The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by tayfunozel, 2020-02-12 04:16:01

YarımAda OCAK 2020

Aktüel Dergi

YarımAdadünyanıneniyi ‘lidergisi
çeşme, güzelbahçe, karaburun, seferihisar, urla
2020 - 1

Para ile satılmaz

.org

URLA’NIN 5 GİZEMİ

Tayfun Özel Uluç Hanhan Ayşe Başkanoğlu
Balığı gösteren kişi aslında mezatı Urla Adaların amatör yelkenciliğe "Yaşam süresi uzuyor. 50 - 60
da yönetiyor. Balık için bir fiyat açılması ve kullanılmalarını yaş artık yaşlı sayılmıyor. Zaten
belirliyor ve bunun üzerine açık sağlamak gerçeği günümüzde onlarda kendilerini yaşlı olarak
artırma başlıyor. “ 50 Lira, 55 Lira… artık kaçınılmaz olarak orta yerde görmüyorlar. Ben de kendimi yaşlı
80Lira, 85 Lira… Yaz abime.” durmaktadır. görmeyenlerdenim."

1

2

Merhaba!

Dünyaya merhaba diyerek güne başlamak...
Merhaba kelimesinin ne anlama geldiğini çok merak etmiştim. Çok hoş
ve sıcak bir anlamı olduğunu öğrendiğimden beri bu kelimeyi kullanmak
daha anlamlı oldu benim için. “Merhaba” aslında farsça kökenli olup
“benden size zarar gelmez” anlamına geliyormuş. İşte bende bu yüzden
güne, dünyaya merhaba diyerek başlamayı seviyorum.
Yaşadığımız bu günlerde dünyanın bize yuva olmak için verdiği
mücadeleden yorgun düştüğünü düşünüyorum. Depremler, yangınlar, su
baskınları vb. doğa olaylarının hiç yaşanmamasını dileyerek bir kez daha
MERHABA.
Hızla gelişen teknoloji ve internet dünyası bizi yazılı basından çekip aldı.
İçine girdiğimiz sanal dünyada her şey öylesine hızlı akmaya başladı ki,
kalıcı ve kitaplığımızda yerini bulacak bilgiler telefonumuzun hafızası
kadar oldu. YarımAda.Org Dergisi'ne tam da bu noktada karar verdik.
Öyle ki YarımAda.Org dergisi Urla ve Yarımada hakkındaki içeriği ile geri
dönüp tekrar tekrar bakabileceğiniz önemli bir arşiv niteliği de taşıyor.
Bu ilk sayımızda, Urla'da yaşayan, Urla'ya gezmeye gelen herkesin
merak edeceği konuları sizlerle paylaştık. Urla’nın 5 Gizeminin ilginizi
çekeceğinden eminim. Çivisiz tekne "Fenike" önümüzdeki günlerde güzel
bir yolculuğa çıkacak. Hikâyesi çok ilginç. Ya balık halimize göz atmanın
keyfine ne dersiniz? Bir kadın girişimcinin başarı öyküsünü paylaşmasak
olmazdı. Ayşe Başkanoğlu bu sayımızda konuğumuz oldu. Ortak akıl ve
ortak iş üretebileceğimiz paylaşımlı ofis olanağı ve girişimciliğin gelişme
merkezi ise Urla Coworking ilçemizin önemli buluşma noktası haline kısa
zamanda geldi.
Mahmut Tolon'un Uluç Hanhan ile "Urla Adaları" söyleşisi gerçeklere ve
bilinmeyenlere ışık tutuyor. Tolon'un, adalar için önümüzdeki yıllarda
hepimizin dilinde dolaşacak bir Adalar bestesi yaptırması da gerçekten
çok özel. Bu beste yakında son halini alacakmış. UH! YİPAY, YAPİY HU!
YAPİY HU! UH! YİPAY!
Bir sonraki sayımızda görüşmek dileği ile...
Yasemin Tutal

İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü : Yasemin Tutal, Grafik Tasarım: Vourla Medya
Baskı Türü: Yerel Süreli Yayın, Yönetim Yeri:Vourla Medya, Park Sokak No:62/B Urla – İzmir

Baskı: Mayıs Ofset Matbaacılık, Soğanlı Mahallesi, Durmuş Sokak No:19 Bursa Tel: 02242567318

Yarımada.org isim ve yayın hakkı Vourla Medya’ya aittir.
Tamamen gönüllü kişilerle çalışılmaktadır. Yazarlarına, içerik sağlayanlara vb. para ödenmemektedir.
Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve görseller izin alınmadan kullanılamaz, özet ya da kısmen alıntı yapılamaz.
Yayınlanan her türlü ilan / reklam, yazı ve konular sahiplerinin sorumluluğundadır. Dergi sahibine sorumluluk atfedilemez.

3

BU SAYIDA

5-7

Urla'nın 5 Gizemi Doğal olarak en ilgi çeken ve dışa-

rıdan gelenlerin de merak edeceği şeyleri bizde merak ettik.
Bizim için heyecan verici bir süreçti bu. Sonra dedik ki biz bu
bilgileri kendimiz öğrendik ama saklamayalım, biz de Urlalıya
anlatalım.

8-10

Fenike teknesi, tarihi kaynaklar üzerinde yapılan

incelemeler ışığında 14,40 metre boy ve 4,20 metre eninde ve
tahtaların “kavela zıvana” yöntemiyle birbirine geçirilmesiyle
çivi kullanılmadan inşa edilmiş.

12-14

Balık Mezatı Balığı gösteren kişi aslında mezatı da

yönetiyor. Balık için bir fiyat belirliyor ve bunun üzerine açık
artırma başlıyor. “ 50 Lira, 55 Lira… 80Lira, 85 Lira… Yaz
abime.”

18-21

Urla Adaları "Adaya ayak bastığımız iskelede, Uzunada

İlkokulu’ndan öğretmenimiz Sayın Müberra Öktemay
tarafından sözleri yazılan “Uzunada Şarkısı”nı hep bir ağızdan
söyledik.”

22-24

Ayşe Başkanoğlu "Yaşam süresi uzuyor. 60 -70 yaş

artık yaşlı sayılmıyor. Zaten onlarda kendilerini yaşlı olarak
görmüyorlar. Ben de kendimi yaşlı görmeyenlerdenim.”

26-28

Urla Coworking 2030 yılında 1 milyar kişinin Dijital

Göçebe nüfusuna dahil olacağı öngörülüyor. Urla dijital
göçebeler için yeni bir çekim merkezi olabilir.

30-31

"Yeşilçam" Resim Sergisi Sergide hepimizin

hafızalarında yerini almış sevilen Türk filmlerinin unutulmaz
karakterleri, değerli sanatçıların kendilerine özgü yorumu ile
sergide yerlerini almışlardı.

4

Urla’nın 5 Gizemi

Röportaj: Yasemin Tutal

Urla’da gizemli olan nedir
diye merak ettim doğrusu.
Araştırınca geleceğe dönük
hazırlanmış çok özel bir proje
çıktı.

Projenin kurgulayıcısı ve
uygulayıcısı Urla’ya yerleşme
kararı alıp, köşemize
çekilmeyelim, Urla’ya
nasıl faydalı olabiliriz diye
düşünerek yerleşen bir çift.

Özellikle Ayşe Başman’ın
emeği çok. Urla’nın 5
gizemini Ayşe Başman’dan
öğreniyoruz.

Ayşe hanım 5 yıldır Urla’da “URLA’NIN
5 GİZEMİ” isimli bir proje yaşatıyorsu-
nuz. Projenize niye Gizem diye bir isim
koydunuz?
Biz bu 5 gizemi nasıl bulduk önce bundan
söz etmek isterim. Urla’ya yerleştiğimiz za-
man yaşadığımız bölgeyi tanımak istedik.
Tarihini öğrenmek geçmişindeki hikâyele-
rini dinlemek istedik. Bu nedenle tanıştı-
ğımız her Urlalıya sorular sorduk. Gördük
ki aslında Urlalılar da kendi tarihleri
hakkında çok fazla bilgi sahibi değil. Bizim
şu anda sürdürmeye devam ettiğimiz bu
projedeki bilgilerin hiç birini yaşayan-
lardan öğrenemedik. İçinde yaşadığımız
bölge ile bütünleşmek, yaşamı içselleştir-
mek için araştırmaya başladık. Öncelikle
doğal olarak en ilgi çeken ve dışarıdan
gelenlerin de merak edeceği şeyleri bizde
merak ettik. Bizim için heyecan verici bir
süreçti bu. Sonra dedik ki biz bu bilgileri
kendimiz öğrendik ama saklamayalım, biz
Urlalıya anlatalım. Tersine bir öğrenme
süreci. Ancak bu bilgileri büyüklere değil
de çocuklara anlatırsak, bu tarihi onlar
öğrenirse yaşatabilir ve onlarda ailelerine
anlatabilir böylece hepimiz Urla hakkında
bilgi sahibi olabiliriz diye düşündük. Eğer
biz bu bilgileri hikayeleştirirsek çocuk-
lar tarafından daha çok ilgi göreceğini

5

düşündük., Anlatacağımız hikayelerin en Aslında Taaffuzhane’den kısaca bahset- birimler var. İçeride 3 tane kazan var. Bu
kolay algılanabileceği yaşların ise 3 ve 4. sek. Önemi ve tarihi hakkında çünkü kazanlarda dezenfekte işlemi yüksek buhar
Sınıf öğrencileri olduğuna karar verdik. Bu okuyucu şu anda bence bu gizemi çok ile yapılıyor. Yani Taaffuzhane için su
yüzden projemizin adını Gizem koyduk. merak etti. olmazsa olmaz. Dönemin en modern tesisi
diyoruz. Çünkü şehir suyu getirilmiş. Sular
Çok güzel bir düşünce olmuş. Peki Gi- Karantina yolunu ilk yapan Büyük İsken- kesilirse diye yedek su depoları yaptırılmış.
zemleri konuşalım . 1. Gizem ne? der . 1800 yıllarda salgın hastalıklar çok O da olmazsa diye deniz suyunu arıtan bir
Urla’nın simgesi Kuğu bu nedenle 1. fazla. Tabi sonuçlar ölümcül. İlaç ve tadavi sistem kurmuşlar. Bu çalışmalar o devir
Gizemimiz Kuğu. Çocuklarımızla 5 gizem yöntemleri yok. Bu yüzden karantina adası için gerçekten çok uzakgörü ve ileri bir
gezisine çıktığımızda önce bindiğimiz mi- ve bu taafuzhane Sultan Abdülaziz tarafın- teknoloji. Bütün makinalar ve cihazlar
nibüsü Kuğu ya benzetiyoruz ve Kuğumuz dan 1865 yılında Fransızlara yaptırılmış. O Fransa dan getirilmiş.
bizi gizemlerin içine sokuyor. dönem koleranın en yaygın olduğu dönem. Katı yakıtla çalışıyor. 3 kazandan 2si
Dolayısıyla kolera salgınlarının önlenmesi bütün giysileri dezenfekte ediyor. 3. Kazan
Peki Çocuklar Urla’nın simgesinin Kuğu için yapılmış. Dünyada Ada olarak tescil ise daha kaliteli yünlü ve ipek tarzı özel
olduğunu biliyorlar mı? edilmiş 3 tane Taaffuzhane var. Birisi Ame- dokuma kumaşlar için hassas kazan özel
Hayır hiçbiri bilmiyor. rika Eliza Adası ki artık yok. Yıkılmış. solüsyonlarla çalışıyor. Bu kazan diğer
Karantinalarda yok. Böylece bir farklılık ve
Neden simge Kuğu ? İkincisi Hırvatistan Dubrovnik’te. Oda özel önemi daha görüyoruz.
Çünkü Klozemanai kazılarından elde edi- yıkılmış . Çok bir şey kalmamış. Temiz bölge ile kirli bölge tamamen birbir-
len paraların üzerinde Kuğu resmi var. nden ayrılmış durumda. Ayrıca gemilerde
Aslında bir anlamda tarihte Urla , Ticaret Üçüncüsü Urla Karantina adası. Ayakta ve dezenfekte ediliyorlar. Eşyalar için 360
ve paranın merkezlerlerinden biri. Bu hala çalışır durumda. Bu yüzden çok çok derece dönen dolap raf sistemleri var.
nedenle Urla şehir merkezi girişindeki önemli. Bütün bu aşamalardan geçen yolcular ka-
kavşağın adı Kuğulu Kavşak. raya ayak basmış sayılarak yolculuklarına
Oysa çocuklar orayı Leylekli Kavşak olarak Burası dönemin en modern tesisi olarak devam edebiliyorlar.
biliyor. Doğrusunu bu gezi sırasında öğre- yaptırılmış. Karantina süresi 40 günmüş. Atatürk de 2 kez Taaffuzhane’yi ziyaret
niyorlar. Karantina kelimesinin anlamı da 40 gün etmiş. Konuk olarak adada misafir edilmiş.
demek. 1865’de Dünya Sağlık Örgütü’nün Çocuklar bu gezide çok duygulanıyorlar.
Biliyor musunuz, ben merak ettiğimde İstanbul’daki konferansında koleranın “Acaba hala içeride mikroplar var mı?”
bir Urla yerlisi bana Urla’nın girişindeki kuluçka süresinin 10 gün olduğunu bu Çok heyecanlandım. Çok duygulandım,.
caddeye Flamingo yolu dediklerini söyle- nedenle de karantina süresinin 10 güne Üzüldüm diyorlar. Sağlığın kıymeti an-
mişti. Zenginlik ve para algısı var ancak indirilmesi kararını almışlar. İlk uygulanan lamak için güzel bir deneyim oluyor . Bu
gerçek neden bilinmiyormuş. yer de Urla Taaffuzhane olmuş. zamanın çocukları salgın hastalık nedir
2. Gizem Taaffuzhane. Taafuzhane Karan- bilmiyor. Sadece domuz gribi hakkında
tina adası içinde. Aslında Urla ‘da en çok Peki biraz da bu karantina süreci nasıl fikirleri var.
sahip çıkılması gereken yer. Çok önemli yaşanıyormuş. Anlatır mısınız? 3. gizem 360 Derece Araştırma Grubu
bir yer. 150 yıllık bir geçmişi var. Taafuz- olarak Deneysel Arkeoloji Merkezi İske-
haneyi hemen hemen kimse gezmemiş. Yolcular gemilerle geliyor. Açıkta demir- le’de. Çocuklara Deneysel Arkeoloji nedir
Şimdi zaten bireysel gezilere kapalı. Ancak liyor. Raylı bir sistem var. Gemiden önce anlatıyoruz. Bu merkezin kurucuları Ar-
toplu grup gezileri için özel izinle gezile- yolcuların eşyaları indiriliyor Dezenfekte
biliyor. sistemine gönderiliyor. Yolcular indiriliyor
ve bir doktor kontrolünden geçiriliyorlar.
Kayda alınıyorlar. Bina simetrik olarak
yapılmış. Kadın ve erkek kısmı var. Yol-
cuların temizlenerek dezenfekte oldukları

