The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.

Sebebi mevcudiyetimiz her kesimden yazar ve şairlerin sesi olmak; sanata, sanatçıya tutkun okurlara çabalarımızdan güzel bir seçenek yaratmaktır. Şimdilik e-dergi formatında sürdürdüğümüz dergimizin editör ekibi olarak düz yazı, şiir, fotoğraf, çizim başta olmak üzere her türlü eser gönderimine açık olduğumuzu belirtmek isteriz. Eserlerinizi, [email protected] adresine iletebilirsiniz.

Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by Ekim Dergi, 2021-02-13 11:38:27

Ekim Dergi Şubat-Mart

Sebebi mevcudiyetimiz her kesimden yazar ve şairlerin sesi olmak; sanata, sanatçıya tutkun okurlara çabalarımızdan güzel bir seçenek yaratmaktır. Şimdilik e-dergi formatında sürdürdüğümüz dergimizin editör ekibi olarak düz yazı, şiir, fotoğraf, çizim başta olmak üzere her türlü eser gönderimine açık olduğumuzu belirtmek isteriz. Eserlerinizi, [email protected] adresine iletebilirsiniz.

Sayı: 6 K Şubat-Mart 2021

E İM

İki Aylık Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi

Batuhan Çağlayan - Onur Özkoparan - Münevver Nur Şanlı
Miray Çora - Hacer Aktaş - Canan Ataş - Turgay Çitçi

Sara Damla - Beyza Yazıcıoğlu - Merve Duran - Anıl Fırat Tosun
Tan Doğan - Elvan Bozkurt - Kübra Güntay Ertürk - Latihan Bozdemir

Betül Ayyıldız - Rıdvan Yıldız - Ramazan Gediz Derin
Aslıhan Yücel - Meltem Terzioğlu - Emre Şengür

FRAGMAN XIV

Batuhan ÇAĞLAYAN

Uğultuların resm nden uyandık – Önce anlamak gerekt ğ n düşündük,
her uykuda tekrar eden, tanıdık vahş zamanları
d ng nl ğ n düşman anıtlarından kesk n harfler çerek –
soyunduk
bakarak tamamen

çatırdayan serüvenler n

karışık dudak

tanımlamalardan arasına
ve dokunduk (sess z adlara)
çırılçıplak beklerken gürültüler geceley n.
kuşandık.

Pablo P casso, Inter or w th a G rl Draw ng, 1935

EKİM DERGİ  | 1

FRAGMAN XV

Batuhan ÇAĞLAYAN

Kış uykusunu doğuda selamlar B l nc m z
görüntüler dışında kalmış radeler n düşmanından.

Görüntüler, Eller m kalem mle bütündür
gece ve gündüz arasında b r k rler ɹᴉpᴉʇǝuɐɯǝ

B r k rler uᴉɯᴉɹǝʅʅǝʇ sǝs
damağımızda d şler m zden çıkan yaşamımdan takv mler
kanlar ˙ɹǝʅʇǝqɥos s᷇ oɥ zɐɯɐs᷇ ɐʎ ǝʇʞᴉʅɹᴉq n̤ ʞun̤ ɔ᷇
g b onlar

Onlar,
beş on parçaya ayrılan adamlardır
ç m zden çıkan gölgelerd r
gündüzler parıldayan.

Daha doğrusu tren raylarından
geçerek Sümer’e ner ayaklar

Ayaklar,
taşımaz zler m z çünkü onlar
h çl kt r, coğrafyamızda anılar;
kuruyan sözcükler m z b l nc m zden

EKİM DERGİ Edvar Munch, Head By Head

 | 2

BİR ŞUBAT HEZEYANI

Onur ÖZKOPARAN

İr l ufaklı bazı hastalıklarım var. Fransız Devr m 'nden kalma bazı
hassas yetler çer s nde kıvranıp duruyorum. El mde kalan tek şey h c v ustası
Louk anos(*) g b alaycı yapım. Bu ben m en büyük s lahım. Zaten bu yüzden
çevremde k mse kalmadı d yeb l r m. Ortasında koca b r del k olan tüylü
battan yen n altında geç rd ğ m soğuk geceler ısıtan yegane şey,
Lefebvre’ n(**) kalın k tapları oluyor. Yatıyorum kalkıyorum Fransız Devr m !
“Bu köylülerle, burjuvalar da az değ lm ş. Nasıl da değ şt rm şler tüm
dünyanın kader n değ l m ?” d ye sorduğum duvarlar bana b r türlü yanıt
verm yor.

B r küf kokusu var odanın G useppe Arc mboldo, Kütüphanec (1566)
ç nde. Duvarlar g tt kçe
rutubetten ötürü
s yahlaşıyor. Kapı çalıyor
ara sıra. G d p açmaya
üşen yorum; çünkü açtığım
vak tlerde ya ev sah b ya da
fatura get ren b r adam
çıkıyor karşıma. Altı üstü
b r lamba ve b r musluk.
“Neden ben dare
edem yorsunuz? Hastayım
d yorum.”

