkan bey bize gerekli Arge çalışmaları başlatacaklarını belirtti. Fabrika tesisinde
ayrıca büyük merakla beklediğimiz alışveriş mağazasını da merak
Dünüş yolunda gün kızıla dönmüştü
gül bahçelerinden ayrılırken yolun diğer bölümünde lavanta vadileri bize göz kırptı. E atun mor renkli vadiler güneş kızıllığında fon oluşturuyordu. Durmaya fırsat bulama- dık ama Koral Travel’in 1 ay sonrakı Lavanta Hasadı turunda buluşmak üzere sözleştik.
olmadı mağara bakımda imiş. Dönüş yolun- da yine harika yerlerde mola verdik. Nefis yemekler yediğimiz bu molalarda günün keyfi ve tatlı yorgunluğu sinmişti üzerimize.
Harika 3 gün geçirdiğimiz turumuz veda- laşmalarla son buldu. Tur dönüşünde ayrıca Koral Travel ve La Bella Güzellik Salonu işbirliğinde gezginlere sürpriz çekiliş yapıldı. 150 TL değerinde cilt ve güzellik bakımı
kazanan hediye çekinin sahibi ise aramızdaki en özel kişi Ece Dursun oldu.
Koral Travel’in bütün turlarında yolcularına yaptığı özel sürprizle- rini kaçırmayın. Sosyal medyada yayınladığı duyurulardaki gezi tarihlerini ajandanıza kaydedin. Gezmek istediğiniz destinasyonları da Turgay Bey’e ilettiğinizde size özel bir tur programı hazırlıyor. Tura katılan üyeler arasında bebek ve çocuklardan, 90 yaşında olan enerjik ve fit çiftlerin olduğunu ve harika vakit geçirdiklerini, yalnız
gelenlerin hiç yabancılık çekmediklerini, birçok yolcuyla yaptığım sohbette en az 15. kez Koral Travel ile tura katıldığını, fiyatların ekonomik, gezilecek noktaların çok özel olduğunu, otobüslerinin ve şoförlerinin güvenli ve sertifalı olduğunu, rehberlerinin tümünün profesyonel ve belgeli olduğunu da belirtmeliyim.
Koral Travel ile güzel anılar biriktirin. Bir başka turda birlikte olalım.
Seycan Akman
Dönüş yolumuzda çöken hüznü rehberimiz Burhan ‘oğlumuz’ ( artık iki günde iyice samimileşmiştik. Profesyonel Tur Rehberi Burhan Taş kiminin oğlu kiminin abisi kimin kardeşi olmuştu gösterdiği içtenlik ve sami- miyetle kurduğumuz bu bağ diğer turlara katılmamızda en önemli etken olacaktı. Her meraklı sorumuza verilecek bir cevabı her yöre hakkında geniş bilgisi vardı.) Hüznümüzü rehberimiz sayesinde dağıttık, istek parçaları ile otobüsümüz şenlenmiş oyunlar oynanmış kahkahalar atılmıştı. Burdur’da İnsuyu Mağarasına uğrayacaktık
Ağustos 2017
66


EN İYİLER
özel dosyası
Bi Kahvaltı?
Pazar günlerinin diğer günlerden en büyük farkı zengin kahvaltısıdır.
Kahve ya da yeni demlenmiş çay kokusu ile uyanmak... Mis kokulu kızarmış ekmekler, bazlamalar masada... Dileyenler için taze meyve suları sıkılmış, çeşit çeşit peynirler, doğal reçeller ve diğer kahvaltılıklar sofrada yerini almış. Bu keyfi zevke dönüştüren porselen kahvaltı takımı ve çay setleri de mizanseni tamamlamış. Sevdikleriniz masanın çevresinde yerini almış. Tek eksiğiniz günün gazetesi ve dergileriniz... Onu da kahvaltı sonrasında keyif kahvesi ile birlikte okuyacaksınız. Daha ne istersiniz?
Günün en önemli öğünü kahvaltıyı hızlı yaşam temponuz için feda etmeyin! Çeşitlilik ve damak tadı açısından da oldukça cezbedici bir öğün olan kahvaltının keyfi için bazen ne yazık ki hafta sonunu beklemek gerekebiliyor. Bunca özlemle beklenen bir sofradan da doğal olarak insanın beklentileri yüksek oluyor. Mükemmel kahvaltıyı herkes farklı tanımlayabilir ancak herkesin kendi mükemmel kahvaltısını oluşturması için buluşacağı ortak noktalar var elbette. Biz de bu ortak noktalardan bazılarını sayfalarımıza taşıdık.
Ağustos 2017
67


Özel Haber
Ağustos 2017
68
Bono
Nefis bir kahvaltı için uzun vakit bulamayanlar kentin hemen göbeğinde yer alan Bono Beach ya da Bono Marina’yı tercih edebilirler. İdris Akgül yönetimindeki mekanın klasik serpme kahvaltısında ekmekler özel fırından çıkıyor. Tercihinize göre yapılan yumurta ise sahanda özellikle sucuklu tavsiye ediliyor. Kahvaltını- za eşlik eden deniz manzarası ise bu kısa molanızda sizi dinlendiren tüm maviliği ile yanı başınızda.
BONO GOOD TIMES | BEACH
Çıldır Mahallesi 207 Sokak No: 4/C Uzunyalı - Marmaris PR: +90 541 400 08 36
BONO GOOD TIMES | MARINA
Barbaros Mah. No:269/Z2 Yat Limanı Marmaris Marina PR: +90 541 400 08 35
Beluga Beach
Aktaş mevkiinde yer alan Beluga Beach yaz kış ayrı bir atmosferle karşılıyor misafirlerini. Serpme kahvaltısına eklenen kırmızı közlenmiş biber, kurutulmuş domates ve kızartma da kahvaltıyı ayrıcalıklı kılıyor. Bol zeytin çeşidi bulunan kahvaltıda özelikle çemen de yöresel tatlar arasın- da damaklarda iz bırakıyor.
Adres: Adaköy Mahallesi Marmaris Adaköy Yolu Caddesi No: 4 Marmaris
Telefon: 0532 546 1801
Egevera
Marmaris’e yepyeni lezzetlerle merhaba diyen Ege Vera, pideleri ile olduğu kadar kahvaltısı ile de şimdiden çok konuşuluyor. Özenle hazırlanan kah- valtı çeşitlerinde sıcak ekmekler iştah açıyor. Peynirler ise Ege Vera’nın hü- nerli aşçıları tarafından özenle hazırlanıyor. Özel yapım kasap sucuklarıyla yapılan sahanda yumurta ise kahvaltının en gözdesi. Mekanın özel tatları arasında yer alan kumkuat reçeli de kahvaltının vazgeçilmezleri arasında.
Adres: Tepe Mah. Kubilay Alpugan Sok.No:5 Marmaris Telefon: 0252 413 03 94


Ağustos 2017
69
Joya Del Mar
Kahvaltınıza biraz deniz, biraz yeşil ve huzur eklemek istiyorsa- nız Joya Del Mar Boutique Otel’e rotanızı çevirmenizi öneririz. Serpme kahvaltının tadına varacağınız peynir zeytin çeşit- lerinin yanı sıra efsane böreği de özel tatları arasında. Özel fırınlarında pişen ekmekleri üzerinde çörekotu ve susam da kahvaltıyı tamamlıyor.
Adres: Adaköy Mah. Adaağzı Mevkii No:24 - Marmaris Telefon: 0252 412 39 47 - 48
Havuzlubahçe
işte hafta sonu kahvaltı efsanesini muhteşem şova dönüştür- me zamanı.Serpme kahvaltının tadına varacağınız tüm çeşitler HavuzluBahçe’de yer alıyor. Yöresel tatlara çevre köylerden alınan peynirler, zeytinler, yumurtalar ekleniyor. Çambalını ister tereyağında ister kaymakla ister sade ama mutlaka sıcak ekmekle yemenizi öneriyorum.
Adres: Çamlıköy - MUĞLA Telefon: 0252 495 8081
Mado
Dünyaca ünlü Mado yöresel tatlarına eklediği kahvaltı seçenekleri ile seç- kin konuklarına eşsiz lezzetler sunuyor. kahvaltılarına eklenen özel tatlarla sabahların vazgeçilmezi oluyor. Sini kahvaltısındaki su böreği, çemen
ve yöresel peynirlerinden keçi peynirli sunumu da özel tatlar arasında. sucuklu yumurtasının yanında özel ekmekleri de kahvaltının en iyi adresi olmaya aday.
Adres: Kemeraltı Mah. Atatürk Cad. No:8/A-B Marmaris Tel: 0252 413 80 80


Özel Haber
Ağustos 2017
70
Saklıgöl
İşte Kahvaltının festival hali. Saklıgöl’de kahvaltı için ayıra- cağınız zaman dilimi çok uzun olmalı. Gün boyu sürecek lezzet şölenine köy ürünlerinden oluşan terayağ, bal, yu- murta, çemen, peynirler, kasap sucuklar, kızartmalar, bazla- ma ekleniyor. Bol oksijen, yemyeşil doğa, göl manzarası ve bol aktiviteli bir kahvaltı için ilk adresiniz Saklıgöl olsun.
Adres: Çamlı Köyü Okul Yanı Mevkii - Marmaris Tel: 0 252 495 81 04
Ros Beach
İşte efsane hafta sonlarının meşhur kahvaltı adresi Ros Beach. Deniz kenarına hazırlanan masamızda biz kahvaltı çeşitlerini saymakla bitiremedik. Özellikle ev yapımı çemenin yanında ‘çingen pilavı’ da yöresel lezzetler arasında. Közde patlıcanın da olduğu kahvaltı sunumu uzun kahvaltılarınız için oldukça ideal.
Adres: Aktaş Mevkii 1. Sokak No:12 Marmaris Tel: 0252 412 44 42 - 0533 716 05 35
Saranda Beach
Aktaş mevkiinde yer alan Saranda Beach zengin kahvaltısına deniz sahil huzur ve yeşil eklemiş. Gözünüzü açmak isteyeceğiniz en güzel yerde olabilirsiniz. Kahvaltınıza da yumurtalı ekmek, özel karışımlı çökelek, kurutulmuş domates, patates kızartması, özel seramik tavalarda gelen yumurta ve sucuk da eklenince oradan ayrılmak istemeyeceksiniz.
Adres: Adaköy Mah. Adaağzı Mevkii No:24 - Marmaris Telefon: 0252 413 00 39


Ağustos 2017
71
Taşhanpark
Kahvaltınızda leziz temiz bol çeşitli sunum arıyorsanız Taşhan Park’a uğ- rayacaksınız demektir. Sadece ekmeği bile yeter diyebilirim. Taş fırınından susamlı, çörekotlu, çekirdekli ekmeği sımsıcak servis ediliyor. Kahvaltının olmazsa olmazı menemen ise özel seramik tavada geliyor. Yumurtası bol tereyağlı geliyor. Peynir ve zeytin, bal ve kaymak, tahin ve pekmez, ayrılmaz ikililer masanızda başrolde.
Adres: Çamlı Köyü Okul Yanı Mevkii - Marmaris Tel: 0 252 495 81 04
Mavi Beyaz
Dünyaca ünlü Ege ve Akdeniz mutfağının en güzel örneklerini tadabileceğiniz Deli Zeytin Restau- rant’ında gurme damak tadına hitap eden, seçkin lezzetler sizi bekliyor.
Lezzeti dilden dile yayılan restoranda, Datça otel- lerinden ve dışarıdan gelen konuklar için de harika sürprizleri var. Güne nasıl başlarsan öyle bitirirsin inancındaysanız kesinlikle güne Otel Mavi Beyaz’da ve kahvaltı ile başlayın değil gününün yılınız çok iyi geçer. Yöresel ürünlerle donanmış sofrada, reçeller mevsimine göre yapılmış meyvelerden oluşuyor. Herşey sağlıklı ve doğal. Peynir zeytin bile yörenin köylülerinin imalatı, balı ise meşhur Datça balı dışında bir balı masada bulamazsınız. Tercihe göre alacağınız kahvaltı ekstralarından menemen de sağlıklı kahvaltınızın en güzel detayı olacak.
Adres: Palamutbükü - Datça Tel: 0252 725 55 55
Sakız
Marmaris’te kahvaltı deyince akla gelen ilk mekanlardan. Şanı şöhreti şehirleri aşmış bu mekanın efsane lezzetinin sırrı ise Şükran Dorkip adını taşıyor. O muhteşem kahvaltı masanıza gelen tüm lezzetlere elleri değen bu çok özel hanımefendi
40’ı aşkın reçel çeşidi, minik kahvaltılık börekleri, tam istediğiniz gibi pişen köy yumurtası, özel kırma zeytinleri, portakal suyu, 10 çeşit peyniri ile tam bir efsane. Denemeyenler için belki de bu sayfaları okuduktan sonra tam zamanı.
Adres: Çetibeli Köyü Marmaris Gökova Yolu Okul Yanı No. 35, 48700 Marmaris, Muğla Tel: 0 252 426 0019 - 0 535 843 8824


