RÖPORTAJ BERKSAN
‘aşka‘ geldi
Müzik yolculuğuna çok küçük yaşlarda
başlayan Berksan, şimdilerde çıkan her
şarkısıyla pop dünyasına yön veren isimlerden.
Büyük bir heyecanla hazırladığı yeni albümü
‘Aşka’yı Berksan’dan dinledik.
Sinerji GRUP
berksan
52 TEMMUZ’17
TEMMUZ’17 53
RÖPORTAJ BERKSAN berksan
Müziğe başlangıcınız oldukça küçük
yaşlarda olmuş. Bu yeteneğinizi nasıl
keşfettiniz?
Ortaokuldayken keşfettim. Zaten ilkokul
3’te müziğe başlamıştım. Ortaokulda bir
şeyler yazıyordum ve bazı arkadaşlarımla
ufak tefek paylaşıyordum. Sonra o kitle yavaş
yavaş büyümeye başladı. Zaten hep müziğin
içindeydim. O dönem çalıştığım müzisyen
arkadaşlarım bana bir kayıt cihazı hediye ettiler.
Sonra doğaçlama kendi bestelerimi yapmaya
başladım. Kimseye söylemediğim bestelerdi
bunlar. Aralarından kendime güvendiğim derecede
bir şeyler çıkmaya başlayınca paylaştım ve aldığım
tepkiler tabii beni daha iyisini yapmam adına teşvik
etti ve yazmayı hiç bırakmadım.
Gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?
Şu anda aslında hayatta yapmak istediğim birçok şeyi
yaptım. Yapmaya da devam ediyorum. Hayatımın
merkezinde olan müziğimi yapabilmek ve onu
dinleyicilerle ve müziksever kitlelerle paylaşmaktı.
Çok şükür ki bu hayalimi gerçekleştiriyorum. Böyle
bir hayat yaşamaktan dolayı şükrediyorum. Sırada
olan tek şey gerçek bir aşk yaşayıp, onun meyvesini
toplamak ve çocuk sahibi olmak. Umarım bu
hayalim de gerçekleşir. Ve zamanı geldiğinde bunu da
konuşuruz.
Hayatımın merkezinde
olan müziğimi yapabilmek
ve onu dinleyicilerle ve
müziksever kitlelerle
paylaşmak en büyük
hayalimdi.
Yeni şarkınız ‘Aşka’yı dinleyicilerin beğenisine
sundunuz. Şarkının hikâyesi nedir?
İnsanın birazcık kendine dönmesi gerektiği, aslında
dert ettiğimiz her şeyin çok daha ötesinde, çok
daha değerli bir hayata sahip olduğumuzun farkına
varılmasını anlatmak istiyorum bu şarkıda. Zaten
paylaştığım yazıda da önce kendimize yönelik bir
aşka yönelmemiz gerektiğini söylüyorum. Bu şarkının
önermesi budur.
Bu albümde kardeşinizle de çalıştınız. Kardeşle
çalışmak nasıl bir duygu?
Çok güzel bir duygu tabii ki. Aile içinde işi bitiriyoruz
zaten yıllardır. Aranjelerimi, düzenlemelerimi, müzik
54 TEMMUZ’17
RÖPORTAJ BERKSAN
yönetmenliğimi kardeşim Turaç
yapıyor. Başkasına da pek yük
olmak istemiyoruz o yüzden biz
kendi işimizi kendimiz yapıyoruz.
Aşka’yı yorumlayıp
dinlediğinizde size bir mesaj
verdiğini hissetmişsiniz. Neydi
bu mesaj?
Aslında ben bir mesaj vermeye
çalışmıyorum ama mesajı alanla
alakalı. Herkese göre değişebilir.
Ben şarkılarımda genellikle bir
mesaj yükleyerek, bir hedef alarak
çalışmalar yapmıyorum. Ama
tabii, romantik şarkılarımda mesaj
içeren şeyler oluyor. Onların içinde
benim gizli hikayelerim oluyor.
Herkesin kendi hikayesini, kendi
mesajını bulmasını tercih ederim.
Sadece Aşka için bu kadar yoğun
hisler hissedip, şarkıyla aynı anda
şarkının hikayesini ve önermesini
paylaştım. Hayatımda, kariyerimde
ilk kez bir şarkım için bunu yaptım.
Ama müziğin genel olarak mesajı
sevgiden geçer bana göre, sevmekten
geçer. Benim müziğimde de benim
sevgim gizli tabii ki.
56 TEMMUZ’17
1ÇATI ALTINDA
10’UN ÜZERİNDE YAYIN
100’ÜN ÜZERİNDE SAYI
1.000’İN ÜZERİNDE KONU
100.000’İN ÜZERİNDE TASARIM
1.000.000’UN ÜZERİNDE BASKI
10.000.000’UN ÜZERİNDE OKUYUCU
kurumsal dergi kurumsal gazete kurumsal bülten kurum içi yayın
RÖPORTAJ BERKSAN
Şimdilerde yeni bir aşka ne bu, aşkın kendine yönelik tarafını türü yok. İçinde gerçekten beni
kadar yakınsınız? Nasıl bir aşkın keşfetmeme sebep oldu. yakalaması gerekiyor. Onun dışında
peşindesiniz? türkü de çok severim, arabesk de
Ben kendimi hep çok yakın Şarkıcı, besteci, oyuncu tarafınız dinlerim, country de dinlerim, rock'n
hissediyorum. Ama sadece haricinde bir de işletmeci tarafınız roll da dinlerim, pop da dinlerim.
hissediyorum. İnşallah yakalayacağım var. İşletmecilikteki başarınızın Aslında bunu hepimiz yapıyoruz ama
kendisini. Bu sefer nefesim ensesinde kaynağı nedir? nedense özellikle bizim ülkemizde
aşkın. İşletmeci değilim. İşletme ekibine müzik denilince bazı insanların
sahip bir zincirin, patronlarından yorumlarının gerçekten popülist
Aşka albümüyle “Her şeye yeni biriyim. Hep işletmeci gibi anılıyor olduğunu, çok samimi olmadıklarını
baştan başladım” diyorsunuz. ama çok ciddi bir işletme ekibine görüyorum. Özellikle Türkçe müzik
Hayatınızdaki bu değişimin sahibim. Üç yıllık marka ama ülkenin hakkında yapılan yorumlarda,
sebebi neydi? Nasıl bir farkındalık her yerinde zincirleri oluşan marka hunharca Türkçe müzikle eğlenen
yaşadınız? haline geldi. Ankara ve İzmir var insanların sohbet esnasında Türkçe
Yaşamadan, bir şeyler paylaşmadan, hedeflerimiz arasında. Önümüzdeki dinlemediklerini söylediklerini
çoğalıp azalmadan insan farkına kış ikisi de açılacak. Beşleyeceğiz. ve bunun bir marifet olduğunu
varamıyor böyle şeylerin. Beşi bir yerde olacak. İstanbul, sandıklarını görüyorum. Ama bu
Bahsettiğimiz farkındalığın tabii Uludağ, Bodrum, Ankara ve İzmir bizim dilimiz ve kendi dilimde müzik
ki ben de hayatımda edindiğim olacak. Bunların hemen sonrasında yapmaktan ve o dilde yazmaktan
tecrübelerle farkına vardım. Dediğim Berlin’de gurbetçi vatandaşlarımız için çok mutluyum, bununla gurur
gibi şarkının mesajı planlanmış orada buluşabileceğimiz bir kulüp duyuyorum.
