Haziran - Temmuz 2022 hotel - restoran
Kempınski Hotel Barbaros Bay Dünya lezzetlerini
yaratıcı şeflerle Bodrum’a taşıyor
“Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum”kristal berraklığındaki
denizi, göz alabildiğine uzanan kumsalı, dünyanın farklı mutfak-
larından örnekler sunan restoranları ile benzersiz bir tatil deneyimi
yaşatıyor.
Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum’un özenli servisi ve dene-
yimli ekibi ile benzersiz lezzetleri bir araya getiren restoranı Saigon
Restaurant, Uzakdoğu mutfağından hoşlanan ve daha farklı tatlar
yakalamak isteyen misafirler için yaratıcı lezzetler sunuyor. Otelin
deneyimli şeflerinin çağdaş yorumlarıyla Asya-Pasifik yemeklerin-
den ve sushi çeşitlerinden oluşan menüsüyle fark yaratan Saigon-
Restaurant,hazırlanan menüsü ile misafirlere lezzetli bir deneyim
yaşatıyor.
SaigonRestaurant'ta baharatlı yemekler ile uyumlu butik Türk
ve kaliteli dünya şarapları, premium şampanya çeşitlerinin yanı
sıra Uzakdoğu'ya has çay çeşitleri de geleneksel usullerde servis
ediliyor.
İzmir Marrıott’ın yeni şefi Remzi İçöz oldu
İzmir Marriott Hotel, uluslararası otel zincirle- başta olmak üzere önemli organizasyonlara
rinin mutfaklarında görev alan Remzi İçöz’ü menüler oluşturdu.
yeni Executive Chef’i olarak ekibine kattı.
Mevsimlik ürünlerle hazırlanan menülere önem
Dünya çapında 60'tan fazla ülke ve bölgede veren Remzi İçöz, aynı zamanda lokal ürünlere
800'den fazla otel ve resort ile hizmet veren öncelik vererek bölgesel gastronomi turizmine
Marriott Hotels zincirinin Ege Bölgesi’ndeki ilk de katkıda bulunmayı hedefliyor. Hazırladığı
ve tek oteli İzmir Marriott, Nisan 2022 itibariyle sıfır atık menülerle, gelecek kuşaklara yaşanı-
mutfağını Remzi İçöz’e emanet etti. labilir bir hayat bırakmak için çalışıyor.
“Gastronomi benim için bir tutku” diyen başarılı Hilton İzmir ve Swissotel Büyük Efes İzmir’in
şef, a carte menü tasarımı, maliyet hesaplama- mutfaklarından uzun yıllar boyunca görev alan
ları, reçete oluşturma, banket operasyonu, Remzi İçöz’ün Chaine Des Rotisseurs üyeliği,
kahvaltı, havuz bar ve otellerin genel yiyecek sushimaster ve menü planlama gibi alanlarda
operasyonlarında çalıştı; VIP operasyonlar sertifikaları da bulunuyor.
Eğlenceli gastropub Bodrum yeme içme sahnesine bu ay katılan Rocamar Gastropub, Yalıkavak
Rocamar Yalıkavak’ta Marina karşısındaki ideal konumu ve 80’lerden müzik seçkisiile eğlenceli
pub konseptini sevenleri bekliyor!
Bu yaz Yalıkavak’ta hizmete giren Rocamar Gastropub, eğlenceli bir pub
konseptini Akdenizli bir dokunuşla Bodrum’a getiriyor.
Yalıkavak Marina karşısında restoran, bar ve yetişkinler için oyun alanıyla
hizmet veren Rocamar Gastropub, klasik pub lezzetlerinin tadını çıkarır-
ken dostlarla biraraya gelip eğlenebileceğiniz sosyal bir ortam.
Son olarak Cantinery’de görev alan Alper Başer’in mutfağında olduğu pub,
özellikle hamburger ve bira çeşitleriyle öne çıkıyor. Menüde, aralarında
hamburger severlerin favorilerinden olan burger ekmeği arası bolognez
sos şeklinde hazırlanan “Sloppy Joe Burger”ın da olduğu hamburgerler,
salatalar, makarnalar ve atıştırmalıklara ek olarak, tatlı patatesten parme-
sanlıya zengin bir yelpazede patates kızartmaları bulunuyor.
49
Havalandırma Haziran - Temmuz 2022
Endüstriyel tesislerdeki
hava kirliliği nedeniyle
her yıl 450 bin kişi ölüyor
Abalıoğlu Holding bünyesinde faaliyet gösteren HIFYBER’ın Genel “Tozlar, toz toplama sistemleri ile kaynağından emilmeli”
Müdürü Ahmet Özbecetek, endüstriyel tesislerde prosesten
çıkan zararlı tozlarla mücadelede etkili çözümler sunan filtrasyon Bu durumla mücadele edebilmek için endüstriyel tesislerde ki
sistemleri ile kirleticilere karşı kesin çözüm sağlanıp, konforlu ve tozlu havanın çalışanlar tarafından solunmasına fırsat verilmeden
güvenli çalışma ortamları sağlanabileceğini açıkladı. “toz toplama sistemleri” ile kaynağından emilmesi, filtrelenerek,
ortama verilmesi gerekiyor. Bu sayede çalışanların sağlığını ve
Endüstriyel tesislerde üretim süreçlerinden kaynaklanan hava performansını olumsuz etkileyen kirleticilere karşı kesin çözüm
kirliliği; çalışanların sağlığını, performanslarını ve işe yönelik tu- sağlanıp, konforlu ve güvenli çalışma ortamı sunulabilir” dedi.
tumlarını etkiliyor. Hava kirliliği; başta solunum yolu hastalıkları
olmak üzere; kalp, cilt, göz ve sinir sistemi hastalıklarına neden Toz toplama sistemlerinde kullanılan filtrelerin filtrasyon
olabiliyor. verimliliği önemli
“2000-2016 Küresel İzleme Raporu” “Endüstriyel tesislerdeki toz toplama sistemlerinde kullanılan
filtrelerin filtrasyon verimliliği; tesis hijyenini, çalışan sağlığını
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün ve güvenliğini, çalışanların işe yönelik tutumlarını, üretimdeki
(ILO) ortak hazırladıkları “2000-2016 Küresel İzleme Raporu”na verimliliği ve ürün kalitesini doğrudan etkiliyor” diyen Ahmet
göre ölümlerin çoğu solunum ve kardiyovasküler hastalıklardan Özbecetek sözlerine şöyle devam etti:
kaynaklanıyor. Dünya genelinde her yıl 450 bin kişi işyer-
lerindeki hava kirliliğinden kaynaklı olarak kronik obstrüktif “Bir üfleyici, toz filtresi, filtre temizleme sistemi, toz haznesi ve toz
akciğer hastalığı (KOAH) nedeniyle yaşamını yitiriyor. giderme sisteminden oluşan toz toplama sistemlerinde kullanılan
“hava filtreleri”nin yüksek verimlilikle partikül tutma özelliğine
“Hava kirliliği, insan sağlığını ve ekosistemi tehdit ediyor; sahip olması hayati önem taşıyor. Hifyber olarak toz toplama
ancak endüstriyel tesislerde çalışanlar daha fazla toza, zehirli sistemlerinin hava filtreleri için geliştirdiğimiz filtre kumaşını,
partiküllere ve kirliliğe maruz kaldıkları için daha büyük risk blend kağıtlar üzerine yapılan kaplama ile üretiyoruz. Bu sayede
altında bulunuyor” diyen Ahmet Özbecetek, işyerlerinde tozdan endüstriyel tesislerde ki toz toplama sistemlerinin 1 mikron al-
kaynaklı olarak oluşabilecek risklerin önlenmesi amacıyla tındaki küçük partikülleri kolayca filtrelemesini sağlayarak, sağlıklı
filtrasyon sistemlerinin önemine dikkat çeken açıklamalarda ve güvenli çalışma ortamları sunuyoruz.
