The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by yildirayaksu, 2021-06-13 17:49:42

Çizgide Öyküye Baskı

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


HOŞGELDİN YAZICI

Merhaba arkadaşlar,


Benim adım Sare. Bugün size bir anımı anlatmak istiyorum.
































Annemle evde olduğumuz bir gün kapı çaldı. Kapıya doğru heyecanla koştum fakat
kapıyı annemin açmasını bekledim. Sonunda beklediğimiz kargo gelmişti. Günler önce
aldığımız yazıcı elimize ulaştı. Kargo paketine merakla bakarken annem:

“Kızım yardım et de yazıcıyı balkona taşıyalım. Kurulması için iki hafta beklememiz
gerekiyor. Yazıcıyı teyzen kuracak. Mecburen teyzenin gelmesini bekleyeceğiz.” dedi.
Bu beni çok üzmüştü. İki hafta nasıl geçecekti?

Günler Sonra


Oleyyy… Sonunda bu akşam teyzem geliyordu. Israrlarıma dayanamayan teyzem biraz
erken gelerek beni daha çok mutlu etmişti. Canım teyzem güler yüzlü, iyi kalpli, çok
da şakacı biridir.

Beni kırmayan teyzem üstünü çıkarıp hemen yazıcıya koştu. Kutudan çıkarıp, usulca
masaya yerleştirdi. Telefondan yazıcı kurma videosunu açtı. Tabi ben de yardım ettim.




Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 49

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


İlk aşamaları yaptık fakat yazıcıda bağlantı sorunu vardı. Teyzem:

“Sare istersen yarın yapalım, olur mu?” dedi.


Ben de mecburen kabul ettim. Büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım. Üzülerek uyu-
dum.

Uyandığımda mis gibi kahvaltı kokuları geliyordu. Kapı çaldı. Her zaman ki heyecanla
koşup kapıyı açtım. Gelen dayımdı. Dayım da teyzem gibi çok bakımlı ve komik biridir.
Neşeyle kahvaltımızı yaptıktan sonra, dayım yazıcının yanına gitti. Haa bu arada şunu
söylemeyi unuttum, dayım elektronik haberleşme mühendisidir.

Neyse, teyzem kahvaltıdayken sorunu dayıma anlatmıştı. Dayım da yazıcının bir tuşuna
basınca, yazıcı gönderdiğimiz kağıdı bastı. O anda çok mutlu oldum. Dayıma çokkk
teşekkür ettim.


O gün şunu anlamıştım: Her sorunun mutlaka bir çözüm yolu vardır. Siz her zaman
sorunu çözmeye odaklı olun…



Özgeçmiş

Ben Sare, 3 Ağustos 2011’de İstanbul’da dünyaya geldim.
Annem öğretmen, babam ise bankacıdır. Kardeşim Ömer
2016 yılında doğdu. 3 yaşında Birikim Koleji Anaokulu’na
başladım. Her yıl sonu gösterilerinde rol aldım. 2017 yılında
birinci sınıfa başladım. Birinci sınıfı bitirdiğimde 2018 yılında
Başakşehir’den Yenibosna’ya taşındık. Doğu Sanayi İlkoku-
luna 2. sınıfta başladım. 4. sınıftan bu yıl mezun oluyorum.
Resim çizmeyi, yüzmeyi ve paten sürmeyi çok seviyorum.

Sare KILIÇ



















50 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


SEVİMLİ KÖPEĞİM

Apartmanımızda bir komşumuzun “Gufi” isimli güzel bir köpeği vardı. Ailecek Gufi’yi
çok severdik. Onu görmek için sık sık komşumuza giderdik. Onunla oynamak beni çok
mutlu ederdi.
























Günlerden bir gün Gufi’yi evde bulamamışlar. “Gufi yok!” diye binada bağrış seslerine
dışarıya çıktık. Hepimiz çok endişeliydik. Her yere bakılmıştı ama Gufi yoktu.





































Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 51

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE




Sadece binamızın otoparkına bakılmamıştı. Ben de hızlıca otoparka indim ve Gufi’nin
arkadaşı Gofret’i orada gördüm. Beni görünce heyecanlanan Gofret, havlayarak pa-
çamdan tutup beni bir kapıya götürdü. Kapı açıldı ve orada Gufi’yi gördük. Gufi kor-
kudan oraya saklanmıştı. Beni görünce üzerime atladı. Her yerimi yaladı. Gufi’yi
sahibine teslim ettim. Gufi benden ayrılmak istemeyince onu bana hediye ettiler. Gufi
artık benim köpeğimdi. O günden sonra da hiç ayrılmadık.


Özgeçmiş

19 Aralık 2010 yılında dünyaya geldim. İki kardeşiz. Bir
ablam var. Babam tekstilci, annem ev hanımı. Kitap okumayı,
arkadaşlarımla oynamayı, maç yapmayı çok seviyorum. Bu
sene Doğu Sanayi İlkokulu’ndan mezun olacağım. Hayatıma
giren herkesi çok seviyorum. En başta da Zülfinaz Öğretme-
nimi… Büyüyünce futbolcu ya da marangoz olmayı düşünü-
yorum.

