The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by ardayayin, 2023-08-26 02:16:18

CG-112 Sayı

CG-112 sayı

Keywords: cateringguidedergisi,Topluyemek,horeca

51 Ağustos -2023 Hotel-Restoran Elite World Hotels & Resorts, Samsun’da 50 yıla yaklaşan konaklama deneyimini yatırımcılarla paylaşma stratejisi doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Elite World Hotels & Resorts, yeni markası Elite World Comfy için imzaları attı. Samsun’da sosyal hayatın kalbinin attığı yerlerden biri olan Atakum sahilinde bulunan Elit Türkiye’nin turizm değerlerini öne çıkarmayı en önemli misyonu olarak gören, yatırımcılara ve girişimcilere turizmde fırsatlar sunmak üzere isim hakkı ve yönetim işletme modellerini devreye alan Elite World Hotels&Resorts ilk franchise otelini Samsun’da açıyor. Atakum sahilinde, Samsun’un canlı sosyal hayatının tam merkezinde yer alan Elite World Comfy Samsun Atakum, deniz manzarasıyla birlikte Elite World’un üstün hizmet standartlarıyla misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunmak için çok yakında kapılarını açacak. Yeni otel anlaşmaları dolayısıyla değerlendirmelerde bulunan Elite World Hotels&Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu, “Hizmet kalitemizi, başarılarımızı sürdürülebilir kılmak ve mevcut konumumuzu üst seviyelere taşımak için yatırımlarımızı artırıyoruz. Yeni büyüme stratejimiz doğrultusunda sağladığımız ilk anlaşmanın ardında da inanç ve çalışma yer alıyor” dedi. Elite World Comfy markası ile ilk franchise oteli için imzalar atıldı Dünyaca ünlü lüks stil dergisi Robb Report her yıl dünyadaki en iyi otelleri belirliyor. Bu sene ilk kez dünyadaki en iyi oteller arasında ilk 50’yi belirleyen yayının “Dünyanın En İyi 50 Lüks Oteli” listesinde Türkiye’den tek otel olarak yer alan Museum Hotel büyük bir başarıya imza attı. Dünyadan seçilen ve hepsi birbirinden farklı özelliklere sahip olan bu 50 otel, en üst düzeyde lüks misafirperverlik sunmaları kriterine bağlı olarak belirlendi. Her sene o yıla ait en iyi lüks otellerin dünya genelinde değerlendirildiği, dünyayı dolaşan seyahat tutkunlarının vazgeçemedikleri adresler ‘En İyilerin, En İyileri’ listesinde yer almak için aday olabiliyor. Oteller, dünyanın en seçici gezginleri tarafından tekrar tekrar denenerek test ediliyor. Yıllar içinde gerçekleşen seyahatlerde süreklilik sağlayacak biçimde sundukları lüks deneyim ‘Dünyanın En İyileri’ arasında yer almalarını sağlayacak kriteri oluşturuyor. ‘Dünyanın En İyi 50 Lüks Oteli’ arasında yer alan, Kapadokya’da Uçhisar Kalesi’nin yamaçlarında bulunan ve bölgenin ilk lüks oteli olma özelliğini taşıyan Museum Hotel, yaşayan müze konsepti ile dünyanın dört bir yanından ziyaretçi ağırlıyor. Aynı zamanda Türkiye’nin tek “Relais & Chateaux” ünvanlı oteli olan, pek çok sayıda prestijli ödülüyle de dikkat çeken Museum Hotel, bu seçkin listeye girerek, uzun yıllara dayanan başarısını perçinliyor. Museum Hotel'in Genel Müdürü Tolga Tosun, bu büyük başarıyla ilgili olarak "Museum Hotel olarak, konuklarımıza en üst düzeyde lüks ve hizmet sunma misyonumuzu daima ön planda tutuyoruz. Robb Report gibi dünya çapında lüks yaşam tarzı alanında söz sahibi prestijli bir yayın tarafından, en seçici gezginlerinin oyları ile dünyanın en iyi 50 oteli arasında yer almak bu çabalarımızın karşılığı. Ülkemiz adına da bu başarıyı elde etmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Böylesine saygın bir listede yer almak, ekibimizin özverili çalışmalarının ve tutkulu çabalarının bir ödülüdür. Bu başarı, gelecekte de aynı titizlik ve kalite ile misafirlerimizi ağırlamaya devam edeceğimizin bir göstergesidir” şeklinde duygularını ifade ediyor. Kapadokya’da bulunan Museum Hotel, Dünyanın en iyi 50 lüks oteli arasında yer aldı


52 Tarihi yapısı, hikayelerle dolu sokakları, deniz ve adalar manzarası ile bir liman kasabası olan Ayvalık, bölgenin bereketli topraklarında yetişen lokal lezzetleri ile de gastronomi sahnesinin vazgeçilmez bir yıldızı… Her zevke hitap eden tabakların ve yerel malzemelerle hazırlanan seçkilerin neredeyse sonsuz olduğu Ayvalık’ta bulunan NESİL 1970’te ise yaratıcılığın, iyi malzemenin ve “En iyi” yemeğin peşinde unutulmayacak bir mutfak hikâyesi yaşanıyor. Ayvalık Murat Reis bölgesinde yer alan, unutulmaz Yeşilçam filmlerine ev sahipliği yapan, 70’lerden aldığı mirası günümüze yenileyerek taşıyan, 91 odası ve 91 zeytin ağacı ile D-Resort Ayvalık, NESİL 1970 ile nesiller boyudur sürdürdüğü ‘Bir Ayvalık Mutfağı Hikâyesi ’ne yenilikleriyle devam ediyor. Nesilden nesile aktarılan geleneksel lezzetlerinin yanı sıra bu sezon Şef Didem Şenol’un danışmanlığında Executive Şef Erdem Öztürk ve ekibi tarafından hazırlanan NESİL 1970 menüsü; Ayvalık mutfağına yeni bir soluk getirirken yerel malzemelerin çeşitliliğini, şeflerinin tekniği ile birleştirerek oluşturduğu lezzetleriyle damaktaki tatları bir üst noktaya taşıyor. Öğle menüsüyle servise başlayan NESİL 1970 akşamları ise mevsimsel ve lokal ürünlerle günlük olarak hazırlanan menüsü ve deniz manzarasıyla benzersiz bir Ege akşamı deneyimine davet ediyor. Ayvalık’ta bulunan lokal tedarikçilerden alınan yerel ve olabildiğince mevsimsel ürünlerin kullanıldığı NESİL 1970 mutfağı, üreticiye verdiği destek ile sürdürülebilir mutfağa ve şeflerinin tekniği ile de nesilden nesile uzanan bir gastronomi hikayesine imza atıyor. NESİL 1970 menüsünde, ‘Ayvalık Lor Pate’, ‘Arap Saçlı Kuzu Eti, ‘Ahtapot Tandır’, ‘Yoğurtlu Pideli Köfte’ gibi nesilden nesile taşınan geleneksel lezzetler menüdeki yerini korurken, Didem Şenol danışmanlığında eklenen ‘Çiğ Bademli Deniz Börülceli Karides’, ‘Patlıcanlı Kuzu Ragu Soslu Ev Yapımı Makarna’, ‘Taze Domates Marineli Çiğ Levrek’ yanı sıra Didem Şefin hazırladığı menülerin olmazsa olmazı‘Pofuduk Mücver’ ve ‘Üzümlü Fesleğenli Ayran Aşı’ gibi lezzetler Ayvalık mutfağına eşsiz bir tat katıyor. Şef Didem Şenol, dokunuşunu kattığı NESİL 1970 menüsü için “Ben her zaman doğanın sunduğu bereketli malzemelerle yemek yapmayı çok seviyorum. Zeytinyağı da zaten benim her zaman mutfağımın olmazsa olmazı. Ayvalık’ta bir mutfakta çalışmak fikri bu nedenle beni çok heyecanlandırdı. Narenciye kabukları, taze otlar, yemişler, bal, arı poleni ve zeytin;Ayvalık’ta kısa bir yürüyüşte bile doğada karşınıza çıkıyor. Bu ürün çeşitliliğini tabaklarımızın bir parçası yapmamak olmazdı! Zaten tüm misafirlerimiz de tabaklarındaki Ege’yi kesinlikle hissedecek.” diyor. D-Resort Ayvalık’ın yenilenen restoranı NESİL 1970 ve yerel malzemelerle hazırlanan mevsimsel yemek akımının Türkiye'deki öncülerinden şef Didem Şenol mutfak sırlarını paylaşıyor, gastronomi keyfinin eşsiz uyumu bu yaz Kuzey Ege’de yaşanıyor! "Bir Ayvalık Mutfağı Hikâyesi" Hotel - Restoran Ağustos -2023


