Hazırlayan: Yılmaz ÖLMEZ 15 EZOP MASALLARI 4X4
ÇEVRE DOSTU K İ TAP ÇEVREY İ KORU, E-K İ TAP OKU !
HAZIRLIK VE TASARIM YILMAZ ÖLMEZ
Ezop Masalları
Masal Nedir? Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla olağanüstü durum ve olayları yine olağanüstü kahramanlara bağlayarak anlatan halk hikâyelerine masal denir. Masal Türünün Özellikleri Nelerdir ? 1. Masallar tamamiyle hayal gücü ürünüdür. Gerçekle organik bir bağ söz konusu değildir. 2. Mensur bir yapıya sahiptir. Nazım-nesir karışık olan masal örnekleri de vardır. 3. Sunduğu evreni inandırıcı kılma gibi bir kaygı söz konusu değildir. 4. Masallar, meydana geldikleri zaman bir kişinin malıyken, yaygınlaştıkça, yöreden yöreye, ülkeden ülkeye geçtikçe halkın malı olur. Masal, anonim bir türdür. 5. Masallarda genellikle iyilik - kötülük, doğruluk - haksızlık, adalet - zulüm, alçakgönüllülük - kibir... gibi zıt durumların temsilcisi olan kişilerin mücadelelerinden veya insanların ulaşılması güç hayallerinden söz edilir. 6. Masallarda yer ve zaman kavramları belirsizdir. Mekan adı olarak genellikle "Hint, Yemen, Kaf Dağı, Çin, Maçin" kullanılır. 7. Anlatımda genellikle geniş zaman veya öğrenilen geçmiş zaman kipi (-mişli geçmiş) kullanılır. 8. Anlatım kısa ve yoğundur. 9. Masal kişileri her tabakadan seçilebilir. Masallarda cinler, periler, devler de rol alır.
10.Masalların bir kısmı hayvanlarla ilgilidir 11. Masalların çoğu " bir varmış, bir yokmuş" ya da " evvel zaman içinde, kalbur saman içinde" gibi ifadelerle başlar. Bunlara tekerleme ya da döşeme denir. Tekerlemeden sonra olay ve dilek bölümleri gelir. Türk masallarında dilek bölümü "Onlar ermiş muradına .. " ya da " gökten üç elma düştü." biçiminde başlar. 12.Masallarda milli ve dini motiflere hemen hiç yer verilmez. 13.Masallarda genellikle bir eğitim amacı saklıdır; masallar bu yönüyle didaktik (öğretici) bir nitelik taşır.
Ezop Masalları EZOP ( MÖ 6. YY) Ezop (Yunanca: Aisops), MÖ 6. yüzyılda yaşadığı varsayılan eski Yunan masalcısıdır. Kahramanları hayvanlar olan masallarıyla büyük ün kazanmış olan Ezop'un yaşamıyla ilgili bilgiler kesin değildir. Bir söylentiye göre Trakya'da doğmuş, bir süre köle olarak Samos adasında yaşamış, azat edilince birçok yolculuk yapmış, Delphoi'ye yaptığı yolculuk sırasında bir cinayete kurban gitmiştir. Ancak Ezop'un bugünkü Emirdağ yakınlarındaki Amorium kentinde doğup büyüdüğü de dile getirilmektedir. Ezop'un masallarını gerçekten yazdığı yolunda hiçbir kanıt yoktur. Ona mal edilmiş masalların bilinen en eski derlemesi, MÖ 4. yüzyılda Phaleros'lu Demetrios tarafından hazırlanmış, bu derleme daha sonra, MS 1. yüzyılda Latince olarak Gaius Iulius Phaedrus, Yunanca olarak Babrios tarafından yeniden kaleme alınmıştır. "Ezop Masalları" daha sonra 17. yüzyıl Fransız yazarı Jean de la Fontaine'in fabllarına esin kaynağı olmuştur. 8
Ezop Masalları Ezop masallarında adalet, dostluk, doğruluk, bağışlamak, cömertlik, alçakgönüllülük, kanaat, sadakat, kendini bilme gibi değerle yüceltilir, zalimlik, düşmanlık, hainlik, kendini beğenmişlik, cimrilik, aç gözlülük, cahillik, kadir bilmezlik, yalancılık, bencillik gibi tutum ve davranışlar yerilir. Ezop masalları Nâzım Hikmet, Orhan Veli Kanık, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu, Ülkü Tamer, Olcay Göçmen, Türkan Uzel gibi Türk edebiyatçıları tarafından Türkçeye çevrilmiştir. 9
