İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ………………………………………………………………………………………………………………..4
ATATÜRK KÖŞESİ…………………………………………………………………………………………..5-11
ÖNCESİ-SONRASI OKULUMUZ……………………………………………………………….. 12-13
SINIFLARIMIZ……………………………………………………………………………………………….. 14-18
MİLAS…………………………………………………………………………………………………………………..19
SÖYLEŞİ KÖŞESİ………………………………………………………………………………………………20-29
İLGİNÇ BİLGİLER………………………………………………………………………………………………30-31
GENEL KÜLTÜR TESTİ…………………………………………………………………………………… 32-33
EDEBİYAT KÖŞESİ……………………………………………………………………………………………34-42
OYUN KÖŞESİ……………………………………………………………………………………………………43-44
YETENEKLİ ELLER………………………………………………………………………………………………45-46
BEYİN EGZERSİZİ…………………………………………………………………………………………..47
BİR FİLMDE NE OLURDUN TESTİ…………………………………………………………….48-49
BİTKİLER ÂLEMİ……………………………………………………………………………………………….50
HAYVANLAR ÂLEMİ………………………………………………………………………………………..51
SEN HANGİ ÖZELLİĞİNLE TANINIRSIN TESTİ…………………………………52
YAZIMI KARIŞTIRILAN SÖZCÜKLER……………………………………………………….53
İCATLAR TARİHİ……………………………………………………………………………………………. 54
FARKLI DİLLERDE MERHABA…………………………………………………………………………55
OKULUMUZUN TARİHÇESİ
Okulumuz hayırsever Dr. Mete Ersoy'un katkılarıyla 2012 yılında yapılmış ve
eğitim öğretime açılmıştır. Merhum Dr. Mete Ersoy'u rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhu
şâd olsun...
OKULUMUZUN VİZYONU:
Geleceği düşünüp şimdiden onu planlayan, teknolojik gelişmeleri takip edip sürekli
kendini yenileyen, dünya meselelerine duyarlı, çevresine ve geleceğe saygılı, geçmişine,
milli ve manevi değerlerine bağlı, farklılıklara hoşgörülü, kalbi sevgi dolu, çalışmayı tutku
haline getirmiş hayata karşı heyecan dolu gençler yetiştiren bir kurum olarak Milas
resmi eğitim kurumlarında farklılık yaratmak.
OKULUMUZUN MİSYONU:
Vatan ve millet sevgisini kendisine amaç edinmiş, milli, ahlaki, insani, manevi ve
kültürel değerleri benimsemiş, yeteneklerini bilen, sorumluluklarının farkında, geleceğe
ümitle bakan insanlar yetiştirmek.
OKUL DERGİ EKİBİ
ÖĞRENCİLER ÖĞRETMENLER
NEFİSE TURGUT BARIŞ ÖZTÜRK (Müdür Yardımcısı)
BUSE NUR TAŞ MUSTAFA ERTÜRK (Bilişim Teknolojileri)
DİDEM BOSTANCI İLKNUR KORKMAZ (Türkçe)
ELİF YILDIZ
EMİR MELİK ÇELİK 2
FATMA İPEK İNCEOĞLU
İLKE SELAHATTİN YIKILMAZ
YAĞMUR ÇOBAN
MÜNEVVER ADA KUŞÇU
MELAHAT NUR DERİM
ÖNDER KIRBAŞI
RUMEYSA GÜL ÖZKAN
SÜMEYRA ÇELEBİ
ANILAR
İngiliz Kralı’na Verilen Ziyafet
İngiliz lordu Atatürk’ün daveti üzerine
İstanbul’a gelir. İngiliz lordu şerefine verilen yemekte servis yapan Türk, elindeki
tepsiyi devirir. Herkes büyük bir şaşkınlık içinde kalmıştır ve Atatürk’ün ne tepki
vereceği beklenirken, Atatürk İngiliz lorduna dönerek:
“Halkım her şeyi beceriyor da bir tek uşaklığı beceremiyor.” cevabını vermiştir.
Son Veda
Okuldan kaçıp kayık kiralayan Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri denizden saraya
olabildiğince yaklaşıp bağırmaya başladılar : ‘Babamız, lütfen pencereye gel ve
yüzünü tüm dünyaya göster ki ölmediğini görsünler! ‘ve doktorların itirazlarına
rağmen yatağından kalkarak pencereye geldi, öğrencilere son kez el salladı. Ve bu,
onun ulusuna da son vedası oldu.
Yapacaklarım
Bir soruşturma dolayısıyla, Atatürk’ün başardığı işlerden Vasıf Çınar söz açmıştı.
Kendisine sordu:
-Sizin en büyük eseriniz hangisidir?
Atatürk’ün cevabı şu olmuştu:
- Benim yaptığım işler, biri ötekine bağlı gerekli olan işlerdir. Fakat bana
yaptıklarımdan değil.
Yapacaklarımdan söz edin.
5
ATATÜRK HAKKINDA NE SÖYLENDİ?
Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin
tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren
liderliğini modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını
ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek
cesaretini hatırlatmaktadır... Çöküntü halinde
bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye’nin
doğması, yeni Türkiye’nin özgürlük ve bağımsızlığını
şerefli bir şekilde ilan ve o zamandan beri koruması, Atatürk’ün Türk halkının işidir.
Şüphesiz ki, Türkiye’de giriştiği derin ve geniş inkılaplar kadar bir kitlenin
kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.
- John F. KENNEDY -
-ABD Başkanı, 10 Kasım 1963
O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın
azametini kavrayabilmek için, Ona çok uzaklardan bakmak gerekir.
- Claude FARRER / Fransız Yazarı-
Atatürk, Türk Milleti’nin ruhunda Türk Bayrağı gibi dalgalanan bir baştı.
- Daily Telegraph – İngiltere-
O, kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktatör değil,
gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir
kahramandı.
-Prof. Walter L. WRIHT Jr. -
Almanya, Atatürk’ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri,
özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik
görmektedir
- Berlin, Alman Ajansı -
6
ATATÜRK’ÜN AĞZINDAN TÜRK KÖYLÜSÜ
Bir gün Akşehir civarında bir köye gittim. Çok yağmur yağıyordu ve soğuk
vardı. Kendimi belli etmeyerek, bir evin önünde duran kadına: Beni çatın altına kabul
eder misin dedim? Hiç tereddüt etmeyerek “Buyurun” dedi ve beni bir odaya aldı.
Odada ateş olmadığı ve yeni bir ateşin yakılması uzun zamana bağlı olduğu için:
“İsterseniz bizim odaya gidelim. Orada hazır ateş var “ dedi. Gittik. Müteakiben
komşulardan birkaç kadın ve birkaç kadın ve birkaç erkek geldi. Beraberce
konuşmaya başladık. Konuşurken bana en mühim sualleri soranlar kadınlar oldu.
Askerin vaziyetini, düşman halini, en mühim düşmanın hangisi olduğunu sordular ve
bunları sorarken bana bir telaş lüzum görmediler.
İnsanca konuştular. Fakat biraz sonra, benim kim olduğumu anlayınca telaş
gösterdiler ve söylediklerini, sordukları şeylerden kendilerine bir zarar geleceğini
zannederek korktular! Çünkü şimdiye kadar resmi bir adamla açıkça konuşmayı
büyük bir kabahat telakki etmişlerdi...
ATATÜRK’ÜN SÖZLERİ
”Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfa öğretmenlerden sonra gelir.”
M.KEMAL ATATÜRK
“Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim”
M.KEMAL ATATÜRK
“Fikirler anlamsız, mantıksız, boş sözlerle dolu olursa; o fikirleri hastalıklıdır.”
M. KEMAL ATATÜRK
“Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendine kuvvet
bulacaktır.”
M.KEMAL ATATÜRK
“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere
yükselmeye layıksın.”
M.KEMAL ATATÜRK
7
TÜRKÇE ÖĞRETMENİMİZ İLKNUR KORKMAZ'IN 10 KASIM'DA YAPTIĞI
KONUŞMAYI SİZLERLE PAYLAŞIYORUZ.
Değerli Meslektaşlarım, Sevgili Öğrenciler;
Bu sabah burada Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün aramızdan ayrılışının 77. yılında onu
anmak için toplanmış bulunmaktayız.
Zafer, zafer benimdir diyebilenin; başarı, başaracağım diye başlayanın ve başardım diyebilenindir.
7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı.
8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı…
10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki hocasından dayak yedi. Ailesi onu
okuldan aldı.
17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.
24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.
25 yaşında sürgüne gönderildi.
27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı kendisinin de üyesi bulunduğu derneğin çalışmalarıyla
kahraman ilan edilirken kendisi hiç önemsenmiyordu.
30 yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşmanların
eline geçti.
30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde
fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.
37 yaşında böbrek hastalığından Viyana’da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.
37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı.
38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden alındı.
38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç
aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı.
38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.
39 yaşında idam cezasına çarptırıldı. Sonra ne mi oldu?
42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu. Bu öykü efsanevi lider Mustafa Kemal
ATATÜRK’e aittir.
Başarınızın önündeki engel ne? Paranız mı yok? ATATÜRK’ün de yoktu. Sağlığınız mı bozuk?
ATATÜRK’ün de bozuktu. Çevrenizde sizi çekemeyenler mi var? ATATÜRK’ün de vardı. Bazı
yakınlarınız sizi arkadan mı vurdu? ATATÜRK’ün de başına geldi. Aileniz çok zengin değil miydi?
ATATÜRK’ünki de değildi. Vs. vs. vs. ÇARESİZLİKTEN YAKINMAYIN… ÇARE SİZSİNİZ…
Yıllardır onun için birçok şey söylendi. Nice şairler, yazarlar söylenmemiş en güzel sözcüklerle
süslediler dizelerini; satırlarını. Ona olan minnetimi, bağlılığımı, sevgimi sözcüklerle tarif etmem çok
mümkün olmasa da ben de yazdığım şu dizelerle seslenmek istiyorum vatanımı aydınlatan o yüce
insana…
8
Damarımda atan kanın her bir hücresinde yazılı adın
O kadar büyüksün ki gözümde canlandıramam
Kirpiğimin ucu karanlıktır
Karanlık varsa sana yakıştıramam
Aydınlıksın sen hem de en yücesinden
Dipsiz, karanlık bir kuyuda
Küçücük bir mum olsam da
Pencerenden sızan ışığı yansıtacağım o küçücük mumla
Çocukken dedem bahsederdi
“ATATÜRK” derdi, söylerken sesi kalınlaşır,
Omuzları dikleşir, sözcüklerini özenle seçerdi.
Çok sonra anladım; sesi kalınlaştırırmış “ATATÜRK” adının güven vermesi
Omuzları dikleştirirmiş “Onun Eseri Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti” demesi
Sınıfa her girdiğimde, tahtanın üstünde iki çift mavi göze
Uzun uzun bakıp söz veriyorum kendi kendime
Sahip çıkacağım milliyetçiliğime, laikliğime, cumhuriyetçiliğime
Sahip çıkacağım uğrunda canını vermeyi göze aldığın tüm ilkelerine…
Beni dinlediğiniz için hepinize çok teşekkür ederim.
İLKNUR KORKMAZ
9
ÖZLEMİN CAN YAKTI ATAM
ÖZLEMİN CAN YAKTI ATAM, ÇOK CAN YAKTI.
SENİN ÖZLEMİN HAYALLERİMİ YARIDA BIRAKTI.
BİR GÜN GELSEN TEKRAR, ATAM OLSAN YİNE
EY TÜRK GENÇLİĞİ DİYE HAYKIRSAN, DAĞLAR YERİNDEN OYNASA!
TEKRAR GELSEN YANIMIZA, BAŞUCUMUZA ATAM!
GEL ARTIK BİTSİN BU ACI KALMASIN TASAM.
SENİN O GÜR SESİN, MAVİ GÖZLERİN, SARI SAÇLARIN,
COŞKULU BAKIŞLARINA DALIP KALSAM.
SEN KURTARDIN BU GÜL KOKAN YURDUMU.
ŞİMDİ TOPRAK AĞLIYOR ATAM GİTTİ DİYE.
BAHAR SOLUK AÇIYOR, İNSANLAR KAN AĞLIYOR.
