50 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ ALMANYA Diploma sınavını öğretmen eğitiminin ikinci aşaması, yani öğretmenlik uygulaması (Referendariat) takip etmektedir. Sınıf içi davranış, öğretim yöntemleri pedagojik konu yaklaşımı vb. edinilen bilgilerin uygulanması yeniden değerlendirilir. Öğretmenlik uygulaması normalde iki yıl sürer ve ikinci devlet sınavı ile sona erer. Bazı eyaletlerde bu süre 18 aya kadar kısaltılmakta, pratik deneyim ve diğer pratik çalışmalar vb. sömestri olarak kredilendirilerek 12 aya kadar düşürülmesi de mümkün olmaktadır. Üçüncü aşama ise hayat boyu "iş başında öğrenme" dir. Bu çalışma, (başlangıçta ilk 2-4 yıl) çalışma hayatının sonuna kadar kariyerinin tamamını kapsar. Bu güncel bilgi ve uygulamalara adaptasyon ve öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin gelişim ve genişlemesini sağlar. Mesleki eğitim veren okullarda mesleki pratik öğretmeni olarak çalışmak için yükseköğretim görmüş olmak zorunlu değildir. Bunların; ustabaşı, usta, vasıflı işçi gibi mesleki formasyona sahip olmaları ve tek aşamalı olarak bir okulda verilen öğretim pratiği ve pedagojik meslek seminerini almış olmaları yeterlidir. Birçok eyalet de, ustalık sınavını başarmak, ya da ticaret/teknik okul mezunu olup, belli bir süre mesleki tecrübe sahibi olmak, yeterlidir. 5.2. Öğretmenlerin İleri ve Sürekli Eğitimi Eğitimin genelinden olduğu gibi, öğretmenlerin ileri düzeyde ve sürekli eğitimlerinin sorumluluğu da eyalet Eğitim Bakanlıklarındadır. Çoğu eyaletde bu eğitimin amaçları kanunla belirlenmiş olup, ilgili kuruluşlar, katılım vb. hususlar hükümet kararnamesi (Erlass) ile belirlenir. Yine tüm eyaletlerde, bu eğitime katılıma ilişkin öğretmenlerin zorunluluğu da kanunlarla belirlenmiştir. İşveren (Eğitim Bakanlığı), sırayla tüm öğretmenlere bu eğitimi sağlamak zorundadır. Federal hükümet ileri öğretmen eğitimini korumak ve öğretmenlerin mesleki yeterliklerini geliştirmek için hizmet vermektedir. Eyaletler de, bölgesel ve yerel düzeyde bu organizasyonları artırmış ve merkezi ileri öğretmen eğitimini organize etmek için Eğitim Bakanlıkları öğretmen eğitimi enstitülerini oluşturmuştur. Eyalete bağlı olarak, bölgesel düzeyde ileri öğretmen eğitimi eyalet enstitüleri ve bunlara bağlı merkezlerdeki branş eğitim yetkilileri tarafından çeşitli şekillerde yapılır. Yerel eğitim yetkilileri yerel düzeyde daha fazla öğretmen eğitimi için sorumludurlar. Buna ek olarak, okullarda kendi içlerinde eğitim sunmaktadır. İleri meslek eğitimi, öğretmenlerin yeterliklerini korumak ve geliştirmek için verilmektedir. İleri eğitim derslerinin içeriği; yeni müfredat, okul, eğitim ve öğretim hedefleri ya da belirli anahtar güncel konu (örneğin kültürler arası öğrenme veya yeni teknolojiler vb.) türleri ile ilgili olabilir. Genellikle seminerler şeklinde gerçekleştirilen eğitimlerin yanı sıra, grup çalışmaları ve toplantıları, çalışma gezileri ve akran öğrenimi ile özellikle uzaktan eğitim çalışmaları yer almaktadır. İleri öğretmen eğitimi ile sürekli öğretmen eğitimi arasında bir ayrım yapmak gereklidir. Sürekli eğitim, öğretmenlerin diğer bir ders çeşidini ya da ek bir alandaki konuları öğretebilmesi için yapılmaktadır. Bazı sürekli eğitimler de öğretmenleri belirgin bir konuya (eğitim danışmanlığı gibi) hazırlamak için yapılmaktadır. Sürekli eğitim genellikle uzun sürelere yayılır ve haſtada birkaç saatlik bireysel aktivite ek performanslarını içerir. Bu eğitime katılımı ilgili kurumca gerekli görülen katılımcılar, izinli sayılır ya da haſtalık ders saatleri azaltılır.
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 51 TÜRKİYE Öğretmenlik uygulaması, lisans öğretiminin son döneminde haſtada bir tam, ya da iki yarım gün olmak üzere en az bir yarıyıl süre ile yapılır. Öğretmen adayları, bu sürenin en az 24 ders saatini bizzat ders vererek değerlendirir. Genel olarak; eğitim fakülteleri dışındaki fakültelerden mezun olanlar, eğitimle ilgili formasyon derslerini üniversitelerde tamamlamak şartıyla öğretmen olabilme yeterliğini elde ederler. Özel mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ve diğer özel okullar ise, öğretmen yeterliğine haiz kişiler arasından, kendi kurumlarınca seçerek, Milli Eğitim Bakanlığına bildirirler ve görevlendirilmeleri sağlanır. Değişik nedenlerle öğretmen sayısının yeterli olmadığı, ya da ilgili alanda öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumu bulunmadığı durumlarda, mühendis, tekniker, teknisyen ya da ustalık yeterliğine haiz olanlara, usta öğretici sıfatıyla ders görevi verilebilir. İlk defa öğretmenliğe atanan kişi aday öğretmendir. Göreve başlama tarihine göre en az bir yıl fiilen çalışmak ve göreve başladığı ilk dönemde bir, takip eden dönemde ise iki defa olmak üzere, değerlendiriciler tarafından toplamda üç defa gerçekleştirilecek performans değerlendirmesi sonucu başarılı olmak şartlarını sağlayan aday öğretmenler; Milli Eğitim Bakanlığınca yapılacak yazılı veya yazılı ve sözlü sınava girmeye hak kazanır. Sınav sonucunda da başarılı olanların atamaları valilikler - proje okulları için bakanlık - tarafından gerçekleştirilir. 5.2. Öğretmenlerin İleri ve Sürekli Eğitimi Merkezi yönetim sistemine sahip olan Türkiye'de, öğretmenlerin ileri düzeydeki ve sürekli eğitim ve gelişimleri, Milli Eğitim Temel Kanunu ve 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye dayalı olarak hazırlanmış olan, Hizmet içi Eğitim Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenip yürütülmektedir. Bakanlık meslek içi eğitim ihtiyacını; bilim ve teknolojideki gelişmeleri, yönetici raporlarını, denetim raporlarını, personelin taleplerini, araştırma sonuçlarını, kurul önerilerini, anketleri, ilgili mevzuatı, birim veya kurumların ihtiyaçlarını, kalkınma planlarını, hükümet programlarını, şura kararlarını, eylem planlarını ve diğer üst belgeleri dikkate alarak tespit eder. Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünce merkezî, İl Millî Eğitim Müdürlüklerince de mahallî yıllık meslek içi eğitim planları hazırlanmakta ve uygulanmaktadır. Meslek içi eğitim etkinlikleri yoluyla öğretmenlere; adaylık, uyum, bilgi yenileme, geliştirme ve üst görevlere hazırlama, alan değiştirme, pedagojik formasyon, yabancı dil, bilgisayar, özel eğitim vb. eğitimler verilmektedir. Meslek içi eğitim etkinlikleri merkezi düzeyde Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünce, yerel düzeyde de valilikler (onlara bağlı Milli Eğitim Müdürlükleri) tarafından planlanmakta ve yürütülmektedir. Öte yandan, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sağlamak üzere e-öğrenme yöntemleri de kullanılmaktadır. Bu çerçevede, çeşitli eğitim hizmetlerinin bütün dünyada hızla gelişen uzaktan eğitim teknolojisi ile daha yaygın, hızlı ve etkili bir şekilde verilmesini sağlamaya yönelik çalışmalar 2005 yılından itibaren başlatılmış olup, hem yüz yüze, hem de çevrimiçi (uzaktan eğitim yolu ile) meslek içi eğitimleri düzenlenmektedir. Öğretmenlerin yönetici mesleki ve kişisel gelişimlerine yönelik çeşitli meslek içi eğitim faaliyetleri düzenlemek amacı ile çeşitli kurum/kuruluş ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği protokolleri imzalanmıştır. (Anadolu Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Millî Eğitim Sağlık Eğitim Vakfı (MESEV), Türkiye Bilimler Akademisi, Garanti Bankası (Öğretmen Akademisi Vakfı), Türk Kızılayı, Türkiye Bilişim Vakfı (Cisco) , JICA ( Japonya Uluslararası İş birliği Ajansı) Intel, British Council, Tema Vakfı vb. ) Öğretmenlerin bu eğitimlere katılımı zorunlu olmamakla birlikte, bazı görevlere atanmada o görevle ilgili meslek içi eğitim görmüş olmak tercih sebebidir. Eğitimler öğretmenlerin ders saatleri dışındaki zamanlarada ya da izinli sayılmaları suretiyle gerçekleştirilir.
52 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ ALMANYA 5. 3. İşletme eğitmen (eğitici) leri: Almanya'da, "eğitmen" terimi, bir şemsiye (genel) terim olarak kullanılmakta ve şirketin büyüklüğü ve organizasyon bağlı olarak değişen çeşitli görev ve fonksiyonları içine alan işletme içi eğitimle birlikte kullanılmaktadır. Kursiyerlerin eğitimine ek olarak ikinci görevi ustabaşı, danışman, mühendis eğitim lideri vs. eğitim organizasyonlarını da gerçekleştirmektir. Az sayıda kursiyeri bulunan küçük ve orta ölçekli işletmelerde temel işinin yanı sıra eğitim, eğitmenin ikinci görevidir. Büyük işletmelerde ise, eğitmenin temel görevi eğitimdir ve eğitim atölyesi ya da ofisi gibi bölümlerde görev yaparlar. Bu işletmelerde eğitim birimi endüstriyel/teknik alanlarda üretim ve iş yöneticisi, ticari işletmelerde ise ofis yöneticisine bağlıdır. Eğitmenler, özel önem ve sorumluluğa sahiptirler ve yetenekli becerili işçilerdir. Eğitmenlerin görevi, işletmedeki kursiyerleri işleri ile ilgili bilgi ve beceri ile donatmaktır. İşletme içi eğitim kalitesinin değerlendirilmesinde, Ticaret ve Sanayi Odalarının (IHK), "Eğitmen yetenek ve eğitim direktifi kuralları"na göre izleme sorumluluğu vardır. Gerekli ve yeterli eğitimin işletme de sağlanamaması durumunda, işletmeler üstü eğitim merkezi ya da diğer işletmelerin eğitim merkezlerinde eksikliklerin giderilmesi sağlanır.
