The words you are searching are inside this book. To get more targeted content, please make full-text search by clicking here.
Discover the best professional documents and content resources in AnyFlip Document Base.
Search
Published by sudeyagmurdemiralp, 2024-03-17 14:48:40

İstanbul

istanbul

Kadını keskin bıçak, Taze kan gibi sıcak, İstanbul, İstanbul... Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler... Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar... Gecesi sünbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul... Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeğin altın yaldız, suyu telli puldur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım... İstanbul, İstanbul... Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik... Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kır at; Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat... Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?.. Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet... O manayı bul da bul! İlle İstanbul’da bul! İstanbul, İstanbul... Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca’da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar... Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir ‘Katibim’i... CANIM İSTANBUL Necip Fazıl Kısakürek 51


‘’Diğer bütün kentler ölümlüdür ama sanırım İstanbul, insanlar var oldukça yaşayacaktır.’’ Petrus Gyllius ‘’Bu İstanbul şehri ki misli benzeri yoktur. Bir taşına bütün acem mülkü fedadır.’’ Şair Nedim ‘’Dünya’ya son kere bakacaksın deseler, bu bakışı İstanbul’un Çamlıca’sından isterdim.’’ Lamartine ‘’İstanbul dünyanın gerçek başkentidir. Konumu bakımından yeryüzünde rakibi yoktur.’'’ Joseph Hellert ‘’Dünyanın başkent olarak tercih edilebilecek tek yeri İstanbul’dur; aynen kainatın merkezidir.’’ Baron De Tott Daha muhteşem bir manzara yeryüzünde mevcut değildir. Haşmetli kubbeleri, birbirinden güzel sayfiyeleri ile İstanbul, dünya şehirlerinin kraliçesidir.’’ İngiliz Lady Dorina Neave ‘’İstanbul eskiden beri Avrupa ve Asya’yı birleştiren büyülü ve adeta kutsal bir mühürdür. İstanbul muhakkak dünyanın en güzel yeridir.’’ Gerard De Nerval ‘’İstanbul biricik ve kıyas kabul etmeyen bir şehirdir. Manzarasının güzelliği asla çizilemez.’’ Alphonse De Lamartine ‘’Göklere tırmanan minareler, sayısız kurşun kubbeler, hayran olunacak şekilde tabiatın içine yerleştirilmiş.’’ Alman General Moltke “İki büyük cihanın kesinti noktasında, Türk vatanının ziyneti, Türk tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği İstanbul, bütün vatandaşların kalbinde yeri olan şehirdir.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İSTANBUL İÇİN SÖYLENMİŞ SÖZLER 52


‘’Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar Eski İstanbul’u tüm güzelliğiyle anlatan roman, sizi nostaljik bir gezintiye çıkarır. Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından kaleme alınan ve İstanbul’un güzelliklerinin yanında aşkı, sevgiyi ve huzuru sürükleyici bir hikaye anlatır. Mümtaz ve Nuran’ın hayatına konuk olacağınız romanda eski İstanbul’un güzelliklerini betimleyen satırlara sık sık rastlayacağınızdan emin olabilirsiniz. Esir Şehir Üçlemesi - Kemal Tahir İstanbul sokaklarında geçen hikaye esareti ve hürriyeti anlatır. Kemal Tahir’in üç kitabının birleşiminden oluşan romanın öyküsü Kurtuluş Savaşı yıllarında geçer. Yazar kendine has üslubu ile İstanbul’un işgalinden Cumhuriyetin çok partili hayata geçiş döneminin etkilerini bu üç kitapta detaylıca anlatır. Tarihi romanlar listesinde yer alan kitapta eski İstanbul hakkında pek çok detayı öğrenebilirsiniz. Boğazkesen: Fatih’in Romanı - Nedim Gürsel Tarihi romanlar kategorisinde yer alan roman, eski İstanbul’u tüm detayları ile okuyucuya sunar. 6 bölümden oluşan roman farklı geçiş dönemlerini ve öykülerini okuyucuya sunarak her bölümde farklı bir hikayeye değinir. Nedim Gürsel’in kalemlerinden tarihi romanlara farklı bir bakış açısı sunan kitapta, Fatih’in İstanbul’u ve İstanbul’un fethi sıra dışı bir dille anlatılır. İSTANBUL’U ANLATAN EFSANE VE EDEBİ SANATLAR 53


