The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.

EKİNOKS COĞRAFYA DERGİSİ-2018
İSTANBUL-KARTAL İMKB MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ YILLIK COĞRAFYA DERGİSİ. SAYI:1

Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by MÜJDAT AYDIN, 2018-06-12 09:15:27

EKİNOKS COĞRAFYA DERGİSİ-2018

EKİNOKS COĞRAFYA DERGİSİ-2018
İSTANBUL-KARTAL İMKB MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ YILLIK COĞRAFYA DERGİSİ. SAYI:1

Keywords: coğrafya,ekinoks,dergi

Coğrafya Dergisi/ Sayı 1 - Mayıs 2018 KARTAL İMKB MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

Tarımda Türkiye’nin Motivasyonunuzu Artıracak
HOLLANDA ENDEMİK BİTKİ
Mucizesi 2 BAŞARI ÖYKÜSÜ
Türleri

Dünya’nın En Derin Noktası Coğrafi Bilgini Test Et
Bulmaca ve Eşleştirme
Mariana Çukuru

UNESCO Tarafından
Dünya Mirası Listesi’ne Alınan
Kültürel ve Doğal Varlıklarımız

Röportaj

MÜJDAT AYDIN ile Deprem Üzerine

Makale

SERKAN ÇİFTÇİ ile Türk Mutfağı ve Bölgesel Lezzetler Hakkında



ÖNSÖZ

İnsan ve mekân (yer) sürekli etkileşim halindedir. Kelime anlamı “yeri tasvir etmek” olan Coğrafya;
insanlar ile mekân arasındaki ilişkiyi neden-sonuç, dağılış ve karşılıklı ilgi ilkeleriyle sorgulayan ve
inceleyen bir bilim dalıdır.

Coğrafya, sadece doğal oluşumların nasıl meydana geldiklerini, dağılışını, birbiriyle olan ilişkilerini
incelemez; aynı zamanda yeryüzünde insanlar tarafından meydana getirilen tarım, hayvancılık,
ormancılık, madencilik, turizm, ticaret, sanayi, ulaşım ve enerji gibi ekonomik faaliyetler; nü-
fus, yerleşme, göç gibi beşeri faaliyetlerle de ilgilenmektedir. Bu açıdan Coğrafya, günlük yaşamla
örtüşen birçok konuyu içinde barındırır.

Coğrafya sayesinde bireyler yeryüzünü tanımanın yanı sıra yeryüzünde yaşayan farklı toplumları,
kültürleri, inançları da tanıyıp öğrenirler. Coğrafi bilince sahip olan insanlar havaya, suya, toprağa,
bitki örtüsüne ve bu ortamlarda yaşayan canlılara karşı daha saygılı ve duyarlı olurlar. Aynı za-
manda coğrafya bilinci insanlara yaşadıkları çevreyi korumayı ve vatan sevgisi de kazandırır.

Derginin ismini belirlerken bir coğrafi terim olmasına dikkat ettim. Bu kapsamda gece-gündüz
eşitliği anlamındaki “Ekinoks” kelimesini derginin isimi olarak belirledim.

Ekinoks dergisinin içeriğinin üretimi ve derlenmesi konusunda haftalarca emek harcadım. Dergide
kendi ürettiğim içeriklerin yanı sıra internet ortamından elde edilmiş coğrafi haber, yazı, söz ve
görselleri incelikle derleyerek dergiye ekledim. Bu şekilde öğrencilerimizin ve coğrafyaya ilgi duyan
herkesin yararlanabileceği bir dergi ortaya çıktı.

Teşekkürler!

Derginin hazırlanmasında fişeği ateşleyen ilk kişi olan okul müdürümüz Yasin IRMAK’a, derginin tasarımı
konusundaki özverili ve başarılı çalışmalarından dolayı Bade Gaye TUNA’ ya, “Türk Mutfağı ve Bölgesel
Lezzetler” konusundaki görüşlerinden dolayı Serkan ÇİFTÇİ’ ye, benimle deprem konusunda röportaj
gerçekleştiren öğrencilerimiz Sebahat Büşra TEMELLİ ve Beyzanur SAĞIROĞLU’ na ve derginin tasarım
ve basım maliyetinin karşılanmasındaki desteklerinden dolayı Okul Aile Birliği’mize teşekkürlerimi il-
etirim.

MÜJDAT AYDIN

EKİNOKS COĞRAFYA DERGİSİ Yıl: 2018 Sayı: 1

Genel Yayın Yönetmeni ve Editör: MÜJDAT AYDIN

Grafik Tasarım: BADE GAYE TUNA

Adres: Esentepe Mh. Pamuk Sk. No:7 Kartal İMKB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Kartal/ İstanbul

İrtibat: [email protected]

İÇİNDEKİLER

01 Bilim Adamları 08 Makale
02 09
03 Coğrafya Bilimine Katkısı Olan 10 Serkan Çiftçi ile Türk Mutfağı ve
04 Bilim Adamları ve Eserleri 11 Bölgesel Lezzetler Hakkında
05 Sayfa 3-4 12 Sayfa 27
06 13
Deprem Üzerine Röportaj Gözlemevi-Planateryum
07 Gösterisi Gezisi
Okulumuz Coğrafya Öğretmeni
Müjdat Aydın ile İstanbul Üniversitesi
Gözlemevi - Planateryum
Deprem Üzerine Röportaj
Sayfa 5-6 Gösterisi Gezisi
Sayfa 28-29
Oymyakon
Bunları Biliyor muyuz?
Dünyanın En Soğuk Köyü
Sayfa 7 İlginç Coğrafi Bilgiler
Sayfa 30-31
Mariana Çukuru
İlginç Coğrafi Oluşumlar
Dünyanın En Derin Noktası
Sayfa 8-9 İlginç Doğal Oluşum
ve Olaylar
Endemik Bitkiler
Sayfa 32-33
Türkiye’nin Endemik Bitki Türleri
Sayfa 10-11 Başarı Hikayeleri

Dünya Mirası Motivasyonunuzu Arttıracak
2 Başarı Öyküsü
Türkiye’nin, UNESCO Tarafından Sayfa 34-35
Dünya Mirası Listesi’ne Alınan Doğal
Cezayir
ve Kültürel Varlıkları
Sayfa 12-16 Bir Ülke Tanıyalım
Sayfa 36
Haberler
14 Bulmaca ve Etkinlik
Türkiye ve Dünyadan
Çeşitli Coğrafi Haberler Coğrafik Bulmaca ve
Eşleştirme Etkinlikleri
Sayfa 17-26
Sayfa 37-39

Tarihte, Coğrafya Bilimi’ne Katkısı Olan “ Coğrafya Kaderdir “

Türk, Müslüman ve Yabancı Bilim Adamları İbn-i Haldun

Evliya Çelebi

1611-1682 yılları arasında yaşamış ünlü bir seyyahtır.
17. yüzyılın en büyük Türk gezginidir. Gezdiği yerlerin beşeri
ve fiziki coğrafya özelliklerini tasvir ederek eserinde toplamış
ve bu eser günümüz coğrafyacılar tarafından benimsenen
önemli bir kaynaktır. Eseri; Seyahatname’dir.

İbn-i Haldun

Tunus’ta doğmuştur. Orta Çağ’da İslam Dünyası’nın en ünlü
gezginlerindendir. En önemli eseri Kitap El-İbar (İbret Verici
Kitap)’dır. Berberi topluluklarının ve İslam İmparatorluklarının
İslam öncesindeki sosyal-ekonomik özellikleri hakkında bilgi
vermektedir. İnceleme alanına ilişkin jeopolitik ve siyasi coğrafya
bilgilerine yer vermektedir.

Strabon

(M.Ö. 58 – M.S. 21), Amasya’da doğmuş ve burada ölmüştür. Eski
Çağ’da Roma Devri’nin en büyük coğrafyacısı olarak kabul edilmek-
tedir. Dünyanın ilk coğrafyacısı olarak kabul edilmektedir. Sardunya
ve Etiyopya’nın sınırlarına kadar seyahat ettiği söylenmektedir. Tar-
ih, coğrafya ve felsefe konularında çalışmış, bilgi toplamış ve eserl-
erini yazmıştır. Ünlü eseri Geographika “Coğrafya” seyahat gözlem-
lerini ve dünyanın coğrafi yapısına ilişkin düşüncelerini içermektedir.
Eser, ülkemizin tarihi coğrafyası ve arkeolojisi açısından önemli
bir kaynak durumundadır.

Piri Reis

1470 – 1554 yılları arasında yaşamıştır. Büyük Türk Amirali Piri Reis devrinin en
ünlü Türk kartoğrafıdır. Dünya haritasını hazırlayan ilk Türk ünvanına sahiptir. Bu
haritanın sadece Amerika’yı gösteren paftası günümüze ulaşmıştır. Eseri; Kitab-ı
Bahriye’dir.

Batlamyus

Doğum ve ölüm tarihleri tam olarak bilinmemektedir. Mısır’da MS. I.Yüzyılda

doğduğu söylenmektedir. Roma İmp. devri coğrafyacısı olduğu kabul edilir.

Roma imparatorluğu devrinde dünyayı en gerçekçi bir şekilde tasvir etmiş

coğrafyacı olarak bilinir. Hazırladığı dünya haritası gerçeğe nispeten yakındır.

Çalışmalarında bugünkü Hint Okyanusu güneyinde büyük bir kara parçası

bulunduğunu ileri sürmüş, ve bu kara parçasının daha sonradan Antarktika

olduğu anlaşılacaktır. 3

“ Bir devletin politikası, coğrafyasında saklıdır“

Napolyon

Biruni

978 – 1048 yılları arasında yaşamıştır. Harezmi’de doğduğu söylenmek-
tedir. Çağının ünlü bir matematik ve matematik coğrafyacısı olarak bilinir.
Dünyanın yarıçapın 6.425,7 km. olarak hesaplamıştır(Gerçeği : 6.376 km.).
Dünyanın çevresini 42.516 km olarak hesaplamıştır(Gerçeği : 40.076km).
Eseri; El-Kanun El-Maksudi’dir.

Wegener

1880 – 1930 yılları arasında yaşamış Alman bilim adamıdır.
Aynı zamanda bir meteoroloji uzmanıdır. Kıta kayması kuramını ilk
ortaya atan bilim adamıdır.

Ali Kuşçu

XV. yüzyıl başlarında, Semerkand’da doğmuştur. Babası Muhammed,
ünlü Türk Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için, ailesi
“Kuşçu” lakabıyla meşhur oldu. İstanbul’un enlem ve boylamını ölçerek
güneş saatleri yapmıştır. Astronomi ve matematik konusunda iki önemli
eseri vardır. Fethiye; astronomi kitabıdır. Otlukbeli Savaşından sonra
Fatih’e sunulmuştur. Üç bölümden oluşmaktadır; Diğer eseri “Muham-
mediye” adını verdiği matematik kitabıdır. Ali Kuşçu 1474’te İstanbul’da
vefat etti.

Tales

M.Ö. 636 – 546 yılları arasında yaşamıştır. Ege kıyısında bulunan Milet’te
doğmuştur. Daha çok matematik alanında çalışma yapmıştır.
Coğrafi görüş olarak dünyanın şekli hakkında bir teori ortaya atmıştır. Tales’e
göre Dünya, okyanuslar üzerinde yüzen bir diske benzer ve de yuvarlaktır.

Eratostenes

M.Ö. 276 – 195 yılları arasında yaşamıştır. Asvan’da doğmuştur. Öğrenimini
Atina’da yaptıktan sonra İskenderiye’ye yerleşerek çalışmalarını orada
sürdürmüştür. Coğrafya ismini ilk kullanan kişi olduğu için coğrafya ilminin
adını ilk koyan kişi olarak bilinir. Dünyanın ekvator üzerinde çevre uzunluğunu
ve bir derecelik meridyen yayını hesaplamıştır. Bölgesel Coğrafya’nın
gelişmesine de katkısı olmuştur.

4

Deprem Hakkında Ne Kadar Bilgiliyiz?

Dünyada kaydedilen en büyük deprem hangisidir? Fay nedir?
1900’ den bu yana kaydedilen en büyük deprem, 22 Yer kabuğunu oluşturan kayaçların bir yüzey bo-
Mayıs 1960’ ta Şili’ de olmuştur. (9,5 şiddetinde) yunca kırılması ve oluşan iki parçanın birbirine göre
Türkiye’de kaydedilen en büyük deprem hangisidir? göreceli olarak yer değiştirmesidir.
Aletsel dönemde ülkemizde kaydedilen en büyük Kuzey Anadolu Fay Hattı nedir?
deprem 26 Aralık 1939 Erzincan’ da olmuştur. Gece Doğuda Karlıova ile batıda Mudurnu vadisi arasında
yarısı olan depremde yaklaşık 33.000 kişi ölmüştür. doğu - batı doğrultusunda bir yay gibi uzanır.
(7,9 şiddetinde) Dünyanın en aktif ve en önemli kırık hatları arasında
Yeryüzünde en az sallanan kıta hangisidir? yer alan Kuzey Anadolu fay zonunun uzunluğu
Depremi en az olan kıta Antartika’dır. yaklaşık 1200 kilometredir; genişliği ise 100 metre
Magnitüd ve Şiddet arasındaki fark nedir? ile 10 kilometre arasında değişir.
Magnitüd depremin kaynağında açığa çıkan enerjinin Deprem olan her yerde fay var mıdır?
bir ölçüsü; şiddet ise depremin yapılar ve insanlar üz- Eğer yoksa bile yeni bir tane oluşmuştur.
erindeki etkilerinin bir ölçüsüdür. Sıvı Etkisi nedir?
Depremin Şiddeti nedir? Kum - kil gibi gevşek malzemeden oluşan katman-
Depremin yer yüzeyindeki etkileri depremin şiddeti ların deprem sırasında sıvıların çalkalanmasına
olarak tanımlanır. Şiddetin ölçüsü, insanların deprem benzer bir özellik göstermesidir.
sırasında uykudan uyanmaları, mobilyaların hareket Deprem nerelerde oluşur?
etmesi, bacaların yıkılması ve toplam hasar gibi çeşitli Deprem herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda
kıstaslar göz önüe alınarak yapılır. Şiddeti tanımlamak oluşabilir. Genel olarak depremlerin kabuğu oluşturan
için birçok ölçek geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın levhaların sınırlarında oluştuğu söylenebilir. Dünya-
olarak kullanılanı Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeği’ nın çeşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin
dir. Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzey- tekrarlandığı gözlenmiştir ve bu kesiler hep levha
den oluşur. Hiçbir matematiksel temeli olmayıp bütünü sınırlarıdır. Depremlerin yoğun olarak gözlendiği bölge-
ile gözlemsel bilgilere dayanır. ler yeryüzünde üç ana kuşak oluşturur.
Artçı Deprem nedir? 1.Kuşak (Pasifik Deprem Kuşağı): Yeryüzündeki büyük
Ana depremi izleyen daha küçük sarsıntılar dizisidir. depremlerin %81’ i bu kuşak üzerinde gerçekleşir.
Depremler önceden belirlenebilir mi? 2.Kuşak (Alpine): Yeryüzündeki büyük depremlerin
Var olan koşullarda depremin önceden belirlenmesi %17’si bu kuşakta oluşur.
olanaksızdır. 3.Kuşak (Atlantik): Bu kuşak Atlantik Okyanusu
ortasında yer alan levha sınırı (Atlantik Okyanus
Sırtı) boyunca uzanır.

5

Okulumuz Coğrafya Öğretmeni 4) Oturmuş olduğunuz binanın fiziksel yapısı
Müjdat Aydın ile Deprem Üzerine nasıldır? Deprem yönetmeliğine uygun mu?
Merdivenler dışında ayrı bir kaçış alanı var mı?
RÖPORTAJ
Yaşadığım bina 17 ağustos 1999 depremin-
den 2 yıl önce yapımı tamamlanmış. İstanbul’da
bu tarihten önceki binaların genelinde deprem
yönetmeliğindeki eksikliklerden dolayı uygun-
suz malzemeler kullanılmıştır. Ev sahibi ile bu konu
hakkında detaylı konuşmadım. Yaşanacak büyük
İstanbul depreminde yaşadığım binanın dayanıklılığı
konusunda herkes gibi soru işaretleri taşımaktayım.
4 katlı bir binada oturduğum için emsallerinde olduğu
gibi az katlı binalarda merdiven dışında kaçış alanı
bulunmamaktadır. Binaların en dirençsiz kısımlarının
merdivenler olduğunu düşünecek olursak binanın kat
sayısına bakmadan her binada dayanıklı malzeme-
den yapılmış ikinci bir kaçış alanı bulunması gerektiğini
düşünüyorum.

