The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by ali öztürk, 2019-06-08 12:24:24

TURKUAZ 40 sf-sıkıştırıldı

TURKUAZ 40 sf-sıkıştırıldı

Yarından bu kadar korku duyarsan, bugünü nasıl yaşarsın...

İÇİNDEKİLER

1– Editör……………....……………………………...………………………………………………………...3
2-Albert Einstein Hayatı………………………………………………………………………...………...4
3-Sınıfın Meslekleri……………………………………………………………………………...…….…….5
4-15 Temmuz Darbe Girişimi………………………………………………………………...…….……6
5-15 Temmuz Şehitler Marşı………………………………………………………………...………....7
6-Doğanhisar Anadolu Lisesi…………………………………………………………………...……....8
7-Doğanhisarın Tanıtımı…………………………………………………………………...…….....……9
8-Sınıflar…………………………………………………………………………………………...……....10-11
9-Bulmacalar………………………………………………………………………………...……...………..12
10-Karikatür…………………………………………………………………………………...………...…….13
11-Öğretmenlerin Sık Kullandığı Kelimeler………………………………………………………..14
12-Sınıfıın Enleri………………………………..…………………………………………………………....15
13-İngilizce Kelimeler ve Karikatür……………………………………………………………...…..16
14-Röportaj……………………..……………………………………………………………………...……...17
15-Spor………………………………………………………………………………………………...…….…..18
16-Genel Kültür…………………………………………………………………………………...…...…….19
17-İlginç Bilgiler………………………………………………………………………………...……....20-21
18-Vatan Aşkı…………………………………………………………………………………...……………..22
19-Eğitici Sözler………………………………………………………………………………...………….….23
20-Okul Müdürü…………………………..………………………………………………………....……...24
21-On Bir Ayın Sultanı Ramazan……...………………………………………………………...…….25
22-Mevlana…………………………………………………………………………………………...…..…...26
23-Küçük Hikayeler……………………………………………………………………………...…………..27
24-Etkinliklerimiz………………………………………………………………………………...…......28-29
25-Bunları Biliyor Musunuz…………………………………………………………………...………….30
26– Eğitim ve Teknoloji……………………………………………………………………...………..…..31
27-Kitap Tanıtımı……………………………………………………………………………...………….32-35
28-Film Tanıtımı……………………………………………………………………………...………...…36-37
29-Öğretmenimizin anısı…………..…………………………………………………………...……..38-39

EDİTÖR

Dergimizin ilk sayfasına sizlere burada Merhaba demekten
büyük mutluluk duyuyorum. Öncelikle şunu belirtmeliyim
ki ; coşkulu bir heyecanla yayınladığımız bu ilk sayı ekibimi-
zin ilk tecrübesidir: İlk sayımızda hatamız olduysa hoşgörünüze sığınarak bize bu
yolda destek çıkan yardım eden arkadaşlarımıza teşekkürlerimi iletiyorum. Siz de-
ğerli uğur dostlarının istek görüşlerinize kadar sevgiyle kalmanızı dilerim.

Saygılarımla;
Tuğçe AKBOĞA

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

OKUL MÜDÜRÜ

Sevgili Öğrenciler;
Eğitim – Öğretim uzun bir süreçtir. Eğitim istenilen davranışları kazanma olarak
tanımlanırken. Öğretim ise kazanımlar doğrultusunda eğitimin nasıl verilebileceği-
nin bir planlamasıdır.
Doğanhisar Anadolu Lisesi olarak öğrencilerimizin eğitimlerini başarılı olarak ta-
mamlayabilmeleri, siz öğrencilerimizin hedefleri doğrultusunda üst öğrenime ve
hayata hazırlanabilmeleri doğrultusunda gerekli çalışmalar yapmaktayız. Siz öğren-
cilerimizden; düşünebilen ve düşüncelerini kendisi, ailesi ve toplum yararı doğrul-
tusunda ifade edebilen ve üretebilen bireyler yetiştirebilmenin çabası içerisinde-
yiz. Buna mukabil olarak öğrencilerimizin de eğitim – öğretim sürecinde sorumlu-
luk alarak kendi üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmeleri bek-
lentilerimiz arasında yer almaktadır.
Dört yıllık lise öğreniminiz sonunda memnun olarak mezun edebilirsek ne mutlu
bize. Hazırlamış olduğunuz dergi kapsam olarak belki küçük ama düşünebilmenin,
bunun sonucu olarak da üretebilmenin göstergesidir. Çalışmalarınızdan dolayı siz
öğrencilerimizi tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim.

Murat KOCABAŞ
Okul Müdürü

4

TURKUAZ

O kulumuzda 107 öğrenci 16 öğ- Okulumuzun 2017-2018 yılında
retmen bulunmaktadır. Günde KOMŞU KÖYÜN DELİSİ adlı tiyatro
8 ders saati bulunmaktadır. gösterisi yapılmıştır. Okulumuz 2016
Oklumuzdaki öğretim şekli normal biçim- -2017 yılında PAYDOS adlı tiyatro
dedir. gösterisi yapılmıştır. Okulumuz 2018
-2019 yılında ise 1 ŞİİR 1 NOTA adlı
Ders saatlerimiz 08:10’da başlayıp gecemiz yapılmıştır.
15:40’ta bitmektedir. Okulumuzda ki ısın-
ma sistemi kalorifer iledir. Okulumuzda
yabancı dil olarak İngilizce ve Almanca
dersleri verilmektedir. İlçemizde ulaşım
yönünden hiçbir sıkıntı bulunmamaktadır.
Okulumuz il merkezine 120 km uzaklığın-
dadır. Okulumuzun web sitesine
http:doganhisaranadolulisesi.meb.k12.tr
adresinden ulaşabilirsiniz.