Röportaj
Marmaris’te Bir Yıldız
Kendi şarkılarını yazıp söyleyen,
rock’tan pop müziğe, rap’ten Balkan müziğine ve son albümünde Karadeniz türkülerini de yorumlayan, birçok tarzı başarıyla sentezleyen Gökçe, yine iddialı bir albüm ile gündemde. “Kırmızı Kurdele” adını taşıyan albümünde ‘Armağan’
adlı parçasına da Marmaris’te klip
çekti. Güzelliğine eşlik eden Marmaris sahillerinde bisiklet kullanan Gökçe saç stili ile bizi 80’li yıllara götürdü.
Röportajımızı da üyesi olduğu Gymberry Spor Salonu’nda gerçekleştirdik. Bize şahane bir kaç hareket gösterdikten sonra İstanbul’dan Marmaris’e uzanan hikayesini, müzik yaşamını konuştuk. Gelecek planları ve hayallerinden bahseden Gökçe’ye tabi ki bu kadar güzel olmasının ve formunu korumasının sırlarını sorduk. Uzun sohbetimizde
50’ye yakın soru yönelttik kendisine. Profesyonel fotoğraf sanatçısı İrfan Bilir’in çekimlerini yaptığı röportajımızda biz sorduk, O da tüm samimiyetiyle cevapladı.
-Oldu mu o kadar. Evlenmişim daha ne olsun. Bir albümüm daha oldu geçtiğimiz ay. Kırmızı Kurdele adlı albüme bir de klip çektik.
-Teşekkürler. Albüm, Pasaj Müzik etiketi
ile yayınlandı. Klibimizi ise ‘Armağan’ adlı parçamıza çektik. Söz ve müziği Barlas Erinç'e, düzenlemesi Alen Konakoğlu'na ait "Armağan"ın video klibi Marmaris'in doğal güzellikleri arasında, Raşit Algül yönetmen- liğinde çekildi. Mü-
zik direktörlüğünü
ve aranjörlüğünü diğer albümlerim-
de de olduğu gibi Alen Konakoğlu'nun yaptı. Bu albümde kendi şarkılarımın dışında Barlas ve Dan- ny Brillant'ın şarkıları da yer alıyor. Toplam 8 parçadan oluşan
İlk röportajımızın üzerinden 4 yıl geçmiş. İkimiz de inanamadık zamanın
bu kadar hızlı geçtiğine. Gökçe’ye “Neler değişti?” diye sorduğumda, neler değişmedi ki cevabını aldım. Öncelikle evlendi. Hem de damat Marmarisli diş hekimi. Burada yaşıyor oluşundan bir Marmaris güzeli olan Gökçe, eş durumundan da yengemiz olur ayrıca. Sonra başarılı iki albüm daha ekledi
bu dört yıla ve böylece 5. albümü yayınlandı. Onlarca klip yaptı görüşmeyeli
ve yüzlerce konser verdi. Sevimli Cavalier King Charles cinsi köpeği Fadik ve kedileri ise hala onunla.
albümde Ne Yapardım ve Tabancamın Sapı adlı parçalar da canlı performans sırasında yapılan kayıtlardan oluşuyor.
-Kesinlikle Davul çalarken çok mutluyum.
-Çok güzel bir duygu. Hala devam ediyor. 90’lı yıllarda bir şarkı çıkardı, herkes uzun süre her yerde parçayı dinlerdi. Son yıllarda ise bir şarkı çıkış yapsa bile sadece piyasa-
daki ömrü en fazla 2 ay sürüyor. “Tuttu Fırlattı Kal-
bimi, Napardım Bilmem, Her şey Bitmedi Bitemez”
adlı şarkılarım hala din- leniyor. Bunu sağlamak
günümüzde çok zor bir şey. Ama hala dinleniyor
olması beni çok mutlu ediyor. İnşallah diğer
şarkılarımda da aynısı olur.
Son röportajımızın üzerinden 4 yıl geçti, neler değişti bu arada?
Önce albümü konuşalım. Bizlere güzel bir sürpriz yaptınız. Harika bir albüm olmuş. Marmarisli klibiniz de muhteşem.
Milyonlarca kez dinlenen bir şarkı yapmak nasıl bir duygu?
72
Ağustos 2017
Şarkı söylemenin dışında, enstrüman da çalabiliyorsunuz. Hangi enstrümanı çalar- ken daha mutlusunuz. ?
GÖKÇE Kırmızı Kurdele


Bu kadar başarılı olmanın sırrı nedir?
-Öncelikle samimiyet, kendin olmak, doğal olmak. Şarkıların çoğu ‘bu tutar’ diye yapıl- mıyor. Tuttu Fırlattı Kalbimi şarkısının sözleri çok tutsun diye yazılmadı. Üç kız samimi
bir ortamda oturmuş sohbet ediyorduk, o ortamdan çıktı bu sözler. Tutar dediğimiz şey bazen tutmuyor, ya da bu parça olmaz dediğimizde bir bakıyoruz ki, çok sevilmiş bu önceden planlanamıyor. Ama ben sevi- yorsam bir çok kişi sevecektir diyorum. Yani önce kendim beğenmeliyim.
-Kendim öyleyim. İçimde bir sürü enerji barındırıyorum. Kadınlarda öyle bir ruh hali vardır ya, saçlarına göre, giydiklerine göre hatta bulunduğu ortama göre bir mod haline girerler, bu bende tam anlamı ile var. Giyindiğim gibiyim rahat, böyle olunca da enerji her zaman yüksek oluyor bende.
-Kafamda konsept bir albüm var. Uzun süre çalışmam gereken bir albüm. En sevdiğim tarzda R&B Rock ya da R&B Balkan tarzında özel bir albüm var. Bakalım üzerinde düşü- nüyorum henüz.
-Rock’n Roll tarzda söylediğim parçalarım var ama Rockçı değilim. Alternatif pop di- yebiliriz. Türk rock ve pop müziği de henüz bir yere sahip değil. Mesela Amerika’da çıkan albümlerimiz var ama dünya müzik- leri arasında yer alıyor. Bir yere sahip değiliz ama çok iyi sesler var. Olabilir miydi, evet olabilirdi ama onlar gibi düşünüp onlar gibi yaşamak hatta orada yaşamak gerekiyor. Ya da interneti çok iyi kullanarak, Türkiye’den bir sanatçı dünya listesine girebilir ki, öyle bir şey de oldu. DJ Mahmut Orhan ve Sena Sener dünya listelerindeki Türk müzisyen- ler. İşte bu şekilde dikkat çekecek şarkıları yapmak ve çoğaltmak önemli. Kendilerini
de kutluyorum ayrıca.
Peki ya Tarkan ?
-Benim starım O değil, Kenan Doğulu daha iyi bence. Tarkan’ı çok beğenmiyorum tarzım değil. Tarkan 90’lı yıllarda müthişti benim için. Ama günümüzde öyle değil bana göre.
Sahnenizi kiminle paylaşmak isterdiniz?
-Özel bir sanatçı yok ama özel bir sirk ekibi, sahne şovu ya da özel bir dans grubu. Ya da sırf nefesli çalgılarda özel bir orkestra ile çalışabilirim.
-Yatarım bol bol.. Şaka şaka. Zaten çok yo- ğun çalıştığım için pek boş vaktim olmuyor. Marmaris’e gelirken bana iyi tatiller diyen arkadaşlarım için söylüyorum bunu henüz burada denize bile giremedim. Enerjim varsa hiç boş durmam zaten. Evde isem bahçemle ilgileniyorum. Konserlerden fırsat buldukça Marmaris’te vakit geçiyorum, spora geliyorum, bisiklete biniyorum.
ve duyurular yapıyorum. Pek bilinmiyor. Kas hastalarının iyileşmesi için kök hücre tedavisi gerekiyor ve bu konuda gelişme olursa yaşatabiliyoruz bu hastalarımızı. O yüzden kök hücre tedavisinin gelişmesi için duyurular yapmaya çalışıyorum.
Gece hayatını seviyor musunuz?
-Evet, gece vakit geçirmeyi daha çok seviyorum. Eğer keyfim yerinde ise dışa- rıda eğlenmeyi canlı müzik mekanlarında olmayı da seviyorum. Ama yıllar ilerledikçe bu azalsa da evcimen olsam da, yine de özellikle iyi bir grup varsa dışarıda eğlenme- yi seviyorum.
İdeal bir akşam yemeği sizce nasıl olmalı?
-Eşimle tek çeşit yemek yemeğe çalışıyoruz. Sağlık açısından da olması gereken bu. Ayrıca kalabalık sofraları pek sevmem. Ço- cukluğumdan beri de ayrı yerim. Kalabalık aileleri severim. Ama sofrada uzun uzadıya yemekler kalabalık masalar falan pek seve- miyorum. Başbaşa sakin bir yemek sofrası en güzeli bence.
En favori şarkınız nedir?
-İdil Üner ‘Güneşim’
Her klibinizde ayrı bir enerji görüyoruz. Bunun sırrı nedir?
Müzikal anlamda gelecek projeleriniz neler?
Türk Rock müziğinin dünyadaki yeri ve önemi nedir? Dünyaca ünlü Türk rock müzisyenlerimizin çoğalması için neler yapılabilir?
Boş zamanlarınızda nerede ve nasıl vakit geçirirsiniz?
Herhangi bir sosyal proje çalışmalarınız var mı, ya da bir dernek üyeliğiniz?
-Kas hastalıkları ile alakalı bazı araştırmalar
-MFÖ
En son aldığınız albüm?
Günlük hayatınızda nasıl giyinirsiniz?
-Bohem seviyorum. Şapka takıntım var.
-Cildim için; yüzümü pek yıkamıyorum. Yani şöyle, sabunlar peelingler falan yapmıyo- rum. Cildi sürekli çitiler gibi yıkamamak gerekiyor. Cildin kendi ürettiği yağları
yüzde muhafaza etmek gerekiyor. Sadece su ile yıkamalıyız. Ben de öyle yapıyorum. Onun dışında doğal gül suyu ve gül yağı kullanıyorum. Vücudum için yağ bakımları yapıyorum, kuruyan cildin emebileceği yağlar. Saçlarım için ise yine az yıkıyorum ve her yıkamada şampuan ile köpürtmüyorum, ısırgan otlu şampuan kullanıyorum. Hint yağı ve B vitaminleri kullanıyorum arada bi.
Saçlarınız, cildiniz ve formunuz hep aynı güzellikle bunun sırlarını tek tek istiyoruz.
Ağustos 2017
73