bir mesaj değildi ama bana bu yapacağız. Yani ‘Çilek’ yayılıyor...
mesajı verdi ve ertelediğim her Son olarak BUDO Yaşam
şeyden vazgeçmeye karar verdim. Peki, Berksan kimleri dinler? okuyucularına neler söylemek
Başkalarında bambaşka hisler Ben renkli bir dinleyiciyim, sabit istersiniz?
yaratabilir tabii ki ama kendi bir tarzım ve olmazsa olmaz, ben Okurlarınıza hayallerinin peşlerinden
yazdığım şarkılardan mesaj aldığım bunu dinlemem dediğim veya gitmesini söylüyor ve hepsine
ilk şarkı bu. Benim için mesajı ötekileştirdiğim herhangi bir müzik sevgilerimi iletiyorum.
58 TEMMUZ’17
MOLA BÜYÜKADA
BÜYÜKADAİstanbul'un güzeli
60 TEMMUZ’17
Mavisi ve yeşili, tarihi köşkleri, eşsiz kumsalları,
otomobilsiz yolları, sessiz sakin tavrı ile Büyükada,
bir tatlı huzur vermek için ziyaretçilerini bekliyor.
Fatih ŞAMLI
TEMMUZ’17 61
MOLA BÜYÜKADA
Prens Adaları olarak da bilinen İstanbul
açıklarındaki adaların en büyüğü ve en
çok ilgi çekenidir. Uzun dönemler Bizans
imparatorluğu hakimiyetinde olan,
Rum kültüründen esintileri rahatlıkla
görebileceğiniz bu toprakların eski
ismi Rumcada prens anlamına gelen
Prinkipos’tur. Şimdilerde prens adaları
olarak bilinen bu toprakların en büyüğü ve
b ü y ü k a d agüzelideBüyükada’dır.
BÜYÜKADA’DA YAŞAM
Köşkleriyle ve tarihi evleriyle ünlü Büyükada’nın en güzel
yanlarından biri sessiz ve sakin yapısını korumasıdır. Adada motor
sesi duymazsınız. Adada gezmek isterseniz meydanda bulunan
fayton durağından faytona binerek ya da her köşe başında bulunan
bisikletçilerden bisiklet kiralayarak adanın keyfini çıkarabilirsiniz.
Bunların yanında vaktiniz çoksa uzun yürüyüşler yaparak
Büyükada’nın keyfini sürüp, muhteşem bir gezi yapabilirsiniz.
AYA YORGİ KİLİSESİ’Nİ ATLAMAYIN
Büyükada’nın tarihi dokusunu keşfetmek
için rotanızdaki ilk yer Aya Yorgi Kilisesi
olabilir. İlk olarak 1751 yılında küçük bir
kilise olarak inşa edilen yapı uzun yıllar
manastır olarak da hizmet vermiştir. Çan
kulesinin yanındaki bina 1905 yılında inşa
edilmiş ve dört yıl sonra da kullanıma
açılmıştır. Bugün sadece kilise olarak
kullanılan yapı, Ortodoks inancında
oldukça önem taşımaktadır. Büyükada’ya
geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken
Aya Yorgi’de 23 Nisan – 24 Eylül tarihleri
arasında dua ediliyor. İnançlarına göre
eğer dileğiniz kabul olursa zeytinyağı
alarak kiliseye bağışlamanız gerekiyor.
62 TEMMUZ’17
HEYBETLİ YAPI FOTOĞRAF İÇİN DOĞRU ADRES
1898 – 1899 yılları arasında otel olarak Büyükada’nın hemen hemen her
yeri fotoğraflamak için harika
inşa edilen, bazı kaynaklara göre de manzaralar sunsa da, adayı tepeden
Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise fotoğraflamak ayrı bir keyif. Bunun
ikinci büyük çok katlı ahşap binası için ilk durağınız Hızır İlyas
Tepesi’nde bulunan Adakule olmalı.
Rum Yetimhanesi Büyükada’da Adanın tüm ihtişamını gözler önüne
görülmesi gereken yerlerin başında seren bu kule, aslında eski bir yangın
geliyor. Bu heybetli yapı “Prinkipo kulesidir. 2006 yılında restore edilme
kararı alınmış, 2008 yılında da
Palas” adı altında otel olarak herkesin kullanımına açılmış olan
işletilmek üzere tasarlanır ve inşa kule toplamda 5 kattan meydana
edilir. Fakat devrin yönetiminden gelir. Kulenin içerisi toplantı salonu
gerekli iznin alınmaması üzerine, olarak da kiralanabilmekte.
bina el değiştirir ve Eleni Zarifi adlı
bir Rum kadın tarafından satın alınır. BUDO, Büyükada seferleri
Daha önce Yedikule'deki Balıklı Rum hafta sonları 08:30’da
Hastanesi'nde işlevini sürdüren Rum Mudanya İskelesi’nden
Yetimhanesi, 1902 yılında Büyükada'ya
taşınmıştır. 1960’lı yıllarda kapatılan kalkan Hamdi Karahasan
yapı harabe bile olsa hala ayaktadır. gemisi ile Büyükada’nın
MERYEM ANA güzelliklerini yerinde
KİLİSESİ keşfedebilirsiniz.
Halk dilinde
arabacılar
kilisesi olarak da
bilinen Meryem
Ana Kilisesi,
Büyükada’da
gezilecek yerler
listenizde
unutmamanız
gereken görkemli
bir kilise. Panayia
da denilen kilise,
mimarisi ve
çan kulesiyle
görülemeye
değerdir. Özellikle
yabancı turistlerin
uğrak noktası
denebilir.
TEMMUZ’17 63
TREND TEKNOLOJİ
Dell’den kısa mesafeli 4k
lazer projektör
Dell S718QL isimli lazer projektör, HDR özelliği
sayesinde çok canlı görüntüler vadediyor.
Güçlü lazerleriyle 5 bin lümen parlaklık
sunabilen projektör lamba barındırmadığı
için haliyle lamba değişimine de ihtiyaç
duymuyor. Dell’in belirttiğine göre cihazın
lazerleri günde 8 saatlik kullanımla 10 yıl
boyunca sorunsuz bir şekilde çalışabiliyor.
Bu verilere göre 20 bin saat garanti sunan
projektörün kullanım ömrü oldukça tatmin
edici. 4K (3840×2160) çözünürlüğünde 16:9
oranında ekran yansıtabilen projektörün
parlaklık değerinin yüksek olması kullanım
oldukça kolaylaştırılıyor.