6

keolog Osman ve Mualla Erkut Çifti. 3.300 . MÖ 6. Yüzyıldan İyon’lardan kalma bir harflerle Yaşasın Türkiye yazdırılıyor. Di-
yıl önce batan ticaret gemisinin (Uluburun işlik. O dönemde birleşik kaplar teosisini ğer 3 yüzünde de yazılar var. Bir yüzünde
batığındaki birebir benzerini yaparak 2004 bularak kara sudan zeytinyağını ayırma Ahmet Ağa tarafından yaptırıldığı yazıyor.
yılında çıktıkları yolculuklarında 9 kişilik işleminin nasıl yapıldığını anlatıyoruz. Bu Diğer yüzünde Anayasamızın 1. Maddesi
ekiple Çanakkale’ye 2009’da gitmişler. Asıl bilginin detaylarını ders olarak okuyacak- bağımsızlık kayıtsız şartsız milletindir. Son
hedef bu gemilerle nasıl yolculuk yapıldığı- larını ve bilimin önemini konuşuyoruz. olarak ayrıldık ezildik, birleştik kurtulduk
nı deneylemek ve tarihe ışık tutmak. Merak etmenin ne kadar önemli olduğu- yazıyor.
nu, soru sormanın bizi bilgiye götürüyor Çocuklara bu yazıların dua olmadığını
Tabi çocuklara nereye gideceğimizi söy- olduğunu konuşmak çocukları heyecan- Türkçe anlamlarını söylüyoruz.
lediğimde – aaaa orası neresi? Cumhur landırıyor. 5. gizem yolculuğunu böyle bitiriyoruz
kaptanın meyhanesinin yanındaki eski 5.gizem Urla’nın içindeki Mermerli Çeş- ancak bu gezi sırasında Arasta çarşından
gemilerin yeri mi? Diyorlar. Kimse oranın me. 1565 yılında Ahmet Ağa tarafından geçiyoruz. Arasta’nın anlamı ve eski gün-
ne iş yaptığını bilmiyor. Orada eski püskü yaptırılmış. Aslında Urla için çok önemli lerde ne işe yarıyormuş hikayesini ilgi ile
gemiler var diye biliyor. bir yer. Maalesef şu anda yıkılmak ile dinliyorlar.
ayakta kalmak arasında karar verememiş Ayşe Hanım sizi hayranlıkla dinledim.
Ben İskele’de ilgimi çektiği için vatanda- bir eser. Bir kez restorasyon yapılmış ama Sizi şimdi tanıyalım. Ancak sizi ve
şa sorduğumda – aaa orası mı? Orası Koç gerçeğinden çok uzak. Cumhuriyet ilan sosyal girişimcilik hikayenizi bir sonraki
Müzesi dediler. Hiç kimse merak edip edildiğinde ve Urla nın seçilen ilk Beledi- sayımızda özel bir görüşme ile taçlandır-
gidip burada ne yapılıyor dememiş. Çok ye Başkanı Cumhuriyet bayramı kutlama mayı arzu ederim. Bu proje ile Belediye
özel bir iş yapıyorsunuz doğrusu. Çocuk- törenini bu çeşmeyi bir anıt olarak görüp Kızılay ve Tabi Arasta Çarşı esnafının
ların bunu öğrenmesi tam da geleceğe üstelik adını da Kurtuluş Anıtı koyarak desteği ile 3.000’e yakın çocuk gezdirdi-
miras için hazırlanan bilginin taşınma üzerine sonradan bir mermerli kaide yap- ğinizi biliyoruz. Sizi ve eşinizi yürekten
olanağı olmuş. tırıp bir de Bayrak dikiyorlar. Bu kaidenin kutluyorum.
üzerinde o dönemdeki arapça Osmanlıca
Çocuklara yaşadıkları bölgenin tarihini 7
anlatıyoruz. Burada 2.500 yıl öncesinde
de hayat vardı diyoruz ve Klazomenai kazı
alanlarını göstererek geçiyoruz.

Çünkü geziye başlamadan önce film ve
resimlerle ön bilgilendirme yapıyoruz.

İskelede ise bölgenin bir liman olduğunu
batık kısmını uydu görüntüleri ile gös-
teriyoruz. Ancak kalıntılar dışında bir
bölümünde yeniden betonlaşarak men-
direk yapıldığını ve bu bölgenin bir İyon
kenti olduğunu yerleşim alanı olduğunu
anlatıyoruz. Mualla Erkut ve Osman Erkut
bulunan kalıntılardan yola çıkarak o dö-
nemin gemilerinin birebir replikalarını ya-
pıyorlar. Çocuklar için çok heyecan verici
bir anlatım oluyor. – o tahta çiviler ile nasıl
suyun üstünde kalıyor? Nasıl Yüzüyor?
Gibi sorular soruyorlar. Tabi gemilerin
ne işe yaradığını, zeytin, zeytinyağı şarap
taşındığını , nasıl kaplar kullanıldığını ve
aslında marka yarattıklarını ve dünyanın
neresinde olursa olsun testilerin üzerin-
deki çizgilerden üretim yeri veya geldiği
yerin bilinmesinin önemini anlatıyoruz.

Büyük İskender in yaptırdığı limanın altın-
daki kemerli yapının denizin hareketi için
ne kadar önemli olduğunu, böylece deniz
kirliliğinin önlendiğini, oysa şimdi aynı
kemerlerin üzerini denizi bölen betonlar
dökülerek maalesef bütün kıyı şeridinin
nasıl deniz çöplüğü haline geldiğini öğre-
nince üzülüyorlar.

Medeniyetin sudan geldiğini bu nedenle
suya sırtımızı dönmememiz gerektiğini
anlatıyoruz.

4. gizem Klazomenai zeytinyağı işliği .
Anadoluda bulunan en eski zeytinyağ işliği

360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, Dünyanın en eski
bu kez çivisiz inşa ettiği tekne ile açık deniz gemisi
Çanakkale ve İstanbul boğazlarını Uluburun’u batıktan
elde edilen bilgilere
Fenikeaşmaya çalışacak. göre yeniden yapıp
Doğu Akdeniz’de
Röportaj: Tayfun Özel 3 bin mil yolculuk
yapan, MÖ 600’lü
8 yıllara ait savaş
teknesi Kybele ile
İzmir’den Marsilya’ya
giderek uluslararası
tanınırlığını artıran
360 Derece Tarih

Araştırmaları
Derneği, yeni
projeleri Fenike

teknesini
tamamlayarak su
testlerini başarıyla
tamamladı. Yolculuk

baharda.

Fenike teknesi, tarihi
kaynaklar üzerinde yapılan
incelemeler ışığında 14,40

metre boy ve 4,20 metre
eninde ve tahtaların

“kavela zıvana” yöntemiyle
birbirine geçirilmesiyle
çivi kullanılmadan inşa
edilmiş.

360 Derece Tarih
Araştırmaları Dernek
Başkanı Osman Erkurt
ile Urla İskele’de bulunan

Deneysel Arkeoloji
Merkezinde görüştük.

Fenike teknesi olarak özellikle budur di- bilgiler çok değerli bilgiler. Haydar Berk, rişlerine çok dikkat ediyorlar. Bir bilim ta-
yeceğimiz bir tekne yok. Bir çok tekne var (Bölüm Başkanı) öyle demişti bize: “Siz ciri gibi çalışıyor kafaları. Eee haklılar da!
ki fenike teknesine benziyor. Yunanlılar, yanlış yapsanız bile, biz doğru demek
Fenike teknelerine birkaç isim takmış- zorundayız, size hiçbir soru soracak Bu durumda ne zaman yolculuğa başla-
lar. Özellikle Hypoi… Hypoi, bir servis durumumuz yok” dedi. Çünkü hakikaten yabileceksiniz? Bir de yolculuk ne tarafa
teknesi, kargo gemisi diyemeyeceğim tam deneyen bir tek biz varız. Bu konuda yalnız olacak?
anlamıyla her yere gidebiliyor, her şeyi olmak istemiyorum aslında. Bazen sıkıntılı Nisan ya da Mayıs’ta yukarı doğru...
hızlı yapabiliyor, özellikle Mısır’la Lübnan durumlar oluyor. İşte ben bunu söylü-
arasındaki yolda da sedir ağacı taşıyorlar. yorum ama ya değilse... Mesela özellikle Yukarı derken Boğaz’a doğru mu?
Bu bizim yaptığımız aslında kereste taşıyan navigasyon konusunda sadece Finike Evet, Çanakkale Boğazı’na oradan İstanbul
bir yük teknesi. değil Doğu Akdeniz’i de ilgilendiren ve Boğazı, İstanbul’dan Varna... Varna’da, bir
cevapsız kalan sorularımız var, bir sürü. ya da iki viking gemisiyle buluşma...
Bu tekne hangi ağaçtan yapıldı? Ciddi hatalar yapılmış zamanında. Şu anda
Orjinali mutlaka sedirdir. Biz sedir yap- arkeolojik yapıların içinde deneysellik çok Çok enteresan ve renkli bir buluşma
madık, ladin yaptık. Çünkü sedir ağacı bu- az yer tutuyor. olacak galiba...
lamıyoruz, pahalı ve kesimi resmi yoldan Siz deneysel arkeoloji mi yapıyorsunuz Viking tekneleri gelecek, Tuna’dan iniş
yasak, özel sektörün elinde de pek buluna- diye soranlar var. Deneysel tıp, deneysel yapacaklar, birkaç tane olduklarını biliyo-
mıyor. Tarihsel veri tabanından sedirden ameliyat olmayacağına göre; (gülüşme) ruz. Bir kaçıyla da bizim irtibatımız var.
başka ladin ve köknar kullanıldığını da ameliyat yapıyorsunuz, deneme bu işte... Ama eminim o irtibat artacaktır. Bizim
biliyoruz. Ama sedir en iyisi çünkü sedire Bu da onun gibi bir şey. Biz de bütün bilgi- de teknemiz bitmiş vaziyette çünkü. Bu
kurt girmiyor ve kendi katranıyla kendini lerimizi ortaya koyuyoruz, ortaya bir şeyler yolculukta iki Boğaz’daki geçiş sistemleri-
koruyabiliyor, çürümüyor yani... Tartış- atıyoruz, söylüyoruz, bunun da deneysel ni araştıracağız. Ona kısaca değineceğim
masız çok güzel, çok iyi bir ağaç. Bundan sonuçlarını tabi ki vermek zorundayız. birazdan. Ondan sonra Varna’da buluşup
sonraki projelerde kullanacağız. Ben de Yani bu meziyet değil, olması gereken bir Karadeniz’i, Karadeniz bilgilerini, tarih-
isterim kullanmak, mis gibi kokar. şey… sel bilgilerini, duygusal bilgilerini ortaya
koymak ve o konuda bir yazılı çalışma
Evet, çok güzel kokar... Osman Bey, Fenike’nin inşası ne kadar yapmak. Çünkü Karadeniz çok unutuldu
Devlet Malzeme Ofisi’nin kalemleri vardı sürdü? ve terk edildi.
eskiden, kurşun kalem... Kokusu, aynı Bunun inşaatı aslında bir senelik bir inşaat
onun gibidir. (Gülüşmeler) ama bizde, iki, iki buçuk seneyi buldu. Peki, eskiden böyle bir yol mu kullanılı-
Çünkü hiç bir kaynak, hiç bir sponsor kul- yormuş?
Bu tekneleri deneye yanıla mı yapıyor- lanmadık. Kendi kaynaklarımızla yaptık, Tabii, mesela Foçalılar, Pers baskısı başla-
sunuz? bize inanan, seven insanlarla. Sponsor- yınca, Foçalılar denize çıkıyor ve bunların
Ana amaç malum, bütün bu bilgileri tekrar larımız onlardı... Sponsor diyorum ama bir bölümü Samsun’a gidiyorlar. Samsun’a
tekrar sınamak, denemek, boşluklarını sponsor falan değil bizim arkadaşlarımızdı gitmişler işte diyorsunuz ama bu o kadar
bulmak ve o boşluklarla ilgili yapılan onlar yani. Sponsorluk daha farklı, alışve- kolay değil. Yol boyu ikmal yok vs. Samsun
yanlışlıkları düzeltmek, bizim en büyük hani harita üzerinde basit gibi gözüken bir
zevkimiz. Deneyerek yaptığımız için, bu rota ama öyle değil... Karadeniz!

