The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by Toprak Mahsulleri Ofisi, 2019-09-02 07:09:56

TMO bulten Eylul

TMO bulten Eylul

Ofis Bülten’in eylül sayısı vesilesi ile 2019-

2020 eğitim, öğretim döneminin tüm öğrenci

ve öğretmenlerimize hayırlı olmasını; başarı

Sayı: 34 ve mutlulukla tamamlanmasını temenni edi-
Yıl: 3 yorum.
Eylül
2019 Ahmet GÜLDAL
Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür

“ÜZÜM FİYATI DÜŞERSE
MÜDAHALE EDERİZ”

SIFIR ATIK PROJESİNE
DESTEK

İŞLETMELERDE HİLE
RİSKİ YÖNETİMİ

MISIR ALIM FİYATI
AÇIKLANDI

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

İÇİNDEKİLER KÜNYE

3 SUNUŞ ToprakMahsulleri Ofisi
Genel Müdürlüğü
4 FINDIK ALIMINA Aylık Bülteni
BAŞLADIK
Yıl:3 Sayı: 34 Eylül 2019
8 KURU ÜZÜM FİYATI
DÜŞERSE MÜDAHALE EDERİZ Sahibi
Toprak Mahsulleri Ofisi
9 MISIR ALIM FİYATI Genel Müdürlüğü Adına
AÇIKLANDI
Ahmet GÜLDAL
10 SIFIR ATIK PROJESİNE Yönetim Kurulu Başkanı
DESTEK
Genel Müdür
11 İŞLETMELERDE HİLE RİSKİ
YÖNETİMİ Genel Yayın Koordinatörü
Ümit ORHAN
22 ŞUBEMİZİ
TANIYALIM: ORDU Genel Müdür Yardımcısı

28 Sorumlu Birim
BASINDA TMO Basın Yayın ve Halkla İlişkiler

30 NOSTALJİ Şube Müdürlüğü

Yayın Sorumlusu
Kürşat AYGÜN

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler
Şube Müdürü V.

Editörler
İsa DEMİREL
M. Ufuk MİSTEPE
Buket KURT

TMO OFİS adıyla yayın hayatına başlayan,
“Ofisçi Olmak” anlayışının pekişmesini
sağlayacak dergimiz hakkındaki görüş
ve önerileriniz ile dergimizin ilerleyen
sayılarında yayımlanmasını istediğiniz yazı,
şiir, resim, vb. çalışmalarınızın dergimizin
her geçen sayıda daha da gelişmesi adına
önemli olduğunu düşünüyor; dergimize
katkılarınızı bekliyoruz.

e-mail
[email protected]

Tel
0 312 416 30 42

2

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

SUNUŞ

Değerli Mesai Arkadaşlarım,

Tarım; insanların beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasını
sağlayan, ekonominin temelini oluşturan, en önem-
li sektörlerdendir. Kuruluşundan günümüze değin tarım
politikalarında belirleyici olarak hem ülke gelişimi için
çalışan hem de üretici ve tüketiciyi koruyan kararlar
alan Ofis çalışanlarının gayretleri ile ekonomik kazanım-
ların yanında çok önemli sosyal ve kültürel birikimler de
oluşturmuştur. Eylül 2019 sayımız ile 2016 yılının sonun-
da Kurumumuzun birikimlerini okuyucularla paylaşmak
ve personelimiz arasındaki iletişimi kuvvetlendirmek gibi
amaçlarla yayın hayatına başlayan TMO Ofis Bülten’in 34
sayıdır tüm personel arasındaki sosyal ve kültürel ilişkileri
güçlendirdiği kanaatindeyim.

Kurumumuz kuruluş kanununu ile kendisine verilen buğ-
day işlerini düzenleme görevinin yanında 81 yıllık tarihi
boyunca bitkisel ve hayvansal yağlar, et ve balık, yonca
tohumu ve bakliyat alımı ile benzin, otomobil lastiği, et
kavurması, margarin ve kahve gibi maddelerin tedarik ve
dağıtımı gibi görevleri görevlerini başarı ile yerine getirmiş
ve getirmeye devam etmektedir.

Kuruluşundan günümüze Devletimizin vatandaşına uzanan sıcak eli olan Kurumumuz, bu sene taahhüt ettiği
gibi iştigal alanındaki tüm ürünlerde hasattan önce müdahale alım fiyatlarını açıklayarak spekülatörlere karşı
önlem almış oldu.

Mısır alım fiyatları kapsamında Ofis olarak hazırlıklarımızı tamamlamıştık. Bakanımız Sayın PAKDEMİRLİ’nin
Ağustos ayı başında açıkladığı mısır alım fiyatları ile personelimiz bu görevimizi de başarı ile yürütüyor. Diğer
taraftan 7. kez fındık alımı ile görevlendirilen Kurumumuz 21 Ağustos’ta üreticilerden fındık almaya başladı.
33 ayrı alım noktasında, 60 civarında ekip ve 700 personelle üreticilerimizin memnuniyeti odaklı hizmet
eden Kuruluşumuz, bu görevden de siz değerli personelimizin gayreti ile alnının akı ile çıkacağına inancım
tamdır.

Ayrıca Bakanımız Sayın Bekir PAKDEMİRLİ’nin 22 Ağustos’ta yaptığı açıklama ile kuru üzümde de TMO olar-
ak her an göreve hazır olduğumuz piyasaya duyurularak üreticilerin rahat etmesi sağlandı.

Değerli Mesai Arkadaşlarım,

Ofis Bülten’in eylül sayısı vesilesi ile yaklaşan yeni eğitim-öğretim döneminde öğretmenlerimize ve öğrencil-
erimize başarılar diliyor, 2019-2020 eğitim-öğretim yılının sağlık, mutluluk, huzur ve başarılarla dolu geçme-
sini temenni ediyorum.

3

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

FINDIK ALIMLA

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın talimatları doğrultusunda 7’nci kez fındık alımları ile
görevlendirilen Kurumumuz, hazırlıklarını tamamlayarak alımlarına başladı.

Giresun ve Ordu’da ilk alımın yapılması sebebi ile Fındık Alım Merkezlerinde fındık alım töreni icra edildi.
Törenlerde, Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürümüz Ahmet GÜLDAL, ilk fındık alımlarını gerçekleş-
tirerek alım politikasına ilişkin değerlendirmelerini katılımcılarla paylaştı.

Genel Müdürümüz Ahmet GÜLDAL, sezonun hayırlı olmasını temenni ederek “2019 yılı fındık alım dönemi-
ni başlatıyoruz. İnşallah tüm üreticilerimiz, ülkemiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olur. TMO olarak 7’nci
defa fındık alımıyla Cumhurbaşkanımız tarafından görevlendirildik. 26 Temmuz tarihinde de bizzat Cum-
hurbaşkanımız tarafından fındık fiyatları açıklanmış oldu. Çok değerli, üreticilerimizi mutlu eden, fındık ge-
leceğine ümit veren bir fiyat değerlendirmesi oldu.” dedi.

33 NOKTADA 60 EKİPLE ALIM YAPACAĞIZ

Kurumumuzun bütün hazırlıklarını tamamladığını vurgulayan GÜLDAL Hasat başlamadan evvel yaklaşık 200
bin ton civarında depo hazırlığımızı yaptık. 33 noktada 60 ekiple alım yapacağız. Personelimizi eğittik ve bütün
hazırlıklarımızı tamamladık. TMO olarak üreticilerimizin sıra beklemelerini ve zorluk çekmelerini istemiyoruz.
Bunun için de randevu sistemini uygulamaya başladık. Üreticilerimiz, randevu sisteminde internet üzerin-

4

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr
5
ARINA BAŞLADIK

den şubelerimize ve buradaki alım noktalarımıza
başvuru yaparak ürünün teslim edileceği günü
ve saati alabilirler. Bunu aldıktan sonra da mut-
laka tarım il ve ilçe müdürlüklerinde çiftçi kayıt
sistemi için güncelleme yapmalarını bekliyoruz.
Daha sonra da fındıklarını bize getirecekler.” şek-
linde konuştu.