İkisi bir arada pikap
sistemi ‘Seed’
Müzik tutkunları için pek çok farklı hoparlör
alternatifi mevcut. Çok şık modellerden
ses kalitesine odaklanan alternatiflere
kadar uzanan listede hem pikap hem de
Bluetooth hoparlör arayanların ilacı bir
Kickstarter projesi olan Seed’den geliyor.
İkisi bir arada pikap sistemi olarak öne
çıkan teknolojik aletin tasarımına bakacak
olursak, oldukça sade ve şık bir tasarım
çizgisinde hazırlanmış. Seed, salonda
nostaljik şıklığı teknolojiyle harmanlamak
isteyenlere hitap ediyor. Üzerinde plak
tablası bulunan bir hoparlör olan Seed,
güçlü ses sistemiyle de dikkat çekiyor.
70W’lık çıkış sağlayan hoparlör, temiz ve
net sesler sunuyor.
Abekyıallzıltaetlmefaondleavdriişlerinizi
Çay, kahve, sigara ve düzenli olarak dişleri
fırçalamamak, dişlerin hızla sararmasına neden
oluyor. Pharma Plant güvencesiyle Türkiye’ye
getirilen Patentli Dr. White Akıllı Diş Beyazlatma
Cihazı Teknolojisi ile hiçbir elektronik enerji
aksamına ihtiyaç duymadan dişler beyazlıyor. Dr.
White, akıllı telefon, tablet ya da USB girişe sahip
herhangi bir cihaza takıldığı anda beyazlatma
işlemini için çalışır duruma geliyor. Paketten
çıkan ve her telefona uyumlu kabloyu ya da USB
girişini ister telefona ister bilgisayara taktıktan
sonra, yine kutudan çıkan diş beyazlatma
jelini dişlere uygulayarak diş hekimlerinin de
kullandığı LED ışık sistemi ile aparatı dişlere
yerleştirmek ve 10 dakika beklemek yeterli.
66 TEMMUZ’17
GASTRO FAS MUTFAĞI
68 TEMMUZ’17
fasEgzotik tatları ile
Endülüs İspanyol, Arap ve Fransız mutfaklarından
etkilenen Fas mutfağı ağız sulandıran lezzetleriyle
baş döndürür nitelikte. Zıtların uyumunu sofralarda
buluşturan Fas mutfağı, alışılagelmiş damak tatlarını bir
kenara bıraktırıyor.
Fatih ŞAMLI
TEMMUZ’17 69
GASTRO FAS MUTFAĞI
Zıt tatların buluştuğu Fas mutfağında en dikkat çeken
şey tuz ve şekerin aynı yemek içinde kullanılmasıdır.
Farklı tatların bulunduğu bu mutfakta kullanılan
diğer malzemeler de oldukça ilgi çekici. Kuru ve taze
meyveler ile güvencin eti gibi… Fas mutfağının olmazsa
olmazlarından olan kuskus da ülke sınırlarını aşan
lezzetleri arasında yer alıyor.
hmaeumt,tFtufsaüaersğbkiızeşnetiidçlviaore.kça LEZZET DOLU MUTFAK
Mutfağa genel bir bakış attığımızda bilinenden farklı
pişirme teknikleri ile çok zengin bir yapıya sahip
olduğu görülüyor. Kendine has yapısı ve rafine bir
mutfak olan Fas mutfağının doğu medeniyetlerin
yemek pişirme üslubunun etkisi de görülmektedir.
Faslılar kırmızı ve beyaz ete, taze ve kuru meyveye,
sebzeye oldukça düşkündür. Patates salatası, cacık ya
da biber salçasından yapılan mezeleri de Türk damak
tadının alışık olduğu lezzetlerdir.
70 TEMMUZ’17
GASTRO FAS MUTFAĞI
HER ÖĞÜNÜN YERİ AYRI BİR BAŞKADIR KUSKUS
Fas’ta üç öğün de ayrı öneme sahiptir. “Seksu” ya da kuskus
Faslılar kahvaltıyı hafif bir öğün olarak geleneksel olarak elle
yuvarlanan irmikten
atlatırlar. Faslıların kahvaltıları da yapılan bir makarna
bizim kahvaltılarımıza büyük ölçüde çeşididir. Fas’ta yapılan
kuskus ülkemizdeki
benzemektedir. Kahvaltıda genelde küçük, yuvarlak şekilli
tereyağı, ekmek, reçel ve bal tüketilir. makarnadan çok uzaktır.
İçecek olarak da çay, kahve veya sütlü Buradaki kuskusun ana
kahve tercih edilir. Kahvaltının aksine maddesi irmiktir. Faslılar
öğlen yemekleri ise günün en meşakkatli, kuskusu sade yedikleri
gibi nohut, et ve sebze
en değer verilen öğünüdür. Öğlen yemeklerinin yanında
yemekleri üç ana bölümden oluşur. tüketmeyi de tercih ederler.
Başlangıç yemeği olarak çorba veya salata Etli ve sebzeli yahninin
ile başlanır. Ana yemekte mutlaka beyaz buharıyla pişirilir ve et
veya kırmızı et ile birlikte sebze bulunur. tabağın ortasına konur.
Yemeğin ardından mutlaka tatlı yenir. Genellikle kuru üzüm
Fas mutfağında tatlılar genelde kuru eklenerek tatlandırılan
pasta şeklindedir. Cevizli ve bademli bu kuskusun iyisi ince olanıdır.
kurabiyelerin üzerine şerbet yerine ise
bal sürülür. Meyve ise yemekten sonra
muhakkak yenir.
Fas’ta yemek
üç parmak ile
yenir. Bu yeme
şekli Faslıların
inanışları
gereğidir.
Faslılara göre
üç parmak ile
peygamberlerin
yemek yediğine
inanılır.
72 TEMMUZ’17
FAS GÜVECİ
Ülkenin en çok bilinen yemekleri arasındadır Tajin. Aynı
zamanda bizdeki güvece benzer. Çünkü bizdeki gibi
topraktan çömlek kullanılır pişirilirken ve yemeğin adı
da çömleğin adı da ‘tajin’ ismi ile anılır. Yalnız Faslıların
kullandığı çömlek daha farklı bir yapıya sahiptir. Bu özel
çömlek iki parçadan oluşur. Alt kısmı hafifçe çukur, tabanı
düz, ufakları çorba tabağı, büyükleri salata kâsesi gibidir. Üst
kapak ise konik ve derin, en üstünde de tutmaya yarayan bir
kısım bulunur. Yemeğin pişmesi için özel olarak tasarlanan
bu kaplar içinde et, tavuk ve balık gibi ana malzemelerin
yanında sebze ağırlıklı yemekler pişirilir.
