DANSÇILAR
Başrolde Kerem Ünal İnanç bir yandan şehir halkı tarafından “halk kahramanı” olarak kabul edilen, öte
yandan da polis teşkilatı tarafından tezat şekilde “halk düşmanı” ilan zeki gangster Dillinger’i tam olması
gerektiği gibi dans etti ve yorumladı. Robin Hood’u veya Arsen Lüpen’i anımsatan Dillinger karakterini
canlandırmasında dans onun için amaç değil, doğrudan anlatım aracıydı. Bu sayede akıldan kolay
çıkmayacak bir portre çizdi, yeteneğinin sadece dansta olmadığını, daha fazlasına da sahip olduğunu
gösterdi.
Dillinger’ın uzatmalı sevgilisi Rita rolünde Beste Üstün, yeni aşkı Kate
rolünde İlke Sayıner, Ajan Mel rolünde Sercenk Yücel de; gangster çetesi
üyeleri Red rolünde Oğulhan Öztürk, Nelson rolünde Hakan Özenalp, Floyd
rolünde Özgür Ayyıldız, Pete rolünde Mustafa Özçelik de; gangsterlerin
sevgilileri Ann rolünde Zeynep Olcayto, Jane rolünde Almina Tanyıldız,
Bette rolünde Gülşah Bakır, Barbara rolünde Petek Çetintemel, Billy
rolünde Deniz Uzuner de rollerini özümseyen ve teknik anlamda çok iyi
dansçılar. Hepsi konuşma da içeren rollerini başrol oynuyormuş gibi
sorumlukla ele alıp, dans edip oynadılar.
Şerif rolünde Ali Akabalı, Mahkum rolünde Mert
Okutan, Gardiyan rolünde Umut Dedevelioğlu, FBI
ajanları rollerinde Eren Çelebi Kutlu, Mert Okuyan,
Şuayip Efe Uzun, Zeynel Can Soylu da 11 Ocak
2020’deki başarılı ilk temsilde yukarıda saydığım diğer
dansçılar gibi sadece bedenleriyle değil akıllarıyla da
dans ettiler. Gerçekten titiz bir çalışmanın sonuçlarını
sundular. Bu denli geniş kadrolu bir eserde sahnede
bütünlük içinde hareket ve dans eden bir kitle
izleyende estetik izlenim uyandırıyor. Kimsenin
kendisini ön plana çıkarma çabası olmayışı, “Hepsi
biri için, her biri hepsi için” görüntüsü beğeniyi yaratıyor. Koreografiye ve kendilerine inandıkları,
yaptıkları işi benimsedikleri ve sevdikleri öylesine belliydi. Dahası dansçı olmalarına rağmen konuşmalı
bölümlerin da altından kalkışlarıyla aldıkları büyük alkışı hak ettiler.
KOREOGRAFİ
Her şeyden önce Nilgün Bilsel Demireller’in hem yetenekli bir koreograf hem de bütünlüklü yaklaşımı
olan bir sahneye koyucu olduğunu söylemek gerek. Temsilden önce fuayede dolaşan gangster kıyafetli
dansçılardan, temsil sonunda caz ritimli müzikle selama kadar türlü ayrıntıları düşünmüş olması sanata,
sanatçıya ve seyirciye saygısını gösteriyor.
Tiyatro ve şanın yanında, hatta en ön planda dansla anlatım içeren sahnelemesinde özellikle Rita’nın
itiraf sahnesindeki ve Kate’in sorgu sahnesindeki
koreografileri akıldan çıkacak gibi değil. Bilsel
Demireller’in “kelimelerin bile dansa dökülmüş hali” olarak
tanımlanabilecek koreografisi Carlos Saura’nın unutulmaz
koreografileri düzeyinde. Aynı şekilde toplu olarak dans
edilen bölümlerin nefes kesici hızları, bu ciddi hıza rağmen
estetik içeren beraberliğin sağlanışı, giriş çıkışlardaki iyi
planlanmış düzen ve akış, örneğin Leonard Bernstein’ın
West
Side
Story müzikalinin ödüllü koreografı Jerome
Robbins’in bile beğeneceği sahnelerdi. O kadar ki
“kaçış-kovalamaca” sahnesinde alkışın patlaması an
meselesiydi. Hatta müzik seçimleri ve konumlandırışı
o denli yerindeydi ki bir sahneden diğerine geçerken
de müzik ile duygu aktarımına devam edilmesi
ihtiyacını hissettirdi (1).
