The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by yildirayaksu, 2020-05-24 06:16:46

Çocuk Gözüyle Çevrenin Önemi

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ
















Sayın






“Çocuk Gözüyle Çevrenin Önemi”

isimli kitabımı güzel günlerde
okumanız dileğimle...




Mustafa Emir Özdemir





















Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 1



ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ



















ÖN SÖZ


Yazarlık hayatıma 2019 yılında Doğu Sanayi İlkokulu sayesinde
adım attım. “Minik Mucit Mustafa İstanbul’u Geziyor” adlı kita-
bımdan sonra şimdi de karşınızda “Çevre Bizimdir” adlı kitabım
ile çıkıyorum.

Bu kitabımda çevre kirliliğini ve çevreyi temiz tutmak için yap-
mamız gerekenleri eğlenceli bir şekilde anlatmaya çalıştım.
İyi okumalar dilerim.





















Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 3



ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ















İÇİNDEKİLER


ÖN SÖZ 3
İÇİNDEKİLER 5
Çevrenin Bizim İçin Önemi 7
Toprak Kirliliği 9
Gürültü Kirliliği 15
Hava Kirliliği 20
Görüntü Kirliliği 29
Su Kirliliği 31
Çevre Kirliliğinin Nedenleri 45
Çevreyi Temizlemek mi? Kirletmemek mi? 48
SON SÖZ 50



















Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 5

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ


























































6 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ





















ÇEVRENİN BİZİM İÇİN ÖNEMİ...


Önce Dünya’mız yaratılmış ve sonrasında doğa oluşmuş, ağaç-
lar, hayvanlar, denizler, toprak su gibi...


Daha sonra da biz insanlar Dünya’da yaşamaya başlamışız.
Her yer tertemiz, yerlerde çöp yok, sular temiz ve içilebilir, hava
tertemiz içine çektiğinizde size enerji veren bir hava varmış.
İnsanlar o temiz havada, temiz toprakta, temiz sular ile büyüyen
ağaçlardan meyveler toplamış, topraktan da sebzeler yetişti-
rerek yemişler.


Bu temiz havada büyümüş ve yetişmiş hayvanlardan elde et-
tikleri sütleri içerek büyümüşler.


Kirletilmemiş bir doğa ve temiz bir çevre insanın en büyük yar-
dımcısıdır. Çünkü, doğada insanın ihtiyaç duyduğu her şey var-
dır. Çevremizi kirletmeyip, doğadaki diğer canlılara iyi
davrandığımız sürece Dünya biz insanlar için daha kolay yaşa-


Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 7

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

nabilir bir yer olacaktır. Doğaya ve çevremize iyi davranmazsak,
zaman içerisinde onlardan sağladığımız bütün faydaları kay-
bedebiliriz.


















Dedem ile konuştuğumuzda eskiden havanın, çevrenin daha
temiz olduğunu ancak teknolojinin ilerlemesi ile nüfusun artma-
sının çevre kirliliğine sebep olduğunu öğrendim. Anladığım ka-
darıyla fabrikalar arttıkça, arabalar çoğaldıkça havamız
çevremiz daha çok kirlenmeye başlamış. Teknoloji ilerledikçe
çevre kirliliği artıyorsa ve teknoloji her geçen gün daha ileri gi-
diyorsa bu dünyamız için çok tehlikeli bir hâl alıyor demektir.
Çünkü her geçen gün teknoloji daha da ilerliyor.

Hatta yine dedemin anlattığına göre, eskiden üç tarafı deniz-
lerle çevrili ülkemizde her yerde denize girilebiliyormuş. Hatta İs-
tanbul’da bile. Ben balığı çok severim ama eskiden denizlerimiz
temizken balıklar bile daha lezzetliymiş. Peki ne oldu da o lezzetli
balıklarımız azaldı?


Daha sağlıklı yaşayabilmek, hayattan zevk alabilmek için temiz
çevreye ihtiyacımız var.



8 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

KUZENLER


Toprak Kirliliği

Çok yorucu bir eğitim öğretim yılından sonra hava ısınmış ve
okullar yaz tatiline girmişti. Bizde hem karne almanın mutluluğu
hem de tatilin başlamasının heyecanı vardı. Evet çok sevdiğim
Cumali Öğretmenim ile çok sevdiğim sınıf arkadaşlarımdan ayrı
kalacaktım ancak uzun zamandır beklediğim bir tatilin başlan-
gıcı gelmişti.


Karnem çok güzeldi ve annemlerin bana sözü vardı. Beni iki
haftalığına anneannem ve dedemin yanına Rize'ye göndere-
ceklerdi. Bu tatil heyecanımı arttırıyordu fakat benim heyeca-
nımı daha da çok arttıran bir şey daha vardı. O da bu tatile
kuzenlerim Yusuf ağabeyim ve Berra ablam ile gidecek ol-
mamdı.

Gidişimizi sabırsızlıkla beklediğim bir gecenin sabahında kar-
şımda dedemi gördüm. Bizi almaya gelmişti. Ben, Yusuf ağa-
beyim ve Berra ablam arabaya bindik yola çıktık. Etrafa bakarak
gidiyorduk. Karadeniz kıyılarında yolda giderken temiz denizi gö-
rüyor ve temiz havayı içimize çekiyorduk.















Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 9

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Yusuf ağabeyim döndü ve dedeme dedi ki,

— Dede, Karadeniz’de deniz ne kadar güzel ve temiz.


Dedem de anlatmaya başladı:

— Bakın torunlarım aslında her yerde eskiden denizlerimiz te-
mizdi ancak sanayinin ilerlemesi, fabrikaların artması ile deniz-
lerimizi kirletmeye başladık. Karadeniz'in daha temiz olmasının
en büyük sebebi buralarda büyük fabrikaların kurulmamış ol-
ması.





