TATLI VE TUZLU BİR ARADA
Her bakımdan ilginç bir börek olan pastilin belki
de bu mutfağın en sıra dışı tatlarından. Çünkü bu
börekte tuz da şeker de bulunuyor. Aykırı tatların
birleştiği pastilindeki bir diğer ilginç gelecek kısım
ise börekte kullanılan iç malzeme ile alakalı. Beyaz
etin kullanıldığı pastilinde tavuk eti tercih edildiği
gibi, arzu edilirse güvercin eti de kullanılıyor. Bunun
yanında Faslıların çokça tükettiği kişniş, zencefil,
tarçın gibi baharatlarla birlikte badem ve bal da
pastilin yapımında tercih edilir.
BALLI TATLI
Faslıların tatlıları
genelde kuru
pasta ve kurabiye
şeklindedir. Bu kuru
pastalarda genelde
ceviz ve badem
gibi kuruyemişlerle
süslemeyi severler. İyi
bir atıştırmalık olan
bu pastalara isteğe
göre bal sürülerek de
tüketilebilir.
ÇAY RİTÜELİ KAÇINILMAZ
Çay kültürü gelişmiş bir mutfağa
sahip Fas’ta nane çayı, kültürün
önemli simgelerinden biri. Nane
çayı demlemenin bir çeşit seremoni
olduğu ülkede, uzun ibriğe sahip
demliklerden yüksek mesafeden
çayı bardaklarına köpürterek
dolduruluyor. Özellikle de nane
çayını köpüklü içmeyi seven
Faslılar arasında çay içmek ve çay
saati kavramları hayli önemli.
TEMMUZ’17 73
TATİL ROTASI GEZİLESİ 5 YER
76 TEMMUZ’17
Budva
Adriyatik'in incisi
Adriyatik Denizi’nin tüm güzellikleri Karadağ’ın en güzel noktalarından olan
Budva’da misafirlerini karşılıyor. Budva, her ne kadar sahilleriyle ünlü olsa da
tarihi sokakları da mutlaka görülmeli.
Balkan ülkelerinden Karadağ’ın en BUDVA’NIN GİZEMLİ ADASI
popüler turistik şehri olan Budva, Karaya dar ve kısa bir yolla bağlı,
minik bir ada üzerinde kurulmuş
özellikle yaz aylarında çiçeklerle olan Sveti Stefan Adası, Budva’nın
süslü caddeleri, sahile bakan en dikkat çeken yerlerinin başında
restoranları, marinası ve Orta geliyor. 15. yüzyılda saklanma ve
silahları ateşleme noktası olarak
Çağ’dan kalma Eski Şehir bölümüyle savunma amaçlı kullanılan yer,
oldukça dikkat çekiyor. 10 bin kişilik dönem dönem birçok kez korsanlar
ve Osmanlıların saldırılarına
nüfusu bulunan Budva, geçmişin maruz kalmıştır. Daha sonralarda
izlerini taşıyan sokakları ve Adriyatik bir balıkçı köyü olarak kullanılan
ada şimdilerde ise lüks bir otel
Denizi’nin tüm güzelliklerini haline gelmiştir. Otel dışından
sergileyen sahilleri ile özellikle yaz kimselerin ziyaretine kapalı olan
aylarında rotalara eklenmesi gereken Sveti Stefan Adası’nı gezmek
için illa adada yer alan otelde
destinasyonlardan. konaklamanıza gerek yok.
Cennet görünümündeki kıyıları TARİHİ ROTA: OLD TOWN
ve el değmemiş doğası ile Eski Şehir anlamına gelen Old
Town, Budva’nın en önemli
Karadağ’ın liman kenti Budva’ya gezi noktası. Araştırmacılara
gitmek için vizeye ihtiyacınız yok. göre 2500 yıllık tarihi olan
Old Town, Adriyatik Denizi
kenarındaki en eski yerleşim
yerlerinden biridir. 1667 ve
1979 yıllarında meydana gelen
depremlerden etkilenen şehir
sonrasında yapılan çalışmalar
ile günümüzdeki görünümüne
kavuşmuştur. Günümüzde
Old Town, dar sokakları,
meydanları, Orta Çağ’dan kalma
duvar ve kuleleri ile bir labirent
görünümü sunmaktadır. Şehrin
tarihi noktalarını gezmek
isteyenler için öncelikli yerlerin
başında Eski Şehir gelir. Burada
yer alan birçok binanın giriş katı
sanat galerisi, kafe, butik ya da
mağazaya dönüştürülmüştür.
TEMMUZ’17 77
TATİL ROTASI GEZİLESİ 5 YER
Göcek
Fethiye'nin sevileni
KLEOPATRA’NIN KOYU
Adından da anlaşılacağı üzere
Kleopatra’nın ziyaret ettiği bir koydur
burası. Hikayeye göre Kleopatra’nın
buraya geldiği zamanlarda yıkanmak
için bir hamam yaptırmış. Hatta bu
hamamın kalıntıları bulunduğu için
‘Hamam’ olarak da biliniyor bu koy.
Bunun dışında Mısırlı askerlerin
Kleopatra’yı korumak için yaptıkları
büyük duvarın kalıntıları da göze
çarpıyor. Oldukça büyük bir koy
burada bolca yürüyüşe çıkmalı,
deniz içindeki canlıları keşfetmek
için bolca yüzmelisiniz. Sık ağaçları,
küçük küçük adacıkları ile muhteşem
manzaralara tanık olabilirsiniz.
Mavinin her tonunu GÖCEK’E BEDRİ RAHMİ
sunan koyları, irili İMZASI
ufaklı adaları ve berrak Eski Taşkaya Koyu olan Bedri
akvaryum suları ile Rahmi Koyu’nun hikayesi de
kendine hayran bırakan bir o kada ilginç. Bedri Rahmi
Göcek, Fethiye’nin Eyüboğlu’nun 1974'te Göcek’e
vazgeçilmeyen yaptığı bir yolculuk sırasında
rotalarından. koyun yamacındaki bir kayaya
çizdiği balık resmi, o günden
Yelkenli sevdalılarının bir numaralı sonra koyun adının Bedri
adresi olan Göcek, yat turlarıyla da Rahmi olarak anılmasına neden
muhteşem koylarını keşfetmenizi olmuş. Öyle ki bu büyük balık
sağlıyor. Akdeniz'in berrak suları, mis resmi koyun girişinde uzaktan
gibi kokan yemyeşil çam ormanları ve bile seçilebiliyor ve dikkatli
birbirinden güzel koyları bünyesinde incelendiğinde içinde altı
barındırdığı için gizli bir cennet hayvanın tasvir edildiği görülüyor.
olarak da bilinen Göcek, Toros Dolayısıyla doğal güzelliği
Dağları’nın bittiği yerde başlar ve yanında bu resimle de bolca turist
sonsuz maviliklere doğru uzanır... çekiyor Bedri Rahmi Koyu.