1) Yaşadığınız bölgenin deprem yapısı ve muhtemel 5) Ev içerisinde deprem anında sizin ve aile bi-
deprem senaryoları sizce nasıldır? reylerinizin sığınabileceği yaşam alanları be-
lirlediniz mi?
Zaman zaman büyük depremlerin yaşandığı Türkiye’nin
en aktif kırığı olan Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Deprem anında ilk 10-15sn. çok önemlidir. Bu süre
Deniz’ inde İstanbul adalarının hemen açıklarından içerisinde eğer dışarı çıkma şansınız varsa hızlı bir
geçmesinden dolayı deprem riskinin yüksek olduğu şekilde evden dışarı çıkılmalıdır. Eğer yüksek katlarda
bir şehirde yaşamaktayız. “Türkiye Deprem Teh- oturuyorsanız bu kadar kısa sürede binanın dışına
like Haritası”nı incelediğimizde İstanbul’un Marma- çıkma ihtimaliniz düşük. Deprem felaketinde ölüm-
ra Denizi’ne kıyısı olan Adalar, Kartal, Pendik, Tuzla, lerin en fazla yaşandığı yer bina merdivenleridir. Mer-
Maltepe, Kadıköy, Bakırköy ve Avcılar gibi ilçelerinin divenler ana binadan bağımsız sarsıldıklarından dolayı
1.derece deprem tehlike alanında yer aldığını görüy- binaların en dirençsiz bölümleridir. Örneğin bina ciddi
oruz. Günümüz teknolojisinde depremlerin nere- şeklide zarar görmese de merdivenler yıkılabilir ve bu
de, kaç şiddetinde meydana geleceği az çok tahmin sizin yaralanmanıza veya ölümünüze neden olabilir.
edilebilmekte fakat depremin yaşanacağı tarih ko- Bu yüzden bizim için en doğru karar evde en sağlam
nusunda kesin ifade belirtilememektedir. Televizyon, eşyaların kenarlarına uygun şekilde sığınmamızdır.
gazete, dergi ve internet ortamında beklenen İstanbul
Depremi ile ilgili sık sık haberler duymaktayız. Uz- 6) Afet çantası hazırladınız mı? Çantada neler
manlar İstanbul’da şiddetli bir depremin yaşanacağını; bulunması gerektiğini biliyor musunuz?
yaşanacak depremin de çok yıkıcı olacağını söylemek-
tedirler. Deprem yeryüzünde en sık görülen ve en büyük can
kayıplarına neden olan doğal afettir. Deprem önc-
2) Yaşam alanımızın yakınından geçen fay hattı olup esi ve deprem sırasında alacağımız doğru kararlarla
olmadığını biliyor musunuz? depremin yaşatacağı zararları azaltabiliriz.
Gerçekçi olmak gerekirse herhangi bir Afet çantası
Artık gelişen teknoloji ile günümüzde yerin derin- hazırlamadım. Ama hazırlanması gerektiğini ve Afet
liklerinde bulunan fay hatları tespit edilebilmektedir. çantasında nelerin bulunması gerektiğini biliyorum.
Bu kapsamda Türkiye’de birçok üniversite ve kurum Eğer bir deprem çantası hazırlayacak olursam içer-
uyguladıkları bazı yöntemlerle fay hatlarının yerini, isinde şu malzemelerin bulunmasına özellikle dikkat
derinliğini, hareket yönünü tespit etmekte ve bazı hari- ederdim: Su, kuru gıda, el feneri, ilk yardım malzeme-
talar hazırlamaktadırlar. Başbakanlığa bağlı AFAD (Afet leri, bir miktar para, ev ve arabanın yedek anahtarı,
ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı), 2018 yılı başında çadır, uyku tulumu, yağmurluk, yedek kıyafet vs.
internet ortamında halka açık olarak sunduğu interak-
tif harita ile yaşadığınız yerin kaçıncı derece deprem 7) Göçük altında mahsur kalınması durumunda
risk alanı olduğu sorgulanabilmektedir. Yaşadığım ilçe sesimizi duyurabilmek için neler yapmamız
olan Kartal’ın Kuzey Anadolu Fay Hattı’na yakınlığından gerekir?
dolayı 1.derece deprem tehlike alanında yer aldığını ve
bu kapsamda hareket etmem gerektiğini biliyorum. Göçük altında kaldığımız da iki seçeneğimiz var. Ya
kadere teslim olmak gerektiğini düşünüp mücadeleyi
3) Olası bir depremde sizin bölgenizde tahsis edilmiş bırakmak, ya da hayatta kalma uğraşını sonuna kadar
toplanma bölgesini biliyor musunuz? sürdürüp çaba göstermek. 2013 yılında Bangladeş’te
çöken bir fabrikanın yıkıntıları arasından bir kadın fela-
Biliyorum, yaşadığınız yere en yakın toplanma alanlarını ketten 17 gün sonra canlı olarak çıkabiliyor ise bizim
belediye sitesinde bulabilir veya muhtarlıktan öğre- de kesinlikle pes etmeden sürekli yardım çağrısında
nebilir. Yaşadığım Esentepe Mahallesi’nde aşağıda bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Yüksek sesle
belirttiğim 5 toplanma alanı belirlenmiş. yardım istenebileceği gibi ıslık da çalınabilir. Eğer
sesli olarak yardım isteyecek takatimiz yoksa elimize
Eyüp İzmirli Parkı, Çamlık Parkı, 75. Yıl Parkı, Mercan alacağımız sert bir cisimle ses çıkarabilecek cisimlere
Parkı, Kocatepe Caddesi veya duvarlara vurmak da bulunmamızda etkisi olabilir.

6
Röportajı yapan öğrenciler: Sebahat Büşra Temelli, Beyzanur Sağıroğlu / Nisan 2018

“ Termometrelerin -67 Dereceyi Gördüğü
Dünya’nın En Soğuk Köyü”

OYMYAKON

Rusya’nın kuzeydoğu kesimindeki Saha Cumhuriyeti’ne bağlı Oymyakon Köyü,
dünyanın yaşanabilen en soğuk yeridir. Sibirya’da bulunan Oymyakon Köyü şu sıralar
dünyanın en soğuk yerleşim yeri. Termometrelerin eksi 67 dereceyi gördüğü köyde
yerel halkın kirpikleri dahi soğuktan buz tutuyor.

Kış aylarında köyde elektronik cihazlar
ve otomobiller kullanılmıyor.

Köyde yaklaşık 550 kişi yaşamaktadır.

Köyde içme sularının donmaması için yerden
ısıtmalı sistemler kullanılıyor. Su tesisatları
donduğu için evlerin içerisinde tuvalet bulunmuy-
or. Tuvaletler evlerin dışında yer alıyor.

Dünyanın en soğuk köyü olan Oymyakon’da yaz
mevsimi de son derece serin geçiyor. Köyde yaz
aylarında -10 derecenin görülmesi son derece
normal bir durum.

Hasta olmamak için dışarıya çıkarken kalın kürkler
giymek gerekiyor. Günün birinde yolunuz bu köye
düşerse; sıkı giyinmeyi ihmal etmeyin.

Zemin buzla kaplı olduğu için Oymyakon Köyü’nde
tarım yapmak mümkün değil. Bu nedenle köylüler
et tüketimine ağırlık veriyor.

7

MARİANA ÇUKURU “ Dünyanın En Derin Noktası”

Mariana Çukuru’nun Coğrafi Konumu Mariana Çukurunun Oluşumu
Mariana Çukuru, Kuzey Pasifik
Okyanusunun batısındaki bulunan Okyanus altındaki farklı plakaların çarpışması, zayıf plakaların kırılmasına ve
Dünyanın en derin noktasıdır. Mariana depremler ile okyanus tabanında büyük yarıkların oluşmasına neden olur.
Çukuru , Mariana Adaları’nın doğu ve Çarpışmanın yaşandığı dalma bölgesinde, plakalardan biri diğerinin altına ka-
güneyinde yer alır ve Endonezya ile yar ve yerkabuğunun altına batar. Dolayısıyla, yerkabuğunun altına manto adı
Japonya’nın tam ortasında bulunur. verilen tabakaya batan plakanın üzerinde çok büyük ve derin bir çukur oluşur.
Mariana Çukuru’nun Boyutları Yapılan araştırmalar, Pasifik Plakası ile Filipin Plakası’nın çarpışması sonucu,
Hilal şeklindeki Mariana Çukuru’nun Mariana Çukuru’nun oluştuğunu göstermektedir. 180 milyon yıllık tektonik bir
derinliğinin belirlenmesi teknik tabaka olan Pasifik Plakası, daha genç ve küçük olan Filipin Plakası’nın altına
sıkıntılar nedeniyle zaman almıştır. kayarak Dünyanın bilinen en derin çukurunun meydana gelmesini sağlamıştır.
Yıllar içinde yapılan araştırmalarda
farklı sonuçlar verse de günümüzde Mariana Çukuru’nun Keşfedilmesi ve Ölçümler
Mariana Çukuru’nun en derin noktası
deniz seviyesinin yaklaşık 10.994 Mariana Çukuru, 19 uncu yüzyılın ikinci yarısında deniz yatağı hakkından
metre altıda olduğu kanıtlanmıştır. çalışmalar yapan bir grup bilim adamı tarafından keşfedilmiştir. 23 Mart 1875
Çukurun en derin noktası, Challanger Tarihinde, HMS Challenger adlı gemi ile Mariana Adaları’nın güneybatısında ve
Deep olarak adlandırılır. Mariana Caroline Adaları’nın kuzeyinde, 11 ° 24 kuzey enlemi ve 143 °16 doğu boylamı
Çukuru aynı zamanda 2.542 kilo- koordinatlarında ağırlık sarkıtma yöntemiyle yapılan sondajlar sonucu Mariana
metre uzunluğunda ve 69 kilometre Çukuru bulunmuştur. Yüzlerce kiloluk kurşunun halatlara bağlanarak okyanus
genişliğindedir. dibine sarkıtılması sonucu 8184 metre derinliğe ulaşan araştırmacılar, emin
olmak için ikinci bir kez ölçüm yaparak keşfi teyit etmiştir. Bu çalışmalar, aynı
YANLIŞI DÜZELTELİM! zamanda, oşinografinin (okyanus bilimi) doğuşunu da ifade eder.
Britanya Kraliyet Donanmasının araştırma gemisi, 1951 yılında Mari-
8 ana Çukuru’nda sonar teknoloji kullanarak araştırmalar yürüttü. Döne-
min ileri düzey sonar teknolojisi sayesinde okyanus altına gönder-
ilen ses dalgaları yardımıyla 11.033 metre derinlik tespit edilmiştir.
Ayrıca, gölgenin deniz yatağının haritası çıkarılarak Mariana
Çukuru’nun bir delik olmaktan öte, 2.542 km uzunluk ve 69 km genişliğinde
yarım daire şeklinde devasa bir coğrafi oluşum olduğu ortaya çıkarıldı.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA)
tarafından 2010 yılında Mariana Çukuru’nun Challange Deep bölgesinde
araştırmalar yapılmıştır. Gönderilen ses titreşimleri ile sayesinde çukurun
bugünkü bilinen en derin seviyesi (10.994 m) belirlenmiştir.

İnternette “Mariana Çukuru” yazıldığında, onlarca web sitesinde görsel olarak
yandaki fotoğrafla karşılaşacaksınız. Aslında fotoğraftaki doğal oluşum Mari-
ana Çukuru değil, ondan binlerce km. uzaklıkta bulunan Orta Amerika ülkesi
olan Belize’nin açıklarındaki Büyük Mavi Çukur’dur.

Mariana Çukuru’na
Yapılan Dalışlar

Mariana Çukuru’na yapılan ilk dalış, 23 Ocak 1960 tarihinde gerçekleşti. Challenger Deep’te gerçekleştirilen 10.916
metrelik bu rekor dalış, İsviçreli okyanus mühendisi Jacques Piccard ve ABD donanma subayı Don Walsh tarafından
ABD Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait Fransız yapımı Trieste batiskafı (Keşif dalışlarında kullanılan denizaltı) ile
yapıldı.
Challanger Deep’teki bir sonraki dalış, yaklaşık 52 yıl sonra Kanadalı film yapımcısı James Cameron tarafından
gerçekleştirildi. Cameron, 26 Mart 2012 tarihinde Deepsea Challenger adlı batiskaf ile yaklaşık 10.898 metreye tek
başına dalarak bu alandaki yeni rekorun sahibi olmuştur. Deepsea Challenger ile yaklaşık 156 dakika süren bir yolcu-
luk sonucunda Mariana Çukuru’nun zeminine ulaşan James Cameron, 3 saat boyunca incelemelerde bulunmuş ve 70
dakikalık bir süre zarfında yüzeye çıkmayı başarmıştır.
Deepsea Challenger Cameron tarafından dizayn edilerek Avustralyalı mühendislerce inşa edilmiştir ve metrekarede
7000 tonun üzerindeki bir deniz basıncına dayanıklıdır.

Mariana Çukuru Hakkında İlginç Bilgiler

* Mariana Çukuru’ndaki suyun sıcaklığı 1 ° C ile 4 ° C arasında değişir ve
dolayısıyla, donma noktasına yakındır.

* Mariana Çukuru 180 milyon yıl öncesine dayanan tarihiyle, dünyanın en
eski okyanus yataklarından birisi olarak kabul edilmektedir.

* Mariana Çukuru’nun tabanındaki basınç, deniz seviyesindeki standart
atmosferik basıncın bin katından daha fazladır. Diğer bir ifadeyle, Mari
ana Çukuru’nun tabanında santimetrekareye uygulanan 8 tonluk su
basıncı, bir kişinin tepesine 50 tane Boeing 777 uçağı yerleştirilmesi
demektir.

* Yüksekliği 8848 metre olan Everest Dağı’nın tamamen yutabilecek bir derinliğe sahip olan Mariana Çukuru,
Everest’ten 2147 metre daha büyüktür.

* Guam ve Kuzey Mariana Adalarına ilişkin hakları nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri, Mariana Çukuru
üzerinde yönetim hakkına sahiptir.

* Mariana Çukuru, yüksek asit oranı nedeniyle toksinli olarak kabul edilir. Öte yandan, oşinograflar, Challenger
Deep’ten alınan bir çamur örneğinden, 200 kadar farklı mikroorganizmanın ve ayrıca 2 cm uzunluğunda ka-
rides benzeri kabukluların çukur zemininde yaşadığını keşfetmiştir.

* Challanger Deep, keşfin yapıldığı HMS Challenger gemisinin adı ile anılmaktadır.

9

Kaynak: http://cozumpedia.com

TÜRKİYE’ NİN ENDEMİK BİTKİ Endemik Bitki: Bulunduğu bölgenin ekolojik şartları
yüzünden yalnızca belirli bölgede yetişen, dünyanın
TÜRLERİNİ TANIYALIM başka yerinde yetişme ihtimali olmayan, yöreye
özgü bitki türüdür. Yerli, o yöreye ait demektir.

Türkiye, bulunduğu iklim kuşağı, yer şekillerinin çeşitlilik gösterme-
si ve üç kıta arasında doğal bir köprü olması gibi coğrafi özellikler-
inin etkisiyle endemik bitki türleri açısından dünyanın önemli ül-
keleri arasında yer almaktadır. Türkiye’de doğal ortamda yetişen
yaklaşık 11.700 bitkinin 3650’sini endemik bitkiler oluşturur.
Bu açıdan değerlendirdiğimizde Avrupa Kıtası’nın tamamından daha fa-
zla endemik bitki türü barındırmaktadır. Şimdi yalnız ülkemizde yetişme
olanağı bulan bazı endemik bitki türlerini tanıyalım.

İstanbul Nazendesi Anadolu Glayölü Zambakgiller

Türkiye’ nin kuzeybatısında, İstanbul’un Anadoluglayölü,adındandaanlaşıldığıgibi Genellikle çok yıllık otsu, nadiren
Asya yakasındaki fundalıklarda zengin yalnızca Türkiye’ ye özgü, yani endemik. çalı şeklinde bitkilerdir. Türkiye’de
popülasyonları bulunur. Avrupa çapında Kızılçam ormanlarında, maki ve kireç taşlı 44 cins ve bunlara ait 430 türü
nadir bir bitki olan İstanbul nazendesinin bölgelerde yetişiyor. Akdeniz ve Ege’nin olduğu bilinmektedir.
koruma altına alınması önemlidir. bazıbölgelerinde rastlanıyor.

Kazdağı Göknarı Çan Çiçeği Antalya Çiğdemi

Familyasından Türkiye’de yalnızca Familyasından bir, iki ya da Çok yıllık bir bitkidir. 900-1250
Kazdağı’nda yetişen endemik bir çok yıllık bitkilerin ortak adı. metre yükseklikte, dağınık quercus
göknar alt türü. 30 metreye ka- Adlarını çiçeklerinin çan şeklinde ormanlarında yetişir. Ekim-aralık
dar boylanabilir. Tomurcukları bol olmasından alır. Latincede Cam- aylarında çiçek açar. Antalya’ da
reçinelidir. panula küçük çan anlamına ge- bulunur.
lir. Çiçekleri için bahçelerde ve
10 saksılarda süs bitkisi olarak
yetiştirilir.