Dedem anlattıkça biz dinledik. Biz dinledikçe dedem daha da
anlattı ve uzun bir yolculuk sonunda Rize'ye geldik. Bizi annean-
nem karşıladı. Birbirimize sarılıp hasret giderirken bir baktım ki
Berra ablamın elinde mandalina vardı.


Berra ablam bize de uzattı mandalinadan.


Berra ablam:

10 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ



— Biz İstanbul'a böyle mandalina yemiyoruz.

Anneannem:


— Buradaki temiz hava ve temiz toprak oralarda yok. O yüzden
burada yetişen meyve ve sebzeler daha temiz, daha sağlıklı
olur.


Ben ne dediklerini anlamamış bir şekilde bakarken Berra ablam
konuya girdi:


— Mustafa Emir, ben sana anlatayım dinle bak.
























İstanbul ve çevresinde yetişen meyve ve sebzelerin yerine böyle
büyük yerleşim yerlerine uzak temiz toprakların olduğu bölge-
lerde yetişen meyve ve sebzeler daha temiz, daha sağlıklı ve
daha lezzetlidir.

Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 11

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Çevre kirliliğinin birçok çeşidi vardır, bunlardan birisi de toprak
kirliliğidir.


Ben söze girdim:


— Berra abla nedir bu toprak kirliliği biraz açıklar mısın?

— Tabii ki açıklarım.Yediğimiz tüm yiyecekler toprakta yetişmek-
tedir. Toprak ne kadar temiz ve yararlı maddeler içeriyorsa elde
ettiğimiz meyve ve sebzeler o kadar çok yararlı, sağlıklı ve lezzetli
olacaktır.

Biz insanların doğal olmayan maddeler pet şişe, petrol atıkları
gibi maddelerin yere atılması, toprağın kirlenmesine ve verimi-
nin azalıp yok olmasına neden olmaktadır. Kirli toprakta bitkiler
yetişemez ve toprakta yaşam süren solucan gibi canlılar yaşam
süremez. Bu zararlı maddeler toprakta yetişen bitkilerden insan-
lara kadar ulaşmaktadır.

























12 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Biz dikkatli bir şekilde Berra ablamı dinlerken bu sefer söze Yusuf
ağabeyim girdi:

— Berra, peki bu toprak neden kirleniyor bu kadar?


Berra ablam:

— Ben size bir kaç nedenini sayayım:


1) Ev, iş yeri, hastane ve sanayi atıklarının toprağa karışması


2) Hava kirliliği oluşan zararlı maddelerin toprağa karışması

3) Gereksiz yere aşırı ve doğal olmayan gübre kullanılması , ilaç-
lama yapılması


4) Suların kirletilmesi ve bunun sonucunda su kirliliğinin toprak
kirliliğine neden olması ve özellikle toprak kirliliğinin yeraltı sularının
kirlenmesine neden olması.























Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 13

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Bir de size önlemek için yapmamız gerekenleri anlatayım:

1) Verimli topraklar üzerinde sanayi ve yerleşim alanları kurulma-
malı ve yeşil alanlar çoğaltılmalıdır.


2) Ev ve sanayi atıkları toprağa zarar vermeyecek şekilde de-
polanmalı ve toplanmalıdır.


3) Tarım ilaçları ve yapay gübre kullanımlarında yanlış uygula-
malar önlenmelidir.

Bunları yaparsak emin olun yediğimiz her şey çok daha güzel
olur.


Berra ablamın anlattıklarını dinlerken uyuyakalmışız.






























14 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Gürültü Kirliliği


Saatler geçmiş ve sabah olmuştu. Dışarıdan gelen kuş sesleri
ile gözümüzü açtık.


İlk ses Yusuf ağebeyimden geldi:

— Herkese günaydın.


Herkesten sırayla günaydın cevabı gelince ben söze girdim:


— Kuş sesleri ile uyanmak ne güzel!

Bu sefer de Yusuf ağabeyim anlatmaya başladı:


— Biz İstanbul'da araba ve korna sesi ile uyanırken burada kuş
cıvıltıları ile uyandık. Sanki saatlerdir değil günlerdir uyuyor gibi
uykumu alarak kalktım. Biz aslında İstanbul'da sürekli gürültü kir-
liliği ile yaşıyoruz.























Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 15

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Bizim can kulağı ile dinlediğimizi gören Yusuf abağabeyim an-
latmaya devam etti:


— Size gürültü kirliliğini anlatayım:


İnsanlar üzerinde olumsuz etki yapan ve hoşa gitmeyen seslere
genel olarak gürültü denir. Özellikle büyük kentlerde gürültü yo-
ğunluğu oldukça yüksek seviyededir. Kent gürültüsünü artıran
sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz ve
zamansız korna çalmaları ve belediye hudutları içerisinde bu-
lunan endüstri bölgelerinden çıkan gürültüler gelmektedir. Ev-
lerde ise televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek sesler
gürültü kirliliğine neden olmaktadır.


Bazı insanlar çıkıp “hayvanlar da gürültü yapıyor” diyebilir.

Ama ben onlara ve sizlere soruyorum. Hanginiz kuş sesleri ile
kalktığında mutsuz oluyor ki? Ya da sabah kuş cıvıltıları ile uyan-
mak mı istersiniz yoksa araba korna sesi ile mi? Miyavlayan bir
kedi, gıdaklayan tavuk sesi mi seni rahatsız eder, yoksa son ses
açılmış müzik sesi mi? Yani anlayacağınız yine gürültü kirliliğini
biz insanlar yapıyoruz.


Berra ablam sordu:


— Yusuf, peki gürültü kirliliğinin nedenleri nelerdir?

Yusuf ağabeyim devam etti anlatmaya:


— Gürültü kirliliğinin nedenlerinin başında trafik gelmektedir. Tra-
fikte araçların motorlarından çıkan sesler ve daha da önemlisi

16 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

bu araçları kullanan kişilerin sürekli kornaya basması gürültü kir-
liliğini arttırmaktadır.























