KURŞUN ASKER Uyarlayan ve Yazan: Fazilet ÖZEN ISBN: 978-605-9439-75-6 Resimleyen: Zlata KÖKSAL Görsel Tasarım: Turan KIZILDAĞ Baskı: NY Matbaacılık Bu kitabın her türlü yayın hakları Fikir ve Sanat Eserleri Yasası gereğince HAKİM YAYINCILIK ve BEF YAYINCILIK’a aittir. Adres: Aşağı Yahyalar Mh. İvedik Cd. No:227/A Yenimahalle/ANKARA e-mail: [email protected] Yayıncı: 0 505 773 68 92 • 0 505 853 61 65
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak bir köyde yaşayan bir oyuncak ustası varmış. Oyuncak ustası bir gün tam yirmi beş tane kurşun asker yapmış. Askerlerin hepsi çok yakışıklıymış. Üstlerinde lacivert ceketleri, omuzlarında kılıçları varmış. 2
Hepsi de birbirinden güzel görünüyormuş. Hepsi de birbirine bir su damlası kadar benziyormuş fakat son askere gelindiğinde ustanın yeterli kurşunu kalmamış. O yüzden son askerin bir bacağı yarım kalmış ama bu durum “Kurşun Asker“in umrunda bile değilmiş. Tek bacağı olmamasına rağmen bu o da diğerleri gibi dik ve gururlu dururmuş. 3
Oyuncak ustası yirmi beş kurşun askeri dikkatlice bir pakete koymuş. Kutuyu özenle süslemiş çünkü bunlar Jojo adında küçük bir çocuğun doğum günü hediyesiymiş. Küçük çocuk doğum günü paketini alınca heyecanla bağırmış. Sevinçten etekleri zil çalıyormuş. Heyecanla kutuyu açınca çok mutlu olmuş. 4
5
— Yaşasın! Kurşun askerler, teşekkürler anne. Jojo tüm askerlerini dikkatlice masaya dizmiş. O sırada tek bacağı olmayan askeri görmüş. Kurşun Askeri komutan yapmaya karar vermiş. Jojo’nun masasında bir sürü oyuncak varmış. Hepsi de güzel ve kaliteliymiş ama en güzeli kartondan bir saraymış. 6
Saray o kadar güzelmiş ki bahçesinde bir gölet, içinde de bembeyaz bir kuğu varmış. Kurşun Asker hayranlıkla sarayı izlerken birden orada duran bir kız görmüş. Bugüne kadar gördüğü en güzel kızmış bu… Onun da tıpkı kendisi gibi tek bacağı yokmuş. 7
Kızın elleri havada, tek bacağının üzerinde bir kuğu gibi dans ettiğini gören Kurşun Asker ona aşık olmuş. — Ne güzel bir kız, ne kadar da güzel dans ediyor, diye içinden geçirmiş. Kurşun Asker, balerin kızdan başka bir şey düşünmez olmuş. 8
9
— Onunla sonsuza kadar yaşamak istiyorum ama yirmi dört kardeşimle yaşadığım yer ona göre değil, diye düşünüp umutsuzluğa kapılmış. Diğer oyuncaklar Kurşun Asker’in bu haline çok üzülüyorlarmış. Kurşun Asker’i uyarmak istemişler. 10
— Kurşun Asker, o güzel kız aslında bir balerin. O diğer bacağını dans edebilmek için yukarı kaldırıyor. O yüzden sen onun diğer bacağını göremiyorsun, demişler. Kurşun Asker, duyduklarına üzülmüş ama balerin kıza duyduğu sevgi ağır basmış. Onunla tanışmak için gece yarısını beklemiş. 11
Gece yarısı olunca tüm oyuncaklar canlanırmış. Neşeyle oradan oraya koşup sabaha kadar dans ederlermiş. Yine böyle bir gece Kurşun Asker, balerin kızın bulunduğu saraya doğru yürümüş. Tam bu sırada oyuncaklardan biri olan Jack, onun yolunu kesmiş. 12
13 — O kız senin dengin değil. Senin tek bacağın var. Sen ona layık değilsin, diye onu küçümsemiş. Kurşun Asker, Jack’ın söylediklerine aldırış etmemiş. Balerin kızın olduğu saraya doğru emin adımlarla yürümüş. Balerin kızında onu sevdiğinden eminmiş. Jack tekrar Kurşun Asker’e seslenmiş: — Seninle hiçbir ortak yanı olmayan bu kıza bu kadar hayranlık duyma!
14 Kurşun Asker onun sözlerine yine aldırış etmemiş. Böyle konuştuğu için ona çok kızmış. Jack, Kurşun Asker’e öfke dolu bir sesle tekrar bağırmış. — Seni defalarca uyardım ama sen beni dinlemedin. Buna çok pişman olacaksın, diyerek oyuncak kutusuna geri dönmüş. Bu sözler Kurşun Asker’i biraz korkutmuş. Başını yukarı kaldırmış.
15 Karton sarayın balkonundan kendisine gülümseyen kızı görünce cesareti yerine gelmiş. Dik ve gururlu adımlarla saraya doğru yürümeye devam etmiş. Gölün yanına uzanarak sabaha kadar balerin kızın dansını izlemiş.