AĞLATMA BİZİ ATAM GERİ DÖN, GERİ DÖN!
TOPRAK ŞAİR OLUYOR, RÜZGÂR KALEM,
İNSANLAR KÂĞIT, GÜNEŞ İLHAM.
ATAM DİYE HAYKIRIYOR DÜNYA.
HADİ GEL TEKRAR ÜZME BU CENNET VATANI!
O ZAMANLAR SAVAŞ VARDI, HALK KORKUYORDU,
ASKER SİPER OLUYOR, GÖNLÜ İMAN KOKUYORDU.
AĞIZLARDA TEKBİR, SİLAHLARDA SÜNGÜ DOLUYORDU.
ÖZLEMİN CAN YAKTI ATAM, ÇOK CAN YAKTI!
KORKMA SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA,
ŞANLI ŞANLI YÜZEN AL SANCAK DA.
UNUTMA DÜNYA UNUTMA BU TARİHİ,
TÜRK YAZAR ANCAK BU GÜZEL MAZİYİ!
10
ATAM DİYE HAYKIRIYOR TÜRKİYE!
NASIL DA ÖZLEM DOLU BAKSANA GÜZELİM MİLLETE.
GÖK GÜRÜLDÜYOR, DEPREMLER OLUYOR RUHUMUZDA ATAM DİYE,
ÖZLEMİN CAN YAKTI, ÇOK CAN YAKTI ATAM!
BİZ TÜRK MİLLETİYİZ DİK DURACAĞIZ, YIKILMAYACAĞIZ, ELİMİZDEN
NE GELİYORSA YAPACAĞIZ.
EĞER GEREKİRSE İMAN DOLU GÖĞSÜMÜZLE SİPER OLACAĞIZ
AMA BU VATANA HİÇBİR DÜŞMANI SOKMAYACAĞIZ!
HANGİ MİLLET, HANGİ İNSAN, BİR TANKIN ALTINA YATACAK KADAR
CESUR Kİ?
ATAMDAN YADİGÂR BU CENNET VATANI KORU Kİ VEFA OLSUN.
HER YER TEKBİR İLE ATAM DİYEN SÖZLERLE DOLSUN.
ÖZLEMİN CAN YAKTI, ATAM ÇOK CAN YAKTI!
VATANA, MİLLETE, GURURA VE ELİ TOPRAK KOKAN İNSANIMA
KURBAN OLURUM!
ATAM GEL ARTIK, GEL YİNE YANIMIZA,
SEN GEL Kİ ŞİFA OLSUN YARAMIZA!
TÜRK MİLLETİ ÇOK ÖZLEDİ SENİ.
MERAK ETME BU VATAN HÜRDÜR, HÜR KALACAK HEPSİ ALIN TERİ.
ATAMDAN YADİGÂR BU CENNET VATAN ŞİFA OLSUN,
HER İNSAN ATAM DESİN, ATAM SEN BİZİMLESİN.
ÖZLEMİN CAN YAKTI ATAM, ÇOK CAN YAKTI,
BU VATAN ŞAHİT OLSUN, TAŞLAR, SULAR ŞAHİT OLSUN!
SENİN ÖZLEMİNLE YANAN HER İNSAN NUR DOLSUN,
ÖZLEMİN CAN YAKTI ATAM, ÇOK CAN YAKTI!
Emirhan TATAR(7/C)
11
OKULUMUZUN
DEĞİŞİMİ
Bahçe Duvarları
Bina Giriş Kapısı
Öğretmenler Odası
Spor Salonu
OKULUMUZUN
ÖNCESİ-SONRASI
Klimalar
Müdür Yard. Odası
Rehberlik Odası
Sınıflar
Gülizar
KARAOĞLAN
Zekavet
TARHAN
19
Fatma
DENİZ
Murat
YEDİLİOĞLU
Habibe
KORKMAZ
20
Elçin ÇELİK
AYAZ
S. Mehtap
ÖZKELEBEK
OĞLU
İlknur
KORKMAZ
21
Serpil
İNCE
Gizem
DERELİOĞLU
Bakiye
KAVUKOĞLU
22
Adnan
KARAAĞAÇ
Serap
UYGUN
Fatma
BAŞOĞLU
23
NE VAR NE YOK? MİLAS
Neler yok ki! NEREDE?
Tatil merkezi olan Bodrum’un
Bafa Gölü, Ören Sahili,İncirliin komşusu Milas, Muğla’nın bir
ilçesidir.
Mağarası,Gümüşkesen Anıtı,Beçin
TARİHİ
Kalesi, Milas Müzesi,İasos Antik En az 5.000 yıllık bir tarihi
vardır. İlk çağlarda Karia
Kenti, Baltalı Kapı… Uygarlığına ve daha sonra
Menteşeoğulları Beyliği’ne
NESİ MEŞHUR? başkentlik yapmıştır.
Zeytinyağı,zeytin,Milas otu, Milâs
halısı,Çomakdağ yöresel kıyafetleri, HANGİ İNSANLARI TANINMIŞ?
Bazlama, Otlu börek, Tepsi böreği, Nahit Ulvi AKGÜN (Şair)
Deniz börülcesi Turan EROL(Ressam)
Turhan SELÇUK (Karikatürist)
YAPILABİLECEK AKTİVİTELER Nazmi YÜKSELEN (Ses Sanatçısı)
Ege'nin masmavi sularında yelken Dursun SALKIM (Ses Sanatçısı)
yapmak istiyorsanız doğru Makbule KAYA (THM Sanatçısı)
adrestesiniz. Tekne turu,
görmediğiniz koyları, plajları NE YESEK?
ziyaret etmek istiyorsanız en iyi .Tarhana çorbası
seçeneklerdendir. .Çökertme kebabı
.Keşkek
GEZİLECEK / TARİHİ YERLER .Gözleme
Hekatomnos Anıt Mezarı ve Kutsal .Çıntar kavurması
Alanı,Uyku Vadisi, Labranda, .Kabak çiçeği dolması
İncirliinMağarası,Baltalı Kapı,
Gümüşkesen Mezar Anıtı 30
Su Kemerleri
Camiler
MİLAS KAYMAKAMI SAYIN EREN ARSLAN İLE SÖYLEŞİ
Sayın Kaymakamım Dr. Mete Ersoy Ortaokulu olarak bu yıl bir okul dergisi çıkaracağız.
Dergimize röportajlar bölümüne sizinle başlamak istedik öncelikle bizi kabul ettiğiniz için
teşekkür ederiz. Bizler sizi ve mesleğinizi daha iyi tanımak istiyoruz bizlere kendinizi tanıtır
mısınız?
-Ben Teşekkür ediyorum öncelikle
size; hem de tebrik ediyorum böyle
güzel bir çalışma yaptığınız için
özgeçmiş anlamında kendimi kısaca
tanıtacak olursam Artvin
doğumluyum.
-İlkokulu Artvin’de, ortaokulu
Kütahya’da Simav’da, liseyi
İstanbul’da, üniversiteyi Ankara’da
okudum ve üniversiteden sonra
askerlik görevimi yaptım. Askerlik
görevimin ardından İçişleri
Bakanlığı'nın hem yazılı hem sözlü
sınavının aşamalarını geçtikten sonra
şu an bulunduğum kaymakamlık mesleğinin başına adım atmış oldum. Süreç içerisinde de ülkemizin dört bir
tarafında görev yaptım.
-Bilecik’in Azar yeri ilçesi, Erzurum’un Olur ilçesi, Kilis’te Vali yardımcılığı, Karabük Eskipazar, Trabzon Of ve
bugünde yaklaşık 1 yıldır Milas’ımızda görev yapıyorum. En özet şekliyle böyle anlatabilirim.
Bizim gibi ortaokul sıralarındayken hangi mesleği hayal ediyordunuz?
-Ben ortaokul hatta ilkokul sıralarından beri kaymakam olmak istiyordum. Allah da yardım etti, nasip etti,
bugün buradayım.
Bu mesleği seçme nedeniniz neydi?
-Aslında bu mesleği yapan birini görerek, onu kendime bir model, rol model olarak görerek bu işi seçmedim.
Bilemiyorum aslında etrafımda ailemden de bir kimsenin bana telkini yoktu. Muhtemelen -şimdi düşününce- o
dönemde görülen işte -halen vardır herhalde- hayat bilgisi dersi veya sosyal bilgiler dersinin içeriği anlatılırken
vali, kaymakam yaptığı görev vs. şeklinde bir konunun geçip onun beni etkilediğini düşünüyorum. Yoksa ben
kendim kaymakam olana kadar hayatımda bir kaymakamı görmedim. Yani benim için iyi ya da kötü bir model,
rol hiç karşılaşmadım. Tahminim o ki işte bir ilçenin en üst yöneticisi olması, vali olunca bir ilin en üst yöneticisi
olması gibi görev tanımları beni cezp etmiştir, diye düşünüyorum. Çocukluğumdan beri istediğime göre
etrafımda da böyle bir şey olmadığına göre tek mantıklı açıklaması gördüğümüz derslerde etkilenmem olduğunu
düşünüyorum. Çok da memnunum çok da mutluyum, Allaha şükürler olsun ki hem hayalime kavuşmuş olmak, hem
de bu görevi yapıyor olmaktan dolayı mutluyum.
Kaymakam olmak için üniversitelerde hangi bölümlerde eğitim almak gerekir?
-Daha ziyade şimdi ilk zamanlar bu mesleğin tarihçesi çok eski. Osmanlı’da mekteb-i mülkiye diye tabir edilen
Abdülhamid Han’ın kurmuş olduğu siyasal bilgiler fakültesi. Cumhuriyetten sonra Ankara Üniversitesi
bünyesinde ama zaman içerisinde hukuk fakülteleri, iktisadi idari bilimler fakültesinin; siyaset bilimi ve kamu
yönetimi, işletme, iktisat, çalışma ekonomisi bölümlerinden mezun olanlarda bu mesleğe girebiliyorlar.
31
Siz hangi eğitimlerden geçtiniz?
-Ben Hacettepe Üniversitesi siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünden mezun oldum. Daha sonra yani
mesleğimin temelini o bölüm oluşturur. Ama sonrasında da ben okumakta kendimi geliştirmek adına veya
eğitimden uzak kalmamak adına yine üniversite eğitimine devam ettim. Anadolu Üniversitesi Uluslararası
İlişkiler bölümünü bitirdim. Yine Anadolu Üniversitesi Adalet bölümünü bitirdim. Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesinde işletme dalında yüksek lisans yaptım. Hala daha devam ediyorum. Eğitimden akademik hayattan
kopmamak lazım ben de onu yapmaya gayret gösteriyorum.
Peki, ilgi alanlarınız nelerdir?
-Ben yeni bir şeyler öğrenmeyi araştırmayı çok severim. Sporda özellikle futbol -belki Türkiye’nin
çoğunluğunda veya erkeklerin
çoğunluğunun ilgi alanı- iyi bir futbol
izleyicisiyim. Kendim de oynarım.
Kitap okumak tabi aslında bu pek şey
değil herkesin doğal olarak yapması
gereken bir şey ama ilgi alanı
derseniz okumayı çok severim tarihi
ve güncel politik gelişmeleri takip
eden kitapları okumayı çok severim.
Ailemle birlikte olmayı, seyahat
etmeyi çok severim zaten kalan
zamanda ancak bunları
yapabiliyorum.
Öğrenciyken en sevdiğiniz ders neydi?
-Öğrenciyken en sevdiğim ders tarihti.
Hiç unutmadığınız bir öğretmeniniz oldu mu?
-Aslında çok oldu. Ama ilkokul öğretmenimi hala daha görevde, görevini yapıyor. İlkokul öğretmenimi
unutmadım. İsmi Osman Avcı Artvin’de 7 Mart İlkokulunda öğretmenlik yapmaya devam ediyor. Tarih
öğretmenimiz vardı. İsmi Nuran Bozkurt. Kendisini lisede tanıdım. Çok etkileyici bir öğretmendi. Öğretmenin
çok etkileyici olması lazım diye düşünüyorum. Herkes öğretmenlik yapabilir ama etkileyici öğretmen işte
gerçek öğretmen odur. Ben öyle değerlendiriyorum. Bu iki öğretmenim benim için hiç unutamadığım
öğretmenlerimdi. Unutamadığım öğretmen olarak bu iki öğretmenimi söyleyebilirim.