O zaman da: “Beyefend b z m yapab leceğ m z b r şey yok d yorlar.” Neden
h çb r n z mukted r değ ls n z? d ye kahkaha attığımda se k mse gülmüyor.
Zaten ben b r komedyen değ l m.

EKİM DERGİ  | 3

Rüyalarımda bana Dante okumayı yasaklayan babamla kavga ed yorum.
Neym ş efend m: Dante monarş ye meth yeler düzüyormuş(***) Bırak düzsün
arkadaş; bıraksaydın da mukted r olana yaklaşarak refah b r yaşam
sürseyd m. Sonra ötek mukted r olana, sonra ötek ne... Böyle b r yaşam
sürmeye de katlanamam dersem, beş kuruş ödemed ğ halde lambası hala
yanan, musluğu hala akan k ş ler Louk anos g b ben mle alay ederler. Heh!
Ben kaptırır mıyım s ze o ünvanı? Yağma yok. Ben kend m öcüleşt r r m de
y ne yapacağımı yaparım. Fakat bu pencere kenarından ıslık çalarak çer ye
kıvrılan ve odanın çer s nde dans ederek suratıma çarpan soğuğa da aldırış
etmeden duramıyorum. Kapıya gelenler ç n hazırladığım muz p konuşmamı
soğuğun üzer ne boca ed yorum. Ne oldu? Elde var sıfır...

Notlar:
(*) MS 125-180 yılları arasında yaşamış
olan Samsatlı h c v ustası Louk anos,
dönem n temel felsef ekoller n alaya
aldığı met nler yazmıştır.
(**) Georges Lefebvre, Fransız Devr m
üzer ne der n araştırmalar yapmış b r
Fransız tar hç d r.
(***) Dante Al gh er Monarş adlı
eser nde monarş ye meth yeler
düzmese de onun gerekl olduğunu
bel rt r. Buradak “meth yeler düzme”
kısmı metn kuvvetlend rme amaçlı
kullanılmıştır.

Ç z m: Münevver Nur Şanlı

EKİM DERGİ  | 4

YİRMİ BEŞ

M ray Çora

Dördün d zelerde
Notalarda ve caddelerde
Tuvallerde ve b nalarda
Teraslı b r katın
Göğe yükselen saat nde
Kerp çten evler n
Işıksız bahçeler nde
Yarım asır uzaklıkta dörtnala
Sığdıramadım beş metrel k yıllara
Dördün d zelerde
Bağlar d zeler dörtlüklere
Yarımsa eğer gece
Bağlar gecey gündüze

Pablo P casso, Two Acrobats W th A Dog, 1905

EKİM DERGİ  | 5

BİR KİTAP İNCELEMESİ:
KARANTİNA

Hacer AKTAŞ

"Karant na" 2020'de en çok duyduğumuz kel me oldu belk de. Çünkü
2020'n n öneml b r kısmını karant nada geç rd k. Bu zor zamanların çoğunu
ger de bıraktığımızı ve gelecek güzel günler m z n olduğunu üm t ederek
günümüz genç yazarlarından ps kolog N han Özant'ın "Karant na" adlı k tabını
mercek altına alıyoruz.

N han Özant, bu k tap le pandem sürec nde
de üretken olmanın mümkün olduğunu
göster yor b ze. Bu yönüyle lham ver c ve
mot ve ed c b r çalışma olduğunu söylemekte
fayda var. Romanımız, Doğu topraklarının kadîm
b lgel ğ le donanırken Doğu'nun baskısı altında
özgürleşme mücadeles de veren ve Güneş' n
doğduğu topraklarda Güneş le b rl kte doğup
yeşermeye ant çm ş b r kadın olan Asya'nın
Fransızca sayıklamaları le başlıyor ve Asya'nın
yolculukları, b l msel araştırmaları, hatıraları ve
özlemler le devam ed yor. K tap ana hatlarıyla;
eğ t m ç n Avrupa'ya g den genç b r kadının
cov d19 sebeb le ülkes ne dönmek zorunda
kalışını ve karant nada yaşadıklarını anlatıyor d yeb l r z. Ancak detaylarda
k tabımızın ana karakter , roman kahramanımız Asya'nın yaşadığı büyük,
tutkulu b r aşkın zler , Avrupa seyahat n n detayları, Fransa'nın tar h
nostalj k sokakları, büyülü kokusu, yıldızlı geceler, Eyfel manzarası ve Doğu
kadınının yazgısına boyun eğmey ş de var. Karakter m z n adının Asya
oluşunda da Doğu'ya gönderme var.