Kaan KAHRAMAN








































52 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


BALIKÇI İLE YUNUS BALIĞI

Küçük bir kasabada iyi kalpli bir balıkçı yaşarmış. Her gün tuttuğu taze balıkları satıp,
geçimini bu şekilde sağlarmış.
































Balıkçı yine her sabah yaptığı gibi hazırlanıp, teknesine doğru yola koyulmuş. Tam
teknesine binecekken, karaya vurmuş bir yunus balığı görmüş. Yunusu vakit kaybet-
meden denize doğru usulca itmiş. Yunus balığı balıkçıya teşekkür ederek, “Sen artık
en yakın arkadaşım oldun. Sana çok iyi bakacağım balıkçı.” demiş. Yunusları çok seven
balıkçı çok bu duruma sevinmiş.

























Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 53

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


Aylar geçmiş, kış gelip çatmış. O sene çok fazla soğuk olmuş. Denizin üstü tamamen
buz tutmuş. Balıkçı havanın kötülüğüne bakmadan yine balık tutmaya gitmiş. Huzurlu
bir şekilde balık tutarken, bir anda dengesini kaybeden balıkçı, denize düşmüş. Denizin
içinde çırpınırken, yunus gelmiş ve balıkçıyı kurtarmış.


Çok korkan balıkçı yunusa teşekkür etmiş ve balıkçı ile yunusun arkadaşlıkları güzel
bir dostluğa dönüşmüş. Balıkçı düzenli olarak tuttuğu balıkların bir kısmını yunusa ve-
riyor, kalanları ise kendisi alıyormuş.


Yıllar geçmiş, herkes balıkçı ile yunusun dostluğuna özenerek bakmış.


Özgeçmiş





Ben Lina Çelik. Hatay’da doğdum. Birkaç reklamda oynadım.
Kitap okumayı, futbol oynamayı ve müzik dinlemeyi çok se-
viyorum. İleride hukuk okumak istiyorum. Aynı zamanda mü-
zikle de ilgilenmek istiyorum. En büyük hedefim dünyayı
dolaşmak.


Lina ÇELİK


































54 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


TALİHSİZ GEZİ

Uzun zamandır okulda bir etkinlik olacağından bahseden Öykü’nün öğretmeni o gün
bir duyuruda bulundu:


- Yarın okulumuzda bir yarışma olacak. Hepimiz ormana gideceğiz. Orada en
çok çöpü toplayan sınıf kazanacak.

Ayaz söz aldı:
- Peki, öğretmenim ödül ne olacak?
- Kazanan sınıfın bütün öğrencilerine istediği bir kitap verilecek.

Bu durumdan hiç memnun olmayan Ezgi:
- Öğretmenim bu kadar kötü bir ödül için mi uğraşacağız? diye sorunca öğret-
meni,
- Aslında siz kendi kendinize ödül veriyorsunuz çocuklar, dedi.
Ayaz:
- O nasıl olacak öğretmenim?
- Siz doğayı temiz tutarak kendi geleceğinizi de temiz tutuyorsunuz. Kendinize
vereceğiniz en güzel ödül de bu değil midir?






































Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 55

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE




Yarışma hakkında oldukça meraklanan Öykü;

- Peki, süremiz ne kadar olacak öğretmenim?
- Tam bir saatiniz olacak çocuklar.


Bu sohbetin ardından zil çaldı. Öykü çantasını, suluğunu ve beslenmesini alıp dışarı
çıktı. Servise binince Ayaz’ı gördü. Serviste Öykü ile Ayaz arasında şöyle bir konuşma
geçti:


- Selam Ayaz,
- Selam Öykü,
- Öykü yarın sence hangi sınıf kazanacak?
- Bence önemli değil Ayaz, ormanı temizleyelim yeter.


Öykü eve varmıştı. Yemeğini yiyip, ödevini yaptı. Yatağa girdi, heyecandan uyuyamı-
yordu. Saat 01.30 olmuştu. Sonunda uyuyabilmişti. Sabah uyanınca hızlıca üstünü giydi
ve servisi bekledi. Okula vardığında arkadaşları ormana gitmek üzere servise biniyor-
lardı. Öykü hızlıca servis sırasına girdi. Serviste tekli bir koltuğa oturup bekledi. Yol-
culuğu rahat geçmişti. Ormana vardıklarında okul müdürü herkese bir poşet verdi ve
çocuklar hep birlikte alandaki çöpleri toplamaya başladı.




































56 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE




Öyküde diğer arkadaşları gibi çöpleri toplarken, ağaçların arasında bir çukur gördü.
Merakla çukura doğru baktığında, yaralı bir kuş olduğunu fark etti. Elindeki poşeti
yere atarak, hemen kuşun yanına atladı. Kuşu eline alarak yukarı çıktı. Ne yapacağını
bilmiyordu, hızlıca koşmaya başladı. Ayazı gördü:


- Ayaz yardım et!
- Ne oldu Öykü? Elinde ki ne?
- Yaralı bir kuş buldum ne yapacağımı bilmiyorum. Acilen öğretmeni bulmamız
lazım.



