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 53 TÜRKİYE 5.3. İşletme eğitmen (eğitici) leri: İşletmeler de 2 tür eğitimden söz etmek gerekmektedir. Birincisi, iş yerlerinde mesleki eğitim gören çırak, kalfa ve mesleki ve teknik ortaöğretim kurumu öğrencilerinin pratik eğitimi. Büyük işletmeler bu anlamda kendi eğitim birimlerini kurmakta ve mesleki yeterliğe sahip, eğitim yöntem ve tekniklerini bilen, iş pedagojisinde bilgili, eğitici personel ya da usta öğreticiler ile eğitim sürecini yürütmektedir. İkinci olarak, işletmede çalışan personel eğitimidir. Kendi bünyelerinde eğitim merkezi bulanan işletmeler, bunların eğitimini de planlamakta ve gerektiğinde, üniversiteler, mesleki ve teknik orta öğretim kurumları, Halk Eğitim Merkezleri vb. ile iş birliği yapılarak, eğitim almaları sağlanmaktadır. Küçük işletmelerde ise kendileri ya da yanında çalışan personel için odaların eğitim kurumları ile iş birliği sonucu düzenlenen gelişim eğitimlerine katılma imkânı vardır.
54 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ ALMANYA 6. BECERİ VE YETERLİKLERİN GELİŞTİRİLMESİ İşletme eğitiminde, elde edilecek mesleki yeterlikler için, bir eğitim işlem basamağı ortaya konmuştur. Mesleki okullarda öğretilecek işlemlerde tanımlanmış çerçeve eğitim programı ile belirlenmiştir. Bunun anlamı şudur: Mesleki eğitimin modernizasyonu ve yeniden yapılanmasında, iş dünyasındaki yeni istek ve ihtiyaçlar gelişim için temel unsurdur. Teknolojik ve örgütsel değişim hızı göz önüne alındığında, birçok eğitim programının birkaç yıl sonra revizyon (yenilenme) gerektirdiği görünmektedir. Eğitim programlarının revizesi yolundaki ilk adım, genellikle işletmeler tarafından atılır ve modernizasyona duyulan ihtiyaçlarını derneklerine bildirirler. Oradan değişiklik önerisi olarak Federal Mesleki Eğitim ve Öğretim Enstitüsüne (BIBB) gönderilir. Enstitü, değişiklik gerekçelerini ampirik (deneye dayalı) çalışmalar yoluyla inceler. Program modernizasyonu 1 yıl içinde, yeni bir meslek dalının tanımlanması ise 2 yıl içinde gerçekleşir. Bu prosedürün gerçekleşmesinde, federe ve federal işveren ve işçi sendikaları önemli bir rol oynar. Eğitim direktifleri, ulusal standartları bağlayıcı normlardır. Eğitimin süresi çerçeve eğitim planı, konular ve süresi, değerlendirme ölçütleri, vb. hususları kapsar, Eğitim direktifinin geliştirilmesi ile paralel olarak, meslek okulları için çerçeve program da uzmanlarca hazırlanır. Tam zamanlı meslek okul programları Eyalet Eğitim Bakanlığınca geliştirilir. Almanya gibi yaşlanan toplumlar için hayat boyu kazanılan yeterliklerin korunması önemlidir. Bu nedenle eğitim ve öğretim politikası, eğitim ve öğretim alanları arasında geçirgenlik, transfer edinilen yeterliklerin geliştirilip tanınması gerektiği temelindedir. Bu mesleki eğitim için olduğu kadar, genel eğitim ve yükseköğrenim içinde önemlidir. Özellikle, dezavantajlı ve öğrenme güçlüğü olan gençlerin mesleki eğitime girişlerini kolaylaştırmak için, mesleki eğitim programları içinde tanımlanmamış, Odalar ve BIBB tarafından geliştirilen değişik mesleklere ilişkin 450 temel eğitim ünitesi mevcuttur. 7. BECERİ EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Eğitimin öncelikli amacı, kişilere kendi sorumluluğu ve başkaları ile iş birliği içinde özerk, etkin ve yenilikçi, kişilere verimli çalışanlar olarak mesleki yeterlikler kazandırmaktır. Mesleki yeterlik, sosyal ve metodolojik yeterlilik tabanlıdır. Nitelikli mesleki uygulama kapasitesi, özellikle bağımsız planlama, uygulama ve kontrolü içerir. Bunun sınavlarda uygulamalı olarak gösterilmesi zorunluluğu, Mesleki Öğretim ve Eğitim Kanunu ile düzenlenmiştir. Final sınavları, mesleki uygulama için yapılmaktadır. Kural olarak; final sınavı 4-5 konuya ilişkin aktiviteyi kapsar. Dil ve matematik gibi genel derslerdeki performans, okul raporlarında değerlendirilir. Eğitimin 2. yılının bitiminden önce öğrenciler, yazılı ve uygulamalı bir ara sınava katılırlar ve ara sınav katılım belgesi alırlar. Final sınavı eğitimin bitimindedir. İşletmeler ve okullar mesleki eğitimin sürdürülmesinden sorumlu iken sınavlardan odalar sorumludur. Her bir alan için odalarca sınav komisyonu kurulur. Her bir komisyon işletme, okul ve odayı temsil eden en az 3 kişiden oluşur. Başarılı olanların belgeleri oda tarafından düzenlenir ve verilir. Sınavların süresi, mesleğe ve sınav metoduna göre değişkenlik gösterir ve uygulama sınavı için daha uzun sürelidir. Bu bir kaç saat, saatlerce, bir kaç gün veya haſta olabilir. Yazılı sınavlar için süre genelde 2 saat, sözlü sınav için ise 30 dakikadır. Son on yılda, Almanya'da yeterliliklerin kayıt altına alınması ve sürekli eğitimde kullanılması yaygınlaşmaktadır. Bu amaçla, bireysel yeterlilikleri kendi kendine tanıyarak onları görünür hale getirerek kişisel konumunu tanımlama amacına yönelik olarak, Federal Hükümetce ProfilPASS geliştirilmiştir ve öğrenilen her yerde kazanılan her yeterliliği dikkate almaktadır. ProfillPass'ı EuroPASSdan ayrı kılan ana husus, informal olarak kazanılan becerilerin tanımlanması noktasında sistematik bir yardım sunmasıdır.
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 55 TÜRKİYE 6. BECERİ VE YETERLİKLERİN GELİŞTİRİLMESİ Türkiye'de, tüm eğitim programlarının hazırlanması ve geliştirilmesinde yetki ve sorumluluk Milli Eğitim Bakanlığındadır. İşletmelerde yapılan meslek eğitimi, bakanlıkça, bir meslek alan/dalında modüler yapıda hazırlanan öğretim programının; tanıtım ve uygulamayla ilgili genel açıklamalarını, modülün meslek alanı içindeki yerini, modülde kazandırılacak mesleki yeterlikleri, modülün ünitelerini ve modül ünitelerinin alt açınımlarını gösteren çerçeve program doğrultusunda sürdürülmektedir. Programların hazırlanması sürecinde ilgili tarafların istek ve ihtiyaçlarının yazılı olarak alınmasının yanı sıra; hazırlanmış olan ulusal mesleki yeterlikler de dikkate alınmaktadır. Ayrıca taslak programlar kamuoyu ile de paylaşılarak, görüş ve önerilere açılmaktadır. Ancak program geliştirme süreçleri belirgin takvimlere bağlanmadığından, bürokrasinin yoğunluğuna göre değişkenlik göstermekte, yeni teknoloji ve mesleklere ilişkin yeterliklerin belirlenmesi ve (belki de) yeni bir meslek alanı / dalı oluşturulması gecikmeli gerçekleşmektedir. Öğrencilerin ilgili alan/dal programından mezun oluncaya kadar kazanmaları gereken bilgi, beceri ve yetkinlikleri tanımlayan öğrenme çıktıları, beceri ve yeterliklerin geliştirilmesi için kullanılan en önemli geri dönüşlerdir. Bu sayede, mezun olarak istihdam edilen kişinin, eğitim sürecinde neleri kazandığı, kazanımların işletmelerin beklentileri ile ne derece örtüştüğü, nelerin eksik ya da fazla olduğunun belirlenmesi, alanda oluşan ve kazanılması gereken yeni yeterliklerin neler olması gerektiği sorularının cevabı bulunmaktadır. 7. BECERİ EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ İşletmelerde eğitim gören her öğrencinin, meslek alan / dalının öğretim programındaki ilgili sınıfa ait temrin, iş, proje, deney veya hizmetin en az %80'ini yapması ve uygulamalardan başarılı olması gerekmektedir. Öğrencilerin meslekî eğitimlerini aynı iş yerinde sürdürmeleri esas olmakla birlikte, ilgili sınıfa ait uygulamaların bir kısmının o işletmede yapılamaması durumunda, eksik kalan uygulamalar, işletme ile kurum müdürlüğünün anlaşması ile ders yılı içinde başka işletmelerde veya kurumda telâfi eğitimi programına göre tamamlanır. Programda ön görülen uygulamalardan bir kısmının ders yılı içerisinde yapılamaması durumunda, ikinci dönemin son beş haſtası içinde eksik kalan uygulamaların kurumda tamamlatılması amacıyla yoğunlaştırılmış telâfi eğitim programı düzenlenir. İşletmelerde meslek eğitimi gören öğrenciler, beceri eğitiminin değerlendirilmesi amacıyla beceri sınavına alınırlar. Bu sınav, dersin özelliğine göre komisyonca alınacak karar doğrultusunda uygulamalı ve/veya yazılı olarak yapılır. Öğretim programlarında birden fazla uygulamalı ders bulunan alanlarda, işletmede eğitimi yapılan her ders için beceri sınavı, sınav komisyonunun kararına göre birlikte veya ayrı ayrı yapılabilir. Birlikte yapılan sınavların değerlendirmesi ayrı yapılır. Beceri sınavları, işletmenin usta öğreticileri veya eğitici personeli ile ilgili alanın alan / bölüm / atölye / laboratuvar şeflerinden birisi, alan öğretmenlerinin ve o meslek alanındaki/dalındaki işveren kuruluşunu temsil eden üyelerden oluşturulan komisyon tarafından yapılır. Sınavların organizasyonu ve sorumluluğu okul yönetimindedir. Europass belgesi kullanımı Türkiye'de de yaygınlaşma sürecine girmiştir. Avrupa Yeterlilikler Çerçevesini referans alan Türkiye Yeterlikler Çerçevesinde, okul eğitiminde elde edilen yeterliklerin yanı sıra, iş hayatı, özel kurslar, e- öğrenme vb. hayat boyu eğitim çerçevesinde kazanılan yeterliklerin de tanınması amaçlanmıştır.