9

Karadeniz? bir teknemiz oldu. Büyük ama küçük. O rebilirsek, önce biz sonra da arkeoloji dün-
Karadeniz, her şeyiyle karadır, bu adını çok etkili oldu. Ayrılamadık tekneden, yası çok mutlu olacak. Tarihsel anlamda bu
çok hak eder. Orada öyle zırt pırt geçiş ol- denziden. Denizin birleştiriciliği müthiştir. bilgiler var ama deneysel olarak da bunun
maz yani deniz isteyecek siz yapacaksınız. Böylece üç şirket kendi içinde var oldu, görülmesi gerekiyor.
böyle bir sistem oluştu. Kendi kendine.
Doğru söze ne denir... Peki, sizin bu rotayı başarıyla tamamla-
Biz yapılanı anlamaya çalışıyoruz. Adam Bu güzel birlikteliğin meydana getirdiği manız neyi ispat edecek, ne elde edeceğiz
yapmış zamanında. Gidip gelmiş, koca bu oluşum sizi yeni bir serüvene götürü- sonunda?
bir koloni var orada. Yani bu yapılanmayı yor. Tam da bu noktada aklıma takılan Doğu Akdeniz ve Ege kültürlerinin Kara-
tarif etmek, bilimsel temele oturtmak... bir soru var. Fenike’ye güveniyorsunuz deniz’e doğru müthiş bir akıntısı var. Buna
Dünyada artık uzmanlaşma hakim yani siz ama boğazlardaki akıntılar sizi zorlaya- kültür rüzgarı diyelim, daha güzel. Tabi
bir arkeoloğum diyemiyorsunuz. Nesiniz bilir mi? İstanbul ana duraklardan bir tanesi. İstan-
yani diye soruyor; siz de diyeceksiniz ki, Antik çağda Ege ile Karadeniz bağlantısını bul’da yelkenler iniyor. Çok önemli çünkü,
ben yapım teknolojileri ya da heykel ya sağlayan Çanakkale ve İstanbul boğaz- Bizans’tan başlayan bambaşka bir yapısı
da antik dönem arkeoloğuyum. Artık bu larındaki akıntı rejimlerini iyi kullanan var İstanbul’un. Ne buluruz bilmiyorum
şekilde değerlendiriliyor. teknelerin Karadeniz’e çok rahat bir şekilde doğru dürüst. Anlattığım bu yöntemle
gidebildiğini biliyoruz. Ama adamların na- teknemizi götüreceğiz. Bu güne kadar ufak
Fenike’yi suya da indirdiniz. Su testlerini sıl yaptığını anlayamıyoruz. Boğazlardaki tefek denemelerimiz oldu, çalışıyor sistem.
yaptınız. Tekneye güveniyor musunuz? belli bölgelerde bugünün yelken tekno- Yani benzetmek gerekirse aşağıdan sizi
İnsan kendi yapınca daha fazla telaş ya- lojisiyle dahi geçilmesi zor olan bölümler çeken bir ip ve karşıdan da tersini isteyen
pıyor. Bir şey olur, saç atması gibi, birbir- var. Mesela Çanakkale Boğazı’ndaki Nara bir güç var.
lerine geçme yapılmış tahtalar bunlar, bu Burnu ve İstanbul’daki Akıntı Burnu’nu
geçmeler atarsa, aradaki pimler kırılırsa aşamayan çok sayıda tekne var. Çünkü Boğazdaki deniz trafiğini de düşünmüş-
batarız. Karadeniz’den 7 millik akıntı geliyor. Ama sünüzdür heralde?
O suyu kesemeyiz içerden. Hemen gidip alttan da Ege’nin sıcak suları ters yöne Elbette, deniz trafiği bizi çok düşündürü-
bir karaya vurdurtmak gerekir, o da varsa akıyor. Boğazdaki akıntının antik çağda yor. Düşünün, günde iki yüz gemi geçiyor.
o civarda... Mesela ahşap bir tekne gacır nasıl geçildiğine ilişkin ortaya atılan ‘akıntı Bunun şehir hatları var, kargosu var, LPG’si
gacır öter, çok büyük sesler çıkartır. Bu hiç yelkeni’ tezi var. var, neyi varsa var... Hiçbir şey deniz aracı-
ses çıkarmadığına göre, sürtünme nere- Denizin 30-40 metre altına indireceğimiz nı biçmek istemez ama tehlike var.
deyse sıfır. İyi yani, ilerde gevşeyecek çün- bir yelkenle yüzeydeki akıntının tersine
kü. Romatizma diyoruz biz ona, yedeksiz hareket etmeyi deneyeceğiz. Akıntı yelkeni Nasıl aşacaksınız bu sorunu?
gıcırtılar yapmaya. Yani teknenin sağlam- tezi ilk kez bu projeyle denenmiş olacak. Bu sorunu aşamayacağız. Ya da şöyle
lığı konusunda hiçbir endişemiz kalmadı. Bunu kanıtlarsak ve antik çağ teknelerinin aşacağız; Boğazda bir yelkenli yat yarışı
Tekneye güvenimiz çok arttı. akıntı yelkenleriyle hareket ettiğini göste- var. Bu yarışa yarışmacı olarak katılıp
boğazdan geçiş tarihimizi bu yarışa denk
Sizin bir kaptanlık deneyiminiz var. Tek- getireceğiz. Yani boğazı yarış esnasında
neyi siz kullanacaksınız. Peki, kaptanlık, geçmeyi düşünüyoruz. Sonuçta, yarış
tekne yapımı, arkeoloji.. Nasıl oldu bu günleri boğazda trafik durdurulacağı için
işler böyle? bu trafikten kurtulmuş olacağız.
Türkiye’de ilk yatı yapan bir kişi var; Harun
Irmak. Harun Irmak’ın annesi İskoçya- Yaratıcı fikir diye buna denilir heralde.
lı farklı bir insandır. Tamamen İngiliz (Gülüşme)
terbiyesiyle büyümüş birisi. Hemen hemen Yelken teorisine göre, biliyorsunuz Pupayla
kendi yaşlarında bir yeğeni vardı. Atöl- yürüyor, orsayla yürümüyor, altmışa en
yesinde özellikle uğraşırdı. Bugün maka- fazla... Bu yapılanmayı ispat ettiğimiz
ralardan tutun da, daha başka makaralar, zaman ki ederi çok rahat. Yani Zaten
daha başka kamalar, bütün bunlar me- büyük ihtimal kopacak tekneler bizden
talden yapılıyor. Biz o atölyede ahşaptan gidecekler. Bir hakkımız var. Antik Dönem
yapardık. Ahşap derken, o tahtalar Çanak- denizciliğinde slogan gibi bir kelime bu.
kale Boğazı’nın batıklarından dalgıçlardan Bir hakkın var, ikinci hakkın yok, ne
istenir… Bir tik ağacı parçası mesela, yapıyorsan fark etmez. Orada becerdin,
kırılmış, onu alırız, keseriz işte böyle bir becerdin işi.
atölyede büyüdük. Aslında bir sanat tarihi
atölyesi gibi bir şeydi. Ahşap yeteneği çok Lodos olursa belki de daha kolay bir
zor bir yetenek değildir yani daha zorları geçiş olabilir mi?
var bunun. Çabuk öğrenirsiniz, çabuk Lodos olursa işimize yarar ama Lodos aynı
yaparsınız. Ahşapa çok çok yetenek sığdır- etkiyi yaratmayabilir. Akıntılar önemli...
mak mümkün. Bunun haricinde, arkeoloji Oceanografi bilgilerinden faydalanmak söz
zaten hep kafamda olan bir şeydi. Bu işin konusu olacak. İşte uzmanlaşma o. Yani
bilimsel formatı nereye sığar... Arkeolojiye hem arkeoloji hem su altından anlamak
sığar. Ben arkeoloji okumalıyım diyorsu- gerekiyor. Tabii bunlara da dikkat edeceğiz.
nuz ve gidip okuyorsunuz. Sosyal bilimler Denemek lazım, yapmak lazım. Deneme-
kolaydır. Üç tane kitap okuduktan sonra den herhangi bir şey tutturamıyorsunuz.
gidip makale yazarsınız, rahattır yani.
Sonra ne kaldı geriye. Kaptanlık... Büyük Güzel sohbetiniz için teşekkür ederiz.
Sizlere başarılar diliyoruz.
10

Mart Dokuzu
Urla Ot Bayramı

Küreselleşmenin sonuçlarından
birisi de hiç şüphesiz yemek
kültürlerini yok etmesidir.

Fast food zincirleri, fabrikasyon
yemekler dünyanın her yerinde
insanlara dayatılıyor, tüketilmeye

zorlanıyor.
Yerel ürünler, çeşitlililk ve

lezzetler yok oluyor.
Tam da bu noktada Doğal Sofra
Urla Gönüllüleri, Urla Belediyesi

ve Özbek Köyü Muhtarlığı
tarafından her yıl düzenlenen
Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı
- Türkiye’de gerçekleştirilmiş ilk

Ot Bayramı -
geleneksel değerlerimizle bizi
buluşturan, hayatın anlamını
idrak etmemizi sağlayan ve
köklerimizi geleceğe taşımamıza

vesile o
lan önemli bir etkinlik...

11

Urla’nın haftasonu vazgeçilmezlerinden

Balık Mezatı

Röportaj ve Fotoğraflar: Tayfun Özel

12

Özellikle hafta sonları kendimize daha fazla zaman ayır-
dığımız günlerdir. Hafta içinde çalışma hayatından ya
da gündelik koşuşturmacalardan fırsat bulup yapama-
dığımız şeyleri yapmaya çabalarız. Örneğin, çocuklarımıza daha
fazla vakit ayırır, ailece kahvaltıya ya da akşam yemeğine çıkarız.
Eğlencenin peşinde koşarız en azından bir sinemaya gideriz…
Spor yaparız ya da hobi etkinliklerine katılırız. Kitap okuruz ya
da evimizde hiçbir şey yapmadan yorgunluk atarak hafta sonu
geçirebiliriz. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama…
Hafta sonu gelmiş. Akşama ailece veya arkadaşlarınızla şöyle
mükellef bir balık sofrasının etrafında toplanmak istediniz. Ne
yapacaksınız? Önce sofraya konulacak balıkları almanız gerekir.
Urla’da yaşıyorsanız çok seçeneğiniz olabilir ama balık almanın
en eğlenceli ve heyecanlı yolu İskele Mahallesi’ndeki balık meza-
tından geçiyor.
Sahil kasabalarında yaşamayanlar için balığın mezatla satılması
değişik ve şaşırtıcı olabilir. Oysa Urla’nın rutinlerinden, vazge-
çilmezlerinden biridir balık mezatı. Akşam balığından dönen
balıkçılar, balıklarını İs-koop’a teslim ederler. Sabah balıklar
tasnif edilir ve mermer tezgahın üzerine dizilir. Artık, alıcılarını
bekler bu derya kuzuları, kuzu kuzu… Bu sırada eve balık götür-
mek isteyenler ile birazdan başlayacak açık artırmadaki mücade-
leyi izlemek isteyenler yani seyirciler tezgahın etrafında sıkı bir
halka oluşturmaya başlamıştır bile.
Mezat sabah 11:00’de başlıyor. Bu saatten önce gelip tezgahın he-
men önünde yer kapmak önemli. Hal böyle olunca bir taşla iki
kuş vuralım diyenler mezat alanının hemen yanıdaki cafe ve çay
bahçelerinde sabah kahvaltılarını yaparak keyifli bir güne baş-
langıç yapıyorlar. Hele istedikleri balığı alabilmişlerse değmeyin
keyiflerine.
Mezat başladığında Tezgahın üzerinde üç görevli beliriyor. Bun-
lardan biri balığı gösteriyor, ikincisi balığı torbalıyor diğeri de
tahsilat yapıyor. Balığı gösteren kişi aslında mezatı da yönetiyor.
Balık için bir fiyat belirliyor ve bunun üzerine açık artırma baş-
lıyor. “ 50 Lira, 55 Lira… 80Lira, 85 Lira… Yaz abime.” Mezat
uçuşan fiyatlarla tüm hızı ve heyecanı ile devam ediyor. Yaklaşık
1 saat içinde çeşit çeşit balıklar sahiplerini buluyor.
İs-koop, Urla’da geçimlerini tamamen balıkçılıkla sağlayan kişi-
ler tarafından kurulmuş bir kooperatif. Şu anki başkanı doğma
büyüme Urlalı olan İbrahim Temiztepe. Temiztepe yaklaşık 40
çeşit balık olduğunu vurgulayarak şöyle diyor; Bizim buralar ba-
lık açısından zengindir. Her mevsim balık çıkar. Çipura, barbun
başta gelenler. Kefal, mırmır, sardalya, kopez, tekir, isparoz…
Çorbalık balıklar; kırlangıç, iskorpit, adabeyi, peygamber balı-
ğı… Çeşidimiz bol yani.”
Hazır İbrahim Temiztepe’yi bulmuşken kooperatif ve mezat ile
ilgili sıcak bir sohbete giriyoruz.