53 Ağustos -2023 Hotel-Restoran Novikov İstanbul taptaze deniz ürünleri menüsüyle dikkat çekiyor Yenilikçi Asya ve İtalyan mutfaklarının tüm lezzetlerini Mandarin Oriental Bosphorus, Istanbul’daki restoranında misafirlerinin beğenisine sunan Novikov İstanbul, yaz menüsündeki lezzetli deniz ürünleri ile dikkat çekiyor. Otantik ‘market’ konsepti ile hizmet veren Novikov İstanbul’da şefler tarafından özenle seçilen en taze deniz ürünleri bu markette konukların beğenisine sunulup onların istek ve arzuları doğrultusunda özenle hazırlanıyor. Birbirinden leziz yemeklerine manzarasıyla İstanbul Boğazı’nın masmavi sularının eşlik ettiği Novikov İstanbul, son derece şık bir atmosferde İtalyan, Asya ve Akdeniz mutfaklarının incelikli füzyonunu sunarak, misafirlerini eşsiz bir gastronomi deneyimine davet ediyor. Asya ve İtalyan mutfağını biraraya getiren yaratıcı menüsü ve samimi atmosferiyle misafirleri için benzersiz bir deneyim sunan restoranın otantik “market” konsepti, gelen herkesin uğrak noktası olmaya devam ediyor. Şeflerin sezonlarına uygun, günlük olarak seçtikleri taze balıklar da bu markette misafirlerin beğenisine sunuluyor ve istedikleri şekilde pişirilerek tabaklarına ulaşıyor. Ünlü Novikov şeflerinin deneyimleriyle mükemmelleşmiş tarifleri, en kaliteli mevsimsel ürünlerle bir araya getirerek hazırlanan tabakları misafirlerine sunan restoran, bu lezzet farkını da özel bir ana dönüştürmeyi hedefliyor. Novikov İstanbul’un açık mutfak konseptinin ön bölümünde yer alan taze sebze meyveler, dünyanın farklı bölgelerinden gelen kırmızı kabuklu karidesten, Alaska yengeç bacağına kadar akla gelebilecek her türlü deniz ürünü ile birlikte sunuluyor. Günlük pişirilen Pekin Ördeği’nin girişte sergilendiği restoranda, gelen tüm misafirler marketi gezerek ürünleri görebiliyor, seçebiliyor ve pişirme tercihlerini belirtebiliyorlar. Taze suşi tabakları ve Pan-Asya lezzetleri Şehrin içinde bir vaha gibi dizayn edilen Novikov İstanbul hem iç hem dış mekânda şık bir ambiyans ve nefes kesen bir İstanbul Boğazı manzarası da sunuyor. Novikov İstanbul’da, vazgeçilmez İtalyan ve Akdeniz spesiyallerinin yanı sıra, taze suşi tabakları ve Pan-Asya lezzetlerinin de yer aldığı seçkin bir menü de misafirlerini bekliyor. Restoran, modern dizaynı ve sofistike atmosferiyle şirket etkinlikleri gibi büyük gruplar, çiftler için romantik, samimi atmosferde yemekler veya büyük aile/arkadaş kutlama toplantıları için de uygun bir mekân olarak ön plana çıkıyor. Özel günleri, iş toplantılarını veya arkadaşlarla keyifli akşam yemeklerini restoranın seçkin atmosferinde unutulmaz bir şölene dönüştürmek mümkün. Boğaz manzarasının büyüsüyle birleşen bu benzersiz deneyimi yaşamak isteyenlere Novikov İstanbul'un kapıları her daim açık…