Piyan, Eber Sarısı Sevgi Çiçeği İstanbul Kardeleni

Baklagiller (Fabaceae) familyasından, Papatyagiller (Asteraceae) familyasından, İstanbul Kardeleni Nergisgiller (Amaryl-
rizomlu, dik, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Türkiye’ ye özgü, nesli tükenme tehlikesi- lidaceae) familyasından Türkiye’de ende-
Cinsinin Türkiye’deki tek türü olup yle karşı karşıya olan bir çiçek türü. mik olan bir kardelen alt türü.
1982-1983 yıllarında keşfedilmiştir. Halkarasındayanardöner,gelindüğmesi, Türkiye’de doğal olarak İstanbul’la birlikte
Yazılı kaynaklarda sarı çiçeklerinden türbe ya da kırmızı peygamber çiçeği ve Bolu,Bursa veKırklareli’ndebulunur.Gök-
dolayı Eber sarısı adı da verilen bitki hasırcı çiçeği olarak da bilinen sevgi çiçeği nar ve kayın ormanları kenarında görülür.
için yöre halkı “acı meyan” anlamına acı dünyadayalnızcaAnkara’nınGölbaşıilçesi Ocak-Nisan ayları çiçeklenme dönemidir.
piyan ya da kısaca “meyan” anlamına HacıHasanKöyüyakınındayetişmektedir.
piyan adını kullanır. Kökünden şerbet Nesli, tarım ilaçları yüzünden yok olma
yapılan mavimsi mor çiçekli meyan ise tehlikesi ile karşı karşıya kalınca Bern
ayrı bir bitkidir. Sözleşmesi kapsamında koruma altına
alınmıştır.

Taşlık Çiğdemi Anadolu Karanfili van Ters Lalesi

Çok yıllık bir bitkidir. 750-1300 Çok yıllık bir bitkidir. 500-2200 Hüznün Sembolü Bilinen en eski
metre yükseklikte, kayalı tepe metre yükseklikte, kayalık yer- süs bitkisi olan Ters Lale, soğanlı
kenarları, quercus–pinusmaki- ler, taşlık çayırlar, çalılık ve maki- bitkiler familyasındandır. Birçok
liklerinde yetişir. Ocak-mart liklerde yetişir. Haziran-temmuz din ve kültür için hüznün sembolü
aylarında çiçek açar. Güney ve Batı arasında çiçek açar. Batı ve Orta kabul edilmiş, efsanelere konu
Anadolu’da bulunur. Anadolu’da dağılım gösterir. olmuştur.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr 11
https://tr.wikipedia.org

UNESCO Dünya Mirası Listesi: TÜRKİYE

Uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere
“Dünya Mirası” statüsü tanınmaktadır. Sözleşmeyi kabul eden üye devletlerin UNESCO’ya başvurusuyla
başlayan ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Ko-
ruma Birliği (IUCN) uzmanlarının başvuruları değerlendirmesi sonunda tamamlanan bir işlem dizisinden
sonra aday varlıklar Dünya Miras Komitesinin kararı doğrultusunda bu statüyü kazanmaktadır.
2017 yılı itibariyle Dünya genelinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kayıtlı 1073 kültürel ve doğal varlık bu-
lunmakta olup bunların 832 tanesi kültürel, 206 tanesi doğal, 35 tanesi ise karma (kültürel/doğal) varlıktır.
Her yıl gerçekleşen Dünya Miras Komitesi toplantıları ile bu sayı artmaktadır.
Ülkemizin, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar net-
icesinde bugüne kadar UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 17 adet varlığımızın alınması sağlanmıştır.

UNESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınmış Varlıklarımız: (Not: Parantez içindeki tarihler listeye alınış tarihidir.)

İstanbul’un Tarihi Alanları [1985] Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası Nemrut Dağı (Adıyaman - Kahta)
(Sivas) [1985] [1987]
M.Ö. 7. yy.da kurulan İstanbul’un,
kuzeyde Haliç, doğuda İstanbul Boğazı Divriği ve civarında en erken yerleşim Adıyaman’ın Kahta İlçesi’nde 2150
ve güneyde Marmara Denizi ile çevrili Hititler Dönemi’ne kadar inmektedir. metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı
kısmı günümüzde “Tarihi Yarımada” Yöre, Mengücekoğullarının yöneti- yamaçlarında hükümdarlık yapmış
olarak anılmaktadır. Kent, Avrupa ve mi altında olduğu dönemde Ahmet olan Kommagene Kralı I. Antiochos’un
Asya’yı birbirine bağlayan stratejik ko- Şah ve eşi Turan Melek tarafından tanrılara ve atalarına minnettarlığını
numu nedeniyle tarihi boyunca kentte camii ile birlikte 1228-1229 yıllarında göstermek için yaptırdığı mezarı,
hüküm süren uygarlıklar için daima yaptırılmıştır. İslam mimarisinin bu anıtsal heykelleri ve benzersiz
çok önemli olmuştur. Bu özellikleri ile başyapıtı iki kubbeli türbeye sa- manzarası ile Helenistik Dönemin
kent, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı hip bir cami ve ona bitişik bir has- en görkemli kalıntılarından biri-
gibi büyük İmparatorluklara başkentlik taneden oluşmaktadır. Yapılar, mi- sidir. Anıtsal heykeller doğu, batı ve
yapmıştır. Bu görkemli geçmişi ile mari özelliklerinin yanı sıra, sergilediği kuzey teraslarına yayılmıştır. Doğu
farklı dinleri, kültürleri, toplulukları zengin Anadolu geleneksel taş işçiliği terası kutsal merkezdir ve bu ned-
ve bunların ürünü olan yapıtları ben- örnekleriyle UNESCO Dünya Miras enle en önemli heykel ve mimari
zersiz bir coğrafyada bir araya get- Listesi’nde yer almaktadır. kalıntılar burada bulunmaktadır. İyi
iren İstanbul, 1985 tarihinde UNESCO korunmuş durumdaki dev heykeller
Dünya Miras Listesi’ne 4 bölge olarak kireçtaşı bloklarından yapılmıştır ve
dahil edilmiştir. Bunlar; Hipodrom, 8-10 metre yüksekliktedir. Varlığı bil-
Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya inmekle beraber kral mezarı, henüz
Camisi ve Topkapı Sarayı’nı içine alan keşfedilememiştir.
Sultanahmet Kentsel Arkeolojik Sit
Alanı; Süleymaniye Camisi ve çevresini
içine alan Süleymaniye Koruma Alanı;
Zeyrek Camisi ve çevresini içine alan
Zeyrek Koruma Alanı ve İstanbul Kara
Surları Koruma Alanı’nı içermektedir.

12

Hattuşa (Boğazköy) - Xanthos-Letoon (Antalya - Muğla) [1988]
Hitit Başkenti (Çorum) [1986]
XANTHOS: Fethiye’ye 46 km. uzaklıkta, Kınık köyü yakınlarında bulunan Xan-
1986 yılında UNESCO Dünya Mi- thos, Antik Çağda Likya’nın en büyük idari merkezi idi. M.Ö. 545’te Perslerin
ras Listesi’ne alınan Hattuşa (Çorum, egemenliğine girene kadar bağımsız olan kent, bundan yaklaşık olarak yüzyıl
Boğazköy), Hitit İmparatorluğunun kadar sonra tamamıyla yanmıştır. Bu yangından sonra şehir tekrar inşa edilmiş,
başkenti olarak Anadolu’da yüzyıllar hatta M.Ö. II. yy.da Likya Birliğinin başkenti olma görevini üstlenmiştir. Daha son-
boyu çok önemli bir merkez olmuştur. ra Romalıların kontrolüne giren kent, bundan sonra Bizans egemenliğine girmiş
Önceleri ilk sahipleri olan Hattiler ve 7. yy.daki Arap akınlarına kadar Bizans egemenliğinde kalmıştır. Yerleşen her
tarafından “Hattuş” olarak adlandırılan uygarlığın inşa ettirdiği yapılarda Likya gelenekleri, Helenistik ve Roma döne-
şehir, Hitit egemenliğine geçtik- mi etkilerini gösteren bu merkez 1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne
ten sonra “Hattuşa” adını aldı. M.Ö. alınmıştır.
1700’lerde Kuşşara şehrinin kralı Anit-
ta tarafından alınan Hattuşa, yine An- LETOON: Xanthos’a 4 km. uzaklıkta bulunan Letoon, Antik Çağda Likya’nın dini
itta tarafından yıkıldı. Yazılı kayıtlarda merkezi konumundaydı. Bu kutsal alanda Leto, Apollon ve Artemis tapınakları ile
Anitta ilk Hitit kralıdır. Yaklaşık yüzyıl birlikte, bir manastır, bir çeşme ve Roma Tiyatrosu kalıntıları bulunmaktadır. Ar-
kadar sonra şehir, I. Hattuşili tarafından temis ve Apollo’nun annesi Leto’ya adanmış olan en büyük tapınak, batıda bu-
tekrar kurularak 400 yıldan uzun bir lunan ve peripteros tarzında yapılmış Leto Tapınağıdır ve 30.25 m’ye 15.75 m.
süre hüküm sürecek olan bir uygarlığın büyüklüğündedir. Doğuda yer alan Dor tarzında yapılmış olan Apollo tapınağı, Leto
başkenti haline getirildi. Günümüzde tapınağından daha az korunmuş durumdadır ve 27.90 m.’ye 15.07 m. boyutları
görülebilen ve büyük çoğunluğu Büyük ile daha küçüktür. Her iki tapınağın ortasında yer alan ve en küçük tapınak olan
Kral IV. Tudhaliya dönemine ait olan Artemis tapınağı 18.20 m.’ye 8.70 m. boyutlarındadır. Letoon, Xanthos ile birlikte
kalıntılar arasında tapınaklar, kraliyet UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır.
konutları ve surlar bulunmaktadır.

Safranbolu Şehri(Karabük) [1994]

Karadeniz kıyılarını, Batı, Kuzey ve Orta Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde yer
alan tarihi Safranbolu Şehri, coğrafi konumu nedeniyle çok eski devirlerden beri
yerleşim görmektedir. 14. yy.ın başlarından bu yana Türklerin hakimiyetinde olan
Safranbolu, özellikle 18. yüzyılda Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin önemli bir
merkezi olmuştur. Türk kentsel tarihinin bozulmamış bir örneği olan bu şehir,
geleneksel şehir dokusu, ahşap yığma evleri ve anıtsal yapılarıyla bütünü sit
ilan edilmiş ender kentlerden biri olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer
almaktadır.

Troya Antik Kenti (Çanakkale) [1998]

Troya, dünyadaki en ünlü antik kentlerden birisidir. Troya’da görülen 9 katman, kesintisiz

olarak 3000 yıldan fazla bir zamanı göstermekte ve Anadolu, Ege ve Balkanların buluştuğu

bu benzersiz coğrafyada yerleşmiş olan uygarlıkları izlememizi sağlamaktadır. Troya’daki

en erken yerleşim katı M.Ö. 3000-2500 ile erken Tunç Çağı’na tarihlenmektedir, daha

sonra sürekli yerleşim gören Troya katmanları M.Ö. 85 – M.S. 8. yüzyıla tarihlenen Roma

Dönemi ile sona ermektedir. Troya, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle burada hüküm

süren uygarlıkların diğer bölgelerle ticari ve kültürel bağlantıları açısından daima çok önemli

bir rol üstlenmiştir. Troya ayrıca gösterdiği kesintisiz katmanlaşma ile Avrupa ve Ege’deki

diğer arkeolojik alanlar için referans görevi görmektedir. İlk olarak 1871’de Heinrich Schlie-

mann, daha sonra W. Dörpfeld, C.W Blegen tarafından kazılmış olan bu görkemli arkeolojik

şehirde kazılar halen sürdürülmektedir 13

Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) [2011]

İstanbul’ un fethinden önce Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan Edirne’nin en önemli anıtsal
eseri olan ve şehrin siluetini taçlandıran Selimiye Camii ve Külliyesi, 16. yy.’da Sultan II. Selim adına
yaptırılmıştır. Teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların
en muhteşem eseri olan Camii ve Külliye, Osmanlı mimarlarından en önemlisi Sinan’ın Ustalık Dönemi
eseri, mimarlık sanatının en görkemli örneklerinden biri ve insanın yaratıcı dehasının bir
başyapıtı olarak kabul edilmektedir.

İnce ve zarif 4 minareye sahip büyük kubbesiyle görkemli Camii, iç tasarımında kullanılan ve döneminin
en iyi örnekleri olan taş, mermer, ahşap, sedef ve özellikle çini motifleri ve ince işçilikleri ile kubbe ve ke-
merlerindeki kalem işleri, mermer döşemeli avlusu ve yapıyla bağlantılı el yazması kütüphanesi, eğitim
kurumları, dış avlusu ve arastası ile bir sanat
türünün zirvesini temsil etmektedir. Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi, UNESCO Dünya Miras
Komitesi’nin 19-29.06.2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen 35. Dönem Toplantısında alınan 35
COM 8B.37 sayılı karar ile 1. ve 4. kriterler kapsamında kültürel varlık olarak Dünya Miras Listesi’ne
dahil edilmiştir.

Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya) [2012]

İnsanlığın gelişiminde önemli bir evre olan yerleşik toplumsal hay-
ata geçişle birlikte, tarımın başlangıcı ve avcılık gibi önemli sosyal
değişim ve gelişmelere tanıklık eden Çatalhöyük Neolitik Kenti,
Güney Anadolu Platosu’nda yaklaşık 14ha.lık bir alan üzerinde yer
almaktadır. İki höyükten oluşan Çatalhöyük Neolitik Kenti’nin daha
uzun olan Doğu Höyüğü, M.Ö. 7400 ve 6200 yılları arasına tari-
hlenen 18 Neolitik yerleşim katmanından oluşmaktadır. Söz ko-
nusu katmanlarda, sosyal örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi
simgeleyen duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer sanatsal
öğeler yer almaktadır. Batı Höyüğü ise M.Ö. 6.200 ve 5.200 yılları
arasına tarihlenen Kalkolitik Döneme ait kültürel özellikler göster-
mektedir. Bu özellikleriyle Çatalhöyük, aynı coğrafyada 2000
yıldan fazla bir süredir var olan köylerden kentsel hayata geçişin de
önemli bir kanıtıdır.

Çatalhöyük’teki içlerine çatılardan girilen birbirine bitişik evler ile sokağı olmayan yerleşim ünik bir özellik sergilemektedir. Ortadoğu ve
Anadolu’da diğer Neolitik alanlar bulunmuş olmasına rağmen, Çatalhöyük Neolitik Kenti, kalıntıların boyutu, yaşayan toplumun yoğunluğu,
güçlü sanatsal ve kültürel gelenekler ve zaman içindeki sürekliliğin benzersiz bileşimi ile olağanüstü evrensel değer taşımaktadır.

Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) [2014]

Dünya Miras Komitesinin 38. Dönem Toplantısında Kültürel
Peyzaj kategorisinde Dünya Miras Listesine alınan ve Helenis
tik, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı Dönemlerine ait katmanları
içerisinde barındıran Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj
Alanı, Pergamon (çok katmanlı kent), Kibele Kutsal Alanı, İlyas
Tepe, Yığma Tepe, İkili, Tavşan Tepe, X Tepe, A Tepe ve Maltepe
Tümülüsleri olmak üzere dokuz bileşenden oluşmaktadır.

Kale Dağı’nın tepesindeki antik Pergamon yerleşimi
anıtsal mimarisiyle Helenistik dönem şehir planlamacılığının en iyi örneğini temsil etmektedir. Athena Tapınağı, Tra-
jan Tapınağı, Helenistik dönemin en dik tiyatro yapısı, kütüphane, Heroon, Zeus Sunağı, Dionysos Tapınağı, agora ve
gymnasion yapıları bu planlama sisteminin ve dönem mimarisinin en seçkin örnekleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Helenistik Bergama Krallığının başkenti olan kent, önemli bir eğitim merkeziydi. Daha sonra Roma İmparatorluğunun
Asya Eyaleti başkenti olan Bergama, döneminin en önemli sağlık merkezlerinden Asklepion’a ev sahipliği yapmıştır.

Çevresindeki kültürel peyzaj ile birlikte Helenistik ve Roma Dönemlerine ait pek çok istisnai örneği içerisinde barındıran
kent, özellikle Roma ve Doğu Roma dönemlerine ait katmanlar üzerinde yayılmış olan Osmanlı dönemi mimarisine ait pek
çok cami, han, hamam ve ticari merkez ile de önemini korumuştur.