‘’Masumiyet Müzesi – Orhan Pamuk “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum ” diye başlayan roman biraz hüzün, biraz acı ile birlikte birçok başka duyguyu da başarıyla aktaran tam bir İstanbul romanı olarak bilinir. Orhan Pamuk’un güçlü kaleminden aşkı anlatan bir roman olan Masumiyet Müzesi’nin baş kahramanı Kemal, aşık olmayı sevmeyi ve sevilmeyi kadınlarda aramak yerine sokaklarda ve İstanbul’da aramaya başlar. Tam da bu özelliği ile İstanbul’u okuyucuya çok da iyi anlatan bir roman olmuştur. Kemal’in aşk müzesi olan İstanbul, okuyucuya eşsiz bir İstanbul sevgisi sunar. İstanbul Hatırası – Ahmet Ümit ” Yedi kurban, yedi hükümdar, yedi sikke, yedi kadim mekân. Ve tek bir gerçek: Bu şehrin gizemli tarihi.” Klasik bir Ahmet Ümit polisiye romanı olan İstanbul Hatırası, ayrıca İstanbul’un enine boyuna anlatıldığı romanlar arasında ilk sıralarda yer alır. Sürükleyici dili, ilginç hikayelerle birleştiren Ahmet Ümit’in tempoyu hiç düşürmeden bir solukta okunacak kitabı İstanbul Hatırası, size pek çok bilgi de sunar. Üstelik romanda aksiyon eşliğinde küçük bir İstanbul turu atmak da mümkündür. İstanbul’un Bir Yüzü – Refik Halit Karay Yine eski İstanbul’un çok iyi anlatıldığı bir roman olan ‘’İstanbul’un Bir Yüzü’’ Refik Halit Karay’ın kaleminde can bulmuştur. Dönemin karmaşasını, değişimini ve İstanbul’a olan etkilerini farklı bir bakış açısı ile anlatan romanın kahramanı yeni döneme ayak uydurmaya çalışan İstanbullu insanlardan oluşur. Akıcı ve yalın dili, sürükleyici bir hikaye ile birleştiren roman size İstanbul’un bilinmeyen özelliklerini sunar. Üstelik Refik Halit Karay’ın da kalemine hayran bırakır. 54


‘’ Gerçek ve Ulaşılamayan Aşıklar: Galata Kulesi Efsanesi İstanbul’un gözbebeği denilince aklımıza gelen Galata Kulesi iki hikayeye sahiptir. Bunlardan ilki; en çok bilinmekle beraber insanlar tarafından inanılmak istenilen ve Romalılar döneminden beri var olandır. O dönemde, birbirine delice aşık olan fakat ailelerinin rızası olmadığı için bir türlü kavuşamayan iki genç vardır. Sevdalı kıza göre; tek çare Galata Kulesi’ne beraber çıkıp imkansız görünen aşklarını mümkün hale getirmektir. Çünkü biliyorlar ki Galata Kulesi oldukça imkansız aşkları kavuşturmuştur. Ne yazık ki bir şey de vardır; sevdalı olduğu genç delikanlı daha önce başka bir kadın ile Galata Kulesi’ne çıkmıştır. Genç delikanlı vicdanen içi hiç rahat edemez, kıvranıp durur, bir türlü derdini sevdiğine anlatamayarak Galata Kulesi’ne çıkmaya razı olur. Büyülü, apaydınlık bir gecede, tüm İstanbul ayaklarının altında iken, sevdalı genç kız umutsuzluklarını yitirmişken birdenbire gökyüzü delinmişçesine şimşeklere maruz kalmış ve o güne kadar hiç böyle şiddetli yağmur yağdığına şahit olmamışlardır. Şimşekler çaktıkça kalplerindeki korku da artar. Koşarak kuleden inmeye başlarlar. Sevdalı genç adam bütün gerçekleri anlatarak yağmurun dinmesini sağlar. Fakat sevdalı genç kız onu affetmeyerek onu terk eder. Bu inanışa göre; birbirlerini gerçekten seven insan eğer ilk defa Galata Kulesi’ne beraber çıkıyorsa mutlaka evleneceklerdir. Fakat aşıklardan biri daha önce gerçekten sevmediği biriyle çıkmışsa tılsımın bozulmaktadır. Bu yüzden günümüzdeki insanlar, sadece evlenmek istedikleri insanı Galata Kulesi’ne çıkarmakla beraber orada evliliklerinin ilk adımını attıklarına inanırlar. Bir diğer hikaye ise Galata Kulesi ile Kız Kulesi’nin imkansız aşkıdır. Birbirlerine aşık iki kule, aralarında büyük boğazın yer alması sebebiyle kavuşacaklarını asla düşünememişlerdir. Galata yıllarca aşkını kağıtlara döker, bir gün bunların ona ulaşacağı umuduyla yaşamını sürdürürdü. Günün birinde Hezarfen Ahmet Çelebi’nin kuleye tırmanarak uçmak istemesi ile aralarındaki mesafe gittikçe azalır. Çünkü Galata Kulesi’ne olan aşkını Hazerfen Ahmet Çelebi’nin kulağına fısıldar ve yazdığı tüm mektupları imkansız aşkına ulaştırması için yardım ister. Aşkının karşılıksız olmadığını anlayan Kız Kulesi, günden güne güzelleşir. Bu şekilde birirlerine bakarak hasret gidermeye devam ederler. 55