Ayaz ile Öykü hızlıca öğretmenlerinin yanına giderek, durumu anlattı. Öğretmen
Öykü’nün elindeki yaralı kuşu görünce, diğer arkadaşlarını bulmalarını söyledi. Onların
bulmaya çalışırken zaman kaybı yaşanılacağını anlayan öğretmen, diğer hocalara du-
rumu anlatıp, Ayaz ile Öykü’yü alarak veterinere doğru yola çıktı.

Yol biraz uzundu Öykünün üstü kan olmuştu, kuş nerdeyse ölecekti Ayaz tişörtünün
üstüne giydiği gömleği çıkarıp, kanı durdurmak için kuşun yarasına koydu. Yolun bit-
mesine az kalmıştı. Kısa bir süre sonra veterinere vardılar. Kuş Öykü’nün kucağındaydı
Öykü hızla veterinere olayı anlattı. Veteriner kuşu arka odaya götürmüştü. Öğretmen




Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 57

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


Öykü’nün ve Ayaz’ın annelerini arayıp, haber verdi. İkisinin de annesi gelmişti. Arka
muayene odasından gelen veteriner, acı bir haber verdi. Kuş maalesef ölmüştü.

Öykü şok yaşıyordu, üzüntüden konuşamıyordu, ağlamak istiyordu ama ağlayamı-
yordu. Duruma çok üzülen Öykü, koşarak odaya girdi ve kuşla vedalaştı.


- Güle güle talihsiz kuş…

Öykü’nün canı çok sıkılmıştı. Bir an önce annesiyle birlikte eve gitmek istiyordu. Ser-
viste Ayaz yanına geldi:


- Bence senin üzülmene gerek yok, kuşa bunu yapanın üzülmesi lazım.
Diyerek Öykü’yü teselli etmeye çalıştı. Öykü ise annesiyle birlikte evinin yolunu tuttu.



Özgeçmiş




2011 yılında İstanbul’da doğdum. Kitap okumak ve film iz-
lemekten hoşlanıyorum. Gelecekte veteriner olmayı çok isti-
yorum.

Mehmet Ege KIRAÇ

































58 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


ORMANIN SAHİPLERİ

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde şahane bir ormanda
panda Dobi isimli sevimli bir panda yaşarmış. Dobi’nin o gün doğum günüymüş. He-
yecanla arkadaşlarının onun için bir parti hazırlayıp hazırlamadıklarını öğrenmek için
evden çıkmış.


Bir de ne görsün, arkadaşları hala evde oturuyor. Onun için hiçbir şey yapmamışlar.
Dobi çok üzülmüş. Ormanda dalgın dalgın dolaşırken maymun Dodo’yu görmüş. Ve
sormuş “Nereye gidiyorsun Dodo?” Dodo cevap vermemiş.


Sonra fil Suki’yi görmüş, onun yanına gitmiş O da sorusuna cevap vermemiş. Dobi
düşüne düşüne evinin yolunu tutmuş. “Acaba benim doğum günümü hatırladılar mı?”
diye üzülürken, eve döndüğünde çok şaşırtıcı bir şeyle karşılaşmış. Arkadaşları Do-
bi’nin doğum gününe sürpriz bir parti hazırlamışlar. Maymun Dodo, fil Suki, tavşan
Misi, zürafa Kuki ve aslan Rony partide hazır olarak Dobi’yi bekliyorlarmış. Hep bir-
likte eğlendikten sonra hediyeleri açmışlar ve pasta yemişler.





































Sonra yorgunluktan uyuya kalmışlar. O sırada koca bir gürüldü çıkmış ve Dodo’nun




Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 59

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


üzerine bir ağaç düşecekken aslan Rony ağacı tutmuş. Duruma oldukça sinirlenen
Rony, ağacı kimlerin kestiğini bulmaları için arkadaşlarına sabahlamalarını söylemiş.
Orman sakinleri ağaçları insanların kestiğini görmüşler. İnsanlar tek tek bütün meyve
ağaçlarını kesiyorlarmış. Aslan Rony bir konuşma yapıp, hayvanları cesaretlendirmiş.
Hayvanlar bir olup, insanların yaşadıkları çadırların içine girip, onları korkutmuşlar.
Arabalarına binip, kaçan insanlar, bir daha ağaç kesmeyeceklerine kendi aralarında söz
vermişler. Hayvanlar da artık aç kalmayıp, mutlu mesut yaşamışlar.


Özgeçmiş



21 Haziran 2011’de İstanbul Bahçelievler’de doğdum. 4-7 yaş
arası jimnastik sporu ile uğraştım. Boş zamanlarımda resim
yapmayı severim. Hayalim bilim insanı olup ülkeme ve in-
sanlara faydalı işler yapabilmek. Matematik ve fen derslerini
çok seviyorum. Eğitim hayatıma Doğu Sanayi İlköğretim
Okulunda 4. sınıfta devam ediyorum.