56 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ ALMANYA 8. MESLEKİ EĞİTİMİN FİNANSMANI Almanya'da mesleki eğitim ve sürekli eğitim, kamu ve özel sektör tarafından ortaklaşa finanse edilmektedir. Finansörleri şu şekilde sıralamak mümkündür: Federal hükümetin Eğitim ve Araştırma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, İş Kurumu, Eyalet İş, Ekonomi, Eğitim ve Kültür Bakanlıkları, Odalar ve özel Enstitüler. Okul tabanlı ikili meslek eğitimi giderleri, eyalet ve belediye bütçelerinden karşılanmaktadır. Eyalet hükümeti öğretmen maaşları, öğretmen eğitimi, program geliştirme vb. giderleri, belediye ise okulun bina yapım ve onarımı, gerekli materyaller gibi giderlerini karşılamaktadır. İşletme içi eğitimin finansı işletmelerin sorumluluğundadır. İşletmeler kanunlar çerçevesinde, hangi mesleklerde eğitim vereceklerine, kaç kursiyer (öğrenci) eğiteceklerine, bunların eğitimi için ne kadar harcama yapacaklarına kendileri karar verirler. Bununla beraber inşaat gibi bazı sektörlerde eğitim için ayrılacak bütçeye ilişkin kurallar üzerinde toplu bir şekilde anlaşma sağlanmıştır. Bu çerçevede işletmeler, kendileri için yapılan değerlendirme ölçüsündeki ödemeyi bir fona (örneğin; ücret ödeme fonu) yatırırlar. İşletme eğitiminin harcamaları, kısmen ya da tamamen bu fondan karşılanır. Tam zamanlı meslek okullarının ikili eğitim sistemi dışında kalan meslek eğitiminin teşviki, ek eğitim yerleri oluşturma gibi giderleri, eyalet bütçesinden karşılanır. İşletmeler üstü eğitim bütçesi ise, federal ve eyalet hükümetlerince karşılanır. İşletmeler, Devlet, İş Kurumu ve bireyler, sürekli meslek eğitimi harcamalarına katılmaktadır: -İş Kurumu işsiz ve işsiz kalma riski altında olanların sürekli meslek eğitimini desteklemektedir. - İşletmeler, çalışanlarının hizmet içi eğitim giderlerini karşılarlar. - Federal ve eyalet hükümetleri ile belediyeler, kamu sektöründe çalışanların sürekli eğitimi için gerekli bütçeyi sağlarlar. F nans Eden B r m Harcama(bütçe) € b ll ons) İşletmeler 27.7 Federal ve Eyalet Hükümetler Yarı zamanlı meslek okullar (dual s stem) 2.8 Tam zamanlı meslek okulları 2.2 Meslek eğ t m sağlayan d ğer okullar (örnek:, Fachoberschulen) 1.5 İşletmeler üstü eğ t m 0.03 Öğretmen (h zmet ç ) 0.28 İş Kurumu 4.5
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 57 TÜRKİYE H zmet Türü Kamu Özel Toplam Meslek ve tekn k 1.715.725.174 3.766.430 1.719.491.603 H zmet ç eğ t m 43.929.672 41.940 43.971.612 Özel eğ t m 75.072.554 8.447.989 83.520.543 Yaygın eğ t m 259.641.448 114.311.645 373.953.093 Orta öğret m 4.038.117.463 153.127.764 4.191.245. 227 8. MESLEKİ EĞİTİMİN FİNANSMANI Türkiye'de eğitim hizmetleri büyük ölçüde kamu eğitim kurumları tarafından sunulmaktadır ve finansmanı da aynı ölçüde merkezi olarak genel bütçeden karşılanmaktadır. Devlet okullarında öğretmen maaşları ve ücretleri, eğitici olmayan personelin ücretleri, taşınır ve taşınmazlar için yapılan harcamaların tamamı ve öğretim araç-gereçleri ve diğer işletme giderlerinin (bina yapımı, onarım vb.) büyük bölümü merkezi bütçeden sağlanan kaynaklarla karşılanmaktadır. Özel okul öğrencilerine de ayrıca kamu desteği sağlanmaktadır. İşletmelerde yapılan mesleki eğitime ilişkin giderler, işletmelerce karşılanmaktadır. Ancak sınavlarda görev alan işletme, oda vb. temsilcilere sınav görevi ücretleri, Bakanlık bütçesinden ödenmektedir. Belediyelerin öğretim kurumları için harcama yapmaları, yok denecek kadar azdır. Genellikle çevre (bahçe) düzenlemesi, zaman zaman küçük onarımlar katkı olarak görülmektedir. Ticaret ve sanayi odaları ile diğer esnaf ve sanatkâr kuruluşlarının bütçeleri içerisinden, eğitim için pay ayırma zorunluluğu bulunmakla birlikte, bu bütçe mesleki ve teknik okulların ihtiyaçlarının giderilmesinde fazlaca kullanılmamakta, kendi personelinin eğitimi ya da eğitimsel organizasyonların giderlerini karşılamada değerlendirilmektedir. Geçmiş yıllarda, odalar tarafından yaptırılan işletmeler üstü eğitim merkezleri de, özellikle son 20 yılda, atıl vaziyete gelmiştir. Mesleki ve teknik kurumlarda üretim sonucu satılan ve elde edilen gelirin bir kısmının makina - teçhizat alınarak, hem üretim ve hem de mesleki eğitim de yeni teknolojinin öğrenilmesi ve kullanılmasını sağlayan döner sermaye sistemi de, sınırlı hale gelmiştir. Çalışma Bakanlığının son yıllarda mesleki eğitim kursları için ayırdığı bütçelerin yanı sıra, ulusal ve uluslararası proje kaynaklarından da, mesleki eğitimde faydalanılmaktadır. 2011 yılı toplam eğitim harcamaları, kamu ve özel sektör olmak üzere, bazı hizmet türlerinde TL cinsinden aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Bu tablodan da görüleceği gibi, mesleki ve teknik eğitime ayrılan pay, yaygın eğitim çalışmalarının tamamı da mesleki eğitim kapsamı içine alınmış olsa bile orta öğretime ayrılan payın ancak yarısı etmektedir.
58 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ ALMANYA 9. MESLEKİ KURULUŞLARIN İŞLEVİ Alman Mesleki Eğitim Sistemi, büyük ölçüde eğitim ve iş dünyası iş birliğine dayanmaktadır. Bu nedenle genellikle “Dual Sistem” (ikili sistem) olarak anılmaktadır. Dual Sistem, ortaöğretim mezunlarına yöneliktir ve meslek okullarında (Berufschule) sürdürülmektedir. Sistemde, eğitimin pratik ayağı (3-4 gün) firmalarda, teorik ayağı ise (1-2 gün) meslek okullarında sürdürülmektedir. Dual eğitimin süresi 2 – 3,5 yıl arasında değişmektedir. Öğrenciler bu sisteme genel olarak 15 yaşında dahil olup, 18 yaşında mezun olmaktadırlar. Bu yaş grubundaki tüm öğrencilerin yarısından fazlası dual sistemde eğitim görmektedir. Almanya'da esnaf ve sanatkâr meslek kuruluşlarının en üst kuruluşu Alman Zanaatkâr Odaları Konfederasyonu'dur (Zentralverband des Deutschen Handwerks – ZDH). ZDH'ye üye olan kuruluşlar ikiye ayrılmaktadır: Bunlardan ilki üyeliğin zorunlu olduğu zanaatkar odaları, diğeri ise üyeliğin gönüllü olduğu federasyonlardır. ZDH'ın temel görevi, ZDH, Alman Hükümeti ve diğer merkezi otoriteler nezdinde, zanaatkârlara yönelik politikalarla ilgili temel konularda, tüm zanaatkârların çıkarlarını temsil etmek, bağlı kuruluşları içinde iş birliğine ve uzlaşıya gidilmesini sağlamaktır. Zanaatkâr odaları, yerel düzeyde bütün zanaatkârları temsil eden çıkar grupları ve meslek kuruluşlarıdır. Bu odalara çalışma bölgesi içindeki zanaatkârların üye olması zorunludur. Üye olma kriteri meslektir. Yasayla belirlenmiş 90 meslekte açılan işletmelerin büyüklüğü ne olursa olsun zanaatkâr odalarına üye olması zorunludur. Bu 90 meslekten 45'i için ustalık belgesine sahip olmak gerekmektedir. Daha önce tüm mesleklerde ustalık belgesi aranmakta iken 5 yıl önce meslekler sınıflandırılmış ve bazılarında ustalık belgesi aranmaya başlanmıştır. Mesleki eğitimin temel aktörleri, ilgili Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı, Federal Eğitim ve Öğretim Enstitüsü ve ticaret ve sanayi odaları (odalar) ve işletmelerdir. Federal Eğitim ve Öğretim Enstitüsünde ticaret ve sanayi odaları, ayrıca temsil edilmektedir. Odalar ve bünyelerindeki mesleki eğitim komisyonları ile sınav komisyonlarının, mesleki eğitim sürecinde sorumlu oldukları ve yürüttükleri işlevleri aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür: Staj yapılabilecek işletmelerin belirlenmesi: İşletmelerin stajyer çalıştırmaya uygunluğunun ve stajyer kapasitesinin tespiti. Verilen mesleki eğitimin denetlenmesi: İşletmelerde yürütülen pratik eğitimin, Federal Eğitim ve Öğretim Enstitüsünce hazırlanan eğitim yönergelerine uygunluğu, işletmelerde gerekli niteliklere sahip eğitici personelin bulundurulup-bulundurulmadığı ile işletmenin kendi ihtiyacından ziyade, eğitim verilen mesleki alanın gerekleri doğrultusunda eğitim yapılıp - yapılmadığı. Firmalara ve stajyerlere danışmanlık hizmeti: Firmalara ve stajyerlere, pratik eğitimin uygun şekilde yürütülmesi, eğitim yardımlarından yararlanma, mevzuat ve psikolojik konularda tavsiyelerde bulunma. Öğrencilerin sınav, değerlendirme ve sertifikalandırma işlemleri: İşveren, işçi ve meslek okulu temsilcilerinden (en az 3 kişi) ve ilgili odanın sorumluluğunda oluşan Sınav Komisyonu aracılığıyla, öğrencinin eğitim süreci ortasında (ara sınav) ve sonunda (final) sınavı ile elde ettiği yeterliklerinin ölçülmesi ve buna bağlı sertifikalandırmanın yapılması. Sözleşmelerin kaydı: Öğrenci ile firma arasında yapılan sözleşmelerin onaylanarak, bir suretinin saklanması ve kayıtlarının tutulması. Kariyer danışmanlık hizmeti: Kariyer fuarları, değişim programları gibi mesleki eğitime ilgiyi artırıcı etkinlikler düzenlenmesi.