Sizin gibi kaymakam olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
-Öncelikle kendilerini tanımaları çok önemli yani karakterlerine, yapılarına, hayallerine ve isteklerine uygun bir
görev olup olmadığını iyi analiz etmeleri lazım. Benim bahsettiğim kendi çocukluğum döneminde biz bu kadar
bilgi sahibi değildik. Sizler her şeyi internet aracılığıyla çok iyi öğrenme imkânına sahipsiniz. O yüzden öncelik
kendisini tanıyacak kendi yapısına karakterine en uygun hangisi olduğunu düşünüyorsa o mesleği seçecek. Bunu
yaptıktan sonra kaymakamlık özeline gelirsek yani hayatta hiçbir zaman kolay ve gökten hazır bir meyve gibi
ağzımıza düşen bir gelecek yok. Her şeyden önce o gelecek için çok çalışmamız lazım. Sorumluluklarımızı
harfiyen yerine getirmemiz lazım, ne istediğimizi çok iyi bilmemiz lazım onu istedikten ve hedefi belirledikten
sonra disiplinli olmak size yeterlidir. Gerisi artık takdir tabii ki.
32
Sizce iyi bir öğrenci nasıl olmalıdır?
-Bence iyi bir öğrenci her şeyden önce özgüveni yüksek bir öğrenci olmalıdır. Neyi, nerede, ne kadar ve ne
zaman yapacağını çok iyi bilmelidir. Bunları yapan birisi sadece öğrenci olarak değil, bir birey olarak hayatta
her zaman başarılı olur. Bakın dikkat ettiyseniz eğer çok ders çalışmalıdır ya da şöyle yapmalıdır demiyorum.
Ders çalışmak zaten bir öğrencinin tanımlanmaya gerek bile olmayan asli vazifesidir. Sizin sorumluluğunuzu
sizin yerinize bir başkası yapamaz. O yüzden buna ilave olarak sizi başarıya götürecek olan şey özgüveninizin
olması ve kendinizi kontrol edebilmek bunu da edindiğiniz bilgilerle ancak sağlayabilirsiniz.
Meslek hayatınızda zorluklar yaşadınız mı?
-Elbette ki yani benim mesleğimin kendi zorluğundan kaynaklı birçok zorluk yaşadık ama bunlar çok abartılacak
çok büyütülecek şeyler değil. Hayatın her safhasında herkes kendi işini yaparken belli zorluklarla karşılaşır
yüzden önemli olan sizin o zorluklarla karşılaşmanız değil, sizin o zorluklarla ne kadar baş edebiliyorsunuz? Bu
zorlukları çözme noktasında ne kadar bilgi sahibisiniz? Ne kadar hazırlıksınız? Yani bütün mesele o. Sizin
önünüze konulmuş bir soruyu bir problemi çözerken geçmişteki öğrendiğiniz bilgileri kullanıyorsunuz değil mi?
Bütün o konudaki bildiğiniz şeyleri kullanarak o soruyu çözüyorsunuz. Bizde de öyle büyüklerin mesleklerinde
de öyle önemli olan karşılaştıkları sorunu çözebilme kapasiteniz, paniklemeyeceksiniz o problemi de daha büyük
hale getirecek yeni problemleri siz aldığınız kararlarla yanlış yöne sevk etmeyeceksiniz. Doğru karar verip,
sakin bir şekilde o problemle baş etmek önemli olan odur.
Mesleğinizin olumlu ve olumsuz
yönleri nelerdir?
-Yani olumlu yönleri bir kere halkın
içindesiniz halkın her türlü derdiyle bir
şekilde karşılaşıp hem çözüm üretmek
anlamında hem de o çözümlerin bir parçası
olmak anlamında size inanılmaz bir ufuk
açıyor mesleğimiz. Bir diğeri ülkenin dört
bir tarafında görev yapıyorsunuz ve ülkeyi
çok iyi tanımış oluyorsunuz yani az önce
anlatırken de saydım çok çok farklı farklı bölgelerde, yörelerde illerde görev yaptım. Her yerin insanı çok
farklı, doğası çok farklı, oradaki yaşam koşulları yaşamın şekli çok farklı. Bu farklılığı tanımak size bir güç
veriyor, müthiş bir dünya görüşü kazandırıyor. Bu da benim için artı diye düşünüyorum. Yine işimizin
yelpazesinin çok geniş olması eğitimden, sağlıktan, tarımdan aklınıza gelebilecek hayatımızın her alanında karar
verici ve o konuda çalışmak zorunda olan bir görev yaptığınız zaman herkesle toplumun her kesimiyle her
şeyiyle karşılaşmış oluyorsunuz. Bu da kişiye manevi yönden ayrı bir mutluluk sağlıyor. Öyle diyebilirim.
Olumsuzlukları nelerdir derseniz çok olumsuzluk ifade edecek bir şey görmüyorum ama bazen sık sık yer
değiştiriyor olmak -olumlu taraflarını az önce saydım- olumlu tarafları kadar da size kişisel anlamda olumsuzluk
olarak yansıyabilir. Örneğin aşağı yukarı sizin yaşlarınızda benim bir kızım var kaç okul değiştirdi?
Bir,iki,üç…Onlar için yani ailem için biraz daha fazla olumsuzluk yansıyor. Onu söyleyebilirim. Bendeki
olumsuzluk yansıması bir tek o.
Milas’ın eğitim düzeyini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Çok daha iyi olduğunu söylemek isterdim ama Milas’ın bütününe, geneline baktığımız zaman arzu ettiğimiz
düzeyde olmadığını söylemek istiyorum. Çok daha iyi olabiliriz ama bunu değerlendirmeyi yaparken de bütün
faktörleri masaya koymak lazım şartları değerlendirmek lazım manzarayı tam olarak görmek lazım. Milas’ın
kendine has artıları olduğu gibi kendine has bu coğrafi ve sosyokültürel yapının getirdiği sorunlar var. Bu ister
istemez doğal olarak eğitime de yansıyor. Bizim görevimiz de bu sorunları en aza indirmek bertaraf etmek
sadece ben değil bu eğitim camiasında çalışan öğretmenlerimizden, okul idarecilerinden, okulunuzda görevli
olan o okulu pırıl pırıl temizleyen görevli kardeşimize kadar bir bütün halinde biz bunu çözmekle mükellefiz.
İyi yönde güzel çalışmalar, güzel başarılar, güzel sonuçlar alıyoruz daha da iyi olmasını arzu ediyorum. Biz
33
ikinciyiz demek beni hiçbir zaman tatmin etmez. Biz her zaman birinci olmak zorundayız. Ama şu anda o
seviyede değiliz onu bilin yani.
İlçemizde geliştirmek istediğiniz projeleriniz var mı?
-Zaten birçoğunu yapıyoruz ama az önce de söyledim; eğitimden, sağlıktan, tarımdan, turizmden, sanayiye
kadar insanımızın ihtiyaç duyduğu her alanda bu alanları daha iyi yapmak adına bazen ufak dokunuşlar bazen
çok büyük projeleri biz takip ediyorum. Uyguladıklarımız var uygulamaya koyacaklarımız var elbette yani şimdi
devam eden bir organize sanayi bölgesi çalışmamız var. Yaklaşık bir altı, yedi aylık altyapı işi kaldı. Bitince orda
elliden fazla fabrika oluşacak elliden fazla fabrika demek, aşağı yukarı 2000-3000 insanın iş bulması demek,
bu zincirleme o iş bulan insanların evine ekmek götürmesi mutlu olması demek. Yani bunun gibi bu etkiyi
çoğaltmak mümkün. Belki orda çalışacak mevcut nüfustan işçi yetmeyecek başka yörelerden insanlar buraya
göç edecek, o göç eden insanların çocuklarının okul ihtiyacını düşündüğünüz zaman hayat çok hızlı akıyor
ihtiyaçlarla birlikte
projeler de güncellenmek
zorunda. Bir hastanemizin
yapımı devam ediyor, aynı
zamanda yeni bir diş
hastanesi onun da kararı
çıktı. O var. Doğalgaz
özellikle ilçemizin çok
önemli ihtiyacı ve bunun
ilçemize kazandırılması için
yoğun bir çalışmamız var
çok kolay değil ve bir karar
aldık yarın da her şey oldu
gibi bir iş değil bu uzun
soluklu bir iş ama önemli adımlar attık önemli mesafeler aldık o da inşallah olacak. Yeni okullar yapılıyor. Haziran
ayında bitip hizmete girecek olan eğitim yerleşkesinde iki okulumuz var. O okullarla birlikte yine buradaki
mevcut okulların değerlendirilmesi ile kalabalık sınıfları olan okullarımız var onlar da rahatlamalar olacak. İlk
etapta aklıma gelenler bunlar.
Başarılı olabilmek için biz gençlere verebileceğiniz en önemli tavsiye nedir?
-Başarılı olmak göreceli bir kavram. Kimi ne göre çok başarılı olunan bir iş başkası için hiçbir şey ifade etmiyor.
O yüzden siz öncelikle benim bakış açıma göre hayattaki en büyük başarı kendini bilen, kendini yetiştirmiş,
nitelikli bir insan olabilmek. Bunu yaptıktan sonra genelde başarıyı belli mesleklerle belli akademik ölçeklerle
insanlar ifade ediyor. Bence o doğru değil. Ne iş yaparsanız yapın öncelikle iyi bir insan, iyi bir birey, iyi bir
vatansever olmanız lazım. Bu ülkeye sorumluluk hissetmeniz lazım, gerisi başarıdır zaten. Siz hepiniz doktor
olsanız, hepiniz mühendis olsanız sizi başarılı sayabilir miyiz? Yani bireysel bazda evet… Ama toplumun ihtiyacı
anlamında bakarsanız öyle değil. Sokakta şoförün de çok başarılı olması lazım, doktorun da çok başarılı olması
lazım, öğretmenin de başarılı olması lazım. Ben size başarılı olun diyorum ama şu mesleğin sahibi olursanız
başarılı olursunuz değil benim anlattığım iyi bir insan olursanız, görevinizi, işlerinizi, sorumluluklarınızı
zamanında yerine getirirseniz başarılı olursunuz. En net bu şekilde anlatabilirim ve ifade edebilirim.
Sayın Kaymakamım bizim sizi ve mesleğinizi tanımak için hazırladığımız sorular bunlardı.
Sorularımızı cevaplayıp bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.
-Ben de çok teşekkür ederim.
34
Sayın Milli Eğitim Müdürüm,
Doktor Mete Ersoy Ortaokulu olarak bu yıl bir okul dergisi çıkaracağız. Dergimizde sizinle de
söyleşi yapmak istedik. Öncelikle bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.
Bizler sizi ve mesleğinizi daha iyi tanımak istiyoruz.
-Bizlere kendinizi tanıtır mısınız?
-Öncelikle böyle bir dergi olayına başladığınız için başta okul müdürünüz olmak üzere öğretmeninize ve sizlere
teşekkür ediyorum. Sosyal faaliyetlere, kurumunuzu tanıtım ve kurumsallaşma açısından önem veriyoruz.
İnşallah ileriki sayılarda daha iyi seviyelere çıkarak, edebi metinler yazarak insanlara daha güzel dergiler
hazırlarsınız diye umuyorum. İsmim İsa BAL. Osmaniye Düziçi’ndenim. 21 yıllık öğretmenim. Özel zevklerimden
bahsetmem gerekirse futbol olmak üzere spor yapmanın her türlüsünü severim. Gezmeyi seviyorum diyemem
çünkü yani vaktimiz yok okulları gezerek bize yetiyor. Başka da bir türlü şeyimiz yok zaten vakit buldukça bir
de dinlenebilirsek o yetiyor zaten.
-Bizim gibi ortaokul sıralarındayken hangi mesleği hayal ediyordunuz?
- Pilot olmak istiyordum gençler. Öğretmen Lisesi'ne gittim. Öğretmen lisesine gidince hiç öyle bir şansımız
olmadı, unuttuk mu bilmiyorum pilotlukla ilgili. Sonra gittik öğretmen olacağız dedik ve bütün tercihlerim
öğretmenlikti benim. Öğretmen olduk başladık işe.