GÜLDAL, üreticilere mağdur olmamaları için
fındıkların güzel kurutulması ve temiz ol-
ması konusunda uyarılarda bulunarak yüksek
randımanla fiyatların yükseleceğini ifade etti.

Rekoltenin 700 bin tonun üzerinde olmasının
beklendiğini belirten Genel Müdürümüz, “Bütün
fındığı TMO alacak diye beklemiyoruz, onu da
söylemek lazım. Bize yakın fiyatlar da oluştu
serbest piyasada. Ümit ediyorum ki TMO’nun
rakamları bir referans fiyattır. Bu rakamların
üstündeki fiyatlarla bu işin ticaretini ve ihracatını
yapan sektörün de katkısı ile güzel bir hasat se-
zonu tamamlanmış olacak.” ifadelerine yer verdi.

Üreticiler de açıklanan fiyattan ve TMO’nun
fındık alımından memnun olduklarını ifade
ederek Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ER-
DOĞAN’a teşekkür ettiler.

FINDIK ALIMLARI ÖNCESİ PERSONELİMİZLE
TOPLANTI YAPILDI

Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürümüz
Ahmet GÜLDAL; fındık alımları öncesi, alımlarda
görev yapacak alım koordinatörleri ve personel
ile Samsun’da düzenlenen toplantıda bir araya
geldi.

Genel Müdür Yardımcımız Ümit ORHAN ve

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

Fındık İşleri Dairesi Başkanımız Enver ŞİMŞEK’in de hazır bulunduğu değerlendirme toplantısında fındık alım
hazırlıkları gözden geçirilerek alımlar esnasında yaşanması muhtemel sorunların önceden tespit edilmesi ve
önlenmesi adına fikir alışverişinde bulunuldu.
ORDU ALTAŞ TV’DE CANLI YAYINA KATILDIK
Ordu Altaş TV Gündem Özel programına canlı yayın konuğu olan Genel Müdürümüz Ahmet GÜLDAL, 2019
yılı kabuklu fındık alımlarına ilişkin detayları paylaştı.

6

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

Altaş TV’de Gökhan GÜL’ün sorularını cevaplayan Genel Müdürümüz, Türkiye’de ilk defa fındık hasadından
önce alım fiyatlarının açıklandığını vurguladı.
Genel Müdürümüz canlı yayında, fiyatların erken açıklanması sayesinde hasat yapan üreticinin piyasa fiyat-
larından haberdar olduğunu ve piyasanın spekülatif hareketlerle olumsuz yönlendirilmesinin önüne geçildiğini
söyledi.
GÜLDAL; TMO’nun alım kriterlerini fındığın yalnızca alım, depolanma ve pazarlanması ile ilgili değil topyekûn
ülke menfaatini gözeterek belirlediğine dikkati çekti.
Bu yılki alım döneminde yeni bir uygulama olarak üreticilerin telefon numaralarına ürünün teslim edilmesinin
ardından teslim edilen ürünün miktarı, parasal karşılığı ve paranın yatacağı banka hesap bilgilerinin gönderi-
leceğini söyleyen GÜLDAL; ödemelerin en geç 20 gün içerisinde üretici hesaplarına yatırılacağını belirtti.

7

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

PAKDEMİRLİ “KURU ÜZÜM 10 LİRANIN
ALTINA DÜŞERSE MÜDAHALE EDERİZ”

Manisa Üzüm Hasadı Şenliği’nde konuşan Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir PAKDEMİRLİ, Türkiye
genelinde 2019’da 4,2 milyon ton yaş üzüm ve 300 bin tonun üzerinde rekolte beklendiğini belirterek
çekirdeksiz kuru üzümde borsa fiyatının 10 TL’nin altına düşmesi halinde TMO’nun müdahale alımı
yapabileceğini ifade etti.

Bakanımız PAKDEMİRLİ, Manisa programı kapsamında Manisa Ticaret Borsası’nda düzenlenen Sultani
Çekirdeksiz Üzümü Yeni Sezon Açılışı ve Geleneksel İlk Üzüm Satış törenine katıldı.

Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürümüz Ahmet GÜLDAL’ın da aralarında bulunduğu birçok Bakan-
lık bürokratı, üretici ve basın mensubunun yer aldığı törende yaptığı konuşmada Bakanımız, Manisa’nın
en önemli tarım ürünlerinin üretim merkezlerinden bir tanesi olduğunu ve sadece bölgenin değil, ülke
ekonomisinin de en önemli lokomotiflerinden olduğunu dile getirdi.

Türkiye’nin Dünya’da üzüm ihracatında birinci sırada olduğunu da belirten PAKDEMİRLİ, 2019 üzüm re-
kolte tahminini de açıkladı. 2019 yılında yaş üzüm üretim tahmininin 4,2 milyon ton olduğunu belirten
PAKDEMİRLİ “Üzüm rekolte tahmin komisyonlarımızın rekolte çalışmaları sonuçlandırılmak üzeredir.
Kuru üzüm rekoltesinin de 300 bin ton seviyelerinde olacağı tahmin edilmektedir” dedi.

Manisa’da, 50 bin ailenin, bağcılıktan geçimini sağladığını söyleyen PAKDEMİRLİ, Türkiye’deki kurut-
malık üzümün % 85’inin, sofralık üzümün de %20’sinin Manisa’da üretildiğini belirtti. Bakanımız, bu
sonuçla Manisa’nın sadece Türkiye’de değil Dünyada önemli bir üzüm üretim merkezi olduğunu ifade
ederek çiftçileri mağdur etmemek adına devlet olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını da belirtti.

PAKDEMİRLİ, “Buradan özellikle ifade etmek istiyorum! Çiftçilerimizin bu seneki beklentilerini biliyoruz.
Bu yüzden; gerektiğinde müdahale alımı da yapar; ama çiftçimizi asla mağdur etmeyiz!’ diye konuştu.

8

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

BAKANIMIZ PAKDEMİRLİ MISIR ALIM FİYATINI
AÇIKLADI

Tarım ve Orman Bakanımız Bekir PAKDEMİRLİ, geçen yıl ton başına 950 lira olan mısır fiyatının, 2019 yılın-
da yüzde 21 artırılarak ton başına 1150 lira olarak belirlendiğini bildirdi.

Bakanımız PAKDEMİRLİ yaptığı yazılı açıklamada,mısır için belirlenen bu fiyatın, Bakanlık tarafından veri-
lecek yaklaşık ton başına 60 liralık prim ve diğer desteklerle birlikte 1210 liraya kadar yükseldiğine dikkati
çekerek, "Açıklanan bu fiyatla üreticimiz, maliyete göre yüzde 48, diğer bir ifadeyle ton başına 390 lira gelir
elde etmiş olacaktır" ifadesini kullandı.