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 59 TÜRKİYE 9. MESLEKİ KURULUŞLARIN İŞLEVİ Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nda odaların eğitimle ilgili görevi; "Milli Eğitim Bakanlığının izin ve denetiminde ticaret, denizcilik ve sanayi ile ilgili kursları açmak, açılan kurslara yardımda bulunmak, yurt içinde ve dışında ihtiyaç duyulan alanlar için öğrenci okutmak ve stajyer bulundurmak; meslekî ve teknik eğitim ve öğretimi geliştirme ve yönlendirme çalışmaları yapmak, kendi üyelerinin iş yerleriyle sınırlı olmak üzere, 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu kapsamına alınmamış meslek dallarında bu uygulamaya ilişkin belgeleri düzenlemek, birliğin görevleri içerisinde de; sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetişmesini sağlamak amacıyla üniversiteler, yüksekokullar, meslekî ve teknik eğitim kurumları kurmak, kurulmuş bulunanlara iştirak etmek, iş birliği yapmak; ilgili kuruluşlarla iş birliği halinde görev tanımları yapmak, bu görev tanımlarına uygun öğretim programları hazırlanması ve uygulanmasını teşvik etmek; odalarca sürdürülen çıraklık ve meslekî eğitim hizmetlerinin uyumlu yürütülmesini teminen uygulamalara rehberlik etmek; oda ve borsaların yönetici ve personeline yönelik hizmet içi eğitim programları hazırlamak, uygulamak, bu amaçlarla gerektiğinde bir meslekî eğitim merkezi kurulmasını sağlamak." olarak yer almaktadır. Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nda Eğitim başlığı altında; "Bu kanunun meslekî eğitime ilişkin hükümleri ile 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu'nun esnaf ve sanatkâr kesimindeki pratik meslek eğitimini düzenleyen hükümleri Bakanlık, Millî Eğitim Bakanlığı ve Konfederasyonun iş birliği ile bütünlük içinde yürütülür. Esnaf ve sanatkârların meslekî eğitimleri, esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşları ile Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından ortaklaşa planlanır, yürütülür, değerlendirilir ve denetlenir. Bu Kanun'da ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu'nda belirlenen amaçlar doğrultusunda esnaf ve sanatkârlar ile yanlarında çalışan çırak ve kalfaların, pratik meslek eğitimini gerçekleştirmek, her kademedeki esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının asli görevidir. Esnaf ve sanatkârlar ile yanlarında çalışan çırak ve kalfaların, meslekî eğitimlerini organize etmek için esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının bünyesinde birer meslekî eğitim danışmanlığı birimi kurulur. Esnaf ve sanatkârların her türlü meslek eğitimi faaliyetini gerçekleştirmek ve desteklemek amacıyla konfederasyon bünyesinde Meslek Eğitimi Fonu kurulur. Fonda toplanan kaynak, sadece esnaf ve sanatkâr kesimine yönelik yapılacak meslekî eğitim ile bu eğitimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla kullanılır. Esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşları bu Kanunda belirtilen meslek eğitimine ilişkin görevleri yerine getirmek için katılma paylarının hesaplanmasında kullanılan yöntem esas alınarak, yıllık gayri safi gelirlerinin %5'ini ayırmak suretiyle eğitim bütçesi yapmak zorundadırlar. Odalar ayırdıkları bu payın beşte birini birliğe, beşte birini varsa federasyona, beşte birini konfederasyon bünyesindeki Meslek Eğitimi Fonuna, hesap yılını takip eden Mart ayı sonuna kadar öderler. Geri kalan miktarı da kendileri meslekî eğitim için kullanırlar. Birlik ve federasyonlar ayırdıkları bu payın beşte birini konfederasyon bünyesindeki Meslek Eğitimi Fonuna öderler, geri kalan miktarı da kendileri meslekî eğitim için kullanırlar. Konfederasyon ise ayırdığı payın tamamını fona aktarır." hükümlerine yer verilmiştir.
60 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ ALMANYA İşletmeler, hangi sayıda öğrenciye eğitim verecekleri, hangi meslek alan/dalında pratik eğitim sağlayacakları ve bunun için gerekli bütçe miktarına kendileri karar vermektedir. Bu kapsamda işletmelerin görevleri şu şekilde sıralanabilir: - Eğitim yönergesine uygun olarak, eğitim planı hazırlamak, - Öğrenci (stajyer) ile sözleşme yaparak, belirlenen alanda işletmesinde haſtada 3-4 gün pratik eğitim vermek, - Eğitici personel temin etmek ve eğitim ortamını hazırlamak, - Öğrenciye, ilk defa işe başlayan bir işçinin maaaşının 1/3 ünden az olmamak ve her yıl artırılmak suretiyle maaş ödemek, - Eğitim programlarının geliştirilmesi ve güncellenmesi konusunda öneriler sunmak. Tüm bunları yerine getirmekte zorlanan küçük ve orta ölçekli işletmeler için, firmalar arası eğitim merkezleri kurulmuştur. Bunlar Federal ve Eyalet İstihdam Ajansları ya da ilgili odalarca kurulmaktadır. İşletmelerin çırak başına eğitim harcaması, 2012/2013 eğitim yılına göre 17,900 Euro'dur. Almanya'da özel sektör ve odalar, yetişkin eğitimi olarak da adlandırılan, sürekli eğitimin sağlanmasında da rol sahibidirler. Sürekli eğitimin 2/3'ü özel sektörce, yaklaşık %10'u da ilgili odalar tarafından sağlanmaktadır. ALMANYADA ODA SAYILARI DIHK ZDH 79 53 7 T caret ve Sanay Odası(IHK) Zanaatkar Odası Z raat Odası Serbest Meslek Odaları
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 61 TÜRKİYE TÜRKİYEDE ODA SAYILARI TOBB TESK Z raat Odaları Serbest Meslek Odaları 3063 Esnaf Odası 82 B rl k 13 Federasyon 766 3308 sayılı Kanun'da ise; "Yirmi ve daha fazla personel çalıştıran işletmeler, çalıştırdıkları personel sayısının yüzde beşinden olmamak üzere mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumu öğrencilerine beceri eğitim yaptırır. Mesleki eğitim kapsamına alınıp alınmadığına bakılmaksızın yirmiden az personel çalıştıran işletmelerde mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumları öğrencilerine bu Kanun'un ilgili hükümlerine göre beceri eğitimi yaptırabilirler. On ve daha fazla öğrenciye beceri eğitimi yaptıracak işletmeler bu amaçla bir eğitim birimi kurar. Bu birimde, yapılan eğitim için alanında ustalık yeterliğine sahip ve iş pedagojisi eğitimi almış usta öğretici veya eğitici personel görevlendirilir. İşletmelerde uygulanacak ağır ve tehlikeli işlerde yapılacak eğitim dahil meslek eğitimi programları Mesleki Eğitim Kurulunun görüşü alınarak bakanlıkça tespit edilir." hükümlerine yer verilmiştir. Ulusal ve iller bazındaki mesleki eğitim kurullarında, ticaret ve sanayi odaları ile esnaf kuruluşları temsilci bulundurmaktadır. Kalfalık, ustalık ve mesleki orta öğretim kurumları öğrencilerinin işletmelerde beceri eğitimi sınavlarında da, ilgili meslek kuruluş temsilcileri yer almaktadır. İşletmeler çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilere asgari ücretin net tutarının %30'undan (yirmiden az personel çalıştıran iş yerlerinde %15'inden) az olmamak üzere, ücret ödemek zorundadır. Sigorta primleri de devlet bütçesinden karşılanmaktadır. Aday çırak, çırak, kalfa ve işletmelerde mesleki eğitimde kamu ve özel kuruluşlarca yapılan teorik ve pratik eğitim giderleri kendi kurum ve kuruluşlarınca, iş yerlerinde yapılan pratik eğitimin giderleri ise iş yerlerince karşılanır. İş yerleri pratik eğitim için eğitim mahalli, sınavlar için sınav ortamı, araç ve gereç hazırlarlar. Belgelendirme bakanlıkça yapılır. Ancak Kanun kapsamı dışındaki mesleklerde, mesleki belgelerin verilmesi işlemi, o meslek kapsama alınıncaya kadar ilgili meslek kuruluşlarınca yapılmaktadır. 57 T caret Odası 12 Sanay Odası 2 Den z T caret Odası 113 T caret Borsası Toplam 181 T caret ve Sanay Odası
62 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ ALMANYA • TÜRKİYE 10. KARŞILAŞTIRMA, SONUÇ ve ÖNERİLER Bu bölümde; çalışma ile ele alınmış olan konuların her biri için birkaç cümle ile de olsa, bir karşılaştırma özeti yapılarak, iki ülke arasındaki benzer ve farklı yönleri belirlemek ve bunlara dayalı olarak çıkarımlarda bulunarak, ekonominin temeli olan mesleki eğitim sisteminin daha iyiye gitmesi, ülke ekonomisinin gelişmesinde ateşleyici olması için nelerin yapılması gerektiği düşüncesi ortaya konulmaya çalışılacaktır. 1. GENEL DURUM Almanya eyalet sistemi içinde, yetkilerin büyük ölçüde eyaletlere devredildiği bir modeli uygulamakta iken Türkiye özellikle de jeopolitik önemi nedeniyle, üniter devlet yapısı çerçevesinde, merkezi otoritenin her şeyi kontrol ettiği bir yönetim sistemine sahiptir. Özellikle son yıllarda bazı yetkiler valiliklere devredilmiştir. Yakın bir nüfusa sahip iki ülke arasındaki en büyük farklılık, doğurganlık oranına bağlı olarak genç nüfusun oransallığındadır. Almanya her geçen gün yaşlanan ve genç nüfusu azalan bir ülke iken Türkiye hem nüfusu hem de genç nüfusu artan bir ülke durumundadır. Bu durum Türkiye açısından ekonomik bir olumsuzluk içerirken, bu dezavantajı iyi bir eğitim modeli-sistemi ile avantaja dönüştürmek ve sadece kendi ülkesindeki ekonomik kalkınmanın gücü olarak değil, diğer ülkelere de yetişmiş iş gücü transfer etmek, elde edilen kazanımları geri - gelişmekte olan ülkelere rol model olarak yaymak gibi bir misyonu da üstlenebilme imkânına sahiptir. Ekonomik faktör, eğitim sistemini etkileyen etkenlerden biridir. Eğitime ayrılan payın büyüklüğü, doğru yapılanma ve yürütme ile birlikte desteklendiği taktirde, istenen faydayı sağlayacaktır. Türkiye son yıllarda eğitime ciddi bütçe payları ayırmaktadır. Ancak doğru amaçlar doğrultusunda harcanmasının, kaynakların israf edilmemesinin gerekliliği zorunludur. Bu nedenle, kaynak kullanımında da, paydaşların talep ve istekleri dikkate alınmalıdır. Nüfusa göre eğitim seviyesinde OECD ve Almanya'ya göre düşük orana sahip Türkiye, son yıllarda yapmış olduğu reformlarla zorunlu eğitim yaşını yükseltmiş, buna bağlı olarak eğitim seviyesi yükselmeye başlamıştır. Ancak zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılmış olması, özellikle temel meslek eğitim üzerinde olumsuz bir etki oluşturmuştur. 