5

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

SINIFIN MESLEKLERİ

Nazife İPEKTEN : PİLOT

Osman KARABULUT : ETLİEKMEKÇİ

Mehmet Fatih KERMEN : ELEKTRİK MÜHENDİSİ

Mehmet Ozan YILDIRIMER : BİLGİSİYAR MÜHENDİSİ

Samet MEMİŞ : OTO TAMİRCİ

Mustafa Metin DUMAN : ÖZEL KUVVET

Ahmet ZENGİN : ASKER

Ahmet Kadir YARPUZ : AVUKAT

Tuğçe AKBOĞA : ASTSUBAY
Sıla DOYDUKÖZ : PSİKOLOG
Pınar YENER : SINIF ÖĞRETMENİ
Hanife ATAMAN : HEMŞİRE
İsmihan AYÇİÇEK : DOKTOR
Nazmiye Nur GÜVEN : POLİS
Saliha ÖZTÜRK : ANASINIFI ÖĞRETMENİ
Atyen Elif AKYILMAZ : ÖZEL KUVVETLER

Eda AKDOĞAN : RESSAM
Enes İLBOĞA : UZMAN
Mevlüt ACAR : GENERAL

Hakana DOĞRU : ÇİFTÇİ
Kemal BAŞKAN : ELEKTRİKÇİ

6

TURKUAZ

Sınıfın en yaramazı Samet MEMİŞ
Sınıfın en çalışkanı Nazife İPEKTEN
Sınıfın en uzunları Enes İLBOĞA
Sınıfın en komiği Mehmet Fatih KERMEN
Sınıfa sürekli geç gelen Mehmet Ozan YILDIRIMER
Sınıfın en sessizi Ahmet Kadir YARPUZ
Sınıfın en minnağı Sıla DOYDUKÖZ
Sınıfın en uzun kızı Nazmiye Nur GÜVEN
Sınıfın en güvenilir kızı Saliha ÖZTÜRK
Sınıfın mavi gözlü Tuğçe AKBOĞA
Sınıfın en çok dalga geçeni Hakan DOĞRU
Sınıfın en motor tutkunu Osman KARABULUT
Sınıfın en yardım severi Hanife ATAMAN
Sınıfın en farklı kızı Pınar YENER
Sınıfın en ahlaklısı Ahmet ZENGİN
Sınıfın en egolusu Mustafa Metin DUMAN
Sınıfın en alınganı Eda AKDOĞAN
Sınıfın en atılganı İsmihan AYÇİÇEK
Sınıfın en değişiği Mevlüt ACAR
Sınıfın en cana yakını Kemal BAŞKAN
Sınıfın kıskancı Ayten Elif AKYILMAZ

7

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

15 TEMMUZ ŞEHİTLER MARŞI
Temmuzun onbeşi şehitler ölmez.
Bu millet liderinin sözünden dönmez.

Türkiye’m haini asla affetmez.
Düğün niyetiyle biz ölüme gideriz.
Durmak yok bizlere bugünden gayrı,

Hepimiz Mehmediz biz ayrı ayrı,
Tanklara siper olan bedenler ile,
Düğün niyetiyle biz ölüme gideriz.
Sular uyusa da düşman uyumaz,
Bu vatan uğruna göz uyku tutmaz,
Öyle bir destan ki; hiç unutulmaz,
Düğün niyetiyle biz ölüme gideriz.
Ya Allah,Bismillah,Allahu Ekber,
Kahraman milletim meydanda bekler,
Kutsal bir görev bu iyi nöbetler,
Düğün niyetiyle biz ölüme gideriz.

8

TURKUAZ

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİ

Ü lkemiz bir darbe denemesiyle karşılaştı. Bundan önceki tüm darbelere ve darbe
girişimlerine karşı duranlar olarak, 15 Temmuz darbe girişimine de bedenimizi
ortaya koyarak karşı çıktık!..
Bundan böyle, nereden gelirse gelsin, yapılmak istenilen darbelere bütün yurtsever demokratlar
gibi, tüm varlığımızla karşı koyacağımızın bilinmesini isterim.
O gece, demokrasi, laiklik, özgürlük, insan hakları, eşitlik, çağdaşlık, hukukun üstünlüğüne inan-
mış sosyal devlet anlayışını yok etmeye çalışanlar, tarihinde ilk kez Türkiye Büyük Millet Mecli-
si’ni bombaladılar!.. Emperyalizme karşı kurtuluş savaşı verirken dahi ateş edilemeyen Meclis,
bu defa darbecilerin tek hedefi oldu!.. Milletin temsil edildiği ve parlamenter demokrasinin kalbi
olan Meclis’in ağır silahlarla saldırıya uğraması, yapılanın “Laik demokratik parlamenter sistemi”
bitirmeye yönelik bir girişim olduğunun açık kanıtıdır!..
Kaçak Saray ya da her hangi bir başka sembolik kuruma saldırılmaması ayrıca araştırılması ve
de doğru gerekçelerle açıklanması gereken en önemli konudur!..
TBMM’ye sahip çıkan başta Meclis Başkanı ve tüm partilerden bir araya gelen, bombalar altında
cesurca Meclis’i açık tutan, verdikleri beyanlarla orada olmasalar dahi dışarıda darbeye karşı
duruşlarını belirten milletvekillerine, çok şey borçluyuz. Milletin onlara verdiği emaneti korudular.
Milletin egemenliğine sahip çıktılar!.. Demokrasilerde meşruiyetin temeli halkın kararıdır. Halkın
kabul etmediği hiçbir girişim kabul görmez. Daha önceki benzeri olaylarda halk, darbe ya da giri-
şimlere destek vermişti. Bu kez halk karşı durmuştur. Tam Meclis Dikmen kapısından içeri girer-
ken Genelkurmay Başkanlığı binasından orada biriken halkın üzerine doğru ateş açıldı. Önümüz-
de bir yurttaşımız yaralandı. Hemen arabaya alıp hastaneye doğru yola koyulduğumuzda hemen
arkamızdan Meclis bombalandı. Biz yurttaşımızı, o da bizi ölümden kıl payı kurtardı!..
Darbe süreci medyadan peyderpey açıklanıyor. Zaman içinde gerçeklere ulaşmak mümkün ola-
cak. Zaten olayların bir kısmını dirençli ve kararlı duran, gazetecilik ahlakına sahip basın men-
supları tarafından fedakârca topluma yansıtıldı. Hatta bazı darbeciler tarafından basılan medya
kuruluşları o anı naklen izlettirdiler…Dolayısıyla o geceden daha çok bizim buraya nasıl geldiği-
mizi ve bundan sonra ne olacağı üzerinde durmamız gerekiyor.
15 Temmuz’dan çıkardığım özet; “Türkiye ancak halk iradesinin tecelli ettiği parlamenter demok-
rasi” ile tüm insanlık dışı güçlerle mücadele edebilir, demokrasi, eşitlik ve barışa ulaşabilir!..