Röportaj
Konserlerde dahi saçlarımı kendim yapıyo- rum fönden uzak duruyorum.
Çocukken en büyük hayaliniz neydi?
-Çöpçü olmak istemişim küçükken. Ne
alaka ben de bilmiyorum. Çöpçüler geldi- ğinde mahallemizde onların ışıklı arabaları vardı çok beğenirdim ben de çöpçü olmak isterdim. Sonraları da dansöz olmak istedim. Dans etmeyi çok seviyorum hala. Bazı klip- lerimde de bazı dans figürleri yapıyorum ama öyle profesyonel dansözler gibi değil. Çocukken hatırladığım bir de hayvanlara karşı özel bir ilgim oluşmuş. Ailemde bu ka- dar fazla bir ilgi olmasa da ben de oluşmuş ve hatta kürk giyen bir kadını tükürük içinde bırakmışım. Hiç kimse bana bu kürkler hay- vanlardan üretiliyor demediği halde bunu çocuk aklımda düşünebilmiş ve kendimce bir tepki oluşturmuşum. Bu nedenle bir zamanlar da veteriner olmayı istedim. Ama okunması gereken dersler çok ilgi alanı-
ma girmediği için veteriner de olmadım.
Seyahat etmeyi sever misiniz?
-Müzisyen olduğum için seyahat etmeyi seviyorum ama aslında üşengeç bir insa- nım. Seyahat için biletimi çok önceden alıp kendimi ona göre programlıyorum. Görmek istediğim çok yer var evet.
-Marmaris’te yaşadığım için buradaki günlerimi çok tatilden saymıyorum. Ka- padokya hayranıyım. Karadeniz turuna çıkmayı çok istiyorum. Konserler için gittiğimde pek gezme şansım olmuyor. O yüzden kapsamlı bir Karadeniz turu istiyorum. Tatil için ise küçük şirin kasa- balarda olmayı tercih ediyorum.
-Olmasaydı diyenlerdenim açıkçası. Ama tek bir açıdan iyi ki var diyorum. Kötü olaylar gün yüzüne çıkıyor. Özellikle ço- cuklara yapılan, kadınlara yapılan ve ayrıca hayvanlara yapılan kötülükler gün yüzüne çıkıyor ve ciddi ciddi seferberlik ilan edilip, tepkiler ortaya konabiliyor. Bu açıdan sosyal medya gibi paylaşım alanlarının varlığı bir bakıma önemli katkı sağlıyor. Tabi ister istemez takipte olmak zorundayız. İyi bir sosyal medya kullanıcısıyım diyebilirim tabi ölçülü olarak.
-Elbette şiddetin savaşın her türlüsüne karşıyım. Bununla yaşamayı öğrenip hayata devam etmemiz de gerekiyor. Sindirmeye çalışan sistemin esiri olmak istemiyorum.
Hayranlarınız için sürpriz var mı?
-Bu soru üzerine hoş bir tesadüf oldu. Az önce gelen bir e-posta da Yonca Evcimik İrem Derici ve Ben ‘Kendine Gel’ şarkısına
özel bir klip çektik. Nihat Odabaşı’nın çek- tiği klipte bol aksiyon var. Ve Az önce yayın protokolünü imzaladık yakında yayınlana- cak. bakalım beğenecek misiniz?.
-Evet Marmaris’te çekilen ‘Armağan’ adlı klibimiz çok beğenildi gayet güzel izlenim- ler alıyoruz. Sabahın çok erken saatlerinde çekilen klipte sokaklar bomboştu ama yine de görenleri baya şaşırttık galiba.
-Şamanizmden beri kırmızı kurdelenin başarı, uğur, şans ve bereket getirdiğine inanılıyor. O yüzden okumayı sökenlere, do- ğuranlara, açılış törenlerinde takılır. Ben de albümü dinleyenlere şans getirsin istedim.
veniyorum. Kuaförünü de çok seviyor. Ama çoğunlukla hep benimle.
-Aslında Kite Board yapmayı istemiştim ama sahnem açısından sakatlanmamam lazım.
O yüzden ne yazık ki risk alamadım. Onun dışında bisiklete ve motora biniyorum tabi kaskımla. Geziyorum bol bol ama gezeme- diğim çok yer var daha. Nimara Mağarası’na henüz gitmedim mesela. Ayrıca Marmaris’te Gökçe adının bir önemi olduğunu düşü- nüyorum;, köyü var köprüsü var barajı var hayratı var...Bunu bilen biri varsa lütfen bana yazsın.
Çocuk yapmak gibi bir planınız var mı?
-Hiçbir zaman evlilik ve çocuk hayalim olmadı. Ki, ailem mutlu bir evlilik içerisinde
olmasına rağmen hep yalnız yaşama ha- yalim vardı. Ama hep çocukları sevdim. Derken yıllar geçti. Bir baktım evlenmi- şim. Çok düşünmüyor olmama rağmen çocuk konusunda da çok ileri yaşları düşündükçe bir aile olmanın sürekliliği açısından bir çocuk fikri aklıma düştü
bu aralar. Özgür ruhlu olmama rağmen biraz hassas bir anne olurum herhalde. Beslenme konusunda da çok pimpirik olacağımı düşünüyorum. Üniversite yıllarımda 3 günlükken alıp büyüttüğüm bir kedim vardı. Veteriner 2 saate bir beslemezsen ölebileceğini söyledi. Gece uyanıp o kedileri o kadar iyi besledim
ki sağlıkla büyüdüler. Yani ne kediler büyüttüm çocuk mu büyütemeyeceğim diyorum ama işte hala düşünüyorum bakalım zaman ne gösterecek bilemiyo- rum.
-Marmaris yaşayanlarına, Marmaris’te yaşamanın kıymetini bilsinler diyorum. Havasının özellikle. İstanbul’dan gel-
diğimde sanki burnuma oksijen maskesi takıldığını düşünüyorum. O derece oksijen bol. Çevreyi temiz görüyorum. Belediye
çok güzel çalışıyor ama özellikle karayolları üzerinde arabasından çöp atan, çocuk bezi atan, pet şişe atan insanlara çok sinir oluyo- rum. Arabanda sakla en yakın çöp sepetine gelince at dimi! Ama yok illa arabadan fırla- tacak! Temiz oluşumuzu korumamız gerekir. Ayrıca buradan Marmaris Belediyesi’ne de bir çağrımız olsun, hayvanlar için sokak- larda, meydanlarda geri dönüşüm dolabı olmalı. Sokak hayvanlarının beslenmesi için cam şişe atık dolabı var. Bir bölmesinden içine cam şişe atıldıkça diğer bölmesinden hayvanlar için mama ve su birikiyor. İstan- bul’da gördüğüm bu uygulama çok hoşu- ma gitti her yerde olmalı. Özellikle doğa dostu Marmaris’te de görmeyi çok isterim. Marmaris’te ayrıca bisiklet yollarına hayran oldum. Tamamını gezemedim ama çok beğendim en kısa zamanda bütün yollarda bisiklete bineceğim.
Tatil için daha çok nereleri tercih edi- yorsunuz?
Sosyal medya ile aranız gayet iyi sizi takip ediyoruz. Ya sosyal medya olma- saydı?
Ayrıca hayranlarınız için Marmaris’te hari- ka bir klip yaptınız daha ne olsun
Tekrar albüme dönelim Neden Kırmızı Kurdele ?
-Şu an iki kedim var. Yadigar ve Minnoş. Yadigar 13 yıldır benimle. Hayatımın önemli bir bölümünde o var. Albümlerim bile yoktu onu edindiğimde. ( Bu soru ile birlikte parmak hesabı yaparak bu güne kadar sahiplendiği kedilerinin isimlerini tek tek saydı) Üniversite yıllarımdan beri kedi besliyorum sayısından emin değilim ama 6, 7 tane olmuştur.
-Evet çok seviyorum Fadik’i. Yüz ifadesi ile beni çok eğlendiriyor. Palyaçoya benziyor. İngiliz köpeği olduğu için havaalanlarında özellikle İngilizler çok ilgi gösteriyor. Bu bize çok komik geliyor. İstanbul’da köpek oteli var, çok mecbur kaldığımda bazen oraya bırakıyorum, otel kafessiz o yüzden çok gü-
Eşinizle birlikte çoğunlukla Marmaris’tesi- niz. Neler yapıyorsunuz ? Marmaris’te en çok ne yapmayı seviyorsunuz?
Okuyucularımıza ve Marmaris yaşa- yanlarına mesajınız nedir?
Peki evdeki kedi nüfusunuz ne durumda şuan kaç kediniz var?
Dünya’da ve ülkemizde yaşanan terör olaylarından dolayı bir çok kez konser ertelendi. Bir mesaj hakkınız olsa dünyaya ne söylemek isterdiniz. ?
Köpeğiniz Fadik’le hoç vakit geçiriyorsu- nuz? Onu her zaman yanınızda mı taşıyor- sunuz yoksa emanet ettiğiniz birileri var mı?
Ağustos 2017
74




Röportaj
SEVDİM’İN ‘MÜCADELE’ Sİ
Marmaris onu yıllar önce Club Ra ile tanıdı. “Jimmy“ lakaplı ünlü gece kulübü işletmecisi Rüstem Calagan keşfetti onu. Keman çalıyordu sahnesi
ve sesi ile büyülüyordu dinleyenlerini. İzmir’de müzik öğretmenliği yapıyor boşta kalan zamanlarında Marmaris’te ve ünlü
gece kulüplerinde sahne alıyordu. Sonra bir baktık ki bu sesi güzel kendi güzel adı güzel kızla
Jimmy arasında büyük bir
aşk doğmuş. Bu büyük aşkın sonu mutluluk tabi. Evlilik ve sonrası ‘Hanzade’
isimli güzel bir kızları
geldi dünyalarına. Bu sahne tozu sanat aşkı ve şarkı söyleme tutkusu hiçbir
şeye değişilmiyor demek ki.
Ağustos 2017
76


Sevdim Selkuşu’nu muhteşem bir şarkı ile Marmaris’in masmavi koylarında ‘Müca- dele’ isimli şarkısına klip çekerken görün- tüledik. Kısa bir röportaj gerçekleştirdiği- miz Sevdim ile müzik yolculuğunu ve yeni şarkısını konuştuk
Seni biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
İzmir’de doğdum ve büyüdüm müziğe ortaokulda Türk Sanat müziği korosunda başladım. İlk solo konserimi o yaşlarda TRT orkestrası ile verdim. Güzel Sanatlar Lisesi ve Eğitim Fakültesini bitirdim. 17 yaşımdan bu yana kendi şarkılarımı yazıyorum ve profesyonel olarak sahne yapıyorum. Lisede okurken müzikle ilgili yarışmalara katılmaya başladım Tanju Okan ses yarışmasında pop müzik dalında 3. oldum en son 2016 yılında Star Tv de yayınlanan Ve kazanan şarkı yarışmasındaydım Ege TV ve İzmir tv de 3 yıl canlı yayın program sunuculuğu yaptım. Kent orkestrasında 3 yıl solist olarak halk konserlerinde yer aldım. 1 yıl İstanbul’da Tepebaşı oyunculuk atölyesinde oyunculuk eğitim aldım. 7 yıldır evliyim ve 18 aylık bir kızım var.
Mutlu bir evlilik yürütüyorsun, hem annesin hem öğretmen, şarkı söylüyor ve sahne alıyorsun nasıl yetişiyorsun bu kadar işe.
Sahip olduğum her şey için her an şükret- meyi bilince üstesinden gelecek gücü Tanrı size veriyor. Evet çok yoğun olduğum doğru tabii ama her an annemin hayatımı kolay- laştırması da en büyük şansım. Eşim Jimmy bu yolda benim en büyük destekçim oldu
tüm bağlantıları ve görüşmeleri o sağladı O olmasa bu kadar işin üstesinden gelmem mümkün değildi o yüzden de kızımla daha fazla bir aradayım
Bize klibinden bahseder misin?
MÜCADELE isimli şarkımın klibi Yusuf Kaya- alp yönetmenliğinde Marmaris’te çekildi. Ekip İstanbul’dan geldi ve 11 kişilik kadro çekimler 2 gün sürdü. Zorlu ama bir o kadar da keyi i bir çekim oldu. Teşekkür etmek is- tediğim çok kişi var bize ekibimle kapılarını açan Paşa Beach grubuna, oyuncu desteği veren Beach Club’a gece kulüp çekimlerini gerçekleştirdiğimiz Hovarda Club ailesine ve Back Garden’a da sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca dans ekibi ile yanımızda olan Cengiz Akarçay’a Ali Kaptan’a Erman Altun’a çok teşekkür ederim. Tabii ki bu işte en büyük teşekkürü bir borç bildiğim Jimmy Production ı unutmamalıyım. Marmaris’i
bilen yeşilin ve mavinin bir arada olduğu harika koylarını klipte uzun uzun seyrede- bileceksiniz.
Müzik kariyerin açısından gelecek plan- ların nedir?
Şarkılarımın herkes tarafından söylenmesi en büyük hayalim, konser ve canlı perfor- mansla hep bir ağızdan şarkı söyleyelim istiyorum. Bu single ilk bir araya gelişimiz sözü müziği Zeynep Akın’a düzenlemesi Oben Akın’a a ait Mücadele tam da benim için yazılmış bir şarkıydı ki benim çok sayıda kendi şarkım olmasına rağmen enerjisine çok inandığım ve bir demo kaydı sırasında okuyup bu şarkıyla çıkış yapacağım dedi- ğim 3 yıl öncesi alınmış bir karardı tabii ara- ya kızımın haberi ve dünyaya gelişi girince kısmet bu zamanmış. Zeyno’ya ve Oben’e o gün dediğim gibi ‘Mücadele’miz başladı ve daha uzun yıllar devam edecek.
Ağustos 2017
77