78 TEMMUZ’17
TATİL ROTASI GEZİLESİ 5 YER
dubrovnik
Doğa ile tarih iç içe
Dalmaçya kıyılarında arz-ı endam eden Dubrovnik, DUBROVNİK’İN EŞSİZ
taş binaları, şehri çevreleyen surları ile kıyıda bir YEMEKLERİ
inci gibi parlıyor. Dubrovnik yemek konusunda
gezginleri üzmeyen
7. yüzyılda kurulan eski adıyla şehirlerden. Kentte birbirinden
Ragusa, yeni adıyla Dubrovnik güzel deniz mahsulleri ve
şimdilerde bir turizm beldesi olsa pizza, spagetti tarzı yemekler
da tarihi ile de gezginlerin rotalarını yiyebileceğiniz restoranlar
süslüyor. Ragusa, Hırvatça bir kelime bulunuyor. Fakat yöresel tatları
olan ‘meşe ormanı’ anlamındaki deneyimlemek istiyorsanız
Dubrovnik ismini almış. Şimdi meşe restoran tercihlerinizi bu yönde
ormanları içinde olmasa da, limon, yapmalısınız. Şehrin yöresel
portakal ve zeytin ağaçları ve üzüm tatlarından biri olan Pasticada,
bağlarıyla yemyeşil bir doğaya sahip. bifteklerin özel bir sosla
sotelenerek hazırlanmasıyla
GEZİYE CADDEDEN BAŞLAYIN oluşuyor. Kuzu çorbası olarak
Stradun Caddesi eski şehrin en da nitelendirilen Janjeca
ünlü caddesidir. Dubrovnik küçük juha ise kuzu etinin lahana,
bir şehir olduğu için yorulmadan, patates, pancar ve soğan ile
kaybolmadan bu caddeyi ve çevresini kaynatılmasından meydana
yürüyerek gezebilirsiniz. Caddenin geliyor. Bu çorbayı özel kılan
sonunda büyük bir meydan yer alıyor. şey ise Hırvat baharatı olan
Meydanda özgürlüğün simgesi Orlando vegeta katılmasıdır.
sütunu dikkatinizi çekecektir. Orlando,
eski dönemde kılıcıyla Dubrovnik’in
özgürlüğü için savaşmış bir kahraman.
Ama onun heykeli sadece özgürlüğü
temsil etmemiş, aynı zamanda
Hırvatlar için heykelin el kol uzunluğu
bir ölçü birimi olarak kullanılmış.
TARİHTE YOLCULUK
Dubrovnik’te gezilecek yerlerin büyük çoğunluğu surlarla kaplı olan Old
Town’da yer alıyor. 1970 yılında UNESCO Dünya Tarih Mirası Listesi’ne dahil
olan şehirdeki birçok önemli yapının yer aldığı Old Town’da gezerken tarih
içinde bir yolculuğa çıkmış gibi hissedebilirsiniz. Dubrovnik’i gezmeye eski şehir
anlamına gelen Stari Grad bölümünden başlamak gerekir. Bu bölüm Adriyatik
Denizi’nin hemen kıyısından yükselen surlarla çevrilidir.2 km uzunluğundaki
surların etrafında yürüyerek eski şehri yukarıdan gezmek mümkün.
80 TEMMUZ’17
KekovaBatık Kent
Doğa ile tarihin SUYUN ALTINDAKİ HAYAT
bütünlestiği ve turkuaz Kekova’da M.Ö 4. yüzyıldan kalma
antik Apollonia kentinin yazlık
denizin koylarla yalılarının harabeleri yer alır. Bu
çevirildigi bir yeryüzü mütevazı harabelerin bu kadar çok
sayıda ziyaretçi çekmesinin nedeni
cennetidir Kekova.. evlerin önemli bir bölümünün
Likya Uygarlığı’ndan sular altında kalmış olmasıdır.
Denizin masmavi sularının altında
kalan eserler yer muhteşem bir batık kenttir burası.
üstünde değil, suyun Kekova, 1990 yılında Çevre ve
altında gözlemlenir. Bu Şehircilik Bakanlığı tarafından sit
bakımdan da ‘batık kent’ alanı ilan edilmiştir.
olarak bilinmektedir.
TARİHLE İÇ İÇE
Doğa ile tarihin bütünlestiği ve turkuaz Kent yüzyıllar içinde geçirdiği
denizin binlerce koyla çevirildiği bir bir dizi depremin ardından sular
yeryüzü cenneti olan Kekova, Antalya altında kalmıştır. Bugün denizden
ilinin Demre ilçesi yakınlarında mermer sütun ve kemerler çıkar,
Kaleköy ve Üçağız açıklarındaki taş basamaklar suyun altına doğru
küçük, kayalık bir adadır. Sadece 4,5 devam ederek deniz tabanına
kilometrekare büyüklüğündeki adada kadar iner. Artık bölgede yüzmek
kimse yaşamaz, ama ada anakaraya yasak olduğundan, bölgeyi kano
çok yakın bir koyun içindedir. Adada kiralayarak keşfe çıkabilir ya da
yer alan pansiyonlar ve kafelere tekne gezilerine katılabilirsiniz.
teknelerle ulaşım sağlandığından Adanın daha batısındaki Tersane
her yıl yüzbinlerce yerli ve yabancı Koyu’nda yüzmek serbesttir ve
turist burayı kendilerine rota olarak burada harika freskleri olan bir
belirlemiştir. Bizans kilisesi durmaktadır.
TEMMUZ’17 81
TATİL ROTASI GEZİLESİ 5 YER
Kiev
parkın içindeki şehir
Yeşil alanlarının ÖZGÜRLÜK MEYDANI ÜNLÜ CADDESİ
büyüklüğünden Özgürlük Meydanı Kiev’in ana Khreshchatyk Caddesi, Kiev’in en
dolayı Goethe’nin merkez meydanıdır. 1991 yılında işlek caddelerinden biridir. Burası
“parkın içindeki şehir” Ukrayna’nın SSCB’den ayrılması için hafta sonları ve tatil günlerinde
olarak tanımladığı gösteriler ve toplantılar aylarca bu trafiğe kapatılıyor. Günümüzde
Kiev, tarihi meydanda yapıldı. 2004 başkanlık bu cadde Kiev’in değil aynı
zenginlikleri ve doğal seçimlerinden sonra yine Ukrayna zamanda Ukrayna’nın da ana
güzellikleri ile dört halkı bu meydanda toplandı ve seçim caddesi durumundadır. 1100 metre
mevsim görülmeyi sonuçlarını aylarca protesto ederek, uzunluğundaki bu caddede sağlı
hak ediyor... dünyaca ünlü turuncu devrimi sollu pek çok dünyaca ünlü mağaza
bu meydanda gerçekleştirdi. Bu bulunmakta, ünlü restoranlarda cadde
yüzden dünya üzerinde yakın tarihin üstünde ve caddenin çevresindeki ara
yazıldığı ender noktalardan biridir. sokaklarda bulunmaktadır.