Nazlı KOCATÜRK








































60 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


*GİZEMLİ ORMAN



































Eda, Merve Hatice, Serkan, Yunus ve Yavuz adında 6 arkadaş varmış. Bir gün hep be-
raberken televizyonda bir haber dinlemişler. Ülkemizde olan büyük bir deprem habe-
riymiş. Depremden çok korktukları için Yavuz ve Hatice’nin babaannesi bu 6 arkadaşı
karşısına alıp onlara bir hikaye anlatmış. Bu hikayeye göre çok eski yıllarda küçük bir
kasaba varmış.



























Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 61

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE




Bu kasabanın yanında da büyük bir orman varmış. Bu ormanın adı “Gizemli Orman”
mış. Babaannenin hikayesine göre bu depremler gizemli ormandaki yaşayan devler yü-
zünden oluyormuş. Bu devler yaşadıkları mağaradan çıkıp dolaştıkları zaman oluyor-
muş. Babaannelerine teşekkür eden bu arkadaş gurubu ormanı çok merak etmişler.
Keşke bu ormanı bulup devlerle tanışabilseydik diye akıllarından geçirmişler.

Başka bir gün bu arkadaş gurubu daha önce hiç giremedikleri mahalledeki bir evin
bahçesine girerler. Bu evin sahibi Ahmet amca olmadığı için bu bahçeye girebilmiş-
lerdir. Bu bahçeden yer altına açılan bir kapı ve devamında tüneller tespit ettiler. Bu
tünellerin sonunda da o çok merak ettikleri Gizemli ormana ulaştılar. Ve hayalleri ger-
çek olduğu gibi zararsız devlerle de tanıştılar. Devlere sebep oldukları depremler hak-
kında bilgi verdiler. Bir daha görüşmek üzere ayrıldılar. Bu hiç unutamadıkları bir
maceraydı.




Özgeçmiş





2011’de İstanbul Fatih’te doğdum. 2018’de Yenibosna Doğu
Sanayi İlkokuluna başladım. 2019’da yüzme kursuna başla-
dım. Gelecekteki hayalim pilot olmak. Sevdiğim hobilerim
futbol oynamak ve koşmak.


Osman Kerem GERZE



























62 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


MACERALI BİR GÜN

Bir kış günüydü. Ali ve Ayşe’nin canı çok sıkılmıştı. Afacan kardeşler annelerinden
onları gezmeye götürmelerini istedi. Anneleri de onları alışveriş merkezindeki oyun
alanına götürmeye karar verdi.

































Hazırlanıp yola çıktılar. Alışveriş merkezine vardıklarında bir türlü oyun alanını bula-
madılar. En sonunda bir görevliden yardım alıp alana geldiler. Çok heyecanlanmışlardı.
O heyecanla annelerinin elini bırakıp hızlıca alana doğru koştular. Ali ve Ayşe o sırada
annelerini kaybetti. Çok korkmuşlardı.

























Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 63

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE




Anneleri de onları arıyordu ve kendi başına bulamayacağını anladı. Yardım istemeye
gitti. Ali ile Ayşe de nerede olduklarını bulmaya çalışıyordu. En sonunda bir tabela
gördüler. Tabelada “Oyun Merkezi” yazıyordu. Evet, burası oyun merkeziydi. Oyun
merkezi beşinci kattaydı. Ali ile Ayşe beşinci katta olmalarından yola çıkarak resepsi-
yonu aramaya başladı. Heyecanla giderken Ali omuzunda bir el hissetti. Bu bir çocuk
hırsızıydı. Ali son hızla koştu, Ayşe de onu takip etti.

Alışveriş merkezinde bir çocuk hırsızı olması değişik bir durumdu. Ali ile Ayşe koşar-
ken fark etmeden resepsiyona geldi. Anneleri oradaydı. Çocuklar annelerini görünce
çok sevindiler. O günden sonra Ali ile Ayşe çok dikkatli oldu.

Çocuk hırsızlarını da güvenlik görevlilerine şikayet ettiler.



Özgeçmiş




2011 yılında İstanbul’da doğdum. Kitap okumaktan hoşlanı-
yorum. Polis ya da cerrah olmayı düşünüyorum. İnsanlara
yardım etmek en büyük hayalim.

Ömer Barlas

































64 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


ANNEMLE BABAM

Annemle babam birkaç günlük geziye çıktılar. Ve ben de tek başıma kaldım. Abimin
evine taşındım. Sonra yemek yedik ve yattık. Sabah 09.00 oldu ve annemden mesaj
geldi. Diyordu ki: Yakında geliyormuş. Çok mutlu oldum ve hemen evime gittim. Yarın
olduğunda annem ve babam geldi. Bana sarıldılar.






















Akşam oldu. Annem bize yemek yaptı. Ve yattık. Sabah abimin evine gittim. Ama evde
yoktu. Sonra yine gittim ama yoktu. Merak ettim. Hemen annemle babama söyledim.
Aramaya başladık ama bulamadık. Polisi aradık. Ve polisler geldi, annem durumu an-
lattı. Polisler abimi buldular ve mutlu olduk.


































Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 65

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE




Eve gittik. Babam dedi ki “Oğlum eve gitme” Abim de “Tamam” dedi. Eve gidince
annem abime “Ne oldu?” dedi. Abim “Yarın anlatırım” dedi. Annem de “Tamam
oğlum” dedi. Yarın olunca, abim her şeyi anlattı.



Özgeçmiş






Ben Talha Yazıcı. 2011 doğumluyum. Büyünce astronot
olmak istiyorum.

Talha YAZICI

















































66 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


GİZEMLİ AYNA

Merhaba ben Ayla,


Size başımdan geçen ilginç bir olayı anlatacağım. Heyecanla okuyacağınızdan eminim
çünkü ben de olayı yaşarken çok heyecanlandım.


Bir hafta sonu evdeki aynanın önünde saçımı düzeltirken, bir an saçımı taramadığım
halde, aynanın saçımı tararken gösterdiğini gördüm.


Önce aldırmadım, sonra aynanın önünde durduğum halde aynada görüntümü göreme-
dim, yoktum. Gözlerime inanamadım. Neler oluyordu? Belki yanlış görüyorumdur
diye gözlerimi açıp kapattım. Yine aynı şeyi görüyordum. Rüya mıydı, ne oluyordu?
Koşup olanları anneme anlattım. Annem sadece, “Bugün şaka günündeyiz” dedi.


Ama tüm bunlar gerçekti. Yüzümü asıp, odama gittim. Kendi kendime, “Ben bu işin
peşini bırakmayacağım” dedim. “Ne yapabilirim?” diye düşünürken aklıma bir kamera
almak geldi. Hemen harçlıklarımın tamamıyla kamera satın aldım. Kamerayı aynanın
olduğu yerin önündeki duvara yerleştirdim. Bu şekilde kamera hem beni hem de aynayı
görüyordu. Kamera sayesinde aynı anda hem benim hareketlerim hem de aynadaki gö-
rüntüm görünecekti. Planım işe yaradı.




































Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 67

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE




Hareketleri yaparken kamera her şeyi çekmişti. Kamera görüntülerini tek tek tablete
indirdim. İnceledim, normal olan kısımlarını çıkardım. Görüntülerde sadece aynanın
görüntüleri kalmıştı. Artık elimde güçlü bir kanıt vardı. Ama daha fazlasını istiyordum.
Kafamda kurduğum ikinci planıma göre; aynayı hemen kırdım. Sonra babama yanlış-
lıkla kırdığımı söyledim. Babam yenisini almakta ısrar etmesine rağmen aynanın benim
için ne kadar önemli olduğunu anlatarak, onu tamir ettirirsek daha mutlu olacağımı
söyledim.


Babam aynayı tamirciye götürdü ve planım artık kendiliğinden tıkır tıkır işlemeye baş-
lamıştı. Tamirci amca aynaya baktığında aynanın içinde bir sistem kurulu olduğunu
anlayıp durumu babama anlatmış. Sonra babam anneme… Annem de tüm gerçekleri
gelip bana anlatmak zorunda kaldı.


“Kızım aslında aynaya bu sistemi ben kurdum. Bunu seni denemek için yaptım. ‘Baş-
ladığın bir şeyi bitirecek misin, gizemi çözmeyi becerebilecek misin’ diye seni kontrol
ettim. Aferin kızıma, gizemi çözdün ve bu ‘Haftanın Dedektifi’ rozetini almaya hak
kazandın.” diyerek rozeti kıyafetime taktı. Anneme sarıldım ve çok teşekkür ettim.
Mutluydum gizemi çözmüştüm…



Özgeçmiş




Ben Tuğba Nihal Demirel. 22 Şubat 2011’de İstanbul’da doğ-
dum. Masal ve kısa yazılar yazmaktan, gökyüzüne bakarak
hayal kurmaktan hoşlanırım. İlerideki hedefim su kıtlığını bi-
tirmek.


Tuğba Nihan DEMİREL




















68 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


KAHRAMAN KÖPEĞİM



































Benim çok uslu bir köpeğim var. İnsanları çok sever. Onunla hep gezeriz. Gezdikten
sonra da eve gelip birlikte uyuruz.

































Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 69

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


Bir gün evime bir hırsız girdi ve telefonumu çalmak isterken köpeğim uyandı. Hırsızı
korkutarak evden çıkardı. Böylece hırsız evimizden hiçbir şey alamadı. Sabah oldu,
köpeğimle birlikte gezerken onu hayvanat bahçesine götürdüm. Ona bir yavru köpek
aldım, arkadaş olsunlar diye. Köpeğim onu çok sevdi. Hep birlikte mutlu yaşadık.




Özgeçmiş

İstanbul’da doğdum. Büyüyünce veteriner olmak istiyorum.
Oyun oynamayı çok seviyorum. Bu yüzden uygun zaman-
larda parka gitmekten hoşlanıyorum. Boş zamanlarımda an-
neme yardım etmeyi seviyorum. Okula gelmediğim
zamanlarda da arkadaşlarımı çok özlüyorum. Ben bütün dün-
yayı çok seviyorum. Yaz tatillerinde denizde yüzmek istiyo-
rum. Spor yapmayı çok seviyorum.