Röportaj
Fenerbahçe’nin yeni transferi, kurşun gibi servis ve smaçlarıyla Dünyaca ünlü Polina Rahimova, yaz tatili için yine Güney Ege’yi tercih etti. Köyceğiz, Dalyan ve Marmaris’te güneşin, denizin tadını çıkararak, zorlu sezon öncesi stres atıp, moral depoladı. Fenerbah- çe’nin yeni sultanı Rahimova, yakın arkadaşı
İzzettin Yakut’un Marmaris Blue Port İş Merkezi’ndeki “Forum Saat” adlı işyerine de her zaman olduğu gibi ihmal etmedi. Saat ve güneş gözlüğü meraklısı olduğunu öğrendiği- miz Polina Rahimova, yüzlerce marka ürünün satışa sunulduğu İzzettin Yakut’un işyerin-
de sorularımızı yanıtladı. İzzettin Yakut’un “Sıcakkanlı, samimi, neşeli ve esprili bir insan” diye tanımladığı 1.98’lik Rahimova ile söyleşi- mizden öne çıkan başlıklar şöyle:
ANNESİ RUS BABASI UKRAYNALI SAVAŞ PİLOTU
-Herkes sizi ‘Azeri voleybolcu’ olarak tanıyor ama adınız ve soyadınız... Aslen nerelisiniz?
Annem eski bir Rus atlet, babam Ukraynalı emekli savaş pilotu. Ben ise Özbekistan’da doğmuşum. Ama, Azerbaycan’ın yeri benim için bambaşka. Beni ben yapan Azerbay- can. Bu sebeple ‘Azeri’ denmesi bana gurur veriyor.
REKORLAR KRALİÇESİ
-Voleybol yaşantınız nasıl başladı, nasıl gelişti?
15 yaşında Ukrayna’da başladım kısa süre sonra Azerbaycan’a gittim. Azerrail’in 17 yaş altı ekibinde forma giymeye başladım, A takımına yükseldim. Azerbaycan’ın genç ve A Milli takımlarında da oynadım. Hala Azer-
baycan’ın Milli oyuncusuyum. 2014-2015 sezonunda Kore’ye transfer oldum, 1sezon Hyundai Hillstate, 2 sezon da Japonya’da Toyota Auto Body Quenseis’te forma giydik- ten sonra Fenerbahçe’yle anlaştım. Bu arada Azerrail’de oynarken 21-22 yaşındayken ciddi bir sakatlık geçirdim. Ama üstesinden geldim. Hatta sakatlıktan çıktıktan sonra Azerbaycan formasıyla mücadele ettiğim 2014’te İtalya’daki Dünya Şampiyonası’nda
Rekorların Sultanı
POLİNA RAHİMOVA
Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımının yeni transferi Polina Rahimova, bir maçta 58 sayıya imza atarak kırdığı “Dünya
skor rekortmeni” unvanını, sakatlığının da iyileşmesinde önemli rol oynadığını kaydettiği Muğla’daki çamur banyoları ile sahillere borçlu olduğunu söyledi.
Ağustos 2017
78


hem ‘en skorer’ oyuncu oldum, hem ‘en
iyi servis atan’ seçildim. Toyota Auto Body Quenseis formasıyla çıktığım lig maçında 58 sayıyla da ‘Dünya skor rekortmeni’ unvanını kazandım. Japon liginin en skorer oyuncusu oldum.
REKORLARIM VE BAŞARILARIMDA MUĞLA’NIN DOĞASININ KATKISI BÜYÜK
-Türkiye’yle ne zaman tanıştınız?
2006’dıydı sanırım, maç için gelmiştik İstanbul’a ilk kez o zaman gördüm Türki- ye’yi. Çok sevmiştim. 2010’da da tatil için geldim. 7 yıldır da Türkiye benim değişmez tatil adresim ve çok önemli bir yer oldu.
‘Çok önemli oldu’ diyorum çünkü geçirdi- ğim ciddi sakatlık sırasında, kemiklerimin güçlenmesi için çamur banyosu tedavisi önerilmişti. Dalyan’daki çamur banyosuna gittim, İztuzu’nda güneşlendim ve büyük faydasını gördüm. Buna öylesine inanıyo- rum ki, her yıl, her sezon öncesi Dalyan’daki çamur banyolarına, İztuzu sahiline mutlaka geliyorum.
-Yani, tüm rekorlarınızda, unvanlarınızda Dalyan’ın, İztuzu’nun katkısı var, belki de başarınızı Türkiye’nin doğasına borçlusu- nuz diyebilir miyiz?
Evet diyebilirsiniz. Mutlaka ve mutlaka benim sağlığıma spor hayatıma olumlu katkıları oldu.
TÜM KUPALARI KALDIRMAK İSTİYORUM
-Fenerbahçe’ye transfer oldunuz, artık çok sevdiğinizi söylediğiniz Türkiye’desi- niz. Sarı-lacivert formayla ne hede iyor- sunuz?
Benim için ‘mağlubiyet’ diye bir şey yok.
mağlubiyeti kabullenemiyorum. Ben her zaman ‘en iyi’ olmak için, kazanmak için mücadele verdim. Burada da ‘en iyi’ olmaya, takımımın kazanması için çaba sarf edece- ğim. Gerek ligde gerekse katılacağımız tüm şampiyonaları zirvede tamamlamak tüm kupaları kaldırmak istiyorum. Fenerbah- çe’nin taraftarının bağlılığını çok iyi biliyo- rum. Eminim onlar da tüm maçlarımızda bizi yalnız bırakmayacak ve hede erimize onlarla birlikte ulaşacağız.
AGRESİF GÖRÜNÜMLÜ GÜLER YÜZLÜ!
-Voleybol camiası, sizi, zaman zaman sahadaki ‘agresif ’ tavırlarınızla anıyor. Agresif bir insan mısınız?
Tam aksine beni tanıyanlar iyi bilir, neşeli, esprili, güler yüzlü biriyim diyebilirim. Ama sahaya çıkınca, bir tek hedefe kilitleniyo- rum, az önce dediğim gibi ‘en iyi’ olmak, ka- zanmak istiyorum. Mağlubiyeti düşünmek bile istemiyorum. Bu hislerle zaman zaman dışarıya ‘agresif ’ izlenimi veriyor olabilirim ama kesinlikle öyle biri değilim.
AZERBAYCAN EVİM, TÜRKİYE HAYALLE- RİM
-Özbekistan, Azerbaycan, Japonya ve Türkiye spor yaşamınızı da içeren bu dört ülke için, bir kelime yada, bir cümle ile ne demek istersiniz?
Özbekistan, doğduğum yer, ailemin geç- mişi. Azerbaycan, minnet ve şükran duydu- ğum ülke, evim. Japonya, başarı. Türkiye, rüyam, hayallerim.
-Peki size Azerbaycan dışındaki tüm bu ülkelerin Milli takımlarından, mesela Türkiye’den teklif gelse...
Kimse kusura bakmasın, ama asla Azer- baycan’dan vazgeçmem. Ama Türkiye’yi de çok seviyorum. Türkiye vatandaşı da olmak istiyorum.
ACILI ÇİĞ KÖFTE DÜŞKÜNÜ
-Bu son soru, Türkiye’ye yıllardır geldiği- nize göre, Türk mutfağını da tanımışsı- nızdır. Kendinize Türk mutfağından bir akşam yemeği hazırlasanız mönünüzde hangi yiyecekler olur?
Çok seviyorum Türk yemeklerini, hele hele İstanbul’daki restoranlarda.. Hımm akşam yemeği seçeceğim öyle mi? Tamam.. Merci- mek çorba, bol acılı çiğ köfte, balık, çoban salata.. Çiğ köfteyi çok seviyorum..
Ağustos 2017
79


Röportaj
ÖZTEKİN
Moda dünyasının genç, yetenekli ve gelecek vaat
eden tasarımcıları arasında yer alan Mertcan Öztekin Marmaris doğumlu, emekli bir anne ve babanın tek çocuğu. Üniversitede İç mimarlık eğitimi alan Mertcan mimari konusundaki bilgi ve tecrübelerini modayla birleştiriyor. Ropörtajımızda Mertcan’ın başarı öyküsünü başlangıcından bugüne kadar tüm ayrıntılarıyla konuştuk.
Ropörtaj: Gül Özdündar Şenay
Genç Modacı
MERTCAN
Mertcan bize kendini anlatır mısın?
Temmuz 1993 te Marmaris’te doğdum. İlk ve ortaokulu Marmaris’te okudum. Resim yapmayı severdim, resim kurslarına gidi- yordum, kendim resimler yapıyordum . Bu konuda eğitim almak ve kendimi geliştir- mek için Denizli Güzel Sanatlar Lisesinin yetenek sınavlarına girdim, resim bölümü- nü kazandım. Güzel sanatlar lisesinden sonra İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesini hede edim ve kazandım. O yıllarda iç mimar olmak istiyordum. İstedi- ğim bölümde okuma şansım oldu. İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi gerçekten çok iyi bir üniversite ve bana çok şeyler kattı. Her şeyden önce bir vizyon kazandırdı. Üniversitede okuduğum yıllarda iyi bir firmada staj yaptım ve Tuvana Büyük- çınar’ın yanında çalıştım. Bu deneyimlerim CV me geçince de son sınıfta iki firmada birden iç mimar olarak çalışmaya başladım. Firmalardan biri mobilya tasarımı diğeri de iç mimarlık proje uygulaması üzerineydi. Şimdi vitrin tasarımı üzrine yüksek lisans yapıyorum.
Mertcan iç mimarlık eğitimi almışsın ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversi- tesi ‘nde iç mimarlık konusunda yüksek lisans yapıyorsun. Öte yandan da moda tasarımcılığı çalışmaların var. Birbirlerin- den çok farklı konular değil mi?
Her iki alanda da kendimi geliştirmek istedim çünkü her ikisi de tasarıma dayalı
eğitimler. Her iki branşın da birbirine katkısı olduğunu düşünüyorum, önemli olan tasa- rım prensibini kabul etmek. Yetenek varsa ve tasarımın prensibini almışsan her şeyi yapabilirsin.
Tasarımcılık nasıl başladı?
Aslında tekstille uğraşmayı hep istedim. Kendime bir portfolyo oluşturmaya başla- dım. Tekstille uğraşan bir arkadaşım vardı
ve bana portfolyomu geliştirip değerlen- dirmem konusunda hep destek veriyordu. Lisans eğitimimi tamamlayınca tekstil konusunda da kendimi geliştirmek istedim. İMA da (İstanbul Moda Akademisi) burslu olarak bir eğitim hakkı kazandım. Orada moda tasarım eğitimi aldım. Sadece eğitim almak yeterli değil, tasarımcının kendini göstermesi de gerekiyor. Bu nedenle tekstil yarışmalarına katılmaya başladım. İlk katıldı- ğım yarışmada dereceye girdim ve ödül olarak Paris’ teki moda fuarını ziyaret hakkı kazandım. Bu yarışma plaj giyimi tasarımı yarışmasıydı. Paris’ ten dönünce deri ürün- leri yarışması için bir koleksiyon hazırladım. Ardından Koza Genç Moda Tasarımcıları yarışmasına tasarımlarımı gönderdim. Bu yarışma sektör için çok önemliydi. Önce ilk otuz kişi arasına girerek finale kaldım sonra da mülakata alındım ve ilk ona girdim. İlk ona kalan tasarımcılar 10 ünlü tasarımcı ile eşleştiriliyorlar ve birlikte çalışıyorlar. Ben Arzu Kaprol ile eşleştirildim. Arzu Kaprol ile çalışma sürecinde Arzu Hanımdan çok şey
öğrendim. Ayrıca yine ilk ona kalanlar Şu- bat ayında düzenlenecek olan Paris moda fuarına gönderilecekler dolayısıyla Paris Moda Fuarını 2. kez görme şansım olacak.
Koza Genç Moda Tasarımcıları yarışma- sının sektör için çok önemli olduğun söyledin. Neden önemli?
Bu 25 yıldır yapılan ve Türk tasarımcıları destekleyen bir yarışma. Koza, yetenekli tasarımcıların kozalarından çıkarak kelebe- ğe dönüşmelerini ve kendi kanatlarıyla uça- bilmelerini simgeliyor. Bahar Korçan, Özgür Masur , Niyazi Erdoğan, Hakan Yıldırım, Arzu Kaprol gibi ünlü tasarımcılar Koza yarışma- sından çıkan tasarımcılardır.Tasarımcılara çok şey katıyorlar, hem isimlerimizi duyu- ruyorlar hem de tasarımcılara iş olanakları yaratıyorlar. Yarışmadan hemen sonra bana bir firmadan teklif geldi. Biri erkek giyimi üzerineydi, ben erkek giyimi tasarlamayı çok sevmediğim için kabul etmedim. Aslında erkeklere yönelik tasarımlarım da var ama kadınları giydirmeyi daha çok se- viyorum. Kadın giyimiyle daha çok oynaya- biliyorum çünkü kadın giyiminin sınırı yok. Dökümlü ve asimetrik çalışmaları seviyo- rum, bu tür tasarımlar da kadın giyimine çok uygun.
Nasıl bir kadını giydirmeyi düşünüyorsun? Kesinlikle kentli bir kadını. Tasarımlarımda spordan ziyade şık, özenli, zarif ve kent koşturmasına uygun detaylara önem
Ağustos 2017
80