9

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

KURUMUMUZDAN SIFIR

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatılan ‘Sıfır Atık Pro-
jesi”ne Kurumumuz tam destek verdi. Proje ile hedeflenen doğal kaynakların korunması ve israfın önlenmesi
çalışmaları kapsamında Genel Müdürlüğümüz binasının farklı noktalarına geri dönüşüm kutuları kondu.
İlk günden yoğun ilgi gören kutuların bazıları akşamı beklemeden doldu. Sıfır Atık Projesi konusunda bizde
personelimizin görüşüne başvurduk:

Onur Özkılıç (Memur- Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Şube)
Çok önemli bir proje. Ben bir TMO çalışanı olarak projeyi gönülden
destekliyorum. İş esnasında ister istemez atık üretiyoruz. Özellikle
kağıt ve plastik atıklar çok oluyor. Bunları çöpe atmaktan her za
man imtina duydum. Şimdi bu geri dönüşüm kutuları sayesinde bu
atıkların değerlendirilmesi beni çok mutlu ediyor

Buket KURT (Memur - Özel Büro Şube Müdürlüğü)
Ben kendi evimde de atıkların geri dönüşüme kazandırılmasına
özen gösteriyorum. Çok başarılı bir çalışma. Bu tür çalışmaların
devamını dilerim. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Demet CİVAN (Şube Müdürü - Alım ve Muhafaza D. Başkanlığı)
Sıfır atık projesinin çok faydalı. Ben evde de kağıtları, çocukların
kitaplarını, plastik atıkları ayırıyor, biriktiriyorum. Haftalık olarak
bunları geri dönüşüm kutularına atıyorum. Bu projeyi destekliyorum
kesinlikle uzun soluklu olmalı ve devam etmeli diye düşünüyorum.
Burada da bu geri dönüşüm kutularını kullanıyorum.

10

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

R ATIK PROJESİ’NE DESTEK

Tahir Sarıkaya,(Başmüfettiş – Teftiş Kurulu Başkanlığı)

Tabiki olumlu buluyorum. Bu kutuların konmasının zamanla
daha da oturacaktır. Alışkanlık haline gelecektir. Vatandaş olarak
herkesin uygulaması gereken olumlu bir proje olarak görüyorum.
Doğa hepimizin, sonuçta emanet aldık çocuklarımıza devrede-
ceğiz. Doğayı temiz ve yaşanabilir devretmek önemli bir göre-
vimizdir.

Firdevs YERLİKAYA( Şef- İnsan Kaynakları D. Başkanlığı)

Ofisimiz yenililere açık bir kuruluş. Bu projenin de Ofis’te uygu-
lanmasını olumlu buluyorum. Atıkların hepsinin bir araya top
lanması yerine ayrıştırılması güzel. Bu atıklar değerlendirilerek
ülkemiz ekonomisine kazandırılıyor.

Sıfır Atık Nedir?
“Sıfır Atık”; israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden
geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağın-
da ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan atık yönetim felsefesi olarak tanımlanan bir
hedeftir.
Atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım süreci içinde değerlendirilmeden bertarafı hem maddesel hem de
enerji olarak ciddi kaynak kayıpları yaşanmasına neden olmaktadır. Dünya üzerindeki nüfus ve yaşam stan-
dartları artarken tüketimde de kaçınılmaz şekilde bir artış yaşanmakta ve bu durum doğal kaynaklarımız
üzerindeki baskıyı artırarak dünyanın dengesini bozmakta, sınırlı kaynaklarımız artan ihtiyaçlara yetişeme-
mektedir. Bu durum göz önüne alındığında, doğal kaynakların verimli kullanılmasının önemi daha da ortaya
çıkmaktadır. Bu nedenledir ki son yıllarda tüm dünyada sıfır atık uygulama çalışmaları hem bireysel hem
kurumsal hem de belediye genelinde yaygınlaşmaktadır.

Sıfır atık yaklaşımının esas alınması ile sağlanacak avantajlar;
Verimliliğin artması,
Temiz ortam kaynaklı olarak performansın artması,
İsrafın önüne geçildiğinden maliyetlerin azaltılması,
Çevresel risklerin azalmasının sağlanması,
Çevre koruma bilincinin kurum bünyesinde gelişmesine katkı sağlandığından çalışanların “duyarlı tüketici”
duygusuna sahip olmasının sağlanması,
Ulusal ve uluslararası pazarlarda kurumun “Çevreci” sıfatına sahip olmasının sağlanması, bu sayede saygın-
lığının arttırılmasıdır.

11

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

HUKUK VE
MEVZUAT KÖŞESİ

ATIL TARIM ARAZİLERİNİN ÜRETİME KAZANDIRILMASI

Dünyada geçmişten bugüne tarım arazileri; insanoğlu tarafından barınma ve yaşam alanı olarak kullanılma-
larının yanı sıra, hızla artan nüfusu beslemek için gıda üretim alanı olarak da ihtiyaçlar ve öncelikler doğrultusun-
da kullanılmıştır. İhtiyaçlar ve öncelikler ise zaman, mekân ve gelişme durumuna bağlı talepler doğrultusunda
değişim göstermektedir. Değişmeyen unsur ise tarım arazilerinin daha etkin ve verimli kullanım olanaklarının
artırılmasına yönelik arayışlar olmuştur. Tarım arazileri üzerindeki baskıların artması ile farklı sektörlerin arazi
ihtiyaçlarının tarım arazilerinden karşılanması, arazilerin bir kısmının tarım dışına çıkmasına, bir kısmının ise
verimli kullanılamamasına neden olmuş, bu durum kırsal alanda arazi yönetimi ihtiyacının gerekliliğini ortaya
çıkarmıştır.

Tarım arazilerinin miras yolu ile parçalanması, arazilerin verimli bir şekilde kullanılmasını engellemektedir.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sanayileşmenin ve kentleşmenin gelişmesi,
kırsaldan kente göçün artması gibi nedenlerle kırsal alandaki tarım arazileri atıl durumdadır. Bununla birlikte,
arazi yönetiminde alınan birçok önlemler ile tarım arazilerinin etkin kullanım imkânları geliştirilmeye çalışıl-
maktadır.

Avrupa’da “landlord” ya da ülkemizdeki deyimiyle “toprak ağalığı” sisteminin Fransız ihtilali ile yok olması
ve devlet arazilerinin dağıtımına yönelik tarım reformu çalışmaları neticesinde arazi parçalılığı sorunu ortaya
çıkmıştır. Zamanla kamu alanında ihtiyaç duyulan yatırımların oluşturduğu parçalılık durumunun çözümünde
arazi toplulaştırma çalışmaları ile arazi yönetimi etkili bir araç olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca ara-
zi toplulaştırması ile birlikte tarım işletmelerinin yapısının güçlendirilmesi amacıyla yapılan arazi piyasasına
yönelik düzenlemeler de arazi bankacılığına yönelik ihtiyacın artmasına ve gerekliliğine ışık tutmuştur.

Ülkemizde tarım arazilerindeki mülkiyet dağılımı ve arazi tasarruf biçimi; çok hisseli bir yapıda olup, işletme-
ler küçük, dağınık ve parçalı durumdadır. Türkiye’de 3.021.190 adet tarım işletmesinin % 67’si 50 dekardan
daha az arazi varlığına sahip iken, bu işletmelerin büyük bölümü yeter gelirli işletme büyüklüğünden uzaktır.
Ülkemizde sahiplerince bizzat işlenen tarım arazilerinin yanı sıra, arazilerin bir bölümü ise yarıcılık, kiracılık veya
ortakçılık şeklinde, hiç tarım arazisi olmayan ya da küçük tarım arazisi sahibi olan çiftçiler tarafından düzensiz
olarak işletilmekte ve bu tür işletmelerin sayısının giderek yaygınlaştığı bilinmektedir. Tarım arazilerinin yerel
esaslara göre kontrolsüz şekilde kiralandığı ve ortakçılıkla işletildiği, tarımla ilgisi olmayan kişiler tarafından
spekülatif alış ve satışlarla atıl durumda bırakıldığı, böylece sürdürülebilir tarım politikası ve kısa-orta ve uzun

12

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

vadeli programların oluşturulması ve uygulanmasında sorunlara neden olduğu bilinmektedir.