54 Endüstriyel Mutfak Ağustos -2023 Kütahya Porselen, enerjik ve rengarenk desenlere sahip koleksiyonları ile yazın renklerini sofralarınıza taşıyor. Yazın enerjisini yansıtan birbirinden renkli desen alternatifleriyle sofralarınıza iddialı bir dokunuş katan Kütahya Porselen, geniş kullanım alanlarıyla fonksiyonelliği yeniden tanımlayarak yaz sofralarınızın “En Güzel Yerinde" konumlanıyor. Kahvaltı sofralarında yaz esintisi Kütahya Porselen’in doğadan esinlenerek tasarladığı yeni kahvaltı takımları, güne enerjik bir başlangıç yapmak isteyenleri bekliyor. Turuncu ile mavinin eşsiz uyumunun sunulduğu, yeşilin adeta oya gibi işlendiği, doğanın en canlı renklerinin sofistike bir şekilde tanımladığı yeni nesil kahvaltı takımları sofralara yazın ılık esintisini taşıyor. Moderna 6 Kişilik Kahvaltı Takımı, yeşilin doğallığını sofralara taşırken; Zeugma 6 Kişilik Kahvaltı Takımları, deseni ve renkleriyle güne canlı bir başlangıç yapmayı vaad ediyor. Zamansız ruhun temsilcisi Kütahya Porselen’in dünyaca ünlü tasarımcı Karim Rashid imzası taşıyan Skallop Koleksiyonu, yaz davetlerine imzasını atıyor. Doğanın kendine has formlarından esinlenerek tasarlanan Skallop Koleksiyonu, amorf formu, renkleri ve elde yapılmış görüntüsü ile dikkatleri üzerinde topluyor. Kütahya Porselen, enerjik ve renkli koleksiyonları ile yaz sofralarının en güzel yerinde Bonna, iş ortaklarıyla birlikte şeflerin dünyasını keşfetti 2014 yılından bugüne Türkiye’nin ilk ve tek HoReCa markası olarak faaliyetlerini sürdüren ve 6 kıtada 100 ülkede otel, restoran ve catering sofralarında şıklık yaratan premium porselen markası Bonna, paydaşlarının katılımı ile çok özel bir Workshop’a imza attı. Mutfak Sanatları Akademisi’nin (MSA) yetenekli şeflerinin liderliğinde gerçekleşen workshop’ta şeflerin dünyasında bir keşfe çıkan katılımcılar unutulmaz bir deneyim yaşadı. Mükemmel yeme içme deneyimi vaadini her geçen gün bir üst noktaya taşıyan Bonna, başarısında en önemli pay sahibi olarak çalışanlarını ve paydaşlarını görüyor. Bugüne kadar şeflerin ihtiyacına uygun ürünleri bilen ve çözümler üreten İstanbul bayilerine ve satış ekibine özel bir workshop düzenleyen marka, iş ortaklarını şeflerin dünyasına doğru bir yolculuğa çıkardı. MSA şeflerinin eşliğinde İtalyan lezzetlerinden oluşan bir menüyü birlikte hazırlayan satış ekibi, tabaklamanın inceliklerini öğrenirken sunumlarını Bonna’nın birbirinden özgün koleksiyonlarıyla yaptı. Bonna ’nın 2023 yılı ilk yarı değerlendirilmesinin yapıldığı etkinliğe eşlik eden Bonna Pazarlama Müdürü Esra Atagün Karaduman, büyük bir aile olarak bir araya gelmekten duydukları mutluluğunu ifade ederken, iş ortaklarına bu keyifli güne katılımları için teşekkürlerini sundu. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından düzenlenen “2022 İhracatın Metalik Yıldızları” ödül töreninde Öztiryakiler önceki senelerde olduğu gibi bu senede “Endüstriyel Mutfak Ürünleri” kategorisinde 1.liğini korudu. Öztiryakiler, İDDMİB tarafından yapılan “İhracatın Metalik Yıldızları” ödülünü 13 kez almaya hak kazandı. Bunun yanında dünyanın her yerinde büyük ilgi gören ve dev markaların satış cirolarına göre sırlama yapan“Fortune 500’ün Türkiye Araştırması” nda Öztiryakiler satış cirosundaki başarısı ile bu prestijli araştırmanın içinde yer almaktadır. Öztiryakiler 1958 yılından bugüne endüstriyel mutfak sektöründe 1700 çalışanı ile hazırlık, pişirme, taşıma, bulaşık, soğutucu, açık büfe ve servis ekipmanları yanı sıra, masa üstü servis ekipmanları, temizlik ve hijyen sistemleri ve mobil sahra yaşam ünitelerinin üretimlerini İstanbul, Çorlu ve Antalya’da bulunan modern üretim tesislerinde gerçekleştirmektedir. Türk markası olarak dünya da endüstriyel mutfak ürünleri sektörünü en iyi şekilde temsil eden Öztiryakileruzun yıllar değişmeyen tecrübe ve kalite anlayışı ile 5 kıtada 130’dan fazla ülkede profesyonel mutfakların projelerini A’dan Z’ye yerli ürünleriyle tedarik ediyor, tasarlıyorve kuruyor. “İhracatın Metalik Yıldızları” ödülü 13 kez Öztiryakiler 'in


55 14. ULUSLARARASI EKMEK, PASTA MAKİNELERİ, DONDURMA, ÇİKOLATA VE TEKNOLOJİLERİ FUARI BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİ TOBB (TÜRKİYE ODALAR BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR. İSTANBUL FUAR MERKEZİ NİSAN 24-27 2024 www.ibaktech.com