Büyük ve iş yerlerinin olduğu şehirlerde gürültü kirliliği daha da
fazla olmaktadır. Mesela İstanbul’u ele aldığımızda fabrika ve
iş yerlerinde çalışan makinaların sesleri birbirine karışmakta gü-
rültüğü kirliliği de artmaktadır


Aslında her şeyin bir matematiği var. Mesela bizim apartmanda
otuz daire var ve bizim caddede yirmiden fazla apartman var.
Yani altı yüzden fazla daire yapar. Her evde sadece bir tane
televizyon çalıştığını düşünürsek bizim sokakta ne kadar çok
televizyon gürültüsü var siz düşünün.


Sonra ben de dayanamadım söze girdim:

— Yusuf ağabey, peki bu gürültü kirliliği bizi nasıl etkiler ve gürültü
kirliliğini nasıl engelleriz?



Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 17

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Yusuf ağabeyim:

— Sürekli gürültü olan yerlerde insanlar rahat uyuyamadığı için
çeşitli hastalıklarla karşı karşıya kalır. Mesela sürekli gürültü varsa
düzgün uyuyamazsınız ve baş ağrısı ile kalkarsınız.

Uykunuzu da tam alamadığınız için moralsiz ve sinirli olursunuz.
Hayattan daha az zevk almaya başlar, etrafınıza karşı daha az
sevgi saygı ile yaklaşırsınız.


Gürültülü yerlerde eğitim ve öğretim de zor olur. Mesela okul et-
rafında gürültü var ise öğrenciler dersten hiçbir şey anlamaz.
Kitap okurken okuduğumuzu anlamayız.




















Çalışan insanlar için de bu geçerli. Mesela çalışan insan yüksek
gürültülü yerlerde kendini işe veremez ve istediği gibi yararlı ola-
maz. Bu yüzden hem öğrencilere hem de çalışan kişilere uygun
çalışma koşulları oluşturulmalıdır.


İnternetten araştırma yaparken çok ilginç gelen bir bilgiyi pay-
laşmak isterim.

18 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Gürültülü ve sakin hastanelerde tedavi gören hastalar üzerinde
yapılan araştırmalara göre; içeriden ve dışarıdan gürültüye
maruz hastanelerde, hastaların tedavi için daha uzun süre yat-
maları gerekmektedir.
Alacağımız önlemleri de kısaca sayarsak,


- Fabrika, iş yerleri ve sanayi tesisleri evlerden uzak yerlerde ku-
rulmalı,


- Büyük fabrikalar şehirlerden uzak yerlere kurulmalı,


- Arabaları kullananların kornalara gereksiz basması engellen-
meli,

- Evlerde, sokaklarda, işyerlerinde yüksek sesle müzik yayını en-
gellenmeli,

- Yeni yapılan tüm binalar ses geçirmez olmalı.


Haberlerde izlediğim ve çok hoşuma giden bir olayı paylaşmak
istiyorum sizlerle. Çin’de hükümet, vatandaşların kornaya bas-
masını engellemek için büyük bir meydana dev ekran kurmuş
ve gereksiz kornaya basanlar canlı olarak bu ekranda gösterili-
yormuş. Yani kısacası herkes gereksiz gürültü yapanı ekrana gö-
rüyor ve ekranda çıkan kişi de yaptığından utanarak bir daha
yapmıyormuş.

Merakımızı gidermişti Yusuf ağabeyim.







Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 19

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Hava Kirliliği

Daha sonra dedem geldi ve bize Rize'nin yaylalarını gezdirmeyi
teklif etti. Üç kuzen aynı anda "yaşasın" diye bağırarak içeri koş-
tuk ve üstümüzü değiştirdik.























Araba ile virajlı yolları geçtikten sonra yemyeşil yaylalara geldik.
Derin bir nefes aldığımda ciğerlerimin bayram ettiğini hissettim.

— Oh be! İstanbul' da böyle nefes alamıyoruz. Hep hava kirlili-
ğinden.


— Durun, durun ben de size hava kirliliğini anlatayım.

Yusuf ağabeyim ile Berra ablamın bana dönerek dinlemeye
başladığını görünce anlatmaya başladım:


İnsanlar için hatta tüm canlılar için hava çok önemlidir. Nefes
almadan yaşayan bir canlı söyleyebilir misiniz?

20 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Tabii ki de söyleyemezsiniz, çünkü yok. Bizim havadan çok ihti-
yacımız olan şey, temiz havadır.

Düşünün, sabah kalktınız ve camı açtınız ama vücudumuza pis,
kirli bir hava girdi. Böyle mi mutlu olursunuz, yoksa sabah kalkıp
camı açtığınızda temiz havayı soluyarak, ağaç ve çiçek kokuları
ile uyanarak mı? Benim tercihim belli.

Hava kirliliği nedir? Önce onu bilmek lazım.


Göremediğimiz, koklayamadığımız, tadını alamadığımız, doku-
namadığımız ama tüm canlıların içine çekmediğinde yaşaya-
madığı bir gaz bulutudur hava. Dünyamızda bulunan toz,
duman, gaz, koku gibi zararlı maddelerin, insanlar ve canlıların
sağlığını olumsuz yönde etkileyecek düzeye gelmesine “hava
kirliliği” denmektedir. İnsanların yaptığı işler sonucunda mey-
dana gelen üretim ve tüketim aşamalarında ortaya çıkan atık-
larla hava tabakası kirlenerek, yeryüzündeki canlı hayatı olumsuz
yönde etkilenmektedir.























Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 21

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Zararlı maddelerin özelliklerine göre, canlılara vereceği zarar
boyutu da değişir. Hava kirliliğine karşı alınabilecek önlemler, kir-
liliğin oluştuğu yere göre (fabrika, termik santral, konutlar, taşıt
araçları) çok çeşitlidir.