veriyorum. Ben şık kadınları seviyorum. Şıklık derken kokoşluk olarak algılama-
yın. Benim kafamdaki kadının elegant bir çizgisi olmalı. Hedef kitlem 30 yaş üzeri kentli kadınlar ama tasarımlarımdaki bazı parçaları çok genç insanlar da alabilirler ve kombinleyebilirler. Aralıksız tasarımlar daha çok hoşuma gidiyor. Benim tasarımlarımı satın alan kadınlar benim sunduğuma bağlı kalmasınlar, kendileri de yorum katabilsinler istiyorum. Örneğin benim tasarımlarımı plaza çalışanı bir kadının ofis ortamında kullanmasının çok zor olduğunu biliyorum ama parçaları kombinleyerek çalışma ko- şullarına uygun hale getirebilirler. Zaten bu yaklaşım dünya genelindeki tasarımlar için de geçerlidir.
Tasarımların nerelerde satılıyor?
Bilstore “Beyaz Gömlek” konseptli bir proje başlattı. Bilstore, müşterilerine Fred Perry, Muji, Lole Woman gibi seçilmiş markalar ve ürünler sunan bir mağazalar zinciri. İMA öğrencileri Blstore un tarzına uygun, oranın müşteri kitlesine yönelik gömlekler tasarla- dılar. Seçilen bir gömlek tasarımcının etiketi ile mağazalarında satılacaktı. Bu projede be- nim tasarladığım gömlek seçildi ve Bilstore un İstanbul Kanyon avm deki mağazasında satılmaya başladı. Gömlekler benim isim etiketimle satılıyor. Etiketlerimin arkasında da özgeçmişim ve esin kaynağım yazıyor. Henüz Haydarpaşa koleksiyonumu vermi- yorum çünkü bu koleksiyonumu satıştan ziyade dergi çekimlerinde kullanmak istiyorum ve bu çekimlerin bana ilham veren mekânlarda yapılmasını arzu ediyo- rum. Veya ünlü birilerine vermek istiyorum. Kafamda canlandırdığım kadının giymesini arzu ediyorum. Böylece kimlik yapımın-
da belli olacağına inanıyorum. Örneğin Şebnem Schaefer için bir elbise tasarladım. İstanbul Fashion Week kapanış
partisine benim tasarımım olan bir elbiseyle katıldı.
Yurtiçinde ve yurtdışında beğendi- ğin tasarımcılar kimler?
Raf Simons çok beğendiğim ve izle- diğim bir tasarımcı. Dior un tasarım- cısıydı şimdi Calvin Klain e tasarımlar yapıyor. Erkek giyimi üzerine de markası var. Tarzını seviyorum düz
ve şık bir kentli kadın tarzını tasar- lıyor. Şuan ki Louis Vuitton'un kratif direktörü Nicolas Ghesquiere de çok çok severim.Arzu Kaprol beğendiğim bir tasarımcı. Benim hayalimdeki plaza kadınlarına hitap ediyor zaten Network te çalışmıştı. Bora Aksu var. Naif ve romantik bir kadın tarzı var. Danteller kullanıyor ve çok güzel mo- dernize ediyor. Bora’ yla İMA da ça- lışma şansım oldu. Bana drapaj dersi vermişti ondan çok şey öğrendim.
Bir koleksiyonunda anneannelerimi- zin annelerimizin sandıklarındaki el emeği dantel sehpa örtülerini kullan- mıştı. Çok farklı ve güzel bir çalışmay- dı. Geleneksel yapıyı alıp modernize etmesi çok hoşuma gidiyor. Londra
da yaşıyor. Türkiye ye ders vermek ve kolek- siyon oluşturmak için geliyor.
Koleksiyonlarının oluşum sürecini anla- tır mısın? Nelerden ilham alıyorsun?
Her şey ilham veriyor. Mesela bir koleksiyo- numda Haydarpaşa garından esinlendim. Ben Anadolu yakasında oturuyorum, oku- lum Avrupa yakasında. Her sabah ve akşam Haydarpaşa Tren istasyonun üzerindeki köprüden geçiyordum ve her geçişimde istasyonda bekleyen trenleri görüyordum. Bir süre sonra kafamda bir şeyler canlanma- ya başladı, koleksiyonumun ilham kaynağı oldu. Burada da öyle oluyor. Yolda yürürken bir şeyler dikkatimi çekiyor ve bana ilham kaynağı olabiliyor. Önemli olan görebilmek ve yakalayabilmek.
Tasarımlarında özellikle kullanmayı ter- cih ettiğin kumaşlar neler?
Konseptim, ilham kaynağıma göre, nasıl bir kadın giydirmeyi hede ediysem ona göre değişebiliyor. Çok modern kumaşları da kullanabilirim, geleneksel kumaşları da kul- lanabilirim. Çok feminen bir kumaş ta olabi- lir, erkeksi bir kumaş ta olabilir. Seçeceğim materyaller tamamen konseptimle ilintili.
Türk tasarımcıları değerlendirecek olur- san bu konuda neler söylersin? Türkiye’de de çok iyi işler yapılıyor. Teknoloji çağındayız buradaki tasarımcılar yurtdışın- daki tasarımcıları izliyorlar ama onlar kadar cesur olamıyoruz. Türkiye de tasarım yak- laşımı farklı, çok özgün değil, ticari kaygılar nedeniyle çoğunlukla kitleye hitap ediliyor.
Neden?
Çünkü Türk kadınının giyim kriterleri var ve yeniliklere çok açık değiller. Gelenekselci yaklaşıyorlar, bu da tasarımcıları kısıtlıyor
Mertcan Öztekin 2017-18 Kış Koleksiyonu
maalesef.
Sana göre moda ikonlarından tasarımcı çıkar mı?
Bana göre ikonlar tasarımcı olamazlar. Çünkü tasarım farklı bir şey styling başka bir şey. İkonların yaptığı styling. Görebiliyorlar, cesaretliler ve vizyonları var ama tasarım yapamıyorlar. Ancak tasarım ürünleri satın alıp basic parçalarla kombinleye biliyorlar ve çok da güzel görünüyorlar.
Bazı firmalar ikonlardan tasarımcı yaratma- ya çalışıyorlar, anlaşmalar yapıyorlar, kolek- siyonlar çıkartıyorlar ama olmuyor. Zaten bu koleksiyonlar da ekip çalışması ile ortaya çıkıyor. İşin mutfağında olmak çok farklı bir şey. Bu işi yapı inşaatı gibi düşünün. İnşaatı yapmak ayrı bir şey, yapılanı sunmak ayrı bir şey.
Yapmak isteyip de yapamadığın bir şeyler var mı? Mesela sporla aran nasıl?
Saatlerce kitap okumak istiyorum ama zamanım olmuyor. 5 ay önce Terkan Ercan ile tanışıp kickbox yapmaya başladım. Keşke daha önce başlasaydım diye düşünüyorum. Ya- pabildiğim yere kadar devam etmek istiyorum. Fizik olarak geliştirmesi- nin yanı sıra zihinsel olarak da çok rahatlatıyor.
Son olarak projelerinden ipuçları alabilir miyim?
Kendi markamı yavaş yavaş oluştur- dum. Benim ürünlerim kendi adımla satılıyor. Ayrıca freelance olarakta mimari projelerde yapmaktayım. Yap- tığım işlerle tanınmak istiyorum. Butik açmak çok zor olabilir.Şim-
dilik düşünmüyorum, belki ileride. Bir üretim merkezim ve showroom um olmasını ve firmalarla anlaşarak ürünlerimin oralarda satılmasını dü- şünüyorum. Zaten pek çok tasarımcı da artık böyle çalışıyor.Siparişe göre ürün vermek çok daha uygun oluyor.
Ağustos 2017
81