EKİM DERGİ  | 6

Ancak yazarın yazım d l nden anlaşıldığı kadarıyla k tabın asıl vurgusunun
Asya'nın Türk ye'ye dönüşü le başlayan karant nada yaşadıkları üzer ne
olduğu anlaşılıyor. Bu süreçte karant na le b rl kte f z ksel ve sosyal
zalosyon, genç b r kadının modern zamanlarda zaten b reyselleşm ş hayatını
y den y ye yalnızlaştırıyor. K tap bu yalnızlaşma çer s nde Asya'nın
benl ğ n n "ötek " le l şk kurmaya duyduğu ht yaç üzer nden b ze kend
benl ğ m z le d ğer n n benl ğ arasındak l şk y sorgulatıyor yen den.
Yazarın ps kolog olmasının da etk s yle, k tapta b r karakter der nl ğ ve
ruhsal çatışmalarla çözümler n oldukça akıcı b r d l le anlatılmış buluyoruz.
Yazar b ze, yaşananlardan da beslenm ş başarılı b r kurgu le y b r anlatı
ver yor.

Ç z m: Canan Ataş Sözün özü;
N han Özant, b r lk k tap ç n hâyl
y b r çalışma ortaya koymuş.
Üstel k roman türünde eser
vermen n tüm zorluğuna rağmen
bunu yapab lm ş. İlham ve cesaret
dolu duygusal b r anlatı, okuru
sürüklüyor ve yazarın da
dey m yle tıpkı T tan c f lm ndek
g b "Karant na" k tabı fac anın
ortasında b r karakter n k ml k
arayışını, kend oluşunu anlatıyor.
Asya, bu fac anın ortasında
kend n buluyor. Okur, bu romanı
okurken kend s de bu karakter
değ ş m ne ve dönüşümüne
tanıklık ed yor. Karant na k tabı,
adını okunması gereken güncel
k taplar l stes ne yazdırmayı
böylel kle başarıyor.

EKİM DERGİ  | 7

GÖNÜL GÖZÜ

Turgay ÇİTÇİ

S yahın b r anlamı olmalı her acının b r reng vardır
gecen n tenhalığında gençl ğ m z hang acının reng nde
ölüm sess zl ğ yd adı
geceye anlam katan. soldu b l nmez
kavuşmamış aşklar f l zlen r.
o gece yaralı b r ceylanın
göz pınarlarından çt m, taş üstüne taş koyar
ömrün yüküne.
aşk şarabını.
ruhun kör kuyularında yaşam tırmalar,zamanın kıyısında
aşkı ölümsüzleşt ren. yüzlerdek nce ç zg ler

y t k b r şehr n, aynalarda kalır gençl ğ n sırları.
mührü vardı dudaklarında,
sözcükler n anlamları arasından dans eder çıplak ayaklı
güzel kızlar
b r kuşun çırpınışları.
yıldızları toplardık müz ğ n r tm kaplar,
tüm benl ğ n .
güneşe nat aydınlatırdı
yüreğ m zdek g zl utancı. den z n en mav s nden sters n
gecen n en ateşl s n
ne kadar seversek, en oynak geceler n,
o kadar çok yaşarız yalnızlığını beslers n.
gecen n hükmünü.
b l rd k k ne kadar çok seversek, aynalar yalan söyler...
o kadar çabuk kaybeder z, gönül gözüyle baktığını görürsün.

sevd ğ m z . d r m kızları yoktur yanında.

EKİM DERGİ  | 8

Fotoğraf: Sara Damla-"Buraya Bakarlar"

EKİM DERGİ  | 9

NEREYE GİTTİĞİNİ
BİLMEYEN KUŞAK

Beyza YAZICIOĞLU

Gündemden tak p ed leceğ üzere yen problem ve dönüşümlerle karşı
karşıya kalmakta olan b r toplum hal ne geld k.

B r yıl önces nde daha küçük dertler m z büyük gel rken ş md her şey n
üstünde b r sağlık problem ve ekonom k kr z peyda oldu.

Artık büyük ded ğ m z problemler n yer değ şt . K m b l r belk s zler n de
öncel kler ben m g b gündem n ve kr z n get rd kler yle dönüşüme uğradı.

Dünyada lk vaka Ç n' n Wuhan kent nde 1 Aralık 2019' da ortaya çıktığı
sanılan Cov d-19 v rüsü, Türk ye'de se kend n 11 Mart 2020'de ülken n
b tmeyen kaosunu sollayarak gündeme oturmuştur ve vahamet le şaşkınlık
yaratmıştır. Yen dönemde h çb r şey n aynı kalmayacağı g b b tmeyen
sansasyonel, ekonom k, s yas ve ç çalkantıları da sess zleşt rm ş; nsanların
artık canıyla uğraşmasına ve aynı zamanda hayatta kalab lmek ç n ekstra
mücadele etmes ne neden olmuştur.

Ben m burada değ neceğ m ve hatta ş kayet ed p aynı zamanda ğrenerek
eleşt receğ m kısım tam da bu dönemde ş ararken karşılaştığım küstahlıklar
ve özel sektörün kr z fırsata çev rerek kol gücü le ş ş k göbeğ nden
cüzdanlara para damlatmayı lke ed nmes d r.