Bir kitapta okuduğum bilgiyi de paylaşayım. Atmosferi meydana
getiren gazların karışımlarından oluşan hava, canlıların yaşam
sürecindeki en önemli maddelerden biridir. Bir insanın günde
yaklaşık olarak 2,5 lt. su, 1,5 kg. besin, 10 – 20 m3 hava gerek-
sinimi vardır. Açlığa 60 gün, susuzluğa 6 gün dayanabilen insan,
havasızlığa ancak 6 dakika dayanabilmektedir. Bu da havanın
insan için en önemli madde olduğunu göstermektedir.
























Hava kirliliğinin nedenleri de önemlidir tabii ki

1. Isınmadan kaynaklanan hava kirliliği,
2. Motorlu taşıtlardan kaynaklanan hava kirliliği,
3. Üretim ve tüketimden kaynaklanan hava kirliliği.



22 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Özellikle küçük ilçe ve köylerde ısınmak için soba ve tabiki de
buna bağlı olarak kömür kullanılmaktadır. Özellikle ucuz olduğu
için kalitesiz kömür kullanılması havayı çok kirletmektedir. Buna
yaşadığım bir olay ile örnek vermek isterim. Dedem ve babaa-
nemi Keşan'a ziyarete gittiğimde arabanın camını açtığımızda
sanki hava değil kömür soluyordum. Çünkü her yer kömür du-
manı ile kaplıydı. Sonra babama sorduğumda öğrendim ki Ke-
şan'da herkes ısınmak için doğalgaz yerine kömür kullanıyormuş
ve bu da havayı çok kirletiyormuş. İşte bundan sonra anladım
ki doğalgaz daha temiz ve sağlıklıymış. Kaliteli yakıtların kulla-
nılması ile soba ve kaloriferlerin uygun şekilde yakılması hava
kirliliğini azaltırmış.





















Kalabalık şehirler neden kirli? Çünkü daha fazla araba var ve
arabaların egzozlarından çıkan gazlar da hava kirliliğine neden
olur.

Kentlerimizin çukur yerlerde kurulması da hava kirliliğini artırır. Et-
rafı dağlarla çevrili olan kentlerde rüzgâr hızı yavaşlar. Bu yüzden
havadaki zararlı gazlar, rüzgârlar tarafından başka yerlere taşı-

Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 23

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

namaz. Bu da hava kirliliğini artırır.

Kentlerimizin konumları uygun olsa bile olumsuz hava koşulları
ve rüzgâr esmemesi de hava kirliliğinin artmasına neden olabi-
lir.

Hava kirliliğinde, doğal kirlilik kaynaklarından çok yapay olan
kaynaklardan oluşan kirlilik önemlidir. Çünkü günümüzde insan-
ları en çok ilgilendiren, özellikle büyük yerleşim merkezleri ve sa-
nayi alanlarındaki hava kirliliğidir. Bu kirlilik de daha çok insan
faaliyetleri sonucu meydana gelir.

Hava kirliliğini meydana getiren sebepleri üçe ayırabiliriz:


1. Isınmadan kaynaklanan hava kirliliği:
Isınma amaçlı, kalitesiz kömürlerin yaygın olarak kullanılması
hava kirliliğine yol açar.


2. Motorlu taşıtlardan kaynaklanan hava kirliliği:
Araçlardan çıkan egzoz gazları, hava kirliliğinde önemli bir faktör
oluşturmaktadır. Buna önlem alınması için bakımların sık sık ya-
pılması gerekmektedir.


3. Üretim ve tüketimden kaynaklanan hava kirliliği:
Fabrikaların şehirlere yakın kurulması, çevrenin korunması açı-
sından gerekli tedbirlerin alınmaması uygun teknolojilerin kulla-
nılmaması, hava kirliliğine sebep olan etkenlerin başında
gelmektedir.


Maalesef hava kirliliğinin sonuçları da olmaktadır.



24 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Hava kirliliğinden tüm canlılar zarar görmektedir ancak en fazla
etkilenen maalesef biz çocuklarız. Hava kirliliği çocuklarda nefes
alma zorlukları yaşanmasına ve özellikle astım hastalığına
neden olmaktadır.


Yaşanılan bir şehirde hava ne kadar kirli ise hasta olma olasılığı
o kadar fazladır. Yine yapılan araştırmalara göre hamile olan
kişiler kötü havayı solursa çocuklarının hasta olarak dünyaya
gelme riski o kadar fazla oluyormuş.


Yine sağlık üzerine yapılan araştırmalara göre hava kirliliğinin
çok olduğu yerlerde yaşayanlarda, daha çok kalp ve böbrek
hastalıkları görülüyormuş.



















Bir de herkesin sürekli söylediği “Sigara sağlığa zararlıdır” sözünü
duyarız. Neden zararlı? Çünkü ciğerlerimiz zararlı dumanla dol-
maktadır. İşte kirli havada nefes almak bunun gibidir. Ciğerleri-
mizi kötü, kirli ve pis hava ile doldurmaktır. Sigara içmeseniz bile
ciğerlerinizin hasta olmasına sebep olmaktadır.


Zaten kirli havada zor nefes alırken ciğerlerimizin de zarar gör-

Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 25

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

mesi daha da zor nefes almamıza sebep olmaktadır.

Yukarıda hep biz insanlardan bahsettik ancak havanın kirli ol-
ması hayvanların da yaşamasını zorlaştırmakta, bitkilerin yetiş-
mesini de engellemektedir. Bunu kesinlikle unutmamalıyız.

Bir de nasıl engelleyebileceğimizi anlatayım, bitireyim:


Saydığımız sorunların önüne geçebilmek için yani havanın kir-
lenmesini engellemek için ne gibi önlemler alınmalıdır?

1. Bu kirliliklerle mücadelede bilinçli insanların çoğalması ge-
rekmektedir. Özellikle çocukların bu konuda duyarlı olmalarını
sağlamak, gelecek nesillerin hava kirliliğini engellemek için
daha etkin önlemler almasını sağlayacaktır.