Kooperatif ne zaman kuruldu?
İs-koop 1988 yılında kuruldu. 10 yıl önce rahmetli Ali Rıza
Mete tarafından kooperatif binası yaptırıldı.

Neler yapıyor kooperatif?
Balıkçılarımız tuttukları balıkların tümünü kooperatife ge-
tirmek zorundadırlar. Biz bu balıkları açık artırma usulüyle
hergün ihaleye çıkartıyoruz. Açık artırmaya halkımız ve esnaf
katılıyor. Satılan balıklardan %8 komisyon alıyoruz, kalan gelir
müstahsil makbuzu ile birlikte 2-3 saat içerisinde ortaklarla
paylaşılıyor. Bunun dışında ortakların buzunu temin ediyoruz,
mazotu ise kendileri alıyorlar. Yaklaşık dört beş senedir balık
ağlarını da karşılıyoruz hibe olarak. Teknelerinin boyasını, ma-
cununu alıyoruz, bakımını yapıyoruz, bunun gibi destekte

13

İs-Koop Başkanı İbrahim Temiztepe bulunuyoruz. Donmuş ürünlere başladı-
ğımız için bir tesis kurmak hedeflerimiz
14 arasında. İşletme tesisini kurunca, bütün
Yarımada’daki kooperatiflerin ürünlerini
alıp işleyip daha geniş bir pazara çıkmak
niyetindeyiz. Bunu yaklaşık iki seneden
beri dillendiriyoruz.

Yarımada derken…
Çeşme, Karaburun, Mordoğan, Özbek,
Seferihisar. Buralarda balıkçıya destek
olmak amacıyla fiyatları bir standartta
tutmaya çalışıyoruz. Mesela, Kalamar 80
Lira ise, bunun altına düşmesin, sübye 20
Lira ise altına düşmesin gibi, fiyatları belir-
li bir seviyede tutmak istiyoruz, niyetimiz
bu. Bu arada Ticaret Bakanlığı’nın daveti
ile, aralarında yabancı firmaların da yer
aldığı Ankara’da düzenlenen bir fuara da
katılarak yelpazeyi biraz daha genişletme
çabaları içerisindeyiz.

Nerelerde avlanıyorsunuz. Adaların
etrafında mı?
Bizim yaptığımız kıyı balıkçılığı, sahiller-
den, adalardan. Bizim burada yasak bölge
de çok ama bazen mecburen giriliyor.
Çünkü yasak bölgeler, askeri sahalarda
balık daha fazla oluyor.

Üreme alanları, meralar mı yani?
Üreme bölgesinden ziyade gündüzleri bi-
raz daha sakin kaldığı için balık barınıyor.
Buradaki adalarda tekne dolu, amatörlerin
çok zararı var balıkçılığa. Amatör balık-
çılık çok arttı, gece gündüz denizin üstü
5-6 kişinin çıktığı ufak tefek tekne dolu,
evraksız, kayıtsız kuyutsuz. Sahil Güvenlik
hep onlar için koşturuyor. Teknesi batanlar
oluyor, boğulan oluyor. Bu izinsiz tek-
nelerin çok zararı oluyor. Bunun dışında
sahillerde yazın problemler oluyor, herkes
evinin önünde denize girmek istiyor. Biz
de kıyı balıkçısı olduğumuz için gece
çalışanlar oluyor mesela gürültü yaparak
tekneye vurarak balığı ürkütüyorlar. İnsan-
lar , rahatsız oluyor, şikayetçi oluyor, gece
camları, pencereleri açık.

Sahilden uzakta mı avlanmak gere-
kiyor?
Plajlarda 200 metre. Biz bunun tartışması-
nı yaklaşık üç sene önce kaymakamla ba-
yağı çata çat yaptık. “Plaja atamazsınız ağ”
dedi. Ben ” Urla’da plaj yok” dedim. “Nasıl
Yok, her taraf plaj” dedi.” Yok, işte” dedim.
“Herkes evinin önünde denize giriyor, plaj
yok” dedim. Emniyet Müdürü’nü çağırdı;
“Yok mu burada plaj” dedi. Araştırıp geldi
ve “yok efendim” dedi. Çünkü plaj denince
bir sürü şey giriyor işin içine. İki kademe
koruma altına alınması gerekiyor mantar-
larla, gözetme projesi gerekiyor, cankurta-
ran, ambulans gerekiyor, doktor gerekiyor.

Mesela Kum Plajı deniyor ama adı Kum dolayı o işi yapan kalmadı. Herkes kıyıya raların en lezzetli balığı hangisidir?
Plajı. Aslında plajın gerektirdiği şartları kaçtı artık. Kıyı balıkçılığı yapıyoruz. Barbun.
taşımıyor ve bu vasfıyla plaj değil yani.
Ama en azından bir çok kişinin de Adaların hangisi daha verimli balık Kaya barbunu mu?
evinin önü… açısından. Evet, Kaya barbunu. Zaten fiyatından da
Evet, Kalabak tarafından Güzelbahçe Uzunada… Hem büyük oluşu, askerin belli oluyor. (Gülüyor)
sahiline doğru herkesin evinin önü ama daha fazla oluşu hem de balığın korunaca-
biz de ağ atmak zorundayız. Bizim kul- ğı yerlerin oluşu Nesi iyi olur?
landığımız ağlar kıyıya atılan ağlar. Zaten Barbun tava olur. Tadına doyulmaz. Çi-
daha sonrasında anlaşarak uyarıcı duba- Yasak bölgeye girebiliyor musunuz, pura da lezzetlidir. Onun da ızgarası olur.
lar yaptık ağ attığımız yerlere, bu şekilde size yasak yok mu? Sonra, mavi kuyruklu karides çok değerli
devam ediyoruz. Kıyı balıkçılığı yapıyoruz Var tabi herkese yasak. Hatta şuramda ve sanırım tek çıktığı yer de burası.
ama kaçak balıkçılıktan dolayı biz kıyıya (bacağının üst kısmını işaret ederek) bir
indik. O zamanki Kaymakam sormuştu, mermi izi var. Fiyatı ne kadar?
”Neden açığa ağ atmıyorsunuz?” diye. Büyük boy kilosu 170 -180 Lira civarında,
Ooo… Nasıl oldu bu? boyuna göre değişiyor ama 100 Lira’dan
“Sabah ağlarımızı toplamaya Bir mermi yedim yasak bölgeye girdiğim aşağı karides yok. Aynı karides Kuşada-
gittiğimizde ya paramparça ya için. Eskiden çok ateş ediliyordu bazen sı’nda da çok çıkar ama lezzet bakımından
da yok. Kaçak avcılık çok fazla seksen - yüz mermi atılıyordu, gece bile… buradaki güzeldir. Bu fiyatlarına da yansır,
ve kontrol altına alınmalı.” Şimdi yaklaşık beş altı senedir yok. Kuşadası’nda çıkan daha ucuzdur. Görün-
tü var ama lezzet hiç yok. Barbun da öyle,
Çünkü ağları atıyoruz, sabahleyin bir gidi- Neden? Akdeniz’e doğru indikçe balığın lezzeti
yoruz ağlar paramparça ya da yok. Kaçak Bir olay oldu. Ateş edilmesi sebebiyle bir kaybolur.
çalışan troller, şebekeler ağları paramparça tekne battı. Ondan sonra pek ateş edilmedi
yapıyor. Kimseden de hesap soramıyoruz, balıkçıya. Ama ateş edilmeyince de millet Son bir soru… Mezatta ilginç du-
Üstelik otuz- kırk yıldır artarak çoğalıyor- neredeyse kıyıya çıkıp sığırları vuracak. rumlarla karşılaşıyor musunuz?
lar. Kaçak avcılık çok fazla ve kontrol altına Olmaz mı? Heyecandan karı ve koca-
alınamıyor. Eskiden dil balığına atardık, Yanlış anlamadım galiba. Sığır mı nın karşılıklı aynı balığı arttırmasından
karidese atardık otuz- kırk metre derin- dediniz? tutunda inatlaşıp fiyat artırarak 4-5 misli
liklere. Şimdi anlattığım bu durumlardan Evet. Uzunada’da başıboş sığırlar çok. Bir daha fazla paraya balık alanlara kadar…
ara ihaleye verdiler ama hayvanı vurma- (Gülüşmeler)
dan yakalayamazsın, vurunca da nerede
öleceği belli değil, vazgeçtiler. Samimi sohbetiniz için teşekkürler
İbrahim Bey.
Peki, biz balıklara geri dönelim. Bu-

15

Buranın macerası biraz ilginç. Bir bölümü Kuşadası‘ndan
bir bölümü Urla’dan başlıyor hikayenin. Taner ve Gizem
Erenoğlu çiftinin beraber bir iş yapma isteği buranın temel-
lerinin atılmasına sebep olmuş. Taner ailesi ile Kuşadası’nda uzun
yıllar bu tip işler ile uğraşırmış . Doğan Dermenci zaten Urla’da
bildik mekanların sahibi. Arkadaşlıklarını ortaklığa çevirelim
demiş gençler. Ve çevirmişler de. Fermaki’nin doğuşu böyle işte.
İskeleye geldiğinizde Çeşmealtı’na doğru rotanızı çevirin. Ama
sahilden gidin arka yoldan değil. Sahile indikten sonra 300 – 500
mt gittiğinizde sol tarafta göreceksiniz bu mekanı. Giriş kapısı-
nın üzerinde adı hemen dikkatinizi çekecektir “Fermaki”. Yolun
üzerine arabanızı bırakabilirsiniz. Birkaç basamakla çıkılan bir
girişi var. Kapısından girdiğinizde günün hangi saatinde ve her ne
amaçla geldi iseniz “ işte istediğim yer “ diyebileceğiniz bir mekan
burası.
İçeri girdiğinizde son derece ferah bir mekanla karşılaşıyorsunuz.
Sol ileri tarafta büyük bir barı var. Sağ ileride son derece zevk ile
yapılmış etrafı tamamen açık bir şöminesi var. Ne yalan söyleye-
yim şömine sizi hemen yanına çekiyor. Hele bir de hava serinse
tadına doyum olmuyor çevresinin. Yok hayır ben denizi ve körfe-
zi seyretmek istiyorum derseniz o zaman tercihiniz camekanların
önündeki masalar olacaktır.
Eğer sabah saatlerinde gelmişseniz çok güzel bir kahvaltı meka-
nı burası. Hava da güzelse denizin hemen dibindeki masalarda
oturabilir ve buranın eşsiz kahvaltılıkları ile güne başlayabilirsi-
niz. Hava buna müsait değilse üzülmeyin sakın. Etrafı tamamen
camekanlarla çevrili kapalı mekanı aynı zevki size verecektir.
Güne hem deniz kenarında hemde Urla’nın harika havası ile
başlamanın keyfini yaşamadıkça yazdıklarımı anlamanız çok zor.
Muhakkak denemelisiniz.
Fermaki’de oğleden sonraları da bambaşkadır. İster çayınızı kah-
venizi, ister içkinizi yudumlayarak körfezin deniz manzarasında
vaktin nasıl geçtiğini anlayamayacağınızdan emin olabilirsiniz.
Hava karardıktan sonra da bu mekan akşam yemekleriniz için
harika bir ortamı da hazırlamış zaten. İster aileniz ile , ister arka-
daşlarınız ile , her kim yada kimler ile iseniz yeriniz hazır burada.
Sizlere her zaman olduğu gibi mutfaktaki lezzetlerden bahsetme-
yeceğim, size hitap edecek bir tat muhakkak bulacaksınız zengin
mönülerinin içinde. Ama yine de enginar mücverlerini veya dana
kaburgalarını denemeyi ihmal etmeyin derim nacizane.
Size burası ile küçük bir tiyo daha. Yemeğinizi yediniz ama eve
gitmek istemiyorsunuz. Bu harika havası olan yerde gece de kalıp
sabahleyin burada güne tekrar başlamak istiyorsunuz. Canınızı
hiç sıkmayın . Fermaki aynı zamanda bir Butik Otel. Aynı ruhu
bulabileceğiniz odaları mevcut üst katında. Bence bu dediklerimi
denemelisiniz
Sevgiyle kalın,