Ülkemizdeki güçlü bir tarım sektörü için öncelikle arazi mülkiyeti ve tasarruf biçimi ile ilgili tarım arazilerinin tama-
mını kapsayacak bir yapının ve düzenlemenin ortaya konulması, gelişen ekonomik, sosyal ve kültürel konjonktüre
ayak uyduramaz hale gelen tarım arazileri piyasası için yeni bir düzenlemeye ivedi olarak ihtiyaç duyulmaktadır.
Özellikle tarım arazilerinin alımı, satımı, kiracılık ve ortakçılıkla işletilmesinin tanzimi, tarımsal altyapı sorunlarının
çözümü ve üretimin sürdürülebilirliğinin sağlanması için günümüz şartlarına uyan düzenlemelere ihtiyaç bulun-
maktadır. Yapılacak düzenlemelerle; tarım arazilerinin piyasası tamamen gerçek durumu yansıtan bir sisteme ka-
vuşarak, diğer sektörlerden daha az etkilenir bir duruma gelebilecek, tarım işletmeciliği açısından üretime yönelik
planlama ve programların uygulanabilirliği artacak, arazi sahipleri de kendilerini daha güvende hissedebilecek,
böylece mülkiyet sorunları da kolayca ortadan kalkabilecektir.


Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ancak tarım arazilerinin yapısal sorunlarının çözümüne yönelik
düzenlemeleri hala yapamamış ülkelerin, tarım sektöründeki ilk ele aldıkları konu, tarım arazilerinin sorumluluk
olarak tek elden yönetilmesi ve tarım işletmelerinin belirli bir ekonomik ölçeğin altına düşmesinin önlenmesi ya
da belirli bir ekonomik ölçekte tutulmasıdır.

Ülkemizde 06 Temmuz 2013 Tarih ve 28699 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2014-2018 dönemini kapsayan 10.
Kalkınma Planında “Tarım ve Gıda” başlığı altında politikalar bö- lümünde yer alan “Tarımda sosyal yapı gözetil-
erek üretim türüne göre yeter gelirli işletme büyüklüğü temelinde tarımsal işletmelerin etkinlikleri artırılacaktır.”,
hükmü uyarınca tarım arazilerinin etkin ve verimli kullanılmasına yönelik politikaların uygulanması çalışmaları
başlatılmıştır.

Arazi Bankacılığı konusunda 27.09.2017 tarih ve 30193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı
ile yürürlüğe giren ve 2018-2020 Dönemini Kapsayan Orta Vadeli Planda “Arazi bankacılığı gibi modellerle atıl
tarım arazileri üretime kazandırılacaktır.” düzenlemesi yer almıştır. Buna ilaveten, 28.10.2017 tarih ve 30224 sayılı
Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren “2018 Yılı Programı”nda “Atıl tarım arazilerinin üretime kazandırıl-
ması, tarımsal işletmelerin etkin çalışmasına yönelik modeller geliştirilecektir.”, ibaresi bulunmaktadır. Böylece
Yıllık Program kapsamında; tarımsal üretimde faydalanılamayan atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılmasının
yanı sıra, etkin çalışamayan küçük ölçekli işletmelerin kümelenme yaklaşımı, sözleşmeli üretim, arazi bankacılığı,
kiralama yöntemleri gibi çeşitli modellerle verimli şekilde çalışmasının sağlanması amaçlanmıştır.

Bunun yanı sıra 20 Eylül 2018 Tarih ve 30541 Sayılı Resmi Gazete’de (2. Mükerrer) yayınla- nan (Cumhurbaşkan-
lığı 108 karar sayılı) “Yeni Ekonomik Program (Dengelenme-disiplin-de- ğişim) 2019-2021 Orta Vadeli Program”
kapsamında “5. Büyüme ve İstihdam” başlığı altında yer alan “Politika ve Tedbirler” Alt Başlığının 11. Bendinde
“Atıl tarım arazilerinin tarımsal üretime kazandırılması için gerekli kurumsal ve hukuki altyapı oluşturulacaktır.”
hükmüne de yer verilmiştir. Yeni Ekonomik Program (Dengelenme-disiplin-değişim) (2019-2021 Orta Vadeli Pro-
gram) kapsamına eklenen Tedbir, Bakanlığımız 2018 yılı Performans Programında “Temel Politika ve Öncelikler”
bölümünde yer almıştır.

Bu yazı: “Atıl Tarım Arazilerinin Üretime Kazandırılması ile Arazi Bankacılığı Kurumsal Altyapı Oluşturma Bölge ve
Merkez Çalıştayları Sonuç ve Değerlendirme Raporu”nun giriş bölümünden alınmıştır.

13

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

SİZDEN GELENLER

M.Ufuk MİSTEPE
Strateji Geliştirme Dairesi
Başkanlığı - Uzman

İŞLETMELERDE HİLE RİSKİ YÖNETİMİ

Önceki e-bültenimizde Kurumsal Risk Yönetimi (Enterprise Risk Management) konu başlıklı
makalemiz yayınlanmış ve kurumların başarısının büyük ölçüde riskleri belirleme, önleme, azaltma
ve yönetme kapasitelerine bağlı olduğunu ifade etmiştik.1
Bu ayki bültenimize konu başlığı olan Hile Riski Yönetimi de özünde kurumsal risk yönetiminden
çok farklı bir süreç değildir. İki yaklaşım arasındaki temel fark; kurumsal risk yönetimi işletmeyi
etkileyebilecek bütün potansiyel olaylara yönelik bir süreçken, hile riski yönetiminin işletmeyi et-
kileyebilecek hile vakalarına odaklanan bir süreç olmasıdır.2
Son yüzyılda yaşanan hile ve yolsuzluklar işletmelerin ve yatırımcıların varlığı ve geleceği açısından
bir tehdit oluşturmaktadır. 21. yy’da ortaya çıkan şirket skandallarıyla birlikte, finansal piyasaların
şeffaflığı, bağımsız denetimin etkinliği, güvenilir ve kaliteli bilgiye ulaşma, kurumsal meslek ahlâkı
gibi konular da artık tartışılır hale gelmiştir.3 Bu sebeple hilenin önlenmesi ve ortaya çıkartılması
işletmeler açısından bir gerekliliktir.
Hile; sahtekârlık, emniyeti kötüye kullanma ile nitelendirilebilecek gücü veya varlıkları kötüye kul-
lanma, zimmete para geçirme gibi hukuk dışı fiillerdir. Hukuk dilinde, bir kimseyi istenen yönde
bir irade beyanında bulundurmak için onda yanlış bir kanaat uyandırarak veya mevcut bulunan
hatalı fikrin devamını sağlayarak yanıltmayı ifade eder. Hile eyleminde, hilekârın kendisine yarar
sağlaması esası vardır. Kesinlikle kasıt unsuru bulunmaktadır. Her durumda hile eyleminde kurban
kişi veya işletme zarar görür.4
ACFE (Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Birliği) tarafından en son 2016 yılında yayımlanan
rapora göre işletmeler her yıl gelirlerinin yüzde beşini hile nedeniyle kaybetmektedirler.4 İşletme-
lerin tutar olarak kaybı ise tüm dünyada yaklaşık 3.5 trilyon dolardır. (ACFE Hile Raporu 2012)
Rutin olmayan denetim faaliyetleri, bir kurumda meydana gelen hile veya usulsüzlüklerin ortaya
çıkarılmasını amaçlayan denetim çalışmalarıdır. Bu tür vakalar organizasyonun maddî ve manevî
anlamda önemli kayıplara uğraması riskini içermektedir. Hileli işlem sonucunda maddî anlamda
işletme zararı ortaya çıkarken manevî anlamda telâfisi zor itibar kayıpları meydana gelmektedir.
Önlemek için işletmelerin risk odaklı denetim anlayışının gereği olarak hile risklerini etkin bir şekilde
yönetmeleri kritik önemi haizdir.5
Yasa ile işletmelerde bir denetim komitesinin oluşturulması, etik kodlarının teşvik edilmesi, işlevsel