9

SINIFLARIMIZ DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

9-A

9-B

10-A

10

TURKUAZ
11

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

Doğanhisar ilçesi M.Ö. 500 yıllarında Metyos (Meteos) adıyla

kurulmuştur. M.S. 395 yılında Bizans İmparatorluğunun eline geçmiş, M.S.
704-708 yıllarında Emevi ve Abbasi ordularının taarruzlarına uğramıştır. Bu
savaşlarda şehit olan Seyit Ahmet'in mezarı şehrin Kızılışık Mevkiinde bu-
lunmaktadır. 1071 Malazgirt Savaşını müteakip Selçukluların bAatıya ya-
yılışları sırasında 1100 yılında Doğanhisar Türk hakimiyetine geçmiştir. Şeh-
rin adı Selçukluların arması olan doğan kuşuna izafeten "Doğankalesi"
olarak değişmiştir. Daha sonra Doğanhisar adını almıştır. Doğanhisar,
1298 tarihinde Karamanoğulları idaresine geçmiş, Fatih Sultan Mehmet
devrinde 1473 yılında Karamanoğulları saltanatına son verilerek Osmanlı
İmparatorluğuna katılmıştır. Cumhuriyetten sonra 1957 yılında da ilçe
merkezi olmuştur. Doğanhisar ilçe merkezi Sultan Dağlarının kuzey do-
ğuya bakan eteklerinde kurulmuştur. Konya'nın 122 km. batısında bulun-
maktadır.
Doğanhisar, İzmir – Konya yoluna 18 Km. Isparta yoluna 40 Km uzaklıkta
asfalt yol ile bağlanmaktadır. Doğanhisar Konya İline 122 Km, Akşehir İl-
çesine 45 Km uzaklıkta olup, Konya – Akşehir- Beyşehir ve Seydişehir İlçe-
lerine günlük belirli saatlerde giden otobüslerle ulaşım sağlanmaktadır.

12

TURKUAZ

Albert Einstein,
Güney Alman-
ya'nın Ulm kentinde dünya-
ya geldi. Küçük bir elektro-
kimya fabrikasının sahibi olan babası başarılı bir iş adamı değildi. Annesinin
dünyası müzikti; özellikle Beethoven'in piyano parçalarını çalmak en büyük
tutkusuydu. Aile Musevî kökenliydi, ama dinsel bağnazlıktan uzak, açık görüşlü,
kültürel etkinliklerle zengin bir yaşam içindeydi. Ne var ki, çocuğun ilk yıllardaki
gelişmesi kaygı vericiydi. Özellikle konuşmadaki gecikmesi aileyi telaşa düşür-
müştü.

Albert, içine kapanıktı; çocukların arasına katılmaktan, oyun oynamaktan hoş-
lanmıyordu. Okulu sıkıcı buluyor, ezbere dayanan eğitim disiplinine katlanamı-
yordu. "Gimnazyum"da geçen orta öğrenimi mutsuz ve başarısızdı. Mühendis
amcasının özel ilgisi olmasaydı, belki de öğrenimden tümüyle kopacaktı. Am-
ca, yeğene cebir ve geometriyi sevdirdi. Geometri özellikle Albert'i bir tür bü-
yülemişti.

Einstein, yıllar sonra amcasına borcunu şöyle dile getirir: "Çocukluğumda yaşa-
dığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşımda iken amcamın armağanı
pusulada bulduğum gizem; diğeri on iki yaşımda iken tanıştığım Öklit geomet-
risi. Gençliğinde bu geometrinin büyüsüne girmeyen bir kimsenin ilerdi kuram-
sal bilimde parlak bir atılım yapabileceği hiç beklenmemelidir!"
Einstein, yüksek öğrenimini güç koşullara göğüs gererek Zürih Teknik Üniversite-
si'nde yapar. Mezun olduğunda iş bulmak sorunuyla karşılaşır. Üniversitede
asistanlık bir yana orta okul öğretmenliği bile bulamaz. Sonunda bir okul arka-
daşının yardımıyla Bern Patent Ofisi'nde sıradan bir işe yerleşir.