Ethem İ. Küçükkeser

16

17

Uluç Hanhan ile

Urla Adaları

Röportaj: Mahmut Tolon

Urla adaları deyince arama Ayrıca, Karantina Adası (yarımada), Kel konuyla çok ilgili, konunun gündemde tu-
motorlarında en başta benim Ada (Menteş açığı) ve Yılan Adası (Gülbah- tulması için çalışmaları bulunmaktadır. Bu
yazdıklarım çıkıyor. Bu da çe Körfezi) olmak üzere Urla çevresinde 17 temanın gündemde tutulması ve yapılması
esasen amatör bir denizci ada bulunmaktadır. gerekenler hususunda her zaman yardıma
olarak bana bir sorumluluk Uzunada ve iki adası, Hekim Adası ve Yol- hazır olduğumu bu vesileyle belirtmek is-
yüklüyor. Uluç Bey ise hem luca Adası (yarımada) askeri yasak bölge- terim.
bir Uzakyol Gemi Kaptanı dir. Yassıca Ada İzmir Büyük Şehir Beledi-
hem de Uzunada’da yaşamış. yesi tarafından İzmirlilerin plaj yeri olarak M.Tolon: Şimdi de kitabınıza geçelim.
yaz aylarında kullanılmaktadır. Karantina “Bir Zamanlar Uzunada” adlı kitabınızın
“1972 yılında babam Deniz Adası tarihi tahaffuzhaneye (Karantina) yazılma hikâyesini öğrenebilir miyiz?
Astsubayı Yüksel Hanhan’ın sahip olup, adada sit alanı bulunmaktadır.
tayini Uzunada’ya çıktı. Yolluca Adası’nda Deniz Kuvvetleri’nin as- U.Hanhan: 2015 yılı sonlarında “Uzuna-
Ailemiz 1972 ile 1981 keri lojmanları vardır. da Çocukları Sosyal Medya Grubunun”
yılları arasında Uzunada’da Urla’nın sahip olduğu 17 adaya rağmen, as- kurucusu bir arkadaşımız Uzunada’ya bir
bulundu. İlkokula “Uzunada keri beş ada hariç onların kullanılamadığı- gezi yapılacağını haber verince kulaklarıma
İlkokulun’da başladım ve üç nı görüyor ve üzülüyoruz. Bu doğal zengin- inanamadım. Rüyalarımızda gördüğümüz
yılı bu okulda okudum.” diye liğin Urlalılara katkısı neredeyse hiç yoktur. Uzunada’mızı yaklaşık otuz dört yıl son-
anlatıyor en büyük Urla adası Sizin bu konuyla ilgili yazılarınızı biliyor ra, bu sefer çıplak gözle görecektik. Bu bir
ile olan bağını.” ve takdir ediyorum. Ayrıca Urla Kent Kon- mucizeydi ve mucize sonunda gerçekleşti.
seyi Başkan vekili Sn. Hadi Başman da bu Çocukluğumuzun geçtiği Uzunada’mıza 7
Kasım 2015’de kavuştuk. Bir deniz vasıta-
sı dolu Uzunadalıyla adada harika bir gün

M. Tolon: Urla Adaları ile ilgili neler söy- Uluç Hanhan Mahmut Tolon
lemek istersiniz?
U. Hanhan: Tarihte Urla denilince Urla Hanhan 1983’de girdiği bugünkü adı ile İTÜ Denizcilik Fakültesi
kenti, İskele ve adalar birlikte anılır. Gü- Güverte Bölümünü 1987’de bitirerek mezun olmuş. O zamandan beri
nümüzde maalesef bu bakış terk edilmiş de Kaptan olarak çalışıyor. Bu sohbet için önce bir özçekim yaptık
ve adalar ihmal edilmiştir. Bu bağlamda sonra da o resmi beğenmeyerek üniformalı birer resmimizi koyalım
günümüzde Urla için yanıtlanması gereken dedik. Onun resmi iki yıllık, benimki ise Deniz Kuvvetleri Karargâh
bir soru var: Urla adalarına zarar vermeden tabipliğimden 1985 yılından.
onları nasıl kullanabilir ve insanlarımızı
adalarla nasıl barıştırabiliriz?
Urla Adaları denilince öncelikle askeri ya-
sak bölgede yer alan; Uzunada ve onun iki
adası Zafer, Nergiz Adası ve Hekim Adası
ve Yolluca Adası ( yarımada) aklıma ge-
liyor. Bunlara ilave olarak Çiçek Adaları
Grubu; İncirli Ada, iki adadan oluşan Arap
Adaları, Akça Ada, Pırnallı Ada, Yassıca
Ada ( Alman Adası da denilir), iki adadan
oluşan Körtaş Adaları ve Taş Ada vardır.

18

geçirdik. Adaya ayak bastığımız iskelede, dir. Yıkılmaya yüz tutmuş bir devlet yapı- kında neler söylersiniz?
Uzunada İlkokulu’ndan öğretmenimiz sının sağladığı olanaklar ve yabancılar için U.Hanhan: En önemli yönün heves ol-
Sayın Müberra Öktemay tarafından söz- fırsatlarla dolu bu güzel topraklar İzmir’de duğunu söyleyebilirim. Tabii buna Uzu-
leri yazılan “Uzunada Şarkısı”nı hep bir yerleşmek ve ticaret yapmak isteyenlerin nada tutkumu da ilave etmem gerekir.
ağızdan söyledik. Adada herkes geçmi- hedefi olmuştur. İtilaf devletleri, İzmir’e Uzunada ile ilgili bu kitap bizim kaynak-
şinden bir şey arıyordu. Tabii ilk gidilen saldırarak devleti hem ekonomik olarak larımızda bir ilktir. Anadolu Rumlarının
yerler oturulan Anadolu Rumlarından zor durumda bırakmak, hem de planladık- kendi dillerinde bir-iki kitap çıkarttığı-
kalan evler ve apartman bloklarıydı. ları Çanakkale saldırısı için Osmanlı’nın nı öğrendim. Hatta yapılan araştırmada
Apartman blokları hariç diğer evlerden asker kaydırmasını önlemek amacındaydı- Uzunadalı Anadolu Rumlarının bir der-
eser yoktu. Tüm gün boyunca adanın lar. Kitabın ikinci bölümde Birinci Dünya nek altında toplandığı bilgisine de ulaşıl-
değişik köşelerini gezdikten sonra, biraz Savaşı yıllarında Uzunada anlatılmaktadır. dı. Sanırım onları buna iten; doğdukla-
mutlu biraz hüzünlü, karışık duygularla İngilizlerin ve Fransızların yaptıkları İzmir rı, yaşadıklara topraklara olan özlemdi.
adadan ayrıldık. Ada ziyaretini izleyen bombardımanı ertesinde 1915 yılı Ağustos Aynı özlem duygusu da beni Uzunada’yı
günlerde, adanın tarihine olan merakım ayında Uzunada’nın İngiliz askerler tarafın- araştırmaya yöneltti.
bu kitabın yazılmasının nedenidir. dan işgal edildiği görülüyor. Bu bölümde Bu süreçte özellikle yabancı yayınların
Tolos Limanı… Edmund H. Giraud’nun daha çok ada tarihi, Uzunada’nın işgali ve tercümesi sonucu elde edilen veriler
evinden Aya Nikola köyünün görünüşü. kurtuluşu, Urla ve çevresindeki çatışmalar- olduğu gibi yayınlandı. İngilizler ve Al-
Deniz sol taraftadır, sağ tarafta köye gi- dan ve adayı anlatan yazarların anlatımları- manların söyledikleri yanında, Türkle-
den yol vardır. na yer verilmektedir. Üçüncü bölümde ise rin söyledikleri de olduğu gibi yansıtıldı.
Yunan kaynaklarından Uzunadalı Anadolu Özellikle çatışmaların olduğu ikinci bö-
M.Tolon: Kitaptan bahseder misiniz? Rumlarının hayatı anlatılmaktadır. Dör- lümdeki çevirileri yapmak çok heyecanlı
U.Hanhan: Kitabın birinci bölümünde düncü bölümde, bir sözlü tarih çalışmasıyla idi. Türk ve Almanların adadaki İngiliz-
Birinci Dünya Savaşı yıllarında İzmir’in karşılaşılmaktadır. Adada yaşamış ve görev leri adadan kovmak için geliştirdikleri
durumu anlatılmaktadır. İtilaf devletle- yapmış yirmi kişi ile yapılan görüşmeler ki- plan ve onu icra etmeleri gerçekten çok
rinin Çanakkale’ye denizden saldırarak tapta yer almaktadır. Beşinci bölümde ise etkileyici idi. Bu bölümde Urla ile ilgi-
geçmeye teşebbüs etmeleri sırasında, Uzunada’da bir arazi üzerinde hak iddiası li kısımlar okunabilecektir. Monitör 30
Mart 1915 başlarında İzmir’i bombala- davasından söz edilmektedir. Yüz yıla yakın adındaki İngiliz gemisinin Uzunada’nın
dığı görülüyor. O zamanlar Aydın Vila- bir süredir devam eden bu dava hakkında kuzeybatısında batırılmasının öyküsü de
yeti’ne bağlı İzmir Sancağı kozmopolit bilgiler verilmektedir. Altıncı bölümde de çok ilginçtir. Çalışmalar esnasında yapı-
yapısıyla Osmanlı’nın ikinci büyük ken- gazete arşivlerinde Uzunada anlatılmakta- lan bir çeviri eğer gece yarısı bitmediyse,
tiydi. Kentin bu duruma gelmesinde Le- dır. Son bölümde ise adadaki Bizans Sarnıcı meraktan uykusuz geçirdiğim geceler
vantenlerin payı büyük olmuştur. Yazar ve ada çevresindeki amforalardan söz edil- oldu. Özellikle sözlü tarih çalışmasına
Orhan Kurmuş emperyalizmin Türki- mektedir. katılanları da bulmak çok heyecanlıydı.
ye’ye İzmir’den girdiğini ifade etmekte- M.Tolon: Kitabın hazırlanma süreci hak-
19

rin elinde tutmak istediği bir ada olmuştur.
Bunu göz önünde bulundurarak Uzuna-
da’ya sahip çıkmamız gerekmektedir. Özel-
likle “Uzunada’daki bir arazi üzerindeki hak
iddiası” ciddiyetle üzerinde durulması ge-
rekli bir konudur.

Onlarla yapılan görüşmeler de çok zevkliy- Eğer olanağım olursa Urla Yarımadası ile il- M.Tolon: Bu iddiaları bilmek belki gerek-
di. Harika zamanlar geçirdiğimizi söyleye- gili yerel tarih çalışmaları yapmayı arzu edi- li ama şahsen arada “İstiklal savaşı” diye
bilirim. Bu çalışmanın yerel tarihle ilgile- yorum. Bununla birlikte “Urla Kent Arşivi bir olgu var, ben herhangi bir savcının bu
nenleri cesaretlendireceğini umuyorum. ve Müzesi” ile ilgili bir çalışma başlattık. Bu iddiaları ciddiye alıp bir hukuki davanın
tema ile ilgili çalışan kişi ve kurumları aynı dallanıp budaklanacağına inanmıyorum.
M.Tolon: Kitabınız Uzunada’nın tarihine şemsiye altında toplamaya çalışıyoruz. Mizahi öge olarak istemeden üniforma-
odaklanmakla beraber denizcilik, tarih, lı resim de belki bu açıdan gülümseme-
adalar, İzmir ve Karaburun Yarımada’sın- M.Tolon: Son olarak neler söylersiniz? ye neden olur. Esas üzerinde durmamız
dan da kesitler var. Gelecekteki çalışmala- U.Hanhan: İzmir Körfezi’nde yer alan Tür- gereken bu adaların amatör yelkenciliğe
rınız da bu yönde mi olacak? kiye’nin dördüncü ve İzmir’in en büyük açılmaları ve kullanılmalarını sağlamak-
adası “Uzunada” tarihin her döneminde tır. Bu konuda neler düşünürsünüz?
U.Hanhan: Uzunada benim tutkum. Bu ilk bölgeye sahip olmak isteyen egemen güçle-
çalışmada Uzunada’yı incelemeye çalıştım. U.Hanhan: Sayın Tolon, bu konuda size
katılıyorum. İnsanın aklına Mısır, Balkan-
lar ve diğer Osmanlı memleketlerinden
anayurda göçen, kovulan, sürgün edilen
insanlarımızın mülkleri geliyor. Bu mülk-
ler şimdi o ülkelerin insanları tarafından
kullanılmaktadır. Türk mülk sahiplerinin
onları edinme çabaları sonuçsuz kalmıştır.

Urla sahip olduğu mükemmel coğrafyası
ile adaların amatör yelkenciliğe açılması
ve kullanılmalarını sağlamak zorunda-
dır. Özelde askeri amaçlı adalar ve küçük
adalar hariç tutulduğunda sadece İncirli,
Pırnallı, Yassıca, Akça ve Gülbahçe Körfe-
zi’ndeki Yılan Adası olmak üzere beş ada-
nın değerlendirilebileceği görülüyor. Bu
gerçek günümüzde artık kaçınılmaz olarak
orta yerde durmaktadır. Kent yöneticile-
rinin birkaç günlerini bir tekne ile Urla
açıklarında geçirmelerini ve Urla’nın bu
müthiş zenginliğinin bir kez daha farkına
varmalarını diliyorum. Bu geziden İskeleye
döndüklerinde “denizci” bir bakış açısıyla
sorunun çözümü için gerekli adımların atı-
lacağına inanıyorum. Problem tanımlandı-
ğına göre, sırada neler yapılması gerektiği
vardır. Öncelikle bunun bir süreci olduğu
akıldan çıkarılmamalıdır. Akşamdan saba-
ha sonuç almak, sabırsız davranmak soru-
nun çözümüne katkı yapmaz. Ortak akıl ile
hareket ederek, doğaya zarar vermeden, ko-
nuyla ilgili gönüllülerin bir şemsiye altında
toplanması önemlidir. Urla’nın nüfusu son
yıllarda artış göstermiş ve Urla’da yaşama-
yı seçmiş nitelikli bir nüfusun varlığı söz
konusu olmuştur. Dolayısıyla bu sorunun
çözümünde yer alabilecek gönüllü/ ilgili
kişi sayısı da artmıştır. Kent yöneticileri,
gönüllüler, ilgili kişi ve kurumlar işbirliği
yaptığında ve gerçekçi hedefler koydukla-
rında başarıya ulaşmak olasıdır. Önemli
olan belli bir yöntemi uygulamaktır. Sayın
Tolon bildiğiniz gibi her şey bir kıvılcım ile
başlar. Kıvılcım çakılmıştır.