-Bu mesleği seçme nedeniniz neydi?
-Öğretmenlik güzel ve özverili bir meslek. Vatana hayırlı evlatlar yetiştirmek için ilahizmi olan insanların
yapabileceği bir meslek. Parası için değil de gerçekten duyguların ön planda olduğu bir meslek. Şimdi
düşünsenize öğretmenleriniz burada. Mesela benim yanımda şu dergiyi siz başardığınız zaman öğretmenlerinize
soralım. ''Para mı dergi mi?'' desek, öğretmenleriniz kesinlikle der ki:
-Dergiyi başarmak daha önemli, diyecekler. O yüzden öğretmenlik duygusal bir meslek olduğu için onu seçtim
ve bununla ilgili de Öğretmenlik Lisesi' ne gittim ben. Ondan sonra da zaten yönleniyor. Biz tabii ki bu kadar
yönlendirme yoktu bu kadar rehber öğretmen veya işte meslek ile ilgili çalışma yapılmıyordu. Rastgele
gidiyordu tabi ailelerin cahil ve bilinçsiz oluşu bunu etkiliyor o yüzden büyüklerimizden de o şekilde görerek
öğretmenlik mesleğini seçtim.
-Siz hangi eğitimlerden geçtiniz?
-Sizin gibi aynı ilkokul, ortaokul, lise, eğitim fakültesi ve yüksek lisans şimdi de ikinci üniversitemi okuyorum.
Eğitimin yaşı yok devam ediyoruz. Yani ölene kadar eğitim göreceğiz.
-İlgi alanlarınız nedir?
-Spordan, siyasetten, el becerileriyle uğraşmaktan, toplumda sohbet etmekten hoşlanırım. Ayrıca proje
yapmayı severim 18 tane proje yaptım bunların 2 tanesinde Türkiye birinciliğim var. Böyle bir adamım işte
öğretmenin ekstrası olmaz çocuklar. Arada bir yemeğe gitsek odur çocuklar.
-Öğrenciyken en sevdiğiniz ders neydi?
-Tarihi çok severdim ama bizim dönemde tarihçiler atanamıyor diye direkt sınıf öğretmenliğini tercih ettim
çünkü atamaları iyiydi.
35
-Hiç unutamadığınız bir öğretmeniniz oldu mu?
-Öğretmenlerin hepsi özeldir. Hepsinin kattığı bir değer vardır. İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite
öğretmenlerimi düşünüyorum da... Hangisini ayırayım? Hepsi birbirinden güzel birbirinden değerli
öğretmenlerimiz... Tabii ki içinden birini seç diyorsanız ilkokul öğretmenim sonuçta oraya hiçbir şey
bilmiyorsunuz ve size kalem tutmayı, okumayı yazmayı ve hayatı öğretiyor. O yüzden sınıf öğretmenliği hem
zor hem de öğretmenlik içerisinde en kutsal olanıdır.
-Sizin gibi Milli Eğitim Müdürü olmak isteyen gençlere tavsiyeniz nelerdir?
-Bizde görev istenmez görev verilir diyoruz. Öncelikle ülkelerini ve milletlerini çok sevmeleri gerekmektedir
ve u ülkeye hizmet etmek için canla başla gece gündüz çalışmaları gerekmektedir. Bu koltuklara böyle oturup
da çöreklenip akşama kadar evraklarla uğraşıp tabii siz beni imza atar gördünüz ama sizden on dakika önce
geldim. O yüzden eğer koşacaklarsa yeni nesillere uğraşacaklarsa buralara gelmelerini tavsiye ederim.
Geldikten sonra da canla başla hizmet etmelerini, fikirlere açık olmalarını, yenilikçi olmalarını herkese nazik
olmalarını karşıdakinin de bir birey olduğunu düşünerek hareket etmelerini tavsiye ediyorum çünkü eğitim
devamlı değişiyor günümüzde dünyadaki insanlar boş durmuyor. Durmadığı içinde yeni şeyler üretiyor ve çok
çalışmamız lazım.
-Sizce iyi bir öğrenci nasıl olmalıdır?
-İyi bir öğrenci öncelikle akıllı olmalı, muhakeme gücü yüksek olmalı ondan sonra yorumlayabilmeli sanki böyle
emir komuta olmaktan ziyade kendi aklıyla kendi yorumlarıyla hareket edebilmeli, sistemli ve düzenli çalışmalı
ve bol bol kitap okumalı, arkadaşlarıyla oynamalı; tablet, televizyon bakmalı ancak belli bir seviyede kullanmalı.
Yani akşama kadar başını telefonunun içinden kaldırmazsa hem vücut olarak gözü bozulacak hem vücut
ergonomisi bozulacak hem de birileriyle birlikte bir şey paylaşamayacak o yüzden doya doya çocukluğunu
yaşamaları lazım elektroniği de tabii ki yine iletişim alanında haberleşme alanında eğitim alanında hepsinde yine
yerinde ve zamanında kullanması lazım. O yüzden dünya dediğim gibi her gün gelişiyor değişiyor her şeyden
haberdar olarak kimsenin kölesi olmadan etkisi altına girmeden kendi kafamızı çalıştırarak hareket etmeliyiz.
-Meslek hayatınızda zorluklar yaşadınız mı?
- Yaşamaz mıyız? Biz buraya gelene kadar neler gördük, görmez miyiz? Mesela ilk göreve başladığım yer çok
büyük bir köydü. Koskoca köyde ihtiyacını karşılayabilecek yerler dahi çok azdı. Okulun bahçesine kaleler
yapmıştım çocuklar için, çok sevinmişlerdi.
-Mesleğinizin olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
-Olumlu yönleri demin de bahsettiğim gibi sizin bir şeyler başardığınızda biz gerçekten mutlu oluyoruz. Zaten
öğretmen içinde asıl mutluluk paradan ziyade bu mutluluktur. Öğrencilere bir şeyler verebilmek ve bir yerlere
getirebilmektir. İyi bir insan olarak yetiştirebilmektir. Bunlar olumlu yönleridir. Olumsuz yönleri toplumda son
dönemde biraz yozlaşmış oldu öğretmenlik mesleği biraz fazla seviyemiz düştü o yüzden bu da tabii ki olumsuz
yönü. Biz öğretmenler toplumda toplum mimarlarıyız. Toplumda önder, lider olmalıyız giyimimizle kuşamımızla
oturmamızla kalkmamızla yemek yememizle her yönüyle örnek olmalıyız. Olumsuz yönleri de son dönemlerde
biraz kalitemiz düştü bu da olumsuz yönleridir. İnşallah iyi olur diye düşünüyorum.
-Milas'ın eğitim düzeyini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Ben geldiğimde baya kötüydü şimdi biraz daha arkadaşlarla iletişim halinde çeşitli aktiviteler derken biraz
biraz ivme kazandığını düşünüyorum. Geçen yılki TEOG sonuçlarında 13. sıradan 8. sıraya, Üniversite
yerleşmesinde 13. sıradan beşinci sıraya yükseldik. 13'ten kastım Muğla il ve ilçeleri arasındaki. O yüzden tabii
36
ki bu sene sınavlar kaldırıldı kendimizi nasıl ölçeriz bilmiyorum ama sosyal ve spor yönden iyiyiz. Çalışıyoruz,
bir şeyler üretmeye ve bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama çok daha iyi olmamız lazım eksiğimiz çok çünkü
rakiplerimiz koşarak gidiyorlar biz eğer yürürsek başarılı olamayız.
-İlçemizde geliştirmek istediğiniz projeleriniz var mı?
-Sloganımız ^^EN İYİSİ OLMAK!^^. En iyisi biz olacağız bunun için projedir, personeldir, öğrencidir, velidir
herkesi bu slogan eşliğinde çalışması lazım. Diğer ilçelerden, diğer okullardan, diğer öğrencilerden hepsinin
önünde olmamız lazım. Liseye başka illere giden arkadaşlarınız var daha iyi okullarda okumak için gidiyorlar.
Hala böyle denen ilçemizde böyle okullar olmasın? Yine de seviyemizi çok çok yukarı çekip fiziksel altyapıyı
değiştirmemiz lazım, daha kaliteli sınıflarda oturmanız lazım. Tabii siz yine şanslısınız okul müdürünüz iyi benim
en sevdiğim müdürlerden birisidir. Her dediğinizi böyle okulu ibretle izliyoruz. Herkes teşekkür ediyor bu
şekilde tüm okulları böyle yaparsak daha iyi oluruz diye düşünüyorum.
-Başarılı olabilmemiz için biz gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
-Yorulmadan, usanmadan, bıkmadan çalışacağız, ülkemizi çok seveceğiz ve milletimize hizmet etmemiz lazım
yani kuru kuruya vatan sevgisi, millet sevgisi olmuyor. Gerçekten vatanını milletini sevmek istiyorsa güzel bir
lafı vardır Atatürk'ün: ^^ GÖREVİNİ EN İYİ YAPAN VATANINI EN ÇOK SEVENDİR.^^ diyor. O yüzden
görevimizi iyi yapmamız lazım. Gelecek nesillere en iyi şekilde hizmet etmemiz lazım. Mesela sizleri biz
yetiştiriyoruz ve kaç yaşındasın 12 -13 yaşındasın düşünsene ortalama 70 yaşına kadar yaşadığınızı düşünün.
Hani 50 sene sonrasına göre size şuan eğitim veriyoruz. Yani Türkçe öğretmeniniz size şuan 100 yıl sonrasını
öngörmesi lazım ve ona göre adım atması lazım. Âmâ sizi bir yıl sonrasına göre yetiştirirse ufkunuzu dar tutarsa
ne olur bir yerde çuvallar kalırsınız. O yüzden dünyadaki değişikliklerden haberdar olmalıyız. İşte bakıyoruz
gençler Facebook' ta edebiyat parçalıyorlar ama oturduğu zaman iki lafı bir araya getiremiyorlar. Sizlere çok
iş düşüyor bol bol kitap okumanız lazım. Benim bir sloganım vardır ^^HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
^^ derim ve her şeyi değiştirmek ve yenilemek istiyorum.
Sayın Milli Eğitim Müdürüm, bizim sizi ve mesleğinizi tanımak için hazırladığımız sorular
bunlardı. Sorularımızı cevaplayıp bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.
37
Sayın Müdürüm, Dr. Mete Ersoy Ortaokulu olarak bu yıl bir okul dergisi çıkaracağız.
Dergimizde röportajlar bölümünde sizinle de röportaj yapmak istedik. Öncelikle bizi kabul
ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bizler sizi ve mesleğinizi daha iyi tanımak istiyoruz. Bizlere
kendinizi tanıtır mısınız?
-Tabiî ki. Ben öncelikle sizi tebrik ediyorum. Böyle güzel bir çalışmaya başladığınız için.Çok güzel bir dergi
olacağından eminim. Emeklerinizin karşılığını alacaksınız.Biz de bu konuda ne gerekiyorsa destek sağlayacağız.
Kısaca kendimi tanıtayım. Milas'ta doğdum. Çocukluğum bu sokaklarda geçti. İlkokulu Milas Atatürk
İlkokulu’nda okudum.Daha sonra Milas İmam Hatip Ortaokulu’nu ve İmam Hatip Lisesi’ni tamamladım. 1994
yılında üniversite sınavını kazandım. Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi/Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Sonrasında Milas’a döndüm. Bodrum'da özel bir okulda 7,5 yıl çalıştıktan
sonra 2010 yılında dedeme verdiğim sözden dolayı KPSS’ye girdim ve Siirt’in Kurtalan Çok Program Lisesi’ne
tayinim çıktı. Oradaki zorunlu hizmet görevimizi tamamladıktan sonra 2011 yılında Milas Kız Meslek Lisesi’ne
öğretmen olarak tayinim çıktı. Öğretmenlik görevinden sonra müdür yardımcılığı görevlendirmesi oldu. Daha
sonra üç buçuk yıl müdür yardımcılığı görevinden sonra 24 Haziran 2016’da müdürlük sınavlarına girdim ve Dr
Mete Ersoy Ortaokulu’na müdür olarak atandım. Yaklaşık bir buçuk yıldan bu yana burada okul müdürü olarak
görev yapmaktayım.
-Bizim gibi ortaokul sıralarındayken hangi mesleği hayal ediyordunuz?