Volkan ÇETİN











































70 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


ASLANLA TAVŞANIN ARKADAŞLIĞI

Uzak diyarlarda kocaman, yemyeşil, mis gibi çiçek kokan bir orman varmış. Bu or-
manda uzun yıllardır yaşayan bir aslan varmış. Aslanın ormandaki en yakın arkadaşı
tavşanmış.




































Aslan tavşanla gezmekle ve onunla oynamakla çok mutlu oluyormuş. Hem onu koru-
mayı da çok seviyormuş.

Günlerden bir gün aslanla tavşan gezerken tavşanı avlamak isteyen kötü avcılar ortaya
çıkmış. Tavşan çok korkmuş. Bunu gören aslan kükreyerek avcıları korkutup kaçırmış.
Tavşan aslana çok teşekkür etmiş ve avcılardan kurtuluşunu ormanda bir parti yaparak
kutlamaya karar vermiş.

















Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 71

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE




Partiye bütün hayvanlar gelmiş. Kuşlar, maymunlar, ayılar, yılanlar, sincaplar, zürafalar
hep birlikte şarkılar söylemiş ve çok eğlenmişler. Bütün hayvanlar bu ormanda çok
mutluymuş çünkü bu ormanda herkes birbirini çok severmiş.



Özgeçmiş


Ben Yağmur Şıkoğlu. 2011 İstanbul doğumluyum. 10 yaşın-
dayım 4. sınıfa gidiyorum. Biz 3 kardeşiz. Hobilerim, resim
yapmak, kitap okumak, müzik dinlemek. Annem yemek yap-
tığı zamanlar ona yardım ediyorum. Yemeklerden en çok köf-
teyi seviyorum. Fobim, karanlıkkan korkuyorum, yılandan
korkuyorum ve ailemi çok seviyorum.


Yağmur ŞIKOĞLU













































72 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


KÜÇÜK BALIK

Okyanusun birinde küçük renksiz bir balık yaşarmış. Bu balığın hiç rengi yokmuş. An-
nesi ve babası da küçük balık gibi renksizmiş. Okyanustaki balıklar gökkuşağı gibi
rengarenkmiş. Pembe, mavi, sari ne istersen bulabilirmişsin.


Renksiz balık Ragi’nin arkadaşları hep onunla dalga geçirmiş. Bir gün Ragi evine ağ-
layarak dönmüş. Annesi, “Ragi neden ağlıyorsun?” diye sormuş. Ragi: “Anne bütün
arkadaşlarım benimle dalga geçiyor. Artık çok üzülüyorum” demiş.


Ragi’nin durumuna çok üzülen annesi oturup baba Taki ile konuşmuş. “Taki bu olaya
bir çözüm bulmamız gerek. Ragi çok üzülüyor” demiş. Taki de “Ben halledeceğim”
demiş.






































Ertesi gün Taki, oturdukları evi rengarenk boyamış. Daha sonra da kendi gövdelerini
boyayacaklarmış. Okyanustaki balıklar zaten kendiliğinden renkli değilmiş. Evlerine
güzelce boyadıktan sonra anne Dagi Taki’yi, Taki de anneyi boyamış. Karı koca ve ya-
şadıkları ev renkli olmuş artık.





Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 73

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


Ragi eve geldiğinde anne ve babası saklanmış. Evi gören Ragi çokkk mutlu olmuş.
Sonra anne ve babasını görünce sevinçten havalara uçmuş. “Anne baba bu nasıl oldu?
Bu bir mucize” demiş. Anne Taki, “Hayır Ragi bu bir mucize değil. Denizdeki balık-
ların çoğu diğer balıklara benzememek için vakti gelince vücudunu boyar. Hadi gel
şimdi sıra sen de” demiş.


Ragiyi gökkuşağı gibi boyamışlar. Uyanır uyanmaz arkadaşlarının yanına giden Ragi,
heyecandan titriyormuş. Arkadaşları Ragi’yi görünce tanıyamamışlar. Ragi arkadaşla-
rına,


“Hey ben Ragi’yim tanımadınız mı beni?” demiş. Arkadaşları, “Sen ne kadar güzel ol-
muşsun, böyle rangarenk” deyince Ragi çok mutlu olmuş. Sonrasın da oyun oynamaya
başlamışlar.


Ragi, akşam eve geldiğinde anne ve babasına çok teşekkür ederek, “Anne, baba bugün
sayenizde çok eğlendim. Çok güzel vakit geçirdim” demiş. Birbirlerine sarılmışlar. Bu
hikaye de mutlu bur sonla burada bitmiş.


Özgeçmiş



25 Haziran 2011 Şişli doğumluyum. 17 aylıkken Dört Mev-
sim Kreşinde okul hayatım başladı. İlkokuldan önce Kuran
kursuna ve yüzme kursuna gittim. Şu anda Yenibosna Doğu
Sanayi İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencisiyim. Yüzme, kitap
okuma ve santranç oynamayı çok seviyorum. Devletime mil-
letim için iyi bir cerrah olmayı hayal ediyorum.