2. Evleri ısıtmak amacıyla kullanılan kömürlerin kaliteli olmasına
dikkat edilmeli ve yeni yapılacak binalarda da merkezi ısıtma
tercih edilmelidir.


3. Sobalı evlerde de düzenli olarak baca temizliği yapılmalıdır.



















26 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

4. Özel araç kullanımı azaltılmalı böylelikle yollarda daha az
araba olacağından dumanı da daha az olacaktır. Araçlardan
çıkan egzoz gazı için de filtre kullanımı zorunlu hale getirilmeli-
dir.


5. Sanayi yerleşimleri mümkün olduğunca konutlardan uzak yer-
lere kurulmalıdır.

6. Fabrika bacalarında filtre kullanılmalı, yakıt olarak da doğal
gaz tercih edilmelidir.





























7. Hava kirliliği ile mücadelede yeşil alanların artması büyük
önem taşımaktadır. Bu sebeple ağaç dikimi yaygınlaştırılmalı
ve yeşil alanların çoğaltılması sağlanmalıdır.


8. Hava kirliliğinin nedenleri ve sonuçları doğrudan biz insanlar

Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 27

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

ile ilgilidir. Çünkü bu kirliliğe insanlar neden olurken ortaya çıka-
cak olumsuz koşullardan da yine insan sağlığı etkilenecektir. Bu
unutulmamalı ve geleceğimiz için gerekli önlemler alınmalıdır.


Ben bunları anlattıktan sonra dedem etrafı gezdirmeye başladı
bize. Yayla çok güzeldi yemyeşil ama etrafta yaylaya yakışma-
yan evler, dükkanlar ile bunlara ait tabelâlar vardı. Hiç Karade-
niz'i temsil eden şeyler değildi bunlar.











































28 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Görüntü Kirliliği


Dedeme döndüm ve dedim ki:

— Dede, yaylayı çok sevdim ama etraftaki bazı şeyler beni ra-
hatsız etti.

Dedem anlatmaya başladı:


— Torunlarım, bunların hiçbiri yoktu burada. Turistler gelmeye
başlayınca dükkânlar açıldı, pansiyonlar açıldı ve görüntü kirliliği
çıktı ortaya.


























Berra ablam:


— Görüntü kirliliği nedir dede?



Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 29

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Dedem:

— İnsanın gözüne hoş gelen, onu rahatsız etmeyen görüntülere
güzel; insanı rahatsız eden, bir şekilde olumsuz etkileyen görün-
tülere de çirkin denilebilir.

Maalesef insan nüfusu arttıkça, evler yapıldıkça, iş yerleri yapıl-
dıkça ortaya çirkin görüntüler çıkıyor. Bir ev yapılıyor, sonra ya-
nına başka bir ev ama birbirinden farklı. Yan yana iş yerleri
yapılıyor ama hepsinin tabela boyutları ve renkleri farklı. Bu da
maalesef görüntü kirliliğine yol açıyor.

Mesela eline çayını, kahvesini almış; oturup binaları izleyerek ke-
yifle içen bir insan gördünüz mü? Ya da satılan evin bina man-
zaralı diye satıldığını gördünüz mü? Lokanta ve kafeleri hep
doğa manzaralı yerlere yapıyorlar çünkü o görüntüler çok daha
iyi ve güzeldir. Ama insanlar ağaçları kesiyor, hatta denizleri dol-
durarak bina yapıyor. Yani anlayacağınız yine görüntü kirliliğini
yapanlar İNSANLAR...


Akşam olmaya başlamıştı ve hava kararıyordu. Arabaya bindik,
evimize geri döndük.


















30 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Su Kirliliği


Burada zaman çok çabuk geçiyordu ve bir sabah kalktığımızda
karşımda babamı gördüm. Kuzenlerim ile bizi almaya gelmişti.


Dedem ile gelmiştik Rize'ye ama babam ile dönecektir.

Yusuf ağabeyim babama döndü ve dedi ki:


— Ufuk amca keşke birkaç günümüz daha olsaydı. Biraz daha
tatil yapsaydık.




























Babam:


— O zaman şimdi eğlenin, akşam yola çıkacağız ama İstan-
bul'a değil.

Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 31

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Ben:

— İstanbul değilse, nereye gideceğiz baba?


Babam:

— Süpriz oğlum. Çok beğeneceksiniz.


Akşam oldu dedem ve anneannem ile vedalaştık, yola çıktık.
Karanlık olduğu ve gündüz çok yorulduğumuzdan uyuyakalmı-
şız.

Sabah gözümüzü bir açtık ki ne görelim! Babam bizi İzmir'in
Foça ilçesine getirmişti.
















Yusuf ağabeyim ve Berra ablam ilk defa Foça'ya geliyordu.


Yusuf ağabeyim:

— Deniz kokusu ne güzel! dedi


Hava ılık ve hafif rüzgârlıydı. Her yerde denizin o güzel kokusu
vardı.

32 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Dedem ve babaannem bizim yanımıza geldi. Eve geçelim de-
diler ama buraya gelmişken sahilde gezmemek olmazdı.

Dedem dayanamadı ısrarlarımıza ve bizi sahile götürdü. Hem
etrafa bakıyor hem yürüyorduk. Birden karşımıza Yahya dedem
çıktı. Aslında dedem değil ama dedemin kardeşi olduğu için
ona da Yahya dede diyordum. Foça'da kaptanlık yaptığı için
bizi tekneye davet etti. Kuzenler olarak tekne turuna çıktık. Deniz
kokusunu sahilden değil, denizden alıyorduk artık. Her yer mas-
mavi, geziyorduk. Biz hayran hayran sessizce etrafa bakarken
dedem sessizliği bozdu:


— Bakın çocuklar burada deniz tertemizdir. Hatta bakın, yüzen
balıkları bile görebilirsiniz.


Evet gerçekten irili ufaklı bir sürü balık vardı bizimle hareket eden.
Dedem devam etti:


























Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 33

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

— Eskiden sizin yaşadığınız İstanbul'da da deniz böyle temizmiş
ama zamanla kirletmişiz.