Kr z eleşt renler susturmaya çalışan yandaş halk: "B z daha kötüler n
gördük, s z b lmezs n z, çalışın ş n z ne, Ee özel sektör acımaz, asgar ücret
yeter kızım, almayıver o zaman öteber " g b abuk subuk açıklamalarla karşı
karşıya kaldım.

EKİM DERGİ  | 10

İlk şaşkınlığım, "Çalışıyorum, neden ekmek su dışında her şey fuzul
görünüyor ve neden özgürce harcama yapamıyorum, yapamıyoruz." Neden
nsanlar ş yaparken harcadığı eforu küçümsüyor, oldu.
Ben m b r dönem haklarını savundukları ç n, savundukları hakları ed nen
geçm ş dönem nsanlarına hayranlığım vardı. Hâlâ var, "Ne kadar
b l nçl lerm ş k haklarını savunarak emekler n n karşılıklarını kazanmışlar."
d yorum.

Ş md ye, şu ana ve tam da bu dönemde, nsanların savunması nerede? Nerede
bu hakkını b len toplum? Onlara ne olmuş? Özel sektör, plaza d l altından
nsanların konforuna alıştığı bell dönem kullanarak nasıl küstahça emeğ
yok sayab l yor? Hayretle zl yorum. Yaptığım onlarca görüşmen n gerek
kend m, gerek ht yaç sah pler n n el nden tutmak adına referans vereb lmek
ç n kollarımı sıvadığımda karşılaştığım manzaradan söz etmek st yorum:
Kamuya g reb lmek ç n, güçlü referans olması gerekt ğ g b özel sektörde
ed nd ğ n b lg y kullanmak ve d ş n geç reb lmek gerek yor. Söylenmese de
d le get r lmese de ekonom k b r buhranın kucağındayız.
Hastalıkla cebelleşerek, okurken hayal ett kler m z gerçekleşt rmek ç n
d rsek çürüttüğümüz sıralardan kalkıp acımasız ş hayatının kucağına düştük
(k ben 16 yaşında da çalışıp kend paramı kend m kazanıyordum, yan o
dönemde kazanan paranın cepte kalab ld ğ n b zzat deney mleyenlerden m).
İşveren bu ekonom k kr z fırsata çev rerek, aba altından da sopa göstererek
uzun saat mesa sonrası verd ğ asgar ücret n metten sayıyor ve hayat
kal tes stemem z küçümsüyor. Ben m tepk m, halkı bu cürrets zler n el ne
düşüren, kr z anında b r planı olmayan ve yen nes l gençler hesaba
katmayan devranın döneceğ n düşünmeden koltuğunda oturanlara. Halkın
seçt kler refah ç nde yaşarken halk neden sürünmekte ve neden gelecekler
özel sektörün acımasızca ve anlayışsızca b çt ğ maaş doğrultusunda
sürmekte? Sırtımızdak verg yükü, önünü göremeyen genç nes l ve cesarets z
kaostan kurtulamayan Türk ye, özel sektörü denetlemeyen, çalışan halkına
sah p çıkmayan, yönet m ve verd ğ asgar ücret n met sayan şveren... İşte
mesele, şte hayat savaşı... Yen jenerasyonun kapıldığı bu yönü bell olmayan
hayat b ç m , çares zl k ve vahametten ac len kurtarılmalıdır.

EKİM DERGİ  | 11

Otobüs durağında sohbete dah l olan b r yaşlı beyefend konuşmamızı bölüp
Türk ye'n n cennet ve gayet de y şartlara sah p olduğundan bahsett . Evet,
bahsett . Ununu eley p duvara asmış, zamanında rahatça ceb n doldurmuş ve
fırsatını bulmuş b r b z d nlemeden yargıladı, bağırdı ve küfür ett . İlet ş m
denen şey n ç ft taraflı olduğunu zah edemed k. Kend nce haklı olduğunu
sanıyordu. Ha nl kle suçladığı ama sonsuz saygı bekled ğ b r genç le karşı
karşıyaydı. Özel sektör ve fırsatçılar, emek sömürücüsü nsan grubu, bu
ülken n kr z n kullanarak kend ler ne fırsat yaratmış sözde cumhur yetç
tavırlarıyla emek hırsızlığına kalkışmaktadırlar. Sosyal medya'da dramat k
müz kler döşeyerek çek lm ş onlarca ağır yoksulluk çeren v deo bulunmakta.
Bu nsanlar ç n b r proje, b r st hdam ve geç m kaynağı ve ps koloj k destek
sağlanması gerek rken, yalnızca paylaşarak "Görün bu hayatlar da var."
göster s yapılıyor. Bu nsanlara destek çıkılmalı ve nsan şartlarda, nsan
mesa lerde ve hak ett kler ücretle hayata kazandırılmalıdır.