2. EĞİTİM SİSTEMİ Her iki ülke anayasasında eğitime ilişkin maddeler vardır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda eğitimle ilgili yeter sayıda hüküm varken, Almanya'nın federal anayasasında, bazı yetkilerin eyaletlere devredilmiş olması nedeniyle, eğitim alanında pek fazla hüküm bulunmamaktadır. Her iki ülkenin anayasası da, eğitimin devletin denetimi altında olduğunu ifade etmektedir İki ülkenin nüfusunun coğrafi olarak dağılımı, etkin unsurlardan biridir. Almanya'da eğitim kurumlarının yaygınlığı, yerleşim birimlerinin bir arada bulunması ya da kolay ulaşılabilmesi olumlu bir etkenken; Türkiye'de ise ilk okul/orta okuldan sonra özellikle bazı coğrafi bölgelerde ya da bölgelerin bazı kısımlarındaki ulaşım zorluğunun aşılması için taşımalı eğitim gibi önlemlere rağmen, orta öğretim kurumlarına geçiş noktasında zorlukla karşılaşılmasına neden olmaktadır. Kültürel farklılıklar da bu alanda başka bir etken olup, özellikle kız çocuklarının zorunlu eğitim süresini (12 yıl) okullarda tamamlama yerine alternatif açık öğretim lisesine geçişle sağlanmasına neden olmakta, yüz yüze eğitimde bulunma süreci yetersiz kalmaktadır. Federal Almanya'nın eğitim politikası, “her bireye kendi yetenek ve ilgi alanına göre en uygun eğitim imkanı sağlamak”, ilkesi üzerine kuruludur. Sorumluluk yüklenebilecek fertlerin yetişmelerini hedefleyen Alman eğitim sistemi, bireye eğitim seviyesini yükseltme imkanı sunmaktadır. Türk eğitim politikası, “bireyin eğitimi süresince ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmesini ve
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 63 ALMANYA • TÜRKİYE yetiştirilmesini sağlamak”, ilkesinin yanı sıra; toplumun değerlerini benimseyen, sorumluluk bilinci içinde bilgi üreten, bilgi ve teknolojiyi kullanabilen demokratik bireyler olarak yetişmesini ve bir meslek sahibi olmalarını amaçlamaktadır. Federal Almanya'nın eğitim politikası, milletler arası alanda başarılar göstermek üzerinde yoğunlaşmış ve bu bağlamda özellikle yüksek öğretim düzeyinde beyin göçünü gerçekleştirecek çalışmalara (üniversitelere diğer ülkelerden başarılı öğrencileri alma, AR-GE çalışmalarına önem verme ve yüksek bütçeler sunma vb.) önem vermektedir. Türkiye'de ise eğitim politikasının genel anlamda toplumun ihtiyacına cevap verme ilkesi ile şekillendiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bunun sonucu, kendi beyin gücünün diğer ülkelere gidişini engelleyememektedir. Son yıllarda, bunu tersine çevirmek amacıyla yapılan çalışma ve gelecek öğrencilere bireysel desteklerin, öncelikle öz beyin gücüne ve ikincil olarak da diğer ülke vatandaşlarına daha da artırılarak sunulması, ülke açısından orta vadede olumlu sonuçlarını gösterecektir. Eğitim Kurumları Okul Öncesi Almanya'da okul öncesi eğitim kurumları, genellikle kiliseler tarafından açılmaktadır ve Alman çocuklarına öncelik tanınmaktadır. Bu nedenle, yabancı çocuklara yönelik okul öncesi eğitim yeri konusunda olumsuzluk yaşanmaktadır. Türk eğitim sisteminde; mevcut okul öncesi eğitim kurumlarının çoğunluğu özeldir. Okul öncesine yapılan yönlendirme ve devlet kurumlarının yetersizliği,dikkate alınması gereken husustur. Almanya'da ilkokula başlamadan yapılan testlerin Türkiye'de de gerçekleştirilmesi faydalı olacaktır. İlkokul Almanya'da ilkokula başlama yaşı 6 iken, Türkiye'de son değişikliklerle 66 aya düşürülmüş, 5 - 5,5 yaş aralığındaki çocukların da, velilerin istekleri üzerine eğitime başlayabilmeleri öngörülmüştür. Her iki ülke de öğrenciler ikametlerinin bulunduğu okullara kaydolmaktadır. Ancak iki ülke arasında şu farklılıklar göze çarpmaktadır: Almanya'da bir sınıſtaki öğrenci sayısı 26'dır ve 30 olunca 2 sınıfa ayrılması gerekmektedir, ilkokullar en küçük yerleşim birimine kadar yaygın durumdadır. Türkiye'de, yerleşim birimlerine göre değişkenlik göstererek 40 ve daha fazla öğrenciye sahip sınıflar mevcutken, çok küçük yerleşim birimlerinde öğrenci azlığı nedeni ile birleşik sınıf uygulaması ile karşılaşmak mümkündür. Türkiye açısından nicelik olumsuzluğun yanı sıra, okullar arası nitelik farklılığı da ayrı bir sorun olarak üzerinde durulmalıdır. Ortaokul Almanya'da ilk 4 yıldan sonra Hauptschule 5, Realschule 6 ve Gymnasium 8-9 yıl sürmektedir. 7. sınıſta tüm öğrenciler için "Bireysel Beceri Analizi" (Kompetenzanalyse) yapılmakta ve her öğrencinin güçlü ve zayıf tarafları, mesleki kabiliyetleri tespit edilmektedir. Bu şekilde, her öğrenci için becerileri ve yeteneği doğrultusunda destekleyici ve geliştirici eğitim planı yapılmaktadır. 4. sınıfı tamamlayarak zorunlu yönlendirme uygulamasının süreç içerisinde yer alması, Alman eğitim sistemine bir yönden olumlu etki yaparken, diğer yönden zorunlu yönlendirmenin erken yaşlarda olması ve çocukların gelecekleri hakkındaki önemli kararı verebilmelerini güçleştirmesi bakımından olumsuz bir durum oluşturmakta idi. Bunun sonucu zorunlu yönlendirme uygulamasından tavsiye yönlendirme uygulamasına geçilmiştir. Ancak Okul türleri arasında sıkı bir geçirgenlik söz
64 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ konusu olduğundan, öğrenciler yıllık başarı-başarısızlık durumuna göre alt okul türüne, ya da üst okul türüne (zorunlu ya da isteğe bağlı -alt okul türünden üst okul türüne) geçiş yapmak durumundadırlar. Türkiye' de yeni sistem (4+4+4) çerçevesinde; 4 yıllık ilkokuldan sonra, ilköğretim 2. kademe olarak adlandırılan 4 yıl süreli ortaokul sistemine geçilmiştir. Bu eğitim süresince herhangi bir mesleki eğitim verilmesi söz konusu değildir. Yapılan sınavlar ve başarı oranları dikkate alınarak, hangi orta öğretim kurumuna geçiş yapabileceği belirlenmektedir. İki ülke arasında bu konuda ki önemli ayrım, Almanya'da mesleki eğitime ilişkin bazı derslerin orta öğretim birinci kademesinde verilmesi ve 7-9. sınıflar arasındaki her öğrencinin, en az 20 gün bir işte staj yapmasıdır (Gymnasium hariç) . Ortaöğretim Almanya'da 4 yıllık eğitimden sonrası ortaöğretim olarak adlandırılmakta iken, Türkiye'de son dört yıllık süreye (lise) ortaöğretim denilmektedir. Okul türleri açısından benzer türde bir okullaşma olduğunu söylemek mümkündür. Ancak Almanya'da proje tabanlı ders - öğretim çalışmalarına daha çok ağırlık verilmekte, bu durum o yaşlardan itibaren öğrencilerin öz güven, takım çalışması, sorumluluk alma gibi konularda, olumlu gelişimleri sonucunu doğurmaktadır. Ortaöğretim kurumları bağlamında, iki ülke arasındaki en büyük farklılığın, ortaöğretim bitirme ve yükseköğretime geçiş konusunda olduğu aşikârdır. Almanya'da merkezi olarak yapılan okul mezuniyet sınavı sonrası diploma sahibi olunurken, Türkiye'de sınıf başarı kriterlerini yerine getirerek eğitim süresini tamamlayan öğrenciler diplomaya ulaşmaktadır. İkinci Öğretim Yolu Alman eğitim sisteminde, eğitim sürecinden zamanında yeterince faydalanamamış kişiler, akşam ilkokulu (Abendhauptschule), akşam ortaokulu (Abendrealschule) ve akşam lisesi (Abendgymnsium) gibi kurumlara devam ederek eğitimlerini tamamlama hakkına sahiptirler (yüz yüze eğitim). Türk eğitim sisteminde de; açık lise, açık ortaokul programları, uzaktan eğitim hizmetleriyle sağlanmaktadır. Açık meslek lisesi meslek dersleri ise yüz yüze eğitim ile verilmektedir. Uzaktan eğitim sonucu eğitim kurumlarından mezun olanlar da yükseköğretime devam hakkına sahiptirler. Özel Eğitim ve Özel Öğretim Fiziksel, zihinsel vb. herhangi bir engeli bulunan çocukların eğitilerek topluma kazandırılması amacıyla açılan bu okullarda, Alman eğitim sisteminde, bu eğitime alınan öğrenci sayısının Türkiye'de bu eğitime alınan öğrenci sayısının yaklaşık 7 katı fazla olduğunu söylemek mümkündür. Diğer yandan, üstün zekâlı öğrencilerin de, özel eğitime tabi tutuldukları Gymnasium' lar mevcuttur ve bu okulların sayısı 20 civarındadır. Türkiye'de bu Fen liseleri yoluyla sağlanmaktadır. Özel öğretim kurumları; gerçek ya da tüzel kişiler tarafından açılan paralı eğitim kurumlarıdır. Her iki ülkede de özel sektörce kurulan özel öğretim kurumları mevcuttur. Almanya'daki özel okulların başarı oranı devlet kurumlarına göre düşük iken, Türkiye'de başarı oranları yüksektir. ALMANYA • TÜRKİYE