13

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

BULMACALAR

14

TURKUAZ
15

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

ÖĞRETMENLERİMİZİN
SIK KULLANDIĞI REPLİKLER

Yeşim ÇİBİK : Kes çeneni, gir içeri, kaldır kafanı, kendi aranda konuşmayı kes

Hasan Yasin DAĞTAŞ : Değerli arkadaşlarım

Tuğba AYDOĞAN : Sakızı çıkar, saçları bağla

Keziban YALÇIN : Kuzularım, canlarım

İsmail BULUT : Sevgili arkadaşlar

Salih YILDIZ : Biraz derse çalış, A4 ver

Hatice YAĞCI : Sessiz olun

Abdul Halim BALTACI : Sen ne zaman çalıştın

Zeynep GÖKTAŞ : Kızım kaldır kafanı

Nurettin KEÇELİOĞLU : Dinle, sus, yaz

Gülay TAŞ : Kitapları aç, Tahtayı yaz Heyy

Ali ÖZTÜRK : Eksi

16

TURKUAZ
17

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

RÖPORTAJ

1-Merhaba öncelikle kendinizi tanıtır mısınız ?
—İsmim Mustafa Sinan Dündar ,Doğanhisar Anadolu Lisesinde edebiyat
öğretmeniyim ,Evliyim 1 çocuğum var.
2-Hobileriniz ve sizi tanımlayacak özellikler nelerdir?
—Doğa yaşamını çok severim. Vakit buldukça dağa çıkarım mantar arama-
ya giderim temiz havayı çok severim . Toprakla da uğraşmayı çok severim.
3-En büyük hayaliniz nedir?
—Bir milyon olsun isterim.
4-Sizi en çok kızdıran şey nedir?
—İnatçılık yapılmasını sevmem, istemediğim şeyleri ısrarla yapılmasını sev-
mem bencil davranışlardır.
5– Öğrencilik hayatınızdan beri arkadaş kaldığınız kimler var?
—8-10 kişidir. Birisiyle çok yakın konuşuyorum.
6-Kötü alışkanlıklarınız var mı?
—Sigara
7-Benzetildiğiniz biri var mı?
—Halamın oğlu
8-Peki sizce eğitimin önemi nedir?
—Yaşana bilir bir ülke için , yaşanılabi-
lir Dünya için eğitim şart.
9-Çok gezen mi iyi bilir , çok okuyan
mı?
—Çok gezeni gezmek kolay ve zevkli

18

TURKUAZ

SPOR

SPOR, vücudumuzun gücünü artıran, melekemizi geliştiren, aynı zamanda
eğlendiren, hoş vakit geçirten işlerdir. Denizcilik, avcılık, binicilik, kayak, fut-
bol, tenis, atletizm, güreş hep sporun çeşitli kollarından biridir. İnsanlar çok
eski çağlardan beri spor yaparlar. Eski Yunanlılar güreşirler, yarış ederler,
atletizm oyunları düzenlerlerdi. Yüksek atlamak, disk atmak o çağlarda gençlerin
çok sevdikleri sporlardandı. Dört yılda bir büyük spor şenlikleri yapılır, bu şenliklerde
sporcular birbirleriyle boy ölçüşürlerdi. Eski Roma’da da spora büyük önem verilirdi.
Yalnız, Romalılar’ın spor yapmaktaki amaçları gençleri savaşa hazırlamaktı. Gençler
ata binerler, aralarında tahtadan kılıçlarla savaş talimleri yaparlar, yüzerler, ağırlık
kaldırırlardı. Ortaçağ’da da spora, gençleri savaşa hazırlamak bakımından önem
verildi. Ancak, daha çok, asillerin çocukları spor yapıyordu. Bu da ata binmek, kılıç
kullanmak, ava çıkmaktan ibaretti. Türkler arasında da spor çok yaygındı. Türklerin
ulusal sporu olan atçılıkla güreşin çok eski bir geçmişi vardır. Ata binmekte, kılıç kul-
lanmakta, ok atmakta, güreş tutmakta üzerine olmayan Türkler bu üstünlüklerini
uzun idmanlarla kazanırlar, gençlere da öğreterek bu üstünlüğün babadan oğula
geçmesini sağlarlardı. Bugünkü anlamı ile spor ancak XIX. yüzyılın ikinci yarısında
başladı. Modern Olimpiyat Oyunları’nın düzenlenmesiyle gençler arasında spor he-
vesi canlandı. Kulüpler kuruldu, takımlar meydana getirildi, yarışmalar düzenlendi.

19

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

GENEL KÜLTÜR

-Türkiye’ye ait en büyük ada Gökçeada’dır. Diğer
adıyla İmroz adasıdır.
-Uzay’a ilk giden canlı bir Köpek’tir.
-Dünyanın en büyük yarımadası 3.250.000 km²’ lik
yüzölçümü ile Arabistan’dır.
-Uzaya gönderilen ilk uydu Sovyet tapımı Sputnik
adındaki uydudur.

-Saat yönünde dönen tek gezegen Venüs’tür.
-Atlas okyanusunu Büyük okyanusa bağlayan ka-
nal PANAMA.
-Dünya Çocuk Hakları Bildirgesi 1958’da yapılmış-
tır.
-Yedi yıldızdan oluşan takımyıldızının adı BÜYÜK
AYI

-Akdeniz’in en büyük adası SİCİLYA
-Türkiye sınırları içindeki en uzun nehir kızıl ırmak
nehridir.
-En genç bilim adamı ünvan’ını elinde tutan Türk
bilim adamı Oktay Sinanoğlu’ dur.
-Türkçe Ural – Altay dil grubuna girmektedir.

20

TURKUAZ

İLGİNÇ BİLGİLER

İnsanın aklından bir günde ortala-
ma 3000 düşünce geçer.

Müzik beyin için, uyuşturucu etki
göstererek bağımlılık yapar.

Sıcak su soğuk sudan daha
ağırdır.

21

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

Esnemek uykunuz olduğu anlamına
gelmez, vücudunuzun daha fazla oksi-
jene ihtiyacı olduğu anlamına gelir.

Dünyanın en yüksek binası Dubai'deki
Burj Khalife'dir. Yüksekliği 828m ve 160
. katlıdır

. Piramitlerin içerisinde ultrason, radar, sonar
gibi cihazların çalışmadığını, kirletilmiş suyun
bir kaç gün piramidin içinde bırakıldığında
arıtılmış olarak bulunduğunu, piramidin içeri-
sinde sütün bir kaç gün süreyle taze kaldığını
ve sonunda bozulmadan yoğurt haline geldi-
ğini biliyor muydunuz? Bilmeseniz de olurdu

22

TURKUAZ

VATAN AŞKI

Vatan’ ın için gözünü kırpma
Bu Vatan senin vatanın
Sen sahip çıkmazsan
Çocukları kullanırlar şer güçler
Biz sıcak yatağımız da yatarken
Nöbette askerim gözünü kırpmadan.
Vatan uğruna mücadele ediyor.
Bu vatan uğruna binlerce şehit verdik.
Ama vatanımız kimse alamadı.
Ve alamayacak…
Bu al sancak daima gök yüzünde dalgalanacak.
İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam yiğitçesine
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.
Ayyıldız sevdası başkadır bende
Şehidimin kanı kalır mı yerde
Hesap er geç elbet sorulur
Birileri onlara olsa da perde

23

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

EĞİTİCİ SÖZLER

1-Bir ülkenin geleceği , o ülke insanların göreceği eğitime bağlıdır. (A. North Whit-
head)
2-Eğitim sisteminin belli bir , düzene göre işlemesene karşılık, yaşam okulu, düzen-
siz ve karışıktır. (Albert EİNTEİN)
3-Eğitimin kökleri acı , meyveleri tatlıdır. (Alex is CARREL)
4-Eğiytim , refah anında bir süs , felaket sırasında bir sığınaktır.( ARİSTOTELS)
5-Eğitimin görmüş bir kimsede , ilk göze çarpan şey kafasının metotlu çalışmasıdır.
(ARİTOTELAS)
6– Eğitimin temel amacı , çocukların kendi yeteneklerini bilincine varmaktır.
(EFLATUN)
7– Eğitimin insanı bozmaması yetmez , daha yeniden yana değiştirmesi gerekir.