56 Kısa...Kısa...Kısa Ağustos -2023 GCA’nın Mayıs 2023 tarihli Cam Ambalaj Kullanım Araştırması da bu yaklaşımı destekliyor. Araştırma sonuçlarında cam ambalaj kullanımında temel motivasyonu sağlık ve güven algısı belirliyor. Kullanıcılar cam ambalajı en çok; içindeki ürüne koku ve tat vermemesi, raf ömrünü uzatması gibi sebeplerle tercih ediyor. Söz konusu istatistikler, camın gelecekte de en sık kullanılacak ambalaj ürünü olacağını gözler önüne seriyor. “Cam, tüketiciler tarafından en iyi malzeme olarak görülüyor” GCA Genel Müdürü Dr. Abdullah Gayret, “GCA olarak, müşterilerimizi iş ortaklarımız olarak görüyor, ihtiyaçlarını kendi işimiz gibi analiz ederek çözmeye gayret gösteriyoruz. Son araştırmamızdan çıkan sonuçlara göre cam, tüketiciler tarafından insanları ve gezegeni koruyan en iyi malzeme olarak görülüyor. dedi. “Tüm süreçleri otomasyon vasıtasıyla yürütüyoruz” Tüketicinin en önemli beklentisi olan ürün güvenliği ve hijyenini merkeze koyduklarını ve GCA tesislerinde full otomasyon sistemine yatırım yapmayı sürdürdüklerini kaydeden Abdullah Gayret, “Cam damlasının oluşmasından depolama sürecine kadar tüm süreçleri otomasyon vasıtası ile yürütüyoruz ” dedi. Sağlık ve güven isteyenlerin ilk tercihi "Cam Ambalaj" 2015 yılından bu yana Gürok Grubu bünyesinde faaliyetlerini sürdüren ve Türkiye’nin cam ambalaj sektörünün öncülerinden olan GCA’nın Cam Ambalaj Kullanım Araştırmasına göre cam ambalaj kullanımında “sağlık ve güven” algısı belirleyici oluyor. 1992 yılında Almanya’da kurulan ve kısa sürede dünyanın önde gelen Yeniden Kullanılabilir Kasa tedarikçisi haline gelen IFCO’nun Türkiye’deki ikinci yıkama merkezinin açılışı Konya’da, IFCO üst düzey yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşti. İkinci servis merkeziyle IFCO, tedarik zinciri yönetiminde karbon emisyonunun düşürülmesini amaçlıyor. Dünya genelinde 370 milyondan fazla yeniden kullanılabilir kasayı 2 milyardan fazla taze sebze meyve, et, kümes hayvanları, deniz ürünleri, yumurta, ekmek ve diğer taze ürünlerin sevkiyatı için tekrar kullanılabilir hale getiren IFCO, söz konusu operasyon sayesinde daha iyi taze gıda tedarik zinciri yönetimini amaçlıyor IFCO Ülke Müdürü Seymen Serintürk ise: “Tazeliğin saatler ve hatta dakikalarla ölçüldüğü gıda kategorilerinde müşterilerimizin zamana karşı yarışını çok iyi anlıyor ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için sürekli kendimizi geliştiriyoruz. Konya, detaylı analizler ve çalışmalar neticesinde stratejik lokasyon olarak belirlendi. Bu doğrultuda yıkama merkezimizi, gelecekteki büyüme projeksiyonumuza paralel olarak özenle tasarladık. Sürdürülebilir tedarik zincirleri yaratma amacımız doğrultusunda çalışmalarımıza Türkiye’de de hız kesmeden devam edeceğiz"dedi. Sürdürülebilir ambalaj çözümleri sunan IFCO, Türkiye’de yatırımlarına devam ediyor Dünyanın bugün ve gelecekteki en büyük sorunlarından biri kuraklık. Su kaynaklarının günden güne hızla tükenmesinin önümüzdeki dönemde kıtlık, erozyon ve doğal dengenin bozulması gibi birçok soruna sebep olacağı belirtiliyor. Bu durumun ayrıca birçok canlı türünün soyunun tükenmesine de neden olacağı ön görülüyor. Temizlik-hijyen sektörü, üretim ve tüketimde suyun en çok kullanıldığı sektörlerden biri olarak öne çıkıyor. Saruhan Kimya ve Temizlik Ürünleri A.Ş. Pazarlama Müdürü Başak Erdoğan, konuyla ilgili şunları söyledi: “Yaşam kaynağımız su, insanların bilinçsiz kullanımıyla gelecek yıllarda bizi zor durumda bırakacak diyebilirim. 2025 yılına kadar dünya nüfusunun yarısından fazlasının susuzluk riskiyle karşılaşabileceği öngörülüyor. Son 20 yıllık süreçte Türkiye’de kişi başına düşen su miktarı yılda yüzde 18 azalarak, 1700 metreküpten 1400 metreküpe düştü ve nüfusun artışıyla birlikte bu rakamın daha da düşeceği belirtiliyor. Ülkemizde başta bilinçsiz tarımsal sulama olmak üzere, birçok sebeple yılda 20 milyar metreküp su israf ediliyor. Önlemler alınmadığı takdirde susuz bir gelecek bizleri bekliyor.” Gelecek için suyu koru


57 Yaz aylarının gelmesi ve hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte Avansas, iklimlendirme sektöründeki hareketliliği gündemine alan bir araştırma hayata geçirdi. Türkiye genelinde yaklaşık 600'e yakın katılımcıyla gerçekleştirilen araştırmada, şirketlerin iklimlendirme ürün tercihleri ve satın alma alışkanlıkları incelendi. İş yerlerinin yüzde 72’si çalışma alanlarında klima, vantilatör, hava temizleyici gibi iklimlendirme ürünlerini tercih ettiğini açıkladı. Avansas, kullanıcıların yaz aylarında iklimlendirme ürünlerine yönelik satın alma alışkanlıklarını araştırdı. Hava temizleme cihazı, hava nemlendirme cihazı veya klima, hava soğutucu, vantilatör gibi iklimlendirme ürünlerini tercih edenlerin oranı yüzde 72 olarak belirlendi. Küçük işyerlerinde bu oran yüzde 70 iken orta büyüklükteki işletmelerde ise yüzde 82. İş yerlerinin yüzde 30’u ise yakın zamanda iklimlendirme cihazı alacağını ifade etti. İklimlendirme ürünlerinde favori: klima Araştırma kapsamında, en çok tercih edilen iklimlendirme ürünleri listesinde klima ilk sırada yer alıyor. Vantilatör ve hava temizleme cihazı ise klimanın hemen ardından sıralanıyor. Kullanıcıların yüzde 66’sı klimayı tercih etmesindeki en önemli gerekçenin “ısıyı kolayca kontrol etmek” olduğunu ifade ederken, yüzde 50’si“çalışanların daha aktif ve verimli olmasına destek sağlamak” amacıyla tercih ettiğini belirtiyor. Bu kapsamda, şirketlerin iklimlendirme ürünleri satın almadan önce ürün bilgilerine hangi kanallardan ulaştıkları sorulduğunda ise internet arama motorları ön plana çıkıyor. Öte yandan ürünü markaların internet sitelerinden araştıranların oranı yüzde 47. İklimlendirme ürün alışverişi tercihinde hizmet kalitesi ön plana çıkıyor İş yerleri, iklimlendirme ürünleri satın alımında “markanın teknik desteğinin ve hizmet kalitesinin gelişmiş olmasına dikkat çekiyor. “Ürün performans değerleri” (watt gücü, ses gücü vb.) ise ikinci önemli faktör olarak sıralanıyor. Ürün satıcısının güvenilirliği ve fiyat konuları ise ürün seçimi yapılırken göz önünde bulunan seçenekler olarak belirtiliyor. İklimlendirme ürünlerinde düzenli bakımın önemi de son yıllarda gündemde yerini artırırken iş yerlerinin yüzde 78’i satın aldığı iklimlendirme ürünlerine düzenli bakım yaptığını belirtirken,100 katılımcıdan 34’ü bu bakımların kendileri tarafından gerçekleştirildiğini aktarıyor. İklimlendirme ürünlerini değiştirme kararında "ürünler bozulunca yenisini alıyoruz" ifadesini kullanan şirketlerin oranı ise yüzde 73.Şirketlerin yüzde 63’ü yeni bir iklimlendirme ürünü satın almaya karar verdiğinde 1 aydan daha kısa bir süre içinde ürünün satın alımını gerçekleştirdiğini belirtiyor. İş yerleri çalışanların ‘Hava’sını önemsiyor Ağustos -2023 Hava Kalitesi