Bu b r toplumsal sorun eleşt r

yazısıdır. Kend ütopyamdan

bahsedersem roman olacak

kadar y yaşama hakkına sah p

nsan olduğunu düşünüyorum.

Ekonom y sömürenler n

el nden denet mle almaları

gerekt ğ n düşünüyorum.

Genç nes l mutsuz,
Genç nes l umutsuz,
Genç nes l kırgın,
Genç nes l devraldığı nefer
taşıyamayacak kadar sorunla
boğuşuyor.

Ben Shahn , Unemployment (1938)

EKİM DERGİ  | 12

MÜEBBET ÇAĞIN
ÖZGÜRLÜK SATICILARI

Merve DURAN

Tanrılardan yana şansımız yok
Kekre dünyada b ze

Artakalanlara hep sağır
Gelecek günler hep kahır yaratıp
Sığdırdılar s nem ze hüzün dağı

B z yarınlar ekecek
B z susuz umutlar yeşertecek
B z en çok kurşun b r kader n

Gömdüğü nsanoğlu
Artık yaşamaktan ötürü
Artık savunulacak b r çağın

Tal h sığ
Gözü kara
Fakat met n ve yorgun
Hep mahzun anlarda
Yarım b r buse nsanoğlu
Ölmüş analar g b şen
Öksüz kalmış çocuklar g b yalnız
Sevg n n b tt ğ yerde b ze
D lenen çocukların eller n alacaklar
Saymadan ceb ne koyduğu bütün nefretler
Borç sayıp
B ze yen sevg ler satacaklar.

EKİM DERGİ  | 13

EKİM DERGİ Fotoğraf: Anıl Fırat Tosun-"Malatya"

 | 14

YEĞ

Tan DOĞAN

herkes öksüz-yet m en az b r defa
ruhumuz s s aklımız s ç nde:

evren denen eve bacadan fırlatıldık
acının tanığıyız o kadar

basît hayat hasta türe dert
kend nden aslâ çıkamaz k mse
b r de kabuğunda hap s ömür ölümün
daha yalan var gerçek var sarmalanmışız
canına kıymak günâh d n ç n ölmek sevâp

tanrı değ l nsan k yüzlü
yaşamdan da düşer yaşama düşen
güzel yaş dökemez kötü düşünen
gün’ü düzeltmek ç n gece’y bozmayız
ancak ahmak yutar hakîkat n tozunu
düşsüze rüya da harâm dünya da

esr k âşık ayık ‘şey’e yeğ

EKİM DERGİ  | 15

YOL  | 16

Elvan BOZKURT

Yüzümü göremed ğ m b r Dünya burası,
Tanıştırmadan bıraktılar ben kend mle

İlerled ler,
Yolu b t rmek ç n yürüyenler.

Güne bakmadılar,
K rlenmeden ayakları, nasır tutmadan

Yolu b t rd ler,
Yanmadan

Esen kızdıran yaprağın d ren ş n b lmeden
Avuçlamadan toprağı,

Gözler ne toz kaçmadan
Yolu b t rd ler.

Yolun başını sevmeyenler.

Oyalandım b r müddet
Çamurlandım
Paklandım!

Gök utanır mı bunca arsız bakıştan?
Meraklandım.

Daha bell değ l ne haber olduğum
Düşlemeden edem yorum
Z h n ne müth şs n!
Ne hal m varsa gösterd n
İy olan ne varsa nandım.

EKİM DERGİ

Sev ş mde,
Savaşımda Dünya’ya dayanab lmek ç n.

Tuttuğun sayı kadar eks k,
Sığılamayacak kadar küçüğüm
Kusurabakılan kalabalıklarda,

Herhang b r y m.
Hep planlanıp,

H ç g d lmem ş şeh rler g b y m…

EKİM DERGİ İlya Rep n, Unexpected V s tors,1888

 | 17

ÇAPUTLAR BAĞLARDI  | 18
SEVDASINA

Anıl Fırat TOSUN

kırlarda kısrakların daha güzel olduğunu
yolların uzaktan ç zg l defter satırları g b olduğunu

hatırlıyorum ben bu tutulmayı hatırlıyorum
her yol b r cümleye mahsustur

bana öyle gel yor k yolum kayıp b r uygarlık
bu beş gündür soruyorum

-hep tutulduk hep tutuldukta neden d lek tutamadık

halen küçük ev mde oturuyorum sevg l m
gelsen ç çeğ me s m koyarız
olmadı s ya s yabend d nler z

çukurlarda kalab l r z ben sen nle çıkmam ded ğ m yerler
ben sen nle g demeğ m yerler b r kel me kadar
uzakta aş retler dağlarına çek l rd
f ruze b ze adıyamandan nar gönder rd
o zaman dünya komagene krallığının derd m
narım sen olurdun ç mde dağılmayan
ş md sen kaybolsan bulmak ç n gezg n olurum
sonra bulsam sen ansızın
b r cem ev nde semah döner yüreğ m