Yaren ERASLAN






















74 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


OKUL HİKÂYEM

Benim okul hikâyem İstanbul’da başladı. 6 yaşında ailemle birlikte İstanbul’a taşındık.
Taşındığımız yıl da okula yazıldım. Büyükşehirde yaşamanın ve okula başlamanın he-
yecanını aynı anda yaşamıştım.





























Evimiz okulumuza yakındı. Annem beni okula götürüp getirmeye başladı. Okula baş-
ladığım ilk günkü heyecanımı anlatamam. Sınıfa girdiğimde öğretmenim ve arkadaş-
larımı görünce heyecanım daha çok arttı. Yeni arkadaşlar tanıyacağım için çok mutlu
oldum. Hayatımda hiç unutmayacağım bir gündü o gün.





























Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 75

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE




4 yıldır aynı sınıftayım. Bu sene artık ilkokulu bitireceğim. Öğretmenimden ve arka-
daşlarımdan ayrılacağım için çok üzülüyorum. Onları hiç unutmayacağım.



Özgeçmiş




2011 yılında Diyarbakır’da doğdum. 7 kardeşin en küçüğü-
yüm. 2016’ya kadar Diyarbakır’da yaşadıktan sonra İstan-
bul’a taşındık. Anaokuluna hiç gitmedim. Hedefim topluma
faydalı iyi bir öğretmen olmak. Arkadaşlarımla oynamayı ve
bisiklete binmeyi çok seviyorum.


Yunus Emre TURAY















































76 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


TABLODAKİ SIR

Çok sıradan bir gündü. Annem yemek yapıyordu. Ödevlerimi yapmış, oturmuş televiz-
yon seyrediyordum. Gözüm duvardaki tabloya takıldı, incelemek için annemden izin
istedim:


“Anne duvardaki tabloyu inceleyebilir miyim?”

“Peki, ama dikkat et elinden düşmesin.”


“Tamam, annecim düşürmem” diyerek tabloyu aldım.

Tablo çok değişikti, incelerken arkasında bir not olduğunu fark ettim. Tam notu ala-
cakken, annem hızla gelip notla birlikte tabloyu elimden aldı. Şüphelenmiştim çünkü
annem hiçbir zaman öyle bir tavırla elimden çekip bir şeyi almazdı.


Aradan iki gün geçti ve annemle babam birlikte pazara gitti. Beni de çağırdılar ama
ben gitmedim. Aklım tablodaki notta kalmıştı. Onlar gittikten sonra tabloyu yerinden
aldım ve arasına yerleştirilmiş notu alıp, hemen odama gittim. Annemler dönmüştü.
Onlara “Merhaba” bile demeden, kapıyı açıp odama geri döndüm.


Tablonun arasından bulduğum notu heyecanla okumaya başladım. Notta şöyle yazı-
yordu: “Merhaba canlarım sizi çok özledim kısa zamanda bekliyorum, lütfen gelin.”
Bu not anneannemdendi. Notun altında değişik şekillerin arasına gizlenmiş harfler
vardı. Hemen bilgisayarı açıp baktım, yazılanların ne anlama geldiğini bulmaya çalış-
tım.



























Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 77

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


Y,R,A,I,D,M,E,İ,D,N !!!!!

Evet evet bu harfler vardı. Hemen harfleri birleştirip yazıya ulaştım. ”YARDIM EDİN!”
yazıyordu, iyice meraklandım. “Anneme sorsam mı?” diye düşündüm fakat içimden
bir ses engelliyordu beni. Anneannemin başı dertteydi, yok yok kesin sormam lazımdı
birilerine. Ve sonunda gidip babama sordum:

“Baba sen bu notun ne anlama geldiğini biliyor musun?”


“Ne notu kızım. Ben bilmiyorum.”


“Peki o zaman.” deyip annemin yanına koştum.

“Anne sen bu notun ne anlama geldiğini biliyorsundur herhalde!!” dedim annem de
heyecanlı bir sesle, “Evet, biliyorum. Hem sen nereden buldun bu notu bakayım?” diye
telaşlı bir şekilde cevap verdi.













































78 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE




“Orasını sonra söylerim. Ama anneannemin yanına gidelim ne olursun annecim!!!” di-
yerek korkumu belli ettim. Annem de, “Olur gideriz ama lütfen bir daha eşyalarımı ka-
rıştırma. Şimdi git hemen eşyalarını hazırla.” Diyerek sitem etti. Koşa koşa odama
gidip pembe bavulumu hazırladım. Annemin hareketleri bana çok gizemli geliyordu.
Bana biraz kızıyormuş gibi geliyordu ama olay karşısındaki sakin davranışları da dik-
katimi çekiyordu. Benim bu gizemi acilen çözmem gerekiyordu.

Ertesi gün kahvaltı yapıp, otogara doğru yola çıktık. Çok heyecanlıydım ve ayrıca şüp-
helerim iyice artmıştı. Anonsun sesiyle kendime geldim: “Sayın yolcularımız, otobü-
sümüz, İstanbul’dan İzmit’e doğru harekete geçmiştir. Hayırlı yolculuklar dileriz.’’