Kız Kulesi: Leandros Ve Hero’nun Aşkı Yalnızlığın, ulaşılmazlığın ve ölümsüz aşkın simgesi olan Kız Kulesi Efsanesi, “Hero ve Leandros imkânsız aşkları” ile günümüze ulaşmıştır. Rivayetlere göre; Güzelliğin ve aşkın tanrıçası olan Afrodit’in adına Üsküdar’a yakın bir yerde tapınak inşa edilmiştir. Bu tapınaklarda görev yapan rahibelerin biri güzeller güzeli Hero idi. Hero’nun görevi, tapınaktan kumrulara bakmaktı. İnsanlar, doğanın uyanışı olarak nitelendirilen ilkbahar mevsiminde, tapınak çevresinde törenler yaparak, dileklerini dileyip Afrodit adına adaklarda bulunurlardı. Yine bu törenlerin birinde, dalyan gibi yiğit Leandros isimli bir genç tapınağa gelip törene ilk defa katılmak için beklerken Hero ile karşılaşır. Kader bu ya! Birbirlerini görür görmez sanki dünyanın yedi cihanında bir aradaymışçasına sonsuz bir özlem ve aşkla kavrulmaya başlarlar. Fakat Hero geri adım atmak zorundadır. Çünkü Hero bir rahibe idi, asla evlenemezdi! Leandros bunun sonuçlarını bilmesine rağmen vazgeçmeyeceğini ve ona kavuşacağına inanır. Bu inanç gün geçtikçe Hero’nun gönlünde de yer eder. Ve onu bekleyen Leandros’a tapınağın tepesinden bir meşale yakar. Leandros ışığı görür görmez, Hero’ndan gelen bir işaret olduğunu anlar ve yol gösterici olan ışığa doğru yüzer, hem de büyük bir aşkla yüzer, yorulmadan, usanmadan. Sonunda ışığa ulaşınca Hero’ya kavuşur ve kendilerini birbirine teslim ederler. Öylece aşklarını kutsarlar. Mevsimler birbirini kovalar ve soğuk geceler başlar. Hero soğukların başlaması ile beraber Leandros’a korktuğunu ve artık yüzmenin çok tehlikeli olacağını bir sonraki bahara kadar gelmemesi için söz verdirir. Leandros büyük aşkı Hero’yu kırmamak için içine hiç sinmeden bu sözü kabul eder. Fakat Leandros kuleye karşı karada bir yerde yaşamaya başlamış, olur da bir ışık gelirse Hero’ya hemencecik ulaşma umudu ile beklemiştir. Fırtınalı bir gecelerin birinde tapınaktan gelen bir ışığı görür. Leandros büyük bir heyecanla kutsal aşkı Hero’ya ulaşmak için bir an olsun bile tereddüt etmeden kendini yeniden sulara atmıştır. Ne yazık ki meşaleyi yakan kutsal aşkı Hero değildir, onların gizli aşkını gören, kıskanç tapınak görevlilerinden biridir. Ne büyük gaflete düşmüştü Leandros! Rüzgâr öyle kuvvetli esiyordu ki meşalenin ışığı tam Üsküdar taraflarına varınca ortadan kaybolur ve Leandros da yolunu kaybeder. Zifiri karanlıkta, hangi yöne doğru yüzeceğini bilemez ve tapınaktan oldukça uzaklaşır. Defalarca rüzgârın söndürdüğü ışığı Hero’nun tekrar yakacağına dair inancı ile göğe bakar. Hiçbir ışık görmeyince yüreği yorgun düşmeye başlar, başını bile kaldıramayacak, suya direnemeyecek duruma gelir ve kendisini suya teslim eder. Hero ise bu anlarda hiçbir şey bilmese de çok tedirgindir, aşklarının ona ışık olacağını kendisine kavuşacağını düşünerek güneşi doğurur. Günün ilk ışığında Hero, tapınağa yakın âşık olduğu adamın, Leandros’un cansız bedeninin karşı kıyıya vurduğunu görünce, içinde karşı koyamacağı bir acı ile kendini tapınaktan aşağı, Boğaz’ın sularına teslim eder. Bu şekilde iki ruhun kavuştuğuna inanılır. İkisinin öldüğü yerde sular birden kayalık olur ve oraya Leandros ve Hero anısına, Kız Kulesi inşa edilir. Bu yüzdendir ki günümüzde aşklarını ölümsüz kılmak isteyenlerin durağı Kız Kulesi’dir. 56