14

Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İ Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Efes (İzmir) [2015]
mparatorluğunun Doğuşu (Bursa) Bahçeleri [2015]
[2014] Dünya Miras Listesine alınan “Efes”
Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Dünya Miras alanı; Çukuriçi Höyük,
Dünya Miras Komitesinin 38. Dö- Kültürel Peyzajı; Diyarbakır Surları Ayasuluk Tepesi (Selçuk Kalesi, St.
nem Toplantısında Kültürel kategoride ve Hevsel Bahçeleri olmak üzere John Bazilikası, İsa Bey Hamamı, İsa
Dünya Miras Listesine alınan “Bursa ve iki ana bileşenden oluşmaktadır. Bey Camii, Artemision), Efes Antik
Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Bölgede hüküm süren medeni- Kenti ve Meryem Ana Evi olmak üzere
Doğuşu” Dünya Miras alanı, Orhangazi yetlerin, kültürlerin ve dönemin dört bileşenden oluşmaktadır.
Külliyesi ve çevresini içine alan Hanlar ihtiyaçları doğrultusunda şekillenerek
Bölgesi, Hüdavendigar (I. Murad) Kül- özgünlüğünü ve 7 bin yıllık tarihsel Antik dönemin en önemli merkezlerin-
liyesi, Yıldırım (I. Bayezid) Külliyesi, Yeşil varlığını sürdüren Diyarbakır Kalesi, den biri olan Efes, tarih öncesi dönem-
(I. Mehmed) Külliye, Muradiye (II. Mu- Surları ve Burçları hala orijinal ve özgün den başlayarak Helenistik, Roma,
rad) Külliyesi ve Cumalıkızık Köyü ol- kültür varlıkları olarak yaşamakta, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı
mak üzere altı bileşenden oluşmaktadır. Dünya tarihi için önemli bir evren- dönemleri boyunca yaklaşık 9000 yıl
sel miras özelliğini korumaktadır. kesintisiz yerleşim görmüş ve tari-
Osmanlı İmparatorluğunun ilk başkenti hinin tüm aşamalarında çok önemli bir
olarak kurulan ve külliyelerle şekillenen Hevsel Bahçeleri, bahçe kültürünün liman kenti ve kültürel ve ticari merkez
Bursa’nın tarih boyunca sahip olduğu çok önemli olduğu bir coğrafyada yer olmuştur.
önemliticarirolü,kenttekibüyükhanlar,be- alan tarihi boyunca halkın kullanımına
desten ve çarşılarla ortaya konulmaktadır. açık sivil bir bahçe olarak özgün bir
Hanlar Bölgesi 14. yüzyıldan bu yana kent değer ortaya koymaktadır. 30’dan
ekonomisinin kalbi olmuştur. Erken dö- fazla uygarlığın izlerini taşıyan
nem Osmanlı kentine istisnai bir örnek bir bölgede 8 bin yıl gibi çok uzun
olan Bursa’nın kentleşme modeli, daha süredir bahçe olarak var olmasıyla,
sonra kurulan Osmanlı-Türk kentlerine tarımsal değerinin dışında, kültürel
örnek teşkil etmiştir. ve tarihi olarak da özgün bir yere
Cumalıkızık Köyü ve çevresindeki diğer sahiptir. Diyarbakır Kalesi ve Hev-
vakıf köylerinin, payitaht Bursa’nın kent sel Bahçeleri’nin yaşamsal işbirliği ve
merkezindeki hanlar ve külliyelerle Hevsel Bahçeleri’nin oluşturduğu pe-
ekonomik ilişkileri, Osmanlı’nın bütün yzaj, kentin ve aday varlığın binlerce
kurumlarıyla bir beylikten imparator- yıldır kesintisiz yaşam sürmesinde, en
luk haline dönüşmesine önemli bir katkı önemli etkendir.
sağlamıştır.

Ani Arkeolojik Alanı (Kars) [2016]

Kars ili, Merkez İlçesi sınırları içinde, Türkiye ve Ermenistan sınırında yer
alan Ani Arkeolojik Alanı, Erken Demir Çağından 16. yüzyıla kadar yerleşimin
sürekli olduğu, Orta Çağ’ın şehircilik, mimarlık ve sanat açısından gelişiminin
tüm zenginlik ve çeşitliliğinin bir arada görüldüğü çok kültürlü bir İpek Yolu
yerleşimidir. İçkale’de 4. yy’da başlayan yerleşim, kapalı kent modelinden açık
kent modeline geçişin bölgedeki ilk örneğini belgelemesi bakımından önemlidir.

Yerleşimin yoğun ticaret akslarının üzerinde yerleşmesi, ilerleyen zamanlarda çok kültürlü bir ticari merkez olarak gelişmesine

neden olmuş, bu da kenti Ermeni, Gürcü, Bizans ve Selçuklu kültürlerinin buluşma noktası haline getirmiştir.

Bu karşılıklı kültürel etkileşimin sonucu olarak ortaya çıkan mimari tasarım fikirleri, inşaat malzemeleri ve teknikleri ve

dekorasyon ayrıntıları ise, daha sonra tüm Anadolu’ya ve Kafkasya’ya yayılacak olan Ani’ye özgü bir mimari dilin oluşumuna

neden olmuş ve sürekli dönüşen bir kentsel peyza j içinde özgün mimari anıtlar üretilmiştir. Bu özellikleriyle Ani Arkeolojik Alanı

2016 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmiştir. 15

Afrodisias (Aydın) [2017] ANLAT ÖĞRETMENİM
Aydın ili, Karacasu ilçesi, Geyre Mahallesi sınırları içinde yer alan Aphrodisias
Antik Kenti, Menderes (Meander) Irmağı’nın bir kolu olan Dandalaz (Morsynus) Anlat bize Anadolu’ yu,
Çayı’nın oluşturduğu bereketli vadide, denizden yaklaşık 600 metre yüksek- Ankara, İstanbul, Bolu’ yu,
likte bir plato üzerinde yer almaktadır. Tarih boyunca, içinde bulunduğu nehir Şirin güzel Safranbolu’ yu,
havzasının doğal özelliklerinden beslenen kentin Antik Dönem’deki en büyük Esen sert rüzgârı, doluyu,
zenginlik kaynağını ise kentin kuzeyinde, Babadağ eteklerinde yer alan mermer
ocakları sağlamıştır. Anlat öğretmenim vatanı anlat,
Aphrodisias Antik Kenti yaklaşık 2-3 km. kuzeydoğusunda bulunan antik mer- Anlat binlerce şehit yatanı anlat,
mer ocakları ile birlikte 2017 yılında Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmiştir. Anlat bize Altayları,
Hanları, kurultayları,
Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) [1985] Bozkırda şahlanan tayları,
Kuzeyde Kızılırmak, doğuda Yeşilhisar, güneyde Hasan ve Melendiz Dağları, Ok ile gerilen yayları,
batıda Aksaray ve kuzeybatıda Kırşehir ile sınırlanan Kapadokya bölgesi Kalkoli-
tik Dönemden beri devamlı yerleşim alanı olmuştur. Alanın en önemli özelliği, Anlat öğretmenim yurdumu anlat,
Erciyes Dağı ve Hasan Dağı tüflerinin, rüzgar ve su aşındırması sonucunda Anlat barışa koşan ordumu anlat,
oluşan olağanüstü kaya şekilleri ve kışın ılık, yazın serin olan ve bu neden-
le her mevsim için uygun iç iklim koşulları taşıyan kayaya oyma mekanlardır. Anlat bize ulu dağları,
Göreme, özellikle 7-13. yüzyıllar arasında baskılardan kaçan Hıristiyanların Mor sümbüllü, lale bağları,
yerleşmesiyle Hıristiyanlığın önemli bir merkezi haline gelmiştir. UNESCO Dün- Tarih açan altın çağları,
ya Miras Listesi’nde yer alan alanlar içinde, Göreme Milli Parkı, Derinkuyu ve Yurt alan, yurt kuran otağları,
Kaymaklı Yeraltı Şehirleri, Karain Güvercinlikleri, Karlık Kilisesi, Yeşilöz Theodoro
Kilisesi ve Soğanlı Arkeolojik Alanı yer almaktadır. Anlat öğretmenim toprağı anlat,
Anlat yeşil kalan yaprağı anlat,

Anlat bize Mecnun’u Leyla’yı,
Ayşe’yi, Fatma’yı, Ayla’yı,
Dağ, vadi, ova, yaylayı,
Toroslar’ı, Uzun yayla’yı,

Anlat öğretmenim dünyayı anlat,
Anlat Mevlana yurdu Konya’yı anlat,

Anlat öğretmenim güzeli anlat,
Anlat ebet ile ezeli anlat,

Anlat bize Başkomutanı,
Düşmanı önüne katanı,
Her taşı altın bu vatanı,
Türkoğlu unutma Ata’nı,

Anlat öğretmenim Gazi’yi anlat,
Anlat muhtacım maziyi anlat,

Tarık TORUN

Pamukkale-Hierapolis (Denizli) [1988]

Çaldağı’nın güney eteklerinden gelen kalsiyum oksit içeren suların oluşturduğu görkemli beyaz
travertenler ve geç Helenistik ve erken Hıristiyanlık dönemlerine ait kalıntılar içeren Hierapolis
arkeolojik kenti, antik çağlardan bugüne kadar ulaşan en çarpıcı merkezlerden biridir. Denizli’ye
2 km. uzaklıkta bulunan bu alan, ayrıca çok çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılan şifalı suları
ile de ünlüdür.

Antik kentin M.Ö. II. yüzyılda Bergama krallarından II. Eumenes tarafından kurulduğu, adını ise
Bergama’nın kurucusu Telephos’un eşi Heira’dan aldığı sanılmaktadır. Eski kaynaklara göre
metal ve taş işlemeciliği, dokuma kumaşları ile ünlü olan kent, Büyük Konstantin döneminde
Frigya bölgesinin başkentliğini yapmış, Bizans döneminde Piskoposluk merkezi olmuştur. Bu
özellikleri ile alan UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır.

16
Kaynak: http://www.kulturvarliklari.gov.tr

Bütün Buzullar Eridiğinde Dünyanın Yeni Haritası Böyle Olacak HABERLER

Dünyamızın karşı karşıya kaldığı en büyük risklerin başında küresel ısınma
geliyor. Küresel ısınmanın yıkıcı etkileri ise saymakla bitmiyor. Ancak şüphesiz
ki, kutuplardaki buzulların erimesi şu anda görebildiğimiz en somut etkiler
arasında... Peki dünyamızdaki tüm buzullar eridiğinde yeni dünya haritası nasıl
olacak? Buzulların erimesiyle dünyamızın su seviyesi yükselirken birçok kara
parçası da sular altında kalacak. Sulara gömülecek toprak parçaları arasında
Miami, New York, Sindey, Shanghai, Buenos Aires gibi dünyanın en önemli
kentleri de yer alıyor.

Business Insider, küresel ısınmanın etkisiyle eriyecek olan buzullardan yola çıkarak bir çalışma yaptı. İşte kutuplardaki tüm
buzullar eridiğinde yeniden şekillenecek dünyamızın yeni haritası:

ABD’nin dünyaca ünlü birçok kenti tarihe karışma tehlikesi ile karşı karşıya
kalacak. ABD’nin doğusundaki ve batısındaki sahil şeridi kilometrelerce ok-
yanusa dahil olacak.

Asya kıtasında da 160 milyon
insanın yaşadığı Bangladeş, oky-
anus suları tarafından yutulacak.
Yine benzer şekilde Hindistan’ın
en önemli kentlerinden olan ve 4,6
milyon insanın evi olan Kalküta da
eriyen buzulların kurbanı olacak.

Avrupa kıtası için de benzer durum söz Çİn, Kore Yarımadası ve Japonya Avustralya’da insanların yaşadığı sa-
konusu.. Yapılan bilimsel çalışmalara üçgeninde Güney Çin Denizi böl- hil şeridinin yüzde 80’i sular altında
göre, Hollanda’nın çok büyük bir genin tam anlamıyla kabusu olacak. kalacak.
bölümü sular altında kalırken, Londra Shanghai’ın neredeyse tamamı sularla
ve Venedik gibi şehirler haritadan sili- kaplı olacak.
necek.

Güney Amerika’da Amazon ormanları “ İnsan
havzası ve Paraguay nehir havzasında Doğanın
yaşanacak olan hareketlilik Buenos Kanseridir. ”
Aires ve Paraguay’ın çok büyük bir
kısmını haritadan silecek. 17

Kaynak: http://www.mynet.com

Konya’da Bir Yılda 9 Obruk Oluştu HABERLER

Konya’nın Karapınar ilçesindeki irili ufaklı yaklaşık 100 obruğun bulunduğu bölgede, ikisi son
2 ayda olmak üzere bir yılda 9 yeni obruk oluştu.

Yeraltında zamanla eriyen kalker taşlarının boşluk
oluşturması ve zeminin çökmesiyle, tarım arazileri ve
yerleşim merkezlerine yakın alanlarda ortaya çıkan
obruklar, bölgede yaşayanları endişelendiriyor.
Selçuk Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim
Üyesi ve Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı
Prof. Dr. Fetullah Arık, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Karapınar’ın Türkiye’de en fazla obruk oluşan bölgelerden
biri olduğunu söyledi.

“Obruklardan bazıları köylerin içerisinde ortaya çıktı”

Alanın 3 yıl boyunca bu şekilde kalmasının ardından eylül ayında zeminin bir anda çöktüğünü anlatan Arık, “Yöreye
baktığımızda bir yılda yörede 9 tane obruk oluşumu var. Dolayısıyla bu obruk oluşumları sıklaşmaya başladı. Şu obruğun
üzerinde eviniz olsa, evinizi yutardı herhalde. O yüzden tehlike arz ediyor. Çünkü hemen yakınında da yerleşim alanları var.”
ifadelerini kullandı.
Bölgede çok sayıda irili ufaklı obruk bulunduğunu dile getiren Arık, “Obruklardan bazıları köylerin içerisinde ortaya çıkmış
durumda. Oluşmaya devam ediyor. Ancak bazı tedbirlerle obruk riski azaltılabilir.” dedi.

“Tarlalarda, yerleşim alanlarında oluşuyor”

Arık,obruğanedendoğaljeolojikfaktörlerindeğiştirilmesinin
mümkün olmadığını ancak değiştirilebilir faktörler üzer-
inde durulması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Öncelikle buradaki obrukların nedenlerini tespit edip, ön-
lem almak gerekiyor. Son yıllarda özellikle 2000’li yıllardan
sonra bu konuda farkındalık arttı. Şu anda yılda 5-10 obruk
oluşmaya devam ediyor. Bu denli artmasının temel nedeni
olarak hem kuraklığı hem de artan yeraltı suyu kullanımını
görüyoruz. Yeraltı suyu geçmişte daha yüksek kottayken,
obruklar yüksek yerlerde, tepelerde görülüyordu.
Şu anda tarlalarda, yerleşim alanlarında oluşuyor. O nedenle bölgede yaşayanlar için bir risk olarak görülmeye başlandı.
Alınması gereken en önemli tedbir, bu havza içerisinde açılmış yaklaşık 100 bin kaçak kuyunun denetiminin sağlanmasıdır.”

“Burası önceden küçük bir çukurdu”

Büyük Karakuyu mevkisinde yaşayan Erol Yardımcı, 23
Eylül’de evinin yakınında oluşan obruğa ilişkin şunları anlattı:

“Burası önceden küçük bir çukurdu. Sonrasında obruk
meydana geldi. Biz devamlı buradan gelip geçeriz. Bir gün
geldik baktık, büyük bir obruk. Önce küçüktü, sonradan
büyüdü. Burada hala obruklar oluşuyor. Yetkililere haber
verdik. Ne yapacaklar bilmiyoruz ama şu anda endişeliyiz.
Akşam yatıyoruz, sabah bir obrukla uyanıyoruz.”

18
Kaynak: https://www.aa.com.tr

Myra Antik Kenti’nde 2400 Yıllık Toplantı Yapısı Keşfedildi HABERLER

Antalya’nın Demre ilçesinde 2009’dan bu yana sürdürülen Myra-Andriake kazılarında, 2400
yıllık toplantı yapısı keşfedildi.

Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm
Öğretim Üyesi ve Müzecilik Anabilim Dalı Başkanı Prof.
Dr. Nevzat Çevik başkanlığında yürütülen Myra-Andriake
kazılarında, bölgenin en erken toplantı yapısı keşfedildi.
DHA’nın haberine göre Klasik Çağ’a ait ilk örnek olan
yapının Myra’nın sarp kayalıklarında yer aldığını belirten
Prof. Dr. Çevik, “2009’dan beri küçük bir kısmını gözlem-
leyip, olasılıkla toplantı yapısı olduğunu düşündüğüm yapı,
2017 sezonunda çok zor bir çalışmayla tamamı bitki ve
molozlardan arındırılıp sondajlar yapılarak planı dönemi ve
fonksiyonu anlaşılmaya çalışıldı” dedi.