14

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

bir iç kontrol sistemi ile iç denetim biriminin temin edilmesi ve uygulanması sağlanmaya çalışılır. Böylece
işletmelerde hilenin ortaya çıkartılması ve önlenmesi işletmede verimliliğin artmasına, işletme faaliyetlerinin
sağlıklı bir şekilde yürütülmesine ve işletme güvenirliliğinin artmasına yardımcı olacaktır.4
Pek çok farklı şekilde meydana gelebilen hilelerin, işletmelere verebileceği zararlardan bazıları şu şekilde ola-
bilir: • Olası ceza davaları, hem işletmenin hem de içerdiği kişilerin itibarını zedeler. • Doğrudan finansal etki
yapar (Hileden dolayı oluşan zararlar, hilenin araştırılma maliyetleri, hukuk davaları vs.). • Dolaylı olarak mal-
iyetlere neden olur (Önemli tedarikçi ve müşteri kayıpları, yönetimin dikkatinin dağılması, yeni iş fırsatlarının
kaybedilmesi, işletmenin marka değerinin azalması). • Hisse fiyatlarının düşmesine yol açar.6
Bu arada bazı önemli HİLE ÇEŞİTLERİ adlarını da verelim: Sahte ölçüm, tartım ve sayım, Hileli finansal rapor-
lama, Yanıltıcı beyan, Ticarî rüşvet, Banka hilesi, Hileli iflâs, Sahte çek düzenleme, Bilgisayar hilesi, Zimmete
geçirme, Gerçeği çarpıtma, Sahte reklâm, Sahte kimlik, imza, diploma, rapor ve belge, Sahte değer biçme,
Sigorta hilesi, Komisyon verme, Abartı gelirler ve stoklar, Vergi hilesi, Haksız zenginleşme, Varlıkların kötüye
kullanılması, İçerden öğrenenlerin ticareti vb.7
Çapraz kontrollerin yapılmaması, müşteri memnuniyeti adına imzasız ödemeler yapılması, şifre güvenliğinin
ihlâl edilmesi ve yetki devirlerinin sistemden yapılmaması hile eylemi açısından fırsat oluşturması yönüyle
hile unsurları olarak değerlendirilebilir. İlgili şubenin çalışma ortamı personelin müşterilerle kabul edilemeye-
cek ölçüde yakın ilişki kurmasına uygun bir özellik taşıdığında yine iş ortamından kaynaklanan bir fırsat ortaya
çıkabilir.5 Hilenin gizlenmesi genellikle, fark edilmesini de çok zorlaştırmaktadır. Denetçi buna rağmen hile
yapmaya veya hile yapma fırsatı sağlamaya yönelik bir teşvike veya baskıya işaret eden olayların olduğunun
farkına varabilir.3
Geleneksel denetim yaklaşımının uygulanarak hileyi gerçekleştikten sonra ortaya çıkartmaktan ziyâde hilenin
önlenmesi ve önüne geçilmesi üzerine yoğunlaşılması, işletmelerin karşı karşıya kalacakları maddî ve manevî
kayıpları azaltacaktır.8
Bir işletmede etkili bir iç kontrol sisteminin olması hilenin önlenmesi için atılacak adımların en önemlisi ve
en etkilisidir. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte işletmelerde iç kontrol sisteminin varlığı ve etkin olarak

15

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

çalışması önem kazanmıştır.9 Hile vakaları; zayıf iç kontrol sistemleri olan, varlıklarının etkili korunamadığı,
yakalanma ihtimalinin az olduğu ve kabul edilebilir davranışların neler olduğu konusundaki politikaların açık
olmadığı işletmelerde daha çok görülmektedir. ACFE tarafından yapılan bir araştırmada, araştırma kap-
samındaki işletmelerde görülen hile vakalarının %90’ının uygun iç kontroller kullanılmış olsaydı önlenmiş
olacağı ortaya çıkmıştır. (Cendrowski, Martin ve Petro, s. 120)2
İç denetçiler, kurumun faaliyetlerinin çeşitli katmanlarındaki potansiyel risklerinin seviyesine uygun bir şekil-
de, iç kontrol sisteminin yeterliliğini ve etkililiğini inceleyip değerlendirerek, hilenin önlenmesine yardımcı
olmaktan sorumludurlar.2
Hile riskini azaltan en önemli unsurlardan birisi işletmede görevlerin ayrılığı ilkesinin etkili olarak uygul-
anmasıdır. İşletmede bir sürece ilişkin kilit konumdaki görevleri aynı kişi yapıyorsa hile riski artmaktadır.
Örneğin bir işlemi yapan, onaylayan ve kontrol eden aynı kişi olduğunda hem hilenin meydana gelme riski
artmakta hem de gizlenmesi kolaylaşmaktadır.2
Bağımsız denetçi hilelerin neden olduğu zararlardan korunmak için müşteri işletmedeki hile riski faktörlerini
dikkate alarak risk değerlemesi yapar. Aynı zamanda denetimini, olası hileleri ortaya çıkarabilecek şekilde
plânlamak ve yürütmek durumundadır. Bağımsız denetçinin hileler konusunda iç denetçiyle işbirliğine git-
mesinin etkin bir denetimde önemli bir işlevi olacağı öngörülmektedir.7
Araştırma sonuçlarına göre genel olarak denetçilerimizin hileler konusuna gereken önemi verdikler-
ini söyleyebilsek de bu yeterli bir düzeyde değildir. Ülkemizdeki denetçilerin konu üzerinde daha fazla
bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve bilgilendirilmesi denetim mesleğinin olmazsa olmazı olan “GÜVEN” un-
surunun zedelenmesini engelleyecektir.7
Sonuç olarak, işletme sahiplerinin temel ilkeleri (görevlerin ayırımı, yetkilendirme, belgeleme ve muhasebe
kayıt düzeni, fiziksel kontroller ve bağımsız mutabakat) göz önünde bulundurarak kuracakları bağımsız
çalışan etkin bir iç kontrol sisteminin hem işletmenin varlıklarını koruyacağı hem de amaçlarına ulaşmasını
kolaylaştıracağı söylenebilir.9

KAYNAKÇA

1 MİSTEPE, M. Ufuk – Kurumsal Risk Yönetimi, TMO Aylık E-Bülteni, Kasım 2018, Sayı: 24, sh. 18-19.
2 AKDEMİR, Çağla – İşletmelerde Hile Riski ve Türk İşletmelerinde Hile Riskinin Ölçülmesi ve Değerlendirilmesi, M.Ü.
SBE Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010, 251 sh.
3 CELAYİR, Dr. Duygu – Denetimde Hile ve Bağımsız Denetçinin Hile Risk Değerlendirme Süreci, Sosyal Bilimler Der-
gisi, Yıl: 5, Sayı: 20, Şubat 2018, sh. 154-167.
4 DOĞAN, Dr. Saime / KAYAKIRAN, Yrd. Doç. Dr. Dilek – İşletmelerde Hile Denetiminin Önemi, Maliye Finans Yazıları,
2017 (108), 167-188.
5 KABAN, Öğr. Gör. Dr. İ. / GÜL, Dr. Öğr. Üye. M. / ERYILMAZ, Öğr. Gör. Y. - Hile Denetimi Araçları Olarak Hile Riski
Değerlemesi ve Kırmızı Bayraklar: Bankacılıkta Örnek Bir Uygulama, Bankacılar Dergisi, Sayı: 106, 2018.
6 KARDE Kurumsal Araştırma Risk Danışmanlık ve Eğt. A.Ş. – Hile Riski Değerlendirme, http://www.karde-as.com
7 KİRACI, Murat – Hile Riski Değerlemesinin ve Hileleri Bulmanın Denetimin Etkinliğindeki Rolü, Dok. Tezi, 2004.
8 EROL, Selin – Hile Denetiminde Proaktif Yaklaşımlar, İTÜ SBE Yük. Lis. Tezi, İstanbul, 2016, 91 sh.
9 HATUNOĞLU, Doç. Dr. Z. / KOCA, Öğr. Gör. N. / KILLI, Öğr. Gör. M. - İç Kontrolün Muhasebe Sistemindeki Hata ve
Hilelerin Önlenmesindeki Rolü Üzerine Bir Alan Çalışması, MKÜ SBE Der., Yıl 2012, Cilt 9, Sayı 20, s. 169-189.