En az hava kadar önemli olan başka bir şey daha varsa o da
tabii ki sudur.

Önce size su hakkında birkaç bilgi vereyim. Bir insanın vücudu-
nun yaklaşık %70’i sudur. Yaşadığımız dünyanın da %70’i sudan
oluşur.


Yaşamanın temelinde eğer su var ise biz neden sularımızı kirle-
tiyoruz. Evlerden, fabrikalardan, iş yerlerinden denize, göle dö-
külen atıklar maalesef içtiğimiz suları kirletmektedir. Temiz sağlıklı
su bulmak artık çok zor oldu. Dediğim gibi dünyada karadan
çok su var. Ama biz içtiğimiz suyu bile para ile satın alıyoruz.
Evde çeşmeden su içmeye kalktığımda annem de babam da
hemen “dur sakın içme” diye sesleniyor.


Neden? Çünkü temiz su bulmak artık çok zorlaştı. Kimin yüzün-
den peki, evet yine aynı cevap “İNSAN”.

Su kirliliği arttıkça insan sağlığı da tehlike altına girer. Bunu önle-
mek için öncelikle su israfının önüne geçilmelidir. Bunun dışında,
sanayi atıklarının ve evlerimizden çıkan atıkların dikkatli şekilde
atılması, doğada zor yok olan deterjan gibi maddelerin kulla-
nımının azaltılması gereklidir.

Ancak ne var ki, su kaynaklarımızı doğru kullanmadığımız ger-
çeği yüzünden günden güne sularımız deniz canlılarımız ve
içme kalitesindeki temiz su kaynaklarımız azalmakta. Su kirliliği
suyun fiziksel, biyolojik ve kimyasal olarak kirlenmesi demektir.

34 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Su kirliliğine birçok kaynak neden olabilmektedir. Ayrıca havanın
ve toprağın da kirlenmesi, yine suyun kirlenmesine neden olur.

Su kirliliğinin başlıca nedenleri anlatmak gerekirse;


Üç tarafı denizlerle çevrili cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. Her
yıl sadece denizlerimize girmek için birçok yerli ve yabancı turist
sahillere gelmektedir. Ayrıca ülkemizde sayısız göller, şelaleler,
nehirler, ırmaklar, çağlayanlar, çaylar ve dereler var. Su yönün-
den çok şanslı bir ülkeyiz gerçekten de. Ancak su kirliliği sorununu
da çok fazla göz ardı edemeyiz.



























Son yıllarda su tüketimine hiç dikkat etmiyoruz, dikkat etmediği-
miz gibi suyun kirlenmesine de göz yumuyoruz. Bunun için bir
çaba harcamıyoruz. Çok fazla kullandığımız deterjanlar, sabun-
lar, temizlik malzemeleri suların kirlenmesine neden oluyor. Kir-
lenen suların görüntüsü ve kokusu değişiyor. Kirlenen su çeşitli

Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 35

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

hastalıklara da neden olabilir.

Kirlenen denizlerde yaşayan canlıların ölmesi kötü kokuların da
başlangıcı olur. Soluduğumuz havanın %70’ini suda yaşayan
canlılar sağlıyor, bunu biliyor muydunuz? Yani su hayattır, suyun
azalması demek, oksijenin azalması ve hayatın sona ermesi
demektir. Denemeyin ama bir düşünün, nefesinizi denizin içinde
mi çok daha uzun süre tutabiliyorsunuz yoksa dışında mı? İşte
bu bile bize suda oksijen olduğunu gösterir. Nefes almasanız
bile o oksijen vücudunuza işler.

Suyun Kirliliğinin Nedenleri:


•Sanayi atıkları
•Kimyasal atıklar ve arıtması olmayan sanayi kuruluşları
•Denize atılan çöpler
•Denizde petrol arama çalışmaları
•Madencilik
•Gemilerin yakıt tüketimi
•Küresel ısınma
•Kimyasal gübreler ve böcek ilaçları
•Bilinçsiz şehirleşme
•Su tasarrufu ve temizliği konusunda bilgisizlik
•Hayvansal atıklar


Türkiye’deki tüm su kaynaklarının kirli olduğunu, koktuğunu ve
hastalık saçtığını hayal edelim. Koku ve görüntüden, daha
önemlisi su kirliliği nedeni ile suda yaşayan canlıların oksijensiz-
likten veya kirlilikten zehirlenerek ölmesi hatta nesillerinin tüken-
mesidir. Denizde değil yüzmek, su sporları yapmak, üzerinde
tekne ile gezmek imkânsızlaşır.

36 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Su kirliliği, önlenmediği zaman bazı olumsuz sonuçlar ortaya çı-
karmaktadır. Eğer bu sonuçların önüne geçmezsek ilerde içe-
cek su bile bulamayabiliriz.

•Su kirlilikleri yaygın bulaşıcı hastalıklara neden olabilir.
•Suda yaşayan canlılar yok olur ve canlıların toplu ölümleri or-
taya çıkabilir.

























•Tarımda sulama suyu eskisi kadar temiz olmadığından artık
ürünler çok kaliteli olmayacaktır.
•Hayvanlar kirli su ile beslenince hastalıklara yakalanıp ölebilirler
ve hayvanların gelişimleri olumsuz etkilenebilir. Ayrıca su kirliliği
hayvanların yok olmasına da neden olabilir.
•İçme suyundaki azalmayla insanlar kuraklık ile karşı karşıya ka-
labilirler.


Ben dedeme sordum:



Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 37

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

— Dede, peki bunlara önlem alamaz mıyız?

Dedem devam etti:


— Tabii ki önlemler alabiliriz. Meselâ,

Fabrikaların, iş yerlerin ve evlerin arttığı bu dönemde ortaya
çıkan atıklar engellenemez. Ama bu atıklar filtrelenerek suları-
mıza zarar vermeyecek hâle getirilebilir.