bulundu:
Patlama ve kıvılcım riskini de önlüyor
“Farklı toz parçacıklarının sağlığa etkileri de farklı oluyor”
Endüstriyel tesislerdeki iç ortam havasını temizleyen filtreler aynı
“Endüstriyel tesislerde prosesten kaynaklı olarak oluşan farklı zamanda ortamda bulunan elektrostatik yükü de emerek, patla-
toz parçacıklarının sağlığa etkileri de farklı oluyor. Örneğin, ma ve kıvılcım riskini de ortadan kaldırıyor. Hifyber filtre medyası
kristal silika tozu akciğerlerde tahribata neden olurken, kurşun ile yüksek iç ortam hava kalitesinin yanı sıra FR (Flame Retardant)
tozu, merkezi sinir sistemine zarar verebiliyor. Pamuk tozu- yani alev geciktiricilik özelliği de sunuyoruz. Böylece işletmelerde
na maruz kalmak ise solunum yolu hastalığı olan byssinosis ile sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları oluşturmak mümkün hale
ilişkilendiriliyor. Birçok meslek hastalığı, uzun yıllar toza maruz geliyor” diyerek sözlerini tamamladı.
kalmanın sonucunda oluşabiliyor ve hastalığın fark edilir hale
gelmesi yıllar alabiliyor.
50
Haziran - Temmuz 2022
İş hayatında çözülmesi
gereken en ciddi sorun:
‘Mobbing’
Mobbinge maruz kalmamak Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak insan kaynakları
için neler yapılmalı?
Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak; iş hayatında- Mobbing travmalara yol açıyor
ki en önemli sorunlardan biri olan mobbingin uygu-
landığını gösteren işaretler, mobbing uygulayan kişiler- Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, uzun süreli
in kişilik yapıları ve mobbinge maruz kalan insanların mobbinge maruz kalmanın psikolojik olduğu gibi fiziksel
yaşadığı sorunlar hakkında değerlendirmelerde bulundu. olarak da yıkıcı sorunlara yol açtığını söyledi ve sözlerine
şöyle devam etti:
Türkçe’de yıldırma olarak tanımlanıyor
“Mobbing, sadece maruz kalan kişiyi tahrip etmekte kal-
Mobbing teriminin ilk kez İsveçli bilim insanı Heinz mayıp iş kayıplarına, verimsizliğe, ekonomik ve sosyal
Leyman’ın işyerlerinde yetişkinler arasındaki şiddeti tanım- sorunlara da sebebiyet verirken mağdur kişide ‘hiper
laması ile ortaya çıktığını belirten Uzman Klinik Psikolog atiklik’ adı verilen kolayca irkilme, çabuk sinirlenme,
Selvinaz Çınar Parlak, “Mobbing çalışma ortamında maruz konsatrasyon güçlüğü ile karakterize ani tepkilere de yol
kalınan psikolojik ve fiziksel şiddeti tanımlıyor. Dilimizdeki açıyor. Düşünce süreçlerinde bozulmalar ve duygusal
karşılığı yıldırma kelimesi olarak önerilse de mobbingin kontrol sorunları ortaya çıkıyor. Türkiye Psikiyatri Derneği,
daha sık kullanıldığını görüyoruz. ” dedi. mobbingin uygulama biçimi süresi ve şiddeti ile bağlantılı
olarak birçok ruhsal bozukluğun ortaya çıkabilecğeini ifade
Bu davranışlar mobbinge işaret ediyor ediyor. Kişide sıkıntı, öfke, karamsarlık, uyku sorunları,
depresif belirtiler, anksiyete belirtileri ve davranış sorun-
Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, iş hayatın- ları görülebiliyor. Depresyon, anksiyete ve davranış sorun-
da mobbing - yıldırma tanımına uyan başlıca tutum ve larının birlikte bulunabildiği uyum bozuklukları, depresyon,
davranışları şöyle paylaştı: yaygın anksiyete ve panik bozukluğu gibi kendini bedensel
belirtilerle ifade eden somatoform bozukluklar, ortaya
“Uzun süreli baskı, aşırı talepkarlık, haksız eleştiri, mükem- çıkmasında ve seyrinde ruhsal etkenlerin rol oynadığı
melliyetçi ve denetimci bir kontrol ile sürekli hata bulmak, psikosomatik hastalıklardan da bahsedebiliriz. Bunun
dışlamak, aşağılamak, kötü niyetli söylentiler yaymak, yanında bir tür kendini iyileştirme çabası olarak, alkol,
sürekli - tekrarlayıcı eleştiriler, işyeri kurallarının kötü madde ya da ilaca yönelme olabilir. Madde kullanım bo-
niyetli kullanımı, haksızlık, alay etmek, tehdit etmek, aşırı zuklukları gelişebilir. Bireyin fizik bütünlüğünü tehdit eden,
sorumluluk vermek, rahatsız edici ve taciz edici davranışlar, onu çaresiz bırakan, dehşet duygusu yaratan yaşantılara
suçluluk hissettirme, kişinin benlik değerini zedeleyici güce bağlı gelişen ‘Travma Sonrası Stres Bozukluğu’ ortaya
dayalı olumsuz her tutum ve davranış mobbing - yıldırma çıkabilecek en ciddi ruhsal bozukluklardan biridir. Mobbing
davranışı olarak kabul ediliyor.” insan eliyle oluşturulan bir travma olarak kabul ediliyor.”
Çalışanlar arasında da mobbing yapılıyor Toplumda farkındalık oluşturulmalı
Mobbing - yıldırma davranışının yöneticilerden çalışanlara Mobbing ile mücadelede öncelikli hususun bu soruna
yönelik olduğu gibi çalışanların kendi aralarında dışlama, yönelik farkındalığı artırmak olduğunu ifade eden Uzman
ötekileştirme, gruplaşma ve ayrımcılık olarak da ortaya Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, “Bu nokta da mağ-
çıkabildiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar durun kendisi tarafından olduğu kadar işverenler, çalışan
Parlak,“Yöneticilerden çalışanlara yönelik olan dikey mob- kesimve tüm toplum tarafından farkındalığın oluşturula-
bing, çalışanların kendi aralarında uyguladıkları ise yatay bilmesidir. Bireysel olarak mağdurların öğrenilmiş çaresiz-
mobbing olarak tanımlanıyor. ” dedi. lik içinde olmaması gerekiyor.Mağdurların teslimiyetçi ve
boyun eğici tutumlar yerine gereken yerde savaşçı
Kar odaklı yönetim anlayışı mobbing’i artırıyor davranış ve tutum gösterebilmesi desteklenmeli. Toplum
olarak bireylerin öz-saygı, mesleki ve beceri niteliğin
Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, “Mobbing gelişimi, psikolojik uyum ve ruhsal sağlığı güçlendikçe
davranışı bireysel değil, daha çok toplumsal nedenlere mobbinge yönelik dirençleri de artacaktır.” dedi.
dayanıyor. Değişen dünya ile birlikte iş hayatında rekabetçi,
belirsiz ve iş güvencesinin olmadığı neo-liberal politikaların
hakim gelmesi ile mobbingin ortaya çıkması da kaçınılmaz
olarak arttı. Uluslararası Çalışma Örgütü raporlarına göre iş
hayatında öncelikli çözümlenmesi gereken en ciddi sorun
mobbingtir. ” ifadelerini kullandı.