-Açıkçası meslek seçiminde karmaşık duygular yaşıyordum. Yani şu meslektir diyebileceğim bir hedef
koymamıştım ama gönlümde öğretmenlere karşı bir sevgim vardı. Öğretmenlik çok saygın bir meslektir. Onun
için öğretmen olmayı istedim ama bazen pilot olmayı da istedim çünkü filmlerde izlediğimiz zaman pilot olmak
çok farklı geliyordu. Ama böyle yoğun olarak düşündüğüm zaman öğretmenlik benim için daha ideal, daha
sevdiğim ve daha hedefe odaklandığım bir meslekti ve öğretmen de olduk. Şu var ki hangi mesleği seçerseniz
seçin en iyisini yapmaya çalışmak temel düsturumuz olmuştur.
-Bu mesleği seçme nedeniniz neydi?
-En önemlisi -bu mesleği seçmemin ana sebebi- insana faydalı olmak ve insana yatırım yapmak. Ben de
öğretmenlik mesleğinin bu anlamda çok büyük bir misyon taşıdığına inanıyorum. Bunun için öğretmenlik
mesleğini çok kutsal görüyorum. İnsanlara faydalı olmak ve iyi eserler, iyi nesiler yetiştirmek ve bir katkıda
bulunmak için bu mesleği seçtim. Bu mesleği yaptığım için de mutluyum.
-İlgi alanlarınız nelerdir?
-İlgi alanlarım spor, boş vakit kalırsa ve fırsatım olursa kitap okumayı severim ve gittiğim her yerde her şeyin
düzenli olmasını isterim. Yani bir eve misafirliğe gitsem bile orada bir düzensizlik görürsem mutlaka orada -
samimiyete binaen- görüşlerimi ifade ederim. Düzenliliği çok seviyorum. Bu benim yapımla ilgili olan bir şey.
Evimde de aynı, her şey yerli yerindedir.
-Öğrenciyken en sevdiğiniz ders neydi?
-Öğrenciyken en sevdiğim ders Türkçe idi. Türkçeyi çok seviyordum. Bir de Fen Bilimleri dersini seviyordum.
Onu da sevmemin sebebi öğretmenimdi. Fen bilimleri öğretmenimi çok sevdiğim için derse de çok ilgi duydum.
Fen ve Türkçe.
-Hiç unutmadığınız bir öğretmeniniz oldu mu?
-Tabi yani şöyle geçmişe baktığımız zaman okul hayatım boyunca birçok öğretmenden iz kalmıştır bizde. Ama
hiç unutulmayan öğretmen tabi ki ilkokul öğretmenim ismi de Osman Durmaz. Allah uzun ömürler versin hala
görürüm Milas’ta. O da bizi unutmamıştır, karşılaştığımız zamanlarda ismen de söyler. İlkokul öğretmeni
unutulmaz.
-Sizin gibi müdür olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
-Tavsiyelerim, öncelikle yöneticilik zor bir görev bu işi yapmaya kararlı olmak. Yani eğer kararlı değilseniz ve
sevmiyorsanız çok da başarılı olamazsınız ve yıpratıcı bir süreç yaşanır çünkü kurumlarda yönetici olmak çok
zor. Herkesi mutlu edemiyorsunuz ama burada bir hedef var ise siz de o hedefe yönelik çalıyorsanız, bundan
eminseniz o kararlılıkla yolda ilerlemeye devam ediyorsunuz. Onun için istekli olmak, kararlı olmak ve sevmek
gerekiyor.
39
-Sizce iyi bir öğrenci nasıl olmalıdır?
-İyi bir öğrenci öncelikle iyi bir insan olmalıdır ve akabinde sorumluluklarını bilen birisi olmalı. Sorumlulukları
bilen, disiplinli iyi bir insan bence iyi bir öğrencidir.
-Meslek hayatınızda zorluklar yaşadınız mı?
-Tabi yaşıyoruz, yaşadım. Özel kurumda çalışırken de yaşadım. Devlete tayinim çıktı orda da yaşıyoruz ama bu
mesleğin gereği, öğretmenlik çok zor bir meslektir. Başta söylediğim gibi kutsal meslektir eğer onu sevgi ile
yapmıyorsanız bir yerlerde enerjiniz biter ve tükenirsiniz ama sevgi varsa burada birçok şey aşılıyor ve bunları
da aştığımızı düşünüyorum.
Çünkü çok zorluklarla karşılaşıyorsunuz, çok doğru şeyler yaptığınıza inanıyorsunuz. Ama bazen bu doğru
yaptığınız şeyleri birileri anlamak istemiyor olabiliyor, farklı düşüncelerle karşınıza çıkabiliyorlar. Onun için
bütün zorluklara rağmen hedefe doğru yönelmişseniz o kararlılıkla gittiğiniz sürece başarılı oluyorsunuz.
-Mesleğinizin olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
-Olumlu yönleri az önce de bahsettiğim gibi insana yatırım yapıyorsunuz, iyi bir nesil yetişmesi için
çalışıyorsunuz. Ve sonuçta o yaptığınız yatırımları karşınızda görüyorsunuz ve sonuçta yaptığınız yatırımları
karşınızda görüyorsunuz ve bunun dönütlerini alıyorsunuz. Bunlar çok güzel, mutluluk verici şeyler. Olumsuz
yönler de herkesi mutlu edebilmek çok zor. Bu hizmetli personelinden tutun, öğrenci velisinden tutun,
öğretmen profilimizden değerlendirdiğiniz zaman herkesi mutlu etmeniz çok zor. Örneğin; okulumuzda 410
öğrenci var, bunun 400’ü mutlu ise belki 10 öğrenci mutlu olmayabilir. Okulumuzda görev yapan 29
personelimizden 27'si mutluysa 2’si mutlu olmayabilir. Ama o mutsuz kişiler gelip sizi, enerjinizi kırabilir. Bazen
negatif elektrikler alabilirsiniz ama sonuçta zor, yönetici olmak çok zor. Bütün herkesi ben aynı, eşit oranda
mutlu ederim ve herkese aynı şekilde başarıyı sağlarım, herkesi aynı şekilde yetiştiririm, diye bir şey yok.
Zorluklar var, olumsuzluklar var. Olumsuzluklar ve olumlulukları bir yere koyduğunuz zaman yani artılar ve
eksiler olarak değerlendirdiğinizde artılar daha fazla ise o zaman bu yönde, bu yolda doğru ilerlemiş olursunuz
ama mutlaka olumsuzluklar her meslekte vardır. Hiçbir konuda, her şey dört dörtlüktür diyemeyiz onun için
olumsuzluklar var. Bir de şöyle bir olumsuzluk yaşıyorum okulumuzda. Çok büyük başarılar ve büyük yatırımlar
yaptığınızda hani bunun kıymeti anlaşılamadığı zaman mesela temizlik konusu okulumuz beyaz bayrak aldı. En
temiz okullar arasında yer alıyoruz. Böyle takdir görüyoruz ama gelip bir öğrenci o sınıfta sıraları çiziyorsa,
tuvaleti çok temiz kullanmıyorsa, başka bir yere, okula zarar veriyorsa hani orda da üzülüyorsunuz, -acaba
nerede yanlış yaptık, biz neden hata yaptık? gibisinden- onun için olumsuzluklar mutlaka var ama olumlu
davranışlar daha fazla, daha büyük bir önem ve anlam kazanıyor.
-Okulumuzda geliştirmek istediğiniz projeleriniz var mı?
-Okulumuzla ilgili geliştirmek istediğimiz projeler tabi öğretmenlerinizin liderliğinde güzel proje çalışmaları
oluyor ve projeleri de destekliyoruz ama pratik ve basit anlamda düşünürsek okulumuz büyüyor ve tercih edilen
bir okuluz. Onun için acil ve çok çok acil ek binaya ihtiyacımız var. Bununla ilgili de tüm çalışmalarımızı yaptık.
Projeler yapıldı, ruhsatlar alındı, anıtlar kurulundan onaylar alındı ama maalesef hayırsever tarafından
müteahhite verilen ücret karşılığında hizmet alamadığımız için şu anda mağduriyetimiz var. Biz de bu
mağduriyetin giderilmesi için çalışmalar yapacağız. Bu yasal anlamda da devam edecek ve diğer türlü b şıkkı
dediğimiz alternatif bir plan düşünüyorum. Yani mutlaka ek binayı tamamlamak istiyorum. Orada ek binayla
beraber okulumuza 4 tane sınıf gelecek, 1 tane müdür yardımcısı odası, normumuz artacağı için 1 idari kadro
daha gelecek ve çok amaçlı salonumuz olacak. Bu benim hep hayalimdi. Çocukların -öğrencilerimizin- drama
etkinliklerini, zaman zaman toplantılarımızı kendi salonumuzda yapabilmek, seminerlerimizi orada yapabilmek,
öğrencilerimizle toplantılar yapabilmek. Bu bizim için büyük bir ihtiyaç, diğeri onun zemin kısmında da lavabosu
olan muhteşem bir kafeterya ve bunların projelerini de bizzat biliyorum, nasıl olacağını. Çocuklarımız çok daha
hijyenik bir ortamda kantin ve kafeterya sahibi olacaklardı. Velilerimiz de geldiğinde, öğretmenlerimizin de
dinlenebileceği oturma alanları olacaktı ve ön taraftaki kötü görüntüyü yani kantini yıkıp bahçenin ön tarafını
daha güzelleştirmekti hedefim. Tabi inşallah o projeyi hayata geçirmek istiyorum. İkinci bir projem, mini bir
halı saha gibi okulun arka tarafındaki yeri keşfettik onun ölçümlerini yaptım. Orda mini bir halı sahayı
kazandırabilirim sizlere. Evet, kapalı spor salonumuz var. Milas’taki hiçbir okulda olmayan bir imkân bu. Onunda
bakımlarını yaptık, yetiştirdik yani hazırladık sizlere, bu imkanı sağladık. Eğitim ortamı daha güzel bir şekilde
ama şu anda bir tane de futbol oynayabileceğiniz mini bir sahaya ihtiyaç var. Onu da sağlayacağım. Ondan sonra
artık eğitim öğretim yani sizlerin daha başarılı olmanız için ne gerekiyorsa onları yapacağız. Fiziki
donanımlarımızı hemen hemen tamamlamış olacağız.
40
-Başarılı olabilmek için biz gençlere verebileceğiniz en önemli tavsiye nedir?
-Sizler, bizlerin gelecekteki en büyük teminatlarısınız o yüzden size çok güveniyoruz. Az önce bahsettiğim
bütün yatırımlar işte sınıflarımızın daha iyi olması, daha temiz sıraları kullanmanız, okulun bahçesinden içeri
girdiğinizde daha güvenli bir okulda olmanız, bütün çalışmalarımız sizler için tabi sizlerin de bunun karşılığında
da bir yerlere ve hedefe dönük başarılı olmanız için en önemlisi azimli olmak, kararlı olmak, hedefe dönük olmak
ve sorumluluklarımızı disiplinli bir şekilde yerine getirmek. Bunları yaptığınız zaman ben başarının kendinden
geleceğine inanıyorum. Ben kendi hayatıma şöyle baktığım zaman hakikaten çok zorluklarla mücadele ettik.