58 Gülçin SOYTUTAN @hayallerimedokunmak @hayallerimedokunmak Gülçin Soytutan Blog: www.hayallerimedokunmak.com Hayallerime Dokunmak Bu defa annemin hayallerine İsrail’de dokunmaya devam ediyoruz. Programımıza göre Tel–Aviv’de kalacak, günübirlik Akka ve Haifa’yı gezecektik. O yüzden sabah erken kalktık. Saat 8:00 gibiHaifa üzerinden Akka’ya gitmek üzere kiraladığımız araçla yola koyulduk. Ama gitmek ne mümkün! Trafik felaket. Şehir trafiğinden çıkıp, çevre yoluna girmemiz 1,5 saatimizi aldı. Bu yetmez gibi İsrail bütün şehirlerarası yollarını genişletme çalışmasına başlamış. Bitince bütün ülke çok mutlu olacak. Fakat bize denk gelmesi azıcık şanssızlık oldu. Saat 11:00’de daha Haifa’ya ulaşamamıştık. Bu saatten sonra 2 şehri gezmek mümkün değildi. Rotamızı CaesareaNational Park’a çevirdik. Caesarea Antik Kenti Tel-Aviv’e 60 km, Haifa’ya 50 km. mesafede.İki şehrin hemen hemen ortasında yer alıyor. İşte bu mesafeyi 3 saate aşabildik. Caesarea Antik Kentini biliyordum ama programa almamıştım. Zorla kendi girdi programa. Biletleri alıp, antik şehri gezmeye başladık. İçerisi ana baba günü. Okullar, turlar çoktan gelmiş. Hatta bazıları turu bitirmiş meydanda toplanıyordu. Caesarea M.Ö. 500’lerde Fenikeliler tarafından Straton’s Tower adında küçük bir liman kasabası olarak kurulmuş. Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış.Romalılar döneminde şehir yeniden inşa edilmiş. Dönemin Kralı Octavianus Augustus Caesar’ın adını onurlandırmak adına Caesarea olarak değiştirilmiş. Kudüs ve etraftaki diğer şehirlere ulaşmak için gelenlere limanlarını açmış ve büyük bir gelişme göstermiş. Kudüs’teki Yahudilerin Romalılara karşı gerçekleştirdiği 3 yıl süren Bar Kohba İsyanı’nda Rabbi Akiva ve büyük Yahudi din adamları bu şehirde işkenceyle öldürülmüş. Ayaklanma bastırılmış ama binlerce insan da öldürülmüş. Kalanlarda başka ülkelere sürülmüş. Şehir yavaş yavaş önemini kaybedip tarih sayfalarından çekilmiş. Tarihi kanlı olaylarla dolu olan şehre kale kapısından girdik. Ana cadde boyunca dükkan kalıntıları sağlı sollu devam ediyordu. Yolun bittiği yerde heykellerle süslü bir çeşme karşımıza çıktı. Sonrasıysa çok ilginçti! Çünkü: eski limanın olduğu yerdeki binaları restore edip kafe ve restorana çevirmişler yorgun gezginler dinleniyordu. Antik kentte Kral Herod’a ait biri deniz kenarında olmak üzere iki saray ile han, hamam,3 adet tiyatro, dükkan, tapınak, sinagog, kilise ve hipodrom gün yüzüne çıkartılmıştı. Biz de bu ilginç mekanları ilgiyle gezdik. Akka Ertesi gün saat 07:00’de yoldaydık. Henüz trafik yoğunlaşmadığından yollar açıktı. Erkenden Akka’ya ulaştık. Şehre Akka diyoruz ama İngilizce’de Acre, İbranice’deyse Akko olarak geçiyor. Şehir halkı Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Dürzi ve Bahailerden oluşuyor. Bu çok dinli halk, şehrin enteresan geçmişinin de kanıtı. Tarih kitaplarından öğrendiğimiz kesintisiz 4.000 yıllık bir yaşam olan şehirden pek çok önemli kişi gelip geçmiş. İşte bunlardan birkaçı.1187’de Selahaddin Eyyubi, 1191’de Aslan Yürekli Richard ve II. Philip, 1517’de Yavuz Sultan Selim ve şehrin en önemli figürü CezzarAhmed Paşa. Kutsal topraklara doğru -2 Akka, Haifa, Bethleem, Hebron


59 Ağustos -2023 Hayallerime Dokunmak CezzarAhmed Paşa, Akka Beylerbeyi olarak görev yaparken 1799’ da Napolyon Bonapart ordusuyla Akka önlerine gelmiş ve 2 ay şehri kuşatmış. Kuşatmaya kahramanca direnen Cezzar Ahmed Paşa karşısında Napolyon çekilmek zorunda kalınca ilk yenilgisini almış. “Akka’da durdurulmasaydım, bütün doğuyu ele geçirebilirdim.” demiş. Paşa ayrıca görevde olduğu yıllarda şehirde büyük imar faaliyetinde bulunmuş.Gezdiğimiz sürece Paşa’yı hala sevgi ve saygıyla andıklarına şahit olduk. Napolyon’un kuşatmasından sonra yenilnen kale duvarları eski şehri hala koruyor. Bizim de bu kale şehirde ilk durağımız yeşil kubbesiyle dikkat çeken CezzarAhmed Paşa Camisi oldu. Caminin girişinde cami kadar incelikle yapılmış bir sebili var. Caminin içi mermer, mavi ve yeşil çinilerle süslü. Tepedeki renkli vitraylı gül pencereleri ayrı bir güzellik katıyor. Tek minaresinin hemen yanında Paşa ve kendinden sonra Akka Beylerbeyi olan evlatlık oğlu Süleyman’ın kabri var. Aklınızda bulunsun kombine bilet alıp şehirde 6 müzeyi ziyaret edebiliyorsunuz. 1)Ali Paşa Hamamı: CezzarAhmed Paşa tarafından yaptırılmış. 1940 yılına kadar kullanılıp, müzeye çevrilmiş. Çok güzel dekore edilmiş. Video gösterisiyle de Paşa’nın Napolyon’a karşı savunması anlatılmış. 2)HospitallierFortress: Akka’da yaklaşık 200 yıl hüküm sürenRodos ve Malta Şövalyelerinin (nam-ı diğer Tapınak Şövalyeleri) Kalesi. Yapısı, yer altı tünelleri, büyük yemek salonu, şövalye salonları, Gotik kiliseleri, zindanlarıyla çok ilginçti. Yine videoyla yarattıkları görseller bizi Ortaçağ’a, Haçlı seferlerine götürdü. 3)Okashi Sanat Müzesi: Haçlı Kalesiyle iç içe geçmiş bir müze. İsrailli ünlü ressam Avshalom Okashi’nin resimleri sergileniyor. 4)Sinagog: Eski sinagog’un duvar kalıntıları var. 5) Yeraltı Haçlı Tünelleri: Tapınak şövalyelerini, deniz tarafından gelen hacıları, hasta ve yaralı şövalyeleri korumak için bu tünelleri inşa etmişler. 350 m.lik tüneller liman ve kale arasında yer alıyor. Yürürken geçmişe tanıklık ediyorsunuz. 6)Treasures in the Wall Museum: Maalesef burayı gezemedik. Gittiğimizde kapalıydı. Fakat Kalenin tam tepesinde olan girişine kadar her yer yemyeşil ve ebegümeci doluydu. Şehirde başıboş köpek yok. Hepsi tasmalı ve sahipli olunca dayanamadım bir kucak dolusu semizotu topladım. Akşam lezzetli bir semizotu yemeği yaptık. Liman, St. George Kilisesi, Türk Çarşısı, Sultan Abdülhamit’in saat kulesi görebildiğimiz diğer yerler oldu. Daha gezilip görülecek çok yer vardı ama yetiştiremedik. Bu sevimli şehre en az 2 gün ayrılması gerekiyormuş. Çok lezzetli bir falafelle buraya veda edip, Haifa’ya doğru yola koyulduk. Haifa Haifa’ya vardığımızda saat çoktan 16:00 olmuştu. Akka’da tahminimizden uzun zaman geçirmiştik. Acele Bab’ın mezarına ve Bahai Bahçelerine gittik. Bab’ın mezarı kapalıydı ama tepeden bahçelerin 2. Katına kadar giriş açıktı. Saat 17:00 komple kapanıyormuş. Neyse ki bu müthiş bahçelerin birazını olsun görebildik. Ondan sonrada zaten hava karardı.Haifa’da gezmeyi planladığımız hiçbir yere gidemedik. İlerde belki yine gideriz. Bu sefer Haifa’ya daha fazla zaman ayırırız. Bakalım kısmet! Sayfamızın da sonuna geldik. Gelecek sayımızda Kudüs’te buluşmak üzere, sağlıcakla kalın. Hayallerinize dokunmanız dileğiyle….