51
@hayallerimedokunmak @hayallerimedokunmak Gülçin Soytutan Blog: www.hayallerimedokunmak.com
Ürdün
Gezi Notları - 1
Farklı yerler arayan gezginlerin tercih ettiği Ürdün, son zamanlar- Gelelim bizim gezimize, Amman’a gece uçağıyla gittik. 2 saat
da adı sıklıkla geçen bir ülke. Nasıl olmasın? Tarih, çöl, deniz, vaha ;sonra Kraliçe Aliye Havaalanındaydık. Vakit kaybetmeden
ne ararsanız var. Biz de bu nedenlerden tercih ettik. paramızı bozdurup, sim kartımızı da aldıktan sonra Akabe’ye
doğru yola çıktık.
Gezimize başlamadan önce ülkenin tarihine kısa bir bakış atalım.
Tarih öncesi dönemlerden beri bölgede yaşam izleri bulunmuş. Um Ar Rasas
Asur, Nebati, Roma İmparatorluğu ve son olarak Osmanlı bölgeye
hakim olmuş. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması sırasında Önümüzde 330 km., ziyaret edilecekse pek çok yer vardı. Bunun
İngiltere himayesinde emirlik olarak kurulmuş. 1946 yılında için gelmeden internetten pek çok müze ve ören yeri girişi bileti
bağımsızlıklarını ilan ederek Ürdün Haşimi Krallığı adını almış. olan JordanPasssatın aldık. Böylece daha ekonomik olmasını ve
Haşimiler, Hz. Muhammed’in büyük büyükbabasının soyundan sıra beklemeden daha hızlı hareket etmeyi planlamıştık.
gelen bir Arap kabilesi. Yani Ürdünlü diye bir halk yok.
Günün ilk ışıklarıyla, ilk durağımız Um Ar Rasas arkeolojik alanına
Ülke meşruti monarşi rejimiyle yönetiliyor. Yani her şeyin başı kral. ulaştık. İnternette burasının 24 saat açık olduğu yazıyordu. Açılma
O ne derse o olur! saatini beklemeyi planlamıştım. Bilgi doğru çıktı. Arkeolojik alanın
kapıları açıktı. İçerde in cin top atıyordu.
Coğrafi olarak Suriye, Irak, İsrail, Batı Şeria, Sudi Arabistan ile
çevrili olan sınırları, onu Orta Doğu'nun en kritik noktalarından Bölgede yerleşim çok eskiden beri varmış. Sonra Roma Askeri
biri haline getirmiş. Bence, ağa babaları İngiltere’nin himayesi ve Garnizonunun kurulmasıyla gelişmiş. Konumu itibariyle ticaret
topraklarının büyük bölümünün çöl olması, petrol bulunmaması ve hac yolu üzerinde bulunması, Hristiyan hacıları yerleşmeye
gibi nedenler, onu İsrail ve diğer Arap ülkelerinin saldırılarından teşvik etmiş. Böylece bölgeye pek çok kilise inşa edilmiş.Genellikle
koruyor. zeminleri mozaik kaplı. En gösterişlisi Aziz StephenKilisesi.
Bunların dışında etrafta evler yan duvarları ve kemerleriyle
duruyor.
Daha sonra İslamiyet’in gelişmesiyle
birlikte Müslümanlar da bölgeye yerleşmiş.
Onlardan ise evlerin dışında çok büyük bir
mezarlık kalmış.
Gün doğarken buraları gezdik. Sanıyorum
çalışmalar devam ediyor. Çünkü pek çok yer
toprak altında.
Al Karak Kalesi
Bir sonraki durağımız Al Karak şehri ve kalesi
oldu. Şehir tepeler üzerine kurulmuş. Tarıma
elverişli topraklarında yetiştirdikleri ürünleri
ihraç ediyorlarmış. Yani çöl ülkesinin vahası.
52
Haziran - Temmuz 2022 Hayallerime Dokunmak
Bölgede yine çok uzun yıllardır yaşam varmış. Hatta M.Ö. yaşamış Gece geç vakte kadar merkezde kaldık. Gördüğüm kadarıyla
bir uygarlık olan Moab Krallığının başkentiymiş. Şahin tepesi gibi, halk nargileyi ve kahveyi çok seviyor. Ailelerin dışında çoğunluk-
dağın dik yamacına inşa edilmiş. Hac ve kervan yolu üzerinde la kadınlar ve erkekler grubu olarak oturmuş plajda nargile keyfi
bulunduğundan uzun yıllar kullanılmış. İslamiyet’in yayılmasıy- yapıyorlardı. Çocuklarsa saldım çayıra, Mevla’m kayıra şeklinde
la, stratejik öneminden dolayı Haçlılar kaleyi yeniden inşa edip, ortalıkta koşturup duruyorlardı. Sanıyorum her ailenin çok fazla
çevresine kanal yaparak savunmasını güçlendirmiş. Selahaddin çocuğu olduğu için anneler yılmış. Ancak diğer Arap ülkeleri ile
Eyyubi tarafından birkaç kere kuşatılmış ancak Kudüs’ü fethinden karşılaştırınca, Ürdün’ünde kadınlar çok daha özgürler. Gecenin
sonra kale ele geçirilebilmiş. geç saatlerinde sokaklarda dolaşıyor, araç kullanıyorlar. Hatta gün
içinde birkaç tane de kadın taksi şoförü gördük.
Yapılan onarımlarla çok iyi durumda bulunan kaleyi beğenerek
gezdik. Haçlı kalelerinin en güzel örneklerinden biri. İçinde bir Şehri gece gördükten sonra birde gündüz gezelim dedik. Tabi
de minik müzesi var. Tadilat sırasında çıkan eserler sergileni- sabah erkenden kalkıp denize girmeyi ihmal etmedik. Yine kuvvet-
yor. Bunların en önemlisi Moab Kralı Mesha’nın zaferini anlatan li rüzgar, dalgalar iş başındaydı.
“Mesha Taş Yazıtı”. Ancak müzede imitasyonu bulunuyor. Aslıysa
Louvre Müzesi’nde sergileniyor. Akabe aslında 23 dalış noktasıyla dalgıçların gözdesi. Fakat Ürdün
paramızın pul olduğu bu zamanlarda, ekonomimizi daha da bir
2005 yılı yapımı “Cennetin Krallığı” filminin önemli bir kısmı zorladığından su altı güzelliklerini şnorkelle yukardan izledik.
burada çekilmiş. (Tarihi gerçeklere yakın bir film, biz beğenerek
izlemiştik.) Girdiğimiz yerde deniz çok taşlık ve deniz kestanesi doluydu.
Rengârenk balıklar her yerde geziniyordu. Onları incelerken
Shobak Kalesi Sinan kestanelere basmış. Ayağında müthiş acılarla denizden çıktı.
Hemen dikenlerin girdiği yerleri yağladık. Çok ilginç 1-2 gün
Bu güzel kaleden sonra bir sonraki durağımız Yine bir Haçlı kalesi içinde vücut dikenleri attı. Korktuğumuz gibi bir sıkıntı yaratmadı.
olan Shobak Kalesi.
Kale, eski yerleşim yerlerinin ortasında tepeye inşa edilmiş. Binlerce yıllık bir yerleşim yeri olan Akabe’nin, önce sahile
Yine hac ve kervan yolu üzerinde olması nedeniyle büyük önem yakın olan kalesini gezdik. Memlükler tarafından yapılan kale,
arz ediyor. Pek çok savaş geçiren kale Memlüklüler tarafından muhteşem kapısı ve dış duvarlarıyla ayakta ancak içeride pek bir
restore edilmiş. Dik yamaçtan çıkılan kalenin dış surları o zamandan şey kalmamış. Kısaca cami yıkılsa da mihrabı yerinde diyebiliriz.
kalan Arapça yazılarla çevrili. Günümüzde de restorasyon geçirdiği Kalenin hemen yakınında bulunan arkeoloji müzesi maalesef
belli. Dışarıdan çok güzel görülmekle birlikte içerisi maalesef har- kapalıydı. Nereye gidelim diye haritaya bakarken deniz tarafın-
abe şeklinde. Al Karak’ın güzelliğinden eser yok. da yine bir patırtı koptu. Gemi ve tekneler düdüklerini çalmaya,
sular fışkırtarak konvoy halinde ilerlemeye başladılar. Etrafta-
Uyumadan geçirdiğimiz ilk günümüzde Amman, Akabe arasındaki kilere sorduk, kutlamalarına devam ediyorlarmış. Akabe’den
330 km.lik mesafeyi, kalelere gire çıka itinayla 485 km.ye çıkartıp, sonra gittiğimiz diğer yerlerde kutlamalarla ilgili başka bir törene
yorgun bitap Akabe’ye ulaştık. rastlamadık.