20

Mahmut Tolon adalar konulu bir şiir
yazmış. Kısa zaman önce bu şiire bir de
beste yapılmış, şarkı haline getirilmiş.
Şarkının son rötuşları yapılıyormuş.
Yakında dinleyebileceğimiz şarkının
sözleri şöyle;

Yedi Ada, Adacık

UH! YİPAY, YAPİY HU!
YAPİY HU! UH! YİPAY!

Uzun, Hekim, Yılan, İncir, Pırnal,
Akça, Yassıca.
UH YİPAY!

Urla adalarından ikisi yarım ada olmuş . Karantina’ya yol çok eskiden yapılmış. Yassıca, Akça, Pırnal, İncir, Yılan,
Yolluca’ya hala dizlerine kadar ıslanarak yürüdüklerini hatırlayanlar var. 1980 lerde Hekim, Uzun.
Deniz kuvvetleri oraya da yol yapmış.Kaldı yedi ada, adacık. YAPİY HU!
7 Ada- Adacık
Yassıca, Koyunlu adanın; Dokuzdu ikisi yarımada oldu.
Hemen Urla tarafında Pırnallı.Pınarlı, Pırnarlı Sarı-Uzunca, Karantina-Hastane,
Az Batısında Akça -Çiçek adası; Kaldı yedi ada adacık.
Hemen Çeşmealtı’na doğru İncirli Ada ki, İnciri yok, tavşanı var, eşekleri oraya
yüzdürürlermiş eskiden UH YİPAY, YAPİY HU!
Önünde Arap kayalıklarından YAPİY HU! UH! YİPAY!
Hekim adası ve
Uzunada gözükür. Uzun’la Hekim kocaman iki ada
Yılan ise saklanmış. Yılan Gülbahçe’ye saklanmış.
Ada demek için gemiden iri olması beklenir neredeyse. Çiçek -Akça ada,Pırnallı,
İncirli ada daha ziyade adacık. Hekim adası ve Uzunada iskanı kolay adalar. Silahlı UH YİPAY, YAPİY HU!
Kuvvetler şu an sahip oralara. İncirli, Tavşan, Eşek adası
Pırnarlı ada ismini pırnar çalılıklarından almış. Pırnal da denir. Bazılarına göre bir Akça, Çiçek, Nergis Adası
kuyusu varmış. “Pınarlı” olmalıymış. Urla İskele’deki balıkçılar ve Çeşmealtı’ndaki Pırnallı, Pırnarlı, Pınarsız Ada
balıkçılar bile farklı isimlerle anıyorlar. Pırnal veya Pırnar ayni şey, palamutları olan Yassıca’da deniz nefis.
meşenin atası, nasıl eskiden toprak veya torpak deniliyor idiyse. Nasıl hala selvi
veya servi deniliyor ise. Lisanın evrilmesinden bir örnek. Pınar falan yok, eskiden UH YİPAY, YAPİY HU!
bir kuyu varmış. İskeleliler Pırnallı diyorlar. Esasen eski Urlalılar babalarından YAPİY HU! UH! YİPAY!
duyduklarını anlatırken veya anlatmaz iken, muhtemelen bir denizci subay kahvede
oturup biraz dinledikten sonra Akça ada ve İncirli ada isimlerini yakıştırıvermiş. Bir Kel, Arap, Pita adacık değil, kayalık!
varmış bir yokmuş. Bu kadar haritaya girdikten sonra böyle de kalır herhalde.
Çiçek adası veya Akça ada da küçük, İncirli ada da. Yani bu dördü bir transatlantik UH YİPAY, YAPİY HU!
veya Kuşadası’na İzmire yanaşan turist yolcu gemisinden küçük adacıklar. Eşekleri, YAPİY HU! UH! YİPAY!
koyunları eskiden sakin havada lider hayvanı kayığa bağlayarak yüzdürürlermiş.
Sürü kayığın peşinden yüzer, adaya çıkarmış.
Balıkçılar sabah ağ attıktan sonra adalara çıkar rahatça on- yirmi tavşan vurup
dönerlermiş geçen yüzyılda. Urla’nın duayen araştırmacı gazetecilerinden
Mehmet Emeç hem Yolluca’ya yürüdüğünü hem de balıkçıların tekne dolusu
tavşan avı ile döndüklerini hatırlıyor. Hayvanların yüzerek adalara çıkarılıp, orada
bırakıldıklarını da.
Şimdi nacizane fikrim açık arttırma ile bu adacıkları 30 kırk yıllık kiralamak. Arap
kayalığına bile bir taş kulübe yapmak isteyen çıkar, karaya 0.85mil. Veyahut tartışıp,
fikirleşip olduğu gibi kalmalarına karar verelim ama en azından isimlerini bilelim.
En azından “İncirli” adaya 3 incir ağacı dikelim. Çeşmealtılı gençler bu görev sizin!
İncirli ada ise karaya 0.7 mil uzaklıkta! Bu adacıklar esasen turistik birer servet
kullanmasını bilene. İsimlerini bu yıl Urlalılar olarak belleyelim, seneye inşallah bir
şeyler ekeriz. Yoksa 30-40 yıl daha kolayca geçiverir.

21

Urla’da Bir İşkolik

Ayşe Başkanoğlu

Röportaj: Tayfun Özel

22

Sizi tanıyabilir miyiz? yapmalı” dediklerinde neden olmasın Kadın sığınma evlerinden 11 kadın çalışı-
İzmirliyim. Kemalpaşa ve Armutlu… diye düşündüm. Zaten kadın istihdamı yor. Halk Eğitim ile bir işbirliği yaparak bu
Çocukluğum buralarda geçti. İzmir Valiliği yaratacağım, nereden başlayacaktım? İşte kadınların bir yandan çalışıp bir yandan
özel Kalem Müdürlüğü’nde 11 yıl görev buradan başlayabilirim diye düşündüm. da 860 saatlik hasta bakıcısı eğitimi alarak
yaptım. Daha sonra Ziraat Bankası Bölge Ada yolunda bir yer buldum. Ama oğlum sertifika almalarını sağladık.
Müdürlüğü Halkla İlişkiler Müdürlüğü’n- ve eşim karşı çıktı. Bu işler çocuk oyuncağı
den emekli oldum. 25 yıldır STK’larda ça- değil, bu işlerle uğraşmak o kadar kolay Yaşam Konakları’nı nasıl açtınız?
lışıyorum. Hastaneler Vakfı, Türk Kadınlar değil, bu işten vazgeç vs. Ama ben onları Bir ara Çağdaş Yaşam’ın binalarının ev
Birliği Urla Şubesi Kurucu üyesiyim ve 14 dinlemedim. Bir arkadaşım vardı (sonra sahibimiz tarafından satılması söz konusu
yıldır başkanlığını yapıyorum. rahmetli oldu) ona teklif ettim; “Sen, ben oldu. Binanın satılma endişesi ben de bir
Urla Türk Kadınlar Birliği’ni kurduğum- 3’de kadın işe aldık mı bu işe başlarız” diye. heyecan yarattı. Şimdi ne yapacağım, bu
da öncelikli düşüncem kadınlarımızın Yeri tuttuk, biraz kendimizden koyarak kadar insanı nereye koyacağım, nasıl yer
ekonomik özgürlüklerini kazanmalarında biraz dışarıdan eşyalar alarak ruhsatlı bulacağım, ruhsat almak çok zor… Oğlum,
“onlara nasıl yardımcı olabilirim, onlar için olarak 16 kişi kapasiteli bir yer yaptık Ada “Anne, sen bu işte son derece profesyonel
ne yapabilirim” oldu. Kadın istihdamı ya- yolunun karşısında. Canla başla çalıştık. oldun, artık kendine ait bir yerde hizmet
ratmayı aklıma koydum. Çünkü, benimde Kısa zamanda talepler o kadar çok arttı vermen senin için daha doğru olur.” diyor-
hayatımda bir on yılım çalışmadan geçti. ki karşılayamaz olduk. İnsanlar “annem/ du. Bu arada oğlum müfettişlikten gelme
Ben erken bir yaşta evlendim. Çocuklarım babam şuradaki kanepede yatsın, yeter- bankacıdır. Kredileri, yatırım projelerini
oldu. Onlarla ilgilendim. Eşimin ailesi ki güvenilir bir yerde olsun” diye ısrarcı iyi bilir. Onun yol göstermesi ile ve o sıra-
mal/mülk zengini bir aile idi ve eşim ça- olmaya başladılar. Bu noktada, yoğunluk- da İZKA’ya verdiğim bir projenin de kabul
lışmamı pek istemezdi. Ama çalışmak hep tan ve baskılardan işi bırakayım mı yoksa
aklımdaydı. İçimde bir ukteydi. Vilayetten büyüteyim mi düşünceleri arasında gidip
teklif geldiğinde eşim yine çalışmamı iste- gelirken kararımı işi büyütmekten yana
medi ama annemin de desteği ile Valilikte verdim. Yeni yer arayışı başladı. Zeytina-
işe başladım. Çalışmaya başladığımda lanı’nda bir yer bulduk. Aynı ev sahibinin
kadının hayatını kazanmasının ne kadar ikiz villalarını birleştirerek 25 kişi kapasite-
gerekli, ne kadar elzem olduğunu gördüm. li Çağdaş Yaşam’ı kurduk. Çalışan sayısı da
Evde otururken yaşadığım hayat ile çalı- 10’a çıktı. Yine kısa bir zaman sonra komşu
şırken yaşadığım hayatın farkını o zaman bir villayı daha fiziksel alanımıza katarak
anladım. Çalışmak insanda kendine güven, toplamda 3 villa ile 35 kişilik kapasiteye
özgürlük duygusu yaratıyor ve bir rahatlık eriştik. Çalışan sayısı ise 15 oldu.
hissettiriyor. İşte bu yüzden kadın istihda-
mı yaratmak istedim. Kadın istihdamı konusundaki düşün-
Bankada çalışırken o zamanki İzmir Valisi celeriniz de bir yandan gerçekleşmeye
Kutlu Aktaş Hastaneler Vakfı’na girmemi başlamış...
istedi. Ben böylece Türkiye Devlet Hasta-
neleri ve Hastalara Yardım Vakfı (HAS- Tabii. Ben Urla’da Kadın Sığınma Evi’nin
VAK) Kurucu Üyesi oldum. 6 yıl Genel de açılmasında ön ayak olmuştum. İstih-
Sekreterlik yaptım. Daha sora da 7 yıl dam ettiğimiz kadınları buradan alıyoruz.
başkanlık yaptım. Bu kadınlar dışarıda çalışamıyorlar eşleri
Eşim ve ben emekli olduktan sonra Urla’da takip edip zarar vermesin diye. Bu kadınla-
yaşamayı seçtik. Ama ben yine çalışmak rı sabah bir araba gidip alıyor ve akşam da
istedim. Yine kadınlarla ilgili bir şeyler bırakıyor. Bu kadınlara devlet bakıyor ama
yapmak fikri aklımı kurcalıyordu. Türk bizde çalışarak para da kazanmış oluyorlar.
Kadınlar Birliği Urla Şubesini kurma fikri
de böyle oluştu. Kendim çalışmaya alıştı-
ğım için ilk işim de yine kadın istihdamı
oldu. Ama balığı getirip vererek değil de
balık tutmayı öğreterek.

Yaşlı Bakım Merkezi açmaya nasıl karar 23
verdiniz?