Günümüzde büyük bir alışveriş
merkezi, özgürlük heykeli, Kiev’in
kurucularının heykeli ve şehrin giriş
kapılarından biri sembolik olarak bu
meydanda bulunmaktadır.
Dinyeper Nehri kıyısına kurulmuş NE YEMELİ?
sakin huzurlu bir şehirdir Kiev... Kiev yemeklerinde, etten çok
Şehrin adını, Kie, Shceck – Khoriv sebzenin hakimiyeti bulunmaktadır.
ve kardeşleri Lebid olmak üzere Çoğu yemekte, et ve tavuk eti ile
üç kardeşten aldığı söylenir. Ağaç çeşit çeşit sebzeler karıştırılarak
kesmenin yasak olduğu şehirde özgün tatlar elde edilmiştir.
güneyin boğucu sıcağından kaçıp Kullanılan sebzelerde ise lahana ve
kuzeyin yeşilliklerinde yürüyüş patatesin ağırlığı görülmektedir.
yapabilirsiniz. Hamurlu yemekler arasında yer alan
Varenyky’nin hazırlanışı mantıya
82 TEMMUZ’17 benzemektedir. Hamurlar patates,
lahana ve mantarlarla doldurularak
yerel kırmızı bir sosla servis
edilmektedir.
SAĞLIK ENDOSKOPİ
enEnddoosskkooppiiErken teşhiste önemli
İçi boş organların
kamera ile
incelenmesini
sağlayan
endoskopi,
hastalıkların
erken teşhis
edilmesinde
büyük önem
taşıyor.
Endoskopi,
kolonoskopi ve
artroskopinin
ne olduğunu ve
önemini Özel
Jimer Hastanesi
doktorları
anlattı.
84 TEMMUZ’17
Genel olarak içi boş organların bir kamera vasıtasıyla EN KESİN TEŞHİS YÖNTEMİ
incelenmesine endoskopi denir ancak endoskopi terimi Endoskopi ve kolonoskopide mide ve
toplumuzda daha çok mide endoskopisi olarak algılanmaktadır. barsaklar kamera ile izlenmektedir
Mide endoskopisine gastroskopi, barsak endoskopisine ise ve tecrübeli hekimler tarafından
kolonoskopi denmektedir. Ortopedinin alanındaki eklem yapılması şartıyla hastalıkların
endoskopisi yani artroskopi de bir endoskopi çeşididir. atlanma ihtimali yoktur. Endoskopi
ve kolonoskopi bu organların
hastalıklarında en kesin teşhis
yöntemleri olup reflü, gastrit, ülser,
polip, kanser gibi birçok hastalığın
teşhisinin yanı sıra bu organlardan
gerekli görüldüğünde biyopsi
alınmasına imkan sağlamaktadır. Bu
organlardan alınan biyopsi sırasında,
işlem ister hasta uyanıkken yapılsın
isterse uyutularak yapılsın, kesinlikle
ağrı hissedilmemektedir. Her
endoskopik işlemde biyopsi alınmasına
gerek yoktur ve hekimler ancak gerekli
gördüklerinde mikroskopik tanının
sağlanması için biyopsi almaktadırlar.
Endoskopi ve kolonoskopi; reflü,
gastrit, ülser, polip, kanser gibi
birçok hastalığın teşhisinin yanı
sıra bu organlardan gerekli
görüldüğünde biyopsi alınmasına
da imkan sağlamaktadır.
TEMMUZ’17 85
SAĞLIK ENDOSKOPİ
TEDAVİ AMACIYLA DA KULLANILIYOR
Öte yandan endoskopi sadece teşhis yöntemi değildir
ve aynı zamanda mide kanamalarının tedavisinde,
yemek borusundaki varislerin tedavisinde, yemek
borusu darlıklarının tedavisinde, poliplerin
çıkartılması gibi yöntemlerde tedavi amaçlı da
kullanılabilmektedir.
GENEL ANESTEZİDEN FARKLI
Sedasyon denilen yöntem asla ameliyatlarda
uygulanan genel anestezi ile karıştırılmamalıdır
zira burada, genel anestezide verilen kas gevşetici
ilaçlar kesinlikle verilmemekte ve hastanın solunumu
tamamen kendi solunumudur. Mide endoskopisinde
uyku süresi genellikle 5 dakika kolonoskopide ise
10-15 dakikadır. Hastalar işlemden sonra 30 dakika
kadar dinlenmekte, 2 saat sonra araç kullanabilmekte
ve çalışan kişiler 3-4 saat sonra görevlerine devam
edebilmektedirler.
86 TEMMUZ’17
NEREDE NE YEMELİ?
nerede
?ne yemeli
Farklı tatlar, farklı deneyimler, yöresel lezzetler... Doğusundan
batısına, kuzeyinden güneyine dünya üzerinde tadılmayı bekleyen
birçok mutfak bulunuyor. Gezgin ruhunuzu harekete geçirecek
birkaç dünya lezzetini derledik.
Görkem GÜLCÜ
88 TEMMUZ’17
1 LATİN AMERİKA ATEŞİ
İSPANYA
İspanya ve Orta Amerika başta olmak
üzere Güney Amerika'nın tamamına
yayılan ve içi dolgulu olarak hazırlanan
bir börek çeşididir Empanada.
Genellikle yerel fırınlarda satılan
bu küçük börekler, farklı boyut ve
şekillerinin yanı sıra oldukça farklı iç
harçlarla hazırlanabiliyor. İspanyol
empanadasının kökeni de aslen
Galiçya'dan geliyor. Hamur olarak
mayalı bir hamur kullanılır. Dolgu
malzemesi; temel olarak paprika biber,
domates ve soğan ile ilaveten hazırlığa
göre ton balığı, mürekkep balığı ya
da ahtapot gibi deniz mahsülleri,
diğer balık türleri ya da kıymadan
oluşur ve normalinde acılı baharat
kullanılmaz. Galiçya'da deniz mahsülleri
dolgulu empanadalar çok sevilmesine
karşın İspanya'da en çok ton balıklı
empanadalara rastlanır.
2 DAMAK TADINI GELİŞTİR
JAPONYA
Bize uzak lezzetleriyle ünlü olsa da Japon mutfağı damak tadınızı
geliştirecek birçok lezzeti bünyesinde barındırıyor. Bizim akşam
yemeklerinde başlangıç olarak nitelendirdiğimiz çorba, Japon
mutfağında yan yemek olarak nitelendiriliyor. Bu çorbalardan biri
olan Miso çorbası sabah, öğlen ve akşam yemeklerinde yan yemek
olarak gelir. Miso adı verilen, ezilmiş soya fasulyesi macununun
sıcak su ile karıştırılması ile hazırlanır. İstenirse içine nori, yeşil
soğan gibi tatlandırıcılar da konulabilir. Hamurişine olan sevdamız
bizi ‘Soba’ yemeye doğru yönlendirebilir. Soba, kara buğday ve
buğday unundan yapılan geleneksel bir Japon yemeğidir. Makarna
gibi incedir, çeşitli ekler ile sıcak veya soğuk olarak yenilir. Bunun
yanında üzerinde tempura (tendon), dana eti (gyudon), yumurta
ve tavuk (oyakodon), tonkatsu (katsudon) gibi yiyecekler bulunan
Domburi de tadılması gereken lezzetler arasında.