Akabe Neyse biz de Ayla arkeoloji parkına gidelim dedik. Şehir içinde
tabelalarla yönlendirme yeterli değil. Bir de Arapça yazılar ve
Hostelimize yerleştikten sonra, kendimizi Kızıldeniz’in kıyısına onların Latinceye çevrilmiş halleri birbirinden farklı olunca çok
attık. Hava çok rüzgârlı, deniz dalgalı ve bulanık olmasına rağmen zorlandık. Telefonumuzdaki haritaların yönlendirmeleri de bizi
kendimizi sulara bıraktık. Okuduğum yazılarda gün batımının döne döne Ayla Oasis’e gönderdi. Buraya girerken 2 kapıdan
müthiş olduğu yazıyordu, doğrusu ben öyle bir güzellik göreme- geçtik ve her seferinde Ayla arkeolojik parka gitmek istediği-
dim. Neyse tuzlu su bizi kendimize getirdi. Yemeğimizi yiyip acilen mizi söylediğimiz halde cevap olarak evet burası dediler. Sonunda
şehre indik. orası olmadığını gittiğimiz yerin çok lüks bir otel ve site olduğunu
anladık. Yapacak bir şey yok biz de şehirde güzel bir yemek yiyip
Yollardaki araçların hepsi bayraklarla süslenmiş, kornalarına Vadi Rum’a doğru yola çıktık.
basıyor, müzik son ses açılmış, yer gök inliyordu. Ne olduğunu an- Yazımızın da sonuna geldik. Vadi Rum’da buluşmak üzere,
lamadığımız büyük bir şamata ile merkeze geldik. Meğer bağımsı- İyi bayramlar dilerim.
zlıklarının 76. yılını kutluyorlarmış. Halkın çıkardığı bu patırtıdan Hayallerinize dokunmanız dileğiyle…..
başka bir kutlamaya rastlamadık.
53
Haziran - Temmuz 2022
Dikkat... Yedikleriniz beyninizi zehirleyebiliyor
Güçlü ve zinde beyin için 3 önemli faktör!
Beynin ‘sessiz katilleri’ne dikkat
sağlık Acıbadem Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Dr. Öğre- mize sunduğumuz kötü yiyeceklerin de bizleri doyurup
tim Üyesi Mustafa Seçkin “Bilimsel çalışmalarda, beyinde “ısıtsalar” dahi ortaya çıkan yan ürünler aracılığı ile
sinir dokularının iltihaplanması sonucunda Alzheim- bedenimiz ve beynimiz için birer zehire dönüşebilecek-
er hastalığına yatkınlığın arttığı gösterilmiştir. Bu ilti- lerini unutmamak gerekir” uyarısında bulunuyor.
haplanmaya (kronik nöroenflamasyon) neden olan
ana faktörlerden biri de yanlış beslenmedir” diyor. Bu yağlara ve işlenmiş ürünlere dikkat!
Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Seçkin, sağlıklı bir beyin için
öne çıkan besinleri ve ‘sessiz katil’ olarak adlandırılan Yapılan çalışmaların; palm yağı, işlenmiş süt ürünleri ve
etkenleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. kırmızı ette bulunan yağlar, hazır atıştırmalıklar ve kızart-
malarda bulunan trans yağların oldukça zararlı olduğunu
Adeta büyük bir fabrika gibi çalışan ve vücudumuzda- ortaya koyduğunu söyleyen Dr. Mustafa Seçkin; mısır yağı,
ki tüm fonksiyonları kontrol eden insan beyninin 80 ayçiçek yağı ve kanola yağı gibi linoleik asit içeren yağların
milyardan fazla sinir hücresinden (nöron) oluştuğunu da yüksek ısıda pişirildiğinde hücre hasarına neden
biliyor muydunuz? Ya her bir nöronun diğer nöronlarla olabildiğini vurguluyor. Dr. Mustafa Seçkin “Bu moleküller
iletişim kurmak için milimetreden küçük kablolara benze- ‘Sessiz Katil’ olarak adlandırılmışlardır. Ayrıca, kızarmış
yen çok sayıda uzantılarının olduğunu? Henüz gün yüzüne ürünler, hazır gıdalar, patates cipsleri, hazır kekler,
çıkarılamamış sayısız özelliği olan bu karmaşık ve gizemli şekerli-kakaolu kremalar gibi pek çok üründe bu zararlı
organa yönelik bilim insanlarının çalışmaları hızla devam yağlar yoğun miktarda kullanılmaktadır” diyor. Alzheimer
ederken, Nöroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa hastalarının beyinlerinin sağlıklı bireylere göre daha
Seçkin “Bu kadar karmaşık bir biyolojik yapının iyi çalışması “asidik” yapıda olduğunu belirten Dr. Mustafa Seçkin,
için gerekli olan yapıtaşları bir-iki besinden sağlanama- vücudun pH dengesini asidite lehine bozacak kırmızı et,
yacağı gibi, her bireyin ihtiyaç duyduğu beslenme şekli ve doğal olmayan yemlerle beslenmiş çiftlik balığı, tahıl,
gıda takviyeleri de yaş, cinsiyet, aile öyküsü, hastalıklar alkol, gazlı ve şekerli içecekler ve enerji içeceklerinden de
hatta mesleği de göz önünde bulundurularak belirlenme- kaçınılması gerektiğini söylüyor.
lidir. Beyin sağlığı için doğru beslenme alışkanlığını düzen-
li egzersiz ve iyi bir uyku düzeni ile de desteklemedikçe Beyin dostu besinler
yararı sınırlı olacaktır” diyor.
Soğuk sıkım sızma zeytinyağı başta olmak üzere,
Gluten Alzheimer hastalığını tetikleyebiliyor! deniz ürünleri, badem, fındık, ceviz, çiya tohumu, avoka-
do ve semiz otu gibi omega-3 içeren besinlerin ise tam
Ülkemizde son yıllarda Alzheimer hastalarının sayısı tersine Alzheimer hastalığı üzerindeki iyileştirici etkileri
artıyor. Bu artışın bir nedeninin de sağlıklı beslenme olduğuna ve unutkanlığı azalttığının kanıtlandığına dikkat
alışkanlıklarından uzaklaşılması olduğunu belirten çeken Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Seçkin şöyle konuşu-
Dr. Mustafa Seçkin “Son yıllarda yapılan çalışmalar; yor: “Mevsim sebze ve meyveleri, olta balığı, karnabahar,
beyinde sinir dokularının iltihaplanması sonucu Alzheimer brokoli, lahana, sarımsak, soğan, zencefil, limon gibi ürün-
hastalığına yatkınlığın arttığını, bunun ana nedenlerinden lerin özellikle tüketilmesi önerilmektedir. Sinir hücrelerinin
birinin de yanlış beslenme olduğunu, buğday, çavdar, yulaf fonksiyonlarını yerine getirebilmeleri için E ve D vitaminler-
gibi tahıllarda bulunan ‘gluten’ adı verilen bir proteinin rol ini ve B vitamin kompleksini içeren besinler günlük diyete
aldığını göstermiştir. Gluten özellikle genetiği değiştiril- dahil edilmeli, hekim önerisiyle gerektiğinde dışarıdan
miş buğday ile üretilmiş ve rafine edilmiş unlarda daha takviye olarak alınmalıdır.”
yoğun miktarda bulunurken, buğdayın anavatanı olan
Anadolu’da üretilen Siyez, Karakılçık, Kavılca gibi buğday Kırmızı şarap efsanesi yanlış!
türlerinde daha düşük miktarda bulunmaktadır.” diyor.