24

TURKUAZ

ON BİR AYIN SULTANI
RAMAZAN

1-Güzel ve iman dolu bu ayda gözlerinizde ışık sofralarında iftar bereketi evinizde
mutluluk eksik olmasın Hayırlı Ramazanlar
2--Başı rahmet ortası merhamet sonu ise cehennemden azad olan mübarek rama-
zan ayının hayırlara vesile olmasını dilerim.
3-Binlerce çiçek var ama gül başka milyonlarca insan var ama dost başka milyon-
larca ay var ama bu ay başka ramazan ayının gelişi sizlere ve sevdiklerinize mutlu-
luklar getirsin.
4-Sevgi söze dolarsa dua olur dua Allah’ a ulaşırsa nur olur aynı yolda birleşen dua-
larımızın nur’ a dönüşüp rabbimize ulaşması dileğiyle ramazan mübarek olsun.
5-Mübarek ramazan ayı sana vücudunu sıhhat ve selameti olan az yemeğe ruhu-
nun sıhhat ve selameti olan Peygamber efendimiz güzel ahlakını sahip olmaya ve-
sile olsun.
6-Yağmur yüklü bulutlar gibi gelerek bize bereketi ile donatan ramazan ayınız mü-
barek olsun.

25

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

MEVLANA

Mevlana Celaleddin islam tarihinde önemli yeri olan şahıslardan birdir.Mevlana
Celaleddin Rumi, 1207 yılında Afganistan'ın Belh şehrinde doğmuş bir sufi ve din
bilginidir. Anadolu'nun ünlü evliyalarından sayılan ve hoşgorü felsefesiyle tanınan
Mevlana Celaleedin Konya'da yaşamıştır. Lakabı olan mevlana "efendimiz" anla-
mına gelir, ismindeki "Rumi" ise anadolu'da yaşayan kişi demektir. Şemsi Tebriz'i
ile olan manevi dostluğuyla da tanınmaktadır.

Dönemin İslam kültür merkezlerinden Belh kentinde hocalık yapan ve Sultan-ül
Ulema (Bilginler Sultanı) lakabıyla anılan Bahaeddin Veled'in oğludur. Mevlânâ,
babası Bahaeddin Veled'in ölümünden bir yıl sonra, 1232 yılında Konya'ya gelen
Seyyid Burhaneddin'in manevi terbiyesi altına girmiş ve dokuz yıl O'na hizmet et-
miştir. Mevlana, 17 Aralık 1273te ölmüştür.

Mevlânâ'nın 800. doğum yılı olan 2007 UNESCO tarafından dünya Mevlânâ yılı
ilan edilmiştir. Bu karar Mozart yılı olan 2006'nın mart ayında alınmıştır.

ESERLERİ:

Mesnevi

Büyük Divan "Divan-ı Kebir"

Fihi Ma-Fih "Ne varsa İçindedir"

Mecalis-i Seb'a "(Mevlana'nın 7 vaazı)"

Mektubat "(Mektuplar)"

26

TURKUAZ

KÜÇÜK HİKAYELER

GRAMOFON

Eskiden köyümüzde oda kültürü vardı. Şimdilerde pek kalmadı sadece yukarı mahal-
le Hacı Ömer Ağa odasını koruyabildi. Bayramlarda falan bayram yemeğini hala orda
yerler. Köy odalarında köye gelen misafirler ağırlanır, köy meseleleri konuşulur, ak-
şamları gençler buralarda toplanır eğlenirlermiş.
Eski zamanlarda köyden ancak okumak veya askere gitmek için çıkılırdı. Maşallah
bizim köyümüzden o zaman da okuyan çoktu şimdide. Köyden okumak için çıkanlar
şehirden köye yenilikleri taşırlarmış. Şehirde okuyan gençlerimiz yaz tatillerinde kö-
ye gelir hem ailelerine yardım eder bağda bostanda hem de akşamları odalarda
öğürleri ile otururlarmış. Şehirden gramofon alan bir hemşerimiz odada arkadaşları-
na gramofon dinletiyormuş. Tabi şimdiki gibi tek CD’de 130 şarkı yok taş plakta 1
şarkı. Plağın bir tarafını dinler sonra çevirip diğer tarafını dinlerlermiş. Tabi buda sık
sık çevirmeyi gerektiriyor. Bu çevirme işine bozulan hemşerimiz.
“Lan şu plağı sini gibi yapsınlar da çevirip durmayalım” demiş.

ÇAYIRA ÇAKILAN KEDİ

Altına barajının üstündeki mevkii Molloğlu yeri olarak bilinir. Sanırım eskiden burası
Konya zenginlerinden Molloğlu lakaplı birine aitmiş. Sonraları köyden kişiler almış.
Molloğlu atlarını getirip eski tarlasına çakar otlatırmış.
Buna kızan bir hemşerimiz evdeki kedisini alıp yola koyulmuş. Kediyle gittiğini gören
köylülerimiz sormuşlar
- Hacı nereye gidersin böyle kediyle diye?
Hacı cevaplamış;
- Molloğlu yerine kedi çakmaya, onun atları yiyeceğine çayırı bizim kedi yesin.