TEMMUZ’17 89
NEREDE NE YEMELİ?
3 TANIDIK LEZZETLER
POLONYA
Polonya’nın, coğrafi konumu gereği
etkilendiği diğer kültürlerin izleri,
mutfağında da görülüyor. Alman,
Yahudi, Macar, Litvanya ve Rus etkileri
içeren, hatta Rönesans saraylarının
seçkin mirasını yaşatan Polonya
mutfağında, Türk damak zevkine çok
yakın lezzetleri de bulmak mümkün.
Polonya menülerinde, ilk bakışta çok
uzak gibi görünen tarifler, aslında tanıdık
pek çok lezzeti barındırıyor. Lahana
ve patates, Polonya menülerinin önde
gelen malzemeleri arasında yer alıyor.
Belirgin bir şekilde, karbonhidrat ağırlıklı
gıdaların tüketildiği Polonya mutfağında
aslında av etleri, kümes hayvanları,
(özellikle ördek ve domuz eti), balık ve
tahılların yanı sıra lahana, pırasa, pancar
gibi kök sebzelerin yeri de yadsınmayacak
kadar önemli. Polonya mutfağının
özellikle uluslararası en popülerleşmiş
yemeği, Pierogi. Bazen baharatlı,
bazen tatlı malzemeyle doldurulan
ravyoli benzeri bir mantı çeşidi. Bizim
damak tadımıza da uyan bu hamurişini
korkmadan tüketebilirsiniz.
4 MEZE ZENGİNİ
LÜBNAN
Genel anlamda Orta Doğu, mutfağının zenginliği ile
ünlenmiştir. Orta Doğu’nun bu konuda temsiliyeti de eşsiz
yemekleri ile Lübnan’a ait. Akdeniz’e özgü sebzelerin muhteşem
baharatlarla harmanlanarak yemek şölenine dönüştürüldüğü bu
ülkede yenilen yemeklerin tadı aylarca damaklardan silinemiyor.
Özellikle mezeleriyle ünlenen Lübnan mutfağı tazecik güzel
otların, zeytinyağını, Arap mutfağının sunumunu, güneyin
bulgurunu, acısını almış kendi içinde harmanlamıştır. Meze
zengini bu mutfak semsek, humus, tabule, zahter salatası, çiğ
köfte, patlıcan ezme, kıbbe gibi mezelere ana yemek muamelesi
yapıp onları öğün olarak kullanır. Diğer Orta Doğu ülkelerine
oranla et ürünlerinin biraz daha az tüketildiği Lübnan
sofralarında en yaygın bulunan yemekler ise zeytinyağlılar,
humus ve ünlü Lübnan köftesi Kıbbeh.
90 TEMMUZ’17
5 KARDEŞ MUTFAK
YUNANİSTAN
Yunan mutfağını Balkan ve Akdeniz
mutfağının kesişimi şeklinde düşünmek
mümkün. Tabii ki, tüketilen lezzetler bu
iki mutfak kültürünün ürünleriyle sınırlı
değil. Yunan mutfağının en belirgin
özelliği zeytinyağlılara verilen önem.
Günün hemen her öğününde masada
en az bir zeytinyağlı görmek mümkün.
Komşu Yunanistan yemekleri ile olduğu
kadar mezeleri ile de ünlü. Yemek öncesi
ve uzun akşam yemeklerinde sıkça
tüketilen mezeler Türk mutfağının çok
da uzak olmadığı lezzetler arasında.
Yunanistan’a gidildiğinde mutlaka
tadılması gereken lezzetler ise yahni,
yunan salatası, Spanakopita, enginar ve
tüm deniz ürünleri ağız tadıyla yenebilir.
6 ÇORBALARIYLA ÜNLÜ
MACARİSTAN
Orta Avrupa’nın en özel ve çeşnili mutfaklarından biri olan
Macar mutfağı aslında 150 yıllık Osmanlı geçmişleriyle
bizlere yakın gelebilecek bir kültüre sahip. Bu mutfakta
baharatların da çok önemli bir yeri var. İlk akla gelecek
olan baharat Paprika, yani acı biber. Acı biberle Osmanlı
egemenliğindeyken tanışmalarına rağmen yemeklerinde
kullanmayı hemen benimsemişler. Bu mutfakta mutlaka
denenmesi gereken lezzetlerin başında ise Gulaş çorbası
geliyor. Her yörenin kendine özgü bir gulaş çorbası olsa da
otantik gulaş çorbasında sığır eti, patates, domates, kırmızı
ve yeşil biber, soğan ve bol baharatla yapılıyor. Ana yemek
olarak da yanında Csipetke (çorba için küçük hamur
parçası) servis ediliyor. Bir başka ünlü çorba ise Halászlé
yani balık çorbası. Bu çorbayı da Macaristan’ın çeşitli
bölgelerinde farklı şekilde hazırlandığını görebilirsiniz
ancak ortak olarak kullanılan malzemeler; küçük balık,
soğan, yeşil biber ve paprika.
TEMMUZ’17 91
ROTA 7 ÜLKE 7 TARİHİ KÜTÜPHANE
Sadece kitapların
bir arada
bulunduğu
alanlar değildir
kütüphaneler.
Türlü
yaşanmışlıklar,
geleceğe
aktarılmayı
bekleyen bilgiler
ve tarih kokan
duvarlarındaki
bilge tavır
bambaşka bir
atmosfer sunar.
Kemal AYDIN
Ülke
Tarihi
Kütüphane
92 TEMMUZ’17
TÜRKİYE
Beyazıt Devlet Kütüphanesi
Türkiye’de devlet eliyle kurulan ilk kütüphanedir
Beyazıt Devlet Kütüphanesi... 24 Haziran 1884
tarihinde, Beyazıt Külliyesi’nin İmaret kısmında
hizmete açılmıştır. Açıldığında “Kütüphane-i
Umûmî-i Osmanî” olan adı, 1961 yılında toplanan
VII. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan kararla
“Beyazıt Devlet Kütüphanesi” olarak değiştirilir.
Fatih’in oğlu Sultan II.Beyazıt tarafından 1501-
1506 yılları arasında yaptırılmış olan, toplam 17
kubbeden oluşan İmaretin 6 kubbeli bölümü,
zamanın padişahı II.Abdülhamit’in direktifleri
ile restore ettirilir.