Toplumda ‘kırmızın şarabın Alzheimer hastalığına olumlu
Şeker, un, tuz üçlüsünden kaçının! etkileri olduğu’ yönündeki düşüncenin ise yanlış olduğunu
belirteren Dr. Mustafa Seçkin "kırmızı şarabın düzenli
“Üç beyaz” olarak adlandırılan rafine edilmiş tuz, olarak tüketilmesinin Alzheimer hastalığına karşı bilimsel
şeker ve un tüketiminin de Alzheimer hastalığı açısından olarak kanıtlanmış bir faydası yoktur” diyor. Nöroloji
riski artıran gıdalar olarak kabul edildiğini belirten Uzmanı Dr. Mustafa Seçkin diyet planlaması yapılır-
Dr. Mustafa Seçkin “Beslenme yalnızca beynimize ken kişiye özel düzenlemelerin olması gerektiğini, tek bir
ve vücudumuza ‘yakıt’ sağlamak için yapılmamalı. diyet tipinin herkes için yararlı olamayacağı gibi, bulunu-
Tıpkı kışın fosil yakıtları ile ısıtılan evlerde, soba da ki lan coğrafyaya özgü yararlı besinlerin diyetisyenler ve
yanma işleminin “yan ürünlerini” içeren dumanların gerekirse klinisyenler gözetiminde diyete eklenebileceğini
hava kirliliği oluşturarak bizleri zehirlemesi gibi bedeni- söylüyor.
54
Haziran - Temmuz 2022 Faydalı Bilgiler
Vücut direncini
artırmak için
pH değeri yüksek
alkali sular tüketin
Uzmanlar, vücut direncini artırmak ve mineral yetersizliğin- sağlıklı bir şekilde idame ettirebilmek için çok önemli bir
den kaynaklanabilecek sağlık sorunlarının önüne geçilebil- unsurdur. İçme suyunun temiz olması kadar, sertliği de insan
mesi için pH değeri 7’nin üzerinde olan alkali su tüketilmesini sağlığı üzerinde önemli rol oynamaktadır. Günlük yaşantımız-
öneriyor. da kullandığımız suyu üç başlıkta değerlendirebiliriz: Doğal
kaynak suları, şehir şebeke suları ve doğal mineralli sular.
Beslenmenin en temel taşı ve vücudun en önemli kimyasal Doğal kaynak suları ve doğal mineralli sularda kalsiyum,
bileşeni olarak kabul edilen su, sağlığa ve vücuda son derece magnezyum, bikarbonat, demir gibi elementler bulunur.
önemli faydalar sağlıyor. Sadece içtiğimiz suyun miktarı değil, Suyun sertliği, kalitesini belirler ve sert sular sağlıklı sulardır.”
sahip olduğu özellikler de sağlığımız için büyük önem arz
ediyor. Satın aldığımız sularda belirtilen pH değerleri, suyun Suyun pH değeri neden önemlidir?
içerisinde bulunan hidrojen miktarını simgeler ve yüksek
pH’a sahip sular, içerisinde daha fazla oksijen barındırdığı için Sağlıklı suyun en önemli özelliklerinin arasında mikrobiyo-
tazeliklerini daha uzun süre korurlar. pH değeri 7’nin üzerinde lojik, fiziksel, kimyasal ve radyoaktif kirlenmeden arınmış
olan ve alkali olarak da bilinen sular, vücuda zararlı asit- yani saf olması ve pH değeri, mineral içeriği ve elektron
lerin vücuttan daha hızlı atılmasını sağlar. Nuh Naci Yazgan yönünden de zengin olması yer alır. Suyun pH’ını belirle-
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyete- yen etkenler, suyun içerisindeki hidrojen ve hidroksil iyon-
tik Bölümü’nden Prof. Dr. Neriman İnanç, insan kanının pH larının miktarıdır. Eğer suyun içerisinde hidrojen fazla ise
değerinin 7,4 olduğunu belirterek, vücuttaki pH değerini su asidik, hidroksil miktarı fazla ise alkalidir. Sağlıklı su-
dengelemek ve vücut direncini artırmak için günde 2,5- 3 litre yun pH değeri mutlaka 7,4’ün üzerinde olmalıdır. Dışarı-
alkali su tüketilmesini öneriyor. da satılan suların çoğunluğu düşük pH’a, yani asidik pH’a
sahiptir. İnsanların düşük pH’a sahip su tüketmekten çekin-
Vücudumuzdaki hücrelerin büyük bir kısmını oluşturan suya meleri gerektiğini belirten uzmanlar, ayrıca alkali suyu
ihtiyacımız, yaşa ve cinsiyete göre farklılık gösteri- yüksek antioksidan özelliğe sahip su olarak nitelendiriyor.
yor. Yaklaşık olarak insan kas dokusunun yüzde 70-75’i,
beyninin yüzde 80’i, kalbinin yüzde 78’i, böbrekler- Su tercihlerinize dikkat edin
inin yüzde 83’ü, kanının yüzde 85’i, yağ dokusunun
yüzde 10- 15’i ve derinin yüzde 70’i sudan oluşuyor. Uzmanların önerilerine göre özellikle baskılanmış olgulara ve
geriatrik yaş grubuna tavsiye edilen su tüketimi konusunda
Prof. Dr. Neriman İnanç, sadece yetersiz su tüketiminin değil, halk arasında “hazır su” olarak tabir edilen sularda, piyasada
kalitesiz su tüketiminin de birçok hastalığa sebep olabileceğini bulunan markalar arasından tercih yaparken dikkatli olmak
belirterek şu açıklamalarda bulundu: “İyi ve kaliteli su, yaşamı gerekiyor.
55
Kültür - Sanat Haziran - Temmuz 2022
OZAN-DER Başkanı Kamber NAR
"Ömrümüz vefa ettikçe bu kültüre hizmet
etmeye devam edeceğiz”
Kısa adı OZAN-DER olan “Halk Ozanları Kültür Derneği 1974 yılın- Daha sonra kendisi de çalıp, söylemeye başlamış. “Halk ozan-
da, Hüseyin Çırakman, Müslüm Dalkılıç, Ali Gürbüz. Emini Düştü, ları halkın gözü, kulağı, dilidir” diyen Kamber Nar, “Halk ozanı
Haşimi Aslıhak, Murat Güvendik, Hüseyin Hökelek, Sadık Toyuran halka sazıyla, sözüyle yön veren insandır. Halk ozanı aynı zaman-
öncülüğünde kuruldu. İlk üyeleri de tanınmış halk ozanlarından, da ezilmişlerin yanındadır, bozuk düzenin karşısındadır. Mevcut
Feyzullah Çınar, Ali Kızıltuğ, İsmail Nar, İsmail İpek, Müslüm düzene yalakalık yaparsak, onların dümen suyuna girersek doğru
Sümbül, Mahzuni Şerif, Hasan Erdoğan oldu. yapmamış oluruz. Nasıl Pir Sultan sazıyla sözüyle karşı durduysa,
Mahzuni, diğer dostlarımız, abilerimiz nasıl karşı durduysa biz de
Mevcut Yönetim Kurulu Kamber Nar başkanlığında, Hüsnü aynı mücadeleye devam etmek durumundayız” diye konuştu.