60 Veri Güvenliği Cinsel taciz dolandırıcılığı geri döndü ESET, raporunda siber suçluların dikkat çekici uyum sağlama ve yeni saldırı yolları arayışını vurgulayan gelişmeler gözlemlediğini açıkladı. Bunlar içerisinde güvenlik açıklarından yararlanmak, yetkisiz erişim elde etmek, hassas bilgileri tehlikeye atmak ve bireyleri dolandırmak ön plana çıkıyor. Saldırı modellerindeki değişikliklerin nedenlerinden birinin, özellikle makro etkinleştirilmiş dosyaların açılmasında Microsoft tarafından uygulanan daha katı güvenlik ilkeleri olduğu vurgulanıyor. ESET telemetri verileri, bir zamanlar kötü şöhretli Emotet botnet operatörlerinin küçülen saldırı yüzeyine uyum sağlamakta zorlandığını, muhtemelen farklı bir grubun botneti ele geçirdiğini gösteriyor. Fidye yazılımı alanında, aktörler yeni fidye yazılımı varyantları oluşturmak için daha önce sızdırılan kaynak kodunu giderek daha fazla kullanıyor. 2023’ün ilk yarısında, cinsel taciz dolandırıcılığı e-maillerinin geri geldiği ve yanıltıcı Android kredi uygulamalarının sayısında endişe verici bir artış tespit edildiği paylaşıldı. Rapora göre, 2023'ün ilk yarısında saldırganlar Microsoft güvenlik önlemlerini aşmak için gerçekleştirdikleri yeni yöntemde, Office yazılımının makrolarını siber tehditlerle donatılan OneNote dosyalarıyla değiştirerek komut dosyalarını ve dosyaları doğrudan OneNote'a gömme yeteneğinden yararlandı. Yanıt olarak Microsoft, varsayılan kurulum ayarlarını değiştirerek siber suçluları alternatif izinsiz giriş vektörlerini keşfetmeye devam etmeye yönlendirdi. Potansiyel olarak test edilen değiştirme yöntemlerinden biri olan Microsoft SQL sunucularına yönelik yoğun kaba kuvvet saldırıları gerçekleştirmelerine neden oldu. ESET Araştırmalardan Sorumlu Direktör Roman Kováč konuyla ilgili şunları söyledi: “Babyk, LockBit ve Conti gibi fidye yazılımı ailelerinin sızdırılan kaynak kodlarının amatörleri fidye yazılım faaliyetlerine yönlendirdiğini söyleyebiliriz.Ancak aynı zamanda savunma tarafı olarak bizim de yaygın veya bilinen tespit yöntemleri ve kuralların yanı sıra daha fazla değişkeni kapsama alanımıza dahil etmemizi sağlıyor.” Kripto para tehditleri azalıyor Kripto para birimi tehditleri ESET telemetrisinde istikrarlı bir şekilde azalırken - hatta bitcoin'in değerinde yaşanan son artış bile yeterli olmamıştır - kripto madenciliği ve kripto çalma yeteneklerinin çok yönlü kötü amaçlı yazılım türlerine giderek daha fazla dahil edilmesiyle kripto para birimi ile ilgili siber suç faaliyetleri artarak devam ediyor. Bu dönüşüm, keylogger kötü amaçlı yazılımlarının başlangıçta ayrı bir tehdit olarak tanımlandığı, ancak sonunda birçok kötü amaçlı yazılım ailesinin ortak bir yeteneği haline geldiği geçmişte gözlemlenen bir modeli takip ediyor. Para kazanma amacıyla yapılan diğer tehditlere bakıldığında ESET araştırmacıları, insanların online aktiviteleriyle ilgili korkusunu kullanan cinsel taciz dolandırıcılığı e-maillerinin geri döndüğünü ve yasal bireysel kredi hizmetleri adı altında insanların acil finansal ihtiyaçlarını fırsata çevirip kandıran yanıltıcı Android kredi uygulamalarının sayısında endişe verici bir artış olduğunu belirtiyor. Siber güvenlik şirketi ESET, Aralık 2022 - Mayıs 2023 döneminde ESET telemetrisinde görülen tehdit ortamı eğilimlerini özetleyen tehdit raporunu yayımladı. Ağustos -2023


61 www.istanbulturizmfuarı.com.tr @istanbulturizmfuarı İSTANBUL TURİZM FUARI 4-5 Ekim’de dünyanın başkenti güzel İstanbul’da ilk kez kapılarını açıyor. Bu muhteşem buluşmaya hazır mısınız? Oteller, Seyahat Acenteleri, Tur Operatörleri, Hava Yolları, Kruvaziyer Turizmi Şirketleri, Ülkeler bu fuarda! 15.000 Profesyonel ziyaretçi B2B Platform ile hosted buyer dışında profesyonel ziyaretçiler ile toplantılar Dünyaca ünlü konuşmacılar ile gerçekleştirilecek ‘‘Turizm Zirvesi’’ Otel-Acente kontratları Erken rezervasyon kampanya duyuruları Swissotel The Bosphorus Otel’de yapay zeka şovları ile İTF Gala Party Resmi Hava Yolu Stratejik Partner