Çok heyecan verici bir keşif

Keşfin çok heyecan verici olduğunu belirten Prof.Dr. Çevik, Myra-Andriake kazılarında pek çok heyecan verici keşifler
olduğunu, ancak son kazı sezonunda keşfedilen bu yapının en kıymetlilerden biri olduğunu vurguladı. Prof.Dr. Çevik, Klasik
Çağ’da bir toplantı yapısı olduğunu anladıklarında şaşırdıklarını belirterek, “Myra akropoldeki bu toplanma alanı, 300 me-
tre yükseklikte sarp kayalıklar üzerinde. Bu yapıya 1.5 ay boyunca her gün çıktık” diye konuştu.

Seremonik bir alan

Klasik Çağ’da meclis yapısı olmadığını hatırlatan Prof.Dr. Çevik, şunları söyledi:

“Şaşırmamızın nedeni buydu. Bu yapı bir meclis yapısı değildi. Belli ki insanların bir araya geldiği bir festival, tören, sere-
monik bir alan burası. Oturma alanları dışında yaklaşık 24x6.5 metre ölçüleri olan yapıdaki araştırmalar ve sondajlar sonu-
cunda, 2 ana evre ve ara evreler de olduğu, bunlardan ilkinin Klasik Dönem içinde 4’üncü yüzyıl, 2’nci evrenin de Orta Çağ
olduğunu gördük. İlk evrede alanın alt kesimlerinin çoğunlukla ana kayaya oyularak yapıldığı, Güney, Batı ve Doğu kesim-
lerde ana kayada basamaklar ve oyuklar oluşturmak suretiyle oturma işlevli ahşap konstrüksiyon altlığının tamamlandığı
ve pek çok kısımda izlerinden görüldüğü üzere ana kayanın bittiği yerde blok taşlarla örülerek yapı duvarlarının kısmen
yükseltildiğini anladık. Doğu kesiminde bulunan kaya nişi ve önündeki platform da alana yönelik olarak altar (sunak) görevi
gördüğünü belirledik. Konumu, ölçüler ve yukarıda anılan veriler ışığında, Klasik Dönem içerisinde akropoldeki dinsel veya
ölü kültü törenlerinde kullanılmış olan açık hava toplanma mekanı olduğu tespit edilmiş oldu.”

Bölgede ilk örnek

Klasik Çağ’da Anadolu’da benzer bazı alanların olduğunu, ancak bölgede ilk örnek olduğunu anlatan Prof. Dr. Çevik, “Myra
Klasik Çağ’da bölgenin en önemli metropollerinden biri. Myra’nın 110 kaya mezarı, inanılmaz yazıtlarıyla beraber zaten
Klasik Çağ’da önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Likya’nın en nitelikli klasik kaya mezarlarını barındıran bir yer. Myra’da
sosyal ve dinsel hayatın anıtsal mimariyle belgelenmiş olması, önemli bir bilimsel karanlığı aydınlatmıştır” dedi.

Kaynak: http://www.haberturk.com 19

Prof. Dr. Özener: “ İstanbul Depremi Her An Olabilir “ HABERLER

Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Özener, “7 üstü İstanbul
depremi her an olabilir” dedi. Deprem sonrası için tsunami uyarısında bulunuldu.

Kandilli Rasathanesi, beklenen büyük İstanbul depremi ve
MarDİM projesi hakkındaki çalışmanın detaylarını SABAH’la
paylaştı. Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü
Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, “7 üstü bir İstanbul depre-
mi kesin. 99 depreminden çok farklı noktadayız. Ama daha
yapılacak şeyler var” dedi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli
Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) ile
Japonla Deniz-Yer Bilimleri ve Teknoloji Ajansı (JAMSTEC)
ortaklığında, “Marmara Bölgesi’nde Deprem ve Tsunami
Zararlarının Azaltılması ve Türkiye’de Afet Eğitimi Projesi
(MarDİM) Projesi” yürütülüyor. Enstitü Müdürü Prof. Dr.
Haluk Özener ve MarDİM Proje Koordinatörü Dr. Doğan
Kalafat, nisanda son bulacak projenin detaylarını ilk kez
anlattı.

“ Her an yaşanabilir “

“Bu proje ile büyük İstanbul depreminin zararlarını azaltmayı amaçlıyoruz.” diyen Prof. Dr. Haluk Özener, “Marmara
Denizi’ne yerleştirdiğimiz deprem ölçerler sayesinde 0.5’lik depremleri bile ölçebiliyoruz. Küçük depremler bize hangi
noktaların aktif olduğunu göstermesi açısından önemli. Ama küçük depremler büyük depremi engellemez” dedi. 7 üstü
bir depreme neden kesin gözüyle baktıklarını anlatan Özener, “Yeryüzünün hareketlerine bağlı sürekli enerji oluşuyor
ve depremler bu enerjinin atılmasını sağlıyor. Örneğin Sakarya depreminde 150 yılda toplanan enerji 45 saniyede atıldı.
Dünyanın hiçbir yerinde depremin önceden bilinmesi mümkün değil. Depremi bilmek demek ne zaman, ne büyüklükte ve
nerede sorularına cevap vermek demek. Biz yeri ve büyüklüğü biliyoruz ama zamanı bilemiyoruz ama bir gün olacak” diye
konuştu.

“ En önemli konu eğitim “

Özener şöyle devam etti: “Projede afet eğitim programları var. Çünkü deprem hakkında en önemli konu eğitim. Bu kültürle
yaşamayı öğrenmeliyiz. Depremi zaman zaman unutuyoruz ama beklenen o büyük deprem her an olabilir. Güvenilir bir ge-
lecek hazırlamak en önemli sorumluluğumuz.. 99 depreminden sonra çok farklı noktadayız. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri
ile aynı teknolojiye sahibiz. Ama hala yapılacak şeyler var. Ev alırken veya taşınırken mutfağına, fayansına bakmadan önce
depreme dayanıklılığına, deprem şartnamesine bakmalı. Depremin yıkım etkisi üç faktöre bağlı; faya uzaklık, zemin ve
yapı. ‘X ilçesi berbat’ diye bir şey yok. Hasarı etkileyecek çok fazla parametre mevcut. Bu konu ile ilgili manipülasyonların
nedeni insanların güvensizlik problemi.”

“ 7 dakika sonra tsunami “

Deprem sonrası beklenen tsunamiyi ise MarDİM Proje Koordinatörü Dr.
Doğan Kalafat anlattı. Kalafat, “Projede tsunami ile ilgili çalışmaya ağırlık veri-
yoruz. İstanbul’da oluşacak 7 üzeri bir deprem sonrası fay hattının yakınlığını
göz önünde bulundurarak yaklaşık 7 dakika sonrasında bir tsunami olmasını
öngörüyoruz. Bu tsunami Uzakdoğu’dakiler gibi olmayacak. Marmara Denizi
tabanında gerçekleşecek heyelanların tetiklediği bir tsunami bekliyoruz. Ama
bu tsunami depremden daha az etkili olacaktır. Biz şu anda da bütün deprem-
lerden sonra tsunami uyarılarını kurumlarla ve komşu ülkelerle paylaşıyoruz”
dedi.

20
Kaynak: https://www.sabah.com.tr

Afrika’daki Dev Yarık Yeni Okyanusun Habercisi HABERLER

Afrika kıtası,Etiyopya’da oluşmaya
başlayan devasa bir çatlakla iki-
ye bölünmeye başladı. Uzmanlar
hızla büyüyen bu çatlağın yeni bir
okyanusun habercisi olduğunu
söyledi.

Addis Adaba Üniversitesi uzmanları Etiyopya’nın Afar Üçgeni olarak bilinen bölgesinde bulunan 56 kilometre uzunluğunda
ve 6 metre genişliğindeki çatlağın civarında araştırma yaparken yerin sarsılarak dibe çökmesine kendi gözleri ile tanık
oldular.
Afar bölgesi altında bulunan üç tektonik tabaka, Afrika ve Arap tabakalarının ayrı yönlere sürüklenerek iki fay hattı
oluşturmasına neden oldu. İki fay hattının ayrı yönlere ayrılması ile yer kabuğu yaklaşık 10 km içine çökmesine ve Kızıl
Deniz ile Aden Körfezi için yer açılmasını sağladı. 2006 senesinde ortaya çıkan yarığın etrafındaki yer kabuğunun birbirin-
den ayrılması ilk olarak içi 2 bin futbol sahasını doldurmaya yetecek lav içeren 41 km uzunluğunda bir çatlak meydana
getirmişti.

“Yeni Okyanus Sinyalleri”

Arap Yarımadasının altını örten Arap Boynuzu bölgesinin kıvrımında bulunan çatlağın zamanla büyümesi ile bilim adamları,
Afrika’nın Kızıl Deniz’in baskınına uğrayacağını ve zaman içerisinde yeni bir okyanus oluşabileceğini belirtiyor.
Oxford Üniversitesi uzmanları, Eylül 2005’te yaşanan depremlerden beri Afar Üçgeni’ndeki tektonik hareketlenmenin
durmadığını söylerken, oluşan gediklerden yüzeye çıkan lavların derinliği 3 ile 5 km arasında değişen çukurlara dolduğunu
belirtti. Bu şekilde devasa bir çöküntü halini alacak Afar’ın Kızıl Deniz ile birleşmesi, yeni bir okyanusun oluşma ihtimalini
doğuruyor.

“ Kızıldeniz’in Oluşumuyla benzerlik “

Londra Üniversitesinin Eylül ayından beri yürüttüğü
çalışmalarda ise yeni oluşan gediklerden sülfür kokularına
karışmış, sıcaklığı 400 dereceyi bulan gaz ve dumanların
yükseldiği tespit edildi.
Derinlikleri 30-40 metreyi, uzunlukları ise yüzlerce me-
tre olan gediklerin bazılarında ise bazalt lav hareketleri,
püskürmeler gözlemleniyor. Uzmanlar lavların kaynağının
dünyanın yer kabuğunun altından gelen erimiş kay-
alar olduğunu ve Afrika kıtasının içinden bir meşale gibi
aktığını açıkladılar.

Dünyanın çekirdeğinden yer kabuğunun üzerine ilk lav püskürmesi 30 milyon yıl önce yaşanmış ve benzer bir süreç so-
nucu Afrika ile Arap yarımadası ayrılarak Kızıl Deniz oluşmuştu.
Afar Üçgeni şu an için çevresini örten doğal yükseltiler sayesinde Kızıl Deniz’in gazabından kurtulurken, bilim adamları bu
durumun fazla sürmeyeceğinden endişeliler.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr 21

Türkiye’nin Yenilenen Deprem Tehlike Haritası Elektronik Ortama Aktarıldı

Türkiye’nin yenilenen deprem haritası ile “AFAD deprem sorgulama” vatandaşın hizmetin-
de. Oturduğu semtin deprem riskini öğrenmek isteyen vatandaşlar, “https://tdth.afad.gov.tr”
adresinden koordinat ve adres bilgilerini girerek sorgulama yapabilecek. AFAD’ın resmi sites-
inde kısa süreli de olsa yoğunluktan dolayı yavaşlamalar görüldü.

YENİ DEPREM TEHLİKE HARİTASI

En son 1996 yılında hazırlanan Türkiye’nin deprem tehlike haritası güncellenerek önceki gün Resmi Gazete’nin mükerrer
sayısında yayımlandı. AFAD’ın koordinasyonunda ODTÜ, Boğaziçi, Akdeniz, Çukurova, Sakarya Üniversiteleri ve Maden
Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü ile birlikte hazırlanan yeni haritayla, risk değerlendirmesi sadece fay hattına göre
değil, zemin yapısı da göz önünde bulundurularak yapıldı. Riski belirtmek için kullanılan 1., 2. derece şeklindeki sistem
kalktı, yerini Avrupa ve Amerika’da yıllardır uygulanan “ivme” yöntemi aldı.

İstanbul’da kırmızı alan arttı
Haritada İstanbul’da tehlikeli yerleri gösteren kırmızı
alanlardaki artış dikkat çekti. AFAD Danışma Kurulu Üye-
si Prof. Dr. Orhan Tatar, “Yeni haritada artık yerel zemin
koşulları da dikkate alınıyor. Kadıköy, Çamlıca, Beykoz
civarında zemin sağlam, çünkü ana kayalar var zemi-
ninde ama biraz daha kuzeye çıkılınca Şile civarında daha
dayanıksız zeminler söz konusu. Fay hattıyla beraber
zemin koşulları da dikkate alındığı zaman renklerde
bazı değişiklikler yaşandı” dedi. İstanbul’da 1999 yılında
yaşanan depremden sonra, adaların içinden kırılmamış
bir hat kaldığına dikkat çeken Tatar, bu hatta en yakın kıyı
şeridinin koyu kırmızı renkte gösterildiğini ifade etti.

22

HABERLER

Mahalle mahalle değerlendirme

Yeni deprem haritası dijital ortama taşındı. Mahalle mahalle risk değerlendirmesi yapılmasına imkân tanıyan “Türkiye
Deprem Tehlike Haritaları İnteraktif Web Uygulaması” oluşturuldu. Test aşamasındaki uygulamayı kullanmak için ana
sayfanın sol üst bölümünde yer alan “raporlama” butonuna tıklamak yeterli. Gereken koordinat bilgileri girildikten sonra,
o yerin deprem riski görülebilecek.

Hesaplamalar otomatik olacak

Gazete Habertürk’ten Esra Nehir’in haberine göre Tatar, yeni deprem haritası ile inşaat mühendislerinin işlerinin
kolaylaşacağını belirterek, “Eskiden mühendisler hesaplamaları kendileri yapıyordu. Örneğin 1. ve 2. bölge arasında kalan
yerleşim yerlerinde, 1’i baz alınca farklı değerler ortaya çıkıyor, bina maliyetleri artıyordu. Artık hesaplamayı program oto-
matik olarak yapacak ve tartışmaya yer kalmayacak” dedi. Tatar, yeni düzenleme ile 5 farklı zemin türü ve 4 farklı “ivme
değeri” baz alınarak hesaplama yapıldığını vurgulayarak, “Sadece mevcut durum değil, fay hattı aktif mi değil mi, en son
ne zaman hasar yapıcı deprem üretmiş, üzerinden ne kadar zaman geçmiş, kayma hızı ne kadar, bütün parametreler üst
üste konularak daha sağlıklı hesaplama yapılacak. Yeni harita 3-4 yıllık bir çalışmanın ürünü” diye konuştu.

Yüksek binalar izlenecek

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği de güncellendi. Yönet-
melik, 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girecek. AFAD,
gerekli gördüğü durumlarda, kuvvetli deprem hareketler-
inin ölçülmesi amacıyla binalara veya açık alanlara “ivme
kayıtçıları” yerleştirebilecek. Yüksekliği 105 metre ve daha
fazla olan binalara, “Yapı Sağlığı İzleme Sistemi” kurulması
zorunlu hale getirilecek. Gerçek zamanlı kayıt yapacak
izleme sisteminin bakımından ve korunmasından yapı sa-
hipleri sorumlu olacak. gösterildiğini ifade etti.

Neler değişti?

Haritadaki bir başka değişiklik de İç Anadolu Bölgesi’nde. 22 yıl önceki haritada koyu kırmızı ile gösterilen Kırşehir, Kırıkkale
çevresi yeni haritada daha düşük deprem riskine işaret eden turuncuya çalan sarı renk ile işaretlendi. Karadeniz bölges-
inde ise Bartın eski haritada koyu kırmızı renkte yer alırken, yeni haritada turuncu renkte gösterildi. Ankara’da da yeni
haritada riskin düşürüldüğü görüldü.

ESKİ DEPREM TEHLİKE HARİTASI

Kaynak: http://www.haberturk.com 23
https://deprem.afad.gov.tr

Tarımda Hollanda Mucizesi

Holanda yüzölçümü 41.543 km2 olan; ülkenin çoğu deniz seviyesinde veya deniz seviyenin altında yer alan; en yüksek
noktası deniz seviyesinden 353 metre yüksekte bulunan ; ortasından nehirlerin geçtiği; bizim Konya’ dan biraz daha büyük
bir ülkedir.
Hollanda nın 2016 daki tarım ihracatı 85 milyar €, Türkiye ise 2016 tarım ihracatı 17,1 milyar €’dur. Evet yanlış okumadınız.
Aşağı yukarı 5 katı daha fazla bir ihracat rakamı var, buna 9 milyar €’luk tarım makineleri ihracatı dahil değil. Dünya tarım
ihracatı ise 1,38 trilyon euro. Hollanda denizden toprak kazanıyor. Deniz seviyesinin altında kalan toprakların doldurulması
ile elde ediliyor. Hollanda da çoğu toprak deniz seviyesinden 1 m altında yer alıyor.

Hollanda’da Tarım
Nasıl Yapılıyor?

Hollanda da tıpkı bizim ülkemizdeki gibi çiftçiler var. Orada
köylü ve çiftçi diye ayrılmıyor. Herkes çiftçi, herkes birbirine
yardım ediyor. Küçük ölçekli bir çiftlik de 30 hektar (300
dekar) arazide 8 milyon lale ve 14 milyon lale soğanı üretili-
yor. Toplanan tüm ürünler soğuk hava depolarına götürülür
ve sabaah mezatta satılarak tüm dünya ya satışı yapılıyor.
Günde 8 bin çiftçinin ürünlerinin satışı yapılıyor. Hollanda
da yılda 2 milyar lale üretiliyor.