27

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

ETKİNLİKLERİMİZ

12 Mart istiklal marşının kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü

12 Mart programının sunucuları Merve Yılmazer ve Selman Dokuz

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Gününde Çanakkale türküsünü 9/A
öğrencileri söyledi

28

TURKUAZ

1 şiir 1 nota adlı şiir ve türkü gecesine prova yapan öğrencilerimiz

1 şiir 1 nota adlı gece için fotoğraf çekinen öğretmen ve öğrencilerimiz

1 şiir 1 nota gecemizde emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimize çok Teşekkür
EDERİZ.

29

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

1) Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştı.

2) Amerika'da her saat 40 kişi kanserden haya kay-
bediyor.

4) Eski ABD başkanlarından John F. Kennedy, yirmi dakikada
dört gazete okuyabilirdi.

5) Açık bir gecede, çıplak gözle iki bin ayrı yıldızı
görmek mümkündür.

30

TURKUAZ

EĞİTİM VE TEKNOLOJİ

Dünyada ve Türkiye’de Eğitim teknolojileri alanında büyük gelişme-

ler yaşanıyor. Her geçen gün yeni eğitim ve eğitim teknolojileri siteleri açılı-

yor. Eğitimle ilgili düşünce kuruluşlarının sayısı artıyor. Eğitim teknolojileri ile

ilgili konferanslar, sempozyumlar ve zirveler gerçekleştiriliyor. Çok kaliteli

organizasyonların yapıldığını görüyoruz. Bütün bu organizasyonlara baktığımızda, ülke-

mizde bu alanda konuşacak konuşmacı eksikliği belirgin bir şekilde görülmekte. Çeşitli

etkinliklerde ilgisiz ya da bu konu ile ilgili yeterli donanımı olmayan konuşmacılara da

rastlıyoruz. Ayrıca bu organizasyonların bazılarında ortaya konanlar, sunulanlar araştırma

sonuçlarından yoksun ve iddiadan öteye geçememekte. Ancak yine de bütün bu geliş-

meleri takdir ve teşvik etmek gerekiyor. İlerleyen süreçte kaliteli, verimli ve etkili organi-

zasyonların sayısı da artacaktır. Henüz yolun başındayız.

Eğitim teknolojileri denilince akla sadece teknoloji gelmemesi gerekiyor. Ancak
genellikle teknoloji kullanımı eğitim teknolojileri anlamında kullanılıyor. Okullarda bu yan-
lış kavramsallaştırmanın etkilerini görebiliyoruz ve genellikle teknolojinin pedagojik olma-
yan bir yaklaşımla kullanıldığını görüyoruz. Yani eğitim teknolojileri sınıflarda öğrenmeyi
artırmak için kullanılabilecek bir araç olarak değil kendisi bir amaç olarak kullanılıyor.
Olması gereken ise teknolojinin bir program dâhilinde yüz yüze öğrenmeye destek ola-
cak ve hedef davranışlara uygun bir şekilde bir araç olarak kullanılması. Bu durumun da
etkili eğitim programları ile aşılabileceğini düşünüyorum.

Eğitim ve eğitim teknolojileri alanında araştırma ve uygulama yapmak için üniver-
sitemiz bünyesinde Eğitim Bilimleri ve Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezini kur-
duk. Bu merkez aracılığı ile eğitim teknolojileri alanında gördüğümüz eksiklikleri, uygula-
ma hatalarını etkin eğitimlerle ve projelerle gidererek alan yazına katkıda bulunmak isti-
yoruz. Bu merkezimizin yanında Türkiye’nin ihtiyacı olan Harmanlanmış Öğrenme modeli
ile ilgili bir okul açıyoruz. Okullarımızda eğitim teknolojilerinin derse entegre edilme-
si ve yenilikçi teknolojik pedagojik yaklaşımlarla ile ilgili hizmet vermeyi planlıyoruz. Hatta
öğrenme modelli okullar konusunda çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz.

31

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

KİTAP TANITIMI

BEYAZ DİŞ

O
diğer kardeşlerinden farklıydı. Vücudu babasının
benziyordu… Gri renkli yavrunun epeyci bir süre
açılmıştı.Ama artık her şey şaşmaz bir nitelikte daha gözleri kapalıy-
ken gıdanın, sıcaklığın ve sevginin pınarı olan annesini dokunarak,
koklayarak tanışmıştı.

32

TURKUAZ

ŞAH VE SULTAN

Kitabın ilk bölümü Kamber denen bir küçük çocuğu anlatmış. Kam-
ber Babaydar adlı birinin yanında kalmaktadır. Babaydar ona
hem annelik, hem babalık yapmıştır. Kamber her zaman kendi öz
anne ve babasını merak etmiş; fakat Babaydar'a soramamıştır.
Babaydar bir gün onu karşısına oturtup ilk kez ona nasihatler vermiştir. Babay-
dar Kamber'e ''babacım '' diye hitap ediyordu. Babaydar Şah İsmail'in çok iyi
biri olduğunu ve Kızılbaşlık'ı anlatır.

Bir gece Kamber Kızılbaşlar tarafından kaçırılır, saraya götürülür. Orda Hasan
Aka denen biriyle arkadaş olur. Onu neden kaçırdıklarını anlayamaz. Aka
Hasan babası gibi ona hep hikayeler anlatır, onunla ilgilenir. Kamber gittiği
sarayda Şah'ın gerçekten adaletli ve iyi biri olmadığını görür. Şah Sunni olan
Müslümanları kaynar kazanda yakıyor, evlerinden sürgün ediyordu. Teb-
riz'den Sünniliği çekip atmak istiyordu ve o yüzden acımasızca davranıyordu.
Hatta Şah'ın kendi annesi de oğluna gelip kötü eleştirilerde bulunduğu için
Şah onu da öldürtmüştür.