İyidoğan, Sinan Daştan, Mehmet Ali Eröksüz, Ümit Özdizlekli,
Ali Özkan, Ali Haydar Cankurtaran’dan oluşmaktadır Ozanlık geleneğinin günümüzde eski önemini kaybettiğini dile
getiren Nar, “Halk ozanlarının Kültür yapıcı ve kültür taşıyıcılığı
Ozan-Der Başkanı Kamber Nar’ı “Halk ozanlığının dünü ve bugünü olmak üzere iki ana görevleri olduğunu” söyledi.
konuşmak üzere Catering Guide Dergisinde konuk ettik. Kamber
Nar'ın "Nar Taneleri ve Türkülerin yolundayım isimli iki kitabı bu- Ozan-Der’in 48 yıllık geçmişi bulunan köklü bir dernek olduğunu
lunuyor. Ziyareti sıradında kitaplarımız da imzalatmayı unutmadık belirten Nar, “Ömrümüz vefa ettikçe bu kültüre hizmet etmeye
devam edeceğiz” dedi.
Ozan-Der Başkanı Kamber Nar, babası İsmail Nar’ın halk ozanı
olması nedeniyle küçük yaşlardan itibaren bu kültürle tanışmış.
56
Haziran - Temmuz 2022 Kültür - Sanat
OZAN-DER Halk Müziği
Korosu Hacıbektaş'da
gönülleri feth etti
Hacıbektaş'da berçekleştirilen 12.Halk Ozanları buluşmasının
yıldızı OZAN-DER Halk Müziği korosu oldu.
Geleneksel hale gelen Hacıbekaş Halk Ozanları Buluşması 25-26
Haziran tarihleri arasında "AŞIK SIDKI BABA"anısına düzenlendi.
Türk tasavvuf edebiyatında önemli bir yeri olan Aşık Sıdkı Baba;
halk arasında Ali Ekber Çiçek tarafından notaya alınan "HAYDAR,
HAYDAR"türküsüyle tanınıyor.
OZAN-DER Halk Müziği Korosu Şef Ümit ÖZDİZLEKLİ yönetiminde
verdiği konserde AŞIK SIDKI BABA'ya ait türkülerin yanı sıra usta işi
türkülerle izleyicilere duygulu ve çoşkulu anlar yaşattı. Koronun
yanısıra solo türküler söyleyen koro üyeleri de beğeniyle izlendi.
Etkinliğe OZAN-DER Başkanı Kamber NAR,Halk ozanları Kenan
ŞAHBUDAK ve Hüsnü İYİDOĞAN'da türküleri ile renk kattılar
OZAN-DER Halk Müziği Korosu üyeleri konser öncesinde
Hacıbektaş'ı gezip tanıma imkanı da buldu
57
kısa...kısa...kısa Haziran - Temmuz 2022
Tat Gıda “Tat Hazır Tabak”ürün ailesi ile
hazır yemek portföyünü büyütüyor
Yarım asırdır her gün girdiği milyonlar- Türkiye’de ilk olan tüketime hazır Bowl
ca mutfağa sağlıklı, lezzetli ve güvenil- ürünlerinden oluşuyor.
ir ürünler sunan; ileri teknoloji, en üst
seviyedeki gıda güvenliği ve kalite stan- Tat Gıda Pazarlamadan Sorumlu Genel
dartlarıyla ürünlerini özenle hazırlayan Tat Müdür Yardımcısı Esra Süzme,“Gelenek-
Gıda, tüketicilerin gün geçtikçe artan hız, sel Türk mutfağının eşsiz yemeklerini
pratiklik ve sağlıklı yemek arayışını dik- inovatif bir yaklaşımla çevrecive pratik
kate alarak yeniliklerine bir halka daha hazır tabaklarda tüketicimize sunarak,
ekledi. Türkiye’nin güven markası olan Tat bir kez daha bildiğiniz ve güvendiğiniz
Gıda, “Aç-Ye” konserve ürünleriyle lider Tat kalitesinin ve özenininaltına imzamızı
olduğu hazır yemek kategorisini “Tat Hazır atmış olduk. Böylece lider olduğumuz
Tabak” ile büyütmeyi hedefliyor. Mutfak- hazır yemek kategorisinde “Tat Hazır
larda güvenle tüketilen ürünleriyle hayatı Tabak” ile çeşit, kalite ve lezzet çıtasını
kolaylaştırırken, tüketicisine yeni lezzetler bambaşka bir noktaya taşıyor, dengeli ve
sunan Tat’ın “Hazır Tabak” ürün ailesi, sağlıklı beslenmek isteyen herkese pratik
Türk mutfağından geleneksellezzetler ve öğünler sunuyoruz” dedi.
Çiğköftem’den bir ilk: Humus Dolgulu Falafel
Çiğköftem, son yıllarda gözde besin haline gelen Falafel’e 2021’den itibaren
kendi yorumunu kattı. Çiğköftem’in Humus Dolgulu Falafel’i üç öğün tüketilen
bir besin haline geldi
Falafel… Yani nohut köftesi. Anavatanı Ortadoğu. Ancak içerdiği
yüksek protein nedeniyle son yıllarda dünyanın birçok ülkesinde gözde
besin haline geldi. 2005 yılında Türkiye’de ilk konsept çiğköfte şubesini açarak
sektöre öncülük eden Çiğköftem de Falafel’i 2019 yılında ürün gamına aldı.
Çiğköftem, Falafel’i ilk aşamada kendi özel tarifiyle satışa sundu. Ardından
da yaptığı Ar-Ge çalışmalarıyla ürünü geliştirdi ve 2021 yılından itibaren
Humus Dolgulu Falafel ortaya çıktı.
Özellikle veganların tercihi
Satışa sunulduğu ilk günden itibaren özel bir ilgi ile karşılaşan Humus Dolgulu
Falafel, özellikle veganlar tarafından çokça tercih ediliyor. Öğle yemeği, akşam
yemeği ve atıştırmalık öğün ihtiyacında her geçen gün daha fazla tüketilmeye
başlayan Humus Dolgulu Falafel, besin değeri açısından doyurucu ve uzun
süre tok tutma özelliğine sahip. Humus Dolgulu Falafel’in sadece 100 gramıyla
dahi yetişkin bir bireyin günlük protein ihtiyacının yüzde 10’u karşılanabiliyor.
Yurtdışına da ihraç ediliyor
Protein değeri yüksek olmasına rağmen düşük kalorili bir besin olduğu için
spor ve diyet yapanlar için de en ideal seçeneklerden olan Humus Dolgulu
Falafel, Çiğköftem şubelerinde 150 ve 400 gramlık porsiyonların yanı sıra
dürüm ve Falafel Salatası olarak da satışa sunuluyor. Çiğköftem, Humus
Dolgulu Falafel’in Türkiye’deki ilk ve tek üreticisi olarak öne çıkıyor. Besin
değeri yüksek olan bu ürün aynı zamanda yurtdışına da ihraç ediliyor.
58
Haziran - Temmuz 2022 kısa...kısa...kısa
Sezen Aksu, Oğuz Aral adını Hatıra Ormanı ile yaşatacak
Sezen Aksu, 2004 yılında hayatını kaybeden karikatürist Oğuz Aral anısı-
na TEMA Vakfı aracılığıyla Kırklareli Osmancık sahasında 6 bin fidanlık
bir hatıra ormanı oluşturdu. Orman Genel Müdürlüğü ve TEMA Vakfı
iş birliği ile tesis edilen sahaya Meşe türü fidan dikimleriyapıldı.