Röportaj
mona titti art’ın
yaratıcı
ressam ÇİFTİ
Marmaris’in genç ve yetenekli sanatçı çifti Alexia Bahar & Güçlü Kadir. Hayal dünyalarının sınırı yok. İkisi de hem birbirlerine hem de Marmaris’e sevdalılar. Birlikte düşünüp birlikte yaratıyorlar.
Hem kale içindeki evlerine hem de Netsel Marina’daki sanat galerilerine girdiğiniz zaman renklerin ve yaratıcılığın içinde kayboluyorsunuz. Alexia Bahar ressam bir annenin, genç yaşta sonsuz yolculuğuna çıkmış olan Yasemin Karabenli’nin
kızı. Güçlü Kadir ise yetenekli ve sanat sevdalısı bir genç adam.
Röportaj: Gül Özdündar Şenay
Bana kendinizi tanıtır mısınız?
Alexia Bahar: 12 Nisan 1987 de Kanada’ da doğdum. Ben 6 aylıkken ailem Türkiye’ ye dönmeye ve Marmaris’e yerleşmeye karar vermişler. Liseyi bitirdikten sonra resim eği- timi için tekrar Kanada’ya gittim, eğitim sü- recimden sonra Marmaris’e ailemin yanına döndüm. Halen resim çalışmalarıma devam ediyorum. Şimdi eşimle birlikte eserlerimizi sergilediğimiz ve sattığımız Netsel Mari- na’daki Mona Titti Art Galeriyi yönetiyorum. Güçlü Kadir: 24 Ekim 1984 yılında Diyarba- kır’da doğdum. Daha sonra ailemle birlikte İstanbul’a yerleştik. Çocukluğumun büyük bölümü İstanbul’da geçti. Liseyi bitirdikten sonra Spor Akademisine girdim. Doğrusu Spor Akademinde çok da isteyerek okuma- dım. Çünkü çocuk yaşlarımdan beri sanata karşı büyük bir ilgim ve sevgim vardı. Sanat- la ilgili bir eğitim almayı çok isterdim.
Yeteneğiniz nasıl ortaya çıktı?
Alexia Bahar: Yeteneğim ailemin yardımıy- la çocuk yaşlarımda ortaya çıktı. Çocuklu- ğumdan beri bir sanat galerimiz vardı ve annem çok iyi bir ressamdı, sanatçıydı. Yani kendimi bildim bileli hep sanatın içinde oldum.
Güçlü Kadir: Yeteneğim ailemden özelikle anne tarafımdan geliyor. Anne tarafımda sanatla ilgilenenler var. Küçük yaşlarımda çamur, kil, toprak gibi materyallere şekil vermeyi çok severdim. İlkokul, ortaokul
ve lise yıllarımda yaptığım küçük heykel- lerle, resimlerle ödüller alırdım. Üniversite dönemimde bu çalışmalarıma ara verdim ama eşim ve kayınvalidemle tanıştıktan sonra onların da teşvikiyle yeniden sanatla ilgilenmeye başladım.
Aranızdaki müthiş etkileşimi ve sevgiyi görmemek imkânsız. Nasıl tanıştığınızı anlatır mısınız?
Güçlü Kadir: Birkaç yıl önce Netsel Mari- na’ya gitmiştim. Sanata düşkün olduğum için Mona Titti Art Galeri dikkatimi çekti
ve mağazaya girdim. Mağazada Bahar’la karşılaştık. İlk gördüğüm anda Bahar’dan çok etkilendim. Dolayısıyla Bahar’ı yeniden görebilmek için Netsel Marina ziyaretlerim başladı. Anne ve babasının dikkatini çekme- meye çalışarak Mona Titti’nin etrafında bir hayli dolandım. Bahar’ın bakışlarından beni görmekten mutlu olduğunu fark edince marina dışında Bahar’ı yakalama çalışma- larım başladı ve başarıya ulaştım. Sonuç gördüğünüz gibi.
Aileleriniz yeteneklerinizi desteklediler mi?
Alexia Bahar: Evet desteklediler. Annem beni serbest bıraktı ama yeteneğimin gelişmesi için de gerekli bütün materyal- leri sağladı. Önüme hep boyalar, kalemler, defterler koyardı. Şimdi bakıyorum da 2.5 yaşımdan beri bütün çizdiklerimi tarihlendi- rerek saklamış.
Güçlü Kadir: Ailemden değil ama okuldaki öğretmenlerimden destek aldım. Özellikle resim öğretmenim renkler ve çizimler ko- nusunda çok yardımcı oldu, okul sergilerine katılmamı sağladı ve teşvik etti. Babam işi gereği yurtdışına çok giderdi. Bana gittiği yerlerden boyalar, kalemler getirirdi ama bu hediyeler yeteneğimi geliştirmek için değildi galiba.
Tarzınızı nasıl belirlediniz?
Alexia Bahar: Çok araştırırdım, çok okur-
dum ve annemi çok izlerdim. Annemin tek- niği çok iyiydi, onu resim yaparken izlemek bana çok şey kattı. Ders vermek şeklinde değil ama ihtiyacım olduğu zamanlarda beni yüreklendirir ve desteğini verdi. Ön- celeri annemi taklit ettim zamanla kendi tarzımı oluşturdum.
Çok renkli ve eğlenceli figürleriniz var. Tablolarınızdaki ve diğer çalışmalarınız- daki karakterler nasıl ortaya çıktılar? Alexia Bahar: Her şey hayal gücüyle alakalı. Kanada’dan döndükten sonra annemle birlikte bir sergi açmaya karar verdik ve sergimizin sıra dışı, farklı bir konsepti olması gerektiğini düşündük. İç karartmayan, eğ- lenceli, renkli, ince burunlu, dolgun dudaklı, iri gözlü bir kadın figürü geliştirdim. Hem annemin hem de benim resimlerimizde gözler çok önemli. Kadınların duygularını gözleriyle, bakışlarıyla dile getirdiklerini düşünerek birlikte açtığımız ilk sergimizin
Ağustos 2017
82


adını “Gözümser, Gözler Yalan Söylemez” koyduk. Bu figürün marka patenti var ama farklı figürler de çiziyorum. Örneğin yine çok severek çizdiğim ve baykuş olarak bilinen bir karakterim var. Aslında çizdikle- rim baykuş değil. Marmaris deyince akıllara hemen kedi ve balık geliyor ama Marmaris ormanlarında yaşayan baykuş ailesine men- sup bir puhu kuşu vardır. Ben puhu kuşlarını çiziyorum. Puhu kuşlarımı çizerken de şe- kilden şekile sokuyorum. Korsan oluyorlar, sevgili oluyorlar, kadın oluyorlar erkek olu- yorlar, şahmaran oluyorlar hatta milletvekili bile olabiliyorlar. Değişik duyguları, olayları hayvanlarla dile getirmek hoşuma gidiyor. Güçlü Kadir: Ben çizimlerimdeki balıklara mitolojik anlamlar yükledim. Bereket ve yenilenmeyi sembolize ediyorlar. Köpek çizimlerimdeki modelim ise benim kendi köpeğim Thysson. Ahtapotlar bütünleşme- yi, elma cennet meyvesini, kurukafa yaşam ve ölümü, kadehteki içecek ab-ı hayatı sembolize ediyor.
Eski kapılar üzerine çizimlerim ve boya- malarım var. Kapı boyamayı seviyorum. Parçalanarak atılmak veya yakılmak üzere olan eski kapılara yeniden bir şans verdiği- me inanıyorum.
Aslında heykellerim de dahil bütün çalışma- larım yaşam ve ölümü betimliyor.
Çalışmalarınızda hangi materyalleri kul- lanıyorsunuz?
Alexia Bahar: Boyamalarımızda akriliği ter- cih ediyoruz. Renkler çok canlı. Bizim atölye ortamımız yok bu nedenle boyamalarımızın çabuk kuruması gerekiyor. Akrilik çabuk kuruduğu için çok uygun. Ahşap, taş, farklı metaller, çamur, altın varak, guaş gibi farklı materyalleri bir arada kullanmayı seviyoruz.
Etkilendiğiniz sanatçılar ve sanat akımla- rı var mı?
Güçlü Kadir: Salvador Dali, Picasso favo- rilerim. Rönesans dönemi ressamlarına hayranım. Çağdaş Amerikalı çizerlerin pin up kızları ilgimi çekiyor. Benim tarzım çok farklı, bu sanatçıların eserlerini inceleyerek teknik geliştirebiliyorum.
Alexia Bahar: Kadın figürü çok kullanıldı ama benim kadın figürüm tamamen bana ait. Rönesans dönemi tüm sanat eserleri beni çok etkiliyor. Resim, mimari, heykel
gibi tüm sanat eserlerinin başyapıtlarının o dönemde yaratıldığına inanıyorum. Güncel sanatçılardan Rovi Jesher sevdiğim sanat- çılardan. Sanatımı etkilemiyor ama beni besliyor.
Sergileriniz?
Alexia Bahar: Kanada’ da okulumun açtığı sergilere katıldım, ilk sergim annemle birlikte açtığımız “Gözümser”, daha sonra Kadirle birlikte “72. Sokak” karma sergisine katıldık. Kadirle birlikte açtığımız ilk kişisel sergimiz, “Denizci Buldoğun Maceraları
ve Deniz Mahlukatları”. Marmaris’ te “Ekim Coşkusu”na katıldık. Salvadorlu bir arka- daşımızla Marmaris’te “Muhteşem Üçlü” sergisini açtık. Kadir’le birlikte Alaçatı’da
satışlarımız devam ediyor. Büyük firmalarla tasarımcı olarak çalışmayı tercih ediyoruz. Dünya çapında satış yapan ve fuarlara katılan Victoria’s Journals la uzun süredir çalışıyoruz. Akça Kuyumculuk la çalışıyoruz. Yakın zamanda Zorlu Center daki Eatly’ de bir corner ımız olacak.
Gelecek için neler planlıyorsunuz?
Güçlü Kadir: Biz büyük firmalarla tasarımcı olarak çalışmayı planlıyoruz. Yurtdışı plan- larımız var. Los Angles, California, Mikenos, Floransa gibi şehirlerden davetler alıyoruz. Değerlendirme aşamasındayız. Yurtiçinde ise büyük organizasyonlara katılmayı hedef- liyoruz.
Başka sanatlarla ilgileniyor musunuz?
Güçlü Kadir: Ben zaten resmin yanında heykel seramik, taş oymacılığı ahşap boya- ma gibi sanatın pek çok dalıyla uğraşıyo- rum.
Alexia Bahar: Fotoğraf çekmeyi seviyorum. Klasik piyano eğitimi aldım, caz öğrendim, gitar çalıyorum ve söylüyorum. Amatörce tabi ki ama sanatla ilgilenince sanatın her dalı bir arada oluyor. Sanat bir bütün ha- linde işliyor. Gümüş ve değerli taşlarla takı tasarlıyorum.
Marmaris kalesinde sanat galerisi gibi bir evde yaşıyorsunuz. Tarihle iç içe yaşamak nasıl bir duygu?
Güçlü Kadir: Gerçek Marmaris te yaşadığı- mızı hissediyoruz. Apayrı bir atmosferi var. Bizim gibi sanatla ilgilenen insanlar için çok uygun, sürekli beslenecek bir şeyler çıkıyor. Yaşam tazınızı, düşüncelerinizi etkiliyor. Düş gücünüzü geliştiriyor.
Bir mesajınız var mı?
Gelişmekte olan bir ülke olduğumuz için sanata sıra gelemiyor. Sanatsever olmak için sanat eseri satın alınmak gerekmiyor. Eserlerin fotoğra arına bile bakmanın, sergilere gitmenin, sanatla ilgili okumanın, araştırmanın sanat sevgisini geliştirdiğini düşünüyoruz. Ülkemizde maalesef sanat yaşamın içinde değil. Sanatçıyı anlayan, kırmayan, değer veren bir toplumumuz olmasını istiyoruz.
Teşekkürler Alexia Bahar ve Güçlü Kadir
Mare 1, Mare 2 adında iki sergi açtık. Ben “Cumhuriyet Kadınları” sergisine katıldım. Geçtiğimiz günlerde ise Marmaris Kültür ve Sanat evinde “Galaktik Mix” adında yeni bir sergi açtık.
Ürünleriniz Mona Titti Art Galer’nin dışında nerelere satılıyor?
Alexia Bahar: İstanbul’da Big Shop adında bir mağazalar zinciri var. Big Shop bir tasa- rım markasıdır biz de bu markanın tasarım- cılarıyız. Bizden aldıkları görsellerle farklı ürünler yaptırıyorlar. Ayrıca kendi tasarladı- ğımız ürünleri de corner olarak satıyorlar. Yurt dışında ürünlerimizin satıldığı birkaç bağlantımız var. Internetten, instagramdan
Ağustos 2017
83