24

HABERLER

Hollanda’da Sistem Yani sistem çok güzel işliyor. Oturan mühendis yok, oturan
Nasıl İşliyor? çiftçi yok, işten gocunan yok, Hollanda da asgari ücret
yaklaşık olarak 1.500 € civarında. Acaba yarın ne olacak,
hava soğuk don olacak mı, tüh dün don olmuş haberimiz
yok gibi cümleler de duymuyorsunuz. Çünkü sistem size
uyarı veriyor ve gerekli önlemleri almanızı istiyor eğer size
bildirildiği halde önlemini almadıysanız, sistem otomatik
olarak devreye giriyor ve önlemleri alıyor.

Örnekler ile anlatım yapalım; tarım araziniz kayıtlı olan koop-
eratif yetkilisi sizi çağırıyor. 500 dekar arazinizde şu ürünleri
yetiştireceksiniz diyor. Tamam diyorsunuz, sonra sizi müh-
endislere yönlendiriyor, mühendisler size işleyişi açıklıyor;

Arazide buluşmak üzere ayrılıyorsunuz. Arazi bir fiil geziler- Tabii ki biz burada Hollanda ile Türkiye’yi kıyaslamıyoruz.
ek neler yapılması gerektiği anlatılıyor. Bunu belgeleri Kıyaslamak doğru da olmaz zaten. Bizim burada göstermek
olan çiftçiler ya da kooperatifin vereceği teknik personel istediğimiz şu, Konya dan biraz büyük bir ülke nasıl olurda
ile yapabiliyorsunuz. Ayrıca makine parkınız yani hangi bizim tarım ihracatımızı 5 e katlar? Bizim imkanlarımız da
araçlarınız var onları da bildiriyorsunuz ki, eksik maki- çalışanlarımız da topraklarımız da bol. Ama neden olmuy-
neniz olmasın. Diyelim ki arazinizde farklı şeyler ekmek or? Neden yapamıyoruz? Nerede hata yapıyoruz diye kendi
istiyorsunuz, 500 dekar da, lale, gül, patates, soğan, arpa, kendimize düşünmemizi sağlamayı amaçlıyoruz.
buğday v.b. bunu yapamazsınız. Çünkü kooperatif deki yö-
netici ve mühendisler size bunun getiri hesabını yapıyor ve
onaylamıyorlar. Ekim yapılacak ürünler onaylandıktan son-
ra, ekim için plan ve program yapılıyor ve ona göre çalışma
başlıyor. Atılacak ilaçlar, kullanılacak su, yapılacak kesim ve
kontroller tamamen kooperatif yetkilileri tarafından size
bildiriliyor ve siz ona aykırı hareket edemiyorsunuz. Hasat
zamanı da personel desteği sağlanıyor ve hasat yapılıyor.
Sonra kiralık depolarda eksperler ürününüze fiyat belirliyor

Bu fiyatı belirleyen eksperler yeminli eksperler ve ne üret-
ici ne de alıcı bu fiyatlara müdahale edemiyor. Sonra satış
zamanı açık arttırma usulü sistem ile ürünlerin satışları
gerçekleştiriliyor ve satış sizin de onayınız ile kooperatifler
tarafından gerçekleştiriliyor, borçlar ve hizmet faturalarınız
düşüldükten sonra size kalan para ödeniyor. Burada
önemli ayrıntı var. Düzgün ve kaliteli ürün üreten çiftçiler
A sınıfı üretici ve yeşil sertifika sahibi iseniz ürettiğiniz
ürünler daha iyi fiyata gidiyor. Bu sertifikalar gerçek sertifi-
kalar. Devlet destekleri de gerçek üreticiye veriliyor. Mesela
plastik serayı cam sera yaptık gibi gösterme şansınız yok,
çünkü kesilen cam faturası zaten gerçek ve cam tedar-
ikçileri de kalite sertifikalı. Hollanda’ da pek çok küçük çiftçi
birleşerek daha büyük çiftlikler kuruyorlar. Hiçbir şey nay-
lon değil, hepsi gerçek. Üniversitelerin kapısı sonuna kadar
üreticilere açık. (Wageningen Üniversitesi)

Kaynak: https://www.muhendisbeyinler.net 25

Portekiz’de Yenilenebilir Enerji Üretimi, Toplam Tüketimi Geçti HABERLER

Portekiz’de geçen ay yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi, ülkenin toplam elektrik tüketi-
mini geride bıraktı.

Avrupa Birliği’nin yenilenebilir enerjide öncü ülkelerinden
Portekiz’de mart ayında yenilenebilir kaynaklardan elde
edilen elektrik üretimi, ülkenin toplam elektrik tüketimini
geçti.
Portekiz Enerji Altyapı Şirketi (REN) verilerine göre, ülkede-
ki bol yağışlı ve rüzgarlı hava koşulları geçen ay hidroelek-
trik ve rüzgar santrallerinde üretimi artırdı.
Portekiz’de mart ayında yenilenebilir kaynaklardan üretilen
elektrik miktarı 4 milyar 812 milyon kilovatsaate ulaştı. Söz
konusu ayda ülkede toplam 4 milyar 647 milyon kilovat-
saat elektrik tüketildi. Böylece geçen ay ülkede tüketilen
elektriğin tamamı yenilenebilir enerjiden karşılandı.

70 saat kesintisiz yenilenebilir enerji üretimi

Portekiz’de 9 Mart’ta başlayan süreçte, 70 saat boyunca tüm tüketim kesintisiz olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından

karşılandı ve hiç emisyon üretilmedi.

Öte yandan Portekiz Sürdürülebilir Karasal Sistem Birliğine göre, ülkede mart ayında yenilenebilir enerji üretimi sayesinde

1,8 milyon tonluk karbondioksit salınımı engellendi. Bu miktarın karbon piyasasında 21 milyon euroluk ödeneğe karşılık

geldiği bildirildi.

Ayrıca yılın ilk çeyreğinde Portekiz’de yenilenebilir enerji üretimi toplam tüketimin yüzde 61’ini karşıladı. Bu miktarın yüzde

31’ini rüzgar, yüzde 24’ünü hidroelektrik, yüzde 5’ini biyokütle, yüzde 1’ini ise güneş enerjisi santralleri oluşturdu.

Portekiz, 2016’da 107 saat boyunca toplam tüketimini tamamen ve kesintisiz olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından

karşılamıştı. Kaynak: https://www.dunya.com

En Gerçekçi Yeni Dünya Haritası Ödül Kazandı HABERLER

Japon tasarımcı Hajime Narukawa’nın The AuthaGraph World Map isimli
güncellenmiş ve hatalardan arındırılmış haritası ödül aldı.

Naruwaka’nın haritası dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden biri olarak anılan
Japan’s Good Design Award‘un sahibi oldu.
BantMag’in haberine göre haritada, 1569 yılında yapılan ve tüm dünyada yaygın
olarak kullanılan dünya haritasında tespit edilmiş çeşitli ölçüm hataları düzeltilmiş
olarak yer alıyor. Örneğin Afrika Kıtası, Grönland’ın on dört katı büyüklükte
olmasına rağmen önceki haritada aynı ebatlarda gösteriliyordu. Şu ana dek
yalnızca Japonya’daki okul kitaplarında kullanılan haritanın, küresel olarak kabul
edilmesi için çeşitli revizyonlar bekleniyor.

Söz konusu harita özellikle yeryüzündeki su ve kara Kaynak: https://www.odatv.com
parçalarının doğru bir şekilde dikdörtgen bir formata
yansıtmayı başarmasıyla yeni bir tekniği beraberinde get-
iriyor. Herhangi bir hata ya da eksilme olmadan tüm kıtaları
ve okyanusları haritaya sığdırmayı başaran Narukawa,
haritasının önümüzdeki yıllarda küresel ısınma ve iklim
değişiklikleriyle birlikte güncellenmesi gerekeceğini dile ge-
tirdi. 26

Okulumuz Yiyecek İçecek Hizmetleri Bölümü Öğretmeni MAKALE

Serkan Çiftçi ile Türk Mutfağı ve Bölgesel Lezzetler Hakkında

Serkan Çiftçi TÜRK MUTFAĞI VE BÖLGESEL LEZZETLER

Orta Asya’dan günümüze kadar ulaşmış bu zaman yolculuğunda farklı kültürlerle etkileşime
girmiş, üretiminden, pişirme tekniklerinden, tabaktaki sunumuna kadar gelişerek değişmiş kend-
ine özgü zengin bir mutfak kültürü oluşmuş mutfağımız, halen gelişerek tüm dünyada tanınmaya
devam etmektedir.
Kuru fasulye, pilav, menemen, karnıyarık, tas kebabı, balaban köfte, çibörek, mantı, adana kebabı,
kadınbudu köfte, tas kebabı, güveç, iskender kebap, pide, lahmacun, çiğ köfte, keşkek, arabaşı, pi-
lavlar, yöresel hamur işleri; ayran, şalgam, şıra, çay, kahve, mırra, çeşitli şerbetler, boza; pekmez,
salça, peynir, tarhana, çeşitli turşular vb. yapılan hazırlıklar hepsi ve daha fazlası ne kadar zengin
mutfağa sahip olduğumuzun göstergesidir. Aynı zamanda yaşamımızın her alanında karşılaşırız.
Özel günlerimizde ziyafet olarak karşılarız; nişan ve düğünlerde tatlı olarak, doğumlarda şerbet
olarak, ölümlerde helva olarak karşımıza çıkar. Kendimiz doyarız, komşumuzu doyururuz, etrafı-
mızla paylaşırız birlik ve bütünlüğümüzün daim olması için. O yüzden yemek bizde önemlidir, değerlidir
ve şükürdür.

Yiyecek içecek kültürü ülkemizde bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir. Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde
et ve tahıl yemekleri çok tüketilirken Ege ve Akdeniz bölgelerinde sebze yemekleri ve zeytinyağlı yemekler çok fazla tüke-
tilir. İç Anadolu Bölgesi’nde tahıla dayalı yemekler tercih edilirken, Karadeniz Bölgesi’nde balık ve mısır ürünleri hakimdir.

Yiyecek ve içecek kültürünün oluşmasındaki bölgesel farklıklara bakacak olursak o bölgede yetişen tarımsal ürün-
ler, yapılan hayvancılık buna bağlı olarak işleyen sanayi kuruluşları, bölgeler arasındaki sosyal farklılıklar örfler, gele-
nek-görenekler, dini yapısı, komşu kültürlerden gelen deneyimler, bölgenin iklimi, bitki örtüsü ,coğrafi konumu bölgesel
olarak beslenme durumunu etkilemiştir ve buna bağlı olarak da zenginleştirmiştir.

Aynı zamandan yabancı turistlerin Türkiye’de tatil yapma motivasyonlarının başında, ülkemizin tarihi ve kültürel zengin-
likleri ile ülkemizin binlerce yıllık geleneklerden beslenen mutfak kültürü ve zenginliği gelmektedir.

Yedi bölgeden lezzetlere örnek verecek olursak; Ankara Tavası, Konya Bamya Çorbası, Eskişehir Çibörek, Aksaray Çiğleme,
Kayseri Mantısı, Afyon Haşhaşlısı, Ege Pilavı, İzmir Köfte, Balıkesir Deniz Börülcesi, Muğla Çökertme Kebabı, Kırklareli
Pırasa Böreği, İstanbul Pilavı, Antakya Böreği, Antalya Piyazı, Trabzon Pidesi, Akçaabat Köftesi, Rize Muhlama, Ordu Sa-
karca Kayganası, Mardin Sembüsek, Gaziantep Lebeniye, Şanlıurfa Patlıcan Söğürme, Van Sengeser, Harput Köfte, Elazığ
Gömme…

27

Ankara Tava Muhlama

İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi -

Tarihi Astronomi Kubbesi

Kartal İMKB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak 2 öğretmen 42 öğrenci
ile İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt’taki merkez kampüsünde bulunan Gözle-
mevi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne gezi düzenledik. Merkezde, 1936
yılından beri astronomik araştırma ve gözlemler yapılmaktadır. Havanın açık
olduğu zamanlarda araştırmacılar, öğrenciler ve ziyaretçiler gökyüzünü mod-
ern İST40 Teleskobu ile uygulamalı olarak gözlemleme olanağı bulabilmekte-
dir. Gözlemevindeki gezimizde ilk olarak 1936 yılında Almanya’dan ülkemize
getirtilmiş Cumhuriyet’in ilk teleskoplarından tarihi Astrograf’ın bulunduğu
astronomi kubbesi gezdirildi.

Burada astografın tarihi ve özellikleri anlatıldı. Öğrencilere astronomi bilimi ile ilgili sorular soruldu ve öğrenciler de kendi
sorularına cevaplar buldu.
Tarihi teleskoptan sonra bölümde kullanılan astronomik gözlem aletlerinin ve diğer aletlerin sergilendiği Gleissberg As-
tronomi Koleksiyonu Müzesi gezdirildi ve burada bulunan çeşitli malzemeler tanıtıldı.

Tarihi Astrograf (Fotoğraf Teleskopu) Planetaryum Gösteri Salonu

Son olarak Türkiye’nin bir üniversite birimi içinde kurulmuş, eğitim-öğretim ve halka açık etkinlikler için kullanılan ilk 4K
çözünürlüklü E.C.A. Planetaryumu gösteri salonuna geçildi. Planetaryum gösterisinde; güneş, güneş sitemindeki tüm
gezegenler, yıldızlar, galaksiler, kara delikler ve evrenin gözlemlenen sınırları 3 boyutlu seslendirilerek anlatıldı.
30 dakikalık bu gösteri son derece büyüleyiciydi.

Planetaryum(Gezegenevi),güneşin,
yıldızların, gezegenlerin ve diğer gök ci-
simlerinin yapay görüntüsünün özel bir
yansıtıcı yardımıyla kubbe şeklindeki ta-
vana yansıtıldığı gösteri salonlarına ver-
ilen isimdir.

28

Planetaryum Gösterisi Gezisi GEZİ - YORUM

Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi, İstanbul Üni- Farz edelim ki uzay mekiğinize atlayıp Jüpiter’e
versitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü kadar gidebildiniz ve atmosferden içeri girmeyi
ile birlikte aynı binayı paylaşmaktadır. Alanda İST40 adlı bir başardınız; ne yazık ki iniş yapabileceğiniz katı
teleskop ve gözlemevine ve planetaryum gösterim salonu bir yüzey bulamayacaksınız! Jüpiter, büyük oran-
bulunmaktadır. Ayrıca Gleissberg Astronomi Koleksiyonu da hidrojen ve helyumdan oluşan bir gaz devidir..
Müzesi bulunmaktadır.

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi E.C.A. Planetaryumu etkinlikleri hakkında bilgi almak için Astronomi ve Uzay Bilimleri
Bölümü Bilim-Toplum Etkinlikleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. http://astronomi.istanbul.edu.tr/bilimtoplum

Planetaryumun Açılış Tarihi: 25 Aralık 2017 29
Koltuk Sayısı: 35
Etkinlik Süresi: 1 saat (yaklaşık)
Giriş Ücreti: 8 TL (öğrenci)
Randevu: (0212) 440 20 92

Bunları Biliyor muyuz? İlginç Coğrafi Bilgiler

En uzun sınırı olan ülkeler: En çok volkanı olan ülke: En kendine özgü olan ülke:
ABD ve Kanada Endonezya Madagaskar

Kesintisiz en uzun sınır ABD ile Endonezya, 147 volkan ile en çok vol- En çok endemik (Dünyanın başka
Kanada arasında. İki ülke arasındaki kana sahip olan ülkedir. yerinde yaşama/yetişme ihtimali
sınır 8.891 km’dir. olmayan, yöreye özgü hayvan/bitki)
türü olan ülke Madagaskar’dır.
Ülkedeki sürüngenlerin %95’i, me-
melilerin %92’si ve bitkilerin %89’u
dünyanın başka yerinde yoktur.

En çok dil konuşulan ülke: En çok gölü olan ülke: Kanada
Papua Yeni Gine
Sahip olduğu bütün göllerin sayısı
3 resmi dili olmasına rağmen kesin olarak bilinmemekle birlikte,
farklı diyalektlerle birlikte Papua Kanada yaklaşık 3 milyon göle sahip-
Yeni Gine’de toplamda 850 dil tir. Tüm dünya göllerinin %60’ına sa-
konuşuluyor. hip olan ülkenin %9’u göllerle kaplıdır.
Ülkede yüzölçümü 100 km²’den
büyük 561 göl bulunuyor.

En genç ülke: Uganda

Genç nüfusun en yoğun olduğu ülke
Uganda’dır. 0-14 yaş grubunun ülke
nüfusuna oranı % 49’dur.