Hala devam ediyoruz ama azmimizden ve hırsımızdan yani hırs derken hedefe yönelik olan enerjiyi
kastediyorum. Ondan bir şey kaybetmedik. Olumsuzluk yaşıyoruz ama yine mücadele ediyoruz. Onun için bazen
hani eşim de onu der. Ben hayranım senin bu hırsına yani pes etmiyorsun. Pes etmek yok, kesinlikle ne istiyorsak
o istediğimize ulaşmak adına olması gereken her şeyi yapacaksınız. Yapacaksınız ama olmadığı zaman da bunda
bir hayır vardır da diyebilmek gerekiyor. Çünkü bazen her şeyi yaparsınız yaparsınız ama istediğiniz şeye
ulaşamayabilirsiniz ama şunu kendi kendinize sorguladığınızda evet ben buna ulaşmak için her şeyi yaptım,
olması gereken tüm kuralları yerine getirdim ama olmadı. Yapacak bir şey yok o zaman demek ki hayırlısı
buymuş diyebilmek gerekiyor ama normal bir kaderci anlayışını asla kabul etmiyorum. İşte kaderimizde ne
varsa o vardır, Allah yazmışsa olur işte nasipte varsa olur. Böyle boş boş beklemek yok. Kesinlikle çalışacağız,
Biz buna ne diyoruz, tevekkül diyoruz. Mücadele vereceksiniz, olması gereken kuralları yerine getireceğiz
çünkü Allah bize akıl vermiş değil mi, sorumluluk vermiş, akıl ve sorumlulukla beraber yaptıklarınızdan sorumlu
tutulacaksınız onun için biz bunları yapacağız. Hedefe yönelik azimli olmak, sorumluluklarımızı yerine getirmek
bir de en önemli şeylerden birisi düzen ve disiplin. Yani çalıştığınız masa, çalıştığınız ortam, ev ortamı işte bir
yerde çoraplar atılmış bir yerde kitaplar dağılmış, sen Türkçe çalışacaksın ama masanın üzerinde matematik
şurada, fen burada 5 dakika bakarsın, 5 dakika sonra gözün diğer kitaplara takılır, odanın dağınıklığı dikkatini
dağıtır. Onun için düzenli olmak, disiplinli olmak, planlı olmak size mutlaka başarı getirecektir.
-Sayın Müdürüm;
Bizim sizi ve mesleğinizi tanımak için hazırladığımız sorular bunlardı. Sorularımızı cevaplayıp
bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim. Başarılar diliyorum, sizlerle gurur duyuyorum.
41
İLGİNÇ BİLGİLER
Su aygırının sütü pembedir.
Eski Türklerde annelere ög denirdi öksüz de annesiz anlamına gelirdi.
Normal bir insan vücudunda bulunan elektrik,25 vatlık bir lambayı
dakikalarca yakabilir.
Burnunuz tıkalıysa soğan kokladığınızda açılacaktır.
Eğer bir kitabı severek okuyorsanız, hayal gücünüz bir o kadar gelişir,
çünkü kitap okurken o kitabı yaşarsınız, hayal edersiniz.
İlk gözyaşı sağ gözden akarsa sebebi mutluluk, sol gözden akarsa sebebi acıdır.
1935’ te, Amerikalı atlet Jesse Owens 45 dakikada 6 dünya rekoru kırdı.
Karınca iki hafta su altında yaşayabilir.
Bir insan burnunu tıkarsa “nnnn” sesini çıkaramaz.
Dünyadaki en yüksek IQ puanı da kadınlara aittir.
.
Dünyanın en hızlı okuyan insanı Tarık yiğit (10) ,1
dakikada 11 bin 725 kelime okuyarak dünya rekoru
kırdı.
Londra’da hava kirliliğini güvercinler ölçmektedir.
Eminem 16 saniyede 101 kelime söyleyebilen tek rap
sanatçısıdır.
Yılanlar duyamaz.
Timsahlar renk körüdür.
.
Sümüklü böceklerin dört tane burnu vardır.
Dünyanın en uzun süren trafik sıkışıklığı 12 gün sürdü,100 km kuyruk
oluştu ve araçlar günde 1 kilometre ilerleyebildiler.
Hiçbir kâğıt parçası 7 defadan fazla ikiye katlanamaz.
Yunuslar gözleri açık uyurlar.
Sıcak su soğuk sudan daha ağırdır.
Bir insan hayatı boyunca 22 kilogram deri kaybeder.
Karıncalar uyumaz.
Yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla
çiçekten bitki özü toplamak zorundadırlar.
Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar.
Ananas aslında bir meyve değildir.
44
Su aygırının sütü pembedir.
Bir mavi balinanın dilinin ağırlığı bir filin ağırlığına eşittir.
Fenerbahçe’nin ilk adı siyah çoraplardı.
Bir sineğin hızı saatte 8 km dir.
Solucanların 5 kalbi vardır.
Devlerin 3 kaşı vardır.
Köpekler depremi önceden hissederler.
Bir insan hapşırırken gözünü açık tutmaya çalışırsa gözü fırlayabilir.
Coca-Cola’ nın orijinal rengi yeşildir.
Eiffel Kulesi’nin tepesine çıkana kadar 1792 basamak vardır.
Hayvanlar âleminde sadece domuzlar güneşten yanabilir.
Ketçap 1830’lu yıllarda ilaç olarak satılırdı.
Sabahları elma kahveden daha fazla uykunuzu açar.
Baykuş, mavi rengi görebilen tek kuştur.
El tırnakları ayak tırnaklarına oranla 4 kat daha hızlı uzar.
Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.
Salatalığın yüzde 96’sı sudur.
Yetişkin bir ayı, bir at kadar koşabilir.
Kediler 100 değişik ses çıkartabilir, köpekler ise10 ses
çıkartabilirler.
Kirpi suda batmaz.
45
1.Hangisi tarihteki 2. Kıbrıs Barış Türk 3.Hangisi Kanuni
Türk devletlerinden devletlerinden biri Sultan Süleyman’ın
biri değildir? değildir? eşidir?
A)Hun imparatorluğu A)1970 A)Hürrem Sultan
B)Avar Kağanlığı B)1974 B)Kösem Sultan
C)Emevi Devleti C)1972 C)Safiye Sultan
4.Tarihçilerin kutbu 5.Osmalı’da Lale 6.Hangisi Kurtuluş
olarak bilinen devri hangi padişah Savaşı zamanında
dünyaca ünlü döneminde gerçekleşmiştir?
tarihçimiz kimdir? yaşanmıştır? A)İnönü Zaferi
A)Halil İnalcık A)III. Selim B)Çanakkale Zaferi
B)Mehmet Fuat B)IV. Murat C)Kut’ul Amera
Köprülü C)III.Ahmet Zaferi
C)İlber Ortaylı
8.İstiklal Marşı hangi 9.Fatih Sultan
7.Türk ordusunun ve yıl yazılmıştır? Mehmet’in babası
Türk Kara A)1919 kimdir?
Kuvvetlerinin B)1920 A)II. Murat
kuruluşu hangi yıl C)1921 B)Yıldırım Bayezid
kabul edilir? C)I.Mehmet
A)1071 11.Hangi hayvan
B)M.Ö.209 hasta olmaz? 12.Hangi hayvanın 3
A)Yunus balığı kalbi vardır?
10.Newton, yer B)Yılan balığı A)Ahtapot
çekimi kanununu fark C)Köpek balığı B)Prina
ettiği zaman kaç C)Japon balığı
yaşındaydı?
A)32
B)23
C)34
13.Hangi hayvan 3 14.Hangi hayvanın ses 15.Hangi hayvan
gün boyunca telleri yoktur? ultrason sesleri
uyuyabilir? A)Zürafa duyar?
C)Zebra
A)Solucan C)Fil A)Köpekler
C)Örümcek B)Kediler
C)Yılan C)Guine a pig
16.Bir insan ömrü 17.Dünyada sadece 18.Kelebeklerin kaç
boyunca kaç ton su 14 tane olduğu gözü vardır?
içer? düşünülebilen hayvan A)12.000
hangisidir? B)1200
A)32 Ton A)Pembe yunus C)12
B)18 Ton B)Pembe tavşan
C)26 Ton C)Pembe ayı
19.Normal bir vücut 20.İnsan burnu
kaç derce sıcağa yaklaşık kaç koku
dayanır? ayırt edebilir?
A)110 A)70.000
B)100 B)30.000
C)120 C)50.000
1-C 2-B 3-A 4-A 5-C 6-A 7-B 8-C 9-A 10-B 11-C
12-A 13-B 14-A 15-B 16-A 17-A 18-A 19-A 20-C
9 DOĞRU VE ALTI 10-15 DOĞRU 17-20 DOĞRU
GENEL KÜLTÜRÜN BİRAZ ZAYIF. GENEL KÜLTÜRÜN HİÇ KÖTÜ DEĞİL HARİKA. GENEL KÜLTÜRÜ ÇOK İYİ
GENEL KÜLTÜR BİLGİLERİNE ÇOK KÜÇÜK BİR ÇALIŞMAYLA 20 BİLİYORSUN. SORULAR BU KADAR
ÇALIŞIRSAN BELKİ BÜTÜN SORULARI ZOR OLDUĞU HALDE BU KADAR İYİ
DOĞRU YAPABİLİRSİN. BİR İNSAN SORUNUN TAMAMINI YAPABİLRSİN.
ÇALIŞIRSA HER ŞEYİ BAŞARIR. ŞİMDİ BU SORULARIN CEVAPLARINI BİR SONUÇ ALMAN HARİKA BİR
GENEL KÜLTÜRE SAHİP OLDUĞUNU
ÖĞRENDİN AMA HALA
ÖĞRENMEDİĞİN BİLGİLER VAR. GÖSTERİYOR.
HAYDİ, ONLARI ÖĞRENMEYE HEMEN
BAŞLA.
NEDEN OKUMALI VE OKUTMALIYIZ
Sağlığımız için. Çünkü yaşlılık hastalıklarına sağlığımızın bozulmaması ve
bozulan sağlığımızın düzelmesi için okumaya ihtiyacımız var.
Düşünme kapasitemizi artırmak için okumalıyız. Çünkü bin kelime ile düşünen
beyin ile beş bin kelime düşünen beyin ya da elli bin kelime düşünen beyin
aynı değildir. Kelime sembol ve kavrama gücü sürekli artmaktadır.
Yaratıcılığın ya da keşif gücünün artırılması için okumalıyız. Okuyan beyinler
ancak yeni teknolojik icatlar yapabilirler. Çocuklarımıza örnek olmak için.
Çünkü biz okumazsak onlar da okuyamaz.
Çocukları zararlı alışkanlıklardan korumak için. Çünkü boş kalan çocuk ve
genç olumsuz alışkanlıklar(alkol, sigara, uyuşturucu vb.)kazanır.
Ülkemizin güçlü olması için. Çünkü bilgi toplumları okuyarak bu seviyeye
gelmişlerdir.
Toplumsal barış için okumalıyız. Çünkü oldukça sorunlarımızı ve birbirimizi
daha iyi anlarız.
Her alanda (bilim, sanat, spor, edebiyat, siyaset, eğitim, din, ahlak vb.)
kazanır.
HAZIR LAF AÇILMIŞKEN BİR KİTAP ÖNERİSİ
Onlar hayatta kalanlar, liderler, savaşçılar.
Onlar Genç Elitler Adrenalina amaouteru ölümcül bir
hastalıktan kurtulmuştur.
On yıl önce ülkesini kasıp kavuran kanlı humma
vücudunda tuhaf izler bırakmıştır. Fakat hastalığı
atlatanların bazılarında, başka şeyler da rivayet
edilmektedir… Gizemli ve sıra dışı yeteneklere
kavuştuklarına inanılan bu insanların kimlikleri gizlidir
ancak onlara Genç Elitler denmeye başlanmıştır. Teren
Santonro, Kral için çalışmaktadır. Engizisyon Mihveri
’nin lideri olarak görevi, tehlikeli olduğuna inandığı Genç
Elitler'i bulmak ve onlar ülkeyi yok etmeden onları yok
etmektir ama aslında Teren hepsininkinden büyük bir sır saklamaktadır.
Enzo Valenciano, Hançer Cemiyeti üyesidir. Bu gizli Genç Elit grubu, kendilerinden
olanları Engizisyon Mihveri'nden önce bulmaya çalışmaktadır ama Adelina'yı
bulduklarında onun şimdiye dek görmedikleri güçlere sahip olduğunu
keşfedeceklerdir.
Birbirinden apayrı savaşlar sürdüren bu üçlünün yolları hiç beklenmedik şekilde
kesişecektir. Ancak hepsinin emin olduğu tek şey vardır: Karanlık bir intikam ve
yok etme arzusuyla yanıp tutuşan Adelina'nın güçlerine bu dünyada yer yoktur.
48
ROMAN VE MASAL
ROMAN: Olmuş veya olması mümkün bir olayla birbirlerine bağlanmış çeşitli
insanların, ailelerin, toplumların başlarından geçen çeşitli olayları hikâye eden
edebi eser. Kelime ”gerçek veya hayali bir olayın mensur hikâyesi” manasına
gelen ramonus kelimesinden çıkmıştır. Edebi bir tür olarak romanın da şiir gibi
kesin ve herkes tarafından kabul edilen bir tarifi yoktur.