TEMMUZ’17 93
ROTA 7 ÜLKE 7 TARİHİ KÜTÜPHANE
AVUSTURYA
Admont Abbey Kütüphanesi
Avusturya’da bulunan Admont Abbey, dünyanın
en eski manastırı olmasının yanı sıra, dünyanın
en büyük manastır kütüphanesini de içerisinde
barındırmaktadır. 1776 yılında inşaatı bitirilen
bu muhteşem kütüphane, 48 penceresi ile
salona göz kamaştırıcı bir doğal aydınlatma
sunarken, yaklaşık olarak 700.000 kitaba da ev
sahipliği yapıyor. Rococo tarzı ile dizayn edilen
kütüphanenin rafları, tavanı ve zemini tam bir
renk uyumu içerisinde. Kütüphanenin mimarı
Josef Hueber “Zihin gibi, oda da ışıkla dolmalı”
sözüyle tarzını da açıkça ortaya koymuştur.
İRLANDA
Trinity Üniversitesi Kütüphanesi
İrlanda’nın en büyük kütüphanesi olan Trinity Üniversitesi
Kütüphanesi tarihi dokusunun haricinde ağaçtan yapılmış
kemerli dizaynı ile de dikkat çekiyor. Bu kütüphane 1850'li
yıllarda açılmış ve uzun koridorları, her biri pencere
etrafında oluşturulmuş dev odacıkları ile toplamda 200
bin eski kitaba ev sahipliği yapıyor. Kayıtlar kütüphaneyi
her yıl 500 bin kişinin ziyaret ettiğini gösteriyor.
94 TEMMUZ’17
KANADA
Parlamento Kütüphanesi
Kanada Meclisi’ne ait bir binadan çevrilen
bu kütüphanenin ismi de bu sebeple Meclis
Kütüphanesi olarak bilinmektedir. Meclis
kütüphanesi, 1876’da kurulan şehrin ana
parlamento merkezinin bir parçasıydı ve
1916’da çıkan büyük yangın sonucu sadece
bir kısmı bugüne kadar gelebildi. Bu değerli
gotik bina görsel açıdan büyük bir zenginliğe
sahip. Zaman içinde değişimlere uğrayan bu
bina bünyesinde 600 bin parça ve 300 çalışan
bulunduruyor.
TEMMUZ’17 95
ROTA 7 ÜLKE 7 TARİHİ KÜTÜPHANE
ALMANYA
Wiblingen Monastery Kütüphanesi
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bugünkü durumuna gelmiş, Ulm Üniversitesi'nin
bir bölümü olarak görev yapmaya başlamış olan Wiblingen Monastery
Kütüphanesi tarihi dokusu ve mimarisiyle oldukça dikkat çekiyor. Kütüphane
Rococo tipi iç mimarisi ve dekorasyonu ile muhteşem bir görüntüdedir. Yan
duvarları ve balkonları geniş kolonlar taşınmaktadır. İç ve yan kolonlar
ahşaptır fakat scagliola denilen bir teknikle mermer görüntüsü verecek şekilde
boyanmıştır. Kütüphane birçok heykel ve tavan freskleriyle donatılmıştır.
İTALYA
Biblioteca Marciana Kütüphanesi
Venedik'te San Marco meydanındaki Biblioteca Nazionale
Marciana, Rönesans devrinde inşa edilmiş, İtalyan Milli
Kütüphanelerinden biridir. Bu kütüphane, dünyadaki en
eski elyazmaları ve en büyük klasik eserler koleksiyonları
ile ünlüdür. Kütüphanenin ismi, Venedik'in kutsal patronu
St. Mark'a atfen verilmiştir. İnşaat 1537-1553 seneleri arasında
yapılmış, süslemelerin, heykelciklerin ve fresklerin yapımı
1560'a kadar sürmüştür. Kütüphanede bugün bir milyon
civarındaki basılmış kitap koleksiyonunun yanında 13 bin
elyazması, 25 bin eser bulunmaktadır.
96 TEMMUZ’17
ABD
George Peabody Kütüphanesi
1878 yılında tamamlanan George Peabody Kütüphanesi
Edmund G. Lind tarafından tasarlanmıştır. Johns
Hopkins Üniversitesi bir parçası olarak araştırma
faaliyetlerini destekler ve aynı zamanda şehrin
en popüler olaylarına mekan sağlayan sosyal bir
yapıdır. Kütüphane merkezi bir atrium çevresinde
şekillenmiştir. Ziyaretçiler okuma masalarına yanaşıp
bir sandalye çekerek çalışmaya başlayabilirler.
Atriumu çevreleyen dökme demir balkonlu büyüleyici
boşluk ve beş kat boyunca kitap dolu katlar gerçekten
çok etkileyicidir. Siyah beyaz mermer kaplı zeminden
çatı penceresine kadara atrium boşluğu 61 metredir.
TEMMUZ’17 97
SERÜVEN KOZMETİK
kozmetiksihirli dokunus
98 TEMMUZ’17
İnsanoğlu, tarih boyunca
kendini güzelleştirmek
için çareler aramıştır.
Bu sebeple kozmetiğin
tarihçesinin, insanlığın
doğuşu ile başladığı
söylenebilir. Günümüzde
ise kozmetik sektörü her
geçen gün büyümesini
sürdürmektedir.
Faruk MURAT
TEMMUZ’17 99
SERÜVEN KOZMETİK
Kozmetiğin tarihçesi çok eskilere, Saçları KOZMETİĞİN DOĞUŞU
Adem ve Havva'ya kadar dayanır. uzatmaya Kozmetiğin Asya'da başladığı bilinir.
Yani insanlığın doğuşu ile başlar yarayan ilk Vücuda gösterilen büyük özene alışık
güzellik olgusu. Kemik tarakla merhem, ve görevleri kocalarına güzel görünmek
Havva saçlarını tarayarak, Adem'e firavunların olan Hindu kadınlar için kozmetik
güzel görünmek istemiştir. Maden birinci hanedanı ürünleri ve parfümler gereklilik arz
devrinde insanlar; levhaları zamanında, etmiştir. Meşhur Hindu makalelerinden,
cilalayıp ayna olarak kullanmışlar ve Teta kralının Kama Sutra'da kadınlara dövme
böylece güzellik tutkularını ortaya ve dişleri, giysileri, saçı, tırnakları
koymuşlardır. Geçmişte güzellik annesi ve vücudu renklendirme sanatını
için yapılan çalışmalar, günümüzde tarafından öğrenmeleri tavsiye edilir. Günümüzde
“kozmetik” adı altında kendine hazırlanmıştır. bile birçok Hindu kadını, kozmetikleri
yer bulmuştur. Kozmetik kelimesi, hâlâ eski usulle kullanır; göz kapakları
Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Bu bazlı bir boya ile boyanır, yüzü ve kolları
kavramın kökeni, Yunanca “kozmos” safran tozu ile sarartılır ve ayak tabanları
(düzen veya güzelleştirme, çeki düzen da kına ile kızıllaştırılır.
verme) kelimesine dayanır. Buradan
da Yunanca kosmein (güzelleştirmek,
çeki düzen vermek) fiili ve kosmetikos
kavramı türemiştir.
100 TEMMUZ’17