Röportaj
-Mehmet Ali Bey nasılsınız?
-Hastalarım iyi, ben de iyiyim. Hastalarım iyi olunca ben de kendimi iyi hissediyorum.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Doktoru Mehmet Ali Uygun’a ne zaman hatırını sorsam hep aynı cevabı alıyorum. Mehmet Ali Bey’i hastaları sadece mesleki başarılarıyla değil centilmenliği, nezaketi, duyarlılığı, güler yüzü
ve sabrıyla da tanıyorlar, seviyorlar. Aslen Konya’lı ,sağlıkçı ve köklü bir aileye mensup.
Konya’dan Marmaris’e uzun ve zorlu bir yolu kat eden Mehmet Ali Bey’i yakından tanımak için ropörtaj teklif ettiğimde büyük bir incelikle kabul etti.
ALİ UYGUN
BEYİNLERE DOKUNAN DOKTOR
1-Mehmet Ali Bey bize kendinizden ve kariyerinizden bahseder misiniz?
1959 yılında Konya’da doğdum. Beyin ve sinir cerrahisi doktoru olarak Marmaris’te görev yapıyorum. Konya Maarif Kolejin- den mezun olduktan sonra Hacettepe Tıp fakültesini bitirdim. İhtisasımı Konya Selçuk Üniversitesinde tamamladım. Konya Eğitim Araştırma Hastanesinde baş asistan ola- rak görev yaparken emekli oldum. Emekli olduktan sonra da farklı özel hastanelerde çalışmaya devam ettim.
Evet sağlıkçı bir ailenin oğluyum. Babam rahmetli Ahmet Uygun dahiliye mütehassı-
sıydı. Annem Mübeccel Uygun ise diş heki- mi. Ben beyin cerrahıyım, kız kardeşim diş hekimi. Şimdi oğlum diş hekimi, kızım da 15 gün önce doktor oldu. Amca çocuklarım ve birçok akrabalarımız da sağlıkçıdırlar. Aslında içinde bulunduğumuz Anadolu toprakları sağlıkla çok iç içe. Hipokrat yıllar- ca Kos adasında yaşamış. Lokman Hekim Galenos Bergama’da yaşamış. Dünyanın ilk tıp medresesi Gevher Nesibe Kayseri’dedir. Birçok ünlü ilâçbilimci Anadolu’da yetişmiş. Kısacası bu topraklar pek çok eczacı ve hekim yetiştirmiş.
Tabi ki ailemin de etkisi oldu, gözümü açtığımdan beri sağlık camiası içindeydim. Bir ara uçak mühendisliğini de düşünme- dim değil ama yine de tıp fakültesini tercih ettim.
Planlanmış bir tercih değildi. Tıp fakültesi
4. Sınıftayken bir gün ufak bir trafik kazası yaptım. Aslında küçük bir kazaydı. Bardan çıkan bir seyyar satıcı arabamın arka tarafı- na çarptı. Benden birkaç yaş küçük genç bir çocuktu. İsmi Necatiy di. Yere düştü, biraz alkollüydü. Görünürde herhangi bir şey yok- tu. Ben de tıp fakültesi öğrencisi olduğum için “Seni hastaneye götüreyim” dedim. Kendisi “Benim bir şeyim yok, iyiyim” dedi ama herhangi bir sorun çıkma olasılığını göz önünde bulundurarak ısrar ettim. Kabul etti. Bu arada rahmetli babamın arabasını da babamdan habersiz almıştım. Arabaya
yerleştirdim ve Hacettepe Tıp fakültesinin aciline götürdüm. Bu arada Necati arabada uyumaya başladı. Kapıyı açtım inmiyor. Bir tuha ık olduğunu fark ettim. Asistan ağa- beyleri çağırdım. “Oğlum bunda hafif hafif uykuya meyil başlamış” dediler. Sedyeye aldık, filmler çekildi. “İyi ki getirmişsin, beyin kanaması var” dediler ve yarım saat sonra ameliyata aldılar. Epidural homotom dedi- ğimiz beyin kanaması gerçekleşmiş. Beyinin kemiği ile dış zarı arasında kan birikmesi meydana gelmiş. Sabaha kadar bekledik. Tabi bir de işin sosyal tarafı var. Hemen Necati’nin ailesine ve kendi aileme haber verdim. Neyse ki kurtuldu. O yıllarda Konya da tek bir beyin cerrahisi uzmanı vardı. Yıllar sonra kendisiyle birlikte çalışma zevkine eriştim. Düşünebiliyor musunuz koca kentte sadece bir tane beyin cerrahisi uzmanı var. Eğer ben bu kazayı Konya da yapmış olsay- dım hastaneye götürdüğüm zaman Doktor Demir beyin bulunması, hastaneye gelmesi, filmlerin çekilmesi, ki o zamanlar Konya da tomografi cihazı bile yoktu,hemen teşhis konulması ve ameliyata alınması mümkün değildi.Uzun zaman alacaktı ve Necati geri dönülmez noktaya gelecekti. Onun hayatını kaybetmesi ya da felçli kalması beni, bütün hayatımı, eğitimimi her şeyimi olumsuz etkileyecekti. O zaman beyin cerrahı olmaya karar verdim. Eğer bu olayı yaşamamış olmasaydım rahmetli babam gibi dâhiliye uzmanı olmayı düşünüyordum. Hatta daha tıp fakültesi 4. Sınıftayken dahiliye kitapları- mı almıştım bile. Gerçi son sınıftayken 2 ay beyin cerrahide intern olarak staj yaptım ve orada beyin cerrahinin ne kadar zor olduğu- nu gördüm. Asistanlar 48 saatin yaklaşık 32 saatini hastanede geçiyorlardı. Çok yoğun bir tempo vardı, stres vardı. Hacettepe
2. Ailenizde pek çok sağlıkçı olduğunu biliyorum. Bize ailenizin tıp geçmişini anlatır mısınız?
3-Tıp doktorluğu kendi terciniz miydi yoksa bir aile geleneğini mi sürdürmek istediniz?
Ağustos 2017
4-Beyin cerrahisi son derece zor ve yo- rucu bir uzmanlık alanı. Böyle bir branşı nasıl seçtiniz?
84


beyin cerrahisi Türkiye de 1 numaraydı, şimdide eminim öyledir. Ben bu tempoyu görünce neredeyse vaz geçiyordum ama daha sonra beyin cerrahisinde devam ettim.
Maalesef bırakamıyoruz. Çünkü her şey sadece fiziki yorgunluktan ibaret değil. Evet gündüz belli bir yoğunluk ve ameliyatla-
rın fiziki yorgunluğu var ama aslında olay birkaç gün önceden başlıyor. Ameliyattan önce doğru ameliyatı nasıl yapacağınızı planlıyorsunuz dolayısıyla bunun yarattığı bir gerginlik oluyor. Ameliyata giriyorsu- nuz, elbette ameliyatın yorgunluğu oluyor ama ameliyattan sonra da iyileşme süreci başlıyor. Bu süreç kimi hastada 3 gün kimi hastada 2 ay sürebiliyor. Bu dönemde daima tedirgin bekliyorsunuz. Erken dönem terslikler olabileceği gibi geç dönem terslik- ler de olabiliyor. Bu bazen yapılan ameli- yatla ilgili olabiliyor, bazen anesteziyle ilgili olabiliyor bazen de hastalığın kendisiyle ilgili olabiliyor Bu da bizim devamlı gergin ve yorgun beklememize yol açıyor ve evime geldiğim zaman çoğunlukla kafam karışık geliyorum.
6-Dinlenmek için neler yapıyorsunuz?
Eve gelince rahatlayabilmek için yarım saat televizyonda ne varsa seyrediyorum. Aslına bakarsanız ne seyrettiğim önemli değil sadece ortamdan biraz uzaklaşmayı he- de iyorum. Eşim de bunu bildiği için özen gösteriyor ve hiç kimse yanıma gelmiyor. Daha sonra bir şeyler yiyoruz ardından da rahatlayabilmek için eşimle birlikte kısa mesafe yürüyüşler yapıyoruz.
Biz onun kesinlikle cerrahi branşını seçme-
sini istemiyoruz. Ben onun mümkün olduğu kadar dahili branşlarda, gece uyuyabileceği, hastayla ilişkisinin hasta yanından ayrıldık- tan sonra bitebileceği bir branş seçmesini istiyorum. Bu hastayı hiç görmeyeceği patoloji olabilir, biyokimya olabilir, cildi-
ye olabilir. Ben, ev hayatını da rahatlıkla sürdürebileceği, eve geldikten sonra rahat uyuyabileceği bir branş tercih etmesini çok arzu ediyorum. Ama kızım tercihini bize belli etmiyor, kendi isteğini bizden saklama- ya çalışıyor
Aslen Konyalıyız ama meslek gereği önce Samsun’ da görev yaptım sonra Konya’ ya geri döndüm. Ailemin çok eskiden beri Mar- maris’ te bir evi var dolayısıyla Marmaris’ i zaten çocukluğumdan beri biliyordum, yaz aylarında buradaki evimize gelirdik. Şimdi annem senenin büyük bir kısmını Marma- ris’te geçiriyor. Daha sonra kız kardeşim de Marmaris’ e yerleşti. Böylece annem ve kız kardeşim bir arada olmaya başladılar. Kız kardeşim Marmaris’ te benim branşımda bir boşluk olduğunu söyledi. Ben de annem
ve kız kardeşimle bir araya gelelim, birlikte olalım diye düşündüm. Bu vesileyle Marma- ris’ i tercih ettim. Burada sıfırdan, yepyeni bir çevreyle başladım ama yavaş yavaş kendime göre bir çevre oluşturduğumu düşünüyorum.
Marmaris ‘te olmaktan çok memnunum. Bilirsiniz Marmaris’ in girişinde bir inci hey- keli var. Dünyanın incisi anlamına geliyor. Bu çok doğru bir anlatım. Mesleğim gereği dünyanın pek çok ülkesini görme şansım oldu. Derlerdi ki Havai dünyanın en güzel yeri. Oraya da gittim. Ama samimi olarak söyleyebilirim ki Marmaris hepsinden çok daha güzel. Doğasıyla, körfezleriyle, koya- rıyla, gerçekten muhteşem.
Hastalarımın ve hasta yakınlarının hastalık- larıyla ilgili bilgi edinme hakları olduğuna inanıyorum ve elimden geldiğince hastalığı izah etmeye çalışıyorum. Çünkü hasta da karşıma hastalığının ne olduğu, başına neler gelebileceği, tedavisinin olup olmayacağı veya nasıl olacağı ile ilgili endişelerle geli- yor. Hastam soru sorduğu zaman cevabını onların anlayabileceği şekilde veriyorum. Yeter ki hem hastalarım hem de hasta ya- kınları sorularını belli bir sırayla sorsunlar o zaman bilgi aktarımı daha kolay ve anlaşılır olur. Her soruya karşımdaki dinleyebildiği kadar uzun cevaplar vermeye çalışıyorum ve bundan müthiş keyif alıyorum.
Sörf yapmak istiyorum aslında. Şöyle bir mantığım var mademki deniz kenarında ya- şıyoruz, bu denizden de yaralanmak lazım. Birçok doktor arkadaşımla yaptığımız soh- betlerde fark ettim ki arkadaşlarım yoğun- luları nedeniyle denizden yeterince yararla- namıyorlar. Ben bunun üstesinden gelmeye çalışıyorum ve ara ara sörf yapıyorum ama yeterince ustalaştığımı zannetmiyorum. Bu sene daha iyi olacağımı düşünüyorum. Teşekkür ederim Mehmet Ali Bey. Başarıları- nızın devamını ilerim.
Çok yoğun tempoyla çalışıyorsunuz ve yoruluyorsunuz. Evinize geldiğinizde günün yorgunluğunu stresini kapının dışında bırakabiliyor musunuz?
8- Mesleki ve özel yaşamınızı sürdürmek için Marmaris’i tercih ettiniz, nedeni nedir?
10- Hastalarınızla konuştuğum zaman bana tedavi konusundaki başarılarınızın dışında kendilerine sevecen, sabırlı ve olumlu yaklaşımlarınızdan söz ettiler. Bunca stres altındayken bunu nasıl başa- rıyorsunuz?
9-Bir doktor için 25-30 yıllık hasta çevre- sini bırakıp yeni bir çevre oluşturmak zor bir karar. Marmaris’te yaşamaktan, verdi- ğiniz karardan memnun musunuz?
7-Kızınızın da kısa süre önce tıp fakülte- sinden mezun olduğunu söylediniz. Çok yoğun ve stresli bir uzmanlık alanınız var ama işinizi çok sevdiğinizi görüyoruz. Kendi yaşantılarınızdan yola çıkarak kızı- nızın da aynı uzmanlık alanını seçmesini ister miydiniz?
11-Yapmak isteyip de yapamadığız bir şeyler var mı?
Röportaj: Gül Özdündar Şenay
Ağustos 2017
85


Düğün
Taşkıran Ailesinde Sünnet Sevinci
Yücelen Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Op. Dr Niyazi Taşkıran ile Maden Şirketi işletmecisi Dilek Taşkıran’ın oğlu Ya- ğız Ege erkekliğe ilk adımı attı. Pineta Otel bahçesinde gerçekleşen görkemli sünnet törenine Yücelen Hastanesi yönetim kurulu üyesi Erdinç Gürsoy, Hastane Başhekimi Erol Kaya, Hastane doktor ve hemşireleri, Mar- maris cemiyet hayatının tanınmış simaları ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Davetlileri kapıda karşılayan Taşkıran çifti ITK Koleji’nde okuyan oğulları Yağız Ege’nin erkekliğe adım attığı bu günün de oğulla- rının ilk mürüvvetini dostlarıyla paylaştılar. Bu mutlu gününde 2 yaşındaki Beril Ece de abisini yalnız bırakmadı.
Ağustos 2017
86