MASAL:
1. Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan,
çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından
geçen olağanüstü olayları anlatan edebi türdür.
2. Genellikle nesir şeklindedir. İstisna olarak bazı masallarda manzum
parçalara da rastlanabilir. Masallar fıkra ve efsaneye göre uzun, destan ve
halk hikâyesine göre kısadır. Masalların belirli yerlerinde klişe sözler yer
alır. Genellikle halka hitap ettiği için sade bir dil
kullanılır.
BİR KİTAP ÖNERİSİ DAHA!
R. JUNİOR PALACİO
Mükemmel bir kitap. Kitap, birilerini ötekileştirmek üzerine çok
anlamlı mesajlar veriyor. Dili inanılmaz akıcı ve sürükleyici. Yazarın
kalemi de çok etkileyici. Karakterler çok içimizden.
Auggie karakteri çok etkileyici ve olgun ruhlu. Okurken “Farklı
“olanlara karşı önyargınızı sorgulayacaksınız. Sözün özü: Kitap
mükemmel. Kesinlikle okumalısınız.
49
KİTAPLAR
EĞLENMEK VE GÜLMEK İÇİN:SAFTİRİKGREG’İN GÜNLÜĞÜ
GÜNLÜĞÜ
JeffKinney’in Saftirik Greg serisinin ilk kitabı
olan Saftirik Greg’in Günlüğü kitabı kitapseverlere çok
eğlenceli bir çocuk kitabı sunuyor.Çocuk olmanın
zorluğunu anlatan kitapta Greg adındaki çocuğun okul
sunuluyor.Yetişkinlerin onu bir türlü anlamamasından
ve okuldaki sorunlarını kendince yaptığı planlar ile
çözmeye çalışan fakat planlarının umduğu gibi
gitmemesi ile her seferinde daha komik bir hale
düşmesiyle oldukça çok eğleniyorsunuz. JeffKinney’in
çok beğenilen ve dahası filmi çekilen bu kitabını
mutlaka okumanızı tavsiye ederiz. Eğlenmek için güzel
bir kitap.
BİLİM KURGU FANTASTİK KİTAP SEVENLERE: AÇLIK OYUNLARI
Uzak ve belli olmayan bir gelecekte
Kuzey Amerika ‘da kıyamet sonrasında
kurulmuş Panem ‘de yaşayan 16 yaşındaki
KatnissEverdeen’nın ağzından anlatılmaktadır.
Halk, gelişmiş bir şehir olan Capitol tarafından
yönetilmektedir. ”Açlık Oyunları” her yıl
ülkenin iki mıntıkasından seçilen 12-18 yaş arası
bir kız ve erkeğin tek kişi kalana kadar savaştığı
bir televizyon programıdır.
50
BİLİM KURGU FANTASTİK KİTAP SEVENLERE: PERCY JACKSON
Percy Jackson ve olimposlular, RickRiordan
tarafından yaratılmış,17 ödüllü kitap dizisidir. Türkiye’de
serinin tüm kitapları Doğan Egmont Yayıncılık tarafından
yayınlanmıştır. Yunan mitolojisiyle ilgili pek çok kitabın
aksine, Percy Jackson ve Olimposlular serisinde mitoloji ve
tanrılara farklı bir açıdan bakabilirsiniz. Zeus, çin
yemeğinden hoşlanıyor olabilir. Hatta basit bir restoranda
bile Zeus’la karşılaşabilirsiniz. Serinin ilk kitabı Şimşek
Hırsızı,12 yaşındaki Percy Jackson’ın, Zeus’un kayıp
şimşeğini çalmakla suçlanmasıyla başlıyor. Percy, sorunlu
bir çocuk. Dikkat eksikliği, disleksi gibi hastalıkları var.
Percy, kayıp şimşeği bulup suçsuz olduğunu kanıtlamak
zorunda, yoksa bu tanrılar arasında dünyayı yok
edebilecek, büyük bir savaşa neden olacak! Serinin diğer
kitaplarında ise Percy ile acımasız Titan Lordu Kronos
arasında, gittikçe büyüyen savaş konu alınıyor.
BİLİM KURGU FANTASTİK KİTAP SEVENLERE: HARRY POTTER
Dünya çapında elde ettiği başarı ve
yakaladığı satış rakamlarıyla çığır açmayı
başarmış ve edebiyat tarihine geçmiştir. Harry
Potter serisinin yedinci kitabı piyasaya çıktığı
ilk gün ABD’de 8,5 milyonun üzerinde bir satış
rakamı yakalayarak erişilmesi güç bir rekora
imza atmıştır. Harry Potter serisinin ilk kitabı,
Harry Potter ve Felsefe Taşı 1997 yılında
piyasaya çıkmıştır. Yedi kitaplık serinin
günümüz itibariyle tümü tamamlanıp satışa
sunulmuştur. (J.K.Rowling24.06.2010 tarihli
basın açıklamasında serinin devamı niteliğinde
bir kitap yazmayı düşündüğünü, kitaba önceki
hikâyenin 10 yıl sonrasından başlamak
istediğini belirtti).Ünlü serinin kitapları,
“Dünyanın En Hızlı Satan Kitabı” ve “Dünyanın
En Çok Satılan Çocuk Romanı” unvanlarını
şimdiden üstlerine almışlardır. Kitapserisi,
sadece çocuklar için yazılmasına rağmen, her
yaştan okurun ilgisini çekmiştir.
51
HİKÂYELER
EZOP-Rüzgâr İle Güneş
Güneş ve rüzgâr kimin daha güçlü olduğunu tartışıyorlarmış.
Rüzgâr: -Ben daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım. Şu karşıdaki paltolu yaşlı adamı
görüyor musun? Paltosunu senden daha hızlı çıkaracağıma bahse girerim demiş.
Güneş bir bulutun arkasına çekilmiş ve rüzgâr kasırga
şiddetinde esmeye başlamış. O kuvvetle estikçe ihtiyar
adam paltosuna daha sıkı sarılıyormuş. Sonunda rüzgâr
pes edip durmuş. Güneş bulutların arkasından çıkıp yaşlı
adama nazikçe gülümsemiş. Çok geçmeden adam
alnındaki teri silip paltosunu çıkarmış. Sonra, rüzgâra
dönmüş nazik ve dostça davranışın, şiddet ve güç gösterisinden daha etkili olduğunu
söylemiş.
Keçi Can Pazarında
Keçiciğin aklı bir karış havada ya, sürüsünü bir yana bırakmış, bir başına
otlaya otlaya çekip gitmiş. Hain koca kurt, kaçırır mı? hemen görmüş keçiciği:
“Heh, işte ağzıma layık bir lokma.” Yaşasın!” demiş. Keçicik,
bakmış can pazarı. Hiç kurtuluş murtuluş yok: “Eh, napalım, demek
kaderimizde sana yem olmak varmış kurt demiş. “Madem ölüm
kapıya geldi, bari bana biraz kaval çal ki, neşeleneyim, kendimi
unutup öyle öleyim.”Kurt, “Son isteği zavallının… “demiş, bulmuş
bir kaval, füyt füüyt çalmaya başlamış. Kurt çalmış, keçicik,
oynamış. Derken ötelerden kaval sesini alan köpekler
koşturmuşlar gelmişler, kurdu önlerine düşürüp bir güzel kovalamışlar. Kaçmadan
önce, kurt, durumu anlayıp oyuna geldiğini sezinlemiş: “Suç sende değil bende.
Neme gerekti benim kaval çalmak, neme gerekti bana köçekli kurba
demiş. .Zamansız atmalı. Tersi oldu mu, işte böyle Dİmyat’ kalkış bulgurundan olur
manın sonu budur a pirince giderken evdeki bulgurundan olur. Bir iş e kalkışmanın
sonu budur. n!” demiş. Zamansız atmalı. Tersi oldu mu, işte böyle Dİmyat’a pirince
giderken evdeki bulgurundan olur. Bir iş e kalkışmanın sonu budur. Ölçmeli, biçmeli
adımını ona göre.
52
HER ŞEY SENDE GİZLİ
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü…
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin…
Yaşadıklarını kar sayma.
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün…
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar
Güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin…
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar
Yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar
Üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk
Unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin…
CAN YÜCEL
53
EDEBİYAT KÖŞESİ
OTUZ BEŞ YAŞ
ŞAKAKLARIMA KAR MI YAĞDI NE VAR?
BENİM Mİ ALLAH’IM BU ÇİZGİLİ YÜZ?
YA GÖZLER ALTINDAKİ MOR HALKALAR?
NEDEN BÖYLE DÜŞMAN GÖRÜNÜRSÜNÜZ,
YILLAR YILI DOST BİLDİĞİM AYNALAR?
ZAMANLA NASIL DEĞİŞİYOR İNSAN!
HANGİ RESMİME BAKSAM BEN DEĞİLİM.
NERDE O GÜNLER, O ŞARKI, O HEYECAN?
BU GÜLER YÜZLÜ ADAM BEN DEĞİLMİŞİM;
YALANDIR KAYGISIZ OLDUĞUM YALAN.
HAYAL MEYAL ŞEYLERDEN İLK AŞKIMIZ ;
HATIRASI BİLE YABANCI GELİR.
HAYATA BERABER BAŞLADIĞIMIZ,
DOSTLARLA DA YOLLAR AYRILDI BİR BİR;
GİTTİKÇE ARTIYOR YALNIZLIĞIMIZ.
GÖKYÜZÜNÜN BAŞKA RENGİ DE VARMIŞ!
GEÇ FARK ETTİM TAŞIN SERT OLDUĞUNU.
SU İNSANI BOĞAR, ATEŞ YAKARMIŞ!
HER DOĞAN GÜNÜN BİR DERT OLDUĞUNU,
İNSAN BU YAŞA GELİNCE ANLARMIŞ.
AYVA SARI NAR KIRMIZI SONBAHAR!
HER YIL BİRAZ DAHA BENİMSEDİĞİM.
NE DÖNÜP DURUYOR HAVADA KUŞLAR?
NERDEN ÇIKTI BU CENAZE? ÖLEN KİM?
BU KAÇINCI BAHÇE GÖRDÜM TARUMAR?
NEYLERSİN ÖLÜM HERKESİN BAŞINDA.
UYUDUN UYANAMADIN OLACAK.
KİM BİLİR NERDE, NASIL, KAÇ YAŞINDA?
BİR NAMAZLIK SALTANATIN OLACAK,
TAHT MİSALİ O MUSALLA TAŞINDA.
CAHİT SITKI TARANCI
54
ŞAİRLERİMİZİ TANIYALIM
CAN YÜCEL (1926-1999)
Can Yücel, 1926 yılında İstanbul’da dünya ’ya geldi. Yazar ve eski milli eğitim bakanlarından Hasan Ali Yücel’in
oğludur. 1934 yılında Ankara, Atatürk Lisesi’ni bitirdi. DTCF Klasik Filoloji Bölümü’nde bir süre
okuduktan sonra İngiltere’ye giderek Cambridge Üniversitesi’nde öğrenimine devam etti.
Askerliğini Kore’de yaptı.
Şiirlerinde argo ve “müstehcen” sözlere sık sık yer verdiği gerekçesiyle kovuşturmalara
uğrayan Can Yücel, edebiyatın “edepli bir şey” sanılmasının temel bir yanılgı olduğunu savundu.
Öldüğünde, dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaretten kesinleşmiş bir yıl iki ay hapis
cezası bulunmaktaydı.
Can Yücel, 1999 yılında bademcik kanseri tedavisi gördüğü İzmir Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hayata gözlerini kapadı. Naaşı, son yıllarını geçirdiği Datça’ya gömüldü. Datça Belediyesi, adını
oturduğu sokağa verdi.
BAZI ESERLERİ;
HERŞEY SENDE GİZLİ, AKDENİZ YARAŞIYOR SANA, AKİS, AL BİR UZUN HAVA...