ÇİĞDEMİN SESİ ŞUBAT – 2020 WW.CİGDEMİNSESİ.COM SAYFA 51
ŞANCILAR
Kadın solist şancılar Nihan İnan harika operatik söyleyişi ile Zeynep Burcu Altınel mükemmel İngilizce
telaffuzu ve harika cazcı söyleyişi ile doğrudan Broadway’den gelmiş oldukları hissini uyandırdı. Erkek
solistler Umut Kosman, Yunus Emre Özorhan ve Oğuz Sırmalı da yorumlarıyla hem müzikal
sahnesine yakıştılar hem de şarkılarını etkileyici şekilde söylerken dans adımlarını yaptılar. Muhabir
rolünde Emre Uluocak reji gereği olayları seyirciye adeta gazete haberi yazıyormuş gibi anlatması
sırasında yarattığı kendini kabul ettiren sahne duruşuyla usta sahne ve korno sanatçısı (merhum) Ayhan
Akıskal’ı hatırlattı. Şancıların mikrofon kullanıyor olması her ne kadar opera sahnesinde sık rastlanan bir
uygulama değilse de bence bu esere özellikle ve inadına yakışmıştı; mikrofonik ses unsuru ile
Broadway’i çağrıştıran bir tını yakalanmıştı.
ORKESTRA
Sunay Muratov’ın yönettiği caz orkestrası hem çok başarılıydı, hem de sahnedeki konsepte uygun cazcı
şapkalarıyla çok sevimliydiler! Çalarken kendilerinin de keyif aldıkları belliydi, öylesine ki ezgilerin ritminin
seyirciye de sirayet etmesini sağladılar. Harikulade trompetiyle adeta baştan sonra bir trompet
konçertosu sunan Doruk Gönentür’e, bateriyle tüm temsili omuzlarında taşıyan Cem Örnek’e, klarneti
konuşturan Gonca Elitok’a, saksafonu dans ettiren Bertan Öngören’e, piyanosuyla harikalar
yaratan Tuğçe Dağlı’ya, kontrbasıyla duygu yayan Gökhan Bilek'e ve tüm orkestraya albüm kaydı teklifi
gelirse şaşırmasınlar.
MDT’nin Gangster’i hem seyretmesinin zevk ve heyecan hissi vermesi, hem de sonunda kanunun hâkim
gelmesinin huzur hissi vermesiyle, bence kaçırılmaması gereken bir yapım!
Bu yazı http://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/pinar-aydin-o-dwyer/ankarada-muthis-bir-gangster/2202
adresinden alınmıştır.
ŞUBAT AYINDA KESİNLEŞEN ETKİNLİKLERİMİZ
3 Şubat: Rossinii’nin “Sevil Berberi” operasını izleyeceğiz.
4 Şubat :” Sevgi ve Şefkat” konulu mahalle söyleşimiz var.
5 Şubat: “Baba Destek Programı” tanıtım etkinliği yapılacak.
8 Şubat: Günübirlik Ilgaz Dağı’nı gezeceğiz.
12 Şubat: Ekolojik Söyleşi etkinliğinde Ceyhan Temurcu ile birlkte olacağız.
14 Şubat: Şinasi Sahnesi’nde “Karmakarışık” tiyatro oyununu izleyeceğiz.
15 Şubat: Kütüphanede Yazarlarla Buluşuyoruz” etkinliği konuk yazarımız Emre Alpan İnan.
19 Şubat: “Carmen” filmini izleyip tartışacağız.
22 Şubat: Altındağ Sahnesi’nde “İkinci Bölüm” oyununu izleyeceğiz.
25 Şubat: Edebiyat Topluluğumuz Sabahattin Ali’nin “Kuyucaklı Yusuf” romanı üzerine
konuşacak.
26 Şubat: “Osmanlı’dan Günümüze Eğitim” konulu söyleşimiz olacak.
29 Şubat: Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde “Açık Denizde” oyununu izleyeceğiz.
ÇİĞDEMİN SESİ ŞUBAT – 2020 WW.CİGDEMİNSESİ.COM SAYFA 52
OCAK AYINDA NELER YAPTIK?
Zuhal Yüksel - Seğmen Sitesi
4 Ocak: Puccini’nin “Turandot” operasını izledik.
7 Ocak: ” Feyzan Erkip. İle Ankara’da Piyasa Yapmanın Yeni Biçimleri” söyleşisini
gerçekleştirdik
8 Ocak: “Asfaltın Altında Dereler Var” belgesel filmini yönetmeni Yasin Semiz ile izledik.
11 Ocak: Güngör Dilmen’in “Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını” oyununu izledik.
12 Ocak: Derneğimizin Olağan Genel Kurulu gerçekleşti.
15 Ocak: Şebnem Avcıoğlu ile “Ankara’nın Eski Mekanları” konusunda söyleştik.
18 Ocak: “Kütüphanede Yazarlarla Söyleşiyoruz” etkinliğinde Celal İlhan ile söyleştik
18 Ocak: F. Lorca’nın “Kanlı Düğün” tiyatro oyununu izledik.
22 Ocak: Yücel Feyzioğlu ile “Kardeş Masallar” konusunda söyleştik.
23 Ocak: Cer Modern Sanatlar Merkezi’nde 1 müze ve Göbeklitepe: The Gathering ve Bir Şehir
Kurmak: Ankara 1923-33 sergilerini gezdik.
25 Ocak: Bursiyerlerimizle kahvaltıda sohbet ettik.
28 Ocak: Tahsin Yücel’in “Kumru ile Kumru” kitabı üzerine konuştuk.
29 Ocak: Ankara Kulübü’nün konuk olduğu müzik söyleşisinin başlığı “Seğmen Kültürü ve
Seğmenlik” idi.