16

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

Üreticinin,
Tüketicinin

ve
Ülkemizin Gururu

17

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

SAĞLIK KÖŞESİ

GÜNEŞ ÇARPMASINA KARŞI 7 KALKAN

Sıcak havalar insan sağlığını da ciddi şekilde etkileyebiliyor. Özellikle kalp, hipertansiyon ve diyabet gibi ra-
hatsızlığı olanlar için risk daha da büyük.
Güneş çarpması belirtileri
Uzun süre güneşin altında kalmanızın ardından görülen genel vücut ağrısı, kas krampları, baş ağrısı, bulantı,
baş dönmesi, karın ağrısı, bilinç bulanıklığı, halüsinasyon, bayılma ve kalpte ritim bozukluğu güneş çarp-
masının yol açtığı problemler. Sıvı kaybının daha önemli boyutlara çıktığı durumlarda ise süratle müda-
hale edilmemesi halinde koma ve can kaybı durumları da yaşanabiliyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi İç
Hastalıkları Uzmanı Dr. Tamer Çeviker güneş çarpmasından korunmanız için almanız gereken önlemleri an-
lattı, önemli önerilerde bulundu.
1- Su içmeyi ihmal etmeyin
Güneş çarpmasından korunmak için bol sıvı tüketmeniz çok önemli. Bunun nedeni ise suyun insan vücudunun
yüzde 60-80’ini oluşturması. Aşırı sıcaklarda vücutta terleme mekanizması bozuluyor, bunun sonucunda
terleme ve buharlaşma yoluyla sıvı ile mineral kaybı oluyor. Vücut işlevini yerine getirmekte güçlük çekiyor
ve ısısı 40 derecenin üzerine çıkabiliyor. Bol sıvı alarak terleme yoluyla kaybedilen sıvı ve mineralleri geri a-
labilirsiniz. Ayrıca vücut dinamizmini ve sıcaklığını korumuş olursunuz. En başta su olmak üzere; maden suyu,
ayran ve soda sağlıklı alternatifler olacaktır.
2- 10.00 – 15.00 saatleri arasında dışarı çıkmayın
Gündüz güneş ışınlarının yeryüzüne en dik geldiği 10.00-15.00 saatleri arasında dışarı çıkmayın, eğer mecbur-
sanız gölgeden yürümeye özen gösterin. Vücuttaki ısı dengesini korumak için eve döndüğünüzde vücudu-
nuzun açıkta kalan bölümlerini ve koltuk altı, kollar, kasıklar, boyun ile yüzünüzü soğuk suyla yıkan.
3- Alkol, çay ve kahveden uzak durun
Vücutta sıvı ihtiyacını artıracak olan alkol ve çay ile kahve gibi kafein içeren içeceklerden kaçının.
4- Gözlük ve şapkasız dışarı çıkmayın
Dışarıya çıkarken geniş siperlikli şapka ve güneş gözlüğü kullanmak güneş ışınlarının vücuda değme yüzeyini
azaltıp buharlaşmayı ve sıvı kaybını azaltıyor. Güneş gözlüğünün ultraviyole ışınlarından koruma özelliğine
sahip olmasına mutlaka dikkat edin.
5- Gün içinde 2-3 kez ılık duş alın
Sık duş almak vücudun ısısını düşürüyor, terlemeyi azaltıyor, mineral ve tuz kaybını engelliyor, tansiyonu

18

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

düzenliyor. Bu sayede güneş çarpmasından koruyor. Ayrıca terleme sonrasındaki kötü kokuları ve mantar
oluşumunun önlüyor. Gün içinde en az 2-3 defa duş alın ancak vücut ısısını hızlı düşüreceği ve yaz aylarında
soğuk algınlığına neden olabileceği için soğuk suyla duş almaktan kaçının. Duş suyunun ılık olmasına da
dikkat edin.
6- Güneşlik kullanın
Yolculuk sırasında bol bol su tüketin, pencerelere güneşlik takın, iç ısıyı ılık tutacak derecede ayarlanmış kli-
ma kullanın. Klimanın filtre temizliğinin düzenli yapıldığından da emin olun.
7- Pamuklu ve açık renkli giysiler giyin
Güneş çarpmasından korunmak için pamuklu, ince, açık renkli ve bol giysileri tercih edin. Açık renkli giysiler
sıcağı yansıtıyor, koyu renkli kıyafetler ise içine hapsediyor, bunun sonucunda da vücut sıcaklığını ve terle-
meyi artırıyor. Vücudu sıkan, sentetik kumaşlardan, naylon ve polyesterden yapılan giysilerden de kaçının.
Bu giysiler vücudun havalanmasını önlüyor, ısı ile nemi tutuyor ve vücut sıcaklığını artırıyor. Bu etkileriyle de
güneş çarpmasına karşı hassasiyeti artırıyor.
Bu yazı Acıbadem Hastanesi sitesinden alınmıştır.

19

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

MOR REYHAN ŞİFA KAYNAĞI

Türkiye’de tıbbi aromatik bitki çeşitliliği kategorisinde Coğrafi İşaret Belgeli Arapgir’in mor reyhanı
adeta bir şifa deposu. Çayı, şerbeti, reçeli, ezmesi yapılan mor reyhanın 200’ün üzerinde aromatik
değere sahip olduğu biliniyor. Güçlü bir antioksidan kaynağı olan bitkinin “sinek kovucu” özelliği de var.
İşte mor reyhanın başlıca faydaları:
Yaraları iyileştirici etkisi bulunuyor.
Mor reyhanda ısıragan otu gibi saçların dökülmesini önlüyor. Aynı zamanda saçları kuvvetlendiriyor
canlı görünmesini sağlıyor.
Mide ve bağırsak ağrılarına iyi gelen bitki ishal, bağırsak sancıları, mide bulantısı ve kusma rahatsı-
zlıklarda çay olarak tüketildiğinde olumlu katkı sağlıyor.
Nezle, kuru öksürük, baş ağrısı gibi rahatsızlıkların tedavisinde de iyileşme amacıyla çayı içiliyor.
Limon ile çiğ olarak tüketildiğinde fazla kilolarınızdan kurtulmanıza yardım ediyor.
Sigara içme isteğine karşı da kullanılan mor reyhan, sigara bırakma çabanızı destekliyor.
Ayrıca uykusuzluk problemi, anne sütü arttırıcı, hazmı kolaylaştırıcı, stres, sinirlilik asabiyet, gerginlik,
huzursuzluk ve rahatlatıcı bir özelliği de bulunuyor.