62 KÜÇÜK İLANLAR KÜLSAN THERMOSET NE KADAR DAYANIKLIDIR? Makul kullanım şartlarında % 95 kırılmaya dayanıklıdır. Örneğin, bir garsonun taşıdığı tepsiden tabakları düşürdüğünü var sayalım. Böyle bir durumda THERMOSET tabakların kırılma ihtimali çok düşüktür. Ancak, sert bir şekilde beton zemine atılırsa kırılabilir ya da yüksekten dik kenarı üzerine düşerse bazen kırık görülebilir. Ziba Yemek Üretim Tesisi 0212 503 46 59 [email protected] www.zibacatering.com C: 100 M: 98 Y :31 K: 22 C: 27 M: 41 Y :100 K: 4 [email protected] 0212 613 91 13 www.resport.com.tr Defterdar Mah. Otakçılar Cad. No:80 Eyüp Sultan - İstanbul www.pinarkaya.com.tr [email protected] 0222 236 82 62 Özeller Yemek Fabrikası Adresi: Palmiye Sitesi Altı C Blok No:59 /C Nusaybin - Mardin Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Tel: 0542 415 50 56 e-mail: [email protected] www.ozelleryemekfabrikasi.com www.kulsan.com.tr Kaçmaz Yemek Hizmetleri Sinan Kaçmaz 05333686998 Merkez Mah. Halit Paşa Cad. No:3 Yusufeli - Artvin [email protected] Öğün Ekmek Unlu Mamul. Gıda Yemekçilik San. ve Tic. Ltd. Şti. OSB 2. Etap 24. Cad. No:24 Döşemealtı Antalya Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası-Catering Tel: 444 00 94 Faks: 0242 258 18 37 www.ogunyemek.com


63 Uluslararası TTaavvuukkççuulluukk KKoonnggrreessii 22002244 08-11 Mayıs 2024, Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi/Bursa SÜRDÜRÜLEBİLİR KANATLI ETİ VE YUMURTA ÜRETİMİ İÇİN STRATEJİK YAKLAŞIMLAR wwwwww..wwppssaattuurrkkiiyyeeccoonnggrreessss..oorrgg ORGANİZASYON SEKRETERYASI 0850 724 17 80 [email protected] Kongre Bilim Kurulu Sekreteryası Doç. Dr. Arda Sözcü BUÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü E-Mail: [email protected] Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Şeremet Tuğalay ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü E-Mail: [email protected]


64 "Ne kadar meşgul olduğunu düşünürsen düşün okumak için zaman ayırmazsan cahilliğe teslim olursun." Konfüçyüs Sipariş için www.yayineviliman.com Ağustos -2023 [email protected] kitap hayattır Zerrin ÖZCAN Yeni çıkan kitaplar


65 Ağustos -2023 Yazar Söyleşisi Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Gamze Söyler Kimdir? Hacettepe Üniversitesi Alman dili ve Edebiyatı bölümünden mezunum. Aynı zamanda Ege Üniversitesi, Alman dili ve Edebiyatı, tezli Yüksek lisans mezunuyum. Yani Alman Edebiyatı hem uzmanlık alanım hem de ilgi alanım. Yanısıra müzikle de ilgileniyorum ve kendi şarkılarımı yazıyorum. Bu iki ilgi alanım “Çift Diplomalı Deli” kitabımla müzikal tiyatro olarak ortaya çıktı. Edebiyat ve müzik tutkunu biri olarak tanımlayabilirim kendimi. Sizi yazmaya yöneten nedir? Yazmaya ne zaman başladınız? Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde okurken, özellikle klasik Alman eserlerini büyük bir ilgi ile okurdum, detaylı araştırırdım. Klasik eserlerin derinlikleri beni her zaman etkilemiştir. Özellikle Ortaçağ gibi karanlık bir dönemde yazılan eserlerin, kendi dönemlerini ya da toplumsal yapılarını örtük şekilde ele alma biçimlerini de çok zekice bulurdum. Farklı edebiyat dönemlerinin örtük anlatım biçimleri de dahil tabi. Mesela toplumsal durumu örtük ele alma biçimine örnek olarak, Friedrich Dürrenmatt’ın “Babil’e Bir melek iniyor” ya da “Yaşlı Hanımın Ziyareti” tiyatro eserlerini söyleyebilirim. Hem yazıldıkları dönemi yansıtıyorlar hem de espiritüel bir dille yazılmışlar. Ben de yaşadığım karmaşık çağı ve bu çağın absürtlüklerini bu şekilde aktarmanın en doğru yol olacağını düşündüm ve 2018’de “Çift Diplomalı Deli” yi yazmaya başladım. 2022’de de müzikalleri ile birlikte tamamladım. Ne tür eserler kaleme alıyorsunuz? “Çift diplomalı Deli” ne anlatıyor? Müzik de ilgi alanım olduğu için müzikal bir oyun yazarak başladım ve öyle devam ediyorum. İleri de başka türleri de denerim belki. Oyunun müziklerinin bazılarını ben besteledim bazılarını da bestelerime aranje yapan Barış Şişe besteledi. Çift Diplomalı Deli oyununun konusunu kısaca özetlemek gerekirse, dünyada tüm sınırlar belirlenmiş, iki belirlenmiş sınır arasında bir boşluk kalmıştı, bu boşlukta Guncuklu adında belediye kurulmuştu, öyle küçüktü ki ülke olamamıştı. Belediye olarak kalmıştı. Kısır bir belediye olduğundan, oy dengeleri değişmiyordu. Oy dengesini değiştirecek olan tek bir kişinin oy vermemesi, iki başkan adayını berabere bırakıyordu sürekli. Olaylar da bu sorunun çözümü aranırken başlıyor ve kurgu içinde çeşitli dalavereler dönüyor. Oyunun kurgusundaki toplumsal olayları ve farklı olanın ya da farklı düşünen kişinin dışlanmasını, sosyolojik çözümlemelerle, ilginç karakter isimleriyle, müziklerle absürt bir komedi oyunu olarak aktardım. Gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan absürtlükleri ve abartıları içeriyor. “Çift Diplomalı Deli” benim edebiyat ve müzik yeteneklerimi birleştirdiğim bir kitap oldu. Okuyucular kitabı okurken, bir yandan kitabın içindeki QR kodlarını okutarak müzikalleri de dinleyebiliyorlar. Çizimleri de müzikalleri de bana ait. Müzikalleri ekibim ile birlikte seslendirdik. Çok emek var ve uzun bir süreç sonunda oluşan bir kitap oldu. Yayımlanmış veya yayına hazırlanan başka eserleriniz var mı? Çift Diplomalı Deli benim ilk kitabım. Şu anda anlatım tarzı ve türü Çift Diplomalı Deli’ye benzeyen bir oyun daha yazmaktayım. Bittiğinde mutlaka yayımlanacak. Fakat acele etmek istemiyorum üzerinde titizlikle çalışıyorum çünkü. Bunun dışında makaleler yazmaya çalışıyorum. Belki bir gün bunları derleyip bir araya getiririm. Zaman gösterecek. Edebiyata ilgi duyanlara neler söylemek istersiniz? Hayatta mesleği ne olursa olsun, herkesin böyle bir arka bahçesinin olması gerektiğine inanıyorum. Sanatın her bir dalı ayrı güzellikte. Edebiyatın da insanı iyileştiren, geliştiren bir gücü var. Bu yüzden edebiyata ilgi duyan insanlara dünya klasiklerini araştırarak okumalarını, sadece hikayesini okuyup geçmemelerini öneririm. Hem dünya hem de Türk klasiklerini, eserlerin yazıldıkları dönemleri araştırarak okumaları ve analiz etmeleri ya da eseri yazan yazarın hayatını araştırmaları onlara çok şey katacak, ufuklarını da genişletecektir. Yazar söyleşilerimizin bu ay ki komuğu Gamze SÖYLER. Uzmanlık alanı Alman Dili ve Edebiyatı olan yazarımız ilk kitabı olan "Çift Diplomalı Deli" yi İzan yayınlarından çıkardı. Çift Diplomalı Deli aynı zamanda müzikal olarak da hazırlandı. Kitabı okurken içindeki QR kotlarını okutarak müzikallerini de dinleyebiliyorsunuz. Gamze SÖYLER ile bu keyifli söyleşiyi Kitap Hayattır editörümüz Zerrin ÖZCAN gerçekleştirdi "Mesleği ne olursa olsun, herkesin bir arka bahçesinin olması gerektiğine inanıyorum"