çaputlar bağlardı sevdasına

hayatım hep namlunun ucundaydı
dokunmayın bana ben güzel dayandım

EKİM DERGİ

bu fesleğen kokan hengamen zde
az az g der nsan

böyle b r kuyumcu edasıyla
salyangoz g b g der de gelmez
üstüne çullanır öyle zamanlar
taşımaz sen bel kırılır kentler n
ama kütüphaneler hep severd derler

onun canı c ğer k taptır

ç çekler bağlardı g tt ğ yere kadar

k m sevg çetes kurmuş k m ateşkes
hurda b r kamyonet saçlarını ger ye atmış

duruyor lk buluştuğumuz yerde
ateşkes lan ed yorum sevg l m

çaputlar bağladık sevdamıza

desem k sancılar veren b r den zde
dergahıma cankurtaran olsan

belk b razdan tatlıcılar geçer
b z kucaklaşırız

Bedr Rahm Eyüboğlu, At Üstünde Aşıklar (1944)

EKİM DERGİ  | 19

BU MASALIN KAHRAMANI
SENSİN

Kübra Güntay ERTÜRK

"Masal d nlemeyen nsanların hayatı masal olur." dem şt b r büyüğüm. Sank
gökten kel mler kalb me nd . O kadar haklıydı k . Masallar, destanlar, öyküler
heps b rer hayat es nt s yd . Onlar farklı hayatlardan b r rüzgar taşıyordu.
Bunlar b zde ya yağmura dönüşüyor ya dolu g b kalb m ze çarpıyor ya da
üşütüp kışa çev r yordu.

B r şeyler olmuştu zamanında ve bu yaşananlar gelm şt kulaktan kulağa. Ya
da olmasını sted ğ m z b r şeyler vardı ve olsun d ye anlatıyorduk k kel mler
g ts n yaşanacak zamana.

K m stemezd uçan b r atla ışıl ışıl gökyüzünü gezmek. Orada parıldayan b r
saray görmek.

K m stemezd şarkı söyled ğ nde o melod yle dans ets n rüzgar... Uçsun tüm
çocuklar el ele, akmasın b r n n gözünden yaş..

K m stemezd b r ev kağıt g b katlayıp küçücük yapıp çantaya sığdırmak..
K m stemezd b z yaralayan b r olayı k l tley p kara del ğe atmak...

Ya ders almak ç n d nled k kulağımıza küpe oldu ya hayretle d nled k
rüyamıza konu oldu. Ya mutsuzken d nled k aldı götürdü o andan b z ya
mutluyken d nled k mutluluğumuzu renklend rd .

Prensesl ğ cennete, kocaman güneş ç m ze sakladık. Önce hülyamızın
b t ş ne, ardından gerçeğe dönüşümüze hayretle bakakaldık.

Çocuk yanlarımız çıktı belk de her defasında gün yüzüne. Masumluklarımızı
alıp oturttuk d z m z n d b ne.

Ağlayan b r çocuğu susturduk anlattıklarımızla. Geleceğ öğrett k onlara her
satırda..
"Destanlar da olur bunlar hep zaten " d yenlere "hayat zaten destan" ded k.
"Masallarda olur" ded ler, "herkes b r masal kahramanı" ded k.

M toloj k öğeler b z hep sevd k. Destan kahramanları le sohbetler ett k.
Masal kahramanı zaten b zd k.

EKİM DERGİ  | 20

KEDİLER

Lat han BOZDEMİR

Gez n r, uyuyan sokaklarda b tk n
Ked ler, ked ler…
Dertten ayrı kalır tenhasında keyf n,
Sevd ler, sevd ler…

Asfaltı b r damga g b eze eze
Deld ler, deld ler…
Sank köpeklerle uzaktan göz göze
Geld ler, geld ler…

Kuyruklar ürperd lak n b r hayald ;
‘’Hayd yola devam, yola devam hayd !’’
Ded ler, ded ler…

Fosfordan nazarlar, uzaklara dalar,
Zulmetten yolların sonsuzluğundalar
Ked ler, ked ler…