20

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

21

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

ŞUBELERİMİZİ TANIYALIM

ORDU ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

2006 yılında Samsun’a bağlı ekip statüsüyle İlçesinde denize taş dolguyla inşâ edilen
açılmış olan işyeri, 2007 yılında ajans amirliğine dünyanın üçüncü, Avrupa’nın ve Türkiye’nin ilki
çevrilmiş, 2008 yılında şube statüsü kazanarak özelliğini taşıyan uluslararası Ordu - Giresun
bağlı Fatsa Ajans Âmirliğiyle faaliyetlerine Havalimanı ile sağlanmaktadır. Açılışı 2007
devam etmiş ve 2013 yılında kapatılmıştır. yılı Ocak ayında yapılmış olan Ordu Nefise
Kurumumuzun tekrar 2017 yılında fındık AKÇELİK Tüneli 3.830 m’lik mesafesiyle
alımında görevlendirilmesiyle Samsun’a bağlı ülkemizin ikinci en uzun tüneli konumundadır.
ekip statüsünde açılmış olup aynı yıl eylül ayında Ordu, 140 yıl önce Sultan Abdülaziz döneminde
tekrar şube statüsü kazanarak faaliyetine devam Karadeniz’i İç Anadolu Bölgesi’ne bağlayacak
etmektedir. yol olarak projelendirilen tarihî Karadeniz
İş yerinin İştigal Konusu: Ordu Şube Müdürlüğü - Akdeniz yolu ile İç Anadolu’ya ve haliyle
hinterlantında kabuklu fındık alımı yapılmakta Akdeniz’e bağlanacaktır.
olup alınan ürünün muhafaza ve satış işlemleri Şube ve Bağlı İş Yerlerinin Konaklama İmkânları:
yapılmaktadır. Ayrıca perakende olarak pirinç, Şube idare binası bodrum + 5 kat olup, 5.
yeşil mercimek, nohut, fındık, krokan fındık, katında mutfak ve terasla birlikte personelin
fındık drajesi, fındık yağı, sütlü ve kakaolu fındık dinlenme alanı, 3. katta 1 çift kişilik ve 2 tek
kreması satışı da yapılmaktadır. kişilik olmak üzere toplam 2 konaklama odası,
Personel Durumu: İşyerinde toplam 18 personel bodrum katında malzeme / ürün deposu ve
görev yapmaktadır. arşiv bulunmaktadır.
Şube Müdürlüğü’ne Bağlı İş Yerleri Unvanları: İşyeri Depolama İmkânları ve Kapasitesi:
Ordu Şube Müdürlüğüne bağlı ajans amirliği ve Şube’ye ait depo ve tesis olmamakla birlikte
tesisli ekip bulunmamaktadır. Ünye’de halihazırda kiralık 25.000 ton’luk
Ulaşım Durumu: Hava ulaşımı, yapımına 2011’de depolar mevcuttur.
başlanan ve 2015 yılında tamamlanan Gülyalı Ordu’nun Tarihçesi: Ordu, Boztepe’nin batıdan
çevirdiği Kiraz Limanı adlı koyun kenarında 18.
22

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

yüzyılın sonlarına doğru kurulmuş yeni bir şehirdir. Karadeniz dağlarında yayılan Türkler, sahile
Antik dönemlerde bu yörede bulunan Kotyora inen 70 - 80 km’lik dağlık ve sarp alanı, ancak
şehri, içeriye doğru giden bir karayolunun başında 120 yıllık bir süreç içinde fethettiler. 1427’de
yer alıyordu. Etrafındaki ufak koylar tabii birer Osmanlılar bu Türk Beyliği’ni ilhak ettiler. 17.
liman ve barınak durumundaydı. Kuzeybatısında yüzyıldan itibaren, Bucak’ta bir iskele ve câminin
bugün Bozukkale denilen, iki tarafı derin koylarla inşâsı ve özellikle 18 ve 19. yüzyıllarda doğudan
çevrili küçük bir yarım ada mevcuttu. Sırtı gelen Müslüman ve gayrimüslim göçlerle
Boztepe’ye dayalı küçük, fakat gemiciler için uygun bölgenin merkezi, Eskipazar’dan Bucak’a kaydı.
bir yerleşimdi. Ordu’nun nüfusu, 1877 - 1878 Osmanlı - Rus
Kotyora küçük bir koloni idi. MÖ II. yüzyılda Pontus Harbi sonrası Kafkasya’dan gelen göçlerle
Kralı I. Pharnakes zamanında boşaltılarak halkı beslendi. Ordu, 1876’da Trabzon’a bağlı bir
Giresun’a nakledilmiştir. MÖ 675’lerden itibaren kaza statüsünde idi. 04 Aralık 1920’de müstakil
Karadeniz Bölgesi’ne sırayla Fenikeliler, Kimmerler, sancak haline getirildi. 04 Nisan 1921’de
İskitler, Miletliler, Persler, Makedonyalı İskender ve merkezi Ordu olmak üzere Canik sancağına
komutanları gelmişlerdir. Yöreye, yaklaşık 3,5 asır merbut Fatsa ve Ünye kazalarının rapt ve ilhakı
yaşayan Pontus Devleti (MÖ 280 - MS 63) hâkim suretiyle Ordu Müstakil Livası teşkil edilmiştir.
olmuştur. Bu devleti Roma İmparatorluğu ortadan 1923 yılında “Sancak” adı “Vilâyet” olarak
kaldırmıştır. Ardından Ordu, Bizans’ın denetimine değiştirilerek bugünkü mülkî taksimatta Ordu
girer (395). Bölge IV. Haçlı Seferi sırasında Vilâyeti olarak yerini almış ve il olmuştur. 30
İstanbul’un işgali (1204) sonrasında, Trabzon’da Mart 2015 tarihinde de büyükşehir statüsünü
kurulan Rum Devleti’nin sınırları içinde kalır ve kazanmıştır.
1270 - 1380 yılları arasında, çeşitli Türkmen boyları, Gezip Görülmesi Gereken Mekânlar: Etnoğrafya
özellikle Hacı Emiroğulları tarafından fethedilir.

23

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

Müzesi, Bolaman Kalesi ve Haznedaroğlu Konağı, (Mantar) Kavurması, mısır ekmeği, turşu
Teleferik Turu, Cıngırt Kayası, Ünye Kalesi ve Kaya kavurmaları, dible, Ünye’nin su böreği, dağ çileği,
Mezarı, Çamlık, Ünye Müze Ev, Asarkaya Kent kıvırma tatlısı, lokum, pandispanya ve biber
Ormanı, Ünye Çakırtepe ve Dört Mevsim Pidesi tuzu, hamsi tava, buğulama ve hamsili içli tava
(Yağlı), Kaya Mezarları, Yason Kilisesi ve Burnu, ve balıklar, TMO fındık ürünleri; Ünye süs sabağı
Meletios Kalesi, Gençağa Kalesi, Kurul Kayası, ve ağaç yakma sanatı, manyetik kumlu takılar ile
İbrahim Paşa Câmii, Ünye Yalı Panagios Kilisesi, münyatür ürünleri önemli olanlardır.
Dereçayır Çivisiz Câmii, Boztepe, Turnasuyu, Fındığın Tarihçesi: Fındık sözcüğü, Arapça
Gaga Gölü, Ulugöl, Harçbeli, Aydoğan Tepesi, bunduk (funduk), Farsça “fenduc” ve Antik
Sayacabaşı, Ünye Yûnus Emre Külliyesi, Uzunkum, Çağ’da Karadeniz’in adı olan “Pont Exinus”tan
Fatsa Ilıcası, Eriçok Tepesi, Zile Yaylası, Ünye türetilen “pontik” sözcüğünden gelir. Plinius,
Feneri, Cüle Yaylası, Çambaşı Yaylası, Aybastı - fındığa “Pontos cevizi” denildiğini kaydetmiştir.
Perşembe Yaylası, Mesudiye - Keyfalan Yaylası, Herodotos (MÖ 490 - 425), Herodot Tarihi’nde
Yeşilce - Topçam Yaylası, Akkuş - Argın Yaylası ve fındığın Karadeniz’in doğusunda yetiştirildiğini
Ünye Çınarsuyu Tabiat Parkı ve Kampı ile Ünye’nin yazarken, antik Çağ’da yağının nasıl çıkarıldığını
Manyetik Kumlu Sıhhî Plâjları. da tarif etmektedir. İbn-i Sina (930 - 1037) El
Yörenin Tavsiye Edilecek Meşhur Unsurları: Ordu Kanun Fi’t-Tıbb’da çeşitli hastalıklarda kullanılan
ilinin mahallî yemeklerinden pancar çorbası ve bir ilâç olarak fındıktan bahseder. Ispartalı
sarması, Melocan Kavurması, Sakarca (Sütlücen) Seyranî (13. yüzyıl) Karadeniz ziyâretinde
Mıhlaması, Galdirik Kavurması, keşkek, Tirmit Giresun’da bolca fındık yetiştiğinden bahseder.