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 65 3. MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM Alman eğitim sisteminde, ortaöğretimin ikinci basamağında meslek eğitimi başlamaktadır. Ağırlıklı olarak ikili (dual) meslek eğitimi sistemi uygulanmakta iken, tam zamanlı okullarda da meslek eğitimi verilmektedir. Bu uygulamanın, Almanya'nın önemli bir sanayi ülkesi haline gelmesinde büyük bir rolü olduğu bilinmektedir. 600 bin civarında işletme, takriben 370 meslek dalında aktif rol oynamaktadır. Türkiye'de mesleki eğitim, ortaöğretim de 10. sınıſta başlamaktadır. Daha önceki yıllarda uygulanan çıraklık eğitimi, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkması ile kesintiye uğramış ve gittikçe zayıflamıştır. Yeni düzenleme sonucu çıraklık eğitiminin zorunlu eğitim süresinin son 4 yılında (ortaöğretim basamağında) değerlendirilecek olması, Türk mesleki eğitim sistemi için son derece olumlu bir adımdır. Ancak bunun uygulama ilkelerinin sağlıklı bir yapıda ele alınması, sistemin verimini sağlayacak temel unsurdur. Halen ağırlıklı olarak ortaöğretim kurumlarında uygulanmakta olan mesleki eğitim sistemi, özellikle işverenlerce eleştirilmekte ve istihdama yönelik ihtiyaca cevap vermediği belirtilmektedir. Almanya'da mesleki eğitime katılan öğrenci sayısı, eğitim çağındaki nüfusun yaklaşık %65'i civarındadır. Bir başka değişle; en az her 3 öğrenciden 2'si mesleki eğitim almaktadır. Bu oran Türkiye'de resmi istatistiklerde %44 civarlarında gösterilmekte ise de imam hatip okullarındaki öğrenci sayılarının da zaman zaman mesleki eğitim içinde gösterilmesi sonucu, gerçek oranın %40 seviyelerini aşmadığı görülmektedir. Mesleki eğitime ilginin öğrenci sayısının, kalitesinin artırılması yönünde uzun yıllardır kalkınma planları, hükümet programları, siyasal parti programlarında ifadelere, hedeflere yer verilmektedir. Ancak tüm bu çabalara rağmen, hem nicelik hem de nitelik yönünden istenen, beklenen başarı ve hedefe ulaşılamadığı görülmektedir. Bu sonuç, iyi niyetli arzu ve çalışmalara karşın, bir şeylerin eksik olduğunu göstermektedir. Mesleki eğitim uygulamasında ki meslek sayısı bile, Almanya'da, Türkiye'nin yaklaşık 2 katıdır. Son yıllarda bu bağlamda yapılan düzenleme ve destekler sonucu, özellikle OSB ve özel sektör ve sivil toplum örgütleri bünyesinde meslek okulları açılması uygulaması yaygınlaşmıştır. Bunun haricinde, İŞKUR kursları, UMEM vb. uygulamalar ile de, özellikle 18 yaş sonrası kişilere meslek edindirmek için çabalar sürdürülmektedir. Yükseköğretim İki ülkenin karşılaştırılması sonucu yükseköğretime geçişteki en önemi fark, lise mezuniyet sınavı ve yükseköğretime geçiş noktasındadır. Federal Almanya'da yükseköğretim kurumlarına girebilmek için, ortaöğretim kurumu olan Gymnasium Oberstufe seviyesinde bir öğrenim görmek ve eğitim sonunda, lise bitirme mezuniyet sınavı olarak adlandırılabilecek Abitur sınavını başarmak gerekmektedir. Bu sınavı kazanan öğrenciler yükseköğretime geçiş için başka bir sınava girmeden, herhangi bir yükseköğretim kurumuna devam etme hakkını elde etmiş olurlar. Ancak yüksek öğretimde, mezuniyet başarı ortalaması ve oluşabilecek yoğunluk sebebiyle bazı durumlarda öğrencilerin başvuru zamanı ilgili yükseköğretim kurumuna yerleştirme için kriter olarak alınmaktadır. Türk eğitim sisteminde ise, ortaöğretim kademesi bir bütün halindedir. Genel ortaöğretim kurumları, (amaçta farklı olsa bile) öğrencileri yükseköğretim kurumlarına yönlendirmektedir. Türkiye'de Lise mezuniyet (bitirme) sınavı bulunmamakta ve öğrencilerin yükseköğretim kurumlarına geçiş yapabilmeleri, merkezi olarak düzenlenen Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavındaki başarı durumlarına bağlıdır. Yükseköğretime öğrenci alınırken uygulanan merkezî sınav sonucunda, farklı eğitim kurumlarından gelen öğrencilerin pek çoğu açıkta kalmakta ve bu süreçten sonra, gençlerin mesleki eğitime yönlendirilmesi de çok zor olmaktadır. Mesleki eğitime devam noktasında 2 yıl süreli ALMANYA • TÜRKİYE
66 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ meslek yüksekokulları doğrudan mesleki orta öğretim kurumlarından mezun öğrencileri almakta iken, bu eğitim kalitesini yükseltmek bakımından, doğrudan geçiş bu yıldan itibaren kaldırılmıştır. Bu durumda, daha fazla öğrencinin yükseköğretime gidememesinin söz konusu olacağını söylemek mümkündür. 4. SÜREKLİ MESLEK EĞİTİMİ Almanya'da sürekli meslek eğitimine katılımların büyük bir yüzdesi mesleki eğitim alanında iken, Türkiye'de genellikle hobi ya da genel kurslar ağırlıktadır. Her iki ülkede de, kanuna dayalı olarak yürütülen sürekli eğitim sonucunda alınan belgelerin değerlendirilmesi çalışmalarının yanı sıra, uzaktan eğitim Almanya'da daha ağırlıklı olarak ileri meslek eğitiminde kullanılan bir metoddur. Bu konudaki ülkeler arası farklılıklardan birisi de, Almanya'da odaların ileri meslek eğitimi içerisinde oynadıkları rolün ağırlığıdır. 5. MESLEKİ - TEKNİK EĞİTİM ÖĞRETMENLERİ Öğretmen yetiştirme sistemleri açısından iki ülke arasında çok farklılık yokmuş gibi gözükse de Almanya'daki Pädagogische Hochschule'lerin ve öğretmen adaylarının sayısının hedeflenen / planlanan miktarda tutulması ve iki devlet sınavından sonra öğretmen alınması gibi yollarla eğitimde kalitenin ön planda bulundurulması, Alman eğitim sistemini olumlu etkilemektedir. Eğitimde kaliteyi artırmaya çalışan Türkiye'de ise öğretmen alımı, sadece bir devlet sınavıyla (KPSS) gerçekleştirilmektedir. Ancak öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarından çok sayıda mezun verilmesi, buna karşılık sınırlı sayıda öğretmen adayının öğretmen olarak atanabilmesi, Türk eğitim sistemi olumsuz etkilemektedir. Mesleki ve teknik öğretmenleri açısından 2 ülke arasındaki durum incelendiğinde; Almanya'da teknik öğretmenlerin ağırlıklı olarak teorik meslek derslerini yürüttüğü ve bunun yanı sıra bir kültür dersini de okutması gerektiği, pratik (uygulamalı) eğitimin ise daha çok uygulama eğiticileri tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir. Türkiye'de ise işletmede yapılan pratik eğitim haricinde mesleki ve teknik ortaöğretim kurumu öğretmenleri, hem teorik ve hem de uygulamalı meslek derslerini okutmaktadırlar ve alanları dışında okutmak zorunda oldukları 2. bir alan bulunmamaktadır. Öğretmenlerin sürekli meslek eğitimi (hizmet içi eğitimleri) konusunda da sıklık ve nitelik açısından farklılık vardır. Almanya'da hizmet içi zorunlu iken, Türkiye'de genelde isteğe bağlıdır. İleri eğitim noktasında da kariyer basamakları netleştirilmiştir. Türkiye'de eğitim sistemi üzerinde kısa sürelerde çok fazla değişiklik yapılması, sistemin bir parçası olan öğretmen, okul yöneticisi vb. çalışanlar üzerinde olumsuz etkiler oluşturmuştur. Bu durum mesleki ve teknik eğitim veren kurumlar anlamında daha fazla olumsuz etki yapmıştır. Çünkü bu okul yöneticilerin büyük çoğunluğu, yapılan değişiklikler sonucu mesleki eğitim almamış, mesleki eğitim okullarında çalışmamış ve mesleki eğitimi tanımayan kişilerden oluşmuştur. Almanya'da eğiticiler özel öneme sahip ve onlarda sürekli kurslardan geçirilirken, Türkiye'de işletmeler öğrencilerin beceri eğitimi için eğitici ve eğitim ortamına yatırım yapmaktan çok, bir çalışanı aynı zamanda eğitici olarak da görme ve görevlendirme durumundadır. 6. BECERİ VE YETERLİKLERİN GELİŞTİRİLMESİ Almanya'da beceri ve yeterliliklerin geliştirilmesinde odalar son derece etkili iken, Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı ilgili kuruluşların görüşünü alarak belirlemektedir. Süreç Almanya'da daha hızlı ilerlemekte ve yeni mesleklerin ortaya çıkmasına da katkı sağlanmaktadır. Ayrıca; engelli bireylerin mesleki eğitimine ilişkin olarak da ciddi çalışmalar vardır. Türkiye'de engellilerin mesleki eğitimhizmetinden yararlanmaları son derece kısıtlıdır. ALMANYA • TÜRKİYE
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 67 7. BECERİ EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Beceri eğitiminin değerlendirilmesi süreci her iki ülke de benzer bir görünüm arz etmektedir. Ancak Türkiye'de eğitimin her kademesinde olduğu gibi kamu (MEB) ağır basmakta ve sınav komisyonları okullarca oluşturularak, meslek kuruluşlarından da temsilci alınmakta, ilgililere ücretler de kamu kaynaklarından sağlanmaktadır. Almanya'da ise, sınav komisyonlarının oluşumu, sınav ortamının hazır edilişi ve sınav ücretlerinin finansı, sınavın gerçekleştirilmesi süreci, tamamen mesleki kuruluşların denetimindedir. Sınavların yapılması sorumluluğunu üstlenmiş olanlar, sınav sonunda belgelendirmenin sağlanması görevini de üstlenmiş durumdadır. 8. MESLEKİ EĞİTİMİN FİNANSMANI Mesleki eğitimin finansmanı ile ilgili olarak Almanya'da ciddi oranların olduğu görülmektedir. Finansman sadece kamu kaynakları ile değil, özellikle mesleki eğitimin çıktısı olan nitelikli insan kaynağının istihdamını sağlayarak, kendine fayda sağlayan işletmelerce, onların örgütlerince ve yerel yönetimlerce de desteklenmektedir. Türkiye'de, mesleki eğitim genel anlamda devlet bütçesinden finanse edilmektedir. Mesleki eğitim süresince öğrencilerin kazaya karşı sigortalanmasının yanı sıra, özel mesleki eğitim yapan kurumlara da destek sağlanmaktadır. Odalarca eğitim için ayrılması gerekn payların da özelde mesleki eğitim için harcanması gerekirken, genel eğitim çerçevesindeki değişik aktivitelere, ya da eğitim ile ilişkilendirilerek sosyal faaliyetlere harcandığı söylenebilir. Kamu sektöründe çalışanların finansı ile işletmelerin kendi personelinin eğitim finansı konusunda iki ülkede durum aynıdır. 