Ab d n D no, Kara Ked

EKİM DERGİ  | 21

HANGİ KİTABIN YÜZ
ALTMIŞ BEŞİNCİ SAYFASI

Betül AYYILDIZ

Göz kapaklarımın altında s yah kalıcı b r mürekkep ve gözyaşlarım her
dansında sen ç z yor geceye.
Her zaman el me tutuşturulmuş alışver ş l stes yle, avuçlarının arasından
geçt ğ m sokaktayım.
Kar taneler n n y ne sokak lambasının altında telaşlı telaşlı traf k yaratışını
zled ğ m yerde.
K m b l r kaç k ş geçm şt bu sokaktan?
Kaç yaşamdan beslen p y rm b r nc yüzyıla kadar yaşamıştı?
Hang çocuk el nden kaçırdığı balonu yakalamaya çalışırken yere düşüp b r
süt d ş n daha kırmıştı?
Evet evet dün gördüğüm o çocuğun gözyaşları el ndek pamuk şeker m n k
m n k damlalarla er t yordu.
Ve evet dün gördüğüm o çocuk ell k yıldır aynı tınıyla ağlıyordu.
Yaşlı rüzgâr hang hatıranın kokusuyla okşamıştı, beden nde araba last ğ n n
zler n taşıyan sokağı?
Sah rüzgâr hang h kayey anlatmıştı ona?
Ben m g b rüzgârın d l nden anlamayanlar koşup kaç pencere kapatmıştı bu
k s n n kahkahalarına?
Kaç kırlangıç yakalamıştı sokakla rüzgâr?
Pek b r kere daha gel r m s n?
Bende s ze şu en sevd ğ m k tabın yüz altmış beş nc sayfasını okurum.
Belk de oturma odamda k s yah beyaz fotoğraflara bakıp bulutlara anlatırız
gördükler m z .

EKİM DERGİ  | 22

EŞEK SUDAN GELİNCEYE
KADAR İNSAN NEREYE
GİDER?

Rıdvan YILDIZ

Kutsal geç kalmalar kend l ğ nden m büyüdü?
Mışıl mışıl b r hayat bana göre değ l
Pes etmek h çb r acıyı d nd rmeyecek
B rb r n ezen k dudak unutturacak

Vakt nden önce sönen k gözün acısını
Yoldaş olmak ışık olmaktır

Hem de eşek sudan gel nceye kadar aynı d rençle

Fotoğraflar özlemlere s per,
K m aynı şeyler düşünmeye zorluyor b z

İnsan hep özet n özet
G tt kçe küçülüyor geçm ş nde
Yaptığımız anıları yalanla süsleme sanatı
Başkalarına yasaklı alışkanlıklarımız

Sanat beyn n en çılgın tarafı

Anahtar del ğ nden bakar g b
Yarım yamalak b r hayat yaşadığımız
Ve nsan kend nden başka her yere g deb l r

Gayretler görev kötüye kullanmak
Atılıp, unutulan eşyalar suçsuz

Sabahlar yıkılmış yüzler n b r toplamı
-Bunu düşünen b r ben m y m?-
Hem daha sabah olmamış
Görünenler hep sıradan

EKİM DERGİ  | 23

Kıyafetler yaşanmamış hayatı güzelleşt r yor
Çocuklar kan ve gözyaşından z nl sayılsın

Eşek sudan gel nceye kadar

Korkular dolmayan boşluklar ç m zde
Bu son yalan olmayacak

-Her şey çok güzel görünüyor-
İş avutup yen l k herkes korkutuyor
Yarın boğulmuş b r uğultu beyn m zde

Güçlü erkekler hüküm ver yor dünyaya
Eşekler daha güçlü

Kadınlar yalnız kalmak ç n evlen yor
Yüksek duvarlar ardında

Karanlık b r adamın düdüğü g b

Ve gülmeyen kadınlar yarımdır aklımda
Önümde den z b r boşluğu avlıyor
Kuru çam yaprakları el mde
Duygular aklı öldürmen n s lahı mı

En çok sokak adlarıyla buluşuyorum
Tüm kapılar kapalı yeş l b r zamanda

Eşek sudan gel nceye kadar
İnsan nereye g der

Her şey yen den unutmak ç n?

EKİM DERGİ  | 24

GECE KOŞUŞTURMASI

Ramazan Ged z DERİN

Gece olup hava kararınca,
Bu şehr n üzer ne kızıl yağmurlar ner.
Kan kızılı yağmurlarda ıslanırım sonra ben.
Ve kaçıp kaçıp sana gel r m her sonbahar,
İnsanlardan ve kend mden ve ölü gün batımlarından.

Yaşımı unutalı çok oldu.
Artık sevdalar toplamıyorum teneke çöp kutularından ve

Çoktan unuttum d l mde tekerleme döndürme ş n .
Ş md ler yalnız kaçmaya fırsat oluyor;
Yalın ayaklarım ve yanan alnımla,

İnsanlardan ve kend mden ve ölü bebekler n ağlamalarından.

Kaçıp kaçıp sana gel yorum hep.
Çünkü ded m ya, kan kızılı yağmurlar yağıyor bu şehre,

Böyle b r köşede susunca sen.
Ben mse adım “f rar ” ye çıktı, cılız kand ller n yandığı köy kahveler nde.

Alnımda se kor kor öpücükler b r k yor geceler uyurken.
Yağmur kokan eller nle, söndür onları, anne.

Kaçmaktan yoruldum artık, anne.
Gücü yok yüreğ m n, b razdan nf lak edecekm ş g b sank .