İnsanları en uzun yaşayan En doğurgan ülke: Nijerya En uzun boylu ülke: Hollanda
üke: Japonya
Yapılan araştırmalara göre kadın Kızlı erkekli en uzun boy ortalaması
2017 Dünya Mutluluk Raporu’na başına en çok çocuk doğurulan ülke 7 olan ülke Hollanda. Erkek nüfusun
göre en uzun ömürlü insan- çocuk ile Nijerya’dır. boy ortalamasının 182 cm, kadın
lar ortalama 83 yılla Japonya’da nüfusun ise 171 cm’dir.
yaşamaktadır.

30

Yüzölçümü en büyük ülke: Rusya En çok komşusu olan ülke: Çin Dünyanın en uzun kıyı şeridi olan
ülke: Kanada
Rusya, 17.098.242 km²’lik yüz- “Ev alma komşu al” sözünü uygulayan
ölçümüyle, dünyadaki en büyük Çin’in tam 14 ülke ile sınırı var. Bu ülkel- Kanada yalnızca bölgelere göre ik-
ülke. er ise Moğolistan, Rusya, Kuzey Kore, inci en büyük ülke olmasına rağmen,
Vietnam, Laos, Birmanya, Hindistan, dünyanın en uzun kıyı şeridine sa-
Bhutan, Nepal, Pakistan, Afgani- hiptir. Kanada sahil şeridi yaklaşık
stan, Tacikistan, Kırgızistan ve Kaza- 356.000 km’dir. (Kanada’nın kıyı
kistan. uzunluğuyla ilgili farklı rakamlar da
karşımıza çıkmaktadır. Bazı uzman-
lar sahil şeridinin daha kısa olduğunu
söylemektedirler.)

Yüzölçümü en küçük ülke: Sealand

Sealand, 550 m2’lik yüzölçümü ile,
dünyadaki en küçük ülke.

En kalabalık ülke: Çin En Soğuk ve En Sıcak Deniz: Dünyaya en yakın yıldızın adı:
Beyaz Deniz/BasraKörfezi Proxima Centauri
1.389.340.000 kişilik nüfusuyla
Çin, dünyanın en kalabalık ülkesidir. Rusya’nın kuzey batısında bulu- Erboğa Takımyıldızı bölgesinde Alfa
(2018) nan Beyaz Deniz‘in ortalama deniz Centauri adlı üçlü yıldız sisteminin
suyu sıcaklığı -2 derecedir ve en Dünya’ya en yakın üyesi olan Prox-
soğuk deniz olarak kabul edilir. Yaz ima Centauri yıldızı yaklaşık 42 ışık
aylarındaki sıcaklığı ortalama 35,6 yılı uzaklıkta bulanan kırmızı bir cü-
derece olarak ölçülen Basra Körfezi cedir.
ise dünyanın en sıcak denizi olarak
kabul edilir.

Nüfus yoğunluğu en fazla olan Dünyanın en uzun bölge ismi: Tehlikeli dağ Everest
ülke: Bangladeş
Tayland’ın başkenti olan Bangkok’ un 8 bin 848 metre yüksekliğiyle Hima-
Dünyanın nüfus yoğunluğu en fa- Tayland’ın resmi dili olan Tayca’daki laya Dağları’nın en yüksek zirvesi
zla olan ülkesi, km²’ye 1.146 kişiyle ismi “Krung Thep“in tam resmi ismi olan Everest’te 1920’den bu yana
Bangladeş. Ülkenin 169.200.000 “Krung Thep Mahanakhon Amon Rat- çığ, sıcaklık azlığı, basınç ve oksijen
milyonluk nüfusuna karşın tanakosin Mahinthara Yuthaya Ma- yetersizliği gibi nedenlerden dolayı
yüzölçümü 147.570 km²’dir. hadilok Phop Noppharat Ratchathani 200’den fazla dağcı hayatını kaybetti.
Burirom Udomratchaniwet Mahasa-
than Amon Piman Awatan Sathit
Sakkathattiya Witsanukam Prasit“tir.
(163 harf)

Kaynak: https://www.memurlar.net 31
https://tr.wikipedia.org

İlginç Doğal Oluşumlar ve Olaylar

HILLIER GÖLÜ (Avusturalya) MAYMUN ORKİDESİ (Peru)
Ekvator ile Peru arasında Bulut ormanının yüksek bölge-
Battı Avustralya’nın güneyindeki Middle Adası’nda lerinde yetişen hoş kokulu bir orkide görenleri şoke ediyor.
bulunan bu göl diğerlerinden çok farklı. Pembe renge sa- Hüzünlü bakışlarıyla tıpkı bir maymunu andıran çiçeğin bu
hip olan Hıllıer Gölü’nün bu rengi yüksek tuzluluk oranı ve benzerliği oldukça ilginç. Zaten çiçek de bu benzerlik ned-
sıcaklık-tuz oranının yükselmesiyle artan mikroalglerden eniyle maymun orkide (dracula simia) adını almış.
aldığı sanılmaktadır. 4 mevsim yetişen ve portakal kokusunu andıran bu çiçek
pek bilinmiyor. İşte Bulut ormanlarında turistleri şaşkına
çeviren o harika çiçeğin görüntüleri.

BAOBAB AĞACI (Madagaskar) AOGASHİMA ADASI (Japonya)
Filipinler Denizi’nde bulunan ve Japonya’ya bağlı olan
Yeryüzünün en geniş gövdeli ağaçlarındandır. Maymun Aogashima Adası ilginç yapısıyla dünyanın en ilginç yer-
Ekmeği Ağacı olarak da bilinir. Daha çok Afrika, Madagaskar lerinden birisi olarak kabul ediliyor. İnanması güç olsa da
ve Avustralya’da yetişir, on kadar türü vardır. Afrika’da çok Aogashima Adası’nda toplam 205 kişi yaşıyor ve üstelik
rastlanan bir türünün, boyu 10-20 metre olduğu halde, adada aktif bir volkan bulunuyor.
gövdesinin çevresi 50 m. ye yakındır.

DONMUŞ DALGALAR (Antartika)
Antarktika’nın dondurucu soğuklarında meydana gelen
olay görenleri şaşırtıyor. 15 metre yükseklikteki dalga ade-
ta havada donmuş gibi izlenim bırakıyor.
Aslında dev dalga bir anda donarak oluşmamış, kıyıya vu-
ran dalgaların üst üste donmasıyla meydana gelmiş.
Sıradışı olaya şahit olan bilim adamları, dondurucu soğuk
sebebiyle oluşan mavi dalgaların beyaz buzlara göre
daha dayanıklı olduğunu ve tırmanmasında bir sakınca
olmadığını söylüyor.

32

“ Tabiatta her şey bir değişimdir. Ama her değişimin ardından, bir sonsuzluk yatar. “

DÜNYA’NIN EN BÜYÜK MAĞARASI GÖKKUŞAĞI DAĞLARI (Çin)
Son Doong Mağarası/Vietnam)
Çin‘in kuzeybatısındaki Gansu bölgesinde yer alan jeolo-
Vietnam’daki Doong Son Mağarası dünyanın en büyük jik park, usta bir ressamın elinden çıkmış gibi görünen
mağarasıdır. Mağaranın adı “Hang Son Doong” ve bu yerel gökkuşağı dağlarına ev sahipliği yapıyor. Gökkuşağı
dilde “Dağ Nehri Mağarası” anlamına geliyor. Yapılan laz- rengindeki kaya oluşumları, milyonlarca yıl boyunca
er ölçümlerine göre 200 metre yüksekliğinde, 150 metre gerçekleşmiş tektonik hareketlerle oluşan kum taşı ve
genişliğinde. Hang Son Doong 200 mağaradan oluşuyor. diğer mineraller sonucu ortaya çıkmış. Yaklaşık 10 kilome-
Vietnam’ın balta girmemiş ormanlarında bulunan mağara, trelik bir alana yayılan bu dağların renginin katman katman
ilk defa 1991 yılında Vietnamlı bir yerli olan Ho Khanh olması da milyonlarca yıl boyunca maruz kaldığı yağmur ve
tarafından keşfedilmiştir. rüzgar sayesinde olmuş.
Gürültü ve rüzgar uğultusu yüzünden yerlilerin girmeye ce-
saret edemediği bu mağara, 6.5 kilometre uzunluğundadır.

VAADHOO ADASI (Maldivler) KUZEY IŞINLARI (Aurora Borealis)

Vaadhoo Adası,Maldivler’de yer alan en özel adalardan Kuzey ışıkları, yani adını Şafak Tanrıçası Aurora’dan alan
birisi. Adada geceleri gelgit olayının yaşandığı sırada ortaya Aurora Borealis, dünyanın manyetik alanı ile Güneş’ten ge-
çıkan mavi renkli sürpriz ışıltı görenleri hayrete düşürüyor. len yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu gökyüzünde or-
taya çıkan doğal ışımalardır.
Sahilde yaşanan bu muhteşem olayın nedeni ise kıyıya vu- Genellikle geceleri gözlemlenen bu ışımalar, ağırlıklı olarak
ran dalgalarda bulunan ışıklı planktonlar. Işıklı planktonlar, kutuplarda meydana geldiği ve kutuplara yakın alanlardan
tek hücreli canlılardır. Fakat bu tek hücrelerinin içerisinde gözlemlendiği için kutup aurorası veya kutup ışıkları olarak
biyolojik olarak elektrik üretebilecek kadar teknolojik bir da anılır. Kuzey ışıklarını takip etmek için Kuzey Yıldızı’ndan
yapı saklı. Bu, o kadar üst bir teknoloji ki, rahatsız edildikler- da yararlanabilirsiniz, ama görülebilecek bir yerdeyseniz
inde bu minik canlılar koca bir sahili bile aydınlatabilecek zaten gözden kaçırma ihtimaliniz olmaz.
kadar çok ışık yayabiliyorlar.
33

Motivasyonunuzu
Artıracak iki
Başarı Öyküsü

O yaptı, oldu, siz de deneyebilirsiniz!

Kahramanımız Karadeniz bölgesinde, Sürmene`ye bağlı Yılmazlar köyünde doğar. Çevresinde başarılı, ünlü,
zengin ve kariyerli insanlar yoktur. Doğduğu köyde lise yoktur. Ortalama mantığa göre, kahramanımızın
kötü kaderini kabul etmesi, çevresindekilerle uyumlu bir hayat yaşayacak şekilde `gerçekçi` olması gerekirdi.

Sıradan biri olarak yaşadığı takdirde başarısızlıklarını açıklayacak çok iyi gerekçelere sahipti. İsterse
“Benim de zengin babam olsaydı, ben de büyük adam olurdum” ya da “Bizim de köyümüzde lise
olsaydı ben de okurdum” diyebilecek, başarısızlığını mükemmel bir şekilde savunabilecek durumdaydı.
Ama o `saydı` cümleleriyle söylenmek yerine, her şeye `rağmen` zirveye çıkmak için harekete geçti.

Ailesinin maddi durumu onu okutmak için yetersiz olmasına rağmen, elinden tutacak biri olmamasına rağmen,
yaşadığı köyde lise bile olmamasına rağmen, bulunduğu yerden ait olduğu yere, zirveye yöneldi. Peki nasıl
yapacaktı? Kahramanımız bir çıkış yolu buldu. Bir gazetenin açtığı ilkokullar arası bilgi yarışmasına katıldı,
birinci oldu. Ortaokulu devlet bursuyla `parasız yatılı` olarak Samsun`da okuduktan sonra, TÜBİTAK bursuyla
geçtiği Kabataş Lisesi`ni de dönem birincisi olarak bitirdi. Aynı yıl üniversite giriş sınavında da Türkiye birin-
cisi oldu. Bu başarılardan sonra, zafer sarhoşluğu yaşayabilirdi ama o iç disiplinini hiç yitirmedi. Üniversiteyi
de çok iyi bir dereceyle bitirdi. Engeller de peşini bırakmıyordu. Yurtdışında okurken, devlet döviz sıkıntısına
düştü ve yurtdışında yaşayan öğrencilere bir mektup göndererek burslarını artık gönderemeyeceğini söyledi.
Dil öğrenmeden geri gelmek için harika bir gerekçesi vardı. “Eğer devlet bursu kesmeseydi, ben de öğrenirdim!”
Arkadaşları geri döndü. Onun beyni mazeret bulup kısa devre yapmak yerine, her hal ve şartta sonuç alma-
ya programlıydı. Bursların kesilmesi bir engeldi ve engeller aşılmak için vardı. Kaldığı yurdun müdürüne gitti,
kendisine ücretsiz kalma izni verirse bulaşıkçılık yapabileceğini söyledi. Amerikalı müdür kararlılığından çok
etkilendi, ona bu şansı verdi. Mutfakta bulaşıkçı olarak çalışmaya başladı ama bir haftada aşçılığa yükseldi!

Öyküsünü anlattığım kişi Adnan Kahveci.

Zeki, mütevazi ve idealist bir şekilde başarılı olmanın örneği olan eski bakan. Şartları sizinkinden daha
iyi değildi ama hayallerini izlemeyi denedi ve başardı. Sizi hayallerinizi gerçekleştirmekten alıkoyan ne?

Adnan Kahveci “Türkiye`de başarılı olmak” hakkında diyor ki:

“Türkiye`de en sevdiğim şey budur. En fakir çocuk bile çalışkan olduğu sürece başarabiliyor ve yükselebiliyor.
Türkiye`nin hayran olduğum tarafı bu. Kişinin zengin ya da fakir olması önemli değil. Kişinin doğudan ya da
batıdan olması da önemli değil. Türkiye`de çalışan ve gayret gösteren engelsiz yükselebilir.”

“ Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar,
senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar. ”

34 Sokrates

“Kazananlar asla vazgeçmez, vazgeçenler asla kazanamaz.”
Napoleon Hill

Hayatı “çaresizliklerle” dolu bir adamın öyküsüdür!

• 7 Yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı.
• 8 Yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı.
• 10 Yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki hocasından dayak yedi.
• 17 Yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.
• 24 Yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.
• 25 Yaşında sürgüne gönderildi.

• 27 Yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı kendisinin de üyesi bulduğu derneğin çalışmaları ile
kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle
karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu.

• 30 Yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşmanların eline
geçti.

• 30 Yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde
fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.

• 37 Yaşında böbrek hastalığından Viyana’da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.

37 Yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı.

• 38 Yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.

• 38 Yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı.
Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı.

• 38 Yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.

• 38 Yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun Kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı.

• 39 Yaşında idam cezasına çarptırıldı.

• Sonra ne mi oldu?

• 42 Yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu.

• Okuduğunuz öykü efsanevi lider Mustafa Kemal Atatürk’e aittir.

• Kişisel sorunlar büyük başarıların önünde engel değildir.

• Mustafa Kemal kişisel kurtuluş savaşı ile ülkeyi kurtarma savaşını birlikte götürebilmişti.

• Atatürk başlangıçta tek kişiydi. Her şey bir insanla başladı. Her şey bir insanın beyninde başladı. Sonra
diğer insanların katılımı ile büyüdü. Amaçlanan sonucun elde edilmesiyle de başarıya ulaşıldı. Başlangıçta
büyük hayalleri ama küçük hayatları vardı. Kabuklarını kırıp kişisel sınırlarını yiyerek ilerlediler. Kendilerine
güvenlerinden başka başlangıç sermayeleri yoktu.

Yazar: Mümin Sekman-Her Şey Seninle Başlar! Kişisel Kurtuluş Savaşınızı Başlatın! 35

Bir ülke tanıyalım : CEZAYİR

Resmi İsmi: Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti

Resmi Dili: Arapça

Başkenti: Cezayir (İng. Alger)

Para Birimi: Cezayir Dinarı

Coğrafi Özellikleri: Afrika’nın kuzeyinde yer alan Cezayir yüzölçümü
olarak kıtanın en büyük ülkesidir. Ülkenin kuzeyinde Akdeniz, batısında
Fas, doğusunda Tunus ve Libya, güneyinde ise Sahra Çölü bulunur.
Sahra Çölü ülkenin büyük kısmını(%80’ini) kaplamaktadır.

İklim: Kuzey kıyılarında Akdeniz iklimi, iç kısımlarında ve güneyinde ise çöl iklimi hakimdir. Ülkedeki yıllık ortalama sıcaklık
17,7 derecedir. Cezayir’de kaydedilmiş en yüksek hava sıcaklığı 51.3 santigrat derecedir.

Nüfus: 42.326.000 (2018,IMF tahmini) Din: %100’e yakın Müslüman.