30 Ocak: Komşularımız ve torunlarıyla Ptt Pul Müzesi ile Cin Ali Müzesi’ni gezdik.
Katıldığımız Toplantılar
4-5 Ocak 2020: Şimdilik Bilim Sanat ve Felsefe Derneği / Çocuklarla Yetişmek toplantısı
9-10-11 Ocak 2020: STGM tarafından düzenlenen İletişim ve dijital Araçlar eğitimi
16-17-18 Ocak 2020: STGM STOK Sivil Toplum Okulu
16 Ocak 2020: Radyo Harman canlı yayını
16 Ocak 2020: Bölge Asayiş Toplantısı
17 Ocak 2020: TESEV tarafından düzenlenen "Demokratik Kentsel Yönetişimde Güçlenen Sivil
Toplum ve Etkin İşbirlikleri” adlı değerlendirme raporu tanıtım toplantısı
19 Ocak ve 28 Ocak 2020: Ankara Kent Konseyi - Çevre ve Sıfır Atık Çalışma Grubu toplantısı
21 Ocak 2020: Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik ve Sivil
Katılım Yuvarlak Masa Toplantısı
21 Ocak 2020: Okuyay Platformu Ankara Pilot Proje Bölgesi Toplantısı
22 Ocak 2020 - Çankaya Kent Konseyi Yönerge Taslak Çalışması
30 Ocak 2020:TED Üniversitesi Tasarım Odaklı-Disiplinlerarası-Sürdürülebilir Çözüm Merkezi
Projesi kapanış toplantısı
31 Ocak 2020: STGM Katılım Hakkı Eğitimi
ÇİĞDEMİN SESİ ŞUBAT – 2020 WW.CİGDEMİNSESİ.COM SAYFA 53
KUMRU İLE KUMRU
Meliha Bilge – Çamlık Sitesi
Edebiyat topluluğunda bu ay Tahsin Yücel’in Kumru ile Kumru adlı romanı üzerinde konuştuk. Tahsin
Yücel 1933 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu. 1953 yılında Galatasaray Lisesi'ni, 1960
yılında İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Aynı fakültede profesör oldu.
19. ve 20. Yüzyıl Fransız edebiyatı ve göstergebilim alanında uzmanlaştı.
Roman, öykü, masal, araştırma, deneme ve eleştirileri ile ödüller alan yazar,
birçok da çeviri yaptı.
Kendine Yabancılaşan Birey: Kumru
Edebiyatımızın önemli yazarlarından Tahsin Yücel’in 2002 yılında yazdığı
Kumru ile Kumru romanı tüketim toplumunun bir eleştirisi olarak
değerlendirebilir, zira Yücel romanında metanın egemen oluşunu ve duygu
düşünce dünyamızı nasıl etki altına aldığını anlatmıştır.
Yücel, günümüz toplumunun kanıksanan tüketim alışkanlıklarını eleştirmek
amacıyla köyden gelen genç Kumru’nun yaşamını gözler önüne sermiştir.
Bir ailenin yaşamından kesitler alınarak yazılmış bir roman Kumru ile Kumru.
Romanda neden yapıldığı bilinmeden yapılanların, duyguların, düşüncelerin, nesnelerin, çevredeki
insanların yaşama etkileri birden fazla boyutuyla ele alınmış ve incelenmiştir. Anlatılanlar, kimi zaman
gülümsetirken, kimi zaman hüzünlendiriyor insanı.
Romanın başkahramanı Kumru’nun yaşamış
olduğu değişim ve dönüşümler, romanın genel
dokusunu ortaya çıkarır. Romanda başkahraman,
yabancılaşma/ötekileşme gibi kavramlar etrafında
çağımız insanın sorunlarını trajik bir şekilde
görünür kılar.
Kumru yeni geldiği bu şehir hayatında kendine
yer edinmek ve mutlu olabilmek için geçmişine
dair tüm anılarını unutmuştur, fakat başlarda keyifle bağlandığı buzdolabı, televizyon, araba ve diğer tüm
eşyalar ona arzu ettiği mutluluğu verememiştir. Neşeli, zeki ve meraklı Kumru, mutsuz ve stresli bir
şehirli kadın olarak dönüşümünü tamamlamıştır, zira Kumru artık kendisine yabancılaşan bir hale
gelmiştir.
Keyifle okuduğumuz ve tüketim alışkanlıklarımızı sorguladığımız bu kitabı sizlere de öneriyoruz.
MAHALLENİN SAKİNİ DEĞİL SAHİBİYİZ!
ÇİĞDEMİN SESİ ŞUBAT – 2020 WW.CİGDEMİNSESİ.COM SAYFA 54
ÇİĞDEMİN SESİ ŞUBAT – 2020 WW.CİGDEMİNSESİ.COM SAYFA 55
ÇİĞDEMİN SESİ ŞUBAT – 2020 WW.CİGDEMİNSESİ.COM SAYFA 56