O sıralarda Barbaros’ta “Çocuk Köyü”
olayı patlak vermişti. Bu olayın akabinde
ben de İzmir Valisi, Urla Belediye Başkanı,
Urla Kaymakamı ile birlikte koordineli
bir şekilde çalışıyor, köydeki çocuklara
yardımcı olmaya çalışıyordum. O süreçte
bana; “Ayşe Hanım, her işe koşuyorsun,
hiç yorulmadın mı? Hasvak’tan deneyim-
lerin var. Gel şu Urla’ya bir yaşlı bakım
merkezi aç. Bu işi sizin gibi işi bilen,-
mevzuatı, yasaları bilen gönüllü insanlar

edilmesiyle 55 kişi kapasiteli bu yeri de lar. Sıra gelmiyor yani. Devlet yetişemiyor. yaşam süresi uzuyor. 60 -70 yaş artık yaşlı
yapmış olduk. Toplam kapasitemiz 90 kişi Ama açılan özel yerlere de ikişer, üçer yaşlı sayılmıyor. Zaten onlarda kendilerini yaşlı
olurken çalışan sayısı da bir o kadar arttı. göndererek bedava baktırıyor. olarak görmüyorlar. Ben de kendimi yaşlı
Şu an çalışan kadın sayısı 37 oldu. Erkekler görmeyenlerdenim.
de var tabii. Şimdi şunu düşünüyorum; Siz de kontenjandan kaç kişi var?
hiç yoktan başladığımız bir işte gerçekten Biz de ki durum şöyle; devlet bize gönder- Siz genç kalmayı nasıl başarıyorsunuz?
emek vererek, tırnaklarımızla kazıyarak miş ve bir süre sonra devlette yeri açılmış Öncelikle çalışmakla. Sonra da insanla-
bu hale geldik. Ama çok şanslıyım ki ya- ama buradan gitmek istemiyor. Ömürlerini ra olan sevgim ve saygımla. Hayata olan
nımda bana destek veren çocuklarım var. burada tamamlamak istiyorlar. Şimdi ben tutkum beni gençleştiriyor. Dışarı çıkar-
Artık oğlum burayı kızım da çağdaş Yaşlı nasıl göndereyim onu? Tamam kalsın di- ken karşımdakilere yüzü asık, pejmürde
Bakım Merkezi’nin başında duruyor. Ben yoruz devlete ama bu seferde onu benden çıkmak istemem. Kim karşısında böyle
de bir yandan Türk Kadınlar Birliği’ndeki çıkmış gibi varsayıp yeni bir yaşlı gönderi- birisini görmek ister. Bir insanın kendi-
işleri yürütme fırsatı bulabiliyorum. yorlar. Yani kontenjandan baktığımız yaşlı sine ve insanlara saygısı varsa kendisine
sayısı olması gerekenin üzerinde. Ama bakmalı diye düşünüyorum ve buna göre
Urla’da çok sayıda Yaşlı Bakım Merkezi kiminin parası, kiminin duası… hareket ediyorum.
var. Bir sebebi var mı?
Bu çok yerinde bir soru. Yaşlıların en iyi Fiyatlar nasıl belirleniyor, ne düzeyde? Neler yapmaktan hoşlanırsınız?
hizmet alabileceği yer çevre açısından Urla. Genel geçer şeyler söyleyeyim bu konuda. Seyahat etmeyi çok severim. Yeşil pasapor-
Aslında İzmir’in her yerinde Yaşlı Bakım Bazı yerlerde 2 türlü kalabiliyorsunuz. tum var. Seyahat etmemi kolaylaştırıyor.
Merkezi var. Ama Urla en iyisi. Oksijen Birincisi aylık ödemelerle ikincisi bağış ile. Gitmediğim yer kalmadı gibi bi’şey. Elimde
bakımından, hava temizliği bakımından, Bazı yerlerde ise sadece aylık ödeme ile. imkanım olduğu müddetçe yurt dışına
merkeze yakın oluşu bakımından… Her Verdiğiniz hizmet, bakım, tek kişilik – çift çıkmak isterim. Bunu da yılda 2-3 kez
yönüyle ideal bir yer. Hatta ben şunu kişilik oda, sıcaklık, pırıl pırıl aydınlık yapmaya çalışırım. Son zamanlarda gemi
söylüyorum; “Urla’nın geleceği sağlık ortam vs. fiyatları belirliyor. Şunu söyleye- seyahatleri önceliğim oldu. Amerika’dan
turizminde.” Ama tam teşekküllü, içinde bilirim, bizim aylık ücretlerimiz kiminden Avrupa’ya kadar pek çok yeri dolaştım. Ne-
termal suları, havuzları olan aktif ve daha az kiminden çok ama tercih ediliyor ve hir gemisi ile de bir seyahatim oldu. Gemi
iyi hizmet verilen tesislerle. Yaşam süresi öneriliyoruz. seyahati rahatlık ve konfor sağlıyor. Bu
uzadığı için muhakkak ve muhakkak böyle arada Umre’ye de gitmeyi ihmal etmedim.
yerlere ihtiyaç var. Etkinlikler yapıyor musunuz?
Elbette. Her ay mutlaka etkinliklerimiz Şapkaları çok mu seviyorsunuz?
Devletinkilerde dahil olmak üzere pek olur. Konserlerimiz olur. Bahçemizde özel- Şapkaları seviyorum ama şapka benim
çok yaşlı bakım merkezi var. Neden sizi likle yaz aylarında mangal partileri, özel imdadıma yetişiyor dersek daha doğ-
tercih ediyorlar? firmalarla yaptığımız aktivite günlerimiz… ru olur. (Gülümseme) çevremdekiler “
(Gülümsüyor) Bakın, biraz önce siz Özel yemek günleri, özel kahvaltı günleri, bir şapkayı senin kadar iyi taşıyan yok”
dışarıdan geldiniz. İçeriye girdiğinizde söyleşi günleri… Her zaman bir aktivite- diyorlar. Kuaföre gitmek çok zaman alıyor.
kötü bir koku aldınız mı? Hayır. Bu hijyen miz var, hareketliyiz. Gidemiyorsun, yapamıyorsun. Giyinmiş
demektir. Ayrıca burada hem sağlık hem evden çıkacaksın, hazırlanmışsın... Şapka
de bakım hizmeti veriyoruz. Gece gün- Urla’da nüfus yaşlanıyor mu, gençleşiyor hayatı kurtarıyor. Hem seviyorum hem de
düz hemşirelik hizmetimiz var. Ayrıca, mu? kolaylık sağladığı için tercih ediyorum.
ihtisaslarını yapmış doktorlarımız tarafın- Urla’ya büyük şehirlerden bir göç var.
dan gözetimde tutuluyorlar. Ortam güzel, Bu popülasyon ekonomik olarak daha Güzel sohbetiniz için teşekkür ederiz
bahçemiz, manzaramız güzel. Her şeyi en rahatlamış, artık yaşamında farklı şeyler Ayşe Hanım.
iyi yapmaya çalışıyoruz. arayan, daha mutlu huzurlu yaşamı tercih
Devletin yaşlı bakım merkezlerinde eden ve bunun için Urla’yı seçen emekli
durum farklı. Her şeyi bir yana bırakalım olmuş ya da yapmakta olduğu işi bırakmış
yaşlılar kabul edilmek için 10 yıl bekliyor- kişiler olduğundan dolayısı ile yaş almış
insanlar. Ama daha önce de dediğim gibi
24

Kalabak Mahallesi 3257 Sokak No:9 Kalabak - Urla
0232 766 4000 - 0543 712 1407 - 0544 766 1018

[email protected]

25

İlham Veren İşler

Bahar Soyoğuz / Be Contemporary

Yeni umutlarla yepyeni bir yıla girdik. 2020’deyiz
demek bile heyecan veriyor insana... Sanki bilim kurgu
filmlerindeki ötelenmiş zamanları yaşıyor gibiyiz...
İzmir’in kültür sanat ajandası da 2020 yılının bu
duruşuna yaraşır bir şekilde bizlere yeni fikirler ve ilham
verici yaratımlar sunmaya hazırlanıyor. Haydi gelin hızlı
bir tur atalım ve neler olmuş, nelerin peşine düşebiliriz,

bir bakalım.

Mimas Sanat Evi’nde küratörlüğünü
Emre Akçay’ın yaptığı karma sergi
yer alıyor. Reyhan Abacıoğlu ve Sema
Barlas’ın atölyesinden öğrencilerin işleri
özel bir seçki ile bir araya getirilmiş. Sa-
natçıların çeşitli soyut çalışmalarının yer
aldığı sergiyi gezerken her bir sanatçının
işlerinden farklı izlenimler edinebilir, ken-
dinizi bir duygudan diğerine adım adım
geçiş yaparken bulabilirsiniz. “Renkler ve
İmgeler” başlıklı sergi 9 Şubat 2020 tarihi-
ne kadar sanatseverleri bekliyor.

Esin Öner Esin Öner

Coffeco Urla 31 Ocak – 30 Şubat 2020 tarihleri arasında İzmirli sanatçı Esin Öner’in Esin Öner
sergisine ev sahipliği yapıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi me-
zunu heykel sanatçısı bir süre ara verdiği sanatsal üretimine devam etme kararı aldığı bu
dönemde ilk kişisel sergisini sanatseverlerle buluşturmanın heyecanını taşıyor. Doğada
var olan her şeyi yaratım süreci için bir malzeme olarak görebilen sanatçı formların sını-
rını zorlayarak izleyiciyi alışılmışın dışında düşünmeye davet ediyor. “Soluksuz Sayık-
lamalar” isimli sergisinde sanatçı hayatın içinde fark etmeden geçip gittiğimiz anların,
yaşanma olasılığı olanların hikayesini anlatıyor.

26

Ortak
Değerlerimizi
Hatırlatıyor

Pintura Urla Sanat Galerisi’nde 11 Ocak
– 2 Şubat 2020 tarihleri arasında “Yeşil-
çam Resim Sergisi” izleyici ile buluştu.
Aysun Pakalın, Azize Kıvançlı, Berrin Ce-
sur, Birgül Ergün, Afet Gül Baştürk, Feride
Gedik, Gülay Eriş, Hatice Foçalı Yılmaz,
Kebuter Yurdanur, Nevcihan Yegül, Özlen
Yücelmiş ve Zeliha Gönenç’in işleri ile
oluşturulan karma sergi Urla’ya yolu düşen
herkesin gezmesi gereken bir sergiydi..
Sergide hepimizin hafızalarında yerini
almış sevilen Türk filmlerinin unutulmaz
karakterleri, değerli sanatçıların kendilerine
özgü yorumu ile sergide yerlerini almışlardı.
Nostaljik bir gülümseme ile sergiyi gezer-
ken, kendinizi adeta bir zaman makinesine
girmiş gibi o dönemlerin hatıralarında
dolaşırken bulabiliyorsunuz. İnsanların
daha samimi, duyguların daha saf olduğu
zamanların özlemi aslında bir dönem tele-
vizyonun girdiği her evde paylaşılan ortak
değerlerimizi hatırlatıyordu sanki.

Özlen Yücelmiş, “Çöpçüler Kralı”, (üstte)
Hatice Foçalı Yılmaz, (altta)

27

Urla’da sanat ve girişimciliğin bir arada Ana markamız Stage-Co, 2013 yılından bu
olduğu bir mekan yana Türkiye’nin her yerinde ve yurtdı-
şında girişimcilik, startup ve inovasyona
Urla Coworking dönük eğitimler verdiğimiz, etkinlikler
düzenlediğimiz bir girişimcilik platformu.
Urla Coworking’i şu an 3 kişilik bir ekip yönetiyor. Kurucular Neşen Yü- Türkiye startup ekosisteminin en eski yapı-
cel ve Patrick Bosteels, uzun yıllara dayanan profesyonel yaşamlarının taşlarından biriyiz ve işimize aşığız.
bu yeni dönemecinde, anayurt İzmir’e dönmekten mutlular. Patrick Bos-
teels aslen Belçikalı olsa da, 7 senedir Türkiye’de yaşıyor ve Türkiye’yi Mekanı nasıl buldunuz, neler hayal
anavatanı olarak benimsemiş. Öyle ki, bunu giyim tarzına da yansıtmış ettiniz?
durumda, belki siz de Patrick’i Urla sokaklarında ve hatta toplantılarda Neşen Yücel: Pelin ile İzmir’de girişim ve
şalvarı ve poşusu ile görmüş olabilirsiniz. :) Yönetim ekibindeki Pelin inovasyon merkezi kurmak başlığı altında
Yıldız ile Neşen Yücel, Bornova Anadolu Lisesi mezunları ve yolları başlayan görüşmelerimiz sürecinde binayı
yıllar sonra tekrar bu büyük proje ile birleşmiş. Bu ekip ile, Urla Cowor- bize öneren Pelin oldu, bizim de ikna
king’in kuruluş hikayesini, paylaşımlı ofis ve ortak yaratım alanlarının olmamız çok uzun sürmedi, Stage-Co’nun
avantajlarını, düzenledikleri atölyeleri, yarışmaları, etkinlikleri, Herkes inovasyon ve girişim merkezi olarak
İçin Girişimcilik ve İnovasyon Derneği’ni ve gelecek yıllardaki hedefleri- buranın girişimcileri buluşturabileceğimiz
ni konuştuk. bir yuva olabileceğini düşündük. Özellikle
düzenlediğimiz 50 kişiden fazla katılımlı
Bu ekip nasıl bir araya geldi? Profesyonel bıraktık. Yine birbirine yakın tarihlerde girişimcilik kampları, kurumsal eğitimler,
geçmişiniz hakkında da bilgi alabilir kurumsal yaşamdan ayrılıp kendi işleri- inovasyon kampları için 125 kişilik salonu-
miyiz? mizi kurmuşuz ancak yollarımız 2018’de muz gayet uygun.
kesişti :) Mekanda her gün eğitim ve atölye olma-
Neşen Yücel: Ben ve Pelin liseyi İzmir Patrick ise, bir seri girişimci, 2012’de Belçi- yacağından, tüm dünyada geçerli olan
Bornova Anadolu Lisesi’nde bitirdikten ka’daki bir dijital projenin Türkiye ayağını ‘Coworking Space’ (Ortak paylaşımlı
sonra üniversite eğitimi için İstanbul’a git- gerçekleştirmek üzere İstanbul’a geldi- çalışma alanları) konseptini seçtik. 2019
tik. Akabinde her ikimiz de bankacı olduk, ğinde bir toplantıda tanıştık ve hızla hem kış aylarında prototip bir ofis, sanal ofis
ben İstanbul’da farklı bankalarda pazarla- hayatımızı, hem de işlerimizi birleştirdik hizmeti ve atölye çalışmaları ile başladı,
ma yöneticisi olarak, Pelin de İzmir’de şube ve Stage-Co’yu kurduk. yaz aylarında ise, 800 metrekareye geniş-
yöneticisi olarak uzun bir kariyeri geride ledik. Yaz dönemini hem içerik, hem de
mekan üzerinde çalışarak geçirdik ve Eylül
28 ayı itibariyle zengin bir içerikle etkinlikle-
rimize hız verdik.