Anneannem İzmit’te oturuyordu. İki buçuk saatte oraya vardık. Otobüsten inip, taksiye
bindik değişik bir yere doğru gidiyorduk. Burası anneannemin evi değildi. Ormana
doğru gittikçe şüphelerim iyice artıyordu. Yolculuğumuz yarım saat sürdü. Taksiden
inip, biraz yürüdükten sonra durduk.


“Anne neden durduk?” dedim.

Annem, “Bekle Damla’cığım” dedi.


Heyecanla beklemeye koyuldum. Merakım iyice artmıştı. Aniden “İyi ki doğdun Dam-
laaa, iyi ki doğdun Damlaaa, mutlu yıllar sanaaaa” sesleriyle yüreğim hopladı. Meğerse
doğum günümmüş. Ve bunların hepsi annem tarafından planlanmış. O an nasıl mutlu
olduğumu anlatamam.





























Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 79

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


Halalarım, kuzenlerim, dayım, anneannem, babaannem, İzmit’teki bütün arkadaşlarım
oradaydı. Anneme kocaman sarıldım ve çokkkk teşekkür ettim. Birlikte pasta yedik.
Oynadık,


çılgınlar gibi eğlendik. Pastadan sora ise hediyelerimi aldım. Gözyaşlarıma hakim ola-
madım. Annem sayesinde hayatımda hiçbir zaman unutmayacağım bir gün geçirmiş-
tim.


Özgeçmiş

İsmim Zeynep Hüma Özpolat. 1 Haziran 2011 tarihinde İs-
tanbul’da doğdum. Dans etmeyi, müzik dinlemeyi, video çek-
meyi, gizemli kitaplar okumayı, hayvanları, özellikle annemle
vakit geçirmeyi ve gezmeyi çok seviyorum. Hayal kurmak en
önemli özelliğim. Bir gün tüm hayallerime tek tek ulaşaca-
ğıma inanıyorum. Hangi işi yaparsam yapayım, işimde çok
ünlü biri olacağımı biliyorum. Mutlu yaşamayı çok seviyo-
rum.

Zeynep Hüma ÖZPOLAT







































80 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


AİLEMİZİN ÖNEMİ

Ailesine sürekli kötü davranan Züleyha isimli bir kız çocuğu varmış.


Bir gün annesi kızının okul saati geldiğini hatırlatmış. Züleyha bunun üzerine “Anne
bi git!” diyerek bağırmış. Annesi Zümrüt, “Kızım yapma öyle” diyerek üzülmüş. Zü-
leyha annesinin üzülmesini hiç düşünmeyerek her şeyden bıktığını söylemiş. Zümrüt
ise kızını zorlayarak okula gitmesini sağlamış.

Züleyha okuldan dönmüş. Annesinin “Hoş geldin, kızım.” sözlerine hiç kulak asmadan,
çantasını yere atıp, odasına gitmiş. Odasında ödevini yapıp, telefonla oynamış. Akşam
olunca babası gelmiş. Annesi güler yüzüyle eşini karşılamasına rağmen, Züleyha ba-
basına ismiyle hitap ederek soğuk bir şekilde “Ayberk merhaba!” demiş.




































O gece öyle geçmiş gitmiş. Züleyha’nın babası onu okula götürebileceğini söylemiş.


O da kabul etmiş.

Annesine ve babasına bu şekilde saygısızlık yaparak yılları geçirmiş Züleyha.






Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu 81

ÇİZGİDEN ÖYKÜYE


Yıllar sonra Züleyha evlenmiş biri 7 biri 4 yaşında iki kızı olmuş. Züleyha’nın maddi
durumu çok kötüleşmiş. O da çocuklarını alıp, annesinin ve babasının yanına gitmiş.
Annesi Züleyha’ya ne olduğunu sorunca Züleyha; “Anne yardım et” diye ağlamaya
başlamış.


Bunun üzerine annesi, “Sen bana çok kötü davrandın. Ben de sana yardım etmeyece-
ğim” demiş. Züleyha küçükken yaptığı bütün kötülükler için annesinden özür dilemiş
ve sarılarak ağlamış. Bundan sonra ailesinin kıymetini bileceğine dair annesine söz
vermiş. Annesi ve babası da Züleyha’yı affetmişler. Böylece hep birlikte bir ömür mutlu
bir hayat sürmüşler.


Özgeçmiş



Ben Zehra Dora. 24 Şubat 2011 yılında İstanbul’da doğdum.
10 yaşındayım. Badem Şekeri Anaokuluna gittim. 1. Sınıfı
Avcılar Maraşal Fevzi Çakmak İlkokulunda okudum. 2. sınıf-
tan itibaren Doğu Sanayi İlkokulunda okudum. Dans etmek-
ten hoşlanırım. Saydam Spor Kulübünde voleybol
oynuyorum. Gelecekte avukat olmak istiyorum.


Zehra DORA


































82 Yenibosna Doğu Sanayi İlkokulu




Click to View FlipBook Version