KIRIMLI YARIŞIYOR!


58


9. SINIFLARIN TURU 59


9. SINIFLARIN TURU KAZANAN SINIF 9-E 60


10. SINIFLARIN TURU 62


10. SINIFLARIN TURU KAZANAN SINIF 10-C 63


FFİİNNALALTTURURUU (9-E / 10-C) 65


FİNALTURUNDA YARIŞMACILARA SORULAN SORULAR 1- İstanbul hangi plato üzerinde bulunmaktadır? Çatalca-Kocaeli Platosu 2- İstanbul kuşatması için döktürülmüş büyük toplara ne ad verilir? Şahi 3- Ankara’da yaşayan Ahmet, Kartal’da yaşayan arkadaşının evini ararken alan kodu olarak hangi numarayı tuşlar? 216 4- Tevfik Fikret’in İstanbul’u kötülediği şiirin adı nedir? Sis 5- Kaside Der Vas-fı İstanbul kasidesiyle İstanbul’u öven devir şairi olarak tanınan şairimiz kimdir? Nedim


6- İstanbul’un Yeniköy, Erenköy ilçelerinde ve İstanbul Boğazı’nda geçen ilk psikolojik roman ‘’Eylül’’ün yazarı kimdir? Mehmet Rauf 7- Boğazkesen Hisarı kimin zamanında yapılmıştır? Fatih Sultan Mehmet 8- Rivayete göre, padişahın rüyasında Peygamber efendimizi görüp onun söylediği yerde yaptırdığı İstanbul’un en önemli sembollerinden olan eserin adı nedir? Süleymaniye Camii 9- Eminönü’nden yay olarak çıkan biri, Cenevizliler tarafından yapılmış olan, Hezarfen Ahmet Çelebi’nin kanatlarını takıp uçuş talimi yaptığı tarihi mekana gitmek için hangi köprüyü geçmelidir? Galata Köprüsü 10- ‘’Safahat’’ adlı eserinde İstanbul’un tarihini ve mimari güzelliklerini öven fakat eserin içinde yer alan Küfe ve Seyfi Baba şiirleriyle eleştiren şairimiz kimdir? Mehmet Akif Ersoy 67


68


10-C Öğrencilerimizi tebrik ediyoruz. 69


KIRIMLI ÖĞRENCİLERİ İSTANBUL’U GEZİYOR


72


73


74


75


76


75


78


79


80


81


82


Click to View FlipBook Version