Tarihi: İspanyolların 1505 yılında Mers–El-Kebir ve 1509 yılında Oran şehrini işgal etmelerinin ardından, Cezayir’de kato-
lik baskısına karşı direniş hareketi başlamış ve Cezayirliler Osmanlı İmparatorluğu’nu yardıma çağırmışlardır. Cezayir’deki,
İspanyol hakimiyeti 1516 yılında son bulmuştur. Ancak İspanyolların Oran şehrindeki hakimiyeti 1792’ye kadar devam
etmiştir.
Cezayir’de, 1830 yılındaki Fransız işgaline kadar Osmanlı yönetimi devam etmiştir. 14 Haziran 1830 tarihinde Fransız
işgaline uğrayan başkent Cezayir, 5 Temmuz 1830’da Fransız egemenliğine geçmiştir.
1 Kasım 1954 tarihinde, Milli Kurtuluş Cephesi ( FLN) ve Ulusal Bağımsızlık Ordusunun (APN) kurulmasını müteak-
ip, Cezayir’in Fransız sömürge yönetimine karşı bağımsızlık mücadelesi başlamış ve 5 Temmuz 1962’de Cezay-
ir Demokratik Halk Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Bu süre zarfı içerisinde 1,5 milyon Cezayirli soykırıma uğradı.

Cezayir Milli Marşı 1955 yılında M’zab doğumlu Cezayirli şair tarafından Fransız Sömürge Kuvvetleri tarafından hapse
atıldıktan sonra 69 numaralı koğuşun duvarlarına kanıyla hapishanedeyken yazılmıştır.
Cezayir, Başkanlık sistemi ile yönetilen bir Cumhuriyettir. Bağımsızlığını kazandığı 1962 yılından sonra, Ulusal Kurtuluş
Cephesi (FLN – Front de Libération National) tarafından tek partili siyasi sistem çerçevesinde yönetilen Cezayir, 1989
yılında yapılan halkoylaması sunucunda kabul edilen yeni Anayasaya ile çok partili sisteme geçmiştir.
Fransızlar sömürge döneminde Arapça konuşmayı tamamen yasaklayıp Fransızca resmi dil yapıldı. Bunu ihlal edenlere
ölüm cezaları verildi.

Cezayir’le ilgili ilginç bilgiler

* Ev inşaatında özel sektör gelişmediği
için evler genelde devlet eliyle
yapılmaktadır. Bu yüzden ülkede ev
fiyatları çok yüksek.

* Ülkede inşaat sektöründe daha çok
Türk ve Çin şirketleri faaliyet gösteriyor.

KUSKUS ŞÜHEDA ANITI * İşsizlik oranı çok yüksek.
Meşhur Yemekleri Nereler Gezilebilir: * Hemen hemen her evde kuş besleni-
Kus kus(Cezayir’e özgü), Shurba (çor- yor. Cezayirliler besledikleri kuşları cuma
ba), Brochette(şiş kebap), Rechta (etli
yemek), Hurmalı Makrot (hurmalı tatlı). * Essai du Hamma Bahçesi günleri dışarıya gezmeye çıkarıyorlar.
Ülkede siyah çay kültürü yok; gün içer-
isinde genellikle yeşil çay, kahve ve süt * Şuheda Anıtı/Cezayir Şehitleri Anıtı
tüketilmektedir.
* Afrika Notre Dame Katedrali
36
* El Kala Milli Parkı

* Beni Hammad Kalesi

* Cezayir Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi Bu içeriğin oluşturulmasındaki
* Palais des Rais katkılardan dolayı Cezayir’den gelen
* Cezayir Hayvanat Bahçesi (Zoo and misafirlerimiz, Onur Sercan ve Rimel
entertainment - Ben Aknoun) çiftine teşekkürlerimi sunarım.
* Hıristiyan Mezarı (Tombeau de la

Chrétienne )

COĞRAFYA BİLGİNİ TEST ET BULMACA

YATAY DİKEY

1.Nüfus artış hızı en düşük olan kıta 2. Türkiye’nin en büyük barajı.
5.Dünya’mızın güneşin etrafında dolanırken çizdiği elips 3. Dünya’nın en kalabalık ülkesi.
şeklindeki yol. 4. Akdeniz İklim Bölgesi’nin kısa boylu bodur ağaç ve
7. Biyocoğrafya’nın bitkilerle ilgilenen alt dalına denir. çalılardan oluşan karakteristik bitki örtüsü.
10. Seyhan ve Ceyhan Nehirleri’nin oluşturduğu, 6. Haritalardaki küçültme oranına denir.
Türkiye’nin en büyük kıyı ovası. 8. Dünya’nın en büyük gölüdür.
13.Dünya’nın tuzluluk oranı en fazla olan denizi. 9. Afrika Kıtası’nda bulunan ve yeryüzündeki en uzun
15.Atmosferde %78 oranıyla en fazla bulunan gaz. akarsudur.
16. Yeryüzü şekillerini 3 boyutlu olarak en gerçekçi gös- 11.İklim Bilimi’dir.
teren harita çizimi metodudur. 12.Yüz ölçümü en büyük olan kıta.
17.Dünyamızı çepeçevre saran ve çeşitli gazlardan 14. Biyocoğrafya’nın hayvanlarla ilgilenen alt dalıdır.
oluşan küre. 18.Dünya’nın antik yedi harikasından biri olan Mısır’daki
22.Dünya’nın tam ortasından geçen en uzun paralel piramidin ismi.
çizgisinin ismidir. 19.Yanardağların ağız kısımındaki çanak şeklindeki çuku-
23.Benzer bitki ve hayvan türlerini barındıran alanlara rluk.
verilen ad. 20.Pamukkale Travertenleri ile meşhur ilimiz.
24.Güney Amerika’da yer alan, yeryüzün en büyük 21.Bir veya çok mineralin birleşmesiyle oluşan katı
ormanı. kütlelere denir.
25.Kitâb-ı Bahriye adlı eseri bulunan; Coğrafya Bilimi’ne 26.Akarsuların yıl içerisindeki akım (debi) miktarındaki
büyük katkıları olan ünlü denizci. değişimine denir.
28. Yeryüzünde biyoçeşitliliği en fazla etkileyen canlı. 27.Balıklı Çermik (Kaplıca), Çifte Minareli Medrese ve Gök
29. Akarsu yatağının bir yerinden bir saniyede geçen su Medrese gibi turistik yapılarıyla meşhur ilimiz.
miktarıdır.
37

HANGİ ÜLKENİN NEYİ MEŞHUR? ETKİ
EŞLEŞ

(Sağ taraftaki boş kutulara doğru numaraları yazınız)

1 Kahve, Sao Paula, Rio Karnavalı Hollanda
2 Greenwich, Endüstri Devrimi, Oxford Üniversitesi Irak
3 Asor Adaları, Kristof Colomb Endonezya
4 Keops, İskenderiye Feneri, Ramses Avusturya
5 Kremlin Sarayı, Stalin, Dostoyevski Moğolistan
6 Cengiz Han, Timurlenk, Gobi Çölü İsviçre
7 Petrol, Hurma, Hicaz Brezilya
8 Iguazu Şelalesi, Tango Dansı, Futbol Peru
9 Mozart, Tuna Nehri, Salzburg Portekiz
10 Einstein, Beethoven, BMW İngiltere
11 Altın, Elmas, Nelson Mandela Japonya
12 Tac Mahal, Himalaya Dağları, Ganj Nehri Fransa
13 Sumarta Adası, Cakarta, Yağmur Ormanları Kazakistan
14 Basra Körfezi, Babilin Asma Bahçeleri, Petrol Mısır
15 İbiza Adası, El-Hamra Sarayı, Picasso Küba
16 Davos, Saat, Çikolata Rusya
17 Pisa Kulesi, Etna Yanardağı, Pompeii İtalya
18 Mitoloji, Olimpos, Sirtaki ABD
19 Deprem, Tsunami, Balık Vatikan
20 Aral Gölü, Ceyhun Nehri, Seyhun Nehri İspanya
21 Fidel Castro, Puro, Boks Arjantin
22 Balıkçılık, Vikingler, Petrol Suudi Arabistan
23 Fizan Çölü, Bedevi, Petrol Norveç
24 Katolik Kilisesi, Papa Avustralya
25 Karpat Dağları, George Hagi, Çavuşesku Libya
26 And Dağları, İnka Uygarlığı, Lama Almanya
27 Wall-Street, Niagara Şelalesi Romanya
28 Lale Bahçesi, Liman, Van Gogh Güney Afrika
29 Sen Nehri, Cannes Film Festivali, Moda Yunanistan
30 Aborjin, Kanguru, Çöl Hindistan

38

İNLİK “ TÜRKİYE’NİN TURİSTİK YAPI VE OLUŞUMLARINI
ŞTİRME BULUNDUKLARI ŞEHİRLER İLE EŞLEŞTİRİNİZ “

(Sağ taraftaki boş kutulara doğru numaraları yazınız)

1 Selimiye Camii, Uzunköprü Ağrı

2 Gök Medrese, Çifte Minareli Medrese Edirne

3 Hierapolis Antik Kenti, Kaklık Mağarası Çorum

4 Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi Trabzon

5 Düden-Kurşunlu-Manavgat Şelaleleri Düzce

6 Zeugma ve Karkamış Antik Kenti İzmir

7 Apollon Tapınağı, Medusa Heykeli Adıyaman

8 Çal Mağarası, Uzungöl, Sümela Manastırı Sivas

9 Akdamar Kilisesi, Hoşap Kalesi Antalya

10 İshak Paşa Sarayı, Gürbulak Sınır Kapısı Mersin

11 Peribacaları, Derinkuyu Yeraltı Şehri Gaziantep

12 Hitit Kalesi, Alacahöyük Ören Yeri Nevşehir

13 Kız Kalesi, Cennet-Cehennem Obrukları Konya

14 Tuz Gölü, Alaeddin Tepesi, Meram Bağları Denizli

15 Nemrut Heykelleri, Atatürk Barajı Aydın

16 Çukurova, Seyhan-Ceyhan Nehirleri Diyarbakr

17 Ihlara Vadisi, Hasandağı Van

18 Çıldır Gölü, Şeytan Kalesi Eskişehir

19 Güzeldere Şelalesi, Efteni Gölü, Melen Çayı Kayseri

20 Kaz Dağları, Manyas Gölü Muğla

21 Hasankeyf, Petrol Çanakkale

22 Ani Harabeleri, Sarıkamış Kırklareli

23 Abant Gölü, Yedi Göller Ardahan

24 Surlar, Malabadi Köprüsü, Karpuz Batman

25 Truva ve Assos Antik Kentleri Kars

26 Nemrut Krater Gölü, Tütün Üretimi Adana

27 Lületaşı, Yazılıkaya Frig Vadisi Bitlis

28 Saklıkent Kanyonu, Kelebekler Vadisi Balıkesir

29 Erciyes Dağı, Kapuzbaşı Şelaleleri Bolu

30 Dupnisa Mağarası, İğneada Aksaray

Not: Bulmaca ve karşılaştırma etkinliklerinin doğru cevaplarını 39
[email protected] adresine mail atarak öğrenebilirsiniz.

KAYNAKÇA

• “Bir yılda 9 obruk oluştu.” Son güncelleme 26 Kasım 2017.
Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/bir-yilda-9-obruk-olustu/948116.
• “Çin’in Gökkuşağı Dağları.” Son güncelleme 24 Mart 2016.
Erişim Adresi: https://www.denizhummasi.com/cinin-gokkusagi-daglari/.
• “Dev yarık yeni okyanusun habercisi.”
Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/amp/dunya/afrikadaki-dev-yarik-yeni-okyanusun-habercisi-12858655.
• “Dünya Miras Listesi.”
Erişim Adresi: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44423/dunya-miras-listesi.html.
• “Dünya’nın En Derin Noktası: Mariana Çukuru.” Son güncelleme 9 Haziran 2017.
Erişim Adresi: http://cozumpedia.com/dunyanin-en-derin-noktasi-mariana-cukuru.
• “En gerçekçi dünya haritası.” Son güncelleme 9 Kasım 2016.
Erişim Adresi: https://odatv.com/en-gercekci-dunya-haritasi-0911161200.html.
• “Kaybolan göl Aral’ın hikayesi.” Son güncelleme 25 Şubat 2015.
Erişim Adresi: https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/02/150225_gch_aral_denizi.
• ”Korkutan gerçek! Bütün buzullar eridiğinde dünyanın yeni haritası böyle olacak.” Son güncelleme 27 Kasım 2017.
Erişim Adresi: http://www.mynet.com/haber/foto-analiz/korkutan-gercek-butun-buzullar-eridiginde-dunyanin-yeni-haritasi-
boyle-olacak-3154168-1.
• “Kuzey Işıkları’nı İzleyebileceğiniz En İyi 6 Yer.” Son güncelleme 17 Ocak 2018.
Erişim Adresi: https://www.skyscanner.com.tr/haberler/kuzey-isiklarini-izleyebileceginiz-en-iyi-6-yer.
• “Myra Antik Kenti’nde 2400 yıllık toplantı yapısı keşfedildi.” Son güncelleme 7 Nisan 2018.
Erişim Adresi: http://www.haberturk.com/myra-antik-kenti-nde-2400-yillik-toplanti-yapisi-kesfedildi-1909716.
• “Portekiz’de yenilenebilir enerji üretimi, toplam tüketimi geçti.” Son güncelleme 8 Nisan 2018.
Erişim Adresi: https://www.dunya.com/dunya/portekizde-yenilenebilir-enerji-uretimi-toplam-tuketimi-gecti-haberi-410689.
• “Prof. Dr. Özener: İstanbul depremi her an olabilir.” Son güncelleme 19 Şubat 2018.
Erişim Adresi: https://www.sabah.com.tr/yasam/2018/02/19/7-dakika-sonra-tsunami.
• Sekman, Mümin. “Her şey Seninle Başlar! Kişisel Kurtuluş Savaşını Başlat!”, İstanbul: Alfa Yayınları, 2005.
• “Tarımda Hollanda Mucizesi.” Son güncelleme 19 Şubat 2017.
Erişim Adresi: https://www.muhendisbeyinler.net/hollandada-tarim/.
• “Tarihte Coğrafyaya Katkısı Olan Türk, Müslüman Ve Yabancı Bilim Adamları.” Son güncelleme 18 Mayıs 2011.
Erişim Adresi: https://cografyabilim.wordpress.com/tag/tarihteki-unlu-cografyacilar-kimlerdir/.
• “Türkiye’nin yenilenen deprem tehlike haritası elektronik ortama aktarıldı.” Son güncellenme 20 Mart 2018.
Erişim Adresi: http://www.haberturk.com/turkiyenin-yenilenen-deprem-haritasi-elektronik-ortama-aktarildi-1883115.
• “Vaadhoo adası, Maldivler’de.” Son güncelleme 25 Ocak 2014.
Erişim Adresi:http://www.denizhaber.com/deniz-magazin/vaadhoo-adasi-maldivlerde-h34755.html.
• “Yalnızca Türkiye’de yetişen 16 endemik bitki türü.” Son güncelleme 6 Nisan 2017.
Erişim Adresi: http://www.milliyet.com.tr/Yalnizca-Turkiye-de-yetisen-16-endemik-bitki-turu--molatik-2185/.
• “Yeni Deprem Tehlike Haritası Yayımlandı.” Son güncelleme 21 Mart 2018.
Erişim Adresi: https://www.afad.gov.tr/tr/26539/Yeni-Deprem-Tehlike-Haritasi-Yayimlandi.

Görsel Kaynakça

• “Ankara Tava” Görseli. Son güncelleme 21 Ağustos 2017.
Erişim Adresi: https://yemek.com/tarif/ankara-tava-2/.
• “DÜNYA’NIN EN BÜYÜK MAĞARASI (Son Doong Mağarası/Vietnam)” Görseli. Son güncelleme 15 Eylül 2015.
Erişim Adresi: http://www.travelledpaths.com/amazing-hikes-you-must-do-before-you-die-son-doong-cave-vietnam/.
• “Kuzey Işınları” Görseli. Son güncelleme 30 Nisan 2017.
Erişim Adresi: http://www.info.gov.hk/gia/general/201704/30/P2017042800709.htm.
Erişim Adresi: http://www.afognaklodge.com/everything-you-need-to-know-about-the-aurora-borealis-or-northern-lights/.
• “Muhlama” Görseli. Son güncelleme 2 Haziran 2015.
http://blog.mealbox.com.tr/oldugunuz-yerde-horon-teptirecek-karadeniz-yemekleri/.
• “Vaadhoo Adası (Maldivler)” Görseli. Son güncelleme 26 Eylül 2016.
Erişim Adresi: https://www.standard.co.uk/lifestyle/travel/you-can-bathe-in-a-sea-of-stars-at-this-incredible-maldives-
beach-a3350101.html.
• Erişim Adresi: https://unsplash.com/.



“ Dünya herkesin ihtiyacına yetecek kadarını sağlar,
fakat herkesin hırsını karşılamaya yetecek olanı değil.”
Mahatma Gandhi

Gölcük Gölü/ BOLU 2017 MÜJDAT AYDIN

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İSTANBUL
KARTAL İMKB MESLEKİ ve TEKNİK ANADOLU LİSESİ


Click to View FlipBook Version