9. MESLEKİ KURULUŞLARIN İŞLEVİ Almanya ve Türkiye örneğinde mesleki kuruluşların kuruluş, seçim, yönetim gibi hususlardaki benzerliklerinin yanı sıra işlevi (mesleki eğitim ile ilgili) konusunda yadsınamaz farklılıklar bulunmaktadır. - Türkiye'de işletmelerde verilen meslek eğitiminin sorumluluğu, denetimi Milli Eğitim Bakanlığında iken Almanya'da tüm bu sorumluluk meslek kuruluşlarındadır. -Mesleki yeterliklerin ölçülmesi ve belgelendirilmesi noktasında da, sınavların yürütülmesinde olduğu gibi iki ülke arasında farklı yaklaşımlar mevcuttur. - Mesleki eğitimin finansmanı konusunda odaların işlevleri bağlamında da, ilgili başlık altında sunulan veri ve bilgiler ışığında,her iki ülkede farklılık görülmektedir. - Almanya'da mesleki eğitime ilginin artırılması ve rehberlik yapılması konularında odalar aktif rol oynarken; Türkiye'de bu işi de kamu kurum-kuruluşları genel olarak üstlenmiş vaziyettedir. Meslek odaları da davetli sıfatıyla yer almaktadır. - İşletmede eğitim yapan öğrencilerin özlük hakları noktasında Türkiye'de sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. Özellikle küçük işletmeler gerekli ücreti ödemek konusunda duyarsız davranmakta ya da daha az ödeme yapmaktadır. Bunlar ile ilgili olarak odaların denetimi yoktur, kamu denetimi de yeterli değildir. - Almanya'da odalar sürekli eğitim kursları düzenlenmesi konusunda sürekli bir çalışma içinde iken Türkiye'de bu seyrek rastlanan bir durumdur. - Türkiye'de işletmelerin mesleki eğitim için uygunluğu noktasında denetim görülmezken, Almanya'da beceri eğitimi verecek işletmenin uygunluğu, kaç öğrenciye beceri eğitimi verebileceği vb. hususlar, odaların yetki ve sorumluluk alanı içerisindedir. Görülen odur ki; Türkiye'de odaların eğitime ilişkin görevleri hukuki düzenlemeler (kanunlaryönetmelikler) ile belirlenmişken, Almanya'da daha temel hukuki düzenlemeler vardır. Ancak iki ülke arasında odaların (dolayısıyla işletmelerin) arasındaki en büyük ve en çarpıcı farklılığın mesleki eğitime verilen değer, anlam, içerik, rol olduğunu söylemek gerekir. Almanya bu konuyu olmazsa olmaz olarak görmekte ve odalar hukuki zorlamadan çok, sonucun kendileri açısından oluşacak katma değerini, getirisini düşünüp dikkate alarak, gönüllü bir şekilde mesleki eğitimi sahiplenme ve üstlenme noktasındadır. ALMANYA • TÜRKİYE
68 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ SONUÇ VE ÖNERİLER Her toplumun kendine has kültür yapısına bağlı olarak, kendi sosyal ve ekonomik özellikleri ve değerlerine göre kurulup biçimlenen bir eğitim sistemi vardır. Değer çatışması yaratmayacak iyi uygulamaların, tüm diğer sistemlerde olduğu gibi, eğitim sistemimize aktarılmasının gerekliliği mevcuttur. Kaldı ki köyleşen dünyada ülkeler, insanını sadece kendi kültür ve ekonomisi için değil, evrensel kültüre uyumlu ve küresel ekonomi sistemine ayak sağlayabilecek bireyler olarak da yetiştirmek zarureti ile karşı karşıyadır. Artık ülkelerin kendi içinde, kapalı bir ekonomik sistemle ayakta durmasının mümkün olmadığı, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişte herkesin herkese ihtiyaç duyduğu, (mal alma, satma, insan gücünden yararlanma vb.) ve ülkelerin de bu gerçeklikler doğrultusunda sistemlerini oluşturmaları bir zorunluluktur. Ülkemizde eğitim sistemi yıllardır tartışma konusu olmuş ve olmaya devam eden, reform adı altında bir çok yeni uygulamalara sıkça rastlanan bir alandır. Tüm bu çabalara, gayretlere ve iyi niyetli olduğundan kuşku duyulmayacak çalışmalara, siyasi parti programları, kalkınma planları, hükümet programları vb. programlarda yer verilerek, özellikle mesleki ve teknik eğitimin güçlendirileceği, mesleki eğitimde kalitenin artırılacağı, nicelik ve niteliklerin en yüksek seviyelere ulaştırılacağı yer almış ve alıyor olsa da mesleki ve teknik eğitimin bugünkü durumda istenilen, özlenilen, beklenilen yerde olmadığı, halen işverenin yeterli sayı ve vasıſta eleman bulamadığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Bir taraſtan işsizlik oranları artmakta, diğer taraſtan ise mevcut bazı alanlarda istihdam edilebilecek yeterliliklere sahip eleman bulamama gibi bir durumun sonuç olarak karşımıza çıkmasının temel ekseninde; genelde eğitim, özelde ise mesleki ve teknik eğitim sistemimizdeki eksiklikler ve yapılan hatalı uygulamalar olduğu, eğitim sürecinde uygulanan politikalar sonucundaki çıktıların değerlendirilmeden, sistem üzerinde çok fazla oynanması vardır. Sistemler bir makinenin dişli kutusu gibidir ve tüm dişliler birbirlerini etkilemekte, birbirlerinden güç alarak diğerine iletmektedir. Dişli takımı ya da bir elemanının bozuk, uygunsuz, eksik vb. olumsuzlukları barındırması, tüm dişli kutusunun çalışmasının sağlıksız olmasına yol açar ve makine çalışamaz ya da verimsiz çalışır hale gelir. Yönetimsel olgularda, bu mekanik benzetmeye paralel olarak, alt sistemlerin birbirini olumlu-olumsuz etkilediği, aralarındaki uyum-uyumsuzluk, noksanlıklar sonucu sistemin genelinin verimli çalışıp-çalışmadığını gösteren bir yapıdır. Eğitim sistemi kendi içinde iyi kurgulanmış, düzenli geçişler sağlanmış ve tüm teknolojik imkânlardan faydalanılarak yeterli fiziki imkânlar sağlanmış olsa bile, bu sistemin vazgeçilmez unsuru olan öğretmen yeterliliği - yetersizliği, sistemin başarı - başarısızlığına neden olur. Ya da mesleki eğitimin çıktısı olan yetişmiş iş gücünün, değerli kılınacağı -istihdam edileceği işletmelerin, nasıl bir iş gücü istediklerini tanımlamaması, tanımlamayı ilgili birimlerle paylaşmaması, paylaşmanın dikkate alınmaması vb. sonuçlarda zaman, emek ve ekonomik kayba neden olan bir sonuç doğurur. Bu nedenle, eğitim sistemini ya da sistemin alt sistemlerini ayrı ayrı ele almak ve bunlar üzerinde değişiklik yapmak ya da değiştirmek, eğitim sistemini etkileyen ve eğitim sisteminin etkilendiği diğer sistemler üzerinde de değişiklik yapılmadığı taktirde, istenilen sonucu ve verimi sağlamayacaktır. Bu bulgular ve düşüncelerin ışığı altında, sistem bütünlüğünü de sağlayacak şu önerilerde bulunmak mümkündür: -Türkiyenin demografik yapısı (göçler de dahil) ve özellikle de Avrupa ile komşu ülkelerin demografik yapısı detaylı bir şekilde incelenmelidir. Buna bağlı olarak, ülke nüfusunun gelişimi çerçevesinde eğitim alt yapısı (fiziki imkanlar), her eğitim aşaması için normlara uygun ve yeterli bir ölçekte yapılandırılmalıdır. ALMANYA • TÜRKİYE
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 69 -Eğitim sistemi alt yapısının oluşturulmasında, Türk ekonomi sisteminin hedefi, izlemek istediği yol haritası ve dünya ekonomisine sunacağı alanlar dikkate alınmalıdır. -En fazla ekonomik iş birliği içinde olunan ülkeler ile ülkemiz arasındaki eğitim sistemlerinin benzerlik oranı ve geçiş kolaylığı sistem oluşumunda dikkate alınmalıdır. -Eğitim sistemi bir bütün halinde ele alınırken, işsizliği önleyici ve istihdam ve girişimciliği artırıcı bir alt sistem olarak; mesleki ve teknik eğitime özel ve ayrı bir önem verilmelidir. -Anaokulu/ ana sınıfı uygulamalarında nitelikli bir sayısal artışın sağlanması noktasında, devlet okullaşmaya önem vermeli, özel sektör de bu konuda desteklenmelidir. -Mevcut sistemde 4 yıllık ilkokuldan sonra ortaokul ya da imam hatip ortaokuluna gidilmektedir. 3. bir ortaokul türü olarak, öğrencinin ilgi ve yeteneklerinin ortaya çıkabileceği, değişik mesleklere ilişkin minyatür atölyelerin yer aldığı, mesleki hazırlık ortaokulları kurulmalıdır. -Bunun uygun olmaması halinde, ortaokulların 3 ve 4. sınıfından itibaren, mesleki tanıtım ve değişik alanlarda temel meslek becerilerine yönelik bir eğitim (gerektiğinde ortaokulların mesleki ortaöğretim kurumları ile ilişkilendirilmesiyle) sağlanmalıdır. -Bu aşamada geliştirilecek ilgi, yetenek ve kabiliyet ölçüm testlerinin de uygulanması sonucu, öğrencinin ilgili ortaöğretim kurumuna geçişine yönelik yönlendirmenin, (bilimsel testlere dayalı bir şekilde, öğrenci ve velinin de güveni sonucu) sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. -Ortaöğretim düzeyindeki yapılanma gözden geçirilmelidir. Eğitim sistemimizin son 4 yılındaki ortaöğretim kurumları çeşidine mesleki eğitim merkezlerinde alınarak, üreten toplumda işletmelerin olmazsa olmazı olan nitelikli işgücünün çıraklık eğitimi sistemi yoluyla yetiştirilmesi yolunda atılan adım çok değerlidir. -Bu sistemin uygulama aşamasının çok iyi planlanması, bu konuda işletmelerin temsil yerleri olan sivil toplum örgütleri ile kuvvetli işbirliğine gidilmesi ve hatta bazı yetki ve sorumluluklarınn onlara devredilmesi, sistemin daha verimli olmasına ve istenilen yeterliliklere dayalı bireyler yetiştirilmesine katkı sağlayacaktır. -Bu çerçevede, ikili meslek eğitimi sistemi, geleneksel usta-çırak ilişkisinden farklı, meslek etiği, iş ahlakı ve mesleki yeterliliklerin