B raz da sen koş!
Ve söndür yet ş p alnımda yanan öpücükler .

Üstüm başım ceset kokuyor, anne;
Ne olur, metalden b r kese le yıka ben .

EKİM DERGİ  | 25

DANİSKASI RUHUMUN

Aslıhan YÜCEL

Meden yet n ortasında
Ortaçağın tam ç ndeyken
Ne suyun huzuru, ne bulutun bereket , ne toprağın açlığı
Kalmamış ufkun umudu, yoncanın şansı
Tutturmuşum d l me k kel me
Ne saklarım ne açıklarım

Dan skası ruhumun

Müz ğ n her tınısında
Aşkın ses denecek güzell kte
Sanat mırıldanan melek seslerde
Büyük b r orkestranın çaldığı son şarkı

Ve hüzünlü b r parçada
Yayın t trek halde kemanda uzun süzülüşü g b

Kayboluyoruz bu zamanın ta ç nde

Dan skası ruhumun
Saçmalıkların, gün batımlarının
Son kahkahaların farkında olmayışların
Sonsuz bakışlar ç nde denk gelen gözler n
Aşkların ve aşka uzanamayanların ç nde

Gerçekler n uzağında hayaller
Dan skası ruhumun

EKİM DERGİ  | 26

Ş rler n ç nde anlam savaşlarında
Gözler n d zelerde kayboluşlarında

Kel meler ve boşluklar arasında
Sayfaların ruhu arasında

Kaf yeler n son vuruşlarında
Tonlamalar le okuyuşların ve
Ş r okuyan sesler n tam ortasındayım

Dan skası ruhumun
Saçmalamaktan korkma dey şler n

Kalıplara sığdıran ölçüler n
Ş r n matemat ğ d yenler n

Heceler ne akıyor ve
Serbest nazmın, serbest vuruşların

Rüyasına dalıyorum

Dan skası ruhumun
Son kere dönüp sokakta ger ye
Ağaç üzer nde yalnız b r ked ye
Kaldırımlara atlayışlarına bakıyor

Hayatın ç nden b rer sahne gözlüyor
Sokaktak hayatta kend m buluyorsam

Dan skası ruhumun

EKİM DERGİ  | 27

EKİM DERGİ Ç z m: Anıl Fırat Tosun-"D lan"

 | 28

GÖLGEDEKİ AĞRILAR

Meltem TERZİOĞLU

Karlar düşerken yeryüzüne
Canı yanıyor gün yüzü görmem ş toprağın.
‘’Ç ğnerler!’’ d yor korkusunu kafes altı etm ş b r mahlûk,

‘’Bereket ne bakmadan ç ğnerler!’’
Sevg s z b leşenler b r b r çözülüyor gün yüzü görmem ş toprağın;

Kum, k l, m l, humus…
Çıplak kalıyor kökler nden salınan topografyası.
‘’Oluver rs n!’’ d yor pelteleşm ş d l n rüzgâra savuran mahlûk,

‘’Baş tacıyken ayakucu oluver rs n!’’
D şs z kalmış ağzı, b rkaç d şl yabası.

Güneş huzmes düşerken gölges ne
Canı yanıyor gün yüzü görmem ş ormanın.
‘’Budarlar!’’ d yor ağzında hâl kalmamış ağaç saplı kesk n balta,
‘’Ruhu taşıyan gövden orta yer nden yararlar da gölgene düşer ağrıların.’’
Ateşe kurban ağaç kovukları ayrılıyor gün yüzü görmem ş ormanından;

Saplı meşe, gey kd ken , karakavak…
Yırtılıyor gökyüzünün s sl beden canı yanarak.
‘’Elveda!’’ d yor Ulu Kayın’ın karnına sancılmış ağaç saplı yorgun balta.
‘’Gövdes n d şled ğ m ağaçla b r yanıyorum ş md , elveda.’’

EKİM DERGİ  | 29

ÇOCUK

Emre ŞENGÜR

Öfkem kapatmışken gözler m
Namluya sözler m sürülmekted r
Göğsümde h ssett ğ m o buruk sızı

Bırakmazken yakamı
Cümleler sıvazlanır

İş tmes n d yed r
Ağlayan çocuğun ses n

B r çocuk kalmıştır
G den herkes n ardında
B r çocuk kalmıştır ağlayan
Kalan k msen n uzağında
Gözler nde yaş olmadan

Tam ortasında b r yaranın
Kabuk bağlanmaya yüz tutmuş

Ses yankı buldukça
Sözcükler manasız
H kaye se hep mahsun kalmıştır..

EKİM DERGİ  | 30

EKİM DERGİ

YAZI- ŞİİR- ÇİZİM- @ekimdergi
FOTOĞRAF @ekimdergi

GÖNDERİMLERİNİZ İÇİN
[email protected]

GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİNİZ
İÇİN

[email protected]


Click to View FlipBook Version