66 Nihat ÖZTÜRK Y Ö R E S E L Ağustos -2023 Ülkemizin değişik bölgelerinde doğada kendiliğinden farklı türleri yetişen mantarlara bazı yörelerde halk arasında tirmit denildiğini biliyoruz. Hatta kulak kepçesi büyük olanlara tirmit kulaklı diye takılırlar bu yörelerde. Doğada kendiliğinden yetiştiği için de çok aranılan ve çok sevilen bir lezzettir. Ava gider gibi tirmit aramaya gidilir. Yaz mevsiminin ilk aylarında bolca yetişir doğada. Daha çok ormanlık, gölgeli ve nemli yerlerde olur. Yağmurlu havalarda bolca yetişir. Anadolu’da farklı arazi koşullarında yetişen farklı türleri olmakla birlikte Karadeniz’de çok fazla çeşidine rastlayamazsınız. Gürgen ormanları ve orman gülleri arasında yetiştiği gibi fındık bahçelerinde de bulunabilir. Doğada kendiliğinden yetişen tirmitlerin zehirli olup olmadığı konusu hep tartışılmıştır. Yörede yaşayanlar zehirli tirmitle zehirsiz tirmiti kolaylıkla ayırabiliyorlar. Öncelikle yıllardır topladıkları tirmitleri bir bakmaya anlıyorlar. Yetiştikleri yerleri biliyorlar. O bölgenin tirmitlerinin zehirli olmadığında çok eminler. Kırdıklarında beyaz bir sütü çıkıyor. Bir de yine doğada yaşayan sülük ve başka canlılar zehirli mantarları yemiyorlar. Bu da zehirli olup olmadığını anlamak için başka bir yöntem olarak değerlendiriliyor. Yetiştiği yere göre adları var tirmitlerin. Ormanlık alanda yetişen ve beyaz renkli olan tirmite orman tirmiti ya da süt tirmiti diyorlar. Fındık ocaklarının arasında yetişen ve kahverengi bir görünümü olan tirmite bahçe tirmiti, yine fındık bahçelerinde bulunan ve rengi sarı, bacağı kısa olan tirmite de tavuk tirmiti adını vermişler. Yine kahverengi ve ormanlarda olan, beyaz sütlü tirmite de geyik tirmiti diyorlar. Tavuk tirmiti daha çok Eylül ayında bolca bulunuyor. Orman tirmitinin mevsimi ise Temmuz ayı olarak biliniyor. Bazı yıllar bolca olurken bazı yıllar az olabiliyor. Tirmitin yemek olarak sofralara gelmesi daha çok kavurma şeklinde oluyor. Araziden toplanan tirmitler iyice temizlenip, doğranıp yıkandıktan sonra belirli sürede kaynatılarak haşlanıyor. Sonra süzgeçten süzülüyor ve biraz bekletiliyor. Bir başka kapta bol soğan tereyağı ile iyice kavruluyor. Süzülen tirmitler avuçta iyice sıkıldıktan sonra kavrulmuş soğanla bir süre daha kavrularak yemek olarak servis yapılıyor. Araziden toplanma durumuna göre bazen ayrı ayrı bazen de karışık olarak kavruluyor. Zaman zaman tek tek közde de pişirildiği oluyor tirmitlerin. İçine ince tuz konularak közde pişiriliyor. Çok farklı bir lezzet ortaya çıkıyor. Mevsimine göre bolca yetişen tirmitlerin tuzlanarak kışa bırakıldığı ve ya kurutularak saklandığı biliniyor. Tuzlanarak veya kurutularak kışa saklanan tirmitler yine haşladıktan sonra kavrularak yemek yapılıyor. Bolca yetiştiği yıllarda pazarlarda satılan tirmitler iyi alıcı bulurken aile bütçelerine katkı sağlayan bir değere dönüşüyor. Bölgesel olarak yetişse de bölge dışında yaşayanlara da gönderiliyor. Bölgesel olarak çok özel bir lezzet olan doğal tirmitler bölge dışında yaşayanların özlediği bir tat olarak hep aranıyor. Bölge insanı sağlık yönünden faydalarını çok da önemsemese de mantarın yani tirmitin sağlık açısından faydaları hiç de yabana atılır gibi değil. Tirmit potasyum yönünden çok zengin. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Kansızlığa iyi geliyor, kan basıncını düzenliyor. Doğal D vitamini deposu. Antioksidan özelliği var. Hafızayı güçlendiren tirmit tam bir cilt dostu. Tirmitin bir başka özelliği de doğal insülin olması. Vücuttaki şeker ve nişastayı parçalayıcı bir özelliği var. Karaciğere ve pankreasa iyi geliyor. Kanser oluşumunu önlediği bilgisi bile var kaynaklarda. Sağlık açısından önemli bir besin olduğunu görüyoruz. Anadolu’nun değişik bölgelerinde farklı türleri yetişiyor doğada. Türleri çoğaldıkça isimleri de çoğalıyor. Pişirme şekilleri de farklılıklar gösterebiliyor. Her birisinin ayrı bir kıymeti var. Karadeniz bölgesinde çok çeşitlilik olmamasına rağmen her mantar her yörede yenilmiyor. Bölge insanının bir avcı dikkatiyle bulmaya ve toplamaya çalıştığı doğal tirmitlerin yöresel lezzetleri nesilden nesile devam ettiriliyor. Mantar veya tirmit


67


68


Click to View FlipBook Version