Şahın karısının adı Gülizar Begüm'dü. Bu kadın şahı çok sever ve sayardı. Güli-
zar Begüm ona Tahmasb adında bir erkek çocuğu doğurmuş ve şah yeni bir
kadınla daha evlenmişti. Bu kadının adı da Taçlı idi. Bu kadının güzelliği tüm
Tebriz'de duyulmuş herkes onun hakkında konuşurmuş. Şah da Taçlı'ya karşı
çok büyük bir aşk besler ama Taçlı çocukluk aşkı olan Ömer'i sevmektedir.
Şahın sevgisine karşılık vermez.

Diğer yanda ise Osmanlı sultanı Yavuz vardır. O da aynı
şekil ülkedeki Kızılbaşları öldürtmüş ya Sünni olursunuz ya
da ölürsünüz diye söylemiştir. Yavuz'un babası Bayezid
tahta diğer oğlunun geçmesini isterken Yavuz kendi ba-
şarısını kanıtlamak ister ve babasının sözünü ezip geçer.
Bir süre sonra babasının tahtını elinden alır ve babası ona
''sen beni bu tahtımdan ettin Allah da sana öyle bir dert
versin ki genç yaşta ölürsün'' diye beddua etmiştir.

33

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

Hercai

Her şey, zamansız bir ölüm yüzünden başladı.
Bu ölüm beraberinde, körpe bir yüreğe öfke ve kin getirdi. Aradan uzun, çok uzun
yıllar geçti. Genç bir adamın kalbi ve ruhu birbirinden harap duygularla, acımasızca
perçinlendi. Öyle ki, bu hissiyatlar onu uçurumun kenarına sürükleyebilecek kadar
tehlikeli hale gelmiştir.

Yaralı bir mazinin ona bıraktığı en acı hatıra, yüreğinden tüm merhameti söküp at-
masına neden oldu. Kara bir kilit vurup derin dehlizlere kapattı vicdanının çığlık çığlı-
ğa haykıran sesini. Merhameti ne zaman isyan etse, hep o anı hatırladı. Gözüne uy-
ku girmeyen kara bir gecenin sonunda, akla zarar bir
karar aldı!

Ait olduğu topraklara gitmeye karar verdi genç adam.
Çünkü her şey orada başlayacaktı, yıllar önce orada
bittiği gibi…

Ve Miran Karaman!
Kusursuzca hazırladığı planla, ant içtiği intikamını almak
için hazırdı. Yüreğinde kor bir öfke, dilinde kahrolası bir
yemin vardı. Şimdi vakit, ödeşmeyi arzulayan deli yüreğini susturma vaktiydi. İçindeki
öfkenin bir nebze soğuması için masum bir can yakacaktı... O can kim mi?
Reyyan Şanoğlu!
“Geceye bir selamım var. Andım olsun ki, adımı ezberleyecek
bu şehir!”

34

TURKUAZ

Pİ’ NİN YAŞAMI

Bir yük gemisinin trajik şekilde batmasının ardından, bir filika uçsuz
bucaksız, vahşi Pasifik Okyanusu'nun ortasında yapayalnız kalır.
Sandalın, hayatta kalmayı başarabilen mürettebatı bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra,
bir orangutan, Richard Parker adında üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ve Pi adlı 16
yaşında Hintli bir çocuktan oluşmaktadır. Ve roman asıl bundan sonra başlar. Pi'nin
açlık, susuzluk, soğuk, sıcak ve en önemlisi korkuyla mücadele ettiği günler boyun-
ca gösterdiği direnç ve inanç okunmaya değer çünkü.

Yann Martel'in akıllara durgunluk veren bir hayal gücüne sahip romanı,
okuyucusunu hem şaşkına çevirecek, hem de ona büyük bir haz verecek yazınsal
nitelikler taşıyor. Gerçek bir anlatım harikası olan bu kitap, kahramanlarından birinin
de dediği gibi, Tanrı'ya inanmanızı sağlayacak.

35

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

PARA AVCISI

Para Avcısı, gerçek bir yaşam öyküsünü konu ediyor. Jor-
dan Belfort 24 yaşında genç ve hırslı bir adamdır. Para ka-
zanma arzusuyla Wall Street borsasında önce komisyoncu
ve ardından Stratton Oakmont adında bir yatırımcı firma-
sında zengin olmak için her şeyi yapmaya hazır bir CEO
olur. 90'ların en hızlı günleridir ve New York işlem salonun-
da her şey olabilmektedir. Önemsiz tahvillerle birçok yatı-
rımcıyı aldatarak, Belfort kısa zamanda bir para makinasına
ve aynı zamanda bir harcama makinasına dönüşür. Bir gün-
de hesapları milyon dolarlarla doldururken o gece hepsini

aynı hızda harcayabilir.

3 APTAL

3 Aptal'da Rancho Chhanched, Farhan Qureshi ve
Raju Rastogi Hindistan'ın en önemli bir okulunda
mühendislik okuyan ve okulun yurdunda aynı oda-
da kalan üç öğrencidir. Raju ailesini fakirlikten kur-
tarma gibi bir ideale sahipken Farhan ailesinin isteği
doğrultunda bu bölümü seçmiştir. Rancho ise maki-
nelere duyduğu tutku nedeniyle mühendis olmayı
istemektedir. Bu üçlü ve profesörleri Viru arasında
yaşananlar, dostluk kavramını beyaz perdeye yansı-
tırken eğitim sistemini de sert ve eğlenceli bir şekilde eleştirir niteliktedir.
Son dönemin fazlasıyla dikkat çeken yapıtlarında biri olan film Hindistan'ın en çok
izlenen filmlerden biri olurken özellikle Amerika'da da bir hayli dikkat çekmişti

36

TURKUAZ

HER ÇOCUK ÖZELDİR

Problemli bir çocuk olan Ishaan
Awasthi, hiç kimse tarafından
takdir edilmez. Dersleri kötüdür,
arkadaşlarıyla sıklıkla kavga et-
mektedir. Okuldaki arkadaşları ve
öğretmenlerinin yanı sıra ailesi
tarafından da dışlanan bir çocuk
olan Ishaan, disipline girmesi için
ailesi tarafından yatılı okula gönderilir. Ancak yatılı okulda da Ishaan'ın davranış-
larında herhangi bir değişiklik olmaz. Ta ki bir resim öğretmeni olan Ram Shankar
ile tanışana dek. Ram, Ishaan'ın yalnız ve mutsuz olduğunu fark eder.