Sezen Aksu 2013 yılı boyunca verdiği konserlerinden elde edilen
gelirlerin bir bölümünü TEMA Vakfı'nın Manisa Salihli Gökköy Hatıra
Ormanı'na aktararak 5 bin adet fidan diktirmişti. Öte yandan, 2008
yılında değerli müzik adamları Şerif Yüzbaşıoğlu, Onno Tunç ve Uzay
Heparı'nın adlarına TEMA Vakfı'nın Antalya Döşemealtı Hatıra
Ormanı’na 4 bin fidan; 2015 yılında söz yazarı Aysel Gürel anısına
Balıkesir Kepsut’ta 5 bin fidan; 2018 yılında Adile Naşit anısına Denizli
Çal ve Sundurlu sahasında 5 bin fidan; 2019 yılında Meral Okay anısına
Tekirdağ Kızılcaterzi sahasında 5 bin adet fidanve 2021 yılında ise Attila
Özdemiroğlu anısına Gaziantep Atmalı sahasında 5 bin fidanı toprak-
la buluşturmuştu.Oğuz Aral anısına tesis edilen saha ile birlikte Sezen
Aksu katkıları ile dikilen fidan miktarı 35 bine ulaştı.
GAGGENAU MİLANO Tasarım Bel Group Türkiye’de Üst Düzey Atama
Haftası’na damga vurdu
Bel Group Türkiye’nin Yeni Ülke
Müdürü Selim Ardıçdalı Oldu
Lüks mutfak aletleri markası Gaggenau, interaktif tasarım deneyi-
mi "A Statement of Form” etkinliğiyle ilk kez yer aldığı Milano'nun
merkezindeki sergi alanında, Milano Tasarım Haftası boyunca mimar,
tasarımcı ve mutfak uzmanlarının da katıldığı, hem fiziksel olarak
ziyaret edebilen hem de web sitesinden online olarak izlenebilen bir
etkinlik gerçekleştirdi.
Gaggenau, Milano Tasarım Haftası’nda sergilediği interaktif tasarım
deneyimi 'A Statement of Form' enstalasyonu kapsamında 07-11
Haziran tarihlerinde Milano'daki Villa NecchiCampiglio'dahem fiziksel
olarak ziyaret edebilen hem de web sitesinden online olarak
deneyimleyebilen bir etkinlik gerçekleştirdi.Gaggenau’nunDezeen
ile ev sahipliği yaptığı canlı söyleşiler, konuk konuşmacılarla çağdaş
mimari vetasarıma odaklandı. Bir hafta süren söyleşiler online olarak
da erişime açıktı.
Dünya genelinde 33 peynir üretim tesisi ve 12 binin üze-
rinde çalışanı ile sektörde hizmet veren Bel Group’un
Türkiye operasyonunda üst düzey atama gerçekleşti.
La vachequirit, Karper, Kiri, Babybel, Boursin gibi marka-
ları bünyesinde bulunduran Fransız peynir üreticisi
Bel Group’un Türkiye Ülke Müdürü Selim Ardıçdalı oldu.
Çalışma hayatına 1999 yılında Migros Türk T.A.Ş. çatısı al-
tında Meşrubat Kategorisi Satınalma biriminde başlayan
Ardıçdalı, 6 yıl süresince Meşrubat - Yağ - Bakliyat, Meyve
- Sebze, Et ve Et ürünleri kategorilerinde Satınalma Şefi ve
Satınalma Müdür Yardımcılığı görevlerini üstlendi.
2016 yılı başında Bel Group ailesine katılan Selim
Ardıçdalı, 6 yıldır La VacheQuiRit, Karper, Kiri ve
Minibabybel ürünlerinin Türkiye Satış Direktörü olarak
görev alıyordu. Selim Ardıçdalı 1 Haziran’da Bel Group
Türkiye’nin Ülke Müdürü görevini devraldı.
59
KÜÇÜK İLANLAR
Ziba Yemek Kütükçü Mah.Barış Manço Bulvarı
Üretim Tesisi No:40/A Kepez - Antalya Tel:0507 614 32 74
0212 503 46 59 [email protected]
[email protected]
www.zibacatering.com www.salimustayemekcilik.com
[email protected]: 100C: 27 Öğün Ekmek Unlu Mamul. Gıda
M: 41 Yemekçilik San. ve Tic. Ltd. Şti.
M: 98 Y :100
Y :31 OSB 2. Etap 24. Cad. No:24 Döşemealtı Antalya
K: 22 K: 4 Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası-Catering
0212 613 91 13 Tel: 444 00 94 Faks: 0242 258 18 37
www.resport.com.tr www.ogunyemek.com
Defterdar Mah. Otakçılar Cad. 0532 169 03 32
No:80 Eyüp Sultan - İstanbul
[email protected]
Özeller Yemek Fabrikası
www.beyoglucatering.com
Adresi: Palmiye Sitesi Altı C Blok No:59 /C
Nusaybin - Mardin Atatürk Bulvarı No:133 Konacık
Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Bodrum - Muğla
Tel: 0542 415 50 56
e-mail: [email protected]
www.ozelleryemekfabrikasi.com
YEMEKÇİLİK SAN. TİC. A.Ş. www.pinarkaya.com.tr
TEL : 0424 255 56 35 [email protected]
www.assayemek.com
0222 236 82 62
0212 321 39 00
Kaçmaz Yemek Hizmetleri
[email protected] Sinan Kaçmaz
www.sarayyemek.com.tr 05333686998
Merkez Mah. Halit Paşa Cad.
Seyrantepe Mah.Altınay Cad.
No:65 Kağıthane -İstanbul No:3 Yusufeli - Artvin
[email protected]
KÜLSAN THERMOSET NE KADAR DAYANIKLIDIR?
Makul kullanım şartlarında % 95 kırılmaya dayanıklıdır. Örneğin, bir garsonun taşıdığı
tepsiden tabakları düşürdüğünü var sayalım. Böyle bir durumda THERMOSET tabakların
kırılma ihtimali çok düşüktür.
Ancak, sert bir şekilde beton zemine atılırsa kırılabilir ya da yüksekten dik kenarı üzerine
düşerse bazen kırık görülebilir.
www.kulsan.com.tr
60
CATERING DERGİSİNE CAZİP
guide ŞARTLARLA ABONE
OLABİLİRSİNİZ
ABONE FORMU
Adı Soyadı:......................................................................Görevi:.......................................................
Firma Adı:.........................................................................................................................................
Adres:................................................................................................................................................
Semt/İlçe:...................................................... ................ Şehir:.........................................................
Tel:........................................Faks:................................. .GSM:........................................................
e-mail: ............................................................................web:..........................................................
Vergi Dairesi:..................................................... .............Vergi No:...............................................................
Abonelik tutarını aşağıdaki hesaba yatırdıktan sonra dekontu [email protected] adresine gönderiniz
Denizbank AR-DA Yyın&Pazarlama - Dursun ARIK
İBAN: TR96 0013 4000 0064 0009 6000 01
YILLIK ABONE ÜCRETİ 400 TL
DAĞITIM ÜCRETİ DAHİL
ABONELİĞİ SİZE NELER KAZANDIRACAK
1 - Toplu Yemek sektörü için 2200 adet REÇETEYE
ÜCRETSİZ sahip olacaksınız.( EXCEL TABLOSU olarak)
2 - ÇÖZBİM YEMEKÇİ MRP /ERP Programını
%15 EXTRA indirimli alacaksınız
3 - Dergi de 4 x 8 cm ebadında ilanınız / iletişim
bilgileriniz bir yıl süre ile ÜCRETSİZ Yayınlanacak.
ÜCRETSİZ ABONE OLABİLİRSİNİZ
Kargo ücretini karşılamak suretiyle dergiye ÜCRETSİZ ABONE olabilirsiniz.