Herhangi bir amaçla sanayide kullanılan kimyasal maddelerin
kullanımının önüne geçilmeli ve onların yerine daha doğal ürün-
ler kullanılmalıdır.























Bireysel olarak ise evlerden çıkan atıkların özellikle yağların sulara
karışmasına engel olunmalı ve temizlik ürünü olarak yapay de-
terjanların yerine doğal deterjanlar tercih edilmelidir.


Tarımda doğal gübreler tercih edilmeli. Çünkü toprak altına da

38 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

atılsa, yok olmayan bu maddeler yer altı kaynaklarını kirletmekte
ve ciddi sorunlara yol açabilmektedir.

Deniz bizi yormuş ve acıktırmıştı. Eve geldiğimizde hepimiz
bolca, temiz sudan çıkmış balıkları yedik ve sabah olacakları
bilmeden uyuduk.

Sabah kalktığımızda sabırsızlıkla sahile gitmek istiyorduk.


Sahile gitmek için üç kuzen dışarıya çıktık. Ancak kapıdan adı-
mımızı atar atmaz sokakların çöp içerisinde olduğunu fark ettik.
Yerlerde çikolata, cips poşetleri; içecek kutuları ve aklınıza ge-
lecek bir sürü şey vardı. Bu çöpler neden yerlerdeydi anlamadık,
çünkü az ileride çöp kutusu vardı.
































Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 39

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Şaşkın şaşkın bakarken Yusuf ağabeyim bana döndü ve

— Mustafa, dedenlerin evde kamera vardı. Gidip ona bakalım
neden her yer bu kadar çok kirlenmiş, dedi.


Eve çıktık, kameraya baktık. Yirmili yaşlarda, siyah kıyafet giymiş,
uzun saçlı bir erkek yediklerini yere atıyor, yerdeki çöpleri tekme-
leyerek çevreye dağılmasına neden oluyordu.


Berra ablam bize dönerek:

“Bu çocuğu bulup neden böyle yaptığını soralım ve çevreyi kir-
letmenin kötü olduğunu anlatalım” dedi.


Yusuf ağabeyim ile göz göze geldik. Bir ağızdan “tamam”
dedik.

Aşağıya indiğimizde her yer çok kirliydi. Üçümüz de hemen çöp-
leri toplamaya başladık. Çöplerin toplamamızın çoğunu bitir-
mek üzereyken arkadan bir ses duydum.

— Aferin, aferin temizleyin bakalım.


Arkamı bir döndüm ki ne göreyim. Kameradan gördüğümüz,
çevreyi kirleten o çocuk karşımızdaydı.

“Kimsin sen?” diye sordum.


“Adım Ahmet.” dedi.


Hemen o soruyu sordum:

40 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

— Neden çöplerini etrafa atıyorsun? İleride çöp kutusu var,
oraya atsan çevre daha temiz olmaz mı?

























— Ben oraya kadar yürüyüp yorulamam. Hem bu benim için
ayrı bir zevk. Yani siz toplamaktan zevk alıyorsunuz ya, ben de
yere çöp atmaktan zevk alıyorum.


Berra ablam:


— Bu nasıl zevk, böyle zevk mi olur?

Yusuf ağabeyim:


— Senin yüzünden insanlar bırak sokağa çıkmayı, camlarını bile
açamıyor.


Adının Ahmet olduğunu söyleyen o genç, dediğimiz hiçbir şeyi
önemsemeyerek ve gülerek yanımızdan ayrıldı.

Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 41

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Ama bizim bu olayı, burada unutmaya niyetimiz yoktu. Ahmet’e
iyi bir ders vermeli, çevreyi kirletmenin kötü olduğunu öğretme-
liydik.


Üç kuzen etrafı temizleyerek eve döndük.

Babam, “Sahile gitmediniz mi, siz neden erken döndünüz?” diye
sordu.


Ben

— Baba bundan sonra sürekli sahile gidebilmek için bir plan
yapmalıyız. Böyle giderse insanların gezeceği temiz bir sahil bu-
lamayacağız” diyerek odamıza geçtik.


Yusuf ağabeyim ;

— İyi düşünelim ve o çocuğa bir ders verelim.


Uzun süren konuşma ve düşüncelerden sonra bir plana vardık.
Hemen kamera görüntülerini aldık ve çocuğun çöpleri yere at-
tığı görüntüleri bütün televizyonlara gönderdik.


Daha sonra da evde oyun oynamaya başladık. Biraz zaman
geçmişti ki, dedem ve babaannemden sesler gelmeye baş-
ladı.

Berra ablam bize dönerek:


— Sessiz olun içeride bir şeyler oluyor.



42 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Yusuf ağabeyim:


— Ben çok merak ettim gidip bakalım.

Dedemlerinin yanına gittiğimizde televizyon izlediklerini gördük.
Dedem bana seslendi:

— Mustafa gelin bakın terbiyesize.


Televizyona bir baktık, bizim gönderdiğimiz ve çevreyi kirleten
çocuğun görüntüleri.





















Babam ve dedemler kendi aralarında çocuğa kızarken, Berra
ablam, Yusuf ağabeyim ve ben birbirimize bakarak gülüyorduk.
Planımız tutmuştu. Artık tüm Türkiye, o çocuğun çevreyi kirlettiği
kötü görüntüleri izliyordu.

Ertesi gün oldu. Yine kuzenlerimle parka gitmeye karar verdik ve
kapıdan çıktığımızda bu sefer yerler tertemizdi.



Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 43

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Ama o da ne, karşıdan Ahmet geliyordu yine. Elinde yine çöp
vardı. Biz yere atacak diye beklerken elinin içinde o çöpü bu-
ruşturdu ve atmayarak yürüdü. Çöp tenekesinin yanına geldi-
ğinde çöpü olması gereken yere yani kutuya attı.


Sonra bizim yanımıza geldi.