DHOOM 3

Özellikle son dönem Bollywood sinemasına baktığımızda, artık ülke sinemasının
konsept anlamında iki farklı yola saptığını görebiliyoruz pekala. İlk kategoride, ge-
leneksel Bollywood kimyasından vazgeçmeyen fakat bir miktar revizasyonu da sa-
kıncalı görmeyen mahsuller yer alırken; ikinci kategoride hem Avrupalı hem de
Amerikalı izleyiciyi yakalama derdine düşerken, ülke izleyicisine de seslenebilecek
yapımlar çıkıyor karşımıza. İkinci kategoriye en yakın örnek Lunchbox ve Bar-
fi olurken; Dhoom 3 gibi karma denemeler ilk kategorinin cazip örneklerinden biri
olarak karşımıza dikiliyor! Sanjay Gadhvi’nin yönetmenliğini yaptığı 2004 tarihli ilk
Dhoom filmi, bağrından çıktığı
coğrafyanın sinemasal nitelikleri-
ne saygıda kusur etmeyen, miza-
hındaki çeşnisiyle yer yer dil ya-
kan bir aksiyon örneğiydi.

37

DOĞANHİSAR ANADOLU LİSESİ

ZEYNEP GÖKTAŞIN ANISI

B
erivan diye bir tane kız varmış Zeynep Hocanın Burak
diye bir öğrencisi varmış bu Burağ’ın babası küçük
yaşta vefahat etmiş. Babası vefahat edince annesi akli dengesini
kaybetmiş bunların hayvanları varmış.
Zeynep hoca bir gün Burağ’ın evine gitmek istemiş nasıl bir ortam
diye.
Gittiklerinde Burağ’ın ablası Berivan varmış Berivan okumamış çünkü
babası vefahat etti ve annesi aklı dengesini kaybettiği için. Zeynep
hoca Berivana ceza alırsın demiş ve Berivan okumaya başlamış okul
birincisi olmuş. Hem okuyup hem akli dengesini kaybetmiş annesine
bakıp hem de üç kardeşine bakıyormuş ve tabi hayvanlara da...

38

TURKUAZ

B azı insanların hiç bilmediği, gitmediği yerlerde öğretmenlik nedir bilir misi-
niz? Hani diyorlar ya bir ülke batıdan yüz yıl geri diye. Öyle yerler var ki,
bir ülke içinde öyle topluluklar var ki kendi ülkesinden yüz yıl geride yaşı-
yor. Yaşamanın ne olduğunu bile bilmeden belki de kendi çemberleri
içinde sürdürüyorlar hayatlarını. Mutluluğun bir ziyaret, bir muhabbetten ibaret oldu-
ğunu kabullenip başka mutluluklar aramadan, elinde olanı yaşamakla sürdürüyorlar

yaşamlarını.
Kendi çemberlerinden çıkamıyorlar. Belki korkuyorlar, belki imkansızlıklar. Ama şunu
bilelim ki imkansızlıkları o kadar göz önünde ki görmemek elde değil. Zaten imkanını

bulan durmuyor o uzak diyarlarda.
Bazı öğrenciler var ki bir ülkede, cep telefonu eskidiği için annesine babasına ağla-
yarak yenisini aldırıyorlar. Doğal gaz az yanınca dondum diyerek sızlanarak artırıyor-
lar kombinin derecesini. Bir giydiğini tekrar giymiyorlar. Yaşamayı düşünmeden yaşı-
yorlar. Mutluluk sınırlarını o kadar zorlamışlar ki artık hiç bir şey mutlu etmiyor onları.

Çünkü her şeyi elde etmişler...
O uzak köylerde kimi öğrenciler, bilgisayarı gördükleri zaman, hani yıllar önce ma-
hallede televizyon sadece bir kişide olurdu da herkes toplanıp pencereden kapı-
dan seyrederdi ya, işte öyle bakıyorlar bilgisayara bu öğrenciler. Gördükleri yeni bir
şeye dokunmak için can atıyorlar. Yeni doğan bir bebek her şeyi merak eder ya,
işte öyle merakla bakıyorlar. birazcık ısınabilmek için alevi 10 dakika süren tezek ya-

pıp yakıyorlar.
Öyle öğretmenler var ki, tüm rahatlıklarını bırakıp o köylere gidiyorlar. Hiç soba yak-
mamış iken soba yakmaya çalışıyorlar. Eksi 20 derecelerde sabah okulu açıyorlar.

Saatlerce sobayı yakmaya uğraşıyorlar. O her şeyi hak eden minik öğrencileri so-
ğuktan donmuş bir şekilde giriyorlar sınıfa. Ellerini sobaya dayıyorlar. İçi cız eden öğ-

retmen titrek sesi ile soba daha yanmadı ki kızım diyor. Minik ellerini ellerinin içine
alıp ısıtıyor. O çocuk için bu davranış belki de sobanın alevinden daha sıcak geliyor.
Bu öğretmenler ustalık öğreniyorlar. Boya yapıyorlar. Su şebekesi çekiyorlar… öğret-

menlik dışında çok ama çok şey öğreniyorlar.
Hani derler ya işinin hakkını vereceksin diye. O öğretmenler fazlası ile işinin hakkını
veriyorlar. Oradaki insanlarda yaşamın hakkını fazlasıyla veriyorlar. Peki onların hak-
kını kim verecek? Bilinmeyen yerleri bilmemiz, düşünmemiz, en azından duymuş ol-

mamız dileklerimle…

Biraz yaşadım, biraz yaşadılar...

39

DOĞANHİSAR
ANADOLU LİSESİ

Katkılarından dolayı Sıla DOYDUKÖZ , Tuğçe AKBOĞA ,
Saliha ÖZTÜRK , Nazmiye Nur GÜVEN ,İsmihan AYÇİÇEK,
Hanife ATAMAN ve Pınar YENER’ e çok teşekkür ederiz.


Click to View FlipBook Version