16
Ertesi gün odaya doluşan çocuklar neşeyle oyuncaklarıyla oynamaya başladılar. Ordan oraya koşuşturan çocuklardan biri hava almak için odanın penceresini açmış. Tam bu sırada kuvvetli bir fırtına çıkmış. Kurşun Asker, pencereye yakın bir masada tek ayağı üzerinde duruyormuş. 17
Fırtına gittikçe şiddetlenmiş ve Kurşun Asker’i pencereden aşağı atmış. Kurşun Asker’i hızla yere düşerken aklına Jack’ın sözleri gelmiş. Birdenbire çıkan bu fırtınanın onun işi olduğunu anlamış. Kurşun Asker tek bacağı yukarı, başı aşağı olacak şekilde toprağa saplanmış. Çaresizlik içinde beklemeye başlamış. Tüm hayatı gözlerinin önündeymiş adeta. Bu sırada çocuklardan biri Kurşun Asker’in yokluğunu fark etmiş ve onu aramaya başlamış. Odanın her tarafına bakmış ama onu bulamamış. Son çare olarak pencereden bakmış ve seslenmiş: — Kurşun Asker! Nerdesin? Çocuğun sesini duyan asker çok heyecanlanmış. 18
19 — Ben burdayım, aşağı bak! diye haykırmış ama onu duyan olmamış. Yağmur başlamış. Kurşun Asker tamamen ıslanmış. Artık asla bulunamayacağını, hayatını bu taşların arasında geçireceğini düşünürken bir ses duymuş:
20
21 — Şuna bak! Bir kurşun asker! İki çocuk askeri farketmişler. — Haydi onu bir kayığa bindirelim ve yolculuğa uğurlayalım, demişler.
22 Çocuklar, gazeteden bir gemi yaşmışlar. Kurşun Asker’i bu gemiye bindirip su hendeğinden salıvermişler. Gemi o kadar hızlı ilerliyormuş ki zavallı asker çok korkmuş. Dalgalarla savrulan kâğıttan gemi her an devrilecek gibiymiş.
23
Hendeğin daha büyük bir su kanalıyla birleştiği yerde gemi o kadar hızlı etrafında dönmeye başlamış ki askerin bile başı dönmüş. Dengesini korumak için epey çaba sarfetmiş. Tüfeğine sıkıca sarılmış. Tam o sırada kağıt gemi bu kadar suya dayanamayıp dağılmaya başlamış. Kurşun Asker suya batıp boğulacağını anlamış. O anda bir daha göremeyeceği güzel 24
balerin kızı düşünüyormuş. Tamamen suya batan askeri ihtiyar bir fare görmüş. İhtiyar fare seslenmiş: — Hey! Kurşun Asker, senin sonun böyle olmamalı. Sen cesur bir askersin! Korkmayı bırak ve sevdiğin için mücadele et! 25
İhtiyar fare sözlerini bitirir bitirmez kağıttan gemi iyice ıslanıp paramparça olmuş. Suyun içinde akıntıya kapılıp giderken yanından geçen iri bir balık onu yutuvermiş. Tam her şey bitti derken askerin gözlerine bir ışık vurmuş. Meğerse bu balığı yakalayan balıkçı, onu pazarda bir aşçı bayana satmış. 26
27
Balığı eve getiren aşcı kadın ise balığı temizlerken Kurşun Asker’i bulmuş. — Aman Tanrım! Bu bir kurşun asker! diye şaşkınlıkla haykırmış. Onu bir güzel temizlemiş ve tuttuğu gibi çocuk odasına götürmüş. Bizim asker bir de ne görsün, bu tam da penceresinden düştüğü çocuğun odasıymış! Kendine gelen asker hemen etrafına bakınmış ve gözleriyle güzel balerin kızı aramış. Onu yine aynı dans pozunda karton sarayın önünde görünce rahatlamış. 28
29
İleri doğru uzatmış olduğu minik ve zarif elleriyle askerin gözünde o kadar güzel görünmüş ki asker mutluluktan ağlamak üzereymiş. Güzel dansçı da asker ile gözgöze gelmiş. Uzun bir süre tek söz etmeden birbirlerine sevgi dolu gözlerle bakmışlar. 30
Onlar sevgiyle birbirlerine bakarken bir anda odaya çocuklar girmiş. Yine neşeyle etrafta koşuştururken çocuklardan biri Kurşun Askeri balerin kızın yanına koymuş. O sırada Jack kutusundan öfkeyle çıkmış. Onlara dönerek bağırmış: — Görüyorum ki yine akıllanmamışsın, diyerek etrafında hızla dönmeye başlamış. O döndükçe kuvvetli bir rüzgar oluşmuş. Rüzgarın etkisiyle her ikisi de şömineye doğru uçmuş. 31
El ele bir şekilde sevginin sıcaklığı ile erimişler. Ateş söndüğünde şömineyi temizleyen hizmetçi kadın küllerin içinde, ufacık kurşun bir kalp bulmuş. Hizmetçi kadın, bulduğu kalbi bir kolyenin ucuna takmış. Bu kolye nesilden nesile ölümsüz aşkı temsil etmiş. “Gerçek sevginin her engeli aştığına inananlar“ Kurşun Asker’in hikayesini dilden dile anlatmışlar. Böylece Kurşun Asker ile balerin kızın sevgisi sonsuza kadar yaşamış. 32