Urla ile ilgili vizyonunuz nedir? Sizce
Urla girişimcilik için uygun bir yer mı?
Patrick Bosteels: Biz Urla Coworking ve
Stage-Co olarak, hayatlarımızı da inovas-
yonu da kültür, sanat ve sürdürülebilirlikle
harmanlamayı ve çok disiplinli bir yapıda
çalışmayı seviyoruz. Bu anlamda Urla çok
doğru bir adres. Türkiye’de girişimciliğin
yaratıcılık ve sürdürülebilirlik tarafında
gelişime açık çok nokta var. Tarım ve zana-
atkarlar da odak noktalarımız içinde.
Dünya girişimcilik merkezlerine baktığı-
mızda, Urla ve İzmir’in çok uygun profilde
olduğunu görüyoruz. Baş etken elbette
iklim, denize yakınlık, yaşamın kolaylığı,
yaşamın basit keyiflerinin daha uygun
maliyetlere erişilebilir olmasını da eklemek
gerek. Burada insanların yolda, trafik-
te vakit kaybetmeden, keyifli bir yaşam
sürerken işlerine odaklanmaları ve hemen
yanıbaşımızdaki uluslararası havalimanın-
dan Türkiye ve dünyanın farklı köşelerine
ulaşmaları ve hızla geri dönmeleri müm-
kün.
Urla’da yer alan IYTE, çok değerli bir
eğitim kurumu, yıllardır zaman zaman
girişimcilik etkinliklerinde paydaş olduğu-
muz, Tech’nRoll Hızlandırma Programını

yürüttüğümüz bir üniversite, seçilmiş çok nesil üretken insanların aradıkları herşeyin Urla Coworking "Birlikte Üre-
özel öğrencileri ve mezunları var. Keza, İz- fazlasıyla olduğunu görüyoruz, bizim de telim" felsefesiyle, girişimcilik,
mir Ekonomi Üniversitesi, İzmir Demok- 2020 yılında hedefimiz, Urla’nın dünyanın sanat ve kültürel faaliyetleri bir
rasi Üniversitesi de ekosistemimiz içinde. önde gelen dijital göçebe yuvalarından biri araya getiren, yerel ve ulusla-
Neşen Yücel: Öte yandan Urla’ya hareketli olarak tanınmasını sağlamak. Buna bir tür rarası network’ü buluşturan bir
bir göç var, gelenlerin çoğu da iş ve hayat turizm faaliyeti gibi de bakmakta fayda var, çekim alanı olmayı hedefliyor.
deneyimine sahip kişiler. Hem iş hayatı çünkü bu insanlar buradaki ekonomiye de Urla Coworking alanında sun-
hem eğitim hem yaşam kalitesi anlamında katkıda bulunabilirler. duğu paylaşımlı ve sanal ofis
bir şeyleri fark ederek ve seçerek buraya hizmetleriyle, Stage-Co tara-
geliyorlar. Bu insanlar üretmeye devam Coworking space oldukça yeni bir kav- fından düzenlenen girişimcilik
ediyor, sanat, zanaat ya da tarım alanında ram, neden bu ismi seçtiniz, ne anlama atölyeleriyle, startup, yatırımcı,
oluşan minik minik markalar var, yeni geliyor? Ve tabii ne gibi avantajları var? mentor buluşmalarıyla, yerel ve
girişimciler ve ikinci kariyerine adım Neşen Yücel: Adımızın neden İngilizce uluslararası etkinliklerle Ur-
atmış kişiler şimdiden Urla Coworking’de olduğu ile ilgili olarak zaman zaman so- la’daki girişimcilerin buluşma
yerlerini almaya başladılar bile. İşin güzel rular geliyor, o nedenle oradan başlayalım noktası olmaya başladı. Urla
tarafı bu insanlar Urla’yı daha iyi bir yer :) Coworking Space bizim seçtiğimiz bir Coworking bünyesinde yer alan
yapmayı da hedefliyor. Ama bu insanlar ad olmanın ötesinde, bir terim. Özellikle Urla Alternatif Sahne ile kültü-
burada yatay yerleşim olması sebebiyle startup (tekno girişimler) ve girişimcilik rel etkinlikler ve geniş katılımlı
biraz dağınıklar. Dolayısıyla bir merkezde ile uğraşanların hayatlarını kolaylaştıran atölye, konferans ve toplantıla-
toplanmaya ihtiyaç olduğunu, genç, parlak paylaşımlı bir ofis modeli ve tüm dünya- ra da evsahipliği yapıyor.
ve önünün açılmasına ihtiyacı olan beyin- daki adı bu. Bir de bildiğimiz ofislerden,
leri bu deneyim ve network sahibi kişilerle iş merkezleri veya iş merkezlerinden farklı 29
de bir araya getireceğimiz bir çatı kurmayı olarak, üyeleri ile bir topluluk (commu-
hedefliyoruz. nity) oluşturmak, bu insanların birbi-
riyle hem sosyal hem de işleri açısından
2030 yılında 1 milyar kişinin etkileşim yaşayacağı bir ortam yaratmak
Dijital Göçebe nüfusuna dahil ve çarpan etkisiyle hem iş hayatını hem de
özel hayatı daha güzel kılmak da Cowor-
olacağı öngörülüyor. king anlayışının parçası.
Urla dijital göçebeler için yeni bir Pelin Yıldız: İşin pratik kısmına gelirsek,
verdiğimiz hizmetin temeli Paylaşım Eko-
çekim merkezi olabilir nomisi, yani maliyetleri kısmak. Cowor-
king’lerde kullandığın kadar öde sistemi
Değişen iş ve yaşam koşulları, esneyen sı- vardır. İhtiyacınız kadar kullanır, kullan-
nırlar, hızlanan internet ile iş dünyadasın- dığınız kadar ödersiniz. Bu sizin için sabit
daki yeni trend, herhangi bir fiziki mekana bir gider haline gelmez. Yeni girişimciler
bağlı kalmaksızın, internet üzerinden iş veya işini geliştirmek isteyen kişiler için
yaparken, bir yandan dünyayı gezmek, tek başına var olma mücadelesine gerek
farklı ülkelerde yaşamak. Laptop ve akıllı kalmadan çok düşük ücretlerle, üstelik
telefonu yanında olduğu sürece, mekan- size çok avantaj kazandıracak network
dan, saatlerden ve kira kontratlarından ortamıyla yasal olarak var olma fırsatı
bağımsız yaşayan bu insanlar, genellikle sunuyoruz. Çok cüzi fiyatlara, ofis idare
yazılımcı, tasarımcı, veya çevirmen, proje etme sıkıntısını yaşamadan, resmi adres
yöneticisi gibi farklı rollerde oluyorlar. hizmeti almak (Sanal adres), ayrıca istedi-
Yeni deneyimler edinmek, network’ünü ge- ğim zaman gelip laptopumu alıp, kahvemi
nişletmekten hoşlanan ve göçebe bir yaşam içerek çalışmak istiyorum diyenler için
tarzını benimseyen bu kişilere Dijital Gö- günlük salndalye kiralama seçeneğimiz
çebe (Digital Nomads) deniyor. Genellikle veya toplantımı/atölyemi sizin mekanları-
maceracı ruha sahip bu yeni tip iş insanla- nızdan birinde yapmak istiyorum. Mekanı
rı, uzaktan çalışırken kazandıkları parayı siz düzenleyin ben saat ücretimi ödeyeyim
seyahat ederek harcarlar. İşlerini yapmak diyenler için de farklı seçeneklerimiz var.
için tek ihtiyaçları internet olduğu için de Coworking, yani paylaşımlı ofis de temel
bunu yaşamak ve çalışmak için mekanlara de bu demek. Urla’daki freelancer’lar bizi
bağlı kalmak zorunda değiller. Kazandıkla- keşfetmeye başladı. Evde çalışırken dikkati
rı parayı en uzun sürede en kaliteli şekilde dağılanlar, farklı bir ortamı deneyimle-
geçirmek isterler, coworking alanlarını mek isteyenler, burada hem disiplinli bir
kullanırken, kültürel ve mesleki pek çok çalışma ortamında bulunuyorlar hem de
zenginliği de geldikleri yerle paylaşırlar. bizlerle ve diğer üyelerle etkileşime gire-
Kite, sörf, kayak, arkeoloji, gusto, doğa, biliyorlar. Doğal olarak, buraya geldikçe
kültür gibi zenginliklerin peşinden gider- düzenlediğimiz etkinliklere de katılmaya
ler. Urla’da dijital göçebe dediğimiz yeni başlıyorlar, birbirleriyle tanışıp iş yapmaya
başlayanlar var. Biz de bu etkileşime dönük

de geçirmek mümkün.

Gelecek yıllardaki hedefler neler?
Pelin Yıldız: Urla’yı hem yerelde hem ulus-
lararası alanda girişimcilik ve inovasyon
anlamında bir cazibe merkezi haline getir-
meyi hayal ediyoruz. Girişimcilik ve yara-
tıcılığa dönük kısa ve uzun süreli kamplar
yapmak istiyoruz. Yerel turizm işletmeleri
ile elele vererek, yurt dışından insanla-
rı da buraya getirmek ve onları burada
konaklatacağımız, birlikte üreteceğimiz
bir yöne gitmek istiyoruz. Bu coworking
alanımız dışında kendi ofislerine geçmek
isteyen girişimcilere ofis imkanı sunmayı
hedefliyoruz. Büyük kurumların şirket dışı
eğitimlerini burada vermeleri için hazırla-
nıyoruz, çünkü biz kurumiçi girişimcilik
ve inovasyon eğitimleri tarafında da çok
güçlüyüz, yıllardır hem İstanbul’da hem de
Türkiye’nin farklı yerlerinde bu eğitimleri
veriyoruz.

etkinlikler düzenliyoruz. Ayrıca bu kişiler, tutundurmak için bizden mentörlük ve Herkes İçin Girişimcilik ve İnovasyon
uzman oldukları bir konuda içerik yarata- danışmanlık desteği de alabiliyorlar. Derneği de kurdunuz. Dernek olarak
rak atölye uygulayıcısı haline gelebiliyorlar. amaçlarınız neler?
Urla Coworking ve Urla Alternatif Sahne
Urla Coworking mekanlarını hem payla- nasıl birleşti? Neşen Yücel: Bu yaptıklarımız dışında
şımlı olarak kullanıyor, hem de dileyen- gönüllülük alanımız derneğimizin adından
lere kiralama yapıyorsunuz, bu konuda Pelin Yıldız: Urla Coworking bünyesin- da anlaşıldığı gibi herkes için inovasyon
da bilgi verebilir misiniz? de hem çalışma ortamımız mevcut, hem ve girişimcilik. Sürdürülebilir kalkınma
farklı büyüklükte workshop alanlarımız hedefleri doğrultusunda dünya üzerinde
Neşen Yücel: Evet farklı büyüklükteki var, hem de 125 kişilik Urla Alternatif olumlu bir etki yaratmak istiyoruz. Yakın
odalarımızı saatlik veya günlük olarak top- Sahne’miz var. İkramlar için minik bir çevremizden başlayıp bunu ne kadar uzağa
lantı ve atölye çalışmaları için kiralıyoruz. kantinimiz, bir de toplantılar için Avlu yabilirsek yayabilmeyi amaçlıyoruz. Çok
Biz mekan sağlayıcısı olarak kahvesi, çayı, dediğimiz açık ortak alanımız var. Bazı in- kıymetli kurucu ortaklarımız ve bize katıl-
interneti ve güleryüzü ile güzel bir dene- sanlar kapalı ortam sevmez bu ortak alan- mayı kabul etmiş değerli üyelerimizle Urla
yim yaşatırken, mekanı kiralayanlar da lar onlar için tasarlandı. Daha konsantre ve İzmir’de projeler üretmeye başladık.
operasyon ile uğraşmadan, kendi uzmanlık çalışmak isteyenler için ana ofisimize ek Önceliklerimizi de yine Urla’nın yararına
alanlarına yani atölyelerine, seanslarına olarak, grup halinde çalışmak isteyenler olacak şekilde belirledik. Akıllı şehir ve
odaklanabiliyorlar. Ayrıca Stage-Co’nun gi- için de bir ofisimiz/atölye salonumuz mobilite dikeylerinde faaliyet gösteren
rişimcilik atölyeleri de devam ediyor. E-Ti- mevcut. Burada Urla’daki en hızlı internet, projeler üretmek hedeflerimiz arasında.
caret ve sosyal medyadan, temel girişim- bu bölgenin en güzel kahvesi, müthiş bir Özellikle tarım dikeyinde projeler üretmek
ciliğe, pazarlamaya, wordpress eğitimine network bulunuyor. Gündüz çalışıp akşa- de önceliklerimiz arasında.
uzanan atölyelerimiz var. Ayrıca, dileyen mı Urla Alternatif Sahne’de güzel bir film
girişimciler, markalarını oluşturmak ve atölyesi veya tiyatro veya müzik dinletisin-

30

31

URLA URLA FELSEFE
FELSEFE GÜNL ERI VIı
GÖNÜLLÜLERI

es. i.tli.k

6 - 7 - 8 nisan 2020
ESKI TAMIRHANE BINASI
URLA - izmir

32


Click to View FlipBook Version