24

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

Evliya Çelebi Trabzon yöresi için “Dağlarında taşlarında cümle ormanları fındıklıktır” der. Fındığın
uluslararası ticarette ilk yazılı belgesi 1403 yılını taşımaktadır. III. Henri’nin, 1403’de Timur’a gönderdiği
elçinin yolculuk izlenimlerini yazdığı seyahatnamede; ‘17 Eylül 1403’te Trabzon’dan; kaptan Nicolos
Cojen yönetimindeki fındık yüklü bir gemiyle 25 günde İstanbul’a gittik.’ yazılıdır.
1782’de Rusya’ya, 1792’de Romanya’ya, 1875’de Belçika’ya fındık dışsatımı başlamıştır. İç fındık
ilk dışsatımı 1879 yılında yapılmıştır. Ekim 1935’te Ankara’da Birinci Ulusal Fındık Kongresi toplanır.
1936 yılında Giresun’da Fındık İstasyonu kurulur. Atatürk, 01.11.1937’de TBMM açılış konuşmasında;
“Önümüzdeki yıl içinde, fındık başta olmak üzere diğer belli başlı ürünlerimizi de ilgilendiren birlikler
kurulmalıdır.” direktifini verir. 28 Temmuz 1938’de Giresun’da Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği
(FİSKOBİRLİK) kurulmuştur. 06 Kasım 1940’da Karadeniz Bölgesi Fındık İhracatçılar Birliği kurulur.
11-12 Nisan 2019 tarihlerinde, fındık sektöründe 13 yılı aşkın bir deneyime sahip olan Toprak Mahsulleri
Ofisi tarafından; Ordu’da sektörün tüm paydaşlarının bir araya getirilmesi ve sorunların çözümüne
yönelik olarak konularında uzman kişilerin yer aldığı 4 ayrı masada; verimin ve kalitenin artırılması,
depolama, muhafaza, mücadele, sanayi, imalât, ticaret, tüketim ve yapılabilecek mevzuat düzenlemeleri
gibi fındıkla ilgili bütün konuların etraflıca ele alındığı Ulusal Fındık Çalıştayı yapılmıştır. Türkiye, son
on yıllık ortalamaya göre 550.000 ton’luk fındık üretimi ile dünya üretiminin yaklaşık dörtte üçünü
karşılamaktadır. 2018 TÜİK verilerine göre Ordu, fındık ekim alanı 230 bin hektar ve yaklaşık 180 bin
ton üretimle Türkiye’nin toplam üretiminde %35 ile birinci sıradadır.

25

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

EN GENÇ EN KIDEMLİ
ŞUBE ŞUBE PERSONELİ

PERSONELİ

Yunus Emre ALAZCIOĞLU- Muhasebeci Mehmet GÜNEY - Şube Müdürü

17 Şubat 1993 tarihinde Ankara’da doğdum. 05 Kasım 1957 tarihinde Erzurum
2013 yılında Adnan Menderes Üniversitesini ili Tortum ilçesi Pehlivanlı köyünde
kazandım. Lisans Maliye Bölümü mezunuyum. doğdum. 05 Aralık 1978’de Erzurum
Bölge Müdürlüğüne bağlı Erzurum Ajans
12 Şubat 2018 tarihinde Ordu Şube Âmirliğinde Depo Memuru olarak göreve
Müdürlüğünde muhasebeci olarak göreve başladım. 30 Kasım 1982 tarihinde askerlik
başladım. Yaklaşık 1,5 yıldır Ordu Şube dönüşü tekrar Erzurum Ajans Âmirliğinde
Müdürlüğünde görev yapmaktayım. Depo Memuru olarak göreve başladım.

İlk günlerde adaptasyon sorunu yaşasam da Sırasıyla Reyon Memuru, Muhasebeci,
güler yüzlü ve enerji dolu iş arkadaşlarımla Malzeme Servis Şefi, Şube Müdür Yrd. V.
çabucak uyum sağladım. Katıldığım eğitim ve 10 yıla yakın bir süre Teknik İşler Ser-
programlarıyla birçok şehirden güçlü bağlar, vis Şefi olarak görev yaptım. Daha sonra
sağlam dostluklar kurdum. 02 Şubat 2018 tarihinde Ordu’da Şube
Müdürü olarak göreve başladım ve halen
TMO benim için hayatımın hem emek hem Ordu Şube Müdürü olarak görevime de-
de değer verdiğim kısmı. Görevimi büyük bir vam etmekteyim.
özveri ve titizlikle yaparken gösterdiğim gay-
ret kendimi ifade etmenin en doğrudan yolu. Toprak Mahsulleri Ofisi ile tanıştığım ilk
Çünkü benim için TMO, çalışmanın sadece günden bugüne kadar birlikte çalıştığım
para kazanmak anlamına gelmediği bir yer. tüm âmirlerime, benden destek ve bilg-
İşimi özümseyerek yapmanın özel olduğu bil- ilerini esirgemeyen tüm çalışma ark-
inciyle başladığım görevime ilk günkü gibi aid- adaşlarıma sevgi, saygı ve şükranlarımı
iyet duygusuyla devam etmekteyim. sunuyorum. Ahirete intikal edenlere Cen-
ab-ı Hak’tan rahmet, hayatta olanlara
Bütün TMO ailesine çalışma hayatları boyun- sağlıklı, huzurlu, mutlu, uzun ömürler dil-
ca sağlık mutluluk ve başarılar dilerim. iyor ve herkesi selâm, saygı ve dualarımla
Allah’a emanet ediyorum.

26

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

AĞUSTOS AYINDA EMEKLİ OLAN PERSONELİMİZ

S.NO AD/SOYAD MESLEĞİ GÖREV YERİ

1 BEHÇET ARSLAN TARTICI ADAPAZARI AJANS
2 SEYFULLAH KILIÇ TEKNİSYEN (İNŞAAT) SAMSUN ŞUBE
3 BEKİR GÜRSOY TEKNİKER
MERSİN ŞUBE
4 NAZMİ AKIN BAŞUZMAN
HAŞHAŞ VE ALKALOİD İŞL.
5 ERCAN YORULMAZ MÜHENDIS (MAKİNA) D.BŞK.
6 İSMAİL ARSLANTÜRK EKSPER YATIRIM ŞUBE MÜD.
7 ABDURRAHMAN ÖZKAN MEMUR AFYONKARAHİSAR ŞUBE
8 ÖMER KEKEÇ TEKNİSYEN (DEPO) DENİZLİ ŞUBE
9 RAHMİ YILDIZ ŞEF ADANA ŞUBE
ADANA ŞUBE

Birlikte çalıştığımız dönemde ,
Kurumumuza yaptığınız olumlu katkı

ve özverili çalışmalarınız için
teşekkür eder;

emeklilik yaşamınızda aileniz ve tüm
sevdiklerinizle birlikte sağlıklı ve
mutlu günler dileriz.
Toprak Mahsulleri Ofisi

27

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

BASIN

28

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

NDA TMO

29

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

NOS

30

Eylül 2019 www.tmo.gov.tr

STALJİ

31

Eylül 2019 “Ofis, çiftçinin dostudur.”

Sevgili Ofisçiler,
Şiir mi yazıyorsunuz, karikatür mü çiziyorsunuz ya da anılarınızı mı kaleme alıyorsunuz? Evleniyor musunuz veya oğlunuz/kızınız
mı evleniyor ya da doğum haberleriniz mi var?
Bize yazın, “Sizden Gelenler” köşesinde yayınlayalım.
Gönderileriniz için:
[email protected] mail adresine mail atabilirsiniz.

Bültende yayımlanan yazıların etik, bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazar/yazarlara aittir.

32


Click to View FlipBook Version