CAHİT SITKI TARANCI ( 1910-1946)
4 Ekim 1910'da Diyarbakır'ın Camii Kebir Mahallesi'nde doğdu. Galatasaray
Lisesi'nden mezun oldu. Mülkiye Mektebi'ne (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi)
devam etti, bir süre de Ankara Yüksek Ticaret Okulu'nda öğrenim gördü. Sümerbank'ta
memur olarak çalıştı. 1939'da Paris'e gitti. Paris Radyosu'nda Türkçe yayınlar spikerliği
yaptı. 2. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla yurda döndü. Askerliğini yaptı, bir süre İstanbul'da
babasına ait işyerinde çalıştı. Ankara'da Anadolu Ajansı'nda çevirmenlik yaptı. Toprak
Mahsulleri Ofisi ve Çalışma Bakanlığı'nda da bir süre görev yaptı. Geçirdiği kısmi felç
sonucu konuşma yeteneğini yitirdi. Tedavi için götürüldüğü Viyana'da 12 Ekim 1956'da 46
yaşındayken yaşamını yitirdi.
BAZI ESERLERİ; OTUZ BEŞ YAŞ, ABBAS, MEMLEKET İSTERİM, ÖMRÜMDE
SÜKÛT, ÖLÜMDEN SONRA, DALGIN ÖLÜ...
ORHAN VELİ KANIK (1914 -1950)
Orhan Veli Kanık İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe
Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. PTT Genel Müdürlüğünde ve Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme
Bürosunda çalıştı. Oradan ayrılınca Yaprak dergisini çıkardı.1950 yılında İstanbul’da vefat etti.
BAZI ESERLERİ ; Baharın İlk Sabahları , Güzel Havalar , İstanbul’u Dinliyorum ,
Cımbızlı Şiir , Harbe Giden , Sevdaya Mı Tutuldum...
55
KORKMA SAVUN HAKKINI
İnsanların hakkıdır, seçmek seçilmek
Hür iradeleri ile yaşamak
İsterse hakkını savunmak,
Korkma savun hakkını,
Tüm insanlar hür doğarlar.
Din, dil, ırk fark etmez,
Birbirlerinden ayrı bile olsalar
İnsan hakları değişmez sonunda.
İnsan haklarına saygı duyalım,
Kardeşlik, özgürlük, eşitlikle
Karanlıklar dağılsa.
Yolumuz aydınlığa ulaşsın.
Buket KARAKOYUN (8/B)
Milas Ortaokullular Arası Şiir Yarışması İlçe Üçüncüsü
56
Gerçekliğe giden yolda Sana bir iyi bir de kötü
İnsan iki hata yapabilir: haberim var. İyi haber;
Sonuna kadar gitmemek henüz ölmedik. Kötü
Ya da başlamamak. haber; hala yaşıyoruz.
Buddha Anton Çehov
Hiçbir şey yapmamak
İçin her şeyi yapabilirim.
JAMES A. GARFİELED
Mutlu mu olmak Yaşayanlar için
İstiyorsun? umut her zaman
Kimseden bir şey
bekleme… vardır.
Umutsuzluk, ölüler
Bob Marley
içindir.
Theokritos
Yapılırken heyecan
duyulmayan işler
başarılamaz.
Ralph Emerson
57
BİLMECELER
Dokuz ay zindanda yatar, altı ayda zil çalar.
Gece içindeyiz gündüz dışında pencereli kapılı şirin bir yuva.
Sarıdır sallanır dalında ballanır.
Gece gündüz yufka açar.
Su yutmuş toprağa ne denir.
Dağı var, taşı yok, köyü var, adamı yok, ırmağı var, suyu yok.
Kandilde var, mumda yok, mendilde var, çulda yok.
Kuyruğu var, at değil. Kanadı var, kuş değil.
FIKRALAR
9AKÇE Mİ 10AKÇE Mİ?
Bir gün Nasreddin Hoca rüyasında bir adamla konuşuyormuş. Adam 9 akçe
diyormuş, Nasreddin Hoca da 10 akçe diyormuş. Hoca rüyadan uyanmış, ellerinde hiç
akçe yok. Geri uykuya dalmış ve adama demiş tamam 9 akçe olsun
TEMEL TELEFON KONUŞMASI
Bir gün temel otobüse binmek istemiş ve başarıyla binmiş, tabi o sırada
şehirlerarası yolculuk yapıyormuş. Bir ara telefon çalmış arayan Fadime. Başlamışlar
konuşmaya. Hemen muavin gelmiş uyarmış. Beyefendi otobüste telefonla konuşmak
yasaktır. Bunu duyan Temel Fadime’ye: Fadime otobüste telefon ile konuşmak
yasakmış daaaa, sen konuş ben dinliyrum
Cevaplar
Bebek, ev, portakal, deniz, çamur, harita, dil, balık
58
KARİKATÜR
Bilinen en eski modern karikatür örnekleri,
belirli kusurlarını modele dökmek için insanları
gözlemleyen Leonardo da Vinci tarafından
verilmiştir. Bunlarda amaç, özgün olanın bir
portreden daha vurucu olduğu izlenimi
vermekti. Gian Lorenzo Bernini (1598-1680)
yine bu alandaki ilk sanatçılardan olup, bir
insanı üç-dört çizgiyle mizahi olarak
betimlemeyi başarmasıyla bilinmektedir.
Karikatür sanatı, zamanla Fransa ve
İtalya’daki kapalı aristokrat kesiminde
yaygınlaştı. James Gillray’in yaptığı The Plumb
Puding in Danger (1805).Eserde Pitt ve
Napolyon karikatürize edilmiş olup, İngiliz
tarihinin en bilinen karikatürleri arasında
gösterilmektedir.
Dünyada yayımlanan ilk karikatür
kitabı İngiltere’de basılan ve Mary Darly’nin
A Book of Caricaturas (1762) adını verdiği
eserdir. Yine 18. yüzyılda bu alanda
uzmanlaşan İngiliz Thomas Rowlandson
(1756-1827) ve James Gillray (1757-1815)
gibi isimler önemli eserler vermiştir.
Günümüzde karikatür geniş olarak
yapılan, hemen hemen her ülkede
okuyucusu ve hayranı bulunan, düzenli
olarak dergiler veya kitaplar halinde
satılabilen bir sanat dalıdır. Günümüzde
özellikle siyasi ve sosyal yergi amacı güden
karikatürler çok yaygındır.
59
CİRİT SPORU
Cirit, at üzerinde oynanan spor dallarından biridir. At üzerindeki sporcunun
süngü veya mızrağını rakibe karşı isabetli bir şekilde atmasını, muharebe anında kendisine
ve bineğine hâkimiyetini ve bu yolla rakibine üstün gelmesine amaç edinen, kuralları olan
bir spordur.
Cirit, Türklerin Orta Asya’ dan Anadolu’ya geldikleri dönemden beri
oynadıkları savaş oyunu olarak bilinmektedir. Daha sonraki dönemlerde Anadolu’da oynanan
ve atlı spor olarak anılan da cirit,
başlangıçtan beri nesilden nesile intikal
ederek günümüzde de varlığını devam
ettirmektedir. Alparslan döneminde
Anadolu’da oynanan bu spor dalı, özellikle
Doğu ve İç Anadolu’nun farklı yörelerinde
daha yaygındır. Anadolu’da 11-16.
yüzyıllarda bir savaş oyunu olarak oynanan
cirit, sonraki dönemlerde özellikle 19.
yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ülkesi ve
sarayında en büyük gösteri sporuydu. Müsabakalarda yaşanan hayati tehlike nedeniyle 2.
Mahmut döneminde bu oyunun oynanması yasaklanmış, daha sonra tekrar bir gösteri oyunu
olarak Anadolu’da oynanmaya başlanmıştır. Türkiye’de Cirit Sporuna günümüzde yoğun
ilginin Doğu Anadolu Bölgesinde yaşayan insanlarca gösterildiği gözlemlenmektedir. Bu
bölgede yer alan Erzurum İlinde ilk Atlı Spor İhtisas kulübü 1957 yılında kurulmuştur. Bu
ile bağlı ilçe, belde ve köylerindeki Atlı Spor Kulübü sayısı toplam 11’dir.
BEŞTAŞ
Beştaş, en az iki kişi ve beş küçük taşla oynanan bir çocuk oyunu.
Oyuncu, taşları yere attıktan sonra bir tanesini havaya fırlatıp o düşmeden yerdeki
taşlardan birini ya da birkaçını toplamak ve tekrar taşı
tutmak zorundadır. Havaya atılan taş yere düşerse, oyun
sırası öteki oyuncuya geçer. Taşlar önce birer birer,
sonra ikişer, üçer ve dörderli gruplar halinde toplanır.
Bundan sonra yere başparmak ve işaret parmağıyla köprü
yapılıp öteki oyuncunun seçtiği taşa değdirmeden tüm
taşlar bu köprüden geçirilir. Son aşamada taşların tümü
havaya atılıp elin tersiyle tutulur. Bunlar da fırlatılıp bu
kez avuç- la yakalanır. Avuçta ne kadar taş varsa o kadar
sayı kazanılır. Kimi yörelerde biççili de denir.
61
OYUN KÖŞESİ
GÜREŞ SPORU
Bedeni zeytinyağıyla yağlayarak yapılan bir tür
serbest güreş. M.Ö. 4. yüzyıldan beri Türklerin güreş
yaptığı bilinmektedir. İlkbahar aylarında doğanın
canlanışını kutlamak amacıyla yapılan kutlamalarda,
evlenme törenlerinde, zafer şölenlerinde hep güreş
karşılaşmaları yapılırdı.
Türkler tarafından çok sevilen yağlı
güreş karşılaşmalarının temeli, dengedir.
Pehlivanlar, İslâmî kurallara göre
bedenlerini örten (göbeğin altından diz
kapağının altına kadar) deriden yapılma
"kısbet" giyer, yağlanır ve daha sonra
birbirlerini yenene kadar güreşirler. Son
yıllarda yağlı güreşe de bazı kurallar
getirilmiş, zaman tahdidi konmuş ve
puanlama girmiştir. Yağlı güreş kapışmaları sırasında davul-zurna savaş havaları
çalar.
SATRANÇ
Satrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır’da oynandığına dair
bulgular piramitlerdeki kabartmalarda bulunmaktadır. Yine Çin’de,
Mezopotamya’da ve Anadolu’da oynanmaktaydı. Oyunun bugünkü adını alması, MS
3. – 4. yüzyıllarda Hindistan’da, oyuna ÇATURANGA denmesi ile başlar.
Satranç ile ilgili ilk yazılı
belgeler Hindistan’dan kalmadır. Daha
sonra satranç İran’a, onlardan
Araplara, Endülüslüler sayesinde de
İspanya üzerinden Avrupa’ya
yayılmıştır. Arap ve Avrupa el yazması
kitaplardan sonra, İspanyol Lucena’nın
ilk basılı satranç kitabında (1497)
satrancın o zamanki yeni kuralları açıklandı. O zamandan bugüne kadar, satranç
oyununun kuralları değişmeden gelmiştir.
62
RESİM ÇALIŞMALARIMIZ
63
64
65
EN ETKİLİ VE EN KOLAY BEŞ BEYİN EGZERSİZİ
Öğrenmenin sonu yoktur. Öğrenme bir başkası tarafından deneyimlerin aktarılması ile gelişir. Bunun da adı
eğitimdir. İyi bir eğitim beyni geliştirir.
1-BOL KİTAP OKU
Kitap okumak en faydalı beyin geliştirme yöntemidir. Kitap okumak sağ ve sol lobu beraber geliştirir. Çünkü
kitap okurken sol tarafla takip edilen ve kavranan kavramlar, sağ tarafta hayal edilir. Bunun için televizyon
izlemek sağ lobu pasif bırakır.
2-BULMACA ÇÖZ
Sık sık bulmaca çözmek, beyni çalıştırır.
3- DENEY YAP
Okunan bilgilerin uygulamaya geçirilmesi önemlidir. Okullardaki deneyler sonucunda dersler daha iyi anlaşılır.
4- HOBİ BUL
Öğrencilikte ve çalışma hayatı içinde resim, müzik veya el işi gibi sağ tarafı geliştirecek hobiler edinin.
5- SPORA BAŞLA
Spor yapmak, yeterli uyumak ve beslenmeye özen göstermek, beynin dinç ve güçlü kalmasını, olumsuz
düşünceleri yok ederek beynin daha kolay öğrenmesini sağlar. Önerim açık havada kitap okumanı
66