yanı sıra, takım çalışmasına yatkın ve girişime açık bir eğitim modeli olarak, toplum nezdinde değerli bir hale getirilmesi için, kamu ve başta odalar olmak üzere, tüm sivil toplum örgütlerince bir seferberlik başlatılmalıdır. -Odaların bütçelerinin en az %10'unun mesleki ve teknik eğitime ayrılması ve harcamanın bu alan haricinde yapılmamasının takibi oluşturulmalıdır. -Finansın yanısıra odalar, sistemin tasarımı ve işleyiş süreçlerinde kamu ile eşdeğer role sahip olmalıdır. Bu süreçler genel olarak; politika üretme, beceri ihtiyaçlarını belirleme ve mesleki eğitimin sağlanması, işletmelerin teşviki ve yönlendirilmesi, işletmelerde pratik eğitim koordinasyonunun sağlanması ve kalitesini arttırma yönünde çalışmalar yapılması, mesleki ve teknik eğitim kurumları yönetiminde yer alınması, meslek standardı hazırlanması, sınav ve belgelendirme yapılması olarak sıralanabilir. -Buna bağlı olarak; her odada mesleki eğitim, sınav ve belgelendirme birimi ile işbirliği içinde çalışacak, işletme denetimi ve istihdam birimleri oluşturulmalıdır. -Odaların politika oluşturma sürecine katılımı için oluşturulmuş bulunan İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları gibi mekanizmalar odaların başkanlığında ve kamunun desteğinde olacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. -Odaların, Mesleki Yeterlik Kurumu ile işbirliği, standart hazırlama Sınav ve Belgelendirme vb. konularda daha etkin olması sağlanmalıdır. -Mesleki ve teknik eğitime devletçe ayrılan desteğin artırılması, değişik kaynaklardan gelen bütçe paylarının tek bir havuzda toplanarak, daha akılcı ve gerçekçi bir şekilde harcanması sağlanmalıdır. -Mesleki eğitime devam etmek isteyen öğrencilere, (mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezleri) işletmece ödenen ücret haricinde, ulaşım bedeli ve öğle yemeğinin karşılanması gibi destekler sunulmalıdır. -Mesleki eğitim merkezlerinde teorik dersler haſtada 2 günden az uygulanmamalıdır. -Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına öğretmen yetiştirme sistemi lisans düzeyinde yeniden oluşturulmalı, bu aşamada, işletme bünyesinde pratik eğitim almaları da sağlanmalıdır. ALMANYA • TÜRKİYE
70 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ -Mesleki ve teknik eğitim öğretmenlerinin hizmet içi eğitim yolu ile (işletmelerle de işbirliği yapılarak) gelişimlerine önem verilmelidir. -Öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi yolunda hukuki düzenlemeler yapılmalı, öğretmenlik mesleğinin maddi ve manevi bir cazibe merkezi haline getirilmesi sağlanmalıdır. -İşletmeler pratik eğitim için (mümkünse eğitim birimi oluşturmalı), mesleki / teknik öğretmen ya da nitelikli usta öğretici istihdamına özendirilmeli ve devletçe teşvik edilmelidir. Bu durum, işssiz gençlerin istihdamına da katkı sağlayacaktır. -Müfredat programları ve modüller-ders kitapları, gelişen ve değişen meslekler dikkate alınarak yenilenmelidir. -Mesleki ve teknik eğitim kurumlarının, mesleklerin özelliklerine göre geliştirilen standart donatımlara ulaşması sağlanmalıdır. -Mesleki eğitimde yetki ve sorumluluklar gözden geçirilmeli ve gerekli yetki devirleri sağlanmalıdır. -Mesleki ve teknik eğitim kurum yönetim yapısı gözden geçirilmeli, ilgili meslek kuruluşlarının yönetim kurumlarında aktif rol almaları sağlanmalıdır. -Mesleki eğitim kurum müdürü ile müdür başyardımcısı ve en az üç müdür yardımcısının meslekçi/teknikçi olması için ilgili düzenlemeler gerçekleştirilmelidir. -Alan şeflikleri cazip hale getirilmeli ve haſtalık okutmak zorunda oldukları ders saatleri yetki ve sorumluluklar çerçevesinde yeniden belirlenmelidir. -Okullar arası geçişgenlik tüm eğitim kademelerinde yatay ve dikey olarak yeniden düzenlenmelidir. -Zorunlu eğitim çağı içinde öğrencinin açık öğretim liselerine yönlendirilmesi uygulaması sona erdirilmelidir (Mesleki eğitim merkezlerine kayıtlı olanlar hariç). -Mesleki eğitim merkezlerine kayıt olan öğrencilerin ilk yılı mesleğe hazırlık yılı olarak, eğitim kurumlarında gerçekleştirilmeli ve 2. yılda ikili eğitime geçiş sağlanmalıdır. -Ortaokullardan Anadolu mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına geçişte, mesleki ve teknik alanlar belirlenmeli ve Anadolu imam hatip liselerinde olduğu gibi, ortak derslerin yanı sıra, meslek dersleri de verilmelidir. -Aile eğitimine önem verilerek, eğitim sistemi içinde daha bilinçli hareket etmelerine fırsat verilmeli ve özellikle çocuklarının eğitim - öğretim etkinliklerinde aktif rol alarak meslek seçimlerinde isabetli kararlar verilmesine olumlu katkıları sağlanmalıdır. -İş dünyasınca ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücü alan analizlerinin düzenli olarak yapıldığı ve izlendiği bir yapı oluşturularak, mesleki eğitim kurumlarının gelecek perspektifleri buna bağlı şekillendirilmelidir. -Mesleki ve teknik eğitim AR-GE merkezleri oluşturulmalıdır. -Mesleki okullar uzman - tematik okullar olarak yeniden yapılandırılmalıdır. (Otomotiv Meslek Lisesi, Ahşap Meslek Lisesi vb). -Yükseköğretime geçiş sınavında, alınan mesleki ve teknik derslerin bir karşılığı olmalı ya da lise mezuniyet sınavları konularak, yüksek öğretime geçişte ilgili alanlara göre lisans eğitimine yerleştirme gerçekleştirilmelidir. -Yükseköğretim, tabandaki eğitim sistemine uygun olarak yeniden yapılandırılmalı, nicelikten çok, niteliğe önem verilmeli ve özellikle mesleki ve teknik yükseköğretimde, işletme / odalarla sürekli işbirliği sağlanmalıdır. -Bu iş birliği geleceğin meslek-çalışma alanlarının izlenmesi, araştırılması, yapılandırılmasını da kapsamalı ve mesleki yüksek öğretimde bu gelişmelere göre değişiklikler süratle sağlanarak iş hayatı ile uyumlu hale getirilmelidir. -Sürekli mesleki/teknik eğitime önem verilmeli, bu konuda kaynaklar birleştirilerek daha sağlıklı yapılar oluşturulmalıdır. Yaygın eğitim sağlayan devlet kurumları (Halk eğitim merkezleri) ile yerel yönetimler (Belediyeler) ve diğer kamu kurumları (İŞKUR vb) arasındaki rekabet ya da eşitsizlik giderilmeli ve kurs sağlayıcıları kursiyerlere aynı imkanları sunabilecek yapıya kavuşturulmalıdır. ALMANYA • TÜRKİYE
MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ | 71 ALMANYA • TÜRKİYE
72 | MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ ALMANYA • TÜRKİYE KAYNAKÇA 1. Statistisches Bundesamt, Statistisches Jahrbuch, 2016 2. Vocational education and training in Germany, Cedefop Panorama series; 138 3. Baden Württemberg Eğitim Sistemi, MEB Stuttgart Eğitim Ataşeliği, 2013 4. European Commission/EACEA/Eurydice, 2015. The Structure of the European Education Systems 2015/16: Schematic Diagrams. 5. Eurostat, EU Labour Force Survey, Eurostat database, 2006. 6.Yaygın Eğitim Kapsamında Mesleki Eğitim Sistemi (2009/Ekim)Dr. Necdet Kenar, MESS eğitim vakfı 7.MİLLÎ EĞİTİM İSTATİSTİKLERİ Örgün Eğitim National Education Statistics Formal Education 2014/'15 8. JANSEN, A , Ausbildung in Deutschland weiterhin investitionsorientiert – Ergebnisse der BIBBKosten-Nutzen-Erhebung 2012/13 [Apprenticeship training in Germany remains investment-focused – results of the BIBB Cost-Benefit Survey]. BIBB Report Nr. 1/2015 9. MÜLLER, N.: Ausgaben der öffentlichen Hand für Weiterbildung [Public spending on continuing training]. In: BIBB (Ed.): Datenreport zum Berufsbildungsbericht 2015 [Data Report to accompany the 2015 Report on Vocational Education and Training]: Bonn 2015, pp. 275–278 10. NORMANN MÜLLER,Dr. Research Associate in the “Costs, Benefits and Financing of Vocational Education and Training” Division at BIBB 11. FELIX WENZELMANNResearch Associate in the “Costs, Benefits and Financing of Vocational Education and Training” Division at BIBB 12. ANIKA JANSEN, Research Associate in the “Costs, Benefits and Financing of Vocational Education and Training” Division at BIBB 13. İstatistiklerle gençlik, Youth in Statistics 2014, TÜİK 14.Education at a Glance 2013: OECD Indicators, OECD Publishing. 15.BIBB (2014): Training regulations and how they come about. Bonn: BIBB; 16.BIBB (2014): Data Report 2014 / Datenreport 2014 - Draſt Version. Bonn: BIBB. 17. BIBB (2014): Data Report 2014 / Datenreport 2014 [cited 06.08.2014]; 18. BIBB (2013): Data Report 2013 / Datenreport 2013. Bonn: BIBB; 19. BMBF (2014): Berufsbildungsbericht 2014: Bonn, Berlin: Bundesministerium für Bildung und Forschung; 20. BMBF (2013): Berufsbildungsbericht 2013: Bonn, Berlin: Bundesministerium für Bildung und Forschung 21. Hensen, Kristina/Hippach-Schneider, Ute (2013): ReferNet - VET in Europe Country Report Germany 2013; under 22. Krekel, Elisabeth M.'Probleme und Perspektiven der Berufsbildung in Deutschland'; course thought at the University of Bremen, summer term 2008. 23. Türk ye Odalar ve Borsalar B rl ğ le Odalar ve Borsalar Kanunu 24. Meslek Eğ t m Kanunu 25. MEB, Denkl k Yönetmel ğ ve Kılavuzu 26. MEB, Ortaöğret m Kurumları Yönetmel ğ
Kitabın Hazırlanmasındaki Katkılarından Dolayı Teknik Öğretmen ve (2012-2015 yılları arası) Stuttgart Eğitim Ataşesi Zeynel Abidin KARAGÖZ'e ve Teknik Eğitim Vakfına teşekkür ederiz.