Ezop Masalları 4X4 FARE VE SANSAR Farenin biri günlerdir ağzına bir lokma yiyecek koymamıştı. Açlıktan öleceği bir sırada içi mısır dolu bir sandık buldu. Halsizlikten sürüne sürüne sandığa ulaştı ve küçük bir delikten içeri girdi. Ne kadar da çok mısır vardı sandıkta. Hayatı boyunca hiçbir şey yememiş gibi mısırları yemeye başladı. O kadar yedi ki karnı bir davul gibi şişti. 10
Ezop Masalları 4X4 Sonunda yiyecek hâli kalmayınca bir an önce evine dönmek istedi. Girdiği deliğe kafasını soktu ama bir türlü çıkamadı. Mısırları yiye yiye şişmiş neredeyse cüssesinin iki katı olmuştu. Yapacağı hiçbir şey olmadığı için sandığın içinde kötü talihine küsüp ağlamaya başladı. Oradan geçen bir sansar ağlama seslerini işitince sandığa yaklaştı ve farenin niçin ağladığını sordu. Fare, başından geçenleri anlattı, çok aç olduğu için hiçbir şey düşünemediğini söyledi. Bunun üzerine sansar ona şu öğüdü verdi: ‒ Yapacağın şey çok basit, delikten girdiğin zamanki hâline dönünceye kadar hiçbir şey yemeyeceksin. 11
Ezop Masalları 4X4 FARELER VE GELİNCİKLER Fareler gelinciklere karşı yaptıkları her savaşı kaybetmişlerdi. Fakat yapacakları yeni savaşta gelincikleri mutlaka yenmeleri gerekiyordu. Bunun için büyük bir kurultay düzenlediler. Kurultayda neler yapabileceklerini görüştüler. Ayrıca önceki savaşlarda başarı gösteren, bazı tecrübeli yaşlı fareleri kumandan seçtiler. 12
Ezop Masalları 4X4 Bu fareler ön saflarda savaşacak ve diğerlerine öncülük edeceklerdi. Yine bu öncü fareler düşmanlara korku salmak için başlarına iri boynuzlar takacaklardı. Bütün hazırlıklardan sonra savaş başladı. Boynuzlu farelerin liderliğindeki fare birlikleri ilk başta büyük bir hücuma geçtiyse de her zaman olduğu gibi gelincikler karşısında çabucak bozguna uğrayarak kaçmaya başladılar. Her biri bulduğu deliğe kendini zor attı. Askerlerine güven ve cesaret aşılayacak olan boynuzlu fareler ise boynuzlarından dolayı çıktıkları deliklere tekrar girip kaçamadıklarından gelinciklere yem oldular. 13
Ezop Masalları 4X4 KOCAKARI İLE HEKİM Yaşlı bir kadının gözlerine hastalık gelince evine doktor çağırmış. Parasını da iyileşince vereceğini söylemiş. Doktor her gün gelip kadının gözlerine merhem sürüyor ve gözlerini bir bez ile sımsıkı bağlıyormuş. 14
Ezop Masalları 4X4 Yaşlı kadın görmediği için, doktor her geldiğinde evin eşyalarından birini çalıyormuş. Bu durum uzun süre devam etmiş. Sonunda kadının gözleri iyileşmiş ama ev de tamtakır kalmış. Tedavi bittiği için doktor parasını isteyince kadın vermemiş. Verirdin vermezdin derken sonunda mahkemeye düşmüşler. Hakim, yaşlı kadına neden doktorun parasını vermediğini sorunca kadın, ‒ Neden verecekmişim. Gözlerimi iyileştirmedi. Aksine eskisinden daha kötü etti. Hiç değilse önceden evimdeki eşyayı görüyordum, şimdi onları bile göremiyorum, demiş. 15
Ezop Masalları 4X4 KEÇİ VE ÇOBAN Çobanın biri, sürüden ayrılan keçiyi geri getirmeye çalıştıysa da bir türlü başarılı olamadı. İnatçı keçi bir türlü sürüye katılmak istemiyor, oraya buraya kaçıyordu. Çoban ıslık çaldı, kaval çaldı, keçiye yalvardı ama boşuna. Keçinin inatçılığı çobanı çok kızdırdı. Yerden aldığı taşı keçiye fırlattı. Taş keçinin boynuzuna çarptı ve onu kırdı. Çoban yaptığına üzüldü, pişman oldu. Efendisinin buna çok kızacağını düşünerek keçiye, 16
Ezop Masalları 4X4 ‒ Boynuzunu isteyerek kırmadım, özür dilerim. Ne olur bu konuda efendime bir şey söyleme, diye yalvardı. Keçi, çobanın bu aptalca yalvarmasına karşı şöyle cevap verdi: ‒ Sen ne aptal bir adamsın. Ben söylemesem bile boynuzum söyleyecek. 17