— Dün bana çok iyi bir ders verdiniz. Akşam televizyonda ken-
dimi gördüğümde kendimden utandım. Kesinlikle bir daha yere
çöp atmayacağım ve yerde gördüğüm her çöpü de yerden
alarak çöp kutusuna atacağım, dedi.
















Biz çok mutlu olmuştuk. Önemli olan herkesin doğruyu öğren-
mesiydi.


Ahmet’de bunu öğrendiğine göre artık bizimle gelebilirdi.
Ben de Ahmet’e dönerek:

— Hadi bizimle parka gelsene. Hep beraber oynarız dedim.
Daha sonra arkadaş olduk.


Hikayemin sonuna geldiğimizde birkaç bilgi paylaşmak isterim
sizlerle:

44 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ































ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİ


1- İnsan nüfusunun artması,
2- İnsan sayısı artınca, su, kağıt, kömür gibi mazlemelerin art-
ması,
3- Ormanların yanmasından ve ağaçların kesilmesinden dolayı
yeşil alanların azalması,
4- Doğalgazın olmadığı yerlerde kullanılan kömürden çıkan
gazlar,
5- Arabaların artması,
6- Doğadaki olaylar ve doğal afetler,
7- Kanalizasyon sularının arıtılmaksızın alıcı ortamlara verilmesi
ve sulamada kullanılması,
8- Sokaklardaki çöpler,

Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 45

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

9- Sulak alanların ve göllerin kurutulması,
10- Televizyon, bilgisayar, gibi cihazların artması gibi birçok
neden sayılabilir.


Çevre kirliliğinin artmasındaki en büyük sebep bence nüfusun
artması ve maalesef artan bu nüfusun çevre konusunda yete-
rince bilgili ve bilinçli olmaması.


İnsan nüfusu arttıkça, evler arttı, iş yerleri arttı, fabrikalar arttı, ara-
balar otobüsler de arttı. Maalesef yerlere, sokaklara atılan çöp-
ler de arttı.

Hayat herkes için çok hızlı geçmeye başladı. Çalışan anne ba-
balar eve geç geliyor. Kendilerine kalan kısa sürede de yemek
mi yapsınlar, diğer işleri mi yapsınlar? Bunu neden anlatıyorum,
çünkü insanlar her yere yetişmeye çalışırken paket yiyecekler
alıyor, plastik çöpünü atıyor.



























46 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Öğlen yemek siparişi veriyorlar. Bir çorba içiyorlar ama çorba
plastik tabakta, plastik torbada, yanında da plastik çatal bıçak
ile yiyorlar. Unutmamalıyız ki, dünyaya en çok zarar veren
madde plastiktir.


Plastik başka nerelerde kullanılıyor diye merak ettim. Giydiğimiz
ayakkabılar ile kıyafetlerde plastik var, marketten alışveriş yaptı-
ğımızda aldığımız çikolata, cips, pirinç, makarna, peynir ve
daha aklınıza gelecek tüm ürünler plastik ambalaj içinde pa-
ketlenmiş satılıyor. Bunları koyduğumuz poşetler de plastik. Maa-
lesef daha da kötüsü var. Yeni doğmuş bebeklere verilen
biberonlar, oynadığımız oyuncaklar hepsi neredeyse plastik.
Bu kadar çok zararlı olan bir madde nasıl oluyor da biz çocuk-
larla bu kadar içli dışlı olabiliyor?


Çocuk aklımla çevreye bu kadar zararlı olan plastiğin neden
kullanıldığını anlamıyorum. Bunu üreten kullanan büyüklerin de
neden üretip kullandığını araştırmak istedim.


Bunun ardından plastiğin ucuz ve çok çabuk üretildiği gibi bil-
giler edindim. Yani anlayacağınız büyüklerimiz sadece ve sa-
dece daha fazla kazanabilmek için bizi zehirliyor ve çevreyi
kirletiyor. Peki sağlıksız paketlenmiş ürünleri yediğimizde, bu pa-
ketleri yok edemediğimizde, çevreyi kirlettiğimizde yaşayaca-
ğımız hastalıkları tedavi etmek için para yeterli olacak mı? Para
için sağlıksız bir ortamda bizi yaşamaya mecbur edenler, ya-
kınlarını erken kaybettiğinde mutlu olabilecekler mi?

Aslında plastik ürünlerin üretimi yanlış değil, yanlış yerde kullanıl-
ması sakıncalı.



Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 47

ÇOCUK GÖZÜYLE ÇEVRENİN ÖNEMİ

Dedem anlatmıştı eskiden pazardan, marketten alışveriş yap-
tıklarında aldıklarını ya karton kese kâğıtlara, ya da ipten yapılmış
filelere koyarlarmış. Eve geldiklerinde aldıklarını çıkarır ve tekrar
tekrar kullanırlarmış. Yani çevre bu kadar kirlenmezmiş.


















Sadece plastik değil çevreyi kirleten, arabalardan çıkan kirli du-
manlar, evlerin bacalarından çıkan zararlı dumanlar, fabrikların
artımalarından akan kirli sular, hatta daha küçük düşünürsek biz
insanların elimizdeki çöpleri yere atmamız çevreyi kirletiyor. As-
lında her köşe başı çöp kutusu var ama elinde iki adım taşımak
nedense zor geliyor.O çöpleri atanlar da sokakta çöp görünce
“burası da ne kadar kirli” diye söyleniyor.
Yani kime sorsan yere çöp atmıyor ama yerlerde de bir sürü
çöp var. Peki bunları kim atıyor?


ÇEVREYİ TEMİZLEMEK Mİ? KİRLETMEMEK Mİ?

Ailem bana hep sıkı giyin, yemeğini ye, meyveni ye diyor.
Neden? Çünkü hasta olmamı istemedikleri için. Hasta olduktan
sonra tedavi olmak hem zor hem de sıkıntılı oluyor. O zaman
ne yapmalıyız? Hasta olmamak için elimizden geleni yapmalı-
yız.

48 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu


Click to View FlipBook Version