Bu şekilde ABONE olunması halinde KARGONUZ ALICI ÖDEMELİ OLARAK GÖNDERİLECEKTİR.
61
Kitap Hayattır
Zerrin ÖZCAN
[email protected]
"Ne kadar meşgul olduğunu düşünürsen
düşün okumak için zaman ayırmazsan ca-
hilliğe teslim olursun."
Konfüçyüs
HERKES HERŞEYİ
UNUTMUŞTU AMA...
Cendere Yolunu takip ederek Gültepe istikametine döndü.
Talat Paşa Bulvarını takip ederek Levent'e vardı. Yollar kar
yağışı nedeniyle oldukça ıssızdı. Kar İstanbul'u esir almak
üzere idi. Şu küçücük kar taneleri sabaha kadar devam
ederse, insanoğlunun öğündüğü teknolojiyi sırt üstü yere
serecekti. Hayat felç olacak, insanlar ne yapacaklarını
bilemez hale gelecekti. Doğa, zaman zaman insanoğlu-
na "Asıl patron benim, sakın unutma" der. Bu gece de o
uyarılarından birini yapıyordu. Levent'e çıktıktan sonra Fatih
Sultan Mehmet Köprüsü'ne yöneldi. "Yapacak bir işimiz daha
kaldı" diye söylendi. "Sabah, herkes bembeyaz bir dünya 'ya
uyanamayacak"
Catering Guide Dergisi Yayın Yönetmeni Dursun ARIK'ın
Polisiye tarzda ki İlk romanı Liman yayınlarından çıktı.
Gerilimin bir an olsun düşmediği roman bir çırpıda
okunuyor. Başladığınızda bitirmeden elinizden
bırakamıyorsunuz
İsteme adresi : www.yayineviliman.com
Tüm online kitap sitelerinde de ulaşabilirsiniz
62
Haziran - Temmuz 2022 Yeni kitaplar
www.yayineviliman.com
www.epsilonyayinevi.com
www.gunisigikitapligi.com
63
yöresel Haziran - Temmuz 2022
Nihat ÖZTÜRK
Gadırga ve üstü açık cami
Dünyanın bir başka yerinde böyle bir cami var mıdır bilmiyorum yaylada yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere bu
ancak Doğu Karadeniz Bölgesi’nin türkülere ilham vermiş meşhur pazarların çok genişlediğini görmekteyiz.
Gadırga Yaylası’nda böyle farklı ve ilginç bir cami var. Yapılışını
1461 yılı olarak kaydeden kaynaklar; Fatih Sultan Mehmet’in Gadırga da aslında böyle bir pazar yeridir. Bu kültürel süreçte
Trabzon’u fethetmek için giderken ordusuyla burada Cuma namazı farklı gelişmeler de olmuştur. İnsanların eğlence ihtiyacı kendini
kıldığı bilgisine yer verirler. O tarihten bu güne burada Cuma göstermiş, kemençe ve yöresel türkülerle yapılan yayla şenlikleri
günleri açık havada ve yemyeşil çimenlerin üstünde namaz kılınır. doğmuştur. Gadırga aynı zamanda bu şenliklerin yapıldığı yerdir.
Etrafı taşla çevrili bu alanda önceleri sadece minber ve mihrap Gadırga’da pazar kurulması Cuma günlerine denk geldiği için de
varken son yıllarda iki tane de minare yapılmış. Cuma namazı kılacak bir yere ihtiyaç duyulmuştur. Duyarlı yöre
insanı o güzelim yayla çimenine kıyamamış olacak ki bir cami
Önce ismiyle başlayalım; halk arasında Gadırga olarak bilin- yapma yerine bir alanın etrafını çevirerek camiye dönüştürmüştür.
en yayla yazılı kaynaklarda Kadırga olarak geçmektedir. Birçok Üstü açık cami de böylece ortaya çıkmıştır. Fatih’in burada Cuma
yöre türküsünde adı geçen yaylaya yörede yaşayanlar Gadırga namazı kıldığı anlatısı da pek uygun düşmüştür.
derler. Biz de yazımızda halkın kullandığı adı kullanacağız. Bir
başka tartışma konusu da Gadırga’nın hangi ile ait olduğudur. Ancak bir sorun vardır. Yağmurlu havalarda açık alanda nasıl
Resmi kayıtlara göre Gümüşhane’nin Kürtün ilçesi sınırları içinde namaz kılınacaktır? Yöre halkına sorarsanız her yere yağmur
yer alan Gadırga’nın yaşamsal kimliğini ve kültürel oluşumunu yağsa da buraya yağmazmış. Böyle bir inanç oluşmuş halk
Trabzon’un Akçaabat, Tonya, Şalpazarı ve Beşikdüzü, Giresun’un arasında. Bu yazı için gittiğimiz Gadırga’da üstü açık camide
Eynesil ve Görele ilçeleri oluşturmaktadır. Gadırga’nın çevresinde çimenler üzerinde Cuma namazı kılarken yağmur yağdığını ve
bu ilçelere ait yayla obaları bulunmaktadır. iyi bir ıslandığımızı da yazmak durumundayız. Açık bir havada
fotoğraf çektik ancak namaz vakti iyi bir yağmur yedik.
Bölgede geçmişte daha yoğun olmak üzere hayvancılık yapıl-
maktadır. Yine bölgede fındık bahçeleri ve mısır tarlaları olduğu Olayın inanç boyutu bizi çok ilgilendirmiyor ancak Gadırga’nın ilk
için hayvanları otlatacak en uygun yerler yaylalardır. Aslında gittiğim 1986 yılına göre çok değiştiğini söylemek zorundayım.
yaylacılık bölgesel bir yaşam gerçeğidir. Bu gerçek zamanla kültüre Türkülere konu olmuş Gadırga Yaylası’nın üç yerinden araba yolu
dönüşerek yeni bir boyut kazanmıştır. Bugün kısmen hayvancılık yapmışlar ve çimenleri darmadağın etmişler. Yoğun bir yapılaş-
anlamında yaylacılık yapılsa da kültürel boyutu daha çok bilin- mayla yaylayı binaya boğmuşlar. Bir de üstü çatılı cami yap-
mektedir. Hayvanlarıyla yaylaya göç eden yöre insanı ve yaz mışlar. Benim bildiğim Gadırga türkülerde kalmış. "Oy GadIrga
aylarını yaylada geçirmek isteyenler belirli obalarda güz soğukları- Gadırga, cumaan gelmedi mi?" sorusuyla dile getirilen özleme
na kadar burada yaşamaktadırlar. cevap verecek bir Gadırga yok artık.
Obalarda yaşayan yaylacılar haftanın belirli günlerinde bir Yayla şenlikleri, otçu göçü gelenekleri kültürel anlamda yapılasa
araya gelerek ihtiyaçlarını karşılama amaçlı buluşmalar ortaya da yaşamsal anlamda ciddi boyutta bir kıyıma uğramış. Gadırga
gerçekleştirmişler. Daha sonraki yıllarda bu yerlere kır pazarları bölgenin en bilinen yaylası, üstü açık camisi belki de dünya da tek…
kurulmaya başlamış, alış veriş yapılır hale gelmiştir. Geçmişte 2300 metre rakımla ve sahile 80 Km oluşuyla, betonlanmış yoluy-
hayvanlarıyla yürüyerek yaylalara giden yöre insanları yayla la kolay ulaşım sağlanan bir yayla olmakla birlikte türkülerdeki
yollarının yapılmasıyla artık araçlarla yaylalara gitmektedirler. özelliğinden çok şey kaybetmiş. Bununla birlikte meraklıların
Yine kamyonlarla bu pazarlara mal getirip satmak ve bir mevsim mutlaka görmesini öneriyoruz.
64