Düğün programına katılan yüzlerce kişi, Özdemir Orkestrası’nın söylediği bir birinden güzel şarkılar ve oyun havaları ile coşarken, Erkekliğe ilk adı- mını atan Yağız Ege ise arkadaşlarıyla birlikte Palyoçoların animasyon oyun- ları ve yüz boyamaları ile eğlendiler. Bu mutlu anları fotoğraf sanatçısı Türkcan Fidan ölümsüzleştirdi.
Ağustos 2017
87


Kutlama
Erhan ve Senem’den İlk Adım
Turizmci Semih Özkan'ın Tasarımcı ve Enerji terapi uzmanı kızı Senem Özkan ile Modern Şifa Uzmanı ve Hipnote- rapist Erhan Çatı evliliğe giden yolda ilk adımı attılar. 40 kişilik yakın dost ve akrabalarının katıldığı nişan töreni İçmeler’deki evlerinin bahçesinde gerçekleşti. Senem ve Erhan çiftinin nişan yüzüklerini ise anneanne Fikriye Öz- beyler taktı. Ünlü Kuaför Mevlüt Bayındır’a ait saç modeli ve Make-Up Demet Bayındır tarafından yapılan makyajla Senem Hanım çok beğeni topladı.
Ağustos 2017
‘Benimle Evlenir misin?’
İzmir’de yaşayan ve kurumsal bir şirkette ürün müdürü olan Güven Murat Işık ve Diş Hekimi Merve Koçak tatil için geldikleri Marmaris’te güzel bir
anı yaşadılar. Kız arkadaşı ile 1 yıldır beraber olan Güven Murat Işık, ablası Aysun Işık Dinler’in de katkıları ile güzel bir evlilik teklifi organizasyonu ger- çekleştirdi. Yat limanında birlikte yedikleri romantik bir yemeğin ardından yürüyüş yaparak 19 Mayıs Gençlik Meydanı’na gelen genç çifti güzel bir sürpriz bekliyordu; görkemli su gösterisi anında projektör ile yayınlanan slayt gösterisi bitiminde ‘Benimle evlenir misin?’ sorusu ile karşılaşan Merve Koçak şaşkınlığını gizleyemedi. ‘Evet’ cevabını alan Güven Işık sevgilisine gül ve balonlar eşliğinde tek taş yüzük hediye etti.
88


Düğün
Mehmet ve Uliia ‘nın en mutlu günü
Anastasia Otel Koordinatörü Mehmet Kanar ve Moskovalı güzel Uliia Baryshko ile dost ve akrabalarının katıldığı düğün töreni ile dünya evine girdiler. 2015 yılından beri birlikte olan Kanar çiftinin bu mutlu gününde anne Ruşide Kanar ve Evgeniya Baryshko da davetlilerle tek tek ilgilendi. Romance Otel kumsalında gerçekleşen ro- mantik düğün töreninde damat Mehmet Kanar tüm davetlilere tek tek teşekkür etti.
Hayalleri gerçek oldu
İstanbul’da özel bir şirkette çalışan marka yöneticisi Başar Karaca ve IK uzmanı Şeyma Karaca, hayalleri olan kumsal düğününü Marmaris’te gerçekleştirdiler. En yakın arkadaşlarıyla birlikte masalsı bir ortamda gerçekleşen düğün Özlem Organizasyon imzasını taşıyordu. Özlem Organizasyon’un yaratıcı sahibesi Özlem Uysal’ın ‘Hawaii Beach Party’ konsepti ile gerçekleştirdiği düğün organizasyonu yaza damgasını vur- du. Eğlenceli sahneleri ile hatırlanacak düğün Joya Del Mar Butik Otel’in kumsalında yapıldı. Bu muhteşem organizasyonun anlarını İrfan Bilir muhteşem kareleri ile ölümsüzleştirirken, DJ Tufan Uysal ise eğlenceli şarkıları ile gecenin nabzını yükseltti. Geç saatlere kadar süren düğün töreninde genç davetliler pistten inmedi. Çeşitli animasyonlarla tüm davetliler bol kahkahalı düğün yaşadılar.
Ağustos 2017
89


Düğün
Funda ve Çağdaş’a Çifte Düğün
Club Aida Otel’de mağaza işleten
eski banka çalışanı Funda (Şentürk) Salgın ile su altı özel polisi olan Çağdaş Salgın Barselona’da kıyılan nikahları ve kutlamalarının ardından Joya Del Mare Butik Otel’ de özel bir düğün organi- zasyonu gerçekleştirdiler. 150 kişilik özel bir organizasyon ile gerçekleştir- dikleri düğün töreninde gelin Funda Salgın’ın şıklığı Londra’dan Wed2B, damat beyin ise Damat markası imzası taşıyordu. Hair Club Akın’dan Gülşah Make-Up ve Vizyon Kuaför’den Cem’in de şıklığını tamamladığı Gelin Funda Salgın güzelliği ile göz kamaştırıyordu. Az sayıda seçkin davetlinin katıldığı düğün töreninde 6 kişilik nedimeler de genç çiftin mutluluğuna ortak oldu. Funda ve Çağdaş çiftinin bu mutlu gününde dünür olan Havva Mehmet Salgın çifti ile Havana Raşit Şentürk çifti de davetlilerle yakından ilgilendi.
Ağustos 2017
90


Ağustos 2017
91
Gizem &Hakan
Sonsuza Kadar Evet Dedi
Muğla’nın tanınmış ailelerinden Türkan ve İzzet Özcan çiftinin avukat oğlu Hakan Özcan ile ile Marmaris’in köklü ailelerinden Naciye Samet Sayar çiftinin güzel kızları avukat Gizem (Sayar) Özcan Muğla’da Saray Düğün Salonu’nda gerçekleşen görkemli bir düğün töreni ile hayatlarını birleştirdiler. Binbeşyüzü aşkın davetlinin huzurunda kıyılan nikah töreninde ise genç çift en anlamlı ‘evet’ lerini derken Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar ve Gülten Abulafya Gelinin şahidi, Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun ve Ayşe Polat ise damat beyin şahitliğini yaptı. Güzelliği ile göz kamaştıran Gizem Özcan’ın gelinliği ve Hakan Özcan’ın damatlığı Vakko imzası taşıyordu. Kalabalık bir davetli grubu- nun katıldığı düğün görkemli düğün töreninde sevilen sanatçı Coşkun Sabah romantik şarkılarını Özcan çifti için seslendirdi. Hayatlarına Muğla’da devam edecek olan genç çift balayına ise Hong Kong ve Çin’in Macau adasına gittiler.


Etkinlik
MFÖ
Marmaris’te Ünlüler Geçidi
Sıla
2017 yazında Marmaris Belediyesi katkıları ile Açıkhava Tiyatrosunda bir dizi konser gerçekleşti. Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleşen konserlere Marmaris yaşayanlarının yanı sıra tatile gelen yerli ve ya- bancı turistler de büyük ilgi gösterdi. Ata Demirer ile başlayan kon- serlerin ikincisi Mazhar Fuat Özkan üçlüsüne aitti. Marmaris’e ilk kez konsere gelen MFÖ grubu “burayı çok sevdik tekrar geleceğiz ayrıca Marmaris için şarkı yazmayı da düşünüyoruz” dedi. Ünlü sanatçıları ağırlayan Marmaris bu kez sevilen sanatçı Sıla konseri ile Marmarislileri büyüledi. Alanı dolduran 6 binin üzerinde Sıla hayranı, yaklaşık üç saat süren konserde güzel şarkıcıya, her şarkısında eşlik etti. İyeoka konseri ise hayranlarından tam puan aldı. ABD'li şarkıcı yeni piyasaya çıkan 'Altın' adlı albümünden şarkılarını seslendirdi. Marmaris Amfi Tiyatro Konserleri" kapsamında düzenlenen gecede sahne alan Sibel Can ise "Lale Devri, "Kış masalı", "Hangimiz sevmedik" gibi sevilen şarkılarını seslendirdi. Hayranlarından sık sık şarkılarına telefonlarının ışıklarıyla eşlik etmesini isteyen Can, yaptığı dans figürleriyle de izleyenlere keyi i bir gece yaşattı. Devam eden konserler kapsamında Münakaşa adlı gösterisi ile Yılmaz Erdoğan izleyicileri ile buluşacak.
Ağustos 2017
92


Iyeoka
Sibel Can
Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleşen konserlere Marmaris yaşayanlarının yanı sıra tatile gelen yerli ve yabancı turistler de büyük ilgi gösterdi.
Marmaris açık hava konserlerinde,
halkın güvenliğini sağlayan İlçe Emniyet Müdürlüğü amirleri ve çalışanları da objekti erimize görev anında yansıdı.
Ağustos 2017
93






Geceler
Kurtalan Ekspres Davy Jones's'ta
Barlar Sokağının Rock Starı Davy Jones's
Bar rock severleri ünlü gruplarla buluştur- maya devam ediyor. Efsane Rock grubu Kurtalan Ekspres'i ağırlayan mekan geç saatlere kadar müzik ziyafeti verdi. Sevilen şarkıları birlikte seslendiren bar müdavim- leri gecenin sonunda ünlü rock grubu ile bol bol fotoğraf çektirdi. Aykut Mertel ve Köksal Sütçüoğlu yönetimindeki mekan yaz kış himzet veriyor. Yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çeken Davy Jones's haftanın her günü açık.
Ağustos 2017
96


Hem müzikleri hem yemekleri ile Tam bir ziyafet
Grand Yazıcı Club Marmaris Palace Sea Food Restaurant
İçmeler mevkiinde bulunan Palace Beach gündüz sahilleri ile olduğu kadar akşamları da Sea Food restoranı ile müdavimlerine hiz- met veriyor.İçmelerin prestijli 5 yıldızlı otel- lerinden Grand Yazıcı Club Marmaris Palace yönetiminde olan restoran haftanın iki günü canlı müzikleri ile de davetlilerine çok özel saatler yaşatıyor. Deniz mahsülleri ve akdeniz mutfağından oluşan yemekleri ve sahile sıfır konumuyla özellikle Marmaris yaz akşamları- nın en gözde mekanlarından. Sea Food Res- toran yemekleriyle olduğu kadar müzikleri ile de çok konuşuluyor. Ünlü sanatçı Ahmet Ce- mal ve orkestrası yüzde yüz canlı performansı ile her Cumartesi akşamı müdavimlerine eşsiz geceler yaşatıyor. Mekanda ayrıca rembetiko şarkılarının dünyadaki İzmirli temsilcisi Evrim Ateşler ve orkestrası da her Pazartesi akşamı Palace Beach Sea Food restoranda müdavim- leri ile buluşuyor. Haftanın her günü açık olan mekan diğer akşamları da Dj Akif’in mekana özel müzikleri ile eğlenceli saatler yaşatıyor. 18 30 ‘ da akşam servisine başlayan Sea Food Restorana rezervasyonlu gitmenizi öneririz.
Ağustos 2017
97


Geceler
El Divino Nostaljisi
Eski El divino Restoulonge sahipleri Hülya ve Kenan Yaylalı çifti kendilerine ait Cos- mopolitan Otel’e taşıdıkları mekanlarında ‘Greek Night’ düzenlediler. Özel müdavimle- rine düzenledikleri bu özel gecede dünyaca ünlü modacı Natalia Kurkina, turizmci İlhan ve Semra Gündoğan çifti, Esra Ceyhun Eroğ- lu çifti ve seçkin konuklar katıldı. El Divino özel spesyallerinden oluşan menü davetliler tarafından çok beğenildi. Yunan müzikleri ile renklenen gece için davetliler Yaylalı çiftine teşekkür etti.
Ağustos 2017
İlhan Tarık ve Selçuk hayranlarını coşturdu
Marmaris’in sevilen sesi İlhan Tarık hayranları ile buluşmak için ekstra sahne aldığı Fiskos Bar’da coşkulu anlar yaşattı. Geniş repertuarı ve sesi ile hayranlarını büyüleyen İlhan Tarık. sahnenin sahibi sevilen sanatçı Selçuk ile birlikte şarkılar söyledi. Yaz ayı için özel olarak Mar- maris’e gelen İlhan Tarık İstanbul’da bulunan Bizbize Fasıl’da haftanın her günü sahne alıyor. Sesi ve fiziği ile hayranlarını büyüleyen sanatçı İlhan Tarık yıllara meydan okuyor.
98


Click to View FlipBook Version